Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MART 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11
terafl HAMAS'ı
reddetti
• Dış, Haberler Servisi -
İsrail, aşın dinci HAMAS
örgütünün koşullu ateşkes
önerisini reddetti- Dışişleri
Bakanı Ehud Barak, İsrail
radyosuna verdiğı demeçte
HAMAS'm, tutuklulann
serbest bırakılması gibi bir
istek listesi karşılığında sal-
dmlannı durdurma önerisi-
ni reddettiklerini söyledi. İs-
rail'in tek muhatabuun Ya-
ser Arafat'ın özerklik yöne-
timi olduğunu belirten Ba-
rak, Filistin özerklik yöneti-
mi dışında başka bir Filistin
organı ile uzlaşmaya gitme-
nin doğru olmayacağıru
kaydetti.
Kolombiya'ya
ABO ambargosu
• VVASHINGTON (AA)
- ABD Başkanı Bill
Clinton. Kolombiya
yetkililennin uyuşturucu
kaçakçılığı konusunda
yeterince işbirliği
yapmadıklan gerekçesiyle,
bu ülkeye ABD ekonomik
yardımlannı büyük ölçüde
kestığini açıkladı. ABD
yönetimi tarafından
uyuşturucu ile savaşım
konusunda yapılan yılhk
değerlendirme dün
açüdandı. Clinton'un
karannda Afganistan,
Burma. lran, Nijerya ve
Suriye de bu konuda
ışbırliğınden kaçınan
ülkeler olarak açıklandılar.
Adams'a ABD
vizesi
• \VASHINGTON (AA)
- ABD Başkanı Bill
Clinton. Sinn Feın lideri
Gerry Adams'a, St.
Partick's Günü'ne
katılması için, ABD vizesi
verilmesini onayladı.
ABD yönetiminin bir
yetkilisi, Clinton'ın tek bir
ziyaret için geçerli olmak
üzere, Adams'a üç aylık
vize verilmesini kabul
ettiğini söyledi. Yetkili,
Adams'ın ABD'de
bulunduğu süre içinde,
IRA için para
toplamamayı kabul ettiğini
de bıldırdi. Açıklamanm,
Ingiltere ve Irlanda
hükümetleri arasında, banş
görüşmeleri için bir tarih
belirlemeye karar
vermelerinden sonra
yamlmasma dikkat
çekiliyor.
Bangkok'da düzenlenen tarihi zirvede AB liderleri, Asya pazanna girmeye uğraşıyorlar
Avrupa-Asya vakndaşmasiDtş Haberler Servisi - Asya ve
Avrupa ülkeleri arasında ilk kez
Bangkok'ta yapılmakta olan zirve
toplantısının açılışında, iki ticari
blok arasındaki yatınmlann teşvik
edilmesı çağnsında bulunuldu.
Bangkok'ta dün başlayan ve bu-
gün de devam edecek olan zirve
toplantısında, Avrupa Birliği'ne
(AB)üye 15ülkeveASEAN'aüye
7 ülkenin yanı sıra Çin, Japonya
ve Güney Kore yetkilileri bıraraya
geldi. Asya ve Avrupa'dan 25 lide-
rin katıldığı zirve toplantısı, eko-
nomi ağırlıklı bir şekilde devam
ediyor.
Asya-Avrupa toplantısının
(ASEM) açılış konuşmasını yapan
ev sahibi Tayland'ın Başbakanı
Banharn Silpa-archa. "Altı ay
içinde bir Asya-Avrupa Yatınm
Teşvik Planrnın oluştunılabil-
• Dünyanın en hızlı gelişen pazarlanndan birine adım atabilmek için
sömürgeci tarihini unutturmaya çalışan Avrupa, Asyalı liderlerin
talebi üzerine insan haklan konusunu zirve gündeminden çıkardı.
mesi için, hükümetler ve özel
sektörlcr arasında ortak bir ça-
hşma grubu oluşturulmasını
önermek istiyorum. Bu plan, As-
ya ile Avrupa arasında yatınm-
lann daha fazla akışını sağlaya-
caktır" dedi.
Avrupa Birlıği dış ticaret yetki-
lisi Leon Brittan da, basın men-
suplanna yaptığı açıklamada,
AB'nin Tayland Başbakanı'nın,
yatınm planlan oluşturulması ve
işbirliği alanındaki engellerin or-
tadan kaldınlması amacıyla bir ko-
mite oluşturulması önerisini des-
teklediğini söyledi. Zirve toplan-
tısına katılan Asya ve Avrupa lider-
leri toplantısının ana amacının.
bölgeler arasında halen son derece
az olan yatınmlann teşvik edil-
mesi olduğunu bildiriyorlar.
Bu arada, zirve toplantısı do-
layısıyla Bangkok'da bulunan Çin
ile Ingiltere başbakanlan, ikili bir
göriişmede bulundular. Çin Baş-
bakanı Li Peng ile tngiltere Başba-
kanı John Major arasındaki gö-
riişmede, Hong Kong'un yöneti-
minin Çin'e devredilmesi ve iki
ülke arasındaki ilişkiler üzerinde
durulduğu kaydedildi. Peng ile
Major'un, iki ülke arasında Hong
Kong'un yönetiminin devredilme-
sine ilişkin anlaşmazhklar üzerine
gerginleşen ilişkilerin son zaman-
larda yeniden geliştiği konusunda
görüş birliğine vardıklan bildiril-
di. Öte yandan Avrupa Birliği ile
Güney Kore arasında geniş kap-
samlı bir ticari ve siyasi işbirliği
anlaşması imzalandı. Anlaşma-
nın, AB dış ticaret yetkilisi Leon
Brittan ile Güney Kore Dışişleri
Bakanı Gong Ro-Myung arasında
imzalandığı kaydedildi. Brittan,
anlaşmanın imzalanmasından son-
ra yaptığı açıklamada, anlaşma-
nm Avrupa ile Asya arasında gü-
ven ve işbirliği alanlanndaki yeni
havayı yansıthğmı söyledi.
Zirvenin ilk günü, gündeme iti-
raz eden Portekiz, toplantıda tica-
ret ve yatınm konulannın yanı sıra
insan haklan konusunun da görü-
şülmesi gerektiğini ısrarla vurgu-
ladı. Portekiz Başbakanı Antonio
Gutteres, zirvenin sabah oturu-
mundan sonra gazetecilere yaptığı
açıklamada "Zirvenin, ticari işkvi-
nin yanı sıra siyasi işlevinin de bu-
lunması bizün için çok önenıli" di-
ye konuştu. Bangkok'a gelen As-
yalı liderlcr. insan haklan konusu-
nun kendi iç meseleleri olduğunu
ve zirvede görüşülmesini isteme-
diklerini bildirmişlerdi. Bazı Asya
ülkeleri de Batıyı çifte standart uy-
gulamakla suçlayarak Avrupa'nın
endüstri devrimi sırasında ucuz iş-
gücünden yararlandıklan halde bu-
gün Asya'yı rekabet gücünden
yoksun bırakmaya çalıştıklannı id-
dia ediyorlar.
ABD'nin uyuşturucu raporu:
Kaçakçılan
Suriye koruyor
BLGÜN SANDIK BAŞINA GÎDtlİYOR
Avustralya içîn
kritik seçimler
ZERMANAKARSU
StDNEY (Cumhuriyet)-2
Mart 1996 seçımlen Avust-
ralya açısından oldukça
önemli. Çünkü 12 yıllık iktı-
dar sonrasında Labor Party
(lşçi Partısi) seçimi kaybe-
decek gıbi gözüküyor. Bura-
da ABD'ye benzer şekilde
eyaletler var, bir de Canber-
ra'da tüm ülkeden sorumlu
parlamento. Şu anda lşçi Par-
tisi ıktıdarda: muhalefette ıse
sağ koalisyon var. Koalisyon
Liberal Parti, Demokratlar
ve Ulusal Parti 'den oluşuyor.
Koalisyon bu seçime de bir-
likte gıriyor. ama her partinin
adayı ayn. Greens (Yeşiller)
de özellikle Fransa'nın bu
yöredeki nükleer denemele-
rinden sonra güçlenen bir
parti. Bir ay önce koalisyo-
nun seçimi kazanacağına ke-
sin gözüylebakılıyordu. An-
cak son ay içinde lşçi Partisi
önemli atak yaptı. Özellikle
sanatçılar, etnik gruplar ve
tabii sendikalar lşçi Partisi'ni
destekliyorlar. TV'de iki li-
derin (Paul KeatingLabor,
John Howard/Liberal) tarrtş-
malan sonunda ara kapanı-
yordu. Liberallerin ıktidara
gelince Telstra'yı (Avustral-
ya telekom) satacaklanm ve
Medicare denilen genel sağ-
lık sigortası yerine özel sağ-
ltk sigortasına ağırlık vere-
ceklerini söylemeleri ve Ke-
ating'in bu konuların üzerine
çok iyi ^itmesi, bunda etkili
oldu. Ote yandan liderlik
özellikleri açısından Keating
Howard'dan kat kat üstün.
Zaten Labor'un temel sloga-
nı 'Leadership' (liderlik).
Ancak iki gün önce ortaya çı-
kan bir skandal tüm kamu-
oyu yoklamalannı değiştirdi.
Labor'un ekonomik duru-
mun iyiliğini göstermek için
kullandığı, Hazine Baka-
nı 'nın imzasını taşıyan bir
mektubun sahte olduğu orta-
ya çıktı. Her ne kadar Ke-
ating bunu yapanın kendi
partısınden olamayacağını
söylediyse de bu olay sonra-
sındakiaraştınnalar Liberal-
lerin 6 puan kadar öne geçti-
ğini gösteriyor. (% 47'ye kar-
şı % 39). Sadece iki parti ara-
sında seçim yapılması isten-
diğinde araştırmaya katılan-
lar liberallere 53-47 üstünlük
tanıyorlar.
WASHİNGTON (AA) -
ABD Dışişleri Bakanlığı'mn
1996 uyuşturucu raporu ya-
ymlandı. Raporda, bölücü te-
rörörgütü PKK'nın eroin üre-
timı ve kaçakçıhğı yaptığı bil-
dirildi. ABD raporunda, gü-
venilir haberlere dayanılarak,
Suriye ordusunun uyuşturucu
kaçakçılannı koruduğu da
kaydedildi. Raporun Türki-
ye bölümünde, Türk uyuştu-
rucu şebekelerinin "Balkan
Yolu" diye adlandınlan, Gü-
neydoğu Asya'dan Avrupa'ya
uzanan kaçakçılıkgüzergahı-
nı denetim altında tuttuğu
kaydedildi. Türkiye'de üreti-
len afyonun yasal ve tıbbi
amaçlı olduğu vurgulandı.
Türk ve Amerikalı yetkilile-
rin bu alanda yakın bır işbirli-
ği içinde bulunduğu ve geçen
yıl ele geçirilen uyuşturucu
madde açısından, rekor dü-
zeyde başan gösterildiğı be-
lırtıldi. "Megapol" olarak nı-
telenen tstanbuFun uluslara-
rası uyuşturucu kaçakçılan
için önemli bir merkez oldu-
ğunun altı çizilenraporda,bö-
lücü terör örgütü PKK'nın,
amaçlanna ulaşmak için ero-
in üretimi ve kaçakçıhğı yap-
tığı bildirildi. Raporda, Türk
güvenlik güçlerinin başanlı
çalışmalanna karşın, güçlü
şebekelerle mücadelede sayı-
lanrun yetersiz kaldığı belirtil-
di.
Türkiye'nin kara paranın
aklanması ile ılgili olarak
"yüksek risk" grubundakı
ülkelerden biri olduğu da kay-
dedilen raporda, bu konuda
yasa tasanlannın hazırlandığı
da belirtildı. Bir ülkenin
"yüksek risk" grubunda bu-
lunması, ABD'nin, acil ön-
lemler ahnması gerektiğini
düşündüğü anlamına geliyor.
Raporda, ABD'nin "Terö-
re destek veren ülkeler" lis-
tesinde yer alan Suriye'de, or-
du mensuplan ve güvenlik
yetkililerinin uyuşturucu ka-
çakçılığmdan kazanç sağladı-
ğı ıfade edıldı. Raporda, "Sö-
rekli ve güvenilir haberler,
Şam'ın resmi iddialannın
aksine, Suriye ordusunun
uyuşturucu kaçakçılannı
koruduğunu gösteriyor"
denildi.
Bosna-Hersek'de
bağımsızlık kutlandı
El-Mecid aşiretinin 'şereftemizleme' harekâtı
Dış Haberier Servisi - Silahlı saldın sonucu öldürü-
len Saddam'ın iki damadının bağlı olduğu El-Mecid aşi-
retinin önde gelen üyeleri, Saddam'a karşı olan tüm ha-
inlerin "kafalarını kopartmaya"' hazır olduklannı bil-
dırdi.
El-Mecid ailesinin hükümet yanlısı bir gazetede yayım-
lanan mesajında şu görüşlere yer venldi:"*Saddam Hü-
seyin'in ve Irak'ın kutsal değerleri önünde yemin ede-
riz ki Saddam'a zarar verecek hainler ortadan kalk-
madıkça kılıçlanmız kılıfına girmeyecek." Irakh yet-
kıliler, El-Mecıd aşiretinin, aıle şerefini temizlemek için
Bağdat'a dönen General Kamil Hasan el-Mecid ve di-
ğer kardeşlerini öldürdüğünü ileri sürdü. Saddam'ın da-
matlan General Kamil Hasan ve Saddam Kamil, ailele-
riyle birlikte geçen ağustos ayında Ürdün'e sığınmıştı.
Saddam'ın kendilerini affedeceğini sanan damatlar Bağ-
dat'a dönmüş, ancak aradan birkaç.gün geçtikten sonra
silahlı saldın sonucu öldürülmüşlerdi.
Dış Haberier Servisi -
Bosna-Hersek'te ülkenin ba-
ğımsızhğının 4'üncü yıldönü-
mü, ilk kez banş içinde kutla-
nıyor. Bosna Gumhurbaşkanı
Afia lzzetbegoviç, bağımsızlık
yıldönümü dolayısıyla ya-
yımladığı mesajda ülkede ya-
şayan değişik uluslara men-
sup gruplara uzlaşma çağn-
sında bulundu. lzzetbegoviç
"Boşnak, Hırvat, Sırp ya da
Yahudi oinuuıuzdan çok Bos-
na-HersekhyTZ- dedi.
Öte yandan Bosna-Hersek
Gumhurbaşkanı Alia Izzetbe-
goviç'in sağlık durumunun
iyiye gittiği bildirildi. tzzet-
begoviç'in bu rahatsızlığı ne-
deniyle Bosna-Hersek'teki
bağımsızlık kutlamalan töre-
nine Gumhurbaşkanı yardım-
cısı Eyüp Ganiç başkanhk et-
ti. Bosna-Hersek'te 1 Mart
1992 günü düzenlenen, ancak
Sırplar tarafından boykot edi-
len referandum sonucunda
bağımsızlık ilan edilrruştı.
Bosna, 4 yıl önceki bağım-
sız devlet görünümüne artık
sahip olmasa da aralık ayında
imzalanan Dayton anlaşması
gereğince başkent Saraybos-
na'nın bölünmezliği ve ülke
sınırlannın degışmezliğı ilke-
leriyle bağımsız devlet tanı-
mına giriyor.
Savaş suçlulan
Lahey'deki Birleşmiş Mil-
letler Savaş Suçlan Mahke-
mesi'nde, Saraybosna kuşat-
ması sırasında sivil halka yö-
nelik katliamlann sorumlusu
Sırp subaylann yargılanması-
na başlandı. Bosnalı Sırp or-
dusu komutanı General Rat-
ko Mtodic'ın emrindeki su-
baylardan Djorje Djukk, ma-
yıs 1992 ile aralık 1995 tarih-
leri arasında aynhkçı Bosna-
lı Sırp ordusunun Saraybos-
na'da yol açtığı insanhk dışı
kıyımlara göz yumduğu, hat-
ta katliamlan kışkırttıği ge-
rekçesi ile suçlanıyor.
Liderlerin seçim kampanyalanndaki en önemli malzemeyi dış politikadaki zaferler oluşturuyor
ABD başkanlannın seçim kozu dış politika
A BD'de başkanlık
ZM seçimleri yaklaşırken
JLJL adaylardavar
güçleriyle seçim
kampanyalannı yürütüyorlar.
ABD'nin tarihsel sürecine
baktığımızda dünyanın bu
büyük gücünü elinde tutan
devlet başkanlannın dış
politikayı çoğu zaman
seçimlere alet ettiklerini, birer
seçim malzemesi olarak
kullandıklannı görüyoruz.
Derleyen: ÖZLEM YÜZAK
Truman (1945-1953)
Atom bombası
ve komünizm
ABD dış dünyaya Başkan Harry Truman döneminde
açıldı. Truman dünyadaki pek çok "ilk"e de imza atan
lider oldu. Hiroşima ve Nagazaki'ye atılarak 2. Dünya
savaşını aniden sona erdiren atom bombasını kullanım
iznini veren Truman, NATO'nun yaşama geçirilişinin,
Marshall planının ve Türkiye ve Yunanistan'ı "komünist
terör' den kurtarmak amacıyla ortaya atılan Truman
doktnnınin önderi oldu. Truman'ın dış polıtıkasının
belirlediği en önemli faktör komünizmin yayılma
korkusuydu. Bu korkunun belirgin bir yansıması olarak,
komünist Kuzey Kore'nin güneyi işgali üzerine ABD
Kuvvetleri Güney Kore'yi savunmak amacıyla bölgeye
geniş çaph çıkarma yaptılar.
Eisenhovver
(1953-61)
Ilımlı
dış
politika
Çumhunyetçilerin adayı
General D. David Eisenhovver
başkanlık döneminde ılımlı bir dış
politika yürütmeye özen
gösterdi.
Kore savaşının sona ermesinde
banşcıl çaba sarfeden Eisenhovver,
başkanlık dönemi süresince siyah-
beyaz sorununu ılımlı bir noktaya
getirmeye uğraştı.
Kennedy (1961-63)
Komünizm
korkusu
doruğa çıktı
John Kennedy Cumhuriyetçilerin adayı R. Nixon'ı yenerek
ABD'nin en genç başkanı olma unvanını kazandı. Kennedy'nin
başkanhğının daha ilk aylannda, Amerikan gizli servisi CIA
tarafından eğitilip desteİdenen Castro karşıtı Kübalılar tarafindan
Küba sahillenne basansız bir çıkarma girişimi yapıldı.Başansızlık
Kennedy'nin Küba'nın üzerine daha fazla gitmesine yol açtı. l%2
yılında Küba'daki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği füze
üstlerinin varhğını ortaya çıkaran Kennedy, bunu derhal bir iç
politika malzemesi olarak kullanmayı ihmal etmedi. Kennedy'nin
dönemi 60'lı yıllarda hızla büyüyen Sovyet ekonomisi ve askeri
gücündeki olağanüstü gelişmelerin komünizm korkularmı da
doruk noktasına çıkarttığı bir dönem olarak kabul edilir.
Johnson
(1963-69)
Vietman
Savaşı'm
başlattı
Lyndon Baines Johnson dönemine kadar
komünizmin yayılma korkusunu dış
politikasına yansıtan ABD, Johnson'un
başkanlığı ile "Ben büyük bir gücüm ve
bunu kullanınm" demeye başladı ve
"dünya jandarmalığına " soyundu.
Dolayısıyla ilk kez "tartışmah" bir
dünya politikasına da Johnson dönemi
ile başlanmış oldu. Kuzey Viemam'a
hava saldın lannı başlatan Johnson,
Vıetnam savaşına da imzasını atmış
oldu.
NİXOtl (1969-74)
Rusya'ya ve
Çin'e giden ilk
ABD başkanı
l. dönem başkanlığı sırasında Vıetnam savaşını önce
doruğa tırmandıran Richard Nixon, sonra politikalar
gereği sona erdirdi. Hatta banş havanliğıru bile
üstlendi. Başkanlığı sırasında ilk gerçek doğu
politikalan başlatıldı. Rusya ve Çin ile dış iuşkileri
başlatan lider olan Nixon, hem Rusya'yı hem de Çin'i
ilk ziyaret eden ABD Başkanı oldu. 2. dönem
başkanlık seçimlerinde "Bakın, ben banşcıyım"
mesajlan vererek giren Nixon, bu seçimleri de kazandı.
Nbcon'ın 2 dönemi VVatergate ile başlayan bir dızi
siyasi skandalın ortaya çıkış dönemi oldu. Seçim
kampanyası sırasında karşısındaki adayın, Mc
Govem'ın telefon konuşmalannı dinletmekle suçlanan
ve tarihe VVatergate olayı olarak geçen skandal
Nixon'ın suçlu olup ohnadığı ortaya çıkmasa da
başkanhğının sonu oldu. Nixon'ın önünde iki olasıhk
vardı, ya meclıs azledecekti ya da istifa edecekti.
Nixon ikinci seçeneği tercih etti ve istifasını verdi. Her
ne kadar banş havarisi olarak ortaya çıksa da Nixon
döneminde ABD yine de "dünya benim etrafimda
döner" diyen sömürgeci politikasından da geri
durmadı. Allende'nin Şili'de seçünle iş başına gelen ilk
sosyalist başkan olmasma dayanamayan ve dönemin
Dışişleri Bakanı Herry Kissenger'ın da dediği gibi
"Bir ülkenin burnumuzun dibinde komünist olmasına
izin veremeyiz" diyen ABD, CIA'yı devreye sokarak
Şili'de ıhtilal yaptı ve Pinochet'i iş başına getirdi
Carter (1977-81)
Rehine
krizi seçimi
kaybettirdi
Georgia Valiliği'nden ABD Başkanlığı'na
yükselen Jimmy Carter'uı dış politika
deneyimi yoktu. Bu yüzden dış politikada her
zaman zayıf kaldı. Başkanlığı her zaman
yüksek enflasyon ve zayıf ekonomi yüzünden
eleştiri alan Carter dönemının en önemli
olaylanndan biri ABD'nin Tahran
Konsolosluğu'na Ayetullah Humeyni
taraftan militan öğrencilerin baskın
düzenleyerek 63'ü Amerikalı 90 kişiyi rehin
almalan ve karşılığında ABD'de tedavi gören
Şah Rıza Pehlevi'yi geri istemeleri oldu.
Rehinelerin serbest bırakılmalan için
Carter'ın diplomatik girişimleri sonuçsuz kaldı,
bunun üzerine gizli bir operasyonla
rehineleri kurtarmaya çalıştı, ancak bu sefer de
başanlı olamadı. Bu politik başansızlık onu
halkın desteğini yeniden kazanmak için
Afganistan'ı işgal eden Rusya'ya karşı
buğday ambargosu uygulamaya yöneltti. 2.
dönem başkanlık seçimlerine de lran'la
rchinclcr konusunda anlaşma sağlamak üzere
iken giren ve bu anlaşmayı seçim kozu olarak
kullanmak isteyen Jimmy Carter,
Cumhuriyetçilerin adayı Ronald Reagan'ın
iddia edildiği üzere devreye girerek anlaşmayı
geciktirmesi üzerine seçimleri kaybetti.
Reagan (1981-89)
'Şahin' başkan
Carter ne kadar "güvercinse" Ronald
Reagan'da o kadar "şahin"di. Ve,
şahinin ilk hareketi de o dönemde
Hıristiyan, Müslüman ve Yahudiler'in
birbirine girdiği Beyrut'a ABD askerlerini göndererek
gövde gösterisi yapmasıyla başladı. Ancak dinamit
yüklü bir gerilla kamyonunun ABD karargâhına
girerek patlaması ve birçok Amerikan askerinin
yaşammı kaybetmesiyle bu girişim bir fiyaskoya
dönüştü. Bunun üzerine Reagan bu skandalı örtbas
etmek için küçük bir ada olan Granada'ya çıkarma
yaptı. Adada başgösteren iç kanşıklıktan yıne adada
bulunan bir Amerikan üniversitesini ve ABD
vatandaşlannı korumak isteyen ABD, son derece
sınırlı güvenlik gücüne sahip adaya binlerce
Amerikan askeri göndererek "çıkarma"yı büyük bir
fetih hareketi gibi göstermeyi ve iç siyasette
kullanmayı ihmal etmedi. Hatta, çıkarmaya katılan
ABD askerlerine törenle binlerce madalya bile
dağıtıldı. Reagan'ın 2. dönem adaylığı sırasındaki
siyasi ilişkilerinde en büyük kozu "SSCB dünya için
büyük bir tehlike. Onunla ancak ben başederim" imajı
oldu. Uluslararası terorizme Libya'yı bombalayarak
karşı çıkan Reagan, tngiltere'mn yam sıra Fransa'nm
da desteğini alarak iyice kahraman oldu. Reagan'ın 2.
dönemi ABD tarihine en büyük silahlanma ve askeri
harcama dönemi olarak damgasını vurmuştur.
Reagan'ın şahinlik girişimlerinin bedelleri de büyük
oluyordu. Yine bu dönemde ABD'nin Lübnan'da
rehin tutulan Amerikalılann serbest bırakılmasına
karşılık lran'a silah satılması ve toplanan paranın
Nikaragua'daki kontgerillara gönderilmesi büyük bir
kriz olarak ortaya çıktı.
BUSH (1989-93)
Iç sorunlar
kaybettirdi
Eski CIA Başkanı ve Reagan'ın yardımcısı
George Bush, Cumhuriyetçi Partiden
adayhğını "Uluslararası krizler var ve ben bu
konuda tecrübeliyim" diyerek besledi ve
başkanlık seçimlerini kazandı. Başkanlığa
temkinli bir dış politika yürüterek başlayan
Bush, Sovyet reformlannı ve Doğu
Avrupa'nın demokratikleşme sürecini
desteklemesine karşın yine de bağımsızlığrnı
kazanmak isteyen Baltık Cumhuriyetleri'ne
yeterli destek vermemekle eleştirildi.
Dönemin Panama Başkanı ve aynı zamanda
CIA'nın ücretli adamı General Noriega'nın
kokain ticaretine bulaşması üzerine
Panama'ya Amerikan askeri birlikleri
gönderilerek derhal hükümet devrildi ve
Noriega tutuklandı. George Bush, 2. dönem
başkanlık yanşına hazırlandığı sırada patlak
veren Körfez savaşı ve ABD önderliğindeki
müttefık kuvvetlerin 4 gün içinde Kuveyt'i
Irak işgalınden kurtarmalan Bush'un
popülaritesini bir anda arthrdı. Bu çabuk zafer
Bush'a ABD tarihinin en yüksek başkanlık
ratinglerinden birinı kazandırdı. 2. dönem
başkanlığına kesin gözüyle bakılan Bush, ne
yazık ki, başanlı dış politikasınm kurbanı
oldu. ABD ekonomisinin hızla gerilemesi ve
Bush'un iç sorunlara fazla zaman
ayıramaması başkanlık yanşım demokrat parti
adayı Clinton'un kazanmasına neden oldu.
Clinton (1993-)
Arabulucu
politika
Göreve gelir gelmez önce ABD'nin iç
sorunlanna ve ekonomisine el atan
Clinton, vergilerde ve federal
harcamalarda önemli düzenlemeler
yaptı. Eşi Hıllary Clinton'ınla birlikte
sağlık politikalannda önemli
yenilemeler öngören reform
tasansını hazırladı ancak tasan
kongrede onaylanmadı. Clinton dış
politıkasında "arabulucu" bir siyaset
izlemeyi yeğledi. Ortadoğu banş
sürecine katkılan ve önce sessiz kalsa
da sonra aniden Bosna sorununa el
atarak Dayton Banş Anlaşmasuu
taraflara imzalatabilmesi
"arabuluculuğun" somut ömekleri
oldu. Son dönemde ortaya çıkan
Kardak kayalıklan krizi ile neredeyse
savaş eşiğine gelen Türkiye ve
Yunanistan'ı ilk anda sakinleştirmeyi
başardı. ABD 'de son başkanlık
seçimleri yaklaşırken 2. dönem için
hazırlanan Bill Clinton'ın dış
politikasındaki en son gelişme ise
Küba ile gerginliğin bir anda
tırmanması oldu. Gerginliğin ABD
tarafindan kasten yarartlıp
yaratılmadığı ise Uluslararası Sivil
Havacılık Teşkilatı tarafından
araştınlacak.