25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19MART1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 70 ögrenci gözaltnda • BURSA/ESKİŞEHtR (Cumhuriyet)- Uludağ Üniversitesi'nde bir grup ögrencinin harçlan protesto amacıyla düzenlediği eylemde olay çıktı. Güvenlik kuvvetleri, 70 öğrenciyi gözaltına aldı. Güvenlik kuvvetleri ile ögrenciler arasında çıkan kavgada üç öğrenci yaralandı. Önceki gün Eskişehir'de üniversite harçlannı protesto etmek amacıyla CHP parti binasını rşgal eden 28 öğrenciden 24'ü tutuklandı. 4'ü ise serbest bırakıldı. Tüm Bel-Sen'den protesto • İSTAVBUL (AA)-Tûm Bel-Sen 3 No'lu Şube üyesi bir grup, sendikanın Kadıköy temsilcisi Nurhan Altog'un keyfi olarak gözaltına alındığını ileri sürerek Kadıköy Belediyesi'nin Hasanpaşa'daki binası önünde protesto eyleminde bulundu. tetanbul'da asayîş (İSTANBUL(AA>Eski CHP Diyarbakır Miletvekili Hasan Değer'in oğlu Murat Değer, önceki gece MHP Eyüp İlçe Başkanhğı'nda tartıştığı bir kişi tarafindan bacağından vurularak yaralandı. Sanyer'de bulunan soğuk hava deposunda çalışan Tamer Arslan adlı genç de henûz belirlenemeyen bir nedenle kendini iple asarak intihar etmiş olarak bulundu. Eczacıbaşı'nm Yaşar Kemal açridaması • Istanbul Haber Servisi - 1997 yılında yapılacak Europalia Türkiye Festivali'nin Genel Sorumlusu Bülent Eczacıbaşı, Yaşar Kemal'siz Europalia düşünelemeyeceğini belirterek "Yasar Kemal'in mahkûmiyeti, bizi her şeyden önce bir yurttaş. olarak düşündünnelidİT. Töm eserlerinde banş ve dostluğu öven ve özendiren, böylesine değerli bir yazanmız 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik' suçlamasıyla mahkûm ediliyorsa, ülkemizde çözülmesi gereken sorunlar var demektir" dedi. Hillary Clintona kınama • İstanbul Haber Servisi - Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Genel Başkanı Nazan Moroğlu, dün yaptığı yazılı açıkJamada, beyaz saray sözcüsünün, Hillary Clinton'ın Türkiye gezisi ile ilgili olarak "'Bayan Clinton, Türk kadınlanyla sağlık, aile ve ekonomi konulannda yapacağı görüşmelerde Türkiye'deki laik-sivil toplumun önemli rolünü vurgulayacak" şeklindeki açıklamasına tepki gösterdi. ÇGD'nin açıklaması • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi dün yaptığı yazılı açıkJamada, OdaJc Dergisi Merkez Bürosu'nun basılması ve Atılım gazetesi yöneticileri ve çalışanlannm gözaltına alınmasına tepki göstererek bu tür uygulamalann sona erdirilmesini, gazetecilerin derhal serbest bırakılmalannı istedi. PSAKD'de görev • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pir Sultan Abdâl Kültür Derneği'nin (PSAKD) yeni Yönetim Kurulu'nda görev dağıhmı yapıldı. 4. Olağan Genel Kurulu'nu İ0-11 mart tarihlerinde Ankara'da gerçekleştiren demeğin, Murtaza Demir başkanlığında toplanan yeni yönetim kurulunda görev dağıhmı şöyle: Genel Başkan Murtaza Demir, Genel Sekreter Nedim Şahhüseyinoğlu, Genel Sayman Sabahattin Şenoğlu, Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Emel Sungur, Basın ve Yayın Sekreteri Abdullah Kaygısız, Kültür ve Sanat Sekreteri Seyit Karahalik, Halkla İlişkiler Sekreteri Gazi Metin. Ulaştırma Bakanlığı tarafindan yeniden ihale edilen tüp geçiş etüt projesi, 16 ayda hazırlanacak Boğaziçi tiip geçişi için yeni ıumıt OKTAY EKJNCİ Eğer 2100 yılına kadar "Boğaziçi RayüTüpGeçiş" projesinin hiç değil- se temeli atılabilirse, denilebilirki İs- tanbul için "yüzyıhn tardşması" da artık sona erecek'Özellikle 1970'ler- den sonra "tüe de karayolu köprüle- ri" diyerek kenti bugünkü açmazlara sokanlar bu mutlu sonu elbette ki bi- raz "buruk" karşılayacaklar. Ama so- nunda İstanbul'un başkaca bir kurtu- luş umudu artık kalmadığından. o ge- çişin temel atma töreninde yine de coşkulu nutuklarla yerlerini alacak- lar... Aslında, biliyorsunuz, istanbul bu "uygarnkdüşünü"daha 19. yüzyıl or- talanndan itibaren görmeye başlamış- tı. Fransızlar 1860'larda her iki yaka- daki demiryolunu bir "çeük denizalü tünefi"ile birleştirmeyi Osmanlı Dev- leti'ne önerdilderinde, bu cesur proje için saptadıkJan Şemsipaşa(Üsküdar- Sarayburnu güzergâhının 120 yıl son- ra yeniden benimseneceğini elbette bilmiyorlardı. Daha doğrusu yine aynı yıllarda Pa- ris, Londra ve diğer Avrupa kentleri metro sistemlerini kurmak için hanl hanl çalışırlarken, Istanbul'un sade- ce Karaköy - Beyoğlu arasındaki kü- çük bir "tünel'' ile yetıneceğini, met- royageçmesi için ise "150yda"yakın bekJemesi gerekeceğinı belki de akıl- lanna bile getirmiyorlardı. Neyse ki Nurettin Sözen 199O'!ı yıl- lara "metro inşaaüyla" başlanmasını sağladı da İstanbul 20. yüzyıl bitme- den, "gerçek" bir nıetronun Taksim - Şişli arasında hizmete girebileceği umuduyla tanıştı. Şimdi RecepTayyip Erdoğan'ın döneminde de bu "coş- kulu unnıt" sönmeden varlığını koru- yor. Eğer büyük aksilikler çıkmazsa. • Tüp geçiş güzergâhının, hem son yıllarda belli bölümlerinde uygulama aşamasına geçilmiş olan "metro ve raylı sistemler projesiyle" irtibatlı kılınması, hem de fstanbul'un tüm ulaşım ağını içeren Nazım Plan'daki kararlarla uyumlu olması gerekiyor. • Yapımı yılan hikayesine dönen tüp geçişin her ertelenişi, aynı anda yeni bir Boğaziçi Köprüsü'nün de dayatılması anlamına geliyor. Bu ise artık herkesin kabul etmek zorunda kaldığı gibi, Istanbul'u biraz daha yok etmekten başka hiçbir anlam ifade etmiyor. İstanbul dünyadaki "metrosu olma- yan metropor unvanını birkaç yıl için- de üzerinden söküp atmış oiacak. Metro inşaatı bir yandan süredursun, öbür yandan yine son yıllarda sanki ar- tık "gerçekleşecekmiş" gibi bir riiz- gâr estirmeye başlayan "tüp geçiş" projesi de sonunda yeniden ihale edil- dı. "YejudeD" diyorum, çünkü aynı pro- je, bundan 10 yıl önce de yapılmıştı. "İstanbui Rail/Tunnel Concııhants" adlı (IRTC) iki Amerikan ve üç Türk fırmasından oluşan bir konsorsiyum. 1985-1987 arasında Boğaz Demiryo- lu Töp Geçişi Projesi'ni fizibilite ra- porlanyla da birlikte hazırlamıştı. Aynı anda İstanbul'un Asya ve Av- rupa yakalanndaki metro ve diğer ray- lı toplu taşım sistemlerini içeren ge- nel kitle ulaşım projesiyle de "enteg- re" bir şekilde üretilen bu tüp geçiş pro- jesi, 371 pafta çizim ve 168 cilt rapor- la. Şemsipaşa - Sarayburnu güzergâ- hında Bostana - Yenikapi arasını 18 da- kikaya indiriyordu. 6 şeritli birköprü- den "10 misli" daha fazla yolcu taşı- ma kapasitesıyle de Boğaziçi'nde ar- tık 3. bir köprü düşüncesinin bilımsel ve ekonomik açıdan da "iflasmı" açık- ça ilan ediyordu. O yıllarda DPT'nin de onayını alan ve üniversitelerce incelenerek takdir- lerle karşılanan IRTC projesi, hâlâ an- laşılamayan bir nedenle kısa sürede "unutuldu" gitti ve hatta 1990'lann başlannda bu kez 3. köprü söylemi yeniden gündeme geldi. SHP(CHP) Demiryolu-Metro ve Q *• Raylı Tüp Geçiş Projesi Güzargahları Metro (Yenikapı-Lovent) Raytı Tüp Geçişte Altematıf Guzargahlar Ensn (1) IRTC'nın 1987 tarıhlı projesinde öngörulen Şemsipaşa (Üsküdar) - Saray burnu güzergahı. Bu proje, aynı anda Yenıkapı-Taksim metro hattıyla da bağlantılı bir bütünsellik taşıyor. (2) Ulaştırma Bakanlığı'nca Şubat (1996) ayında ihale edilen etüd-pro]e çalışması için öngörülen Üsküdar-Yenikapi tüp geçiş bağlantısı. (3)20Ekim 1995'de Anakent meclisınden geçen 1/50.000 ölçel< Nazım plandakı, Haydarpaşa'yı Surdış Zeytinburnu'na bağla tüp geçiş güzergahı. - DYPkoalisyonu döneminde ise özel- likle Onur Kumbaracıbaşı'nın Bayın- dırlık Bakanlığı sırasında yine 3. Bo- ğaziçi Köprüsüprojesi İstanbul'un ba- şına bir "karabasan"gibi çöktü. O ka- dar ki bu konuda Japonlar da ciddi gö- rüşmeler ve pazarlıklarla "çok katlı köprüler" önermeye başladılar... Evet. Şimdi Türkiye yeni bir hükü- metle 20. yüzyılın son 4 yılına girer- ken, Ulaştırma Bakanlığı İstanbul'un yılan hikayesine dönen tüp geçişini "yeniden'' ihale etmiş durumda. Etüd- projeyi bu kez Yüksel Proje - Louise Beerger (ABD) ve De Consult (Al- man) konsorsiyumu "16a>da" hazır- layacak. Yani İstanbul, yüzyılın bitme- sine 2 yıl kala, yine sadece "yeni bir tüp geçiş projesine", daha doğrusu "etüdüne" sahip oiacak. Ya asıl pro- jesi ve inşaatı ne oiacak?.. Plan başka, proje başka- Tüp geçişin bu yeni proje ihalesiy- le bir yandan umutlar da bir kez daha yenilenirken, öbür yandan ilginç ve içinden çıkılması zor bir "güzergâh karmaşası" da bu önemli sürecin yi- ne "ciddi tarüşmalara" neden olaca- ğını gösteriyor. Çünkü, her şeyden önce tüp geçiş güzergâhının, hem son yıllarda belli bölümlerinde uygulama aşamasına geçilmiş olan "metro ve raylı sistem- ler projesiyte" irtibatlı kılınması, hem de İstanbul'un tüm ulaşım ağını içe- ren Nazun Plan'daki kararlarla uyum- lu olması gerekiyor. IRTC'nın 1987'de kesinleştirdiği Üsküdar (Şemsipaşa) - Sarayburnu bağlantısı, Anadolu yakasında, Söğüt- lüçeşme'de banliyö ile birleşen demir- yolu tüp geçişinin "Suriçi'nin alündan geçerek" Avrupa yakasındakj raylı sis- temlere kavuşmasını öngörüyordu. Nitekim Aksaray-Unkapanı-Şişhane- Taksim-Levent metrosu da bu proje- nin kuzey-güney bağlantısıydı. İlerleyen yıllarda bir yandan Taksim- Levent metrosunun yapımma başlanıp, öbür yandan yeni Nazım Plan çalış- malarına da geçildiğinde. kimi uz- manlar "tüp geçiş/metro buiuşmas)- nın" Suriçi'nde değil, mutlaka "Sur- dışında" olması gerektiğjni savundu- lar. Bunun nedeni İstanbul'un 2700 yıl- lık geçmişini banndıran tarihsel mer- kezinin, koca bir metropolün "en yo- ğun toplu ulaşım aktarma odağı" ol- ma baskısından kurtanlmasıydı. Nitekim bu düşünce planlama sü- recinde de kabul görünce, aynı yıl Tak- sim-Unkapanı-Aksaray metrosunun ihalesi de gündeme gelmesine rağ- men, 1995'teki Nazım Plan çalışma- sında tüp geçiş güzergahı sur dışına ve Haydarpaşa-Zeytinburnu eksenine alındı Böyîece günde milyonlarca ki- şinin, İstanbul'un değişik yönlerine gıtmek için "tarihi yanmadayı çiğne- mesi" tehlikesi giderilmek istendi. Şimdi aynı tehlike, proje ihalesi ya- pılan Üsküdar-Yenikapi bağlantısıyla da yeniden gündeme geliyor. İhale- nin "Nazım Plan'a aylan" olması ise bir dizi hukuksal sorunu beraberinde getiriyor. Öyle görünüyorki İstanbul, 20. yüz- yılı da tüp geçişin sadece "proje tar- dşmasına" tanık olarak bitirecek. Ge- çen yüzyılın sonlannda başlayan umut- lu bekleyiş, "kuşaktan kuşağa" 3. bin yıla uzanacak. Peki. Acaba yine İstanbul, tüp ge- çişi olmadan tarihsel uygarlığımn hiç değilse kalan değerlerini artık koru- yabilecek mi? Sanmıyoruz. Çünkü tüp geçişin her ertelenişi, aynı anda yeni bir Boğazi- çi Köprüsü'nün de dayatılması anla- mına geliyor. Bu ise artık herkesin kabul etmek zorunda kaldığı gibi, is- tanbul'u biraz daha yok etmekten baş- ka hiçbir anlam ifade etmiyor. ÇYDD Genel Başkanı Saylan, Medeni Yasa'nın günün koşullanna cevap vermediğini söyledi 6 Yasalarda kadın-erkek eşit değil' HAZALATEŞ ANKARA - Çankın-Şabanözü Asliye Ceza Mahkemesi'nin. evli erkeğin zina yapmasını, aynı durumdaki kadından farklı değerlendiren Türk Ceza Yasası 'nin (TCY) 441 'inçi maddesinin iptali îçin Anayasa Mahkemesi'ne başvurma karan, yasalarda kadının konumuna ilişkin aynmcı hükümleri yeniden tartışmaya açtı. Iptal başvurusunu yapan Şabanözü Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Mekân Sırakaya, "Cinsi>ete göre ceza olmaz" derken, Çağdaş Yaşamı DestekJeme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Türkan Saylan. yasalardaki cinsler arası eşitlik karşıtı bütün hükümlerin düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Kadın Dayanışma Vakfı üyesi hukukçu Muzafier Menteş de Türk Medeni Yasası'nın, erkek egemenliğine dayandınldığmı • TCK'nin 441. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran Şabanözü Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Mekân Sırakaya, "Bizim gördüğümüz davalarda yine böyle eşitsizliğe yol açan hükümlerle karşılaşırsak yine Anayasa Mahkemesi'ne başvururuz" dedi. söyledi. TCK'nin 441'inci maddesioin iptali için Anayasa ] Mahkemesi'ne başvuran Çankın-Şabanözü Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Mekan Sırakaya, Cumhuriyet'e yaptığı açıkJamada, "cinsiyete göre ceza ohnayacağuu'' belirterek şunlan söyledi "Türk Ceza Kanunu'nun 440. maddesi, evli kadının zina yapmasını suç sa>ıyor ve 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Aynı yasanın 441. maddesi ise evli erkeğin zina yapmasını suç kabul etmiyor. Bu. kadın-erkek eşitliğine an. kırılıktan çok, insan haklaruıa ters bir durum. Bizim gördüğümüz davalarda yine böyle eşitsizliğe yol açan hükümle karşılaşırsak yine Anavasa Mahkemesi'ne ÇYÖD Ğenel feaşkahı Türkan Saylan, 1926 yılında yapılan Medeni Yasa'nın günün koşullanna yanıt vermediğini ifade ederek hukukta eşitlik, tekeşlilik, yasal evlenme, yasal boşanma ve miras hakkı gibi konulann yeniden ele alınması gerektiğini söyledi. Saylan, "Ancak aradan geçen 70 yü içinde değişmez durumda kalan >asanın, kadın-erkek eşitliğine aykın olarak yaşandığını görüyoruz. Zaten ülkemizin im/alamış bulunduğu Kadınlara Karşı Her Türlü Aynmcılığm Giderilmesi Sözleşmesi, bunu zorunlu kılmaktadır" diye konuştu. Kadın Dayanışma Vakfı gönüllü üyesi ve hukukçu Muzaffer Menteş de kadının temel hak ve özgürlüklerinin yasalarla erkeğe tâbi tutulmasını sert birdille eleşrirdi. Türk Medeni Yasası'nın erkek üstünlüğune dayandınldığmı anlatan Menteş, TCY'de evlilik içi tecavüz kavramının yer almadığına dikkat çekti. Menteş. şöyle devam etti: "Suudi Arabistan'da kadını ezen Islami hükümlerin, bizde yalmzca adı değişmiş. Yasalarda, kadının, babasuun strvadını kullanma hakkı eunden ahnıyor. Kadın,' Şu evde oturacağım' diye bir be>anda bulunamıyor. Evdeki ga> rinıenkulkr kadma ait ounasma karşın, bir anlaşmazuk Bakanlıklar Görev dağılımmda değişiklik yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Yardım- cıhğı ile bazı devlet bakan- lıklannın görev dağıhmı ile bağlı ve ilgili kuruluşJarda değişiklik yapıldı. "Para- Kredi ve Koordinasvon Ku- rulu" (PKKK) üyeliğı. DYP'li Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'dan alınarak aynı partiden olan Devlet Baka- nı Yaman Törüner'e veril- di. Bu değişikliğin Dış Ti- caret Müsteşarlığf nın Ya- man Törüner'e bağlı olma- sı nedeniyle yapıldığı bildi- rildi. Başbakan Mesut Yıl- maz'ın imzasıyla önceki gün yayımlanan genelge ile Dev- let Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı Nahit Menteşe, "Hü- kümet tçi Koordinasv'on ile Kriz Koordinasyon Kunı- lu. tç Güvenlik Koordinas- yon Kurulu ve İç Güvenlik Değerlendirme Kurulu baş- kanhklaruun" yanı sıra "Ba- kanhklararası Uygulama ve Koordinasyon Kurulu Baş- kanhğı''nı da üstlendi. Yeni düzenleme ile Dev- let Bakanı Ayfer Yılmaz'dan alınan Para-Kredi ve Koor- dinasyon Kurulu üyeliği, ay- nı partiden Devlet Bakanı olan Yaman Törüner'e veril- di. Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorulannı yanıtlayan Ayfer Yılmaz, bu değişikli- ği kendisinin istediğini be- lirterek "Yaman Törüner'e, Dış Ticaret Müsteşarlığı'na bağlı bulunmasına karşın Para-Kredi Koordinasyon Kurulu'nda buluomaması nedeniyie böyle bir değişik- lik yapildT dedi. Bağlj ve ilgili kuruluşlar- da yapılan değişikliğin ise mevzuattan kaynaklandığı- na dikkat çeken Yılmaz, şunlan söyledi: "Türk Standartlan Ens- titüsü Başkanlığı ve Milli Prodüktivite Merkezi Baş- kanhgL kendine göre yasa- lan olan kuruluşlar. Bu gibi kuruhıştar,bağbkuruluş ob- mazlar. Yanlış bir uygula- ma\1a açıklandılar. Bu açık- lamayı düztlttik" Yılmaz. bağlı kuruluşlarda yapılan diğer değişildiklerin de bu nedenden kaynaklandığını kaydetti. Devlet Bakanı Abdülka- dir Aksu'ya bağlı kuruluş- lar arasında bulunan GAP Projesi Yüksek Kurulu Baş- kanlığı. doğrudan bağlı du- rumagetirilirken Devlet Ba- kanı Ayfer Yılmaz'a bağlı kuruluşlar arasında bulunan Türk Standartlan Enstitüsü (TSE) Başkanlığı ve Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) Başkanlığı, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'a bağlı kuruluşlar olan Tekel Genel Müdürlüğü ve Çay-Kur Ge- nel Müdürlüğü, Devlet Ba- kanı Yaman Törüner'e bağ- lı kuruluş olan Türkiye Ih- racat ve Kredi Bankası (Eximbank), ilgili kuruluş olarak değiştirildi. Bağlı ku- ruluşlarda atamalar açısın- dan başbakan ve bakanın yetkisinin, ilgili kuruluşlara göre daha fazla olduğu bil- dirildi. Hüviyetimi kaybettim, hukümsüzdür. RECEP KULAKSIZ IÜ öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. HAKAN ÇELENK ludağ hareketli günler yaşıyor dunımunda ikametgâh hakkı erkeğe ait olduğundan kadın evi terk etmek zorunda kalı> or. Kadının seyahat özgüıiüğü, haberieşme özgürlüğü fiiİen yok sayıuyor. Kadının konuşacağı kişUeri erkek tayin ediyor. Kadın fiilcn eve kapatıhyor. Ve bu konuda kadını koru>^n hükümier yok." Menteş, Şabanözü Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, 441. maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmasını takdirle izlediklerini belirtti. Kadın, yasa laskacında Başbakanlık Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan dosyalara göre, bazı yasalarda kadınlann konumunu zayıflatan hükümier şöyle: Türk Ceza Yasası: Erkeğin, kadına yönelik cinsel suçlannda "kızJık bozma" ölçüt olarak almırken kaçırma olaylannda da evlenme amacının taşıması durumunda cezada indirime gidiliyor. Yasanın 440 ve 441. maddeleri uyannca, zinanın tanımı kan ve kocaya göre ayn ayn yapılırken evli kadının kocasından başka bir erkekJe bir defa cinsel ilişkide bulunması zina suçunu oluşturuyor. Erkeğin ise bir kadınla birlikte sürekJi olarak herkesçe bilinecek biçimde yaşamasının kanıtlanması hükmüne yer veriliyor. Türk Medeni Yasası: 153. maddesine göre "EvüHk birtiğinin reisi koca. Kadın, erkeğin so>adını taşur" gibi hükümier taşırken 152. maddede kannın bakjm görevinin kocaya bırakılması öngörülüyor. I69. madde, kannın koca lehine üçüncü kişilerle yaptığı hukuki işlemlerin geçerliliğini, hâkimin iznine bırakılması hükmünü taşıyor. Yasanın 263. maddesinde de evlilik süresince çocuklann velayetinin ana ve babaya, boşanma durumunda da velâyetin tek taraflı olarak babaya verilmesi yer alıyor. tş Yasası: 17. maddesine göre işverenin, kadın işçinin doğum ve gebelik halinde hizmet akdini feshetmesine olanak UJudağ, geçen hafta sonunu hareketli geçirdi. Dağın neredeyse vazgeçimıez konuğu haline gelen DYP Genel Başkam Tansu Çiller. etrafinda bir seyirci ve koruma ordusuyla birikte ka> ma\a çalıştı. AğaoğJu tesisİerinde kayak öğretmenlerince düzenlenen meşaleli ve havai fişekli "Atarürk'ü aıuna" gösterisine de kaölan Çiller, burada "Başbakan" olarak anons edilince gösteriyi izJejenler "Boşbayan" şeklinde düzeltme vaptılar. Çiller. ailesi\le birlikte Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün dinlenme tesisİerinde dinlenirken "Ra>-Ban" gö/Jükleri yeni modellerini ITudağ'da sunduğu bir shm ile tanıttı. 19% koleksnonuna 3 yeni model eklejen Ray-Ban'in, bu gözlüklerde Bausch&Lomb mercekJeri kullandıgı bildirildi. tanınıyor. Pekin Zirvesi sözleri Türkiye, Çin'in başkenti Pekin'de, 174ülke kadınının katılımıyla geçen yıl düzenlenen 4. Dünya Kadın Konferansı'nda alınan kararlar doğrultusunda 2000 yılına kadar "cinsiyet avnmcılığı ve eşitsizliğe'' karşı düzenlemeler yapma sözü vermesine karşın, henüz konuya ilişkin bir girişim yapılmadı. Ankara'da toplantı MİT dosya hazırlıyorANKARA (CumhuriyrtBü- rosu) - lran yönetimi, şeriatçı Islami Hareket Örgütü'nün (İHÖ) lider kadrosundan Ir- fan Çağuvı'nın sojgusu sıra- sında verdiği bılgıfcnn ardın- dan Türk basınında kendileri aleyhine çıkan haberlerin "sa- mimiyelsiz, çirkin, en azmdan dostane olmayan hareketierin numunesi" olduğunu öne sü- rerek, tranlı diplomatlann fo- toğraflannın basmda çıkma- sından duyduğu rahatsızlığı dile getırdi. Ankara'da dün gerçekleşti- rilen iç Güvenlik Koordinas- yon Kurulu toplantısında, fa- ili meçhul cinayetlerin arka- sında Iran'ın olduğuna ilişkin iddialann da ele alındığı kay- dedıldı. Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe başkanlığında yapı- lan topîantıya, lçişlen Bakanı Ülkü Güney, lçişlen Bakanlı- ğı Müsteşan ErolÇakır. Dışiş- leri Bakanlığı Müsteşan Büyü- kelçı OnurO>men,Millı istih- barat Teşkilatı (MlT) Müsteşa- n Sönmez Köksal, Emniyet Genel Müdürü CemilSerhad- h. Genelkurmay Başkanlığı tem- silcileri. Jandar- ma Genel Ko- mutanı Orgene- ral Teoraan Ko- man, Hatay Va- lisi Utku Acun, Sıvas Valisi Ay- dın Güçlü ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tem- silcisi katıldı. Toplannda, İçiş- leri Bakanlığı ve MtT'in hazırla- makta olduğu "tran dosyası- nın" görüşüldü- ğü öğrenildi. İç Güvenlik Kurulu toplan- tısında, başta fHÖ olmak üze- re Türkiye'deki diğer şeriatçı terör örgütlerinin lran bağlan- tısının yanı sıra, yaklaşan Nev- ruz öncesinde Güneydoğu'da alınacak önJemlergörüşüldü. Toplanöda. Sıvas Valisi Ay- dın Güçlü'nün, Güneydoğu kondorunu Tunceli ve Sıvas üzennden aşarak batıya yö- nelme>e çalışan PKK hareke- tinin önlenmesine ilişkin ope- rasyonlar hakkında bilgi ver- diği ifade edildi. Toplantıda. aynca son günlerde meydana gelen ögrenci eylemlerinin tar- tışıldığı belmildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi ÖmerAkbeL yetki- li makamlann, söz konusu id- dialan henüz araştırma aşama- sında olduğunu bildirdi. Akbel, Dışişleri Bakanlığı 'na bu ko- nuda henüz bir belge ulaşma- dıgına dikkat çekerek, "Ba- kanhğa bir dosya gelir. Dos>a- ya göre ne yapılacağuıa karar verilir" diye konuştu. Dosya- nın Dışişleri Bakanlığı'na ne zaman ulaşacağına iiişkin bir soruya Akbel. "Bu Içişkri Ba- kanûğı'na bagbdır" yanıtını • Ankara'da yapılan tç Güvenlik Koordinasyon toplantısında tran'la ilgili iddialar görûşüldü. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Omer Akbel, bu konuda kendilerine henüz bir belge ulaşmadığını söyledi. verdi. Gazetelerde lranlı diplomat- lann fotograflanmn çıkması ile ilgili olarak "Türkhe'debu. işleri yapan,hükümeOen,dev-j leoen dahagüçlü oianKaa&t*!, diye soran lran yönetimi. Tah- ran'ın suçunun Islami ve Is- lam bahannı yaymaya çalış- mak olduğunu savundu. tran'ın Ankara Büyükelçi- si Muhammed Rıza Bagberi. dün yaptığı yazılı açıklamada. Türk basınım suçladı. (ran'ın suçunun Islami ve Islam baha- nnı yaymaya çalışmak olduğu- nu belirten Bagheri şu görüş- leri savundu: "Egersonbahar gibi olan Islami sa\ unuvor ol- savdık. bu kadarsuçlanmazdık. Lslanı düşmanlan. Minhahan- nı yaşayan Islami Müslüman- lara tavsiyeediyorlar. Halbuki biz, ilkbahardaki İslamı Müs- lümanlaratavsheediyoruA Bi- zi dün\a>a sert haşin, makbul olmayan insanlarolarak tanıt- mak istiyorlar." Bagheri, bası- nda lranlı bazı diplomatlann fo- tograflanmn çıktığına işaret ederek şu görüşleri dile getir- di: " Md soruyonım, bu fotoğ- raflar nasü ol- muşdagazetele- rin eline gitmiş, yayımlanmış. Bu fotoğraflan biz daha öncearka- daşlanmıza Umlik karo çı- kardmasıiçin Dı- şişleri Bakanb- gı'na gönder- miştik. Türki- ye'debuisleri ya- pan. hükümet- ten,dev1enen da- ha güçlü olan Idmdir? tranga- zeteterindeTürk diplomadannın resimleriyayım- lansa. acaba bu Nimidir?'' ' Bagheri. ga- zetelerde yayımlanan fotoğ- raflardaki diplomatlardan 10 tanesinin çeşitli zamanlarda Türkiye'de görev yaptıklannt, 4 tanesinin de halen büyükel- çilik kadrolannda yeraldığını kaydetti.Muhammed Rıza Bagheri, Kanal 7 televizyo- nunda yaptğı açıklamada, Tür- kıye ile İran arasındaki ilişkı- lerin özellikle Jran de\7İmin- den sonra daha da iyileştiğini, bu nır propagandalann iki ül- ke ilişkilerini bozmayı amaç- layanlar tarafindan ortaya atıl- dığını söyledi. Bu tür iddialann Türkiye ile İran'ın ortak bir şey yap- mak istediği zaman ortaya atıl- dığını belirten Büyükelçi Bag- heri, "Televizyonlarda terö- risderin tran'da eğitiküklerine dair gösterilen filmler de sab- tedir. O filmlerde başı açık üç- dört kadın görülüyor. tran'da hiçbir yerde başı açık kadın göremezsiniz. Bu bir komplo- dur" dedi. Bagheri, İstanbul polisinin de lranlı diplomatlann Emeç suikastıylabir ılişkileri olma- dığını bildığini iddia etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle