04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19MART1996SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Başkalannın Deneyimlerinden... LSTUNSANVER "Deneyim, önce sınava çekip, der- sisonra anlatan acımasız bir öğret- mendir." Anonim • • zelleştirme, 1980'lenn baş- O lanndan ben; sanayıleşmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere, demokrasılerden baskı rejımlerine, rekabete açık pazarlara sahip ekono- milerden kapalı ekonomılere kadar deği- şen genış bır yelpazede yaygın bır bıçım- de uygulanmaktadır. Son on beş yılda özelleştirmeye yol açan nedenler ve kullanılan yöntemler: Batı Av- rupa. Latin Amerika ve Orta ve Doğu A\ - rupa gibı birbırlerinden çok farklı ekono- mık, sosyal ve siyasal yapılara sahıp blok- Iararasındaörıemlıfarklılıklargöstermek- tedir. Latin Amerika ülkeleri, ağır dış borç ve yüksek (hiper) enflasyon altında uzun yıl- lar ezılen ekonomilerini daha sağlıklı bir yapıya kavuşturabilmek ve borç yükünü azaltmak amacıyla geniş kapsamlı ekono- mik istıkrar programlannın önemli bir aya- ğı olarak yaygın özelleştirmeye gitmişler- dir. Sovyetler Bırliğı'nin dağilmasından sonra önemli bir değişim sürecine giren Orta ve Doğu Avrupa ülkelen. kumanda ekonomilerini rekabete hazırlamak, özel mülkiyeti saglamak ve Batı'yla daha kolay bütünleşebilmek (entegre olabılmek) ama- cını gütmüşlerdır. Ingıltere, daha sonra Fransa ve öbür Batı Avrupa ülkeleri, kamu kuruluşlannın kamu maliyesi üzerindeki yükünü azaltmak, kamuya gelir saglamak, verimliliği arttırmak, global rekabete ha- zırlanırken özel sektörün kaynaklannı ha- rekete geçirmek yanında, çeşitlı teşvık me- kanizmalan uygulayarak sermayeyi taba- na yaymak dolayısıyla da geniş kesimlerin desteğinı sağlamayı hedeflemişlerdir. Demokrası ıle yönetılen ülkelerde özel- leştirme süreci, çok titiz bir planlamaya. her kademede kamuoyunun tepkısini ya- kından ölçmeye ve kamuoyunu kazanma- ya yönelik bir gelişme göstermiştir. Başa- nlı özelleştirmelerin altına imza atan ge- lışmış ve gelişmekte olan ülkeler, farklı yöntemlerle de olsa toplumun geniş ke- simlerinın gönenç (refah) düzeyini arttıra- cak uygulamalara önemli yer veımişlerdir. Bunda başanlı olan hükümetler, arka ar- kaya gelen seçim zaferleri kazanmışlardır. ıngıltere. ılk özelleştirmelere, kamuya aıt lojmanları uygun koşullarda içınde uzun süre oturanlara satarak başlamış ve bu uygulama sonucu oluşan olumlu hava ıle geniş çaplı özelleştirmelere geçmıştir. Margaret Thatcher'ın 1983 seçimlerinde ezıci bir zafer kazanmasında lojman satış- lannın önemli bır rolü olduğunu, o tarihte yapılan kamuoyu yoklamalan göstermiş- tir. Çok dikkatle planlanan kamuoyunun ya- kından ızledığı British Tekcom özelleştır- mesınde hısseler çok uygun koşullarla hal- ka arz edilmış, beklenenin dokuz katı üze- rinde istemin gerçekleştiği bu satış sonu- cu, şirket çalışanlannm yüzde doksanı şir- kete ortak olmuş ve ıkı mılyondan fazla fngiliz, şirkete ortak olmak istemiştir. Çek Cumhuriyeti, kupon yöntemi ile özelleştıreceğı kuruluşlann toplamının no- mınal sermayesine eşit miktarda kuponu, altı mılyonu aşkın yetişkin Çek'e 1992 ve 1994'te eşit olarak dağıtmıştır. Kupon sa- hiplenne, yapılacak açık arttırma ile satı- şa sunulacak kuruluşlardan pay alabılmek içın ellenndeki kuponlan sermaye olarak kullanabilme olanağı tanınmıştır. Kupon sahipleri, ellerindeki kuponlarkarşılığı sa- tın aldıklan yatınm fonlan aracılığıyla ya da doğrudan ihalelere katılmışlar; böyle- lıkle bir hissedar kitlesi, borsa ve sermaye piyasası oluşmuştur. Bugün üç miiyondan fazla Çek, sayılan dört yüz kadar olan ya- tınm fonlanna ortaktır. Çek özelleştırme programinın yansı kupon yöntemıyle ger- çekleşmiş; vatandaşlar, kuponlann ellen- ne geçtiği andan itibaren oluşan pıyasalar- da bunlan elden çıkarmak. tıcaretinı yap- mak ve yatınm yapmak olanağına kavuş- muşlardır. Fransa, 1986-88 yıllarıarasında,Jacqu- es Chirac hükümetimn maliye bakanı, da- ha sonra bu süreçte kazandığı kredibilıte sonucu başbakan olan Edouard Balladur önderliğinde Societc Generale. Banque Pa- ribas, Alcatel-Alshtom gibi dev kurulu$la- rmm özelleştınlmesinde bırden fazla yön- temi bir arada uygulamaya koyarak hem hedeflediği sonuçlan elde etmiş hem de genış kamuoyu desteğını sağlamıştır. Şır- ket hisselennin bır bölümü halka ve çalı- şanlara uygun şartlarlasatışa sunulmuş:ıs- teyenlere ucuz kredi, sûrekli olarak tasaruf- lannın bir bölümünü yatırmaya devam edebılmek ve sahip olunan hısseler karşı- lığı belli oranlarda bedelsiz hisse sahibi ol- ma gıbi olanaklar tanınmıştır. Halkın, ucuza kapattığı hisselen hemen elden çıkarması ve uzun vadede hisse sa- hibı olmaya devam etmesi amacıyla bir- çok teşvik edıcı önlem uygulamaya geçi- rilmiştir. Bu süreç içınde özelleştirilen şir- ketlerin hisselenne sahip olanlar çok kâr- lı çıkmışlardır. Şili'dePinochethükümeti 1970'lerinba- şansız özelleştırmeleri ve seksenlerin ba- şında Latin Amerika'da yaşanan borç bu- nalımı ertesinde ikincı dönem özelleştir- melere başlarken, önce şirketlerin yüzde otuzunu halka açmaya karar verdı. Hisse- lenn bır bölümü de uygun flyatlarla, bırik- miş kıdem tazminatlannın bir bölümünü kullanmalanna imkân venlerek çalışanla- nn alımına sunuldu. Kıdem tazmınatlan- nın tehlikeye düşmemesı için de şirket his- selennın yüksek oranda değer yitirmesi olasılığına karşın şırketlenn bu hisselen belli bir fiyattan çahşanlardan geri alması güvence altına alındı. Gelişmeler izlendik- ten ve kamuoyunun desteğı saglandıktan bır süre sonra şirketlerin halka açıklık oranlan yüzde kırk dokuza çıkanldı. Ka- muoyunun olumlu tepkisi gözlendikten sonra yüzde ıkihk bölüm de satıldı ve ku- ruluşlar tamamen özel sermaye yönetimı- ne geçmiş oldular. Almanya, 1990-94 yıllan arasmda beş yıldan kısa bır sürede on beş bın kadar Do- ğu Alman kuruluşunun özelleştirilmesi ışi- ni bagımsız Treuhandanstalt adlı kuruluş- la gerçekleştırdi. Bu kuruluşlann yeniden yapılandınlması, çevre standartlannın Av- rupa Birliği koşullanna yükseltilmesı, Ikinci Dünya Savaşı sonrasında el konul- muş bu kuruluşlann asıl sahiplerine tazmi- natlannın ödenmesi, şirketlerin mevcut borçlannın üstlenilmesi sonucu, satışlar- dan elde edılen yetmış milyar marklık ge- lire rağmen Treuhandanstalt 275 milyar mark açık verdi. Buna karşılık bır buçuk milyon istihdam ve 210 milyar mark yatı- nm garantisı alındı. Yapılan satışlann yüz- de yirmi kadan mevcut yönetimlere devır- le sonuçlandı. Çeşitli aksamalara karşın on yedi milyon nüfuslu bir ülkenın dünyanın en gelişmiş ülkelerinden binne uyumlan- dınlıp bütünleşmesınde çok büyük bir en- gel aşıldı. Kullanılan özelleştırme yöntemlerinın bazılanna yukanda değindığimız, birbırle- rinden farklı yapılara sahip bu ülkelerde özelleştirme süreci büyük ölçüde tamam- lanmıştır. Bu ülkelerde yaygın özelleştır- me ile amaçlananlann önemli bır bölümü- ne ulaşılmıştır. Yönetimlerin başansında çalışanlann ve genış halk kesiminin çıkar- lannın da gözetilmesinın rolü yadsınamaz. Kamuoyuna göstenlen duyarlılık daha ya- ratıcı çözümlere yönehnmesine yol açmış: uzun hazırlık dönemleri, uygulamalarda yapılan yanlışhklann azamlmasrna olanak sağlamıştır. Başannın anahtan, oluşacak tepkılen önceden göğüslemeye yarayacak sağlıklı çözümler üretebılme sorumluluğunu gös- teren yönetimlenn elindedir. Eğitimin Dünü ve Bugünü B ızde eğıtım kurumla- nnın yaşamdan, halktan, topraktan kopmalan, üreticı- likten tüketicilığe geçmeleri, okur-ya- zar ayncalığı yaratmalan, sömürü ve talan düzeninin kuynığuna takıl- masına dayarur. Çünkü bu tür bir dü- zetıin eğıtim kurumlan tutucu, ge- rici, mıstık ve ezbercı olmak. dü- şünceyi dondurmak zonındadır. Her halde halkımızın genellıkle düşün- ce özürlü olmasının nedeni buraya dayanır. Teokratik bır yapıya sahip olan Osmanlı devletınde hep ilahi düze- nin eğitımi yapılmış; din: "düşün- me,inan", yönetım: *dü$ünme,ver- gini 5de" demiş halka. Ancak yenı Türk devletinin kurulmasıyla baş- layan aydınlık döneminde "Sen ın- sansın, aklını kullan; dünvayı ketıdi- ne göre düzenle" anlayışındakı eğı- tıme yönelındı. Bu nedenle laık okullann açılmasına hız verildi. Yenı devlet yurttaşlık eğitimıni mutlaka gerçekleştırmek zonınday- dı. 3 Mart 1924'te Hilafet kaldınl- dı, Tevhıdı Tedrisat Yasası kabul edıldi. Düşünceye, gelişmeye, de- ğişmeye engel olan medreseler kal- dınldı. Çünkü medreseler, insanla- n öbür dünyaya hazırlayan, salt kul- luk eğitimi yapan geri, mistik okul- lardı. Çünkü sömürüyü, geri kalmış- lığı kader sayan, kurtuluşu başka dünyalarda arayan insan, yurttaş de- ğil "kuTdur. Işte bu okullar "kuT yetiştiriyordu durmadan. Eğitim Birliği Yasası'yla laikleştirilen eğı- timde, ayn biratılım yapıldı. 17 Ni- san 1940'ta Köy Enstıtülen açıldı. Bu kurumlar köy evrenıni halkçı, devrimcı bıreğıtım sıstemıyle uyan- dınnayı, canlandınnayı, aydınlan- dırmayı anıaçlıyordu. Köy Enstıtü- leri köye vurulan bir kazmaydı. Nü- fusumuzun çoğunluğu köylüdür. Köylüler canlandınlmadan, köylü- lereğıtilmeden Türkiye kalkmabılır miydi? Işte tam bu sırada, Türk ta- rihinm en önemli Batılılaşma döne- minde. Köy Enstitülennin açılma- sıyla yurdun ana kaynağına bu de- ğerlerin akıtılmaya başlandığı bır dönemde, gerici ve tutucular, yüz- lerce yıl ılerleme ve yenileşme tari- hımızin yüz karalan, karanlığın kuş- lan olan yarasalar, tekere taş koyu- Partiler Ülke Gerçeklerinden Uzak S eçımde partı propagan- dalannın ıçenğıne bak- tım da yüzeysellikten aldarmacadan sen-ben- den öte gıden yanı yok- tu. Oysa toplum kendi- sine içtenlikle yaklaşacak, doğru- lukla hizmet verecek iktıdarlar ara- yışı içınde. Hatırlamaya çalışın, doğruluğun ışığına hasret olan halk, ANAP'ı devirip, DYP'yi iktidara ni- çin getirmiştı? Çünkü yalancılar- dan, nyakarlardan, çeşitli alanlarda- ki yiyıcılerden, hırsızlardan bıkıp usanmıştı. DYP'den farklı bir uygu- lama bekliyordu. ama DYP de on- dan farklı olmadı. olamadı. DYP yö- netıcıleri, hanedan ımajını halkın beynıne daha ın harflerle perçinle- diler. Din istisman, yalan-dolan, adam kayırma, her türlüjolsuzluk bu partıde de mevcuttu. Ustelik so- lun desteğıyle... Şımdı aynı yollan kullanarak RP, Türk halkından oy ıstedi haktan hukuktan. doğruluk- tan, lslam dıninın temellennden söz ederek... Bu yolla, özellıkle cahil ke- simin oylannı toplayacağı hesapla- nndaydı. Konya'yı. "Islanı birkş- miş mibeder başkenti" yapmaktan dem vurdu. Halka vaat ettıklerini şöyle bir ın- celeyelim. Temel, hak-hukuk doğ- ruluk denıyor. Çoğu kazara ve şaibe- lı uygulamalarla kazanılmış beledı- yelenn çalışmalanna göz atalım. Tüm RP belediyelerinden Türkıye geneline yayılan kokular, ANAP dö- nemı icraatlannı aratır hale gelmiş- tir. Mercümek-Mezara-Şevki şey- tan üçgeninden tutun. beledıyeler- den atılan işçilerin yerine kendi par- tı elemanlannı yerleştırmeler, İSKİ skandalını gölgede bırakan her tür- lü yolsuzluğuk söylentıleri Bosna yardımlan dümeni, tslamda faiz ha- ram masalıyla faız ve repo arasında vargel tezgâhlan kunnalar... Bunlar ilk akla gelen ve göze çarpan reza- letler. Bir de "Konya'nın Isfaun bir- leşmiş milletkr başkenti" balonuna göz atmakta fayda var. Balon tek- cular, nehri tersine akıtmaya çalışan fosil kafahlar, bu çağdaş ve ılerici eğitim kurumlanna saldırdılar. Bu ortaçağ savunuculan, düzen ve çı- karlan bu çeşıt bir ortaçağın sürdü- rülmesine bağlı halk düşmanlan, bu laik ve çağdaş eğıtım kurumlanmı- zın ocağına incir diktiler!.. 1950'den sonra başa geçen sağcı iktıdarlar, din yobazlannı şımartıp eğitimi sağ çızgiye çektiler. Böyle olunca akıl geri, inanç ileri gitti. El- bet bu nıtelıkteki bir eğitim düzenin- de bılim patlaması olamaz, olsa ol- sa yobaz patlaması olur. Öteyandan nikleri konusunda çok deneyimli olan bu parti bazı atıp savuruyor: Diyelün ki RP iktidara geldi ve ls- lam birleşmış milletleri üzennde ca- lışmaya başladı. Bu gruba hangi ls- lam ülkelen katılacak. Iran mı, Irak mı, Suriye mi, kendilerini ARAM- CO eliyle besleyen Suudi Arabistan mı, yoksa Lıbya mı? Galiba, Alya- nak hocanın deftennde Gümüş Mo- tor macerasından ben "imkânsız'' diye bir kavram yok. Bakarsmız RP'nin üstün başansı karşısında yurt genelinde imam-hatip liseleri ve kuran kurslan mantar gibı çoğal- dı. Bu kurumlargenç beyinleri Arap efsunu ile yıkayan birer yağlama yı- kama ıstasyonlandır. Acaba biz, be- denlerine dinci ve ümmetçi gömle- ğı gıydinlmış bu yoz, yobaz eğitim sistemı içinde bir arpa boyu yol ala- bilir mıyız? Hayır! Alsak alsak ya Iran lslam Çumhuriyeti'nin suıırla- nna kadar veya Hira dağmın yanı- na kadar bir yol alabilıriz. Mehmet Yıldız Em. Öğretmen / tçel-Silifke Kaddafi gelıp takdirle hocanın eli- nı öper ve "Hadi hocam şu Ameri- kaŞi senin yardım ve inavetink hal- leylev«lim, di\ebilir. Halka anlatılan bu kurt masallan. artık en cahil ke- simin bik inanacağı senaryolar de- ğil. istediği kadar cami imamlanna RP propagandası vaptırsın, Lstediği kadar imam-hatip okulu öğrendle- rine parti militanlıgı yapOrsın. So- nuç asla istediği gibi olmadı, ebe- drven olmayacak da_ Türker ERCAN/ Istanbul PENCERE Mesut Yılmaz'ın Başarısı... ANAP (Anavatan Partisi) 12 Eylül askeri yönetiminin ürünüdür. 12 Eylül askeri faşizminde, Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Başbakan Oramiral Bülend Ulusu, Baş- bakan Yardırncısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Ba- kanı Turgut Özal'dı. Dış ve iç baskılaıia çokpartili rejime geçiş zorunluğu bastırdığı zaman, Turgut Özal, ANAP'ı kurdu. Partinin niteliği neydi?.. ' ANAP, VVashington ile Ankara arasındaki ilişkilerin 'ya* n askeri-yan şivil' dengesine oturuyordu. Amerika, Özal'ı tutuyor, başkentteki cuntaya dayatK yordu. 12 Eylül'ün üstünden.buldozerie geçtiği siyasal yaşamda kapatılan partileri, Özal, yeni kuracağı partinin güvencesi altına çağırmayı düşündü. "Dört eğilimi bir- leştirmek" stratejisi Turgut Özal'ın ilginç buluşudur. 12 Eylül faşizminin kapattığı dört parti (CHR AP, MSP, MHP) cunta yönetiminin icazeti altında ANAP'ta bulu- şacaktı; Özat, işadamlannı ve seçmenin büyük kesimi- ni birieştiriyordu; askeri yönetimden kurtulmak isteyen halk ANAP'a sanlmıştı; ancak bu reçete tabandan ge- len demokratik tepkilere uzun süre dayanamadı. Kapatılan siyasal partiier açıldı, evli evine köylü köyü- ne döndü, ANAP artık dört eğilimi yapısında toplayamı- yordu, işlevi bitmiştı; Özal bunu önceden gördüğü için ANAP'ın parlamentodaki geniş çoğunluğuna dayanarak 1989'da cumhurbaşkanlığına atladı; geride, dört eğilim- den bir teki bile elinde kalmayan Mesut Yılmaz'ı bıraT karak... Mesut Yılmaz'ın işi güçtü... 12 Eylül'de kuaılan bütün partiler kapanmıştı. '• ANAP da kaptsına kilidi asacak mıydı?.. 12 Eylül askeri faşizminin gozetiminde yürütülen Özal ekonomisi iflas etmişti; köklü önlemler almak gerekiyor- du; ama bu önlemleri almak için ANAP'ın halktan yeni- den yetki alması da gerekiyordu; Mesut Yılmaz için er- ken seçim kaçınılmazdı. 1991 'de ANAP seçimlen kaybetti. 12 Eylül'ün kapattığı partilerin yerine kurulanlar, san- dıktaki oylann çoğunTuğunu paylaştılar. DYP-SHP ko-'* alisyonu kuruldu; Demirel, Özal'a karşı verdiği savaşı- mı kazanmıştı. Bu kazanım aynı zamanda 12 Eylül'e karşı da bir yen- gi sayılabilirdi. • ; ANAP ne olacaktı?.. Muhalefette eriyecek miydi?..' Kadrolan dağılacak mıydı?.. Merkez sağın eski partisi iktidara geçmiş, suyun ba^ şında çıkar dağıtımını eline geçirmişti. Yılmaz, 'dörteğilım' hesabı üzerine kurulmuş ANAP'ı 'tek eğilim' üzerine yeniden 'inşa' etmek zorundaydı. Birolay, ANAP'ın yeni lıderinin yazgısını değiştiren yo- lu açtı: Cumhurbaşkanı Özal öldü. Bu kez Çankaya yolunu seçen Süleyman Demirel ol- du. DYP başsız kalmıştı. DYP'nın başına geçen Tansu Çiller'in iki buçuk yılda koalisyon başbakam olarak yaptıklan, ANAP'ın canlan- masına neden oldu; Mesut Yılmaz paıtsini muhalefet- te koruyabildi. Çiller, medyayı devlet olanaklannı kullanarak yanına almıştı. Medya, televizyonlanyla, gazeteleriyle, radyola- nyla Çiller hesabına Mesut Yılmaz'ın defterini dürmek için seferbertiöe girişti. Yılmaz bu çetin savaşta direndi, bütün sakjınlan se- rinkanlılıkla göğüsleyebildi. Şimdi başbakandır. Hem de yüzde 19 oyla bu sonucu sağlayacak bir si- yasal manevra yeteneği göstermiştir. i Peki, bundan sonra ne olacak?. \ O, bıraynkonu... N ; Bugüne kadar bağış yapılan çocuk yuvalarr Istanbul Yakacık Çocuk Yuvası, Bahçelievler Ataturk Kız Yetiştirme Yurdu, Bursa Sırameşeler Çocuk Yuvası, Izmir Karşıyaka Çocuk Yuvası, Adana Çocuk Yuvası, Içel Çocuk Yuvası, Ankara Şentepe Çocuk Evı. Onların bu sevinci sizin eseriniz! Tetra Pak karton içecek kutularından üretilen ilk mobilyalar. yerlerine ulaşmaya başladı. Süt ve meyve suyu içilen Tetra Pak karton içecek kutuları geri toplamyor. Özel işlemler- den geçirilerek masa, sandalye, dolap, kitaplık gibi mobilyalara dönüştürülüyor. Tetra karton içecek kutularından üretilen ilk mobilyalar, yardıma muhtaç çocuklara armağan edilmeye başlandı. Onların gözlerindeki sevinci görmek bir mutluluk oldu. Tetra Pak Desteğinizi sürdürmek istiyorsanız... Biriktirdiginiz karton içecek kutularını aşağıdaki yollardan sizeen uygun olanıyla bize ulaştırabilirsiniz. Yeniden Kazanma Kumbarası ile Ankara, Istanbul ve Izmir'de yaşıyorsanız, biriktirdiginiz Tetra Pak karton içecek kutularını, semtinizin merkezi verlerinde ve büyük alışveriş merkezlermde bulunan özel Yeniden Kazanma Kumbarası'na atabılirsiniz. YENİOEN KAZANMA POSTASI KUMBARA NOKTALAR1 AMMIA UlçUoal Clma yanı. Uififcaat Canerler M.ırtelttnıı.Kıajulu P M iran Caddesı gıny Karan ana gırç lcapıs «mı, Gajioaıııanpna FıİKftn Cadde» Ye^jl Vadı >J*rftem, GuHMmaop^a Mtgn» karfı», CaıhMHUiyaşı Onlu Pazan kanjıN, Abbılc ana RTIJ Çankay» Cıma Ont, Çaahar> PosOne karşı«. Onn Çarfi Meydanı Onn Odu Puarı kjr,,ıı. Dyj»ın Cimaonû DibıınmhmelArrfPaHûYanı, BahçeGnter 7 Cadde Gana and tthçtütf^rr 3 Caddf Srnkin vwk« ÖOü fahfeiievler Buz Patent yanındakı parfc aUnı. B«fev4cr Cazı tnıversitefi gınjı AtatânV Orman Çiftlig-- Sâtı> MagazaSJ yanı. ttyaraan Ba^>at>nltk Konutları Mı}vnıj Mprkezr önu, bbbıK Vtdat Oalolıav Parti karjııı DnnMnİCT Altınpariı havuz («an. PLMtlnhı Makro Markn oniı. DHlMmkr 1 Caddc Mjknj VUctet onu. IrrtSk Cıma pny YcnBnahafle Odu Pazaft lun>ısında((> panV alanı. AydniAevİCT Yenı Altmpartc ana gırışı, Genciilc f w b ana gırı^, MaMcpe M«nK onû, S*lli) • Çjnerter Markeı vanı Kaila> Duııiıltpt Canerier Mafto ano. KMhy Yeni Sanne gjrıjl Ul»şan fantejtef Marlm 6oü. Sakaryı Hnıtmt haıuî vaV.rj, YMnıt CaMcâ Mulkh>elıl« Uitı, Kmiıy Cuvm Parttavuztau.Hacattpt Vefrntk Magazasıonû tSTANCUL-Anadolu Yakas faml MfKton, mtlıpı Mıgros Onu, Sanryrapaşa Mıgrot onu. »OHa»o Oena Oobıaj hMesı. »«t»no Halk Paıan Tıgl # hlasvodu yakını Çatalçcıme Bajjdal Caddr» Han Inegd KoAecısı karysı, Sunkye Bagdaı Caddes VaUoama.'Magaaiı : <kıû.^^rtlt>llBaj^lCadd«.Doc^tıMa^«Ma(w.^ı^.**ıılBajtoCadde4lgun^K'ng°^.Ç»MWİ^ - Caddea Camı Urv «- Enakay Musafa Boıvin Oruofaılu onu EnoUy Divjn Pslanesı yakım, Cıtıfc>ııüıı BaHoal Caddeîı ' Ho»( M a p n » onu, &d«q» Sagdat Cadd»ı Pızza Hu< önu, ÇMMıavnrhr ŞanM Market onu. FcmbakfT Pyramıd »nmu . ~ Sar^nın onı, ÇHMHnzlar SnH! lun». FnKfyokı Sabt Pazar Ba^rjat Caddesı gırtş. r«wtyolu I) Bankası Bloklan ywı, : hntapra* Mobıl ıle™. Kınilop^ Mıgjos onu, KmltafKat BajKbl Caddes Vlolta PaOan» yakm. bıMdr Salı Paun g ^ i ' YMız Denan» kary». r « I M | Vapur Istetesı. Had«r U«o> kanjısı. taharivr CtMoi vtoda lüıolcuHi ka^ın. Mnfa Ah'mn -î DonoVjmvpünın kanjsı. Mıab Sabıl Pazat gınş.. IUpıy»la# Çmafaln leusteı önu. Ka|uT«tu Nez* Marta onu. Ac*a*«ı î Betta;GıcbMan^6nu.MlBlİBACapıl^C«obıısI>ira»Uıysı.0dfi<ır\âpu'hta^ j Ftgıkatacı SabR Pazar gnjı ~ ~ı liMıfij ll I II.ı Yn»OT Mıgr:» oou. Y AtaUf 5 K»m M)gıus trsi y<Aı Sınj. AlaUy Callena Mıgtos OtODark R»^ı. lafaritSr sahıl raya volu gıııji. Bakırb«y OzgOHûk Meydanı. t a b U r ISasvon Cadde» ıle yava yofu kMı^imî U > U y InctrU Caddesi Pnvat yanı, BaiunVSy Incirii - Caddeu Koçbank Ouragı, tthçttmkt Yayla Martet onu. tahfHintn Oyartıakır Pazan önu, Mtttec Mıgnıs «OMTVI, Kocamıstafap^a Meıtez Onbus Duraiclan vanı FmUoade Ogdan Maricel yanı F a * Postane onu Eninonö Vapur IsUesı uis geçıdının atn, icynfjb Fıtaş Sinefnâsı kar^sı. Taloim Tratrvây Ouragi. Kunaıla; Otobus Dufakıan vanı. Paı^altı Ipek Martet önO. Nijama^ı l;ır.isr AtnoYs yanı. Tejvüy» Ijık Use» onû, Şİ)S Vatıfljr Çarjıu tar}ı kajdınmı. ŞqS Mıgroî sirtp. MtuJntü» Onaklar Caddesı Ca)l«lltp< M,j>ros gın^ı Levml Sefcn Martoi onu. l « m Çan,ı Içı Meydanı, tlks lumbo ,-j Maguası Çapraz Ijrsuı, t. UkB Beyu Sany ÇKek fvı luışsı. HSer Alkcnt »riji yakmı, Etkf lıse gınp Afcmotoz yakını. ı OnbUy Mafao Martat, M M k Behek Pado. AanntfUr OBbus Ouragı atkas, t a » ! » OUbas » « « 1 yanı. T » * r a Oçe* Evfnin vanı Sanyn KHtûr Vakh karto İZMİ1 Cuienr EmlaUbank Konuttan AIIŞIOTS Merkes o™. Gaıitmk Mıgn» gmşi. NaıMen Taısa; onu, Balfova yaya vokı gnfi, Ofrıpdtr Fahnmn Atoy Meydını, Hatay Pol^on HıfzKsMa Kav^ı, HHıy Renklı Ouıagı FvMnaTOgkl Maıket önu, Hatar Noba Duragı Cüzlef» Pehlıvanoglu MaHcet önu, GSztept TjnMj onu, COntrah Tama; önu, Uçvol baon yol gınş,. Ovyol OrduPa»ıonu bminvTansaŞl*1M,Şlin*»önsaşfc»5.!<,«oaheylelkaışsı.&*a-1 Ko««HtınMe«<laBesatMışva^ Merfcez: ona, tonak Vapur b U n , Künak Suvûlgehır Bdedivsı ono, A1 nr-1İT Sevırç Pastanesı anu. A k n a t Scvgi Vok, uzerı fıar Monlro Kaptv. fm Tansaj ka^BJ. Ahmcafc Gaf Itarya, tanıava Kıpa onû. tonıeva Mıgros onu, lomovs TanBaî ömı larşıyaka Çarşı gıny. Kar)ıyaka Vapuı M t l » Ka^yala C.rnt- M>gnx Onü, tataıh Tansa; öoü »oıtaıılı Mıgr« onu BoKanai Venedik Evlen Otobus Duragı kaı>ısı Bu kampanyaya katılarak sevindirdiğiniz çocuklar adına size teşekkür ediyoruz. Ücretsiz kargoyla Biriktirdiginiz karton içecek kutularını paketleyip, herhangi bir Anadolu Kargo şubesinden ücretsiz olarak aşağıdaki adrese gönderebilirsiniz. Adres: Tetra Pak AŞ Anadolu Kargo Sütlüce Aktarma Merkezi/lstanbul Ücretsiz postayla (0-212) 212 35 95 numaralı telefon hattımızı arayarak "Özel Tetra Pak Zarfları"ndan isteyebilirsiniz. Biriktirdiginiz karton içecek kutularını, adresinize gönderecegimiz bu zarfla ücretsiz olarak postalayabilırsiniz. Adres: AVPİM 276 Topkapı/lstanbul Posta ücretini kendiniz üstlenerek Dilerseniz, postalama ücretini kendiniz üstlenip, biriktirdiginiz karton içecek kutularını adresımize postalayabitirsintz. Adres: AVPİM 276 Topkapı/ Istanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle