Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 1996 CUMAKTESİ
HABERLER
Turkish Daity
Neurs'un
yaşgünü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Turkish Daily
News'un yayım hayatına
başlamasının 35.
yıldönümü nedeniyle dûn
akşam Hilton Oteli'nde bir
kokteyl verildi. Kokteyle,
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. Başbakan Mesut
Yılmaz'ın yanı sıra.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Nahit Menteşe, Devlet
Bakanı Ali Talip Özdemir,
Dışişleri Bakanı Etnre
Gönensay, Turizm Bakanı
Işılay Saygın, YDH Genel
Başkanı Cem Boyner, bazı
parti temsilcileri,
milletvekilleri ve yabancı
misyon temsilcileri katıldı.
Demirel, Yılmaz ile
karşılaştığında,
gazetecileri göstererek,
"fkimızbiraraya
gelmezsek dedikodu
yaparlar. Bunlara
dedikodu lazım" diye
espri yaptı.
Demirel'e
plaket
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkıye Sağlık
Çalışanlan Eğitim ve
Dayanışma Vakfı, saglık
sektöründe yaptığı
hizmetler dolayısıyla
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e bir plaket verdi.
Vakıf Başkanı İbrahim
Doğan ve beraberindeki
heyeti Çankaya Köşldi'nde
kabul eden Demirel, vakıf
temsilcilerinin ve tûm
sağlık personelinin Tıp
Bayramı'nı kutladı.
Demirel, "Benim dilimde
iki önemli şey vardır, biri
sağlık, diğeri de eğitim
kampanyalandır" dedi.
'Beytüşşebap
olayı itk değil'
• tstanbul Haber Servisi
-Tüketicileri Koruma
Derneği tarafından
Mecidiyeköy Kültür
Merkezi'nde
dûzenlenen uluslararası
tüketici konferansına
katılan, tnsan haklanndan
sorumlu eski Devlet
Bakanı Algan Hacaloğlu,
Beytüşşebap ilçesinde
yaşanan olayın,
konıculann bu tûr
uygulamalannın ilki
olmadığını bildirdi.
Türk-İş'in yeni
örgütlenmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-Türk-lş,
örgûtlenme politikasını,
gelecek hafta lzmir'de
gerçekleştirilecek olan
Genel Eğitim ve
Teşkilatlanma Sekreterleri
toplantısında yeniden
belirleyecek. l8-20mart
günlerinde, tzmir Hotel
Princess'te yapılacak olan
Türk-tş'in eğitim ve
örgûtlenme politikasımn
yeniden gözden
geçirileceği toplantıda,
"Dünyada ve Türkiye'de
Ekonomik-Sosyal ve
Siyasal Değişim Sürecinde
Sendikalar", "Sendikal
Örgûtlenme ve Sendikal
Eğitimin Işlev ve
Stratejisi", "Avrupa ile
Entegrasyon Sürecinde
Gümrük Birliği ve
Çalışma Hayatına
Etkileri", "Dünyadaki
Değişim Sürecinde Işçi-
lşveren-Hükümet
Ilişkilerinde Yeni
Gelişmeler", "Sosyal
Güvenlikte Yeni
Gelişmeler ve
Sendikalann Rolü"
konulan ele alınacak.
Onat Kırtlar için
anma töreni
• GAZİANTEP
(Cumhuriyet) - Bombalı
saldın sonucu öldûrülen
gazeteci-yazar Onat
Kutlar, Gaziantep'te eşinin
de katılacağı bir törenle
anılacak. Gaziantep
Özel Güney Fırat
Lisesi'nin Şahinbey
Belediyesi ile birliİcte
düzenlediği program,
bugün Anakent
Belediyesi Tiyatro
Fuayesi'nde kokteyl ve
imza töreni ile başlayacak.
Onat Kutlar'ın eşi Filiz
Kutlar, burada eşinin
kitaplannı imzalayacak.
Program, An
Sineması'nda "Hakkâri'de
Bir Mevsim" ve "Hazal"
adlı filmlerin gösterimiyle
sürecek. Anma
programının yanrtki
bölümüne gazeteci-yazar
Zeynep Oral da katılacak.
Söz konusu Fılmler birer
kez daha gösterilecek.
Zeynep Oral bir söyleşi
sunacak.
îçişleri Bakanlığı'nda, İslami Hareket Örgütü için özel toplantı yapıldı
Iran bagLantısıııa kanıt aranıyor
DÜRDANE KOCAOĞLU
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Gazeteci-yazar Çetin Emeç
ve yazar Turan Dursun cinayetlerinden
sorumlu tutulan İrfan Çağıncı'nın
yakalanmasıyla yeniden gündeme gelen
şeriatçı İslami Hareket Örgütü (IHO) ile
ilgili olarak Îçişleri Bakanlığı'nda bir
toplantı yapıldı.
tçişleri Bakanı ÜlküGüney, tHÖ'nün
eylemlerinde Iran bağlantısı olduğu
yolundaki gelişmeler için kesin kanıt
arandığım bildirdi. Çağıncı'nın, Emeç'in
katilı olduğunun kesinleştiğini kaydeden
Güney. "Şimdi bütün gücümüzle, Uğur
Mumcu suikasbnı aydınlatmaya
çauşıyoruz" dedi. Emniyet Genel Müdür
Vekili Cemil Serhadlı, eylemlere Iran
desteği konusunda rapor hazırlandığını,
Çağıncı'nın sorgusunda adı geçen
lranlılar konusunda Dışişleri
Bakanlığı'na bilgi verildiğini kaydetti.
Çağıncı'nın sorgulamasını yürüten
Istanbul Emnivet Müdürü Orhan
Taşanlar'ın, önceki gün Ankara'ya
gelmesinin ardından İçişleri
Bakanlığı'nda dün İHÖ ile ilgili gızli bir
toplantı düzeniendi.
Bakan Güney'in başkanlığındaki
toplantıya Emniyet Genel Müdür Vekili
Cemil Serhadh ve Istanbul Emniyet
Müdürü Taşanlar'ın yanı sıra
Istihbarat ve Terörle Mücadele Daire
Başkanlan ile MtT'ten bazı yetkililer
katıldı.
'Çağıneı kesin katiT
Ankara'ya İHÖ ve Çağıncı ile ilgili bol
miktarda belge ve dokümanla gelen
Taşanlar'ın, toplantıda operasyon
hakkında aynntılı bilgi verdiği öğrenildi.
Toplantıya katılan diğer yetkililerin de bu
bilgiler doğrultusunda hazırlanacak Iran
raporuyla ilgili görüşler öne sürdükleri
ifade edildi.
îçişleri Bakanı Güney, Çağıncı'nın
sorgulamasında son aşamaya gelindiğini,
ancak Iran'ın tslami terör örgütleriyle
ilişkisi olduğu yolunda henüz kesin ve
net bilgilere sahip olmadıklannı açıkladı.
Güney, İrfan Çağıncı'nın
yakalanmasından sonra yoğunlaştınlan
soruşturmada önemli mesafeler alındığını
söyledi. Çok ciddi araştırmalar
yapıldığını kaydeden Güney, "Ülkemiz,
en güzeL en ciddi şekiide, en medeni
yollarla soruşrurmasını yapıyor. İrfan
Çağmcf nın Çetin Emeç'in katili olduğu
kesin" dedi.
Güney, Emeç suikastında lran'Ia
bağlantının kesinleştirilip
kesinleştirilmediğine ilişkin olarak da
"Henüz daha değiL Ama çok yönlfi
araşürma süriiyor" dı\e konuştu.
Soruşturmada sonuca yaklaştıklannı
belirten Îçişleri Bakanı, iktidarlan
döneminde faili meçhul cinayetlerin tek
tek aydınlatılacağını söyledi. Basından da
destek isteyen Güney, Çetin Emeç'ten
sonra sırantn, 24 Ocak 1993 tarihinde
katledilen yazanmız Uğur Mumcu'ya
yöneltilen saldınnın aydınlatılmasına
geldiğinı bildirdi. Güney, "Yeni bir ekip
de oluşturduk. Zaten eski bir ekip vardı.
Turan Dursun'un oglu Abit Dursun dan sitem
Benimle hiç kimse görüşmediANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Istanbul'da 4
Eylül 1990 günü
şenatçı İslami
Hareket Örgütü 'nün
(tHÖ) lider kadrosundan
irfan Çağıncı'nın
talimatı ile öldürüldüğü
öne sürülen
yazar Turan
Dursun'un oğlu
Abit Dursun, bazı
karanlık güçler
tarafından babasmın
unutturulmaya
çalışıldığinı öne sürdü.
Babası öldürüldükten
sonra hiçbir
güvenlik görevlisinin
kendıleriyle
görüşmediğini
vurgulayan
Abit Dursun,
"Koca Meclis'in Faffi
Meçhul Cinayetleri
Araştırma
Komisyonu'nca
hazuianan raporda,
dağdaki çobanın sürme
göziü kuzusu vardı da ne
hikmerse Turan
Bütün gücümüzie Mumcu suikasönın
peşüıdeviz" dedi.
Kültür Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Agâh Oktay Güner de lHÖ'nün işlediği
cinayetlerde Iran bağlantısı olduğu
yolundaki haberlerin anımsatılması
üzerine, "tran bizim komşumuz. İran ile
aramızda karşıhkb iyi niyete dayanan
münasebetterin devamı dikkati
içerisindeyiz" dıye konuştu. Güner,
Türkiye'nin nereden gelirse gelsin teröre
destek veren, teröre yardımcı olan
ülkelerle olan ilişkilerinde sağlam bilgi
ve belgelere dayanarak konuyu müzakere
masasına daima getirdiğini ve
getireceğini söyledi.
Iran raporuna başlandı
Emniyet Genel Müdür Vekili Serhadlı,
Çağıncı'nın sorgusunun bittiğini, Iran
resmi makamlanna iletilmek üzere
hazırlayacaklan raporda, İHÖ ve diğer
tüm şeriat yanlısı terör örgütlerinin bu
ülkeyle bağlantılan hakkında aynntılı ve
somut bilgilere yer verileceğini anlattı.
Çağıncı'nın, Türkiye'deki
terör eylemlenne destek
veren bazı lranlı
diplomatlan teşhis ettiğini
kaydeden Serhadlı, bu
kişiler hakkında Dışişleri
Bakanlığı'na da bilgi
sunulduğunu ifade etti.
Serhadlı, kendi
başkanlığında
oluşturulacak bir heyet
tarafından hazırlanacak
Iran raporunda, ağırlıklı
olarak irfan Çağıncı'nın
ifadeleri ve eylemleriyle
ilgili bilgilere yer
verileceğini bildirdi.
Serhadlı, raporu
hazırlarken, lran'Ia
diplomatik ılişkilerimizi
zora sokmamaya gayret
edeceklerini vurguladı.
Gazeteci yazar Turan Dursun, evinin önünde uğradığı silalüı saldın sonucu kattedilmişti.
Dursun yoktu. Babambelldde
hiç yaşamamıştr dedi. Babasının
4 Eylül 1990 günü Istanbul
Koşuyolu Sitesı'ndekı evinin
önünde "karanhk tüccarlann
kirauk katülerince" katledildiğini
söyleyen Dursun, daha sonraki
gelişmeleri şöyle anlattı.
"Olaydan bir süre sonra eve
ghtiğimde, yatak odasında
suçüstü yakalanma korkusu ve
telaşı ile eğreti bir biçimde ikiye
katlanmış yatağui üzerinde,
Ameri'nin 'Kutsal Terör
Hizbullah' adlı kitabı duruyordu.
Bu kitapla hangi mesaj verilmek
isteniyordu? Bu ev bir yasadışı
örgüt evi miydi? Caniler evi altüst
etmişti. Caniler babamın
doiaplaruu, yatak odasınu
kftapiaruu ve basuna hazır hale
getirmek için bir ömür tükettiği
eserierini aramışlardı. Daha
sonraki günlerde. hep bu soru ve
sorulann yamtını arayıp durdum
kendi kendime. Evdeki arama>ı
güvenlik güçlerinden başkaian nıı
yapmıstı? Ama hayır. Bunun
böyle olması, olay günü tutulan ev
arama tespit tutanağına göre
olanaksızdı."
"Benim aklım. babamuı e>inin
>aiak odasında bulunan drvana
ait yatağın neden katlandığj ve
üzerindeki Hizbullah kitabuun
neden konduğunda" diyen Abit
Dursun. sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ve neden san basın kartı sahibi.
köşe yazan. araştırmacı, bes dili
çok iyi konuşabüen. TRT'de
program yapımcısı. 60'h yıllann
ünlü Kcmalist müfrüsü. bir
sorryaz gününün ikinci yansında
vurulduğunda evi nasıl olur da
böylesine kimsesiz mezaruğına
döndürülebilirdi? Acaba Turan
Dursun yaçamış nuydı? Aradan
geçen bu süre içinde onlarca
kitabı basılan, her biri yine baskı
üzerine baskı yapan, y üzbinlerce
okura ulaşmış olan babam
gerçekten yaşamış mıydı?"
'Yok sayılabilir mi?'
Resmi makamlann, cinayetin
ardından görüşlerine hiç
başvurmamasını eleştiren
Dursun. şunlan söyledi :"fslami
Cuiad-Hizbullah örgütü elemanı
Mehmet Ali ŞekerileGutbettin
Gök'ün yakalanması ile başlayıp
Tamer Aslan'uı yakalanması ile
devam eden ve son olarak da
İrfan Çağıncı'nın yakalanması ile
şündiUk son bulan faili meçhul
rinayetieri aydınlatma girişuni
süresince, nedense güvenlik
birimleri benim görüşlerime
basyurmadı. Bazı karanhk
güçlerin bu konuda, örtülü ve katı
bir engellemesi var. Bu ülkede
medyasından güvenlik güçlerine,
oradan da ülkede kaybolan bir
kuzudan sorumlu, ama
icraatlanndan sonımsuz
Cumhurbaşkam'na dek her
kişive göre babam yaşamamışsa
ben de bu dünyada olmazdım.
Aynca, 'Dın Bu'lan Merihliler
vazmısür herhalde. 13 yaşmdaki
IngUiz kıa Sarah ile Maraşlı
Musa'nın aşkma gösterilen
duyarlılığın kaçta kaçı yaşamı
elinden alınan aydınlara. Turan
üursun'a gösterilmişti? Turan
Dursun yaşamamış ve yüzbinlerce
okunın gözlerinin içine baka
baka vok savılabilir mi?"
Sanıklann DGM'deki duruşmasında olağanüstü güvenlik önlemleri alındı
Çağıncı ve Yağmur tutuldandıİstanbul Haber Servisi - Gazeteci-yazar Çe-
tin Emeç ile şoforü Sinan Ercan'ın öldürülme-
si olayında tetiğı çektiği, Turan Dursun cina-
yetinin ise planlaladığı öne sürülen yasadışı ts-
lami Hareket Örgütü liderlerinden İrfan Çağı-
ncı, İstanbul DGM tarafından "anayasal duze-
ni silah zonıyla degiştirmeye kalktşmak" suç-
lamasıyla tutuklandı. Çağıneı ile birlikte aynı
operasyonda gözaltına alınan Abdülkerim Yag-
mur da tutuklandı.
Terörle Mücadele Şubesi'nde bir süredir gö-
zaltında bulunan İslami Hareket Örgütü'nün
kurucusu, lideri ve
u
ameliyat tünleri" sonım-
lusu "Mesut" kod adlı İrfan Çağıncı, imam ni-
kâhlı eşi Hasine Yağmur. Abdülkerim Yağmur
ve Hafit Bilen. saat 15.00 sıralannda gözaltın-
da tutulduklan Terörle Mücadele Şubesi'nden
alınarak Beşiktaş'taki İstanbul DGM'ye götü-
rüldüler.
Yaptığı itiraflar nedeniyle öldürülmesi olası-
lığına karşı, ön ve arkasında eskortlar bulunan
bir minibüsle götürülen Çağıncı ve beraberin-
dekiler, DGM binasına da savcı ve hâkimlerin
girdiği ana kapıdan alındı. Gazetecilerin uzak-
laştınlmasından sonra binaya sokulan İrfan Ça-
ğıncı'nın, "İslami Hareket Örgütü" davasının
iddianamesini hazırlayan DGM Cumhuriyet
Savcısı İrfan Ozh'yen tarafindan ifadesi alın-
maya başlandı. Yaklaşık 5 saat süren ifadeden
sonra Çağıncı. TCK'nin 146/1. maddesinde
dûzenlenen "anayasal düzeni silah zonıyla de-
ğiştinneye kalkışmak" suçlamasıy la "tutuklan-
masıistenerek" 2 No'lu Nöbetçi DGM Mahke-
mesi'ne sevk edildi. Savcı Özliyen, aynı ope-
rasyonda gözaltına alınan Abdülkadir Yağ-
mur'un da tutuklanmasını isterken Çağncı'nın
imam nikâhlı eşi Hasine Yağmur ve Halit Bi-
len'ın de "İslami Hareket Orgütü'ne üye ok
mak, yardım etmek ve yataklık yapmak" suç-
lamasıyla tutuksuz yargılanmasını isteyerek
mahkemeye sevk etti.
Mahkeme, savcının isteği dogrulrusunda Ça-
ğıncı ve Yağmur'un tutuklanmusına karar ver-
di. Çok sıkı güvenlik önlemleri altında DGM'den
çıkanlan Çağıncı ve Yağmur, gece Bayrampa-
şa Cezaevi'ne götürüldüler.
Hasine Yağmur ve Halit Bilen ise akşam üzeri
serbest bırakıldı.
Raporda nelere yer
verilecek?
Bakanlıktakı toplantıya
katılan bir istihbarat .
yetkilisi, hazırlanmasına
başlanan tran raporunda,
tslami terör örgütlerinin
taktik ve eylemleri
konusunda tamamen kapalı
olan kapılann biraz
aralanmasının
hedeflendiğini kaydetti.
Son yıllarda Türkiye'nin en
önemli gündem
maddelerinden birisini
oluş,turan İslami terör
konusunda da devletin çok
büyük adımlar attığını öne
süren istihbarat yetkilisi,
"Bu örgütlerüı en büyük
desteği Iran'dan aldıklanna
dair eUmizde çok önemli ve
somut bilgiler var" dedi.
Aynı yetkili, şeriat
düzenini savunan terör
örgütlerin, eğitimlerini
Iran'm Kum kentinde
yaptıklannı. Türkiye'ye
döndüklerinde
bulunduklan çevTelerde
kitabevi de açmak suretiyle
bölgesel eğitim verdiklerini
anlatırken, bu örgütlerden
bazılannın PKK'ye de
zaman zaman destek
sağladıklannı ifade etti.
ABD: İran'ın
parmağı varsa kmanz
Öte yandan ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcü Vekili
GI>TI Davies, trfan
Çağıncı'nın. tran adma
gazeteci-yazar Çetin
Emeç'i öldürdüğünü kabul
ettiğine ılışkın haberlerin
anımsatılması üzerine,
şunlan söyledi:
"Konuyla ilgili pek bilgim
yok, ancak terorizme açıkça
destek verdiği için İran'ı
şimdiy e dek defalarca
kmadık. İran, teröre
desteğinin yanı sıra kitle
imha silahlannuı peşinde ve
Ortadoğu banş sürecini
baltalamay a çahşryor.
Ancak sözü edilen şekiide
Türkiye'deki terörün
ardında İran parmağı
varsa. tabii ki kınanz."
Polisten 23
kişiye gözaltı
İstanbul Haber Servisi - Aralannda Beyoğlu
İstiklal Caddesi'ne bomba koyarak iki kişinin ölü-
müyle sonuçlanan eylemin de bulunduğu 9 ay-
n öldürme olayına kanştıklan ve yasadışı PKK
örgütü üyesi olduklan öne sürülen beşi kadın 23
kişi gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdür-
lüğü Terörle Mücadele Şubesi 'nde yapılan açık-
lamaya göre, gözaltına alınan kişilerin kırsal
alanda eğitim gördükten sonra lstanbul'a geldik-
leri belirtildi.
Açıklamada, 27 Eylül 1995 tarihinde Beyoğ-
lu İstiklal Caddesi'ne bomba koyarak biri Ür-
dün uyruklu iki kişinin ölümüne ve 32 kişinin
yaralanması olayına kanştığı öne sürülen "Dok-
tor" kod ısımlı Bedri Dikdağ'ın Osküdar'da "ya-
kalandtğı" kaydedildı.
Güvenlik kuvvetlennce Hakkâri ve Bitlis'te
gerçekleştirilen operasyonlarda ise 5 terörist ölü
ele geçirildi. Sıvas'ın Divriği ilçesi Dumluca
köyü kırsalındaki çatışmada Piyade Teğmen
Serhat Karahasan şehit oldu. Çatışmada Jan.
Ast. Sb. Burhan Us. Uzman Çavuş Selim Tılki,
jandanma erleri Ergin Şimşek ve Rüstem Bil-
mez yaralandı. Bölgede operasyonlar devam
ediyor.
Cumhurbaşkanı, komşularla ilişkilerde dikkatli olmak gerektiğini söyledi
Demirel^ Iran konusunda temkinlî
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
uluslararası terör
örgütlerinin finansal ve
siyasi olarak tran'dan
destek bulduklan iddialan
karşısında "temkinli" bir
tavır ortaya koydu.
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, "Bunlar şu
aşamada iddia düzeyindedir. Tabii ki
araşünlacaktır. Ancak
komşulanmıziaflişkilerimizide
gözetmek durumundayız'
1
dedi.
Gezi dönüşü
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
önceki akşam tsrail-Mısır-Filistin
gezisi dönüşü gazetecilerin sorulannı
yanıtladı. Geziyi değerlendirirken
terör konusuna ağırlık veren
Süleyman Demirel, şunlan söyledi:
"Terörle mücadele tek tek devletlerin
• Ortadoğu gezisi dönüşünde
gazetecilerin sorulannı yanıtlayan
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, terör
iddialannın İran üzerinde yoğunlaşmasına
dikkat çekerken, bunlann şu aşamada
iddia düzeyinden öteye gitmediğini
:
vurguladı.
işi olmamahdır. Bu böyle görülürse,
sonuç alınamaz. Pek çok AvTupa
ülkesi, ne yaak ki terör ayağına
bulaşmca tepki gösteriyor."
Türkiye'nin terörle mücadelesinde
karşısma zaman zaman "insan
hakian" konusunun çıkanldığını
belirten Cumhurbaşkanı. "Terörle
mücadeleye İstiklal Savaşı gözüyle
bakılmamalıdır. Şarrn el-Şeyh'deki
zirvede konuyu aynnnlanyla
anlatük" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
bir gazetecinin zirvede alınan
kararlann ne ölçüde yaşama
geçeceği yönündeki sorusu
üzerine, "Büyük ülkeier söz
verdiler. sözlerinde
durmayJarsa, onlar büyük
ülkelerin küçük liderleri
demektir" karşılığım verdi.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in, Türkiye'nin
komşularıyla ilişkilerini
değerlendirirken de tran'a temkinli
yaklaştığı gözlendi.
Iddialarvar
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,
"Terörün komşu İran'da da zemin
bulduğu, hatta desteklendiği yönünde
iddialar var. Bunlara şu aşamada
iddia olarak yaklaşmak
durumundayız.
Terörie mücadele ederken
komşularunızla ilişkilerimizi de
zedelememeye özen göstermemiz
gerekiyor" dedi.
CUMARTESI
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Pis Bir Öykü
:
Çetin Emeç cinayetinin "teWcç/s/"yakalandı. Ba-
sın ve medya yoluyla kamuya tanıtıldı. Kameralar
önüne ilk çıkarılışında yüzü duvara dönüktü. Şimdi,
anlamsız ifadesinden başka hertıangi bir özelliği ol-
mayan bu yüzü yakından tanıyoruz. Çay yerine kuş-
burnu çayı içmesi, polislere "ağabey" diye hitap et-
mesi gibi bazı "insani" özelliklerini bile renkli basını-
mız yoluyla öğrenmeye başladık... '
"Tetikçi", her ikisinin de örgütçüsü olduğu ve biz-
zat katıldığı Çetin Emeç ve Turan Dursun cinayet-
lerini ayrıntılarıyla anlattı. Cinayet yerlerinde tatbikat
yapıldı. Gazetecilerin yoğun ilgisi nedeniyle tatbikat-
lara başlanmasında güçlük çekildi. Görevliler, "tetik-
çi" tatbikat yerinden götürülmeden önce, güvenlik
açısından, gazetecilerin, medya mensuplannın ora-
dan ayrılmasını istedi...
"Pis biröykü"ye neresinden başlamalı... Önce şu
"tetikçi" sözünden... Cinayet işleyen kişiyi niteleyen
sözcük, bütündillertJe, "katil"yada "can/"dir. ''Cum-
huriyet", "katılzanlısı"sözünü kullandı. Renkli bası-
nımız, Emeç ve Dursun cinayetlerinı nasıl örgütleyip
nasıl işlediğini açıklayan kişiyi topluma "tetikçi" ola-
rak sunuyor. Sanki bir mafya cinayetinin sıradan ki-
ralık katilinden söz edilmekte. öldûrülen kişiler bu top-
lumun seçkin aydınları, bizim arkadaşlarımızdı. öl-
düren ise cinayetlerini pişmanlıksız, soğukkanlılıkla
anlatan, fanatik, profesyonel bir katil. Başka bir ta-
nıma (ve herhangi bir yabancı dilde karşılığım bula-
madığım, bu gibi olaylann haberinde kullanıldığına
rastlamadığım) başka bir söze gerek yok... Fakat
renkli basınımızın, sadece kullandığı sözcüklerle de-
ğil, tüm habercilik anlayışı ve üslubuyla bir olayı cı-
vıklaştınp saptırmasının örneklerini saymakla tüke-
temeyiz...
• • •
Sağcı basınımızın önde gelen kalemleri ise Emeç
ve Dursun'un katilinin yakalanması ile Mısır'daki te-
rörzirvesinin aynı zamana rastlamasını, bir başka yön-
den, olayın ciddiyeti konusunda kuşku uyandırmak
için kullanmak çabasındalar. Oysa her iki cinayete
de bizzat katılan bir başka katilin, Tamer Aslan'ın
itirafları, şubat başlarında polisle çatışmaya girerek
yakalanışından sonra gazetelerde yayımlanmış, İr-
fan Çağıncı'nın bir fotoğrafı da yine bu sırada ba-
sında yer almıştı. Sağcı yazariann çabası, bu "pis öy-
kü "de "taraf" olduklannı göstermekten başka anlam
taşımıyor. Gazetecilik ahlakıyla da, asgari vicdan sa-
hibi olmakla da bağdaşmıyor...
• • •
Sadece Emeç ve Dursun cinayetlerinin değil, Uğur
Mumcu'nun katledilmesi de içinde olmak üzere son
birkaç yılda işlenen bütün alçakça cinayetlerin ay-
dınlatılmasına belki de hiçbir zaman bu kadar yak-
laşılmamıştı. Aslında her şey, "TBMM Faili Meçhul
Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu"
geçen yıl Meclis'te tartışıldığı sırada yeterince aydın-
lanmıştı. 21 Nisan 1995 tarihli Cumhuriyet'm konuy-
la ilgili haberinde, komisyon üyelerinden birinin şu
sözleri yer almaktaydı:
"Mumcu'yu öldüreni gördüm diyen adamı bul-
duk. Ancak elimizden kaçırdılar. Polis kaçırdı. DGM,
hatta Emniyet işin içinde ve bizim tespit ettiğimiz ada-
mın o tarihte kendi ellerinde olduğunu söyledi. Son-
radan anlaşıldı ki Emniyet'in belgelerinde tahrifat
var. Biz burada diyeceğizki, Emniyet, Mumcu'yu öl-
dürenlerin bulunmasını engelledi..."
• • •
Rapor hasıraltı edildi. Komisyon başkanı, o za-
manki DYP Milletvekili Avundukluoğlu, "Cumhuri-
yet" gazetesinde kendisiyle yapılan bir görüşmede
(21.5.1995), "Bazı büyük gazetelersankiböyle bir ra-
por yokmuşçasına duyarsız davrandılar... Medya-
nın, çözüm üreten bir komisyon rapotvnun üzerin-
de durmaması, bana sıkıntı, hatta ürküntü venvek-
tedir" sözleriyle medyadan ve renkli basından yakı-
nıyordu. Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komis-
yonu'nun geçen yasama yılı sonunda TBMM gün-
demine alınmayarak hasıraltı edilen raporu bugün ye-
niden toplumun gündemindedir. Avundukluoğlu'nun
birkaç gün önce yaptığı basın açıklamasındaki söz-
leriyle "Bu konulann ideolojiyle ilgisi yoktur. Hangi
iktidar olursa olsun bu raponı gündeme getirmesi,
komisyonun belirttiği konularda karariar alması ve
uygulaması gerekir."
• • •
Katiller cinayetlerini itiraf ediyor ve ayrıntılarıyla
anlatıyorlar. "Hizbullah", "İslami Hareket Örgütü" gi-
bi örgütlerin kimlerce kurukjuğu, yönlendıritdiği ve des-
teklendiği yeterince açık. Başbakan Yılmaz, bütün
faili meçhul cinayetlerin aydınîığa kavuşması için gü-
venlik güçlerine her türiü desteğin verileceğini, önü-
müzdeki günlerde bu konuda sevindirici gelişmeler
olacağını bildıriyor... Öyleyse, bu "pis öykü'nün so-
na ermesi için yapılması gereken, TBMM Faili Meç-
hul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Raporu'nun
Meclis'in tartışma gündemine alınması ve bütün mil-
letvekillerinin, (MHP kökenli, bugünkü ANAP millet-
vekili) Sadık Avundukluoğlu ya da komisyon rapo-
runun geçen yıl tartışılması sırasında, "Ucu RP'ye de
dokunsa, gerçekler raporda yer alacak"diyet»\en ko-
misyon üyesı, RP Milletvekili Hüsamettin Korkutata
kadar namuslu ve cesur davranabilmeleridir...
TARTIŞMA SURÜYOR
Olağanüstü halin
adı kalkıyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Olağanüstü hal
(OHAL) uygulamasını
aşamalı olarak kaldırmayı
programına alan
ANAYOL hükümetınin, 4
ay sonra kapsamını
daraltacağı, daha sonra da
uygulamayı kaldıracağı,
ancak özünde uygulamayı
Türkiye geneline yayacak
düzenlemeler yapacağı
belirtildi. Bölge valisinin
yetkilerini, ülke genelini
kapsayacak şekiide
genişleterek 79 ilin
valisine devrini öngören
düzenleme yapmayı
hedefleyen hükümetin, II
ldaresi Yasası yanında,
Kimlik Bildirimı, Ateşli
Silahlar ve Köy yasalannı
da değiştirmeyi planladığı
bildirildi.
OHAL uygulamasını <
kaldırma vaadiyle
işbaşına gelen ANAP-
DYP koalisyonunun ilk
icraatlanndan biri bu
uygulamanın 4 ay süreyle
daha uzatılmasını
sağlamak oldu.
TBMM Genel
Kurulu'nda önceki gün
yapılan oylamaya,
koalisyon ortaklan DYP
ve ANAP'tan toplam 33
milletvekili katılmadı.
Başbakan Mesut
Yılmaz ın programı
nedeniyle hazır
bulunmadığı oylamaya,
iktidar partilerinden
OHAL uygulamasına
karşı olan bölge
milletvekilleri ile muhalif
milletvekillerinin
katılmaması dikkat çekti.