Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
te*ART 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
^Sahne'nm dinamikyansnııaLan
EMtE KOYUNCUOĞLU
Foograf sanatçısı LeventÖget, 8-30
mrt tarihleri arasında Atatürk Kültür
Mrkezi Sergi Salonu'nda "Sahne"
ismli sergiyi gösterime sundu.
Seçinin açıhşında fotoğraf ve dansı
büinleştiren "İküi Figür" adı altında
biünstalasyoD gerçekleşti. Bir tür
göteri de sayılabilecek enstalasyonun
an* malzemelerini dans ve fotoğraf
olijturmuş.
Leent Öget, 1993 yıhnda Assos'ta
HBeyin Katırcıoğlu yönetımınde
geçekleşen "Truva Öyküsü*
göterisinde çekriği "yöresel
ghıileriyle diz çökmüş ağrt yakan iki
kâün" oyuncunun fotoğrannı ayr\en
kâhda basar gibi kalın, beyaz 2.80'e
3.K) metrelik bir beze basmış. Daha
sotra bezi. demirden yapılmış bir
çer;eveye çelik bir halatla germiş. Bu,
insan boyutlanm aşan fotoğraf ya da
peıdeye, gerisinde dans eden Fransız
sanatçı Sabine Jamet'in gölgesi
düsürülmüş.
Peıdenin arkasında iki ayn ışık kaynağı
vaı Böylece, dansçı Sabine Jamet'in
gölgesi, perdeye iki ayn açıdan
düsüyor ve tıpkı fotoğraflannı
gördüğümûz iki kadın gibi, hareket
eden beden de ikilenmiş oluyor.
Jaraet'in doğaçlamasının en dikkat
çekici tarafı, vûcudunun konumunu,
ışık kaynağına uzakhğı ve yakınlığıyla
biriikte düşünmesi. Sanatçı böylelikle,
doğaçlamasına dramatik bir kurgu
katmış oluyor. Gösterinin belli
bölümlerinde, dansçının gölgesinin
perdenin sınırlannı aşıp, izleyicilerin
üstüne düşmesi hoş bir fikir ve bu
LeventÖget,
ohısturduğu
sergide,
gösteri
sanatiannL
resmi,
fotoğran,
enstalasyonu
vemüziğibir
arada
kullanarak
"sahne"
bûtününe
ulaşıyor, aynı
zarnandada
kavnunsal
olarak
antatun
bûtününe.
Sergtsindeki
tötoğraflannd
a da aynen
enstalasyonun
da oMuğu gibi
enerji akışi.
hareket ve
dtnamizm var.
fıkrin gereğinden fazla kullanılip
ilginin tek yöne kaydınlmaması,
Jamet'in doğaçlamasmı ve Öget'in
kurgusundaki dengeyi oluşturuyor:
böylece anlatımlarda da Dead Can
Dance grubunun müzıği eşlığinde bir
bütünlük sağlanıyor.
Gösterinin dramatik kurgusundan
sıynlıp dûşünsel tarafına yönelmek
istiyorum: Bir düşünce var ve bir
sanatçı bu düşünceden yola çıkarak bir
oyun sahneliyor. Oyuncular, bu fikri
sahnede kendilenne göre
yorumluyorlar. Kostümcüsü, ışıkçısi
yine aynı düşünceye kendi
düşüncelenni katıyor. Ve görüntüde,
sahnede ağıt yakan kadinlar var. Başka
btr sanatçı ya da izleyıcı (Öget),
seyrettıği oyunu kendine göre
yorumluyor ve belli anlan "seçerek"
fotoğraf haline getiriyor. Öget'in
oyunda yakaladığı anlardan "bir"
tanesınin "seçimi" gerçekleşiyor. O
anın (fotoğrafin) üzerinde kendine
göre oynayan sanatçı, o düşüncenin bir
anlamda tuvale aktanmını tamamlıyor.
Bir başka sanatçı (Jamet), bu
resımdeki düşünceden yola çıkarak bir
doğaçlama yapıyor. ortaya çıkan resim,
müzik ve dansla enstalasyona
dönüşüyor... Ve böylece "ağrt"devam
ediyor... (Zaten kim durdurabilir? Kim
düşünmeden, üretmeden devam
edebilir?) Söylemek istediğim, bu
dûşünsel ve sanatsal akışı bir noktadan
tutup geriye ya da ileriye doğru
sonsuza kadar çekebiliyorsunuz.
Öget'in sergisi. bu düşünselliği de
bırçok başka düşünceyle biriikte
getiriyor.
Öget'in hem enstalasyonu. hem de
sahne fotoğraflanndan derledıği sergisi
ıçin söylenebilecek en öz açıklama,
herhalde kullandığı malzemelerin
sınırlannı zorlayan bir sanatsal
anlatıma yönlendıği olacaktır. Sanatçı,
oluşturduğu sergide, gösteri
sanatlannı, resmi, fotoğrafı,
enstalasyonu ve müziği bir arada
kullanarak *sahne*bütününe ulaşıyor,
aynı zamanda da kavramsal olarak
anlatım bûtününe. Sergisindeki
fotoğraflannda da aynen
enstalasyonunda olduğu gibi enerji
akışı, hareket ve dinamizm var. Öget
"sahne"ye yönelişini şöyle açıklıyor:
"Sorgulanan yaşam ve vartak kesinn'siz
bir diyaJogla benliklerdeki yerini
ararken ' sahne "de bir başkası gözler
önüne serilir. Bazen "ta kendisi" de
olabiien bu gidip gelme, imgeterde de
yaşanıhr.
Aynı doğnıltuda bakan toplu insan
gnıpian, yoğun bir enerjiyte ve var
oiınanın bütün erdemleriyle kıpırdanıp
dururlar. Zihinlere yerfcşen sessiz
toplanblar. sanki kıvılcunlar çakan
migeterk' ışıklandınlmış, gibi oesnel bir
gercekHğin ordusu oiurİar."
Öget. bir anlamda kendi sahnesini
yaratmış ve oynuyor. Bu ilginç insan-
sahne, oyuncu-izleyici, an ve gerçeklik
ilişkisi de kendi oyununu Öget'in
ağzmdan oynuyor.
TaKmhaneMe müzikli,tiyatrohı,daıısh günler
Kühür Servisi - Akademi tstanbul ve
Armada Otel işbirliğiyle kurulan,
sanat-kültür etkinlikleri sunma ile
yeme-içme yeri olma özelliğini aynı
anda ve aynı mekânda sunan
Talimhane, Fransız kukla ustalanndan
Karina Cheres tarafından Carl OrfTun
'Ay' operasından sahnelenen 'La Lune'
oyunu ile cuma akşamı açıldı.
'La Lune', cumartesi saat 15.00 ve
21.00'de, pazar günü saat 11.00 ve
15.00'te, 18 ve 19 mart akşamlan da
19.30 ve 21.30'da olmak üzere toplam
sekiz gösteri yapacak. Talimhane'nin
açılışı ile biriikte başlayıp bir hafta
sürecek olan diğer etkinlikler arasında
Yeşil Üzümler Dans Tiyatrosu'nun
gösterileri, Tahsin Ünüvar Quartet
konseri ve 5. Sokak Tiyatrosu'nun
'Pethuski' adlı oyunun gösterimi yer
alıyor.
Talimhane'nin açılış gecesi olan 15
martta bir 'happening' düzenleyen
'Yeşil Czümler', 26 mart sah gecesi
saat 21.00'de Müzik ve Hareket'
başlıklı üçlemeyle seyirci karşısına
çıkacak. 1993 yıhnda biraraya gelen
grup. Deniz Altınay, Setna Güven,
Emre Koyuncuoğlu, Ahmet Ortaçdağ
ve Ferhat Özatar'dan oluşuyor. Assos
Gösteri Sanatlan Festivali'nde
yaptıklan üç koreografıden sonra
teknik çahşmalara ağırhk veren Yeşil
Üzümler'in Talimhane'deki 'Çarşamba
Gösterileri'nde üç farklı müzik
dinletisiyle biriikte insan bedeninin ve
düşüncesinin ilişkisi üzerinde deneysel
çahşmalan, mayıs ayı sonuna dek
sürecek.
Saksofonda Tahsin Ünüvar, piyanoda
Selim Benbağ, davulda lzzet rUçkahnaz
ve basta Mahmut Talay'dan oluşan
'Tahsin Ünüvar Quartet' ise,
Talimhane'de 15, 16 ve 17 mart
geceleri saat 23.00'ten başlayarak
cazseverlere seslenecek.
Fransız Gelecek Tiyatrosu'nun 'La
Lune' adlı oyununun ardından
Antalya'dan '5. Sokak Tiyatrosu',
'Pethuski' adlı oyunla, Talimhane'nin
'Uzaktaki Tryatno' etkinliğı
kapsamında konuk oluyor. Mustafa
Avkıran'ın da belirttiği gibi "Bir
tiyatrosu ofanah tiyatrocunun"
dileğinden yola çıkarak kurulan 5.
Sokak Tiyatrosu Venedikt Yerofeev'in
'Moskova İstasvonlan' adlı
La Lune' Fransn Getecek Tivatrosu'Pethuski' -PayMar Töfekçi
'Meddah' - Erdoğan Akduman 'Müzik ve Hareket
1
-\esfl Üzümler
romanmdan, Stephen Mulrine'ın
sahneye uyarladığı 'Pethuski'yi
sahneleyecek. Brejnev döneminde
'yeraltı sanaö' diye bilinen bir türün
seçkin örneklerinden biri olan oyun,
ölmüş-öldürülmüş bir sarhoş fılozofun.
dağılmanın eşiğindeki Sovyetler
Birliği'ne bakışmı ele alıyor. Ya da,
oyuncu Payidar Tüfekçi'nın deyişıyle
"Insanlarm gün geçtikçe insancıkiaşıp
insancüsızla^ınkiıgı.
se\gisizcikJe$tiriWigL
düşüncesizciktestirildiğL, kendisi ve
çevresivie ilgKİzcikleşürikligi bu
dünyada. birisi insancıklara karşı çıiap
insancıl otmayı. aşkı. sevgryi akh ve
düşünceyi, düşündüklerini açıkça
söviemeyi, kendisi \e çe\resiyle
ttgilenmevi savunuyor. tnsancıklannııı
hep partak ve pariak. görmeven göderi
oMugunu bildiği hakk". 'Pethusld'nın
dekorlan Naz Erayda'ya. ışık tasanmı
ise Barbaros Gfilaçtı'ya ait.
Yönetmenliğini Mustafa Avkıran'ın
yaptığı Pethuski'de Venichka rolünü
Payidar Tüfekçioğlu üstleniyor. tlk kez
1994'te Edırburg Festtvali'nde Tom
Coarteaty tarafından sahnelenen oyun,
5. Sokak Tiyatrosu tarafından
Talimhane'de 20 mart çarşamba günü
saat 15.00 ve 21.00, 21 ve 22 martta
saat 21.00,23 martta ise saat 19.30'da
izlenebilecek. Devlet Tiyatrosu
sanatçısı Erdoğan Akduman ise, kendi
yazıp yönettiği ve oynadığı 'Meddah'
(Düzensiz Bir Hikâye) adlı oyunla 27-
29 mart günlerinde saat 21.00'de
izleyici karşısına çıkacak. Düzen
denen şeyin ne olduğu bilinmeyen bir
ülkede, düzen yaratmak için girişilen
arayışlan mizah diliyle anlatan oyun
daha önce Diyarbakır Devlet Tiyatrosu
ve Yunus Emre Kültür Merkezi'nde
seyirci karşısına çıkmıştı.
Azerbaycan
Kültür GünleriKültür Servisi - tstanbul
Büyükşehir Belediyesi
Kültür îşleri Daire
Başkanlığı'nın "Ülke
Kültür Günleri"
kapsamında 17-30 mart
tarihleri arasında
düzenlediği ilk uluslararası
toplu ülke kültür programı
"Azerbaycan Kültür
Günleri", pazar günü saat
18.30'da Cemal Reşid Rey
Konser Salonu'nda
düzenlenecek açılış
programıyla başlayacak.
Programa katılacak 100
civanndaki kültür, sanat ve
bilim insanının 60 tanesi
Azerbaycan'dan. Diğer
katılımcılar ise Türkiye'nin
konuyla ilgili seçkin kültür
ve bilim adamlanndan
oluşuyor.
Pazar günü yapılacak
açılışa aralannda
Azerbaycan Başbakan 1.
Yardımcısı romancı Alçin
Efendiyev, Azerbeycan
Kültür Bakanı Polat
Bülbüloğlu ve Kültür
Bakanı AgâhOktay
Gûner'ın de bulunduğu üst
düzey yetkililer katılacak.
Azerbaycan Kültür
Günleri, konserler, sergiler,
açıkoturum, sempozyum,
söyleşiler ve fılm
gösterilerinden oluşacak.
Cemal Reşid Rey Konser
Salonu, Muammer Karaca
Tiyatrosu ve Tank Zafer
Tunaya Kültür
Merkezi'nde
gerçekleştirilecek
etkinliklerde, operalardan
seçmelerden âşıklara
uzanan konserler, resim,
fotoğraf ve afış sergileri,
bilimdeneğitime,
edebiyattan güncel
konulara uzanan bir
yelpazede açıkoturum,
sempozyum ve söyleşiler,
Azerbaycan sinemasından
örneklerin sunulacağı
etkinlikler yer alacak.
Bu etkinliklere Azerbaycan
kültür ve sanatının önemli
temsilcilerinin yanı sıra
Türkiye'den de Ataol
Behramoğhı, Menmet
Değan, tiber Ortayh, Taha
AkyolgiN isimler
katılacak.
Ingiltere'den geleneksel
ve çağdaş folk müziği
Kathryn Tıckefl ve üçlûsü Türidye nırnesinde.
Kükflr Servisi- Kuzey lngil-
tere geleneksel ve çağdaş folk
müziğinin temsilcilerinden
Katbryn Tıckel ve Trio'su,
mart ayında bir turne gerçek-
leştirmek üzere British Coun-
cil'ın davetlisi olarak Türki-
ye'ye gelen: lan Carr (gitar),
NeB Hariand (bas gitar) ve
Kathryn TickeUden (Nort-
humbria gaydası ve keman)
oluşan topluluk, Mersin, Ada-
na, Antalya, Trabzon ve Eski-
şehir'dan sonra tstanbul'da.
Topluluk yann ve pazartesi ak-
şamlan saat 20.30'da Kenter
Tiyatrosu'nda iki konser vere-
cek.
1994 yıhnda dağılıp tekrar
bir araya gelerek Kathryn Tic-
kell Trio adını alan topluluğun
repertuvan Tjckell'ın bestele-
rinden oluşuyor. Sanatçının,
Kuzey lngiltere'nin Northum-
berland ve Borders bölgeleri-
nin ezgileri ile keman ve gay-
danın bileşimini gerçekleşti r-
diğı ezgileri gerek lngiltere'de
gerekse yurtdışında verdiği
konserlerde ızleyıcileri büyü-
lüyor.
Kökeni, akrabalannm gele-
neksel müzik çalmaya devam
ettiği Northumberland'ın
North Tyne Vadisi'ne dayanan
Tickell, 6 yaşmdan beri piyano
çalıyor. 9 yaşında Northumb-
ria gaydasını çalmaya başlayan
sanatçı Border bölgesinde dü-
zenlenen festivallerdeki bütün
geleneksel küçük gayda yanş-
malannı da kazanmış. 1980'de
Tom Anderson'dan Shetland
keman stilini öğrendikten son-
ra 1981 ve 1982'de Shetland
Folk Festivali'ne davet edilerek
çok başanlı konserler vermiş.
İ983'te, programında tlk defa
Ingiliz geleneksel müzigine yer
verilen Edinburgh Uluslarara-
sı Festivali'ne katılan Tickell,
1985'te profosyonel müzik ya-
şamına atılarak tngiltere'yi
kapsayan yoğun bir konser
programına başladı.
1986'da, Folk Roots Top
Thirty listesınde yer alan 'Bor-
deriands' albümünü çıkardı.
Tickell'ın üçüncü albümü
'Common Ground' da Ingılte-
re'nin en saygın müzısyenle-
nnden basçı Daıuıy Thompson
ile gitarist Chris Newman da
yer aldı. Albüm 'Q' dergisi ta-
rafından yıhn plaklanndan bi-
ri seçildi. 1989"da lngiltere'nin
Variety Club 'Northern Perso-
natity of the Year Avwrd' ile
Northern Arts Award'ın Sahne
Sanatlan Kategonsi olmak
üzere iki önemli ödül kazandı.
1990'daParis'te ilkbüyükkon-
serini veren Tickell, Sting ile
de kayıt çahşmalan yaptı ve
Fransa'da The Oueftains ile
biriikte konser verdi. 1990-
1994 yıllan arasında 'The
Kathryn Tîckell Band' ve
'Signs' adlan altında iki albüm
yayımladı.
Hong Kong, lspanya, Isviç-
re, Japonya, Kanada, ltalya,
Belçika, Danimarka, lsveç, Al-
manya ve ABD'yi kapsayan
turnelere çıktı. Penguin Cafe
Orchestra ve The Chıeftains ile
plak kayıtlan yaptı, iki Sting al-
bümüne katkıda bulundu ve
Stıng'in New Castle'daki kon-
serine katıldı.
Tickell ve topluluğn tstan-
bul'un ardından, Türkiye tur-
nesine, 21 martta, Bursa'da, 23
martta lzmir'de ve 26 martta
Ankara'da verecekleri konser-
lerle devam edecekler.
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Bu Ne Biçim Kentsoylu
Btrkaç yıl oluyor, televizyondaki bir konuşmada, ra-
hat, kendine güvenen, sözünü bilir gözüken bir kent-
soyluya sormuşlardr.
"Burjuva olmak ne anlama gelir?"
Soru tam böyle miydi, bilemiyorum, ama kerrtsoylu-
nun verdiği unutulmaz yanıt beni hem şaşırtmış hem
de uzun uzun düşündürmüştü:
"Adam olmak demektir, adam!.."
Bizim kentsoyiulanmız genellikle kentsoylu oldukla-
nndan söz etmezler.
Çünkü Marx'çılann yaptığı tanımla bir yergiye dö-
nüşmüştür bu sözcük:
"Ûretim araçlannı elinde tutan, emekçinin işgücünü
satın alarak onu sömüren sınıftan bir kişi..."
O rahat, kendine güvenen kentsoylu, televziyonda
milyonlarca izleyiciye, "Emekçilen sömürmek adam
olmak demektir, adam!" demıyordu herhalde. Anlaşı-
lan başka türlü yorumluyordu kentsoylu sözcüğünü...
"Bourg" Fransızcada "kasaba" anlamına geliyor.
özellikle bir kalenin yakınında kurulmuş, çevredeki köy-
lerin alışveriş merkezi olan bir kasaba. Bilindiği gibi bu
kasabalar büyüyup kentleri oluşturmuşlar. "Bourge-
ois" ise o alışveriş merkezi kasabada ya da kentte ya-
şayan, dolayısıyia alışverişle uğraşan kışi...
Bakalım, yüzyıllar sonra Türkçe Sözlük'te ne anlam
verilmiş bu sözcüğe:
Burjuva. a. Al. Fr. Burjuvazi sınıfından olan kimse,
kentsoylu.
Burjuvazi. a. Al. Fr. 1. tar. Eskiden Avrupa'da soyiu-
larla köylüler arasındaki kentliler sınıfı. 2. toplb. Başka-
sının işçisi olmayıp kendi başına üretım ve kazanç yol-
lannda çalışarak kendine oldukça bol ya da yeter bir
geçim sağlayan sınrf ve bu sınrfa, çıkan ve yaşayışı ba-
kımından bağlı bulunan topluluk.
TCırkçe Sözlük üretım araçlannı elinde tutmaktan, iş-
gücünü satın alarak emekçıyı sömürmekten filan söz
etmiyor. Başkasının işçisi olmayan, kendi başına üre-
tim yapan, kazanç yollarında çalışan, oldukça bol ya
da yeter bir geçim sağlayan sınrf...
Yorumlamak kolay değil, ama "Adam olmak demek-
tir, adam!" sözcünün gizi kente yerleşmekte, köylülük-
ten kentliliğe geçmekte olsa gerek...
Kırsal kesimden gelip kentin sıkışık yaşamında nasıl
davranılması gerektiğine bir türlü akıl erdiremeyen, onu
bunu çignedikçe, çeşitli boyutlarda uyanlarla hizaya
sokulanlann, sonunda yol yordam öğrenip kentlilerin
arasına katılmalan...
Televizyondaki rahat, kendine güvenen kentsoylu,
"adam olmak" diye bundan söz ediyordu herhalde.
Kim bilir!..
Belki de daha ilerisi: Kentin seçkin çevrelennde do-
laşıp içmek, dans etmek, kumar oynamak, "oldukça
bol" getirini harcamasını bilmek...
Kerrtsoyluluğun tarihte halkla el ele olduğu güzel
günleri de yok değil...
Bağımsız kentler... "Kentlt olmak özgür olmaktır!"
deyimini getiren atılımlar...
Sonrası insanlığa korkunç bir yirminci yüzyıl yaşatan
savaşımlar, sıcak soğuk savaşlar, kıyımlar, btr de her ba-
taklıktan kurtulmak için sımsıkı sanlınan büyülü sözcük:
Uberalizm...
Nedir Türkçesi bu sözcüğün?
"Erkincilikya da erkinlikçilik; özei girişimcilik; özgür-
lükçülük..." Okuyalım bakalım öz Türkçe Söz/üfc'teki
açıklamasmı:
Erkincilik. a. toplb. "Bırakınız yapsın, btrakınız geç-
sin" ilkesiyle özetlenebilecek bir görüş, ki siyasal alan-
da halHa, nükümet yönetimi karşısında olabildiğince
özgürlük vermeyi doiğru bulur ve bütün siyasal görüş-
lerin parlamentoda temsil edilebilme olanağının veril-
mesini ister; ekonomik alanda özel bireysel girişimi te-
mel alır ve bu alanda devlete yalnızca gozetimci ola-
rak bir görev tanır, yani devletin ekonomik gırişimlere
ginşmesini, ekonomiye kanşmasını istemez.
Adam olmak demektir, adam!.." dıyen kentsoyiu-
nun tutunabileceğı bir tek değer panldıyor bunca sö-
zün arasında:
Özgüıiükçülük...
Adam olmayı destekleyecek başka bir şey yok...
özgürlükçülük... En ortada, en göze çarpan yerde de
düşünce özgürlüğü:
"Düşüncelerinize katılmtyorum, ama onları söyle-
mek özgürtüğûnüzü ölûnceye kadar savunacağım..."
Ne var ki bizim ülkemızı neredeyse elli yıldır yöneten
kentsoylular bunu bir türlü anlayamadılar...
Özel mahkemeler kurmuş, yazarlan, bilim adamlan-
nı, yazılan, kitaplan, kısacası "düşünceleri" yüzünden
yargılıyorlar...
Tutuklananlar, kelepçelenenler, suçtu bulunanlar, ce-
zalan ertelenenler, cezaevıne sokulanlar... Ne ararsa-
nız var...
Yıllardır bu ülkenin insanlarını uygarlık karşısında
utançtan utanca sürüklediler...
Ne adam olması!..
1. tZMİR TÜYAP KİTAP FUARI
12.00 - Panel: Edebıyatta Postmodern Yönsemeler I.
Mert Başat. Hasan Bülent Kahraman, Burhan Günel,
Ahmet Yurdakul. Düzenleyen: Edebiyatçılar Demeğı
14.00 - Panel: Ahnanya'da Yabancı - Türkiye'de Almancı
/ Yöneten: Denız Kavukçuoğlu. Konuşmacılar. Demırtaş
Ceyhun, Cem Özdemır. ısmaıl Kahraman, lşm Grelner,
Hüseyin Şenol. Düzenleyen: Merhaba Yayıncılık
16.00 - SÖyleşı: Demokrasi ve Özgürlüğün Sınırlan /
Prof. Dr. Toktamış Ateş. Düzenleyen. Ege Koop.
18.00 - Söyleşi: Yüz Yüze Mızah - Müjdat Gezen.
Düzenleyen. TÜYAP
ANKARA/TÜRK ALMAN
KARtKATÜR BULUŞMASI
14.00 - 17.00: Uygulamalı Semıner ' Karikatürcülenn ve
katıhmcılann biriikte yapacaklan '2000 Yıhnda Dünya'
konulu workshop gerçekleştirilecek.
BUGÜN
İMZA GÜNÜ- Erdal Inönü. CHP Kadıköy Ilçe
Merkezi'nde saat 14.00'te 'Anılanm, Düşüncelerim'
adlı kitabıni imzalıyor.
ÖDÜL TÖRENt- Emin Türk EUçin Vakfi (ETEV)
tarafından Türk bılım ve düşünce alanına katkıda
bulunacak çahşmalan değerlendırmek ve desteklemek
amacıyla verilen Emın Türk Elıçın Araştırma - Inceleme
Yanşması ödül töreni saat 15.00'te ETEV Merkezı'nde
yapılacak. ETEVin bu yılkı ödülü Mevlut Çankaya ve
Dr. Ahmet Okur'un ortak ürünü olan "Cumhunyet
Döneminde Türkiye"de Sınıfsal Yapıdakı Dönüşümler ve
Sınıflann Niteliğine Toplumsal Bütün Açısmdan Bir
Yaklaşım' adlı çalışma kazandı. Prof. Dr. Toktamış Ateş,
Prof. Dr. Afşar Timuçin, Prof. Dr. Nejat Bozkurt, Prof.
Dr. Kuvvet Lordoğlu ve Doç. Dr. Murat Özyüksel'den
oluşan seçiciler kurulu, Engin Önen'in 'Siyasal Katılım
Açısından Orta Sınıflar' adlı çalışmasını da özendırme
ödülü ile degerlendirdı. ETEV Merkezi'ndekı ödül
törenine Eliçm'in dostlan. sanatçılar ve düşün adamlan
katılacak. (337 91 11)
SÖYLEŞİ- Kadıköy Sahaf Cafe'de, şaır Eray
Canberk'in düzenlediği 'Cumartesi Sohbetleri'mn
bugünkü konuğu gazetemiz yazan Şükran Kurdakul.
Kurdakul, saat 17.30'da başlayacak söyteşisinde
'Kadıköy ve Şıır Ozerine Her Şey" den söz edecek.
SİNEMA- İFSAK 17. Kısa Fılm Yanşması'na katılarak
derece alan fılmlerden Sınema Dalı binncısi 'Bir Kent
Durumu' (Ahmet Sönmez), video dalı birincisi 'Yabancı'
(Bülent Erçetin) saat 15.00'te tFSAK Salonu'nda
gösterilecek. (243 14 01)