Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1( MART 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
En kanlı olaylardan biri olan 16 Mart Katliamı, geçen 18 yıla karşm aydınlatılamadı
Katliaııını faüleri serbestYAHYAKOÇOĞLU
12 Eylül öncesinin en kanlı olaylann-
daı olan ve üniversıte öğrencilerinin
üztrine bomba atılıp taranarak 7 öğren-
cinın ölûmü, 41 öğrencinin de yaralan-
masıyla sonuçlanan '16 Mart Katli-
am'nda katiller. aradan geçen 18 yıla
karşın serbest geziyor. Katliama oğulla-
nnın da katıldığını açıklayan tsot ailesi,
olayın üzerinden 17 yıl geçtikten sonra
o dönemde polis memuru olan Mustafa
Doğan ve ülkücü Latif Akö hakkında 'i-
dam' istemiyle dava açılmasını sağlar-
lceıı Mustafa Doğan, 18 yıldır yakalana-
madı.
Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Ahmet Tu-
ran Özer. \1 urat kurt Abdullah Şimşek,
Hatice Özen ve A.Hamit Alal'ın yaşa-
mını yitirdigı, 41 öğrencinin de yaralan-
dığı "16 Mart KatfiamT 18. yılmda hâ-
lâ aydınlatılamadı. Katliamdan 9 günön-
cc toplum Polisi Müdür Vekili Murat
• Katliamdan 17 yıl sonra, çocuklan Zülküf Isot'un da katliama kanştığını ve daha sonra
öldürüldüğünü açıkiayan Isot ailesi, o dönemde polis memuru olan Mustafa Doğan ve Latif Aktı
haklannda idam istemli dava açılmasını sağladılar. Ancak katliamı planladığı ve bombayı attığı
belirtilen Mustafa Doğan, 18 yıldır bulunamadı.
Naiboğlu'nun bütûn polis birimlerine
gönderdiği "Sol gruba raensup öğrenci-
lerin fakülteye gelmeve devam etmeleri
halinde üzetierine bmba anlacağı istih-
bar olunmuştur" şeklındeki ihbar yazı-
sına karşın katliam 'engellenemedi.'
Katliamla ilgili olarak Istanbul Sıkıyö-
netim Askeri Savcılığı'nın başlattığı so-
ruşturma sonucu yakalanan 4 kişi hak-
kında açılan davaya 1979 yılında başlan-
dı. Katliamdan sağ kurtulanlar, verdik-
leri ifadelerde aralannda o dönemde ko-
miserolan Reşat Altay'ındabulunduğu
polisleri suçlarken tanık olarak dinleni-
len polis memuru Yahya Gergin. Reşat
Altay'ın saldırganlann peşinden giden
polis memurlannı durdurduğunu anlat-
tı. Yaklaşık4yılsürenyargılamasonun-
da sanıklar hakkında "kanıt yetersizli-
ğmden" beraat karan verildi.
llk davanın eksik sorusturmayla açıl-
dığını düşünen ve bu konuda araştırma-
lannı sürdüren dönemin öğrencilerinden
avukat Cem Alptekin, Şeyhmus Önen ve
Hilmi Hanta. katliama katıldığı belirti-
len Latif Aktı tarafından 1979 yılında
Elazığ'ın Baskil ilçesinde öldüriilen Zül-
küf İsot'un da katliama katıldığını söy-
leyen ailesiyle karşılaştı. Avukatlar, Isot
ailesinin, Zülküf lsot'un katliama katıl-
dığı iddialan üzerine 1992 yılında lstan-
bul Cumhuriyet Başsavcılığı'na >eni bir
suç duyurusu dilekçesı verdiler. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, yeni soruştur-
ma sonucu 1 Haziran 1995'te hazırladı-
ğı iddianamedc. kanlı saldınnın polis
memuru Mustafa Doğan, ülkücü arka-
daşlan Latif Akö ve Zülküf Isot tarafın-
dan gerçekleştirildiğinin belirlendiğini,
eylemin polis memuru Doğan tarafından
planlandığını ve bombanın bu kişi tara-
fından atıldığını kaydederek sanıklar
hakkında idam cezası verilmesi istemiy-
le dava açtı. Dava açıldı, ancak sanıklar-
dan eski polis memuru Mustafa Doğan
bulunamadı. Zülküf lsot'un annesi Sul-
tan İsot, babası Kurtuluş İsot, ablası
Remziye Akyol ve kardeşi Şakir İsot du-
ruşmalarda verdikleri ifadelerde, katli-
amın Zülküf lsot'la birlikte, ilk davada
yargıianan, ancak beraat eden SıddıkSıt-
kı Polat, polis memuru Mustafa Doğan,
oğullannın katili Latif Aktı ve bazı po-
lislerle birlikte gerçekleştirildiğini ileri
sürdüler. Isot ailesinin ifadelerinde, kat-
liam günü oğullannın davanın samklan
Mustafa Doğan, Latif Aktı ve 2 polis me-
muruyla birlikte evden aynldıgı anlatı-
lırken "Zülküf. ola> sırasında yanında
polis memuru Mustafa Dof an, Latif Ak-
tı, Sıddık Polat ve adlanıu hatuiayama-
dığı başka kişiler olduğunu söyledi" de-
diler. Dava sürerken, kendisinin döne-
min lçişleri Bakanı tarafından olayı so-
ruşturmakla görevlendinldığini açıkla-
yan emekli emniyet amiri Günay Uslu,
olayla ilgili bilgisini kamuoyuna malet-
mekiçintanıklıkyaptığını söyledi. Ken-
disine 'destek' sözü venldiğini, ancak
soruşturma sırasında dolaylı baskılar
gördüğünü anlatan Uslu, bir yerden son-
ra soruşturmanın tıkandığını söyledi.
Katliamdan 17 yıl sonra açılan dava, 18.
yılında sürüyor. Katiller serbest...
istanbul Üniversitesi öğrencileri ölen 7 arkadaşını andı
İstanbul ÜnKersitesi öğrencilerinin. önceki gün bir gnıp ülkücünün gerçekleştirdiği "satıriı" saldınyı protesto etmek ve 16 Mart 1978 yılında okul çıkısında uğradıklan silahlı saldın sonucu yaşamını
yitiren arkadaşlaruu anmak için vapbklan gösteri olaylı bitti. Çıkan olaylarda bazı polis \e öğrenciter hafif varalanırken 20 kişi gözaltına aiındı. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
'16 Mart 1978. Bir daha asla'
Sınıf gecme sistemi
Kalmak
şimdi
daha zor• Öğrenci, sınavlarda en az
"geçer" (5 üzerinden 2) not
aldığı dersten başanh sayılacak.
Ortalama yükseltme sınavına
başarılı olduğu dersten girip
başansız not alan öğrenci de o
dersten geçecek.
EMİNE KAPLAN
ANKARA-Milli Eğitim Bakanlığı,
1995-1996 öğretim yılmdan
başlayarak uygulamaya konulan
sınıf geçme sisteminin "Ortalama
Yükseltme ve Sorumluluk Sınavlan
Yönergesi"nı hazırladı. Yönergeye
göre, doğrudan sınıf geçme
koşullannı taşımayan öğrenciler,
ortalama yükseltme smavında
başanlı olmalan durumunda bir üst
smıfa geçebilecekler. Milli Eğitim
Bakanlığı, sınıf geçme sisteminde
ortalama yükseltme ve sorumluluk
sınavlannın ilke ve koşullannı
belirledi. Milli Eğitim Bakanı
Turhan Tayan'ın imzasıyla
yürürlüğe giren yönergeye göre,
ortalama yükseltme sınavına;
başansız dersleri bulunan
öğrencilerden yılsonu başan
ortalaması 2.50'den aşağı olan,
ortalaması 2.5'un üzerinde
olmasına karşın yılsonu başan
ortalaması ile geçilemeyen
derslerden başansız olan, yine
ortalaması 2.5 ve yukansı olmasına
karşın alan ya da bölüm
derslennden başansızlığı olan
öğrenciler girebilecek. Oğrenci,
sınavlarda en az "geçer" (5
üzerinden 2) not aldığı dersten
başanlı sayılacak. Ortalama
yükseltme sınavına başanlı olduğu
dersten girip başansız not alan
öğrenci de o dersten geçecek.
Ancak, bu dersin yıisonu notu,
ortalama yükseltme sınavında
alınan not dikkate alınarak yeniden
hesaplanacak.
tştanbul Haber Servisi - İstanbul
Üniversitesi öğrencileri, 16 Mart 1978
yılında uğradıklan silahlı saldın sonucu
yaşamlannı yitiren 7 öğrenciyi,
katliamın olduğu tÜ Eczacılık Fakültesi
önünde düzenledikleri gösteriyle
andılar. Öğrenciler, ayrıca önceki gün,
bir grup ülkücünün sol görüşlü
öğrencilere satıriı saldınsını da
kınadılar. Protesto gösterisinin ardından
dağılmamakta ısrar eden bir grup
öğrenciye polis müdahale ederek
yaklaşık 20 kişiyi gözaltına aldı.
İstanbul Üniversitesi'ndekı olaylar,
önceki gün bir grup öğrencinin, Siyasal
Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Ali
Ülkü Azrak'la görüşmesi sırasında
ülkücü öğrenciler tarafından saldınya
uğraması üzenne başlamıştı. Üç hilalli
bayraklar açarak satırlar, taş ve
sopalarla sol görüşlü öğrencilere
saldıran ülkücüler. Dekan Azrak'la
birlikte 5 kişiyi yaralamışlardı. Dun bu
saldınyı kınamak ve 16 Mart 1978
yılında okul çıkışında uğradıklan silahlı
saldın sonucu yaşamını yitiren
öğrencileri anmak içın yapılan gösteri,
olaylı bitti. Olaylann gelişimi şöyle
oldu: 1Ü Edebiyat, Iletişim fakülteleri
ile merkez binası önünde toplanan
öğrenciler, 16 Mart katlıamında
• tstanbul Üniversitesi Eczacı Fakültesi önünde 16 mart
katliamını kınamak amacıyla bir gösteri yapan öğrenciler önceki
gün bir grup ülkücünün satırla saldırmasını da kınadılar.
Gösterinin ardından dağılmak istemeyen bir grup öğrenciye
polis müdahale etti, 20 kişi gözaltına aiındı.
yaşamını yitiren öğrencilerin posterleri
ve "Ararrûzdalar" yazılı pankartlan
taşıyarak Eczacılık Fakültesi önüne
geldiler. Burada, "İş. bflim, özgürtük",
"16 Mart 1978. Bir daha asla", "Susma,
sustukça sıra sana gelecek" ve "16
Mart'ın besabı sorulacak" sloganlan
atan öğrenciler, ikı ayn basın
açıklaması okudular. İstanbul Öğrenci
inisiyatifleri adına yapılan açıklamada,
üniversitelerde geçmişteki gibi sağ-sol
çatışması senaryolannın yeniden
tekrarlandığı vurgulandı. Önceki günkü
olaylann sağ görüslü öğrencilerin bir
provokasyonu olduğu belırtıldi.
istanbul Üniversite Öğrencileri
Koordinasyonu adına yapılan
açıklamada ise bir demokrasi cephesi
oluşturulmadıgı takdirde daha fazla kan
ve daha fazla şıddetin, evinde oturan
insanlara kadar ulaşacağı vurgulandı.
Açıklamada. "Evet biz bu filmi
gönnüştük. Bir daha se\ retmeycccgiz"
denildi. Eczacılık Fakültesi önündekı
gösterinin bitmesinın ardından. kırmızi
karanfilleri 16 Mart katlıamının
yapıldığı kapının önüne bırakan
öğrenciler, Vezneciler'e doğru
yürüyüşe geçtiler. Şehzadebaşı Caddesi
boyunca yürüyüşlenni sürdüren
öğrencilere polis herhangi bir
müdahalede bulunmadı. istanbul
Büyükşehir Belediyesi önünde,
öğrencilerden büyük bir bölümü
pankartlannı toplayarak dağıldı.
Sayılan yüz kadar olan bir grup ise
Fatih yönüne doğru yürüyüşlerini
sürdürmek isteyince, polis göstericileri
uyardıktan sonra copla müdahale etti.
Öğrenciler taş atarak Unkapanı yönüne
doğru kaçtılar. Kısa süren çatışma
sırasında 20 kadar öğrenci gözaltına
aiındı. Polis ve öğrencilerden hafif
şekilde yaralanan oldu. 16 Mart
katliamının yıldönümü nedeniyle DİSK
Genel Merkezi'nden yapılan
açıklamada, önceki gün üniversite
öğrencılerine yapılan gericı saldınnın
YURT-KUR Cenel Müdürü Halim Kücük
'Kredilerin yükselmesi
için 4 trilyon gerekli5
ANKARA (Cumburiyct
Bürosu) - Yükseköğretün Kredi
ve Yurtlar Kurumu (YURT-
KUR) Genel Müdürü HaHm
Kücük. öğrenci kredilennin 750
bin liradan 1.5 mıryon liraya
çıkanlabilmesi için 4 trilyon
liralık ödeneğe gereksınim
duyduklannı söyledi. YURT-
KUR Genel Müdürü Küçük,
üniversite öğrencilerinin
öğrenim kredilerinin 1.5 milyon
liraya çıkanlmast için
çaiışmalann sürdüğünü, Maliye
Bakanlığı ile görüşme halinde
olduklanıu bildirdi. Küçük,
öğrenim kredisi için 70 bin 552
yeni başvuru olduğunu, 116 bin
821 eski öğrenci. 1491 mastır
ve 188 doktora olmak üzere,
toplam 238 bin 982 öğrenciye
kredi verileceğiıü belirterek, şu
açıklamayı yaptı: "Öğreram
kredisüçin yaklaştk 4 triyon Sl
mivar firahk ödenek aynknası
gerekiyor. 154 bin 575 eski ve
107 bin 846 yeni ohnak Szere
toplam 262 bin 421 öğrenciye de
harç kredisi verHecek. Öğrenim
veharçkredOeriiçmd«top|anı
yaidapk 6 trByon fira gerekiyor.
Bu miktann verilmesi
durumunda öğrenim kredikrini
1.5 mihon lira\a çıkarabihriz."
Kültür Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Agâh Oktay Güner,
önceki gece toplanan Bakanlar
Kunılu'nun ardından yaptığı
açıklamada, öğrenim
kredilerinin "6000" bir düzeyde
arttınlmasının kararlaştınldığını
açLklamıştı.
Öğrenciler ABD bayrağını yaktı
Üniversitede harç
protestosu dinmiyor
ANKARA (Camhuriye*
Bürosu) - Hacettepe
Üniversitesi öğrencileri,
hükümet yetkililerinin eylem
yapan öğrencileri "anarsjst'*
olarak nitelendirmesine
karşın, harçlan protesto
ederek. ABD bayrağı yaktılar.
Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi önünde toplanan bir
grup öğrenci, sloganlar atarak
harçlan protesto ettiler.
"Sermaye defol ünNcrsitcler
bizDndir", "Eğitime kaynak
var, harçlara son", "Parastz.
poüssiz bilimsd eğitim".
•^Paralı eğitim son"
sloganlan atan öğrenciler,
yetkiltlerin açıklamalannm
tersine, eğitime yeteri kadar
kaynağın aynlabileceğini
belirttiler. Öğrenciler,
"Geçen yıl 450 trilyon ttraldrM
savaşa para aktarÂbr. 1^
katriryonliralıkiçborçfaiaini
tefecûere verditer. Bk 68Tİ
baba da, öğrenci
e> k*mlerind«n korktuğunu ve
Yüksekova'da çöplükten
yiyecek buhnava cahşan
çocuklar için harçiann gerekü
olduğunu söylüyor. Dönekler,
bağımsızlık w özgüriükten
korkariar. Ulkeoıizin
sanlmasuıa izin vermeyiz*
1
dediler.
ABD bayrağını yakan
öğrenciler, daha sonra
"Eğitinıe kaynak var"
yazısının yer aldığı pankartı
uçan balonlara bağlayarak
gökyüzüne bırakölar.
yeni katliamlann habercisi olduğu
belırtilerek şöyle denildi: "16 Mart
1978 üniversite katliamını 18. yüında
tekrar kınayan konfederasyonumuz,
demokrasi güçlerini göreve çağınyor.
Olayın üzerinden ancak 17 yıl geçtikten
sonra İstanbul 6. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde hakkında dava açılan
sanıklardan birinin kamu göreviisi
ounası ve iddianamedc bu sanığuı olayın
planlayıcısı ve bombayı atan kişi olarak
betirlenmesi olayin vehametini
artürmakta ve bu tür dnayederi işleven
odaklara ışık tutmaktadır." Siyasal
Bilgiler Fakültesi Mezunlar
Derneği'nden yapılan açıklamada,
önceki günkü ülkücü saldınsı sırasında
dernek yönetim kurulu üyelerinin de
olaylara tanık olduğu kaydedilerek
"Yıllardır yürütülen yanlış ve ilkel
politikalar üni\ersitemi/j yavaş yavaş
değil, çok hızü bir şekilde bitiriyor.
Sakünyı vapanlan ve onlan bu saldınya
iten çağdışı anlayışı şiddetle ve ncfrctie
kınıyonu" denildi. Açıklamada aynca,
SBF Dekanı Ülkü Azrak, olaylann
büyümesini önlemek için büyük çaba
harcadığı için kutlandı. 16 Mart
katliamının yıldönümü nedeniyle DİSK
Genel Merkezi'nden yapılan
açıklamada, önceki gün üniversite
öğrencilerine yapılan gerici
saldınnın yeni katliamlann
habercisi olduğu belirtilerek
"konfederasyonumuz
demokrasi güçlerini göreve
çağınyor" denildi.
IP Genel Sekreteri Bedri
Gültekin de yaptığı yazılı
açıklamada, saldınyı
gerçekleştiren grubun,
güvenlik görevlilerinin
koruması altında olduğunu
ileri sürdü. Harçlara ve
paralı eğitime karşı
yükselen protesto
dalgasının, farklı göıüşleri
taşıyan öğrenciler arasında
bir çatışmaya
dönüştürülmek istendiğini
savunan Gültekin,
"Görülüyor ki iktidar,
öğrencilerin demokratik
haklan için yürüttüğü
mücadele\i sivil faşist güçleri
kullanarak ezmek
peşjndedir" görüşünü dile
getirdi. Gültekin, olayın
polis içindeki "ülkücü-
faşist" kadrolasmanın
ulaştığı noktaya işaret
etmesi bakımından dikkat
çekıci olduğunu vurguladı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Sağ Basının Durumu
Sağ basını elimden geldiğince izlemeye çalışıyo-
rum. Şimdi bu cümlemı okuyan kimi okurlanm, "Sağ
olmayan basın var mı" diye sorsalar, geniş bir kav-
ram tartışmasına girmem gerekir. Ama bunu burada
yaDmaya niyetim yok. "Sağ basın" derken merkez
sağın daha sağındaki partileri ve siyasetleri destek-
leyen gazeteleri ve dergileri kastediyorum. Isterseniz
bunlara, bir "Islami düzene" sempatiyle bakan yayın
organları da diyebiliriz. Fakat gerek sempatilerinin
derecesi, gerekse "Islami düzen'den ne anladıklan
konusunda, çok ciddi aynlıklan var.
Sağ basın içinde "çok satan" gazeteler de var, az
satan gazeteler de. Okurlannı armağanla kandıran da
var, "iman gücüne" dayanarak yaşamını sürdüren ya
da sürdürmeye çabalayan da. Ve çok az konuda dü-
şünce ve üslup biriiği içinde olabiliyorlar.
Ve bu çok az konulardan biri Cumhuriyet düşman-
lığı. Burada kastettiğim Türkiye Cumhuriyeti değil,
Cumhuriyet gazetesi. Kimilerinin Türkiye Cumhuriye-
ti yerine, "Türkiye Islarn Cumhuriyeti" sıfatmı çok da-
ha sevgiyle karşılayacakları belli; ama, bunu tümü için
(en azından şimdilik) söylemek mümkün değil.
Üzerinde çok ender olarak anlaştıklan konulardan
biride, "sağcılann", "d/nc/7enn"teröreytemlerineka-
tılmayacaklan konusundaki iman ve inançlan. Bu öy-
lesine bir inanç ki, bunun aksini gözleriyle görseler
bile inanmıyoriar. örneğin "polis vurarak" ve insan-
lan silahla tehdit ederek Avrasya gemisini kaçıran te-
röristlerin yaptıklan şeyin "terör" olduğunu bir türlü
kabullenemiyorlar.
Bunlara bakarsanız, kendi kafalanna uygun eylem-
lere girişenlerin "terörist" olması mümkün değil. Ya
"mücahid", ya "savaşçı" ya da (en iyi olasılıkla) "ey-
lemci". Fakat örneğin İstanbul Üniversitesi, üstelik si-
lah zoru olmaksızın bir gece işgal edilince, bunun adı
"terör eylemi" ve bunu yapanlar "terörist" sayılıyor.
Bunlan yazma gereksinimi duymamın nedeni, ge-
çenlerde kaçınlarak zorla Münih'e indirilen Kıbns Türk
Hava Yollan uçağını kaçıranları değerlendirmeleri ol-
du. "Çifte standartlan" ve kafalannı devekuşu gibi ku-
ma gömmeleri, çok açık bir biçimde ortaya çıktı.
Herhalde anımsayacaksınız. Olay çözümıenme-
den önce, bu işi dört Çeçen'in yaptığı ve amaçlan-
nın Çeçenya davasını dünyaya duyurmak olduğu
açıklanmıştı. Bizim sağ basından hiçbir kimse bun-
lan "terörist" olarak değerlendirmedi. Kimi "müca-
hid" dedi, kimi "milliyetçi", kimi de "eylemci". Ancak
işin Kürt kökenli bir genç tarafından, oyuncak bir ta-
banca ile yapıldığı ve ağıriıklı olarak kimi psikolo)ik ne-
denlerin varlığı anlaşıldığı anda, bu işi yapan, (kimi ga-
zetelerde) "terörist" olarak ilan edildi...
Genelde bizim "sağ basın" çok hazin bir durum-
da. Kimi zaman da anlaşılması güç bir durum sergi-
liyoriar.
örneğin, sanıyorum geçen cuma ya da cumartesi
günü Abdülmelik Fırat'ın tahliyesini hemen tümü, bi-
rinci sayfadan verdi. Doğrusu sağ basınımızın Fırat'a
böylesine ittifakla sahip çıkmasının nedenini anla-
makta çok zorlandım. Siz ne dersiniz?
Ittifak ettikleri bir başka nokta, Sıvas'taki Madımak
Oteli katlıamında "dincilerin" pek bir suçu olmadık-
lan konusundaki kanaatleri olmuştu. Bizim sağ bası-
na bakarsanız, eğer Aziz Nesin Sıvas'a gitmese,
bunlar "tahrik olmayacaklar" ve bidon bidon benzin
dökerek oteli yakmayacaklar ve bunca insanın ölü-
müne neden olmayacaklardı.
Sıvas'ta oturan Sıvaslı kimi dostlanm da bu işi, dı-
şandan gelen bir grubun başlartığını ve işi alevlendir-
dikten sonra hızla kenti terk ettiklerini söylüyorlar.
Doğru olabilir. Ancak bunca fotoğraf ve film varken
de bu işi "becerenler"\n kesin bir biçimde ortaya çı-
kartılamayışlarını anlamak mümkün değil. Kaldı ki,
DGM'nin neredeyse beraat ettirdiği Sıvas sanıklan-
nın sloganlan da, laik cumhuriyetimizin kuruluş fel-
sefesine çok uygundu doğrusu... Hoş, Kahramanma-
raş katliamının bir numaralı sanığı milletvekili olduk-
tan sonra, Sıvas katliamı sanıklan, herhalde kendile-
rine haksızlık yapıldığını düşünüyorlardı...
Fakat temeldeki kimi hususlar dışında, sağ basını-
mız birbirini yiyor. Kimi öbürünün "savurganlığını" ve
"yetim hakkı yediğini" ileri sürüyor ve eleştiriyor. Ki-
mi bir başkasının "Islam'ın ruhuna ve özüne aykın"
davrandığını düşünüyor. Doğrusu birbirlerinin üzeri-
ne kimi zaman çok sert gidiyorlar. Ve tüm bunlann ar-
dında ciddi bir "paylaşım mücadelesi" var. Bunlan
gördüğüm zaman, "Allah'tan" diyorum, "Allah'tan
aralannda böyle bir mücadele var. Bunlar birbirieri-
ni yemeseler, bizi yerier"... (Bu pek kolay değil ya,
neyse...)
Bizim gazetenin okurlannın büyük çoğunluğu, sa-
dece Cumhuriyet'i alırken bile zorianıyoriar ve özve-
ride bulunuyoriar. Bu bakımdan sağ basını izlemele-
ri pek mümkün değil diye düşünüyorum. Zaten sa-
ğolsunlar, bana da bu olanağı gazete yönetimi sağ-
lıyor. Ve zaman alıyor ama, izlemek iyi oluyor. Çünkü
izlemek gerek...
MtLLİ EĞİTİM BAKANI TAYAN
'Öğrencileri
denetleyin'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitim Ba-
kanı Turhan Tayan, ortaöğ-
retim gençliğinin Türki-
ye'nin güçlenmesini çıkar-
lanna aykın gören odaklar
tarafından çeşitli bahane-
lerle değişik eylem ve gös-
teriler içine çekildiğini ile-
ri sürerek öğrencilerin bu
tür etkinliklerden korun-
masını istedi.
Milli Eğitim Bakanh-
ğı'ndan yapılan yazılı açık-
lamada, Tayan'ın konuyla
ilgili bir genelge yayımla-
dığı bildirildi. Tayan, genç-
lerin tehlikelerden korun-
ması, geçmişte meydana
gelen olaylann bir daha ya-
şanmaması ve gençlenn
kamplaşmalannın önlen-
mesi için bir dizi önlem
alınması talimatı verdi. Ge-
nelgeye göre bütün eğitim
kurumlan ve eğitimciler,
bu konuda mülki amirler,
uzman kişi ve kuruluşlarla
sürekli olarak işbirlıği ya-
pacaklar. Öğrencilerin okul
içi ve okul dışı davranışla-
n yakından izlenecek,
olumsuz davTanışlan göz-
lenen öğrencilerin davranış
bozukluklannın giderilme-
si yönünde rehber öğret-
menlerle işbirliği yapılarak
okul idarelerince gerekü
önlemler almacak. Öğren-
cilerin boş zamanlannda
okul ve aile dışında buluna-
bilecekleri yerleryetkililer-
ce sık sık denetlenecek.
Valiliklerce emniyet,
milli eğitim ve yerel yöne-
tim yetkililerinin, öğrenci-
lerin yanlış davranışlarda
bulunmalannı önlemek
amacıyla velileriyle birlik-
te hareket etmelerine önem
verilecek. Okullarda yöne-
tici, öğretmen. memur ve
öğrenci nöbetlerinde, okul
eklentilerine giriş ve çıkış-
larda gerekli denetimler
yapılarak, okul çevresinde
şüphe uyandıran durumla-
nn olması halinde okul mü-
dürlüğüne zamanında bilgi
verilecek.