Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1996 PERŞEMBE
HABERLER
1 2 M a r t ' ı n 2 5 ' i n c i y ı l d ö n ü m ü
12Martidamlardanmedetumctu
1
2 Mart Muhhrası ve sıkıyö-
netim, toplumsal muhalefeti
engelleyememişti. Veuzunsü-
redir dillerde dolaşan "Ana-
yasa bd gefiyor"söylemini ya-
şama geçirmenin zamanı gel-
mişti. 1971 yılının eylül ayında Nihat
Erim hükümeti, anayasanın özellikle "Te-
mel hak ve ödevler" ile "Kişinin haklan
ve ödevleri" bölümlerinde önemli deği-
şiklikler yaptı. Ajtık toplum darbecile-
rin görüşleri doğrultusunda "özgürdü".
Kasım ayında ise bir başka olay gündem-
deydi: Firarlar™
THKP/C liderleri Mahir Çayan, Ziya
Yılmaz, Cihan Alptekin, Ulaş Bardakçı,
ÖmerAyna, Kartal-Maltepe Cezaevi'nden
fırar ettiler. Firariler tûnel kazarak kaç-
mışlardı.
1971 yılının sonlan hükûmet üyeleri
arasındaki anlaşmazlıklann su yüzüne
çıktığı dönemdi. 11 bakan "Yurduımızun
muhtaç olduğu kalkınma hamlesi ve re-
formlann gerçekieşmesine olanak kal-
madı" diyerek toplu olarak hükümetten
istifa ettiler. 5 aralık günü Cumhurbaş-
kanı Cevdet Sunay. Erim'e yeniden ka-
bineyi kurma görevi verdi ve 11 aralık-
ta ikinci Nihat Erim hükümeti kuruldu.
1972,12 Mart döneminin en zorlu yı-
h oldu. Türkiye, 1972'de 1. Ordu ve Sı-
kıyönetim Komutanı Orgeneral FaikTü-
rün'ün emriyle tstanbul'da kunılan işken-
cehaneyi, yani Ziverbey Köşkü'nü tanı-
dı... Bomba Davası, Madanoğlu davası gi-
bi davalan izledi... ldamlan gördü...
10 ocakta, Askeri Yargıtay, Deniz Gez-
miş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın
idam cezasını onayladı. Adnan Mende-
res'in idamını benimsemeyenler ve ya-
şanan dönem için sorumlu arayan ilah-
lar "kurban" istiyordu. Nitekim, ilahla-
nn istediği gerçekleşecekti...
24 ocak günü TBMM'de muhalefet li-
deri İsmet Inönü "Siyasi suçlar için idam
olmaması fikrindeyim, bunu kaldırahnT
diyordu. Hukuk ve adalet "emirve komu-
ta zûıciri" içinde yürütüldüğü için tabii
ki hiç kımse "Siyasi idamlar kaklırüsuı"
sözlenni duymadı.
10 mart tarihinde TBMM'de idamla-
nn görüşüldüğü oturum 10 saat sürdü.
CHP idamlann kaldınlması konusunda
birtasan hazırladıgını söyleyerek, idam-
larla ilgili görüşmenin yapılmamasmı is-
tiyordu. Bağımsız Milletveldli Mehmet
Ali Aybar ise idam cezası konusunda en
sert konuşmayı yaparak Türkiye'de so-
lun nasıl suça itildiğini olaylardan ör-
nekler vererek anlatıyordu. "Aslında sol
komplo iledeğfl,sağ kompk) ile karşı kar-
şıyayız" diyen Aybar, kürsüden inince
AP'İilertarafından tartaklanıyordu. Baş-
bakan Nihat Erim ise hem hükümetin, hem
de cuntanm görüşünü Meclis kürsüsün-
den şöyle açiklıyordu:
"Hükümet, TCK'nin ötüm cezalan ko-
nusundaki hükiimlerinde degişiklik yap-
mak ve böyle bir kanun tasansı getirmek
niyetinde değUdir."
Ve TBMM, Deniz Gezmiş, Yusuf As-
lan, Hüseyin Inan hakkında mahkemenin
verdiği idam karannı kabul etti. 23 mart
günü de Cumhurbaşkanı Sunay, idamla-
n onadı.
Ordu, hükümet, parlamento üç genci
bir an önce asmaya çahşırken, bazı kişi-
ler de onlan kurtarmak için eylem karar-
lan alıyordu. 26 mart günü Ünye radar
üssünde görevli üç îngiliz kaçınldı.
THKP/C ve THKO'nun birlikte gerçek-
leştirdiği kaçırma eyleminin amacı lngi-
lizlere karşılık idamlan durdurmaktı. An-
cak 30 mart günü eylemciler, Niksar'ın
Kızıldere Köyü'nde kıstınldılar. Yüzler-
ce askerin bulunduğu operasyon sırasın-
da silahlann yanı sıra bomba ve roketa-
tarda kullanıldı. Operasyonda, kaçınlan
üç tngihzin yanı sıra THKPC üyeleri
Mahir Çayan, Sinan Kazun Özüdoğru,
HüdaiAnkao, Ertan Saruhan, Saffet Alp,
Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz veAhmet
Atasoy ile THKO üyeleri Cihan Alptekin,
Ömer Ayna öldü. Basında "Kmldereola-
yı" olarak geçen bu olay sırasında sade-
ce THKP/C üyesi Ertugrul Kiirkçü sağ
kurtuldu.
Nisan ayına gelindiğinde hem parla-
mento-hükümet-ordu çatışması hem de
muhalef partisindeki husursuzluk iyice
su yüzüne çıktı. 17 nisanda Başbakan
Nihat Erim istifa etti. İsmet tnönü ise
"CHP'de Irtihat Terakki usuUerine izin
vermeyeceğim'' diyordu. Parti "Ecevitçi-
kr" ve "İnönücüler" olarak ikiye bölün-
Meclis ölümü onayladı
Ve TBMM, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan hakkında mahkemenin
verdiği idam karannı kabul etti. 23 mart günü de Cumhurbaskanı Sunay,
idamlan onadı. Ordu, hükümet, parlamento üç genci bir an önce asmaya
çahşırken, bazı kişiler de onları kurtarmak için eylem karaıiarı alıyordu.
Darağacında üç fıdan
6 mayıs günü, "tek kişiyi öldürmemiş olan" ancak "emir-komuta zinciri
içinde" toplumsal muhalefetten sorumlu tutulan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan,
Hüseyin Inan Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde asıldılar. Deniz Gezmiş'in
infazı saat 01.25'te, Yusuf Aslan'ın infazı saat 02.25'te, Hüseyin İnan'ın infazı
ise saat 03.00'te gerçekleştirildi.
12 IIA I İ
Demokrasiye
balyoz t
D E N İ Z T E Z T E L
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan, hiç kimseyi öldürrnemişti. Ama onlann idamı, Mendereslerin idamının bir rö-
vanşı olarak tasaıianmış ve o rövanş gerçekleştirilmişti. Gezmiş, Aslan ve Inan sabaha karşı darağacına çıkarıldtlar.
ESKİ DEV-GENÇ VE TÜRKİYE HALK KURTULUŞ PARTİSİ CEPHESİ ÜYESİ OKTAY ETtMAN:
'Bütün yaptıklanmızda tarih içinde haklıydık'
YUSUF OZKAN
ANKARA - 12 Mart döneminde, 24 yaşında bir
üniversite öğrencisi olan, Dev-Genç ve Türkiye
Halk Kurtulus Partisi Cephesi (THKPC) içinde yer
alan Oktay Etiman, 25 yıl sonra, 12 Mart'ı ve
yaşadığı olaylan değerlendiriken "Biz tarih içinde
haİdıydık" dedi. Israil Büyükelçisi Elrom'un
kaçınlması olayı nedeniyle yargılanan ve idama
mahkûm olan Etiman'ın cezası, 1974 yılında
çıkanlan afla 30 yıla indirildi. 14 yıl tutukluluğun
ardından özgürlüğün kavuşan Etiman, 12 Mart'ı ve
o gün yaşadjğı olaylan şöyle değerlendirdi:
12 mart'ın 25. yıhna gelmiş. bulunuyoruz. 12 Mart
yeniden başka bir biçimde gündemde. Her şeyden
önce $unu söylemek gerekiyor; 12 Mart'ın manûğı
bugün Türkiye'de vartığını sürdürinor. Bu da bizim
25 yıl önce yapmak istediğûniz, ulaşmak istediğimiz
politik sonuçlann bugün için haklı olması, o gün de
haklı oMuğumuzun bir kanıödır. Bizter Türkiye'nûı
tarihi içinde, insanhk tarihi içinde o gün haklıydık.
Ancak bu dönemin. tarih içinde haklı otduğunu
vurguluyarak anlaşılması gerektiği kanatindeyim.
KısacasL, biz tarih içinde haklıydık. Çünkü
haksızlıklaria, baskılarla dolu bir memiekette
\-asiyorduk. Bu memiekette yaşayan genç insanlar
olarak, çevremizde yaşananİara. olup bitcnlere,
yaşadıklanmıza kayıtsız kalamazdık. Bir biçimde
davraıunak gcrektiği sonucuna vardık. Bir itiraamız
vardı bizim. Bu itirazımtn o günün koşullannda, o
tarihsei momentte politik bir sonuca ulaştırmaya
çalıştık. Genç insanlar olarak, genç bireyler olarak
toplumumuzu dönüştünne yönünde bir çaba
harcadık. Bu açıdan biz haklıydık. Bu günde
haklıyız. 12 Mart darbesini >apan genaraller beJki
bugün iktidarda değiller. fakat 12 Mart bugün
>
r
aşıyor. 12 Mart vaşadığı için biz gene onun, o günkü
uygulamlanyla karşı karşryayız ve 12 Mart öncesi
toplumsal sorunlar, bugün de varhklannı daha da
derinleşmiş bir biçirade sürdüriiwrlar.''
Etiman, sözlerini şöyle sürdüriiyor:
u
Biz bUiyonız ki. toplumlar \ ukardan
tahmatnamaJerte yönetilememektedirler ve
yönetilemezler. Zaten bugün de yönetilinıeyeceği
ortaya çıkmışür. Ancak bu noktada
gençelerinharekettiliği karşısında 'Yapmayin,
etmeyin' yaklaşunı bence yanlıştır. 'Yapma' demek,
'Tüm bunlar karşısında suskun kal' demektir.Oysa
genç insan suskun kahnayacaktır. Benim bire>
olarak söyleyebikceğim: gençelerin şkldete
kolaylıkla başvurmamalıdır. 'Gençlik harekei
politik bağımsızlğmı koruyabildiği ölçüde' >«
şkldete çok iyice düşünmeden başvurmamalıdır.
Gençler. hareketlerinin mcşruiyetini bugün ancak
şiddeti dıştalay an yöntemlerie itiraziannı dile
getirdikleri takdirde kidclere
kanıöaj^büeceklerdir."
müştü. 29 nisanda Cumhurbaskanı Su-
nay, bağımsız kontenjan senatörü Hayri
Ürgüplü'ye hükümeti kurma görevi ver-
di. 3 mayısta Türkiye yeni bir eylemle sar-
sıldı. Erdal İnönü'nün de içinde oldu-
ğu"Boğaziçi'' yolcu uçağı 6 mürettebatı
ve61 yolcusuylaSofya'yakaçınldı. Ey-
lemciler, rehmeleri serbest bırakmak için
"devrimd tutuklulann,özellikleGezmiş,
Aslan ve İnan'ın serbest bırakılmasuu,
isçi sınıfı üzerindeki baskılann ve grev
yasaklannm kalkmasınu köylünün 3 bin
liraya kadar olan borçlannuı affedilme-
sini" istediler. Tabii ki bu ıstemler kabul
edilmedi. Eylemciler, 28 saat sonra re-
hineleri serbest bırakarak Bulgaristan'a
ıltica ettiler. 6 mayıs günü, "tek kişiyi öl-
dürmemişobuı'' ancak'*emir-komutazin-
ciri içinden
toplumsal muhalefetten so-
rumlu tutulan Deniz Gezmiş, Yusuf As-
lan, Hüseyin Inan Ankara Merkez K.apa-
lı Cezaevi'rıde asıldılar. Deniz Gezmiş'in
infazı saat 01.25'te, Yusuf Aslan'ın in-
fazı saat 02.25"te, Hüseyin İnan'ın infa-
zı ise saat 03.00'te gerçekleştirildi.
YARIN: Madanoğlu
ve bomba davaları
DARBENİN SAVCISI BAKİ TUĞ
'Marksizmin
pençesinden
12Martkurtardı'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam cezasına
çarptınlmalannı talep eden 12 Mart döneminin
askeri savcısı ve eski DYP Milletvekili Baki Tug,
12 Man darbesinin, Türkiye"yi "Marksist
sistemin pençesinden'* kurtardığını savundu.
Anayasanın kendısine verdiği görevle 12 Mart'ta
Türkiye"de sistemi "muhafaza ve müdafaa"
ettiğini söyleyen Tuğ, Deniz Gezmiş ve
arkadaşlannm idam edilmesinde, avukatlannın
büyük payı bulundugunu öne sürdü. Tuğ,
sorulanmızı şöyle yanıtladı:
-12 Mart'ın üzerinden 25 yı! geçti. Bugün, geriye
dönüp bakbğınızda, o dönemi nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- 1961 Anayasası, bazı'bölgelerde dar gelmiş,
bazı bölgelerde de çok geniş gelmiş ve
dökülmüştür. Döküldüğü için de 1961
Anayasası'ndan Türkiye'de istifade etmek
isteyen bölücü, bölgeci, mezhepçi ve ırkçı
unsurlar gündeme gelmiş, dernekleşmişlerdir. 12
Mart'ı özet olarak 3 kelimeyle tanf etmek
gerekirse, 12 Mart Muhtırası; Marksist sistemin
pençesindeki olaya dur demiş, demokratik
sistemi gündeme getirmiş ve demokratik sistemi
bir kartalın pençesinden kurtarmıştır. 12 Mart
Muhtırası 'nın hedefi, özü. demokratik sistemi
kurtarmaktır. Eğer bugün biz rahat
konuşabiliyorsak, özgürlükleri rahat
savunabiliyorsak. herkes istediği konuda istediği
noktayı koyabiliyorsa, bunun temelinde, özünde
12 Mart Muhtırasf nın kendisi vardır, özü vardır.
12 Mart Muhtırası bir Marksist ihtilalden,
proletarya diktatoryasmdan Türkiye'yi
kurtarmıştır.
-12 Mart'ın, 27 Mayıs'ın rö\anşı olduğu ve bu
nedenle üç gencin idam edildiği söylendL Siz bu
konuda neler sö\ leyeceksiniz?
- Onu hiç kabullenmıyorum. 27 Mayıs 1960
olayı ile 12 Mart 1971 olayını mukayese etme
imkânı yoktur. Şunun için; birısinde Başbakan'ı,
Maliye ve Dışişleri Bakanı'nı, parlamentoyu
sorumlu tutuyorsunuz, parlamentoyu
kapatıyorsunuz. Neden kapatıyorsunuz? Bu
iktıdar Türkiye'yi totaliter sisteme götürüyor
diye ihtilal yapıyorsunuz. 12 Mart 1971 öyle
hjü-) '^S*' ^- ^ Mart'ın özünde Marksist ihtilal
4 f .hedeflenmış. O nedenle 27 Mayıs ile
- 12, Mart'ı mukayese edersek yanlış yapanz,
harta bir yerde günah işleriz. Ancak bu demek
değil ki, 27 Mayıs olayı 12 Mart'ı
etkilememiştir. Etkilemiştir. Bir ülkede ihtilalin
tohumlannı ektıginiz takdirde, onu 50 yılda
kaldıramazsınız. 27 Mayıs 1960'la TSK.
politikaya girmıştir.
12 Mart'la da politikaya girmiştir,
12 Eylül'de de politikaya girmiştir. 27 Mayıs
orduyu gündeme getirmiş, ordu da yavaş yavaş
politakadan uzaklaşma gayreti içerisine
girmiştir. Ben bugün diyorum ki TSK,
politikadan annmış ve kendi kışlasına
çekilmiştir. Geçmişte böyle değlidi. 12 Mart
vardı, 12 Eylül vardı. Fakat 15 yıldan beri ordu
bu hedefi tamamlamışür.
-12 Mart'taki idaınlar._
- 12 Mart 1971'i takiben idamedilen 3 tanegenç
Çocuğa üzülmemek mümkün müdür? Hepimizin
içi parçalandi. Hiç kimse 24 yaşındaki insan
idam edilsin diye bir gayret göstermez. Ama
anayasanız var. anayasanızı ortadan kaldırmak
isteyen silahlanmış bir örgüt var. "Ben bu düzeni
yıkacağnn, bunun yerine Marksist-Leninist
düzeni getireceğim" diyor. Sizin anayasanız da
bunu suç saymış ve Türk Ceza Kanunu'na 146.
maddeyi koymuştur. Bu çocuklar, gençler, bu
maddeye aykın faaliyette, eylemde bulunduğu
için suç işlemişlerdir. Sıkıyönetim mahkemeleri,
idama mahkûm etmiştir. Askeri Yargıtay da o
hükümleri tasdik etmiştir. Askeri Yargıtay'ın da
üzerinde, TBMM onaylamak suretiyle o üç tane
genç arkadaşımızın hükmü ınfaz edilmiştir.
- Bu üç genç, aynı suçu bugün işlesekr, yine idam
edilûier miydi?
- TCK'nin 146. maddesi kapsammda olmasaydı,
hafifierdi. Bu çocuklar duruşmalarda kalkıp
"Biz Marksist-Leninist düzeni getireceğiz, bu
düzeni yıkacağız, bunun yerine ihtilalke iktidar
olacağız" dememiş olsalardı, "Biz yaptıgımızdan
pişmanhk duyuyoruz, nadim oluyonız"
deselerdi, bu çocuklar idam edilmezdi. Bu
çocuklann avukatlan. adeta bu çocuklan idam
edilmek üzere tahrik ve teşvik etmişlerdir.
NOTLAR I ORAL ÇALIŞLAR
-^» mr- anisa'da işkence
^ k ^ 1 gören löçocuktan
I % / 1 12 si tutukiuydu.
I ^L / I Duruşma
I ^ ^ • başlamadan önce
_X- • -JL- çoğunluğun ortak
kanısı, çocuklann bırakılacaklan
yönündeydi. Ne yazık ki beklenen
olmadı ve çocuklardan yalnızca iki
tanesi serbest bırakıldı. Manisa
davasuıın iddianamesini okudum.
Örgüt üyeliği suçlamasını ciddiye
almak için, uzun yıllar ceza
davalanndan yargılanmış deneyimli
bir sanık olarak yeterli kanıt ve belge
olmadığını söyleyebilirim.
Davalar sürerken, yargı dünyasından
olmayan kimseler, yargılama üzerinde
konuşmak istemezler. Bu tür
konuşmalann yargıya kanşmak
anlamına geldiğini düşünürler.
Türkiye'de yargı ve yargıçlar
konusunda konuşmak artık zorunlu
hale gelmiştir.
Çünkü yargı, ülkemizin kaderini
etkileyen önemli bir kurum olarak
ciddi görevler üstlenmektedir.
Başbakan Mesut Yılmaz, "Eğer Yaşar
Kemal'in konuşması önûnde bir engel
Manisa'daki çocuklar ve yargıçlar
varsa, bu kanunlan gözden
geçirmeliyiz'' diyordu. Türkiye'de
düşünceyi açıklamanın önünde
yüzlerce kanun yer alıyor, bu
kanunlann değiştirilmesi Meclis'in en
önemli görevleri arasındadır.
Kanunlann yorumu
Fakat, ülkemizdeki baskıcı rejimin
yalnızca Meclis'ten kaynaklandığını
söylemek ve topu parlamentoya
atmak sorunlan çözebilir mi?
Yalnızca kanunlan değiştirmek yeter
mi?.
Türkiye'de, yargı kurumunun
ülkemizin demokratlaşması
konusunda ciddi görevleri
bulundugunu da görmek gerekir.
Yaşar Kemal davasında, beraat isteyen
savcı da mahkûmiyet veren hâkimler
de yargı kurumunun bir parçası.
Demek ki kanunlar. aynı olaylarda
farklı yorumlanabiliyor ve yargı
kurumunun iki parçası ayn taleplerde
bulunup ayn kararlara varabiliyorlar.
O zaman yargıçlann değerlendirme
hakkı bulunuyor ve bu hak Türkiye'de
de kullanılıyor.
Bu durumda yargıçlann, yargının
demokratlaştınhnası gibi önemli bir
işleri daha bulunuyor. Bugüne kadar
bu işin iyi yapıldığını söyleyebilir
miyiz? Yaşı 17 olduğu artık
kesinleşen Erdal Eren'i idama
gönderenler. 12 Eylül döneminin
yargıçlan değil miydi? Deniz
Gezmiş'lerin idamının artık bir yargı
hatası olduğunu yargı dünyasının
çoğunluğu kabul etmiyor mu? Adnan
Menderes ve arkadaşlannm idamı
kamu vıcdanında mahûm olmadı mı?
O zaman yargıçlann da ciddi bir
kamu denetimine ihtiyaçlan olduğunu
ve eleştirilmeleri gerektiğini
görmeliytz.
Çünkü çok kritik anlarda Türkiye'nin
kaderini belirleyen kararlara imza
atıyorlar. DEP Davası karan basit bir
yargı olayı mıdır? Yaşar Kemal'e ve
aydınlara verilen cezalar, yalnızca
yargıçlan mı bağlıyor?
Manisa'da cinsel organlanna cop
sokulduğu neredeyse kesın hale gelen
yansı 18 yaşından küçük 16 liseli
çocuğu yargılarken, bu yargılamanın
kamu vicdanında açtığı yaralan da
dikkate almak zorundayız. Bu
çocuklann neden cezaevinde
olduklannı vicdanı olan insanlara
anlatabilmek mümkün degildir. Bu
ülkeyi bu kadar geri bir tablo içine
sokarak dünyaya ilan etmeye
kimsenin hakkı yoktur. Yargıçlann da
ciddi sorumluluİdan var. Yargıç 15
yaşından küçük çocuğu yargıladığı
için yargılamaya yayın yasağı
koyuyor da bu çocuklann gördüğü
söylenen ve neredeyse kesinlik
kazanan iddialara aynı duyarlığı
göstermiyorsa, bu tür yargılamalar
üzerindeki tartışmalar sürüp gidecek
demektir.
18 yaşından küçük liseli öğrenciler,
duvarlara yazı yazdıklan iddiasıyla,
henüz kesinleşmemiş bir hüküm
yüzünden cezaevlerinde
sürünüyorlarsa, miletvekillerinden
önce yargıçlann kararlannın
tartışılması ve ülkenin gelişmesine
katkılannın gözden geçirilmesi
gerekiyor. Yaşar Kemal'in beraatini
isteyen savcı ile onu mahûm eden
mahkeme üyelerinin, aynı rolü
oynadığını ve aynı katkıyı yaptığını
kim iddia edebilir? Manisa'daki
çocuklar cezaevinde olduğu sürece, bu
ülkenin vicdanının bir yanı kanamaya
devam edecektir. Gençler şiddete nasıl
itiliyorlar diye bir tanşmayı da ciddi
olarak gündeme getirmeliyiz. Geçen
yıl Gazi Mahallesi'nde 20 genç, polis
kurşunlanyla can verdi.
O mahallenin öfkeli ve şiddete
eğilimli gençlerini kimin kışkırttığını
ve şiddete yöneîttiğini hiç
düşündünüz mü? Manisa'da
cinsel organına elektrik verilen,
jop sokulan ve cezaevine tıkılan
çocuklardan makul bir tepkiyi
nasıl bekleyeceğiz?
Kanunlan yapmak ve ülkeyi
demokratlaştırmak yalnızca
Meclis'lerin işi degildir, yargıçlara da
^ ^ ^ dü
DSP'den ANAYOL'a avans
OHAEe 26. uzatma
oylaması bugün
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Güneydoğu ve
Dogu Anadolu bölgelerin-
de 12 yıldır süren olağanüs-
tü hal (OHAL) uygulama-
sırun 10 ilde 16 marttan baş-
layarak 26 . kez 4 ay daha
uzatılmasına ilişkin hükü-
met tezkeresi, bugün
TBMM'de oylanacak.
DSP'nin oylamada çekim-
ser kalarak hükümete
"avans" verme karan ahna-
sı nedeniyle. uzatma oyla-
masında sorun çıkmaması
bekleniyor. Milli Savunma
Bakanı CHtan Sungurlu, uy-
gulamadan doğan büyük şi-
kâyetlerin ortadan kaldınl-
ması için gerekiyorsa olağa-
nüstü hal uygulamasına son
verileceğini söyledi. Hükü-
metin tüm birimlerinde uy-
gulamanın kaldınlması ve
d l k d i
melere ilişkin çahşmayapıl-
dığını belirten Sungurlu, ll
Idaresi Yasası'nın yeniden
düzenlenerek Meclis'e ge-
tirileceğini bildirdi.
DYP-SHPveDYP-CHP
hükümetleri taraftndan kal-
dınlacağı açıklanmasına
karşın 4 yıl boyunca sürdü-
rülen olağanüstü hal uygu-
lamasının kaldınlmasını
programına alan ANAYOL
hükümeti, uygulamanın 4
ay daha uzatılmasını istedi.
OHAL, Güneydoğu ve Do-
ğu Anadolu bölgelerindeki
Batman, Bingöl, Bitlis, Di-
yarbakır, Hakkâri, Mardin,
Siirt, Şımak, Tunceli ve Van
illerinde 12 yıldır uygulanı-
yor. Uygulamanın 4 ay da-
ha uzatıhp uzatılmamasına
ilişkin karar, bugün TBMM
Genel Kurulu'nda yapılan
oylamada venlecek.