03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•4IMART 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul'da 17 genç ile birlikte gözaltına alınan 5 lise öğrencisinin vücutlannda darp izine rastlandı Çoculdara işkence iddiası• Liseöğrencilerininailelerinin aalatunına göre 7 şubat gecesi çeşitli semtlerdeki evlere baskın yapan Terörle Mücadele Şubesi görevlileri, üçü 18 yaşından kûçük, ikisi ise 18 yaşında beş Iise öğrencisi ile 17 genci gözaltına aldı. Istanbul Haber Servisi - Bazı cmnıyet mü- dirlerinin bir araya gelerek yalanladığı Mani- ss'daki "çocuklara işkence otayı" gûndemden dûşmeden bır "çocuklara işkence" olayı da Is- tanbul'da patlak verdı. Terörle Mücadele Şube- si'nde 12 gûn gözaltında tutulan 5 liseli gen- cin •işkeoce' gördüğü öne sürûlürken, çocuk- lann vücjdunda 'işkenceden kaynaklanan' iz- ler bulunduğu cezaevi doktoru ve Adli Tıp Ku- rumu raporlanyla saptandı. Lıse öğrencilerinin aüelerinin anlaünuna gö- re 7 şubat gecesi çeşitli semtlerdeki evlere bas- kın yapan terörle mücadele şubesi görevlileri, üçü 18 yaşından kûçük, ıkisı ise 18 yaşında beş lise ögrencisı ile 17 gencı gözaltına aJdı. Yaşlan henüz 16 olan SJt ve OJC, 17 ya- şmdakı 1 3 . ile 18 yaşındakı SJC ile EJC, gö- zaitına alınan 17 gençle birlikte 12 gün Terör- le Mücadele Şubesı'nde sorgulandılar. 12 gün süren sorgulamadan sonra Istanbul DGM Baş- savcılığı'na götürülen gençler ve çocuklann ilk muayenesi, Istanbul DGM Adli Tabipli- ğYnce yapıldı. S.K.'nın muayenesinde el ve ayaklannda yara izlen bulunduğu, omuz ve kollannda ağrılar olduğu saptanarak "7 gûn iş göremeyeceğüu" içeren rapor verildi. DGM Adlı Tabipliğı, S.K. ile E.K. haklannda '5'er gfin', O.K. ve U.B. haklannda da 'l'ergûn' iş göremez raporu verdi. Çıkanldıklan DGM tarafından 19 şubatta tutuklanarak cezaevine gönderilen çocuklar- dan S. K... bır hafta sonra da cezaevi doktoru Le- vent Aydemir tarafından muayene edildı. S.K.'nin cezaevi doktoru tarafından yapılan muayenesinde "sol ayak tabanında morluk, şiş- ttk, hassasiyet, sağ elinin küçiik parmağında hareket kısıtlılığı, şekil bozukluğu ve ağn, sağ üst kolda arka bölgedc 0.5 santim boyunda iz, ber iki eide başparmak bölgesinde morluk ve şişlik, başparmakta ağn ve hareket kısıtlılığı, ber iki kolda ağn, u> uşma ve el parmaklanyia sağcl bileği hareketierinde ağn şikâyetieri" bul- gulanna rastlandığı belirtildı. Levent Aydemir tarafından 28 şubatta mu- ayene edılen O.lC'ya da "Sağ bacak kalça ke- miği ön kjsmında 2x1 ebadında ekimoz, koituk altında sararmış emimatik alanlar, her iki kol- da hareket kısıdılığı ve uyuşukluk, her iki dir- sek aln \vellerde ağn şikâyeti, saçlı deriden baş- layan bov una kadar yaygm ağn ve hareket kı- sdılığı, sol kulakta akınO mevcut ve ağn şikâ- yeti" içeren rapor venldı. !!!!!!!!! IJII ıııı llll Yaşlan henüz 16 olan SJC ve O.IC, 17 yaşındakj U.R ile 18 yaşuıdaki S.K. ile E.K-, gö/altına alınan 17 gençle birlikte 12 gün Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulandılar. Çocuklann aileleri umutla bekliyor İstanbui Haber Servisi - Gözaltında işkence gördükleri belirtilen çocuk ve gençlerin aileleri, çocuklann polislerce örgüt üyesi olmakla suçlandığını söylediler. DGM savcısının bir an önce hazırlık soruşturmasını tamamlamasını bekleyen aileler, çocuklannın ilk duruşmada sahverilmesini umut ediyorlar. Halen Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunan gençlerden Devriın Öktem ye Ozgür Öktem in babası ögretmen Mahmut Öktem, çocuklanna polis tarafından işkence yapıldığını ve ellerindeki raporlann işkenceyi kanıtladığını söyledi. Öktem, 5 şubat gecesi çocuklanndan Devrim'in, iki gün sonra da Özgür'ün gözaltına ahndığını belirtti. Gece geç saatlerde evlerinin basılarak çocuklannın gözaltına alındığını dile getiren Mahmut Öktem, • Çocuklan tutuklanan Mahmut Öktem ve Mehmet Ali Kaya hazırlık soruşturmasının bir an önce tamamlanıp iddiana- menin hazırlanmasmı bekliyor. Aileler çocuklann ilk duruşma- da serbest bırakılacağı umut ediyor. "Çocuklanmı polise teslim ederken önce teslim aJdıklanna iliskin tutanak imzalatüra. Buna rağmen gö/altına alınmalannın ardından iki gün boyunca Terörle Mücadeie Şubesi'nde olup otmadıklannı öğrcnemedirn'*dedi. Mahmut Öktem. polisin, 14 yaşındaki küçük kızını 7 kasımda Bağcılar'da ayağından \ urduğunu anımsatarak şöyle konuşru: " Polis 14 yaşında bir çocuğu vurdu, sonra da pankart asıyordu, dur ihtanmıza uymadı ve vurduk açıkiamasıru yaptL Birisi üniversite öğrencisi olan iki büyük çocuğumu gözaltına alan polis, bu kez pankartı birlikte astıklannı kabul etmesini istemis. Devrim ve Özgiir'e en çok bunun için işkence yapılmış." Hazırlık soruşturmasının DGM savcısı tarafından tamamlanması ve iddianamenin hazırlanmasını beklediklerini vurgulayan Öktem, karşı dava açacaklannı söyledi. 12 gün sorgulandıktan sonra tutuklanan çocuklardan 16 yaşıdakı S.K. ve 18 yaşındaki S.K-'nın babası Mehmet Ali Kaya ise "Çocuklanmızı alıp işkence ettikleri yetmiyonnuş gibi bir de bize işkence yapıyonar" dedi. Çocuklanndan işkenceyle örgüt üyesi olduklannı, otobüs yakmak, bomba atmak ve pankart asmak gibi suçlan kabul etmelerini istediklerini belirten Kaya, oğlunun sol el parmaklannın olmadığını vurgulayarak polisin bunu bildigi halde iddialannı doğrulamak için işkenceye başvurduğunu söyledi. 16 yaşındaki kızı SJC'nin 12 gün boyunca sorgulandığı Terörle Mücadele Şubesi'nde olduğunu ancak gözaltına alındıktan üç gün sonra kabul ettirebildiklerini de sözlerine ekleyen Kaya. şöyle konuştu: "Çocuklar 7 şubat gecesi gözaltına ahndılar Terörte Mücadele Şubesi'nde iki gün uğraşük. 9 şubatta gözaltında olduklannı sözlü olarak kabul ettiler. Ertesi gün eşya götürdüğümüzde burada yoklar dediler. Biz de DGM savcılıgına başvurduk. Ancak 10 şubatta DGM savcıuğının emriyle eşyalarunızı çocuklannuza uiaşürabitdik. Bu kadar genç çocuklardan ne istiyoriar anİamak mümkün değil." İzmir Tabip Odası'ndan açıklama 'Işkencegöreıt gençlerin * raporu usulsüz' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - lzmır Tabip Odası, Manısa Emniyet Müdürlü- ğü'nde işkence gören gençler- le ılgilı adli sağlık raporian- nın, bıçbır gerekli muayene, inceleme ve araştırma yapıl- madan düzenlendiğıni belırle- di. tzmir Tabip Odası'nın, gö- zaltındakı gençlerin kendı ifa- delerine, gözaltı süreci ıçınde venlmış adli raporlara, avu- katlarla yapılan aynntılı gö- rüşmelere dayanarak hazırla- dıgı değerlendirme raporun- da, tüm adli muayenelerde ru- rin olarak yapılması gereken muayene ve incelemelerle il- gili standartlann önemJi bölü- münün ıhlal edildiğı bildirildi. Konuyla ilgili geçen pazar- tesı gazetemizde yer afan bir haberde de gözaltındakilere sağlam raporu veren iki heki- min söz konusu günlerde nö- betçi adli hekim olmadıklan vurgulanmış, bu yöndeki usul- süzlüge dikkat çekilmişti. Bu- ?KOME •GUZEL SANATLAR AKADEMİSİ SINAVLARINA HAZIRLIK VE HOBİDUZEYINDE RESIM. HEYKELveBATİKKURSLARI • INGILIZCE •ALMANCA •RUSÇA i yanıltmaz! BILGISAYAR • Windows. word, Excel • Bikjisayarlı Muhasebe • Bilgisayar Teknisyenliği 10 kişüik sınıflarda ideal | eğitim ve öğretim : Her branşın yüzlerce öğretim matzemesi, tecrübeli kadrosuyla Vkleo, kasetçatar, episkop. bilgisayar Te): 224 04 04-224 09 09 347 46 68 Adres: Halaskargazi Cad. Ne: 245/251 Osmanbey/ tet. nun üzenne Manısa Tabip Odası söz konusu 2 hekım hakkında soruşturma açmıştı. lzmır Tabip Odası. Manisa Emnıyeti'nde işkence gören Ali Göktaş, M.G., Emrah Sa- h Erda, Faruk Deniz, Aşkın Yeğin, Levent Kıljç, Hüseyin Korkut, Jale Kurt Mönire Apaydın,Ayşe Mine,Seraa Ta- şar ve OzgürZeybek"ın gözal- tı sürecınde yaşadıklanna ıliş- kin ifadeleri, gözaltındayken düzenlenmiş adli raporlan ve bu adli rapor muayene süreç- leri ile ilgili ifadelen değerlen- direrek bir rapor hazırladı. Raporda. "Incdenen raporla- nn bemen bemen tamamında sadece ya 'darp ve cebir ızıne rastlanmamıştır' ya da 'fızık- sel ve psikolojik patolojıye rastlanmamıştır" cümlesi dV şında herhangi bir bilgi >er al- mamaktaydı.încelenen rapor- lann hiçbirinde kişilerin ya- kınmalaruıa ilişkin bir not ya da bflgi saptanmamışor. Kişi- lerin gözalündan veya ceza- evinden getirildiklerindt' adli muayenenin büyük önem ka- zandıgı, işkence \e diğer insan haklan ihlaileri göz önünde buiundurularak, nıtin nıua\e- neye göre çok daha detayb ve ince muayene vetetkikkrin ya- pdması, özen gösterflmesi ge- rektiği'' görüşüne yer verildi. Raporun sonuç bölümünde ise şu deferlendirme yapıldı: "Gözatt) süresinde>apılan ad- li muayeneierdeişkencenin ay- dınlığa kavuşturulması için, yukanda ve kişiier icin düzen- İenen değerlendirme raporia- nnda belirtilen gerekli muaye- ne, tetkik. inceleme v« araşör- malann hiçbirisi yapdmamış- ür. Tüm adS muayenelerde ru- tin olarak yapılması gereken muayene ve incelemeler için standartJann önemli bir bölü- mü ihlal edflmiş, bu standart- lara uyulmamıştır. İşkence gördüğünü belirttiği tarihten bu >ana 20-30 gün geçmiş ol- masuıa rağmen yakumalann hilâ sürüyor oluşu. buna rağ- men gözalnndayken götürül- dükleri hekimler taranndan hiçbir patotojik bulguya rast- lanılmadığı biçiminde rapor duzenlenmesi dikkat çekicjdir. Tüm bu vazılanlar ışığmda Id- şikre yukanda belirtilen tet- kikleryapılmadafl kean rapor düzenİenebflınesi ve 'darp ve cebir izine rastlanmamıştır' veya 'hiçbir patolojik bulgu bulunamamıştır' bicûninde kesin raporlann verilmesi, mümkün ve doğm değildir. Gözara süresi içinde yapılan söz konusu adli muayeneler De söz konusu işkencelerin sap- tanabflmesi ayduüatjlabflmea mümkün değildir.'' D Özgürlük yargılamyor "Düşünce suçlannın" yasalardan çıkanlması için. yazarlan hakkında soruşrurma açıfmasınayol açan yanlardan derlenen "Düşüncevç Özgürlük" kitabnu vayımlayan lfl^O yaymcıdan 34'ü, mahkemeden davanın bir an önce sonuçlandınlmasını istediler. 1080 vavıncıdan da>a açılan 99'u hakkında İstanbul 3. DGM'de yürütülen davaya kablan 34 samk, dün sorgulannı verdi. Dava konusu kitabı. bilerek ve isteyerek yayımladıklannı belirten yayıncılar, karann bir an önce verilmesini istediler. Sorgusunu veren gazetemiz karikatüristi Musa Kart, "20 yıllık karikarüristim, ama bu kadar komik bir olay görmedim" derken Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkanı L fuk Uras da davanın bir öğretimfiyesryken açıldığını. ancak davanın uzaması sırasmda ÖDP'nin genel başkam seçildiğıne dikkat çekti. Uras, "Bu davayı bir an önce bitirmetisiniz. çünkü iktidara geldiğimizde DGM'lerin gerekçelerini ortadan kaldıracagız'" dedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Kolukısa, sorgusunda Franz Kafka'nın Dava adlı kitabından. yargıçlara "Siz kimsini/? Ne yapıyorsunuz?" sorulanıu içeren bir bölüm okuyan Mahir Günşiray'a, sözlerinin mahkemeve yönelik olup olmadığını sordu. Mahkeme, Kafka'nm sözlerinin mahkenıeyi hcdef almadıgı yanrtını veren Günşiray hakkında "gereği yapdmak üzere" Cumhuriyet SavcıbgYna yazı yazılmasuıa karar verdi Çağıncı'nm sorgusunun bitmediğini söyleyen Emniyet Genel Müdür Vekili Serhadlı: Hayali isimler vermiş olabîlir EVtN GÖKTAŞ ANKARA - Eski Hürnyet Gazete- si Genel Yayın Koordinatörü Çetin E- meç ile yazar Turan Dursun'un katili olduğu gerekçesiyle geçen hafta İs- tanbul'da yakalanan şeriatçı Islami Hareket Örgütü'nün (İHÖ) lider kad- rosundan İrfan Çağıncı'nın. Iran'm Istanbuî Başkonsolosluğu'ndagörev- li bazı diplomatlann örgütle ilişkisi olduğuna ilişkm verdiği bilgilerin doğru olup olmadığı araştınlıyor. Emniyet Genel Müdür Vekili Ce- mil Serhadlı. Çağıncı'nın polisi ya- nıltmak için yanlış ve hayali isimler vermiş olabileceğıni vurgularken, "Çağmcı'nın vçrdiği isimleri, bu ör- gütleilişkisiolduklan savıyladaha ön- ce saptadığımız bizdeki isimleıic kar- şılaşnnyoruz. Karsüaştınna sonucun- da örgütle bağı olduğuna kesin kana- at getirdiğimiz isimleri,daha sonra Dt- şişleri Bakanlığına göndereceğiz. Ge- reğiııi onlar yapacaknr" dedi. Dışışlen Bakanlığı Sözcü Yardım- cısı Büyükelçi Nurettin Nurkan, kesin ve net bilgiler elde ermeden Iran nez- dinde kesin bır ginşımde bulunmala- nnın söz konusu olamayacağtnı, öne sürülen diplomat isimleri konusunda "çelişik" bilgilerbulunduğunu açıkla- dı.Yakalanan kişilerin yazanmız Uğur Mumcu suikastıyla ılişkılennm olup olmadığı yolundakı bır sonıyu Ser- hadlı, u Henüz bu olaya inemedik. A- ma. yakaladığımız bu kişiier Mumcu eylemûıi y apan gnıbu tanıyabilir ya da b'irkaç isim verebiliner. Bunlar bize ye- teıii, ancak şu ana kadar bu konuda bir ipucu eide edemedik" dıye yanıt- ladı. Ankara Emniyet Müdürü Ramazan Er, Çetin Emeç ve Turan Dursun cinayetleriyle ilgili olarak gözaltına alınan İrfan Çağıncı'ya Çankaya'da bir konuyla ilgili yer göstermesi yaptınldığını bildirdi. Yer göster- menin hangi olayla ilgiü olarak yaptınldığı sorulannı yanıtlamayan Er, "Çankaya" demekle yetindi. Er, Çağıncı'nın üyesi olduğu Islami Hareket Örgütü'nün daha önce Ankara'dan 3 araç çaldığmın belirlen- diğıni belirtti. Çağncı dün gece yeniden Istanbul'a getirildi. Istanbul Haber Servisi 'mizin habe- rine göre, irfan Çağıncı'ya dün Iran'da devrimkarşıtı Halkın Mücahit- leri Örgütü Türkiye Sorumlusu AK EkberGorbani'nin öldürüldüğü Yalo- va'daki villasında da tatbikat yaptınl- dı istanbui Emniyet Müdürlüğü Te- rörle Mücadele Şubesi tarafından dün tetıkçı İrfan Çağırcı'ya 6 Ekim 1990da öldürülen gazeteci Turan Dur- sun'un Koşuyolu'ndaki evınin önün- de tatbikat yaptınlacağı açıklarunıştı. Ancak, Çağıncı cinayetin meydana geldıgi yere getiriîmezken o saatlerde Çağıncı'nın Yalova'daki villada olay gününü güvenlik güçlerine anlattığı öğrenıldi. İrfan Çağıncı'nın imam nikâhlı eşi Hasine Yağmur hakkında Istanbul DGM'de gıyabi tevkıf karan verildi. Hasine Yağmur, İstanbul'da 21 O- cak 1993 yılında yapılan operasyon- larda yakalandıktan sonra DGM Cumhunyet Başsavcılığı tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Hasine Yağmur, Istanbul 3. No'lu DGM'deki duruşmalara 3 yıldır katılmıyordu. ARAYIŞ TOKTAMIg ATEŞ Atatürk'ü Unutturmak Geçen günlerde, büyük bir medya grubunun çıkar- dığı ve zaman zaman büyük ciddiyetsizlikler yapsa ve armağan dağrtarak (ya da dağıtacağını vaat ederek) satma yolunu seçse de "ciddı bir gazete" olarak de- ğerlendirdiğim ve çoğunlukla severek okuduğum bir gazetede değerli bir köşe yazarımız, Deniz Gezmiş'in babasına yazdığı iki mektubu yayımladı. Ben bu mektuplan yüzlerce kez okudum. Belki de ezberimdedir. Ve her seferinde yüreğim burkulur, bir yumruk gelir boğazıma oturur. 28 Ocak 1971 tarihli mektuptan kimi satırlar aktar- mak istiyorum: "Baba, Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kema- list düşûncelehe yetiştirdin beni... Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılanyla büyü- düm... Biz Türkiye'nin ikinci kurtuluş savaşı savaşçı- lanyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanaca- ğız da... Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gi- bi. .. Ama bu topraklanyabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onlan... Düşün baba; bugün hükümet işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muha- lefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmış/ar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumda- lar. Biz çoktan onlan tarihin çöplüğüne atmış durum- dayız..." Idamından beş-on dakika önce babasına yazdığı son mektubunda ise şunları soylüyordu: (6 Mayıs 1972) "...Mektup elinize geçtiğizaman aranızdan ay- nlmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin desem de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanet- le karşılamanı istiyorum... Önemli olan çokyaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyleryapabilmektir... Oğlun bu yola bilerek girdi ve sonun da bu olduğunu biliyordu... Son anda yaptıklarımdan en ufak birpiş- manlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, abimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşi ile kucakla- nm." Yıllardan beri kimi "süper zekâlılar", Kemalistlerin devrimci olamayacagını yazıp çiziyorlar. Şimdi biraz, kınldı ama gençliğin kimi kesimlerinde etkili de oldu- lar. Ve elinde Deniz Gezmiş'in resmini taşıyan genç, Kemalizme karşı olduğunu söyler oldu. Tannm bu ne çelişkidir, krtle iletişim araçlannın tek yanlı bombardı- manlannın etkisi ne kadar fazla... Bu süper zekâhlardan birt geçenlerde (31 Aralık 1995) bir söyleşide Kuirtuluş Savaşı'mızın nedenini, yerii eşrafın azınlıkları kıskanmasına indirgiyordu: "...Türk Istiklal Savaşı'nın esas destekleyici unsuru yeref eşraftır. Azınlıklan kıskanmış, onun yerini almak . istemiştir. Azınlıklann yerini almak için Kurtuluş Sava- şı'nı desteklemiştir..." Bir başka süper zekâlı da Ulusal Kurtuluş Savaşı- mızı, Ermeni katliamı dolayısıyla İngilizlerden çekinen subaylann başlattığını ve surdurduğunü yazmıştı. Ola- cak şey değil... Bir "şer cephesi" on beş yıldan beri laik cumhuri- yetimize ve onun kurucusuna karşı bombardıman ya- pıyor. Biryanda "Islamşeriatçılan", biryanda "aynlık- çılar" ve bir yanda da "suret-ı haktan" ve ozgürlükten yana görünen "Özal liberalleri... "Biribırleriyle uzlaş- ması mümkün olmayan bu insanlar, laik cumhuriyeti- miz ve Atatürk söz konusu olduğu zaman, inanılmaz bir dayanışma içine giriyorlar. Geçenlerde genişbir cemaate önderlik eden ve müt-, hiş güç ve prestiji olan bir "hoca", Atatürk'ü öven söz-3 ler ettiği için kimi çevrelerde yer yerindenûynadı. Bun-t lann en ufak bir "doğru "ya tahammülü yok. (Ben bu* Hoca'y'a el ele resım çektirdiğım içtrvde başka çevre- lerde yer yerinden oynamıştı ya, neyse bu başka bir konu). Atatürk'ü hafızalardan silmeye çalışıyorlar .Ve bunu becerebilmek için tüm kavramlan ve yakın tarihı altüst ediyorlar. Geçenlerde, ilk ortaya çıktığı andan ıtibaren belirli bir ilgi ve sempatiyle izlediğim YDH'nin Başka- nı, Vahdettin'in Atatürk'ü Anadolu'ya göndermek için Trakya'daki çiftliklerini sattığını soylüyordu. Vallahi pes... Galiba bizim halk kime oy vermeyeceğini iyi bi- liyor. 1960'lann öğrenci hareketlerinde temel amaç, Mus- tafa Kemal'in "çızgısinden "sapanyönetimferi, Mus- tafa Kemal'in çizgisine getirmek idi. Tam bağımsız, anti-emparyalist, demokratik bir Türkiye'nin savaşı yürütülüyordu. Önde Mustafa Kemal'in posteri olma- yan bir Dev-Genç yürüyüşünü düşünmek bile müm- kün değildi. Yazımın başında sözünü ettiğim gazetenin aynı sa- yısında "68'liler Birtiği Vakfı" Başkanı sevgili Necla Ül- kü Kuglin'in, "Ûniversite Gençliğinin Mücadelesini Destekliyoruz" başlıklı güzel bir yazısı vardı. Son bö- lümünü aktarmak istiyorum: "... Ülkemizin sosyal mücadele tarihindeki heronur- lu olaya ve isme sahip çıkmaktan vazgeçmedik. 1971 yılında polisçe aranırken babasına 'sana müteşekki- rim, çünkü küçüklüğümden beri Kurtuluş Savaşı anı- lanyla büyüdüm' diyeyazan Deniz Gezmiş'in ve 'bize düşen ilk görev Gazi Mustafa Kemalci gençliği kur- maktır' diyen Cihan Alptekin'/n, kuşağımızın bu ikiyi- ğit insanının anılanna saygıyla bağlıyız. O günlerdeki mücadeleyi unutanlan, ondan vazge- çenleri ve bugün çarpıtmaya kalkanlan kendi tarihi sorumluluklanyla başbaşa bırakıyoruz." Ah o yiğit çocuklar, o onurtu geçmişimiz... Necla Kuglin, birilerini sorumluluklanyla baş başa bı- rakıyorama, meydanı bu "bihlerine" bırakmayacağız. Atatürk'ün çarpıtılmasına ve unutturulmasına izin ver- meyeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın... Cîller, Iran'ı uyardı "Cinayetlerde îran'a doğru ipuçlan var" ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYP Genel Başka- nı Tansu ÇiDer, Çetin Emeç cinayetinin failinin yakalan- masımn ardından gözlenn çevrildıği Iran'ı uyararak, "Komşularunız binm dosdu- ğumuza güvensin, ama düş- manügımızdan da korksun- br" dedi. Cinayeüerin Iran'la bağlantılı olduğuna ılişkin "baa iz, ipucu ve belgeler" bulunduğuna dikkat çeken Çiller, "Iran bizim komşu- mnzdur. Eğer komşubrunız, bizimle değil, terörisde hare- ketedertersebunun gereği \a- pıhr''diye konuştu. DYP lideri Tansu Çiller, partisinüi TBMM grubunda yaptığı konuşmada, gûveno- yu alan hükümete destek ve- receklerini, ancak takipçısı de olacaklannı bildirdi. ANAP-DYP işbırliğinin da- ha ileri aşamalara gitmesıni istediklerini ifade eden Çil- ler, RP lideri Necmettin Er- bakan'ı eleştırdı. Hükümetın halkm bekledığı hızmetlen yapmak için çalıştığını, an- cak Erbakan' ın daha ilk gün- den "hırçın ve yapıcı olma- yan muhalefete" başladığını söyleyen Çiller. "Munalefet demokrasmin en üst kurulu- dur, ama yapıcı olmayan hır- çın bir murtaleferjn ülkenin çözüm bekleyen meselelerine katkısı olraâz" dedi. Çiller, Çetin Emeç cinayetıyle ilgili yürütülen soruşturmaya de- gindiği konuşmasında tran'ı, ad vererek uyardı. Ortaya çı- kan sonuçlann "ibret verid" nitelikte olduğunu söyleyen Çiller, şöyle devam etti: "İran bizim komşumuzdur. Komşulanmız bizim dostlu- ğumuza güvensin. ama düş- manhgunızdan da korksun- lar. Bu uyanyı yapmayı bir görev addediyorum. Bazı iz- ler, ipuçlan ve belgeler var. Biz hiç boş söz söylemedik. tran'ın bir terör kışkırtması içinde olduğuna inanmak is- temiyonım. .Ancak, yönetici- lerininde birgörevi var. Bu iz- leri takip etsinler, ipuçiannı bulsunlar. Kökü varsa, kökü- nü kaosınlar. Komşular te- rörlemücadelede birbirJerine destek oluriar, köstek degü."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle