Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MART1996 PERŞEMBE
14 DIZIYAZI
Macaristan Sosyalist Partisi: Bozgundan zafere!
• Dünyada
sosyalist
hareketin
geçirdiği büyük
depremin
ardından en ilginç
siyasal
deneylerden birini
Macaristan
yaşadı ve yaşıyor.
1989
sonbaharında
kendi kendini
feshederek
"dönüşen"
komünist örgüt,
Macaristan
Sosyalist işçi
Partisi'nin
(MSİP) doğrudan
ardılı Macaristan
Sosyalist Partisi
(MSP), bugün
yeniden iktidarda. Macar halkı komşulanndan oldukça farklı bir siyasal etkinlikte...
• MSP önderi
GyulaHom, 1994
ilkbaharındaki
seçim
kampanyasında
artan işsizliği
ortadan
kaldıramayacağın
ı açıkça kabul etti.
Hükümeti
kurarken aynı
sözleri yineledi.
Bu alışılmadık
açıksözlülük
meyve verdi.
Horn, devlet
bütçesi, ödemeler
dengesi ye
dışticaretin açık
vermesini
önlemek
amacıyla kitlelere
bir "acı ilaç"
sunacağını
söyledi.
Sosyalizmin sorunlu çocuğu
M
acaristan. oldum bıt-
tım sosyalist sistemin
"sonınlu çocu-
ğıTydu. Taa 1956'-
daki "ayaklanma"-
dan bu yana Macans-
tan, sosyalist sistemin "yumuşak karnı"
sayılageldi.
Hele 8O'lı yıllarda, sosyalist sistem için-
de de Macaristan'a biraz... biraz kuşkulu
bakılır oldu. Örneğın DDR'deki sıkı dev-
let mülkiyetine karşılık, Macaristan'daki
"özel sektoVün (!) görece yaygınlığı, ora-
da uygulanan sosyalizmin pek de güveni-
lir olmadığının resmen söylenmemiş bir
kanıtı gibi değerlendirilirdi. Gerçi 1989
öncesi Macaristan'ındaki özel sektör, Po-
lonya'ya oranla devede kulaktı. Ama Po-
lonya'dakı özel sektör, koyu Katolik ve
koyu köylü yığınlar arasında yaygındı.
Oysa özellikle Budapeşte'de özel sektör,
küçük ruristik ışletmelerden, butikler, fi-
yakalı lokantalar, zarif "cafe"lerden olu-
şuyordu.
Yanı burjuva yaşam biçiminın ürünle-
riydi(!), o yüzden de pek hoşgörüyle kar-
şılanmıyordu.
Nitekim 1989 Sonbahan'nda "du-
var"ın yıkılmasına giden günlerde binler-
ce DDR yurttaşının Avusturya'y a geçme-
sine de "demir perde"de resmen bir delik
açarak Macaristan önayak olmuştu. Sos-
yalizmi kökleşememiş. parti kadrolan
gevşek bir ülkeden zaten ne beklenirdı
ki...
SosyaHstler yeniden fktidar
tşte bu ülkede 1989 Sonbahan'nda ken-
di kendini feshederek "dönüşen" komü-
nist örgüt, Macaristan Sosyalist tşçi Par-
tisi'nin (MSİP) doğrudan ardılı Macaris-
tan Sosyalist Partisi (MSP), bugün yeniden
iktidarda. Hem de parlamentoda tek başı-
na mutlak çoğunluğu sağlayarak.
Hem de koalişyon kurduğu bir başka
sol liberal parti, Ozgür Demokratlar Bir-
Bgi (ÖDB) ile birlikte parlamentoda üçte
iki çoğunluğu elinde tutarak. Üstelik hı-
lesiz hurdasız, desteksiz fakat köstekli bir
seçim yanşı sonunda. Üstelik daha dört yıl
önce, 1990'daki secimlerde tam bir "he-
rimet" yasamışken; 386 kişilik parlamen-
toda sadece ve güç bela kazanılmış 33 ıs-
kemle ıle yetinmek zorunda kalmışken...
Macarlstan'da neler oldu?
Sanıyoruz dünyada sosyalist hareketin
geçirdiği büyük depremin ardından yaşa-
nan en ilginç siyasal deneylerden birini
Macaristan yaşadı ve yaşıyor.
Biraz geri dönelim:
Macaristan Sosyalist tşçi Partisi
(MSÎP), 1989 Ekim ayı baş'nda toplanan
19. Kongresinde kendini feshetti. Fesih
karan delegelerin büyük çoğunluğunca
(yüzde 72) ahnmıştı ve aynı çoğunluk, ay-
nı kongrede, yeni bir partinin Macaristan
Sosyalist Partisi'nin (MSP) kurulmasını
kararlaştırdı.
Delegeler yeni partiyi, feshettikleri ko-
münist örgüt MSIP'in "hukuksal ve ger-
çekardıh" olarak tanımladılar. ama kong-
re karanna şunu da eklediler "... ancak
MSİP'in siyasal ardılı dep".
Macaristan komünist hareketinde bir
dönemi kapatıp, yeni bir dönemi başlatan
delegeler, geçmişle hesaplaşmalannı baş-
ka radikal kararlarla da sürdürdüler.
Örneğin eski partinin, MSİP'in üyele-
rinin yeni partiye nakil yoluyla kayıtlan
mümkün olmayacaktı. Isteyen yeniden
basvuracak ve kaydını yaptıracaktı. Nite-
kim 1989 Temmuzu'nda 740 bin olan
MSlP üyelerine karşılık, aynı yılın eki-
minde MSP, sadece 50 bin üyeye sahipti.
Üstelik bu sayı, bir yıl sonra 40 bine düş-
tü. Aslında Macaristan komünist hareke-
tindeki "değişim ve dönüşüm süreci",
1988 sonlanna doğru başlamıştı.
1 Macaristan parlamentosunda iskemlelerin partiler arasındaki dağılımı •
1990:
Macaristan Sosyalist Partisi: 33
Hür Demokratlar Birliği: 92
Macaristan Demokratik Foruntu: 165
Küçük Çiftçiler Partisi: 43
Hristiyan Demokrat Haik Partisi: 21
Genç Demokratlar Birliği: 21
ötekiler: 11.
1994:
Macaristan Sosyalist Partisi: 209
Hür Demokratlar Birliği: 70
Macaristan Demokratik Forumu: 37
Küçük Çiftçiler Partisi: 26
Hristiyan Demokrat Halk Partisi: 22
Genç Demokratlar Birliği: 20
Ötekiler: 2
Komünist Partiler
ve ZümrüÜüa
Stallnci geleneklerden
arınmak
MSİP içındeki seçkin bir kadro, 1988
sonbahannda Refbrmcu Çevre Hareketi
olarak anılan ve temel olarak partiyi Sta-
Hnci geleneklerden anndırmayı amaçla-
yan bir hareket başlattı.
Macaristan ekonomisinin ayaklan üstü-
ne sağlam oturmasını sağlayan ünlü 1968
Ekonomi Reformu'nun miman RezsöNy-
ers, MSİP'in son hükümetının Dışişlen
Bakaru Gyula Horn. bu seçkin potîtikacı-
lardan en ünlü olanlan. Nitekim Rezsö
Nyers, yeni kurulan MSP'nin ilk genel
başkanı seçildı ve Mayıs 1990'a kadar bu
ceklerini açıkladı. MSP yönetimi. bu ge-
lişmeyi oldukça hünerlı siyasal manevra-
lar ve ustalıklı bir propaganda çalışma-
sıyla "avantaja" dönüştürmeyi becerdi.
Varlığını koruyan, ama oy oranı artık yüz-
delerle değıl. bındelerle ölçülür hale ge-
len MStP'e ve onun temsil ettiği "eski"
çizgiye şu ya da bu nedenle uzak duran
toplumsal katmanlan da seçmen ve yan-
daş olarak kazanmasını bildi. Bu dönem-
de MSP, kendini "reformculann partisi"
olarak sundu.
Buna kaışıhk-ülkedeki bütün burjuva
partilerih, MSP'yi "en sol uca" itme ça-
balannı, varlığını sürdüren MSlP'ı göste-
rerek savuşturdu. MSİP, bugün parlamen-
Rezsö Nyers
görevi yürüttü. 1990'da hezimet ölçüsün-
deki seçim yenilgisınden sonra çekildi ve
yerini şimdiki Başkan ve Başbakan Gyu-
la Hom aldı.
Kuşkusuz köklü bir komünist partisin-
deki dönüşüm kolay olmadı, tereyağın-
dan kıl çekercesine sancısız gerçekleşme-
di. "EskTyöntem ve ilkelere bağlı kalan
bir azınhk kanadı, MSİP'in fesih karannı
tanımadığını ilan etti ve partiyi sürdüre-
Gyula Horn
toya girecek kadar oy toplayamamış par-
tiler arasında "en güçlü siyasal örgüt" ko-
numunda. Üye ve seçmen tabanı olarak da
sadece yaşlı kuşaklar arasında yandaş bu-
labiliyor.
Buna rağmen MSP, 1990 seçımlerine
yine de bir "getto partisi" olarak girdi ve
bu konumuna uygun bir sonuç alabildi.
Oylann sadece yüzde 8.5'ıni alabılmiş ve
386 kişilik parlamentoda sadece 33 is-
kemle kazanabilmişti.
1990 seçimlerinin tartışmasız galibi
mılliyetçi muhafazakâr çizgıdekı Maca-
ristan Demokratik Forumu'ydu ve parla-
mentoda yüzde 42.7'lık bir ağırlık kazan-
mıştı.
1994 seçimleri, mayıs ayında yapıldı ve
dört yıl önceki seçimin sanki aynadaki
yansısı gibi sonuçlandı. Her şey tersine
dönmüştü. Bu kez Macaristan Demokra-
tik Forumu, parlamentoda sadece 37 is-
kemle kazanabildi. Buna karşılık MSP,
209 iskemle ile parlamentodakı salt ço-
ğunluğu kolayca kazandı. Seçim sistemi
gereği doğrudan seçılen parlamenterler,
176 seçim bölgesinden 149'unda MSP
adaylanydı.
Demokratik sosyalizm
MSP'nin siyasal ve özellikle ekonomik
programı, oldukça ilginç Kımilenne gö-
re ortada "kendini yenilemiş" bir komü-
nist partisi değil, sosyal demokratlaşmış
bir "dönekler" hareketi var. Ancak MSP
yönetım kadrolan ve parti programı, "sos-
yal demokrasi" terimi yerine ısrarla "de-
raokratik sosyalizm" terimini yeğliyor.
Nitekim parti programında "MSP'nin
hem komünist hareketin hem desosyal de-
mokrasinin ilerici geleneklerine yaslandı-
ğı" vurgulanıyor.
Ancak MSP'yi klasik bir sosyal demok-
rat parti olarak niteleyenlerin haklı olduk-
lan yanlar var. Ömeğin 1999 Kasımı'nda
MSP, temel ilkeler ve değerler olarak Sos-
yalist Enternasyonal'in 1989 Temmu-
zu'nda tanımladığı çizgiyi benımsediğini
resmen kabul ve ilan etti. Aynca karma
mülkiyete (özel ve kamu mülkiyeti) daya-
nan serbest piyasa ekonomisi, MSP'nin
ekonomik programının temelı oluşturu-
yor.
MSP içinde sağ kanat, partiyi ülkedeki
tüm sol-ilerici güçleri bağnnda toplayan
ama sendikalara siyasal ağırlık ve işlev
MSP'nin seçmen tabanında sanayi işçileri ağıriıkta.
tanıyan bir kitle (sınıf değil, kitle) partisi
olarak tanımlamaya ağırlık verirken, sol
kanat da işçilenn özyönetimi ilkesi üstün-
de yükselen doğrudan (temsili değil, doğ-
rudan) demokrasiyi savunuyor. Ancak her
iki kanat da programatik kabullerinin ilk
sırasına "işçilenn çıkarlannı ön planda
tntma" ilkesini yerleştiriyor.
Bu nitelik ve özellikleriyle MSP, Maca-
ristan'da eski resmi parti MSİP'in gele-
neksel tabanını oluşturan sanayi işçileri-
nin yanı sıra ilerici kent aydınlannı, orta
sınıflan, modern tanm işletmelerinde üre-
timyapan köylülüğü kazandı. Nitekim si-
yasetin "sol" kesiminde yanşan partiler
arasindan da sıynlmasını bildi. Bir başka
deyışle komünistlerden sosyal demokrat-
lara kadar tüm sol yelpazenin oylan M-
SP'de toplandı. MSP'nin etkisizleştirdigi,
silikleştirdiği, seçmen tabanlannı oyduğu
"sol" partiler arasında özellikle 1989'da
kurulmuş Macaristan Sosyal Demokrat
Partisi, 1992 'de kurulan Sosyal Demokrat
Birfik ve MSİP'in feshıni tanımayan ve
aynı adla varlıklannı sürdüren siyasal kad-
rolar önem taşıyordu.
Açıksözlülük kazandı
1994 ilkbahanndaki parlamento seçim-
lerinde MSP önderi Gyula Horn, ilginç
ve alışılmadık bir seçim kampanyası dü-
zenledi. Örneğin ülkede yükselen işsizli-
ği ortadan kaldıramayacağını açıkça kabul
etti. Alacağı önlemlerle yasama dönemi
sonunda işsizliği azaltabilirse bunun ba-
şan olacağını vurguladı. Seçildi. Hükü-
meti kurarken aynı sözleri cesaretle yine-
ledi. Bu alışılmadık bir açıksözlülüktü ve
meyve verdi. Horn, devlet bütçesi, öde-
meler dengesi ve dışticaretin açık verme-
sini önlemek amacıyla kitlelere bir "aa i-
lac" sunacağını da açık açık söyledi.
MSP'nin popülizmi reddeden ancak
ideolojik bir katılık yerine pragmatist bir
esnekliği yeğleyeceğini belli eden çizgi-
sine karşılık, Macaristan "merkez
sağ"ının siyasal temsilcisi, milli-muhafa-
zakareğilimli MacaristanDemokratik Fo-
rumu, seçim kampanyası boyunca M-
SP'ye eski klişelerle saldırdı. Antikomü-
nizme hız verdi ve MSP'yi "sosyal de-
mokrat kuzu postuna bürünmüş şu bikü-
ğiniz lazıl ayı" olarak niteledi. Sonuçta
MSİP'in kendi kendini feshetmesınden
tam beş yıl sonra "aıthl"ı MSP, demokra-
si smavından zaferle çıktı. Tek başına hü-
kümet kuracak çoğunluğu elde etti. Kur-
duğu koalisyonla parlamentoda üçte iki-
lik çoğunluğu sağladı ve acı ilaç uygula-
masına rağmen iktidannın ikinci yılı do-
larken Macaristan'da, hükümet etmekten
kaynaklanan popülarite kaybı yerine, yük-
selen bir siyasal hareket konumunda.
1997 başından itibaren uygulamaya
konması öngörülen "özyönetiın mode-
H"yle de başansızlığa uğramış "lfagoslav-
ya modeli"nden sonra kapitalizme bir se-
çenek oluşturma çabalannda kapsamlı bir
denemeye gırişecek. Sonuçlan, salt Ma-
caristan için değil. belki de tüm sosyalist
hareket için önem taşıyan bir deneme...
Yarın: Polonya
ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL
Dköğretim müfettişi olarak emekli oldum
SORV: 1980 ydı mayıs a>ında ilköğretim müfettişi olarak, 1. derece 4.
kademeden emekli oldum. Meslekteki kıdemim, 28 yıl 6 avdır.
Benim gibi çok sayıda ilköğretim müfettişini de il^lendiren bir
konu var. tllerde çalışan ilköğretim müfettişleri. maaşları-
nın dışında 'Özel Göre> Tazminatı" almaktadır.
1) 1 Ocak 1998 tarihinden sonra emekli olacak ilköğretim
müfettişlerinin emekli a> lıkJanna. almakta olduklan özel
görev tazminatı yansıyacak mıdır?
2) 1 Ocak 19%'dan önce emekli olmuş bulunan ilköğretim
müfettişlerinin emekli aylıklarına da bu özel görev tazmi-
natının yansıtılması gerekmez mi? (R.B.)
YANIT:
1) Kamu görevlılennin hak ve yükümlülükleri, personel yasalan ıle
belırlenmıştır. Bu personel yasalanndan bin de 657 sayılı Devlet Mc-
murlan Yasası'dır. Değişik personel yasalan ile hak ve yükümlülükleri
belirlenen kamu görevlilerinin emeklılik haklan ise tek bir yasa ıle sağ-
lanmıştır. Bu yasa 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'dır.
Değişik personel yasalanna bağlı olarak görev yapan kamu çalışanla-
nnın maaşlan, çeşitli ödemeler toplamından oluşmaktadır. Bu ödemeler
genel olarak aylıklar, zamlar. yardımlar ve tazminatlar olarak isimlendi-
rilmiştir.
Aylıklar: Genel aylık, kıdem aylığı ve taban aylığı olmak üzere üç ay-
n ödemeden oluşur.
Zamlar: lş güçlüğü zammı, iş nski zammı, temininde güçlükzammı
ve malı sorumluluk zammı gibi isimler almıştır.
Yardımlar: Konut yardımı. mahrumıyet ödeneğı, doğum yardımı, aı-
le yardımı, çocuk yardımı, ccnaze yardımı, gıyecek yardımı gibi parasal
ya da 'ayni' ödemelerdır.
Tazminatlar: Özel hizmetler tazminaü, eğitım öğretim tazminatı, din
hızmetlen tazminatı, emniyet hizmetlen tazminatı. mülki idare amirliğı
özel hizmet tazminatı, denetim tazminatı, adalet hizmetlen tazminatı, ma-
kam tazminatı, yabancı dil tazminatı olarak ısımlendirilmiştır.
Kamu görevlilennın görev yaptıklan süre içinde aldıklan maaşlar,
bağlı olduklan Personel Yasası'na. yer aldıklan hizmet sınıfına, derece-
lerine ve görev unvanlanna göre değışen aylık, zam, yardun ve tazmi-
natlar toplamından oluşur.
Emekli maaşlan ise: 1) Genel aylık. 2) Kıdem aylığı, 3) Taban aylığı
ile 4) Özel tazmınat ve 5) Makam tazminatı olarak en çok beş değişik
ödemeler toplamıdır.
llköğretim müfettişlerine görev yaptıklan sürece ödenen özel hizmet
tazminatı, emekli aylıklanna yansımaz. Onun yerine her emekli için ek
göstergelere göre belirlenen (en az % 26, en çok % 100) özel tazminat
ödemesı yapılır.
2) 1 Ocak 1996'dan önce ya da sonra emekli olan ve olacaklara 'Özel
Görev Tazminatı' ödenmesi söz konusu değıldir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Dilimiz Kirleniyop!
Ankara'da 8 martta başlayan "Dil Devnminden Bu Ya-
na Türkçenin Görünümü" konulu bilımsel toplantıyı izler-
ken, heyecanlanıyordum. Dil Derneği'nin düzenlediği ku-
rultayda, "özelleştirmenin İlk Evresi" konulu bildirisinde
Yusuf Çotuksöken, bir yerde özetle şunları söyledi:
"Dil devrimi, başlangıcındap bugüne çeşitli kesimler-
ce, özellikle de tutucu ve gerici kesimlerce dilsel, kültü-
rel, siyasal, toplumsal, töresel vb. açılardan cıddi, alaya
alıcı, kötüleyici, yıkıcı biçimlerde eleştirilmiş, bu eleştiri-
lerin önemlı bir bölümü de DH Devrimi'ni savunanlarca
karşılanmıştır. Ancak Dil Devrimi bence yeterii ölçüde bir
özeleştiriden geçirilmemiştir. Oysa özeleştin de kanımca
bir zorunluluk, yükümlülük ve sorumluluktur."
Yusuf Çotuksöken, özeleştırıleri arasında şunlan da be-
lirtti:
"TDK uzman yetiştırme konusunda kayda değer çaba
gösterememiştir. Belki ûniversiteli bilim adamlannın T-
DK'nin yönetimindeyetkili olmalan, çalışmalar konusun-
da ûniversiteli öğrettm üyelennden gerekli yardımı alabil-
melen, bu konuda özel bırprogram yapılmasmı gerektir-
memiş olabılir. Ancak bütün zamanını ve emeğini TDK'de
yapacağı çalışmalara verebilecek uzmanlannyetiştirilme-
si, uzmanlığa yönelen insanlann desteklenmesi, TDK'nin
hem bilimselliğine güç katar hem de çalışmalannı daha
da artırmış olabilirdı, diye düşünüyorum..."
Yusuf Çotuksöken, derteme sözlüklennden yararianıl-
ması gereğinı vurguladı, kimı yerde haikın "vicdan "yeri-
ne, "yürek buyruğu"öed'ığmi anımsattı.
Deniz Zeyrek'in başkanlığını yaptığı ikinci oturumda,
Bengisu Rona "Değişen Toplum, Değişen Dil" konulu bıl-
dirisini sunarken, Ingiltere'de Türkçe konuşanlann Türk-
çelerinin gıderek nasıl bozulduğunu açıkladı.
Kemal Oflazerde bilgisayaıia Türkçenin ilgilenişini an-
lattı.
Emin Ördemir'ın başkanlığını yaptığı açık oturumda
Jülide Gülizar, Kamile irner ıle Gürkan Durak konuştu-
lar. Gürkan Durak, toplantıya gelemeyen Leyla Uzun'un
yerine katılmıştı.
Jülide Gülizar, örneklerie Türkçenin nasıl bozulduğunu
gösterdi. Uzgöreçlerin özel kanallannda, basında sözcük-
lerin kullanımı üzerinde durdu. Haber dilindeki karmaşık-
lığı sergiledi.
Kamile Imer, bu duruma nasıl gelındığini, tanhsel bir sü-
reç içinde, Türkçenin hem çağdaşlaşma hem standart bir
dil olma açısından düzeninı gösterdi. Özellikle de 1980 ön-
cesi ıle 1980 sonrasını karşılaştırdı. 1980'den sonra, Türk-
çenin bozulmaya, yozlaşmaya uğradığını anlattı. Bunu ya-
parken toplumsal yapıdakı değışmeye bağladı. Köyden
kente göçler, gecekondulaşma olgusunun etkisini vurgu-
ladı. Dildekı bozulrnanın yalnız Türkçeye özgü olmadığı-
nı, bırçok ülkede, özeilikle Fransa'da da görüldüğünü söy-
ledi.
Gürkan Durak da konuşmasında, aslında sevgiyi yitir-
diğimizı söyledi. İnsanlann bırbiıienne dilı kullanmadan,
dokunarak, "sen" dıye seslenerek yaklaştıklannı anlattı.
Açık oturumu yöneten Emın Özdemır de toplantıyı ka-
patırken, özetle şunlan söyled;:
"Toplumsal yapı bir oütündür, bileşik kaplarda olduğu
gibi. foplumun parası kirieniyor, doğası kirleniyor, çevre-
si kirleniyor, ister istemez dili de kirleniyor. Ama dil kirten-
mesi, öbür kırlenmelere benzemıyor. Bir kez kıriendi mi
bunu kolay kolay antamıyoruz. Işte, geçmışte bunun ör-
nekleri var: Osmanlıca bir dil kirienmesidır, bu açıdan."
Emin Özdemir, 1980'den sonra.toplumun değer yargı-
lannın değıştığini söyledi, TurgutÖzal'ın "misyon "sözcü-
ğüne değınerek "Her şey parayla ölçülür oldu; artık doğ-
ru, güzel, etkili konuşma gibi Türkçenin söz hakkını vere-
cek konuşma bir bakıma yadırganır o(du"dedikten son-
ra, özetle şöyle konuştu:
"Yanlışlığın, yoztaştırmanın dayanılmaz birçekiciliğı var;
bin bir şey yapt rm, herkes onu yapmaya çahşıyor, özel-
likle televizyon (uzgöreç) kanallannda Türkçeyi bozmak
için her şeyı yapıyoriar. Bılınçle yapıyortar bunu. Tabii, bu
yozlaşbrma toplumda bir tepki görmezse, giderekyayılı-
yor. Yanlış kullanımlar çoğalarak doğrunun yerini alıyor.
ömeğin 'Hayret bir şey' dendiği gibi. Birisi bir sözlük ha-
zırlayacak olsa bunu almak zorunda. Çünkü dilin dolaşı-
mına girmiş oluyor. Bu örnekler gittikçe çoğalıyor. Türk-
çe kan yıtımıne uğruyor. Bunun temel nedenlerinden bi-
ri de Türk Dil Kurumu'nun (TDK) dil devrimıne inanma-
yanlann eline geçmiş olması, aynca toplumda anadili bi-
lincinin savunulmaması. Eskiden TDK bir tûr görev yapı-
yor, dilin sınıriannda nöbet tutuyordu. Süreklı olarak ha-
va raponı verirgibi, topluma dilin gelişimi hakkında rapor
veriyordu sanki. Gazetelerin dili taranıyordu. Radyolar,
uzgöreçler (televizyonlar) inceleniyor, yapılan yanlışlar
eleştiriliyordu. Üstelik o dönemde de gerici kesim, Ata-
türk'e doğrudan saldıramadıklan için Dil Kurumu'na sü-
rekli saldınyordu.
Bugün kurum el değiştirmiş, kurum görevini yapmıyor,
öte yandan toplum, çeşitli kesımlerde yozlaşmaya başlı-
yor; Türkçe, sözcüğün gerçek anlamıyla bir saldın altın-
da..."
Açık oturumun ardından, sorular sorutdu. "Ne yapıla-
bilir?" sorusu tartışıldı. Emin Özdemir, özetle şöyle yanıt-
ladı bunu:
"Bir kez tepkısızbir toplum haline geldik, bu tepkiyi gös-
termek gerekır. Bilmiyoruz, Türk Dil Kurumu yeniden ku-
rulabilir, ona kavuşulabilirmi? Kavuşulamasabile, buyol-
da çaba gösterilmesi gerekir."
5. BılimsejDıl Kurultayı'nı izlerken, yaşamını buyolda
tüketenleri, Ömer Asım Aksoy'u, Nurullah Ataç'ı, daha
nicelerini andım gönlümden...
B U L M A G A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4
SOLDAN SAĞA:
1/ Değersiz. bayağı.
basit. II'' Benzer — -|
- -i turra-i cânansın
ey gönül" (Ne- 2
dim)... Alaturka
müzikte tempo. 3/ 3
Bir şeyi anımsamak
için yazılan kısa ya-
zı . Karakter. 4/
Kazlan semirtmek
ıçm verilen mısır
hamuru... Çin ve Ja-
ponya'da oynanan
bir çeşit satranç 5/
Bir süs taşı.. Muğ-
la'nın bir ilçesi. 6/
Yurdumuz sulann-
da yaşayan ve tatlısu kefalı da n
denilen bir balık. 7/Ayak bıle-
ği kemiğıne halk dilinde \cri\en
ad. 8/ Yemişlenn yenen bölü-
mü... Asya'da bir göl. 9/ Mez-
gıt bahğınm bir türii.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Koyun postundan yapılmış
kürk... Eski dılde gece 2/Sa-
hıp. Birtürıncemeşın 3/Tek-
rar ermek 4/ Teknelerle suyun
dıbınde sürûklenerek çekılen
genış ağızlı balık ağı... Denız-
lerde yaşayan iki çenetlı \e ın
bederüi yumuşakca cinsi. 5/ Ahırdakı gübreyi dışanya atmak için
kullanılan delik. 6/ Rutenyum elementinin simgesi... Eski Mı-
sır'da erkeklık ve üreme tannsı... "Geceyse —- hemen tazeler
mınarelen" (Cemal Süreya). II Hararet... Tıp dilinde cüzzam
hastalığma verilen ad. 8/ Pek zayıf ve kuru... Utanç duyma. 9/
Asya'da bir ülke .. Telefon sözü.
T.C.M.E.B.
ÖZELTUDEM
EĞİTİM MERKEZİ
• İNGİÜZCE (İLK-ORTA-İLERİ)
fTEMEUTİCARİ-TURİZM)
• BİLGİSAYAR İŞLETMENÜĞİ
• M1CROSOFT (DOS
WINDOWS-WORD-EXCEL)
• BİLGISAYARU MUHASEBE
(ETA ENTEGRE)
KURS KAYrflARI BAŞLAHIŞTIR
Başvuru: Halaskargazi Cad.
No:212Osmanbey/ŞIŞÜ
Tel: 230 02 32 - 234 35 76
Nüfus cüzdanımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
MEHMET TAŞER
Nüfus cüzdanımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
ÖZLEMAYPER
Nüfus cüzdanımı ve Açık
Öğretim öğrenci kimlik
kartımı kaybettim.
Hükümsüzdür
İLKNL'R ÖZTÜRK