03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MART1996 PERŞEMBE 14 DIZIYAZI Macaristan Sosyalist Partisi: Bozgundan zafere! • Dünyada sosyalist hareketin geçirdiği büyük depremin ardından en ilginç siyasal deneylerden birini Macaristan yaşadı ve yaşıyor. 1989 sonbaharında kendi kendini feshederek "dönüşen" komünist örgüt, Macaristan Sosyalist işçi Partisi'nin (MSİP) doğrudan ardılı Macaristan Sosyalist Partisi (MSP), bugün yeniden iktidarda. Macar halkı komşulanndan oldukça farklı bir siyasal etkinlikte... • MSP önderi GyulaHom, 1994 ilkbaharındaki seçim kampanyasında artan işsizliği ortadan kaldıramayacağın ı açıkça kabul etti. Hükümeti kurarken aynı sözleri yineledi. Bu alışılmadık açıksözlülük meyve verdi. Horn, devlet bütçesi, ödemeler dengesi ye dışticaretin açık vermesini önlemek amacıyla kitlelere bir "acı ilaç" sunacağını söyledi. Sosyalizmin sorunlu çocuğu M acaristan. oldum bıt- tım sosyalist sistemin "sonınlu çocu- ğıTydu. Taa 1956'- daki "ayaklanma"- dan bu yana Macans- tan, sosyalist sistemin "yumuşak karnı" sayılageldi. Hele 8O'lı yıllarda, sosyalist sistem için- de de Macaristan'a biraz... biraz kuşkulu bakılır oldu. Örneğın DDR'deki sıkı dev- let mülkiyetine karşılık, Macaristan'daki "özel sektoVün (!) görece yaygınlığı, ora- da uygulanan sosyalizmin pek de güveni- lir olmadığının resmen söylenmemiş bir kanıtı gibi değerlendirilirdi. Gerçi 1989 öncesi Macaristan'ındaki özel sektör, Po- lonya'ya oranla devede kulaktı. Ama Po- lonya'dakı özel sektör, koyu Katolik ve koyu köylü yığınlar arasında yaygındı. Oysa özellikle Budapeşte'de özel sektör, küçük ruristik ışletmelerden, butikler, fi- yakalı lokantalar, zarif "cafe"lerden olu- şuyordu. Yanı burjuva yaşam biçiminın ürünle- riydi(!), o yüzden de pek hoşgörüyle kar- şılanmıyordu. Nitekim 1989 Sonbahan'nda "du- var"ın yıkılmasına giden günlerde binler- ce DDR yurttaşının Avusturya'y a geçme- sine de "demir perde"de resmen bir delik açarak Macaristan önayak olmuştu. Sos- yalizmi kökleşememiş. parti kadrolan gevşek bir ülkeden zaten ne beklenirdı ki... SosyaHstler yeniden fktidar tşte bu ülkede 1989 Sonbahan'nda ken- di kendini feshederek "dönüşen" komü- nist örgüt, Macaristan Sosyalist tşçi Par- tisi'nin (MSİP) doğrudan ardılı Macaris- tan Sosyalist Partisi (MSP), bugün yeniden iktidarda. Hem de parlamentoda tek başı- na mutlak çoğunluğu sağlayarak. Hem de koalişyon kurduğu bir başka sol liberal parti, Ozgür Demokratlar Bir- Bgi (ÖDB) ile birlikte parlamentoda üçte iki çoğunluğu elinde tutarak. Üstelik hı- lesiz hurdasız, desteksiz fakat köstekli bir seçim yanşı sonunda. Üstelik daha dört yıl önce, 1990'daki secimlerde tam bir "he- rimet" yasamışken; 386 kişilik parlamen- toda sadece ve güç bela kazanılmış 33 ıs- kemle ıle yetinmek zorunda kalmışken... Macarlstan'da neler oldu? Sanıyoruz dünyada sosyalist hareketin geçirdiği büyük depremin ardından yaşa- nan en ilginç siyasal deneylerden birini Macaristan yaşadı ve yaşıyor. Biraz geri dönelim: Macaristan Sosyalist tşçi Partisi (MSÎP), 1989 Ekim ayı baş'nda toplanan 19. Kongresinde kendini feshetti. Fesih karan delegelerin büyük çoğunluğunca (yüzde 72) ahnmıştı ve aynı çoğunluk, ay- nı kongrede, yeni bir partinin Macaristan Sosyalist Partisi'nin (MSP) kurulmasını kararlaştırdı. Delegeler yeni partiyi, feshettikleri ko- münist örgüt MSIP'in "hukuksal ve ger- çekardıh" olarak tanımladılar. ama kong- re karanna şunu da eklediler "... ancak MSİP'in siyasal ardılı dep". Macaristan komünist hareketinde bir dönemi kapatıp, yeni bir dönemi başlatan delegeler, geçmişle hesaplaşmalannı baş- ka radikal kararlarla da sürdürdüler. Örneğin eski partinin, MSİP'in üyele- rinin yeni partiye nakil yoluyla kayıtlan mümkün olmayacaktı. Isteyen yeniden basvuracak ve kaydını yaptıracaktı. Nite- kim 1989 Temmuzu'nda 740 bin olan MSlP üyelerine karşılık, aynı yılın eki- minde MSP, sadece 50 bin üyeye sahipti. Üstelik bu sayı, bir yıl sonra 40 bine düş- tü. Aslında Macaristan komünist hareke- tindeki "değişim ve dönüşüm süreci", 1988 sonlanna doğru başlamıştı. 1 Macaristan parlamentosunda iskemlelerin partiler arasındaki dağılımı • 1990: Macaristan Sosyalist Partisi: 33 Hür Demokratlar Birliği: 92 Macaristan Demokratik Foruntu: 165 Küçük Çiftçiler Partisi: 43 Hristiyan Demokrat Haik Partisi: 21 Genç Demokratlar Birliği: 21 ötekiler: 11. 1994: Macaristan Sosyalist Partisi: 209 Hür Demokratlar Birliği: 70 Macaristan Demokratik Forumu: 37 Küçük Çiftçiler Partisi: 26 Hristiyan Demokrat Halk Partisi: 22 Genç Demokratlar Birliği: 20 Ötekiler: 2 Komünist Partiler ve ZümrüÜüa Stallnci geleneklerden arınmak MSİP içındeki seçkin bir kadro, 1988 sonbahannda Refbrmcu Çevre Hareketi olarak anılan ve temel olarak partiyi Sta- Hnci geleneklerden anndırmayı amaçla- yan bir hareket başlattı. Macaristan ekonomisinin ayaklan üstü- ne sağlam oturmasını sağlayan ünlü 1968 Ekonomi Reformu'nun miman RezsöNy- ers, MSİP'in son hükümetının Dışişlen Bakaru Gyula Horn. bu seçkin potîtikacı- lardan en ünlü olanlan. Nitekim Rezsö Nyers, yeni kurulan MSP'nin ilk genel başkanı seçildı ve Mayıs 1990'a kadar bu ceklerini açıkladı. MSP yönetimi. bu ge- lişmeyi oldukça hünerlı siyasal manevra- lar ve ustalıklı bir propaganda çalışma- sıyla "avantaja" dönüştürmeyi becerdi. Varlığını koruyan, ama oy oranı artık yüz- delerle değıl. bındelerle ölçülür hale ge- len MStP'e ve onun temsil ettiği "eski" çizgiye şu ya da bu nedenle uzak duran toplumsal katmanlan da seçmen ve yan- daş olarak kazanmasını bildi. Bu dönem- de MSP, kendini "reformculann partisi" olarak sundu. Buna kaışıhk-ülkedeki bütün burjuva partilerih, MSP'yi "en sol uca" itme ça- balannı, varlığını sürdüren MSlP'ı göste- rerek savuşturdu. MSİP, bugün parlamen- Rezsö Nyers görevi yürüttü. 1990'da hezimet ölçüsün- deki seçim yenilgisınden sonra çekildi ve yerini şimdiki Başkan ve Başbakan Gyu- la Hom aldı. Kuşkusuz köklü bir komünist partisin- deki dönüşüm kolay olmadı, tereyağın- dan kıl çekercesine sancısız gerçekleşme- di. "EskTyöntem ve ilkelere bağlı kalan bir azınhk kanadı, MSİP'in fesih karannı tanımadığını ilan etti ve partiyi sürdüre- Gyula Horn toya girecek kadar oy toplayamamış par- tiler arasında "en güçlü siyasal örgüt" ko- numunda. Üye ve seçmen tabanı olarak da sadece yaşlı kuşaklar arasında yandaş bu- labiliyor. Buna rağmen MSP, 1990 seçımlerine yine de bir "getto partisi" olarak girdi ve bu konumuna uygun bir sonuç alabildi. Oylann sadece yüzde 8.5'ıni alabılmiş ve 386 kişilik parlamentoda sadece 33 is- kemle kazanabilmişti. 1990 seçimlerinin tartışmasız galibi mılliyetçi muhafazakâr çizgıdekı Maca- ristan Demokratik Forumu'ydu ve parla- mentoda yüzde 42.7'lık bir ağırlık kazan- mıştı. 1994 seçimleri, mayıs ayında yapıldı ve dört yıl önceki seçimin sanki aynadaki yansısı gibi sonuçlandı. Her şey tersine dönmüştü. Bu kez Macaristan Demokra- tik Forumu, parlamentoda sadece 37 is- kemle kazanabildi. Buna karşılık MSP, 209 iskemle ile parlamentodakı salt ço- ğunluğu kolayca kazandı. Seçim sistemi gereği doğrudan seçılen parlamenterler, 176 seçim bölgesinden 149'unda MSP adaylanydı. Demokratik sosyalizm MSP'nin siyasal ve özellikle ekonomik programı, oldukça ilginç Kımilenne gö- re ortada "kendini yenilemiş" bir komü- nist partisi değil, sosyal demokratlaşmış bir "dönekler" hareketi var. Ancak MSP yönetım kadrolan ve parti programı, "sos- yal demokrasi" terimi yerine ısrarla "de- raokratik sosyalizm" terimini yeğliyor. Nitekim parti programında "MSP'nin hem komünist hareketin hem desosyal de- mokrasinin ilerici geleneklerine yaslandı- ğı" vurgulanıyor. Ancak MSP'yi klasik bir sosyal demok- rat parti olarak niteleyenlerin haklı olduk- lan yanlar var. Ömeğin 1999 Kasımı'nda MSP, temel ilkeler ve değerler olarak Sos- yalist Enternasyonal'in 1989 Temmu- zu'nda tanımladığı çizgiyi benımsediğini resmen kabul ve ilan etti. Aynca karma mülkiyete (özel ve kamu mülkiyeti) daya- nan serbest piyasa ekonomisi, MSP'nin ekonomik programının temelı oluşturu- yor. MSP içinde sağ kanat, partiyi ülkedeki tüm sol-ilerici güçleri bağnnda toplayan ama sendikalara siyasal ağırlık ve işlev MSP'nin seçmen tabanında sanayi işçileri ağıriıkta. tanıyan bir kitle (sınıf değil, kitle) partisi olarak tanımlamaya ağırlık verirken, sol kanat da işçilenn özyönetimi ilkesi üstün- de yükselen doğrudan (temsili değil, doğ- rudan) demokrasiyi savunuyor. Ancak her iki kanat da programatik kabullerinin ilk sırasına "işçilenn çıkarlannı ön planda tntma" ilkesini yerleştiriyor. Bu nitelik ve özellikleriyle MSP, Maca- ristan'da eski resmi parti MSİP'in gele- neksel tabanını oluşturan sanayi işçileri- nin yanı sıra ilerici kent aydınlannı, orta sınıflan, modern tanm işletmelerinde üre- timyapan köylülüğü kazandı. Nitekim si- yasetin "sol" kesiminde yanşan partiler arasindan da sıynlmasını bildi. Bir başka deyışle komünistlerden sosyal demokrat- lara kadar tüm sol yelpazenin oylan M- SP'de toplandı. MSP'nin etkisizleştirdigi, silikleştirdiği, seçmen tabanlannı oyduğu "sol" partiler arasında özellikle 1989'da kurulmuş Macaristan Sosyal Demokrat Partisi, 1992 'de kurulan Sosyal Demokrat Birfik ve MSİP'in feshıni tanımayan ve aynı adla varlıklannı sürdüren siyasal kad- rolar önem taşıyordu. Açıksözlülük kazandı 1994 ilkbahanndaki parlamento seçim- lerinde MSP önderi Gyula Horn, ilginç ve alışılmadık bir seçim kampanyası dü- zenledi. Örneğin ülkede yükselen işsizli- ği ortadan kaldıramayacağını açıkça kabul etti. Alacağı önlemlerle yasama dönemi sonunda işsizliği azaltabilirse bunun ba- şan olacağını vurguladı. Seçildi. Hükü- meti kurarken aynı sözleri cesaretle yine- ledi. Bu alışılmadık bir açıksözlülüktü ve meyve verdi. Horn, devlet bütçesi, öde- meler dengesi ve dışticaretin açık verme- sini önlemek amacıyla kitlelere bir "aa i- lac" sunacağını da açık açık söyledi. MSP'nin popülizmi reddeden ancak ideolojik bir katılık yerine pragmatist bir esnekliği yeğleyeceğini belli eden çizgi- sine karşılık, Macaristan "merkez sağ"ının siyasal temsilcisi, milli-muhafa- zakareğilimli MacaristanDemokratik Fo- rumu, seçim kampanyası boyunca M- SP'ye eski klişelerle saldırdı. Antikomü- nizme hız verdi ve MSP'yi "sosyal de- mokrat kuzu postuna bürünmüş şu bikü- ğiniz lazıl ayı" olarak niteledi. Sonuçta MSİP'in kendi kendini feshetmesınden tam beş yıl sonra "aıthl"ı MSP, demokra- si smavından zaferle çıktı. Tek başına hü- kümet kuracak çoğunluğu elde etti. Kur- duğu koalisyonla parlamentoda üçte iki- lik çoğunluğu sağladı ve acı ilaç uygula- masına rağmen iktidannın ikinci yılı do- larken Macaristan'da, hükümet etmekten kaynaklanan popülarite kaybı yerine, yük- selen bir siyasal hareket konumunda. 1997 başından itibaren uygulamaya konması öngörülen "özyönetiın mode- H"yle de başansızlığa uğramış "lfagoslav- ya modeli"nden sonra kapitalizme bir se- çenek oluşturma çabalannda kapsamlı bir denemeye gırişecek. Sonuçlan, salt Ma- caristan için değil. belki de tüm sosyalist hareket için önem taşıyan bir deneme... Yarın: Polonya ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL Dköğretim müfettişi olarak emekli oldum SORV: 1980 ydı mayıs a>ında ilköğretim müfettişi olarak, 1. derece 4. kademeden emekli oldum. Meslekteki kıdemim, 28 yıl 6 avdır. Benim gibi çok sayıda ilköğretim müfettişini de il^lendiren bir konu var. tllerde çalışan ilköğretim müfettişleri. maaşları- nın dışında 'Özel Göre> Tazminatı" almaktadır. 1) 1 Ocak 1998 tarihinden sonra emekli olacak ilköğretim müfettişlerinin emekli a> lıkJanna. almakta olduklan özel görev tazminatı yansıyacak mıdır? 2) 1 Ocak 19%'dan önce emekli olmuş bulunan ilköğretim müfettişlerinin emekli aylıklarına da bu özel görev tazmi- natının yansıtılması gerekmez mi? (R.B.) YANIT: 1) Kamu görevlılennin hak ve yükümlülükleri, personel yasalan ıle belırlenmıştır. Bu personel yasalanndan bin de 657 sayılı Devlet Mc- murlan Yasası'dır. Değişik personel yasalan ile hak ve yükümlülükleri belirlenen kamu görevlilerinin emeklılik haklan ise tek bir yasa ıle sağ- lanmıştır. Bu yasa 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'dır. Değişik personel yasalanna bağlı olarak görev yapan kamu çalışanla- nnın maaşlan, çeşitli ödemeler toplamından oluşmaktadır. Bu ödemeler genel olarak aylıklar, zamlar. yardımlar ve tazminatlar olarak isimlendi- rilmiştir. Aylıklar: Genel aylık, kıdem aylığı ve taban aylığı olmak üzere üç ay- n ödemeden oluşur. Zamlar: lş güçlüğü zammı, iş nski zammı, temininde güçlükzammı ve malı sorumluluk zammı gibi isimler almıştır. Yardımlar: Konut yardımı. mahrumıyet ödeneğı, doğum yardımı, aı- le yardımı, çocuk yardımı, ccnaze yardımı, gıyecek yardımı gibi parasal ya da 'ayni' ödemelerdır. Tazminatlar: Özel hizmetler tazminaü, eğitım öğretim tazminatı, din hızmetlen tazminatı, emniyet hizmetlen tazminatı. mülki idare amirliğı özel hizmet tazminatı, denetim tazminatı, adalet hizmetlen tazminatı, ma- kam tazminatı, yabancı dil tazminatı olarak ısımlendirilmiştır. Kamu görevlilennın görev yaptıklan süre içinde aldıklan maaşlar, bağlı olduklan Personel Yasası'na. yer aldıklan hizmet sınıfına, derece- lerine ve görev unvanlanna göre değışen aylık, zam, yardun ve tazmi- natlar toplamından oluşur. Emekli maaşlan ise: 1) Genel aylık. 2) Kıdem aylığı, 3) Taban aylığı ile 4) Özel tazmınat ve 5) Makam tazminatı olarak en çok beş değişik ödemeler toplamıdır. llköğretim müfettişlerine görev yaptıklan sürece ödenen özel hizmet tazminatı, emekli aylıklanna yansımaz. Onun yerine her emekli için ek göstergelere göre belirlenen (en az % 26, en çok % 100) özel tazminat ödemesı yapılır. 2) 1 Ocak 1996'dan önce ya da sonra emekli olan ve olacaklara 'Özel Görev Tazminatı' ödenmesi söz konusu değıldir. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Dilimiz Kirleniyop! Ankara'da 8 martta başlayan "Dil Devnminden Bu Ya- na Türkçenin Görünümü" konulu bilımsel toplantıyı izler- ken, heyecanlanıyordum. Dil Derneği'nin düzenlediği ku- rultayda, "özelleştirmenin İlk Evresi" konulu bildirisinde Yusuf Çotuksöken, bir yerde özetle şunları söyledi: "Dil devrimi, başlangıcındap bugüne çeşitli kesimler- ce, özellikle de tutucu ve gerici kesimlerce dilsel, kültü- rel, siyasal, toplumsal, töresel vb. açılardan cıddi, alaya alıcı, kötüleyici, yıkıcı biçimlerde eleştirilmiş, bu eleştiri- lerin önemlı bir bölümü de DH Devrimi'ni savunanlarca karşılanmıştır. Ancak Dil Devrimi bence yeterii ölçüde bir özeleştiriden geçirilmemiştir. Oysa özeleştin de kanımca bir zorunluluk, yükümlülük ve sorumluluktur." Yusuf Çotuksöken, özeleştırıleri arasında şunlan da be- lirtti: "TDK uzman yetiştırme konusunda kayda değer çaba gösterememiştir. Belki ûniversiteli bilim adamlannın T- DK'nin yönetimindeyetkili olmalan, çalışmalar konusun- da ûniversiteli öğrettm üyelennden gerekli yardımı alabil- melen, bu konuda özel bırprogram yapılmasmı gerektir- memiş olabılir. Ancak bütün zamanını ve emeğini TDK'de yapacağı çalışmalara verebilecek uzmanlannyetiştirilme- si, uzmanlığa yönelen insanlann desteklenmesi, TDK'nin hem bilimselliğine güç katar hem de çalışmalannı daha da artırmış olabilirdı, diye düşünüyorum..." Yusuf Çotuksöken, derteme sözlüklennden yararianıl- ması gereğinı vurguladı, kimı yerde haikın "vicdan "yeri- ne, "yürek buyruğu"öed'ığmi anımsattı. Deniz Zeyrek'in başkanlığını yaptığı ikinci oturumda, Bengisu Rona "Değişen Toplum, Değişen Dil" konulu bıl- dirisini sunarken, Ingiltere'de Türkçe konuşanlann Türk- çelerinin gıderek nasıl bozulduğunu açıkladı. Kemal Oflazerde bilgisayaıia Türkçenin ilgilenişini an- lattı. Emin Ördemir'ın başkanlığını yaptığı açık oturumda Jülide Gülizar, Kamile irner ıle Gürkan Durak konuştu- lar. Gürkan Durak, toplantıya gelemeyen Leyla Uzun'un yerine katılmıştı. Jülide Gülizar, örneklerie Türkçenin nasıl bozulduğunu gösterdi. Uzgöreçlerin özel kanallannda, basında sözcük- lerin kullanımı üzerinde durdu. Haber dilindeki karmaşık- lığı sergiledi. Kamile Imer, bu duruma nasıl gelındığini, tanhsel bir sü- reç içinde, Türkçenin hem çağdaşlaşma hem standart bir dil olma açısından düzeninı gösterdi. Özellikle de 1980 ön- cesi ıle 1980 sonrasını karşılaştırdı. 1980'den sonra, Türk- çenin bozulmaya, yozlaşmaya uğradığını anlattı. Bunu ya- parken toplumsal yapıdakı değışmeye bağladı. Köyden kente göçler, gecekondulaşma olgusunun etkisini vurgu- ladı. Dildekı bozulrnanın yalnız Türkçeye özgü olmadığı- nı, bırçok ülkede, özeilikle Fransa'da da görüldüğünü söy- ledi. Gürkan Durak da konuşmasında, aslında sevgiyi yitir- diğimizı söyledi. İnsanlann bırbiıienne dilı kullanmadan, dokunarak, "sen" dıye seslenerek yaklaştıklannı anlattı. Açık oturumu yöneten Emın Özdemır de toplantıyı ka- patırken, özetle şunlan söyled;: "Toplumsal yapı bir oütündür, bileşik kaplarda olduğu gibi. foplumun parası kirieniyor, doğası kirleniyor, çevre- si kirleniyor, ister istemez dili de kirleniyor. Ama dil kirten- mesi, öbür kırlenmelere benzemıyor. Bir kez kıriendi mi bunu kolay kolay antamıyoruz. Işte, geçmışte bunun ör- nekleri var: Osmanlıca bir dil kirienmesidır, bu açıdan." Emin Özdemir, 1980'den sonra.toplumun değer yargı- lannın değıştığini söyledi, TurgutÖzal'ın "misyon "sözcü- ğüne değınerek "Her şey parayla ölçülür oldu; artık doğ- ru, güzel, etkili konuşma gibi Türkçenin söz hakkını vere- cek konuşma bir bakıma yadırganır o(du"dedikten son- ra, özetle şöyle konuştu: "Yanlışlığın, yoztaştırmanın dayanılmaz birçekiciliğı var; bin bir şey yapt rm, herkes onu yapmaya çahşıyor, özel- likle televizyon (uzgöreç) kanallannda Türkçeyi bozmak için her şeyı yapıyoriar. Bılınçle yapıyortar bunu. Tabii, bu yozlaşbrma toplumda bir tepki görmezse, giderekyayılı- yor. Yanlış kullanımlar çoğalarak doğrunun yerini alıyor. ömeğin 'Hayret bir şey' dendiği gibi. Birisi bir sözlük ha- zırlayacak olsa bunu almak zorunda. Çünkü dilin dolaşı- mına girmiş oluyor. Bu örnekler gittikçe çoğalıyor. Türk- çe kan yıtımıne uğruyor. Bunun temel nedenlerinden bi- ri de Türk Dil Kurumu'nun (TDK) dil devrimıne inanma- yanlann eline geçmiş olması, aynca toplumda anadili bi- lincinin savunulmaması. Eskiden TDK bir tûr görev yapı- yor, dilin sınıriannda nöbet tutuyordu. Süreklı olarak ha- va raponı verirgibi, topluma dilin gelişimi hakkında rapor veriyordu sanki. Gazetelerin dili taranıyordu. Radyolar, uzgöreçler (televizyonlar) inceleniyor, yapılan yanlışlar eleştiriliyordu. Üstelik o dönemde de gerici kesim, Ata- türk'e doğrudan saldıramadıklan için Dil Kurumu'na sü- rekli saldınyordu. Bugün kurum el değiştirmiş, kurum görevini yapmıyor, öte yandan toplum, çeşitli kesımlerde yozlaşmaya başlı- yor; Türkçe, sözcüğün gerçek anlamıyla bir saldın altın- da..." Açık oturumun ardından, sorular sorutdu. "Ne yapıla- bilir?" sorusu tartışıldı. Emin Özdemir, özetle şöyle yanıt- ladı bunu: "Bir kez tepkısızbir toplum haline geldik, bu tepkiyi gös- termek gerekır. Bilmiyoruz, Türk Dil Kurumu yeniden ku- rulabilir, ona kavuşulabilirmi? Kavuşulamasabile, buyol- da çaba gösterilmesi gerekir." 5. BılimsejDıl Kurultayı'nı izlerken, yaşamını buyolda tüketenleri, Ömer Asım Aksoy'u, Nurullah Ataç'ı, daha nicelerini andım gönlümden... B U L M A G A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1/ Değersiz. bayağı. basit. II'' Benzer — -| - -i turra-i cânansın ey gönül" (Ne- 2 dim)... Alaturka müzikte tempo. 3/ 3 Bir şeyi anımsamak için yazılan kısa ya- zı . Karakter. 4/ Kazlan semirtmek ıçm verilen mısır hamuru... Çin ve Ja- ponya'da oynanan bir çeşit satranç 5/ Bir süs taşı.. Muğ- la'nın bir ilçesi. 6/ Yurdumuz sulann- da yaşayan ve tatlısu kefalı da n denilen bir balık. 7/Ayak bıle- ği kemiğıne halk dilinde \cri\en ad. 8/ Yemişlenn yenen bölü- mü... Asya'da bir göl. 9/ Mez- gıt bahğınm bir türii. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Koyun postundan yapılmış kürk... Eski dılde gece 2/Sa- hıp. Birtürıncemeşın 3/Tek- rar ermek 4/ Teknelerle suyun dıbınde sürûklenerek çekılen genış ağızlı balık ağı... Denız- lerde yaşayan iki çenetlı \e ın bederüi yumuşakca cinsi. 5/ Ahırdakı gübreyi dışanya atmak için kullanılan delik. 6/ Rutenyum elementinin simgesi... Eski Mı- sır'da erkeklık ve üreme tannsı... "Geceyse —- hemen tazeler mınarelen" (Cemal Süreya). II Hararet... Tıp dilinde cüzzam hastalığma verilen ad. 8/ Pek zayıf ve kuru... Utanç duyma. 9/ Asya'da bir ülke .. Telefon sözü. T.C.M.E.B. ÖZELTUDEM EĞİTİM MERKEZİ • İNGİÜZCE (İLK-ORTA-İLERİ) fTEMEUTİCARİ-TURİZM) • BİLGİSAYAR İŞLETMENÜĞİ • M1CROSOFT (DOS WINDOWS-WORD-EXCEL) • BİLGISAYARU MUHASEBE (ETA ENTEGRE) KURS KAYrflARI BAŞLAHIŞTIR Başvuru: Halaskargazi Cad. No:212Osmanbey/ŞIŞÜ Tel: 230 02 32 - 234 35 76 Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMET TAŞER Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÖZLEMAYPER Nüfus cüzdanımı ve Açık Öğretim öğrenci kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür İLKNL'R ÖZTÜRK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle