09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sabibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 9 Genel Yayın Koordınatöru Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Mudürlerı Ibrahim Vıldız (Sorumlu), Dinç Tayaııç # Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara 9 Gorsel Yönetmen: Fikret Eser Diş Habcrler ErgunBalcıC Istihbarat Ceneiz Yıldırım • Ekonomı Bülent Kızanıık 9 Kültür Handan Senköken 9 Spor: Abdûlkadir Yücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotofraf Erdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge. Yayın Kurulıı İfcan Se»q*(Başkan). Orhan Erinç, OkUy Kurtböke, Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner, Ergun Baio, Dinç Tayanç. İbnfaim Yıldız, Orhan Bursalı. Mııstafı Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmel Faraç Balba), Hakan Kara. Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay 9 Haber Müdürti Doğso Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat.4, Bakanlıklar- Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kıak, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel. 44!I220.Faks:4419I17«AdanaTemslcısı Çedn\Tgenoglu, lnönüCd.U9S No.l Katl,Tel: 3522550. Fakb 35225'1 O MüesseseMüdüni.ErolErkut9 MEDYA C: • Yonetım MEDYA G : • Kooıdjnatör Ahaet Konılsan 9 Kurulu Başkanı-Genel Yönetım Kurulu Muhasebe BülentYener9Idare MüdurGölbinErduran Başkanı - Genel HüseyinGürer9tşletme Önder • K.oordınalor Reha Müdur ÜMin Çeük 9 Bılgı-lşlem Nail Inal 9 Işılman • Genel Mudıır Akmen • Munıhhas Bılgısayar Sıstem MürüvetÇiler Yardımcısı MineAkdag uve BoraGönen^ YıyımUtın ve Basan: Venı Gun Haber Ajansı, Basm \e Yayıncıhk A S Tırtocagı Cad Js> 41 Cagaloğlu J4334 lst PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha!) Faki (0 212)513 85 8ŞUBAT1996 lmsak: 5.35 Güneş: 7.02 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.09 Akşam 17.35 Yatsı: 18.56 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61. Faks 5118466 7ebra' çamaşıNar • Haber Merkezi - New York"ta düzenlenen moda gösterisinde "zebra' iççamaşırlan giyen mankenler ilgi odağı oldu. Manken Karen Mulder, zebra desenli bir gecelik giyerken, Tyra Banks kimonosuyla dikkat çekti. "Victoria'nın gizli bahar iççamaşırlan" adı verilen koleksiyonu ızleyenler bu görüntüler karşısında zevkli anlar yaşadılar. Promosyona tepki • tstanbul Haber Servisi - Gazetelerde giderek artan promosyonun, okuyuculann maddi ve manevi yönden istisman olduğu belirtildi. Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Gülten Daş, Gazeteciler Cemıyeti'ne gönderdiği yazıda, promosyon yanşının gazetelerin saygınlık ve güvemliriıklerini sarstığını bildirdi. Gazetecilerin şikâyeti • tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyetı'nden yapılan yazılı açıklamada, Hürrıyet gazetesi muhabiri Muammer Elveren ve gazetenin Atina Bürosu'ndan Maria Sotropa, Kalimnos Adası'nda çalışmalannı engelledigi gerekçesiyle Yunanıstan'ı Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve Uluslararası Basın Enstitüsü'ne şikâyet etti. Özdemip'e madalya • ANKARA (AA)-Türk asıllı Alman millervekili Cem Özdemir. Almanya'da faaliyet gösteren Heuss Vakfi tarafından 'Theodor Heuss Madalyası' ile ödüllendırildi. Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği'nin açıklamasına göre, vakfın başkanı Hıldegard Hamm- Brücher. Ittifak 90/Yeşiller milletvekili Özdemir'in şahsında, ikınci kuşak Türklerin ödüllendirildiğini ve Almanya'da yaşamalannın cesaretlendirildiğini ifade ettı. Solun iktJdarını • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Işadamı Emin Hattat, Büyük Ankara Oteli'ndeMHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş onuruna bir iftar yemeği verdi. Hattat, sol partilerin oluşturacağı bir hükümetin kurulmaması içm MHP lideri Alparslan Türkeş'ten destek istedi. Türkeş de DSP ve CHP'nin kuracağı azınlık hükümetine karsı çıktı. ABDr askeri heyet gönderdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dayton Anlaşması kapsamında Bosna-Hersek'e yapılacak askeri yardım konusunda bir ABD heyeti Ankara da temaslarda bulunuyor. Heyet, dün Dışişlen Bakanlıgı Müsteşan Büyükelçi Onur Oymen'e nezaket ziyaretinde bulundu. Dışişlen Bakanlıgı Sözcüsü Büyükelçi Ömer Akbel, dün düzenlediği basın toplantısında, heyete başkanlık eden ABD Büyükelçisi Marc Grossman'ın. müsteşar Öymen'e heyetle ilgili bilgi verdiğıni bildirdi. Türkiye'de geçen yıl yaklaşık 20 trilyon liralık vitamin satıldı Vitamiıri çılgınca tüketiyoruz• Prof. Alattin Akçasu, "Aslında ülkemiz güneşli ve sebzesi, meyvesi bol bir ülke olduğu için fazla vitamine gereksinimimiz olmamah. Ancak moda diye herkes vitamin atıştınyor" diyor. GÜNDÜZtMŞtR Ülkemizde her geçen yıl ilaç tüketımi artarken vitamin içeren ilaçlann tüketiminde anormal artışlaryaşanmaya başladı. ABD ve Avrupa'da görülen çılgınlığı aratmaya- cak vitamin tüketimi sonu- cu, geçen yıl ülkemizde sa- tılan 45 milyon kutu vitami- ne 9 tnlyon 280 milyar lira ödendi. Uzmanlar, yasal sa- tışları dışında tezgâhlar- da'lebtebi' gibi satılan vita- mınlerle birlikte bu rakamın ikı katına ulaştıgını ileri sür- düler. Prof. Dr Alattin Ak- çasu, "Ülkemizde saJgın bo- yutlara ulaşan bu tüketimin temeiinde, modaya uyum ya- üyor"dedi. Bilinçsiz ilaç tüketimin- de dünyanın sayılı ülkeleri arasmda yeralan Türkiye'de antibiyotik, ağn kesici, grip ve romatızmal ilaçlardan son- ra vitamin satışlannda da patlama yaşanmaya başladı. 1980'li yıllarda kişi başına vitamin tüketimi 1.5 dolar- ken 1995 yilında bu rakam 2.5 dolara yükseldi. Ülkemizde en çok satılan 147 ilacın top- lam satış adedi ise 614 mil- yon kutu olarak belirlendi. Bu ilaçlann arasımla bulunan 14 adet vitaminin toplam sa- Antibryotik, ağn kesici grip ve mmatizmal ilaclardan sonra vitamin saüşJannda da patlama yaşanıyor. Kimler kullanmalı? Sigara içene günde 500 mg C vitamini Yoğun bir iş temposu içindeyseniz ve stres altındaysanjz: Enerjınizin ve sınırsel fonksiyonlannızın devamı için B ve C vitaminleri, kalsiyum, magnezyum ve bakır minerallerine gereksiniminiz var. Sigara içiyorsanız: Tek bir sigara, kanınızdan 25 mg C vitamini tüketir. Örneğin günde bir pakct sigara içiyorsanız, C vitamini ihtiyacını karşılamak için her gün ya 12 portakal yemelisiniz ya da 500 mg C vitamini kullanmalısınız. Alkol alıyorsanız: Alkol, bazı vitaminlenn emilimini ve kullanımını engeller. Alkollü içki içiyorsanız, saglığınız için Bl, B6, C vitaminleri, folik asit, magnezyum ve çinko almalısınız. Ferhiz yapıyor ya da düzensiz besieniyorsanız: A, B, E, C vitaminleri ve mineraller kullanmalısınız. Hamüeyseniz: A, C, E, B6, B12 vitaminleri ile demir ve kalsiyum gerekiyor. Doğum kontrol hapı kullanıyorsaıuz: Folik asit ve B6 vitamini almanız gerekiyor. Menopoz dönemindeyseniz: Kalsiyum iie mutlaka D vitamini almalısınız. Büyüme ve getişme çağuıdaysanız: B ve C vitaminleri ile bazı minerallere gereksiniminiz olacak. 60 yaşın üzerindeyseniz: E, C, B vitaminleri ile demir ve kalsiyum kullanmalısınız. Spor yapryorsanız: C, E ve B vitaminleri almalısınız. tışı da 22 milyon kutuya yük- seldi. Vitamin satışında en büyük artış ise B vitamini ağırlıklı ilaçlarda görülme- ye başlandı. Vitamin içeren ilaçlar halen Türkıye'de en çok satan ilaçlar arasındabe- şinci sırada yer alıyor. Bir başka deyişle 100 trilyonluk ilaç pazannda vitaminlerin satış payı yüzde 6.7 olarak hesaplanıyor. Ancak vita- minlerin esas pazan olarak gösterilen karaborsatezgâh- lannda vitamin sahşlanndan elde edilen gelirin en az ya- sal rakamlar kadar olduğu belirtiliyor. Yapılan araştırmalar, vi- taminlere daha çok prema- türe bebekler, beslenme zor- luğu bulunan çocuklar ve yaşlılar, gebelik veemzirme dönemindeki kadınlar ile meslek ya da sportif etkin- likler nedeniyle yapılan aşı- n kas çalışması dummunda gereksinim duyulduğunu or- taya koyuyor. Aynca ağır ve uzun süren hastalıklar, ağır doku yıkımı gibi metaboliz- manın hızlandıği durumlar ile alkolikler ve dengesiz ya- pılan diyetlerde de vitamin kullanılması uygun görülü- yor. Türk Eczacılan Birliği Başkanı Mehmet Domaç'a göre vitamin tüketiminde gö- rülen patlamanın asıl nede- ni, bilinçsizlik. Aynca va- tandaşın ve hekimin vitami- ni tonik olarak görmesi de sa- tışı arttıran nedenlerarasın- da başı çekiyor. Mehmet Do- maç, diğer nedenleri ise şöy- le sıralıyor "Belli bir hastauk grubu- nagrmeyenmanörotiküp- te şikâyetfcrin vitamin eksik- liğine bağianmasL, ilaç ver- mişounakiçin vitamin veril- mesi, C \itamininin nezle ve gribe etkin olduğu savı, saO- şı arttıran önemli faktöıier. Aynca sinir sisteminin meta- boliznıasuıda önemli fizyo- lojik etkiler olan Thiamin ile B vitaminlerinin ağrıva ve diğer bazı nörolojik belirti- lereiyigekugi şeklindeki yan- hş iddialar da tüketimi art- ünyor. Vltamin eksikliğine bağlı olma>an hastalıklarda yüksek dozda \itamin u ygu- lanmasu antibiyotik yanın- da vitamin alınması, veril- mesiveyazılması gibi neden- lerdevitaminlerin akıkıkul- lanınunı engelliyor." Yan etkfleri Son derece masum olarak tanıtılan vitaminlerin fazla yükleme yapıldığında tok- sik etkileri olduğunu vurgu- layan Cerrahpaşa Tıp Falcül- tesi Farmakoloji Anabilim Dalı emekli öğretim üyesi Akçasu'ya göre vitamin tü- ketimindeki artışm asıl ne- deni, ABD ve Avrupa ülke- lerine özenıp bu modaya uy- ma. Prof. Akçasu, D ve A vi- taminlerinin fazla yüklen- mesinin toksik etkiler mey- dana getirdiğini belirterek şunlan söylüyor: "Aslında ülkemiz güneşli vesebzesi, meyvesi bol bir ül- ke olduğu için fazla vitami- ne gereksinimimiz olmama- h. Ancak moda diye herkes vitamin ahştınyor. Oysa in- sanunız hangi gıdada hangi vitamin olduğunu bilse lü- zumsuz yere vitamin tüket- mekten vazgeçecek." Eşini aldatan kadınlann yansı evliliğini bitiriyor Aldatmak, erkeğin tekelinde değil • Erkekler sadakatsizliklerine neden olarak, heyecan ve değişiklik yaşama, stresten kurtulma, güzel bir kadınla beraber olma gibi eşlerinden bağımsız gerekçeler sıralıyorlar. Kadınlar ise sevgisiz kalmayı neden gösteriyorlar. Çeviri Servisi - Evrim bi- yologlannın son savlan, ka- dıru da erkeği de korkutuyor. Bu çevrelere göre insanoğ- lu aşk için yaratılmış ve top- lumlar tarihinin de onayla- dığı üzere tekeşli bir yaşam içinde kurgulamış düzeni- ni. Ancak yapılan inceleme- ler sonunda aslında insanın tekeşli yaşama çok da uygun olmadığı ortaya konmuş du- rumda. Toplumsal zonınlu- iukJar ve öğretiler sonucun- da evlilik ıçi aşk kavramına bağlanmış olan kadın ve er- kek, çokeşli bir yaşam süre- cinde de bir hayli mutlu ola- bilecek yapıya sahip. Yapılan araştırmalar so- nucunda kadının da en az erkek kadar özgür bir cınsel- liği olduğunu, ancak kadın- lann bunu gizlemek için ola- ganüstü bir çaba gösterdik- leri belirleniyor. Kadının an- ne olarak rolü ve toplumla- nn ona yüklediği namus kav- ramı da bu gizlilikte ya da isteklerini bastırmasında önemli bir etken oluşturu- yor. Sadakatsizlığin insan- da genetik bir rrüras olup ol- madığı tartışmalannın sür- düğü günümüzde. insanın Araştırmalar kadınlann da neredeyseerkekler kadar sadakatsiz olduğunu ortaya çıkardı. her davranışında biyolojik bir çıkış noktasının bulundu- ğu kabul ediliyor. Ancak bi- reysel yaşam tercihlerinin biyolojik olarak belirlenme- diği de bir gerçek. Bu tercih- ler, öğretiler, deneyimler, çevre/toplum ve kişilik özel- likleri doğrultusunda geli- şiyor. Genler davranışın tü- rüne göre az yada çok önem- li bir rol oynuyor. Elbette cinsellik insanhğın sürdürülmesi anlamında ba- kılırsa tamamen doganın süs- leyip bezediği bir işlev ve yaşamın temel fonksiyonu. Sadakatsizlik ise bu anlam- Çevre konusunda 46 ülkenin raporu YAŞARÖZTÜRK SİLtFKE - Avrupa Çev- re Ajansı, A\nıpa Komisyo- nu tarafından 1986 yılında hazırlanan rapordan sonra- ki en kapsamlı çevre rapo- runu yayımladı. Raporda, kutuptan Akdeniz'e, Por- tekiz'den Urallar'a dek uza- nan alanın çevresel duru- mu gözler önüne serildi. Aralannda Türkiye 'nin de bulunduğu 46 ülkenin 150 geniş ölçekli haritası- nın yanı sıra 600 figür, 200 aynntılı durum çalışması ve yüzlerce fotoğrafın yer aldığı raporda, Avrupa ül- kelerinin yüz yüze olduğu belirlenen 12 en önemli çev- re sorunu inceleniyor. Çev- re raporunda hava, su, de- niz, doğa, yabanıl yaşam. kırsal alanlar ve insan sağ- lığı bırbölüm oluştururken enerji, ulaşım, tanm ve tu- rizm gibi 8 değişik sektör- de insan etkinliklerinden kaynaklanan ve giderek ar- tan çevresel sorunlar ile bu sorunlann etmenleri ele alı- nıyor. UNECE, UNEP, OECD, Avrupa Konse- yi,IUCNveWHOverileri- ne dayanılarak Avrupa Kon- seyi üyesi ülkelerin çevre bakanlannın Çek Cumhu- riyeti'nde Dobris kalesin- de yaptıklan toplantının bir sorurnluluğunu yerine getir- mek amacıyla hazırlanan raporda, araştırmacılar ve ilgilenenler için geniş bir kaynakça sunuluyor. Çevre raporu ile ilgili ge- niş bilgi almak isteyenlerin JOSPCE, 26 Rue Desaix, F- 75727 Paris Codex 15, Fran- sa adresine ya da 00 33 1 4058 7700 no'lu faksa baş- vurabilecekleri belirtildi ELMA P0UTIXAMNl>A SON da cinselliğin bir alt aynmı, ancak temelde doğanın ya- rattıği bir olgu değil. Bura- da birbirinden aynlması ge- reken iki ana unsur var. Bı- rincisi genel davranışlann genetik etkenler tarafından yönetilebildiği, ikincisi ise sadakatsizlikte genetik et- kilerin çok belirleyici olma- dıgı. Yani insanoğlunu sa- dakatsiz yapan özel bir gen yoktur, ancak onu monogam yapan özel birbiyolojik olgu da bulunmamaktadır. Erkeksi davranış mı? Bu konuda yapılan geniş çaplı araştırmalar sonucun- da sadakatsizliğin öncelık- le erkeksi bir davranış ola- rak algılandığı belirlenmiş. Bu niteleme toplumdan top- luma değişmiyor. Değişen nokta, gelişmiş toplumlar- da iki cinsin de sadakatsiz- liğinin hoşgörülmemesi ol- muş. Gelişmemiş ve kapalı toplumlarda erkeğin eşini aldatması neredeyse normal karşılanıyor ve buna karşın kadının sadakatsizliği kimi yerde ölümle cezalandınlı- yor. Gelişmiş toplumlard2 erkek de kadın da kınanmak- ta, ancak bu olguyu ceza- landırma istemi iki cins için de azalmaktadır. Bu toplum- larda yapılan araştırmalarda kadınlann aldatma oranı da- ha yüksek çıkmış, kadınlar sorulan sorulara daha özgür yanıtlar verebilmişlerdir. Deneklerin verdiği yanıt- lar incelendiğınde iki cinsin birbirini aldatmasının fark- lı yönieri de ortaya çıkmış- tır. Erkekler sadakatsizlik- lerine neden olarak, heye- can ve değişiklik yaşama, stresten kurtulma, güzel bir kadınla beraber olma gibi eş- lerinden bağımsız gerekçeler sıralarken, kadınlar, eşlerin- den kaynaklanan bir takım eksiklikleri neden olarak öne sürmüş, sevgisiz kalmayı bu gerekçeler arasındaen üst sı- raya oturtmuşlardır. Eviilikle ilgisi yok Evliliğini iyi olarak nite- leyen erkekler arasmda yüz- de 8 gibi bir oran eşini aldat- tığını itiraf ediyor, ancak bu davranışının evliliği ile iliş- kisi olmadığını savunuyor. Buna karşın evliliğini iyi bu- lan ve buna rağmen eşini al- datan kadın sayısı binde 2. Eşini aldatnktan sonra ev- liliğini bitiren kadın sayısı yüzde 50 gibi yüksek bir oranda seyretmektedir. Aynı nedenlerle boşanmayı düşü- nen erkek oranı ise sadece yüzde 4 civanndadır. Ancak isimlerin gizli tutulduğu hat- ta araştırmacılara bile veril- mediği bu incelemenin sonu- cunda kadınlann da neredey- se erkekler kadar sadakatsiz olduğu ortaya çıkmıştır. İsveç'te taciz 60 polisi açığa aldırdı GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-Stock- holm polisinin köpeklı dev - nye biölümünde çalışan 60 polisin, haklanndaki taciz ve tehdit suçlamasından ötü- rü 8 şubattan itibaren açığa alınmasına karar verildi. Adı açıklanamayan bir ka- dın polis, bazı erkek mes- lektaşlannm onu yıldırmak ve görevinden ayrılmaya zorlamak için yıllardır kor- kunç şeyleryapüklanru, kö- peğıni bile zıvanadan çıkar- dıklannı söyledi. Erkek polisierin yaptıkla- n eylemlerden bazılan şun- lar: Kadın polisin eldiven- lenne cam kırığı doldur- mak, onun adına postayla alışveriş yapılan şirketlerden pronografık kasetler, araç- gereçler ısmarlama, otomo- bilinin camına çirkin sözler yazmak, yine otomobilin üzerini zehirlı bir kimyasal maddeyle yağlamak ve an- tenini İurmak. Söz konusu polisierin, kadın meslektaş- İannın görev aracında sa- hıbini bekleyen köpeği de kızdırdıklan ve hayvanın otomobilin ıçindeki yumu- şak her şeyi parçalamasına neden olduklan açıklandı. Salı günü Stockholm poli- sinin basın şefi Claes Cas- sd, köpekli devriye polis- lerinin tümünün perşembe- den itibaren açığa alındığı- nı söyledi. Gerçek suçlula- nn bulunmasına dek her- kesin suçlu kabul edıldiğı- ni belirten Cassel, yüzde yüz suçsuz olanlara teker teker görevlerinin iade edi- leceğini de bildirdi. Suçlulara yer yok Öte yandan, araştırmayı açması için savcılığa başvu- ran başkomiser Curt Nils- son da şöyle konuştu: "Bn tür ağır suçlan işleyen hk; kimse, halkın güvenini ko- ruma sorumluluğu olan po- lis mesleğinde kalamaz; bu meslekte hiçbir suçluya yer yoktur. Eğersuçu kamtlanan bulamazsak, gerçek suçlu- lar ortaya kendiliklerinden çıkana dek 60 polise görev izni verilmeyecektir. Halkın köpekli devriye bölümüne olan gineni korumak zo- rundayız. Hk; kuşkusuz, ba- zı yasadışı kişiler bizlerin ortalıktan çekilmesinden faydalanmak isteyecekler- dir, ama içimizde adi suçlu olduğu zannıyla yaşayama- yacağunız da bir gerçek." Soruşturmayı yürüten sav cı Stefiuı Lind, kadın po- lisin ılk kez geçen sonbahar- da şikâyet etme cesaretini gösterdiğini ve suçlann, cin- sel taciz, hırpalama ve za- rar verme olarak sınıflandı- nlabileceğinı söyledi. Lind sözlenni şöyle sürdurdü: "Geçen hafta bazı polis- k'ri çağirarak bu konuda so- rular sorduk. Verilen yanıt- br bizi tatmin etmedL Bu ka- dının uzun süredir karşılas- bğı davTaıuşlan akıl haval al- maz." SEYAHATNAME YAVUZGÖR 1950-1952 Jk 950 yılının ilk günü, o zamanki I tanımı ile Meidum Dairesi'nde I başladım göreve... Bu sözcük, parapsişik işJer yapan, gaipten haber veren, ruhlarla konuşan kişileri çağrıştırabilir, amma bizimki adı ve sanı ile "Milletlerarası Ekonomik Işler Dairesi Umum Müdüriüğü" idi. Üç şubesi vardı: 1. Şube Marshall Planı, Avrupa Ekonomik Işbirliğı Örgütü, IMF ve Dünya Bankası vb. 2. Şube, GATT (Gümrük Tarifeleri Anlaşması) işlerine bakıyordu. 3. Şube Dünya Tanm örgütü (FAO) ile görevli idi... Benim ilk şube müdürüm, diplomat- yazar Sayın Semih Günver idi. Ikinci Şube Müdürü de Hasan Esat Işık... Umum Müdür Muavini, Mahmut Dikerdem... Umum müdürümüz, 1956'da VVashington Büyükelçisi olan Ali Haydar Görk. Bakanlığın ekonomik işlerinin başında da Fatin Rüştü Zoriu... Ankara'da, kibarca Itfaiye Meydanı, yerli adı ile 'Hergele Meydanı' diye anılan yerde, Sergi Evi'nin karşısındaki eski binanın ilk katında bir odada idi bızim Meidum Dairesi. Eski 'Adler' marka daktilolar, 1930'lu yıllardan kalma telefonlar, eskimiş mobilyalar vardı, amma bu sadece dekor kısmı işin... Bu dairede, acemi memur olan ben dışında herkes, 'işinin ehli' idi. Hiç konuşulmadan anlaşılıyordu havada dolaşan arkadaşhk ve saygı ortamı. Çoğu rahmetli olmuş bu amirlerimin, yeni göreve başlamış, elini ve ayağını nereye koymakta ikircilikler içinde bulunan genç bir meslektaşlanna gösterdikleri sevecen anlayış ve yardım, beni, rastlantılar sonucu başladığım bu mesleğe ısındırmaya başlamıştı. 1950 yılının ekim ayında yedeksubay okuluna gittim. 1951 Ekim ayında terhis oldum. 1952 yılının temmuz ayında, atandığım VVashington Büyükelçiliği'ndeki görevime katılmak için aynldım Ankara'dan... Zorlu ile çalışmak ve bir anı Z oriu, çok çalışan, çok hızlı çalı- şan, maiyetindekilere güven duy- duğu takdirde onlara yetki ve sorumluluk taşıyan, uçsuz bucaksız 'medeni cesaret' sahibi bir amirdi. Beni bazen şaşırtan davranışların- dan birini, yıllaraşındırdığı için şirndi an- latmak istıyorum: Ankara'da, o tarihlerde iki tane ABD Büyükelçisi vardı. Biri, bilinen işlerle görevli Büyükelçi M.G., diğeri ekono- mik yardım işleri ile görevli olan R.D... Bir gün, RD'nin yardımcısı şubeye telefon etti ve patronu için Zorlu'dan ran- devu istedi. Ertesi gün ikisi geldi. Zor- lu'nun odasında 4 kişi idik. Konu şu idi: Sanyar Barajı'nın inşa- sı için Dünya Bankası'ndan (yazının başka bir yerinde anlatacağım büyük müşkülat sonucu) 26 milyon dolar kre- di aîmıştık. Baraj inşaatı için, kanunla- nmızın öngördüğü kurala uyularak ka- palı zarf usulü ile ihale açıldı. Bir Türk, bir Alman ve bir Amerikan firması gir- di bu ihaleye... Teklifler Bayındırlık Ba- kanlığı'nca incelendi. Alman firması- nın teklifi en uygunu bulundu. Türk fir- ması biraz daha pahalı, Amerikan fir- masının teklifi çok yüksekti. İhale, Al- man finmasına verildi tabii... Şimdi Zorlu'nun odasındayız. Mr. D., sözü aldı ve Amerikan firmasının tek- lifi yaparken, gönderdiği belgede 'mad- di hata' yapmış olduğunu, bu yüzden ihaleyi kaybettiğini söyledi ve Dünya Bankası'ndan kredi alınırken bizim le- himize yaptıklan etkiyi de ima ederek ihalenin yeniden yapılmasını istedi. Zorlu, bu sözlere, belki de diploma- tik teamüle pek uymayan bir tepki gös- terdi. "Bizim kanunlarımızın öngördüğü çerçevede ve usullere uyularak sonuç- lanan bu ihalenin iptali bahis konusu ola- maz" diye başladı söze... Ve de şöyle sürdürdü: "Mr.D., siz buraya, Türki- ye'ye yardım için mi gönderildiniz, yok- sa zengin olmaya mı? Adını ettiğiniz Amerikan firmasının adamlan buraya geldiklerinden beri evinizden dışan çıkmıyorlar. Neler ko- nuştuklannızı da size açıklayamayaca- ğım kaynaklardan öğrendim. Bu ihale işini tekrar ortaya atmamanızı tavsiye ederim..." Bu yanıta cevaben, büyükelçi: "Çok ağır konuştunuz. Bu konuşmanın, şu dört kişi arasında kalmasını istiyorum" dedi vegitti... Bu episod'u, aradan 43 yıl geçtiği için yazıyorum. Beni çok etkileyen bu sahneler, egemen bir devletin gururu- nu ayakta tutan kişilerin davranışina örnek olmuştur. Zorlu'nun reddetme tavrı, belki de lüzumundan fazla sert- ti, ama bu tür kirti işlerin ve bu acayip tavırların, bir defaya mahsus olmak üzere kesin önüne geçmek için böyle davranmış olduğunu sanıyorum. Türkiye'nin, Latin Amerika'daki "muz cumhuriyetleri"nclen biri olmadığını Mr. D.'ye ve benzerlerine anlatmak yolu bu idi onun. Yarın. Kristof Kolomb'un izinde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle