Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sabibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç 9
Genel Yayın Koordınatöru Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlerı Mudürlerı
Ibrahim Vıldız (Sorumlu), Dinç Tayaııç
# Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara
9 Gorsel Yönetmen: Fikret Eser
Diş Habcrler ErgunBalcıC Istihbarat Ceneiz
Yıldırım • Ekonomı Bülent Kızanıık
9 Kültür Handan Senköken 9 Spor:
Abdûlkadir Yücelman 9 Makaleler Sami
Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı
9 Fotofraf Erdoğan Köseoğlu 9Bılgı-Belge.
Yayın Kurulıı İfcan Se»q*(Başkan).
Orhan Erinç, OkUy Kurtböke,
Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner,
Ergun Baio, Dinç Tayanç. İbnfaim
Yıldız, Orhan Bursalı. Mııstafı
Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmel Faraç Balba), Hakan Kara.
Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay 9 Haber Müdürti
Doğso Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat.4, Bakanlıklar-
Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • Izmır
Temsılcısı. Serdar Kıak, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel.
44!I220.Faks:4419I17«AdanaTemslcısı Çedn\Tgenoglu,
lnönüCd.U9S No.l Katl,Tel: 3522550. Fakb 35225'1
O
MüesseseMüdüni.ErolErkut9 MEDYA C: • Yonetım MEDYA G : •
Kooıdjnatör Ahaet Konılsan 9 Kurulu Başkanı-Genel Yönetım Kurulu
Muhasebe BülentYener9Idare MüdurGölbinErduran Başkanı - Genel
HüseyinGürer9tşletme Önder • K.oordınalor Reha Müdur ÜMin
Çeük 9 Bılgı-lşlem Nail Inal 9 Işılman • Genel Mudıır Akmen • Munıhhas
Bılgısayar Sıstem MürüvetÇiler Yardımcısı MineAkdag uve BoraGönen^
YıyımUtın ve Basan: Venı Gun Haber Ajansı, Basm \e Yayıncıhk A S
Tırtocagı Cad Js> 41 Cagaloğlu J4334 lst PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 ha!) Faki (0 212)513 85
8ŞUBAT1996 lmsak: 5.35 Güneş: 7.02 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.09 Akşam 17.35 Yatsı: 18.56 MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80-513 8460-61. Faks 5118466
7ebra'
çamaşıNar
• Haber Merkezi - New
York"ta düzenlenen moda
gösterisinde "zebra'
iççamaşırlan giyen
mankenler ilgi odağı oldu.
Manken Karen Mulder,
zebra desenli bir gecelik
giyerken, Tyra Banks
kimonosuyla dikkat çekti.
"Victoria'nın gizli bahar
iççamaşırlan" adı verilen
koleksiyonu ızleyenler bu
görüntüler karşısında zevkli
anlar yaşadılar.
Promosyona
tepki
• tstanbul Haber Servisi -
Gazetelerde giderek artan
promosyonun, okuyuculann
maddi ve manevi yönden
istisman olduğu belirtildi.
Kadın Dernekleri
Federasyonu Başkanı Gülten
Daş, Gazeteciler
Cemıyeti'ne gönderdiği
yazıda, promosyon yanşının
gazetelerin saygınlık ve
güvemliriıklerini sarstığını
bildirdi.
Gazetecilerin
şikâyeti
• tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyetı'nden yapılan yazılı
açıklamada, Hürrıyet
gazetesi muhabiri Muammer
Elveren ve gazetenin Atina
Bürosu'ndan Maria Sotropa,
Kalimnos Adası'nda
çalışmalannı engelledigi
gerekçesiyle Yunanıstan'ı
Uluslararası Gazeteciler
Federasyonu ve Uluslararası
Basın Enstitüsü'ne şikâyet
etti.
Özdemip'e
madalya
• ANKARA (AA)-Türk
asıllı Alman millervekili
Cem Özdemir. Almanya'da
faaliyet gösteren Heuss
Vakfi tarafından 'Theodor
Heuss Madalyası' ile
ödüllendırildi. Almanya'nın
Ankara Büyükelçiliği'nin
açıklamasına göre, vakfın
başkanı Hıldegard Hamm-
Brücher. Ittifak 90/Yeşiller
milletvekili Özdemir'in
şahsında, ikınci kuşak
Türklerin ödüllendirildiğini
ve Almanya'da yaşamalannın
cesaretlendirildiğini ifade
ettı.
Solun iktJdarını
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Işadamı Emin
Hattat, Büyük Ankara
Oteli'ndeMHP Genel
Başkanı Alparslan Türkeş
onuruna bir iftar yemeği
verdi. Hattat, sol partilerin
oluşturacağı bir hükümetin
kurulmaması içm MHP
lideri Alparslan Türkeş'ten
destek istedi. Türkeş de DSP
ve CHP'nin kuracağı azınlık
hükümetine karsı çıktı.
ABDr askeri
heyet gönderdi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dayton Anlaşması
kapsamında Bosna-Hersek'e
yapılacak askeri yardım
konusunda bir ABD heyeti
Ankara da temaslarda
bulunuyor. Heyet, dün
Dışişlen Bakanlıgı Müsteşan
Büyükelçi Onur Oymen'e
nezaket ziyaretinde bulundu.
Dışişlen Bakanlıgı Sözcüsü
Büyükelçi Ömer Akbel, dün
düzenlediği basın
toplantısında, heyete
başkanlık eden ABD
Büyükelçisi Marc
Grossman'ın. müsteşar
Öymen'e heyetle ilgili bilgi
verdiğıni bildirdi.
Türkiye'de geçen yıl yaklaşık 20 trilyon liralık vitamin satıldı
Vitamiıri çılgınca tüketiyoruz• Prof. Alattin
Akçasu, "Aslında
ülkemiz güneşli ve
sebzesi, meyvesi bol
bir ülke olduğu için
fazla vitamine
gereksinimimiz
olmamah. Ancak moda
diye herkes vitamin
atıştınyor" diyor.
GÜNDÜZtMŞtR
Ülkemizde her geçen yıl
ilaç tüketımi artarken vitamin
içeren ilaçlann tüketiminde
anormal artışlaryaşanmaya
başladı. ABD ve Avrupa'da
görülen çılgınlığı aratmaya-
cak vitamin tüketimi sonu-
cu, geçen yıl ülkemizde sa-
tılan 45 milyon kutu vitami-
ne 9 tnlyon 280 milyar lira
ödendi. Uzmanlar, yasal sa-
tışları dışında tezgâhlar-
da'lebtebi' gibi satılan vita-
mınlerle birlikte bu rakamın
ikı katına ulaştıgını ileri sür-
düler. Prof. Dr Alattin Ak-
çasu, "Ülkemizde saJgın bo-
yutlara ulaşan bu tüketimin
temeiinde, modaya uyum ya-
üyor"dedi.
Bilinçsiz ilaç tüketimin-
de dünyanın sayılı ülkeleri
arasmda yeralan Türkiye'de
antibiyotik, ağn kesici, grip
ve romatızmal ilaçlardan son-
ra vitamin satışlannda da
patlama yaşanmaya başladı.
1980'li yıllarda kişi başına
vitamin tüketimi 1.5 dolar-
ken 1995 yilında bu rakam 2.5
dolara yükseldi. Ülkemizde
en çok satılan 147 ilacın top-
lam satış adedi ise 614 mil-
yon kutu olarak belirlendi.
Bu ilaçlann arasımla bulunan
14 adet vitaminin toplam sa-
Antibryotik, ağn kesici grip ve mmatizmal ilaclardan sonra
vitamin saüşJannda da patlama yaşanıyor.
Kimler kullanmalı?
Sigara içene günde
500 mg C vitamini
Yoğun bir iş temposu içindeyseniz ve stres
altındaysanjz: Enerjınizin ve sınırsel
fonksiyonlannızın devamı için B ve C vitaminleri,
kalsiyum, magnezyum ve bakır minerallerine
gereksiniminiz var.
Sigara içiyorsanız: Tek bir sigara, kanınızdan 25 mg
C vitamini tüketir. Örneğin günde bir pakct sigara
içiyorsanız, C vitamini ihtiyacını karşılamak için her
gün ya 12 portakal yemelisiniz ya da 500 mg C
vitamini kullanmalısınız.
Alkol alıyorsanız: Alkol, bazı vitaminlenn emilimini
ve kullanımını engeller. Alkollü içki içiyorsanız,
saglığınız için Bl, B6, C vitaminleri, folik asit,
magnezyum ve çinko almalısınız.
Ferhiz yapıyor ya da düzensiz besieniyorsanız: A, B,
E, C vitaminleri ve mineraller kullanmalısınız.
Hamüeyseniz: A, C, E, B6, B12 vitaminleri ile demir
ve kalsiyum gerekiyor.
Doğum kontrol hapı kullanıyorsaıuz: Folik asit ve B6
vitamini almanız gerekiyor.
Menopoz dönemindeyseniz: Kalsiyum iie mutlaka D
vitamini almalısınız.
Büyüme ve getişme çağuıdaysanız: B ve C vitaminleri
ile bazı minerallere gereksiniminiz olacak.
60 yaşın üzerindeyseniz: E, C, B vitaminleri ile demir
ve kalsiyum kullanmalısınız.
Spor yapryorsanız: C, E ve B vitaminleri almalısınız.
tışı da 22 milyon kutuya yük-
seldi. Vitamin satışında en
büyük artış ise B vitamini
ağırlıklı ilaçlarda görülme-
ye başlandı. Vitamin içeren
ilaçlar halen Türkıye'de en
çok satan ilaçlar arasındabe-
şinci sırada yer alıyor. Bir
başka deyişle 100 trilyonluk
ilaç pazannda vitaminlerin
satış payı yüzde 6.7 olarak
hesaplanıyor. Ancak vita-
minlerin esas pazan olarak
gösterilen karaborsatezgâh-
lannda vitamin sahşlanndan
elde edilen gelirin en az ya-
sal rakamlar kadar olduğu
belirtiliyor.
Yapılan araştırmalar, vi-
taminlere daha çok prema-
türe bebekler, beslenme zor-
luğu bulunan çocuklar ve
yaşlılar, gebelik veemzirme
dönemindeki kadınlar ile
meslek ya da sportif etkin-
likler nedeniyle yapılan aşı-
n kas çalışması dummunda
gereksinim duyulduğunu or-
taya koyuyor. Aynca ağır ve
uzun süren hastalıklar, ağır
doku yıkımı gibi metaboliz-
manın hızlandıği durumlar
ile alkolikler ve dengesiz ya-
pılan diyetlerde de vitamin
kullanılması uygun görülü-
yor. Türk Eczacılan Birliği
Başkanı Mehmet Domaç'a
göre vitamin tüketiminde gö-
rülen patlamanın asıl nede-
ni, bilinçsizlik. Aynca va-
tandaşın ve hekimin vitami-
ni tonik olarak görmesi de sa-
tışı arttıran nedenlerarasın-
da başı çekiyor. Mehmet Do-
maç, diğer nedenleri ise şöy-
le sıralıyor
"Belli bir hastauk grubu-
nagrmeyenmanörotiküp-
te şikâyetfcrin vitamin eksik-
liğine bağianmasL, ilaç ver-
mişounakiçin vitamin veril-
mesi, C \itamininin nezle ve
gribe etkin olduğu savı, saO-
şı arttıran önemli faktöıier.
Aynca sinir sisteminin meta-
boliznıasuıda önemli fizyo-
lojik etkiler olan Thiamin ile
B vitaminlerinin ağrıva ve
diğer bazı nörolojik belirti-
lereiyigekugi şeklindeki yan-
hş iddialar da tüketimi art-
ünyor. Vltamin eksikliğine
bağlı olma>an hastalıklarda
yüksek dozda \itamin u ygu-
lanmasu antibiyotik yanın-
da vitamin alınması, veril-
mesiveyazılması gibi neden-
lerdevitaminlerin akıkıkul-
lanınunı engelliyor."
Yan etkfleri
Son derece masum olarak
tanıtılan vitaminlerin fazla
yükleme yapıldığında tok-
sik etkileri olduğunu vurgu-
layan Cerrahpaşa Tıp Falcül-
tesi Farmakoloji Anabilim
Dalı emekli öğretim üyesi
Akçasu'ya göre vitamin tü-
ketimindeki artışm asıl ne-
deni, ABD ve Avrupa ülke-
lerine özenıp bu modaya uy-
ma.
Prof. Akçasu, D ve A vi-
taminlerinin fazla yüklen-
mesinin toksik etkiler mey-
dana getirdiğini belirterek
şunlan söylüyor:
"Aslında ülkemiz güneşli
vesebzesi, meyvesi bol bir ül-
ke olduğu için fazla vitami-
ne gereksinimimiz olmama-
h. Ancak moda diye herkes
vitamin ahştınyor. Oysa in-
sanunız hangi gıdada hangi
vitamin olduğunu bilse lü-
zumsuz yere vitamin tüket-
mekten vazgeçecek."
Eşini aldatan kadınlann yansı evliliğini bitiriyor
Aldatmak, erkeğin tekelinde değil
• Erkekler
sadakatsizliklerine
neden olarak, heyecan
ve değişiklik yaşama,
stresten kurtulma,
güzel bir kadınla
beraber olma gibi
eşlerinden bağımsız
gerekçeler sıralıyorlar.
Kadınlar ise sevgisiz
kalmayı neden
gösteriyorlar.
Çeviri Servisi - Evrim bi-
yologlannın son savlan, ka-
dıru da erkeği de korkutuyor.
Bu çevrelere göre insanoğ-
lu aşk için yaratılmış ve top-
lumlar tarihinin de onayla-
dığı üzere tekeşli bir yaşam
içinde kurgulamış düzeni-
ni. Ancak yapılan inceleme-
ler sonunda aslında insanın
tekeşli yaşama çok da uygun
olmadığı ortaya konmuş du-
rumda. Toplumsal zonınlu-
iukJar ve öğretiler sonucun-
da evlilik ıçi aşk kavramına
bağlanmış olan kadın ve er-
kek, çokeşli bir yaşam süre-
cinde de bir hayli mutlu ola-
bilecek yapıya sahip.
Yapılan araştırmalar so-
nucunda kadının da en az
erkek kadar özgür bir cınsel-
liği olduğunu, ancak kadın-
lann bunu gizlemek için ola-
ganüstü bir çaba gösterdik-
leri belirleniyor. Kadının an-
ne olarak rolü ve toplumla-
nn ona yüklediği namus kav-
ramı da bu gizlilikte ya da
isteklerini bastırmasında
önemli bir etken oluşturu-
yor. Sadakatsizlığin insan-
da genetik bir rrüras olup ol-
madığı tartışmalannın sür-
düğü günümüzde. insanın
Araştırmalar kadınlann da neredeyseerkekler kadar sadakatsiz olduğunu ortaya çıkardı.
her davranışında biyolojik
bir çıkış noktasının bulundu-
ğu kabul ediliyor. Ancak bi-
reysel yaşam tercihlerinin
biyolojik olarak belirlenme-
diği de bir gerçek. Bu tercih-
ler, öğretiler, deneyimler,
çevre/toplum ve kişilik özel-
likleri doğrultusunda geli-
şiyor. Genler davranışın tü-
rüne göre az yada çok önem-
li bir rol oynuyor.
Elbette cinsellik insanhğın
sürdürülmesi anlamında ba-
kılırsa tamamen doganın süs-
leyip bezediği bir işlev ve
yaşamın temel fonksiyonu.
Sadakatsizlik ise bu anlam-
Çevre konusunda
46 ülkenin raporu
YAŞARÖZTÜRK
SİLtFKE - Avrupa Çev-
re Ajansı, A\nıpa Komisyo-
nu tarafından 1986 yılında
hazırlanan rapordan sonra-
ki en kapsamlı çevre rapo-
runu yayımladı. Raporda,
kutuptan Akdeniz'e, Por-
tekiz'den Urallar'a dek uza-
nan alanın çevresel duru-
mu gözler önüne serildi.
Aralannda Türkiye 'nin
de bulunduğu 46 ülkenin
150 geniş ölçekli haritası-
nın yanı sıra 600 figür, 200
aynntılı durum çalışması
ve yüzlerce fotoğrafın yer
aldığı raporda, Avrupa ül-
kelerinin yüz yüze olduğu
belirlenen 12 en önemli çev-
re sorunu inceleniyor. Çev-
re raporunda hava, su, de-
niz, doğa, yabanıl yaşam.
kırsal alanlar ve insan sağ-
lığı bırbölüm oluştururken
enerji, ulaşım, tanm ve tu-
rizm gibi 8 değişik sektör-
de insan etkinliklerinden
kaynaklanan ve giderek ar-
tan çevresel sorunlar ile bu
sorunlann etmenleri ele alı-
nıyor. UNECE, UNEP,
OECD, Avrupa Konse-
yi,IUCNveWHOverileri-
ne dayanılarak Avrupa Kon-
seyi üyesi ülkelerin çevre
bakanlannın Çek Cumhu-
riyeti'nde Dobris kalesin-
de yaptıklan toplantının bir
sorurnluluğunu yerine getir-
mek amacıyla hazırlanan
raporda, araştırmacılar ve
ilgilenenler için geniş bir
kaynakça sunuluyor.
Çevre raporu ile ilgili ge-
niş bilgi almak isteyenlerin
JOSPCE, 26 Rue Desaix, F-
75727 Paris Codex 15, Fran-
sa adresine ya da 00 33 1
4058 7700 no'lu faksa baş-
vurabilecekleri belirtildi
ELMA P0UTIXAMNl>A SON
da cinselliğin bir alt aynmı,
ancak temelde doğanın ya-
rattıği bir olgu değil. Bura-
da birbirinden aynlması ge-
reken iki ana unsur var. Bı-
rincisi genel davranışlann
genetik etkenler tarafından
yönetilebildiği, ikincisi ise
sadakatsizlikte genetik et-
kilerin çok belirleyici olma-
dıgı. Yani insanoğlunu sa-
dakatsiz yapan özel bir gen
yoktur, ancak onu monogam
yapan özel birbiyolojik olgu
da bulunmamaktadır.
Erkeksi davranış mı?
Bu konuda yapılan geniş
çaplı araştırmalar sonucun-
da sadakatsizliğin öncelık-
le erkeksi bir davranış ola-
rak algılandığı belirlenmiş.
Bu niteleme toplumdan top-
luma değişmiyor. Değişen
nokta, gelişmiş toplumlar-
da iki cinsin de sadakatsiz-
liğinin hoşgörülmemesi ol-
muş. Gelişmemiş ve kapalı
toplumlarda erkeğin eşini
aldatması neredeyse normal
karşılanıyor ve buna karşın
kadının sadakatsizliği kimi
yerde ölümle cezalandınlı-
yor. Gelişmiş toplumlard2
erkek de kadın da kınanmak-
ta, ancak bu olguyu ceza-
landırma istemi iki cins için
de azalmaktadır. Bu toplum-
larda yapılan araştırmalarda
kadınlann aldatma oranı da-
ha yüksek çıkmış, kadınlar
sorulan sorulara daha özgür
yanıtlar verebilmişlerdir.
Deneklerin verdiği yanıt-
lar incelendiğınde iki cinsin
birbirini aldatmasının fark-
lı yönieri de ortaya çıkmış-
tır. Erkekler sadakatsizlik-
lerine neden olarak, heye-
can ve değişiklik yaşama,
stresten kurtulma, güzel bir
kadınla beraber olma gibi eş-
lerinden bağımsız gerekçeler
sıralarken, kadınlar, eşlerin-
den kaynaklanan bir takım
eksiklikleri neden olarak öne
sürmüş, sevgisiz kalmayı bu
gerekçeler arasındaen üst sı-
raya oturtmuşlardır.
Eviilikle ilgisi yok
Evliliğini iyi olarak nite-
leyen erkekler arasmda yüz-
de 8 gibi bir oran eşini aldat-
tığını itiraf ediyor, ancak bu
davranışının evliliği ile iliş-
kisi olmadığını savunuyor.
Buna karşın evliliğini iyi bu-
lan ve buna rağmen eşini al-
datan kadın sayısı binde 2.
Eşini aldatnktan sonra ev-
liliğini bitiren kadın sayısı
yüzde 50 gibi yüksek bir
oranda seyretmektedir. Aynı
nedenlerle boşanmayı düşü-
nen erkek oranı ise sadece
yüzde 4 civanndadır. Ancak
isimlerin gizli tutulduğu hat-
ta araştırmacılara bile veril-
mediği bu incelemenin sonu-
cunda kadınlann da neredey-
se erkekler kadar sadakatsiz
olduğu ortaya çıkmıştır.
İsveç'te taciz
60 polisi
açığa aldırdı
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM-Stock-
holm polisinin köpeklı dev -
nye biölümünde çalışan 60
polisin, haklanndaki taciz ve
tehdit suçlamasından ötü-
rü 8 şubattan itibaren açığa
alınmasına karar verildi.
Adı açıklanamayan bir ka-
dın polis, bazı erkek mes-
lektaşlannm onu yıldırmak
ve görevinden ayrılmaya
zorlamak için yıllardır kor-
kunç şeyleryapüklanru, kö-
peğıni bile zıvanadan çıkar-
dıklannı söyledi.
Erkek polisierin yaptıkla-
n eylemlerden bazılan şun-
lar: Kadın polisin eldiven-
lenne cam kırığı doldur-
mak, onun adına postayla
alışveriş yapılan şirketlerden
pronografık kasetler, araç-
gereçler ısmarlama, otomo-
bilinin camına çirkin sözler
yazmak, yine otomobilin
üzerini zehirlı bir kimyasal
maddeyle yağlamak ve an-
tenini İurmak. Söz konusu
polisierin, kadın meslektaş-
İannın görev aracında sa-
hıbini bekleyen köpeği de
kızdırdıklan ve hayvanın
otomobilin ıçindeki yumu-
şak her şeyi parçalamasına
neden olduklan açıklandı.
Salı günü Stockholm poli-
sinin basın şefi Claes Cas-
sd, köpekli devriye polis-
lerinin tümünün perşembe-
den itibaren açığa alındığı-
nı söyledi. Gerçek suçlula-
nn bulunmasına dek her-
kesin suçlu kabul edıldiğı-
ni belirten Cassel, yüzde
yüz suçsuz olanlara teker
teker görevlerinin iade edi-
leceğini de bildirdi.
Suçlulara yer yok
Öte yandan, araştırmayı
açması için savcılığa başvu-
ran başkomiser Curt Nils-
son da şöyle konuştu: "Bn
tür ağır suçlan işleyen hk;
kimse, halkın güvenini ko-
ruma sorumluluğu olan po-
lis mesleğinde kalamaz; bu
meslekte hiçbir suçluya yer
yoktur. Eğersuçu kamtlanan
bulamazsak, gerçek suçlu-
lar ortaya kendiliklerinden
çıkana dek 60 polise görev
izni verilmeyecektir. Halkın
köpekli devriye bölümüne
olan gineni korumak zo-
rundayız. Hk; kuşkusuz, ba-
zı yasadışı kişiler bizlerin
ortalıktan çekilmesinden
faydalanmak isteyecekler-
dir, ama içimizde adi suçlu
olduğu zannıyla yaşayama-
yacağunız da bir gerçek."
Soruşturmayı yürüten
sav cı Stefiuı Lind, kadın po-
lisin ılk kez geçen sonbahar-
da şikâyet etme cesaretini
gösterdiğini ve suçlann, cin-
sel taciz, hırpalama ve za-
rar verme olarak sınıflandı-
nlabileceğinı söyledi. Lind
sözlenni şöyle sürdurdü:
"Geçen hafta bazı polis-
k'ri çağirarak bu konuda so-
rular sorduk. Verilen yanıt-
br bizi tatmin etmedL Bu ka-
dının uzun süredir karşılas-
bğı davTaıuşlan akıl haval al-
maz."
SEYAHATNAME YAVUZGÖR
1950-1952
Jk 950 yılının ilk günü, o zamanki
I tanımı ile Meidum Dairesi'nde
I başladım göreve... Bu sözcük,
parapsişik işJer yapan, gaipten haber
veren, ruhlarla konuşan kişileri
çağrıştırabilir, amma bizimki adı ve
sanı ile "Milletlerarası Ekonomik Işler
Dairesi Umum Müdüriüğü" idi. Üç
şubesi vardı: 1. Şube Marshall Planı,
Avrupa Ekonomik Işbirliğı Örgütü,
IMF ve Dünya Bankası
vb. 2. Şube, GATT
(Gümrük Tarifeleri
Anlaşması) işlerine
bakıyordu.
3. Şube Dünya Tanm
örgütü (FAO) ile görevli
idi... Benim ilk şube
müdürüm, diplomat-
yazar Sayın Semih
Günver idi. Ikinci Şube
Müdürü de Hasan Esat
Işık... Umum Müdür
Muavini, Mahmut
Dikerdem... Umum
müdürümüz, 1956'da
VVashington Büyükelçisi olan Ali
Haydar Görk.
Bakanlığın ekonomik işlerinin
başında da Fatin Rüştü Zoriu...
Ankara'da, kibarca Itfaiye Meydanı,
yerli adı ile 'Hergele Meydanı' diye
anılan yerde, Sergi Evi'nin
karşısındaki eski binanın ilk katında
bir odada idi bızim Meidum Dairesi.
Eski 'Adler' marka daktilolar, 1930'lu
yıllardan kalma telefonlar, eskimiş
mobilyalar vardı, amma bu sadece
dekor kısmı işin... Bu dairede, acemi
memur olan ben dışında herkes,
'işinin ehli' idi. Hiç konuşulmadan
anlaşılıyordu havada dolaşan
arkadaşhk ve saygı ortamı. Çoğu
rahmetli olmuş bu amirlerimin, yeni
göreve başlamış, elini ve ayağını
nereye koymakta ikircilikler içinde
bulunan genç bir meslektaşlanna
gösterdikleri sevecen anlayış ve
yardım, beni, rastlantılar sonucu
başladığım bu mesleğe ısındırmaya
başlamıştı.
1950 yılının ekim ayında yedeksubay
okuluna gittim. 1951 Ekim ayında
terhis oldum. 1952 yılının
temmuz ayında, atandığım
VVashington Büyükelçiliği'ndeki
görevime katılmak için aynldım
Ankara'dan...
Zorlu ile çalışmak ve bir anı
Z
oriu, çok çalışan, çok hızlı çalı-
şan, maiyetindekilere güven duy-
duğu takdirde onlara yetki ve
sorumluluk taşıyan, uçsuz bucaksız
'medeni cesaret' sahibi bir amirdi.
Beni bazen şaşırtan davranışların-
dan birini, yıllaraşındırdığı için şirndi an-
latmak istıyorum:
Ankara'da, o tarihlerde iki tane ABD
Büyükelçisi vardı. Biri, bilinen işlerle
görevli Büyükelçi M.G., diğeri ekono-
mik yardım işleri ile görevli olan R.D...
Bir gün, RD'nin yardımcısı şubeye
telefon etti ve patronu için Zorlu'dan ran-
devu istedi. Ertesi gün ikisi geldi. Zor-
lu'nun odasında 4 kişi idik.
Konu şu idi: Sanyar Barajı'nın inşa-
sı için Dünya Bankası'ndan (yazının
başka bir yerinde anlatacağım büyük
müşkülat sonucu) 26 milyon dolar kre-
di aîmıştık. Baraj inşaatı için, kanunla-
nmızın öngördüğü kurala uyularak ka-
palı zarf usulü ile ihale açıldı. Bir Türk,
bir Alman ve bir Amerikan firması gir-
di bu ihaleye... Teklifler Bayındırlık Ba-
kanlığı'nca incelendi. Alman firması-
nın teklifi en uygunu bulundu. Türk fir-
ması biraz daha pahalı, Amerikan fir-
masının teklifi çok yüksekti. İhale, Al-
man finmasına verildi tabii...
Şimdi Zorlu'nun odasındayız. Mr. D.,
sözü aldı ve Amerikan firmasının tek-
lifi yaparken, gönderdiği belgede 'mad-
di hata' yapmış olduğunu, bu yüzden
ihaleyi kaybettiğini söyledi ve Dünya
Bankası'ndan kredi alınırken bizim le-
himize yaptıklan etkiyi de ima ederek
ihalenin yeniden yapılmasını istedi.
Zorlu, bu sözlere, belki de diploma-
tik teamüle pek uymayan bir tepki gös-
terdi.
"Bizim kanunlarımızın öngördüğü
çerçevede ve usullere uyularak sonuç-
lanan bu ihalenin iptali bahis konusu ola-
maz" diye başladı söze... Ve de şöyle
sürdürdü: "Mr.D., siz buraya, Türki-
ye'ye yardım için mi gönderildiniz, yok-
sa zengin olmaya mı?
Adını ettiğiniz Amerikan firmasının
adamlan buraya geldiklerinden beri
evinizden dışan çıkmıyorlar. Neler ko-
nuştuklannızı da size açıklayamayaca-
ğım kaynaklardan öğrendim. Bu ihale
işini tekrar ortaya atmamanızı tavsiye
ederim..."
Bu yanıta cevaben, büyükelçi: "Çok
ağır konuştunuz. Bu konuşmanın, şu
dört kişi arasında kalmasını istiyorum"
dedi vegitti...
Bu episod'u, aradan 43 yıl geçtiği
için yazıyorum. Beni çok etkileyen bu
sahneler, egemen bir devletin gururu-
nu ayakta tutan kişilerin davranışina
örnek olmuştur. Zorlu'nun reddetme
tavrı, belki de lüzumundan fazla sert-
ti, ama bu tür kirti işlerin ve bu acayip
tavırların, bir defaya mahsus olmak
üzere kesin önüne geçmek için böyle
davranmış olduğunu sanıyorum.
Türkiye'nin, Latin Amerika'daki "muz
cumhuriyetleri"nclen biri olmadığını Mr.
D.'ye ve benzerlerine anlatmak yolu
bu idi onun.
Yarın. Kristof Kolomb'un
izinde