Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE
12 HABERLER
Bakatılığın umudu emekli öğretmendeANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -1995-1996 eğitim-
öğrerim yilının ilk yansında 24
bin öğretmenin emekli
olduğunu belirten Milli Eğitim
bakanlığı yetkilileri, bu sayının
yıl sonuna kadar 35 bine
ulaşacağını öngördüler.
Bakanhk yetkilileri. okullarda
meydana gelen boşluğun ilk
etapta vekil öğretmenlik yolu ile
çözüJmesinin planlandığını, bu
çerçevede 5.500 vekil
öğretmenin görevlendirildiğini
bildirdiler.
Açığa çözüm
Milli Eğitim Bakanlığı,
emeklilik dolayısıyla okullarda
meydana gelen öğretmen
açığını kapatmak için çeşitli
• Milli Eğitim Bakanlığı, binlerce öğretmenin emekliye aynlması dolayısıyla okullarda meydana gelen
öğretmen açığını, "emeklileri yeniden göreve alma, vekil öğretmenlik ve sözleşmeli görevlendirme"
yöntemleri ile çözmeyi hedefliyor.
yöntemlere başvurmayı
planlıyor. Bu yöntemler şöyle
sıralanıyor:
Vekil öğretmenlik: Bakanlığın
yıl içinde yeni öğretmen
ataması yapamaması nedeniyle,
özellikle sınıf öğretmenliği için
üniversite mezunu gençler
arasından vekil öğretmenler
görevlendirilecek.
Emeklilere geri dönüş hakkı:
Emekli olan öğretmenlere
aynldıklan okula geri dönme
hakkı tanınacak. Bu yöntemle
öğretmen, emeklilik
ikramiyesini alarak
değerlendirecek, ancak göreve
döndüğü için emeklilik maaşı
yerine yeniden eski maaşını
alacak.
Öğretmene yeni haklar
geiiyor: Milli Eğitim Bakanlığı,
öğretmenlerin görevden
aynlmalannı önlemek amacıyla
uzun vadeli olarak da bazı yasal
dûzenlemeler yapıyor. Bu
düzenlemelerin başında
öğretmenlerin maaşlanna ilave
olarak aldıklan ek ders
ücretlerinde önemli miktarda
artış ve fiili hizmet zammı
uygulaması geliyor. Yeni
düzenlemeleri içeren yasa
teklifleri,TBMM'de
görüşülmeyi bekliyor.
Sözleşme l sulü: Bakanlık
tarafından hazırlanan Milli
Eğitim Bakanlığı Personel
Yasası ile eğitim sistemine
sözleşme uygulamasımn
yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu
yolia, okullar, ihtiyaç
duyduklan branşlarda, gerekli
koşullan taşıyan öğretmenlerle
sözleşme imzalayarak
görevlendirme yapabilecek.
Yeni öğretmen alımları:
Öğretmen açığına köklü çözüm
ise yeni öğretmen alımlannda
aranıyor. Bu yıl temmuz ayında
35 bin öğretmen alınarak,
öğretmen açığının önemli
ölçüde kapatılması planlanıyor.
Öte yandan, Türkiye'nin
öğretmen ihtiyacı konusunda
bir araştırma yapan
Milli Eğitim Bakanlığı, 2000
yıhna kadar, emekliye
aynlacaklar dışında 67 bin yeni
öğretmene daha gereksinim
duyulduğunu belirledi.
Bakanın şikâyeti
Bakanlığın bu konuda
hazırladiğı raporu YÖK'e
sunacağı ve üniversiteye
öğrenci alımı sırasında bu
rakamlann dikkate alınmasını
isteyeceği öğrenildi.
Milli Eğitim Bakanı Turhan
Tayan. öğretmen açığının
kadrosuzluktan değil,
üniversitelerin yeterli öğretmen
adayı yetiştirememesinden
kaynaklandığını söyledi.
Öğretmenlerin ekonomik
gerekçelerle emekliye aynlıp
ikramiyelerini değerlendirmek
istediğini belirten Tayan, "Bu
durumdaki öğretmenlerimize
yeniden göreve dönme imkanı
tanıyabüiyoruz" dedi.
TBMM'ye verdikleri tekliflerin
yasallaşması durumunda
öğretmenliğin son derece cazı'p
bir meslek haline geleceğini
belirten Tayan, bu
düzenlemelerle öğretmenlerin
toplumda hak ettikleri yere
geleceklerini kaydetti.
Öğretmen de veli de zordatZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Öğretmenlerin toplu emekliliği birçok
okulda eğitimin aksamasına ve derslerin
boş geçmesine neden olurken Eğitim-
Sen 1 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri
Remzi Yılmaz, gelinen noktadan, eğitimi
sorunlar yumağına çeviren yetkililerin
sorumlu olduğunu söyledi.
lzmir'de de birçok ilk ve orta dereceli
okulda öğretmen sıkıntısı yaşanıyor.
llkokul son sınıf öğrencilerinin
öğretmensiz kalması. velilerde büyük bir
telaş yaratırken derslerin uzun süre boş
geçmesi durumunda Anadolu lisesi ve
özel okul sınavlanna girecek
öğrencilerin büyük çoğunluğunun
başansız olacağı belirtiliyor. Veliler,
öğretmenlerin zor durumlannı
görmezden gelen yetkilileri eleştirirken
alınacak hiçbir önlemin çocuklann
kayıplannı önleyemeyecegjni söylediler.
Eğitim-Sen 1 No'lu Şube Örgütlenme
Sekreteri Remzi Yılmaz, emeklilik
yaşının yükseltilmesiyle ilgili
yaklaşımlann öğretmenlerin toplu
emekliliğinde büyük etki yaptığını
belirterek "İnsanlarzor dayanryordu.
Oğretmenleri çaresiz bırakanlar,
öğrencileri de veiiJeri de çaresizliğe
sürükJedik'r" dedi. Az maaşla çalışan
öğretmenlerin geleceklerinden de
ümitsiz olduğunu belirten Yılmaz,
şunlan söyledi:
"Enflasyonist ortamda para. her gün
küçülüyor. Alacakları toplu paralann
daha da küçülmesinden ürken
öğretmenıer aynldılar. Varüan noktanın
sonımlulan elbetteki vetkililerdir. Eğer
öğretmenlerimize geteceklerine yönelik
güvence verefoilselerdi bu durum
yaşanmazdı. Emekli olan bazı
ögretmenlerimiz para almadan
öğrencilerini yetiştirmeyi sürdürüyor.
Yerleri doluncaya kadar ders verecekler.
Ancak bu, sorunu çözmez. Öğretmen
açığına neden olan yetkilüer şûndi soruna
çözüm bulınalıdırlar, hem de zaman
geçirilmeden."
Emeklilikten başka çare yok
Öğretmenler de başıbozuk bir eğitim
döneminin yaşandığını, sürekli baskıdan
bunaldıklannı, kendilerine emekli
olmaktan başka yol bırakılmadığını
belirterek şu görüşlere yer verdiîer:
"Okul idareleri baskı aJtında. Bu
baskılan bize de yansıtıyorlar. Sürgün,
sürekli başuruzın üstünde. Yaşanan
yönetim boşluğunda, velileıie
öğretmenJer karşı karşıya geiiyor.
Orneğin katkı paylannı öğretmenlere
zorla toplatmaya çalıştılar. Bu bizim
görevimiz değil ki. Ekonomik duruma
gelince zaten aldığımız para ortada.
Emekli olduğumzda da çok büyük fark
oluşmuyor. Bunca baskıyı çekiyoruz ve
olumlu bir şey yapmamıza olanak
sağlanınıvor. Bir de emeklilik yaşımn
yüksettileceği haberleri çıkınca aynlmak
için kuyruğa girildi. Kökten bir eğitim
reformu olmadan bu sıkıntılardan
kurtuluş yok."
Mumcu
için10
bin imza
CHPBeyoglu
llçe Örgütii,
üç yıl önce
bombalı bir
suikast
sonucu
yaşamını
yitiren
gazetemiz
yazarı Uğur
Mumcu'mın
katillerinin
bulunması
için başlattığı
kampanyada
10 binin
üzerinde imza
topladı. CHP
Beyoğlu tlçe
Başkan
Yardımcısı
Ali Gençel,
Uğur Mumcu
cinayetinde
birçok
noktanın
karanlıkta
kaldığım
belirterek
"Karillerin
bulunması
için toplanan
imzalar bu
işin takipçisi
olacağımızın
mesajıdır"
dedi.
(Fotoğraf:
KyBILAY
TÜNTÜL)
Öğrencflerin
provokasyon
şikâyeti
KEREM ILGAZ
Harçlara yapılan zamlann kaldınlması
istemiyle geçen hafta istanbul ve
Ankara'da miting düzenleyen öğrenciler,
eylemin amacına ulaştığını, ancak çıkan
olaylardan üzüntü duyduklarını belirtti.
Eyleme katılanlardan Serap Akın,
eyleme katılımın çok büyük olduğunu,
bunun da kalabalık kitleyi denetleme
zorluğunu gündeme getirdiğini söyledi.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nde (YTÜJ
49 gündür sürdürdükleri açlık grevine
Türkiye'nin ıki büyük şehrinde
yapılacak mitinglerle son vermek
isteyen öğrenciler, eylem sırasında
vitrinlerin ve otomobillerin camlannın
kınlmasıyla medyadan ve kamuoyundan
tepki aldılar.
YTÜ'de açlık grevine katılan ve
toplanan ımzalan TBBM'ye
götürenlerden İstanbul Üniversitesi
Sosyoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisi
Serap Akın, İstanbul ve Ankara'daki
eylemlerde göstericilerin harçlarla ilgili
sloganlann yanı sıra değişik yerlerden
gelmeleri nedeniyle kendi sorunlannı
dile getiren sloganları da attıklannı
kaydetti. Örnek olarak eyleme destek
amacıyla katılan işçilerin, "Sürgünler
kakünbın" şeklinde slogan attıklanna
dikkat çeken Akın, değişik slogan
atanlan susturmak için çaba sarf
ettiklerini, ancak başanlı olamadıklannı
vurguladı. Serap Akın, İstanbul
Taksim'deki eylemden sonra teknjr~~~
istıklal Caddesi'ne dönmelerini de
"Gözatona abnmaktan korktuk" diye
açıkladı. Akın, dönüş sırasında bazı
kişilerin vitrin camlannı kırmalan
konusunda da şunlan söyledi:
"Biz, vitrinierin kınlmasına ve poüslere
taş atılmasına engel olnıaya çalıştık.
Hatta bir arkadaşımızuı başına da taş
isabet etti ve kafasına 10 dikiş anldı.
Olaylan tetevizyon haberlerinde izlerken
orta yaşlı iyi giyimii bir adamın polise taş
atüğinı gördüli Bu insanın, provokatör
olduğunu düşünüyoruz. O gün, bu insan
gibi bazı provokatörier, topluluğun içine
kanşmış olabilir."
Taksim'de polısin camlar kınlmaya
başlayıncaya kadar müdahale etmediğini
belirten Akın, ancak Ankara'da polisin
saldırmak için fırsat kolladığını öne
sürdü. " Bütün bu ola\lar olmasaydı bir
sonraki eylemin önünü açılacakn" diyen
Akın, YOK Başkam'nın herkese kredi
verileceği yolunda çalışmalar
yapıldığını açıklamasının bile eylemin
başanya ulaştığını gösteren işaret
olduğunu belirtti. Medyanın İstanbul ve
Ankara'da gerçekleşen eylemler sonrası
öğrencileri karalama yoluna gittiğini
söyleyen Akın, yapıcı eleştiri
beklediklerini vurguladı. Bundan
sonrada eylemlerinin devam edeceğini
açıklayan Akın, "Banka kuponlanm
yakma. toplu olarak kayıt \aptırma gibi
eylemleıie konuyu gundenide tutmaya
çalışacağız" dedi.
Özgürlüğün ve Dayanışmanın Partisi, Hoşgeldin
ERDOGAiN AYDLN Araştırmacı-yazar
Geçen ay yeni bir sol partinin, Özgürlük ve Da-
yanışma Partisi 'nin coşkulu kuruluşuna tanık olduk.
4-5 şubatta da Parti Meclisi'ni toplayan yeni parti,
solda "yeni bir parti daha" değil, mevcut bölünme-
leri azaltan. sol ile aydınlar ve emekçi örgütleri ara-
sındaki kopukluğu gideren bir sürecin üriinü olarak
doğdu. Hiçbir sosyalist grubun damgasını taşıma-
yan, ama yakın geçmişin sosyalist gelenekleriyle bi-
rikimlerini bir araya getiren, solun ilk kez bu kadar
kuşatıcı, kitlesel odağı olan bir parti bu.
Yeni parti, aralanndakı farklılıklan kısa vadede
gideremeyeceklerini, oysa sonın ve sorumlulukJa-
nmızın bu farklılıklanmızı gıdermeyi bekleyeme-
yecek kadar yaşamsal olduğunun bilinciyle davra-
naniann partisi olarak doğdu.
Yenilenmeyi reddetmeyenlerin partisi
Yeni parti, salt Türk sosyalist hareketinin değil,
genel olarak 150 yıllık tarihsel birikimlerin yenil-
giye uğradığı bir dünya gerçekliğinde, kapsamlı bir
sorgulama ve yenilenme gereğini reddetmekte ayak
diretmeyenlerin partisi olarak kuruldu. Bu anlam-
da yeni parti, bunca soruna gözlerini kapatıp "i-
man tazeleyerek'" ileriye yürünebileceğini sanmak
yanılgısından kurtulanlann partisi olarak doğdu.
Yeni parti, toplumu eşitlik, özgürlük ve dayanış-
ma yönünde dönüştürebilmenin artık bizzat İcendi-
ni dönüştürme eyleminden geçtiğinin bilincine va-
ranlann partisi olarak kuruldu. Eşitlik, özgürîük ve
kardeşliği, burjuva devriminin çerçevesiyle sınırla-
yan yaklaşımlann aksine. bunlan sosyalizmin ye-
niden var edilmesinin "olmazsaolmaz"ını görenle-
rin partisi olarak kuruldu. Daha ötesi "laiklik, de-
mokrasi ve banş" mücadelesini sosyalizme yürü-
menin üstunden atlanamaz öğeleri olarak görenle-
• Özgürlük ve Dayanışma Partisi, kendini oluşruran çoğul yapı, birey ve
dinamikJerin aritmetik toplamı değil, yenilginin dersleri ve toplumsal dinamikler
temelinde kendini yeniden mevzilendirme arayışmın ifadesi olarak kuruldu. Yeni
parti, sosyalist olmayan ama düzen karşısında özgürlükçü ve demokratik tüm
güçlere eşit haklarla açık olanlann partisidir.
rin partisi olarak kuruldu.
Düzenin liberal ve sosyal demokratlan dışında-
ki sol açısından yeni parti, köklü bir saflaşmanın ifa-
desi olarak doğdu. Dergi veya parti çevresi biçimin-
de kendini vareden tüm parçalan dahil, yenilenme
karşıtlığı paydasmda toplanan sol gruplarla 150 yıl-
lık bırikirnlerin çöküntüsü sonrasında artık köklü bir
sorgulamayla kendini yenilemek zorunda olduğu-
nun bilincinde olanlar şeklinde belirginleşen iki ana
eğilimde saflaşmış olan solun ikinci eğiliminin ör-
gütlenmesi oldu yeni parti.
Düzene karşı birükte saf tutmak
Birinciler, tüm ortak yanlanna rağmen bir araya
gelmeyi olanaksızkılan birkültürü, heraynntıyı ye-
ni bir aynşma nedeni, her aynşmayı "proleter dev-
rimcir>
bir saflaşma olarak kavrayan, mutlak doğru-
lan ve içine sığmayan herkesi dışlayan bir gelene-
ği temsil ediyorlar. Ikinciler ise mutlakçılığı redde-
den, aralanndaki farklılıklann hem kısa vadede gi-
derilemeyeceğini hem de bunlann yaşamı kavrama
ve değiştirmenin dinamikleri olduğunu bilen, ken-
dileriyle düzen arasındaki aynlığın temel olduğu-
nun bilinciyle düzene karşı ortak politik saf rutma-
nın olanaklı ve zorunlu olduğunun bilinciyle dav-
ranan sosyalistler.
Birincilerin sorunlaradoktrinerbakışma karşılık
ikincileri belirleyen şey. düzen karşıtı dinamiklerin
özellik ve yönelimlerini yakalama ve düzene karşı
yönlendirme arayışıdır. Jşte yeni parti, bu ikinci tip
sosyalistlerin partisi olarak doğdu. Birincilerin ve
bunlara daha yakın olmakla birükte ikinciler ara-
sında duran kimi sosyalistlerin, "iman tazele-
mek"babındaki kaygı ve eleştirilerine rağmen yeni
parti. birinci kategorideki sosyalistlerin rakipleri
değil dostlan olduğunun bilinciyle davranma kül-
türünün partisi oldu.
Yaşamı, teoriyle sınırlamamak
Yeni parti, tam da Goethe'nin, "Teori gridir, oy-
sa hayat ağacı yeşUdir" özdeyişinde olduğu gibi, te-
oriyi, yaşamın zengin ve dinamik gerçekliğini ya-
kalamaya yarayan bir araç olarak gören, ama yaşa-
mı teorinin dar sınırlanna hapsetme boş çabasında
olmayanlann partisi olarak doğdu.
Yeni parti, onu oluşturan bir dizi farklı eğilimin
henüz kaynaşmaktan uzak niteliğiyle, politik gün-
deme ilişkin geliştireceği tavırlann pek çoğundaki
muğlaklığıyla, dostlannm kuşkucu veya spekülatif
yaklaşımlanyla, dahası üzerinde yükseldiği politik
coğrafyada her türden sağcılığın ideolojik ve fiili
hegemonyasıyla karşı karşıyadır.
Ancak yeni parti, tüm bunlan dogmatik bir kuş-
kuculukla değil, aşılabilecek sorunlar olduğunun
bilinci ve kararlılığıyla karşılayan birdalganın ürii-
nüdür.
Yeni parti, birbirine kurşun sıkmış gruplann. ta-
rihsel kalıtlannı (miras) sorgulayan ve aşan bir yer-
den, günümüzün somut sorunlan ve emek eksenli
bir yeni dünya yaratma mücadelesi temelinde bir
araya gelmesinin ürünüdür. Farklı noktalardan baş-
layıp zamanla bu farklılıklann gericilik ve sömürü
ilişkılen karşısında ayn durmak ve birbirimize çel-
me takmaya mazeret teşkil edecek sahici farklılık-
larolmadığını görenlerin partisidir. Bu anlamda da
devrimci sağduyu ve grup komplekslerinden ann-
ma noktasında mesafe katetmiş olanlann partisidir.
Sosyalizmi yeniden tanımlamak
Yeni parti. kendini oluşturan çoğul yapı, birey ve
dinamiklerin aritmetik toplamı değil, aksine yenil-
ginin dersleri ve toplumsal dinamikler temelinde
kendini yeniden mevzilendirme arayışının ifadesi
olarak kuruldu.
Yeni parti, geçmiş sosyalizm deneylerinin yete-
rince önaçıcı olmadığını, piyasacı ve bürokratik ol-
mayan biryerden sosyalizmin yeniden tanımlanma-
sı gerektiğini, sınıf indirgemeci, ikameci ve totali-
ter politika tarzlannın sosyalizme ters ve sonuçsuz
olacağını, bu bağlamda araç ile amaç arasında
uyumlu bir örgüt ve politika tarzını savunanlann
partisidir.
Bu bağlamda yeni parti, sosyalizm içi farklılık-
lan çoğulcu bir anlayışla içermeyi, sosyalist bir po-
litika tarzının ifadesi olduğunu düşünenlerin parti-
sidir. Daha önemlisi yeni parti, sosyalist olmayan
ama düzen karşısında özgürlükçü ve demokratik
olan tüm güçlere de eşit haklarla açık oianlann par-
tisidir.
lşte tüm bu özelliklerinden dolayıdır ki yeni par-
ti; daha ilk gününde büyük bir coşku ve kitlesellik-
le sosyalizm hedefine eklemlenebilmeyi, daha ilk
gününden sosyalizmi politikanın gündemine etkin
biröğe olarak sokabilmeyi başarabilenlerin partisi
olmuştur.
Bu başlangıcın kadük kalmaması için tüm de-
mokrasi güçlerine önemli sorumlulukiar düşüyor.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Almanya'da...
Antalya'da "Uğur Mumcu" toplantısına katıldıktan son-
ra, Almanya'ya geçtim. İstanbul-Antalya-Almanya ara-
sında, yazılan hazırlamakta zorlanacağımı düşünerek
1993'te Uğur'un öldürülüşü günlerinde Avustralya'dan
yazdığım üç yazıyı "Uğur Mumcu'ya Yazılar..." başhğı al-
tında, yazıp bırakıp gittim. Almanya'da konuşmalar yapıp
döndükten sonra, Uzunköprü Usesı'ndetoplumbilim öğ-
retmeni olan Murat Biricik'ten zehir zemberek bir mek-
tup aldım. 29 ocak günlü mektubunda şöyle diyor Murat
Biricik:
"Sayın Ekmekçi,
SevgiliMumcu 'nun katledilişinin üçüncüyılt geride ka-
lırken sevenleh, duygu ve düşüncelerini, beklentilerini
açıkladılar. Siz ise üç yıl öncekiyazılannızı yayımlamayı uy-
gun gördünüz. Bu davranışın Uğur Mumcu'ya yapılabi-
lecek en büyük saygısızlık olduğunu hiç düşünmediniz
mi? Hem sevgili Mumcu 'ya hem okura verdiğiniz değer
gün gibi ortaya çıktı.
Siz iyisi mi pehlivan tefrikası gibi domuz saçmalıklan-
na devam edin. Saygılanmla.
Not: Sayın Ekmekçi, ben Cumhuriyet'i sizın yazmaya
başlamanızdan önce okumaya başladım (yaklaşık kırkyıl~
dan beri). Sizin yazılannızı da seviyor ve okuyorum. Eleş-
tihlerimi yersiz, hatta acımasız buluyorsanız köşenizde
yanıtlayın. Kesinlikle kızmam. Kabul ederim."
Sevgili Murat Biricik'e ne yanıt vereyim? Ona göre, ya-
zar, tavuk gibi, her sabah taze yumurta yumurtlayan bıri
mi olmalı? 1993'te yazdıklanm o olayın yakıcılığı arasın-
da, en içten yazılardı. Döndükten sonra, kımı arkadaşla-
nma sordum:
- İyi ki onlan bir daha yayımladın, unutup gitmişiz/di-
yenler crtdu. Belki de hatır için söylemişlerdir, bilemem.
Kuzguna yavrusu "/Wca"görünürmüş. Bendeyazdık-
lanmı beğenirim. Beğenmesem çatlarölürüm belki, nebi-
leyım. Aziz Nesin, bir gün şöyle demişti:
- Ben yazdıklanmı önce kendim beğenmeliyim; önem-
li olan budur.
Birde şu var: Okur, özgürlüklerimi kısıtlamak isterse kü-
serim, yazmam. Okur, "Siz iyisi mi pehlivan tefrikası gibi
domuz saçmalıklanna devam edin" diyor. Buna alındım.
Oysa ben o yazılaıia, bir yasağı yıkmaya çalıştığımı sanı-
yordum. Yasaklar, "fai>u"lar, desteklenmeli mi? Yazara
çok karışılırsa yazarın özgürlükleri savunması havada kal-
mazmı?
Frankfurt'ta, "Uğur Mumcu" toplantısında, dinleyenle-
re sordum:
- Domuz eti yiyenler parmak kaldırsın!
Hemen hemen salonu dolduran kalabaltğın üçte ikisi el
kaldırdı!
- Anneeel demişim. Çok şasırdım. Toplantıdan sonra,
bir okur yanıma geldi:
- Benim yanımda oturan bir arkadaş, domuz eti yedi-
ği halde elini kaldırmadı. "Ekmekçi'nin böyle sormaya
hakkı yok!" diye mınldandı...
Antalya'dan THY uçağı ile önce Düsseldorf'a uçacağız.
Uçakta yanımda, Uğur'un eski arkadaşlanndan, Alman-
ya'da bir dönem Atatürkçü Düşünce Dernegi Başkanı
olan Eriş Ülger var. Istanbul'dan uçağaAli Sirmen de bin-
di. Ali ile ıkımız, Almanya'da örgütlenmış olan "SosyalDe-
mokrat Halk Dernekleri Federasyonu"nun (HDF) çağnlı-
sıyız. Düsseldorf'tan Essen'e, oradan Köln'e, daha son-
ra da Frankfurt'a geçip konuşmalar yapacağız. Sağlığım
da pek iyi değil. Özellikle, yürümekte zorlanıyorum. Ama,
Uğur Mumcu için yapılan bir çağnya "hayır" diyemezdim.
HDF yöneticileri, başkanları Ahmet K/idirli, Uğur'un çok
yakın dostlanndandı. Uğur anlatırdı:
- Ekmekçi, sosyal demokrat yapılı, dürüst çocuklar.
Ben onlan destekliyorum!
Uğur için Almanya'da, Hollanda'da nasıl da büyük et- •
kinlikler düzenlemişler, bir hafta içinde 13 bölgede etkin-
lik, dile kolay. Türkiye'den giden konuşmacılar arasında
Aydın Engin, Alev Coşkun, Atilla Coşkun da var. Biz
oradayken Fakir Baykurt Ulm'deydi. Konuşmalar son-
rasında, okurlaria, nasıl sarmaş dolaş olduk anlatamam.
Bütün yorgunluklanm gitti; saynlığımı unuttum. Essen'de-
yiz, toplantının ilerlemış bir saati, dinleyiciler arasına Dil-
şad Şahin'le eşi Halil Şahin gelıp oturmazlar mı? Halil,
öykücü Osman Şahin'in kardeşi. Dilşad yıllarca ezıyet
çekti bilirim. Bin Alevi, biri Sünni. Mezhepler arasında ba-
rışı da kurmuşlar. Sen kalk, oğul Banş'ı Düsseldorf'ta ev-
de bırak, taa Essen'e, Ekmekçi'yı, Ali Sirmen'ı dinlemeye
gel. Hem ortalık nasıl kar kış, anlatamam! Yirmi kilomet-
relik yolu iki buçuk saatte gelmişler. Çece de döndüler.
Onlara ne diyeceğimi şaşınyorum. Elim böğrümde kalı-
yor Yemek yiyeceğimiz lokantaya çağırdım onlan. Yedik-
lerinin parasını verdiîer, iyi mi? Ozan Yaşar Miraç da eşiy-
le birlikte nerelerden getmışti? Berrin Uyar, Essen'dey-
di, sayn olduğundan gelememişti. Essen Üniversitesi'nde,
halk çocuklannı, bu arada ayrım gözetmeksizın Türk-Kürt
çocuklannı yetiştiren Prof. Mayer de yoktu. Hava koşul-
lan, tüm yaşamı etkilemişti... Mustafa Banş, Frankfurt'a
Stuttgart'tan gelmişti.
Essen'de, Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin Başkanı
Prof. Faruk Ş»en, Ali ile beni, oradaki yerli yabancı basın-
la tanışt/rdı. Türkiye'nin iç politikası üzerıne konuştuk. Re-
fah gelir miydi?
HDF, 28-29 Ekim 1977 yılında Berlin'de kurulmuş. Ba-
tı Avrupa'da 40 bölge orgütünden oluşuyor. HDF; Alman-
ya, Isviçre, isveç, Ingiltere, Hollanda, Belçika, Danimarka
ile Avusturya'daki sosyal demokrat TC vatandaşlannın
çatı örgütü. HDF Başkan Yardımcılanndan Yıldız Akalın,
amaçlannı şöyle anlattı:
"HDF'nin amacı Türkiyeli göçmenlerin sıyasal çıkarta-
nnı iziemek, yaşamını sosyal demokrasi doğrultusunda et-
kilemek, sorunlannın çözümüne katkıda bulunmak, poli-
tik yaşamın laik, çağdaş birhukuk devleti niteliklehne u-
laştıımakiçin uğraş vermek, Türkiye'deki sosyal demok-
ratlarta dayanışma içerisinde olmak. HDF'nin hiçbir siya-
sal partiyle organik bağıyok. HDF, Batı Avrupa 'da şu an-
da tek politik sol örgüt. Obür örgütler, ya din temeline da-
yalı ya da etnik bazda örgütlenmişlerdir. Alman devleti-
nin çıkardığı yerii-yabancı dernekler listesinde sadece
HDF, Türkiyeli göçmenlerin örgütü' olarak gösteriliyor."
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDA.V SAGA:
1/Halkmuzığınde
bağlama çalma
tekniklerinden bi-
ri... Ağızmukoza-
sında oluşan yü-
zeyselyara. 2/Cı-
va ile bir başka
metalin oluştur-
duğu alaşım. 3/
Bir nota... Bir tür
domino oyunu. 47
Tirsi balıgına ve-
rilen bir başka
ad... Kırli. 5/ Bü-
yük sıçan...Çinve
Japonya'da oyna-
nan bir çeşit satranç. 6/ Bir
cıns güvercin... Gezgin der-
viş. 7/ Mihrak... "Fuzulı —
—- -i şeydâdır hemîşe halka
rüsvâdır ' Sorun kim bu ne
sevdâdır bu sevdâdan usan-
mazmı". 8/Meyveşekeri. 9/
Afrika'dabırülke... Birlngi-
liz uzunluk ölçüsü bınmi.
YUKARIDA.N AŞAĞIYA:
1/ Karayollannın kenannda.
yol düzeyinden aşagıda ka-
lan bölüm. II Gerçekleştirilmesi zamana bağlı ıstek... "—
— manaya derler / Suret ile kaş değil" (Kaygusuz Abdal).
3/ Bir nota... Hamur açmakta kullanılan silindir biçıminde
araç. 4/ Futbolda topa kavis verilerek yapılan hafıf vuruş...
Tüm, bütün. 5/Mayasü da denilen bir deri hastalığı... Lityu-
mun simgesi. 6/Tarla sının... Ispanya'da birırmak. 7/Suda
yaşayan tek hücreli bir canlı... Telev izyonda kısa süreli bö-
lümler halınde yaymlanan fılm. 8/ Acı ile bağırma. 9/ Bir
cetvel türü... Anadolu'nun bazı yörelerinde sağdıçın işlevi-
ni paylaşan kişi.