27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 1996 PERŞEMBE 12 HABERLER Bakatılığın umudu emekli öğretmendeANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -1995-1996 eğitim- öğrerim yilının ilk yansında 24 bin öğretmenin emekli olduğunu belirten Milli Eğitim bakanlığı yetkilileri, bu sayının yıl sonuna kadar 35 bine ulaşacağını öngördüler. Bakanhk yetkilileri. okullarda meydana gelen boşluğun ilk etapta vekil öğretmenlik yolu ile çözüJmesinin planlandığını, bu çerçevede 5.500 vekil öğretmenin görevlendirildiğini bildirdiler. Açığa çözüm Milli Eğitim Bakanlığı, emeklilik dolayısıyla okullarda meydana gelen öğretmen açığını kapatmak için çeşitli • Milli Eğitim Bakanlığı, binlerce öğretmenin emekliye aynlması dolayısıyla okullarda meydana gelen öğretmen açığını, "emeklileri yeniden göreve alma, vekil öğretmenlik ve sözleşmeli görevlendirme" yöntemleri ile çözmeyi hedefliyor. yöntemlere başvurmayı planlıyor. Bu yöntemler şöyle sıralanıyor: Vekil öğretmenlik: Bakanlığın yıl içinde yeni öğretmen ataması yapamaması nedeniyle, özellikle sınıf öğretmenliği için üniversite mezunu gençler arasından vekil öğretmenler görevlendirilecek. Emeklilere geri dönüş hakkı: Emekli olan öğretmenlere aynldıklan okula geri dönme hakkı tanınacak. Bu yöntemle öğretmen, emeklilik ikramiyesini alarak değerlendirecek, ancak göreve döndüğü için emeklilik maaşı yerine yeniden eski maaşını alacak. Öğretmene yeni haklar geiiyor: Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin görevden aynlmalannı önlemek amacıyla uzun vadeli olarak da bazı yasal dûzenlemeler yapıyor. Bu düzenlemelerin başında öğretmenlerin maaşlanna ilave olarak aldıklan ek ders ücretlerinde önemli miktarda artış ve fiili hizmet zammı uygulaması geliyor. Yeni düzenlemeleri içeren yasa teklifleri,TBMM'de görüşülmeyi bekliyor. Sözleşme l sulü: Bakanlık tarafından hazırlanan Milli Eğitim Bakanlığı Personel Yasası ile eğitim sistemine sözleşme uygulamasımn yerleştirilmesi hedefleniyor. Bu yolia, okullar, ihtiyaç duyduklan branşlarda, gerekli koşullan taşıyan öğretmenlerle sözleşme imzalayarak görevlendirme yapabilecek. Yeni öğretmen alımları: Öğretmen açığına köklü çözüm ise yeni öğretmen alımlannda aranıyor. Bu yıl temmuz ayında 35 bin öğretmen alınarak, öğretmen açığının önemli ölçüde kapatılması planlanıyor. Öte yandan, Türkiye'nin öğretmen ihtiyacı konusunda bir araştırma yapan Milli Eğitim Bakanlığı, 2000 yıhna kadar, emekliye aynlacaklar dışında 67 bin yeni öğretmene daha gereksinim duyulduğunu belirledi. Bakanın şikâyeti Bakanlığın bu konuda hazırladiğı raporu YÖK'e sunacağı ve üniversiteye öğrenci alımı sırasında bu rakamlann dikkate alınmasını isteyeceği öğrenildi. Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan. öğretmen açığının kadrosuzluktan değil, üniversitelerin yeterli öğretmen adayı yetiştirememesinden kaynaklandığını söyledi. Öğretmenlerin ekonomik gerekçelerle emekliye aynlıp ikramiyelerini değerlendirmek istediğini belirten Tayan, "Bu durumdaki öğretmenlerimize yeniden göreve dönme imkanı tanıyabüiyoruz" dedi. TBMM'ye verdikleri tekliflerin yasallaşması durumunda öğretmenliğin son derece cazı'p bir meslek haline geleceğini belirten Tayan, bu düzenlemelerle öğretmenlerin toplumda hak ettikleri yere geleceklerini kaydetti. Öğretmen de veli de zordatZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Öğretmenlerin toplu emekliliği birçok okulda eğitimin aksamasına ve derslerin boş geçmesine neden olurken Eğitim- Sen 1 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri Remzi Yılmaz, gelinen noktadan, eğitimi sorunlar yumağına çeviren yetkililerin sorumlu olduğunu söyledi. lzmir'de de birçok ilk ve orta dereceli okulda öğretmen sıkıntısı yaşanıyor. llkokul son sınıf öğrencilerinin öğretmensiz kalması. velilerde büyük bir telaş yaratırken derslerin uzun süre boş geçmesi durumunda Anadolu lisesi ve özel okul sınavlanna girecek öğrencilerin büyük çoğunluğunun başansız olacağı belirtiliyor. Veliler, öğretmenlerin zor durumlannı görmezden gelen yetkilileri eleştirirken alınacak hiçbir önlemin çocuklann kayıplannı önleyemeyecegjni söylediler. Eğitim-Sen 1 No'lu Şube Örgütlenme Sekreteri Remzi Yılmaz, emeklilik yaşının yükseltilmesiyle ilgili yaklaşımlann öğretmenlerin toplu emekliliğinde büyük etki yaptığını belirterek "İnsanlarzor dayanryordu. Oğretmenleri çaresiz bırakanlar, öğrencileri de veiiJeri de çaresizliğe sürükJedik'r" dedi. Az maaşla çalışan öğretmenlerin geleceklerinden de ümitsiz olduğunu belirten Yılmaz, şunlan söyledi: "Enflasyonist ortamda para. her gün küçülüyor. Alacakları toplu paralann daha da küçülmesinden ürken öğretmenıer aynldılar. Varüan noktanın sonımlulan elbetteki vetkililerdir. Eğer öğretmenlerimize geteceklerine yönelik güvence verefoilselerdi bu durum yaşanmazdı. Emekli olan bazı ögretmenlerimiz para almadan öğrencilerini yetiştirmeyi sürdürüyor. Yerleri doluncaya kadar ders verecekler. Ancak bu, sorunu çözmez. Öğretmen açığına neden olan yetkilüer şûndi soruna çözüm bulınalıdırlar, hem de zaman geçirilmeden." Emeklilikten başka çare yok Öğretmenler de başıbozuk bir eğitim döneminin yaşandığını, sürekli baskıdan bunaldıklannı, kendilerine emekli olmaktan başka yol bırakılmadığını belirterek şu görüşlere yer verdiîer: "Okul idareleri baskı aJtında. Bu baskılan bize de yansıtıyorlar. Sürgün, sürekli başuruzın üstünde. Yaşanan yönetim boşluğunda, velileıie öğretmenJer karşı karşıya geiiyor. Orneğin katkı paylannı öğretmenlere zorla toplatmaya çalıştılar. Bu bizim görevimiz değil ki. Ekonomik duruma gelince zaten aldığımız para ortada. Emekli olduğumzda da çok büyük fark oluşmuyor. Bunca baskıyı çekiyoruz ve olumlu bir şey yapmamıza olanak sağlanınıvor. Bir de emeklilik yaşımn yüksettileceği haberleri çıkınca aynlmak için kuyruğa girildi. Kökten bir eğitim reformu olmadan bu sıkıntılardan kurtuluş yok." Mumcu için10 bin imza CHPBeyoglu llçe Örgütii, üç yıl önce bombalı bir suikast sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazarı Uğur Mumcu'mın katillerinin bulunması için başlattığı kampanyada 10 binin üzerinde imza topladı. CHP Beyoğlu tlçe Başkan Yardımcısı Ali Gençel, Uğur Mumcu cinayetinde birçok noktanın karanlıkta kaldığım belirterek "Karillerin bulunması için toplanan imzalar bu işin takipçisi olacağımızın mesajıdır" dedi. (Fotoğraf: KyBILAY TÜNTÜL) Öğrencflerin provokasyon şikâyeti KEREM ILGAZ Harçlara yapılan zamlann kaldınlması istemiyle geçen hafta istanbul ve Ankara'da miting düzenleyen öğrenciler, eylemin amacına ulaştığını, ancak çıkan olaylardan üzüntü duyduklarını belirtti. Eyleme katılanlardan Serap Akın, eyleme katılımın çok büyük olduğunu, bunun da kalabalık kitleyi denetleme zorluğunu gündeme getirdiğini söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde (YTÜJ 49 gündür sürdürdükleri açlık grevine Türkiye'nin ıki büyük şehrinde yapılacak mitinglerle son vermek isteyen öğrenciler, eylem sırasında vitrinlerin ve otomobillerin camlannın kınlmasıyla medyadan ve kamuoyundan tepki aldılar. YTÜ'de açlık grevine katılan ve toplanan ımzalan TBBM'ye götürenlerden İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3. sınıf öğrencisi Serap Akın, İstanbul ve Ankara'daki eylemlerde göstericilerin harçlarla ilgili sloganlann yanı sıra değişik yerlerden gelmeleri nedeniyle kendi sorunlannı dile getiren sloganları da attıklannı kaydetti. Örnek olarak eyleme destek amacıyla katılan işçilerin, "Sürgünler kakünbın" şeklinde slogan attıklanna dikkat çeken Akın, değişik slogan atanlan susturmak için çaba sarf ettiklerini, ancak başanlı olamadıklannı vurguladı. Serap Akın, İstanbul Taksim'deki eylemden sonra teknjr~~~ istıklal Caddesi'ne dönmelerini de "Gözatona abnmaktan korktuk" diye açıkladı. Akın, dönüş sırasında bazı kişilerin vitrin camlannı kırmalan konusunda da şunlan söyledi: "Biz, vitrinierin kınlmasına ve poüslere taş atılmasına engel olnıaya çalıştık. Hatta bir arkadaşımızuı başına da taş isabet etti ve kafasına 10 dikiş anldı. Olaylan tetevizyon haberlerinde izlerken orta yaşlı iyi giyimii bir adamın polise taş atüğinı gördüli Bu insanın, provokatör olduğunu düşünüyoruz. O gün, bu insan gibi bazı provokatörier, topluluğun içine kanşmış olabilir." Taksim'de polısin camlar kınlmaya başlayıncaya kadar müdahale etmediğini belirten Akın, ancak Ankara'da polisin saldırmak için fırsat kolladığını öne sürdü. " Bütün bu ola\lar olmasaydı bir sonraki eylemin önünü açılacakn" diyen Akın, YOK Başkam'nın herkese kredi verileceği yolunda çalışmalar yapıldığını açıklamasının bile eylemin başanya ulaştığını gösteren işaret olduğunu belirtti. Medyanın İstanbul ve Ankara'da gerçekleşen eylemler sonrası öğrencileri karalama yoluna gittiğini söyleyen Akın, yapıcı eleştiri beklediklerini vurguladı. Bundan sonrada eylemlerinin devam edeceğini açıklayan Akın, "Banka kuponlanm yakma. toplu olarak kayıt \aptırma gibi eylemleıie konuyu gundenide tutmaya çalışacağız" dedi. Özgürlüğün ve Dayanışmanın Partisi, Hoşgeldin ERDOGAiN AYDLN Araştırmacı-yazar Geçen ay yeni bir sol partinin, Özgürlük ve Da- yanışma Partisi 'nin coşkulu kuruluşuna tanık olduk. 4-5 şubatta da Parti Meclisi'ni toplayan yeni parti, solda "yeni bir parti daha" değil, mevcut bölünme- leri azaltan. sol ile aydınlar ve emekçi örgütleri ara- sındaki kopukluğu gideren bir sürecin üriinü olarak doğdu. Hiçbir sosyalist grubun damgasını taşıma- yan, ama yakın geçmişin sosyalist gelenekleriyle bi- rikimlerini bir araya getiren, solun ilk kez bu kadar kuşatıcı, kitlesel odağı olan bir parti bu. Yeni parti, aralanndakı farklılıklan kısa vadede gideremeyeceklerini, oysa sonın ve sorumlulukJa- nmızın bu farklılıklanmızı gıdermeyi bekleyeme- yecek kadar yaşamsal olduğunun bilinciyle davra- naniann partisi olarak doğdu. Yenilenmeyi reddetmeyenlerin partisi Yeni parti, salt Türk sosyalist hareketinin değil, genel olarak 150 yıllık tarihsel birikimlerin yenil- giye uğradığı bir dünya gerçekliğinde, kapsamlı bir sorgulama ve yenilenme gereğini reddetmekte ayak diretmeyenlerin partisi olarak kuruldu. Bu anlam- da yeni parti, bunca soruna gözlerini kapatıp "i- man tazeleyerek'" ileriye yürünebileceğini sanmak yanılgısından kurtulanlann partisi olarak doğdu. Yeni parti, toplumu eşitlik, özgürlük ve dayanış- ma yönünde dönüştürebilmenin artık bizzat İcendi- ni dönüştürme eyleminden geçtiğinin bilincine va- ranlann partisi olarak kuruldu. Eşitlik, özgürîük ve kardeşliği, burjuva devriminin çerçevesiyle sınırla- yan yaklaşımlann aksine. bunlan sosyalizmin ye- niden var edilmesinin "olmazsaolmaz"ını görenle- rin partisi olarak kuruldu. Daha ötesi "laiklik, de- mokrasi ve banş" mücadelesini sosyalizme yürü- menin üstunden atlanamaz öğeleri olarak görenle- • Özgürlük ve Dayanışma Partisi, kendini oluşruran çoğul yapı, birey ve dinamikJerin aritmetik toplamı değil, yenilginin dersleri ve toplumsal dinamikler temelinde kendini yeniden mevzilendirme arayışmın ifadesi olarak kuruldu. Yeni parti, sosyalist olmayan ama düzen karşısında özgürlükçü ve demokratik tüm güçlere eşit haklarla açık olanlann partisidir. rin partisi olarak kuruldu. Düzenin liberal ve sosyal demokratlan dışında- ki sol açısından yeni parti, köklü bir saflaşmanın ifa- desi olarak doğdu. Dergi veya parti çevresi biçimin- de kendini vareden tüm parçalan dahil, yenilenme karşıtlığı paydasmda toplanan sol gruplarla 150 yıl- lık bırikirnlerin çöküntüsü sonrasında artık köklü bir sorgulamayla kendini yenilemek zorunda olduğu- nun bilincinde olanlar şeklinde belirginleşen iki ana eğilimde saflaşmış olan solun ikinci eğiliminin ör- gütlenmesi oldu yeni parti. Düzene karşı birükte saf tutmak Birinciler, tüm ortak yanlanna rağmen bir araya gelmeyi olanaksızkılan birkültürü, heraynntıyı ye- ni bir aynşma nedeni, her aynşmayı "proleter dev- rimcir> bir saflaşma olarak kavrayan, mutlak doğru- lan ve içine sığmayan herkesi dışlayan bir gelene- ği temsil ediyorlar. Ikinciler ise mutlakçılığı redde- den, aralanndaki farklılıklann hem kısa vadede gi- derilemeyeceğini hem de bunlann yaşamı kavrama ve değiştirmenin dinamikleri olduğunu bilen, ken- dileriyle düzen arasındaki aynlığın temel olduğu- nun bilinciyle düzene karşı ortak politik saf rutma- nın olanaklı ve zorunlu olduğunun bilinciyle dav- ranan sosyalistler. Birincilerin sorunlaradoktrinerbakışma karşılık ikincileri belirleyen şey. düzen karşıtı dinamiklerin özellik ve yönelimlerini yakalama ve düzene karşı yönlendirme arayışıdır. Jşte yeni parti, bu ikinci tip sosyalistlerin partisi olarak doğdu. Birincilerin ve bunlara daha yakın olmakla birükte ikinciler ara- sında duran kimi sosyalistlerin, "iman tazele- mek"babındaki kaygı ve eleştirilerine rağmen yeni parti. birinci kategorideki sosyalistlerin rakipleri değil dostlan olduğunun bilinciyle davranma kül- türünün partisi oldu. Yaşamı, teoriyle sınırlamamak Yeni parti, tam da Goethe'nin, "Teori gridir, oy- sa hayat ağacı yeşUdir" özdeyişinde olduğu gibi, te- oriyi, yaşamın zengin ve dinamik gerçekliğini ya- kalamaya yarayan bir araç olarak gören, ama yaşa- mı teorinin dar sınırlanna hapsetme boş çabasında olmayanlann partisi olarak doğdu. Yeni parti, onu oluşturan bir dizi farklı eğilimin henüz kaynaşmaktan uzak niteliğiyle, politik gün- deme ilişkin geliştireceği tavırlann pek çoğundaki muğlaklığıyla, dostlannm kuşkucu veya spekülatif yaklaşımlanyla, dahası üzerinde yükseldiği politik coğrafyada her türden sağcılığın ideolojik ve fiili hegemonyasıyla karşı karşıyadır. Ancak yeni parti, tüm bunlan dogmatik bir kuş- kuculukla değil, aşılabilecek sorunlar olduğunun bilinci ve kararlılığıyla karşılayan birdalganın ürii- nüdür. Yeni parti, birbirine kurşun sıkmış gruplann. ta- rihsel kalıtlannı (miras) sorgulayan ve aşan bir yer- den, günümüzün somut sorunlan ve emek eksenli bir yeni dünya yaratma mücadelesi temelinde bir araya gelmesinin ürünüdür. Farklı noktalardan baş- layıp zamanla bu farklılıklann gericilik ve sömürü ilişkılen karşısında ayn durmak ve birbirimize çel- me takmaya mazeret teşkil edecek sahici farklılık- larolmadığını görenlerin partisidir. Bu anlamda da devrimci sağduyu ve grup komplekslerinden ann- ma noktasında mesafe katetmiş olanlann partisidir. Sosyalizmi yeniden tanımlamak Yeni parti. kendini oluşturan çoğul yapı, birey ve dinamiklerin aritmetik toplamı değil, aksine yenil- ginin dersleri ve toplumsal dinamikler temelinde kendini yeniden mevzilendirme arayışının ifadesi olarak kuruldu. Yeni parti, geçmiş sosyalizm deneylerinin yete- rince önaçıcı olmadığını, piyasacı ve bürokratik ol- mayan biryerden sosyalizmin yeniden tanımlanma- sı gerektiğini, sınıf indirgemeci, ikameci ve totali- ter politika tarzlannın sosyalizme ters ve sonuçsuz olacağını, bu bağlamda araç ile amaç arasında uyumlu bir örgüt ve politika tarzını savunanlann partisidir. Bu bağlamda yeni parti, sosyalizm içi farklılık- lan çoğulcu bir anlayışla içermeyi, sosyalist bir po- litika tarzının ifadesi olduğunu düşünenlerin parti- sidir. Daha önemlisi yeni parti, sosyalist olmayan ama düzen karşısında özgürlükçü ve demokratik olan tüm güçlere de eşit haklarla açık oianlann par- tisidir. lşte tüm bu özelliklerinden dolayıdır ki yeni par- ti; daha ilk gününde büyük bir coşku ve kitlesellik- le sosyalizm hedefine eklemlenebilmeyi, daha ilk gününden sosyalizmi politikanın gündemine etkin biröğe olarak sokabilmeyi başarabilenlerin partisi olmuştur. Bu başlangıcın kadük kalmaması için tüm de- mokrasi güçlerine önemli sorumlulukiar düşüyor. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Almanya'da... Antalya'da "Uğur Mumcu" toplantısına katıldıktan son- ra, Almanya'ya geçtim. İstanbul-Antalya-Almanya ara- sında, yazılan hazırlamakta zorlanacağımı düşünerek 1993'te Uğur'un öldürülüşü günlerinde Avustralya'dan yazdığım üç yazıyı "Uğur Mumcu'ya Yazılar..." başhğı al- tında, yazıp bırakıp gittim. Almanya'da konuşmalar yapıp döndükten sonra, Uzunköprü Usesı'ndetoplumbilim öğ- retmeni olan Murat Biricik'ten zehir zemberek bir mek- tup aldım. 29 ocak günlü mektubunda şöyle diyor Murat Biricik: "Sayın Ekmekçi, SevgiliMumcu 'nun katledilişinin üçüncüyılt geride ka- lırken sevenleh, duygu ve düşüncelerini, beklentilerini açıkladılar. Siz ise üç yıl öncekiyazılannızı yayımlamayı uy- gun gördünüz. Bu davranışın Uğur Mumcu'ya yapılabi- lecek en büyük saygısızlık olduğunu hiç düşünmediniz mi? Hem sevgili Mumcu 'ya hem okura verdiğiniz değer gün gibi ortaya çıktı. Siz iyisi mi pehlivan tefrikası gibi domuz saçmalıklan- na devam edin. Saygılanmla. Not: Sayın Ekmekçi, ben Cumhuriyet'i sizın yazmaya başlamanızdan önce okumaya başladım (yaklaşık kırkyıl~ dan beri). Sizin yazılannızı da seviyor ve okuyorum. Eleş- tihlerimi yersiz, hatta acımasız buluyorsanız köşenizde yanıtlayın. Kesinlikle kızmam. Kabul ederim." Sevgili Murat Biricik'e ne yanıt vereyim? Ona göre, ya- zar, tavuk gibi, her sabah taze yumurta yumurtlayan bıri mi olmalı? 1993'te yazdıklanm o olayın yakıcılığı arasın- da, en içten yazılardı. Döndükten sonra, kımı arkadaşla- nma sordum: - İyi ki onlan bir daha yayımladın, unutup gitmişiz/di- yenler crtdu. Belki de hatır için söylemişlerdir, bilemem. Kuzguna yavrusu "/Wca"görünürmüş. Bendeyazdık- lanmı beğenirim. Beğenmesem çatlarölürüm belki, nebi- leyım. Aziz Nesin, bir gün şöyle demişti: - Ben yazdıklanmı önce kendim beğenmeliyim; önem- li olan budur. Birde şu var: Okur, özgürlüklerimi kısıtlamak isterse kü- serim, yazmam. Okur, "Siz iyisi mi pehlivan tefrikası gibi domuz saçmalıklanna devam edin" diyor. Buna alındım. Oysa ben o yazılaıia, bir yasağı yıkmaya çalıştığımı sanı- yordum. Yasaklar, "fai>u"lar, desteklenmeli mi? Yazara çok karışılırsa yazarın özgürlükleri savunması havada kal- mazmı? Frankfurt'ta, "Uğur Mumcu" toplantısında, dinleyenle- re sordum: - Domuz eti yiyenler parmak kaldırsın! Hemen hemen salonu dolduran kalabaltğın üçte ikisi el kaldırdı! - Anneeel demişim. Çok şasırdım. Toplantıdan sonra, bir okur yanıma geldi: - Benim yanımda oturan bir arkadaş, domuz eti yedi- ği halde elini kaldırmadı. "Ekmekçi'nin böyle sormaya hakkı yok!" diye mınldandı... Antalya'dan THY uçağı ile önce Düsseldorf'a uçacağız. Uçakta yanımda, Uğur'un eski arkadaşlanndan, Alman- ya'da bir dönem Atatürkçü Düşünce Dernegi Başkanı olan Eriş Ülger var. Istanbul'dan uçağaAli Sirmen de bin- di. Ali ile ıkımız, Almanya'da örgütlenmış olan "SosyalDe- mokrat Halk Dernekleri Federasyonu"nun (HDF) çağnlı- sıyız. Düsseldorf'tan Essen'e, oradan Köln'e, daha son- ra da Frankfurt'a geçip konuşmalar yapacağız. Sağlığım da pek iyi değil. Özellikle, yürümekte zorlanıyorum. Ama, Uğur Mumcu için yapılan bir çağnya "hayır" diyemezdim. HDF yöneticileri, başkanları Ahmet K/idirli, Uğur'un çok yakın dostlanndandı. Uğur anlatırdı: - Ekmekçi, sosyal demokrat yapılı, dürüst çocuklar. Ben onlan destekliyorum! Uğur için Almanya'da, Hollanda'da nasıl da büyük et- • kinlikler düzenlemişler, bir hafta içinde 13 bölgede etkin- lik, dile kolay. Türkiye'den giden konuşmacılar arasında Aydın Engin, Alev Coşkun, Atilla Coşkun da var. Biz oradayken Fakir Baykurt Ulm'deydi. Konuşmalar son- rasında, okurlaria, nasıl sarmaş dolaş olduk anlatamam. Bütün yorgunluklanm gitti; saynlığımı unuttum. Essen'de- yiz, toplantının ilerlemış bir saati, dinleyiciler arasına Dil- şad Şahin'le eşi Halil Şahin gelıp oturmazlar mı? Halil, öykücü Osman Şahin'in kardeşi. Dilşad yıllarca ezıyet çekti bilirim. Bin Alevi, biri Sünni. Mezhepler arasında ba- rışı da kurmuşlar. Sen kalk, oğul Banş'ı Düsseldorf'ta ev- de bırak, taa Essen'e, Ekmekçi'yı, Ali Sirmen'ı dinlemeye gel. Hem ortalık nasıl kar kış, anlatamam! Yirmi kilomet- relik yolu iki buçuk saatte gelmişler. Çece de döndüler. Onlara ne diyeceğimi şaşınyorum. Elim böğrümde kalı- yor Yemek yiyeceğimiz lokantaya çağırdım onlan. Yedik- lerinin parasını verdiîer, iyi mi? Ozan Yaşar Miraç da eşiy- le birlikte nerelerden getmışti? Berrin Uyar, Essen'dey- di, sayn olduğundan gelememişti. Essen Üniversitesi'nde, halk çocuklannı, bu arada ayrım gözetmeksizın Türk-Kürt çocuklannı yetiştiren Prof. Mayer de yoktu. Hava koşul- lan, tüm yaşamı etkilemişti... Mustafa Banş, Frankfurt'a Stuttgart'tan gelmişti. Essen'de, Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin Başkanı Prof. Faruk Ş»en, Ali ile beni, oradaki yerli yabancı basın- la tanışt/rdı. Türkiye'nin iç politikası üzerıne konuştuk. Re- fah gelir miydi? HDF, 28-29 Ekim 1977 yılında Berlin'de kurulmuş. Ba- tı Avrupa'da 40 bölge orgütünden oluşuyor. HDF; Alman- ya, Isviçre, isveç, Ingiltere, Hollanda, Belçika, Danimarka ile Avusturya'daki sosyal demokrat TC vatandaşlannın çatı örgütü. HDF Başkan Yardımcılanndan Yıldız Akalın, amaçlannı şöyle anlattı: "HDF'nin amacı Türkiyeli göçmenlerin sıyasal çıkarta- nnı iziemek, yaşamını sosyal demokrasi doğrultusunda et- kilemek, sorunlannın çözümüne katkıda bulunmak, poli- tik yaşamın laik, çağdaş birhukuk devleti niteliklehne u- laştıımakiçin uğraş vermek, Türkiye'deki sosyal demok- ratlarta dayanışma içerisinde olmak. HDF'nin hiçbir siya- sal partiyle organik bağıyok. HDF, Batı Avrupa 'da şu an- da tek politik sol örgüt. Obür örgütler, ya din temeline da- yalı ya da etnik bazda örgütlenmişlerdir. Alman devleti- nin çıkardığı yerii-yabancı dernekler listesinde sadece HDF, Türkiyeli göçmenlerin örgütü' olarak gösteriliyor." BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDA.V SAGA: 1/Halkmuzığınde bağlama çalma tekniklerinden bi- ri... Ağızmukoza- sında oluşan yü- zeyselyara. 2/Cı- va ile bir başka metalin oluştur- duğu alaşım. 3/ Bir nota... Bir tür domino oyunu. 47 Tirsi balıgına ve- rilen bir başka ad... Kırli. 5/ Bü- yük sıçan...Çinve Japonya'da oyna- nan bir çeşit satranç. 6/ Bir cıns güvercin... Gezgin der- viş. 7/ Mihrak... "Fuzulı — —- -i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır ' Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usan- mazmı". 8/Meyveşekeri. 9/ Afrika'dabırülke... Birlngi- liz uzunluk ölçüsü bınmi. YUKARIDA.N AŞAĞIYA: 1/ Karayollannın kenannda. yol düzeyinden aşagıda ka- lan bölüm. II Gerçekleştirilmesi zamana bağlı ıstek... "— — manaya derler / Suret ile kaş değil" (Kaygusuz Abdal). 3/ Bir nota... Hamur açmakta kullanılan silindir biçıminde araç. 4/ Futbolda topa kavis verilerek yapılan hafıf vuruş... Tüm, bütün. 5/Mayasü da denilen bir deri hastalığı... Lityu- mun simgesi. 6/Tarla sının... Ispanya'da birırmak. 7/Suda yaşayan tek hücreli bir canlı... Telev izyonda kısa süreli bö- lümler halınde yaymlanan fılm. 8/ Acı ile bağırma. 9/ Bir cetvel türü... Anadolu'nun bazı yörelerinde sağdıçın işlevi- ni paylaşan kişi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle