23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\ / Cumhuriyet İraivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı OrhanErinç# Dış Habcrler ErgunBalcı#lstıhbarat. Cengiz Genel Yayın Koordınatöru: Hikmct Yıldırım • fckonomı Bülent Kızanlık Çetinkaya • Yazıışlerı Muuiırlerı. 7KJ-'£"!1"r v "*n ıd *n ^ fbrahim Yıldız (Soramlu), Dinç Tayanç Karaören"'» DüzXe • Haber Merkez! Müdunı Hakan Kara # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Belge 9 Görsel Yönetmen Fikret Eser Edibe Buğra • Yurt Haberlcri: Mehmet Faraç Makale er Abdullah Samı Yazıcı Yayın Kundu İBıan Sdpık l BaşkanI. Orhan Erinç, UkU> Kuıtbökc. Hikmet Çetiokays, Şükr&n Soner, Ergıın Bata. Dinç Tayanç, tbndıim Yıldız, Orhın Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. An kara Temsılcısı. Mustafa Balba) • Haber Müdürü Doğan AJon Atatûrk Bulvan No: 125, ICat:4, Bakanlüdar- Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 • İzmır Temsılcisr Scrdar Kınk, H. Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks. 4419117 • Adana Temalcısı Çetin Yiğenoğlu, InönüCd. 119 S. No 1 Kat.l.Tel- 3522550, Faks. 3522570 Müessese Müdürii ErolF.rkut» MEDYA C: • Yönelım MEDYA G : • (Coordınatör AhnKt KoruEsan 0 Kunılu Başkânı-Geqel Yönetım Kurulu Muhasebe Bülent Neoer^tdare" Mudûr GÜBMD Erduran Başkam - Genel HüseyinGürer#l^letme Önder • Koor<1ınatör Reha Müdür Cjtün Çelik • Bılgı-lşlem. Nail lnal • ljnmın O Genel Mudur Akmea • Murahhas BılgısayarSıstem: MürüvetÇUer Yaıdımcısı MineAkdag uye BoraGoiKoc > ayılla>aa \e B a s a n : Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Ya>tncı!lk A Ş T ı r t j £ ı C'aıi "> 4 K aealoglu 34334 Isı f>K 2ü Istanbu' Tel (0 2 I 2 l 5 1 2 0 5 05 (20 hat) f a k s (0 212) 51? !*5 «5 27ŞLBAT1996 lmsak:5.12 Güneş: 6.36 Öğle: 12.24 tkındi: 15.26 Akşam 17.58 Yatsı: 19.17 MEDYA C Tel. 514 07 53-513 95 80-513 84 60^1, Faks 5118466 Joiie Foster'a sinema ödüki • Haber Merkezi - Sinema sanaiçısı ve yönetmeni Jodit Foster, sinema sanatına katkılanndan dola\ı kazandığı Amerikan Toplumu Sinema Yöneticilen Derneği Ödülıi'nü, kurum tarafından düzenlenen akşam yemeğinde aldı. Bu ödülû daha önce Martin Scorsese. Steven Spielberg ve Gregory Peck gibi isimler kazanmiştı. Yiyecek ve içecek fuarı • Haber Merkezi - Interteks tarafından düzenlenen Yiyecek ve içecek 96 Fuan, yann saat 12.00'de isUnbul Hilton Exhibition Center'da açılacak. Şarküteriler, süpermarketler ve her türlü toplu yiyecek ve içecek hizmetı veren kuruluşlar için yenı birçok ürünün yer alacaği fuar, 2 mart cumartesi günü saat 20.00'yekadaraçık kalacak. Tavla şampiyonası • Haber Merkezi - Merit İntcrnational ileÖzlem Kristal işbirliğinde düzenlenen ' 1. Türkiye Kristal Tavla Turnuvası', Sait Küçüksandıkçı'nın galibiyeti ile sonuçlandı. Antalya Belek Merit Arcadıa Hotel'de düzenlenen turnuvada, Küçüksandıkçı, kristal binncılik kupası ve 450 milyon değennde büyük boy kristal bir tavla kazandı. "Benim Adım Caretta... • İstanbul Haber Servisi - Yok olma tehlikesi altındaki dcnizkaplumbağalannın (Caretta Caretta) anısına yazılan çocuk kitabı Türkçeye çevrildi. Yunanlı yazar İrene Fafalios tarafından yazılan ve Japon ressam Keiko Kanao'nun resimlediği "Benim Adım Caretta Caretta... Ya Seninki?" adlı çocuk kitabı Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) tarafından yayına hazırlandı. 16 saat su yok • İstanbu! Haber Servisi - tSKt, Şışli-Hürriyet Mahallesi'nden geçen ana isale hattında meydana gelen bir anza nedeniyle bugün bazı semtlere 16 saat boyunca su verilemeyeceğini açıkladı. Saat 8.00 ile 24.00 arasında su kesintisi yapılacağı bıldirilen semtler şunlar: Kâğıthane. Hasdal, Alibeyköy, Çırçır. Çağlayan, Hürriyet Mahallesi. Gürsel Mahallesi civan, Anadolu ve Şark Kahvesi, Kuştepe, Fulya Mahallesi, Şişli, Teşvikiye, Nişantaşı, Beşiktaş'ın bir bölümü, Maçka, Taksim, Elmadağ, Kurtuluş, Cihangir'in bir bölümü, Sıraselviler Caddesi, Feriköy, Okmeydanı, Yeni Levent'in tamamı, Oyak Sitesi, Hisarüstü Mahallesi, Etiler, Ulus Mahallesi, Mecidiyeköy, Çeliktepe, Gültepe, Şirintepe, Sanayi Mahallesi, Seyrantepe. Rumeli Kavağı. Yeni saatler • Haber Merkezi- Dünyanın en ünlü plastik saat üreticilerinden olan Swatch, metal saat üretiminde de pazardan pay kapma uğraşında. Paslanmaz çelikten üretilen Mrony' serisinden sonra alüminyumdan yapılan 'Swatch Irony' de çelik gövdesi, her türlü şoka dayanıklı ve 30 metreye kadar su geçirmez gövdesiyle satışa sunuldu. 1965'te etüt çalışmalanna başlanan nükleer santral için mayıs aymda ihale açılacak 30 ydbk Akkuyu projesînde son perde• Türkiye'nin enerji tüketiminde hızlı bir artış olduğuna dikkat çeken TEAŞ Genel Müdürü Mustafa Turhan. 2010 yıhnda kömür rezervinin yüzde 69'u, hidroelektrik potansiyelinin de yüzde 66'sının kullanılacağını, buna rağmen yüzde 45 oranında ithal yakıt kullanılması gerekeceğini söyledi. ANKARA(AA)-Etüt çalışmalanna 1965 yı- hnda başlanan ve geçen 30 yılda iki kez iha- leye çıkılıp iptal edilen Akkuyu Nükleer Sant- ralı Projesi için, önümüzdeki mayıs ayında ye- niden ihale yapılacağı bildinldi. Türkiye Elektrik Üretim ve tletim A.Ş. (TE- AŞ) Genel Müdürü Mustafa Turhan, ön iha- leyi kazanan Güney Kore Atom Enerji Kuru- mu'nun ihale şartnamelennı tamamlamak uze- re olduğunu bildirdi. Ünıversitelerde konuyla ılgili uzmanlardan da görüş ıstediklenni anla- tan Turhan, değerlendirmelerin tamamlanarak mayıs ayında santralın yapım ihalesine çık- mayı hedeflediklerini vurguladı. Türkiye'nin enerji tüketiminde hızlı bir artış olduğuna dik- kat çeken Mustafa Turhan, 2010 yıhnda kömür rezervinin yüzde 69"u, hidroelektnk potansı- Akkuyu Nükleer Sanrralı'nın kurulması için yelının de yüzde 66'sının kullanılacağını, bu- na rağmen yüzde 45 oranında ithal yakıt kul- lanılması gerekeceğini söyledi. Türkiye'nin, üç taraftan, çok sayıda sağlıksız nükleer santra- lın tehdidi altında olduğunu da ıfade eden Tur- han şunlan söyledi: "Dünya'da 132 nükleer santral bulunuyor ve 55 yeni nükleer santralın yapımı sürüyor. Yani zaten bizde otanasa da, dün- vadaki santrallar dünvavı vok etmeve veter. 1965 yılından bu yana 2 kez ihale açıldı, ancak sonradan iptal ediMi. Ama artık teknoloji o kadar gelişti ki, nükleer santralın yanında insanlar piknik yapıyor. Ja- ponya'da her gün deprem olmasına rağmen çok sayıda nükleersantral bulunuyor. Bcdm sant- ralların toplam kurulu gücü 21 bin megawat (MVV) iken Almama'da33 bin MVV,JaponyaVia 44 bin MW kurulu güçte nükleer santrallar çaltşıyor." Türkiye'nin hızlı nüfus artışı, kentleşme ve sanayisi ile süratle büyüyen ve gelişen bir ül- ke olduğunu, bu gelişmenin her şeyden önce elektrik enerjisinin yeterli ve güvenilirbiçim- de teminine bağlı bulunduğunu anlatan Turhan, bunun için de nükleer enerjiye başvurmaktan başka bir yol olmadığını anlattı. Türkiye'de ilkolarak 1965 yıhnda başlayan nükleer santral projesi çalışmalannda, 1977 yıhnda tamamlanmak üzere 300-400 MVV gü- cünde tabii uranyumla çalışan 'ağır su' tipi bir santral kurulması öngörülmüş, ancak gerçek- leşememişti. 1976 yıhnda Silifke-Akkuyu mev- kiinde yapılan etüt çahşmalan sonucunda, bu- rada bir nükleer santral kurulması için yer li- sansı alınmış, Asea-Atom/Stal-Laval adlı Is- veç firma grubuna ihale edilmişti. 1980 yıhn- da lsveç hükümetinin lcredi garantisini kaldır- masının ardından, Akkuyu'da KWU firması- na 986 MW, AECL firmasına da 685 MW gü- cünde iki ayn santral, General Electric fırma- sına da Sinop'ta 1.185 MW gücünde bir veya iki nükleer santral kurulması için niyet mek- tubu verildi. 1984 yıhnda yapımcı fırmalara, nükleer santrallan 15 yıl işletmeleri ve sonra TEK'e devTetmeleri (yap-işlet-devret) mode- li önerildi. Diğer firmalar çekilirken AECL bu öneriyi kabul etti ve 1985 yıhnda TEK. ile firma ara- sında ön anlaşma imzalandı. Ancak proje tek- raraskıya alındı. Geçen yıl tekrargündeme ge- len Akkuyu Nükleer Santralı'nda müşavirlik hizmetleri için açılan ihaleyi, Güney Kore Atom Enerji Kurumu kazandı. Söz konusu fir- ma, yapım ihalesi için teknik şartnamenin hazırhklannı yapılıyor. Gürüz, bursla okuyan öğrencileri yerinde incelemek için ABD'ye gitti Şeriatçdığa karşı YOK devredeANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yükseköğ- retim Kurulu (YÖK.) Başkanı Prof. Kemal Gü- rüz, yüksek lisans eğitimi için yurtdışına gön- derilen öğrencilerin şeriat yanlısı örgütlenmeler içinde olduklan yönündekj iddialan yerinde in- celemek için önceki gün Amerika Birleşik Dev- letleri'negittı. Yeni açılan üniversitelerin öğretim üyesi ge- reksiniminin karşılanması için devlet bursuyla yurtdışına gönderilen öğrencilerin. Atatürk ve İaıklik karşıtı propaganda yaptıklan ve şeriatçı örgütlerin etkinliklerine katıldıklan iddialan üzenne YÖK de harekete geçti. Yükseköğretım Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ke- mal Gürüz, daha önce Milli Eğitim Bakanlığı ta- rafından da araştınlan iddialan yerinde incele- mek üzere önceki gün ABD'ye gittı. ABD'de 14 gün kalacak olan Gürüz, 10 martta Türkıye'ye dönecek. • Türk-Amerikan Bilim Adamlan Toplantısı'na da katılacak olan Gürüz, George \Vashington Üniversitesi Türk-Amerikan Öğrenci Derneği'nin yönetici ve üyeleriyle görüşerek burslu öğrencilerin durumlan ve etkinliklerine ilişkin bilgi alacak. Türk-Amerikan Bilim Adamlan Toplantısı'na da katılacak olan Gürüz, George \Vashington ÜniverMtesi Türk-Amerikan Oğrenci Derne- ği 'nin yönetici ve üyeleriyle görüşerek burslu öğ- rencilenn durumlan \e etkinliklerine ilişkin bil- gı alacak. Millı Eğitim Bakanlığı ve YÖK tarafından burslu olarak çeşitli ABD ve Avrupa ülkelerine gönderilen bazı öğrenciler hakkındaki iddialar şöyle: - Agırlıklı olarak \rap ögrencilerle ilctişinı ku- nılup laikük ve Atatürk karşıtı propaganda yap- raak. Türk oğrenci derneklerine kendi ideok)ji- leri doğnıltusunda baskı yapmak. - Intemet ve diğer iletişim kanallan aracıhğıy- la Atatürk ve laikük ilkesine hakaret etmek. Ata- türk için "Atadönme, Yahudi köpeğj ve fahişe ço- cuğu" gibi hakaretlerde bulunmak. - Sosyal bilimler bünyesinde hazuianan teder- de, "Atatürk ilkelerinin ve dev rimlerinin yanhş- lıgınu Türk toplumuna kaybettirdiklerini" ışle- mek. - Sanklar v e Türkiye'deki yerel kıyafetlerle do- laşmak. Cuma günlerinı resmi tatil ilan etmek ve 'Müslümanlık ve şeriatın mükemmettiği' ile ilgili paneller düzenleyerek Atatürk devrimlen- ni süreklı aşağılamak Taksim-Tünel arasında günde 16 seferde, 10 bin yolcu taşıyor Nostaljik tramvay yetersiz kahyor FtLİZGÜMÜŞ Taksim-Tünel nostaljik tramvayı- nın iki vagonu, 'müzeük'den kurtu- larak geçmişi simgelemekle birlik- te aslında bir toplu taşım aracı gö- revini de yerine getiriyor ve günde yaklaşık 10 bin yolcu taşıyor. An- cak günde iki milyon insanın dolaş- tığı îstiklal Caddesi'ndeki tek ula- şım aracı olan tramvayda tek va- gonla yolcu taşınması ve Kara- köy'den Tünel aracılığıyla gelen yolculann hepsinin bundan yararla- namaması eleştiriliyor. Beyoğlu'nun yeniden düzenlen- mesinde çalışmalar yapan Mimar Sinan Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlamacılık Bölüm Başkanı Prof. MehmetÇubuk "13 kilomerre yü- rümek için uzun bir yol. Orası bir panayır yeri değil. Nostalji havasını koruyarak tramvayın vagon saytsı- nuı arttınlması gerekir" dedi. "Devrin en üstün kara toplu ta- şım aracı" olarak tanımlanan tram- vaylann kullanımdan kaldınlma- sından 24 yıl sonra hizmete soku- lan nostaljik tramvay, fiziki yapısı- na göre toplu taşımacılıkta hiç de azımsanmayacak oranda yolcu ta- şıyor. Tek vagon halinde çalışan tramvay, tstanbul'un tüm toplu ta- şım araçlannın taşıdığı yolcu sayı- sında yüzde birbuçukluk bir orana sahip. 1990 yıhnda çevrenin tarihsel ve turistik kımliğini güçlendirmek ama- cıyla hizmete sokulan tramvay, yi- ne bir başka tarihi toplu taşım sis- temi olan Tünel yolu ile Karaköy'den gelen yolculann tümünü alabilecek Îstiklal Caddesi'ndeki tek ulaşun aracı olan tramvaydan, Karaköy'den Tünel aracılığıyla gelen yolculann hepsi vararlanamıyor. Tram\a\ın Tünel, Galatasaray ve Taksim olmak üzere 3 durağı bulunuyor. kapasiteye sahip değil. Prof.Dr Mehmet Çubuk, tramva- yın yalnızca "Eskiden böyleydL Bak şündide sürüyor" ifadesini taşıma- dığını belirterek bir fonksıyona sa- hip olması gerektiğinı vurguluyor. Beyoğlu'nun yalnızca Îstiklal Cad- desi'nin düzenlenmesi ile tarihsel kimliğine ve işlevine kavuşamaya- cağını belirten Çubuk, şöyle konuş- tu: "San Fransisco'da belki yaklaşık yüz yıl önce yapılmıs olan rramvay- lar hâlâ nostaljik havalannı koruya- rak çakşmaya devam ediyorlar. İs- tiklalCaddesi byunca işleyen nostal- jik tramvayın da bir kervan gibi ya- vaş seyreden, dört beş yerde durak imkânı sağlanan fakat asla tek va- gonla değiL Tünel volculannı da ala- bilecek bir taşuna sistemi haline ge- tirttmelidir. \aşu, özüıiü,çocuk, has- ta caddeyi seyrederek yolculuk im- kânı sagİayabilir böylece." Kullanımdan kaldırılmasından sonra hurdaya dönen ve pek azı tramvay müzelenne götürülen tram- vaylar arasından seçilen 2 motris birtreylerin kullanıldığı hattın uzun- luğu bin 626 metre. 1914'te Belçi- ka'da üretilen araçlar, sabah 07.00'den akşam 21.00'e kadar sa- atte 16 sefer yapıyorlar. Tünel, Ga- latasaray, Taksim olmak üzere 3 du- rağı bulunan tramvaylar, saatte 20 km. hız yapıyor. Türkiye'de sukuşlannın sayısı 1.8 milyona ulaştıİstanbul Haber Servisi - Türkiye'de son yıllarda kış aylannın yumuşak geçmesi ve göllerin donmaması, sukuşlannın sayısını arttırdı. 1993 yıhnda yapılan sayıma göre 550 bin olan sukuşu sayısı, 1996'da bir mil- yon 800 bine ulaştı. Doğal Hayatı Koruma Derneği, sukuşlannın sayısının artmasının bir başka önemli nedeni olarak da av dene- timlerinin sıklaşrınlmasının gösterilebile- ceğini belirtti Çevre ve Orman bakanlıklan elemanla- nnın da katıldığı. 25 uzmandan oluşan ekip- lerin 60'a yakın sulakalanda sayım yaptık- lannı belirten Doğal Hayatı Koruma Der- neği'nce yapılan açıklamada şöyle denildi: " 1993 ydı sa> ımlannda aynı sayıda sula- kalanda toplam 550 bin dolaymda sukuşu sayıtarken, bu sayının 1996'da bir milyon 800bine ulaşması,savımlarmçok çarpıa nok- tasıdır. ÖzelUkle Uluabat Gö- Uluslararası Sukuşlan ve • Son yıllarda havalann iQ'nde elde edüen 430 bin su- Sulakalanları Bürosu'nca yumuşak geçmesi, kuşu sayısı, ülkemizde her- sukuşlannın sayısını(IWRB) koordine edilen ve aynı dönemde kuzey yanm- kürenin tüm kıtalannda yürü- tülen "Lluslararası kış orta- sı sukuşlan sayımı* Türkiye bölümü, Doğal Hayatı Koru- ma Derneği (DHKD) ekıp- lennce gerçekleştirildı. 10- 30 Ocak 1996 tarihleri arasında yapılan sa- yımlara göre 1970'li yıllardan bu yana en yüksek sonuçlar elde edildi. Bir milyon 800 bin sukuşu tespit edildiğini açıkiayan DHKD. sayım sonucunu, "Bu sonuç, ülkemizsula- kâlanlannın sukuşlan için ne kadar önem- li olduğunu bir kez daha ortaya koydu" şek- linde yorumladı. artbTdı. 1993yıhnda yaptlan sayimiara göre 550 bin olan sukuşu, 1996'da yapılan araştırmada 1.8 milyona ulaştıği saptandı. hangi bir alanda, 1970'lerden bu yanayapıtanışen yükseksa- yım niteliğindedir. Vıne Bey- şehir ve Işıklı göllerinde 200 bin, Eğîrdir ve İrfanlı baraj göllerindeki 130 binlik sayilar bu \ ılın dikkat çeken sa> ıları arasındadır." Sukuşlannın sayılannın artmasının neden- leri arasında, son yıllarda kış aylannın Tür- kiye'de daha yumuşak geçmesi ve göllerin çoğunun donmaması olduğuna işaret eden DHKD, aynca Müli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen av denetiminin sıklaştinlmasınmdabudurum- da etkin rol oynadığını belirtti. SEYAHATNAME YAVUZGÖR Viyana'da Türkler...Beç kentine elinde kılıç olmadan ge- lip izaz ve ikram edilen ilk Türk, büyük olasılıkla Evliya Çelebi . XVII. yüzyıl başlannda, ilk Osmanlı büyükelçisinin maiyetinde gelmiş... Size, Çelebi'den bir pasajı özetleye- ceğim: "Birpazargünü, beni (uğursuz Nem- çe keşişlerinın) tapınağı olan San Ste- fan Katedrali'negötürdüler. Içeride, bir papaz org (Erganon) çalıyordu. Gayet hüzünlübirezgi... Kendi kendime, 'Ne de olsa bunlar da insan!' dedim. Keşişler, sonra bana kocaman birki- tap gösterdıler. Önemli bir 'kâhin'/n eseriimiş (Nostradamus otması kabil)... Bu kitapta, Beç kentinin, doğudan ge- len, sanklı, develere binmiş bir ordu tarafından, iki kez kuşatılacağı, birinci kuşatmanın fazla sürmeyeceği, fakat ikincisinin çoksüreceği, kentte veba çı- kacağı ve tam zapt edıleceği sırada, bir Hıhstiyan kral tarafından kurtanlacağı, kuşatan ordunun bozguna uğrayıp gi- deceği, iki önemli kaleyı de geri vereceği yazılı imiş...' Evliya, bunu kabul etmiyor. Birinci kuşatma (1529) için ya- zılanlar dogru, ama ikinci ku- şatma öyküsünü bana, "Bir daha buralara gelmeyin" an- lamına uydurdular. Bir daha geliriz ve "Fetih, inşallah mü- yesser olur" diye bitiriyor Ka- tedral ziyaretini... Bundan yaklaşık 150 yıl son- ra olan ikinci kuşatma, keha- nete tıpatıp uyuyor ve Osman- lı, hem Buda Kalesi'ni hem de Istolni Belgrad Kalesi'ni bıra- karak çekiliyor. • • • İki defa kuşatıp alamadığı- mız bu kentte birçok lokanta- da, irili ufaklı top giüleleri var. Bir camekân içinde sergileni- yor bunlar. "TürkischeKugel" yazıyor (Türk Güllesi). Şehrin batısındaki Kahlen- berg Tepesi (Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın ordugâhı- nın olduğu yer) eteklerinde "Türk Siperteri Parkı" var... Şimdi... Biz bu kentte "Türküz deyince, acep neleroluyor?" diye düşünmüştük, ama biraz geçmeden anladık ki, Avusturya- lılann böyle bir derdi yok... 1964 Kıbns krizi sırasında, bir gece yarısı bir lokalde idik... Sabah gazete- leri geldi. Başlık, "Türkuçaklan Kıbns'ı bombaladı" diyor. Yandaki masadan, adamın biri, bizim Türk olduğumuzu nasıl anladı ise anladı. "Sizlere ne ol- du böyle. Eskiden buralara kadar gel- diniz. Burnunuzun dibindeki Kıbns ada- sına gidip şu Yunanlılann haddini bil- diremiyor musunuz?" dedi. Bir gece, Grinzing Tepesi'ndeki bir şa- raphanede, büyükelçilikteki arkadaş- lar ve eşleri ile otururken yandaki ma- salardan çok yaşlı, çok iyi giyimli ve hâlâ yakışıklı bir adam, müsaade iste- yerek geldi ve kendini (Türkçe) tanrttı. "Ben Süvari Mülazımı Franz... Galiç- ya 'da Tün\ ordusu ile bihikte savaştım. Üç beş kelime de Türkçe öğrendim. Si- zinle beraberbir kadeh şarap içebilir mh yim?" dedi. Bizi duygulandırdı. • • • Sizlere Avusturya hakkında birkaç şey daha sövteyeceğim. Gidenler de bu- nu zaten bilirler: Ozellikle batısı Kla- genfurt, Slazburg, Innsbruck, Bregenz bötgesi, Avrupa'nın en bakımlı ve en gü- zel yerlerindendir. Macar sınırı yakını, düz veya az dal- galı birarazi. Köylerde, karşıdan gelme Macar Çingene müzisyenleri dolaşır. Macaristan hâlâ "demiı perde'de ol- duğundan o zaman aradaki sığlık gö- lün altı tamamen mayınlanmıştı Macar- lar tarafından; buna rağmen, kaçıp ge- lenlerdeoluyordu... Kuzeyde, Çek sınınna yakın orman- lık bölgede, tatsız bir anı kalmış: İçin- de tıp tecrübeleri yapılan SS'lerin ünlü "Mülhausen" Kampı. 1966 mayıs ayında, Oslo'ya atanın- ca, Avusturya'dan ayrılmak gerekti. 1966 mayıs ayı sonuna doğru, yine düştükyollara... Yarın: Vlkingler diyarı... Mutsuz evlilikte cinsel sorunlann rolü büyük GÜNDÜZİMŞİR Mutsuz bir evliliğe sahip olduklan için yardım isteyen eşlerin yüzde 75'inin cin- sel problemlere sahip olduğu açıkiandı. IÜ istanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.Dr. Arşalus Kayır, cinsel problemlerin, kişilerde sıkhkla zevk ve doyum duygusunun ötesinde önemli so- runlara yol açtığına dikkat çekti. Doç. Dr. Arşalus Kayır, cinsel sorunun tek bir nedene bağlı olmayıp birbirlerini etkileyen çeşitli etkenlersonucu ortaya çık- tığına dikkat çekiyor. Doç. Dr. Arşalus Ka- yır. cinsel problem nedenlerini şöyle özet- liyor: Yatkınlık yaratKi faktörier: Yetiştirilme tarzı, bozuk aile düzeni, yetersiz cinsel bil- gi ve erken travmatik cinsel deneyimlerden kaynaklanıyor. BaşlaOcı faktörier: Doğum, eşler arasın- da genel ilişki bozukluğu, sadakatsizlik, organik faktörlere reaksiyon, yaş. Devam ettirici faktörier Başansızlık bek- lentisi, partnerier arası çekicilik kaybı, part- nerler arası zayıf iletişim, suçlulukduygu- su, genel ilişkide bozukluk, derin bir iliş- kiye girme korkusu, kendini yetersiz tanı- ma, hatalı cinsel inanışlar, yetersiz cinsel bilgi, kasıtlı ön sevişme ve psikiyatrik has- tahklar. Neler yapılmah? Doç. Kayır, cinsel fonksiyon bozukluk- lannın terapiyle tedavi edilmesinin önem- li bir faktör olduğunu vurgulayarak yapıl- ması gerekenleri şöyle özetliyor: "Yatkm- lık yaratıcı faktörierin yol açt^ı cinsel fonk- siyon bozukluklannda terapi esasör. Bura- da öncelikk cinsel işlev bozukluğunun baş- lama zamanı tespit edilmeudir. Betirti bir iyi ilişki döneminin ardından oluşabflir. Bu du- rumda probk-min ortaya çıkmasmayol açan fi/iksel veya mental hastalıklar. iş problera- leri gibi dış basküar veya yıkımlar dikkate ahnmalıdır. Ya da cinsel işlev bozukluğu eş- lerin üişkilerinde başlangıçtan beri var ola- bilir. Başlabcı faktörierde ise her iki eş, bir- birinden cinsel partneri olmayı kabul edi- yor ve ev ililik anlaşmazlıklannı bir kenara bırakıp yeterli uyum düzeyine ulaşmayı ba- şarabiliyorsa cinsel terapi yarartıdır. De- vam edici faktörier olarak sınıflandınlan grupta ise şiddetli evlilik uyuşmazlığı olan eşler, cinsel terapiye katılmak için gerekli işbirliği düzeyine ulasamazlar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle