14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ŞUBAT 1996 SALI »••• CUMHURfYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 Hükümlünün cinselljği yok •I Baştarafı 1. Sayfada e^ttiğini kaydetti Yücel. in- oelemesı sonucunda şu tür t>elırlemelerde bulundu: "Cinsel konudaki ügi nok- sanlığı, hükümlülük sü'resi- ımln ilk devresinde oldukça yaygındır. Hükümlülükger- ç«ği hissedilmeye başlandı- ğmnda, cinsel faâliyet tekrar çocuksu şekillerebüriinerek b^lirmeye baslıyor. Bunlar arasuıda masriir- bsuyon en masunıane bir ha- re&et tarzı olarak tekrarla- luyor veyetişkinlik durumu- n a rağmen, daha ^ suçiuluk hissi ile yapılıyor. Özgürlük- te*ı yoksunJuk yanında, ce- za<evindecinsel arzulann tat- min edilmeyişi oldukça aşj- kskr olan mahrumiyet ve anormalitenin ifadesidir. Cezaevi çevresi, sağhklı cinsel adet ve fikirlerin tesis ve devamlılığı için u> gun de- ğiWir. Ancak ufak bir suçlu grubu, cinsel ar/ulan tatmin olmaksızın idarv edebiliyor. Bu kişilerin cinsel dürtüleri yetersiz olup, hypogonadal tiplerdir ve gereksinün duy- madtklan için de cinsel arzu ifade etmezler. Cinsel bakımdananorraaJ olan suçlulann oldukça az bir bölümü isezayıfmotivas- yooa sahiptirlcr. Onlann iş- lemiş olduklan suçlar,genel- likle kendi cinsiyetlerini ka- nıtlamak yolunda duyulan kuvvBtü ruhi bir gereksini- min ifadesidir. Bunlann ba- aJan cinsel arzularuu tatmin için çocuklara ve hayvanlara gereksinim duyuyor veya anornıaJ arzulara, örneguı fetişizme yöneliyorlar. Bun- lar, cezaevlerinde az veya hiç denilebilecek derecedecinsel arzu ifade ederler. Fakat, bu durum onlar bakımından bir iyileşme delili sayılma- mabdır." Homoseksüalitenın, ceza- evleri, kamplar, yatılı okul- lar ve ıslahevlerinde daima bir problem olduğunu kay- KESK aidat peşînde GÜNEŞCÜRSON ANKARA - Örgütlenme mücadelelerinin 6. yılında konfederasyon çatısı altında toplanan kamu çalışanlan, mali sıkıntı içine girdi. Ka- mu Emekçileri SendikaJan Konfederasyonu'na (KESK) bağlı sendıkalann, üye aidat- lannı dûzenlı toplayamadık- lan belirlendi. 27 sendika- dan 23'ünûn KESK'ye, 3 ay- Iık dönemde, toplam 452 milyon 800 bın lira rutannda aıdat borcu olduğu bildınldi. KESK GeneJ MaJi Sekre- ten Kemal KeJeş, sendikala- nn mali açıdan sorunlan bu- lunduğunu belirterek, "Bu sorunlançözniekiçin,büyük bir çaba içindeyiz" dedi. Keleş sendikalann birkısmı- nın üye aidatlannı direkt kaynaİctan (maaş bordrola- n), bir kısmını da bankalar aracılığıyla topladığını, an- cak bazı işyerlerinde aidat- lann elden toplanmaya çalı- şıldıgını ifade etti. Keleş'in verdiğı bilgiye göre Birleşik Taşımacılık Sendikası, Sosyal Hizmet- Sen, Tüm Banka»Sen ve Tiim Bel-Sen'in dışında. 13 Kasım 1995-24 Ocak 1996 tarihien arasındakı dönem- de konfederasyona aidat bor- cu olan sendikalann adlan ve borçlannın dökûmü şöy- le: Asını-Sen. 12 milyon 500 bın TL. Bem-Sen: 7 milyon 500 bin TL. Eğıtım-Sen: 120 milyon TL. Emek-Sen: 8 milyon TL. Ener-Sen: 33 milyon 500 bin TL. Gn, Sağlık-lş: 43 milyon 500 bınTL. Kültür-Sen: 13 milyon 750 bin H. ^ım-Sen. 16 milyon 200 bin n. vladen-Sen: 7 milyon 500 bın n. )r Kam-Sen: 10 milyon 500 ıin TL. )ES: 14 milyon 800 bin TL. ,aglık-Sen: 20 milyon TL. ekam-Sen: 3 milyon TL. eker-Sen: 9 milyon TL. anm-Sen: 10 milyon 500 bin L. unzm-Sen: 13 milyon TL. .Gıda-Sen: 5 milyon 900 bin L. Malıye-Sen: 21 milyon TL. Sağlık-Sen: 21 mılyon 750 nTL. Sosyal-Sen: 21 milyon TL. Yaıgı-Sen: 22 milyon 650 bin ıpı Yol-Sen: 14 milyon 250 ıTL. nayı-Sen: 3 milyon TL. deden Yücel, Türk Ceza Ya- sası'na göre yetişkinler ara- sında homoseksüel ilişkile- rin suç olmadığını, ancak görüldüğunde ayıplandığını ve kjnandığinı belirtti. Yücel, cezaevlerinde yö- neticilerin cinsel gereksin- meler sorununa ana bir so- run olarak bakmadıklannı vurgularken, dogal olarak romantik ilişkilerin açık ola- rak sürdürülmesıne de izin vermedilderinj bildirdi. Bu nedenle yapılan sıkı kontrol ve alınan güvenlik önlemlerinin sonucunda, za- man zaman kavga ve bıçak- lama olgulannın yaşandığı- nı kaydeden Yücel, cezaev- lerinde sınırlı homoseksüel ılişkilerde bulunanlann ol- duğunu anımsattı. Yücel, bu kişilerin büyük çoğunluğunun, bu tatmin yolunu adet edınmiş sapık- lar olmadıklannı öne süre- rek, bu kişilerin homosek- süel ilişkileri ikame unsuru olarak kullandıklannı, dışa- nya çıktıklannda normal cinsel ilişkilenne devam et- tıklerini belirtti. Mustafa Tören Yücel, yaptığı ıncelemede cezaev- lerinde en çok göriilen cin- sel tatmin şeklinin mastür- basyon olduğunu belirledik- lerini söyledi.. Yücel, bu konuda aynca şu saptamayı yaptı: "Mastürbasyon, fiziki ve ruhi bakımdan en az zarar veren bir yöntem olmakla beraber,suiırtı birdeğere sa- hiptir. Diğer tatmin şekilleri olmaksızın âdet haline gelen mastürbasyon, şevkat hissi, cazibe ve kârşılıklı sorumlu- luklara dayanan tatminkâr homoseksüel ilişkiler tesisini zorlaşhrabilir. Bununla be- raber cezaevi kunımlannda pozitifUişkilertesis edilmeye- cegindea, mastürbasyon en zararsız bir ifade şekli oJa- rak belirmektedir." Cezaevlerine cinsel tat- min ziyaretlenyle ilgili bazı ülkelerdekı uygulamalan da ırdeleyen Yücel, bu tür zi- yaretlerin Türkiye'de de ya- pılabilmesi için halkın kül- tür düzeyinin henüz yeterli olmadıgım, ayrica c«acvi koşullannın da buna uygun düşmediğini savundu. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada örtüşünce, saflarda sık sık biçim değiş- tiriyor. Koalisyon arayışlan sürecindeki ilişki- ler, öğrenciler için de güzel bir "görsel eğitim " niteliği taşıyor. Ne yapmamala- n gerektiğini göımüş oluyorlar. ANAYOL'un ısmmasıyla birlikte Erba- kan soğumaya başladı. RP liderinın dünkü basın toplantısında her şey var- dı. Erbakan'ın gözüyle son durumun özetini sorulu-yanıtlı verelim. HOCAVATAN'ı kim bozdu? Rantiyeciter... Nasıl bozdu? Yılmaz, bayramda Rize'ye grtmedi. Ankara'da kaldı. O süre içinde aklını çel- diler. ANAYOL ne yapar? Ülkeyi karanlığa götürür. RP şimdi ANAP'a nasıl bakıyor? Içindeki sağduyulu milletvekillerini seslerini yükseltmeye çağınyor. RP neyi planlıyor? Bütün partilere ortakhk öneriyor. ANAP'la yeniden olabilir. DYP ile seçim hükümeti kuaılabilir. Erbakan'a göre RP'ye sempati arttı. Yüzde 22'ye 7-8 daha eklendi. Yeni bir seçim olursa RP'nin oylan en az yüzde 30 olur. Hoca desteksiz atmayı severdi. Se- çimlerden önce de yüzde 4Û'lardan Sıcak Mesut - Akılcı Teyze... aşağı inmryordu. Erbakan'da, iktidan kaybetmekte ol- manın telaşı, ANAP'ın son anda yart çiz- mesinin kızgınlığı, muhalefete düşerier- se ne kadar "şirret" olacaklannın ipucu vardı. Dün ANAP cephesi de hareketliydi. Nasıl ki ANARP'a karşı, ak saçlı liberal- ler seslerini yükse/ttiyse, şimdi de DYP'ye karşı "ak sakallılar" hareketle- nebilir. Bir diğer güçlük de Çiller'e karşı ANAP'ın daha önce aldığı tavır. ANAP'ın dünkü MKYK toplantısında bazı millet- vekilleri çıkışmış: - Yalı çetesi, komşumuz mu olacak? Hayır ortağınız... Ama bu ciddi bir sorun çıkarmaz. DYP de iktidara gelirken, "Hesap sora- cağız" dedi. İktidara gelince bıraz uğ- raştı, "Niye kafayoracağız" deyip, dos- yaian kapattı. DYF cephesinde ise genel başkana bağlılık yeminleriyle birfikte, iktidara or- taklık zeminleri de tamam gibi. DYP Genel Idare Kurulu (GİK) dün 13.30'da toplandı. Siyasi partılerin ka- rar organlan toplanırken ortak kullan- dıklan, hatta "jenerik" haline getirdikle- ri bir tümce var: "Ülkenin hükümetsiz kalmaması için her türlü çabayı harcayacağız..." Çiller de GlK'e girerken bunu söyle- di. Çıkarken söylenenler de farklı degil- di. DYP'de Çiller'den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk Müftüler, partilerinın, ülke hükümetsiz kalmasın diye, iktidara ortak olma özverisinde bulunacağını açıkladı. Toplantı bitiminde de Çiller, Yılmaz'ı telefonla aradı: "Aloo Mesut, hükümeti birlikte kur- mamızın gereği vardır. Italya 'ya gidiyo- rum. Seni özleyeceğim..." Sol destek Bu telefon, işi bir adım daha ıleri gö- türdü. Yine de "herşey tamam'' deme- mek, her gelişmeyi yememek gerekı- yor. Son anda bir değişiklik olmazsa, ilk bir yıl Yılmaz başbakan, Çiller hükümet dışında. Sonraki iki yıl Çiller başbakan, Yılmaz hükümet dışında. Son bir yıl da Yılmaz yeniden başbakan. ANAP'lılar, 1-2-1 yerine, 2-2 yapalım, son yıl da üçüncü bir kişi başbakan ol- sun diyor ama, birinci formül üzerinde anlaşılmış gibi. Bu ortaklığa bir sol destek gerekıyor. Bu da DSP olacak. Ecevit parti kur- maylanyla da görüştü. En kötü olasılık dışardan desteklemek. Yılmaz, kendi- sini hükümetin içinde görmek istiyor. Bu pazarlık henüz netleşmış değil. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal dünkü sohbetimizde gelişmelerden memnun görünüyordu. "Biz RP'siz bir hükümetin kunılması düşüncesindey- dik, bu oluyor. Ancak DSP'nin desteğı dışardan değil içerden vermesi gerekir. Sorumluluk tam paylaşılmah" diyor. Baykal, bu durumda CHP'nin de mu- halefetteki yerini alacağını ve büyüye- ceğini düşünüyor. Görünen o ki solda da 'muhalefetı kapma' yarışı olacak. Ecevit, hüküme- te girip her şeye ortak olmak istemiyor. Eğer ANAYOL gerçekleşirse, daha önce kullanılan bazı sözcüklerin yeni anlamların/ aktaralım: Yolsuzluk: Bir yerleşım yerinin yolu- nun olmaması. Yeni hükümet yolsuzlu- ğun üzerine gidecektir ve her yere yol yapılmasını sağlayacaktır. Yalı çetesi: Istanbul'daki yalılann yan- masına neden olan, yasadışı gruplar vardır. Bunun önüne geçılecek ve yalı- la/ın aynı güzelliğini koruması sağlana- caktır. Kaçak Mesut: Kaçak sözcüğü sevgi ıfadesi içindı. Yanlış anlaşılmalara da meydan vermemesi için artık kaçak Mesut yok, sıcak Mesut var. Masalcı teyze: Masallar bitti, şimdi akılcı teyze... OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK • Boştarafi 1. Sayfada bilmek mümkündür "Hayatım boyunca ba- şanlı olmamın sırlan arasın- da belki de en önemlisi; başkalannın tecrübelerin- den yararlanmak, verilen öğütleri can kulağıyla din- lemek, ilgiliyayınlan dikkat- le okumak ve kazanılan bil- gileri değertendirmektir." Bu sözler, uzun ve verim- li bir yaşamın bilgi ve dene- yim birikımlerinin yansıtıl- ması açısından önemlidir. Daha da önemli olan, Yeni Dünya Düzeni aldatmaca- sının ülkemizi de etkisi altı- na aldığı, Türkiye'nin eko- nomik ve siyasaJ anlamda, hem içerde hem de dünya arenasında cumhuriyet ta- rihinin en bunalımlı döne- mıni yaşadığı günümüzde, Vehbi Koç niteliğınde bir 'cumhuriyet sanayicisi'nin yaşam ılkelerinın günü- müzdeki ve gelecekteki Turk sanayicilenne de ışık tutacağf umududur. ••• Yunanistan'a AB'den soğuk dıış MGA'nın 42. dönem çalışması I Boştorafi 1. Sayfada tan'a açık destek vererek Türkiye'yi (saldırgan) ilan etmesmı isteyen Atina, bunlar gerçekleşmediği takdirde veto- sunu kullanarak Türkiye-AB ilişkile- rinı ve özellikle mali yardımı bloke et- meyi sürdüreceği tehdidinde bulundu. özellikle Ingıltere ve Fransa'nm çok sert muhalefet ve eleştinlenne hedefolan Yunanıstan'a. ılk aşamada, 'AB bünye- sindeTürkiyealeyhindebirtavır koyacak veYunanıstan'a destekverecek bir oybir- ligi bulunnıadıgı' bildınldı ve ıstedıği açıklamayı elde edemeyeceğı anlatıldı. tsteklennde gen adım atan Pangalos, uzun tartışmalardan sonra, Ege knzının uluslararası mahkemelerde çözüleceğinı savunan ve AB'nın uluslararası smırlara saygı istediğinı vurgulayan bir 'biidiri' üzerinde mutabakatgösterdı. Yunanlılar, akşam saatlennde, bu bıldinnın taslagı- nı derhal bastna dağıttılar. Ingiltere'nm kesın tavırkoyması ve ve- to kullanması üzenne. 'AB'nin konuyla ilgili bir biidiriyayınlamayacağı' aç ıkIan- dı. Bu haber, Yunan delegasyonunda ve basın mensuplannda şok etkisi yarattı. Toplantılar bitmeden önce basmla ko- nusan AB Dönem Başkanı ve Italya Dı- şjşlen Bakani Susanoa Agneül Konsey toplantılannda Tûrk-Yunan sorunlanna genış yer venldığını ve 'taraflaradiyalog çağnsında bulunulduğunu' söyledi. Agnellı, "Yunanlılara, en iyi çö/ümün diyalogolduğunu anlatnk. Kârşılıklı teh- dit bir ise varamaz. Eğer diyaJogdan bir sonuç çıkmazsa,o zaman uJuslararası bir mahkemeye yöneunebilinir" dedi. Konsey Başkanı, "AB'nin Tûridye'ye karşı yâkümiülükierini tamamen yerine getireceğini'' tekraı onayladı ve mali yar- dım sorununun halledılecegını vurgula- dı. Yunanıstan'ın yeni kurulacak Anka- ra hükümetınden 'savaş Oan etmeyeceği- ne' daır bir açıklama ve güvence ıstedı- ğıni belirten Agnellı, bunun gerçekleş- mesi halınde birsorun kalmayacağını ifa- de etti. Agnellı, Yunanistan'a somut des- tek vermek ve Türkiye'yi kınamak konu- sunda bir görüş bırligme vanlamadığını ifade etti ve "Bir belge çıkması için çab- ştöyor" dedi Bu basuı toplantısından bir süre sonra, 'AB BiJdina' başlıklı bir be/genın gaze- tecilere sızdınldığı dıkkat çektı. Ancak Italyan Dönem Başkanlığı yetkılılen, böyle bir belgenın bulunmadığım belir- terek 'AB Dönem Başkanı'ıun vemek sı- rasındakı tarüsmalarla ilgili notian' baş- lıklı gayn resmı bir beigeyı gazetecılere verdıler. Bu yetkılıler, Yunanıstan'ın ıs- teklenne olumlu yanıt verilmedığıni, AB'de fikir bırlığı olmadığını ve hıçbır ortak bıldıri veya resmı belge yayımlan- mayacagını açıkladılar. AByetkılıleri, "Türkiye'deyeni koalis- yon hükünıetinin kurulmasını ve bu hü- kümetin AB konusundagörüşierûıi acık- lamasını" ıstedıklerını açık ıfadelerle söyledıler ve "Ankara'nın, AB poütika- suıdadegisiklik yapması" endışesmı gız- lemedıler Dünkü toplantılardan sonra Brüksel'den çıkan mesaj, şöyle özetlenı- yor: "Yeni Ankara hükümeti isdkrarn ve yapıcı biryaklaşımla ortavaçıkarsa, Tür- kiye-AB iiişkik-rinde Vunanistan sorunu kolaylıklaaşılacak,maliyardım gelecekay serbest bımkılacak ve \B, Nunanistan ta- ranndayeralma>Bcaknr. \B, Vnkara'nın yeni hükümetini görmeden ilişkilerin yo- ğun bir şekilde sürdürülmesinden vana degildir." Yiınanistan'da şok Atına muhabınmız Murat tlem'ın ha- benne göre dün Belçıka'nın başkentı Brüksel'de yapılan AB Dışışlen Bakan- lan Konseyı toplantısından sonuç bıldır- gesı çıkmaması, Yunanıstan'da büyük şok yarattı. Bakanlar konseyı toplantısın- da, Yunanıstan'ın tezlen dogrultusunda hazırlanan sonuç bıldırgesinı Ingilte- re'nm veto edeceğı, Yunan radyo ve te- levızyon kuruluşlan tarafından "Brük- sd'de dramatik bir gettşme", "Bir fîyas- ko daha" spoılan ile verıldı. Pangaios, toplantıda alınan kararlann kendılennı bağlamadıgını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mıllı Cü- venlık Akademısı (MGA) Komutanı Korgene- ral Metin Saglam, eğıtım ve öğretımde dısıp- lını göre\ bılen. Ataturkçü görüşün temel esas- larını kapsayan ve tam oîarak benımseyen, ulusal kültür. gelenek. görenek ve özellıklere dayah. geleceğe dönük düşünce yapısını ge- lıştırmeyı hedef aldıklannı söyledı. Korgene- ral Saglam. "Demokratik. çağdas. laik \e Ata- türk ilke ve inkılaplanna sıkı sıkıya bağlı bir toplum yapısını muhafaza etmek vey üct'ltmek için MCA olarak çalışmalanmıza inançia de- vam edeceğjz" dedi. Harp Akademılen Komutanlığı'nın emır ve komutasında I Eylül I952tanhınde"MiDiSa- vunma Akademesi" adı ile Istanbul'da kuru- lan. 1964 yılında "MiDiGövfnHkAkademisi'' adını alan \e 1995 yılında da Ankara'ya taşı- nan MGA'nm 42. egıtım-öğretım ögretım dö- nemi, dün düzenlenen bir törenle başladı. M- GA'dakı törene Genelkurmay 2. Başkanı Or- general Çevik Bir, Harp Akademılen Komu- tanı Orgeneral AtiUa Ateş. eskı Kara Kuvvet- len Komutanı emeklı Orgeneral Nurettin Er- sin ile çok sayıda sıvıl ve asken konuk katıl- dı. Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Ateş, törende vaptığı konuuşmada, gelecek çağın bılgı çağı olduğunu belirterek, "En bü- yük sermaye kapitaklen bilgi ve niteiikü insa- na kayıyor. Bunun en temel yolu da eğitimden geçiyor. Yeni görüşler üretmemU şart olmuş- fur" dedi. • Saglam da, akademının çalışmalanna ılış- kın bılgı verdı. Akademıden mezun sivil mü- davımler arasında devletın üst kadamelennde görev alan valı, genel müdür, müsteşar olan; asker müdavimler içinde de ordu komutanlı- gı. kuvvet komutanlıgı ve Genelkurmay Baş- kanlığı göre\lennı üstlenenler bulunduğunu belirten saglam, MGA'dakı öğretımın amacı- nı şöyle açıkladı "Ögretimc kaolan silahlı kuvvetler mensupfan ile kamu kurum ve ku- ruluşlannda ve gerektiginde özel kesimde üst kademede görev li veya görev almaya aday yö- neticilere milli güvenlik ve milli güvenlik siya- seti kavramlan ile devletin milli sivaseü hak- kında, konulann ö/eUiklerinegöreen az uygu- lamaseviyesindeolmak ü/ereanaiü,sentez ve- yadeğertendirmeseviyelerinde eğitim-öğretinı saglanmakfadır. Beliritilen amaçlan gerçekieş- tirmek için. eğitim ve öğretimde disiplini görev bilen, Ataturkçü görüşün temelesaslannı kap- sayan ve tam olarak benımseyen. milli kültür, geİenek.görenek veözeüikierimi/e dayah vege- leceğe jönelik bu düşünce yapısını getişarme- yi hedef almış bulunmakttvız." MGA"nın karaktenstığıntn öğrencı yetıştır- mek degıl, yetışmış elıt yönetıcılen en yetki- lı kışılerce bılgılendirmek olduğunu da vurgu- layan Saglam, "Ülkemizin dış siyasi veekono- mik çıkarlannı savunmak, iç-dış düşman odaklaria mücadele etmek. demokratik. çağ- daş, laik ve Atatürk iike ve inkılaplanna sıkı sıkıya bağh birtoplum yapısını konımak \vyü- celtmek için MGA olarak çalışmalannua inançia sürdürecegiz" dıye konuştu. BAŞSAĞLIĞI Vatandaşhk bilinci, iş ve yaşam felsefesi, insanhk onörü ile örnek ve öncü, tarihi bir şahsiyet olan Sayın VEHBI K O Ç Beyefendi aramızdan aynlarak ebediyete intikal etmişlerdir. Allah gani gani rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Sayın Vehbi Koç, Türk insanmın idealinde sonsuza kadar yaşayacaktır. Saygıyla, sevgiyle. Sayın Koç Ailesi'nin ve hepimizin başımız sağolsun. ŞAHENK AİLESİ . X.. .- 4 BAŞSAĞLIĞI Yaşammı devletine, ülkesine, demokratik ve çağdaş Türkiye'ye adayan büyük Türk insanı Sayın VEHBI K O Ç Beyefendi her fani gibi ömrünü noktalayarak aramızdan aynlmış ve ebediyete intikal etmiştir. Sayın Vehbi Koç ilkeleri ile büyüyen, büyüdükçe idealleşen hizmetleri, kişiliği ve karizmasıyla toplumumuza mal olmuştur. Sayın Vehbi Koç Beyefendi'ye Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve bütün Türkiye'ye, anısı önünde saygıyla, sevgiyle eğilerek, başsağhğı dileriz. DOĞUŞHOLDÎNGA.Ş. A *%'•*.»-? înın yüzü her yerde ayndrk,din coğrafya tanımryor savaş. İnsan yüzünü,cemalinf ömür boyu söndöriîyor. Aysel Sadak Azerbaycan'a gitti.Araştırdi: Savaş çocuklan nasıf etkilfyor .? SAVAŞIN ÇOCUKLAR11 .böfümde,acfnm yiizünü. savaşm öfdürdüğü "çocukluk yüzünü" görecekslniz. "saât
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle