Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ŞUBAT 1996 SALI »••• CUMHURfYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
Hükümlünün
cinselljği yok
•I Baştarafı 1. Sayfada
e^ttiğini kaydetti Yücel. in-
oelemesı sonucunda şu tür
t>elırlemelerde bulundu:
"Cinsel konudaki ügi nok-
sanlığı, hükümlülük sü'resi-
ımln ilk devresinde oldukça
yaygındır. Hükümlülükger-
ç«ği hissedilmeye başlandı-
ğmnda, cinsel faâliyet tekrar
çocuksu şekillerebüriinerek
b^lirmeye baslıyor.
Bunlar arasuıda masriir-
bsuyon en masunıane bir ha-
re&et tarzı olarak tekrarla-
luyor veyetişkinlik durumu-
n a rağmen, daha ^ suçiuluk
hissi ile yapılıyor. Özgürlük-
te*ı yoksunJuk yanında, ce-
za<evindecinsel arzulann tat-
min edilmeyişi oldukça aşj-
kskr olan mahrumiyet ve
anormalitenin ifadesidir.
Cezaevi çevresi, sağhklı
cinsel adet ve fikirlerin tesis
ve devamlılığı için u> gun de-
ğiWir. Ancak ufak bir suçlu
grubu, cinsel ar/ulan tatmin
olmaksızın idarv edebiliyor.
Bu kişilerin cinsel dürtüleri
yetersiz olup, hypogonadal
tiplerdir ve gereksinün duy-
madtklan için de cinsel arzu
ifade etmezler.
Cinsel bakımdananorraaJ
olan suçlulann oldukça az
bir bölümü isezayıfmotivas-
yooa sahiptirlcr. Onlann iş-
lemiş olduklan suçlar,genel-
likle kendi cinsiyetlerini ka-
nıtlamak yolunda duyulan
kuvvBtü ruhi bir gereksini-
min ifadesidir. Bunlann ba-
aJan cinsel arzularuu tatmin
için çocuklara ve hayvanlara
gereksinim duyuyor veya
anornıaJ arzulara, örneguı
fetişizme yöneliyorlar. Bun-
lar, cezaevlerinde az veya hiç
denilebilecek derecedecinsel
arzu ifade ederler. Fakat, bu
durum onlar bakımından
bir iyileşme delili sayılma-
mabdır."
Homoseksüalitenın, ceza-
evleri, kamplar, yatılı okul-
lar ve ıslahevlerinde daima
bir problem olduğunu kay-
KESK
aidat
peşînde
GÜNEŞCÜRSON
ANKARA - Örgütlenme
mücadelelerinin 6. yılında
konfederasyon çatısı altında
toplanan kamu çalışanlan,
mali sıkıntı içine girdi. Ka-
mu Emekçileri SendikaJan
Konfederasyonu'na (KESK)
bağlı sendıkalann, üye aidat-
lannı dûzenlı toplayamadık-
lan belirlendi. 27 sendika-
dan 23'ünûn KESK'ye, 3 ay-
Iık dönemde, toplam 452
milyon 800 bın lira rutannda
aıdat borcu olduğu bildınldi.
KESK GeneJ MaJi Sekre-
ten Kemal KeJeş, sendikala-
nn mali açıdan sorunlan bu-
lunduğunu belirterek, "Bu
sorunlançözniekiçin,büyük
bir çaba içindeyiz" dedi.
Keleş sendikalann birkısmı-
nın üye aidatlannı direkt
kaynaİctan (maaş bordrola-
n), bir kısmını da bankalar
aracılığıyla topladığını, an-
cak bazı işyerlerinde aidat-
lann elden toplanmaya çalı-
şıldıgını ifade etti.
Keleş'in verdiğı bilgiye
göre Birleşik Taşımacılık
Sendikası, Sosyal Hizmet-
Sen, Tüm Banka»Sen ve
Tiim Bel-Sen'in dışında. 13
Kasım 1995-24 Ocak 1996
tarihien arasındakı dönem-
de konfederasyona aidat bor-
cu olan sendikalann adlan
ve borçlannın dökûmü şöy-
le:
Asını-Sen. 12 milyon 500 bın
TL.
Bem-Sen: 7 milyon 500 bin TL.
Eğıtım-Sen: 120 milyon TL.
Emek-Sen: 8 milyon TL.
Ener-Sen: 33 milyon 500 bin
TL.
Gn, Sağlık-lş: 43 milyon 500
bınTL.
Kültür-Sen: 13 milyon 750 bin
H.
^ım-Sen. 16 milyon 200 bin
n.
vladen-Sen: 7 milyon 500 bın
n.
)r Kam-Sen: 10 milyon 500
ıin TL.
)ES: 14 milyon 800 bin TL.
,aglık-Sen: 20 milyon TL.
ekam-Sen: 3 milyon TL.
eker-Sen: 9 milyon TL.
anm-Sen: 10 milyon 500 bin
L.
unzm-Sen: 13 milyon TL.
.Gıda-Sen: 5 milyon 900 bin
L.
Malıye-Sen: 21 milyon TL.
Sağlık-Sen: 21 mılyon 750
nTL.
Sosyal-Sen: 21 milyon TL.
Yaıgı-Sen: 22 milyon 650 bin
ıpı Yol-Sen: 14 milyon 250
ıTL.
nayı-Sen: 3 milyon TL.
deden Yücel, Türk Ceza Ya-
sası'na göre yetişkinler ara-
sında homoseksüel ilişkile-
rin suç olmadığını, ancak
görüldüğunde ayıplandığını
ve kjnandığinı belirtti.
Yücel, cezaevlerinde yö-
neticilerin cinsel gereksin-
meler sorununa ana bir so-
run olarak bakmadıklannı
vurgularken, dogal olarak
romantik ilişkilerin açık ola-
rak sürdürülmesıne de izin
vermedilderinj bildirdi.
Bu nedenle yapılan sıkı
kontrol ve alınan güvenlik
önlemlerinin sonucunda, za-
man zaman kavga ve bıçak-
lama olgulannın yaşandığı-
nı kaydeden Yücel, cezaev-
lerinde sınırlı homoseksüel
ılişkilerde bulunanlann ol-
duğunu anımsattı.
Yücel, bu kişilerin büyük
çoğunluğunun, bu tatmin
yolunu adet edınmiş sapık-
lar olmadıklannı öne süre-
rek, bu kişilerin homosek-
süel ilişkileri ikame unsuru
olarak kullandıklannı, dışa-
nya çıktıklannda normal
cinsel ilişkilenne devam et-
tıklerini belirtti.
Mustafa Tören Yücel,
yaptığı ıncelemede cezaev-
lerinde en çok göriilen cin-
sel tatmin şeklinin mastür-
basyon olduğunu belirledik-
lerini söyledi..
Yücel, bu konuda aynca
şu saptamayı yaptı:
"Mastürbasyon, fiziki ve
ruhi bakımdan en az zarar
veren bir yöntem olmakla
beraber,suiırtı birdeğere sa-
hiptir. Diğer tatmin şekilleri
olmaksızın âdet haline gelen
mastürbasyon, şevkat hissi,
cazibe ve kârşılıklı sorumlu-
luklara dayanan tatminkâr
homoseksüel ilişkiler tesisini
zorlaşhrabilir. Bununla be-
raber cezaevi kunımlannda
pozitifUişkilertesis edilmeye-
cegindea, mastürbasyon en
zararsız bir ifade şekli oJa-
rak belirmektedir."
Cezaevlerine cinsel tat-
min ziyaretlenyle ilgili bazı
ülkelerdekı uygulamalan da
ırdeleyen Yücel, bu tür zi-
yaretlerin Türkiye'de de ya-
pılabilmesi için halkın kül-
tür düzeyinin henüz yeterli
olmadıgım, ayrica c«acvi
koşullannın da buna uygun
düşmediğini savundu.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
örtüşünce, saflarda sık sık biçim değiş-
tiriyor.
Koalisyon arayışlan sürecindeki ilişki-
ler, öğrenciler için de güzel bir "görsel
eğitim " niteliği taşıyor. Ne yapmamala-
n gerektiğini göımüş oluyorlar.
ANAYOL'un ısmmasıyla birlikte Erba-
kan soğumaya başladı. RP liderinın
dünkü basın toplantısında her şey var-
dı. Erbakan'ın gözüyle son durumun
özetini sorulu-yanıtlı verelim.
HOCAVATAN'ı kim bozdu?
Rantiyeciter...
Nasıl bozdu?
Yılmaz, bayramda Rize'ye grtmedi.
Ankara'da kaldı. O süre içinde aklını çel-
diler.
ANAYOL ne yapar?
Ülkeyi karanlığa götürür.
RP şimdi ANAP'a nasıl bakıyor?
Içindeki sağduyulu milletvekillerini
seslerini yükseltmeye çağınyor.
RP neyi planlıyor?
Bütün partilere ortakhk öneriyor.
ANAP'la yeniden olabilir. DYP ile seçim
hükümeti kuaılabilir.
Erbakan'a göre RP'ye sempati arttı.
Yüzde 22'ye 7-8 daha eklendi. Yeni bir
seçim olursa RP'nin oylan en az yüzde
30 olur.
Hoca desteksiz atmayı severdi. Se-
çimlerden önce de yüzde 4Û'lardan
Sıcak Mesut - Akılcı Teyze...
aşağı inmryordu.
Erbakan'da, iktidan kaybetmekte ol-
manın telaşı, ANAP'ın son anda yart çiz-
mesinin kızgınlığı, muhalefete düşerier-
se ne kadar "şirret" olacaklannın ipucu
vardı.
Dün ANAP cephesi de hareketliydi.
Nasıl ki ANARP'a karşı, ak saçlı liberal-
ler seslerini yükse/ttiyse, şimdi de
DYP'ye karşı "ak sakallılar" hareketle-
nebilir.
Bir diğer güçlük de Çiller'e karşı
ANAP'ın daha önce aldığı tavır. ANAP'ın
dünkü MKYK toplantısında bazı millet-
vekilleri çıkışmış:
- Yalı çetesi, komşumuz mu olacak?
Hayır ortağınız...
Ama bu ciddi bir sorun çıkarmaz.
DYP de iktidara gelirken, "Hesap sora-
cağız" dedi. İktidara gelince bıraz uğ-
raştı, "Niye kafayoracağız" deyip, dos-
yaian kapattı.
DYF cephesinde ise genel başkana
bağlılık yeminleriyle birfikte, iktidara or-
taklık zeminleri de tamam gibi.
DYP Genel Idare Kurulu (GİK) dün
13.30'da toplandı. Siyasi partılerin ka-
rar organlan toplanırken ortak kullan-
dıklan, hatta "jenerik" haline getirdikle-
ri bir tümce var:
"Ülkenin hükümetsiz kalmaması için
her türlü çabayı harcayacağız..."
Çiller de GlK'e girerken bunu söyle-
di. Çıkarken söylenenler de farklı degil-
di. DYP'de Çiller'den sorumlu Genel
Başkan Yardımcısı Haluk Müftüler,
partilerinın, ülke hükümetsiz kalmasın
diye, iktidara ortak olma özverisinde
bulunacağını açıkladı.
Toplantı bitiminde de Çiller, Yılmaz'ı
telefonla aradı:
"Aloo Mesut, hükümeti birlikte kur-
mamızın gereği vardır. Italya 'ya gidiyo-
rum. Seni özleyeceğim..."
Sol destek
Bu telefon, işi bir adım daha ıleri gö-
türdü. Yine de "herşey tamam'' deme-
mek, her gelişmeyi yememek gerekı-
yor.
Son anda bir değişiklik olmazsa, ilk
bir yıl Yılmaz başbakan, Çiller hükümet
dışında. Sonraki iki yıl Çiller başbakan,
Yılmaz hükümet dışında. Son bir yıl da
Yılmaz yeniden başbakan.
ANAP'lılar, 1-2-1 yerine, 2-2 yapalım,
son yıl da üçüncü bir kişi başbakan ol-
sun diyor ama, birinci formül üzerinde
anlaşılmış gibi.
Bu ortaklığa bir sol destek gerekıyor.
Bu da DSP olacak. Ecevit parti kur-
maylanyla da görüştü. En kötü olasılık
dışardan desteklemek. Yılmaz, kendi-
sini hükümetin içinde görmek istiyor.
Bu pazarlık henüz netleşmış değil.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
dünkü sohbetimizde gelişmelerden
memnun görünüyordu. "Biz RP'siz bir
hükümetin kunılması düşüncesindey-
dik, bu oluyor. Ancak DSP'nin desteğı
dışardan değil içerden vermesi gerekir.
Sorumluluk tam paylaşılmah" diyor.
Baykal, bu durumda CHP'nin de mu-
halefetteki yerini alacağını ve büyüye-
ceğini düşünüyor.
Görünen o ki solda da 'muhalefetı
kapma' yarışı olacak. Ecevit, hüküme-
te girip her şeye ortak olmak istemiyor.
Eğer ANAYOL gerçekleşirse, daha
önce kullanılan bazı sözcüklerin yeni
anlamların/ aktaralım:
Yolsuzluk: Bir yerleşım yerinin yolu-
nun olmaması. Yeni hükümet yolsuzlu-
ğun üzerine gidecektir ve her yere yol
yapılmasını sağlayacaktır.
Yalı çetesi: Istanbul'daki yalılann yan-
masına neden olan, yasadışı gruplar
vardır. Bunun önüne geçılecek ve yalı-
la/ın aynı güzelliğini koruması sağlana-
caktır.
Kaçak Mesut: Kaçak sözcüğü sevgi
ıfadesi içindı. Yanlış anlaşılmalara da
meydan vermemesi için artık kaçak
Mesut yok, sıcak Mesut var.
Masalcı teyze: Masallar bitti, şimdi
akılcı teyze...
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
• Boştarafi 1. Sayfada
bilmek mümkündür
"Hayatım boyunca ba-
şanlı olmamın sırlan arasın-
da belki de en önemlisi;
başkalannın tecrübelerin-
den yararlanmak, verilen
öğütleri can kulağıyla din-
lemek, ilgiliyayınlan dikkat-
le okumak ve kazanılan bil-
gileri değertendirmektir."
Bu sözler, uzun ve verim-
li bir yaşamın bilgi ve dene-
yim birikımlerinin yansıtıl-
ması açısından önemlidir.
Daha da önemli olan, Yeni
Dünya Düzeni aldatmaca-
sının ülkemizi de etkisi altı-
na aldığı, Türkiye'nin eko-
nomik ve siyasaJ anlamda,
hem içerde hem de dünya
arenasında cumhuriyet ta-
rihinin en bunalımlı döne-
mıni yaşadığı günümüzde,
Vehbi Koç niteliğınde bir
'cumhuriyet sanayicisi'nin
yaşam ılkelerinın günü-
müzdeki ve gelecekteki
Turk sanayicilenne de ışık
tutacağf umududur.
•••
Yunanistan'a AB'den soğuk dıış MGA'nın 42. dönem çalışması
I Boştorafi 1. Sayfada
tan'a açık destek vererek Türkiye'yi
(saldırgan) ilan etmesmı isteyen Atina,
bunlar gerçekleşmediği takdirde veto-
sunu kullanarak Türkiye-AB ilişkile-
rinı ve özellikle mali yardımı bloke et-
meyi sürdüreceği tehdidinde bulundu.
özellikle Ingıltere ve Fransa'nm çok
sert muhalefet ve eleştinlenne hedefolan
Yunanıstan'a. ılk aşamada, 'AB bünye-
sindeTürkiyealeyhindebirtavır koyacak
veYunanıstan'a destekverecek bir oybir-
ligi bulunnıadıgı' bildınldı ve ıstedıği
açıklamayı elde edemeyeceğı anlatıldı.
tsteklennde gen adım atan Pangalos,
uzun tartışmalardan sonra, Ege knzının
uluslararası mahkemelerde çözüleceğinı
savunan ve AB'nın uluslararası smırlara
saygı istediğinı vurgulayan bir 'biidiri'
üzerinde mutabakatgösterdı. Yunanlılar,
akşam saatlennde, bu bıldinnın taslagı-
nı derhal bastna dağıttılar.
Ingiltere'nm kesın tavırkoyması ve ve-
to kullanması üzenne. 'AB'nin konuyla
ilgili bir biidiriyayınlamayacağı' aç ıkIan-
dı. Bu haber, Yunan delegasyonunda ve
basın mensuplannda şok etkisi yarattı.
Toplantılar bitmeden önce basmla ko-
nusan AB Dönem Başkanı ve Italya Dı-
şjşlen Bakani Susanoa Agneül Konsey
toplantılannda Tûrk-Yunan sorunlanna
genış yer venldığını ve 'taraflaradiyalog
çağnsında bulunulduğunu' söyledi.
Agnellı, "Yunanlılara, en iyi çö/ümün
diyalogolduğunu anlatnk. Kârşılıklı teh-
dit bir ise varamaz. Eğer diyaJogdan bir
sonuç çıkmazsa,o zaman uJuslararası bir
mahkemeye yöneunebilinir" dedi.
Konsey Başkanı, "AB'nin Tûridye'ye
karşı yâkümiülükierini tamamen yerine
getireceğini'' tekraı onayladı ve mali yar-
dım sorununun halledılecegını vurgula-
dı. Yunanıstan'ın yeni kurulacak Anka-
ra hükümetınden 'savaş Oan etmeyeceği-
ne' daır bir açıklama ve güvence ıstedı-
ğıni belirten Agnellı, bunun gerçekleş-
mesi halınde birsorun kalmayacağını ifa-
de etti. Agnellı, Yunanistan'a somut des-
tek vermek ve Türkiye'yi kınamak konu-
sunda bir görüş bırligme vanlamadığını
ifade etti ve "Bir belge çıkması için çab-
ştöyor" dedi
Bu basuı toplantısından bir süre sonra,
'AB BiJdina' başlıklı bir be/genın gaze-
tecilere sızdınldığı dıkkat çektı. Ancak
Italyan Dönem Başkanlığı yetkılılen,
böyle bir belgenın bulunmadığım belir-
terek 'AB Dönem Başkanı'ıun vemek sı-
rasındakı tarüsmalarla ilgili notian' baş-
lıklı gayn resmı bir beigeyı gazetecılere
verdıler. Bu yetkılıler, Yunanıstan'ın ıs-
teklenne olumlu yanıt verilmedığıni,
AB'de fikir bırlığı olmadığını ve hıçbır
ortak bıldıri veya resmı belge yayımlan-
mayacagını açıkladılar.
AByetkılıleri, "Türkiye'deyeni koalis-
yon hükünıetinin kurulmasını ve bu hü-
kümetin AB konusundagörüşierûıi acık-
lamasını" ıstedıklerını açık ıfadelerle
söyledıler ve "Ankara'nın, AB poütika-
suıdadegisiklik yapması" endışesmı gız-
lemedıler Dünkü toplantılardan sonra
Brüksel'den çıkan mesaj, şöyle özetlenı-
yor: "Yeni Ankara hükümeti isdkrarn ve
yapıcı biryaklaşımla ortavaçıkarsa, Tür-
kiye-AB iiişkik-rinde Vunanistan sorunu
kolaylıklaaşılacak,maliyardım gelecekay
serbest bımkılacak ve \B, Nunanistan ta-
ranndayeralma>Bcaknr. \B, Vnkara'nın
yeni hükümetini görmeden ilişkilerin yo-
ğun bir şekilde sürdürülmesinden vana
degildir."
Yiınanistan'da şok
Atına muhabınmız Murat tlem'ın ha-
benne göre dün Belçıka'nın başkentı
Brüksel'de yapılan AB Dışışlen Bakan-
lan Konseyı toplantısından sonuç bıldır-
gesı çıkmaması, Yunanıstan'da büyük
şok yarattı. Bakanlar konseyı toplantısın-
da, Yunanıstan'ın tezlen dogrultusunda
hazırlanan sonuç bıldırgesinı Ingilte-
re'nm veto edeceğı, Yunan radyo ve te-
levızyon kuruluşlan tarafından "Brük-
sd'de dramatik bir gettşme", "Bir fîyas-
ko daha" spoılan ile verıldı. Pangaios,
toplantıda alınan kararlann kendılennı
bağlamadıgını söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mıllı Cü-
venlık Akademısı (MGA) Komutanı Korgene-
ral Metin Saglam, eğıtım ve öğretımde dısıp-
lını göre\ bılen. Ataturkçü görüşün temel esas-
larını kapsayan ve tam oîarak benımseyen,
ulusal kültür. gelenek. görenek ve özellıklere
dayah. geleceğe dönük düşünce yapısını ge-
lıştırmeyı hedef aldıklannı söyledı. Korgene-
ral Saglam. "Demokratik. çağdas. laik \e Ata-
türk ilke ve inkılaplanna sıkı sıkıya bağlı bir
toplum yapısını muhafaza etmek vey üct'ltmek
için MCA olarak çalışmalanmıza inançia de-
vam edeceğjz" dedi.
Harp Akademılen Komutanlığı'nın emır ve
komutasında I Eylül I952tanhınde"MiDiSa-
vunma Akademesi" adı ile Istanbul'da kuru-
lan. 1964 yılında "MiDiGövfnHkAkademisi''
adını alan \e 1995 yılında da Ankara'ya taşı-
nan MGA'nm 42. egıtım-öğretım ögretım dö-
nemi, dün düzenlenen bir törenle başladı. M-
GA'dakı törene Genelkurmay 2. Başkanı Or-
general Çevik Bir, Harp Akademılen Komu-
tanı Orgeneral AtiUa Ateş. eskı Kara Kuvvet-
len Komutanı emeklı Orgeneral Nurettin Er-
sin ile çok sayıda sıvıl ve asken konuk katıl-
dı. Harp Akademileri Komutanı Orgeneral
Ateş, törende vaptığı konuuşmada, gelecek
çağın bılgı çağı olduğunu belirterek, "En bü-
yük sermaye kapitaklen bilgi ve niteiikü insa-
na kayıyor. Bunun en temel yolu da eğitimden
geçiyor. Yeni görüşler üretmemU şart olmuş-
fur" dedi. •
Saglam da, akademının çalışmalanna ılış-
kın bılgı verdı. Akademıden mezun sivil mü-
davımler arasında devletın üst kadamelennde
görev alan valı, genel müdür, müsteşar olan;
asker müdavimler içinde de ordu komutanlı-
gı. kuvvet komutanlıgı ve Genelkurmay Baş-
kanlığı göre\lennı üstlenenler bulunduğunu
belirten saglam, MGA'dakı öğretımın amacı-
nı şöyle açıkladı "Ögretimc kaolan silahlı
kuvvetler mensupfan ile kamu kurum ve ku-
ruluşlannda ve gerektiginde özel kesimde üst
kademede görev li veya görev almaya aday yö-
neticilere milli güvenlik ve milli güvenlik siya-
seti kavramlan ile devletin milli sivaseü hak-
kında, konulann ö/eUiklerinegöreen az uygu-
lamaseviyesindeolmak ü/ereanaiü,sentez ve-
yadeğertendirmeseviyelerinde eğitim-öğretinı
saglanmakfadır. Beliritilen amaçlan gerçekieş-
tirmek için. eğitim ve öğretimde disiplini görev
bilen, Ataturkçü görüşün temelesaslannı kap-
sayan ve tam olarak benımseyen. milli kültür,
geİenek.görenek veözeüikierimi/e dayah vege-
leceğe jönelik bu düşünce yapısını getişarme-
yi hedef almış bulunmakttvız."
MGA"nın karaktenstığıntn öğrencı yetıştır-
mek degıl, yetışmış elıt yönetıcılen en yetki-
lı kışılerce bılgılendirmek olduğunu da vurgu-
layan Saglam, "Ülkemizin dış siyasi veekono-
mik çıkarlannı savunmak, iç-dış düşman
odaklaria mücadele etmek. demokratik. çağ-
daş, laik ve Atatürk iike ve inkılaplanna sıkı
sıkıya bağh birtoplum yapısını konımak \vyü-
celtmek için MGA olarak çalışmalannua
inançia sürdürecegiz" dıye konuştu.
BAŞSAĞLIĞI
Vatandaşhk bilinci, iş ve yaşam felsefesi,
insanhk onörü ile örnek ve öncü, tarihi bir şahsiyet olan
Sayın VEHBI K O Ç Beyefendi
aramızdan aynlarak ebediyete intikal etmişlerdir.
Allah gani gani rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.
Sayın Vehbi Koç, Türk insanmın idealinde sonsuza kadar
yaşayacaktır. Saygıyla, sevgiyle.
Sayın Koç Ailesi'nin ve hepimizin başımız sağolsun.
ŞAHENK AİLESİ .
X.. .- 4
BAŞSAĞLIĞI
Yaşammı devletine, ülkesine, demokratik ve çağdaş
Türkiye'ye adayan büyük Türk insanı
Sayın VEHBI K O Ç Beyefendi
her fani gibi ömrünü noktalayarak aramızdan aynlmış ve ebediyete intikal
etmiştir. Sayın Vehbi Koç ilkeleri ile büyüyen, büyüdükçe idealleşen
hizmetleri, kişiliği ve karizmasıyla toplumumuza mal olmuştur. Sayın
Vehbi Koç Beyefendi'ye Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve bütün
Türkiye'ye, anısı önünde saygıyla,
sevgiyle eğilerek, başsağhğı dileriz.
DOĞUŞHOLDÎNGA.Ş.
A *%'•*.»-?
înın yüzü her yerde ayndrk,din coğrafya tanımryor savaş.
İnsan yüzünü,cemalinf ömür boyu söndöriîyor.
Aysel Sadak Azerbaycan'a gitti.Araştırdi:
Savaş çocuklan nasıf etkilfyor .?
SAVAŞIN ÇOCUKLAR11 .böfümde,acfnm yiizünü.
savaşm öfdürdüğü "çocukluk yüzünü" görecekslniz.
"saât