07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 1996 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Ara Gülerve Coşkun Aral'ın 'Işte Bu Bizim Dünyamız' başlıklı sergisi MilliReasürans Sanat Galerisi 'nde TANERGEZER Dört bır yanında savaşlar yaşanıyor dün- yanın. Açlık, yoksulluk ve çelışkı... Bazı ın- sanlar da yıllardır dünyanın dört bır yanın- da yaşananlan ızlıyorlar. Tanık olduklannı bütün bunlardan habersız ınsanlara aktarı- yorlar. Yazılanyla, kıtaplanyla ve özellikle fotoğraflanyla bu gördüklerinı dığer tnsan- lara aktannaya çalışıyorlar. Hayatın, rahat odalardan ıbaret olmadığı anlaşılsın, msan- lar yaşananlardan dersler alsın diye. Habfl ve Kabii'le başladı insaniık tanhın- de çatışmalar. Günümûze kadar da sürdü. Sebep ekonomık oldu, etnı!. oldu, ama sa- vaşlar sûrdü. Çok uzak degıl, 20. yûzyılın modern ınsanlan. yüzlerce savaş gördü; mıl- yonlarca ınsan öldü. Tüylenmız dıken dıken oldu. ınsanlığLmızdan utandık mı? Ara Güler ve Coşkun Aral da bızı kendı- mıze getırmeye çalışan. olan bitenden ha- berdar olmamız ıçın bızım yenmıze dünya- yı gezen, görüntüleyen, belgeleyen UÜ foto muhabın. Ara Güler'le Coşkun Aral'uı *İş- te Bu Bizim Dünyamız" adlı fotoğraf sergı- sı, bugün Mıllı Reasürans Sanat Galerı- sı'nde açılıyor. Fotoğraf dünyamızın bu ıkı ünlû ısmı, sergılennde görsel tanıklığını yaptıklan dünyamızı anlatıyorlar fotoğraf- lanyla; dünyanın acılar. umutsuzluklar ve savaşlar yaşanan yörelennden görüntüler sunuyorlar. Amaçlan, fotoğraflan gören ız- leyıcının, yaşadıgı hakkında bıraz daha dü- şünmesı. Ana tema, çatışmalar: ınsanın. ın- sanla ve ınsanın doğayla çatışması. Açlık, sefalet Özetle ınsanlıİc durumu. B u sergı, 'insanlar nasıl yaşıyor'un hikâyesi. insanlar o kadar rahat yaşamıyorlar. İnsanlar aslında belanın içinde, ama biz ferkında değiliz. Biraz da etrafınıza bakm. Sizin gidip görme olanağınız yok, ama biz sizin yerinize gidiyoruz, size takdim ediyoruz. Görün de dünyanın halini anlayın demek ıstedik bu sergiyle. Benim için önemli olan, asıl istediğim, sokaktaki insana, halk kitlelerine ulaşılması. Bakkal, postacı, tesisatçı.. Bu sergiye onlann gelmesi lazım. Görün de dünyanm luühıi arJaym!- Serginin konusu nedir? ARA GÜLER- Sefalet, insanlann çektığı ezıyet. yaşam bıçımleri. 'İnsanlar nasıl yaşıyor'un hikâyesi. İnsanlar o kadar rahat yaşamıyorlar. İnsanlar aslında belanın ıçınde. ama biz farkında değılız. Sayın Türk halkı, hayat Çırağan Otelı'nin terasında züppe züppe cıntonık ıçmek değildir. Başka şeyler de vardır. Biraz da etrafınıza bakın. Sızın gidip görme olanağınız yok, ama biz sızin yerinize gidiyoruz, sıze takdim ediyoruz. Görün de dünyanın halını anlayın demek istedik bu sergiyle. - Görüp de anlariar mı? Bir işe yarar mı bu sergi? GÜLER- Dünyada hiçbır şey, hiçbır işe yaramaz Dünya, bır dümen üzenne kurulmuştur. O dumen, taş devnnden ben devam eder. sen ne yaparsan yap - O zaman nedir. sizi dünyanın dört bir yanına götüren, rahat bir vaşam süreceğinize, fotoğraf peşinde ko|turan? GÜLER- Biz ışımızı yapıyoruz. Ben yıllardır gazetecıyım. Dünyanın çeşıtlı yerlenne gittım, röportajlar yaptım. Foto muhabırlennın ışi bu, sizler ıçın dünyayı görmek, görüntulemek. Çok kışı gazetecilıgı basamak olarak kullanıyor, partıye gırmeye, genel sekreter, genel müdür olmaya bakıyor. Bunlar gazeteciliğın ıstısmaredılmış taraflan. Aslında onlann ıçınde pek gazetecılık olduğunu sanmıyorum. Ben işimı vapıyorum, doğru yapı>orum. - Israrla sanatçı olmadığmta vurguluyorsunuz... GÜLER- Bunlann sanatla ılgisı yok. İnsanlann sanat konsepti vardır zaten. Foto muhabıri diye resımden anlamaz dıye bir şey yoktur. Ben sanatla ilgılı bir insanım Görüşüm ona göre oluyor. çekerken daha estetık çekiyorum. Ama bunun sanat olduğu söylenemez Sanat değildir lafını ben ıcat etmedım kı - Fotoğraf sanatçısı oiduğunu sövleyenler?- GÜLER- Onlar sanatkâr degıller Fotoğrafı da berbat edıyorlar. Aynca, sanat olsa ne olacak'* Çünkü. sanattan daha mühım tanh var Tarih belgesı, daha reel, insanlar ıçın kullanılan bır şeydır Fotoğrafa sanat dıycceksın de fotoğraf yerine mı oturacak? Sanat, fotoğraf içın gereksız bir yüktür Fotoğraf. daha önemli bir şey. Sanat ıse mastürbasvondur, biroyun. - Bütün sanat dallan mı? GÜLER- Biıtun sanatlarbir şeye bcn7emez. Felsefecılerolmasaydı kötü olurdu. Mımarlarolmasaydı kötü olurdf, soğuktan donardık. Sanatkarlar olmasa ne olurdu?.. Elektnk mühendislen, bıyologlar sanatkâr değıl. ama çok önemli adamlar Bunlar olmasaydı yanmıştık. Sanat mı kurtanyor insanlan? Sanat, ınsanlan egitır düzeltır, ama ışte o kadardır. Daha önemli şeyler vardır, fotograf da onlardan bıridir. - Fotoğrafın etkisi nereden geiir? GÜLER- Yapılan katlıamlan fotograflardan göruyoruz. Başka nereden göreceğız kı? O yüzden polısler fotoğraf çekmeyi cngeller, fotoğrafçıyı döver. Belgedır çünkü. Yalanı olmaz, yalan konuşmaz. Karanlık odada bazı oyunlar yapan adamlar var tabıı, ama onlan kastetmıyonım. Onlar çöplük zaten. - Sergiden beklentileriniz? GÜLER- İnsanlar küçükJüklennden beri benı okudular, beni tanıyorlar. Tabiı, bılseler de bılmeseler de fark etmez, ama tanımalan lyıdır elbette. Kitaplar yapıldı. Ucuz da değıl kitaplar, ama satılıyor. Ben 6 milyon verip kitap almam, onlar alıyorlar. Sergi lere de çok insan geliyor. Açılışlara birtakım züppe adamlar geliyor. Ama benim için önemli olan, asıl istediğim, sokaktakı insana, halk kitlelerine ulaşılması. Bakkal, postacı, tesisatçı.. bu sergiye onlann gelmesi lazım. Savaşı chırehıramıyorıız, ama uyarıyorıız - "Açlığın ne olduğunu bıldiğim için söylüyorum. Stalingrad direnişi sırasm- da doğurduğu çocuğu yiyen insanlar var Paris sokaklanndan toplanan farelenn Maksim Lokantasında Almanlara yedı- rildiğinı biliyor insanlar. Bunlar, bu yüz- yılda yaşandı" dhorsunuz. Bunlar bilin- mesine rağmen neden savaşır insanlar? COŞKUNARAL- Savaşlar hep payla- şım sorunundan kaynaklandı. Toprağı paylasamadık, ürünü paylaşamadık, pa- rayı paylaşamadık. Dahası, teknolojı, sa- vaşı iyi bır ticaret kaynağı halıne getırdı. Dünyanın en gelışmış ülkelen, halkı- nın refahını sattığı sılahlardan kazandığı paralara dayandınroldu. Önce sılah satı- yorlar, sonra yıkılan binalan onarmak için para alıyorlar. Sonuçta kimi savaştı- rarak yaşamını devam ettiriyor, kımi sa- vaşarak - Savaştıranlarryi paralar kazanıyorlar. Ya savaşanlar? ARAL-Bılmemekten gelen bircesaret vardır: 'Ezergeçeriz'tavn. Butavırlaryü- zünden ülkenin yansında bir iç savaş ya- şanıyor. Her gün insanlar ölüyor. Ne ka- dar basit nedenlerle savaş çıktığını ve ne- lere mal olduğunu bılmıyor insanlar - 'Kardak fatıhleri"ni hatırlatrvor bu durum. Eline aldığı bayrağı. bulduğu ka- ya parçasına diken ga7etecileri. Bir de sa- vaş muhabirlerine maaş bağlamayı öne- renlerçıktı. Dünyanın dört biryanında sa- vaşlar i/Jemiş bir savaş muhabiri ne dü- şünüyor bu konuda? ARAL- Çok ucuzlatıldı bu sıfat. Önü- ne gelen, savaş muhabiri diye çıkıyor or- taya. Ben savaş muhabiri değil, haberci- yim. Amacım, haber ulaştırmak. Kardak olayı, beş tane meslektaşımın duygusal çıkışı olabılir; ama bu onlann görevi değıl. onlar görevini yapsın. Da- ha korkuncu, bunu değerlendıren gazete- ler var Yazıışlen müdürü, edıtörû var. 400 metrekare karaparçası için savaş çı- kar. Bunu bılmıyorlar. - Birileri bir kaya parçasına bir bayrak dikip gundemin tepesine otururken adı- ru bile duymadığımız verterdeld savaşia- n görüntülemenin amacı nedir? ARAL- Savaş korkunç tablolar çıkan- yor ortaya. Halkımın acı çekmesını, bun- lan vaşamasını ıstemiyorum. O yüzden mümkün olduğu kadar başka yerlerdekı tablolan göstererek en azından uyarmak ıstiyoruz ınsanlan Ne kadar başanlıolu- rum bılemem. Savaşı durduramıyoruz, amayaptığımızişlerigörenlersavaşadur dıyorlar. - Pfeki, yaşananlan üç günde unutan, te- rörist bir eylemi biie magazink> stirmeyi becerecek bir bakış açısına sahip Türki- ye'de?- ARAL-Ne yazık ki aydın kesımın kor- kaklığı veya içedönüklüğü vüzünden bu tür tehlikeler gündeme getınlmedı. Hep Savaş korkunç tabiolar çıkanyor ortava. Halkımın acı çekmesini, bunJan \aşamasını istemrvorum. Oyiizden mümkün olduğu kadar başka yerlerdeki tablolan göstererek en azından uyarmak istiyonız insanlan. Savaşı durduramıyor uz. ama vaptjğımız tşJeri görenler sa\aşa dur diyorlar. ucuz çıkışiar yapıldı Bır de toplumlann algılamalanndadafarklılıklarvar Bizdı- şa açılmayı. çağdaşlasmayı, araba kulla- nan psıkopat sayısının artması sandık. Bir yandan, dünyanın en ılen teknolojilerini kullandık, ama birçok gerçeklığı gözar- dı ettik. Ama. Türkıyeüe her ne kadar aydın denen insanlar musluğun başını tut- salar da musluklardeğışır, bazı şeyler ye- nni bulur. - Sanatsal yönü gündeme getiriliyor vaptığıruz işin_ ARAL- Mutlaka sanatçı bir yanımız ^r. ama sanatçıyım diye çıkıp da birpo- lemığe girmek istemiyorum. Fotoğraf makinesi teknik birolay, ama sanatsal bir yönü var tabiı. Gördüğüm olaylan akta- nrken daha çekici olması için grafık ko- yuyorum, renk koyuyorum, gerekirse mi- zansen kullanıyorum Rembrandt'ınpas- tel renkleri, Ktee'ningrafığinı biliyorum, bunlar bende var zaten. Kapalı bır yerde bır ceset gördüğüm zaman aklıma Remb- randt'ın anatomi dersleri geliyor, buna göre çalışıyorum. Ama sanatçıyım diye- mem; ben habercıyim. Yaptığım iş bey- nımın bırikimiyle gördüklenmi kâğıt üzenne aktannak. Sanat yaptığım söyle- yenler, fotograf sanatçısı olduğunu söy- leyenler var. Belkı sanattır bu. Ben bu işin uzmanı değilim. - Fotoğraftaki ustalanmz? ARAL- fîen usta-çırak ilişkisine inanı- yorum. Ilk ustam, Ergin Konuksever. Ba- na bu işin evrenselliğini gösteren insan ise Gökşin Sipahioğlu. Onu tanımadan önce Türkçe fotoğraflar çekiyordum: lç- güdüse! Ya Ara Güler? ARAL- Onu önceleri sanat fotoğraf- çısı olarak değerlendirme yanılgısına düştüm Ama tanıdığım zaman hayatım değişti. Yaşamının benim kafamdaki ya- şam biçimi olduğunu gördüm. Onun ye- rinde başkası olsa bır kurumun başına ge- çerçok para kazanırdı. O ise oturduğueve yenı sahip oldu. Değer vermıyor bunla- ra. Ama dünyanın birçok ünlü sanatçısıy- la tanışmanın ötesınde, günlerce birlikte olmuş. Bu, paranın yapamayacağı bır şeydir. Zaten bu öyle bir ış ki fotoğraf makıneni satıp habere gidersin, sonra Ara'nın deyımıyle dikiş makınesiyle bi- le fotoğraf çekersin. Başınızı kaldınp gökkuşağının farkına vann... NURHAN KAVAKLI "Oğhım yazbiroyun da oj nayalım_" Al- tan Erbulak, I987'de henüz bir öğrenci olan Levent Tülek'e hep böyle takılır. Le- vent Tülek, sonunda oyunu yazar, ama Al- tan Abısi "mrakçıhk yapmışür." Levent Tülek'in Altan Erbulak'a adadığı ılk oyu- nu "Gökkuşağında Şenlik Var", 14 şubat- tan ıtibaren lstanbul Komedi Th'atrosu ta- rafindan Hadı Çaman Tıyarrosu'nda sahne- lenıyor. Türkıye'nin bır gökkuşağına ben- zetıldigı oyun, ülkenin 9 ayn rengının tem- sil edıldiğı 9 skeçten oluşan müzikü bir ka- bare. Tıyatro çalışmalannı 1992'den bu ya- na Almanya'da yürüten Mehmet Esen'ın yönettığı müzikli kabarenm koreografisı- ni Işıl VV'renshall, dekor-kostûmü Mertkal Kanıbellivemüzıöını RenanBilckyapmış. Oyuncular ıse yüzlenne televızyondan aşı- na olduğumuz Levent Tülek, Pelinsu Piı; Renan Bilek, Perkan Özruran, Serap Tur- gay, Cihangül Karabulut ve 23 yıl aradan sonra tekrar tiyatro sahnesıne dönen Kay- han Yıldızoğlu. "Gökkuşağında Şenlik Var", Levent Tülek'ın yazdığı ilk oyun ol- masının yanında, bu yıl kurulan 'lstanbul Komedi Tîyatrosu'nun ilk sahneleyecekle- n oyun olma özelliğını de taşıyor. Tülek, "Gökkuşağmın ahında yaşıyomz \v gökku- şağını görcmiyoruz. o kadar çok derdimiz varve işimize giicıinıü/t öyie çok gömülmü- şüz ki kafamızı göğe kaküramıyoruz" dı- yerek oyunun, insanlara "Biraz da başııu- n kaidınp yukan bakın, orada bir gökku- şağı var, farkına vann" mesajını verdiğını söylüyor. Tülek, oyunu klasık kabare tek- nıgı ıle kaleme almış. ancak kabare denıl- dığınde insanlann akıllanna komedi ve de "hafif bir tiyatro" gelmesinden son derece rahatsız Bu nedenle de televızyonu ve medyayı yanlış ımaj yarattıklan içın suç- luyor. Kabarenın eğlendınrken son derece polıtık ve sosyal mesajlar veren bır tür ol- duğunu belırten Tülek, kabarenm 2. Dün- va Savaşı sırasında faşızmın gölgesinde 'underground' bır tarz olarak ortaya çıktı- ğını vurgulayarak salonsuz kalan tıyatrocu- lann içkılı yerlerde tiyatro yapmak zorun- da kaldıklannı. ancak bu yerlere eğlenmek amacıyla gelen Nazı subaylan nedenıyle halkın sorunlannı, acılannı kaba espnler, matrak şarkılarla dıle getırdıklennı anlatı- yor. "Televizj'ondan zaten para kazanıyo- nız, ama orada söylemek istediklerimizi söv leyemivoruz. BU de böyle bir >ol seçtik. Bizi telolzyondan tanıyan insanlar, geldik- lerinde şaşıracaklar. bambaşka bir şe>le karşılaşacaklar" dıyor ve devam edıyor; "Oyunda, Türkiye'nin gerçeklerini eglen- ceii bir şeküde anlabyorıu. Bu teksti iki se- / stanbul Komedi Tiyatrosu, Levent Tülek'in Altan Erbulak'a adadığı 'Gökkuşağında Şenlik Var' adlı oyunu bugünden başlayarak Hadi Çaman Tiyatrosu'nda sahneliyor. nedir vaâyorum. Teksti yazarken ne tiyat- ro seyircisinden uzak kâlayım ne de fazla onlara çok yaklaşayım istedim, çünkü ka- bare seyircisi kendi istemleriyle geliyor ve onlara fazla vaklaştığınızda sizi çevirebili- yor \e kendi söyleminizden taviz vermek zorunda kalıvorsunuz. Biraz seyiraden uzak durup kişkırtmak lazım galiba." Ye- ni bır oyunu sahneye koymanın ve de yenı bır tıyaTo grubu oîmanm birçok zorlukla- n var. Bunlann en başında finansman ve sahne bulabılmek geliyor. Tiyatro salonla- n daha çok, büyük prodüksıyonlara ya da tıcan oyunlara açık. Kultür Bakanlığı yar- dım yapıyor, ama ıkı yıllık bır tiyatro ol- mak gerek... Gökkuşağının renklennde neler mı var? Anadolu'nun en ücra köşelennde olmala- nna rağmen Azız Şûkran Günü'nün hangı gün olduğunu ve Amerikan hukukunu ken- di ülkesinin hukukundan daha iyi bilen, dış dünyayı pembe dızılerden öğrenip kendi gerçekliklenni de öyle algilamaya başlayan kadınlanmız. ekonomı kurbanı aşklar, ev- lılıkler, "cephede tanışıp arkadaş olan ve birbirlerine 'Adam nasıl öldürülür acaba?' diverek öneriler getiren ve sonra da düş- man saflarda yer aldıklannı fark eden iki acemi askerin trajikomik öyküsü. lafta ül- keyi kurtanp her şeyin en iyisini bilen, ama ülkeyi bu hale getirenlere ov veren insanla- nmız>_" Aynca lstanbul Komedi Tiyatro- su'nun yakmlan kaybolan insanlara ada- dıklan. ılk olarak bır hücreevınden sağ kur- tanlarak karakola getırilen iki gence ma- dalya takılmasını anlatan buruk bır skeçle kaybolanlan anıyorlar... Yeşılçam'a nos- taljık bir selamm göndenldığı final skeci "Memleket Bir Türk Sinemasıdır Aslın- da"da ıse Ömereik. Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Önder Somer, Kayban Yıldızoglu canlandınlıyor. Ilgmç olan, Kayhan Yıldı- zoğlu'nun kendıni canlandırması. "Gök- kuşağuMİa Şentik Var", nısandan ıtibaren tüm Türkiye çapında, mayıs ayında da Av- rupa'ya yapacağı turnelerle lstanbul dışın- dakı ızleyıcılere de merhaba dıyecek. Norveç'te Goya fmtması • OSLO(Cumhuriyet)-Oslo"dakı Ulusal Müze'de Goya sergisi iki ayn açılış töreniyle başlatıldı. Cuma akşamı Norveç Kralı tarafından ilk açılışı yapılan müzenin halk için gerçekleştirilen ikinci açılışı, Kültür Bakanı Ase KJeveland tarafından yapıldı. Bir süre önce ülkenin büyük ressamı Edvvard Munch'ın bazı tablolannın çalınmasına sahne olmuş olan müzede, Goya sergisinden ötürü geniş güvenlik önlemlen alındı. Sergilenen tablolardan yalnızca biri müzeye ait. Diğerleri, ünlu ressamın 250. doğumgünü dolayısıyla Ispanya'nın başta Prado Müzesı olmak üzere çeşitli müzelerinden getinldi. Pop grubu Take That dağüıyor • Kültür Servisi - İngiltere'nın ünlü pop grubu Take That bu yıl sonunda dağılıyor İngılız The Sun Gazetesı, plak endüstrisi kaynaklanna dayanarak verdıği haberde. ünlü grubun bır veda turnesı düzenledıkten sonra dağılacağını yazdı. 1993 y ılı temmuz ayında 'Pray' adlı şarkılanyla ünlenen Take That grubunun pek çok şarkısı en çok satanlar lıstesınde bır numara olmuştu. Avnupa Konseyi'nden Ağır Roman'a destek • STRASBOURG (AA) - Avrupa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Eurimages, Metin Kaçan'ın kitabından uyarlanan 'AğırRoman' adlı filme destek verecek. UmurTuragay'ın yönettığı filmde başrolü Müjde Ar oynuyor. Amenkan sınemasına karşı Avrupa sinema sanayiıne destek vermek ve yeteneklı yönetmenlen teşvık etmek amacıyla 1988 yılında kurulan Eurirnages, kuruluşundan bu yana 443 filme 805 milyon Fransız Frangı destek sağladı Erdal İnönü'nün kitabı bir ayda on baskı yaptı Kültür Servisi - Erdai Inönü'nün "Anılarve Düşünceler" kıtabının 10. baskısı buhafta pıyasaya veriliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nm 1930'lardan 1990'lara kadar uzanan öyküsünü yalın bir dıl. esprili ve alçak gönüllu bir üslupla sunan Erdal lnönü, genelde tanh sırası içinde verdığı olaylan, zaman zaman günümüz penceresinden de yorumluyor, değerlendiriyor. Bir ay gibi kısa bır sürede pıyasaya sunulan toplam 22 bin "Anılar ve Düşünceler" kıtabının ikinci cildı, bu yıl içinde yayımlanıyor. Erdal İnönü'nün dört cılt olarak tasarlanan "Anılar ve Düşünceler" kıtap sensinın yayıncılıgını Idea lletişim Hızmetlen. dağıtımını ise lletişim Yayincıhk yapıyor. 1. İzmip Kitap Fuarı martta İZMJR (AA) - TÜYAP kıtap fuan bu yıl ilk kez 9-17 mart tarihleri arasmda İzmir'de düzenlenecek. Fuara 120 yayınevi ve 100 yazann katılması beklenıyor. Tüm Fuarcılık ve Yapım A.Ş tarafından düzenlenen fuar, fstanbul \-e Ankara'dakinden farklı olarak, 11-13 mart tarihlen arasmda Ege Bölgesi'ndeki kitabevlen ve dağıtım şirketlerine açık olacak. UNESCO tarafından "Nasrehin Hoca Yıh" olarak ılen edılen 1996 yılında, fuann teması "Kitap ve Mızah" olarak belırlendı. Fuarda, "Edebıyatta Mızah" konusu ağırlıkta olmak üzere 40'ın üzennde sergı, söyleşı ve panel gerçekleştirilecek. Fuara. Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, Türkiye PEN Yazarlar Derneği, Karikatürcüler Derneği ve Izmır Gazetecıler Cemıyetı de katılacak. Fuara çok sayıda Türk yazann yanı sıra Bulganstan'dan, Yunanıstan'dan vc tngıltere'den konuk yazarlar da katılıyor. Uhıdağ Ünivepsitesi 20. Yıl Öykü Yapışması Kültür Servisi - Uludağ Ünıversitesı'nin açtığı '20. Yıl Öykü Yanşmasf nın katılım koşullan belırlendi. Konu ve sayfa sınırlamasının olmadığı yanşmaya gönderilecek öykülenn yayımlanmamış ve ödül almamış olması gerekıyor. Füsun Akatlı, Fendun Andaç, Mustafa Durak, Nükhet Esen ve Bahadır Gülmez'den oluşanjün tarafından değerlendınlecek olan öyküler, 26 Nisan 1996 tarihıne dek Uludağ Üniversitesı Sağlık Kültür ve Spor Daıre Başkanlığı 20. Yıl Öykü Yansması, Görükle/Bursa adresıne gönderilecek. Güngöp Kabakçıoğlu'nun poptpelepi • Kültür Servisi- Güngör Kabakçıoğlu, yanm yüzyıl boyıınca ülkemiz yaşamında ız bırakmış yazarlar, çizerler, sahne ve perde sanatçılan, ressamlar, politıkacılar ve ışadamlannın karikatürlennden oluşan 'Portreler' sergısini cuma günü saat 18. 00"de Karikatür ve Mizah Müzesi'nde açıyor. Sergi, 3 marta dek izlenebılecek. K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle