29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6ARALIK1996CUMA HABERLER 10 tutuklunun öldürülmesiyle sonuçlanan Diyarbakır Cezaevi olayları için 83 avukat savcılığa başvurdu Cezaevî vahşetîne suç duyurusuDİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Dıyar- bakır E Tıpı Cezae\ı"nde 24 eylül günü meydana aelen 10 tutuklu \ e hükümlünün ölünü. 23'ünün de varalanmasıyla sonuç- lanan ola> lar üzerine Cumhurıy et Başsav - cılığf na suç duyıırusunda bulunuldu. TKP ML-TİKKO örgütünün üst düzey yönetıcılerinden oldkığıı öne sıirülen 25 ya- şındakı Hasan Hüsej in Er de Bayrampaşa Cezaevı'nde dün sabaha karşı ölü olarak bulundu. D:>arbakır Barosu'na kayıtlı 83 avuka- tm imzasını taşıyan ve önceki giin başsav- cılığavenlendilekcede. "DiyarbakjrETİ- Pİ Cezaevi müdürleri. İnfaz Koruma me- murian \e idare personeli. Cezaev i Jandar- ma Bölük Komutanlığı. Suba>. Astsubay.er \e erbaşlarıyla sorumlulanca çağrılan di- ğer kolluk görevlilerinin. taammüden. ca- na\arca bir his şe> kiile \e işkence suretiy- le adanı öldürme ve adam öldürmeye tam teşebbüs" suçunu ı^ledıklen belırtıldı. 24 eylülde meydana gelen olayların ay- nntılı bır şekılde anlatildığı 66sayfahk suç duyurusu dilekçesinde. şu görüşlere yer \ erıldı: "Sanıklann eylemi ağır cezalık olduğu gibi yasanın öngördüğü cezanın idam nite- • Diyarbakır Barosu'na iiye avukatlann Cumhuriyet Başsavcılığfna verdiklen diiekçede olaydan sorumlu güvenlik güçlerinin. "taammüden. canavarca bir his şe\ki ile ve işkence suretiyle adam öldürme ve adam öldürmeye tam teşebbüs" suçunu işledikleri belirtildi. Bayrampaşa CezaevTnde de TİKKO örgütü yöneticilerinden Hasan Hüseyin Er ölü olarak bulundu. liğinde oluşu da dikkate ahnarak C- ML'K'un 104. maddesi u> annca derhal tu- Uıklanıa önlemine baş\urulmasını. sanık- lann konum \e sıfatları iribany la delülerin karartılması. gölgelenmesi hatta ortadan kaldırılnıası kuşkusu herzaman taşınmak- tadır. Böy lesi bir olay da tutukJama önlemi- ne başv urulmadığı takdirde. kaıını yetkisi taşıyan herkesin. en ağır hukuk ihlallerini penasızca yapması teşvik edilmiş olacağı gibi bunun \ebalinin dc(kamuo\u tarafın- dan) hukuk \e yargıya yükleneceği de tabi- idir.Oysahiçkimsenin hukuk \eyargı>ı\e- bal alnnda turmaja hakkı uıktur." Hasan Hüseyin Er öldürüldü İstanbul HaberServisı'ninhaberine gö- re. TKP ML-TİK.K.0 örgütünün üst düzey y ö.ıeticılerinden olduğu öne sürülen 25 y a- şindakı Hasan Hüseyin Er. tutuklu olarak kaldığı Bayrampa^a Cezaevf nde dün sa- baha karşi ölü olarak bulundu. Boğularak öldürülen Er. İstanbul DGM'de22.5 vıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası iste- miyleyargılanıyordu. İstanbul Cumhuriyet Başsav cısı Ferzan Çitici. Er'ın örgüt arka- daşlan tarafından öldürüldüğünü söy leye- rek. "Cesedin yanına "teslımıvet ve ıhanet cezasız kalmaz" yanlı bir kâğıt bırakmış- lar" dedi. Adalet Bakanhğı olay hakkında adlı \e idarı soruşturma başlattı. Bayrampaşa Cezaev ı'nde dün sabaha karşısaatO5.3O"daTKP \1L-TlKKOda\a- si sanıklarından 25 yaşındakı Hasan Hüse- > in Er ölü bulundu. Boğularak öldüriildü- ğübildirilen Er'in cenazesi birkaç saat son- ra Adli Tıp Morgu'na kaldınldı Bu arada sı>a>i koğuşjarda bır siire gergınlik yaşan- dı. Güvenlik güçleri. cezaevi önünde yo- ğun gü\enlık önlenıi alırken, Bayrampaşa Cezae\ i Savcisi. Cezae\ leri Izleme Komı- tesi üyesi a\ ukat EşberYağmurdereliilebir grııp avukatm Bayrampaşa'ya gelmesinı ıstedı. Öğleden sonra Yağmurdedelı. a\u- kat Ercan kanar \e İstanbul Barosu Baş- kanı Yücel Sa\mancezae\ ine «elerek sav- cı ve koğuş temsilcileri ıle görü^tüler. Yağ- murdereli gazetemıze yaptığı açıklamada. cezae\i savcısındanolay hakkında bilgial- dıklarmı söyledı. Ölüm olayından sonra cezae\ınde bır sürc gergınlik yaşandığına dıkkat çeken Yağmurdereli. "Bu gerginlik daha sonra sakinleşmiş. Koğuş temsilcile- ri, durumunsakinolduğunuvurguladılar" dedı. Çıticı ise Er'in örgüt arkadaşları tarafın- dan öldürüldüğünü belirterek. "Cesedin yanına 'teslimı vet v e ıhanete y anıtımız' >a- /ılı kağıt bırakmışlar" dedı. Tuncelı'nın Hozat İlçesi nüfusuna ka- yıtlı "Babo" kod adlı \e "Metin Cilalıoğ- lu~ sahte kimliğini kullandığı öne sürülen 25 yaşindakı Hasan Hüseyin Er. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüöü'ne bağh ekıplerce 30 Hazıran I W t e gözal- tına alınmıstı Emnı>e»en vapılan açıkla- mada Er'in TK.P ML-TIKK.0 örgütünün üst düzey .sorumlusu olduğu bıldırilmişti. A>nı operasyon çerçe\esinde örgüte silah. mermi. maddi destek ve sahte belgeler sağ- ladığı belırtilen Tuncer Düaveroğlu. Ah- met Ateş. Hasan Emir, Ramazan Öktül- müş. İmam Candan. Nurettin Sonbahar. Sondiba Doğan. Güler Yapışkan \e Irak u\ruklu Leyla Kadirde gözaltına alınmiş- tı. Soruşturma sonucuna göre. İstanbul DG\1 Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Hasan Hüseyin Er. Tuncer Dila\eroğlu. Ahmet Ateş \e Ramazan Öktülmüş hakkında T- C^"nin 168 1. maddesi \e 3713 sayılı ya- ^anın 5. maddesi uyarınca •^'asadışıörgüt içerisindeamir \e kumanda \etkisinesahip olarak\azjfealmak" 5uçundan22.5\ıldan az olmamak üzere. Hasan Emır hakkında da -vasadışı örgüt üjesi olmak" suçundan 15 ile 22.5 yılarasında ağır hapıscezası ıs- temiyle İstanbul 4 No'lu DGM'de da\a açılmı^tı. Diğer sanıklar hakkında ıse "takipsiz- iik" kararı \ erı Jmıştı. \art»ılamaaşamasın- da Er'in 1992 ile 1993 yıllarıarasinda kır- sal alanda \e Istanbul'da örgüt içinde yü- rüttüğü faalıyetlere ılı^kın ayrıntılı bılgi verdiği öne sürüldü. Aynı dava kapsamın- da yargılanan arkada^ı Ahmet Ate^'ın 15 Aralık 1994'te Bayrampaşa Cezaevi'nde öldürülmesi üzerıne Er'ın ıtiratlarını gerı aldıöı bıldirıldı. Dosya sayısı 1O5'e çıktı İsmail Beşikçi'ye bir dava daha • Yüz yılı aşkın hapis. 10 milyar lira da para cezası istenen İsmail Beşikçi hakkında Ankara DGM bir da\ a daha açtı. Beşikçi">i tanıtıcı amaçla hazırlanan kitapçık. maddi sıkıntılar nedenivle matbaada beklivor. HLLYATOPCL Yazdığı kıtaplar \e nıahkemelerde yaptığı savunmalar nedenıy le hakkında yüz yıla yakın hapis. lü miKara yakın da para cezası istenen sosyolog-yazar İsmail Beşikçi için 105'incı dava açıldı. "Türkiye'de İnsan Hakları Panoraması" kıtabı nedeniyle Ankara DGM'de açılan da\ada Be^ıkçi'nın Terörle Mücadele Yasasf nın 8. nıadde!.i uyannca cezalandırılması istenıvor. 1939 Iskılip doğumlu sosyolog-yazar İsmail Beşikçi. 1962 yılında Siya.sal Bilgiler Fakültesi'nı bitirdi. Kısa bir süre memur olarak çalışan Beşikçi. Erzurum Ataturk Üniversıtesi Sosyolojı Bölümü'nde asistanlığa başladı. Doktorasını I967'de tamamlayan Beşikçi. l%9 yılında -Dogu Anadolu'nun Dü/eni Sos\o Ekonomik \e Etnik Temeller" kıtabını yazdı. Bu kitap nedeniyle ünıversitedeki görevıne son verilen Beşikçi. 1971 yılında Ankara ÜniverMtesi Siyasal Bilgiler Fakiiltesf nde çalışmaya başladı. Aynı yıl bir kitabı nedeniyle tutuklanarak cezaev ine giren Be^ıkçi. 7 4 yılındaki genel afla >erbest kaldı ancak üniversiteye kabul edilmedi. I979 yılında yine bir kitabı nedeniy le tekrar cezaev ine giren Beşikçi. Toptaşi Cezaev i'ndeyken Isveç \azarlar Bırlıği Başkanf na yazdığı bır mektup nedeniyle tekrar yargılandı. Yargılandığı sırada yaptığı savunmalar nedeniyle de hakkında dava açılan İNnıail Beşikçi. 1981-198" 7 yıllan arasında cezaev inde kaldı. IWII yılında yazdığı "DeOetJerarası Sömürge Kürdistan". "Bilim- Resmi İdeoloji-Devlet-Demokrasi >e Kürt Sorunu" kıtapları ile "BirAydın Bir Örgüt \e Kürt Sorunu" kitabı nedeniy le tekrar cezaev ine gırdi. Bu süre ıçerisinde hakkında açılan davalar da birer birer kesinleşmeye başladı. Geçen yıl Aralık ayında İnsan Hakları Derneği'nin bazı yazarlardan görüş alarak hazırladığı kıtaba gönderdiğı yazı nedeniyle Ankara 2 Nolu DGM'nın açtığı dava ile birlıkte Beşikçi hakkındakı davalann sayısı 105'eulaştı "Türkiye'deİnsan Hakları Panoraması" ısirnlı kıtaba Beşikçi ile birlikte yazı göııderen İHD yönetıcıleri hakkında da Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi uyarınca ceza isteniyor. Beşikçi hakkında bu dava ıle birlıkte istenen hapıs cezası 100 yılı. para cezası ise 10 milyar lirayı aştı. İstanbul'dakı davaları nedeniyle kısa bir süre Metris Cezaev i "nde kalan îsmaıl Beşikçi şu an Bursa Cezaev i'nde bulunuyor. İsmail Beşikçi'nin çok sayıda kıtabını yayımlayan Yun \'ayınları sahibı ÜnsaJ Öztürk de \azar uibi cezaev inde. FAIİI SUSURUJKTAK» " "'"DADIR Tutuklu yakuılanııdau tepki Adalet istediklerinj sövleven tutuklu \e hükümlü aileleri. "suç işle>en nıafy acı de\ let çocuklanmı/j \ argıla>anıaz" dediler. İstanbul Tabip Odası'nda dün bir basın açıklanıası vapan aileler. bugüne kadar çocuklanmn vatan haini. terörist ilan edildiklerini \e katledildiklerini sö\ lediler. Artık çektiklerinin hesabının verilmesini iste\en tutuklu vakınlan. "Susurluk. devletin gerçek y ü/ünün ortaya çıkmasının bir başlangıcıdır. Susurluk'un üstünü örttürmeyeceği/. Yargı artık halktır. Bugüne kadar henı /ulünı hem de kendi suçunu/u yargı\ la örten sizdiniz. Şimdi yargılama su-ası bizde" diye konuştular. (Fotoğraf: CEM ULUTÂŞ) Tf Petrol-ABD-PKK saptamasına yönelik kitabı nedeniyle yargılanmasına başlandı Erdost'a bölücülük suçlatnası • Yayıncı-yazar Muzaffer Ilhan Erdost'un, petrol boru hattı. ABD ve PKK bağlantısına dikkat çektiği "Türkiye'nin Yeni Sevr"e Zorlanması Odağında 3 Sıvas" adlı kitabında "bölücülük propagandası" yaptığı gerekçesiyle yargılanmasına başlandı. AN'KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yayıncı-yazar Muzaffer İlhan Er- dost'un. PKK'nin faalıyetlerinde "pet- rol boru hafh-ABD bağlantısını' anlat- tığı kitabında "bölücülük propagan- dasıyaptığı" gerekçesiy le yargılanma- sına başlandı. Ankara l Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) görülen da- vanın diinkü duruşmasında Erdost'un sorgusiı yapıldı. Savcılığın. "Türki- ye'nin \"eni Se\ r"e Zorlanması Odağın- da3Sı\as"adlı kıtapta "bölücülükpro- pagandası" olarak yorumladığı bö- lümlerın kendi görüşleri olmadığını. Sosyalist Alternatıf ve Ozgür Halk dergilerinden alıntı yaptığını anlatan Erdost şunları söyledi: "Alıııtıların özelliğini açıkiamak açı- sından. burada. özellikle \ urgulanma- sı gereken nokta. Ortadoğu'da. Ameri- kan yönetiminin. resmi olmayan yol- lardan ulus-de\let>erine,efnik\edin- sel cemaatlerin doğal örgütlenmesini öneren poliiikasının. PKK'nin. ulusal de\let olan Türkiye CumhuriyetPnin yerine etnik \e dinsel topluluklann ken- dilerine "askeri ve siyasal temelde ya- ratacaklan' de\letçikler politikasıyla örtüşınüş olnıasıdır." Kudüs Federal Enstitüsü Başkanı Daniel Alazar'ın bilimsel bir seçkiye yazdığı girişte. Türkiye Cumhuriye- ti'ni anımsatan bir it'adeyle. Ortado- ğu'da ulus-devletlerin yerini. etnik- dinsel cemaatlenn almasını savundu- ğunu kaydeden Erdost. şöyle devam etti: "Amerikan yönetiminin yakından benimsediği bu görüş. özünde Ala- zar'ın belirttiği gibi. ulus-de\ let yerine. Osmanlı milletsisteminin mümkün bir modelolarakgeçirilmesinibenimseyen bir görüştür. Türkiye'ye Osmanlı mo- deli, "3 Sıvas'ın yayımlanmasından sonra da önerilmiştir. CİA eski Orta- doğu uzmanlanndan Fuller de, Kaf- kaslar Konferansı'na katılmak için gel- diği İstanbul'da I ürkiye've Osmanlı modeli önermiş. bölgedeki birçok top- luluğun (cemaatin) Türkiye'nin lider- liğinde bir federasyonun üyesi olmayı isteyeceğini belirtmiştir." Dosyadakı kanıtların saptanması sı- rasında kıtabın yazarı bölümünde "Muzaffer İlhan Erdost" ismini gören Karadeniz. sanığa. "Sizin gerçek adı- nız hangisi" sorusunu yöneltti. Er- dost'un. "İlhan benim kardeşim" açık- lanıası üzerıne. mahkeme başkanı, "Kitabı birliktemiyazdınız?" dedı. Er- dost. "Ben kardeşim İlhan Erdost'un yaşamını yitirmesinin ardından onun da adını kuUanmaya başladım" dedi. Erdost'un avukatı, dava konusu ki- tap hakkında verilen toplatma kararı- nın kaldınlmasını ve kitapta "bölücü- lük propagandası" yapılıp yapılmadı- ğıııın saptanması için Ankara Cniver- sitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyele- rinden oluşacak bir bilirkişi heyetinin görüşünün alınmasını istedi. Davalı avukatının istemini reddeden mahke- me başkanı. duruşmavı erteledi. ÜZYAZI/ ORHAN BİRGİT Refah Partisi'nin organı 'Mil- li Gazefe'nin dünkü sayısı. Başbakan'm Dublin'de düzen- lenen Avrupa Birlıği toplantısı- naçağrılmayıp bu toplantı ne- deniyle İrlanda'da başbakanın verdiği akşam yemeğine da- vet edilmesi karşısında izledi- ği politikayı öven yazı ve yo- rumlarla kaplıydı. Aynı tutumu başka bazı is- lamcı gazetelerde de görmek mümkün. Erbakan'ın "Avrupa'yı uyar- dığı, tiyatronun bittiği, onurlu davranışlar dönemının başla- dığı" türünden yazılar yazılır- ken. başka kaynaklarda Türki- ye Büyük Millet Meclısi insan Hakları Komisyonu'nun. kendi konusunda ilişki kurmak için başvurduğu on Avrupa ülkesi parlamentosundan, bu ülke- lerdeki Türkiye büyükelçilikle- ri aracılığı ile "İnsan hakları ile ilgilipaketi Türkiye'de uygula- maya geçirmeden bize gelme- yin" biçimınde yanıtlar aldığını duyuruyorlar. TBMM insan Hakları Komisyonu'nun Refah Partıli başkanının ımzasıyla Dı- şişleri Bşkanlığfnagönderilen bir yazı ile Almanya, Belçika, Hollanda. ingiltere. Isveç. Nor- veç. Hırvatistan, Avusturya, Makedonya ve Bosna-Her- sek'te incelemeler yapmak için komisyon adına bir kuru- lun bu ülkeleri ziyaret isteği be- lirtiliyor. Bu tür konularda olduğu gi- bi. adı geçen ülkelerin parla- mentolarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na davet mektupları göndermesi. mektupta ziyaret tarihinin ve programının da belirtilmesi ge- rekiyor. Ancak. ülkesındekı Türk işçi bınkımi nedeniyle Almanya ile son iç savaşta kendisine gös- terilen desteğin etkısinde bu- Hangisi Haklı? lunan Bosna-Hersek dışında- kı ülkelerden olumsuz yanıtlar yükseliyor. Sekiz ülkedeki tem- silcilerimiz, aşağı yukarı aynı cümlelerle örülmüş mektuplar- la ev sahipliğini beklediğımiz ülkelerin mazeretlerini sıralı- yorlar. • • • Açık açık bu ülkelerde insan hakları ile ilgili uygulamalar ne- deniyle Türkiye'den şikâyetler olduğu sıralanıyor. Belçika'da- ki büyükelçiliğimizin, böyle bir zıyarette ev sahiplerınin parla- menterlerimize eleştiriler yö- nelteceklerini, bu eleştirilerin de Belçika basınına yansıya- rak iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkileyeceği söyleniyor. Bu yazışmalar olduğu sıra- da, Diyarbakır Cezaevi'ndekı işkenceler sonucu on hüküm- lünün öldürulme olayı henüz TBMM insan Hakları Komis- yonu'nun raporu ile bir kez da- ha kanıtlanmış değil. Hatta. ül- kemizde hemen her işin altın- dan 'mafya + siyaset + bürok- ratlar' üçlüsünün kurduğu iş- birliğinin kanıtları da böylesine dal budak sarmamış. 76 yıllık onurlu bir geçmışe sahip Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin arşivine. Dışışlerı Bakanlığımız aracılığı ile böy- lesine bir "Olmaz, gelmeyin" yazısının girmesinin ne demek olduğunu, ülkeyi yönetme so- rumluluğunu üstlenmiş olanla- rın uzun uzun düşünmesi ge- rekiyor. Bu yönetimi, yere göğe koy- mayıp 'Avrupayıİkaz'manşet- leri ile kendilerini, ama sadece kendılerini kandırmaya çalışan Rockefeller gazetelerinin ise sirk aynalarının önünde verdik- leri palyaçoluk pozlarını bir an önce terk etmeleri, destek ver- dikleri kadrolar için de emin o- lun en yararlı sonuç olacaktır. • • • Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için, uygulanması gere- ken asıl ölçü, elbette öncelik- le bizim kendimizi bu üyelik için hazır görmemiz olmalıdır. Ey vicdan sahipleri; söyler mi- sinız, bütün Avrupa her gün bir adım daha Mersin yönünde ilerlerken. Susurluk kazası ile patlayan kapaklardan taşan derelerın getirdıği molozlar, pisliklerle biz geçmiş yıllara göre ne yapıyoruz? 1980 Ocak ayına göre çok gerilere düşmedik mi? Hele 1965 Türkiyesi'nin o günkü dünya ölçütlerine göre kendi vatandaşlarına verdiği hakları şimdi anımsayabilenlerimiz var mı? Avrupa ve tüm dünya kamu- oyu her gün, bizimle ilgili yeni olaylar yansıtan medyası ara- cılığı ile ya beyaz zehir kaçak- çılığında, ya kara para işinde- ki çetelerimizin hünerlerini öğ- reniyor. Ünlü ingilız Reuters haber ajansının, Sedat Bucak olayı- na ayırdığı özel bülteninde, uzun uzun yer verdiği feodalist görünümümüz ve korucu dü- zenimizle mi. Avrupa Birliği'nin boy aynasında üyelik için ha- zır olduğumuzsanısınakapılıp kapıyı ısrarla çalmaya kalkıyo- ruz? Elimizi çabuk tutup. gerekli önlemieri cıddi bir biçimde al- maz, vücudumuzu saran bu urları temizlemeyi başaramaz- sak, korkarım 1996 yılının so- nundaki konumumuzu bile. gelecek yıl çok ararız. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ İsmet Sungunbey Hoca'nm Aydınlığı... Pek duygulandığım bir olay oldu geçenlerde:' Postacı bir paket tutuşturdu elıme. içinde bir der-, gi: Mukayeselı Hukuk Araştırmaları Dergisi. Kapa- ğında da şu şatırlar: "Prof. Dr. İsmet Sungurbey'e , Armağan." Üçüncü sayfasında da bir "ithaf" yazı-, sı: "Mukayeselı Hukuk Araştırmaları Dergisi'nin bu . sayısı, İ.Ü. Mukayeselı Hukuk Araştırma ve Uygu-, lama Merkezi Yönetim Kurulu kararı ıle akademik hayatının 50 yılını merkezimizde geçırerek 1994 : Eylül ayında emekliye ayrılmış olan değerli hoca^ • mız Sayın Prof. Dr. İsmet Sungurbey'e ithaf edil- • miştir." Dalıp gittim anılara. Bu yarım yüzyıllık onurlu meslek yaşamının bü- • yük bir bölümüne ben de tanıklık ettim: Sungurbey Hoca'nm binlerce öğrencısinden biri olarak önce; sonra da. sayısız dostlanndan biri sıfatıyla... • -' ismet Sungurbey, Cumhuriyet okurlarının yaban-' cısı değildır. Gazetemızde onun ışık tutucu yazıla-;. rı çıkar zaman zaman; pek önemli bir hukuk soru^ nunda püf noktasını bulur, gözler önüne serer ve', çözüm önerir. '„ Hoca, bunu büyük bir yetki ve yetkinlikle yapar*; Çünkü, ülkemızin yetıştirdiği nadir dev hukukçular-'" dan biridır. Eskisı ve yenisiyle medeni hukukun us: tasıdır. Görüşleri yalnız Yargıtay'da içtihatlara yol açmakla kalmamış, isviçre'nin ünlü Bern Şerhi'nde yer almıştır. Kitapları, hukukçularımızın başucu eserleri arasındadır. Türkiye'de Cumhuriyet Devri- mi'nin bir çocuğu olduğu için, söyledikleri, dil ve içerik olarak cumhuriyetçi bir doğrultuda, ilerici ve yurtseverdir. Dil diyorum, dil önemli kişiyi tanımada. Ve kültürümüzde hukuk dilı, Sungurbey'den ön-,~ ce ve sonra diye ikiye ayrılır. İsmet Sungurbey. yalnız hukukçu değil, bir tarih- çi kimliğiyle de hak ettiği yeri almıştır kültürümüz- de. Açınız Huzur Ders/eri'ni, Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin'l. Eskı Vakıflann Temel Kitabı'nı, dört dörtlük bir tarihçıyi göreceksiniz karşınızda. "Mazi"y\ iyı bilen bir "af/"dir Sungurbey Hoca. ' Bitti mi? Hayır! Hoca, belki de her şeyden çok şu anlatacağımız- dadır: Hümanist derken neyi anlarsınız siz? insanı merkez alarak tarıhe. topluma ve gelece- ğe bakmayı değil mı? Peki ya doğa? Ya öteki canlılar ve hayvanlar? - ^ insan. bunlarla bütünleşmıyor mu? "! Hümanizmanız ınsanla başlayıp onunla bitiyor- sa. dünyanrn güzelliklerini duyumsamada bireksik-J lik hissetmiyor musunuz kendinizde? ^ Kısacası, nedır ınsanca olan? , Bir gün alacakaranlıkta uyanınız, yola koyulup sa-,- at 5'ten 9'a kadar Yedikule'den Aksaray'a, oradan Bayezit'e üniversıte çevresıne değin, çöplüklere uğrayın. Oralarda. birinden ötekine sırtlayarak ta- şıdığı torbalarını açıp. kımsesız, aç. çaresiz, horla- nıptekmelenen.yakalandığındazehirlenenkedile- re ve köpekiere ciğer dağıtan bir adam göreceksi- niz. Bir yirmi yıldır, her sabah yaptığı budur onun: Alaya alınmıştır. hakaretlere uğramıştır, saldırılara- hedef olmuştur, ama yılmamıştır. - Kimdır bu adam bilir misiniz? Anlı şanlı Profesör ismet Sungurbey! Sıradan bir hayvanseverlik değildir yaptığı; soru- nuz kendisine, bir insanlık görevini yerine getirdi- ğini söyleyecektir. insan, gerçek insan bu boyutlardadır işte! Kitap da yazmıştır Hayvan Haklan üstüne; son yıl- larda dilımizde yazılmış en önemli birkaç eserden biri olan bu kitabın adında anlamlı bir alt başlık oku- yacaksınız: "Bir insanlık Kitabı". Bilim adamı, büyük hukukçu. diyecek yok; ama karşımızdaki insanı iyi tanıyalım: Bir bilgedir o her şeyden önce! -. Elinde ibret aynası. yüzümüze tutuyor. Kendimizi göremezsek orada günahı bizim! <Ç • Evet. dalıp gittim anılara. Bir yarım yüzyıllık onurlu meslek yaşamının bü- yük bir bölümüne ben de tanıklık ettim: Sungurbey' Hoca'nm binlerce öğrencisinden biri olarak önce; sonra da sayısız dostlanndan biri sıfatıyla. O onurdan payıma düşen bunlardır. İsmet Hoca'ya sağlık ve afiyet dolu nice yıllar di- liyorum. Teybimde çalan kaseti mi soruyorsunuz? Sezen Aksu'nundur. O güzelim sesiyle, Sungurbey için yazıp beste-;! lediği Hocam't söylüyor: Hocam uyan da git kedilerine mama ver sen... , Ercan, din görevlilerini uyardı 4 Vaazlannızda f \ siyaset yapmaym5 ANK.4R.A (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Nevzat Ercan: dini. çıkarla- rına alet etmek isteyen sıya- silerbulunduğunu belirterek din görevlilerinin. aralanna "militan sızmasına" engel olmalarını. \erdiklen \aaz- larda sıyasi yorum yapma- malarını ıstedı. Diyanet İ^le- rı Başkanı Mehmet Nuri Vıl- maz. "Ramazan hilali"nın artık ıntetnet'ten ızleneceği- nı açıkladı. Diyanet İşlerı Başkanlı- ğı'nca düzenlenen "İl müf- tülerisemineri" dün yapıldı. Seminenn açılışında konu- şan Dev let Bakanı Ercan. din görevlileriyle ilgili tar- tışmalı konular olduğuna dikkat çekerek bir dızı uya- rıda bulundu. Din adamları- nın. politikacılarla v e politı- kayla da uğra^mamaları ge- rektiğini bildıren Ercan. "Din görev lileri partilerüstü olmalıdır. Eskiyen siyasi dü- şüncelerle. değişmeyen Al- lah'ın kelamını birlikte ele alamazsınız. Dini dünye\i ik- ballerine. siyasi çıkarlanna alet etmek istevenlere imkân vermemeliyiz. Bu imkânı arayansi>asikrvardır"dedi. Din görevlilerinin. ver- dikleri vaazlarda siyasi ge- lişmelere ılişkin yorum yap- mamalarını isteyen Ercan, "terörizmin defedilmesi"' konusunda. maneu rehber, olarak kendilerine büyük görev düştüğünü söyledi. Ercan'ın. gelecek günlerde yapılacak olan imam-hatip sınavında müftülerin "dos- doğru değerlendirme yap-^ malan" konusunda uyarıda bulunması dikkat çekti. Mehmet Nuri Yılmaz f! Müslümanlar'ın din duygu- ^ larının gelıştiği Ramazanl* ay ının ıy ı değerlendirilmesi-nj ni istedi. \'ılmaz. Diya- • net'in. internet'e bağlandı-,-ı ğını önceleri dağ başlanna^ çıkıp bakılan Ramazan hila- , linın. internet aracılığıyla , canlı olarak ızlenebileceğini söyledi. Camılerde verilen vaazlarda da merkezi siste- • me geçilmesinı ıstediklerini.' anlatan Yılmaz, bu konuş-,ı maların da internet aracılı-j, ğıy la bütün camilerden din-,^ ienebılecefiini kavdetti. ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle