23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6ARALIK1996CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Batı Çıkmazı Ne Demek? MELİH CE VDET ANDAY atı ÇıknıazT adlı kı- tabı (Dergah ^lavın- ları l 975) okumuş- lum bılıyordum bır dostıımunkıtaplığın- da gorunce \enıden okuma hevesıne kapıldım Ivı dc etmı- şım Sankı okuvan ben değılım vepye- nı ızlenimler ald'm Tartışmalar çıkar- dını kafamda Once kıtabı tarıtav ım kisaca öHazıran l8S0"de. Moskova'da Puş- kinvonııtunıınaçılıştorenı vapılıvor Bıı Rusvada bır şaır ıçın dıkılen ılk yonut Ola\ ıiç gun suren torerı v e toplantılarla kutlarmor ona "ulusal şair" nıtemı \e- rılıvor Kıtabın gmş bolumunde şovle denı- \or "Bu kutlama törenleri dış gorunuşte edebî nıtelikte olmakla birlikte, içın için guçlu bir sivasi aniam taşıyordu. O sıra- da Rıma'da ıkı ana sivasi parti vardı. Bunlardan birı, duşuncelerini Avru- pa'dan alan Bitıcılar oteki ise Rus- va'nın geleceğinı kendi başına sağlavabi- İeceğine ınanan "Slavcılar va da millı- vetçılerdı. Batıcılar adına Turgenv e\ ko- nuşu>ordu. Dosto\e\ skı ıse,kendıdepck farkında olmadan. kendini Sla\cılann sa- fında buldu. O giin Dostovevski konuş- masıvla halkı coşturdu ve gunun kahra- manı oldu. 1880 yılının Ağustos avında Dostovevski Bır Yazann DergiM adlı der- gisinin ozel bir sayısını çıkardı. Bu sayı aşağjda sunacağımız uç bolumden oluşu- vordu." Işte ehmızdekı kıtabın ıçenğı bu Anlaşılan Dergâh Yayınevı kıtabınsı- vasal ıçenğını ılgınç bulduğu ıçın çevı- nsını gereklı bulmuş Bunu Sunuş vazı- sında şoyle açıklıyor "Batılılaşma siireci Turkive'de ikinci juzyılını doldunıvor. Bu bınuk zaman dilimi içinde toplum tarihî. iktısadî. içti- nıaî. sivasal ve kulturel çalkantılar vaşa- dı. Dinî temele dayanan dunva goruşu ve dev let anlav ışr v ıkıldı. Bu tcmel uzerinde altı >uzyıl vaşavan memlekef parçalandı. Vine bu dinî ozden ka\nakJanan kultu- ru, gelenekleri buv uk değişiklikJer geçir- di. Bin yıllık tarihi inkâredilerekyeni ne- silleriearadaki koprüler atildı. Gunumuz Turk toplumunu oluşturan fertler artık ma/i ile bağlantı kuramayacak derecede kendi geçmişlerine vabancılaşmış du- rumdadııîar. Butun bu çalkantıiann bir tek gavesi vardı: Çağdaş uygarlık sevivesine ulaş- nıak. Vani on dokuzuncu vuzvıl Batı ka- pitalizminin somurgeci geçmişinin uze- rine bina ettiği goz kamaştıncı ileri tek- nolojık seviveye \armak. Vani liberalist anlamda hur \e yine aynı anlamda mu- reffeh bir Batı ulkesi haiine gelmek Turk toplunııı usttencı baskılarla bu volda lan- /imat. Meşrutivet.Cumhuriyetaşamala- nndan geçti" Kıtabın kapagını çev ırıp y enıden oku- yorumadını BatıÇıkmaa. E şu Sunuş yazısındakı sozlen de okuvunca o "çıkmaz" sozunun anlamı daha bır a\dınlığa kavuşuyor Batılılaş- mak yanlış bır amaçtır toplumu geçmı- şinden eder Turk toplumu Tanzımat. Meşrutıset Cumhunyet aşamalarınddn geçerek şan- lı geçmışınden olmuş ve bu vuzden bır "çıkmaz"a gırmıştır Elımızdekıkıtapbırçevırı 1880 \ ı lın- da Mosko\a'da dıkılen Puşkın vonutu dolayısıyla duzenlenen toplantıda o za- mankı Rusya nınBatıulan(orneğınTur- genyev) ıle Slavcılar arasında (orneğın Dostovevskı) geçen çok ılgınç bırkarşı- laştırmav ı gozler onune serıyor Ama bu ılgınç olav ustune bılgılenır- ken bız bırv andan Batılılaşmanın van- lış oldugu aşılam?sı ıle de karşılaşıvoruz dahası. bız Tanzımat tan bu yana yaşa- dığımız vozlaşma geçmışımızı yadsı- ma. kendımız olmaktan çıkma surecının bılıncıne Do&toyevskı'nın duşuncelerı ıle vamoruz Kıtabın amacı bu Okur ıster îstemez soruyor •\rada bov lesıne bır benzerlık \ar mı1 Once ^.u "şanlı geçmişimiz" uzerinde bırazduralım Tanzımat tan oncekı \a^antımızda Turk toplumunun kulturel sanatsal. bı- lımsel duze\ı neNdı1 Bunu bılıyor mu- yuz1 Kaç kıtap vardı. okur yazar ;>ayısı ney dı' Hangı bılumel buluşlar sanatsal yenılıkleratılmı^tı ortava1 \çma\ahm acıklıdır O> sa Dostoye\ skı. o torendekı konuş- masından soz ettığı yazısında ^o\le dı- \or "İlerıyi gorme yeteneği sadece Puş- kin'de değil, butun Rus milletinde \ardır. Tabii Puşkin kusursuz bir şaır olduğu için bu yeteneği sanatı aracılığn la en ku- sursuz bir biçimde ifade etmiştir. Ger- çekten de bizim halkımızda bo\ le e\ ren- sel anla\ış \e ıı/la^ma eğılimi \ardır. Rus milleti bunu De 11 Petro' nun dev rimlerin- den sonrakı iki > u/\ ıl boy unca birkaçde- fa ispatetmiştir. Konuşmamda, halkımı- zın bu veteneğine değindikten sonra bu- nun geleceğimiz için tek teselli ve buvuk, belki de en buvuk bir umut ışığı olduğu- nu soylemeden geçemedim. En onemlisi. \vrupa'va benzeme emelimızin butun aşın hay ranlıklara ve taşkınlıkJara rağ- men, temelde dogru ve gerekli olduğunu ve artık halka mal olmuş bulunduğunu soyledim. Vanı bu emel milli emeHerimi- ze gavet iyi uymaktadır. \e hiç şuphesiz, esasında milli emellerden de daha vıik- sektir." O gunku torende kendi de pek farkın- da olmadan kendını Slavcılann safmda bulan Dostoy e\ skı Batı'y ı hıç de bır çık- mazolarakgormuvor çunku Batı kultu- runun kapıtalızmdenba^kabırşey oldu- ğunu çok ıyı bılıyor O zaman Ruvva'da Batıcılarla Slavcı- lar arasında geçen tartışmanın, anlaş- mazlığın ozu başka yerdedır Batıcı av- dınlar çoğunlukla Rushalkındanumut- suzdular ıçlerınde "Halkbinmistediği- miz yere gelmezse vok olsun!" dıyenler bıle çıkmıştır Burada Ataturk'un sesı kulağımda çınlıyor "Turk milleti zeki- dir. Türk milleti çalışkandır." Buna tepeden ınmecılik. usttencılık denebılır mı' Ataturk Batı"nın kapıtalızmını. so- murgecılığını Avdınlanmafebefesınden avırmasını bılen ılk oncu>du Puşkın y onutu dolay ısıy la duzenlenen torendekı konuşmalann "şanlı mazi- miz'"cılerıni!,!neyaramadığıanlaşılmı:r tır sanırım Onun ıçın de Dostoyevs- kı'nın duşuncelerini daha açmaya artık gerek gormuyorum ARADABIR BURHAN ŞENATALAR Tütengili Anarken 1966-67 ders yılında demek kı tam otuz yıl on- ce IU iktısat Fakultesı'nm ıkıncı sınıf oğrencılen sosyolojı dersınde Doç Dr Cavıt Orhan Tuten- gil'le tanıştılar Kısaboylu.sakın cıddı mesafelıve saygı uyandıran bu hoca. once zaman konusunda- kı tıtızlığıyle dıkkatı çektı Zıl çalmadan sınıfın kapı- sına gelıyor, zılle birlikte sınıfa gınyor zıncırlı saatı- nı kursuye koyuyor dersını duzgun ve ozenlı bır Turkçe ıle anlatıyor Konusu, azgelışmışlığın sosyo- lojısı ıdı Doğal olarak Turkıye nın sorunları uzerin- de duruyor oğrencılen duşunmeye ozendınyor, ıl- gılılere odev yaptınyordu Bır raslantıyla lıse oğren- cısıyken Tutengıl ın Prens Sabahattın adlı çalışma- sını okumuştum Hemen odev yapmaya talıp ol- dum ve sanırım odasına ılk kez gıdışım odev konu- su saptamak amacıylaydı Daha sonra Cavıt Bey ın rahmetlı Oğuz An ıle yuruttuğu "Istanbul'a Goç ve Çalışma hayatına Intıbak' araştırmasında anketçı olarak çalışmıştım Asıstanlık yıllarımda ıse Cavıt Bey le daha sık goruşme olanağı buldum Kendi- sını bıraz daha tanıdıkça, mesafelı dış gorunuşu- nun ardından çok sıcak ve esprılı bır yanının oldu- ğu ortaya çıkıyordu Cavıt Bey her zaman nesnel (objektıf), ılkelı ve tu- tarlı olmaya buyuk bır ozen gosterıyordu Goste- rışten uzak ve son derece alçakgonulluydu Ken- dısını son goruşum rahmetlı Umit Doğanay'ın vu- ruluşunun ertesı gunuydu Saygıdeger Nun Kara- can'ın odasında bır grup oğretım elemanı toplan- mış bır basın bıldırısı kaleme almaya çalışıyordu Oda kalabalıktı Metnın bır yerınde kapı tarafından gelen bır ses bırduzeltme yaptı Bu Cavıt Bey'dı Hepımızden buyuk olmasına karşın kenarda dur- mayı ve her zaman yaptığı gıbı gereken yerde, ge- rektığı kadar konuşmayı seçmıştı Birkaç hafta geç- meden Doğanay la aynı yazgıyı paylaşacağını o anda herhalde kımse duşunmemıştı Cavıt Bey çalışkanlıgına ve başarılı yapıtlarına karşın solculugu nedenıyle ılk başvurusunda pro- fesor yapılmamışti O gun Profesorler Kurulu nun kararını bır odada birlikte beklemıştık Olumsuz ha- ben soğukkanlı ve olgun bır tavırla karşıladı Ancak bu tavrın arkasında azımlı kararlı savaşımcı bır kı- şılık yatmaktaydı Toplumsal değışımın ağır bır su- reç olduğunu ve savaşım gerektırdığını en ıyı bılen- lerdendı Bu bılınçle yorulmadan usanmadan ya- zıyor, konferans ve panellerde konuşuyordu 1979 yılının sonunda Tutengıl ve Doğanay neden hedef seçılmıştı'? Kararı kım vermıştı'? Cana kıyıcı- lar (katıller) kımlerdı 7 Bu soruların kesın yanıtlarını bugun de bılmıyoruz Ulku ocaklarına uye kışıler- den olabıleceğı gıbı devlet ıçındekı bazı odaklarda olabılır Doğanay ve Tutengıl ın ortak yanları ılerıcı, demokrat kışılıklerı ve oldukça genış kesımlerde tanınmaları ve sevılmelerı ıdı Dolayısıyla vurulma- ları buyuk bır etkı yarattı aynı zamanda kımı çev- relerde tedırgınlık ve yılgınlığa yol açtı Turkıye ve Istanbul Unıversıtesı ıkı durust ve değerlı evladını yıtırmış, karanlık çeteler ıse hedeflerıne bır adım daha yaklaşmıştı Tutengıl ın 17 Ocak 1921 de Tarsus'ta başlayıp 7 Aralık 1979 da (yarın 17 olduruluş yıldonumu) Le- vent te sona eren yaşamı bır onur oykusudur Son yılların ruzgârları ve "yukselen değerlerı" karşısın- da, dostlannın ve oğrencılerının Tutengıl ı bugun daha çok aramaları ve ozlemelerı doğal değıl GELENEKSEL KERMESİMİZ İ bu yıl farklı bır mekânda î " "CEYLANINT1RC0NTINENTAL'" OTEIF (Eskl Sheraton) Balo Safonunda Özenle hazıriadjğımız elışlenmızı ve hedıyelıkierımızı goımeruz ıçın sızlen beklıyoruz. FAKIRLERI KOROMA DERNEGI TARİH 10ARA1JK 1996SAU YER CEYU\NIMTERCOHTINENTALOTELİ SAAT 1030 KUŞADASFnda SATILIKDAİRE Kadınlar Denızı Anıber Sıtesı nde --arılık: \azlik daıre Denız manzaralı 2vatakodaM tiırsafon Tel- 0216- 3^ 48 09 02*6-614 50 36 2 ve 7 yaşlarındakı kızkardeşler için bakıcı abla arıyoruz. Bilgi Yerine Söylenti BÜLENT TANLA / DSP Istanbul \fıllen-ekılı M eslek olarak bılgı uretımı ve pazarını seçmı> bu alanda çeyrek > uzyıla yakın çalışmış bır arajtırmacı doğrudan sı- yasetle ugraşmaya başladı- ğında venı etkınlık alanına uzman gozuyle bakarsa nelen tark eder1 Her meslek mensubunun siyasete gırdığı andan ıtıba- ren kendi kendıne sorduğu pek azınınsa kamu- oyu> la pav la^tığı turden bu soruyu gundeme ge- tırerek onenıl ı bulduğum bır sorunu ele almak ıs- tıyorum Nevi ne kadar biliyoruz? Bilgive nasıl yaklaşıvoruz? Burada bılgı felsefeM uzenne dennlere dal- mak. yontembılım sorunlanyla uzaklara yelken açmak nıvetınde değılım Şu kadar kı, liter mes- lek olarak uğravilım. ısterseya^amın herhangıbır evresinde zorunlu olarak karşıla^alım bılgı uze- nnde dururken bazı temel sorulan her zaman goz onunde tutmak zorundayız Bılgıden ne anlıyo- ruz 1 Bılgı ıçın hangı sınıra kadargıdıyoruz 1 Han gı bılgıyı negerekçeyle arıyoruz 7 Bılgıyene ka daronem \en\oruz' Buyazınınçerçe\ebinı kamuya^amında eko- nomıde, eğıtımde, sağlıkta. adalette gunluk ge- reksınımımız olan bılgn le bu bılgıy ı edınme su- recındegozledığımız bazı temel aksaklıklarolu*- turacaktır Temel gozlemımız ^udur Sağlam \e kanıtlanmı^ bılgı verıne soy lentıy e (rı\ayete) \o- nelıyoruz Bılgıdıyebaktığımızbazı\erılerse>a yanlış >a da eksıktır Bu sorunlann kaynağında ıse bırolçude teknık vetersızlıklerle bılgı anlavı- ^ımızdakı geleneksel v e çağdaş sorunlar y atmak- tadır ama bızı ılgılendıren asıl alan olan sorum- luluklar duzevi, kamusal ve sivasidır "Bilgi toplumu~nun gerçeklığı ya da bu konu- dayapılan spekulasvonlar uzerinde durmakıste- mıvorum Ancak meslekiel olarak baptadığım bırgerçek orneğın \ırmı yıl oncesıne oranla da- ha \a\gm \e avnntılı bılgıye gereksinım duyul- duğu ve bu bılgılere dayanan karar alma >UKÇ- lennın tempo duzey ının de baş dondurucu hızla- ra ulaştığıdır lş yaşamında, ekonomıde bılım dunyasında. teknıkte söz konusu olan bu gerçek elbettekamuyaşamımız ıçınde sıyasettedege- çerlıdır ^ncak onıeğın kuçuk bır kurumun >o- netımınde soz konusu bıle olamay acak bır uvgu- lama kamu vaşamında bu topluma reva gorule bılmektedır Tamamen hayalı ve gerçek dışı ge- lır tahmınlenne davalı "denk butçe" tanımıyla gerçek bılgı \e ongoruler yenne kâğıt uzennde gunu kurtarma oyunlarına ba^vurmu^ oluyoruz "Doğru vorum" gıbı tumden "vonım' H a bağlı kav ramlara dayanarak ıfade ve basın ozgurluğu- nu kısıtlama altına almayı amaçlayan tasarılar onenler hazırlıyoruz Bu ıkı ornekle bıle doğru ve sağlam bılgıy le ışımız olmadığını aslında ge- çerlı ve yerınde kararlaralmak gıbı bırnıyetımız bulunmadığını bızım gıbı duşunmevenlen sus- turmakdışında bıramaı, yokluğııyla rahatsizol- duğumuzu ortaya koyınuş oluyoruz Daha kotu- su bır \andan "bilgi toplumu" dıve bıraz moda- \a uvarken ote \andan soylentı frıvayet) toplu- munu guçlendırme volunda sağlam \e kalıeı adımlaratıyoruz Sovlentı (eskıdıllenva>et)de bırbılgı turudur doğrulanmamış>ddadoğrulan- ması bıle kuşkuhı bılgı demektır I^ın aslına ba- karsanız ınsanların onur \e kışılıklerıvle uğraş- madığı temel ahlaka avkırı olmadığı surece n- vayete de bır dıvecegımız olamaz So) lentılere karşı çıkmakdaboşunabıruğraştır Insanlannher bılgıyıedınmesı onlarıdoğrulatması butunbun- lara olanak bulması -,oz konusu değıldır Sonra herkesı, kendi dar ılgı alanımız ıçınde kendi ku- rallanmıza gore saptadıgımız konularda bılgı- lenmeye zorlamaya da hakkımız yoktur Ancak insanlann ozellikle kamusal alanda doğru. sağ- lam. avnntılı veçok vonlu bilgilenme olanağını or- tadan kaldırırsak. sovlentiler alanını daha da ge- nişletmiş, her geçen gun gerileme surecini veniden uretmiş oluruz. Çok y onlu ve doğru bılgı yenne soylentıler ça- ğınayenıden donmenın kasıtlı yapıldığını ve bel- lı çıkarlara hızmet ettığını duşunuyorum Bu su- retle ınsanların kamu otorıtesıne, dev lete toplu- ma kendılerıneguvenlerıazalmakta veyaratılan bu ortam ıçınde kamuoy unun genış ve doğru bıl- aı sahıbı olması enüellenmektedır Bu dumanlı havadan yararlanacak olanlar da bu eksık ve y an- lış bılgılerle goz gozu gormezken kendılenne kay nak aktanlan çıkarsağlanan çe\ relerolurken toplumun genış çoğunluğu devre dışi kalmakta- dır Sorununsıyasalaçıdanbamtelıburadadırve konu bu yonuyle sıyasaldır Kamunun butununun hedeflerı, gunluk ya^am ve mutluluguy la yakın- dan ılgılıdır Başlangıçtakı sorunumuza donecek olursak. yaşamının bu donemındekı sureklı uğraş olarak doğrudan sıyasetı seçmış bıraraştırmacı, burada bılgı uretımıyle sıyaset arasındakı ılgı ve ıletışı- mı yakından gormekte ve karşılaştığı sorunlara çozum aramaktadır Gozlem ve saptamalanmızı şu ıkı noktadatop- layabılınz 1) Eksık ve yetersız bılgı çok çeşıtlı alanlarda elımızı kolumuzu bağlamakta sorunlann çozu- munu zorla^tırmaktadır Ornek Kayıtdışı eko- nomınınboyutlannelerdır^Goçlernedenıyleya- pısı buyuk değışıklıklere uğrayan yerleşım yer- lennın nufusu sureklı bır bıçımde doğru olarak hangı duzeneklerle (mekanızmalarla) saptanabı- lır' Gayn safı mıllı hasılanın hesaplanmasında nerelerde yanlış yapılmaktadır 1 Tartışmalı ışgu- cu \e ıstıhdam anketlenndekı ekstk ve aksaklık- lar nasıl duzeltılebılır 1 2) Sıyasei adamlan var olan bilgi ve verileride sıklıkla yanlış degerlendırıp kendi amaçlarına gore kendi çıkarlan ıçın kendi yandaşlanndan vana kullandırmaktadırlar Olmayan bılgıler de varmışgıbı gostenlıpyıne dar sıyasal çıkar amaç- lı kullanım ıçın uydurulmaktadır Nufus sayımlanndan seçmen lıstelenne, gay- rımenkul parkımızdan yerleşım yerı planlanna, kayıtdışıgelırlerden Lalelı pıyasasının veturızm gelırlerının gerçek buyukluklerının saptanması- na kadar bırçok alanda doğru ve dınamık venle- re gereksınım duyulmaktadır Kamudakı temız- lık ıstemlennın (taleplennın) karşılanması de- mokrasının sağlıklı ışlemesı butun bu alanlarda ıvedı vekapsamlıbırenvanterçalışmasını gerek- lı kılmaktadır Avrupa Bırlığı'nın babası Jean Monnetde bu bırleşmenın temelını daha 1950'le- nnılkyıllarındaboylebırenvantergınşımıvleat- mıştı TARTIŞMA O Güzelim Türkçe Ezan... S avın Nusret Demiral'ın Bılkent Lnıversıtesi'nde gençlerle yaptığı toplantıda ezanın Turkçe okutulması yolundakı beyanı emeklı olduğu gun koşarak gırdığı mıllıyetçıyızdıyen partısınden sırf bu beyanı ıçın ıhraç edılmesi çok duşundurucudur Kuran ın Zuhruf Surebi nın 2-3 ayetlerınde, "Apaçık kitaba yemin olsun ki, şuphesiz bfr onu duşunup anlayasınız dive Arapça indirdik" ve Fussulet Suresfnın 44 ayetı ıse "Eğer biz Kuran'ı. yabancı bir dil ile bildirmiş olsa idik şunu diveceklerdi: Ayetlen uzun uzun açıklamak gerekecek değıl mı ıdı Bır Arap'a yabancı dılle soylenırmı7 ' derlerdi." Goruluyor kı, Kuran duşunup anlavabılmelen ıçın ınsanlara kendi anadıllen ıle seslenılmesı gereğını belırtıyor Araplaryenı ulkeien fetıhlen sonutu bu mılletlere kendi dınlerını kabul ettırmışler veo ulkelere yerleştırdıklerı Araplar\asıtası ıle ıbadetlenn Arapça vapılmasını sağlamişlardır (Erdoğan \ydin; "Nasıl Muslumanblduk") Kuran. butun dıllere tercume edılmesıne karşın yalnız Turkçeye çevnlmesı gunahtırdıye Osmanlılar tarafından yasaklanmıştır Ta kı Ataturk'un tercume edılmesıne emır vermesine kadar' Evet Ataturk. Kuran 'ı çevın emrı venrken, bu mılletdınını yuzyıllarca cahıl hocalardan naklen değıl doğrudan doğruva oğrensin demıştır Nevazık kı hala dınımızı doğrudaıı oğrenmekten uzak bulunuvoruz Hayatında her şevın en mukemmelını yapan bu buyuk ınsanın ezanın \e ıbadetın Turkçe vapılmasını da bu avetlere dayanarak ıstemış olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır Kuran, bır Arap'a yabancı bırdıl ıle soylenemez derken bır Turk'e Arapça soyleneceğı nasıl ızah edılebılırr) Maalesef, dunyada kendi dılı ıle ıbadet etmeyen yegâne topluluk Turk devletlen topluluğudur Bugun Ataturk'un, Osmanlının şenat duzenınden (tarıhçı Bernard Levvis'ın deyışı ıle "Osmanlı bov undunığundan") kurtardığı Turk mılletını tekraraynı duzene sokmaya çalışıyorlar Ataturk'un emn ıle 1932 Aralık ay ında ezanın Turkçe okutulmasına başlanılmasından sonra buna karşı 1933 yılında Bursa'da cuma namazı çıkışında, Arnavut Seyfettin ıle Gurcu Haftz Mustafa ve 80 kadar taraftannın "Arapça ezan isteriık" ıtırazlan yukselmış ıse de. kendılenne halktan hıçbır destek gelmemıştır Bu hareket uzenne Ataturk, ıbadetın de Turkçe yapılmasını emretmıştır 1950 yılına kadar Turkçe ezan uygulaması yapılmış ısede ıbadet Turkçeleştınlememıştır 1950 yılında ıse. ezan tekrar Arapçalaştınlarak Turklere kendi dılı ıle duşunup anlayarak ıbadet etmelen yasaklanmıştır Av. Kemalettin Çelan Şirine\/er Tel: 504 62 "7 (4 kşanı 19.00- 22.00 arası) ERCİŞ KADASTRO AIAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 1991 64 1992 108 Davacılar Tahır Sunme \e arkadaşları tarafından da\alılar Umaıl Baş \e arkadaşlan alevhıne mahkememızde açılan kadastro tespıtıne ıtıraz davası- nın vapılıp bıtırılen açık vargılamasi sonunda llçemız Kocapınar kdsabasında kam 2^3 nolu parsel hakkındakı davada davacılann davasının reddıne nı- zalı parselın Agıt oğlu tbmaıl mıras^ılan Agıt oğlu Ahmet mırasçıları \e Zınne Çalışkan adına avnı kov 198 nolu parsehn ıse yıne aynı şahıslar adma tapuva kavıtve tescılıne karar \erıldıgı ancak dava taraflanndan Talıa Durdu (Avcu) mırasçılan Ibrahım Av^e AhmetveBedıa nın tunı aramalara rağ- men adreslerının tespıtının mumkun olmadığından hukmun teblığ edılemedıgı lş bu ılanın vavın tanhınden ıtıbaren vasal surebi ıçınde \asal haklannı kullanmadıkları takdırde teblığ edılmış sayılacağı krar ve temyız dılekçsı verı- ne kaım olmak uzere ılanen teblıs olunur O 7 11 i 996 Basın 119409 DENİZLİ İKİNCİ İCRA MÜDÜRLÜĞL DosvaNo 1996 2649 Alacaklı Tahır Demırel vekılı A\ Salıh Erbevın tarafından borçlular son olarak Denızlı V ucebag Mah 835 Sok \ o 6 l" 7 Sakarva ışhanında oturan Nurçın Surucu ıle Denızlı Emek Caddesı 1284 Sok No 1 de ıkamet enıgı belırtılen Haluk Gelgor alevhıne 20 05 1996tanzım 1006 1996 vade tarıhlı 2 100 000 -TLIıkbono senedıne da\alı olarak vade tarıhınden ıtıbaren O o98 taızı protesto masrafi ve ıhtıyatı hacızmasraflan dahıl 2 194 7 58 699 -TL alacağın takıp tarıhınden sonra ışieyecek °o 98 faız. ıcra masrafi \ekalet ucretı ıle birlikte tahsılı ıçın 26 06 1996 tarıhınde takıp talebınde bulunulmuş, borçluların vukanda vazılı senette belırtılen adreslenne çıkartılan teblıgatlar adresten taşındıkları \e tanınmadıklanndan bıla teblığ ıade edılmış. savcı- lıkkanahvlazabıtamanfetıyle>aptırılantahkıkattadaadreslen tespıtedılememıştır Borçiulardan Nurçın Surucu nun Denızlı Atalar Mah 17ada. I par- seldekı payı ve Değırmenonu Mah 1916 ada, 13 parsel uzenndekı Ha>ıbe Surucu nun pavından kendısıne ısabet edecek hıssesı uzenne 26 06 1996 ta- nhınde ıhtıvaten hacız konulmu^tur Borçluların adresı tespıt edılememı^ olduğundan 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28 \e muteakıp maddelenne gö- re kanunı surelere 15 gun ılavesı suretıyle ılanen teblığıne karar verılmıştır Yukarıda yazılı borç ve masrafları borçluların ışbu odeme emrının gazetede ılan tarıhınden ıtıbaren 25 gun ıçınde odemelen, takıbın davanağı senet. kambıyosenedı nıtelıgınde değıl ıse 20 gun ıçınde mercıe şıkâyet etmelerı takıp dayanağı senet altındakı ımzalan kendılenneaıtdeğıl ıse yıne bu 20gun ıçınde avnca ve açıkça bır dılekçe ıle fcra Tetkık Mercıı ne bıldırmelen aksı takdırde ıcra takıbındekı kambıyo senedı altındakı ımzanın kendılerınden sayılacağı, ımzasını haksız vere ınkar ederler ıse alacağın % 4O'ı nıspetınde ınkar tazmınatı ve senet bedelının °o 10'u oranında para cezasına mahkûm edılecekîen alacağın zamanaşımına uğradığı hakkında ıtırazlan varsa sebeplerı ıle birlikte 20 gun ıçınde Icra Tetkık Mercu'ne bır dılekçe ıle bıldırerek mercıden ıtırazın kabulune daıı bır karar getırmedıklerı takdırde cebn ıcraş a de\ am olunacagı ıtıraz edılmedığı \e borç odenmedığı takdırde 25 gun ıçın- de 74 madde gereğınce mal bevanında bulunmaları bulunmaz ıseler hapısle tazvık olunacaklan hıç mal bevanında bulunmaz \eva hakıkate avkırı be- yanda bulunurlarsa hapıslecezalandınlataklaıı borçlunun Atalar Mah Pada I parseldekı payına425 000 000 -TL kıvmettakdıredılmışolup kıymet takdırıne bır ıtırazı varsa ılandan ıtıbaren 22 gun ıçerısınde kıvmet takdırıne ıtırazını etmesı aksı takdırde kıvmet takdırının kesınleşecegı ıhtar olunur 1111 1996 Basın 119V9 PENCERE Bugiinden Uç Veren Göstepgelen... Haberı ılk Cumhunyet verdı "ABD Çekıç Guç'ten vazgeçıyor " Sam Amca nıçın değışmıştı? Bugune değın Çe- kıç Guç'un kalkmasını ısteyen Turkıye, kalmasını ıs- teyen VVashıngton değıl mıydı'? Hangı dağda kurt olmuştu'' Korfez Savaşfndan bu yana Amerıka'nın Irak'ta yuruttuğu polıtıka ıflas etmıştı Neydı o polıtıkanın ozu Irak'ı kuşatmaya alıp Bağdat yonetımını soluksuz bırakarak Saddam'ı< devırmek1 Aradan beş yıl geçtı Saddam yerınde duruyor • __1991'de Korfez Savaşı patlarken Turkıye'de' Özal ın "dedıgı dedık, otîurduğu duduk"tu Bızım- kı tarıhsel bırfırsat yakaladığına ınanarak heyecan- lanıyordu, unlu "wzyon"unu açıkladı - Korfez Savaşı 'nda 1 koyup 3 alacağız - Nasıl? - ABD Cumhurbaşkanı Bush azız dostumdur,' kararını vermış, Saddam 'ın defterı artık duruldu Ortadoğu hantası değışecek, hıçbır şey eskısı gı-' bı kalmayacak Fırsatı kaçırmayalım, savaşa gıre- lım, ganımet masasına oturalım Zamanın Genelkurmay Başkanı Torumtay bu< çılgınlığa dırendı, baktı olmuyor ıstıfa ettı, Ozal zorî bela frenlendı, kraldan çok kralcı duşmanlık polıtı- kası, komşumuz Irak'ın yureğıne ışledı, barışçılar Ozal'ı uyarıyorlardı - Yavaş gel1 Amenka yann obur gun bolgeden çekılır, bız komşumuz Irak'la baş başa kalırız "CIA Turklerı" ıle Ozal yalakaları, barışçılara sal- dırıyorlardı - Saddam'ın adamları' • Acımasız bırambargoyla Irak'ı kuşatan Amerıka, beş yıldan bu yana komşumuzu aşsız, ılaçsız, sut- suz, besınsız aç bırakıyor VVashıngton un hesabı- na gore Irak ordusundan Saddam'ı devırecek bır general beklenıyor ambargo 'Kerkuk - Yumurta-' lık'petrol boru hattını kapadı Irak'la alım-satım yol- lanmızı tıkadı Turkıye'nın beş yıldakı zararı yakla- şık 30 mılyar dolar savaş ertesınde PKK guçlendı, Saddam fobısıyle gozlerı kararan VVashıngton, Ku- zey Irak'ta kukla Kurt devletı tasarımına yol verdı, devletın çekırdeğını "CIA Kurtlen"oluşturdular Tur- kıye'nın başına belalar sarılıyordu, ama bolge ba- taklıktı devlet temelını oluşturacak zemın yoktu, Amenka aşıretler çatışmasının batağına duştu, her bır aşıretın arkasına komşu devletlerın guçlerı yığı- nak yapınca ış sarpa sardı Amenka çekılmelı mıydı? VVashıngton, Kuzey Irak'takı yaklaşık 5 bın "CIA Kurdu"nu Turkıye yoluyla Guam Adası'na goture- rek kurtardı tarıhsel kepazelık vurgulandı, artık Çe- kıç Guç e ne gerek vardı? Amenka Çekıç Guç'u Ku- zey Irak'takı Kurtlen değıl CIA Kurtlerını korumak ıçın konuşlandırmıştı Turkıye, 1 koyup 3 alamadı Tersıne çok buyuk zararlan ustlendık, geleceğın sakıncalarını yuklendık • Pekı, şımdı ne olacak'' ABD'nın Irak a yonelık yenı planlarının ne oldu- ğu açıklığa kavuşmuş değıl Ancak Turkıye bolgede sıkışıyor, Iran bıze şenat ıhraç etmek ıstıyor, Surıye su savaşını yurutuyor; Irak, Ozal yuzunden Turkıye'ye duşmanlaştı Bu durumda israıl eksenının gerçekçı omurgası oluşuyor Islam coğrafyasında ıçerıden ve dışarıdan şerı- atçı kuşatmayla "laık cumhunyet modelı" tehlıke- ye duşen Turkıye, Avrupa'dan da dışlandıkça "Amenka - Turkıye - İsraıl" uçgenının bır koşesıne yerleşmek olanağında ıç ve dış guvencelerını ara- mak zorunda kalacak Bu uçgen, Turkıye yı ıç polıtjkasında şımdıden uç veren koklu kararlara doğru ıtebılır ya da bu yolda elverışh ortamı yaratabılır Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu Yeni Telefon ve Faks numaralan Tel: 0 322 363 12 11 Faks: 0322 363 12 15 ERCİŞ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosvaNo 1995 S4-55 1991 22 Dav acılar Ateş Ataç \ e arkadaşlan tarafından davalılar Şerıfe Onal ve arkadaşlan alevhıne mahkememızde açılan kadastrotespıtıne ıtırazdav asmm venlen ara karan gereğınce Ercış ılçesı Karatavuk kovunde kaın 592 417. 587, 372 475 \e 354 601 949 432 435 ve 438 nolu parsellerle ılgılı mahkememızde açılan davanın taraflanndan. Davalı Şenfe Onal mırasçılan Sıddıka Sanıye, Nar- den Demırden Marıtet Mantıka Onal Zekı Lnal mıras-çıları Ta>ıa Necıbe Nesım Nevzat, \esıle Ihsan Guler Erhan 'Sadıgar Kenan, Esmer ve Songul Onal Ateş Ataç mırasçıları Mukrıme Mustafa ve Yakup Ataç Ahmet Çelebı mırasçıları Sulevman ve Mustafa Çelebı Mehmet Çelebı mırasçılan Bılıcan Canan ve Yakup Çelebı nın tum aramalara rağmen adreslen tespıt edılemedığınden adlarına dava dılekçesi ve komısyon kararının teblığının mumkun olmadığı Yukanda adlan aeçen şahıs ve mırasçılarının duru^ma gunu olan 2901 199^ gunu saat 09 00 a kadar ıtıraz vedelıllen ıle birlikte mahkememızde hazır olmaları veva kendılennı bır vekıile temsıl ettırmelerı aksı takdırde yargılamava gıyaplarında devam edılıp hukum kurulacağı komisvon karan dava dılekçesı ve duru^ma gunu yenne kaım ol- mak uzere ılanen teblığ olunur 30 10 1996Not Mahke- memızın 1991 22 esassavılıdosvasmda Ercış Karatavuk koyul064 107 2 1086 nolu parseller hakkında taraflan davalılar "Velı ^'ıldırım Hazıne \e Hacı Çıftçı oğlu olan davadadabulunamadıklarından Ateş Ata^ mırasçılanna komısyon kararı dava dılekçesı ve duruşma gunu olan 19 2 1997 duruşma gunu ılanen teblığ olunur (3402 say ılı vasamn28 2 maddesi gereğınce) \ınemahkememızın 1995 58 savılı dosyasinda taraflan davacı Ateş Ataç ve arkadaşlan davalı Mehmet Ergul olan Karatavuk koyu nızalı 950 nolu parselle ılgılı olarak devam eden davada da bulunamadıklarından vukarıda açıklandığı uzere ıla- nen teblığ olunu Basın 119416
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle