Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İnrivaz Sahibi: Berin Nadi
GeneJ Yayın Yönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yavın Koordınatoru Hikmet
Çetinkaya # YazıışJerı MudurJen
Ibrahim VıldızlSorumluı. Dinc. Ta>anç
# Haber Merkezı Muduru Hakan Kara
9 Gorsel Yonetmen Fikret Eser
D/ş Haberler Şinasi Danışoğlu • ktıhbarat:
Cengiz Yıldırım • Ekonomı Şülent Kızanlık
9 Kultur Handan Şenköken # Spor
vbdûlkadir > ücelnıan 9 Makaleler Sami
Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı
• fotofraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra % \ urt Haberlen. Mehnîet Faraç
V: ayın Kurulu
Orhan Erinç, Okta\ Kurtboke
Hikmet Çetinkaya.ŞûkranSoner.
ErgunBalcLDinçTa>anç. Ibrahim
V ıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balbav, Hakan Kara.
A.nkaraTemsılcısı Mustafa Balha> • HaberMudüru Doğan
Akın Ataturk Buhan No 125. Kat 4. BaLuılık!ar-Ankara
Tel 4195020 r hat). Faks 4195027 • Izmır Temnlcısı.
Serdar Kjnk. H Zı>a BK 1352 S. 2 3 Tel 4411120, Faks
441911~# AdanaTemsılcısı Çedn Yiğenoğlu, InonuCd
119 S No 1 Kat l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Müesi.eie Muduru Erol Erkut #
Koordınatör. Ahmet K'orulsan •
Muhasebe Bülent V ener 0 Idare
HösejİD Gûrer 0 fşletme Önder
Çelik 0 Bılgı-Işlem Nail İnal 0
Bılgısa>arSıstem Yfürinet Çiler
MEDVA C: • Yonetım Kurulu
Ba^kanı - Genel Mudur Gulbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcibi
Mine Akdağ Tel 514 (T 53 -
51395S0-5l3S46ıWI.Falo 5I3S461
^ a \ ı n l a w n \e Basan: Yenı Gun Haber AıartM Bastn \e Ya>ıncı!ık \ S
Tu
;
kx-ağ'! J a d }-> 4 Caâaloâlu 3433-; Ist PK 246 Isianbul fei (0 212» 512 05 05 C 0 haît Faks (0 2I2ı 5 P xf 95
6ARALIK.1996 Imsak: 5.36 Güneş: 7.08 Öğle: 12.02 Ikindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.09
Ufcıdağ'da sezon
açılıyor
• Haber Merkezi -
Türkiye'nin önemlı kış
turızmı merkezlennden
L'ltdaöda sezon 21
araıktaaçılıyor Güney
MaTnara Turistık Otelcıler
\e işlermeciler Bırlığı
(GÜV1TOBI Başkani Işık
L'ğurtuğ. Turizın Bakanı
Bahattm Yücel tarafından
açıhcak kayak sezonu içın
tüm hazırlıklann
tarrumlandığını söyledi
Doğu Anadolu
Bölgesı nde son günlerde
vaştnan ve 30 vıldır
görllmeyen bahar havası.
dün sabah saatlennden
ıtıbaren yerinı kar yağışına
bıraktı Erzurum
Palandöken Dağı'nda kar
kalınlığı 20 santimetreye
Hastaneler kötü
kokmayacak
• A.NKARA (AA) -
Sağl-k Bakanlığı
Müsteşan Ayrun Çıra>,
hastanelerde kokmayan.
hızmetin güleryüzle
görüldüğıi bırortamın
hede'lenmesını ıstedı.
MüsteşarÇiray. valiliklere
gönderdığı genelgede.
çağda^ hastane
ış.letmecilığinde tıbbi
teda\i ve bakım
hızmetJennın kalıtelı
olarak sunulmasının.
ancak hastane içerisindekı
otelcılık hızmetlerinin en
iyi bıçırnde yerine
getınlmesı ile mümkün
olduğunu ıfade etti.
Terk edilen
çocuklar
• AN KARA (.4.4)-Bu
yılın ilk 6 aylık
bölümünde 0-6 yaşlan
arasında 246 çocuk aılelen
tarafından sokağa terk
edildi. Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esırgeme
Kurumu Genel
Müdürlüğu'nden alınan
bilgi>e göre terk edilen
çocukların ıllere göre
dağılımında Istanbul
büyük farkla ilk sırada yer
alı>or. İstanbul'u. Ankara,
Izmır. Antalya. Diyarbakır
ve Adana gıbi göç alan
iller ızlıyor.
Hasankeyf
taşınıyor
• DhARBAKIR(AA)-
Ilısu barajının göl alanında
kalacak olan Batman'ın
Hasankeyf ılçesınin yenı
yerleşeceği alan. 15ocak
tanhınde yapılacak
ihaleden sonra bellı
olacak Hasankeyf
Beledıve Başkanı Fehmi
Cihan. enerjı amaçlı Ilısu
Barajı'nın yapılmasıyla.
Hasankeyf ıle bırlikte
Diyarbakır. Mardın. Siirt
ve Barman'a bağlı 68
köyün sular altında
kalacağını ıfade ederek
şöyle dedi: "Hasankeyf.
19*92 yıhnda ılçe stariisüne
kaviiştu. Tamamı SİT alani
olan ve 5 bıni aşkın
mağaranın bulunduğu
ılçemızde. 3-4 yıldır kazı
çalışmaları yapılamıyor.
Konut sorununun
yaşandığı 5 bin nüfuslu
ilçede 10 aile. halen
mağaralarda yaşamını
sürdürüyor."
Barış suyuna
çevre koruması
• ANTALYA (AA) -
Manav gat O> mapınar
Baraj Gölü çevresınde
yürürülen banş suyu
projesıne çev re koruma
önerisi getınldı. Antalya İl
Çev re Müdürii Rafet
Ustün. aöl çe\ resinin
doğal SİT alanı olarak ılan
edilmesıni ıstedi.
Üsrün. amaçlannın
sürdürülebilir kalkınma
çerçevesınde sürdürülebilir
gelır elde etmek oldugunu
vurgularken baraj gölü
çevresınde kaçak
yapılaşmanın ve
deniz kıdiliğinın
önlenmesı gerektığıni
söyledi.
Salim Özgür'ün
resim sergisi
• Haber Merkezi -
Ressam Salım Özgür"ün
resim sergısı Taksim Sanat
Galerisi'nde de\am ediyor.
Halen Avcılar'da resim
öâretmeniiğı \apan Özgür.
1950 yilındâ "
Bulganstan'da doğdu.
Razgard Üni\ersitesi'nde
resim öğretmenliği yapan
Özgür. 1988yjJında
Türkiye'ye geldi. Daha
önce 8 kez Türk
sanatseverlerle bır araya
gelen Özgür'ün resim
sergısı. 17 aralık salı
gününe kadar gezilebilır.
Prof. Kemal Alemdaroğlu, 4
Bu senaryoyu oluşturanlar laikliğin temelini sarsmak isteyenlerdir' dedi
4
TürbanIı asistan'a yalanlamaVUSUFZİVAAV
Türban konusunu her fırsarta çarpıtarak
gündeme getıren şerıatçı basının bir iddi-
ası daha valanlandı. Islanbul Lni\ersıtesı
Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Cerrahı Tıp Bı-
limlerı Bölümü'nde türbanla göre\ yap-
makta dırenen asıstan Dr Şükran Erdem
Çalor'ın. böliim başkanlığmın aldığı karar-
la "görev \erinin değjştirilerekCerrahi Mü-
zesi'ne hapsedüdiği" ıddıasının dogru ol-
madığı belıriıldı. Bölüm Başkanı Prof. Dr
Kemal Alemdaroğlu. "Bu kişi birsenano-
nun parçasıdır. Bu senanoyu oluşruranİar.
laik demokratik Türkije Cumhuriyeti'nin
temelini sarsmak iste>enlerdir" dedi.
Cerrahpaşa Tıp Fakultesı Genel Cerra-
hi Anabıüm Dalı'nda 5 av önce asıstan
olan Dr. Şükran Erdem Çakır'ın türbanla
görev yapmakta dırenmesı üzenne. hak-
kında "Dev let Memurlan KılıkKı>afet Vö-
netmeliği''ne av kın da\ randığı gerekçesıy-
le soruşturma açıldı Soruşturma süresın-
ce görev yen değıştırilen Dr. Şükran Erdem'e
"önemJi bazı hastalıkJarla ilgili araştırma
yapma"görevi \erildı Ancak Dr. Çakır. şe-
natçı vayın organlarına yaptığı açıklama-
larda. kendısının Prof. Âlemdaroğlu'nun
emny le "Biriskelet. masa \esandahelerin
bulunduğu Cerrahi Müzesi"ne hapsedilerek,
kapının iizerinekiltlendiğini" ıddıa etti. Bu
arada Dr. Çakır. Yakıflar Genel Müdürlü-
ğü 'nde başka bır görev e atanması ıçın Rek-
törluğe baş\ urdu.
İstanbul Cnıversıtesı Rektörlüğü'nün
onayı ıle 28 kasım tanhınde ünnersıteyle
\asal ılışkısı kesıldı. Ancak işlemlerın he-
nüz tamamlanmamas! nedenn le halen gö-
rev ıne devam ediyor.
2 aralıkta olağanüstü toplanan Jstanbul
Ünıv ersıtesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yö-
netım Kurulu. Dr. Şükran Erdem Çakır'm
"De\ let Memurlan Kı>afet Kanunu \e Vö-
nefmclikferi ilecerrahi biliminin kurallan-
naavkın" davrandığınıve bu konuda Çer-
rahı Tıp Bılımlen Bölüm Başkanlığı 'nın uy-
gulaması ile aldığı önlemleri yerinde bul-
duğunu 2.12 19% tarıh ve 37
54 savılı va-
zıyla karara bağladı.
istanbul Cnıversıtesı Cerrahpaşa Tıp Fa-
kültesı Cerrahi Tıp Bılımlen Bölümu Baş-
kanı Prof Dr.Kemal Alemdaroâlu. konuv-
• İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Cerrahi Tıp Bilimleri
Bölümü'nde türbanla görev
yapmakta direnen asistan Dr.
Şükran Erdem Çakır'ın,
"görev yerinin değiştirilerek
Cerrahi Müzesi'ne
hapsedüdiği" iddiasının doğru
olmadığı belirtildi.
la ılgilı sorularımızı yanıtladr
-Dr. Şükran Erdem Çakır. asıstanlık gö-
rev ı sırasında türban takmakta dırendiği
ıçın Cerrahi Müzesi'ne hapsedıldığıni ıd-
dıa ediyor Bu ıddia dogru mu°
"Bu kişinin iddiası doğru değildir. Bu ki-
şi bir senanonun parçasıdır. Bu senanov u
oluşturanlar,laik,demokran'k Türkjve Cum-
huriyefi'nin temelinisarsmakistevenlerdir.
Mü/enin anahtarı kendisine verilmiştir.
Kendisi bir o> un tezgâhinor. Siz inanabili-
yor musunuz, bir doktorhanımı Cerrahpa-
şa Hastanesi'nin bir anlamda merkezi bir
yerinde, bir ücra köşesinde de değiL üç ay
sürevle odaya kilitlettiğime? Bu doktorun
eşi de Çocuk Bölümü'nde asistan olacak. bu
doktor hergiin çıkacak. evine gidecek."
-Bır asistan müzede gorev lendınlebılır
mı1
"Asistana görev termern normal yetki-
miz dahiünde olan birşey. Araştırma yap-
ması ya da bir hastayı muayene etmesi için
görev veriyoruz. "Hayır. ben muayene et-
mem " midiyecek. Bu düşüncedeki biri bel-
ki onu da söyleyecek. Biz öğrencilerin tür-
ban takmalanna karşı değiliz. Sokakta, te-
orik derslerde de türban takılmasına kar-
şı değiliz. Ama uygulamalı derslerde, has-
ta başında. laboratu\arda. başörtüsü te
benzeri görüntülerin yasa \e yönetmelikle-
re girmemesinin yanısıra o çaiışma koşul-
laruıa uymaması sözkonusudur."
-Dr. Çakır'a karşı şenatçı basında yer
alan "Ya peruk tak. ya çek git. Bu şekiİde
buradaçalışamazsın"ıfadcsın] kullandınız
mı°
"Ben hayatımda hiç kimseye "çek gıt" sö-
zünü kullanmadım. Bcn vasaİan uygulayan
ve yasalan çok iyi bilen bir kişiyim."
-Dr.Çakır'ın ~Biriskelet»esandalyeler-
den oluşan müzeye hapsedüdiği" ıddıası
doğru mu'1
"Bu müze yeni oluşturulmakta olan bir
kurumdur. Bir masa, bir koltuk \e bir is-
kelet. iki de cerrahi aletleri içeren doiap
\ardir. Memuruolmayan bir kurumda dok-
tor hanım ne yapacak? Müzenin yanında-
ki kitapükta araştırma yapma görevi \eril-
miştir. müzede değil. Bu araştırmanın so-
nucu bekienmektedir.Sonuçda hâlâgelme-
miştir. O kitaplığa giriş ya dersaneden, ya
da müzeden olmaktadır. Dersanede ders
yapıldığı için kitaplığa giriş için müze ka-
pısından geçilebilmektedir."
'\argiya çağrı'
Öte yandan İstanbul Üniversitesi Sena-
tosu da yaptığı açıklamada. Dr.Şükran Er-
dem Çakır'la ılgilı bazı yayın organlann-
da yayınlanan haberlerın gerçek dışı ve
kamuoyunu yanlış yönlendırmeve yönelik
oldugu belirtılerek. durumun şıddetle kı-
nandıgı bıldırıldi.
Mariah Carey, En Ateşli Şarkı ve En Ateşli Şarkıcı ödüllerini, su-
nucu Brady "nin eb'nden aldı. (Fotoğraflar REUTERS)
Carey, en ateşli şarkıcı
Kültür Servisi-
7
. Billboard Müzık Ödülleri, 4 aralık gecesı Las
Vegas'ta düzenlenen bırtörenle sahiplerını buldu Cnlü şarkıcı
Madonna. 'En Başanlı Sanatçı' (Artist Achievement Avvard)
ödülüne değer bulundu. Efsanevı gıtanst CarlosSantana(üstte)
objektıflere başanlı müzik geçmışı nedenıyle aldığı "Yüzyılın
Ödülü' heykelciğı ıle gülümsedi. Boyz I! Men ile birlıkte
seslendirdığı
4
ÖneSweet Day'adlı şarkısıvla ABD lıstelerinde 16
haftadır bır numarada olan Mariah Carey ıse gecenın yıldızıydı.
Sanatçı. 'En Ateşli Şarki' ve 'Eri Ateşli Şarkıcı' ödüllerini sunucu
Brady nın elınden aldı. Grammy ödüllü genç kadın şarkıcı Alanis
Morissette ıse 'Yılın Şarlocısı' seçildi. 'Macerena' şarkısının
ünlendirdıği topluluk Los Del Rio. rap şarkıcısı LL Cool J, The
Tony Rich Project ve Tony Bravton gecenın diğer ödüllü
yıldızlanydı.
Geçen av yaptığı doğumdan sonra ilk kez kameralar karşısına
geçen Madonna. ödülünü alır almaz sahnevi terkerti.
Çocuğunu
pazarlayan
anneye
43 yıl hapis
FLAT KOZLL'KLU
VVASHINGTON
ABD'nın Cleveland ken-
rınde bıranne, ılkokul öğ-
rencısı oğlunu 51 vaşında-
ki okul müdiresıne para
karşı lığı "seks kölesi" gi-
bi pazarladığı ıçın 43 yıl
hapse mahkûm edildi. 12
yaşındakı öğrencısine "te-
ca\üz etmek" ve "riişvet
almaktan"yargılanan okul
müdıresi Nancy Marks25
yıl hapisle cezalandınldı.
Robbi Robûıson adlı 36
yaşındakı anneye venlen
cezanıngerekçesı; "Nancy
Marks'tan tehditle 15 bin
dolar para almak ve çocu-
ğunu fahişeliğeyöneltmek"
şeklinde açıklandı.
İki yıl önce ortaya çıka-
nlan ola> öncekı gün ve-
nlen "tarihi hapis cezala-
nyla" son bulurken, mah-
keme yargıcı Kathleen .Ann
Surula. "oğiunun tecav üze
uğrayışına para karşılığı
gözyııman" anneye. "Kö-
pcğinıin seninkinden daha
güçlü annelik içgüdüsü
var" dedi.
ABD basınında yer alan
habere göre. "seks ve riiş-
vet skandalı" iki yıl önce
ortaya çıkarıldı. Clevland
Case Ilkokulu'nun 51 >a-
şındakı müdıresı Nancy
Marks. 12 yaşındakı öğ-
rencısinı cınsel ılışkıye zor-
ladı
Bayan Marks, yaklaşık
ıkı yıl boyunca erkek öğ-
rencısine tecavüz etti. Bu
durumu öğrenen anne Rob-
bie Robınson.>a>lı kadını
"poliseşikâyetle" tehdıt et-
ti ve >usmak için para is-
tedi.
Okul müdiresi "tehdit"
üzerine, anneye ıstedıği pa-
rayı vermeye başladı ve
toplam 15 bin dolar ödedı.
Ancak bır süre sonra pa-
rası olmadığını belirterek,
oğlunu satan anneye *Bu-
raya kadar" dedi ve 1994
May is ay ında ödemey i kes-
tı.
Olay da. 51 yaşındakı
kadının para ödemey ı dur-
durmasından iki gün son-
ra, oğlunu "pazarlayan'"
annenın polıse başvurup
"Oğluma tecavüz edildi"
demesıyle ortaya çıktı.
Çocuklar en fazla ödevlerin çokluğundan yakınıyor
Evlere pedagog servisi
FİGEN ATALAY
Birçofunda okul fobisı
var. Kimisi hiperaktif. Ara-
Jannda davranış bozukluk-
lan olanlar, okula uyum sağ-
layamayanlar, yürüme so-
runu bulunanlar var. Bazıla-
n ıse yalnızca ders çalışma-
sına yardımcı olacak bir ab-
la ya da agabeye gereksı-
nim duyuyor. Farklı özellik-
leri olan bu çocuklann hep-
si de her gün ev lenne gelen
pedagoglarlaeğıtımvetera-
pi çalışmaları yapıyorlar.
Bakırköy 'de bulunan Psı-
kolojik Danışma Merkezi.
20 pedagogla evlere "senis
yapıyor". Merkezinyöneti-
cisı Psıkolog Dr. Olcay Ku-
lakoğlu İlhan. evde verilen
eğıtım ve terapınin yararla-
nnı şöyle açıklıyor.
"Çocukev ortammda ken-
dini daha güvencede hisse-
diyor. Çocuk muayenehane-
de kendûıisakJayabitiyor, an-
ne-baba kendini en şirin ha-
liyle gösterebiüyor. .\ma ev
ortammda bu mümkün de-
ğil. Pedagoglar, her gün git-
tikleri evde çocuğu çok iyi
tanıyor. anne-babaların ha-
talarını görebüiyorlar. Ge-
rekirse, anne-babayla özel
toplantılar yapüarak doğru
davranış kalıpları öğretili-
yor."
Okul fobisinde
patlama var
Pedagojik sorunlar ıçınde
bu yıl okul fobisinde patla-
ma yaşandığını belırten İl-
han, bir okul müdürünün ha-
reketli bir çocuğun annesı-
ne, 'bu çocuğun içinde cin
var,okutturun" dediğıni an-
latıyor. Bu çocuk, üç okul
dolaştıktan sonra sevecen
ve sabırlı bır öğretmen sa-
yesinde okul fobisıni yen-
miş.
İlhan, okul fobisini. tele-
vızyon programlarından
kaynaklanan sorunlann iz-
lediğini v^irguluyor. İihan'm
verdiği bılgilere göre, kimi
telev ızv on programlarından
sonra çocuklarda davranış
bozukluklan görülebilıyor,
çeşitlı fobiler başlayabıli-
yor. tlhan. bu konuda anne-
• Uzmanlar, evde yapılan pedagojik
terapinin çocuğun kendini güvende
hissetmesini sağladığını belirtiyorlar.
Çocuğun muayenehanede kendini
saklayabildiğini söyleyen pedagoglar. her
gün gittikleri evde anne-babaların da
hatalarını daha kolay görebüiyorlar.
babalan, her sabah çocukla-
nnın gün içinde televızyon-
da hangi programlan izleme-
lerinin sakıncalı olacağına
karar vermelen ve buna tı-
tizlikle uymalan konusunda
uyanyor.
Birbaşka örnek de her ıs-
teğıne "evet" denılmış. ar-
mağanlara boğulmuş çocuk-
lardakı sosyal davranış bo-
zukluklan. Buçocuklardan
kımisi para kullanmay ı. alış-
veriş etmeyı bilmiyor. Pe-
dagoglar, bu çocuklarla alış-
verişe çıkıyor. kafeteryada
oturuyor ve böylece para
kullanmasını öğretmeye ça-
lışıyorlar.
u
Bugün ödev çokw
Pedagojik egıtımın evde
nasıl verileceğını meraket-
tik vesekızyaşındaki Gök-
han'a kısa bir süre ıçın ko-
nuk olduk. Gökhan. pedagog
ablasi Mine Göl'u "Bugün
öde> çok" diye yakınarak
karşılıyor. Ders çalışmak de-
ğil. top oynamak, resim yap-
mak istiyor. Mine Göl.
" Bunlan da yapacaksın,ama
benim sana karşı sommlu-
luklarım \ar, ders çalışma-
na yardım etmem. bir şey ter
öğretmem gerekiyor" diyor.
Gökhanın buna karşılığı.
"Ben zaten >«rgununı.Okul-
dan geliyorum, sen geliyor-
sun"oluy or. O zaman Mine
Göl. psıkodrama yönteminı
uygulamaya karar veriyor
ve Gökhan "a "Haydi rolle-
ri değjşelim" önerisinde bu-
lunuyor. Mine Göl. Gök-
han ' ın her zaman yaptığı gi-
bi odanın içinde dolaşarak
ders çalışmak ıstemediğıni
söylüyor. Gökhan. "Mine
olmak çok zor, sen acaip bir
kızan" diyerek pes ediyor v e
derse oturuvor
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Tarihin Verdiği Ders!..
e-posta : tan •« vol. com. tr
Siyanürlü
altm
tartışması
İZMİR(AA)-Bergama Be-
lediye Başkanı Sefa Taşkın.
ÇHP İzmir Milletvekılleri Ay-
dın Güven Gürkan ile Aü Rı-
zaBodur'un. sıyanürkullanı-
larak altın çıkanlmak ıstenen
Ov acık yöresmde referandum
yapılması ıçın TBMM'yeya-
sa teklifi vereceklennı bildır-
di.
Sefa Taşkın. vaptığı yazılı
açıklamada. ınsanları ve çev -
reyı etkıleyecek çahşmalar
içın bölge ınsanlarından
"olur"alınması gerektığıni
kaydederek. "Bununyoluda
referandumdur" dedi
Eurogold fırmasınm Berga-
ma Ovacık'ta sıyanür kulla-
narak altın çıkarmasına kar-
şı çıkan 17 köy ıle ılçe halkı-
nın 6 y ıldır referandum yapıl-
masını istediklerinı hatırla-
tan Taşkın, İzmir Milletve-
kılleri Gürkan ıle Bodur'un
pazartesi günü ılçelerıni zi-
yaret ederek, köy muhtarları
ve kendısınden son gelışme-
ler hakkında bılgı aîdıklarını
ve köy lülerin referandum ıs-
teğmı olumlu buldukiannı ifa-
de~ertı.
Yaşanmış gerçektir: II. Dünya Savaşı sonrasın-
da, Fransız Komünist Partisi, girdiği bütün ge-
nel seçimlerden, 'en büyük parti' olarak çıkıyordu;
Meclis'dekien kalabalık 'grup', onun grubuydu; ül-
kenin en çok satan gazetelerinin arasında, onun or-
ganı l'Humanite gazetesi de bulunuyordu. Bu 'sal-
tanat' beş on yıl kadar sürdü. 1960'lara doğru, aynı
parti şiddetli bir inişe geçmişti; prestiji düşmüş, sü-
rekli seçmen kaybediyor, yayın organları bunalımda!
peki, ne olmuştu da, savaş ertesınde onu başına taç
eden Fransız halkı, gün geçtikçe araya mesafe koy-
muş, oyunu ondan esirgemişti?
1950'de FKP'nin halk arasındaki adı 'Le Partie des
Fustlles / Kurşuna Dizilmişlerin Partisi' idi; çün-
kü liberal partilerin, sosyal demokratların ya işbirlik-
çi ya da opportünist davranmasına karşı; FKP ve onun
silahlı direniş kanadı, Naziler'e karşı amansız bir mü-
cadele vermiş; Fransa uğruna pek çok FKP milita-
nı (bu arada Jacques Decour, Gabriel Peri) kurşu-
na dizilmişti: aslında Fransızlar, ülkesini savunmak-
ta onca yiğitlik gösteren bır partiyi yüceltiyordu.
Oysa Soğuk Savaş'ın civcivli günlerinde, FKP'nin
efsanevi lideri Maurice Thorez, Meclis kürsüsün-
de son derece sert bır konuşma yaparak; 'eğer bir
gün Fransa ile SSCB arasında savaş çıkarsa, Par-
ti'nin ve komünistlerin Kızılordu'nun yanında yer
alacaklarını' söyledi. Fransız halkı bunu aslaaffetrne-
di, desteğini FKP'den çekti. Onu başında taşırken
de, ondan desteğini çekerken de, halkın kriteri
aynıydu yurt bilinci ve tam bağımsızlık isteği.
Fransa, çoğumuzun sandığı gıbi, 'yekpare' bir top-
lum değildir: Normanlar, Brötonlar, Basklar, Flaman-
lar, Franklar vb etnik gruplardan oluşmuştur; ama Fran-
sız milleti bunlann toplamı, belki biraz da fazlasıdır;
yurt bilinci ve bağımsızlık gündeme geldi mi. etnik
kökenleri ne olursa olsun, tek yumruğa, tek yüreğe
dönüşürler.
Birey'in yurttaş' olduğu an...
Y aşanmış başka birgerçek: 1910'lu yıllann sonun-
da, Devlet-i Aliyye'nin Anadolu'daki 'ahalisi',
uzun ve yenilgiyle sonuçlanmış savaşlardan yorgun-
du: geri kalmıştı ve yoksuldu; bunlar yetmezmiş gi-
bi, Balkan 'hezimetinden' ve Seferberlik'ten son-
ra Düvel-i Muazzama {'SJstem'Jnın yurduna göz dik-
tığinı, onu parçalara ayırıp yokettiğini görüyordu; iş-
gal askeri, Izmir'e, Adana'ya çıkmış, iç bölgelere ya-
yılmaya başlamıştı.
Devlet-i Aliyye-i Şâhâne, altıyüz yıllık bir devlet;
Osmanlı hanedanı. bu halk/ bunca zaman yönetmiş,
üç kıt'ada hüküm sürmüş, 'cihangirane bir devlet'
yaratmış; üstelik padişah, aynı zamanda 'Halife-yi
rû-yi zemîn zıllulah-i fil'arz', dünya müslümanları-
nın en büyük ruhani lideri; gel gör ki bu defa, ülkeyi
parçalara ayıran Sevres Sözleşmesi'ne karşı çık-
mıyor, işgal kuvvetlerıne kolaylık gösterilmesinı isti-
yor; daha da kötüsu, bu 'bölünmeye' karşı koymak
isteyenleri, 'ihanet-ı vataniye' ile suçlayıp, 'Kürt'
Mustafa Divan-ı Harbi'nde idama mahkûm ediyor.
Osmanlı halkı da 'yekpâre' bir halk değildir, işin
ilginç yanı, daha önce 'milli bir dönem' yaşamamış-
tır; Anadolu toprağında Türklerin yanısıra Lâzlar,
Çerkesler, Kürtler, Tatarlar, Gürcüler, Araplar vb ya-
şamaktadır; ama bu halk, üzerinde yaşadığı yur-
dun, sahip olduğu bağımsızlığın tehlikeye girdi-
ğini görünce, aslında bir 'millet' olduğunun sa-
pına kadar bilincine varmış, -aynen Fransız mılle-
tinin yaptığı gıbi- yurt bilinci ve bağımsızlık tutku-
su ile, altıyüzlük hanedanı bırakıp, ne olacağı be-
lirsiz bir avuç yüreği pek inkılâpçının ardına düş-
müştür.
Yakın tarihten, daha pek çok örnekler gösterilebı-
lir. Bazen olaylar öyle koşullar yaratır ki, 'kul' bırden
'yurttaş' olur; 'birey', toplumsallığını herşeyin önü-
ne çıkarır. her şeyin üstünde tutar; çünkü modern
zamanlarda, milliyetçilik kavramının 'ırk'la bir
ilişkisi yoktur, onun temel ilişkisi üzerinde yaşa-
nan yurtladır. Tarihin verdiği ders bu.
Gâzi Mustafa Kemal, bunu daha 1920'desöyle-
miş: "... burada maksut olan ve yüksek Meclisi-
mizi oluşturan kişiler yalnız Türk değildir, yalnız
Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Lâz de-
ğildir; fakat hepsinden oluşmuş Müslüman un-
surlardır; samimi bir toplamdır. Şu halde bu yük-
sek heyetin temsil ettiği, hukukunu, hayatını, şe-
ref ve şanını kurtarmak için azmettiğimiz emel-
ler, yalnız bir İslâm unsuruna art değildir, çeşitli
Islâm unsuıiarından ofuşmuş bir kütleye aittir."
O 'kütle' bütün Türkiye'nin halkıdır.
Cerekçe', aynı idi...
Ohalkın. Gâzi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının
yönetiminde, Müdafaa-i Hukuk doktrini'ne
dayanarak. savaşa savaşa kurduğu Türkiye Cum-
huriyeti, açıkça görülüyor ki. hanidir sürdürülen 'so-
ğuk bir savaş'ın türlü çeşit 'seyyiâtını' yaşıyor.
Ekonomik kalkınması, uluslararası örgütler tarafın-
dan denetlenmekte, kalkınması ve güçlenmesi, el al-
tından, engellenmektedır. Bır zamandır buna 'düşük
yoğunlukta bir iç savaş' eklenmiş, böylece 'yıpratıl-
ması'tasarlanan 'amaçlar' bakımından münasip gö-
rülmüştür.
Handiyse yarım yüzyıldır. ne pahasına olursa ol-
sun destek olduğu Batı'lı 'müttefikleri'nin, en önde
gelen yetkili ve sorumluları, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin Devlet Başkanı'nın yüzüne karşı, bütün kötü-
lüğün 'üniter devlet yapısından' kaynaklandığı-
nı söyleyebilmekte, kısacası Lausanne Anlaş-
ması'ndan vazgeçilmesini, Sevres Sözleşme-
si'ne dönülmesini isteyebilmektedir. Hem de 'de-
mokrasi' ve Insan hakları' gerekçesiyle!
'Tanzimat'ı ve 'Meşrutiyet'i de, aynı gerekçeyle
destekleyıp arka çıkmışlardı, netice malûm.
Türkiye halkının, kimden yana çıkacağını sanıyor-
sunuz?
www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html