Katalog

SAYFA CUMHURİYET 6ARALIK1996CUM 12 HABERLER Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946'da ku- nıldıı; hem geçmişe, hem geleceğe dönük olan anlamı, gazetemizin kıtnıcıtsu Yunus Nadi [ve saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Yalnız Cumhu- riyetgazetesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin kıınıluşımda büyük emeği bulunan Yunus Na- di'nin amsmı her yıl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve demokrat Cumhuriyet'in Ulusal Bağımsızhk Savaşımızla ve Türkiye Cumhııriyeti'yle zamandaş ve eşanlamh bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Na- di, gazetemizin temel taşlarını bıı doğnıltııda koydu. Yunus Nadi'nin ölüm yıldöniimünü geçmişe dönük bir acı olarak değil, geleceğe yönelik bir kiiltür olayına dönüşîürmek ama- cıyla buyarışma düzenlendi. Yarışmanın ilk düzenlendiği ydlarda Türkiye de sanat ala- nında hiçbir Özel ödül yoktu; tek parti dönemiydi ve yalnız CHP 'nin koydıığu bir şiir ödülü vardı. Aynı dönemde biitiin diinyada sanat, bilim ve edebiyat ödülleri ün yapmışlardı. Isveç'te JSobel, ABDde Pulitzer, Sovyetlerde Lenin, Fran- sada Goncourt ödüllerinin sonuçları Türkiye de de iz/eni- yordu; ama ülkemiz bıı alanda da geç kalmıştı. Cumhııriyet gazetesi bıı öncülüğü üsîlendi, Yunus Nadi Armağanı yla sanat ve kiiltür yaşamımızda bir yarışma coşkıısu oluşturdu. Daha sonraki ydlarda Türkiye de de yarışmalann ve ödülle- rin sayısı çoğaldı, yirmiyi aştı. Bııgün belki ödül enflasyo- nundan söz açılabilir; eleştirel bir yaklaşımla sakıncalan giindeme getirilebilir, ama yine de kiiltür, bilim ve sanat ko- nularında yapılan yatırımların çokyararlı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Zamanla ödüller arasında aynmlar ortaya çı- kar; bir yarışma kurumsallaştıkça, amacı, nitelikleri, karak- teri belirginleşir. ÖYKÜ Ödüle 1 Nisan 1996 ile 31 Mart 1997 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir 'kitap dosyası'yla aday olunabiiir. Yayım- lanmamış yapıtların. beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralık- lı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak gönde- receklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilır. Seçici Kurul: Mehmet Başaran, Vedat Günyol, Selim tleri, Tarık Dıır- sıın A'.. SamiKaraören. R 0 M A IM Ödüle 1 Nisan 1996 ile 31 Mart 1997 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir "kitap dosyasf yla aday olunabiiir. Ya- yımlanmamış yapıtların. beyaz dosya kâğıdına makine yazısıyla çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlannı altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Talip Apaydın. Ahmet Cemal, Konıır Ertop, Muzaffer Uygııner, Prof. Dr. Tahsin Yücel. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 1996ile31 Mart 1997 tarihleri arasında yayımlanmış bir kitap ya da yayına hazır bir "kitap dosyası' ile aday olunabiiir. Ya- yımlanmarnış yapıtların beyaz dosya kâğıdına makine yazısı ile çift aralıklı yazılmış olması gereklidir. Adaylar yapıtlarını altı adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul ödülü kitap ve kitap dosyası arasında paylaştırabılir. SeçiciKurul: Secati Cumah, Prof. Dr. Cevat Çapan. Doğan Hızlan, Şiikran Kurdakul, Hilmi Yavıız. A F İ Ş Konu 1998 yıhnda kutlanacak Türkiye Cumhuriyeti'nin 75'inci yıh na hazırhk amacıyla "Cumhuriyetin 75. yıh" olarak belirlenmiştir. Afişler 50 x70 cm ya da 70 x 100 cm kâğıda, ofset baskı tekniğiyle basılacaktır. Yapıtlar 50 x70 cm boyutunda hazırlanacak: ofset baskı tekniğiyle ve ekstra renk dahii. en fazla beş renk olacaktır. Anlatım tekniği ve malze- me kullanımı serbesttir. Adaylann önerisi, fotoğraf ya da üç boyutlu ça- Iışmalar gerektiriyorsa, 50 \70 cm boyutunda bitmiş bir siyah-beyaz t- rase \ erilecek; ayrıca 6x6'dan küçük olmamak koşuluyla birsaydam öne- riye eklenecektir. Çalışmalar. a\nca mukavva gibi herhangi kalın bırze- mine yapıştırılmamalıdır. Afiş. açık alanda yan yana ve alt alta. kapalı yerde ise tek olarak kullanılacaktır. Seçici Kurul. seçilen yapıtların sa- natçılanndan yapıt üzerinde gerekli gördüğü değişikliği isterse. bu de- ğişiklik için ayrıca ücret ödenmez. Ödüle en çok 3 yapıtla aday oluna- biiir. Adaylar ilişikteki katılma belgesini doldurup, yapıtlann arka sağ üst köşesine yapıştıracaklardır. Ödüle yapıtfannı verenler \-ukanda be- lirtilen koşulları okumuş ve kabul etmiş sayıhrlar. Bu ödül, Grafikerler Meslek Kuruluşu-Grafik Yarışmalan Yönetmeliği'ne uygun biçimde düzenlenmiştir. SeçiciKurul. YurdaerAltmıaş. BiilentErkmen, Mengü Ertel, SadıkKa- mmııstafa, Tan Oral. F O T O Ğ R A F Ödüle. en çok 3 adet siyah-beyaz fotoğraf ya da en çok 5 adet dia po- zitif ile aday olunabiiir. Gönderilecek siyah-beyaz fotoğrafların en az 18x24. en çok 30x40 cm. boyutlarında olması ve daha önce başka yer- de yayımlanmarrnş, sergilenmemiş olması gerekmektedir. Gönderilecek dialar ise 35 mm'lik ölçüde olup. 3 mm'lik çerçeve içine yerleştirilme- lidir. Dialaradoğru bakıldığında sol altköşesinden işaretli olmahdır. Di- aların arka yüzünde ise katılımcınm adı, so\adı, adresi ve sıra numara- sı bulunmalıdır. Söz konusu dialann daha önce başka yerde yayımlan- mamış ve sergilenmemiş olması gerekmektedir. Seçici Kurul: İsa Çelik, Şakir Eczacıbaşı, Orhan Erinç, Ara Gü- leı; Paııl McMillen. K A R İ K A T Ü R Karikatürler. en az 18x24 en çok 20x30 cm boyutlannda, beyaz kâğıt ya da kartona siyah çini mürekkebiyle çızilecektır. Ödüle en az 3 en 51. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 1997 Bu arada kimi holdinglerin kendi amaçlanna yönelik yanşmalar düzenlemeleri ve ödüller dağıtmaları da bu alanda kaçınılmaz çoğulcıı- lıığıt yansıtıyor. Kimi bankaların, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacıyla düzenledikle- ri yarışmalann ödülleri, parasal açıdan ne ka- dar biiyiik olıırsa olsun; özü. maddi çerçevenin dışındaki anlamında odaklaşıvor. Ödüller, 40 yıh aşkın bir sürede Yunus Sadi Armağanı Yarışması adıyla aralıksız olarak gerçekleştirildi, kiiltür ve sanat hayatımıza amaçlanan katkıları yaptı ve etkilerini duyurdu. Daha önce bir dalda yapılan yanşmamızın kapsamı 1990 yıhndan iti- baren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adıyla sürmeye başladı. Ülkemizin kiiltür ve sanat yaşamı biitiin baltalan- malara ve olumsuz yatırımlara karşın sürekli gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Fikir ve sanat özgürlükleh Türkiye de tam de- ğil; siyasal iktidarların baskıları hâlâ var ve çağdaş demok- ratik ortamdan henüz yoksıtn sayılıyorıız. Bıına karşın fıkir, sanat, bilim, kültürde çabalar sürüyor. Tarihsel gelişim süre- cinde elbette aydınlanma 'nın önüne hiçbir giiç geçemez. Cumhııriyet, çağdaş uygaıiığa giden yolıın fıkir, sanat, kiil- tür, bilim volıı oldıığunu kurulıışıından beri savunan bir ga- zete. Bıı yoldaki çabaları desteklemek ve özendirmekte Yu- nııs Nadi Ödülleri 'nin işlevi sürecek. 1997 Yunus Nadi Ödülleri 'nde dört ana başlıkta 8 ödül ve- rilecek. E d e b i y a t A n a D a l ı : Öykii, Roman, Şiir. Görsel Sanatlar Ana Dalı: Afiş, Fotoğraf, Karika- tiir. Sinema: Uzıın Metrajlı Film Senaryosu. Bilinısel Araştırma: Sosyal Bilimler Araştırması. Adaylara başarılar diliyoruz. çok 5 karikatürleaday olunabiiir. Gönderilecek karikatürlerin daha ön- ce başka yerde yayımlanmamış olması gereklidir. Seçici Kurul: Semih Balcıoğlıı, Fernth Doğan, İsmail Gülgeç, Kamil Masaracı, Turhan Selçıık, Ali L'lvi. U Z U N M E T R A J L I F İ L M S E N A R Y O S U Senaryolar. beyaz daktilo kâğıdına çift aralıklı makine yazısıyla ya- zılmış olmahdır. Yapıtlar özgün olmalı ve klasik senaryo tekniğine as- gari düzeyde uymalıdır. Senaryonun yanı sıra konuyu özetleyen, en çok üç sayfalık bir "sinopsis'in de eklenmesi gerekmektedir. Ödüle sa- dece biryapıtla aday olunabiiir. Gönderilecek senaryolar yedi adet ola- rak hazırlanmalıdır. Ortak çalışmalar da katılabilir. Seçici Kurul: Tarık Akan, Macit Kopeı; Zeki Ökten, Ziya Öztan, Isıl Özgentürk, Memdııh Ün. S O S Y A L B İ L İ M L E R A R A Ş T I R M A S I Ödüle 1 Nisan 1996 ile 31 Mart 1997 tarihleri arasında yayımlanmış "' 12 Eylül 1980'den sonra şeriatçılığın yükseliş nedenleri" konulu bi- limsel araştırmalarla, yayıma hazırlanmış ve en az 25 sayfa olarak be- yaz dosya kâğıdına çift aralıklı makine yazısı ile yazılmış aynı konu- daki bilimsel araştırmalar katılabilir. Adaylar yapıtlannı sekiz adet ola- rak göndereceklerdir. Ödül bir yapıta verilir. Seçici Kurul, ödülü ki- tap ve kitap dosyası arasında paylaştırabilir. Seçici Kurul: Prof. Dr. Bedia Akarsıt, Prof. Dr. Toktamış Ateş, Prof. Dr Aydm Aybay, Prof. Dr. TanerBerksoy, Prof Dr. Ahmet Taner Kış- lalı. Prof. Dr. İzzettin Önder. Prof Dr. Erdoğan Teziç. H E R D A L İ Ç İ N C E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller. her dalda amatör-profesyonel herkese açıktır. (Cumhuriyet men- suplan hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Adaylar gerçek ad ve adres- lerini ve telefon numaralannı belirtmek zorundadır. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklı tuaılmasını isteyebihrler. Ödül koşullanna uyma- yan yapıtları yarışma dışında tutmak zorundayız. Adayların yapıtlarıy- la birlikte adlarını ve soyadlarını arkasına yazacakları iki fotoğraflannı. açık adreslerinin de yer aldığı katılma belgesini ve yaşamöykülerini 5 Nisan 1997 Cumartesi günü akşamına kadar 'Cumhuriyet Gazetesi, Yu- nus Nadi Ödülleri. Cağaloğlu 34334 jstanbul' adresine iadeli taahhütlü olarak postayla göndermeleri. ya da elden teslim etmeleri gerekmekte- dir. Özel olarak paketlenmesi gereken (afiş. fotoğraf. karikatür) yapıt- ların postadan zarar görmesinden kurumumuz sorumlu tutulamaz. Ya- yımlanmış yapıtlann daha önce herhangi bir ödül almamış olması ge- rekmektedir. Zarfın ya da paketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiir, fotoğraf, öykü vb) yazılması zorunludur. Ödül dallarında (afiş ve sosyal bilimler araştırması dışında) konu sınırlaması yoktur. Fotoğraf. afiş, karikatür dışında kalan yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. fade edilebileceği belirtilen yapıtların 31 Temmuz 1997 tarihine kadar alın- ması zorunludur. Aksi takdirde hiçbir hak ileri sürülemez. Ödül alan ya da herhangi'bir şekilde değerlendirmeden geçirilen yapıtlar, genel ya- yın ilkelerimız doğrultusunda gazetemizde yayımlanabilir. Ödül sonuç- ları 29 Haziran 1997 günü açıklanacaktır. Ö D Ü L Her dal için: 7Q.000.000 TL K A T I L M A B E L G E S İ ADIM. SOYAD1M: ADRESİM: TELEFONUM: KATILDIĞIM DAL: Arifağaoğlu TTK özerk olmalı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Türkive Taşkömürü Kurumu (T- TK) Ara^tırma Komisyonu raporunda. Türkive'nin dünvada taşkömürü ithalat oranını en fazla arttıran ül- ke oiduğuna dikkat çekile- rek. bu alanda dışa baöım- lılığın önlenmesi amaeıvla TTK'nın rehabiJıtasyonıı için önerılerde bulunuldu. TBMM'de ülkedeki taş- kömürü üretimi ve sorunla- n ileçözümyollannırlaraş- tırılması ıçi kurulan komis- von. raporunu tamamlava- rak TBMM Başkanlığfna sundu Komisyon Başkanı CHP Artvm Milletvekıli Metin Arifağaoğlu. TTK- nın özerkiığe kavuşmasını sağlavacak yenı bir kuru- luş vasası taslağı hazırlan- masını TBMM Genel Ku- rulu'na tavsıye etme kararı aldıklannı hövledi. Cum- hurhefin elde ettığı 7 7 sa\falık raporda. dünyada ve Türkı\e'de taşkömürü üretimi konusunda avnntı- lı bılgilerverilırken. taşkö- mürü gereksinimının gıde- rekartacağına dikkat çekıl- dı. Raporda. "I996yüında 9 fnihon 903 bin ton. 2000 vılında 10 mihon 1)6 bin ton. 2(KI5 \ ılında 21 mihon 228 bin ton \e 2010 vılında 49 mihon 115 bin ton taşkö- nıürü talebi olacaktır. Önemli nokta. foplartı talep artarken. TTK iiretiminin 1996'da 4 mihon 454 bin ton, 1997'den itibaren 2010 v ılına kadar tüm \ ıllar için 5 mihon 578 bin ton olarak sahit tutulmasıdır. Bunun anlamı ise taşkömürü itha- latı için ödenecek dö\iz miktannın çok hü\ iik de- ğeriere ulaşacağıdır" denıI- dı. Raporda. Çatalaâzı-A Termık Santralını calıştır- manın ekonomık görünme- diği vurguianırken "\eni kurulacalv bir saııtralın ilk >aünm maliyetlerigöz önü- ne alınırsa, ülkemizin için- de bulunduğu enerjidarbo- ğazı ve yatınnıın de\re>e girme süresinin daha kısa olacağı kriterlerinin ışığı al- tında bu santralın rehabili- te edilerek veniden dev reye alınması göriişü ağır bas- maktadır. Aj nca santral T- TK've gelir kazandıncı bir fonksi>ona da sahiptir" gö- rüşü aktarıldı. Raporun "Çözüm Öne- rileri \eSonuç" bölümünde de şu göriişlere yer verildi: "Dünyada birincil enerji ka\ nakları arasında kö- miir. önümüzdekj 60 yıl içinde en bü\ük pa>a sahip enerji ka> nağı olmaktadır. Türki^e'nin taşkömürü it- hali. 1990'lı MİIarda dünya taşkömürü piyasasının yüzde 1.4'ünü teşkil eder- ken, 2005"te yüzde 2.8"ini, 2010'da yüzde 7.4'ünü teş- kil etmektedir. Bu durum- da. Türki\e'nin taşkömürü tiiketimindeki dışa bağım- lılığı 1990lı jıllarda \iizde 64 iken, 2005'tey özde 74'e. 2010'da yüzde 89"a > üksel- mektedir. Bu hesaplaryapı- lırken TTK'nin üretimi 1995"teki 2.2 mihon ton/Şıl- dan gelecekte 4.6 mihon ton/yıl satılabilir kömür üretimine çıkardığı ^arsa- \ ılmışrır. Bu nedenle. Zon- guldak taşkömürü ha^zası Türki>e'nin taşkömürü ı'h- ti\acının karşılanması için bugün ve gelecekte strate- jikbirönemesahiptir.TTK mutlaka üretimini arttıra- rak devam etmelidir." Raporda. TTK'nin orta \euzun\adedekârlı bir ku- ruluş halıne gelmesi için >eni bir kuruiuş >asası çı- kanlmasi. kurumun >eni- den yapılanması için "pro- fesyonelce çalışan biryöne- rim. çalışanlann vönetime sermaye> le eşitolarak katıl- dığj biryönetim kurufu. si- yasi müdahalelerin asgari se\ i>ede tutulduğu \ edene- rim düzeyinde kaldığı bir japrönenldı. TTK'nin üretimini sür- dürebilmesi için. acilen 3 bin dolayında üretim ışçisi- ne gereksinımi olduğu. iş- çilere sey\anen zam uygu- lamasından da derhaf vaz- geçilmesi istendi. Raporda. TTK'de >ardımcı hizmet- lerde görev \ apan özel gü- venlık elemanı sa\ ısının sa- vısının 952 oiduğuna dik- kat çekilirken. bu sa\ mın azaltılması gereklilıği vur- gulandı. Raporun sonunda. "Zonguldak'ın yalnız kö- miire bağımulıktan çıkan- larak yeniden yapılandınl- ması suretiy le TTK üzerin- deki sosyal ve politik baskı- lar a/altılmalıdır. TTK'nin ve Zonguldak'ın yeniden yapılanması bütünleştiril- melidir" denıldi. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKB1OĞLU Susuriuk'un Perde Arkası Utanarak açıklıyorum. sinemayı çok severim, ne- redeyse tutkum var, ama Türk filmlerini arada bir izliyorum ancak. Hayli düzeysiz filmlerimızin biriki- minden kaynaklanan birtepki, birsaplantı belki. Yılj lar geçiyor, zaman daralıyor. o dar zamanı sıradan olaylarla geçirmek istemıyor insan. Sıradan bir fil-; me ayıracağı zamanı da bir kitap okuyarak geçir- meyi yeğliyor. Belki de kişisel yorumum ama, sıra-; dan bir oyun, bir film ya da sergi, konser sanatse-' verliğımizi zedeliyor ancak. Oysa zedeleyen değil- onaran, yeşerten olaylara özlemimiz var. Siyasal sahnedeki oyuncular ve oyunlarla hayli zedelendik değil mi? j Gala nedeniylebaş oyuncular daAnkara'da, Şe-' ner Şen ve Uğur Yücel'i sevgiyle, coşkuyla kucak-j lıyor başkentliler. Ben de saygıyla selamlıyorum on-«' ları, film büyük ilgi görüyor, gışeler kapalı, tepkile» çok olumlu, ama onlar ne düşünüyor acaba? Ne-^ ler hissediyorlar? Yanıtları beklediğim düzeyde. Ikisi de mutlu ve umutlu, sevgiyle, saygıyla oluşan bir ürünün mutî luluğu kuşkusuz. Sinema dalına güzel bir boyuf katman/n sevinci. S/radanlığı aşmanın rahaflığı. Şe-J ner Şen ile ilk kez karşılaşıyoruz ama, birbirimizi ta-î nıyoruz. Sizin çok duyarlı yaz/lannızı okudum, di-! yor. Eşkıya duyarlığımı deldi. diye yanıtlıyorum onu, Filmi çok sevdim. Yavuz Turgul'u da içten kvt-, ladım, masalsı bir anlatısı var Eşkıya'nın. bir aşk ma-' salı, bir göç masalı, bir yalnızlık masalı, büyük ken- tin ışıklarında karanlığa dalan delikanlıların masalı, Kimi sahnelerde çok acımasız çizgilerle vurgulanı- yor ama, yumuşak, şiirsel çizgiler de az degil. Su- suriuk'un perde arkası. diyor bir arkadaşım, perde arkası ve altyapısı. Dağdakı eşkıyayı şaşırtan kent eşkıyaları, uyuştuructı mafyalan, fuhuş yuvalan, yargısız infazlar, inanılmaz cinayetlerle acı çağrı- şımlaryapıyor. Ama insanın özündeki iyiliği, sıcak- lığı da yansıtıyor Eşkıya. Tüm sevgisizliğe karşın oluşan birdostluğu, tüm hoyratlığa karşın korunan birduyarlığı da yansıtıyor? Baran ile Cumali arasın- daki dostluk. dayanışma çok duygulandırdı beni. Aslında bir batağın öyKüsü ama çiçekfer de açıyor; sevda, öfke, dostluk çiçeklen, çok acımasız, karan- lık bir sahnede ak rüzgârlar estiriyor! Öfkeye karşı hoşgörünün gücünü duyuruyor. sevdalı bir direni- şe karşın özverinin güzelliğini, soylu bir cömertliği. Güzel bir emek ve yürek ürünü Eşkıya, değişme- yen bir gereği de vurguluyor bence. Sinema sah- nesinde de başarıyı iyi oyuncular sağlıyor çoğu kez. Yönetmenin ustahğı burada başlıyor. oyuncuları se- çiminde. 80. Adım filminde de aynı yargıya vardım. Tomris Giritlioğlu'nun başansını da içten paylaşı- yorum. Birakşam Eşkıya, ertesi akşam 80. Adım'la neredeyse bir sinema şoku yaşadım ama, güzel bir şok. Türk sinemasında ileriye bir adım bence. Ge- riye gitmekten bunalanlara güzel bir soluk. Belli ko- pukluklar da var; ama tümüyle güzel bir yapıt, şa- şırtıcı, çarpıcı, çelişik yanlarıyla bir kuşağın öykü- sü. Korkut'uda tanryoruz. Hasan'ı da... Kirrji dos- tumuz, kimi ogiumuz. öyküyü biliyoruz ama oyun- cular başka bir boyut katıyor doğrusu. Haluk Bil- giner oynamasaydı belleğime böylesine yerleşir miydi savcı? Açı, kurgu, düzen hepsi önemli ama oyunun büyük ağırlığı var. 80. Adım'a yeni adımlar katılmasını diliyorum. Yeni adımlara yol açılmasını. Sanat ve kültür dalında yol kapayanlara bir uyarı bu olumlu çabalar. • • • Eşkıya'da CHP'li eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'i gördüm. 80. Adım'da da CHP'li eski Başbakan Yar- dımcısı, eski Genel Başkan Murat Karayalçın, es- ki Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ve eş- lerini. Başka kimse yok siyasal sahnelerden. Oysa bu filmleri hepsi görmeli. Görmeli ve düşünmeli.. görevi, sorumluluğu, sevgiyi, hoşgörüyü yeniden değerlendirmeli... Istanbul'a gidişim nedeniyle Gencay'ın sergisini de bu hafta görebildim. Bu ser- gi New York'ta açılacaktı ama, RP'Iİ Kültür Bakanı yolu kesti. Sanatçımız Koza Sokak'ta yeni açılan Transparan Galerisi'nde sergiledi tablolarını. Bir konserle kapandı sergi. Tolga ve Koray Salman kardeşlerin barok viyolin ve çellosuyla Gencay'ın ağaçlarında bir gezi. Erozyona karşı ressamsal bir yaklaşım. Fırçalar yeşertiyor ağaçları. O sergiyi iz-; leyenlerin umudu da yeşerdi sanınm. Bermuda üç-; genlerine karşın başka üçgenlerde oluşuyor ülke-: mizde, başkentimizde de güzel birşeyleroluyorher gün. Yeni galeriler açılıyor durmadan, her akşarrt kaç sergi birden, seçim yapmak kolay değil çoğu kez. Ancak acı bir gerçek var. Resim dalındaki üret-; kenliğe karşın siyasal ressamların fırçası donuyor; soluyor değil mi? O solukluğu da aşacağız yakın- da. B U L 3 1 A C A SEDAT\AŞAYA\ 1 2 3 4 5 6SOLDAVSAĞA: I/\fımarlıkta. bü- vük bovutlu kâgir yapılardakubbeya da tonozları taşı- yan büyük avakla- 3 nn her bin. 2/Ko- kusu hardala ben- ze\en zehırlı bir savaş gazı... Bir nota 3/TarIavı sü- " rerek dinlenmeye j bırakma. 4/ Afri- ka'da bir ülke... 8 Mesaj. 5/ Duman g lekesi... Elma. ar- mut. avva gıbı mevvelenn venmeyen ıç bölümü. 6/ Pokerde. bir ovuncunun önündekı paranın tümü... Tıtanelementmmsimgesi. 3 7/ Yükselme. yücelme... Gız. 8/ Kürkü değerlı bir yaban kedisı... Tav lada bir sayı. 9/Ses... Çarpma işle- ° I mının sonucu olan sayı. YITCARIDAN AŞAĞnA: 1/Parlak kızıl renk. 2/Ka- lın bükülmüş sıcım... Uçu- cu. kolayca aiev alır. eter koku^unda bir sıv ı. i/ Gözün say- dam tabaka>ına takılan mercek... Tevfik Fikret'in. fstan- bul'a lanetler vağdırdığı ünlü şiıri. 4/ Bir etkmîığın geçicı olarak durdurulduğu süre... Fazla şışman. 5/ Almanya dışı- na sürülmüş Nfusev ilerın XIV >üzyıldan başlayarak kullan- mış olduklan Almanca-Yahudıce kırınasi dıl... Karışık renk- lı. 6/Tembellık... Müstahkem yer. 7/Halk edebıyatında aruz ölçüsüv le vazılan şıır türlerinden bin. 8/ Şarkj. türkü... Bir ceneltürü... Hararet. 9/Önertılennın bin vadaherıkısı ka- nıtıvla birlikte ileri sürülen tasıma mantıkta \enlen ad.