Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29ARALIK1996PAZAR
8 PAZAR KONUGU
Eski gazeteci, DSP milletvekili TBMM Başkanveküi, Ulııç Gürkan 'la gündemdeki konu Susurluk olayını konuştuk
'REFAHYOL iktidan iflasla sonuçlanacak'
OC/i VLJıJ TBVIM, yıllardır yasama görevini yeterli biçimde yerine ge-
tirmemesi. mılletvekillerinindevamsızlıkları. milletvekili adaylannın belirlen-
mesınde uygulanan çarpık yöntemler nedeniyle eleştirildi. Son olarak da Su-
surluk kazasının, Pandora'nın Kutusu'nun açılması gibi ortaya çıkardığı
4
dev-
let-siyaset-mafya' üçgenini soruşturacak bir Meclis komisyonu kurulabilmesi
ancak kazadan kırk gün sonra gerçekleştirilebildi. Bu arada bazı Meclis üyele-
rinin adlan da Susurluk kazasıyla ortaya çıkan mafya bağlantılanna kanşıyor-
du. Bu nasıl işti? TBMM gibi saygın bir kuruma kimler, hangi hakla böylesi-
ne gölge düşürme cüretini bulabiliyorlardı? Olayların iyice aydınlanabilmesi
için milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekmiyor muydu?
TBMM'nin üyeleri Türkiye'de demokrasiye nasıl bakıyorlardı? Bütün bu iltihap-
lı ve siyah noktalan TBMM Başkanvekillerinden Uluç Gürkarf la konuştuk.
SOYLEŞİ LEYLA TAVŞANOGLU
Tiirkiye 'de 24 A ralık 1995 seçimleri ön-
cesinde TBMM'nin yapısmm değişmesi gerek-
tiği, bövle bir Meclis 'in toplumun çok gerisinde
kaldığı eleştirileriyaygındı. Ancak seçimlerden
sonra ortaya çıkan tablo dalıu da ilginç oldu.
Bugün de bu parlamentonun ülkenin hiçbir so-
rununu çözme konusunda beceri suhibiolıııadı-
ğtgörülüyor. Örneğin Türkiye'yisarsanSusur-
luk olayında biie Araştırma Komisyonu ancak 40
gün sonra olusturulabildL Sizcebugünkü TBMM
demokrasiye nasılbakıyor? Özelde Tiirkiye 'dede-
mokrasiye nasıl bakıyor?
E\et... Kım ılerı. kını gen? Toplum mu. parla-
mento mu? Bu ancak. 'ta\uk-\umurîa* misali
boşunabirtartışmaolabılir. Aslında. Türkiye bu-
nalıyor. bunaltıltyor. Demokrasımız de bunalım-
dan kendine düşen payı. günümüz koşullarında
fazlasıylaalıvor. Demokratik olmaM gereken dev -
let bu özelliğinı hepten yitirmış. Yasadışı bır va-
pılaşmada karanlık ilışkiler ağıv la örülmüş. Açık
anlatımıyla demokrasinın bıçımı kalmiş. ama
kendısi. özü gitmış. Bıze. Atatürk'ün mırası olan
*laik ve demokratik cumhuriyetimiz' işte bu or-
tamda dörtlü bır çetenın saldınsıyla karşı karşı-
ya bulunuyor...
IHHİ^H Sö'zünü ettiğiniz bu çetenin ayaklarım
anlatır mısınız?
Çetenin birınci ve belki de en önemli ayağı bö-
lücülük temeline oturuyor. Bölücülük. bölücü ev -
lemlervebölücüörgütlerbu çetenin varlık nede-
ni: deyim yerindeysenefesalanı. Dolayısıylabö-
lücüler çetenın yer yer ıçindeler \e tıcarı ortak-
Iık ilişkisini sürdürüyorlar.
Çetenin ikınci ayağını şeriatçılar. üçüncü ava-
ğını da şimdilerde kendilerine 'ikincicumhurhet-
çi* dıyen mandacılar oluşturuyor. Bunlar da "İş-
te imkân, işte fırsat; ulusal de\ let anlav ışı onanl-
maz biçimdezedeleniyor" mantığıv la çetenin gö-
nüllü korumasına soyundular. Çetenin dördüncü
ayagına Susurluk kazasıyla ulaştık. 'Mafya-siya-
set-polis" üçgeni biçiminde tanımlanan bu ayak.
diğer ayaklarla bır arada uyuşturucu trafiğindcn
kumarmanitacılığına, faili meçhul cinayetlerden
kayıplara kadar uzanan bir büyük bataklık olarak
önümüzde duruyor. Bu bataklıkta üreyen maddı
çıkar birliktelikleri. Türkiye'nin bölünüp parça-
lanmasınıdahıgözealmı^birveni sivasi çıkarbe-
raberliğıne de kapı aralamışa benziyor. Şimdi so-
run. bu yumağın. maddi \e siyasi çıkar bırlikte-
liklerinin çözülmesi. böylece de demokrasimi-
zin bu pislikten temelli olarak anndınlmasıdır. An-
cak. bu anndırma işlemınin mevcut vapıda vapı-
labilmesı pekkolay olmayaeaktır. Çünkü 12 Ey-
lül müdahalesıvle birlikte Türkiye'de demokra-
sinın kendisini koruyabileceği mekanizmalar bü-
yük ölçüde tahrip edılmiştır. Örneğin. v argı ba-
ğımsızlığını yitirmiş. yasama da güçlü yürütnıe
özlemiyle etkısızleştınlmıştır. 12 Eylül'den miras
kalan güçlü yürütme anlayışı. toplumu. kımi si-
yasetçilerin boy ve yeteneklerini aşan ihtirasları-
na neredey se kul kölehalınegetırmiştır. Başta Çil-
lerler.bu siyasetçilerin hatalan siyasi olmaktan çok.
ağır cezalık suç niteliğine bürünmektedir. Sıra-
dan. ortalama insanların eşitlikçi bir rejımi ola-
rak demokrasi: gerekiyorsa beceriksiz \e başarı-
sız politikacıları dahi taşıv abilir. Ama suçlu olan-
lan taşıyamaz. taşımamalıdır. Bünu sağlayacak ba-
ğımsız denetim mekanizmalarının. hem genelde
hem de Susurluk olayıyla bağlantılı olarak özel-
de devreyesokulmasıkaçınılmazdır.Şımdibuko-
nuda, kuşkusuz TBMM've büyük göre\ ler düş-
mektedir. TBMM'nin bütünü olmasa bile. içın-
den belli gruplar topluma 'temiz siyaset' yolu> la
gerçek demokrasiye ulaşmak için öncülük ede-
bilmelidir. Ancak. unutmamak gerekir ki. bu mü-
cadelenin düğümlendığı tek alan TBMM değil-
dir. Mücadele alanı bütün kunımlanvla Türki-
ye'dir. Mücadele bağlamında siyasal sıstemin
çıkmazı artık iyice seziliyor. İktidar koltuğu da
bu anlamda boş olduğu izlenimi veriyor. Koalis-
yon ortakları ülkeyi yönetmekten acizler. Başba-
kan \e yardımcısı hanımefendinin ıleri sürdük-
leri çözüm yollanna kendilerinin bile inandıkla-
n şüphelidir. Politik barometre bu noktada kaçı-
nılmazbirfırtınayı göstermektedir. Sorunlannı çö-
zemeyen iktidarlar yıkılmaya mahkûmdur. Bu
şaşmaz sosyolojik bir kanundur. Hiçbir kehanet-
tebulunmadan söyleyebilirizkı REFAH'VOL ik-
tidan kaçınılmaz biçimde ıtlasla sonuçlanacak-
tır. Önemli olan. yerine laik \e namuslu Atatürk-
çü güçlerin topyekûn seferberliğiyle geçerli ve de-
mo"kratik bir çözümü kovabilmektir.
Sizce Tiirk demokrasisindeparlamen-
terlerin yeri nedir?
Bugün. parlamenterler sadece bir sa\ ıdır. Par-
lamentodaasıl olarak gruplar konuşuyor. Ama bir
grubu öteki grup dinlemez. Yanı sıra. bu konuş-
malar basında da pek yer almaz. Dolayısıy la \ a-
tandas, duymaz. Millenekıllendmlemez. Pekı. bun-
lar nıy e söylenır'1
Sanırım > alnızca işin gereği ol-
dugu için. Bugün parlamento hayatı ne yazık ki
budur. Parlamenter kurumlar ısice şozlaşmıs,.
parlamenterler siyasal kararlanndışınaçekilmiş-
tır. Türk demokrasisinde parlamenterlere biçılen
temel görev. bazı nimetlerin hangı partililerce
pa\ Idşilacağından ibarettir. Bu 115 için. özellikle pro-
fesvonel delege ağalıklanna dönüs.müs. parti ör-
gütleriyle işbirliği yaparlar.
İktidar değişikliİclerinde iktidar olan parti ör-
gütlerinin Ankara'yı istilası, siyasilerin bürokra-
tık atamalarla özellikle ilgilenmesı. hep bu yüz-
dendir. Gerçekten. demokrasımızin klasik partı-
lennin örgütlen. kendi adamlannı de\lete ver-
le^tirerek kudretlerini \e çıkarlarını arttımıa ça-
basındadırlar. Biril yada ilçeba^kanı ıçın ıstek-
lerıni ıtirazsız yerine getirecek olan \alilere. po-
lis müdürlerıne. de\ let fabrika \e kooperatif \ö-
netieilerinesahipolmak.onlarınatanmalarını ve
ULUÇ GURKAN
1945, Ş.L'rfu doğumht. Li\e ögreıümiıü Talas-
Tarsııs Anıenkan kulejlerinde.
yüksekögrenimini Ankunı Cniyersitesi Siyasal
Bilgiler Fakiiltesi'nde vaptı. Ögrenim \onrası
yaşamuu :1:1ın siire gazeteci olarak siinliinlii.
Sırasıvla Devrim Garetesi Yazıişleh
Müdürlügü. A\KA Ajansı Genel )ayın
Yönetmenliği, Sabah Gazetesi Ankara
Temsilciliği ve vazarlığı, Güııes' Gazeiesi
Genel Yavın Müdürlügü ve Sabah gazeiesi
vazarlığı görevlerinde buhındu. Çeşitli ödüller
kazandı. 199! genel seçimlerinde Ankara dan
milletvekili \eçildı. İki vıl CHP Grup
Baskaın ekılligi \ aptı. 1994 'te DSP [ve gecli
1995 seçimlerinde veniden Ankara dan
milletvekili seçildi. Şimdiki halde TBMM
Başkanvi'killigı gihevini sürdürüvor.
himavelerini sağlayarak velinımetlerı durumuna
gelmek. büyük kudret sağlar. Böylece il ve ilçe
ba^kanları. tayfalarına iş ve her ces.it olanağı ko-
lavca elde eden 'demokrasi ağalan'na dönüşür-
lerve feodalızmin 'patronaj'(ağalık)kurumunu
günümüzde yaşatırlar.
Öte yandan. kariyerlen demokrasi ağalannın hı-
maye ve torpillenne bağlı olan devlet memurla-
rı. devletin değil. siyasal partilerin memurlarına
dönü^ürler. Bunedenle iktidardeğışıklikleri.bü-
vük çapta memur kıyımını gerekli kılar. Parti-
zanlık. memurlukta ilerlemenin ölçütü olur: dev-
let zavıtlar. tükenir. Anarşi ve terör. devletin rü-
kenis.i oranında bir tırmanış gösterir. Parlamen-
terler debu ağalık sıstenıi içınde veralırlar ve
enerjilerinin büv ük bölümünü bakanlıklarda seç-
menlerınin ışlenni kovalamakla geçirirler. Ne ül-
ke. ne de dünya sorunlarıyla ilgilen kalır. Sonuç-
ta kaybeden halk olur. Aslında halkı temsil et-
mesi gereken parlamento tabanı. bu ortamda bir
havii daralmış. parlamento bir kapalı kulübe. par-
lamenterler de bu kulübün üvelenne dönüşmüs.-
tür. Bugelişme aslında demokrasi için çok büyük
bır zafiyettir. Ancak biz bu tehlikeyi henüz tam
anlamış değıliz. Hâlâ sorunu görmezden gelıyor
ve bireysel yararlanmızı önde tutuyoruz. Bu ne-
denle. parlamenterler olarak biraz önce ortaya
kov duğumuz topyekûn seferberlik çözümüne kat-
kıda bulunabilmek için bizim de kendi kabuğu-
muzu i\edi olarak kırmamız kaçınılmazdır.
^ • ^ • B Bu konu sizce Tiirkiye 'deki kadar baş-
ka iilkelerde de sorgulandı mı?
Elbette... Demokrasınin eksiklerı. yetersizlik-
leri: bu arada parlamenterin konumu. Türkiye dı-
şında da sık sık sorgulanmaktadır. Bu sorgulama-
lar. her ülkede kendi özgün koşullarıv la gerçek-
leşmektedir. Dolavısıvla Türkiye'de'ki sorgula-
nıalarla yer yer benzerlikler göstermekle birlik-
te. yer yer önemli farklılıklara da konu olabil-
mektedir.
Bufarklılıklar neler?
Buradaki en önemli farklilık. Türkiye dısjnda-
ki ülkelerde sorgulamaLınn çok dalıa hızlı biçim-
de sonuçlanabıliyorolmasıdır. İtalva'daki son 'te-
miz eller* operasvonu bu konuda oldukça çarpı-
eı bir örnektir.
^ H ^ H Şaibealtındaki milletvekillerinin doku-
nulmazlıklarının kaldırılması konusunda nedü-
şünüyorsunuz' Zaten, milletfekillerinin. Meclis
kürsüsündeyapacakları konuşmalar dışmda do-
kunulmazlıkları olmalı mı?
Bunun mutlaka ve mümkün olan en kısa süre-
de gerçekleşmesı gerektigıni dü^ünüyorum. Bu
konunun artık beklemeve. ovalanmaya taham-
mülü vok. Türkiye'de demokrasi umudunu canlı
tutabilmenin öncelıkli koşulu bu alanda vapıl-
ması gereken ıvedi düzenlemelerdir.
Gerçekten de yasama dokunulmazlığının mıl-
letAekilleri için haksız bir zırh olmaması \e mil-
letvekıllerine dıledıği biçimde yasaları çiğneve-
bilme yolunu açmaması gerekmektedir. Ancak bu
gerçekleştirılirken. milletvekıllennin keyfi ve
yersiz ceza kov uşturmalanna konu olmamaları da
önem tas.ımaktadır.
^^••B Bunun için ne yapmalı?
Bunun için anavasanın 83. maddesi daha faz-
la zaman yitirmeden değiştinlmeli ve bütünüvle
farklı ikı ayrı kurum olan *>asama sonımsuzlu-
ğu" ıle "vasanıa dokunulmazlığı' birbırınden av-
rılmalıdır. \'anı sıra. ağırcezayı gerektıren suçüs-
tü halınden başka. milletvekili seçılmeyi engel-
leyen suçlardan biri söz konusu olduğunda. ya-
sama dokunulmazlığının kaldınlması ve mıllet-
vekillerinin doğrudan vargılanmasının volu ön-
celikle açılmalıdır. Meclis'e seçilmeve engel sa-
yılan bir suçu ısleyen bır kışinin. seçildikten son-
ra bu suçu isjediğinde millenekili olarak kalma-
sı düşünülemez.
Ancak. bu durumun millen ekillerine karşı bır
baskı ve engelleme aracı olarak kullanılmaması
için. milletvekillerinin gözlem altına alınmama-
sı. tutuklanmaması vehakkında hiçbir biçimde zor
önlemleri uygulanmaması hükmü korunmalıdır.
Milletvekillerinin siyasi çalışma ve dü^ünceleri-
nın soruşrurma. kovuşturma ve ceza davası ko-
nusu yapılmaması düzenlemesi ise avnca pekış-
tirilmelidir. Gerçekleştirilmesi gereken bırdeği-
şıklik de mıllervekillerinin dokunulmazlıklarının
kaldırılmasını bizzat isteyebilmeleri olmalıdır.
Yürütülebilecek haksız kampanyalara karşı mil-
letvekillerinin kendilerinı aklayabilme. onurları-
nı koruyabilme olanağı bu yoldan sağlanabilme-
lidir Dokunulmazlığın üyenin kendi isteğiyle
kalkması durumunda da k'esin hüküm olmadık-
çatutuklamaveyaherhangi birzorönlemı uygu-
lanmaması esası gözetilmelıdır.
Bugün ülkemizdevazgeçilmez bır toplumsalöz-
lem haline gelen temiz siv asete ulaşabilmek için
millenekili dokunulmazlığının böylece sınırlan-
dınlması önemlidir. Ancak. bu da tek başına ye-
terli değildir. Siyaseti kirleten ticari ilişkilerın
varlığına mutlaka son venlmelidır.
Sivasetı ticaretleştiren bu temelın bütünüvle
yıkılması, siyaset ıle ticareti bir arada yürütüle-
bilir. parelel işlerden sayan çarpıklığın aşılabil-
mesi ve başta milletvekillerı olmak üzere siyasi-
ler için ticaretin yasaklanması gerekmektedir. Bu-
nun için de. "Böytegelmiş bö>legider" neme la-
zımcılığını aşabilmemiz; rüşvetin. >olsuzluğun.
v alan ve dolanın doğal bır v aşam tarzı olabilece-
gi şartlanmışlığından kurtulamamız kaçınılmaz-
dır. Anayasanın 'milletvekili seçilme veterliliği'
konulu 78. ve 'üyelikle bağdaşmayan işler' konu-
lu 82. maddelerinde bu bağlamda vapılma*ı ge-
reken değışıklikler. temiz siyaset hedefine ulaş-
mak için birmoral devrımi nıteliginde olacaktır.
Böylesi bir devrim günümüzde sıyasetın yuvar-
lanmakta oldugu dipsiz kuyudan çıkarılabılmesı
için zorunludur. Gerçekten de eğer bu değişık-
likleri yapabilirsek. temiz siyaset hedefi yalnız-
ca siyasetin bulaştığı kir ve pastan arındınlması
anlamına gelmeyecek, aynı zamanda demokrasi-
mızin de yerli yerine oturmasına katkıda buluna-
caktır. Bu kapsamda, benim birey olarak fevka-
lade önemsediğim bir olay, 'vergi suçundan hü-
küm giymiş' olmanın milletvekili seçılmeye en-
gel sayılabilmesıdır. Vergi ödemeyi millenekıli
Parlamenterler de
bu ağalık sistemi
içinde yer alırlar ve
enerjilerinin büyük
bölümünü
bakanlıklarda
seçmenlerinin
işlerini kovalamakla
geçirirler. Ne ülke,
ne de dünya
sorunlanyla ilgileri
kalır. Sonuçta
kaybeden halk
olur. *
seçilmenın koşulu haline getirecek böylesi bır
düzenlemenin amacı. vergi ödemevi 'enayilik'
sayan ahlaki çarpıklığı aşabılmektir.
Gerçekten de. v ergi ödemenın kutsal bir v atan-
daşlık ödev i sayıldığı resmi söy lemine karşın. bu-
nu haklı kılan hukuki bır altpayı ülkemızde ku-
rulu değildir. Bu eksikliğin de etkisiyle. geniş
toplum kesimlerinde vergi kaçırmayı meşru sa-
van birahlak anlayışı gelişmekte ve kökleşmek-
tedir.Giderek kirlendiği açık biçimde gözlenen si-
yasetin temizlenmesı çabalanna katkıda bulun-
mak. açık anlatımıyla siyasi ahlaki yükseltmek için
kaçınılmaz saydığımız bır başka düzenleme de mil-
letvekillen için her türlü ticari faalıvetin sınırlan-
dırılmasıdır.
12 Eylül 1980 askeri darbesıne değin, millet-
vekilleri milletvekili seçilmeden öncekı ticari iş-
lerini genelde tasfiye etmekteydiler. 12 Eylül'de
kapatılan siyasi partilerde millen ekilliği süresin-
ce ticari faaliyetlerine devam edenlerin siyaset-
ten dışlanmalan biranlamda gelenekselleşmişti. An-
cak 12 Ey lül sonrasında bu gelenek y ıkıldı. Mil-
let\ekilleri. bırakın işlerini tasfive etmeyi. tam ak-
sine. ticari faaliyetlerini sürdürmeye teşv ik edil-
diler. Bu olgu, millen ekilliği görev ve sorumlu-
luğunun verinegetirılmesine ister istemez 'çıkar
çatışması' koşullannı yarattı. Ticarete devam eden
millervekılleri. ticari çıkarlan ile milleuekilı ola-
rak yerıne getırmek durumunda olduklan kamu-
sal çıkarlar arasında bocalamaya başladılar. Bu bo-
calama ortamında siyasetin ticarileşmesi. dolayı-
sıyla kirlenip pislenmesı süreci ister istemez hız-
landı. Anayasada bu konuda yapılması gereken
değişiklık. milletvekılliği süresinde hiçbir mil-
letvekilinin ticari faalıyetıni sürdürmesine ızın
verilmemesidir. Milletvekilleri. seçilmeden önce-
kı ticari işlerini tasfiye ya da kayyıma devretme
zorunda bırakılmalıdır. Bu bağlamda işin bir ve
üçüncü dereceye kadar (dahil) kan ve sıhri hısım-
lara devri ise ışın tasfiyesi olarak kabul edilme-
li. kayyım mecburiyetini kaldırmamalıdır.
I Sizce bugün TBMM'nin saygmlığı ne
ölçüdedir?
TBMM'nin saygınlığı maalesef önemli ölçü-
de azalmış. de_\ inı verindeyse demokrasiyi yaşat-
mak için gerekli olan düzev in belkı de en dip sı-
nırına kadar gerilemiştir. Parlamento. üstesinden
gelinmesı gün geçtikçe biraz daha güçleşen so-
runlar altında ezilen. ezıldikçe yarattığı umutla-
rı söndüren bir görüntüdedir. Yanı sıra. çeşitli
maddi çıkar birliktelıklerınin de siyasi çıkar be-
raberliklerine dönüşmüş biçimde v itrinde yer ala-
bileceği izleniminı yaratmaktadır.
İşte bu gönintü. ışte bu ızlenim bizi. geniş halk
kitlelerinin sivasete ve sıyasetçiye olan inanç \e
güvenıni yitirdiği bir Türkiye manzarasıyla kar-
şı karşıvabırakmaktadır.
Ama adeta hep birlikte bırkör karanlıktayız. Her
kafadan şöyle ya da böyle bir ses çıkıyor. Herkes
birbırini suçluyor. Henüz ortak bir çıkış. ortak
bir çözüm noktası bulabılmiş degiliz. Çoğunluk-
la yerlerimıze çakılmış. bekliyoruz.
Budurumbana, Bizansınsongünlerinde Aya-
sofya'da meleklenn cınsıyetinı tartışan papazla-
n anımsatıyor. Erkek ya da kadın. meleklerin cin-
siyetini bilebilselerdi bu papazlar her ne kazana-
caklardıysa biz de ancak onu kazanabiliriz.
Zaman akıp gidiyor. Çözüme yönelmemiz ge-
rekiyor. Temiz siyaset yolunda milletvekılliği do-
kunulmazlığından başlayarak milletvekillığı ku-
rumuna demokratik bır öz. siyasal bir saygınlık
kazandıracak adımları hızla atabilmelıyiz.Tiunu
gerçekleştirmeyi zamana yayma lüksüne sahip
degiliz. Hatta bu düzenlemelerin mümkün olan
en kısa sürede gerçekleştınlmesi de yeterli olma-
yabilir. Mev cut parlamento. bu düzenlemeleri y a-
paryapmaz bır erken genel seçimle kendisini bü-
tünüyle yenilemeyi de göze alabılmelidir.
• M ^ H Milletvekili adaylannın belirlenmesin-
de, aday listelerinde sıralamanın yapılmasında
bugün uygulananyöntem sizce uygun mu? Bu-
günkü yöntemle grup kararları alınmasında par-
ti liderlerinin görüslerine aykırı bir karar çıka-
bilir mi? Milletvekili, gelecek seçimde listeyegir-
tneme endişesi duymaz mı?
Bence buradaki sorun v alnızca bir yöntem so-
runu değildir. İşte. parti liderlerinin nihai söz ve
karar sahibı olduğuson milletvekili aday belirle-
me yöntemine karşı sıhırlı bır rormülmüşçesine
veniden ısıtılıp piyasay a sıinilen "önseçim'aymaz-
lığı. Hepimiz bilivoruz.
Önseçım de ulusal ıradeyi ön plana geçirmiyor.
Tamaksıne. deyim yerindevse, ulusal iradevıka-
rikatürleştınvor. Parti içi demokrasivedeğıl. par-
ti ıçı kırıma yol açıvor. Parti örgütlerine çörekle-
nen profesyonel demokrasi ağalarına büv ük kud-
ret ve olanak sağlıyor. Dolavısıvla bu vöntemde
de partilenn içinde veteneklilerdeğıl, kapıkulla-
n. tayfalar, her ıstenene kayıtsız şartsız 'e>ef di-
yenler vükselecektır.
I Bu durum nasıl düzeltilebilir?
Budurumudüzeltebilmenın. millen ekili aday
belırlenıe vöntemi de dahil. sağlıklı bır parti ıçi
demokrasi işleyışine kav uşabilmenın volu, çok çe-
şıtlı toplumsal örgütlenmelerin sıyasete ağırlık-
larını kov malarından geçer. Örneğin, benım siya-
sal çızgımı belirleyen sol kesimde başta sendika-
lar. meslek kuruluşları. düşünce dernekleri, mil-
letvekili aday larının belırlenmesinde sorumluluk
üstlenebılmelıdırler.
Bunun ıçın bu tür örgütlülüklerin başlıca iki bü-
yük yanlıştan kendilerinı anndırmalan önemlidir.
^^••ü Sedir bu yanlıslar?
Bırincisi. bu örgütlülüklerin geniş bir yelpaze-
de belırli kışilenn pazarhğını birden çok siyasi par-
tiyleyapmamaları. tekil bir siyasal tercihi ortaya
koymalarıdır. Ikincisi. bu örgütlülüklerin kendi-
leri için vekendileri olarak siyasal partiye dönüş-
me hayallerınden kurtulmalandır.
Benim kanım. bu sorunu ancak böylesi bir ve-
niden yapılanmanın dayattığı örgütlülük ortamın-
da aşabileceğimizdir. Aksi halde. hangı vöntemi
uygularsak uygulayalım. kendisi için siyaset ya-
pan kadrolar her koşulda toplum için siyaset ya-
pacak olan kadrolann önüne geçmenin bir >olu-
nu bulacaklardır.
^ ^ ^ • B Milletvekillerinin de\-amsızlıklarını ön-
leyecek ciddi önlemler alınamaz mı?
Kuşkusuzalınabilir. Ömeğin.mazeretsizdevam-
sızlık halinde volluk kesintisi düşünülebilir. Ya-
nı sıra, devamsızlığın süreklilikarzetmesi halin-
de ise mılletv ekilliği otomatik olarak düşmelidir.
Ancak. hemen belirtmeliyim ki temel sorun bu
noktada değildir. Türk demokrasisinin durumu.
bu bağlamda millenekillerınin konumu tartışılır-
ken dev am v a da benzerı sorunların ön plana çık-
ması çoğu kez olayı özünden saptırmaktadır. Mil-
len ekilleri. özellikle genel kurul çalışmalanna okul
çocuklarımisalidevamazorlanmamalıdırlar. Bü-
tün demokrasilerde olduğu gibi Türkiye'de de asıl
parlamento çalışması geneT kurulun dışında ko-
misy onlarda v e genel kurul süreci öncesinde hem
yasama. hem de denetim etkıliliklerıv le ilgili ola-
rak yapılmaktadır. Bu nedenle sonınubasit bir de-
vam olavına indirgememek gerekir. Milletvekil-
lerinin çalışması ve başarısı. yasama ve denetim
faalıyetlerinde ortaya koyduğu etkinlıkle ölçülme-
lidir. Bu etkinlik ölçümü ise en ıyı ve en verimli
biçimiyle. bazı kentlerimızde başlatılan ızleme ko-
miteleri niteliğindeki toplumsal örgütlülüklerma-
rifetiyle sağlanabilir. Zaten millen ekili aday be-
lirlemesınde biraz önce de konuşruğumuz gibi
toplumsal örgütlülükler ön plana geçebilirse mil-
lenekillerinin devamlı ve etkın olarak çalışma-
lan ister istemez bu örgütlü yapılann sorumlulu-
Su olacaktır.
FATİH 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAVRİMENKUL SATIŞ İLAN1
1996 755 Es.
Ipotekli olup paraya çevrilmesine karar verilen Fatih ilçesı. Mollaşeref Mahallesı. Millet Çaddesi'nde bulunan 434 pafta. 1984 ada ve 35 parsel sayılı 2411.58 metrekare miktarlı arsava kat irtifaklı 120 40000 ar-
sa pavlı 4. kat 239 No'lu büronun tamamı müdürlüğümüzee satılarak paraya çevnlecektir. İnıar Durumu: Fatih Belediye Başkanlığı Imar ve Planlama Müdürlügü'nün 16.4.96 tarih ve 1996 2025 sayılı yazısından
anlaşıldığına göre: Istanbul 1. No'lu Tabiat ve Kültür \arlıklannı Koruma Kurul u 12.7.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile tarih i \anmada (Suriçi) olarak anılan Fatih ve Eminönü ilçelerinın tarihi ve kentsel SİT ala-
nı olarak belirlendiğinden imar durumu tanzim edilmemektedir. Adı geçen kurulun 2.8.1995 tarih ve 6898 sayılı karannın 1-A-l maddesine göre uygulama yapılacağından tüm yapılann ön yüzünü gösterir fotoğ-
rafları temın etlildiğinde kurulun görüşü alınarak imar durumunun verilebileceği belirtilmiştir. Adı geçen parselde 5 bodrum. zemın asma kat 21.50 metrelik yerde 6 noımal kat. H=I 8.50 metrelik yerde 5 normal
kat. H=15.5O metrelik verde 4 adet normal kat ıçın 80 199 savı ile iskân verildiği tespit edilmiştir. Gayrimenkulün e>saf \e kıymeti: İpotekli gavrimenkul Milİet Caddesi'ne cepheli B.A.K. tarzda ınşa edilmış Ka-
ragül Çarşısı ve Işmerkezı isimli binanın 4. katındaki 239 \o'la bürosudur. Binada asansör ve kalorifer mevcut olup işhanının girişine göre sağ tarafta koridor sonunda \e arka tarafta yer almaktadır. Zemini halıf-
leks döşeli duvarlann içi maun. dışı cevız kaplı cılalı kaliteli dolapları mevcut. tavanı plastık badanalı olup aydınlatması floresan lambalarla sağlanmaktadır. İşhanın her katında tuvalet ve el yıkama yerlerı vardır.
Büro iş yeri olarak kullanılmaktadır. Taknben 50.94 metrekare alanı vardır. Bugünkü emsal alımsatım rayicine göre taşınmazın değeri 3.500.000.000.- TL'dir. Bu değer üzerinden satışa çıkanlacaktır. Beyanlar ha-
nesinde: İETT lehine 31.83 metrekarelik kısımda trafo yeri 5.17 metrekarelik kısımdageçış yeri olarak 1 TL bedelle süresiz olarak irtifak hakkı vardır. Bu hakla birlikte satılacaktır. Satış Şartlan: l-l Satış 4.2.1997
tanhınde saat 10.00 ıle 10.30 arasında açık arttırma suretivle Fatih 3. lcra Müdürlügü No: 65 No'lu odasında vapılacaktır. Bu arttırmada tahmın edılen kıymetin yüzde 75 ve rüçhanlı alacaklılann alacağını ve sa-
tış masraflanm geçmesi kaydıyla en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak kaydıyla 14.2.1997 tarihinde aynı yer ve aynı saatte 2. açık arttırmaya çıka-
nlacaktır. Bu arttırmada da tahmın edılen kıymetin yüzde 40'ını rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflanm geçmesi kaydıyla en çok arttırana ihale olunur. 2- Arttırmaya iştırak edenlerin, tahmın edilen
kıymetin yüzde 20'si nispetinde pev akçesı veya bu mıktar kadar mılli bir bankanın temınat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış. peşin para ıledır; alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilır. Tel-
lafiveresmı. K.DV ihale pulu. tapu harç ve masrafları alıcıva aittır. Bırikmiş vergiler ihale bedelınden ödenir. 3- Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ılgililerin (ılgıliler tabirine inifak hakkı sahipleri dedahildirj bu gav-
rimenkul üzenndeki haklarını hususıyle faız \e ınasrafa daırolan iddıalannı dayanağı belgelen ıle on beş gün içinde dairemıze bıldınnelerı lazımdır. Ak>ı takdırde hakları tapu sicilı ıle sabit olmadıkça paylaşma-
dan hariç bırakılacaklardır. 4- Gavrimenkul kendısıne ihale olunan kımse verilen mühlet içinde ihale bedelini vatırmadığı takdırde IlK'nin 133. maddesi gereği ihale fes edilir. İkı ihale arasındaki farktan ve temer-
rüt faızinden alıcı \e kefıllerı meiul olacak. hiçbir hükme hacet kalmadan kendılerinden tahsil edılecektır. 5- Şartname. ılan tarılıınden ıtıbaren herkesm görebılmesı için daırede açık olup masrafı verildiği takdir-
de isteyen alıcıva birörneği göndenlebılır. 6- Satışa iştırak edenlerin şartnameyi gönnüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, baskaca bilgi almak istevenlerin 1996 755 Es. sayılı dosya numarasıyla müdür-
lüğümüze başv'unnalan ilanljlunur. 26 12 1996 llK'nin 126. " Basın: 127499
K. ÇEKMECE 2. İCRA
DAİRESİ'NDEN MENKLLÜN AÇIK
ARTTIRVU İLANI
DobvaNo. 19% 152OTal.
Birborçtan dolaşı hacizlı vea^ağıdacıns. mıktar ve kı>met-
len yazılı mallarsatı>açıkanlmıştır Bınnci arttırma 15 1 1997
günü saat 13.00-13.10"da Avcılar Mıgro^ \anı No: 170'teya-
pılacak ve 0 günü kı>metlerm"n "T
5'ıne ısteklı bulunmadıği tak-
dırde 16 1 199^ günü a\nı yer se saatte 2 arttırma japılarak
satüacağı. $u kadar kı. aıitırma bedelinın malın tahmin edılen
kı> metının v uzde kırkını bulmasının \ c satış ıste> enın alaeağı-
na rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının \e
bundan başka para\a çevımıe \e paşlann paylaştırma masraf-
lannı geçmesının şart olduğu. maheuzun satis bedelı uzennden
°o.... oranında K-D\"nın alıcıya aıt olacağı \e satış şatnamesi-
mn ıcra dos>asinda görülebıleceğı. masrafı verildiği takdırde
şartnamenın bır örneğinın istevene gönderılebıleceğı. fazla bıl-
gi almak isteşetılenn vukarıda \azılı dosva numarasivla daire-
mıze baş\umıaları ılan olunur 23 12 1996 Muhammenkıvme-
tı Lıra Adedı Cınsi Mahıvcti ve onemlı nııehklen 2 OOO.O(XJ.OOO.-
TL. 134 KGL - 54 plak'a .sa>üı Mıtsubishı 1996 model Frıgof-
rık kasalı kamşon FE 4497 L tıpı beyaz renkte. motor no'
4D34B8992^şâ.seTMK449 ERA"226 Basin: 127514