04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KYFA CUMHURİYET 20ARALIK1996CUMA HABERLERIN DEVAMI «anbul PB 15 Sinop PB 18 —trne PB 5 Samsun PB 18 2^ıakkale PB 13 Trabzon PB 15 <caeli PB 14 Giresun PB 15 zi"r Y 18 Ankara PB 12 Y 15 Konya PB 6 Joizli Y 16 Eskişehir PB 8 B 15 Sıvas PB 8 roguldalc PB 16 Antalya Y 18 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van B B PB PB PB PB PB PB 1/ 17 8 12 9 7 -5 -5 PB 2 Yurdun guney ve ba- tı kesımlerı çok bu- lutlu. Egeve BatıAk- denız sağanak yer Londra yer gokgurultülu sa- Paris ğanak yağışlı, diğer R yerler parçalı bulutlu 10 17 geçecek. Yurdun ıç Berlın K 0 ve doğu kesımlerın- Amsterdam Y de yer yer yoğun sıs Madrid B görulecek. Hava sı- caklığı batıda bıraz 7 15 B 10 artacak. dığer yerier- Brüksel Y 10 de değışmeyecek. Budapeşte Y 4 Münıh Atina Mılano Oslo Helsınkı Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Y Y B K B Y K Y 14 9 -10 -8 -8 9 4 9 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bışkek Tiflıs Kahıre K B B B B B B B -9, 10> 9« 12' 12 li 14; 21. Şam B 12 Parçalı bulutlu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK MBaştarafı 1. Sayfada nrdin'i resmi görüşmelerde hizaya getiriyor. Gü- r c Kıbrıs'aağırsilahlarsatmamalarını istiyorRus- yadan. Söz alamayınca ne yaptığını bizzat Şaibe anatıyor: A/lasaya yumruğumu dört kez vurdum ve Çer- ronırdin, 'Tamam Rumlara silah satmayacağız' c&1i." Gördünüz mü; korkmuş zavallı Rusya'nın başba- kanı? Sıkı mı korkmasın? Koskocaman 60 milyon- lukTürkiye'nin Şaibe Hanımı masayı yumruklayan. Vudu mu indirir! >ann öbürgün "mıllikoca"s\ Özer'den biryalan- larra çıkar mı çıkar. Zira, bir gazeteye göre Şaibe yjnruğunu masaya dört kez vurmuş. Bir başkası- na göre üç dört kez. Hangisi doğru? Özer çok ciddi. gerçeklere say- g lı yalancılığa prim vermeyen, Red Kit üstü yapıt- ları okuyarak kültürünü genişletmiş, hatta okudu- ğu <itaplardan kimi paragrafları kendi kitabına ay- ner aktararak yazarlığmı kanıtlamış Türk büyükle- rimzden. Karısıyla ilgili gerçeklerin saptırılmasına dayana- rraz. Kâğıdı kalemi alır eline. haydaa yazar bir ya- lanlama. Saptırmalara öylesine dayanamaz ki, Çatlı ve çetelerle ilişkisine "ima yolu ile değinenlere" bıle ser çıkıyor. Ne çare, savları yalanladığı günün ertesi, Çat- lı'yla görüştüklerini içeren bir ifadenin DGM dosya- larına girdiği manşetlerde yer almaz mı? Onu da ya- lanlıyor. Işadamı, karısının kocası, oğlunun babası değil sanki. Mübarek yalan makinesi. Ya baba? TJrk büyükelçiliğinde Şaibe'nin açıklamalarını nezakete sığdıramayanlara yanıtı kısa: "Ne gam!" Bizimki nezaketi Nezahat Hanım sanabilir. Ayıp söz- cüğünü anımsatanları, "Ne demekmiş o?" diye tersleyebilir. Asıl terbiyesızliği Çernomırdin yapıyor. Şaibe'ye güzelliğini koruduğunu söylerken "Hâlâ" diye sö- ze giriyor. Çernomırdin, partisindeki kart zampara- lann Şaibe'ye nasıl pervane olduklarınt bir görse, bir değil bin kere özür diler. Üstelik Paris'ten gelen cilt ve yüz onarımı malze- melerinden haberi deyok Çernomırdin'in. Ammavelakin Şaibe affetmez, bu bir. Her güze- lin bir kusuru varya, unutkandır, bu da iki. Örneğin, kirasını ödemeyip icralara sürüklenen annesinin Taksim'de yıllar boyu bir apartmanda yal- nızbaşınaoturduğunuunuturvekadıncağızöldük- ten sonra, milyarlar tutarında dövizi miras bıraktı- ğını söylemekten asla çekinmez. Oğlu Mert'in 950 milyon lirası mal bildirimlerin- de görünüyor. Böylesi konularda herkese parmak ısırtan "milli koca" Özer'in yazdığı bir açıklama ge- liyor Meclis komisyonuna. Çocuk, servetinin çeşitli tarihlerde "şahsına ve- rilen armağanlar (sünnet vb.) ile harçlıklardan, ai- lesinin katkılanndan" oluştugunu bildiriyor. Mert oğlumuz küçük yaşlardan beri, ola ki 19-20 yıldır, sünnetten gelen armağanlar, kola içecek pa- raları olmayan Şaibe ile Özer'den aldığı harçlıklar- la 1996'da 950 milyona ulaşıyor. Şimdilerde boşuna "Anasına bak oğlunu al" de- miyorfar. Mert de anasıyla babasının tıpkısının ay- nısı. Çünkü anası Şaibe de bugünkü görkemli serve- ti nasıl edindiğini soranlara matematik dehasıyla şöyle yanıt veriyordu: "1973'te miras kalan 437.940 lirayı faiz getiren çeşitli kaynaklarda değerlendirseydim, 1991'de tam tamına 676 milyar 969 milyon 372 bin 538 //'- ralık servetim olurdu." Gördün mü Mert; hiç değilse annen gibi Türki- ye'yı güldüren hesap yapabilsen 950 milyonun kay- nağını yutturabilir, devlette ikbal kapılarını açan ya- lancılık sanatında sen de ustalaşırdın. Örnek alabileceğin taze bir olay: Annen Yumur- talık'ta "petrolü Bakü 'den alıp Ceyhan 'a getirecek- lerini" yumurtladığı gün, Bakü'de Devlet Başkanı AJtyev. "Çillerpetrol hattında işi ağırdan aldı" diyor- du. Ana, baba, oğul... Ne aile! Sıslı t Çok bulutlu Yağmurtu Ozer Çiller'den açıklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardırncısı Tansu Çiller" in eşi Özer Uçuran Çiller. aranan katliam zanlısı ülkücü Abdullah Çath ile görüştüğü yönündeki haberin "gerçek dışı, yalan ve uydurma'' olduğunu savundu. Özer Uçuran Çiller, gazetemizin dünkü sayısında yayımlanan "Susurluk soruşturmasında dile getirilen iddia DGM dosyasuıa girdi: Çiller ile Çatİı görûştü" başlıklı haberle ilgili olarak yaptığı açiklamada, bir süreden beri ailesiyle ilgili "insaf, \icdan ve insanlık sınırlannı aşan iddialann hiçbir belge ve delile dasandınlnıadan gazete sayfalanna indirildiğini" ileri sürerek şöyle de\am etti: "Öncelikle hemen belirteyim ki bu haberde sözii edileıt iddia, diğerieri gibi gerçek dışıdır, yalandır, uydurmadır. Ben Abdullah Çath'yı tanımam. bilmem, hayatimda da hiç görmedim. L'cuz ga/etecilik en masrafsız gazeteciliktir. Bu haberi yazan arkadaş, biraz terieyip haberinde sözünii ettiği ifadenin kime ait olduğunu tespit edebilseydi, daha doğrusu araştırmacı ga/etecilik yapsaydu beninı daha teferruath bir cevap yazmam da mümkün olabilirdi. Her biri deli saçması olan bu iddialara. şahsımla ilinrilenmesinden çok, basının böy lesine bir yalan haber makinesi haline getirilmesinden dolayı üzüliiyorum."1 Çiller. kaynağına inmeden, isimlendirmeden. belgelemeden masa başında yapılan habenn "yalan haber ve ucuz gazetecilik" olduğunu kaydederek "Olur ki bir gün Cumhuriyet gazetesi ile ilgili de gerçek dışı manşetler atıiır ve siz de benim şu an yaşadığım üzüntünün bir benzerini yaşarsınız" dedi. ANAP: DYP taviz veriyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP. Susurluk skandalının ört- bas edilmesı amacıyla koalisyonda kurulduğu savlanan "örtülü u/laş- maya" tepki gösterdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Agâh Oktay Güner. dev let-mafya- si> aset ışbirliğini ortaya çıkaran Su- surluk 'taki kazanın üzennden geçen 45 günü aşkın sürede ciddi birsoruş- turmanın başlatılmadığını söyledi. Güner. DYP Genel Başkanı. Başba- kan \'ardımcısı Tansu ÇiUer'ın büt- çe görüşmelerinin sonunda \apma- sı planlanan konuşmasını akıl almaz pazarlıklar sonucu hükümel ortağı RP"ye bıraktığını ileri sürdü. Çil- ler'in üstlendiği Dışışleri Bakanlı- ğı'nın görev lerinin de hergeçen gün biraz daha tırpanlandığını kaydeden Güner. "DYP'nin Susurluk'un ka- patıtması içi/ı hükiimetortağı RP'ye adım adım ta\ i/ verdiği kanaatinde- yiz" dedi. Hükümetin dış politikadaki tutu- munu eleştiren Güner. Çekiç Güçün de kaldırılmak yerine TBMM'ninbilgi vesorumlulukala- nı dışına çıkanlmak istendiğıni söy- ledi. Hükümetin Türk dünvasını dış- ladığını ileri süren Güner, "Başba- kan'ın Türklük şuurunda eksiklik olabilir. Ama Türkiye'nin yerleşmis Türklük suurunun gereğini yerine getirmekte tereddüt etmemelidir" dedi. Hükümetin Irak Türkmenle- riyle ilgili ciddi hiçbir uygulamayü- rürlüğe koymadığını da dile getiren Güner, hükümetin Kuze> lrak"taki gelişmeleri boş gözlerle seyrettiği- ni söyledi. Güner, Türkiye'nin onur- lu birdış politika ızlemediğini belır- tirken "Türkiye böyle maeeraperest dış po/itikaya İayık değildir. Türkiye Başbakan \e Başbakan V'ardımcı- sı'nın elinde, akıbeti belli olmayan bir felakete sürüklenmektedir" gö- riişünü dile getirdi. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Güner. Milli Savunma Bakanlı- ğı'nın bazı harcamalanyla ilgili yet- kinin Başbakanlık'a \erilmesı ve YÖK. Yasası'nda yapılması planla- nan yeni değişikliklerle ilgili olarak da tepkisini dile getirdi. Güner, za- manla oluşan devlet geleneklerini **öfkeyle \e sivaset endişesiyle" boz- manın çok yanlış bir tutum olduğu- nu. ordu ile hükümet arasındaki yanlışlıkların kabadayıhk üslubuy- la sergilenmesinin de doğru olmadı- ğını dile getirdi. YÖK'ün hüküme- tin uydusu haline getirilmek ısten- diğini kaydeden Güner. bunun bi- lim açısından tehlikelı bır gelışme olduğunu söyledi. Güner. "YÖK budanıyor. Milli Savunma Bakanlı- ğı'nın eli kolu bağlanıvor. Bu, 1 ür- kiye için çok tehlikeli. Devletin ku- rum >e kuraflanyfa o\na\anların akıbetinin hayııiı olmadığı görül- müştür" dedi. Şevket Kazan'ın mafya şaşkmlığı I Baştarafı 1. Sayfada sö>le>en Kazan. mafyanın özellıkle uyuşrurucu ticare- tinden elde ettiği kara para- yı aklamak ve "legar sek- törlere kanalize etmek zo- runda olduğuna dikkat çek- ti. Bunun önüne geçilmesı durumunda mafyanın kirli para içinde boğulacağını be- lirten Yücel. Türkive'de "kravatsız ekonomi" diye adlandınlan yasadışı sektör- deki suç olgusu ve çeşitlen- nin gittikçe büyüdüğünü vurguladı. Mafya diye bili- nen organize suçun oluşma- sındaki etkenlere de değinen Yücel kolluk, adalet. siyaset ve ekonomideki yardımcıla- nn, koruyucuvedestekçi ki- şilerin suçlu grup çevresin- de tampon oluşturduğunu vurguladı. Bnfingden sonra yaptığı konuşmada. adlıyelerdeki bilgisayargereksinimınede- ğınen Kazan'ın, tüm adliye- lerin 1997 yılında bilgisaya- ra kavuşması için gereken ödeneği tahsis edeceğini bil- dirdiği öğrenildi. Alınan bil- giye göre Kazan. hazırlık sonışturmalannın daha sağ- lıklı yürütülebilmesi için. emniyet kayıtlannın doğru- dan bilgisayara bağlanması gerektiğini belirrti. Cumhuriyet savcılarının. güvenlik güçlerine gönde- rilen soruşturmalann geli- şimini öğrenmeleri ve gö- zaltında kayıp iddialannın önüne geçilmesi için emni- yet kayıtlannın zaman geçi- rilmeden bilgisayara bağ- lanmasının şart olduğunu kaydeden Kazan, daha son- ra Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan bazı cumhuri- yet sa\cılannın, polisin bas- kısı altına girdiğini. bunun da yargı bağımsızlığına bü- yük gölge düşürdüğünü kaydetti. Rctydan çıkan tıen korknttıı Halkab-Sirkeci seferini yapan bir banliyö treni, dün raydan çıkb. Halkalı'dan saat 22.00'de çıkan ve 22.45*te Sirkeci Gan'na girdikten kısa bir siirc sonra freni boşalarak kontrolden çıkan 80141 sefer sayüı tren, 5. perona çarparak durabildi. .Makinist İlhan Ozgür, \olculardan Yemliha Havar (50) ve Sfileyman Boy alı adb yurttaşlar, kazadan haflf yaralandılar. Yaralılar Haseki Hastanea'nde teda\i altına alındL Görgü tamklan, rrenin gara aşuı hızla girdiğini ve perona büyük bir gürûltüy le çarptıktan sonra durabUdiğini söy lediler. (Fotoğraf: ÖZKAN GL^EN) KKTC'de Çath soruşturması LEFKOŞA(AA)-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti polis yetkılıleri. basında çı- kan bazı iddialar üzerine, Susurluk'taki trafik kaza- sında ölen Abdullah Çat- h'nın Kıbns'taki bazı te- maslarıyla ilgili soruşturma başlattı. Polis Müdür Muav ini Per- vin Gürler'in verdiği bilgi- yegöre.Çatlı'nın KKTC'ye giriş-çıkışlarıyla ilgili bel- gelerdeğerlendirmeyealın- dı. Bu aşamada isim vere- rek geniş bir açıklama yap- manın mümkün olmadığını ifade eden Pervin Gürler, ileride kamuoyuna aynntılı bilgi verileceğinı sö>ledi. KKTC'de yayımlanan Ye- ni Düzen gazetesınin dünkü sayısında, Susurluk kazasın- da ölen Abdullah Çath'nın, 1993 yılında KKTC'ye ge- lerek bazı sorgulama olayla- nna katıldığı iddia edildi. Yeni Düzen'in haberinde. Semra Ekeradlı birbayanın açıklamaianna da yer veril- di. Haberde. Eker'in, Gir- ne'de polis tarafından sorgu- lanırken Çath'nın bulundu- ğunu söylediği belirtildi. Yüksel: Olay büyüdü, inceleme uzadı HÜLYA K.AR\BAĞLI ANKARA - Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, dev let-mafya tartışmasını ülke gündemine orurtan Susurluk'taki trafik kazasının ardından pasaport, kimlik ve silah ruhsatı için üç ayrı uzman grup oluşturulduğunu. ancak olayın büyüyen boyutlan nedenivle incelemenin uzadığını açıkladı. Yüksel, "Özel timde hata yapan geri dönemez" dedi. Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel. dev let-mafya-siyaset-aşıret bağlantısı tartışmasında hedef olan Özel Harekât Daıresi Başkanlığı ve emniyet bünvesinde yapılan incelemeleri Cumhuriyet'e değerlendirdi. 6 bin 700 özel harekât görev lisinin bir bölümünün Olağanüstü Hal Bölgesi'nde (OHAL). süresi gelen personelin de Batı bölgelerinde görev yaptığını kaydeden ^'üksel. bu personelin özel eğitimden geçtiğine dikkat çekti. Fiziki dayanıkhlık, cesaret, sen atış gibi suçla mücadelede önemli olan unsurlann ön planda tutulduğunu bıldiren Yüksel. "Operasyonlar sırasında 100'eyakın, 5O'\e yakın da operas>on dönüşünde görev başında şehit vermekteyiz" dedi. Basının kazadan sonra Özel Harekât Dairesı Ba^kanlığı'nın tümünü suçlayıcı bir tutum ıçıne girmesinden rahatsızlık duyduğunu dile getiren Alaaddin Yüksel, özel tım içinde hata >apanlara yeni bir şans tanınmadığını belirterek şunlan sövledı: "*Teşkilatın genelini hedef alan bütün yayınlan nıaksatlı buluyorum. Burada bizim irademiz şudur; bu teşkilatın içinde hiç kimsenin hata vapnıava hakkı yoktur. Bu genel bir iradedir. Ama, bu teşkilatın içinde kim hata yapıyorsa sonuçlanna katlanır." ^ınıriı inceleme'' Susurluk kazasının Jandarma Genel Komutanlığf nın görev alanı içinde mevdana geldiğini. bu nedenle emnivete sınırlı bir vetki verildiğini anımsatan Yüksel. •'Bizimle ilgili olan pasaport, silah ruhsatlan ve kimlik belgeleridir" dedi. Emnıvet bünvesinde üç ayn uzman grubunun bu konularda çalışma yaptığını, inceleme ve araştırmalann boyutlannın giderek büyüdüğünü dile getiren Yüksel, şunlan söyledi: "Bir grup, Susurluk'ta savcıyla çalışıvor. bir grup pasaportlarla ilgili araştırnıa yapıyor, bir grup da silah ruhsatlanyla. Şu anda incelemeler bitmedi. Silahlann kriminal laboratuvar incelemeleri, diğer bilgi ve belgelerin incelemeleri jandarmada vürüyor. Bizden laboratuvar için ortak çalışma istenirse vapanz. Adli Tıp'ta incelememiz vok. Çanta ve silahlann incelemesi jandarma laboratuvariannda yürüdü. Silah ve kimlik kavıtlan için bizeyazı geldi. Çantadaki silahlar size kav ıtlı mı, nereden verildi diye sonı geldi. Biz de paylaştık. Bizle ilgili bağ bu. Silah ruhsatıvla ilgili İstanbul'da bütün dosvalar tek tek tarandı. Bu konuda Artvin'de bir polis memurunun ifadesi alınması gereki>or. O tarihte silah tutanaklanyla ilgili bölüm onu gösterivx)r." REFAHYOL kumara karşı anlaştı Cenelkurmay ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - Turızm Bakanı Bahattin YüceL dün yaptığı açıkla- mada. Tansu Çillerin, "Kumarhanelerkapa- tılacak" açıklamasına karşın. 2 seçenek üze- rınde daha çalışmaların sürdüğünü bildırdi. Çilier'mtaümatıüzenneBakanlarKurulu'na yeni bir çalışma getirileceğini kaydeden Yü- cel. "Casinolann kapatılmasu hukuk kural- lan çerçevesinde olacak. "Ben yaptım oldu' demokrâsilerde pek fazla rastlanan bir du- rumdeğil" dedi. Yücel. yaptıkları 3 seçenek- li çalışmav a göre. kumarhane açılmasına ilış- kın yasa maddesınin tamamen yürürlükten kaldınlması veya kısmen kaldınlmasının de- ğerlendınldığını bıldırdı. Yücel. şunlan söv- ledı: "Casinolarda kara para aklandığı söy- lendi. belge aradık. bulamadık. Ovun saloıı- lannın cirolanna baktık, böyle bir sonuca va- ramadık. Ama bazıları bazı şeyleri çok kolay söylüyor. Kuşadası'ndan KiKos'a kadar bir hat çizdiler, bu hat niye çizildi bilmivorum. A- nıa şundan herkesin emin olmasını istivorum ki, o senaryolarda öne sürülen, oralarda gös- terilmeyeçalışılan hiçbirtertibin içerisinde, ne ben ne de bu hükümetin bir üyesi vardır. O se- narvolar yakıştırmadır. Elinde belgesi, hatta iddiası olan ortava koyar, cevaplanz." DYP'lı Dev let Bakanı Işılay Saygın da ku- marhanelerin ancak çok sıkı önlemlerie ya- bancılara açılabileceğını söyledi. RP Genel Sekreteri Oğuzhan Asiltürk, dün parlamentoda düzenlediği basın toplantısın- da bütçeyi değerlendinrken "rant ekonomi- sinin büv üttüğü çevrelerin tek başına iktidar- larını önlemeye çahştığını"sö> ledı. Asiltürk. "Biz tek başımıza iktidar olsak faiz kalkar" derken. kumar ve Sayısal Loto konulanna da girdi. Asiltürk, bu konuda şu değerlendtrme- leri yaptı: "Milli Piyango İdaresi bizden önce aldığı, kanunun kendisine verdiği ancak ba- kanlık izniyie kullanabileceği bir yetkh i kul- lanarak Sayısal Loto makinelerini getirtti. İlk beş ay da. üç şehirde 45 milyon dolar para dı- şan gidecek. O kumar oy nandığı zaman, pa- ranın yüzde 6'sı yabancı şirkete gidecek. Niye buna razı olalım? Bizim memleketimizde bu kötü işi yapanları vazgeçirmemiz gerekirken, bir de niye yabancılan ortak edelim? Tabii bunlardan çıkar sağlayan çevrelerin boy he- defi oluyoruz. Para tranfserini önlevemiyo- nız, anlaşma nedeniyk. Eğer Milli Piyango İdaresi'nden bu vetki ahnırsa ancak bunu ön- leyebiliriz. Bu konuda bir yasa önerisi hazır- lavacağız." 'Elimizde Susurluk'la ilgili rapor yok' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Mafy a örgütlenme- lerinin devletle ilişkilerini araştıran Susurluk komisyo- nunun belge ve rapor istemı- ne Genelkurmay Başkanlı- ğının, "Bizdeistediğinizyön- de rapor yok" yanıtını verdi- ği öğrenildi. Alınan bilgiye göre Susurluk kazasının ar- dından gündeme gelen dev- let-mafya ilişkilerini araştır- mak üzere kurulan TBMM komisyonu, Genelkurmay; Başkanhğı'na şu mektubu gönderdi: "Yasadışı örgütle- rin devletle olan bağlantılan ve Susurluk'ta mevdana ge- len kaza olayının arkasında- ki ilişkilerin aydınlatılması amacıyla Meclis Araştırnıa Komisyonu kunılmuştur. Şimdiye kadar mafya veyasa- dışı örgüflerle ilgili Genelkur- may Başkanlığı tarafından herhangi bir rapor hazırlan- mışsa bu raporiarın ve varsa belgelerin komisvonumuza gönderilmesine karar veril- miştir. Gereğini rica ederiz." Susurluk komisyonunun bu istemine Genelkurmay Başkanlıgf nın. "Bizde bu yönde belgeve raporyok" y a- nıtını verdiği öğrenildi. Genelkurmay yetkilileri, Özel Kuvvetler Komutanlı- ğı'nın savlandığı gibi hiçbir faili meçhul cinayete kanş- madığını ve bu yönde somut bir iddianın bile gündeme ge- tirilmedığini belirttiler. Sulu kar Gok gyrûttulO" G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baftarafı 1. Sayfada net ortaya çıkıyor. Bugün demokrasiyi bir eldiven gibi kullanıyorlar. işlerine gelince, "Bu ülkede demokrasi var..." Gelmeyince, "Halk böyle istiyor..." ' Durumu o kadar şekilsiz hale getirdiler ki, de- mokrasinin karşıtı, halkın istemi... Çok kişilikliliğin bu kadarına pes... ', Anayasa Mahkemesi. lojman satışını iptal etmiş: Hoca oralı değil: ] "Bizi etkilemez. Kafaya koyduğumuzu aynen ya- parız..." Bır yasanın, kuralın toplumun her kesimini bağ-J ladığını anlatmak için genellikle şu deyim kullanılır; "Bu yasa sadece eşekleri bağlamaz..." Erbakan böyle bir tanımın içinde olamayacağı- na göre. nıçin "Anayasa Mahkemesi'nin kararlan bi-m zi bağlamaz" diyor? ' Türkiye'nin güvenilirliğini sürdürdüğünü kanıtla- mak için uluslararası kuruluşlardan, "kredinotu"\s^ teniyor. Bir puan düşürülünce Hoca saptama yapn yor: ı "Bizi bağlamaz, önemli olan halkın notu..." * O zaman niçın not istediniz? Içeriye gelelim... Hükümet iki hazırlık yapıyor: . -YÖK'ü yok etmek... ; - Ilçe belediyelerini memurlaştırmak... i 61 ünıversite rektörü Ankara'da toplandı. Ülke- nin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Bildi- ri yayımladı: "Susuriuk skandalının sanıkları kim olursa olsun, yargı önüne çıkanlmalıdır..." Vay, sen misin diyen: "YÖK işinebaksın..." '. "Bu onları niye ilğilendiriyor?.." Rektörterin tepkisı de. buna hükümetin çıkışı da demokrasınin oturduğu toplumda doğaldır. Ama, ülkeyi yönetenlerin demokrasiyi hazmede- mediği toplumda olaydır... j Hemen haddi bıldirile, yetkileri kısıla, ümüğü sı- kıla, bütçesi kesile... İ DRYP hükümeti tabıi ki ikinciyi seçti. Üniversite kamuoyu yıllardır, YÖK'ün daha özerk bir yapıya kavuşması istemıni vurgularken, RP'Iİ Salih Kafasr.affedersinız Kapusuz la DYP'Iİ Al- nza..hay dilim Ali Rıza Gönül YÖK ıçın bir lyilik dü- şündü: "Üye sayıs/nın 15'e indirilmesi, 8'inin hükümet-* çe belirlenmesı. YÖK başkanı seçımınde de Cum- hurbaşkanı'nın devre dışı bırakılması..." Oldu olacak YÖK'ü devlet bakanlarından birine bağlayın... Bıze, YÖK'ün bugünkü yapısını bile savunmak durumunda bırakan bu tutum, rtükümetin kendisi- ni tüm kurumların üzerınde gördüğünü ortaya ko 1 - yuyor. Yasal yetki hırsızlığı... Devam edelim... Öteki çalışma da anakent belediye başkanlarının yetkilerinin arttırılması... ilçe belediye başkanlarına ait olan imar yetkileri- nin anakent belediye başkanlarına verilmesi öngö- rülüyor. ; Buna çalışma değil, "ça/"ışma denir... Yetki hırsızlığı... Hem de yasal yetki hırsızlığı... 3030 sayılı yasaya eklenmesi öngörülen madde- nin can alıcı tümcesi şu: "...Ilçe veya ait kademe belediyesi büyükşehirin istemini yerıne getirmek zorundadır. Aksı takdirde büyükşehir belediyesi tarafından bizzat yenne ge- tinlebilir..." , Bu tümcenın Türkçesi şudur: "ilçe belediyeleri büyükşehir belediyesinin şube müdürüdür. Tek başına hareket edemez..." Hani yerel yönetimleri güçlendirecektiniz? Bunu, belediye başkanlarını derebeyi yaparak mı, gerçekleştireceksiniz? Bu hükümet için hukuk, kulluk demek... Emrine gir, rahat et... Bu hükümet için yasa. âsâ demek... Çıkmak is-' tediğin yere dayanak yap, işi bitincebirkenaraas...' Hal böyle olunca, diktatörlükle demokrasi de bir- birine karışıyor, ortaya ucube bir sözcük çıkıyor: ; Diktarasi... » Kumarhane karari; KKTC'ye yaradı ; LEFKOŞA (Cumhuri- yet) - Türkiye'deki kumar- hanelerinyılbaşıarifesinde sürpnz bir kararla kapatıl- ması. Kuzey Kıbns'taki kumarhane ve otel işletme- cilerinın işine yaradı. Hü- kümete. özellikle DYP've yakın olan ve aylardan be- ri Türkiye'deki kumarhane- lerin kapatılması kararım bekleyen ünlü kumarhane işletmecileri bir süre önce Kuzey Kıbns'a akın ederek kumarhanesi olan otellerin işletmesini devralmışlardı. Girne'de en büyük ku- marhaneyı bır süre önce öl- dürülen yeraltı dünyasının ünlü ismi Ömer Lütfü To- pal satın almıştı. KKTC'de devlet kuruluşlarına yüklü miktarda vergi ve sosyal si- gorta borcu olan Asil Nadir de TC'den gelen ünlü ku- marhanecilerin tekliflerini dikkate alarak Jasmine Co- urtOteli'ni. kumarhane iz- niyle bırlikte Ömer Lütfü Topal'a devretmişti. Tür-. kiye'deki kumarhanelerirr belirli bir süre içerisinde kapatılacağmı yetkililer- den öğrenen diğer ünıü o-ı tel ve kumarhane işletme- cileri de Ömer Lütfü To- pal'ı takip ederek KK^ TC'den otel ve kumarhane satın almaya başladılar. Dedeman grubu Asil- Nadir'in ikinci büyük ote-- lı olan Gazimagosa'daki Palm Beach ile Gırne. Ça-* talköy'deki Olive Tredl otellerini satın aldı. Şım-j di Dedeman grubu da Ga-j zimagosa'nın en büyük kumarhanesinin imtiyazı- nı taşıyor. KKTC'nin Gır- ne bölgesindeki kumarha-j nelerden LA Holiday, Clur> Lapethos. Oscar, Liman ve. Acapulco'nun işletmecili-» ğini bazılannda tamamen^ bazılarında ise ortaklık,' şeklinde Türkiye'den ge-. len kumarhaneciler yürii-, tüyor. Sigara içenler! Bugün kendinize değerli bir fırsat verin: Sigarayı bırakın. TÜRK KALP VAKFI Tel.: (0.212) 212 07 07 (PBX) 10 Hat Faks: (0212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle