Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 ARALIK 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 15
Sautet'nin son filmi eski usul, naftalinli 'baba sineması'ndan etkileyici bir örnek
'Nelly ve MösyöArnaucPNelly et Monsieur
Arnaud
Yönetmen: Claude Sautet/
Senaryo: C. Sautet, Jacques
Fieschi, Yves Ulmann / Kamera:
Jean-François Robin / Müzik:
Philippe Sarde / Oyuncular:
Michel Serrault, Emmanue/le
Beart, Jean Hugues Anglade,
Charfes Berling, Claire Nadeau,
Michael Lonsdale, Françoise
Brion, Michele Laroque / 1995
Fransa (Umut Sanat) Beyoğlu
Alkazar Sınemas/'nda.
Bütün gün ekran karşısında geviş ge-
tirerek ense yapan, işsiz güçsüz kocasın-
dan (Charles Berling) yana dertli. fınn-
cıda ekmek satarak ev in masraflanna y e-
tişmeye çalışan, sürekli ödenecek fatu-
ralann sıkıntısını çeken, hayatı huzurlu
bir tekdüzeliğe oturmuş ama bezgin, te-
dirgin ve kendisiy le pek banşık olmayan.
Parisli, genç ve güzel bir kadın Nelly
(Emmanuelle Beart).
Güniin birinde kız arkadaşı(Claire Na-
deau) aracılığıyla bir kafede, yaşlılığa
kesinkes teslim olmamaya kararlı, seve-
cen. olgun. centilmen, kibar tavırlı, yıl-
lardır başkasıyla evlenmiş dırdırcı kan-
sına (tatlı bir haminneye dönüşmüş.
gençiiğimizin ilahelerinden Françoise
Brion) ilgiyi de esirgemeyen, eski bir
yargıç ve başanlı iş adamı Mösyö Arna-
ud"yla( Michel Serrault) tanışıyor.
Platonik ilişki
Hali vakti yerinde yaşlı adam, yeni ta-
nıştığı sorunlu genç kadına, karşılık bek-
lemeksizin maddi sıkıntısını giderecek
bir yardım öneriyor. Boş gezenin boş
kalfası kocasıyla süregelen güdük bera-
berliğini sonlandınp yüklü çek karşılı-
ğındada, Mösyö Arnaud'nun gençliğin-
de, Fransız sömürgelerinde devlet gö-
revlisi olarak geçirdiği yıllannı yazdıgı
kjtabını bilgisayara çekrneyi üstleniyor
Nelly. Düzenli birlikte çalışmaya koyu-
lan. genç kadının güzelliğinden etkilenip
sürekli iltifatlaryagdıranyaşlı, çocuksu.
yalnız adamla, duygulan ve mantığı ara-
sında bocalayan, tatlı, çekici katibe Nel-
ly'nin platonik ilişkisi, aradaki ya$ far-
Fransız sinemasının usta aktörii Michel Serrault'vla 'vükselen yıldız' Emmanuelle Beart etkileyici performanslar sergiliyoriar.
kını ortadan kaldıracak birbiçimde filiz-
leniyor giderek. Mösyö Arnaud'nun
dükkânı çoktan kapatmış gönlünün ka-
pılannı açtıran genç kadın, kitabı yayım-
layacak olan editörün (Jean-Hugues
Anglade) arzu dolu ilgisini degeri çevir-
meyecektir bu arada...
Bugün v izyona giren 'Nelly ve Mösyö
Arnaud
1
. ten beraberliğinden çok. ruh
ve kafa uyumu, huzur, anlayış ve karşı-
lıklı hoşlanmanın söz konusu olduğu. se-
vecen bir baba-kız sevgisini de çağnştı-
ran, bir genç kadın-yaşlı erkek ilişkisi
çeşitlemesı. Fransız sinemasının, öteden
beri sıradan kahramanlann yalın, içten-
likli öykülerini anlatmayı seven, incelik-
li. duyarlıklı. aynntı tutkunu. az ama öz
çalışan (35 yılda 13 film), kalburüstüyö-
netmenlerinden Claude Sautet'nin son
filmi •Neüy ve Ylösyö Arnaud'. bu al-
çakgönüllü, bilge ustanın. ^arapgibi yaij-
landıkça olgunlaşıp kemale eren. yalın.
yetkın ve etkin sinemasının yenı bir
uzantısı olarak seyircisinı kucaklayıp
kavnyor baştan sona.
Aşk ve ara^ış
|960"lı yıllardan günümüze. 'Hayat
Bağlan'. 'ŞerefYolu'. 'Sen veBen". 'Sen,
Ben ve Diğerleri', 'Mado'. 'Ayazda Bir
Yürek* vb. gibi, kadın-erkek ilişkilerin-
den başan, mutluluk arayışlanna. ileti-
şimsizlik sorunlanna kadar burjuva ya-
şamlanndan etkileyici kesitler ve cap-
canlı kahramanlarsunan filmleriyleme-
raklısının gönlünde taht kurmuş. 'günde-
lik hayatın şiirini yakalamış' Sautet'nin
'insan portreleri gaJerisfne v âkı folan lar
•ıçin, kesinlikle ilgisiz kalınamayacak
türden, sade, sıradan ama alabildiğine
etkilcvıci bir Fransı/ yapımıyla karşı
karşıyayız!
•Cesar et Rosalie-Sen ve Ben'den ya
da 2 yıl önce seyrcttiğimiz. Danie)Aute-
uil'in soğumuş yüreğini yeniden ısıtan.
gü7el kemancı Emmantıelle Beart'ın
haylı göz doldurduğu "l'n Coeur en Hi-
ver-Aya/da Bir Yiirek'ten sonra. Truffa-
utklasiği 'JulesetJim'ebelli belirsizse-
lamlar sarkıtan tarzda. yine üç kişilik.
dokunaklı bir aşk \e arayış öyküsii ola-
rak danıtelendirilebilecek
¥
Nellyve Mös-
yö Arnaud'da. yüreği yangın yerine çe-
viren kimı tılrcşimleri, elektriklenmele-
ri. hevecanlan yansıtarak bakışlann, su-
suşlann. yalnı?lıkların, sessizliğin de
hakkım \ermesinı biliyor Sautet.
Iyi anlatılmış. aynntıları dayatan bir
özenle çekilmiş ve ustaca oynanmış
film. geneldeoyunculanndanherzaman
SUNGU ÇAPAN
iyi verim almasını bilen, az buçuk yaşlı,
yalnız kahramanı Mösyö Arnaud'ylaöz-
deşleştiği de belirgin senarist-yönetmen
Sautet'nin yavaş yavaş gelişerek kıva-
mını bulan agır, yalın, sıcak, ölçülü bi-
çili ve olgun sinemasını örnekliyor bir
kez daha. Gözlem gücü. aynntı zengin-
liği. derinlikli karakterleri ve hüznün
tonlanndan çalan, duyguJara açık, lirik,
etkileyici anlatımıyla beylik, sıradan bir
öyküyü ete-cana büründürerek meraklı-
sını keyifli seyirlere gark eden 'Nelly ve
Mösyö Arnaud'da, Fransız sinemasının
45 yıllık, eski, deneyimli aktörlerinden
Michei Serrault, 'yaşlı,yorgun, bitik kal-
bi sevda ateşiyle yeniden canlanıp pır pır
eden', harika bir Mösyö Arnaud portre-
si çiziyor.
Özerüi, sade, usta işi film
Yaşlı adamın, beceriksizce kollannı
doladığında, genç kadının umarsız ba-
kışlannın Parisgöğüneasılı kaldığı, o ilk
ve son kucaklaşmalan gibisinden doku-
naklı sahnelerde içeren filmin sonunda,
duygu yüklü fînali seyirciye bırakmayı
yeğlemiş Sautet, yoruma açık bir biçim-
de. Sık sık mahaile değiştiren, yüriime-
yi ve insanlara bakmayı seven, zamanı-
na sahip olmasmın tadını da doyasıya çı-
karan, kitabının sonunu tek başına temi-
ze çekecek olan Nelly'yle süregelen iliş-
kisini imkânsız bir düş gibi addettiğin-
den. eski kansıylayıllarönce kararlaştı-
nlmışamauygulanamamışbirdünyage-
zisine çıkmaya kalkışan Mösyö Ama-
ud'umuz, hava alanında 'dönüşü olma-
yan bir noktada' donup kalakalıyor fi-
naldeki son karede, iki arada birderede...
Son dönemin 'yükselen' Fransız yıldı-
zı Emmanuelle Beart'la Jean-Hugues
Anglade'nin de Michel Serrault'ya ayak
uydurduğu, tutkuyla, sevgiyle, insancıl-
lıkla, dostlukla örülü, usta işi. bu son
Claude Sautet eseri, kuşkusuz merak-
lısına hararetle tavsiye edilecek cinsten,
seyre ve ilgiye değer bir Fransız filmi
özetle.
Yılm sinema kitabı: 100 Ytlın 100 Filmi
'Hayatımın filmleri'
|^WWrfe, sinema.,
kültürünün yayılıp
gelişmesine. yıllardır
usanmaksızın emek
verenlerden Atilla Dorsay'ın,
geçen yıl sinemanın 100. yılı
nedeniyle, sinemaseverlere
verdiği söz gereği yazmaya
giriştiği üçlemenin '100 Yılm
100 Yönetmeni'nden sonra
ikinci kitabı olan '100 Yüın
100 Filmi'. okkalı ve hacimli
içeriğı, birinci hamur kâğıdı,
özenli baskısı ve Taksi
Şoförü-Robert De Niro'lu
kapağıyla, sonunu
getirdiğimiz şu 1996 yılının
sinema yayımcılığımız
bakımından yüz akı
niteliğindeki en önemli
kaynak eserlerinden biri
kuşkusuz.
Sürekli el altında tutulup
• Ülkemizde sinema
kültürünün yayılıp
gelişmesine
usanmaksızın emek
verenlerden Atilla
Dorsay'ın "100 Yılın
_ 100 Yönetmenı"nden
sonra yazdığı "100
Yılın 100 Filmi" yılın
en önemli kaynak
eserlerinden.
kanştınlmadan edilemeyecek
'100 Yılın 100 Filmi', yıllann
sinema vazarının engin
binkiminden damıtılıp, öznel
ve kişisel tercihlerinin
imbiğinden süzülerek, belli
dengeleri de gözeterek
olujturulmuş. fotoğraflarla
bezelı 392 sayfa boyunca. 7.
samta gönül düşürmüş
okuyucuyu şu dalyayı
d«\irmış sinema tarihinin
enginlerine doğru. beylik
d«>işle pupa yelken uçurup
gezdirerek keyifli,
b>ilplendinci. püfür püfur bir
yolculuga çıkaran. önemli bir
b*aşjcu kitabı.
ÇTe^rekyüzyılı aşkın, hayli
ıx2imca bir süre, hiç ara
v«erneksizin aynı yayın
osrgınında (Cumhuriyet)
sânfma üstüne yazmak gibi.
Güuııness rekorlar kitabına
gjîrecek cinsten bir rekora da
s^h p Dorsay'ın, 'romantik'
, ve panoramik bakjşından
yansıyan 100'ü aşkın film,
başlangıcından günümüze
sinema tarihine paralel giden
kronolojik bir sıra izliyor yıl
yıl, dönem dönem.
Dorsay'ın gözde
yönetmenlerini pek gözetip
kollamadan seçtigi 100'ü
aşkın filmi. başka
eleştirmenlerin
değerlendirmelerine de yer
veren, deneme tadındaki
geniş ve kapsamlı metinlerle
okuyucuya sunan kitapta ele
alınan fılmlerin, 7. sanatın en
seçkin yapıtlan olduğu
konusunda yazarla hemfikir
olunabilir de, olunmayabilir
deelbette '100 Yüın 100
Filmi'. yazannın öznel ve
kişisel bakış açısından bize
ulaşan bir Atilla Dorsay
seçkisi sonuçta. Ama
Potemkin Zırhlısf ndan Altına
Hücum'a, Yurttaş Kane'den
Bisiklet Hırsızlan'na, Yaban
Cilekleri'nden Vertigo'ya,
Hiroşima Sevgilim'den
Serseri Âşıklar'a, Macera'dan
Düşman Kardeşler'e.
2001'den Easy Rider'a,
Fellini-Roma'dan İCıyamet'e.
Barton Fink'ten
Kieslovvski'nın Üç Renk
üçlemesine kadar uzanan
kitapta kuşkusuz meraklısının
da değerini teslim edip
Dorsay 'a katılacağı filmlerin
çokluğu da kesin. Yazıya
dökülünce kuşkusuz daha bir
katmerleşen sinema
büyüsünün tadını bir kez
almış olan tüm sinefil'lerin
kesinkes edinmesi. okuması
gereken. nesnel bir bütünlüğe
de sahıp kılınmış. bütün
•önemli akımlann.
dönüşümlerin. yönetmenlerin
yer aldjğı', sinema tarihini
Dorsay'ın gözünden etraflıca
ve doyurucu biçimde tarayan
bu kaynak kitap, gerçekten
keyifle okunan bir 'topiam'
özetle. Yazann 'herşeye
karşın, dünyada hâlâ var olan
sinema kültürünün ülkemizde
de yaygınlaşmasına yönelik bu
küçük çabası'nın.
bizce önemi ve anlamı büyük
meraklısı için.
Sırada. Atilla Dorsay'ın
üçlemesini tamamlayacak
olan '100 Yüın lOOOyuncusu'
var şimdi. Hem birbirinı
bütünleyen hem de ayn ayn
okunabilecek nitelikteki bu
üçleme, kuşkusuz övgüye
değer, yüz ağartıcı ve
saygın bir çalışma olarak
sinema kitaplığımızdaki .
yerini şimdiden aldı,
alacak. Kısacası. Atilla
Dorsay'ın. hayatının
filmlerini kapsayan '100 Yılın
100 Filmi', bizce yılın sinema
kitabı! (Atilla Dorsay, 100
Yılın 100 Filmi, Remzi
Kitabevi)
21. yüçyılın spagetti-westerni
• 50 milyon dolara mal A
olmuş bu film; Heavy
Metal tarzı, uçuk,
karanlık ve hayli
yüzeysel bir çizgi roman
yaklaşımının ürünü,
futüristik ve komik bir
spagetti-vvestern seyirliği
izlenimi verdi bize.
20 yıl kadar önce 'Halloween-
Yabancf filmiyle bağrımıza
bastığımız, çoğu filmi sinemala-
nmızdagösterilmiş. sürekli fan-
tastikle kanşık korku-gerilim tü-
rü üstüne iş tutan. zaman zaman
'The ThingYStarmanYThey
Live", 'Memoirs of an InvisiMe
Man'gibi ilginç eserlervermiş.
günümüz Amerikan sineması-
nın kendine özgü yönetmenle-
rinden John Carpenter'ın son
filmi 'Los Angeles'tan Kaçtş',bu
yönetmenin eski. ünlü filminin
devamı ve tekgözlü. soğukkan-
lı. inançsız. fırlama anti-kahra-
manı Yılan'ın da dönüşü.
15 yıl önce, VValt Disney ya-
pımlarınm çocuk yıldızlığından
yetişen Kurt Russell'ı muhalle-
bi bebesi jön'lükten kurtanp üne
kavuşturan, komando eskisi ma-
ceraperest Snake Plissken'in.
Amerika'nın bütün ipten kazık-
tan kurtulmuşlannın. gözükara
suçlulannın, otoriteye karşı çık-
mışyasadışılannın sürülüp tıkıl-
dığı. yüksek duvarlarla. gözetle-
me kuleleriyle çevrili, bütünüy-
le dış dünyadan tecrit edilmiş
Manhattan'a uçağı düşen ABD
başkanını asilerin elinden kur-
tarma serüveninı aktaran. ünlü
John Carpenter klasiği "Escape
From Ne>* York - New Vbrk'tan
Kaçış". giderek türün kült-
film'lerinden birine dönüşmüş-
tü zamanla.
"New York'tan
Kaçış"tan 15 >ıl sonra
Sağlam kurulmuş. sürükleyi-
ci. sinik ve ironik bir vizyonun
eseri. parlak bir stile sahip. 'mu-
haliT filmlerine, ABD'nin bu-
gününe vegeleceğine ilişkin ka-
ranlık düşlerini, ürkünç varsa-
yımlarını. fantezi boyutları için-
de boca edip yerleştıren Carpen-
ter. 15 yıl, ısrarla kaçındığı
"New York'tan Kaçış"ın devam
filmine sonunda evet demeye
mecbur kalmış anlaşılan, maddı
beklentilerle. Ashndadevam fil-
minden çok, resmen bir tekrar
filmi "Los Angeles'tan Kaçış".
Manhattan'ın yerini bu kez.
çok şiddetli bir depremle tuzla
buz olup Kuzey Amerika anaka-
rasından koparak kocaman bir
açıkhava cezaevi haline bürün-
müş, 2013'ün kaotik Melekler
Kenti (Los Angeles) almış. Her
cins renk, dil ve ırktan 'düzgün
sayılmayan'ların, fena halde
CheGuevara'yı andıran, Perulu
Los Angeles'tan Kaçış - Escape From LOS
Angeles / Yönetmen: John Carpenter / Senaryo:
J.Carpenter, Debra Hill, Kurt Russell /
Kamera: Gary B. Kibbe / Müzik: Shirley VValker,
J.Carpenter / Oyuncular. Kurt Russell, Cliff Robertson,.
Stacy Keach, Steve Buscemi, George Corraface,
Valeria Golino, A.J.Langer, Bruce Campbell,
Pam Grier, Peter Fonda, Michelle Forbes /
1996 ABD (UIP) Beyoğlu Fitaş, Etiler Akmerkez,
Ortaköy Princess, Aksaray Yıldız, Altunizade
Capitol, Kadıköy Moda, Bakırköy İncirli ve
Bakırköy Avşar sinemalarında
teröristCuervoJones'un(Geor- kasını onaylamayıp asi Cuer-
yumlardaki gladyatörmuhabbe-
-tnfiş>cnce, mfaz -re öKim oyun-
lanyla Neron gibi eğlenen,
"ABD'yi sıkı sıkı hayalanndan
vakalamış", başkanın belalısı
Cuervo'nun elindeki, bütün
enerji kaynaklanna hükmederek
dünyayı karanlıga gömecek bir
kumanda aygıtı ele geçirip Uto-
pia'yı da safdışı etmektir, saate
karsı yanşan Yılan Plisskenimi-
zin görevi.
Devamdan çok bir
tekrar filmi
Denizaltıyla geldiği Los An-
geles'ta, kanalizasyonlardan ka-
çan, sörf yapan, deli dâhi plas-
tik cerrahtan (Bruce Campbell)
paçayı zor kurtaran, arenaya çı-
kıp ölüm basketbolu oynayan,
sokak çeteleriyle çarpışan, ya-
rasa gibi uçan, eskisi kadar hız-
lı, güçlü olmasa da her badireyi
atlatan, yenilmez kahramanımı-
zın abuk sabuk serüvenlerini gö-
rüntüleyen, 50 milyon dolara
mal olmuş bu film, Heavy Me-
tal tarzı, uçuk, karanlık ve hayli
yüzeysel bir çizgi roman yakia-
şımının ürünü, futüristik ve ko-
mik bir spagetti-vvestern seyirli-
ği izlenimi verdi bize.
Sinema başkentinin bildik
simgesi. bir yamaca çakılıp di-
kilmiş ünlü Hollyvvood logosu-
nun yandığı gibisinden sahne-
lerde enikonu dalgasını geçtıği
belli John Carpenter'ın artık
söyleyecek sözünü tükettiğini ve
yerinde saydığını örnekleyen bu
zıpıreğlencelik-serüven, yönet-
menin filmografısine yeni bir
şey katmıyor kesinlikle.
Carpenter dalgasını
ge Corraface) önderliğınde.
ABD'den bağımsızlık istedikle-
n birözgürlük mücadelesinegi-
rişmişler, yıkıntıdan döküntü-
den geçilmeyen. çöplük gibi bir
cehennemi.cezaadasına dönüş-
müş Los Angeles"ta. tüm üçün-
cü dünyayı da arkalanna alarak.
Kuşkusuz farklı etnik köken-
lerden gelen. punk'vari takılan
tüm bu "kötü'ler güruhundan
daha beter, feci ahlak saplantılı.
bütün ülkede tütünü. alkolü, kır-
mızı eti, evlilık dışı aşkı meşki
filan yasaklamış olan. kızı Uto-
pia'nın (A. J. Lan^r) bıle, ba-
basının basiretsiz, zalim politi-
vo'nun saflanna katılarak karşı
çıktığı, a^ın püriten ABDbaşka-
nıyla (Cliff Robertson), başka-
nın yanlışlannı olabildiğinceen-
geliemeye çalışan komutanın
(Stacy Keach), ölümcül virüs
şantajıy la razı ettikleri. mahkûm
kahramammız Snake Plissken'i
(Kurt Russell) hapisten çıkarı-
yor ve eğer başanrsa bütün suç-
larının bağışlanacağı, çok zor
bir görev le Cuervo'nun yöneti-
mindeki Los Angeles'a postalı-
yorlar denizaltından.
Roma çağındaki, kan, vahşet,
dehşet gösterilerinin düzenlen-
diği arenalann yerini almış stad-
Yelpazesi, parodiden bilim-
kurgusal serüven çeşitlemesine
kadar açılan, karanlık, kasvetli,
karabasansı biratmosfere sahip,
kolayca tüketiliveren, gösterişli
ama hayli zırva ve kof nitelikte-
ki bu beylik fantastik action de-
nemesi, ancak sıkı Carpenter
hayranlannı 'kesebilir'.
Her zamanki gibi yazan, yö-
neten, müzikleyen (bu kez ne-
dense montaja el atmamış üstat)
Carpenter'ın göndermelere ba§-
vuran, tempolu, esprili, ironik
ve işlek üslubuyla, yan rollerde-
ki Steve Buscemi, Peter Fonda,
Valeria Golino ve şansını Holly-
vvood'da deneyen, yakışıklı
'Türko' George (Yorgo) Corra-
facegibi oyunculanyla bir çırpı-
da seyredilip çabucak belleğin
çöplüğüne atılan. malum klişe-
leri yineleyen bu "Los Ange-
les'tan Kaçış", 15 yıl önceki
"New York'tan Kaçış"ın ner-
deyse aynen tekran sonuçta.
Keşkeakıntıya karşı kürek çeke-
rek gişeye yönelik tezgâhlanmış
bu devam (tekrar) filmi sarma-
lına dolanmasaymış Carpenter...
KEDİ GÖZÜ
VECDİ SAYAR
Fısıldayan Oraıanlar
"Koca ormanlar kalkıp üstüne gelmedikçe, kim-
se Macbeth'in hakkından gelemez." Cadıların bu
sözüne inanmıştı Macbeth, ama bir gun orman kal-
kıp üstüne geliverdi. Güçlüler, ya da güçlü olduk-
lannı sananlar bu gücü hiç yitirmeyeceklerıne ina-
nırlar. Ta ki, orman kalMP üstlerine gelene dek.
* • •
"Kuç atisini tonumas" diyor bir Uygur atasözü.
Yani, güç babasını tanımaz. Her şey mubahtır, güç-
lü olduğunu sananlar için. Ama, bir şeyi göz ardı
ederler: "Kuçhemminıeger, ekilkuçnimuyener."
Yani güç her şeyi eğer; akıl gücü de yener.
* • •
Macbeth'in üstüne yürüyen orman, ya da Mal-
colm'un askerlerinin zaferi aklın, doğrunun kaçınıl-
maz egemenliğini simgeler. Yürumesi olanaksız gi-
bi görünen ormanlar bir gün yürüyüverir. Cadılann
kehanetine kanıp, güçlenrıin sonsuz olduğunu dü-
şünenler, günün birinde bu kehanetin tutsağı ve
kurbanı oluverirler.
• • •
Peki, hiç mi Shakespeare okumaz zorbalar? Ik-
tidartutkusunun insanı nehaledüşürdüğünü, ken-
di yarattığı canavara nasıl tutsak ettiğini görmez-
ler mi?
Göremezler, çünkü "Açköznin özi toysa, közi toy-
mas" (Açgözlünün kendisi doysa, gözü doymaz).
Ve de "Hayasiyokyiğit tünlügiyok öyge ohşaş"
(Utanması olmayan insan, bacası olmayan eve
benzer).
Bilmezler mi ki, "bir çikmaknin bir çuşmigi var"...
Herçıkışın birinişi var. Bilebilselerdi, dünyamız bu-
günkü gibi olur muydu?
• • •
Durup dururken Shakespeare nereden aklına
düştü bu kedinin diye meraklandıysanız, bu mera-
kınızı gidereyim. Paris'te Pompidou Kültür Merke-
zi'nin önünde bir orman peydahlanmış. Koca alan,
sık bir çam ormanına dönüşüvermiş bir gecede.
Orman yürüyüvermiş Paris'in göbeğıne.
Ormanları yürütmek koca Shakespeare'e özgü
bir marifet sanırdım. Fransızların kültür bürokrası-
si ondan geri kalmadığını gösteriyor bir kez daha
(geçen yıllardan birinde de, koca Champs Ely-
s6e'y' baştan sona bir buğday tarlasma dönüştür-
memişler miydi, tarım bayramı bahanesıne).
Pompidou Kültür Merkezi'nin önündeki çam or-
manının yanından geçerseniz, "Iyi Noeller" diye fı-
sıldadığını duyacaksınız. Çeşitli dillerde... Kültürün
evrenselliğini vurgulamak istercesine. Sanki, ülke-
nin birinde, bir pariamentoda, "Evrensel kültür di-
ye bir şey yoktur. Gazino solculannın uydurması-
üır" dendiğini duymuşlar.
Işte böyle. Fısıldayan ormanlar, Macbeth'in yü-
rüyen ormanını getirdi kedinin aklına. iktıdarlar iki-
yeaynlırdiyemırıldandı. Ormanların yürüyebılece-
ğine inananlarla, inanmayanlar. Inananlar, ınsanla-
rı mutlu etmek, dudaklarında küçük bir tebessüm
yaratabilmek için yürütürier ormanları. inanmayan-
larsa, bir gün ormanlar yürüdüğünde şaşıp kalırlar...
• • •
Evet, inanıyoruz: "Künnın köziüe muz turmay-
. duJ Yani, güneşinaltında buz tutmaz. Ve de: "Ha-
kikat herkaçan yenidu." Yani, Hakikat her zaman
kazanır.
(yi güzel de, sizin buna hiç katkınız olmayacak
mı? Oturup bekleyecek misiniz?
Yürüyen işçilerin, memurların yüzüne nasıl baka-
caksınız? Örgütlerinizin suskunluğunu nasıl açık-
layacaksınız, ey sanatçı kardeşlerim?
Ormanları yürüten insan aklından, yaratıcılığın-
dan ve cesaretinden hiç mi nasibinizi almadınız?
Bilmiyor musunuz ki, "Müşkümnin y'okide çaş-
kan oynadur" (Kedinin yokluğunda sıçan oynar).
Bilmiyor musunuz ki, "Birleşken ozar, birleşmi-
gen tozar" (Birleşen geçer, birleşmeyen toz olur).
Nerelerdesiniz ey kediler, hiç sesiniz çıkmıyor.
(Uygur Atasözleri ve Deyimleri/Kurtuluş Öztop-
çu, Doğu Türkistan Vakfı Yayınları.)
YENİ BAŞLAYANLAR
Doktor Moreau'nun Adası g
gerilim filmi olan "Doktor Moreau'nun Adasf'nda bir
rastlantı sonucu ıssız bir adaya düşen bir yabancının. bu
adada çılgın bir doktor tarafından yaratılan kontrolden
çıkmış hayvansı yaratıklara karşı verdiği mücadele
anlatılıyor. Bilimkurguromanlannın babası kabul edilen
H.G. VVells'in aynı adlı romanından uyarlanan filmde
klasik öykü kurgusu korunurken genetik
mühendisliğinde ulaşılan gelişmelerden yararlanılmış.
Buyöntemlederornanın yayımlanışmın 100. yılı
olmasına karşın VVells'in romanındaki olaylann
günümüzde de hâlâ insanoğlu ıçin bir uyan niteliği
taşıdığı gerçeği vurgulanıyor. Başrollerinde Val Kilmer.
Marlon Brando, David Thevvhis. Fairuza Balk'ın yer
aldığı filmin yönetmeni John Frankenheimer.
RİSk Alain Moreau (Jean Claude Van
Damme) bir ikiz kardeşi olduğunu onu Avrupa'daki
doğdugu kentin caddesinde ölü olarak görünce öğrenir.
Alain kardeşinin kim olduğunu öğrenebilmek ıçin onun
ayakkabılannı giyer. Ancak kardeşinin yaşamına ait
bütün izler hızla yok olmaktadır. Kardeşiyle benzetilerek
bir Rus ajanı tarafından takip edilen Alain bir anda
büyük bir kargaşanın ortasında bulur kendisini.
Kardeşiyle hiç tanışmadan Mıkail'in öldürülmesıne
karşın benzer olaylara tepkilerinın aynı olduğunu.
kardeşine benzediğini fark eden Alain, kendi
yaşamındaki eksikleri bulmak ıçin bir yolculuğa çıkar.
Alain'i ve kardeşi Mıkail'i Jean Claudette Van"
Damme'ın canlandırdığı filmde Natasha Henstridge.
Jean-Hugues Anglade ve Zach Grenier rol alıyor. Filmin
yönetmeni ise Ringo Lam.
Fanatİk Robert De Niro. VVesley Snipes ve Ellen
Barkin'in başrolleri paylaştığı Fanatik'in yönetmeni
Tony Scott. Filmde Gil Renard (Robert De Niro)
yaşayabilmek için kapı kapı dolaşıp artık hiç satılmayan
ürünler pazarlayan sıradan bir satıcıdır. Tuttuğu Los
Angles Giants'ın. Baseball'un en büyük yıldızlanndan
olan Robby Raybum (VVestley Spines) ile anlaşma
imzaladığını öğrenir. Zamanla Gil'in hayatındaki
başansızlıklar, onun Bobby'e karşı duyduğu yumuşak
ilgiyi, ayakta kalmasını sağlayan ruhsal bir desteğe
dönüştürür. Gil uzun süre Bobby'i takip eder. Bobby
artık onda birtakıntı halini alır. Gıl'ın Bobby'i
yönetmeye kadar götürdüğü oyun, zamanla tehlikelı
boyulfeft ulaşır.
VllROVar L'luslararası festivallerde topiam J1 ödüle
sahip olan bir Yugoslav filmi de giriyor bu hafta
göstenme. Senaristliği veyönetmenlığinı yan Sırp. yan
Hırvat Boro Draskovic'in üstlendiği filmde 1995 Canııes
Film Festivali'nde en iyi film ödülünü alan Underground
filminin güzel yıldızı Minana Jokovıc ve Boris İsakovic
rol alıyor. Birdoğa harikası olan Vulkovar şehrinın bir
harabeye dönmesi, Yugoslavya'nm sonunu simgeliyor
sanki. Bütün hayatlannı birlikte geçirmiş ailelerin bir
anda birbirierine düşman kesıldikleri görülüyor fiimde.