Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ARALIK 1996 PAZARTESİ
12 HABERLER
DEĞİŞEN DÜNYADAN
Tüm dünya, Afrika'nın Büyük Göller Bölgesindeki zorunlu göçe tanık oluyor
Açhk,sefalet ve katüam• Çıkar çatışmalan. Batı'nın
soruna acil çözüm getirmesini
engelliyor. Büyük Batılı güçler
süfli çıkar hesapları için
birbirlerinin tekerine çokmak
sokmanın yanşında tepişirken
milyonlarca insan sefalet ve
ölüme terk ediliyor.
Afrika'nm Büyük Göller Bölgesi. 1994'te
Ruanda'da gerçekleşen \e milşonlarca ki-
jinin vaşamına mal olan korkunç katliam-
dan sonra bir kez daha nereye varacağını kim-
senın kestiremediği bir karmaşanın ve be-
lırsizliğin içınde bocalayıp durmaktadır.
Zaire. Ruanda. Burundı veçe\re ülkelerde
misli görülmemiş bir açhk, sefalet. umut-
suzluk \e katlıam korkusu ortamında tüm
dünv a. tarıhın en bü> ük zorunlu göçüne ta-
nık olmaktadır
Bolgeyi yenıden karmaşanın içine atan
ilk kıvılcımdan bu yana neredeyse aylar
geçmesıne karşın. Somalfde \e Ruanda'da-
ki başansız müdahalelenn kompleksini üze-
rinden atamayan. kim bilir belki de bu ba-
haneye sığınan. başta Fransa. ABD ve In-
gıltere olmak üzere uluslararası topluluk
"ha\andasudövmektedir."Bırıkıhaftaön-
cesı zar zor karara \anlan, ınsancıl yardı-
ma olanak sağlanmasma dönük "askeriope-
ras>on"* ıse v üz bmlerce göçmenın anı ola-
rak Ruanda'ya dönmelerinın \ arattığı veni
dıırum bahane edılerek birbaşka bahara er-
telenmışgöriinmektedir. Batılı ülkelerinso-
nunda böleeve "havadan \ardnnda" karar
Baülıların çıkar çatışmalan bölgedeki açiık, sefalet ve öiünıleriıı önlenmesini imkansız kılıyor.
kıldıklan anlaşılmaktadır. Bu. kuşkusuz.
hiç yoktan iyidir. Ama soruna doğru dürüst
çözüm getirmeyeceği de kimsenin saklısı
deSildır. Yollara düşen, oraya buraya sav-
rulan milvonlarca göçmenin yardımın da-
ha fazlasma, daha kalıcı olanına ihtiyacı
\ardir.
Sorun. palyatıfönlemlerleçözüme ulaş-
tırılamavacak kadar ciddidir. Su. barınma,
iş, sağlık. güvenlik gibi son derece karma-
şık devasa sorunlarla, salt "havadan" yar-
dımlarla baş edilmesi olanaksızdır.
Batfnın böylesi boyutlardaki bir insan-
lık dramı karşısmda bu denli çaresiz kalma-
sı. kuşkusuz yeni de|il Hele rastlantı hiç
değıl. Bu sayfada veralan ıki Afrıka uzma-
nının vazısı. Batı'nın aczının nedenlerı ile
ilgıli önemlı ıpuçları \ermektedir.
Batı"nın soruna acıl çözüm getirmesini
engelleven, bölgede vüzvıldır süren "çı-
kar* çatışmalandır. Sömürgecilık ve veni
sömürgecilik çizgisinde Fransa. Amerika.
Ingıltere ve Belçika'nın \ e onlann yerel or-
taklannın çıkar çatışması. etkın bırortak ey-
lemin örgütlenmesınde. dün olduğu gıbı
bugün de başlıca engel olarak görünnıek-
tedır. Büv ük Batılı guçler süflı çıkar hesap-
ları ıçin birbirlerinin tekenne çokmak sok-
manın yanşında tepişirken mıKonlarca ın-
san sefalet \e ölüme terk edilmektedir.
Gerçekten de Kara Kıta'nın "korku top-
lumlannın" tohumları. sömürgecilik done-
mınde atilmıştır. Yeni sömürgecilik döne-
mınde de devam ettinlmektedir. tngilız sö-
mürgecı. 12 santimlık doğal "bm farkına"
davanarak a\nı etniye mensup Hutularla
Tutsılerı >apa> bir bıçimde "iki avn" ve
birbırlerine düşman "halklar" halıne dö-
nüştürmüştür.
Belçikalı sömürgeci ise "böl ve yönet"
kuralına uygun olarak ikı yapav etni arasın-
dakı düşmanlığı körüklerken ayrılığı pe-
kiştirmek ıçın daha 1931 'lerde kimlık kart-
larına "Hutu, Tutsi" ve "Twa" ibaresinı
koymuştur. Bölgedeki karmaşaya salt bu-
günün sorunu olarak bakmak yeterli olmak-
tan uzaktır.
Bölgenın 1 % I "lerde başlayan, 1994 kat-
lıamıj la doruğa ulaşarak bugünkü karma-
şık \e belırsiz duruma gelmesinde Batılı
ülkelenn çıkar sa\aşlannın çirkın yüzü var-
dır. Yeni sömürgecilik döneminde bu yüz
daha da çirkınleşmıştır. Gerçekten de anlı
şanh Batı demokrasılerı bu korkunç insan-
lık dramı karşısında "evlemsiz" kalmak için
bir vandan "ipe un sererken" öbür yandan
"el altrodan" şu ya da bu tarata "silah sat-
makta" hıçbır sakınca görmemektedır. Da-
hası. kutsanan ultralıberal düşüncelen doö-
rultusunda da bu. "sivasal vetecimseT açı-
dan son derecede "dürüst" bir davranış ola-
rak görülmektedır.
Beş yüz bın çocuğun. milyonlarca kara-
derıli kadm veerkeğin. sefalet, açlık ve kat-
lıamla karşı karşıya kalması kimin umu-
runda!
' Yardım Ruanda'ya yapılmalıdırve çabuk...'Fransız Ulusal Araştırma Mer-
kezı CNRS'nin araştırma direk-
törlerınden Afrika uzmanı tanhçı
ve sosvolog Claudine VIdal'e gö-
re. Ruandalı göçmenlerın ülkele-
rine geri dönmesı. kökleri Büyük
Göller Afrıkasf nın kanlı tanhın-
de yer alan Kı\u çatışmalarının
denetim altına alınması ve bastı-
nlması ile sonuçlanması kuşkulu
Le Nouvel Observateur dergisı-
nin yazarlarından Rene Back-
mann'la yaptıgı söyleşide Vıdal.
soruna bir başka açıdan v aklaşıyor.
Le Nouvel Observateur - Hutu-
lu göcmenlerin kitleler halinde Ru-
anda'va dönüşlcrini nasıl izah edi-
jorsunuz?
C. VİDAL - lzahı çok basit: Kı-
v u "da patlak v eren çatışmalar v e bu-
nailışkınbozgun. 1994'tenbuva-
na baskı altında tuttuklan ve can-
lı kalkan olarak kullandıkları göç-
menlerin sılahlı insanlardan kur-
tulnıalanna vol açmıştır. (Eski Ru-
anda iilahlıkuvv etlerının askerle-
rı -FAR- \e milısler.)
Ruanda'ya girmelerini engelle-
yenlerden kurtulan siv iller, tjöyle-
ce gerı dönüşün yollanna düştü-
ler. Bu beklenmeyen olaydan alı-
nacak çok ders var. Birıncısi. ye-
nıdenv apılanma çabalanna karşın
Hutu askerleri ve milislerınin sa-
nıldığı kadar tyi Örgütlenmiş ve
güçlü olmadıklan ortaya çıkmış-
tır. En azındandıllerdedolaşan bir
intikam savaşina iyı hazırlanma-
dıkları anlaşılmıştır. İkincisi. bu
'tersinegöç' insancıl yardım örgüt-
lerının göçmen kitlesi içinde ver
alan sılahlı ınsanlann rolü ile ilgi-
li savlannı doğrulamıştır.
- Ruanda, size göre bu göçmen-
leri insanca vaşam koşullarında
banndırabilecek midir?
CAİDAL-Asılsorundabu. Kı-
galı vönetimı haftalardır göçmen-
lerın ülkeye dönmeleri gerektiğı-
ni vineleyip duruvor. Ama bura-
da çok sav ıda sorun var. Bunlann
en önemli olanlanndan biri ekil-
meve hazır toprakların var olup
olmadığıdır. On sekiz ay önce ge-
len Tutsi azınlığının çok sayıda
üvesi o zamandan bu yana boş
ekim alanlanna yerleşmiş durum-
dadır. Gerçi bunlarilke olarak söz
konusu topraklan gen döndükle-
rinde v asal sahıplerine bırakmak-
la yükümlüdürler. Ama o zaman
•4
>urtlannadönen" Tutsıler nere-
ye gıdeceklerdir?
Uluslararası topluluk bu sorunu
^ , , _ J {«
G=ma»
ZAİRE 'jUV *™
Afrika'nın Göller bölgesindeki açlık en çokçocuklan vumvor. Bu öliim ve umutsu/Juk ortamında vaşama smaşı veren insanlar. kendisini
dünvanın efendisi gören Batı'dan acil yardım bekliyor. Ancak onlar giiç dengelerinin bozulmanıası için acı çekmeve mahkumlar.
çözmek ıçın Ruanda'ya yardım
edecek midir0
Örneğin artık yara-
n olmayan uluslararası askeri mü-
dahale gücünü. göçmenlerın yer-
leştirilmesıni örgütleyecek bir yar-
dım gücüne dönüştürmeye hazır
mıdır? Akıbetleri pek bilınmeven
Goma'nın günev ine yığılmış göç-
menlerin durumu ne olacaktır?
Tanzany a'da bulunanlann dönme-
lerini örgütlemeden Zaıre'dekile-
rin dönmelenni teşv ık etmek müm-
kün müdür? Bu arada adalet soru-
nu da unutulmamalıdır. Bugün Ru-
anda hapıshanelerınde çok kötü
koşullar altında yaşamaya çalışan
80 bın tutuklu v ardır. Hutu göçmen-
lerının voğun dönüşü yeni tutuk-
lamalara yol açarak. tutuklu sayı-
sının patlama noktasına ulaşması
tehlıkesını de beraberinde getir-
meyecek mıdir°
- Bu dönüşler. tek başına Ki\u
krizinin çözüme ulaştırılmasına
yetecek midir?
C. YİDAL - Bu kesin değil. Ki-
v u sorunu çok karmaşık. Asl ında.
bana göre bu eskı ve çok boyutlu
bır sorundur. Sorunun Zaıreliler
boyuru 1994'ünçoköncesıneda-
>anır. Kinyaruanda konuşan nüfus
(Ruanda'nın ulusal dili) çok eskı-
lerden, giderek vüzy ılı aşkın birsü-
reden bu yana Kıvu'nun kuzevı
ve günevıne yerleşmişlerdi. Hutu
ve Tutsi kanşımı bu nüfus hay-
vancıiık ve tarımla uğra^ıyordu.
Ruanda krallığıyla da uzak ılişki-
ler içındevdiler. Daha sonra sö-
mürge dönemi süresince her iki
etniye mensup bu çok sayıda Ru-
andalı, Belçikalı ve Ingılızsömür-
geeılerinın teşvıkı ılevenmsızböl-
gelen değerlendırmek v e nüfuslan-
dırmak için Zaire ve Lganda'ya gıt-
mişlerdi. Ekim alanlannın >eter-
sizliğı ve nüfusun yoğun oluşu da-
ha o zamanlarda bile sorundu. Tut-
si çoğunluğundan oluşan ıkıncı
göç dalgası, kanlı etnık çatışma-
lann ardmdan gerçekleşmiştir.
Bütün bu insanlar. sömürge dö-
neminde Kongolu. bağımsızlık-
tan ve ülkenin adının değıştırıl-
mesinden sonra. Zaıreli olmuşlar-
dır. Kimilennın bunlann yerli halk-
la sorunsuzvaşadıkları sav ları ıse
gerçek dışıdır. 1965'ten ıtıbaren
Masisi bölgesınde yüzlerce Ban-
yaruandalı (Ruanda kökenli Za-
ıreli ) toprak\e sürü sorununda ye-
rel politikacılartarafından "etnik-
leştirilen' çatışmalarda katiedil-
miştir. Ama asıl felaket Mobu-
tu'nun 29 Haziran 1981 de seçim
çıkarları için kabul ettiği Kıvu ve
Şabalı Banyaruandalılan 'günah
keçisi" yapan bu v icdansız yasa, iş-
kenceye. hayvan ve toprak hırsız-
iığı ve talanına. ordu ve memur-
ların görevlerini aşırı ölçülerde
kötüye kullanmalanna olanak sağ-
ladı. 1991"de Kıvu'nun kuzey ve
szüne>inde büvük katliamlar ger-
çekleşti. 1992\e 1993'te Hutuve
Tutsi kökenli binlerce Banyaru-
andalı katledıldı.
Nihayet 1994'te Hutulu göç-
menlerın kıtle halinde ordu ve mi-
lisler tarafından sanlarak sovkı-
rımla karşı karşıya kalmaları fela-
keti yaşandı. Banyaruandalı nü-
fusun içınde yer alan HutuveTut-
silerarasındaki düşmanhk yenıden
ortaya çıktı. 1996 yazında Tutsi
ve Hutulardan oluşan ve Zaireli
askerler tarafından göçmen kamp-
J.annda konuşlandınlan Ruandalı
askerler ve milislerce büyük kı-
yımlar gerçekleştirildi. Burada
uluslararası toplulugun daha iyi
bir çözüm bulamadığı için I995'te
kamplann güvenliğini Zaire or-
dusuna bıraktığını da unutmamak
gerekir.
- Zaire-Zaireli krizinin bir de
Zaire-Ruanda boyutu var.
C. VİDAL - Evet. I994'ten bu
yana açıkça görülen şu ki. Zaire or-
dusu, göçmen kamplanndaki Hu-
tulu asker ve milisleri ve politika-
cılan desteklemekte ve bunlann
Zaire'deki kamplardan itibaren
Ruanda'nın ıçlerine kadar saldırı-
lar yapmalanna göz yummakta-
dır. Ruanda'}a karşı buaçık poli-
tika Kıgali tarafından süreklı dile
getirilmiş. ama ne Kinşasa ne de
uluslararası topluluğu etkılemeyı
başaramamıştır. Topraklannda ba-
nndırdığı sılahlı gruplan komşu ül-
kelere sorun yaratmada kullanma-
sı İMobutu'nun ahşkanlığı ya da
taktiğı olarak görünmektedir. Ay-
nı taktiği Angola'da da uygula-
mıştır. Şimdı sıra Ruanda'dadır.
Bütün bunlarla politik ve finans
olarak, büyük çıkar sağlamaktadır.
Aslında saldırılar I994'te baş-
lamıştır. Ama 1996'nınOcakayın-
dan itibaren yoğunluk kazanmış-
tır. Saldırılar sabotaj niteliklidir.
,Ama zaman zanıan soykınm tanık-
lannın ortadan kaldınlmasına ka-
dar gıtmektedir. Kigah'nın yakın
çevresine kadar uzanan bu saldı-
nlar ne anlama gelnıektedır
0
Bi-
rincisi kamplarda, Ruanda ordu-
su (FAR) ve milisler yeniden ör-
gütlenmişlerdır. Ikıncısı ülkeye
gızlice girenler halkın desteğini
sağlamışlardır. Bu y üzden Kigali
hükümeti sınırbölgelennde. popü-
laritesıni düşüren çok sert baskı ön-
lemlerine başvurmak zorunda kal-
maktadır.
Saviinma Bakanı Paul Kagame,
Zaıre'yı defalarca uyarmış, "Eğer
saldırılar sürvrse. müdahale edil-
mek zorunda kalınacaktır" de-
miştır. Söz konusu saldırılar ve
Kigali'nın konuyla ilgili uyarıla-
n yabancı gözlemcilerin saklısı
değıldir.
ÇALIŞANLARIN SORLLARI / SORLNLARI YILU4Z ŞİPAL
Milletvekili dul ve yetimlerinin ayhklam
Sorn: Babam ve kavınbabam TBMM'nin ilk milletvekili ve bakan-
ları idiler. Havatlarında aldıkları emekli avlıklarını. vefatla-
nndan sonra anneierimiz ve çocuklan almava devam erriler.
Biz üç kız kardeşiz. Ablamızdan birisinin kocası dört av önce
vefat etti. Kendisi hasla vatmaktadır. İkinci ablam bir av ön-
ce kocasından av rıldı. 1) Bu iki ablam. babamızdan emekli av -
lığı alabilir mi? Âlabilirse, bunun miktarı neolur? 2) Ben, üçün-
cü kız kardeş genel idare bizmetlerinde lise mezunu olarak.
32 vıl görev vaptıktan sonra, 2. derece 2. kademeden emekli
olmuş bir memurun eşivim. Tanrı gecinden versin, kocamın
vefatından sonra ben, kocam ve babamdan emekli maaşı ala-
bilir miyim? Alamaz isem, kocamın veya babamın emekli ma-
aşlanndan birini tercih ernıe hakkım var mı? 3) Halen millet-
vekili olanlann henı emekli maaşlarını, henı de milletvekili ma-
aşlannıbiıüktealdıklan doğru mudur? N.L.
1) TBMM ü>elerinin ödenek. yolluk v e emekJilik hakJan, 26.10.1990
günlü ResmıGazete'deyavımlanan3671 sayılı>asailedüzenlenmiş-
tir. Bu düzenleme ile TBMM üvelen ile dul ve yetimlerinin sosyal
güvenlıkleri. 5434 savılı T.C. Emekli Sandığı Yasasf nca sağlanmış-
tır. 5434 sayılı yasanın 75 maddesi uyarınca. emekli aylığı almakta
olanlardan ölenlerin, "evli bulunmayan kız çocuklarf ıfe "ölüm tari-
hınde e\li olmaları sebebıvle avlık bağlanmamış kız çocuklarından
bilahara boşanan veya dul kalanlara da' a> lık bağlanır. 3671 sav ılı v a-
sanın geçici 3. maddesi ile TBMM üyelerinden görev sürelerı
28.10.1990'dan önce sona ermiş olanlara. görev sürelerıne bakılmak-
sızın, 9 bin göstergeden makam tazminatı ile 13 bın göstergeden taz-
mınat ödenmesı öngörülmüştür. Bu ıkı tazminatın bugünkü tutarı. 56
milyon 100 bin liradır. Bu tazmınatlar ölenin *dul ve >etimlerine eşit
oranlarda' ödenir.
İki ablanıza vetim a>hğı ödenmesi. 3671 savılı vasa gereğidir. Bu
tazminatlar. her ıkı kardeşe de eşıt olarak bölündüğünde. her bınne
bugün için, ayda en az 28 milyon 50 bin lira düşmektedir.
Bu sorunuza kebin yanıt verebilmek ıçin, babanızın emekliliğe esas
tüm görev süresinin bılinmesı gerekmektedır.
2) 5434 savılı T.C. Emekli Yasasf nın 94. maddesi uyannca eşin-
den dul. babasından vetim aylığı almaya hak kazananlann bu aylık-
lardan bırıni seçme hakları vardır.
Ancak 3671 sayılı TBMM üyelerinin ödenek. yolluk veemeklilik-
lerıne dair yasanın 8. maddesınde "5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı
Kanunu'nun bu kanuna aykın hükümleri uygulanmaz' denilmekte-
dir Bu deviş, bızce. eşınizden dul ve babanızdan vetim aylığını bir-
likte alabileceğiniz anlamına gelmektedir.
3) Emekli Sandığf ndan emekli aylığı almakta iken. yeniden Emek-
li Sandığf nabağlı görev lere girenlerin emekli aylıklan, Emekli San-
dığı Yasasf nın 99. maddesi uyannca kesilmektedir. TBMM üyele-
nnden Emekli Sandığı iştirakçisi konumunda olup. Emekli Sandığı"na
kesenek ödeyenlerın, sosyal güvenlik kurumlanndan aldıklan aylık-
lan kesilir. Ancak sosyal güvenlik kurumlanndan emekli aylığı alan-
lardarı. Emekli Sandığı ıştırakçısı olmayanlar, emekli ay lıklan ile bir-
likte milletvekili ayhklannı da alırlar.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Eylül Yazıları...
Niyazi Akıncıoğlu nun bir şiiri vardır, Edirne'yi an-
latır,
"Müjdelerolsun efendim Edime'desin" diye baş-
lar, öyle biter.
Nihal Atsız, Edirne Lisesi'nde Nıyazi'nın öğret-
menıydi. Bundan olacak şiıri, gençlik yıllarında bi-
raz sağa kayardı. Edirne Lisesi'nden hukuk fakül-
tesine geldi, bu kez de sola kaydı. Ondan sonra da
başına çok belalar geldi. Izlendi, fişlendi, dosyalan-
dı..
Bunu neden yazryorum. dolar yüzünden:
Müjdeler olsun efendim 1 dolar 100 bine çıktı. 1
dolar 100 bin lira oldu. Bundan yıllarca önce 1 do-
lar 44 kuruşmuş. 44 kuoıştan yuvariana yuvarlana
100 bin lırayı buldu. Bundan sonra kimse tutamaz.
"Müjdeler olsun efendim."
Edirne "ecdat" kentidir. Tarih içinde kaç kez alı-
nır, kaç kez verılir. Hele şu Bulgarlarla kaç kez bir-
binmizden aldık, minarelerinin seyrine doyum olmaz.
Giderken çift görünür. gelirken çift...
Edırne'nın minareleri ünlüdür.
Boyacıları da..
Peki, Kırkpınargüreşleri?..
Bir pehlivan çimenlerin üstünde yere kapanıyor,
sıkıysan kımıldat bakalım. göbeğini göğe getir. Kırk-
pınar ağaları zaten göbeklidir.
Erbakan Hocamız hesabını Suudi Dinan'yla ya-
pardı. Şimdi bütçe hesabı görürken Amerikan Do-
ian'na vuruyor. "Şu paket, şu kadar milyar Ameri-
kan Doları." Hesapları dolarla tutmak kolayına gi-
diyor. Dinarı minarı unuttu.
Hele Müslüman ortak pazannı, islam NATO'sunu
ağzına aldığı yok!
Son günlerde ağızlarda iki fıkra dolaşıyor, biri şöy-
le:
"Ula Hasso, sana MilliPiyango'nunbüyüğü çık-
sa ne yaparsın?"
"Soğanın cücüğünü yerim."
"Peki sen ne yaparsın?"
"Bana yapacak bır şey bırakmadın ki!"
Ne varsa soğanın cücüğünde...
Öteki fıkra da şöyle:
Adam ovanın ortasında bir ağacın gölgesinde
oturuyor. Yerde bir adam.. yanında torbası... Sesi
soluğu çıkmıyor. Adamı bir o yana çeviriyor, bir bu
yana, tıs yok... Torbasında soğan var, peynir var, ek-
mek var. Ve adam ölü...
"Allah Allah" diyor: "Ekmek var, soğan var, nasıl
olur da ölür?"
Böyledir işte, kişi ekmekle soğanı buldu mu, ölüm
yok sanır!..
Oysa ölüm kaşla gözün arası...
Bunlara "Doğulu vatandaş fıkraları" diyenler var;
biz de öyle mi diyelım?
Bir, iki üç, derken Ekmekçi'nin kitapları rafta sı-
ralanıyor. Son olarak "Eylul Yazılan"r\\ göndermış,
kaçıncı ediyor bıldiğim yok.
Sait Faik'ın öykülerine benziyor, elinize aldınız mı
bir daha bırakamıyorsunuz. Sürüklenip gidiyorsu-
nuz.
Aynı zarftan Mahmut Makal'ın "Anımsı Acımsı"
sı da çıktı, üçüncü bası... Bizim Köy'ün tadıyla oku-
yorjz. Hey gidt unutulmaz Ankara günleri ve gece-
leri... Unutulurmu?..
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/lttıhat ve Terakı
Cemıyetf nın mer-
kez yayın organı
olarak Parıs. Ce-
nevreveBrüksel'de 3
on beş günde bir .
yav ımlanan sıyasal
gazete. II Eskrim- 5
dekullanılanüçsi-
lahtan bın... Kö> "
muhtan yardımcı- 7
sı.3/DoğuAnado-
lu'dabirdağ... Hınt- 8
lı kadınlann ulusal g
gıysısı. 4/ Düzenlı
olarak ekim yapılan arazı...
Bırnota. 5/Pasak.. "Gel-
dım ışte mev sım gıbı kapı-
naGözlenmde bulut. saç-
larımda — " (Ahmet Mu- 3
hıpDıranas). 6/Lantanele- 4
mentınınsımgesı... Denız- c
lı'nin bır ilçesi. 7/ Konuş-
ma ve tartışmayı bır araç "
değıl bır amaç sayan felse-
feyömemi.8/Sahip... "He- 8
nüz. 4u anda" anlamında g
kullanılan sözcük. 9/ Ilkel
bir sılah... Mafya örgütünün suskunluk yasası.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/Tanzımat döneminde özel hukuk ılişkilerını düzenlemek
amacıvla çıkanlan ) asa. 2/Sanat. hüner... Zayıf. sıska. 3/Sırt-
ta taşınan vük Duman lekesi. 4/ Damarlı ve van saydam
bır taş 5/ Bıtışme çızgisı... Rütbesız asker... Kuzey Avrupa
ülkeleri ile Ortadoğu'yu birbınne bağlavan otoyolun sım-
gesı. 6/Zarara uğrama tehlıkesı... Genellikle tahıl ölçmede
kullanılan birölçek. 7/Sıkıntı verme. üzme... Belırlı aralık-
larlayanıp sönen küçükdenız feneri. 8/Yabanı yonca... Briç-
te sanzatunun kısa >azılışı. 9/ Uyma. boyun eğme.
İLAN
T.C.
KADIKÖY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1996 669 \esavet
Mahkememızde görülmekte olan yukanda esas numarası
yazılı \esayet davasının yapılan açık vargılaması sonun-
da: Bolu ılı, Düzce ilçesi, Cedıdıye mah., C: 004 07, S0
40. K. 406'da nüfusa kayıtlı veModa Cad. Sedef Apt. No:
145.8'de ıkamet eden Sadık oğlu. 1926 doğumlu. Ahmet
Eren' in düçar olduğu hastalık nedenıyle kendısı hacır al-
tına alınarak. Kadıkö> Göztepe Mah. C: 011 07. S: 56,
K: 3 752 de nüfusa kayıtlı Alıcan Ancan mahcur Ahmet
Eren'e vası tayin edilmıştır.
llanolunur. 12.11.1996.
Basın: 119572
T.C.
AKÇAABAT AŞLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1995 4
Davacı \;
eysel Köse tarafından davalılar Zehra Köse
ve ark. aleyhıne açtığı nüfus kaydının düzeltılmesi dava-
sının yapılan duruşmasında;
Yapılan araştırmalara rağmen adresi tespıt edıleme-
yen, bu nedenle davetı>e teblığ edılemeyen davalı llfet kı-
zı. Veysel eşme ılanen teblığ yapılmasına karar verıldi-
ğınden. Zehra Köse'nın duruşmanın atılı bulunduğu
18.12.1996 günü saat 09.40'ta mahkememızın 1995/4
esas sayılı davanın duruşmasında hazır bulunması veya
kendisini bır vekıl ile temsıl ettırmesi, aksi takdirde yar-
gılamaya yokluğunda devam edilerek karar venleceği.
davetıve teblı^ı yenne geçerlı olmak ûzere ilan olunur.
Basın: 114781