Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyelİmtivazSahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmct
Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdürlerı:
fbrahim Yıldız(Sorumlu), DinçTa>anç
# Haber Merkezi Müdürii: Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu # Lstıhbarat.
Cengiz Yıldınm •F.konomı Biilent kı/anlık
9 Kültür Handan Şenköken 9 Spor:
Abdûlkadir V ücelman 9 Makaleier Sami
Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı
9 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın KUAIIU. İlhan Sdçuk(Başkan).
Orhan Erinç, Oktav Kurtböke,
Hikmet Çetinkaya. Şakraa Soner,
Ergun Bakı. Dinç Tayanç, İbrahim
> ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbav 9 Haber Müdüni: Doğan
Akın Atatûrk Bulvan No- 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara
Tei. 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 9 îzmır Temsılcısı.
SenbrKıak,H.ZıyaBI\. 1352 S.23Tel-4411220. Faks:
44191179 AdanaTemsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, inönüCd.
1I9S. No:l Kat:l. Tel-363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Mıidürü: Erol Erkut 0
Koordınatör: Ahmet Korulsan #
Muhasebe: Bülent V'ener •Jdare
Hüseyin Gürer 9 Işletme: Önder
Çelik • Bılgı-İşlem. Nail İnaJ •
Bilgısayar Sıstem Mürûvet Çiler
MEDYA C: • Yonetlm Kunilu
Başkanı - Genel Müdür Gülbio
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman • Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
\a>ım!a\2n v; Basan: Yenı üun Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıhk A.Ş
Tjrkocaiı Cıd 3* 41 Cagaloğlu 34334 lsl PK 246 Istanbul Tel- (0212) 512 05 05 (20 hat I Faks- (0 2121 513 85 95 16ARALIK. 1996 İmsak: 5.43 Güneş:7.16 Öğle: 12.07 Ikindi: 14.23 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11
Trilyonluk
• ANKARA (AA) -
Kamuoyunda, "trilyonluk
boşanma dıvası" olarak
bilinen işadamı Halis Tbprak
ile eşi Ayşe Toprak'ın
boşanmalanna ilişkin
davanın tenyiz duruşması.
yann Yargıtay'da yapılacak.
Yargıtay 2. Hukuk
Dairesi'nce temyiz
incelemesi yapılan davada,
Halis Toprak ve Ayşe
Topnak'ın avukatlan
savunmalannı yapacaklar.
Sanyer 1. Asliye Hukuk
Mahkemes). bır siîre önce
A>şe \e Halis Toprak'ın
boşanmasıııa. Halis
Toprak'm, eşine 5 trilyon lira
maddi ve 100 milyar lira da
mane\ i tazminat ödemesine
ve çocuklann velayetinin de
Ayşe Toprak"ta kalmasına
karar vermişti.
İş kazalarında
insan faktörü
• Bl'RSA (AA) - Türkiye'de
meydana gelen iş kazalannın
yüzde 80'i insan
faktöründen kaynaklanırken
kaza etkeninin başında.
moral bozukluğu. yorgunluk
ve bılgisizlık geliyor.
TMMOB tnşaat '
Mühendislen Odası Bursa
Şubesi'nce yapılan
araştırmaya göre insandan
kaynaklanan iş kazalan
nedenlerinde ilk sırayı moral
bozukluğu. yorgunluk ve
bilgisizlik afıyor. Bunu
kişisel koruyuculann
kullanılmaması. işe
uyumsuzluk. dikkatsizlik,
dalgınlık, ihmal, tedbirsizlik,
disiplinsizlik, ış hevesinin
bulunmayışı. işçide bedeni
anzalann varlığı ve sağlık
durumu scrunlan ızliyor.
Dünya Nüfusuna
Dikkar Haftası
• ANKARA (AA) - Dünya
nüfusundakı artışın yarattığı
çevre. enerji \e sağlıkla ilgili
sorunlann yanı sıra
ekonomik, politik ve sosyal
sorunlara daha fazla dikkat
çekmek amacıyla ABD'deki
Nüfus Enstitüsü'nün
düzenlediği "12. Dünya
Nüfusuna Dikkat Haftası -
1996" bugün başlıyor.
"Hatırlatma \e uyarı"
haftası olarak öngörülen
Dünya Nüfusuna Dikkat
Haftasfnın bu yılki ana
teması "nüfus ve yerleşim"
olarak belirlendi. 20 aralığa
kadar sürecek olan hafta
boyıınca. anan nüfusa yeterli
bannak. su ve sıhhı alryapı
temini. etkin kentsel
yapılaşma ve kırsal gelişme
konulan ele alınacak.
AIDS'le ilgili
bilgilendirme
• İZMİR(AA)-AlDSle
Mücadele Derneği Başkanı
Prof. Dr. Melahat Okuyan, 1
Arahk Dünya A1DS Günü
dolayısı> la \ urdun değişik
yerlerinde toplantı \e
konferanslar düzenlendiğini
hatırlatarak toplantı ve
konferanslann şehrin
merkezindeki mekânlar
yerine toplumun değişik
sosyal gruplannın yaşadığı
alt ve orta gelir grubundaki
bölgelerde de düzenlenmesi
gerektiğini. böylelikle
bilgilendinlen vatandaşlann
sayısının artacağını anlattı.
Zorunlu
• ANKARA (AA)-Sağhk
Bakanlığı'na bağlı kurum ve
kuruluşlarda görevli. risk
altında çalışan gruba
'"Hepatit-B aşısı"
uygulamasma geçilecek.
Sağlık Bakanlığı Müsteşan
Aytun Çıray imzasıyla tüm
illere bir genelge
gönderilerek Hepatit-B"nin.
Türkiye'de yaygın olarak
görüldüğü belirtildi.
Türkiye'de Hepatit-B virüsü
taşıyıcılık oranınm yüzde 4-
10 arasında tahmin
edildiğinin kaydedildiği
genelgede. bu hastalığın
temel yayılım yolunun
enfekte kan. vücut sıvılan ve
cinsel ilişki olduğu belirtildi.
Kansere kan
ambargosu
• ANKARA (ANKA) -
Tümörle mücadele amacıyla
ABD'de geliştirilen yeni bir
yöntemin gelecekte bu
hastalıği kökünden yok etme
umudu verdiği öğrenildi.
Geliştirilen bu yöntemin.
tümörü besleyen damarlann
tıkanarak kanserli bölgenin
kurutulması mantığıyla
geliştirildiği bildirildi. New
Jersey"de bulunan Peregrine
Pharma Ventıcals şirketi
yetkilileri, yöntemin 16 aylık
bir program kapsamında
insanlarda da denenmeye
başlanacağın' açıkladılar.
Pişirilmiş maddelerden işlenmiş etlere, dondurulmuş tatlılardan şekerlemeye kadar hemen her gıdayla tüketiyoruz
Besînlerimize katkı maddeleri kanşü
imyasal katkı maddeleri; kıvamı koruyanlar,
çözeltici maddeler, bozulmayı önleyenler, yapay
çeşni ve renkler, küflenmeyi önleyen
antioksidanlar, kabartma, tatlandırma, çalkalama.
mikroptan anndırma şeklinde çeşitleniyor.
SERPtL GÜNDÜZ
Şöyle bir etiket taşıyan besin ürii-
nünüalmakistermisiniz?.. Su, stearik.
palmik, oleik ve lioelik asit trigilise-
idleri, miyosin ve akitin, glikojen, ko-
lojen. lesitin. kolesterol. dipotasyum
fosfat. miyoglobin ve üre. Bu ürün, Av-
rupa daki marketlerin raflannda bir
süre bozulmadan kalabilmesi için kat-
kı maddesi kullanılmış biftekten baş-
ka bir şey değil.
Günlük öğünlerle birlikte birçok
katkı maddesini midemıze ındiriyoruz.
Katkı maddeleri besinlere katılmah
mı katılmamalı rru? Birbirine karşıt iki
görüş var. Kirni uzmanlara göre katıl-
mah.
Bu göriişü destekleyenler. katkı
maddesi kullanilmayan bir besinde
üreyecek olan bakterilerin insana ver-
diği zarann, katkı maddesinin verece-
ği zarardan daha fazla olduğunu söy-
lüyorlar.
Dünyada her gün binlerce katkı
maddesi insanlann tüketimine sunu-
luyor. Kimyasal katkı maddeieri; kı-
vamı koruyanlar, çözeltici maddeler,
bozulmayı önleyenler, yapay çeşni ve
renkler, küflenmeyi önleyen anti ok-
sidanlar, ekşi tatlan değişime uğratan
asidülantlar. sertleştirme, kurutma,
renklendirme, kabartma, tatlandırma.
çalkalama ve mikroptan anndırma
şekiinde belirleniyor. Sadece Amen-
ka'da 2200 katkı maddesi belirlenmiş.
Türkiye'de ise hergıda katkı madde-
si için Avrupa Topluluğu tarafından be-
lirlenen kod numarası kullanılıyor.
Ancak denetleme. belediyenin birku-
rumuolanHıfzıssıhhaaracılığıylager-
çekleşiyor.
Pişirilmiş maddelerden, işlenmiş
etlere, dondurulmuş tatlılardan şeker-
leme üriinlerine kadar neredeyse kat-
kı maddesi kullanılmamış hiçbir be-
sin yok.
Karşıt görüşler
Katkı maddelerinin sonuçlan ne-
ler? Tüketici Derneği Başkanı Meh-
met Sevim'den elde ettiğimiz belgele-
re göre Amerika'da yapılmış bir araş-
tırmada karşıt iki görüş var. Birgrup
tüketiciye göre katkı maddeleri ge-
reksiz. Artan sayıda Amerikalı ya da
A\Tupalı katkı maddesi içermeyen ve
işlenmemiş. kepekli buğday unu. kah-
verengi pirinç. bal. taze meyve ve seb-
ze tüketiyor. Sağlıklı ve katkısız be-
sin satan dükkânlar giderek çoğalı-
yor. Bu gruptaki tüketiciye göre besin
katkı maddeleri olmasaydı. belki de sü-
per marketlere bile gereksinim olmaz-
dı. Çünkü alınan ürünü çok çabuk tü-
ketmek gerekecekti.
Oysa besinlere katkj maddesi katıl-
masından yana olan grup ise koruyu-
cu madde katılmamtş besinlerin çok
çabuk bozulduğunu öne sürüyor. Bu
durumda daha sık alışveriş etmek ge-
rekecek \e bozulma nedeniyle birçok
besin çöpe atılacaktı.
Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı'nca
kabul edilmiş Gıda Katkı Maddeleri
Yönetmeliği'ne göre gıda katkı mad-
delerinin kullanma koşulları belirlen-
miş.
İTÜ Gıda Mühendisiligi 'nden Prof.
.\rtemis KaraaJi. Avrupa'da kabul edil-
miş tüm kurallann Türkiye için dege-
çerli olduğunu vurgularken ülkemiz-
deki tutumun diğer Avrupa ülkeleri-
ne göre tüketici lehine daha "muha-
fazakâr" olduğunu savxınuyor.
Örneğin Avrupa'da bazı tüketici
gruplannın kullanılması durumunda
kanser yapıcı madde olarak gördüğü
mikrobiyal koruyucular E123, E131,
E142, E239şekJindekodlanmış mad-
deler. Türkiye'de kullanılmıyor
Prof. Karaali, katkı maddesi kulla-
nılmamış kimi besinlerde olabilecek
bozulmanın daha tehlikeli olabilece-
ğini savunuyor.
Prof. Karaali, "Katkı maddesi kuJ-
lanılmamış gıda maddelerinde meyda-
na gelebilecek mikroorganizma faaü-
yetleri sonucunda gıda maddesi daha
zaraıiı hale gelebüir" diyor. Kimya
Mühendisi ZaferCanÇiçekoğiu ise be-
sinlerin doğal haliyle tüketilmesinden
yana. Çiçekoğlu'na göre katkı mad-
desi katılmadan da bir konserve tuz,
limon ve sirke ile hazırlanabilir. Bu du-
rumda o yiyeceğin raf ömrü azalır,
ama katkısız bir besin de tüketilmiş
olur.
Her öğün yediğimiz besinlerie beraber sağlığımız için zararb olduğu öne sürüJen katkı maddeleri de tüketiyoruz.
'Beta-keroten'in etkisini araştıran doktorlar önemli ipuçlan elde ettiler
Havuç kanseri önlüyorÇeviri Servisi - Ingiliz doktorlar
günde yenen 3 ya da 4 ha\ ucun
kanseri önlediğini ortaya çıkarttı.
Norvvich Gıda Araştırmalan
Enstitüsü doktorlanndan
Dr. David Hughes ve ekibinin.
başta havuç olmak üzere yeşil
sebze ve meyvede bol miktarda
bulunan 'beta-keroten'in etkisini
araştınrken ortaya çıkarrtıklan bu
önemli bulgu. bağışıklık sistemini
güçlendirme konusunda çok
önemli ipuçlan içeriyor. Beta -
kerotenin etkilerini ölçmek
amacıyla yapılan deneyde. sağlıklı
gönüllülere günlük normal
gıdalannın yanı sıra üç ya da 4
havuç yedirildi. Bir ay sonra bilim
adamlan deneklerin bağışıklık
sisteminde meydana gelen
değişikliği ölçtüler. Bağışıklık
sisteminin kanser hücreleriyle
mücadelesinde çok önemli bir rol
oynayan. *\IHC U'adı verilen bir
kimyasal maddenin dozunun
arttığını saptadılar.
Norvvich ekibi. MHC Il'nin
bağışıklık sistemini harekete
geçirdiğini: MHC II düzeyindeki bir
artışın bağışıklık sisteminin
kuvvetlenmesine yol açtığını
bildirdi. Araştırma ekibinden
Dr. Sue Southon. "Biz kanseri
yalnızca havuç yiyerek
yenebilirsiniz demiyoruz. Ancak
ne denli faydalı olduğunu gözler
öniine seriyoruz1
" dedi.
Dr. Southon. beto-kerotenin
>ararlanna değinırken ytiksek
dozda alınan beta-kerotenin fayda
yerine zarar verdiğine de dikkat
çekti.
Knıdos'ta turist var
eflektrik, su yok
StNAN KARA
e-posta: tan (d vol. com. tr
DATÇA - Dünyanın ünlü
tarihi yerleri arasında
gösterilen. her yıl binlerce
ruristin akmına uğrayan
tarihi Knıdos. ilgisizlik
nedeniyle zor günler
yaşıyor.
Knıdos antik kentinde
elektrik. su. telefon yok.
Müze de yok. Yörede
çıkan antik eserler başka
yörelerdeki müzelerde
sergileniyor.
Antik kent yalnızca
bir nöbetçiye emanet.
Datçalılarheryıl
milyarlarca gelir getiren
Knıdos'a ilgisizlikten
yakınırken müze yapılması
için Datça Belediyesi
tarafından Kültür
Bakanlığı'na tahsis edilen
binanın misafirhaneye
dönüştürülmesine de
büyük tepki gösteriyor.
Muğla Valisi Cemil
Serhadlı, Knıdos antik
kentiyle ilgili sorunlan
bildiğini ve çözüm için
çaba harcadıklannı
belirtirken Datça
Kaymakamı Hüseyin Ergi.
geçici bir müze açmak için
çalışmalara başladıkJannı
söyledi. Ergi. "Datça
yöresinde çıkan tarihi
eserler çevre il ve ilçe
mü/elerinc götürülüyor.
V'ılbaşından itibaren
hükiimet binası içinde
depo müze açıp
eserlerimizi geçici
olarak koruma altına
alacağız" dedi.
Datça Belediye Başkanı
Mustafa Soytok ise
Kültür Bakanlığı Eski
Eserler ve Müzeler
Genel Müdürlüğü'ne
ilçede müze kurulması
için başvurduğunu
belirterek, "Yöremizin
tarihi eserlerinin
başka >erlere
götürülmesi bizi iizüyor.
En kısa zamanda
Datça 'nın bir miizeye
kavuşması için tüm
çabamızı harcıyoruz"
diye konuştu.
K«imi uzmanlar, katkı maddesi kullanılmayan bir besinde
üreyecek olan bakterilerin insana verdiği zarann, katkı
maddesinin vereceği zarardan daha fazla olduğunu
söylüyorlar. Karşıt göriişü destekleyenler ise besinlerin
doğal haliyle tüketilmesinden yana.
DİKKAT Z E H İ R ! 4R Yiyeceklerdekikatkı maddeleri
Tükettîğiniz her hazır gıdanın ambalajında (E) koduyla bir takım ssyılann yer aldığını
görürsûnüz. Bunlar o gıdada kullanılan katkı maddelenni gösterir.
Bu tabloya bakarak tükettîğiniz üründe ne yediğinizi görebilirsiniz.
Alman Sağlık Sigortalanndan biri olan AOK'nın tüketicilere dağıttığı lise.
Zararsız katfcı maddeleri
E 100, 101, 103, 104, 105, 111, 121, 122, 126, 130. 132, 140. 151, 152
E 160, 161, 162, 163, 170, 174, 175, 180, 181, 200, 201. 202. 203, 236
E 237, 238, 260, 261, 262, 263, 270, 280, 281, 282, 290, 300, 301, 303
E 304, 205, 206, 207, 308, 309, 322, 325, 326, 327, 331, 332, 333, 334
E 335, 336, 337, 382, 400, 401, 402, 403, 404, 405, 406, 408, 410, 411
E 413, 414, 420, 421, 422, 440, 471, 472, 473. 474. 475, 480.
Şüpheli katkı maddeleri
E 125, 141, 150,
E 171, 172, 173,
E 240, 241, 477,
E 153.
Sağlığı bozan katkı maddeleri
Bağırsak rahatsızlıkları E 220, 221, 222
Sindınm bozukluğu
Tehlikeli katkı maddeleri
E 102, 110, 120, 124.
Kanser yapıcı tehlikeli katkı maddeleri
E 123*, 110, 124, 102
Den rahatsızlığı
B 12 vıtaminının tahnbı
Damar rahatsızlıklan
Kolesterin
Sinırlerin hassaslaşması E311. 312,
Ağız hastalıkları E 330
E 338, 339, 340
E 466, 450, 407
E230, 231. 232,
E200,
E250, 251. 252
E 320, 321
223, 224,
341, 461,
463. 465,
233.
Kanser yapıcı katkı maddeleri
E123*, 131, 142, 210, 211, 213,
214, 215. 216, 217, 239. 330.
" ET23 en tehlikeli kanser yapıcı madde.
ABD ve Rusya'da kullanımı yasak olan
bu madde Türkıye'dekı gıda^—-.
maddelennde kullanılmıyor:,
maddeteri şöyie betfrtenmiştir:
Yönetmeliğine göre Türkiye'de kullanılan katkı
AntioksidanlariOksrtlenmeyi
önieyici maddeler)
E306-E309 Tokoferol
E300-E309 Askorbik asıt
(C citamini)
E310-E312Gallatlar
E320 BHA
£321 BHT
E330 Sitrik asit
Konserve maddeleri
E200-E203 Sonbat ve
sorbikasrt
E210E213Benzoikasit
£220-E227Kükürtdioksit
£280-E283Propıemikasit
ve propıonatlar
E223 Sodyum metabisülfat
E25O-E251 Sodyum nitrat
venitrit
Renklendiriciler
E101 Rıboflavın
E102Tartrazın
E110Sunsetyellow
E124Kocınalkırmızısı
E132lndigotin(çivit)
E140 Kkjfofil bakır tuztan
E141 Bakır klorofil
E150 Karamel
E160Karotin
E161 Xantofil E162 Kırmızı turp
E163Antosigenin
E171 Tıtandıoksit
E173Aluminyum
Emülgatörter (Dayanıklıl*
kazandıranlar)
E322 Lesıtın
E471 Mono ve Dtgıseridler
E475 Poliglısero! esterier
Asrtlik düzenleyiciler
E260-E263 Asetık asıt
E270 Laktıkasıt
E330-E333 Sıtrık asıt
E296 Malikasıt
E334-E337 Tartarik asit
E338-E341 Ortofosforık asıt
Kıvam verici, pelteleştirici
ve koyulaştıncı maddeler
E406 Agar
E400-E4O5 Algınik asıt ve
algınatlar
E407 Karagenan
E410 Keçı boynuzu zamkı
E412Guarzamkı
E414Arap2amkj
E440Pektin
E466 Kartoksımetiiselüloz
\ELERDEN
ELDE EDtLtYOR?
Kanserojen
nitrat
bileşenleri
Asitli meyvelerden el-
de edilen C vitamini as-
korbik asit \e onun daha
çabuk çözülen tuzu olan
sodyum askorbat; çilek
ve benzeri meyvelerden
elde edilen sorbik asit;
ağaçlardan elde edilen
kitre ve guar sakızı; bit-
kilerden alınan lesitin; ke-
miklerden alınan ve yağ-
lardan elde edilen gîise-
rol; deniz yosunundan el-
de edilen karaginan; kah-
ve çayda bulunan kafe-
in; doğal bir amino asidin
tuzu olan monosodyum
glutatamat. Bu maddele-
rin birçoğu doğai mad-
deler. Oteki katkı mad-
deleri, doğal maddelenn
sentetik kimyasal benzer-
leri.
Yararlı katkı maddele-
ri de var. Tuza katılan iyot,
guatra engel oluyor. Sen-
tetik \itamin \e mineral
katkıları ekmeği ve sütü
daha besleyıcı halegeti-
riyor. Yapay bir renk mad-
desi olan karoten vücut-
ta A vitaminine dönüşü-
yor. Bir koruyucu olan
sodyum benzoat. besinle-
ri bozan ve besin zehirlen-
mesıne yol açan bakteri-
lerin ve mantann üreme-
sini önlüyor.
Hemen hemen bütün
işlenmiş etler. sosis, sa-
lam, bazı balık ve kümes
hayvanlan sodyum nitrat
ya da sodyum nitnt içe-
riyor. Nitrat ya da nıtnt-
ler, kansere yol açıcı mad-
de olmalan olasılığı ne-
deniyle saldırıya uğru-
yorlar. Incelemelergöste-
rivor ki nitrat bileşenleri
çok güçlü kanserojenler.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Gâzi'nin Amacı: 'Anti-Emperyalist Bileşke'
Müdafaa-i Hukuk'un 'sıcak' gunlerı. Ankara.
Sovyet Cumhuriyetleri İttihadı ile yakın ilişki-
lere girişilmiş. Intelligence Service, -bu arada ünlü
Ingiliz kontrol Subayı 'Kaymakam' Ravlinson- Mus-
tafa Kemal'ın 'bolşeviklığınden'errim, bunuyayıyor-
lar. Gâzi, ortalarda yoktur, Çankaya'ya çekilmiş 'te-
tebbuatta bulunuyor'muş, yâni okuyup inceliyor. Ni-
hayet bir akşam sofrasında, demiş ki: "-...efendiler,
bolşevikliği tetkik ettim, amele sınıfına istinad
eden bir nazariye, memleketimizde kaabil-i tat-
bik değildir, çünkü bizde miktar-ı kâfı amele yok-
tur".
Bu rivayeti ben, 'Sarı Mustafa'dan (Börklüce)
duymuştum; yanılmıyorsam, Halide Edip hanım, ha-
tıralannda doğrulamıştı. Sizce Kemal Paşa'nın 'tes-
ö/r/'yanlış mı? (Mütareke'de Anadolu'ya intikali ne-
dense unutup Dersaadet'te kalan Dr. Şefik Hüsnü
bey'in de aynı 'tesbiti' yaptığını Râsih Nuri bey nak-
lediyor: Bkz. 'Hangi Atatürk', s. 104/106, 3. Basım.
Bilgi Yayınevi). 40 Karanlığı'nın solculuğu, bundan
Gâzi'nin sosyal sınıfları reddettiği manasını çıkarmı-
yordu; 10. yıl marşının, o sık sık alaya alınan 'Imti-
yazsız sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz' mısraı. ha-
kikatte 'sosyal sınıf gerçeğinin ve diyalektiğinin in-
kân değil, inkılâp Türkiye'si için o diyalektiğin za-
lim milletler/mazlum milletler çelişkisinde görül-
düğünün ifadesi.
Kim demış Mustafa Kemal 'sosyal sınıf ve 'siya-
sipartı" gerçeğini reddediyor diye? Halt eder, çünkü
bu takdirde Halk Fırkası'nın kurulacağı günlerde şu
söylediklerine (Balıkesir, 5 Şubat 1922) ne diyeceğiz:
"....memâlik-i sairede fırkalar behemehal ikti-
sadi maksat üzerine teessüs etmiş ve etmekte-
dir, çünkü o memleketlerde muhtelif sınıflar var-
dın bir sınrfın menfaatini muhafaza için teşekkül
eden birsryasi fırkaya mukabil, diğer bir sınrhn men-
faatini muhafaza maksadıyla bir fırka teşekkül
eder. Bu pek tabiidir. Güya bizim memleketimiz-
de de ayrı ayn 'sunuf varmış gibi teessüs eden
fırkalar yüzünden şahit olduğumuz neticeler ma-
lûmdur. Halbuki Halk Fırkası dediğimiz zaman, bu-
nun içinde bir kısım değil, bütün millet dahildir"
(İzmir yollarında, s. 93/103).
Burada sözü edilen 'millet', hiç kuşkusuz 'maz-
lum' bir milletti.
Nasıl ve ne kadar 'mazlum'?
İyi de, nasıl 'mazlum', ne kadar 'mazlum'? Gâzi,
Anadolu İhtilali'nin inkılâb'a yöneldiği o heyecanlı
günlerde, halkının 'mazlumluğunu' aç\kçadi\e getiri-
yor, diyor ki:
"...milletjmizjn büyük çoğunluğu çiftçi ve çoban-
dır, böyle olunca buna karşı büyük toprak ve çift-
lik sahipleri gelir, bizde kaç kişi büyük toprak sa-
hibidir, bu arazinin miktan nedir? İncelenirse gö-
rülür ki, memleketimizin genişliğine oranla hiç
kimse büyük arazi sahibi değildir, öyleyse bu top-
rak sahipleri de korumaya alınacak insanlardır..."
"...sonra sanat sahipleriyle kasabalarda ticaret
yapan küçük tüccarlar gşlir, tabii olarak bunlann
çıkarlannı, durumlannı ve geleceklerini sağlamak
ve korumak mecburiyetindeyiz. Çiflçilerin karşı-
sında olduğunu varsaydığımız büyük toprak sa-
hipleri gibi, bu ticaret erbabının karşısında da bü-
yük senmaye sahibi insanlar yoktur. Kaç milyone-
rimiz var? Hiç! Öyleyse biraz parası olanlara düş-
man olacak değiliz, tam tersine memleketimizde
birçok milyonerin, hatta milyarderin yetişmesine
çalışacağız..."
"...sonra işçiter gelir! Bugün memleketimizde fab-
rika, imalathane vesaire gibi kuruluşlarçok smır-
lıdır; mevcut işçilerimizin sayısı yirmibini geçmez,
oysa ülkemizin gelişmesi için çok fabrikalara
muhtacız, bunun için de amele lâzımdır, demek
ki tarlada çalışan çiftçiden farkı olmayan işçileri
de himaye etmek gerektir..."
"...bundan sonra aydınlar ve bilginler gelir. Bun-
lar kendi kendilerine toplanıp halka düşman ola-
bilir mi? Bunlann üstüne düşen görev, halkın içi-
ne girerek onlan aydınlatmak ve yüksertmek, on-
lann gelişme ve ilerlemesine öncü olmaktır, tşte
ben milletimizi böyle görüyorum; öyleyse çeşitli
meslek erbabının çıkarian birbirine bağlı oldu-
ğundan onlan sınrflara ayırmak imkânı yoktur ve
bütünü halktan ibarettir" ('Atatürk'ün Söylev ve
Demeçleri', II. s. 97/98. Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü
Yayınları, 1952).
fşin püf noktası, sanınm burada; yâni o 'halkın', ki-
minle ne türiü bir çelişki -hatta çatışma- içinde oldu-
ğunda!
Asıl büyük 'çelişki'...
'Sosyalsınıf ve 'siyası parti' ilişkisine o derece vâ-
kıf Gâzi Mustafa Kemal, halkın 'mazlumluğu' dola-
yısıyla, çeşitli 'sınıflar' arasındaki -zaten zayıf- çeliş-
kileri küçümsese de, varlığını bilmiyor mu? Biliyor
ama, onun önemli gördüğü büyük (majeur) çelişki,
0 haJkın "Sistem'le olan çelişkisidir, bunu da ünlü cüm-
lesiyle özetlemiştir:
"...meslek-i içtimai itibariyle düşündüğümüz
zaman, biz hayatını, istiklâlini kurtarmak için ça-
lışan erbab-ı sa'yız, zavallı bir halkız. Mahiyetimi-
zi bilelim. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve ça-
lışmaya mecbur olan bir halkız. Binaenaleyh her
birimizin hakkı vardır, selâhiyeti vardır, fakat ça-
lışmak sayesinde bir hakkı iktisab ederiz. Yoksa
arka üstü yatmak ve hayatını sa'yden muarra (ça-
lışmadan) geçirmek isteyen insanlann bizim hey'et-
1 içtimâiyemizde (toplumumuzda) yeri yoktur, hak-
kı yoktur. O halde ifade ediniz efendiier: halkçı-
lık, nizâm-ı içtimâisini (toplumsal düzenini) sa'yin
hukukuna (emeğin hukukuna) istinad ettiren bir
meslek-i içtimâidir..."
"...efendiler: biz bu hakkımızı mahfuz bulun-
durmak, istiklâlimizi emin bulundurabilmek için,
hey'et-i umumiyemizde, hey'et-i milliyemizce bi-
zi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bi-
zi yutmak isteyen kaprtalizme karşı, hey'et-i mil-
liyemizce mücahedeyi (cıhat etmeyi) caiz gören
bir mesleği takip eden insantanz..." ('Atatürk'ten
Düşünceler', E. Z.Karal, s. 25. T.İş Bankası Kültür Ya-
yınları 1956).
Emperyalizme karşı 'dokuz umde' çevresinde bir-
leşik bir 'halk cephesi'nde karar kıldığını görmemek
için ya kör olmak lâzım, ya kötüniyetli; Gâzi, Türki-
ye'nin ulusal burjuvazisini oluşturabilmek için dahi,
emperyalizme karşı bir 'istiklâl-i tam' savaşı vermek
zorunda olduğunun bilincindedir.
Peki nasıl olmuştur da, o 'sivil örgüt', 'tek millet,
tek parti, tek şef sloganına uygun 'totalıter' bir 'ay-
gıt'a dönüşmüştür?
O uzun ve hazin başka bir hikâyedir.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgfyay/yazar/ailhan.html