04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyelİmtivazSahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü: Hikmct Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdürlerı: fbrahim Yıldız(Sorumlu), DinçTa>anç # Haber Merkezi Müdürii: Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu # Lstıhbarat. Cengiz Yıldınm •F.konomı Biilent kı/anlık 9 Kültür Handan Şenköken 9 Spor: Abdûlkadir V ücelman 9 Makaleier Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge: Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın KUAIIU. İlhan Sdçuk(Başkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtböke, Hikmet Çetinkaya. Şakraa Soner, Ergun Bakı. Dinç Tayanç, İbrahim > ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbav, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbav 9 Haber Müdüni: Doğan Akın Atatûrk Bulvan No- 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara Tei. 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 9 îzmır Temsılcısı. SenbrKıak,H.ZıyaBI\. 1352 S.23Tel-4411220. Faks: 44191179 AdanaTemsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, inönüCd. 1I9S. No:l Kat:l. Tel-363 12 11. Faks: 363 12 15 Müessese Mıidürü: Erol Erkut 0 Koordınatör: Ahmet Korulsan # Muhasebe: Bülent V'ener •Jdare Hüseyin Gürer 9 Işletme: Önder Çelik • Bılgı-İşlem. Nail İnaJ • Bilgısayar Sıstem Mürûvet Çiler MEDYA C: • Yonetlm Kunilu Başkanı - Genel Müdür Gülbio Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 \a>ım!a\2n v; Basan: Yenı üun Haber Ajansı, Basın \e Yayıncıhk A.Ş Tjrkocaiı Cıd 3* 41 Cagaloğlu 34334 lsl PK 246 Istanbul Tel- (0212) 512 05 05 (20 hat I Faks- (0 2121 513 85 95 16ARALIK. 1996 İmsak: 5.43 Güneş:7.16 Öğle: 12.07 Ikindi: 14.23 Akşam: 16.44 Yatsı: 18.11 Trilyonluk • ANKARA (AA) - Kamuoyunda, "trilyonluk boşanma dıvası" olarak bilinen işadamı Halis Tbprak ile eşi Ayşe Toprak'ın boşanmalanna ilişkin davanın tenyiz duruşması. yann Yargıtay'da yapılacak. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nce temyiz incelemesi yapılan davada, Halis Toprak ve Ayşe Topnak'ın avukatlan savunmalannı yapacaklar. Sanyer 1. Asliye Hukuk Mahkemes). bır siîre önce A>şe \e Halis Toprak'ın boşanmasıııa. Halis Toprak'm, eşine 5 trilyon lira maddi ve 100 milyar lira da mane\ i tazminat ödemesine ve çocuklann velayetinin de Ayşe Toprak"ta kalmasına karar vermişti. İş kazalarında insan faktörü • Bl'RSA (AA) - Türkiye'de meydana gelen iş kazalannın yüzde 80'i insan faktöründen kaynaklanırken kaza etkeninin başında. moral bozukluğu. yorgunluk ve bılgisizlık geliyor. TMMOB tnşaat ' Mühendislen Odası Bursa Şubesi'nce yapılan araştırmaya göre insandan kaynaklanan iş kazalan nedenlerinde ilk sırayı moral bozukluğu. yorgunluk ve bilgisizlik afıyor. Bunu kişisel koruyuculann kullanılmaması. işe uyumsuzluk. dikkatsizlik, dalgınlık, ihmal, tedbirsizlik, disiplinsizlik, ış hevesinin bulunmayışı. işçide bedeni anzalann varlığı ve sağlık durumu scrunlan ızliyor. Dünya Nüfusuna Dikkar Haftası • ANKARA (AA) - Dünya nüfusundakı artışın yarattığı çevre. enerji \e sağlıkla ilgili sorunlann yanı sıra ekonomik, politik ve sosyal sorunlara daha fazla dikkat çekmek amacıyla ABD'deki Nüfus Enstitüsü'nün düzenlediği "12. Dünya Nüfusuna Dikkat Haftası - 1996" bugün başlıyor. "Hatırlatma \e uyarı" haftası olarak öngörülen Dünya Nüfusuna Dikkat Haftasfnın bu yılki ana teması "nüfus ve yerleşim" olarak belirlendi. 20 aralığa kadar sürecek olan hafta boyıınca. anan nüfusa yeterli bannak. su ve sıhhı alryapı temini. etkin kentsel yapılaşma ve kırsal gelişme konulan ele alınacak. AIDS'le ilgili bilgilendirme • İZMİR(AA)-AlDSle Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Melahat Okuyan, 1 Arahk Dünya A1DS Günü dolayısı> la \ urdun değişik yerlerinde toplantı \e konferanslar düzenlendiğini hatırlatarak toplantı ve konferanslann şehrin merkezindeki mekânlar yerine toplumun değişik sosyal gruplannın yaşadığı alt ve orta gelir grubundaki bölgelerde de düzenlenmesi gerektiğini. böylelikle bilgilendinlen vatandaşlann sayısının artacağını anlattı. Zorunlu • ANKARA (AA)-Sağhk Bakanlığı'na bağlı kurum ve kuruluşlarda görevli. risk altında çalışan gruba '"Hepatit-B aşısı" uygulamasma geçilecek. Sağlık Bakanlığı Müsteşan Aytun Çıray imzasıyla tüm illere bir genelge gönderilerek Hepatit-B"nin. Türkiye'de yaygın olarak görüldüğü belirtildi. Türkiye'de Hepatit-B virüsü taşıyıcılık oranınm yüzde 4- 10 arasında tahmin edildiğinin kaydedildiği genelgede. bu hastalığın temel yayılım yolunun enfekte kan. vücut sıvılan ve cinsel ilişki olduğu belirtildi. Kansere kan ambargosu • ANKARA (ANKA) - Tümörle mücadele amacıyla ABD'de geliştirilen yeni bir yöntemin gelecekte bu hastalıği kökünden yok etme umudu verdiği öğrenildi. Geliştirilen bu yöntemin. tümörü besleyen damarlann tıkanarak kanserli bölgenin kurutulması mantığıyla geliştirildiği bildirildi. New Jersey"de bulunan Peregrine Pharma Ventıcals şirketi yetkilileri, yöntemin 16 aylık bir program kapsamında insanlarda da denenmeye başlanacağın' açıkladılar. Pişirilmiş maddelerden işlenmiş etlere, dondurulmuş tatlılardan şekerlemeye kadar hemen her gıdayla tüketiyoruz Besînlerimize katkı maddeleri kanşü imyasal katkı maddeleri; kıvamı koruyanlar, çözeltici maddeler, bozulmayı önleyenler, yapay çeşni ve renkler, küflenmeyi önleyen antioksidanlar, kabartma, tatlandırma, çalkalama. mikroptan anndırma şeklinde çeşitleniyor. SERPtL GÜNDÜZ Şöyle bir etiket taşıyan besin ürii- nünüalmakistermisiniz?.. Su, stearik. palmik, oleik ve lioelik asit trigilise- idleri, miyosin ve akitin, glikojen, ko- lojen. lesitin. kolesterol. dipotasyum fosfat. miyoglobin ve üre. Bu ürün, Av- rupa daki marketlerin raflannda bir süre bozulmadan kalabilmesi için kat- kı maddesi kullanılmış biftekten baş- ka bir şey değil. Günlük öğünlerle birlikte birçok katkı maddesini midemıze ındiriyoruz. Katkı maddeleri besinlere katılmah mı katılmamalı rru? Birbirine karşıt iki görüş var. Kirni uzmanlara göre katıl- mah. Bu göriişü destekleyenler. katkı maddesi kullanilmayan bir besinde üreyecek olan bakterilerin insana ver- diği zarann, katkı maddesinin verece- ği zarardan daha fazla olduğunu söy- lüyorlar. Dünyada her gün binlerce katkı maddesi insanlann tüketimine sunu- luyor. Kimyasal katkı maddeieri; kı- vamı koruyanlar, çözeltici maddeler, bozulmayı önleyenler, yapay çeşni ve renkler, küflenmeyi önleyen anti ok- sidanlar, ekşi tatlan değişime uğratan asidülantlar. sertleştirme, kurutma, renklendirme, kabartma, tatlandırma. çalkalama ve mikroptan anndırma şekiinde belirleniyor. Sadece Amen- ka'da 2200 katkı maddesi belirlenmiş. Türkiye'de ise hergıda katkı madde- si için Avrupa Topluluğu tarafından be- lirlenen kod numarası kullanılıyor. Ancak denetleme. belediyenin birku- rumuolanHıfzıssıhhaaracılığıylager- çekleşiyor. Pişirilmiş maddelerden, işlenmiş etlere, dondurulmuş tatlılardan şeker- leme üriinlerine kadar neredeyse kat- kı maddesi kullanılmamış hiçbir be- sin yok. Karşıt görüşler Katkı maddelerinin sonuçlan ne- ler? Tüketici Derneği Başkanı Meh- met Sevim'den elde ettiğimiz belgele- re göre Amerika'da yapılmış bir araş- tırmada karşıt iki görüş var. Birgrup tüketiciye göre katkı maddeleri ge- reksiz. Artan sayıda Amerikalı ya da A\Tupalı katkı maddesi içermeyen ve işlenmemiş. kepekli buğday unu. kah- verengi pirinç. bal. taze meyve ve seb- ze tüketiyor. Sağlıklı ve katkısız be- sin satan dükkânlar giderek çoğalı- yor. Bu gruptaki tüketiciye göre besin katkı maddeleri olmasaydı. belki de sü- per marketlere bile gereksinim olmaz- dı. Çünkü alınan ürünü çok çabuk tü- ketmek gerekecekti. Oysa besinlere katkj maddesi katıl- masından yana olan grup ise koruyu- cu madde katılmamtş besinlerin çok çabuk bozulduğunu öne sürüyor. Bu durumda daha sık alışveriş etmek ge- rekecek \e bozulma nedeniyle birçok besin çöpe atılacaktı. Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı'nca kabul edilmiş Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği'ne göre gıda katkı mad- delerinin kullanma koşulları belirlen- miş. İTÜ Gıda Mühendisiligi 'nden Prof. .\rtemis KaraaJi. Avrupa'da kabul edil- miş tüm kurallann Türkiye için dege- çerli olduğunu vurgularken ülkemiz- deki tutumun diğer Avrupa ülkeleri- ne göre tüketici lehine daha "muha- fazakâr" olduğunu savxınuyor. Örneğin Avrupa'da bazı tüketici gruplannın kullanılması durumunda kanser yapıcı madde olarak gördüğü mikrobiyal koruyucular E123, E131, E142, E239şekJindekodlanmış mad- deler. Türkiye'de kullanılmıyor Prof. Karaali, katkı maddesi kulla- nılmamış kimi besinlerde olabilecek bozulmanın daha tehlikeli olabilece- ğini savunuyor. Prof. Karaali, "Katkı maddesi kuJ- lanılmamış gıda maddelerinde meyda- na gelebilecek mikroorganizma faaü- yetleri sonucunda gıda maddesi daha zaraıiı hale gelebüir" diyor. Kimya Mühendisi ZaferCanÇiçekoğiu ise be- sinlerin doğal haliyle tüketilmesinden yana. Çiçekoğlu'na göre katkı mad- desi katılmadan da bir konserve tuz, limon ve sirke ile hazırlanabilir. Bu du- rumda o yiyeceğin raf ömrü azalır, ama katkısız bir besin de tüketilmiş olur. Her öğün yediğimiz besinlerie beraber sağlığımız için zararb olduğu öne sürüJen katkı maddeleri de tüketiyoruz. 'Beta-keroten'in etkisini araştıran doktorlar önemli ipuçlan elde ettiler Havuç kanseri önlüyorÇeviri Servisi - Ingiliz doktorlar günde yenen 3 ya da 4 ha\ ucun kanseri önlediğini ortaya çıkarttı. Norvvich Gıda Araştırmalan Enstitüsü doktorlanndan Dr. David Hughes ve ekibinin. başta havuç olmak üzere yeşil sebze ve meyvede bol miktarda bulunan 'beta-keroten'in etkisini araştınrken ortaya çıkarrtıklan bu önemli bulgu. bağışıklık sistemini güçlendirme konusunda çok önemli ipuçlan içeriyor. Beta - kerotenin etkilerini ölçmek amacıyla yapılan deneyde. sağlıklı gönüllülere günlük normal gıdalannın yanı sıra üç ya da 4 havuç yedirildi. Bir ay sonra bilim adamlan deneklerin bağışıklık sisteminde meydana gelen değişikliği ölçtüler. Bağışıklık sisteminin kanser hücreleriyle mücadelesinde çok önemli bir rol oynayan. *\IHC U'adı verilen bir kimyasal maddenin dozunun arttığını saptadılar. Norvvich ekibi. MHC Il'nin bağışıklık sistemini harekete geçirdiğini: MHC II düzeyindeki bir artışın bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine yol açtığını bildirdi. Araştırma ekibinden Dr. Sue Southon. "Biz kanseri yalnızca havuç yiyerek yenebilirsiniz demiyoruz. Ancak ne denli faydalı olduğunu gözler öniine seriyoruz1 " dedi. Dr. Southon. beto-kerotenin >ararlanna değinırken ytiksek dozda alınan beta-kerotenin fayda yerine zarar verdiğine de dikkat çekti. Knıdos'ta turist var eflektrik, su yok StNAN KARA e-posta: tan (d vol. com. tr DATÇA - Dünyanın ünlü tarihi yerleri arasında gösterilen. her yıl binlerce ruristin akmına uğrayan tarihi Knıdos. ilgisizlik nedeniyle zor günler yaşıyor. Knıdos antik kentinde elektrik. su. telefon yok. Müze de yok. Yörede çıkan antik eserler başka yörelerdeki müzelerde sergileniyor. Antik kent yalnızca bir nöbetçiye emanet. Datçalılarheryıl milyarlarca gelir getiren Knıdos'a ilgisizlikten yakınırken müze yapılması için Datça Belediyesi tarafından Kültür Bakanlığı'na tahsis edilen binanın misafirhaneye dönüştürülmesine de büyük tepki gösteriyor. Muğla Valisi Cemil Serhadlı, Knıdos antik kentiyle ilgili sorunlan bildiğini ve çözüm için çaba harcadıklannı belirtirken Datça Kaymakamı Hüseyin Ergi. geçici bir müze açmak için çalışmalara başladıkJannı söyledi. Ergi. "Datça yöresinde çıkan tarihi eserler çevre il ve ilçe mü/elerinc götürülüyor. V'ılbaşından itibaren hükiimet binası içinde depo müze açıp eserlerimizi geçici olarak koruma altına alacağız" dedi. Datça Belediye Başkanı Mustafa Soytok ise Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne ilçede müze kurulması için başvurduğunu belirterek, "Yöremizin tarihi eserlerinin başka >erlere götürülmesi bizi iizüyor. En kısa zamanda Datça 'nın bir miizeye kavuşması için tüm çabamızı harcıyoruz" diye konuştu. K«imi uzmanlar, katkı maddesi kullanılmayan bir besinde üreyecek olan bakterilerin insana verdiği zarann, katkı maddesinin vereceği zarardan daha fazla olduğunu söylüyorlar. Karşıt göriişü destekleyenler ise besinlerin doğal haliyle tüketilmesinden yana. DİKKAT Z E H İ R ! 4R Yiyeceklerdekikatkı maddeleri Tükettîğiniz her hazır gıdanın ambalajında (E) koduyla bir takım ssyılann yer aldığını görürsûnüz. Bunlar o gıdada kullanılan katkı maddelenni gösterir. Bu tabloya bakarak tükettîğiniz üründe ne yediğinizi görebilirsiniz. Alman Sağlık Sigortalanndan biri olan AOK'nın tüketicilere dağıttığı lise. Zararsız katfcı maddeleri E 100, 101, 103, 104, 105, 111, 121, 122, 126, 130. 132, 140. 151, 152 E 160, 161, 162, 163, 170, 174, 175, 180, 181, 200, 201. 202. 203, 236 E 237, 238, 260, 261, 262, 263, 270, 280, 281, 282, 290, 300, 301, 303 E 304, 205, 206, 207, 308, 309, 322, 325, 326, 327, 331, 332, 333, 334 E 335, 336, 337, 382, 400, 401, 402, 403, 404, 405, 406, 408, 410, 411 E 413, 414, 420, 421, 422, 440, 471, 472, 473. 474. 475, 480. Şüpheli katkı maddeleri E 125, 141, 150, E 171, 172, 173, E 240, 241, 477, E 153. Sağlığı bozan katkı maddeleri Bağırsak rahatsızlıkları E 220, 221, 222 Sindınm bozukluğu Tehlikeli katkı maddeleri E 102, 110, 120, 124. Kanser yapıcı tehlikeli katkı maddeleri E 123*, 110, 124, 102 Den rahatsızlığı B 12 vıtaminının tahnbı Damar rahatsızlıklan Kolesterin Sinırlerin hassaslaşması E311. 312, Ağız hastalıkları E 330 E 338, 339, 340 E 466, 450, 407 E230, 231. 232, E200, E250, 251. 252 E 320, 321 223, 224, 341, 461, 463. 465, 233. Kanser yapıcı katkı maddeleri E123*, 131, 142, 210, 211, 213, 214, 215. 216, 217, 239. 330. " ET23 en tehlikeli kanser yapıcı madde. ABD ve Rusya'da kullanımı yasak olan bu madde Türkıye'dekı gıda^—-. maddelennde kullanılmıyor:, maddeteri şöyie betfrtenmiştir: Yönetmeliğine göre Türkiye'de kullanılan katkı AntioksidanlariOksrtlenmeyi önieyici maddeler) E306-E309 Tokoferol E300-E309 Askorbik asıt (C citamini) E310-E312Gallatlar E320 BHA £321 BHT E330 Sitrik asit Konserve maddeleri E200-E203 Sonbat ve sorbikasrt E210E213Benzoikasit £220-E227Kükürtdioksit £280-E283Propıemikasit ve propıonatlar E223 Sodyum metabisülfat E25O-E251 Sodyum nitrat venitrit Renklendiriciler E101 Rıboflavın E102Tartrazın E110Sunsetyellow E124Kocınalkırmızısı E132lndigotin(çivit) E140 Kkjfofil bakır tuztan E141 Bakır klorofil E150 Karamel E160Karotin E161 Xantofil E162 Kırmızı turp E163Antosigenin E171 Tıtandıoksit E173Aluminyum Emülgatörter (Dayanıklıl* kazandıranlar) E322 Lesıtın E471 Mono ve Dtgıseridler E475 Poliglısero! esterier Asrtlik düzenleyiciler E260-E263 Asetık asıt E270 Laktıkasıt E330-E333 Sıtrık asıt E296 Malikasıt E334-E337 Tartarik asit E338-E341 Ortofosforık asıt Kıvam verici, pelteleştirici ve koyulaştıncı maddeler E406 Agar E400-E4O5 Algınik asıt ve algınatlar E407 Karagenan E410 Keçı boynuzu zamkı E412Guarzamkı E414Arap2amkj E440Pektin E466 Kartoksımetiiselüloz \ELERDEN ELDE EDtLtYOR? Kanserojen nitrat bileşenleri Asitli meyvelerden el- de edilen C vitamini as- korbik asit \e onun daha çabuk çözülen tuzu olan sodyum askorbat; çilek ve benzeri meyvelerden elde edilen sorbik asit; ağaçlardan elde edilen kitre ve guar sakızı; bit- kilerden alınan lesitin; ke- miklerden alınan ve yağ- lardan elde edilen gîise- rol; deniz yosunundan el- de edilen karaginan; kah- ve çayda bulunan kafe- in; doğal bir amino asidin tuzu olan monosodyum glutatamat. Bu maddele- rin birçoğu doğai mad- deler. Oteki katkı mad- deleri, doğal maddelenn sentetik kimyasal benzer- leri. Yararlı katkı maddele- ri de var. Tuza katılan iyot, guatra engel oluyor. Sen- tetik \itamin \e mineral katkıları ekmeği ve sütü daha besleyıcı halegeti- riyor. Yapay bir renk mad- desi olan karoten vücut- ta A vitaminine dönüşü- yor. Bir koruyucu olan sodyum benzoat. besinle- ri bozan ve besin zehirlen- mesıne yol açan bakteri- lerin ve mantann üreme- sini önlüyor. Hemen hemen bütün işlenmiş etler. sosis, sa- lam, bazı balık ve kümes hayvanlan sodyum nitrat ya da sodyum nitnt içe- riyor. Nitrat ya da nıtnt- ler, kansere yol açıcı mad- de olmalan olasılığı ne- deniyle saldırıya uğru- yorlar. Incelemelergöste- rivor ki nitrat bileşenleri çok güçlü kanserojenler. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Gâzi'nin Amacı: 'Anti-Emperyalist Bileşke' Müdafaa-i Hukuk'un 'sıcak' gunlerı. Ankara. Sovyet Cumhuriyetleri İttihadı ile yakın ilişki- lere girişilmiş. Intelligence Service, -bu arada ünlü Ingiliz kontrol Subayı 'Kaymakam' Ravlinson- Mus- tafa Kemal'ın 'bolşeviklığınden'errim, bunuyayıyor- lar. Gâzi, ortalarda yoktur, Çankaya'ya çekilmiş 'te- tebbuatta bulunuyor'muş, yâni okuyup inceliyor. Ni- hayet bir akşam sofrasında, demiş ki: "-...efendiler, bolşevikliği tetkik ettim, amele sınıfına istinad eden bir nazariye, memleketimizde kaabil-i tat- bik değildir, çünkü bizde miktar-ı kâfı amele yok- tur". Bu rivayeti ben, 'Sarı Mustafa'dan (Börklüce) duymuştum; yanılmıyorsam, Halide Edip hanım, ha- tıralannda doğrulamıştı. Sizce Kemal Paşa'nın 'tes- ö/r/'yanlış mı? (Mütareke'de Anadolu'ya intikali ne- dense unutup Dersaadet'te kalan Dr. Şefik Hüsnü bey'in de aynı 'tesbiti' yaptığını Râsih Nuri bey nak- lediyor: Bkz. 'Hangi Atatürk', s. 104/106, 3. Basım. Bilgi Yayınevi). 40 Karanlığı'nın solculuğu, bundan Gâzi'nin sosyal sınıfları reddettiği manasını çıkarmı- yordu; 10. yıl marşının, o sık sık alaya alınan 'Imti- yazsız sınıfsız kaynaşmış bir kütleyiz' mısraı. ha- kikatte 'sosyal sınıf gerçeğinin ve diyalektiğinin in- kân değil, inkılâp Türkiye'si için o diyalektiğin za- lim milletler/mazlum milletler çelişkisinde görül- düğünün ifadesi. Kim demış Mustafa Kemal 'sosyal sınıf ve 'siya- sipartı" gerçeğini reddediyor diye? Halt eder, çünkü bu takdirde Halk Fırkası'nın kurulacağı günlerde şu söylediklerine (Balıkesir, 5 Şubat 1922) ne diyeceğiz: "....memâlik-i sairede fırkalar behemehal ikti- sadi maksat üzerine teessüs etmiş ve etmekte- dir, çünkü o memleketlerde muhtelif sınıflar var- dın bir sınrfın menfaatini muhafaza için teşekkül eden birsryasi fırkaya mukabil, diğer bir sınrhn men- faatini muhafaza maksadıyla bir fırka teşekkül eder. Bu pek tabiidir. Güya bizim memleketimiz- de de ayrı ayn 'sunuf varmış gibi teessüs eden fırkalar yüzünden şahit olduğumuz neticeler ma- lûmdur. Halbuki Halk Fırkası dediğimiz zaman, bu- nun içinde bir kısım değil, bütün millet dahildir" (İzmir yollarında, s. 93/103). Burada sözü edilen 'millet', hiç kuşkusuz 'maz- lum' bir milletti. Nasıl ve ne kadar 'mazlum'? İyi de, nasıl 'mazlum', ne kadar 'mazlum'? Gâzi, Anadolu İhtilali'nin inkılâb'a yöneldiği o heyecanlı günlerde, halkının 'mazlumluğunu' aç\kçadi\e getiri- yor, diyor ki: "...milletjmizjn büyük çoğunluğu çiftçi ve çoban- dır, böyle olunca buna karşı büyük toprak ve çift- lik sahipleri gelir, bizde kaç kişi büyük toprak sa- hibidir, bu arazinin miktan nedir? İncelenirse gö- rülür ki, memleketimizin genişliğine oranla hiç kimse büyük arazi sahibi değildir, öyleyse bu top- rak sahipleri de korumaya alınacak insanlardır..." "...sonra sanat sahipleriyle kasabalarda ticaret yapan küçük tüccarlar gşlir, tabii olarak bunlann çıkarlannı, durumlannı ve geleceklerini sağlamak ve korumak mecburiyetindeyiz. Çiflçilerin karşı- sında olduğunu varsaydığımız büyük toprak sa- hipleri gibi, bu ticaret erbabının karşısında da bü- yük senmaye sahibi insanlar yoktur. Kaç milyone- rimiz var? Hiç! Öyleyse biraz parası olanlara düş- man olacak değiliz, tam tersine memleketimizde birçok milyonerin, hatta milyarderin yetişmesine çalışacağız..." "...sonra işçiter gelir! Bugün memleketimizde fab- rika, imalathane vesaire gibi kuruluşlarçok smır- lıdır; mevcut işçilerimizin sayısı yirmibini geçmez, oysa ülkemizin gelişmesi için çok fabrikalara muhtacız, bunun için de amele lâzımdır, demek ki tarlada çalışan çiftçiden farkı olmayan işçileri de himaye etmek gerektir..." "...bundan sonra aydınlar ve bilginler gelir. Bun- lar kendi kendilerine toplanıp halka düşman ola- bilir mi? Bunlann üstüne düşen görev, halkın içi- ne girerek onlan aydınlatmak ve yüksertmek, on- lann gelişme ve ilerlemesine öncü olmaktır, tşte ben milletimizi böyle görüyorum; öyleyse çeşitli meslek erbabının çıkarian birbirine bağlı oldu- ğundan onlan sınrflara ayırmak imkânı yoktur ve bütünü halktan ibarettir" ('Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri', II. s. 97/98. Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü Yayınları, 1952). fşin püf noktası, sanınm burada; yâni o 'halkın', ki- minle ne türiü bir çelişki -hatta çatışma- içinde oldu- ğunda! Asıl büyük 'çelişki'... 'Sosyalsınıf ve 'siyası parti' ilişkisine o derece vâ- kıf Gâzi Mustafa Kemal, halkın 'mazlumluğu' dola- yısıyla, çeşitli 'sınıflar' arasındaki -zaten zayıf- çeliş- kileri küçümsese de, varlığını bilmiyor mu? Biliyor ama, onun önemli gördüğü büyük (majeur) çelişki, 0 haJkın "Sistem'le olan çelişkisidir, bunu da ünlü cüm- lesiyle özetlemiştir: "...meslek-i içtimai itibariyle düşündüğümüz zaman, biz hayatını, istiklâlini kurtarmak için ça- lışan erbab-ı sa'yız, zavallı bir halkız. Mahiyetimi- zi bilelim. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve ça- lışmaya mecbur olan bir halkız. Binaenaleyh her birimizin hakkı vardır, selâhiyeti vardır, fakat ça- lışmak sayesinde bir hakkı iktisab ederiz. Yoksa arka üstü yatmak ve hayatını sa'yden muarra (ça- lışmadan) geçirmek isteyen insanlann bizim hey'et- 1 içtimâiyemizde (toplumumuzda) yeri yoktur, hak- kı yoktur. O halde ifade ediniz efendiier: halkçı- lık, nizâm-ı içtimâisini (toplumsal düzenini) sa'yin hukukuna (emeğin hukukuna) istinad ettiren bir meslek-i içtimâidir..." "...efendiler: biz bu hakkımızı mahfuz bulun- durmak, istiklâlimizi emin bulundurabilmek için, hey'et-i umumiyemizde, hey'et-i milliyemizce bi- zi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bi- zi yutmak isteyen kaprtalizme karşı, hey'et-i mil- liyemizce mücahedeyi (cıhat etmeyi) caiz gören bir mesleği takip eden insantanz..." ('Atatürk'ten Düşünceler', E. Z.Karal, s. 25. T.İş Bankası Kültür Ya- yınları 1956). Emperyalizme karşı 'dokuz umde' çevresinde bir- leşik bir 'halk cephesi'nde karar kıldığını görmemek için ya kör olmak lâzım, ya kötüniyetli; Gâzi, Türki- ye'nin ulusal burjuvazisini oluşturabilmek için dahi, emperyalizme karşı bir 'istiklâl-i tam' savaşı vermek zorunda olduğunun bilincindedir. Peki nasıl olmuştur da, o 'sivil örgüt', 'tek millet, tek parti, tek şef sloganına uygun 'totalıter' bir 'ay- gıt'a dönüşmüştür? O uzun ve hazin başka bir hikâyedir. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgfyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle