27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ARALIK1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI îstanbul Büyükşehir Belediyesi 'denetim' karşılığında ithalatçılardan hibe kömür alıp seçmen tabanına dağıtıyor Ithal kömürle seçim rüşveti Nemalar icin umutsuz tablo Çelik: Fonda beş kuruş para yok ANKARA (Cumiıuriyet Bürosu)-Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı NecatiÇe- Kk, hiikümctin ödenmesini süriincemede bıraktığı Zo- runiu Tasarruf Fonu'nda "5 lturus bfle bulunmadiğmı*" söyledi. Necati Çelik, Memur- Sen'i ziyaretinde yaptığı açıklamada, sendika yöneti- cilerinin zorunlu tasarrufun ödenmesi istemleri üzerine, "Fonda 5 milyardolardeğii, 5 kuruşun olmadığını hepi- jniz biliyoruz, İNasıl yok; ya- ttnlmamış veyannlanlarda amaç dışmda kuilanılııuş" dedi. Zorunlu tasarraflann ödenmesi konusunda ger- çekçi düşünülmesini isteyen vebukonudakipopülistpo- Htikalann ülkeyeyarargetir- meyeceğini beiirten Çelik, Cumhurbaşkanı Sükjman Demirei'in zorunlutasarruf- lann tasfîyesıni öngören ya- sayı veto etmesini doğru bul- tnadıklannı ve kaygılandık- lannı söyledi. Çelik, ''Zo- runlutasamıflann ödenme- si kaynağa bağlıdır. Hükü- met, bu kaynağj bulmaya ça- ltşmakfadır" dedi. Hazine Miisteşariığı 'ndan alınan bilgiye göre, 1988 yı- lında oluşturulan zorunlu ta- sarruf besabında bu yılın ekim ayı sonuna kadar kâğıt üzerinde toplam 483 trilyon 425 milyar 138 miryon lira birikti. Bu paranın 172 tril- yon 517 milyar 642 milyon lirasını anapara, 310 trilyon 907 milyar 496 milyon lira- sını da nema oluşturuyor. • ithalatçılardan kaçak kömür denetiminde kullanılmak üzere otomobiJ alan îstanbul Belediyesi, bununla da yetinmeyip, seçmeninin yoğun olduğu dar gelirli semtlerde dağıtmak üzere hibe kömür de aldı. Geçen yıl belediyeye göre 2 bin ton, kömürcülere göre 3 bin 500 ton hibe kömür toplayan Tayyip Erdoğan yönetimi, bu yılki talebine olumsuz yanıt aldı. HÜLYAGENÇ Refahlı îstanbul Büyükşehir Bele- diyesi kömür ithalatçıianna aldırdığı araçlarla, kaçak kömür denetimi ya- parken, bağış adı altında topladığı kö- mürleri de oy kitlesinin yoğun oldu- ğu bölgelere dağıtıyor. Belediyenin de- netimlerde kullanmış olduğu 18 oto- mobilin kömür ithalatçısı firmalara ait olduğuna dikkat çeken kömür şirket- leri. araçlann 10 ay süresince beledi- yede kaldığını belirterek, benzin ha- riç bütün masraflann yine şirketler- ce karşılandığını dile getiriyorlar. Kömür fırmalarihdan geçen yıl top- lanan 3 bin 500 ton kömürün Refah Partisi'nin yoğun miktarda oy aldığı varoşlarda dağıtıldığına dikkat çeki- lirken. belediyeye hibe edilen kömü- rün bugünkü değerinin 44 milyar li- rayı bulduğu kaydediliyor. Kömür it- haiatçılan belediyenin bu yıl da hibe kömür istediğini, ancak bu kez RP'nin seçim yatınmına katkıda bulunma- yacaklannı söylediler. Belediyenin kendi sorumluluğun- da olmasına karşın, kömür ithalatçı- lanndan zorla araç temin ettiğini bil- diren isminin açıklanmasını isteme- yen bir kömür ithalatçısı."Belediye, araç vermezseniz, denetim yapmam tehdidisavuruyor'"dedi. Ith'alatçı,oy kaygısı ile hareke! eden Refahlı be- lediyenin varoşlardaki halkın tepkisin- den korktuğunu ileri sürerek, "İstan- bul'da 2 milyon tona vakın kaçak kömürün satılmasına bu nedenle gözyumuvor" dedi. Belediyenin ge- çen yıl büyük kömür ithalatçılanna 500 ton kömürbağışlama zorunluluğu ge- tirdiğini iddia eden ithalatçı, bağış adı altında 3 bin 500 ton kömür top- landığını, maliyetin 43 milyar 680 milyon liraya ulaştığını vurguladı. Belediyeye kaçak kömür denetim- lerini kolaylaştırmak üzere araç te- min ettiklerini doğrulayan Kaliteli KömürSanayicileri ithalatçılan Der- neği Başkanı Hasan Pak "Denetim sistcnıini oturtana kadar bu yardı- mı yapmayı planlıyoruz" dedi. Şu anda Istanbul'da satılan kaçak kömü- rün 500-600 bin tonu bulmuş olabi- leceğini ifade eden Pak, "Bu mikta- nn 1-2 milyon tonu bulduğunu id- dia edenler de var" dedi. Belediye- nin fakirlere dağıtılmak üzere geçen yıl kendilerinden kömüryardımı yap- malannı istediğini beiirten Pak. "Be- lediye bağışlann seçim dönemin- den sonra yapılmasını istedi" dedi. 'Kendileri verdi' Kömürcülerin, belediyenin zorla bağış aldığı yönündeki iddialannın gerçeğini yansıtmadığını söyleyen îs- tanbul Belediyesi Çevre Daire Başka- nı Mustafa Öztürk, piyasada 100'e yakın kömür şirketinin bulunmasının fiyatlan asağıya çektiğıni hatırlatarak, "kömürcüler geçen vıllarda elde ettikleri rantı bu yıl eide edemedi- ler. Bu nedenle bizi suçluyorlar" dedi. Kömür ithalatçılannın sezon başında kömürün tonunu 160 dolar- dan aşağıya satmamayı planladıkla- nnı beiirten Öztürk, rekabet nedeniy- le kömürün tonunu 120 dolara düşür- mek zorunda kaldıklannı bildirdi. Denetim yapmak için kömür itha- latçılanndan 9-10 ay kullanmak üze- re araç aldıklannı kabul eden Öz- türk, bunlann bağış olmadığını ha- tırlatarak. şu anda belediyeye verilen 18 araç bulunduğunu söyledi. Kaçak kömürün Istanburagirme- sini istemeyen bütün firmalann bele- diyeye araç temin etmek zorunda ol- duğunu dile getıren Öztürk, vatanda- şın vergilerinden elde edilen geliri kömürdenetimi için harcayamayaca- ğını söyleyerek, "Kömürcülere de- netim için aracı siz vereceksiniz di- yc açık açık söylüvorum. Kömür satişından para kazanan onlar" de- di. Araçlan temmuzda alıp, mayıs ba- şında iade ettiklerini beiirten Öztürk. 3'ü gezici olmak üzere 7 sabit nok- tada denetim yaptıklannı bildirdi. Günde en az 20-30 kamyon kaçak kömür_yakalandığını ifade eden Öz- türk. "Istanbul'agiren lOOkamyon- dan. 20'si kaçak. Bu yıl kaçak kö- mür satışını yüzde 30'lara kadar düşürmeyi planlıyorduk. Bekledi- ğimizden de başarılı olup yüzde 20'ye kadar düşürdük" dedi. Kömür ithalatçılanna kömür ba- ğışlama zorunlulugu getirmedikleri- ni söyleyen Mustafa Öztürk, geçen yıl Belediye Başkanı Recep Tayyip Er- doğan'la tanışmak üzere kömür fîr- malannı temsilen bazı kişılerin gel- diğini bildirerek, "Kendi arzularıy- la fakir halka dağıtılmak üzere kö- mür bağışlamak istediklerini söy- lediler" dedi. Kömürcülerin 2 bin 500 ton kömür bağışı yapacaklannı söylemelerine karşın bu rakamın 2 bin tonda kaldığını anımsatan Öz- türk. "3 bin 500 kişiye kömür da- ğıtmayı planlıyorduk, ancak 2 bin kişiye dağıtım yapabildik" dedi. 6 şirketin görev sözleşmesi iptal edilirken Akdeniz'de Uzanlar, îstanbul'un Anadolu yakasında Aktaş unutuldu REFAHYOCun enerjide ayrıcahk çelişkisi ÇETİN YİCENOĞLU ADAiNA - Elektrik enerjisi üre- tim, iletim ve dağıtımı özelleştir- me kapsamında satışa çıkanlırken Demirel hükümeti zamanındasağ- lamlan yetkiyle 'görevü'kılınan al- tı ayncalıklı şirketin 'imtiyazbel- geteri'nin REFAHYOL hîiküme- tince iptal edildiği. aralannda Lzan- lar'ın da olduğu şirketlerin ise ka- yınldığı öğrenildi. Muğla'ya de- ğin Doğu Akdeniz'de üretimden satışa enerji sektörü tekeli bütü- nüyle Uzanlar'ın eline geçmiş ol- du. 'GörevK şirket' yetkileri Ba- kanlar Kurulu'nca iptal edilen al- tı şirketin yetkilileri "Ortadayasa- >a vegeleneklere aykın birhak gas- pının söz konusu olduğunu" savla- yarak hükümetin çelişkili karannın iptali için yasal yollara başvura- eaklannı bildirdiler. Demirel hükümetince 1991 'de çıkanlan bir Bakanlar Kurulu ka- ranyla Denizli, Mugla ve Aydın "da Aydam, Isparta'da Gökdere, Eski- şehir ve Bilecik'te Tektar, Balıke- sir'de Best, Izrnir'de Senkon ve Samsun'da da Karadeniz adlı altı şirket; elektrik enerjisi üretimi, ile- timi ve dağıtımı konulannda 'gö- revti şirket' yetkisi aldılar. Ancak, aradan geçen süre içerisinde adı geçen şirketler yetkileri doğrultu- sunda işlevde bulunamadılar. Geçen kasımda hidroelektrik ve termik santrallarda olmak üzere ka- mu sektörünebağlı enerji tekeli, üre- timinden iletimine ve pazarlanma- sına dek satışa çıkanlırken TE- DAŞ"a bağlı dağıtım işlerinin işlet- me hakkı devri konusu Türkiye 25 bölgeye aynlarak 'ön tekliT yön- temiyle satışa çıkanldı. Bölgeler- le ilgili ilk listede Adana, lçel, Ha- tay, Antarya, Kayseri ve Istanbul'un Anadolu vakasının bulunmadığı görüldü. flk listede bulunmayan bölgeler bu ilandan beş gün sonra Daha bitmeden çökme tehlikesiyle karşılaşan baraja biçilen 762 milyarlık ek maliyet 75 milyara indi Çatalan Barajı'm öğretim üyeleri kıırtardı UFUK TEKİN ADAJVA - Bir süre önce su tutma iş- lemine geçilen Çatalan Barajı'nda, çok küçük de olsa yamaçtaki çökme olası- lıgını sıfıra indiren projeyi DSİ i(eÇu-' kurova Üniversitesi birlikte yapınca dev- let 687 milyar lira fazla ödeme yapmak- tan kurtuidu. Yapımına 1982 yılında başlanan, an- cak ödenek sorunu yüzünden içinde bu- lunduğumuzyıl bitirilen Çatalan Bara- jı, Başbakan Tansu Çiller'in "yaiı kom- şusu"nun sahibi olduğu Erg Inşaat ta- rafıpdan yapildı. Ancak baraj tamamla- nırken çok küçük de olsa aşın feyezan ve şiddetli deprem söz konusu olduğun- da sol sahildeki yamacın çökebieceği fark edildi. Müteahhitin İTÜ ve OD- TÜ'den bilim adamlanna da dayanarak hazırlattığı bu rapor, çökme olasılığını sıfıra indirivor. ancak binlerce ton dol- gu ile sorun çözülebiliyordu. Başka bir ifadeyle en az 762 milyar liralık bir ya- tınm daha gerekiyordu. Ancak DSİ 6. Bölge Müdürlüğü'nde görevli mühendislerin çabalan ve Ç.Ü. Mühendislik ve Mimartık Fakültesi Je- oloji Bölümü öğretim elemanlannm ha- zırladığı bir proje, çökme tehlikesini daha az bir maliyetle ortadan kaldırdı Projeye öğretim görevlisi Altay Acar \ e araştırmagörevlisi İlknurŞahin katkı- da bulundu. Proje, sol yamacın eğiminindüşürül- mesi. bunun için taraçalı-basamaklı bir şeklin oluşturulması temelinedayanıyor Projeyle tünelin kapanması, gövdenm zarar görmesi kesin olarak engellendı DSJ6. Bölge Müdürlüğü'nden biryet- kili, ünh ersite ile işbirliği yapılarak ha- zırlanan ve uygulanan projenin toplam maliyetinin 75 milyar lira civannda ol- duğunu belirtti. Çiller'inkomşusu Ergİnşaafınyaptığı Çatalan Barajı su tutınatthlikesi>le karşı kar<ji\a\dı. Resmi Gazete'de yayımlanan Ba- kanlar Kurulu karanyla yönetme- lik değişikliği yapılarak eklendi ve Türkiye 29 bölgeye aynlmış oldu. Bu; Adana-lçel-Hatay'ın ÇEAŞ'a, Antalya'nın Kepez'e, Kayseri"nin Kayseri Elektrik ve Istanbul'un Anadolu vakasının da Aktaş'a ve- rilmesi demekti. Uzanlar'ın denetimindeki ÇE- AŞ ve Kepez'le yapılan sözleşme Enerji Bakanlığı ve TEDAŞ tara- fından imzalandıktan sonra onay için Danıştay'a gönderildi. Şu an onay beklıyor. Enerji sektörü bir yandan satışa çıkanlırken. TEDAŞ ise ayncalıklı biçimde 'ihaledenva- reste' tutulan bazı şirketlere ihale dışı 'özelgorüşmelersonucu'satıl- dı. Resmi Gazete'nin aynı sayısın- da > ayımlanan bir başka Bakanlar Kurulu karamamesiyle de daha ön- ce yetkili kılınan altı şirketin 'gö- revli yetkileri' iptal edildi. Altı şirketin yetkilileri eğer yet- ki iptali söz konusuysa kendileriy- le birlikte Afşin-Elbistan, Hazar Santralı, Çukurova. Kepez, Aktaş ve Kayseri'nin de görev yetkileri- nin iptali edilmesi gerektiğini sav- layarak "Hükümet, şirketîerin bir kKmına 30%'> ı tatbik ederken bir ktsmına etnuŞor. Gerekçe belli de- ğil. Neden bu aynm \apıldı. bilmek mümkün değil. Hükümct bize gö- re >asaya \e de> letin devamlılığı il- kesine uymavan bir karar almış ol- du. Konuyu Danıştay 'a götürvrek söz konusu karann iptaJ edümesinisağ- lamaya çalı^acağı/" dedıler. İSO Başkanı Hüsamettin Kavi 'Gümrük birliği lafla yürümez' GAZİANTEP (AA) - Îstanbul Sa- nayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi, Türkiye'nin gümrük birliği sürecine dofruîarla gelmediğini öne sürdü. Ka- vi, asıl meselenin. gümrük birliğinin ku- rallan ve mekanizmalanyla tarifedi Ime- sinin olduğunu; Türkiye'nin 1995'te bunlan tartışıp, Brüksel'in karşısındata- vır sergileyemediğini savundu. "Buna rağnıen gümrük birliğinin getirileri var" diyen Kavi, GB'nin bir yıllık süreçte Türkiye'yi istenilen nok- taya ulaştıracağını beklemenin de ger- çekçi bir yaklaşım olmadığını ifade et- ti.AB"ye son lOyıldakatılan Portekiz. lspanya ve Irlanda'nın da yolun başın- da olumlu sonuçlaralamadığını anlatan Kavi, şunlan söyledi: "1-2 yılda top- lumun yaşam biçimini değiştirmek mümkün değil. Bu bir süreçtir. Bu süreçte biz ne istiyorsak. o konuda karariılığımızı ortaya koymalıyız. Ne yapmak istediğunizi doğru biçimde or- taya çıkarırsak, hedefe doğru gide- biliriz. AB've tam üyelik taleplerini dile getiriyonız. Bana göre doğru yap- mıyoruz. tşi lafla değil, programların içine girerek yürüteceğiz." Gramaj indirimi esnaf ve tüccar fınncılan birbirine düşürdü Ekmekte fîyat karmaşası bittnediEkonomi Servisi - Ekmekte gramaj in- dirimi. Istanbul'da fiyat karmaşasına ne- den oldu. îstanbul Fınncılar Odası'na bağ- lı fınncılar 210 grama indirdikleri ekmeği 15 bin liradan satarken, Esnaf ve Sanatkâr- lar Odalan Birliği'nin gramaj düşürmeye yetkisi olmadığını savunan tüccar fınncı- lar, 250 gram ekmeği 18 bin liradan satmak- tadireniyorlar. Buarada Istanbul'un birçok semtinde 250 gram ekmeği 15 bin ve altın- da satan bazı fınnlara da rastlamyor. Ekmeğin gramajını 250 gramdan 210 gra- ma düşüren esnaf fınncılann mev zuata ay- kın hareket ettiğini söyleyen Sanayi Oda- sı Öğütülmüş Gıda Mamulleri Sanayi Mes- lek Komitesi Başkanı Çetin Keçeli. eksik gramajlı ekmek üretmenm suç olduğunu belirterek. "Belediyenin gerekli itirazı ya- pacağını düşünüyoruz" dedi. Ekmekteki fiyat karmaşası nedeniyle tüccar fınncılann mağdurduruma düştük- lerini söyleyen Keçeli. halkın gramajın dü- şük olduğuna aldınş etmeden 15 bin lira- dan satılan ekmeğe yöneldiğini vurgulaya- rak. "Yoksa biz de gramajı düşürerek sahte indirim yapmak zorunda kalaca- ğız" şeklinde konuştu. Keçeli. Îstanbul Fı- nncılar Odası'mn Başbakan'ın kararına uyuyormuş gibi görünmek için sahte indi- rim yaptığını vurguladı. Fınncılar Odası'- nın geçen yılda gramajı düşürdüğünü ha- tırlatan Îstanbul Ekmek Sanayii lş\erenleri Sendikası Başkan Vekili Muharrenı Keçeli, belediyenin ticaret mahkemesinde açtığı dava ile buna itiraz ettiğini vurgulayarak. "Ticaret mahkemesi birlik lehine bir karar almıştı. Buna karşın belediye Danış- ta\ "a başMirmuş ve ticaret mahkemesinin aldığı kararı bozdurmuştu" dedi. YORUM OZTİIV AKGUÇ Hesap Sorulabilir mi? Yanılmayı çok isterim, ama Türkiye'de hesap so- rulabileceğini, suçlulann ve özellikle kirli büyük var- lık sahiplerinin cezalandırılabileceğini hiç sanmı- yorum. Olayiann üstüne kararlılıkJa gidildiği, çok yön- lü soruşturulduğu, karanlıkta hiçbir ilişkinin, olayın kalmayacağı söylenecek, açıkoturumlar düzenle- necek, yürüyüşler yapılacak, "temiz eller","temiz toplum", "temizpolitikaa"s\ogan\an atılacak, ama sonuç çıkmayacak. Belki hamamın namusu türün- den, alt düzeyde birkaç kişi cezalandırılır veya ış- ten el de çektirilir, bir süre sonra da olaylar küllenir. Türkiye'de ne yazık ki Cumhuriyetin ilk yılları dışın- da işler böyte gelmiş, daha da kötüleşerek sürü- yor. Bana göre "Civangate" olayı Susurluk olayı ka- dar vahim bir olaydı. Politikacı hem de devletin en üst düzeyinde görev almış kişilerle, mafya, emni- yet güçleri, ülkücü ilişkilerini ortaya koyuyordu. So- nuç ne oldu? Olayın ikinci derece aktörleri Engin Civan, Selim Edes bile yurtdışında. Günümüzde vatansever, kahraman, gözüpek olarak kamuoyu- na tanıtılmaya çalışılan kişilerle kıyaslanmayacak de- recede mert Uğur Kılıç öldürüldüğü, olaya cina- yet de kanştığı halde, olay perdelendi, örtüldü. Ger- çi kamuoyu, gerçek suçluları gördü, tanıdı, ancak hesap sorulamadı. Yalnız Tevfik Fikret'in, Ziya Paşa'nm Şair Eş- ref'in, Neyzen Tevfik'in dizelerinin etkisinde kala- rak değil, kırk yılı aşkın kendi deneyimlerime, göz- lemlerime dayanarak, kötümser olarak nitelense da- hi görüşlerimi savunmaya çalışıyorum. Iş yaşamı- ma Maliye Bakanlığı hesap uzmanı olarak başla- dım. O dönemde Türkiye'de vergi reformu yeni ya- pılmıştı, beyana dayanan vergiler oturtulmaya ça- iışılıyordu. Sık arama yapıhr, firmalann aramada bu- lunan belgeleri, kayıtları incelenirdi. Çift öeüer tut- mak, özel defterlere yazılan bilgileri yasal defterle- re kaydetmemek, faturasız satış yapmak, naylon alış, satış faturası kullanmak, paravan kişi ve kuru- luşlardan belge alarak giderleri fiktif bir şekilde art- tırmak, dışsatım bedellerini düşük, dışalım bedel- ierini şişkin göstermek gibi tipik vergi kaçakçılığı olay- larına çok sık rastlanırdı. Dışsatım ve dışalım fiyat- larıyla oynanarak yurtdışına sermaye de kaçınlırdı. O tarihlerde "hileli vergisuçu" düzenlemesi vardı. Bu gibi işlemler, hileli vergi suçu sayılır, ilgililer için suç duyurusu yapılırdı. Kişisel olarak tanınmış, var- lıklı hiçbir işadamının, tepe yöneticisinin hileli ver- gi suçundan hüküm giydiğini görmedim. Anımsa- dığım, biraz da vicdan azabı duyduğum tek olay şudur: istanbul'da Parmakkapı'nın ara sokaklann- da terlik satan bir mükellef hakkında vergi kaçak- çılığı yaptığı konusunda ihbarda bulunulmuştu. In- celeme benim değildi, ama işyerinde yapılan ara- mada bulunmuştum. işyeri dediğim, on metreka- reyi geçmeyen ufak bir terlikçi dükkânı. Yapılan vergi kaçakçılığı da Türkiye'de yapılanın en gene- li; bazı satışlann yasal defterlere kaydedilmemesi. Işte küçük işyerinde yaşamını sürdürmeye çaiışan terlikçi, hileli vergi suçundan hüküm giydi. Ben de o olay üzerine hesap uzmanı olarak çalıştığım sü- rece hileli vergi suçu raporu düzenlemedim. Otuzyılı aşkın birsüredir, yönetici, danışman, eğit- men olarak bankacılık sektörüyle ilişkim var. En azından bu sektörün dışında değilim. Son dönem- lerde bankalarda etkin bir görevim yok; yalnız ban- kacılık konusunda üniversitede ders veriyor, bazı bankaların eğitim programlarında görev alıyorum. Eğitim programlarında ağırlıklı konu da daha çok Bankalar Kanunu oluyor. Bankalar Kanunu'nun ce- za hükümleri, özellikle kredilere ilişkin düzenleme- lere aykırı uygulamaların ceza hükümleri ağırdır. Para cezası dışında iki yıla kadar hümyeti bağla- yıcı ceza öngörülür. Öğrenciler, genç bankacılar genellikle sorarlar, "Bu maddelerden dolayı hü- küm giyen varmı" diye. Belleğimi zorlanm. Bu dö- nemde bunca banka battı, bunca kredi battı, hü- küm giyen bir üst düzey banka yöneticisi ömeği ve- remem. Geçen günlerde ayın 9'unda haberleri izliyordum. HaberlerarasındaSayın Çiller'in, Sayın Demirel'i, Sayın Erbakan ı ziyaret ettiği ve olayların üstüne karaıiılıkla gidileceği konusundaki demeci yer alı- yordu. Haberleri izleyenlerden sade bir vatandaş "Hemalde Çiller, Demirel'e ve Erbakan 'a kendile- rinin dosyalarını da anımsattı" yorumunu yaptı. Ha- cı Ali Demirel, Şevket Demirel, Yahya Demirel isimleri ve kanştıklan olaylar henüz belleklerde. İLK- SAN olayında Sayın Demirei'in "Verdiysem ben verdim" tutumu unutulmadı. Mercümek olayı yar- gıda, Sayın Erbakan'ın malvarlığı konusunda da en azından kuşkular, sonuçlandırılmamış bir araş- tırma var. , Toplum temizse hesap sorulur, suçlular da or- taya çıkanlır. Ama bir toplumda hemen hemen her- kes şu veya bu şekilde suça bulaşmışsa, kendini suçlu gibi görüyorsa, vicdanı çok temiz değilse hesap sorulamaz. Birlikte gelişmeleri göreceğiz. ÇIFTÇİ DOSTU / SADULLAH Erbakan da Özel Sektörle Kaynaşarak Çiftçiyi Yakb T ürk çiftçisine "cennet" vaat ederek baş- bakanlık koltuğuna oturan Necmettin Er- bakan da bu yıl pamuk üreticilerini "çı- ra" gibi yaktı... Milyonlarca üretici, hü- kümetin izlediği yanlış politikalar yüzün- den kilosu 85 bin liraya mal olan bir kilo kütlü pa- muğu, tüccar ve sanayiciye 50 ile 60 bin liradan sat- mak zorunda kaldı... Böylece, üneticinin hakkı olan trilyonlarca lira, önceki yıllarda olduğu gibi gene özel sektörün kasalarına aktı!.. Erbakan bazı özel yetenekleri olduğunu da ka- nıtladı. Örneğin, özel sektörle kaynaşma konusun- da Tansu Çiîler'i çok gerilerde bıraktı. Çiller, baş- bakanlığı döneminde TARİŞ, Çukobiıiik ve Antbir- lik'in kredi bulmasını erıgellerdi. Birliklerin piyasa- Jarda etkinliği kalmayınca da tüccar ve sanayici üreticinin elindeki pamuğu çok düşükfiyatlarla ka- patırdı. Ancak, bu gelişmelerin ardından ağıreleş- tirilere hedef olurdu. Erbakan ise Çiller'in durumu- na düşmemek için yeni bir yöntem geliştirdi. Hem parayı temin etti, hem de üreticilerin pamuğunu tüc- cara ucuz satmasını sağladı. Günün birinde eleş- tirildiği zaman herhalde "Istediğiniz parayı gön- derdim" diyerek kendisini aklamaya çalışacaktır. Pamuk üreticilerini desteklemek için aylardan beri beklenen 3 trilyon 500 milyar liralık kredi ön- ceki gün onaydan geçti. Ancak, ortada destekle- necek pamuk kalmadı. Borç harç içinde kıvranan ve icra kapılarında sürünen üreticiler, bu sıkıntıla- rını gidermek için pamuğunu daha eylül ve ekim aylannda son derece düşük fiyatlarla satmak zo- runda kaldılar. Kasıma kadar bile elinde pamuğu- nu bekletebilenlerin sayısı pamnakla gösterılecek kadar azdı. Eğer hükümet, 3 trilyon 500 milyar li- ra krediyi 4-5 ay önce birliklere sağlamış olsaydı, tüccar ve sanayici üreticiyi ezemeyecekti. Pamuk fiyatları üreticinin elinde iken dünya piyasalannın çok altına düşmeyecekti. Çünkü gerekli mali güce ulaşan TARİŞ, Çukobirlik ve Antbirlik, piyasaya pe- şin para ile girecek ve tüccar da mal alabilmek için aynı fiyatlan, belki de biraz daha fazlasını vermek zorunda kalacaktı... Böylece, pamuğun gerçek de- ğeri korunmuş olacak ve üretici de biraz olsun pa- ra kazanacaktı. Hükümet düşük faizli kredi için yardım etmeyince parasız kaian TARİŞ, Çukobirlik ve Antbirlik piya- sada rekabet ortamı yaratamadı. Bu nedenle piya- saya egemen olan tüccar ve sanayici de üreticinin elindeki pamuğu ilan edilen fiyatın 20-25 bin lira, maliyetinin ise 30-35 bin lira eksiğine topladı. 1996 yılı kütlü pamuğun malıyeti 85 bin lirayı geç- ti. Üreticinin biraz kâr edebilmesi için pamuğunu 100 bin liradan satması gerekirdi. Nitekım, tüm ku- ruluşlar ve çiftçiler, hükümetten 90 bin lira alım fi- yatı ve 10 bin lira da prim istediler. Bu istek yerine getirilmiş olsaydı, belki tüccarın kasalanna trilyon- larakmayacaktı, ama hem milyonlarca üretici hem dedevlet kazanacaktı. Üretici maliyetinin üstünde para alacaktı. Devlet de prim nedeni ile tüm işlem- ler faturaya tabi olacağı için 240 trilyon liraya ya- kın fazladan vergi toplamış olacaktı. Ustelik, bunun için kimsenin özel bir gayret sarf etmesine gerek kalmayacaktı!.. Sistem kendi içinde gelişecekti!.. Ancak hükümet, TARİŞ ve diğer birliklere bas- kı yaparak fiyatların primsız 70 bin liranın altında ilan edilmesinı istedi. Çukobiriik ve Antbirlik, bu is- teğe uygun hareket etti. TARİŞ ise karşı çıktı. Hü- kümetin baskısına rağmen 77 bin liradan başlayan fiyatlar açıkladı. Sonuçta da başı derde girdi. Pa- muk Birliği Başkanı Mehmet Bakanoğlu. üretici- nin yanında yer almasının faturasını ağırödedi. Bir- lik delege seçimlerinde DYP'li olan Mehmet Baka- noğlu, hükümet üyelerinin baskısı ile gene DYP'Iİ- ler tarafından safdışı edildi. Izmir Ticaret Borsası'nın kasım ayı sonuna doğ- ru yapılan satışlanndaki fiyatlara bakınca, hüküme- tin üretici aleyhine izlediği politikalann acı sonuç- ları açıkça görülüyor. Örneğin, 22.11.1996 Cuma günü Liverpool piyasasında Ege ayan işlenmiş pa- muk fiyatlan 81 dolar 50 sentti. Türk parası ile 178 bin 853 lira. Aynı gün Izmir Ticaret Borsası'nda ise en kaliteli Ege pamuğu 163 bin liradan işlem gö- rüyordu. Dünya ile Türkiye piyasalan arasındaki fi- yat farkı 16 bin liraya yakındı. izmir Ticaret Borsa- sı'nda 20 eylülde 165 bin lira ile başlayan işlenmiş pamuk fiyatlan küçük dalgalanmalarla 25 kasıma kadar devam etti. Böylece, Türk pamuk üreticisi 2 ay 5 gün süre ile her gün, pamukta kilo başına 10 ile 20 bin lira arasında kaybetmiş oldu!.. 22 kasıma kadar 160 ile 165 bin lira arasında sey- reden fiyatlar birdenbire 175 bin liraya fırladı. Son 5 gün içinde ise fiyatlar sürekli yükseldi... Önceki gün 185 bin liraya kadar dayandı. Gelişmelere ba- kılırsa daha da yükseleceği anlaşılıyor... Şimdi, ara- daki bu büyük farkı üretici kaybederken, 100 ka- dar tüccar ve sanayici kazanacak!.. Hükümet isteseydi. üretici pamuğunu 25 ile 35 bin lira daha fazlasına satabilirdi. Bir kilo işlenme- miş pamuk karşılığında eline 100 bin liraya yakın para geçerdi. Hükümet, tüccar ve sanayiciden ya- na tavır koyduğu için şimdi üreticilerin hakkı olan trilyonlarca lira tüccann kasalarına doluyor! Izmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Şadi Ka- tırcıoğlu, bu konuda şöyle yakınıyor: "Türk çiftçisinin kaderi ne yazık ki, bu yıl da de- ğişmedi. Gene üreticikaybetti, tüccarkazandı. Pa- muk üretimi 8 ay sürer. Bu dönemde ağır masraf- lar yapan çiftçi, tam hasat dönemine gelince pa- rası biter ve pamuğunu bir an önce satmak ister... Bu dönemde gerekli önlemler alınmazsa üretici pamuğunu çok ucuza satmak zorunda kalır. Bu yıl da aynı durum yaşandı. Halbuki, pamuktaki rantı üretici almalıdır. Vadeli işlemlerborsası açılınca bu sıkıntılar kesinlikle önlenecektir..." • Otosan'ın yansı Ford'un olduEkonomi Servisi - Koç Holding ile Ford Motor Com- pany (Amerika Detroit), Otosan'daki hisselerin eşitle- mesi konusunda anlaşmaya vardılar. Koç, Otosan'daki yüz- de 12-13 hissesini Ford'a devredecek. Otosan ile Otosan Pazarlama devir işleminden önce birleştirilecek. Koç Holding ile Ford Motor Company arasında Oto- san Otomobil Sanayıi AŞ'deki ortakJığın güçlendirilme- si için yapılan gö- rüşmeler sonunda Ford Motor Com- panya Başkan Yardımcısı VVay- neBookerileKoç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, tara- fından ûzerinde anlaşmaya vanlan konularla ilgili olarak bir toplan- tı tutanağı imza- landığı bildirildi. Koç Holding'in açıklamasında ni- hai ve bağlayıcı ortaldık anlaşma- sı ile diğer anlaş- malann daha son- ra imzalanacağı belirtildi. Görüş- meler sonucunda, Otosan'daki Koç ve Ford hisselerinin eşitlenmesinin kararlaştınldığı bildirildi. Halen Otosan'da Ford'un yüzde 30, Koç Topluluğu'na dahil şirketler, va- kıflar ve Koç ailesinin yüzde 53.86, diğer ortaklann da yüzde 16.14hissesi bulunuyor. Hisselerin eşitlenmesin- de önce Otosan kurucu hisseleri kaldınlacak ve Otosan ile Otosan Pazarlama AŞ devir suretiyle birleştirilecek. Satış Koç hisseleririe yaradı EkonomiServisi-Koç Grubu'nun Otosan'da Ford MotorCompany ile hisse eşitleme karan alması ve ko- nuda anlaşma imzalaması borsada işlem gören diğer Koç Grubu şir- ket hisselerinde hareketlilik yarat- tı. Otosan ve Döktaş hisselerinin 26 kasımda başlayan yükselişi hâlâ süriiyor. Yükselişin başladığı gün 35 bin Hrada bulunan Otosan 47 bin, 7 bin lira düzeyinde bulunan Dök- taş ise 13 bin 500 liraya çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle