Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13ARALIK1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
îstanbul Büyükşehir Belediyesi 'denetim' karşılığında ithalatçılardan hibe kömür alıp seçmen tabanına dağıtıyor
Ithal kömürle seçim rüşveti
Nemalar icin umutsuz tablo
Çelik: Fonda beş
kuruş para yok
ANKARA (Cumiıuriyet
Bürosu)-Çalışma ve Sosyal
GüvenlikBakanı NecatiÇe-
Kk, hiikümctin ödenmesini
süriincemede bıraktığı Zo-
runiu Tasarruf Fonu'nda "5
lturus bfle bulunmadiğmı*"
söyledi.
Necati Çelik, Memur-
Sen'i ziyaretinde yaptığı
açıklamada, sendika yöneti-
cilerinin zorunlu tasarrufun
ödenmesi istemleri üzerine,
"Fonda 5 milyardolardeğii,
5 kuruşun olmadığını hepi-
jniz biliyoruz, İNasıl yok; ya-
ttnlmamış veyannlanlarda
amaç dışmda kuilanılııuş"
dedi. Zorunlu tasarraflann
ödenmesi konusunda ger-
çekçi düşünülmesini isteyen
vebukonudakipopülistpo-
Htikalann ülkeyeyarargetir-
meyeceğini beiirten Çelik,
Cumhurbaşkanı Sükjman
Demirei'in zorunlutasarruf-
lann tasfîyesıni öngören ya-
sayı veto etmesini doğru bul-
tnadıklannı ve kaygılandık-
lannı söyledi. Çelik, ''Zo-
runlutasamıflann ödenme-
si kaynağa bağlıdır. Hükü-
met, bu kaynağj bulmaya ça-
ltşmakfadır" dedi.
Hazine Miisteşariığı 'ndan
alınan bilgiye göre, 1988 yı-
lında oluşturulan zorunlu ta-
sarruf besabında bu yılın
ekim ayı sonuna kadar kâğıt
üzerinde toplam 483 trilyon
425 milyar 138 miryon lira
birikti. Bu paranın 172 tril-
yon 517 milyar 642 milyon
lirasını anapara, 310 trilyon
907 milyar 496 milyon lira-
sını da nema oluşturuyor.
• ithalatçılardan kaçak kömür denetiminde kullanılmak üzere
otomobiJ alan îstanbul Belediyesi, bununla da yetinmeyip,
seçmeninin yoğun olduğu dar gelirli semtlerde dağıtmak üzere
hibe kömür de aldı. Geçen yıl belediyeye göre 2 bin ton,
kömürcülere göre 3 bin 500 ton hibe kömür toplayan Tayyip
Erdoğan yönetimi, bu yılki talebine olumsuz yanıt aldı.
HÜLYAGENÇ
Refahlı îstanbul Büyükşehir Bele-
diyesi kömür ithalatçıianna aldırdığı
araçlarla, kaçak kömür denetimi ya-
parken, bağış adı altında topladığı kö-
mürleri de oy kitlesinin yoğun oldu-
ğu bölgelere dağıtıyor. Belediyenin de-
netimlerde kullanmış olduğu 18 oto-
mobilin kömür ithalatçısı firmalara ait
olduğuna dikkat çeken kömür şirket-
leri. araçlann 10 ay süresince beledi-
yede kaldığını belirterek, benzin ha-
riç bütün masraflann yine şirketler-
ce karşılandığını dile getiriyorlar.
Kömür fırmalarihdan geçen yıl top-
lanan 3 bin 500 ton kömürün Refah
Partisi'nin yoğun miktarda oy aldığı
varoşlarda dağıtıldığına dikkat çeki-
lirken. belediyeye hibe edilen kömü-
rün bugünkü değerinin 44 milyar li-
rayı bulduğu kaydediliyor. Kömür it-
haiatçılan belediyenin bu yıl da hibe
kömür istediğini, ancak bu kez RP'nin
seçim yatınmına katkıda bulunma-
yacaklannı söylediler.
Belediyenin kendi sorumluluğun-
da olmasına karşın, kömür ithalatçı-
lanndan zorla araç temin ettiğini bil-
diren isminin açıklanmasını isteme-
yen bir kömür ithalatçısı."Belediye,
araç vermezseniz, denetim yapmam
tehdidisavuruyor'"dedi. Ith'alatçı,oy
kaygısı ile hareke! eden Refahlı be-
lediyenin varoşlardaki halkın tepkisin-
den korktuğunu ileri sürerek, "İstan-
bul'da 2 milyon tona vakın kaçak
kömürün satılmasına bu nedenle
gözyumuvor" dedi. Belediyenin ge-
çen yıl büyük kömür ithalatçılanna 500
ton kömürbağışlama zorunluluğu ge-
tirdiğini iddia eden ithalatçı, bağış
adı altında 3 bin 500 ton kömür top-
landığını, maliyetin 43 milyar 680
milyon liraya ulaştığını vurguladı.
Belediyeye kaçak kömür denetim-
lerini kolaylaştırmak üzere araç te-
min ettiklerini doğrulayan Kaliteli
KömürSanayicileri ithalatçılan Der-
neği Başkanı Hasan Pak "Denetim
sistcnıini oturtana kadar bu yardı-
mı yapmayı planlıyoruz" dedi. Şu
anda Istanbul'da satılan kaçak kömü-
rün 500-600 bin tonu bulmuş olabi-
leceğini ifade eden Pak, "Bu mikta-
nn 1-2 milyon tonu bulduğunu id-
dia edenler de var" dedi. Belediye-
nin fakirlere dağıtılmak üzere geçen
yıl kendilerinden kömüryardımı yap-
malannı istediğini beiirten Pak. "Be-
lediye bağışlann seçim dönemin-
den sonra yapılmasını istedi" dedi.
'Kendileri verdi'
Kömürcülerin, belediyenin zorla
bağış aldığı yönündeki iddialannın
gerçeğini yansıtmadığını söyleyen îs-
tanbul Belediyesi Çevre Daire Başka-
nı Mustafa Öztürk, piyasada 100'e
yakın kömür şirketinin bulunmasının
fiyatlan asağıya çektiğıni hatırlatarak,
"kömürcüler geçen vıllarda elde
ettikleri rantı bu yıl eide edemedi-
ler. Bu nedenle bizi suçluyorlar"
dedi. Kömür ithalatçılannın sezon
başında kömürün tonunu 160 dolar-
dan aşağıya satmamayı planladıkla-
nnı beiirten Öztürk, rekabet nedeniy-
le kömürün tonunu 120 dolara düşür-
mek zorunda kaldıklannı bildirdi.
Denetim yapmak için kömür itha-
latçılanndan 9-10 ay kullanmak üze-
re araç aldıklannı kabul eden Öz-
türk, bunlann bağış olmadığını ha-
tırlatarak. şu anda belediyeye verilen
18 araç bulunduğunu söyledi.
Kaçak kömürün Istanburagirme-
sini istemeyen bütün firmalann bele-
diyeye araç temin etmek zorunda ol-
duğunu dile getıren Öztürk, vatanda-
şın vergilerinden elde edilen geliri
kömürdenetimi için harcayamayaca-
ğını söyleyerek, "Kömürcülere de-
netim için aracı siz vereceksiniz di-
yc açık açık söylüvorum. Kömür
satişından para kazanan onlar" de-
di. Araçlan temmuzda alıp, mayıs ba-
şında iade ettiklerini beiirten Öztürk.
3'ü gezici olmak üzere 7 sabit nok-
tada denetim yaptıklannı bildirdi.
Günde en az 20-30 kamyon kaçak
kömür_yakalandığını ifade eden Öz-
türk. "Istanbul'agiren lOOkamyon-
dan. 20'si kaçak. Bu yıl kaçak kö-
mür satışını yüzde 30'lara kadar
düşürmeyi planlıyorduk. Bekledi-
ğimizden de başarılı olup yüzde
20'ye kadar düşürdük" dedi.
Kömür ithalatçılanna kömür ba-
ğışlama zorunlulugu getirmedikleri-
ni söyleyen Mustafa Öztürk, geçen yıl
Belediye Başkanı Recep Tayyip Er-
doğan'la tanışmak üzere kömür fîr-
malannı temsilen bazı kişılerin gel-
diğini bildirerek, "Kendi arzularıy-
la fakir halka dağıtılmak üzere kö-
mür bağışlamak istediklerini söy-
lediler" dedi. Kömürcülerin 2 bin
500 ton kömür bağışı yapacaklannı
söylemelerine karşın bu rakamın 2
bin tonda kaldığını anımsatan Öz-
türk. "3 bin 500 kişiye kömür da-
ğıtmayı planlıyorduk, ancak 2 bin
kişiye dağıtım yapabildik" dedi.
6 şirketin görev sözleşmesi iptal edilirken Akdeniz'de Uzanlar, îstanbul'un Anadolu yakasında Aktaş unutuldu
REFAHYOCun enerjide ayrıcahk çelişkisi
ÇETİN YİCENOĞLU
ADAiNA - Elektrik enerjisi üre-
tim, iletim ve dağıtımı özelleştir-
me kapsamında satışa çıkanlırken
Demirel hükümeti zamanındasağ-
lamlan yetkiyle 'görevü'kılınan al-
tı ayncalıklı şirketin 'imtiyazbel-
geteri'nin REFAHYOL hîiküme-
tince iptal edildiği. aralannda Lzan-
lar'ın da olduğu şirketlerin ise ka-
yınldığı öğrenildi. Muğla'ya de-
ğin Doğu Akdeniz'de üretimden
satışa enerji sektörü tekeli bütü-
nüyle Uzanlar'ın eline geçmiş ol-
du. 'GörevK şirket' yetkileri Ba-
kanlar Kurulu'nca iptal edilen al-
tı şirketin yetkilileri "Ortadayasa-
>a vegeleneklere aykın birhak gas-
pının söz konusu olduğunu" savla-
yarak hükümetin çelişkili karannın
iptali için yasal yollara başvura-
eaklannı bildirdiler.
Demirel hükümetince 1991 'de
çıkanlan bir Bakanlar Kurulu ka-
ranyla Denizli, Mugla ve Aydın "da
Aydam, Isparta'da Gökdere, Eski-
şehir ve Bilecik'te Tektar, Balıke-
sir'de Best, Izrnir'de Senkon ve
Samsun'da da Karadeniz adlı altı
şirket; elektrik enerjisi üretimi, ile-
timi ve dağıtımı konulannda 'gö-
revti şirket' yetkisi aldılar. Ancak,
aradan geçen süre içerisinde adı
geçen şirketler yetkileri doğrultu-
sunda işlevde bulunamadılar.
Geçen kasımda hidroelektrik ve
termik santrallarda olmak üzere ka-
mu sektörünebağlı enerji tekeli, üre-
timinden iletimine ve pazarlanma-
sına dek satışa çıkanlırken TE-
DAŞ"a bağlı dağıtım işlerinin işlet-
me hakkı devri konusu Türkiye 25
bölgeye aynlarak 'ön tekliT yön-
temiyle satışa çıkanldı. Bölgeler-
le ilgili ilk listede Adana, lçel, Ha-
tay, Antarya, Kayseri ve Istanbul'un
Anadolu vakasının bulunmadığı
görüldü. flk listede bulunmayan
bölgeler bu ilandan beş gün sonra
Daha bitmeden çökme tehlikesiyle karşılaşan baraja biçilen 762 milyarlık ek maliyet 75 milyara indi
Çatalan Barajı'm öğretim üyeleri kıırtardı
UFUK TEKİN
ADAJVA - Bir süre önce su tutma iş-
lemine geçilen Çatalan Barajı'nda, çok
küçük de olsa yamaçtaki çökme olası-
lıgını sıfıra indiren projeyi DSİ i(eÇu-'
kurova Üniversitesi birlikte yapınca dev-
let 687 milyar lira fazla ödeme yapmak-
tan kurtuidu.
Yapımına 1982 yılında başlanan, an-
cak ödenek sorunu yüzünden içinde bu-
lunduğumuzyıl bitirilen Çatalan Bara-
jı, Başbakan Tansu Çiller'in "yaiı kom-
şusu"nun sahibi olduğu Erg Inşaat ta-
rafıpdan yapildı. Ancak baraj tamamla-
nırken çok küçük de olsa aşın feyezan
ve şiddetli deprem söz konusu olduğun-
da sol sahildeki yamacın çökebieceği
fark edildi. Müteahhitin İTÜ ve OD-
TÜ'den bilim adamlanna da dayanarak
hazırlattığı bu rapor, çökme olasılığını
sıfıra indirivor. ancak binlerce ton dol-
gu ile sorun çözülebiliyordu. Başka bir
ifadeyle en az 762 milyar liralık bir ya-
tınm daha gerekiyordu.
Ancak DSİ 6. Bölge Müdürlüğü'nde
görevli mühendislerin çabalan ve Ç.Ü.
Mühendislik ve Mimartık Fakültesi Je-
oloji Bölümü öğretim elemanlannm ha-
zırladığı bir proje, çökme tehlikesini
daha az bir maliyetle ortadan kaldırdı
Projeye öğretim görevlisi Altay Acar \ e
araştırmagörevlisi İlknurŞahin katkı-
da bulundu.
Proje, sol yamacın eğiminindüşürül-
mesi. bunun için taraçalı-basamaklı bir
şeklin oluşturulması temelinedayanıyor
Projeyle tünelin kapanması, gövdenm
zarar görmesi kesin olarak engellendı
DSJ6. Bölge Müdürlüğü'nden biryet-
kili, ünh ersite ile işbirliği yapılarak ha-
zırlanan ve uygulanan projenin toplam
maliyetinin 75 milyar lira civannda ol-
duğunu belirtti. Çiller'inkomşusu Ergİnşaafınyaptığı Çatalan Barajı su tutınatthlikesi>le karşı kar<ji\a\dı.
Resmi Gazete'de yayımlanan Ba-
kanlar Kurulu karanyla yönetme-
lik değişikliği yapılarak eklendi ve
Türkiye 29 bölgeye aynlmış oldu.
Bu; Adana-lçel-Hatay'ın ÇEAŞ'a,
Antalya'nın Kepez'e, Kayseri"nin
Kayseri Elektrik ve Istanbul'un
Anadolu vakasının da Aktaş'a ve-
rilmesi demekti.
Uzanlar'ın denetimindeki ÇE-
AŞ ve Kepez'le yapılan sözleşme
Enerji Bakanlığı ve TEDAŞ tara-
fından imzalandıktan sonra onay
için Danıştay'a gönderildi. Şu an
onay beklıyor. Enerji sektörü bir
yandan satışa çıkanlırken. TEDAŞ
ise ayncalıklı biçimde 'ihaledenva-
reste' tutulan bazı şirketlere ihale
dışı 'özelgorüşmelersonucu'satıl-
dı. Resmi Gazete'nin aynı sayısın-
da > ayımlanan bir başka Bakanlar
Kurulu karamamesiyle de daha ön-
ce yetkili kılınan altı şirketin 'gö-
revli yetkileri' iptal edildi.
Altı şirketin yetkilileri eğer yet-
ki iptali söz konusuysa kendileriy-
le birlikte Afşin-Elbistan, Hazar
Santralı, Çukurova. Kepez, Aktaş
ve Kayseri'nin de görev yetkileri-
nin iptali edilmesi gerektiğini sav-
layarak "Hükümet, şirketîerin bir
kKmına 30%'> ı tatbik ederken bir
ktsmına etnuŞor. Gerekçe belli de-
ğil. Neden bu aynm \apıldı. bilmek
mümkün değil. Hükümct bize gö-
re >asaya \e de> letin devamlılığı il-
kesine uymavan bir karar almış ol-
du. Konuyu Danıştay 'a götürvrek söz
konusu karann iptaJ edümesinisağ-
lamaya çalı^acağı/" dedıler.
İSO Başkanı Hüsamettin Kavi
'Gümrük birliği lafla yürümez'
GAZİANTEP (AA) - Îstanbul Sa-
nayi Odası Başkanı Hüsamettin Kavi,
Türkiye'nin gümrük birliği sürecine
dofruîarla gelmediğini öne sürdü. Ka-
vi, asıl meselenin. gümrük birliğinin ku-
rallan ve mekanizmalanyla tarifedi Ime-
sinin olduğunu; Türkiye'nin 1995'te
bunlan tartışıp, Brüksel'in karşısındata-
vır sergileyemediğini savundu.
"Buna rağnıen gümrük birliğinin
getirileri var" diyen Kavi, GB'nin bir
yıllık süreçte Türkiye'yi istenilen nok-
taya ulaştıracağını beklemenin de ger-
çekçi bir yaklaşım olmadığını ifade et-
ti.AB"ye son lOyıldakatılan Portekiz.
lspanya ve Irlanda'nın da yolun başın-
da olumlu sonuçlaralamadığını anlatan
Kavi, şunlan söyledi: "1-2 yılda top-
lumun yaşam biçimini değiştirmek
mümkün değil. Bu bir süreçtir. Bu
süreçte biz ne istiyorsak. o konuda
karariılığımızı ortaya koymalıyız. Ne
yapmak istediğunizi doğru biçimde or-
taya çıkarırsak, hedefe doğru gide-
biliriz. AB've tam üyelik taleplerini
dile getiriyonız. Bana göre doğru yap-
mıyoruz. tşi lafla değil, programların
içine girerek yürüteceğiz."
Gramaj indirimi esnaf ve tüccar fınncılan birbirine düşürdü
Ekmekte fîyat karmaşası bittnediEkonomi Servisi - Ekmekte gramaj in-
dirimi. Istanbul'da fiyat karmaşasına ne-
den oldu. îstanbul Fınncılar Odası'na bağ-
lı fınncılar 210 grama indirdikleri ekmeği
15 bin liradan satarken, Esnaf ve Sanatkâr-
lar Odalan Birliği'nin gramaj düşürmeye
yetkisi olmadığını savunan tüccar fınncı-
lar, 250 gram ekmeği 18 bin liradan satmak-
tadireniyorlar. Buarada Istanbul'un birçok
semtinde 250 gram ekmeği 15 bin ve altın-
da satan bazı fınnlara da rastlamyor.
Ekmeğin gramajını 250 gramdan 210 gra-
ma düşüren esnaf fınncılann mev zuata ay-
kın hareket ettiğini söyleyen Sanayi Oda-
sı Öğütülmüş Gıda Mamulleri Sanayi Mes-
lek Komitesi Başkanı Çetin Keçeli. eksik
gramajlı ekmek üretmenm suç olduğunu
belirterek. "Belediyenin gerekli itirazı ya-
pacağını düşünüyoruz" dedi.
Ekmekteki fiyat karmaşası nedeniyle
tüccar fınncılann mağdurduruma düştük-
lerini söyleyen Keçeli. halkın gramajın dü-
şük olduğuna aldınş etmeden 15 bin lira-
dan satılan ekmeğe yöneldiğini vurgulaya-
rak. "Yoksa biz de gramajı düşürerek
sahte indirim yapmak zorunda kalaca-
ğız" şeklinde konuştu. Keçeli. Îstanbul Fı-
nncılar Odası'mn Başbakan'ın kararına
uyuyormuş gibi görünmek için sahte indi-
rim yaptığını vurguladı. Fınncılar Odası'-
nın geçen yılda gramajı düşürdüğünü ha-
tırlatan Îstanbul Ekmek Sanayii lş\erenleri
Sendikası Başkan Vekili Muharrenı Keçeli,
belediyenin ticaret mahkemesinde açtığı
dava ile buna itiraz ettiğini vurgulayarak.
"Ticaret mahkemesi birlik lehine bir
karar almıştı. Buna karşın belediye Danış-
ta\ "a başMirmuş ve ticaret mahkemesinin
aldığı kararı bozdurmuştu" dedi.
YORUM
OZTİIV AKGUÇ
Hesap Sorulabilir mi?
Yanılmayı çok isterim, ama Türkiye'de hesap so-
rulabileceğini, suçlulann ve özellikle kirli büyük var-
lık sahiplerinin cezalandırılabileceğini hiç sanmı-
yorum. Olayiann üstüne kararlılıkJa gidildiği, çok yön-
lü soruşturulduğu, karanlıkta hiçbir ilişkinin, olayın
kalmayacağı söylenecek, açıkoturumlar düzenle-
necek, yürüyüşler yapılacak, "temiz eller","temiz
toplum", "temizpolitikaa"s\ogan\an atılacak, ama
sonuç çıkmayacak. Belki hamamın namusu türün-
den, alt düzeyde birkaç kişi cezalandırılır veya ış-
ten el de çektirilir, bir süre sonra da olaylar küllenir.
Türkiye'de ne yazık ki Cumhuriyetin ilk yılları dışın-
da işler böyte gelmiş, daha da kötüleşerek sürü-
yor.
Bana göre "Civangate" olayı Susurluk olayı ka-
dar vahim bir olaydı. Politikacı hem de devletin en
üst düzeyinde görev almış kişilerle, mafya, emni-
yet güçleri, ülkücü ilişkilerini ortaya koyuyordu. So-
nuç ne oldu? Olayın ikinci derece aktörleri Engin
Civan, Selim Edes bile yurtdışında. Günümüzde
vatansever, kahraman, gözüpek olarak kamuoyu-
na tanıtılmaya çalışılan kişilerle kıyaslanmayacak de-
recede mert Uğur Kılıç öldürüldüğü, olaya cina-
yet de kanştığı halde, olay perdelendi, örtüldü. Ger-
çi kamuoyu, gerçek suçluları gördü, tanıdı, ancak
hesap sorulamadı.
Yalnız Tevfik Fikret'in, Ziya Paşa'nm Şair Eş-
ref'in, Neyzen Tevfik'in dizelerinin etkisinde kala-
rak değil, kırk yılı aşkın kendi deneyimlerime, göz-
lemlerime dayanarak, kötümser olarak nitelense da-
hi görüşlerimi savunmaya çalışıyorum. Iş yaşamı-
ma Maliye Bakanlığı hesap uzmanı olarak başla-
dım. O dönemde Türkiye'de vergi reformu yeni ya-
pılmıştı, beyana dayanan vergiler oturtulmaya ça-
iışılıyordu. Sık arama yapıhr, firmalann aramada bu-
lunan belgeleri, kayıtları incelenirdi. Çift öeüer tut-
mak, özel defterlere yazılan bilgileri yasal defterle-
re kaydetmemek, faturasız satış yapmak, naylon
alış, satış faturası kullanmak, paravan kişi ve kuru-
luşlardan belge alarak giderleri fiktif bir şekilde art-
tırmak, dışsatım bedellerini düşük, dışalım bedel-
ierini şişkin göstermek gibi tipik vergi kaçakçılığı olay-
larına çok sık rastlanırdı. Dışsatım ve dışalım fiyat-
larıyla oynanarak yurtdışına sermaye de kaçınlırdı.
O tarihlerde "hileli vergisuçu" düzenlemesi vardı.
Bu gibi işlemler, hileli vergi suçu sayılır, ilgililer için
suç duyurusu yapılırdı. Kişisel olarak tanınmış, var-
lıklı hiçbir işadamının, tepe yöneticisinin hileli ver-
gi suçundan hüküm giydiğini görmedim. Anımsa-
dığım, biraz da vicdan azabı duyduğum tek olay
şudur: istanbul'da Parmakkapı'nın ara sokaklann-
da terlik satan bir mükellef hakkında vergi kaçak-
çılığı yaptığı konusunda ihbarda bulunulmuştu. In-
celeme benim değildi, ama işyerinde yapılan ara-
mada bulunmuştum. işyeri dediğim, on metreka-
reyi geçmeyen ufak bir terlikçi dükkânı. Yapılan
vergi kaçakçılığı da Türkiye'de yapılanın en gene-
li; bazı satışlann yasal defterlere kaydedilmemesi.
Işte küçük işyerinde yaşamını sürdürmeye çaiışan
terlikçi, hileli vergi suçundan hüküm giydi. Ben de
o olay üzerine hesap uzmanı olarak çalıştığım sü-
rece hileli vergi suçu raporu düzenlemedim.
Otuzyılı aşkın birsüredir, yönetici, danışman, eğit-
men olarak bankacılık sektörüyle ilişkim var. En
azından bu sektörün dışında değilim. Son dönem-
lerde bankalarda etkin bir görevim yok; yalnız ban-
kacılık konusunda üniversitede ders veriyor, bazı
bankaların eğitim programlarında görev alıyorum.
Eğitim programlarında ağırlıklı konu da daha çok
Bankalar Kanunu oluyor. Bankalar Kanunu'nun ce-
za hükümleri, özellikle kredilere ilişkin düzenleme-
lere aykırı uygulamaların ceza hükümleri ağırdır.
Para cezası dışında iki yıla kadar hümyeti bağla-
yıcı ceza öngörülür. Öğrenciler, genç bankacılar
genellikle sorarlar, "Bu maddelerden dolayı hü-
küm giyen varmı" diye. Belleğimi zorlanm. Bu dö-
nemde bunca banka battı, bunca kredi battı, hü-
küm giyen bir üst düzey banka yöneticisi ömeği ve-
remem.
Geçen günlerde ayın 9'unda haberleri izliyordum.
HaberlerarasındaSayın Çiller'in, Sayın Demirel'i,
Sayın Erbakan ı ziyaret ettiği ve olayların üstüne
karaıiılıkla gidileceği konusundaki demeci yer alı-
yordu. Haberleri izleyenlerden sade bir vatandaş
"Hemalde Çiller, Demirel'e ve Erbakan 'a kendile-
rinin dosyalarını da anımsattı" yorumunu yaptı. Ha-
cı Ali Demirel, Şevket Demirel, Yahya Demirel
isimleri ve kanştıklan olaylar henüz belleklerde. İLK-
SAN olayında Sayın Demirei'in "Verdiysem ben
verdim" tutumu unutulmadı. Mercümek olayı yar-
gıda, Sayın Erbakan'ın malvarlığı konusunda da
en azından kuşkular, sonuçlandırılmamış bir araş-
tırma var.
, Toplum temizse hesap sorulur, suçlular da or-
taya çıkanlır. Ama bir toplumda hemen hemen her-
kes şu veya bu şekilde suça bulaşmışsa, kendini
suçlu gibi görüyorsa, vicdanı çok temiz değilse
hesap sorulamaz. Birlikte gelişmeleri göreceğiz.
ÇIFTÇİ DOSTU / SADULLAH
Erbakan da Özel Sektörle Kaynaşarak Çiftçiyi Yakb
T
ürk çiftçisine "cennet" vaat ederek baş-
bakanlık koltuğuna oturan Necmettin Er-
bakan da bu yıl pamuk üreticilerini "çı-
ra" gibi yaktı... Milyonlarca üretici, hü-
kümetin izlediği yanlış politikalar yüzün-
den kilosu 85 bin liraya mal olan bir kilo kütlü pa-
muğu, tüccar ve sanayiciye 50 ile 60 bin liradan sat-
mak zorunda kaldı... Böylece, üneticinin hakkı olan
trilyonlarca lira, önceki yıllarda olduğu gibi gene özel
sektörün kasalarına aktı!..
Erbakan bazı özel yetenekleri olduğunu da ka-
nıtladı. Örneğin, özel sektörle kaynaşma konusun-
da Tansu Çiîler'i çok gerilerde bıraktı. Çiller, baş-
bakanlığı döneminde TARİŞ, Çukobiıiik ve Antbir-
lik'in kredi bulmasını erıgellerdi. Birliklerin piyasa-
Jarda etkinliği kalmayınca da tüccar ve sanayici
üreticinin elindeki pamuğu çok düşükfiyatlarla ka-
patırdı. Ancak, bu gelişmelerin ardından ağıreleş-
tirilere hedef olurdu. Erbakan ise Çiller'in durumu-
na düşmemek için yeni bir yöntem geliştirdi. Hem
parayı temin etti, hem de üreticilerin pamuğunu tüc-
cara ucuz satmasını sağladı. Günün birinde eleş-
tirildiği zaman herhalde "Istediğiniz parayı gön-
derdim" diyerek kendisini aklamaya çalışacaktır.
Pamuk üreticilerini desteklemek için aylardan
beri beklenen 3 trilyon 500 milyar liralık kredi ön-
ceki gün onaydan geçti. Ancak, ortada destekle-
necek pamuk kalmadı. Borç harç içinde kıvranan
ve icra kapılarında sürünen üreticiler, bu sıkıntıla-
rını gidermek için pamuğunu daha eylül ve ekim
aylannda son derece düşük fiyatlarla satmak zo-
runda kaldılar. Kasıma kadar bile elinde pamuğu-
nu bekletebilenlerin sayısı pamnakla gösterılecek
kadar azdı. Eğer hükümet, 3 trilyon 500 milyar li-
ra krediyi 4-5 ay önce birliklere sağlamış olsaydı,
tüccar ve sanayici üreticiyi ezemeyecekti. Pamuk
fiyatları üreticinin elinde iken dünya piyasalannın
çok altına düşmeyecekti. Çünkü gerekli mali güce
ulaşan TARİŞ, Çukobirlik ve Antbirlik, piyasaya pe-
şin para ile girecek ve tüccar da mal alabilmek için
aynı fiyatlan, belki de biraz daha fazlasını vermek
zorunda kalacaktı... Böylece, pamuğun gerçek de-
ğeri korunmuş olacak ve üretici de biraz olsun pa-
ra kazanacaktı.
Hükümet düşük faizli kredi için yardım etmeyince
parasız kaian TARİŞ, Çukobirlik ve Antbirlik piya-
sada rekabet ortamı yaratamadı. Bu nedenle piya-
saya egemen olan tüccar ve sanayici de üreticinin
elindeki pamuğu ilan edilen fiyatın 20-25 bin lira,
maliyetinin ise 30-35 bin lira eksiğine topladı.
1996 yılı kütlü pamuğun malıyeti 85 bin lirayı geç-
ti. Üreticinin biraz kâr edebilmesi için pamuğunu
100 bin liradan satması gerekirdi. Nitekım, tüm ku-
ruluşlar ve çiftçiler, hükümetten 90 bin lira alım fi-
yatı ve 10 bin lira da prim istediler. Bu istek yerine
getirilmiş olsaydı, belki tüccarın kasalanna trilyon-
larakmayacaktı, ama hem milyonlarca üretici hem
dedevlet kazanacaktı. Üretici maliyetinin üstünde
para alacaktı. Devlet de prim nedeni ile tüm işlem-
ler faturaya tabi olacağı için 240 trilyon liraya ya-
kın fazladan vergi toplamış olacaktı. Ustelik, bunun
için kimsenin özel bir gayret sarf etmesine gerek
kalmayacaktı!.. Sistem kendi içinde gelişecekti!..
Ancak hükümet, TARİŞ ve diğer birliklere bas-
kı yaparak fiyatların primsız 70 bin liranın altında
ilan edilmesinı istedi. Çukobiriik ve Antbirlik, bu is-
teğe uygun hareket etti. TARİŞ ise karşı çıktı. Hü-
kümetin baskısına rağmen 77 bin liradan başlayan
fiyatlar açıkladı. Sonuçta da başı derde girdi. Pa-
muk Birliği Başkanı Mehmet Bakanoğlu. üretici-
nin yanında yer almasının faturasını ağırödedi. Bir-
lik delege seçimlerinde DYP'li olan Mehmet Baka-
noğlu, hükümet üyelerinin baskısı ile gene DYP'Iİ-
ler tarafından safdışı edildi.
Izmir Ticaret Borsası'nın kasım ayı sonuna doğ-
ru yapılan satışlanndaki fiyatlara bakınca, hüküme-
tin üretici aleyhine izlediği politikalann acı sonuç-
ları açıkça görülüyor. Örneğin, 22.11.1996 Cuma
günü Liverpool piyasasında Ege ayan işlenmiş pa-
muk fiyatlan 81 dolar 50 sentti. Türk parası ile 178
bin 853 lira. Aynı gün Izmir Ticaret Borsası'nda ise
en kaliteli Ege pamuğu 163 bin liradan işlem gö-
rüyordu. Dünya ile Türkiye piyasalan arasındaki fi-
yat farkı 16 bin liraya yakındı. izmir Ticaret Borsa-
sı'nda 20 eylülde 165 bin lira ile başlayan işlenmiş
pamuk fiyatlan küçük dalgalanmalarla 25 kasıma
kadar devam etti. Böylece, Türk pamuk üreticisi 2
ay 5 gün süre ile her gün, pamukta kilo başına 10
ile 20 bin lira arasında kaybetmiş oldu!..
22 kasıma kadar 160 ile 165 bin lira arasında sey-
reden fiyatlar birdenbire 175 bin liraya fırladı. Son
5 gün içinde ise fiyatlar sürekli yükseldi... Önceki
gün 185 bin liraya kadar dayandı. Gelişmelere ba-
kılırsa daha da yükseleceği anlaşılıyor... Şimdi, ara-
daki bu büyük farkı üretici kaybederken, 100 ka-
dar tüccar ve sanayici kazanacak!..
Hükümet isteseydi. üretici pamuğunu 25 ile 35
bin lira daha fazlasına satabilirdi. Bir kilo işlenme-
miş pamuk karşılığında eline 100 bin liraya yakın
para geçerdi. Hükümet, tüccar ve sanayiciden ya-
na tavır koyduğu için şimdi üreticilerin hakkı olan
trilyonlarca lira tüccann kasalarına doluyor!
Izmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Şadi Ka-
tırcıoğlu, bu konuda şöyle yakınıyor:
"Türk çiftçisinin kaderi ne yazık ki, bu yıl da de-
ğişmedi. Gene üreticikaybetti, tüccarkazandı. Pa-
muk üretimi 8 ay sürer. Bu dönemde ağır masraf-
lar yapan çiftçi, tam hasat dönemine gelince pa-
rası biter ve pamuğunu bir an önce satmak ister...
Bu dönemde gerekli önlemler alınmazsa üretici
pamuğunu çok ucuza satmak zorunda kalır. Bu yıl
da aynı durum yaşandı. Halbuki, pamuktaki rantı
üretici almalıdır. Vadeli işlemlerborsası açılınca bu
sıkıntılar kesinlikle önlenecektir..." •
Otosan'ın yansı
Ford'un olduEkonomi Servisi - Koç Holding ile Ford Motor Com-
pany (Amerika Detroit), Otosan'daki hisselerin eşitle-
mesi konusunda anlaşmaya vardılar. Koç, Otosan'daki yüz-
de 12-13 hissesini Ford'a devredecek. Otosan ile Otosan
Pazarlama devir işleminden önce birleştirilecek.
Koç Holding ile Ford Motor Company arasında Oto-
san Otomobil Sanayıi AŞ'deki ortakJığın güçlendirilme-
si için yapılan gö-
rüşmeler sonunda
Ford Motor Com-
panya Başkan
Yardımcısı VVay-
neBookerileKoç
Holding Yönetim
Kurulu Başkanı
Rahmi Koç, tara-
fından ûzerinde
anlaşmaya vanlan
konularla ilgili
olarak bir toplan-
tı tutanağı imza-
landığı bildirildi.
Koç Holding'in
açıklamasında ni-
hai ve bağlayıcı
ortaldık anlaşma-
sı ile diğer anlaş-
malann daha son-
ra imzalanacağı
belirtildi. Görüş-
meler sonucunda, Otosan'daki Koç ve Ford hisselerinin
eşitlenmesinin kararlaştınldığı bildirildi. Halen Otosan'da
Ford'un yüzde 30, Koç Topluluğu'na dahil şirketler, va-
kıflar ve Koç ailesinin yüzde 53.86, diğer ortaklann da
yüzde 16.14hissesi bulunuyor. Hisselerin eşitlenmesin-
de önce Otosan kurucu hisseleri kaldınlacak ve Otosan
ile Otosan Pazarlama AŞ devir suretiyle birleştirilecek.
Satış Koç
hisseleririe
yaradı
EkonomiServisi-Koç Grubu'nun
Otosan'da Ford MotorCompany ile
hisse eşitleme karan alması ve ko-
nuda anlaşma imzalaması borsada
işlem gören diğer Koç Grubu şir-
ket hisselerinde hareketlilik yarat-
tı.
Otosan ve Döktaş hisselerinin
26 kasımda başlayan yükselişi hâlâ
süriiyor. Yükselişin başladığı gün 35
bin Hrada bulunan Otosan 47 bin,
7 bin lira düzeyinde bulunan Dök-
taş ise 13 bin 500 liraya çıktı.