Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13ARALIK 1 9 9 6 C U M J
HABERLER
Gazetecilere
ödül 'süpürge'
• EDİRNE (AA) - Edirne
Gazeteciler Derneği 'nce
geleneksel olarak
düzenlenen "Basın, Yayın
ve Gazetecilik"
yanşmasında dereceve
girenlere ödül olarak plaket
yerine "'aynalı süpurge"
verileceği bildinldı.
Medyanın temiz toplıım
için uğraş verdiğini belirten
Dernek Başkanı Bülent
Ayan, "Ancak. 21 'inci
yüzyılagirerken verdtği bu
mücadele. sansür
girişimienyle engel/enmek
isteniyor" dedi.
Memur sendikası
yasa taslağı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati
Çelik, memur sendikaları
temsilcileriv lc bir arava
gelerek. memur sendikalan
yasa taslağına ilişkin karan
vereceklerini bıldirdi.
Hazırlayacaklan vasa
taslağının memuru memnun
edecek şekilde olması
gerektiğini vurgulavan
Çelik. "Bu konuda
üniversiteJerden geiccek
görüşler doğrultusunda bir
sendika yasası hazırlansin
istiyoruz. Sosyal taraflar ile
uzlaşarak memur sendika
yasasını hazırlama gayreti
içindeyiz" dedi.
Berkarda'ya
fahri doktora
• Haber Merkezi - Pans
Rene Descartes
Üniversitesi. Isianbul
Üniversitcsi Rektörü Prof.
Dr. Bülent Berkarda'ya
bilime yaptığı katkılarından
dolayı 'fahri doktora"
unvanı verdi. Un\an.
Sorbonne binasında dün
akşam düzenlenen bir
törenle Berkarda'ya verildi.
Rene Descartes Üniversitesi
Rektörü Pierre Vıllard.
Berkarda'ya gönderdiği
mektupta, törenin aynı
zamanda üniversitelerınin
kuruluşunun 25'inci.
Descartes'in ölümünün de
400'üncü yıldönümüne
rastladığını belirtti.
Memurlar
şikâyet edecek
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye Kamu-Sen'e üye
sendika başkanlan, Türkiye
geneünde düzenleyecekleri
toplantılarla hükümeti
şikâyet edecek. 21 Aralık
tarihinde dûzenlenecek
"Kırmızı Kart
Yürüyüşü"ne katılıını
arttırarak. hükümetin
öngördüğü >üzde 30"luk
maaş artışını değiştirmeyi
hedeflediklenni söyleyen
Türkiye Kamu-Sen Genel
Başkanı Resul Kay.
"Hükümet elinde fırsat
varken sorunlanmıza
çözüm bulmalı.
konfederasyonumuzla
diyalog kurmalıdır. Aksi
takdirde sokağa
dökülmemizin tek
sorumlusu hükümet
olacaktır" dedi.
32 PKK'li
öldüpüldü
• DİYARBAKIR
(Cumhuri\et Bürosu)-
Güneydoğu'da son bir hafta
içinde sürdürülen
operasyonlar sırasında
güvenlik kuvvetlcriyle
çatışmaya gjren 32 PKK"li
öldürüldü. Örgütten kaçan 7
terörist teslim olurken, 9
örgüt mensubu da
yakalandı. Batman'ın Beşiri
ilçesinde askeri aracın
mayına çarpması sonucu
jandarma er Oktay
Demiryürek şehit oldu.
RP, ordudan atılan şeriatçı askerlerin karannı imzalayan Erbakan'ı savunamadı
'Başbakan tasdik makamı'ANKARA (Cumhurijet Bürosu) -
Yüksek Askeri Şûra'da (YAŞ), ağustos
toplatısınm ardından aralık ayında da 58
şeriatçının ihraç edilmesinden rahatsız
olan RP yöneticileri, karan onaylayan
Başbakan Necmettin Erbakan'ı
savunamadı. Ordu ile ilişkilerini
gerginieştirmekten çekinen RP
yöneticileri. YAŞ kararlannın yargı
denetimine açılması için hazırladıklan
anayasa değisjkliği önerisini TBMM'ye
vermekten de kaçındılar. RP Grup
Başkanvekili Salih kapusuz, "Başbakan
da rahatsız, anıa onun dahJj yok, o tasdik
makamı gibi" derken, İstanbul
Milletvekih Mehmet Ali Şahin,
"Kamuovu hocanın hangi koşullarda
imza attığını anlar" diyerek Erbakan'ın
üzerinde baskı olduğunu ima etti.
YAŞ kararlan RP'de sıkıntıya yol
açarken. bütçeden sonraki ilk grup
toplantısı vediğeryetkili kurullarda
konunun tartışılacağı ve tabanın
rahatsızlığının dile getinleceği kulislerde
belirtildi. Şeriatçı basın. kararlara büyük
tepki gösterdi. RP"nin vayın organı
• RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, "YAŞ karanndan
Başbakan da rahatsız, ama onun dahli yok, o tasdik makamı gibi"
dedi. RP İstanbul Milletvekili Şahin ise, "Kamuoyu ne koşullarda
imza attığını anlar" gibi manalı bir ifade kullandı.
RP Genel Başkan Yardımcısı Aksu'ya göre de mağdur olanlar
hakkını aramalı.
olarak bilinen VfiIIi Gazete'nin
mansetinde "YAŞ kararlanna tepki
büyük: Tabular vıkılsın" başlığına yer
verilmesine karşın. kararlann altında
Başbakan Erbakan'ın imzasının
bulunduğunun unutulmuş görunmesi ve
Erbakan'ın adının hiç geçmemesı dikkati
çekti. RP kulislerinde, Erbakan'ın
"ü/ünrülü olduğunu" söylediğı aktarıldı.
RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz.
Cumhuriyet'in YAŞ kararlanyla ilgili
sorulannı yanıtlarken, "Başbakan da
rahatsız. Ama Cumhurbaşkanı gibi, o da
tasdik makamı gibi, onun dahli yok" dedi.
Kapusuz. "Tabanınız rahatsız degil mi"
sorusuna da "Sadece bizim taban degil,
tüm toplum rahatsız. Hepimiz
şikâyetçiyiz" yanıtını verdi. Kapusuz,
YAŞ kararlannın yargı denetimine
açılması vönünde anavasa değişikliği
önerisı verme konusunu ise henüz istişare
etmediklerini söyledi.
RP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir
Aksu da parlamentoda düzenlediği basın
toplantısında. hukuk devletinde mağdur
olan insanın hakkını aramasını
sağlamanın doğal olduğunu vurguladı.
Aksu, "'Anayasa değişikliği önerisi »erecek
misiniz" sorusuna. "Bilindiği gibi 3 gün
önce İnsan Hakları Ev rensd
Bevannamesi'nin kabuliinün
vıldönümünü kutladık. İnşallah dediğiniz
konuda bir ga> ret göstereceğiz.
Arkadaşlanmı/da bu konuda oluşmuş bir
fikir \ardır" yanıtını verdı. "Ordudan
atılanlar haksız \ere mi atıJdı'" sorusuna
Aksu. "Ben, mağdur olduğuna inanan
insan varsa. onlara bir hak verilmesi
gerektiğini sövJüyorum" karşılığını verdi.
Aksu. "Ordudan atılmalar temmuz ve
aralık a> lannda arttı; bu, ordunun RP'ye
meydan okuması mı" sorusu üzerine de
"Diğer kurumlarda bu tiir ilişik kesmeler
periyodla vapılmamaktadır. Ordunun ise
kendine has bir düzeni vardır. Yaptiğınız
değeriendirmeler kurumlan karşı karşıya
getirmek anlamına gdir ki, bu yanlıştır"
dedi.RP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali
Şahin de Çumhurivet'in YAŞ kararlan ile
ilgili sorulanna. "Rahatsızlık olur. Ama
kamuoyu Başbakan'ın hangi koşullarda
imzaladığını anlavışla karşılar* vanıtını
verdi. Şahin, toplumdakı tepkilerin
yanlışlann düzeltilmesi volunu açması
gerektiğini söyledi.
Şahin. "Anayasa değişikliği önerisi
verecek misiniz" sorusuna ise "Öteden
beri bir hazırlık var. Ama anayasa
değişikliği için üçte iki çoğunluk gerekiyor.
kolav degil. Mağdurların
başvurabilecekleri bir makam olması
zorunlu" karşılığını verdı.
T>
Erdal Eren bugün anılıyor
Idam edildiğinde 18 yaşından küçük olan Eren'in 13 Aralık 1980'de
gerçekleştirilen infazı kamuoyunda hâlâ tartışılıyor.
HLLVA TOPCU
12fcvlül 198ü asken darbesı
sonrasında 18 yaşından küçük
olduğu halde idam edilen Erdal
Eren. bugün ölümünün 16.
vıldönümünde anılacak. Eren'in
idam cdıldiği sırada 18 yaşını
doldurmasına iki ay olduğuna
dikkat çeken av ukatı İsmail Sami
Çakmak. idam cezalannın
çağdışı olup geriye dönüşün
olanaksız olduğunu vurguladı.
12 Eylül 1980 asken darbesinden
sonra toplam 49 kişi idam edildi.
Ancak bunlardan en tartışmalı
olanı Erdal Eren'in ıdamıydı.
Çünkü Eren idam edildiğinde 18
yaşını doldurup doldurmadığı
tcspit edilmemişti. 2 Şubat 1980
tarihinde Ankara Hoşdere
Caddesınde daha önce polis
tarafından öldürülen bir genç için
korsan gösteri düzenlendi.
Güvenlik güçlerinin olaya
müdafiale etmesi sonucu
göstericiler ile polis arasında
çarışma çıktı. Bu sırada inzibat eri
Zekeriya Önge yaşamını yitirdi.
Erdal Eren bu olaydan hemen
sonra gözaltına alındı;
tutuklanarak Mamak Askeri
Cezaevi'ne konuldu. Eren
hakkında 5 şubatta idam cezasını öngören
ıddianame hazırlandı ve Eren 13 şubatta ise
ilk duruşmaya çıktı. 1 ay 17 gün süren
vargılama sonrasında Ankara Sıkıyönetim 1
No'lu Askeri Mahkemesi'nden Eren
hakkında idam karan çıktı. Ancak karar
Askeri Yargıtay 3. Dairesi'nce 15 Temmuz
1980 tarihinde usulden bozuldu. Yargıta>
bozma gerekçesinde Eren'in 18 yaşında olup
olmadığınm kesinlikle saptanması için kemik
grafotolojisinin belirlenmesini istedi.
18 yaşına iki av kala idam edilen Erdal Eren.
Yargıtay'ın bozma karanna Askeri Yargıtay
Daireler Kurulu itiraz etti. Bu sırada
Türkiye'de 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi
gerçeİdeştırildi.
20 Ekim 1980 tarihinde Yargıtay 3. Dairesi
dosyayı yeniden inceledi ve TCY'nin ceza
indirimini öngören 59. maddesinin
uygulanmamasını hatalı bularak Eren'in
cezasının müebbet hapse çevrilmesini istedi.
Ancak Askeri Yargıtay Daireler Kurulu.
bu karan da geri çevirdi ve Askeri
Mahkeme'nin verdiği karan
doğrulayarak idam cezasını 20 kasım
günü onadı.
Konseyden idama "evet"
Milli Güvenlik Konsevi'nin vaptığı
toplantıda da Erdal Eren'in idam cezasına
"e\et" karan çıktı. Erdal Eren 13 Aralık
1980 tarihinde 18 yaşında olup olmadığı
te.spif edilmeden idam edildi. Eren'in
ölümünün üzenndcn 16 yıl sonra
görüşlerini aldığımız avukatı İsmail Sami
Çakmak. idam cezasının çağdışı
olduğunu vurguladı. Eren'in idam
edildiği sırada 18 yaşının doldurmasına
ıkı ayı olduğunu vurgulavan Çakmak.
~Kemik incelemeleri yapılmadı.
Yapılsavdı vicdarılan belki de rahat
olurdu" dedi. Idamın caydıncı etkisı
olmadığını ve bir öç alma olduğunu
söyleyen Çakmak. özellikle sivası
hükümlülere venldiğıne dikkat çekti. Bir
dönem Mendereslerin başka bir dönemde
ise Deniz Gezmişlerin idam edildiğini
belirten Çakmak, idam cezalarının siyasi
iktidarlara göre değıştığini vurguladı.
İdam çağdışı
Yargılamada adli bir hata
yapılabıleceğini. ancak idam cezası
vcrildiğinde yapılan yanlışın
düzeltilemeyeceğini savunan Çakmak.
"Hatadan dönüşii olmadığı icin çağdışı.
Çok anlatılan bir olav vardır. Bir zamanlar
Ingiltere'deyankesiciliğin cezası idamnııs.
İdam cezaları tüm > urttaşlann seyrettiği bir
törenle gerçekleştirilirmiş. Veenfazia
yankesicilik olayı da idamlann
gerçekleştirildiği günlerde olurmuş. Yani
hiçbir caydıncı etkisi olmavan bir ceza"
diye konuştu. İdamın ıslah edici özelliği de
olmadığını belirten Çakmak, özellikle 12
Eyül sonrasında idam edilenlerin haksız
şekilde asıldığinı belirtti.
Yümaz
DGM'ye
bilgi verecek
İstanbul Haber Servisi -
ANAPGenel Başkanı Mesut
>ılmaielindekı bilgı vebel-
geleri mutlaka açıklavacağı-
nı belirterek "Cününü belir-
lenıedim. Beklediğim bir şey-
ler var*" dedi.
KASfcV Vakt'ı Rezzan-
Kadir Has Öğretmen Din-
lenme Evi'nin açılış törenıne
katılan Yılmaz, daha sonra
Kozyatagfnda yemek yedi.
Ga/etecilerin sorulannı ya-
nıtlavan Yılmaz. DGM'ye ne
zaman gideceğini soran bir
gazeteciye. "Gününü belir-
lemedim. Temas kuracağım.
Mutlaka DGM Savcılığı'na
gideceğim" karşılığını verdı.
Yılmaz. DYP Genel Baş-
kanı. Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu
Çillerin. DYP TB^^M Gru-
bu'ndadün vaptığı konuşma-
da. "Türkiye demokrasisi.
Cumhurbaşkanlığı maka-
nıından. polis teşkilatına,
Meclis'ine kadar töhmet al-
tında bırakılmıştır" şeklin-
deki sözlennı anımsatan bir
gazeteciye, şu yanıtı verdi:
"Şu anda devletin töhmet al-
hnda olduğumı zaten ben de
söylüvorum. Ama, bu devle-
tin, bu töhmetten kurtulma-
sının volu. bu olaylann, kirii
işlerin açığa çıkanlmasıdır."
Yılmaz. bir gazetecinın.
"C umhurbaşkam'nın siyasi
bir makamda olmamasına
rağmen bu işe kanştınlması-
na ne divorsunu/** şcklınde-
ki sorusunu ise "Devlet töh-
met altında olıınca, devletin
baş.ı da töhmet altında olur.
Sayın Cumhurbaşkam'nın
bu konudaki duvariılığını
takdirle karşılıyorum" dive
vanıtladı.
Savcı Arüran: Fezleke dört dörtlük
EVİN GÖKTAŞ
A.NK.ARA -18 yıldır aranan katliam zan-
lısı ülkücü Abdullah Çatü'>a sahte belgey le
sılah ruhsatı verdirdiği ıddia edilen eski Içiş-
leri Bakanı Mehmet Ağar'ın dokunulmazlı-
ğının kaldırılmasıyla ilgili fezlekenin TB-
M.M'yegönderilme süreci, koalisyonun RP
kanadının tav rına endekslendi. Dosyav ı ince-
leyen Adalet Bakanı Şe>ket Kazan için fez-
lekeyi parlamento>a gönderme konusunda
zaman sınırı öngörülmediğine dikkat çekilir-
ken, Ankara Çumhurivet Savcısı Nihat Arn-
ran, "Dört dörtlük bir fezleke hazırladım"
dedi.
Adalet Bakanı Kazan'ın. eksik bulması du-
rumunda fezlekeyi savcılığa iade edebilece-
ği. ancak inceieme süreci konusunda zaman
sının konmadığı belirtildi. Soruşturmayı vü-
rüten savcı Nihat Artıran. fezlekev i bü>ük bir
titizlikle hazırladığını belirterek. "Bakanlı-
ğın herhangi bir eksiklik bulacağını sannuyo-
rum. Çünkü dört dörtlük bir fezleke hazırla-
dımw
dedi.
Ağar'ın dokunulmazlığının kaldırılması
için hazırladığı 2 sayfalık fezlekede. önce Su-
surluk kazasmın gelişiminı anlatan Artıran,
kazada ölen \IehmetOzba> takma adlı Ab-
dullah Çatlfnın üzerinden çıkan silah ruhsa-
tındaki imzanın. dönemin Emnivet Genel
Müdürü Mehmet Ağar'a aıt olduğunu "kuv-
vede muhtemel" ifadesiyle kaydetti.
Artıran. sorulanmızı yanıtlarken. bu olav ın
kapatılmasının söz konusu olamayacağını
söyledi. Artıran. "Çünkü, Çankaya Köşkü,
TBMM ve İçişleri Bakanlıği olaun üzerinde
titizlikle dumyor. Hicbir olayın üzerine bu
denli ciddi gjdilmemişti" dedi. Bütün olav Ia-
nn üzerine bu denli ciddi gidilmesi durumun-
da "tüm pisliklerin temizleneceğini*' söv leyen
Artıran. "Ülkemizçokgüzel.Birgünde4mev-
sJmibirdenvaşı\onız.Dünvadaeşi ben/eriol-
mavan böylesine güzel bir ülke>i hep biıiikte
korumamız la/jrn" dedi.
Fezlekede. Ağar hakkında Türk Ceza Ya-
sasının 240. maddesi uyannca. "görevini kö-
tüve kullanma" suçlamasıyla işlem yapılaca-
ğı belirtilti.
1 Mİdan 3 yıla kadar hapis
TCY'nin 240. maddesi şöyle:
"Yasada vazılı hallerden başka hangi ne-
denle olursa olsun görevini kötüve kullanan
memur derecesine göre 1 yıldan 3 vıla kadar
hapsolunur. Ceza>i hafifk'tici nedenlerin bu-
lunması halinde6 avdan 1 yıla kadar hapis ve
her iki halde 2 bin liradan 10 bin lirava kadar
ağır para cezasıyla cezalandınlır. Aynca me-
murivetten sürcli veya temelli olarak yoksun
kılınır.*"
Ağar: Belgedeki imza sahte
Mehmet Ağar ise "Abdullah ÇatiTya silah
ruhsatı verilmesine vardımcı olunması rica-
sını" içeren ve sahte olan belgedeki imzanın
kendisine ait olmadığı iddiasını yineledı.
Ağar. AA'ya yaptığı açıklamada. kamuoyun-
da tartışma konusu olan belgenin sahte oldu-
ğunun behrlendiğini anımsatarak. "İmza sah-
tedir. Sahte bir belgedeki imza da elbette sah-
tedir" dedi. Ağar. dokunulmazlığının kaldı-
nlması konusunda vargıvagüv endiğini belir-
terek. "YıllarcayanyanayargıvlaDeraberca-
lıştım. Türk vargısına güveniyorum. Ne iste-
nirse. onlann işini kolatlaşnncı da\ ranınnı"
diye konuştu.
ÜZYAZIl ORHAN BİRGİT
Süleyman Mercümek'in Refah Par-
tisi ile ilişkisini ortaya koyan raporun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Soruştur-
ma Komisyonu'nda 5'e karşı 4 oyla
reddedilişi beni hiç şaşırtmadı.
Komisyonun RP'Iİ ve DYP'Iİ üyeleri-
nin birlikte hareket etmeleri, Doğru Yol-
cuların koalisyon öncesinde bu konu-
da söylediklennin tam tersine oy kullan-
maları dünkü gazetelerin büyük çoğun-
luğunda "diyet borcu"nun ödenmesi
olarak karşılanırken, iktidar sözcülüğü-
nü üstlenen basında nedense haber
sütunlar arasında gizlenmek istenmış-
ti..
Komisyonun bu kararı, salt bir diyet
borcu ve "Ben seninkini, sen de be-
nimkini silelim" olayı olarak değerlen-
dirilirse, bundan siyaset sosyolojisı açı-
sından hiçbir sonuç çıkartamayız. Bu
tür yorumlar, ünlü deyimle buz dağının
üstünü görmektir.
Oysa, sonucu yakalayabilmek için
Türk siyaset okyanusunun daha derin-
liklerine inmek gerekiyor.
Çünkü o derinliklerde, yeni ve hızlı
oluşumları görebilirsiniz. Piar-Gallup'un
bu yılın Mayıs-Haziran aylarında 101
özel sektör üst düzey yöneticisi ile par-
lamentodakı beş partiye üye toplam
156 milletvekili arasında yürüttüğü bir
araştırmada o zamanki hükümet için
öngörülmesi istenilen iki önemli siyasi
hedefin ne olduğu sorusunda, yolsuz-
luk ve rüşvet olayları ile mücadele et-
mek yüzde 14 ile dördüncü seçenek
olarak yer almıştı. Bu sonuç, kuşkusuz
o tarihte de Türkiye'de yolsuzluk ve
rüşvetin olmadığı, ya da daha az görül-
düğü gibi bir değerlendirmeyi değil,
tam aksine, bugün bacayı sardığı her-
kes tarafından görülen ateşten, toplu-
mun çok büyük kesiminin habersiz ol-
duğunu. daha doğrusu ilgisiz bulundu-
ğunu gösterir. Oysa, Türkiye'nin zirve-
sinde ateşin bacayı sardığı, cumhur-
başkanı ile parti liderlerinin ikili görüş-
meleri ile "Cumhurbaşkanlığı, Nöbet
Defteri" aracılığı ile devletin tutanakla-
nna işlenilmektedir. Parlamento, Susur-
luk kazasından sonra ortaya çıkan yan-
gın ile ilgili belgelerın Araştırma Komis-
yonu'nun çalışmalarının gizli olduğunu
belirten içtüzük hükümlerine karşın, da-
Çekirge...
ha şimdiden şeffaf hale gelmesini ön-
leyememektedir. Yann öy\e anlaşılıyor
ki bu tür soruşturmaların hazırlık aşa-
masındaki durumlarda dahi savcılıkla-
rın kara kapl) dosyalarında saklanması
da mümkün olamayacaktır. Son seçim-
lere kadar DSP'lilerın tanıtım sloganla-
rının başında Bülent Ecevrt için hemen
her afişlerinde kullandıklan "dürüst II-
der" söyiemi geliyordu ve sosyal de-
mokrat kesimdeki Ecevit karşıtları için
bu tür bir çıkış "oldukça fantezi" olarak
değeriendiriliyordu.
Dürüst siyasetçi olmanın asıl avanta-
jını, bundan sonraki seçimlerde sağla-
maya kalk/şanlar günümüz Türkiye,
sinde sokaklarda topladıkları yurttaş
imzalannı, kamyonlarla TBMM'ye taşı-
yorlar.
Onun için, Doğru Yol Partisi'nin lider
kadrosunun da milletvekillerinın de il ve
ilçelerde politika yapmak isteyen üye-
lerinin de önlerindeki kavşağın hangi
yönünde ileriemek isteyecekleri kendi
bilecekleri bir seçenektir. Aynı seçenek,
özellikle Refah Partililer için de açık se-
çik gündemin ilk maddesini oluştura-
caktır.
Böylegiderse, dürüstlüğü iktidar ön-
cesi ve iktidar sırası olarak iki ayrı de-
ğerlendirmeyle yorumlayıp. takıyyeye
başvuran Refah Partisi'nin lider kadro-
su, yerinı, bir sabah ya yepyenı insan-
lara bırakır ya da yeni bir oluşumun do-
ğurganhğına tanıklık eder.
Aynı beklenti, DYP için bütün diğer
siyasi partilerden daha da ivedi ve
önemli bir alarvn halindedir. Alparslan
Türkeş'in çok doğru bir biçimde, yol-
suzluk söylentılerıne katılmış şaibelı ül-
kücüler için kırmızı ışık yaktığı bir dö-
nemde, Çiller ve Mehmet Gölhan çif-
tınin hamasetsöylemlerinin kıratı nere-
lere götürmekte olduğunu bir bilen yok
mu?
Bir bilen, gerçi şimdi Çankaya'da a-
ma, geçen gün Anavatan Kocaeli Mil-
letvekili Hayrettin Uzun, bir gazetede
yayımlanan söyleşisinde "ülkücü kad-
rolann" bazı partilerde kongre kazan-
mak için nasıl kullanıldığını anlatınca,
yılların Orhan Keçeli'si ile Celal Adan
arasındaki zoraki nöbet değişiminin gı-
zi çözülmüş oldu.
Kongreyi kazanıp iş başına geçince.
asıl kazançlar için her türlü fırsatı kul-
lanmak gibi sıçradıkça sevinen çekirge-
ler...
Bir, iki...
Elbette üçü de deneyeceksiniz...
• • •
Bu yazının son noktasını koyarken.
bir değeıii okurum bütçe görüşmeleri-
ni Meclis televizyonundan izleyip izle-
mediğimi sordu. Televizyonu açtım. Di-
yanet Işleri Bütçesi'nde kişisel olarak
söz aldığını öğrendiğim RP Tokat Mil-
letvekili Abdullah Arslan kürsüde so-
ruyordu:
"Namaz dinin emridir de, örtünmek
dinin emri değıl mıdır?"
Benim parlamentoda olduğum dö-
nemlere rastlasa idi. bu arkadaşa otur-
duğum yerden -ki ben bu yolu çok se-
çerdim- karşıt soruyu yöneltirdim:
"Arslan Bey, dürüstlük dinin emri de-
ğil midir? Dürüstlükten sapanlan akla-
maya kalkmak dinin emırlerine karşı
çıkmak olmaz mı?"
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Ahlakı Düşünmek...
Ahlak, bir topluluğun ya da bir bireyin, iyi ile kö-
tü üstüne verdiği bir değer yargısı. Vaktiyle Kant,
neyi bilebiliriz diye sorduktan sonra. nasıl davran-
malıyız diye de ekliyordu.
Çetin soru!
Gerçekten, davranışlanmızda iyi ile kötüyü bir-
birinden nasıl ve hangi ölçüte göre ayıracağız?
Kendimize, ailemize, mesleğimize, yurdumuza, gi-
derek insanlığa karşı ödevlerimiz nedir? Onları ye-
rine getirmediğimizde, ya da eksık yerine getirdi^
ğimizde nelerle karşılaşırız? Kısacası, nasıl ahlakh
olabiliriz? Aynca, olmak zorunda mıyız?
Evet zorundayız! *
Ahlak, insan soyunun bulduğu, kendisine en çofc
yakışan eylem. Hukukun arkasında devlet gücü
var; dinin arkasında da Tanrı. Gözünü sevdiğimin-
ahlakı, sadece kendi gücüyle dolaşıyor ortada; hiÇ
kimseye yaranmayı düşünmeden ve hiç kimseden
de bir şey beklemeden. bencilliği yeniyor, başka-
lannı dert ediniyor; yoksulun yanında, çaresizirj
elinde eli; kendi kendisiyle tutarlı, dürüst ve alnı
ak...
•
"Temiz toplum, temizsiyaset" diye mitingler dü;
zenlenir, "Çürümeyeson"diye kampanyalaryürü;
tülürken, kaygılandığımız şey aslında ahlak oldu-
ğundan, daha da titizlenmiş haldeyiz. Yeni yılın baş*
lannda yayımlanacak olan -pek önem verdiğim-
Felsefeye Girış adlı çalışmamda ahlakla ilgili bah-
si çevirip çevirıp okuyorum.
İnsan düşüncesi nasıl da derinliğine durmuş üâ-
tünde! *
"İyi" ile "kötü", "ahlaklı" ile "ahlakdışı", ta esHİ
Yunandan ben felsefenin konusu olmuş. Rönesanfc
ve Aydınlanma'yla başlayan gelişme içinde de, bü-
yük ölçüde Hıristiyanlığa bağlı Batı ahlak sistem-
len önemli değişikliklere uğramış; katı kurallardan
uzaklaşılarak "6zgürlükçü"ve "akılcı" bir ahlak an'
layışma yönelinmiş.
Bu süreçte, en önemli yeri tutan da Kant'ın alV
lak çözümlemesi!
Büyük filozof, kendısinden önceki bütün ahlak-
lan, bir çıkar gözettikleri, bir yarar düşüncesinder)
yola çıktıkları için eksik buluyor. Gerçekten de bi-
rey, iyiliği, dünyadaki ya da bir "öte dünya"daki
mutluluk umuduyla yapmaktadır her zaman. Oysa
Kant'a göre, ahlaksal değer, iyiliği bir eğilim sonu-
cu değil, "ödev olarak" yapmakta aranmalıdır. "Ah-
lakı örneklerden çıkarsamak, ona yapılabilecek en
kötü hizmettir" dıyor düşünür.
Peki neye dayanacak ahlak? Akla!
irade, kendini bir evrensel yasa koyucusu olarak
görüp koyduğu kurala göre eylemde bulunacak;
"Öyle davranmalıyım ki, seçtiğim, bir evrensel yai
sa olsun!" ,
insan aklının ve iradesinin tek başına sorumlulut
Ahlak düşüncesinde bir "devrim"ü\r bu.
Felsefede hiçbir şey eleştirisiz kalmaz, koyun gi-
bi arkasından gidilmez söylenenin; güzelliği, gide-
rek yararı da burada onun.
Kant da.ejçşttrildi.
Hegei, "Sıyaseti düşünmeden ahlakı düşüne-
meyiz" diyordu. Marx ve Engelsde, ahlakı siya-
setten ayırmadılar. Onlara göre, ahlak kurallan, top-
)umun iktisadi gelişim düzeyine ve sınıflar arası iliş-
kilere bağlıdır. Kapitalizmin mayasındaki insan sö-
mürüsü ise evrensel bir ahlakla temelden zıtlık için-
dedir; bireyi parçalar, dağıtır ve "yabancılaştınr"
onu.
Ahlakı kurtarmak mı istiyorsunuz?
Düzenın temeline eğileceksinız!
•
Dikkat ettiniz değil mi?
:
Her şeyde olduğu gibi ahlakta da, konu, metafî*
zik takanaklardan kurtarılarak insana ve onun ak-
lıyla iradesine indirgeniyor; ama orada kalınmıyo»,
toplumun yapısına, iktisadi sistemin özüne çevrilir
yor dikkatler. '
Yani hiçbir şey soyutta bırakılmıyor.
Böylece, "Temiz toplum, temiz siyaset" diyenler
bu "temizlik"ten neyi anladıklarını söylemeliler;
"Çürümeye son" diye çırpınanlar, "çürüyüp dökCr-,
len "in ne olduğunu gözler önüne sermeliler. ;
Bütün mitinglere, kampanyalara evet! ,
Ama asıl hedefinizi, "sömürüsüz, insanın insar^
ca yaşayacağı bir toplum" yaratma diye saptama?
mışsanız, birşeyleri gerçi kurtarabilirsiniz, ama büt
yük çöküntüyü önleyemezsiniz.
Altında kalan da onun, ahlak olur başta...
Devlet- mafya-siyaset iliskisi
Perinçek belgeleri
komisyona sunduj
ANKARA (Cumhurijet
Bürosu) - İP Genel Başkanı
Doğu Perinçek. Susurluk ka-
zasının ardından devlet-maf-
ya-siyasetçi ilışkileri ve dev-
let ıçindeki çete örgütlerini
araştırmak amacıyla kurulan
TBMM Araştırma Komisyo-
nu'naelındeki belgelen ılettı.
Perinçek. gazctemız yazan
Uğur Mumcu ile eskı Jandar-
ma Genel Komutanı EşrefBit-
fis'evöneliksuıkastları. ABD
güdümündekı "Çiller Özel
OrgütiTnün gerçekleştirdiği-
nı savundu.
İP Mcrkcz Komite üyesı
Musret Senem aracılığıvla
ilettıği belgelerc "Genel Çer-
çeve'başlıği altındakı vazısı-
nı da ekleyen İP lidcn Doğu
Pennçek, "Devlet. ABD \e
N.4TOreçetelerinegörç>eral-
0 örgütleri kurmuştur" görü-
şünü dıle getırdı. Pennçek.
Susurluk kazasına neden olan
Mercedes'ten "Çiller Özel
Orgütü"nün çıktığını ilen sü-
rerek. "ABD, uluslararası ter-
tip ve kışkırtmalannda bu ör-
gütü kullanmışnr" dedi.
Devlet içindekı yeraltı ör-
gütlenmesınin S. Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'a kadar
uzandığını ileri süren Penn-
çek. "Çiller özel örgütü, işte
bu kara miras temelindeoluş-
muştur. Detletin CİA güdii-
mündeki bazı veraltı örgütle-
rinin faalivt'ti. /amanla ve kıs-
men ÇiUerailesinin özelgjrişi-
minedönüşmüştür. Bu nedenV
le Çiller özel örgürüne özelleş-
tirihnişözel savaşörgütüdeni-
lebiür" görüşünü kaydetti.
Perinçek. Türkiye ekonimi-
sinın. eroine bağlı olduğunu
vebununucununABD'yeda1
vandığını savunarak. ABD'-
nin uluslararası tertip ve kış-
kırtmalannda "Çiüer ÖzeJ
Örgütü"nü kullandığını be-
lirtti. Yasadışı örgütlerin bag-
lantılannı ortaya çıkarma ça-
basının. Uğur Mumcu ve Eşr
ref Bitlis suıkastlannın aydın-r
latılmasına dayandığını kay:
deden Perinçek. Mumcu ve
Bitlis suikastlan arasında bağ-
lantı bulunduğunu savunarak,
"Bu, Seırciler ile Sevr'e dire-
nenler arasındaki mücadel*
dir. ABD kuv>etleri ile Türkı-
>e kuvvetleri arasındaki mflt
cadeledir. Yalnız Mumcu'nuif,
Bitlis'in havadanna kastediJ-
miş degüdir; Türkiye'nin ha-
yatına kastedilmiştir. ABD>
nin kriz bölgelerine müdahâr
le gücü olmavı üstlenen bîr
Türkije. arük TürkHe değil-
dir. Mumcu'nun da. Bitlis'in
de 1990'larda \üz yüze geldi-
ği büyük tehdit budur. O teh-
tide teslim olmak da var, d«-
renmek de. ABD"nin Türİd>e
himavesinde Kürdistan plant-
na direndikJeri için katJedilr
mişlerdir"' eörüşüne yer ver;
dı. " '