02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem Orhan Erinç A Genel Yayın Koordınaıöru Hikmet Çctinkava # Yazıişlen Müdurlcrı fbrahim Vıldız(Sorumlu), DinçTavanç 0 Haber Merkezı Mıidünj Hakan Kara # Göreel Yonetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat. Cengiz YıJdınm • Ekonom; Bülent Kı/anlik 0 Kullür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami Karaören 0 Düzeltme. Abdullah Y'azıcı 0 Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge tdibc Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç YaymKundu Orhan Erinç, Okta\ Kurtbökc. Hikmet Çetinkaya. Şûkran Soner. Ergıın Bakx Dinç Tayanç, fondıim V ıldız, Orhan Bursaiı, Mustjfa Ball>a\, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Ralbay 0 Haber Müduni Doğan Akın Alatûrk Buivan No 125, KatA. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks- 4195027 0 tzmır Temsılcısj SerdarKıak.H.ZıyaBlv 1352 S 23Tel44l 1220, Faks 44191170Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoglu, inönüCd. 119 S No 1 Kat.l.Tel. 363 12 II. Faks 363 12 15 Muessese Vlüdurü. EroJ Erkut 0 Koordınalor Ahmet Koruisan 0 Muhasebe' BöJent Vener 0 Idare. Hüseyin Gürer 0 Işletme Önder Çelik 0 Bılgt-tşlem Nail tnal 0 Bı/gısayar Sıstem. Mürûvet Çiler MEDVA C: • Vonelım Kuru Başkanı - Genel Mudur Gülb Erduran # Koordınator Rel Işjtman 0 Genel Vfudur Vardımcı: Mine Akdağ Tel 514 07 53 5139580 5138460-6l.Faks.51384e N ayWBlmyan veBaSflfi: Yen Oün Haber Ajansı, Basın ve Yavıncılık A Ş ~ürkx~4ıl-ad 59-11 Cagaloglu 34334 Isl PK 246 Istanbul f d (0 212) 51205 05 t20 bat) Faks <Ü 212ı 5 1 ' 85 95 13ARALIKI996 Imsak: 5.41 Güneş:7.14 Öğle: 12.05 Ikindı: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı. 18.10 Çevre kirlfljginin sonucu YORK(AA)- Dünyada gıcerek daha büyük boyjtlara ultşan çevre kirliliği vûzunden, bıiıklann \e timsahlann cinsiyet değiştırmeye başladığı bldınldı Hcllandalı bır bilim heyetı, kanalzasyoniarda rastJanan 4-tcrt-pentyphenol adlı kım\asa> maddeyle temas eden erkek sizan balıklannın chsel organhnnın kiıçüldüfünü. bazı balıklarda ise dişj cinsel organlannın artaya çıktıgnı saptadıkJannı içıkladılar Bahçesaray'da tteprem • BAHÇESARAY(AA)- Van'ın Bahçe^aray ılçesınde, dün sabah 4.1 şıddetınde ceprem meydana geldi. Bogazıçı Lrmersitesı Deprem Araştırma .Merkezi Kandilli Rasathanesı yetkilileri, raerkez üssün Bahçesaray çevresı olan depremde, can ve mal kaybının olmadığını kaydettiler. IVükleer santral thatesi • AMCARA (AA) - Mersin AkJcuyu'da kurulması düşünülen N'ükleer Santral ıhalesı ıçın firmalara çağnnın önümüzdekı hafta yapılması bekleniyor. Fransa, ABD. Kanada ve bazı Japon firmalan da Mersin Akkuyu'da kurulacak santrala ilgi duyan ülkeler arasında yer alırken bu ûlke firmalan, Enerji ve Tabıi Kaynaklar Bakanlığı iJe ön görü$melenni sürdürüyorlar. Anderson'ın pizası • Haber Merkezi - Amerikalı restoran zinciri Pızza Hut'ın Avrupa'da başlattıgı kalın ve gevrek hamurdan yapılan pan pizanın reklam filmi önümüzdeki günlerde televiz>-onda yayınlanmaya başlayacak. "Sahil Güvenlik' dizısi ile yıldızı parlayan Pamela Anderson'ın oynadığı reklam filminin, Avrupa'da oidugu gibi Türkiye'de de büyûk ilgi çekeceği tahmin ediliyor. çagrı Haber Merkezi - Bilim Merkezi Vakfi, özel ve devlet ortaokulu ile liselerinde çalışan fen ögretmenlerinı doğal üye olarak kabul ettiğini açıkJadı ve öğretmenlere yann saat 10.00'da ÎTÜ Maçka binası G Anfisı'nde toplanti düzenledi. Toplantıda fen öğretmenlerine, kurulacak bilim merkezi ve düzenlenen bilim şenlıği konusunda bilgi verilecek ve bir tanıtım fîlmi gösterilecek. Konu hakkında aynntılı bilgi almak is'teyenler 0-212-227 66 90 numaralı telefondan vakıfla bağlantı kurabflirler. Dünya nüfusu paneli • AıVKARA (AA) - Dünya nüfusundaki artışın yarattığı sorunlar, 16-20 aralık tarihleri arasında düzenlenen "Dünya Nüfusuna Dikkat Haftası" etkinlikleri ile irdelenecek. Çekmece Nükieer Araştırma Merkezi (ÇNAM) ve Türkiye Aıle Sağlığı ve Planlaması'nın (TAP) yapacağı etkinlik çerçevesınde düzenlenecek "Dünya Nüfusu \e Geleceğımiz" konulu panel, 17 aralıkta yapılacak. Dövmeye dikkat • İZMİR(AA)-Son zamanlarda yaygınlaşan dövmelerin, profesyonel kışjler tarafından yapılması 'gerektıği bildinldi. Den içine verilen boya maddelennın bazen alerjik reaksiyonlara neden olabileceğini kaydeden Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Faküîtesı Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim L'vesı Doç. Dr. Şebnem Özkan. dikkat edılmedıfı takdırde başta AIDS ve hepatitler olmak üzere, birçok bulaşıcı hastalığın geçebileceğinı belirtti. Kennedy Jr. "Bizden sonraki kuşaklara vereceğimiz en büyük zarar, ekolojik dengeyi bozmaktır" dedi w Doğa tüm insmıhğnı ıııahcbı^• Türkiye'de bulunan Kennedy Jr., insanlann çevreyle sanayi arasında bir tercih yapamayacaklannı vurgulayarak çevrenin korunamaması halinde sanayinin bir anlamı olmayacağını söyledi. İstanbul Haber Senisi - Suikasta kur- ban giden eski ABD başkanlarından John F. Kennedy'nın veğeni ve Demok- rat Partili eski senatör Robert F. Ken- nedy'nin oğlu Robert KennedyJr., bazı şeylerin özel mülkiyete dahil olmadı- ğını belirterek "Hava, su, toprak, balık- lar; ülkeJerin, partiJerin degil, tüm in- sanlığuıdır. Doğa>ı insanlık ve geiecek kuşaklar için korunıaJrvız*' dedı. Kennedy, çevreyi en çok hükümetlerin kirlettiği- ni söyledi. Garanti Bankası'nın 50. kuruluş yıl- dönümü nedeniyle düzenlenen "Yanna Dört Işık" konulu proje yanşması ıçin Türkiye'de bulunan Kennedy. önceki ge- ce Harbiye Askeri Müze Kültür Site- si'nde çevre ile ilgili görüşlerini açıkla- dı. ABD'de çevre hukuku profesörü ve çevre davalanna bakan ünlü bir avukat olan Kennedy, çevreyi en çok hükümet- lerin kirlettiğini söyledi. Kennedy, 1983 yılından bu yana kendi yaşadıgı bölge- Robert Kennedy veeşi Emily toplantıda konuşma vapan Erdal İnönii'yle birlikte. (Fotoğraf: KUBlLAY TÜNTÜL) deki Hudson Nehri içın yürüttüğü kam- panyada, 100'ü aşkın şirkete 50 trilyon lira çevreyi kırletme cezası verilmesini sağladığını anımsatarak çevre için bi- reysel çabalann önemine dikkat çekti. Kennedy, a ABD, 1970'lerdeçe\reci>r a- tınmlara başladığında, bunlar uzun va- deli yatırımlardı. Şimdi nüfusun yiizde 5'i poiitikacılardan çevrevi korumalan- nı isrivor \e bu oran giderck artıyor. Va- tandaşlar. kamu davası açılmasını bek- lemeden. çevresel bozulmaJardan dolavı kendileri dava açıyorlar. Sadece Hudson Nehri ile ilgili olarak pek çok dava açıl- dı"dedi. Kennedy. insanlann çevreyle sanayi arasında bir tercih yapamayacaklannı vurgulayarak çevrenin korunamaması halinde sanayinin bir anlamı olmayaca- ğını kaydetti ve "Bevaz Rusva'nın beş- te biri Çernobil'in etkisi altinda ve in- sanlar yiiksek oranda kanser riski taşı- yoriar, çocuklar maskeyie dolaşjyorlar. Marmara Denizi öldü. Boğaziçi ölüvor. Karadeniz 20yıl içindeölecek. Çocukla- nmız Marmara'daki balıklan göremeye- cekJer. Valnızca sanay i\i düşünürsek, ge- lecek kuşakJara dünya bırakamayız" dı- >e konuştu. Kennedy, halkın bilinçlen- mesi ve doğaya sahıp çıkması sonucun- da Hudson Nehri'nin yaşadığinı savuna- rak şöyle devam etti: " Verdiğimizmücadetesonucunda Hud- son .Nehri dünvanın en temiz nehirlerin- den biri haline geldi \e pek çok havvan için adcta birsığmak konumunda. Bir nes- lin bir nesle verebileceği en büvük zarar ekolojik denge>i bozmaktır. Toprağa ivi da\ ranırsak. aramızdaki bağlar da güç- ienir. Birtoplunuın parçası olmakçokzor- dur. Yainızca kendinizidüşiinemez, ken- di kendinize karar veremezsiniz. Bizier laptop bilgisayar ya da Intemet olma- dan da >aşıvorduk.Ama çocuJdanmm ba- lıkçüığin olmadığı bir dünyada vaşama- lannı istemem. Dünvayı çocukianmız- dan ödünç aldığımın unurmadan doğa- >i korumalıyız. Çevreyi korumak, doğal kavitaklanmızuı yok olmasuıı Önlemek için çok atak. ısrarlı ve karaıiı davran- mak zorundav ız." Toplantıda bir konuşma yapan Prof. Dr. Erdal İnönü, Türkiye'de araştırma hayatının istenilen düzeye ulaşamadığı- nı belirterek, araştırma-geliştirme harca- malannın israf ve lüks olarak görülme- si nedeniyle Türkiye'nin, bilim ve tek- noloji alanındaki gelişmelerden zamanın- da yararlanamadığinı söyledi. Başbakan Juppe eylemcileri kabul edecek FransaMa sanatçılar işsizlik sigortasıra yetersiz bııldu MİŞEL PERLMAN PARİS- Fransa'da tiyatro v e sinema gı- bi gösteri sanatının çeşitli kollannda ça- lışanlann, işsizlik sigortasının yetersizlı- gi gerekçesiyle başlattık- lan ve birkaç gündür sü- ren grev eylemıni sür- dürmeye kararlı olduk- lan belirtiliyor. Söz konusu çalışan- lar, bir yandan işveren ve Kültür Bakanlığı sorum- lulanyla derhal müza- kerelerin başlatılmasını isterken. öte yandan, Pa- ris'in yanı sıra, taşrada- ki büyük kentlerde de gösteri eylemlenni de- vam ettiriyor. • Fransa'da sinema ve tiyatro sanatçılan, yörürlüjkteki işsizlik sigortası koşullannın 30 Nisan 1997'yekadar sürdürülmesini yetersiz buJdular. Grevciier, işveren ve Kültür Bakanlıgryla müzakere konusunda ısrarhlar. Kaydedilen en göze çarpıcı eylemlerin başında, grevcilerin Paris'teki Garnier Operası'nda düzenlenen ışgal dikkatleri çekti. Bınayagiren göstencılerbirsüre son- ratoplumpolisi tarafından tahliyeedıldi. Aynca, •*TheârredelaColüne"de düzen- lenen bir toplantıda, düzenlenebilecek ey- lemler konusunda görüş alışverişinde bu- lunuldu. Şuandayürürlüktekı işsizlik si- gortası koşullannın daha 4 ay sürey le. 30 Nisan 1997tanhinedek sürdürülmesini yetersiz bulan grevcilerin. işve- renler (CNPF) ve Kül- tür Bakanlıgryla üçlü müzakcrelere ba^lanma- sı konusunda ısrarla dur- duklan ıfade ediliyor. Taşradakı en "karar- ITgösterilenn Toulouse. Marsilya, Bordeaux ve Tarbes kentlerinde cere- yan ettiğı gözlendi. Bu arada, avnı zamanda Bor- deaux Beledıye Başkanı da olan Başbakan Alain Juppe'nin. Bü- yük Tiyatro'daki işgale son verilmesı ko- şuluyla grevcılerden oluşan bır heyetı önümüzdekı hafta sonu kabul edereği be- lirtiliyor. Sibirya kaplanına koruma Çin'in kuze>doğusunda Heilongjiang e>aJetinde geçen ocak avında açılan Sibirya Kaplanı Parkj'nda. sovlan tükenmekte olan kaplaniar koruma altına alınıvor. Şu anda 50 kaplanın banndığı parkta, yem olarak canlı ta> uklar kullanılıvor. Kcndilerinc vivectk ta^ıyan cipin iizerine çıkan bir Sibina kaplanı ağzındaki tavuğu. diğer kaplanlara kaptırmamanın >ollannı anvor. Sibirva kaplanlannın avlanıp iç organlannın iJaç vapımında kullanıfmasını yasaklayan Çin vönetimi. ülkenin dört bir \anındakj kaplanlann parka getirilmesi için kollan sıvadı. (Fotoğraf: REUTER) Dayanışma toplantısında RP'li belediyelerin intikam aldığı belirtildi Mîmarlar mücadelede kararlıİstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yö- netim Kurulu ile TMMOB'ye bağlı di- ğer meslek odalan yöneticileri. düzen- ledikleri ortak toplantıda, hukuk mü- cadelesinın ve bakanlığın yasa dışı iş- galcı konumunun sergilenmesinin yo- ğun ve etkin bir şekilde sürdürülmesi- ne karar verildi. Mimarlar Odası, Dış Karakol bina- smdanzorla çıkanImasıyla ilgili geliş- meleri değerlendirmek, kültür ve do- ğa varlıklannın korunmasında güncel görev ve sorumluluklan tartışmak üze- re, 20 aralıkta Mimar Sinan Üniversi- tesi'nde genış katılımlı bir forum dü- zenleyecek. ŞehirPlancılan Odası, Elektrik Mü- hendisleri Odası, Maden Mühendısle- ri Odası, Gemi Makineleri Işletme Mü- hendisleri Odası, lnşaat Mühendisleri Odası ve Jstanbul Barosu'nun başkan ve yönetimlerinin katılımıyla gerçek- leşen toplantıda, Kültür Bakanlığı "nın • TMMOB'ye baglı odalann yaptığı dayanışma toplantısında konuşan bir Koruma Kurulu uzmanı. Kültür Bakanlığf nın yasadışı uygulamasını, Beykoz ve Sanyer'de verilen SİT kararlannı savunan Mimarlar Odası'ndan RP'li belediyelerin intikam alması olarak niteledi. Istanbul Valiliği desteğinde mahkeme karannı hıçe sayarak Mimarlar Odası binasını ışgal etmesine karşı ışlenecek hukuk mücadelesınin yeni aşamafan tartışıldı. Mimarlar Odası Başkanı Prof. Dr. Cengiz Eruzun, şuanda Türkiye'de. ış- galci bakanlığın mahkeme kararına uyarak binayı yeniden Mimarlar Oda- sı"na teslimini sağlayacak yaptınm gü- cü olan bir makam bulamadıklannı be- lirterek. "Bu gerçek, hukuk devletinin ükandığı noktavı göstcrmcktedir'" de- di. Kültür ve Tabıat Varlıklannı Koru- ma Genel Müdürü AltanAkat'ınişgal günü istanbul milletvekıllenne u Eğer mahkeme yürütmeyi durdurma kara- n verirse, bina\i mimarlarodasınates- limederiz r 'şeklındekesınsözverdığı- nı de anımsatan Başkan Eruzun, "İşte şimdi görülüyor ki devleti temsil eden üst duzev bir bürokrat bile verdiği sö- zü tutamayacak kadar hukuk dışı bir davranışı kamu görevine yakıştırabil- mektedir" sekîınde konuştu. Bakanlık işgalındeki Dış Karakol Binası'nda Koruma Kurulu toplantısı- na katılmayan mımar kurul üyelen üze- nnde de Kültür Genel Müdürü Altan Akat'ın "göre\den alma baskısı" baş- lattığıöğrenildı. Yönetmeliğegöre "de- vamsızhk halinde kurul üyeJiğiııin so- na ereceği'" şeklındeki hükmün kuru- lun mımar üyelerine anımsatılarak baş- latılan baskı ve yıldırma polıtıkası ile kurulun SİT kararlannı destekleyen üyelerinin de görev den uzaklaştınlma- sının hedeflendiğı belırtıiıyor. Katarakt ameliyatı artık daha ucuz e-posta : tan (a vol. com. tr Haber Merkezi - Lazer ile yapılan katarakt ameliyatları artık daha az riskli ve daha ucuza gerçekleştiriîebılecek. ABD'nin Chicago kentınde yapılan ABD Oftalmolojı Akademisi'nın yıllık olağan kongresine katılan SSK Okmeydanı Eğitim Hastanesı göz doktoru Kadircan Keskinbora, lazer ile yapılan katarakt ameliyatlannda yeni yöntemler kullanıldığını ve gelişmeler olduğunu belirtti. Keskmbora. kongrede de sunulan bu çalışmalarla ilgili şu bilgıleri verdi: "Lazcrle katarakt ameliyatı diye büinen yöntemde, kataraktiı lense yöneltilen özel bir avgıtın ucundan sesüstü dalgalargöndermek suretiyle katarakt dağınİıyor, parçalanıyor ve emiliyor. Şimdi bu parçaJima tşlemini yapan aygıtlar gcliştirilivor. L'ltrasonik (sesüsrti dalgalar) yöntemlerde parçalama sırasında işlem uzarsa veya aygıt gözün cam tabakasına (kornea) doğru vinelirse göz dokulanna zarar verebilir. Lazer ışınıvla parçalama için gdiştirilen a>gıtta, veni yöntemle gözün dokulanna zarar vermc olasılığı en az düzeve indirilmeye çaJışüıyor." Dr. Kadircan Keskinbora, maiiyetlerdekı indirimle bu ameliyatlann daha ucuza yapılmasına ilişkın olarak da şunlan söyledi: "Lazerle miyopi amelivarlannda lazer ışını pahali ve nadir bulunan gazlann yüksek voltajlı enerjisivle elde ediliyor. Oysa şimdi gaz yerine katı kristallerle elektriksel ve optik fizik yöntemler uvgulanarak aynı ışuı elde edilmeye çalışılıyor. Böylece hem mivopi hem hipermetropi ameliyaö daha ucuza mal cdiietek." Judith Exner 'Kennedy'den hamile kalmıştım' Çeviri Servisi - MütevefFa Başkan John Kennedy'nin metresi yıllar sonra sessizlığini bozarak 1963'te Başkan'dan hamile kaldığmı. ancak bebeğı aJdırmak zorunda kaldığmı açıkladı. Judith Exner, ABD'nin ünlü dedıkodu yazan Liz Smith'le yaptığı söyleşide kanser hastası olduğunu, ölmeden önce bazı gerçekJeri açıklama gereği duyduğunu belirtti. 20 yaşlannda iken Amerikalı ünlü şarkıcı Frank Sinatra tarafından John Kennedy ye tanıştınldığını, o tarihten sonra 2 yıl boyunca Başkan'la birlikte olduğunu kaydeden Exner. koyu bir Katolik olduğundan hamile kaldığmı fark edınce "bcynindcn vurulmuşa döndüğünü" açıkladı. O dönemlerde ABD'de kürtajın yasak olduğuna dikkat çeken Exner, Başkan'dan yardım istemek zorunda kaldığmı belirtti. Kennedv 'nın önensi üzenne Şikago'da Grant Hastanesınde kürtaj yaptırdığını itıraf eden Exner, amelıvattan sonra Başkan ile ılışkılerinın sona erdığıni söyledi. Kennedy 'ler üzerine birkaç kıtabı bulunan Jacqueline Kennedv'nin kuzenı John Davis, "Judith'in açıklamaları bana hiç şaşırtıcı gelmedi. Iki vıllık bir birlikteliğin bö\le sonuçlanrnası doğal" diye konuştu. Judith Exner'den sonra Başkan'ın Marilyn Monroe'yla beraber olduğu bıldirilıyor. SÖYLEŞİ ATTİU İLHAN Gâzi'nîn Tırka' Anlayışı, 'Farklı'., Gâzi, ne 'ittihatçı' idi, ne de 'mason'; Anado- \u Ihttlâli'nin gelişme grafiği, Makedonya 'komitacılığı'ndan farklıdır:rtt/hatçılar,hâkirrifyeti Os- manlı hanedanına bırakmış, 'iktidara' talip olmuş- lardı; 'iktidan' kaybettikleri an tarihten silindiler, hâkimiyet Vahdettin'de kaldı. Anadolu ihtilâli, hâkimiyeti halka intikal ettirme hareketiydi, Gâzi bu tehlikefi ve hassas operasyonda - -Enver Paşa'nın Bâbıâli'yi basması gibi- askeri bir müdahale ile de- ğil, yurdun her yanında devreye giren halk meclis- leri, kongreler ve Meclis'le yürütmüştü: Amasya Tamimi'nden itibaren, Müdafaa-i Hukuk Hare- keti'nin 'sivilliği' daima önde tutulmuştur. (Buradan itibaren, o yanık ve dokunaklı Kuva- yı Milliye marşlanndan birisi, size eşlik edebilir: 'Sa- karya dağiannda çiçekler açar...', meselâ!) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni 'fırkalaştırma- ya' sıra gelince, davranış yıne oyle: 1922 yılı so- nunda, Ankara'dakı gazetecileri çağırmış, Gâzi açıklıyor: "...hayatımı sonuna kadar vatan hay- rına vakfeylemek emeliyle sulhün istikrannı müteakip, 'halkçılık' esası üzerine müstenit ve 'Halk Fırkası' namıyla siyasi bir fırka teşkil et- mek nryetimdeyim"; hemen arkasından istediği, halkın ve aydınlann bu konudaki düşünce ve öne- rilerini, kendisine ulaştırması; yani örgütlenmeyi 'kollektifleşîirmek' istiyor, aynca diyor ki: "...er- bâb-ı ihtisasın gönderecekleri mütalâat ke- mal-i ehemmiyetle nazar-ı itibara alınacaktır" (Hâkimiyet-i Milliye, 7 Aralık 1922). Yalnız bır nok- ta üzerinde son derece hassas, o da kurulacak 'fır- kanın rvh-u aslisi', önceden açıkça üstüne basmış: "..böyle birfırkanın ruh-u aslisi istiklâl-i tam ve bilâ-kayd-ü-şart hâkimiyet-i milliye'dir" (Izmir yollarında', s. 27/28) Son cümleyi gündelik konuşma dilimize çeviri- niz: Gâzi, anti/emperyalist, lâik ve demokrat bir fırka' kuracaktır; iyi de, 'alelâde bir fırka ma- hiyetinde' mi olacaktır bu fırka? Onu da açıklığa kavuşturmuş: Hayır! 'dokuz umdenin mahiyeti... Müdafaa-i Hukuk doktrini, kısaca belirtmiş- tik, 'istiklâl-itam'\IQ 'hâkimiyet-imilliye' üze- nne oturmaktadır ama, kurtuluş savaşı ertesinde, bunlann tahakkuku üç ana 'Misak-ı Millî'nin ger- çekleşmesine bağlanmıştı: Bağımsız ve bölünmez yurt (Misak-ı Milfî), Bağımsız Ulusal Ekonomi (Sa'y Misak-ı Millîsi) ve Ulusal ve Birieşik Öğretim (Tev- hid-i Tedrisat/Maarif Misâk-ı Millîsi). Gâzi, hal- kın desteğiyle bu üç ana amacın gerçekleştirile- bilmesi için yine halkla 'müdavele-i efkârda bulu- narak' Halk Fırkası'nı kuracaktır. Izmir Iktisat Kongresi'ni açış konuşmasında, durumu irdele- dikten sonra, 'fırkanın' nasıl olacağını tereddütsüz açıklamıştı: "...böyle bir sa'y (emek) Misâk-ı Mil- lîsi mahiyetinde olan program etrafında toplan- maktan hâsıl olacak şekl-i siyasi ise alâlâde bir fırka mahiyetinde tasavvur edilmemek lâzım ge- lir ve sulh sonrası vukua gelebilecek olan bir şekl-i siyasinin, şimdiye kadar olduğu gibi, mil- letin azim ve imanı ile ve vahdet ve tesanüdün birbirine müzahir olması ile muvaffak olacağı hakkındaki kanaatım kavidirve tamdır"(izmir yollarında', s. 103/126) Bilmem dikkat ettiniz mi, son cümlede Gâzi Mustafa Kemal, 'milletin azim ve inancı' ile 'bir- lik ve dayanışması'nın, 'şimdiye kadar olduğu gi- bi, birbirine yardımcı olmasından' sözediyor: as- lında bu Anadolu ihtilâli'nin Anadolu inkılâbı'na dönüşmesinde, önceden oluşturulmuş 'Halk' Kur- tuluş Ordusu'nun (Kuva-yı Milliye), sırası ge/diği için 'Halk' kurtuluşcephesi'neyerinibırakmasıge- reğinın açık bır ıfadesidir. Gâzi'nin o yıllarda 'alelâde bir fırka değıT, son- radan siyasi terminolojiye girecek ünlü bir deyim- le, bir 'Halk Cephesi' kurmak istediğini daha 1970'li yıllarda yazmıştım; demek ister kı, nasıl bütün Anadolu ve Rumeli halkı 'müstevliyi yurt- tan defetmek içîn sımsıkı bir vahdet ve tesa- nüt içine girmişse, sa'y (emek) misâk-ı millîsi'ni ve maarif (öğretim ve eğitim) misâk-ı milfîsini gerçekleştirmek için de böyle bir 'cephenin vahdet ve tesanüdü içinde' olmalıdır. Meraklısı bilir, 'Halk Fırkası'nın kuruluşuna esas teşkil eden o meşhur 'dokuz umde', zümre ya da sınıf çıkarlarını savunmak için kurulmuş ya da ku- rulacak bir 'partinin' tüzüğüne hiç benzemez, kap- samlı fakat özet bir 'Halk Cephesi' programı- dır. 'aygıt' değil 'örgiif Biliyorum, elli yıldır kamuoyunda 'conformis- te' bir Atatürk görüntüsü oluşturan ve dolaş- tıranlar, söylediklerimden tevahhuş ediyor ama, gerçek budur: Gâzi Mustafa Kemal Paşa'nın fırkacıhğı' -hiç de sonradan iddia edildiği gi- bi- otoriter ve totaliter bir 'aygrta' özenmiyor; daha çok genel ilkeleri -ki inkılâbın ilkeleridir- net olarak konulmuş, inkılâbın gerçekleştiril- mesine kalabalık halk 'katılımını' sağlamayı amaçlayan, gevşek dokumalı ve kapsamlı bir 'örgüV, bir 'Halk Cephesi' oluşturmayı hedef edi- niyor. Gâzi Mustafa Kemal bu noktaya bir anda ka- rar vermemiştir; arayıp kurcalayarak, halk önünde tartışıp irdeleyerek varmıştır; isterseniz, bu karann nasıl billuriaştığına ve hangi 'esbab-ı mucibeye' da- yandığına da bir bakarız. O da daha az heyecanlı degildir. http^/ www. prizma.net tr/ A İLHAN httpy/www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle