03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13ARALIK1996CUMA HABERLERIN DEVAMI Istantüi Edırne Çanakkale Kocaeli Izmır Manısa Aydın Denizlı Y 11 PB 9 PB12 Y 10 PB12 PB11 PB13 PB 9 Zonguldak Y 9 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskişehir Sıvas Y Y Y Y Y Y Y Y 12 13 14 14 7 7 6 6 PB 16 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanhurfa Mardın Siırt Hakkârı Van Y Y Y Y Y Y K K 1b 16 9 11 7 6 2 3 Mizmırc \ vjstanbul ^ A Vlîalya 4 Ankara â^ ^-^ .Adara£^, / Erzurum 7N w \ \Hakkarıl Marmaranın dogusu, Karadenız. Iç Anadolu 1 - nun dogusu. Dogu Ak- denız ıle Dogu ve Gu- neydoğu Anadolu yağış- lı. dığer yerler parçalı bu- lutlu geçecek. Yağışlar yağmur ve sağnak, Ka- radenız'ın ıç kesımlen. Iç ve Doğu AJıadolu'nun kuzey ve doğusunda karla kanşjk yağmur ve karşeklındeolacak Ha- va sıcaklıgında onemlı bırdeğışıklık ofmayacak Londra Parıs Roma Berlın Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel K P Y K K Y PB K 6 6 11 2 3 12 5 3 Atina PB 12 Mılano Y Oslo Helsınkı K Stockholm K Belgrad PB Vıyana Bonn Budapeşte K 4 Münıh Taşkent Tahran C\ ! ' J' /"" Moskova PB ^ Aşkabat PB 11. Almatı K 4t Taşkent PB 3j Bakü Y 8ı Bışkek K oj Tifiıs K 3T Kahıre Y 19. Şam Y 15 Parçalı bulutiu G Ü N C E L CÜIVEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Sonuncu ilan: "Kamyondan sonra: Meclis artık eskisi gibi ola- rnaz... Kamyondan sonra Meclis'imizin artıkhalkın 'bilgi edinme hakkı' da içinde olmak üzere, demok- ratik haklan gûvence altına alacağına, demokrasi- yi tüm kurum ve kurallarıyla işleteceğine inanıyo- ruz" diyor. Sanırız, son sözcük olan "Inanıyoruz" yerine "Inanmak istiyoruz" demek daha doğru, yaşadığı- mız gerçeklere daha uygun olurdu. Açıklaması çok basit. Devleti oluşturan tüm ku- rumların bugünkü durumu fırtınalı denizde çabaJa- yan bir teknenin büyük dalgalarla oradan buraya savruluşuna benziyor. Kanal D'de Susurtuk'la başlayan olayları mantık, sağduyu ve yasalarla gözler önüne seren Cumhur- başkanı Demirel, anayasal yükümlülüklerıyle de- neyimli bir siyasetçi olmanın gereği, elbette skan- dalı ön plana alarak "devletin tahrip edilmesine ve sürekli karalanmasına" karşı çıktı. Cumhurbaşkanı diyor ki: "Halkın gözünde dev- let önemli bir kavramdır." Kuşkusuz doğru. Devlet hepimizin. Ne çare, devleti oluşturan kurumların manzara-ı umumiyesi. siyasetçilerin, demokrasinin ayrılmaz parçası olan siyasal partılerin. "halkımız kadar du- yarlı" olmadıklarını gösteriyor. Örneğin, TBMM'den başlarsak; on gün içinde halkımız ve kamuoyu belli başlı önemli gelişmeler- le sarsıldı. TOFAŞ-TEDAŞ'tan sonra... "Dıyet Koalisyo- nu"nur\ oylarıyla Mercümek dosyası da aklandı. Malvarlığı sırada. TBMM'deçoğunluğu elindetutan iki parti, kamu- oyunun, halkın vicdanındaki olumsuz titreşimleri umursamıyorlar. Yazılanlar, uyarılar Bay Hoca ile Bayan Şaibe'ye vız geliyor. Bakınız, şu sözleri dün, sorumlu bir Başbakan Yardımcısı söylüyor: "Cumhurbaşkanlığından po- lis teşkilatına kadar herkes cinayetle suçlanmakta- dır ve töhmet altında bırakılmıştır." Soruyoruz: Devleti karalayan ve tahrip eden ça- balar nereden kaynaklanıyor? Yeni ad Hükümet mi? TBMM'deki çoğunluğa dayanarak yalanın bini bir paraya, ülkeyi yönetiyor. Hükümeti ve devleti ıçeride ve dışarıdaki bu ya- lanlar sallıyor. Bir Dışişleri Bakanı var; "Batı ülkelerinde itiban sıfır". O ülkeden bu ülkeye kendini atarak güya gö- rev yapıyor. Aslında "itibar tazelemek ıçin" ne ıste- seler verecek! Dış basın malvarlığını diline dolamış. "Kahrama- m" Çatlı ile hangi sularda yüzdüğünü araştırıp du- ruyor. Bürokrasiden güvenliğe, devletin üst kademele- rine doğru bir koku yükseliyor. Basından önce. asıl devleti acı veren bu duruma düşürenlerden "devlet itibannı küçük düşürmeme- lerini istemek" gerekmiyor mu acaba? Hükümet türlü eylemleriyle son olarak skandal- lar dizisini soruşturmadan kaçırarak devleti yıpra- tıyor. Bu iktidarla bu iktidan ayakta tutan TBMM'deki çoğunluğun -sağır sultan bile duydu- tek işlevi var; "kirli işleri temizleme mekanizması!" olmak. Içeride devleti bu duruma düşürenler, dışarıdaki yaşamsal fırsatlann kaçtığını görmüyorlar mı? "Avrupa 'nın bizi dışlamaması" için hangı çaba- ları gösterdik? Insan haklarında üzerimize düşeni yaptık mı? Işkenceyi önleyebildik mi? Bizim gibilerse, doğru ya da yanlış. gerçeğe par- mağını uzatanlar, yetkili etkili önemli kişilere, "Sa- mimiyetle söylüyorum. Buraya gelirken kuşkula- nm var. Kaygılıydım. Sizinle konuştum, rahatladım. Çokteşekkürederim"demeyi beceremiyorlar. Çün- kü medya dünyasında bu kesim devletin içinde bu- lunduğu kargaşada şimdilik azınlıkta. Susurluk'ta bir araba bir kamyona çarptı. Rejimin yeni adı: Kamyon demokrasisi! ^ Çok burutlu Yagmurlu Sulu kar Cumartesi Anneleri" > ııiıı Susurhık isyanı • Baştarafı 1. Sayfada Savcılığı'na suç duyurusunda bulundular. Cumartesi Anneleri tüm kayıp yakınlannı temsilen verdilderi dilekçelerde şu suçlamalara yer verdiler: "Gözaltına aîınan insanlann kaybedilmesi: silahlı çatışma örtüsü altında planlı olarak adam öldiirme; uJusaJ ve uluslararası hukuk kurallanna rağmen işkence yapmak. y aptırmak; suçlulan korumak, saklamak; Tiirk Ceza kanunu'nun suç saydığı fiili övmek." Alibeyköy'de 13 mayısta "dur ihtanna uymadığı" gerekçesiyje öldürülen 17 yaşmdaki İrfan Ağdaş'ın annesi Şükran Ağdaş, adliye önünde yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Aydınlar, hukukçular, çok bilenler. ne olur sesimi duyun. Ben artık her cumartesi günii Galatasaray Lisesi'nin önündeki soğuk taşlarda oturmaktan bıktun. Ben artık saçlanmdan sürükJenmekten, 17 yaşındaki oğlumun kanını yerden valanıaktan bıktim. İ3en artık adalet istiyorum. \ma adaleti sokakta aramak istcmhorunı. Herkes sokağa çıkarsa bunun sonu kötii olur. Fakat şunu i>i bilin: Ben anayım. Bana sizin topunuz. tüfeğiniz işlemez. Ben oğlum için Meclis'e de girer, o\ verdiklerimi de aşağı indirmesini bilirim." Istifa çağnsı Susurluk "taki kaza sonrasında hiçbtr >e\ yapılmamasını eleştiren ÖDPGenel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç. ÇiJler- Bueak-Ağar üçlüsünün bir an önce vargı önüne çıkanlmasım istedi. Millenekili Mehmet Ağar"ın birlikte çalıştığı katillerin \e çete mensuplannın bir an önce ortaya çıkartılması gerektiğini vurgulavan Oluç. "Başlatılmış olan çaüşmalann sağfıklı olarak devam edebilmesi için ve soruşturmalann selameti açısından lansu Çiller'in de derhal istifa etmesi -ıe dokunulmazlığının kaldınlması gerekiyor" diye konuştu. Sedat Bucak'ın da dokunulmazlığının kaldınlmasını iste\en Oluç. "ÇUIer-Bucâk-Ağar üçlüsü bir an önce vargı önüne çıkanlmalıdır" dedi. Avrupa'ya termik santral şikâyeti ASLMAN ABACIOCLl İZMİR- Muğla'daki üç termik santralın. mah- keme karanna karşın Bakanlar Kurulu karanyla çalıştınlması konusu Avrupa İnsan Haklan Ko- mis>onu"nagötürüldü. İzmirÇevre Hareketı avıı- katlan. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlan olarak A\ - rupa İnsan Haklan Komisyonu'na yaptıkları baş- vuruda. Bakanlar Kurulu üyelerinin mahkeme ka- rarlannı kasıtlı olarak yok saydıklannı belirterek, Türkiye Cumhunyeti hükümetinin RomaSözleş- mesi'nin temel ilkelerini ve kendi anayasasını ih- lal ettiğini bildirdiler. İzmirÇevre Hareketi avukatlan, başvuru dilek- çesinde. Muğla"daki Y^atağan, Gökova ve Yeniköy temıik santrallannın yaklaşık İÜ yıldır hıç bırön- lem almaksızın. düşük kalorili kömüre dayalı ola- rak elektrik ürettiklcri. çevresindeki doğaya, bıyo- lojik zengınliklere büyük ölçüde zarar verdiklen- ni ve giderek yok ettiklerini bildirdiler. Avukatlardilekçelerınde. bu termik santrallann yasal mevzuatın öngördüğü izin ve ruhsatları al- maksızın tesis edildikierini. bugünkü faaliyetleri- ni de ruhsatsız ve izın.sız olarak sürdürdüklennı. bu nedenle de "vasadışt-kaçakyapı" niteliğinde ol- duklarını belirttiler. Avukatlar, anavasanm ve >a- salann. kendilerine verdiği "sağbklı vedengeli bir çevrede>aşama hakkjnı" kullanmak ve yükledigi göre\leri yerine getirmek üzere idari makamlara başvurarak bu santrallann faaliyetinin durdurul- masını istediklerinı anlattılar. Ancak idarelerin. başvurulara olumsuz cevap veımeleri üzerine Yatağan. Yeniköy ve Gökova termik santrallannın faaliyetinin durdurulması is- temiyle Aydın Idare Mahkemesi'nde açtıklan da- valarda mahkemenin. "dava konusu üç termik santralın faaliyetinin durdurulması yönünde yü- riitmenin durdurulması karan" verdiğini anımsa- tan avukatlar. bu mahkeme karannın gereği yeri- ne getirilmediği gıbı Bakanlar Kurulu'nun bu üç santralın çalışmasını sürdürmesi yönünde karar verdiğini vurguladılar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasfnın 138. mad- desinegöre. yasama ve yürütme organlan ıle ida- renin mahkeme kararlanna uymak zorunda olduk- lannı kaydeden avukatlar. "mahkemekararlannın uygulanmaması yönünde prensip karan alan Ba- kanlar Kurulu üveleri ik konusu suç teşkil eden bu karara uyarak mahkeme karariannı verine getir- meyen santral işietme müdürleri hakkında Cum- hurivet Başsavcılığı nezdinde suç duy urusunda bu- lunulmu^tur" dcdiler. Anayasa ve kanun hükümlerinin Bakanlar Ku- rulu tarafından açıkça ıhlal edilmesi ıle özellikle "hukuk devleti ilkesi" ve "kuvvetler aynlığı ilke- si"nınağırbıçimdezedelendiğını. "hakaramaöz- gürlüklerine" darbe vuran devlete güvenlennin kalmadığını kaydeden Izmir Çevre Hareketi avu- katlan. "Tüm hukuki yollar tükenmiştir" dcdiler. Ba;>\uru sahibi yurtta^lar olarak. Türkıye'nin de içinde bulunduğu Avrupa Konscyi tarafından kabul edilen Roma-Avrupa İnsan Haklan Sözleş- mesı'nden vararlanma hakkına sahip olduklannı vurgulavan avukatlar. dilekçelerinde şu görüşlere yer verdiler: "Roma Sösdeşmesi'nin başlangıç ü- kelerinde Avrupa de>letlerinin 'hukukun üstünlü- ğü' konusunda müşterek bir mirasa sahip olduk- lan belirtilmiştir. Dilekçe sahibi y urttaşlar. olduk- ça uzun vezahmetli biryargılama sürecinde, bilim- sel raporlaradavalı v üriitmenin durdurulması ka- rarlannı sağlamışlar ancak u\ gulatamamışlardır, adalet tecelli etmemiştir. Davalı idareler \e Bakan- lar Kurulu üveleri. mahkeme karaıiannı kasıtlı olarak yok sayıtuşlardır; çünkü Bakanlar Kurulu üveleri miUetvekilİeri ile üstdüzey bürokratlann ül- kemizde dokunulma/Jık zırhlan mevcuttur. Ceıai ko\ uşturmalar hiçbir netice vermeyecektir. Türki- ye Cumhuriyeti hükümeti. Avrupa konscyi Starii- sü'nün 3. maddesinde belirtilen hukukun üstünlü- ğü temel ilkesini açıkça çiğnemiştir. Kuvvetler ay- nlığı ve hak arama özgürlüğü ilkeleri de ihial edil- miştir. Mahkeme kararlannın uygulanmadığı ve çiğnendiği bir ülkede. hukukun üstüniüğünden ve hukuk devletinden sö/ edileme/-" Türkiye Cumhunyeti hükümetinin. Roma Söz- leşmesi'nin temel ilkelennı ve kendi anayasasını ıhlalettiğinı vurgulavanavukatiar. "Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ilkeleri uyannca gerekli işlem- lerin yapılmasınu müeyyidelerin uygulanmasınr istedi ler. Özer Çiller medya patronluğuna soyımdu KEMAL VURTERİ ANKARA - DVP Genel Başkanı. Dı^ışleri Bakanı ve Başbakan Yardım- cısı lansu Çiller'ın eşi Özer l çuran Çiller. medya patronluğuna soyundu. Ozerl çuran Çıller'ıngelecekyılınilk aylannda yayına ba^laması beklenen "Sözcü" adındaki bir gazete ile aym adı ta^ıyacak bir telev ızyon ıstasyonu- na500mılyarliracivarındanparayar- dımında bulunduğu ilen sürüldü. D\'P'yi destekler bir yayın polıtı- kası izleyeceği belirtilen kuruluşlar için Turan Güneş. Bulvan üzerinde bir \ ılla kıralandı. Özer Çiller. "Adıgeçen gazete ve, televizyon şirketiyle bir Ugim yok. Böyle bir ha/ııiık içinde değilim. ÇaJışmam da yok" dedı. Edinilen bilgiye göre gazete ve te- levizyon çalı^malan Salim Koçak adında Konyalı bir i>adamı tarafından yürütülüyor. Konya'da pekmcz ve manmelat türü gıda üreten orta çapta bir tesise sahip Koçak'ın. bırkaç yıl öncesine kadar yine Sözcü adında ay- lık bir dergi çıkardığı öğrenildı. DYP'yi destekler bir yayın politı- kası ızleyen bu derginin kapatılması- nın ardından Koçak'ın yenıden dergı çıkartmak ıçın çalışmalarda bulundu- ğu. ancak başanlı olamadığı belırtıldi. Koçak'ı. Özer Çıller'le kendısını Başbakanlık'ta danışman olarak tanı- tan Hüsi'yin Kocabıyık'm tanıijtırdığı belırtıldi. Ankara Üniversitesı Dıl Ta- rih ve Coğrafya Fakültesı mezunu olan Kocabıyık. Analıtık Ara^tırma ve Da- nışmanlık Şırketı'nın sahibi olarak bi- lınıyor. Analitik adlı şırkctin DYP ıçın an- ket çalıs.maları yaptığı ve DYP'Iİ mıl- letvekıli adaylarının seçım çalışmala- nnı yünittüğu öğrenildı. Sözcü adlı gazete vc telev ızyon için Turan Güre> Bulvan üzerinde v illa kı- ralandı. Sancak Mahallesi Korumar Sıtesi 71 -A adresinde bulunan v illanın telev izyon ıçın kullanılacağı behrtilir- ken Sözcü gazetesı ıçın Sıncan'da bı- na kiralandığı ve bazı ekipmanların gctırıldığı öğrenildı. Özcr Çıller'in 500 mılyar lıralık y ardım y aparak perde arkasından des- tekledığı sav lanan gazete vc telev ızyo- nun imtıyazsahibıninkımolacağıhe- nüz bellı olmadı Yayın çalı^malarını y ürüten BASS Yay ıncılık Anonım $ir- ketı'nın ticaret sicilinde kaydına rast- lanmadı. Özer Çiller. konuyla ilgili olarak Cumhuriyrt'e yaptığı açıklamada. ga- zete ve telev izyon çalışması içinde ol- madığını söyledi Özer Çiller. "Adıge- çen gazete ve telev izyon şirketiy le bir il- gim yok. Böy le bir ha/ırlık içindedeğil- im. Çalışmam da yok" demekle yetın- dı. 6 Ordu evini temizledi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlı Kuvvetlen (TSK), Yük- sek Asken Sûra'nın (YAŞ) 58 ırtica- cıyı Başbakan Necmettin Erbakan'ın onayıyla ıhraç ctmesine tepkı göste- ren şeriatçı kesime sert yanıt verdi. Lst düzey bir askeri yetkili. ırticacı faaliyetlere karışanların tarıkat şeyh- lerı ve şeriatçı dıs kaynaklardan des- tck aldıklarını belirterek. "Bizevimi- a temizledik; bizim kurallanmız böy- le. Ordu Türkiye'nin zamkıdır" dedi. TSK'nın komuta kedemesinde yer alan üst düzey bir asken yetkili, ko- nuyla ılgılı olarak Cumhuriyet'e yap- tığı değerlendırmede. anayasal bir ku- ruluşoian YAŞ'ın kararlannın tartışıl- masının gereksiz olduğunu söyledi. "Değiştirecekseniz anayasayı değişti- rin. Vargıdan muaf olanlar sadece \AŞ kararlan değildir. Cumhurbaş- kanlığı'nın kararlan, Hâkimler ve Savcılar Vüksek Kurulu kararlan. Anayasa Mahkemesi'nin kararlan da böyledir"açıklamasında bulunan yet- kili. Türkiye'nin bulunduğu coğrafya nedenıyle çev re ülkelerden tehdit sin- yallen aldığını aktardı. Yetkili şöyle konuştu: Satanıayacaklar • Baştarafı 1. Sayfada rum ve kuruluşlannaait sosyal te- sisler ve kamu hizmeti için gerek- li olmayan diğer taşınmaz malla- nn satılmasına olanak tanıyordu. Yasa, hükümete. kamu kurum ve kuruluşlannın. arazi. arsa ile lojmanlarının hangi yöntemle sa- tılacağının belirlenmesi ve Mu- hasebe-İ Umumiye Yasası'ndaki parasal smırlann kaldınlması ko- nusunda da yetki veriyordu. \asanın iptal edilmemesi duru- munda. hükümet. ayrıca Kamu Konutlan Yasası'natabi kuruluş- lann kullanımındaveyamülkiye- tinde olan kamu konutlannın tah- sıslerint kaldırabılecek; bu konut- lanndan satılacaklan belirleyebi- lecek: satışın peşin veya taksitle yapılmasına karar verebilecekti. Aynı düzenlemelen içeren bir yasada DYP-CHPdönemindede çıkanlmış, ancak Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel tarafından onaylanmamıştı. Başbakan Erbakan, dün topla- nan Ekonomik Kurul'da. mahke- menin iptal karannın, kamu loj- man \e satışlardan 250 trilyon li- ralıkgelirkalemiyerleştirilenbüt- çeyı etkilemeyeceğini savundu. Başbakan. "Diğer paketlerde 20 milyar dolar imkânımız var. Karar yeniden ıncelenip gereken yapılır" dedi. "Türkiye Veni Zelandadeğil ki.çev- re ülkelerie bir sorun olmasaydı. ilk önce biz buna karşıçıkardık. bu karar- lann yargı denetimi dışında olmasına. Halbuki çevre ülkelerinden Türki- ye'ye büyük bir tehdit var. Aynea son yıllarda görülmemiş bir terörist tehli- kesi var içeride. Bir böigeyi kapmaya, koparmaya çalışıyorlar. Dışandan des- tekli hain bir kaİkışma var. Bunlaria mücadele eden bir ülkenin bütün hu- kuki sorunları tamamlandı da VAŞ kararlan mı kaldı?" Asken yetkili. ordunun kuralları bulunduğunu ve ordu üyesı herkesın bu kurallara göre davranması gerek- tiğini belirterek. "Biz kendi evimizite- mizliyoruz. Bizim kurallanmız böy le. Futbolda tacı ayakJa atarsanız si/i ov- natmazlar. Atatürkçü, laik çizgide bir cumhuriyet ordusuyuz. Bu cumhuri- yet ordusunun subay ve astsubayı TSK'nintalimatveyönergelerindeta- rif edilmiştir. Ailesi ve eşi için çağdaş bir yaşam tara öngöriilmüşnjr ve bu tür subay-astsubaylar alınmaktadır" dedi. Ordudan irticaı faaliyetlere ka- tıldıkları gerekçesiyle ihraç edilenle- rin dış bağlantısı bulunduğunu akta- ran askeri yetkili, bu kişilerin organi- zc bir şekilde orduyu bölmeye çalış- tığını söyledi. Aynı yetkili. "Ancak bunlar daha sonra dışardan gelenler- le. parasal faktörierie maalesefkandı- nlarak örgütlerin üveleri haline geti- riliyor. Bunlar da tııtup içerde kendi- lerinin müritlerini arttırnıaya. dışar- dan ve tarikat şeyhlerinden aldıkian talimatlaria >e maddi yardımlarla Türk ordusunun subay veastsubayla- nnı belirienen çizgilerin dışına çıkar- maya çalışıyoriar" dıyc konuştu. Yetkili, sözlerinı şöyle sürdürdü: "Türk ordusu ülkenin /amkıdır. Türk ordusu parçalanırsa detlet par- çalanır. Türk ordusunu korumak sa- dece biz generallerin ve \ üksek Aske- ri Şûra'nın görevi değildir. Y'üzde 80'den fazlası bunlar gibi düşünme- yentopluımındagörevidir. Atatürkçü ve laik olan ülke halkımızın kaygısıdır bu. Her şûradan sonra belli bir kesim böy le şeyler yapıyor. Geçcn ağustosta da oldu, aralıkta da oldu. Bu adamlar bu şekilde Türk ordusunu laik ve Ata- türkçüçizgiden saptırmav ı deniyoriar. Bunu da hukuka falan bağlamak isti- yoıiar. Bu yolla kendi görüşlerinde ol- mayan parrileri de yanlanna çekiyor- lar. VAŞ kararlan sadece hukuki ka- rar değildir. Ay nı /amanda idari bir ta- sarruftur. Diğer kurumlara da insan alınırken kendi çizgisinde olmasına özen gösterilmiyor mu? Başka yerlere çalışmaya başlayan insanlan ögrendi- ğiniz zaman ne yaparsınız? Atarsınız tabii ki. Biz de bunu yaptık." Asken yetkilıler. şenatçı kesımlerın ordu ıle Başbakan Erbakan'ın arasın- da gerginlik yaratmaya çalıştığıııa dikkat çekerken. bir şeriatçı gazetede yer alan. "Buimzayıatmayacaktınho- cam" manşetıne dikkat çektıler. Ga- zetede yer alan AhmeC Taşgetiren ım- zalı köşe yazısında yer alan şu ifade- lere dikkat çekıldi: "Siyasi rakipleri- niz bir Başbakan'ın boyun eğmesi kar- şısında kıs kısgülüyorlar- Sanki böyle bir çarpık düzen onlara se\ inç pay ı ve- rinnişgibi... Telefonda 'Bir şeyler y a- pamaz mıyız' diye soran asker eşine. 'Çığlığınızı vükseîtın' diye cevap ve- rebiliyorum. Inançlan sebebiyleordu- dan atılan subaylara 'Kundaktakı be- belerinizle birlikte çığlığınızı yüksel- tın' diyorıım.... la ki Başbakan'ın im- zası kurtulsun." Ûlkennzın En Bûyuk Problemı Sıgarayla Savaşmak Içın Bıze Destek Olun ' Aramıza Katılın rier Vıl 1.000 000 Gencırma Kurtaraıım SİGARA SAĞUK ULUSAL KOMİTESİ Tel: 0212 275 55 52Pbx. Faks Satıiması duşunulen tesısler Kurumlar Anayasa Mahkemesı Başbakanlık Devlet Planlama Teşkılatı Hazine Müsteşaıiığı Dış Ticaret Müsteşaıiığı Danıştay Yargıtay Devlet istatıstik Enstitüsü Diyanet işleri Başkanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müd. Devlet Meteoroloji iş.Gn.Md. Adalet Bakanlığı Milli Savunma Bakanlığı Içişleri Bakanlığı Emnıyet Genel Müdürlüğü Jandarma Genel Komutanlığı Sahıl Güvenlik Komutanlığı Dışişlen Bakanlığı Maliye Bakanlığı Milli Eğitim Bakanlığı Bayındırlık ve iskân Bakanlığı ' Sağlık Bakanlığı Ulaştırma Bakanlığı Tanm ve Köyişleri Bakanlığı Çalışma ve Sosyal Guvenlık Bakanlığı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Enerjı Tabii Kaynaklar Bakanlığı Kürtür Bakanlığı Turizm Bakanlığı Orman Bakanlığı Denızcilık Müsteşaıiığı Gümrük Müsteşaıiığı Lojman 39 495 20 157 160 107 178 25 259 519 860 5615 46150 1414 35657 10539 177 383 8421 58415 1702 18995 314 5507 43 93 31 331 83 1393 138 1570 Sosyal Tesis 1 1 2 1 1 1 2 105 244 110 10 146 753 72 5 3 8 Kaynak pakederi temelden sarsıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Anayasa Mahkeme- si'nin kamu taşınmazlannın satışına ilişkin yasayı iptal etmesiyle. hükümetin hem kaynak paketlen hem de da- ha yasalaşmayan 1997 bütçe yasa tasansı açığa düştü. REFAHYOL hükümeti "denk" olduğu iddiasıylaha- zırladığı 1997 bütçe yasa tasansına bu yasaya dayana- rak kamu taşınmazlannın satışından 250 tnlyon liralık gelirkalemı yerleştirdi. Başbakan Necmettin Erbakan da kaynak paketlen çerçevesinde k3mu arazı ve lojmanla- rının satışından 10 milyar dolarlık gelir elde edileceğini ıddia etmışti. Hükümetin 10'armiiyardolarlık I. ve 2. kaynak pake- tının temelinı oluşturan kamu kurum ve kuruluşlannın lojman, arazi ve arsalarının satışına ilişkin proje. Anaya- sa Mahkemesı'nın ilgili yasayı iptaliyleortadakaldı. Baş- bakan Erbakan. 1. kaynak paketinde kamu lojmanlarının satışından 300 trilyon liralık gelir elde edileceğini savun- muştu. Bu çerçevede, ilk aşamada öğretmenev lennın sa- tışa çıkanlacağı bildirilmişti. tkincı kaynak paketinin en önemli maddesi olan Hazine arazilerinin satışı projesin- den de 1 katrilyon liraya ulaşan mıktarda gelir elde edi- leceği savunuluyordu. Bu çerçevede. Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü ile Milli Emlak Genel Müdürlüğü, yaklaşık 10 bin hektarlık boş Hazine arazilerinin imar plan düzenlemeJeri ile büyük- şehırlerdeki rantı yüksek orman. kıyı ve çevre yolu kena- rındaki arsalar için değer tespıt çalışmalarını başlatmış- tı. Aynı kapsamda. özeliikle İstanbul. Antalya. fzmir ve Muğla'daki kıyı ıle orman arazıleri için ımar planlannın çıktığı bildirilmişti. Hükümetin. hazırladığı kaynak paketlerindeki hayali projelere dayanarak denk olduğu iddiasıyla 1997 bütçe- sine yerleştirdiği gelirler de daha tasarı üzerinde TBMM Genel Kurulu'ndakı görüşmeler tamamlanmadan açığa düştü. 1997 bütçe tasansında, vcrgı dışı gelirler kaleminde, kamu kurumlarının lojman ve sosyal tesislerin satışından 115 trilyon liralık. Hazine arsa ve arazilerinin satışından 75 trilyon liralık, KİT'lerın arsa ve lojmanlarının satışın- dan 30 trilyon liralık. döner sermayelı, katma bütçeli ku- ruluşlann lojman ve arsalarının satışından da 30 irilyon liralık gelıröngörüldü. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada rotte, çocuğu kaçırılıp öldürülen aılelerin yemeğr;- ne katıldı. Bir tabak spagettilerini yedi. Hemen ertesinde Connerotte bu davadan alındf.J Halk kuşkuluydu. Olay meclise kadar uzanmıştı. Yargıca güveniyorlardı... Acaba... Yargıya baskı mı söz konusuydu?.. Belçika ayağa kalktı... Tam üç yüz bin kişi Brük- sel sokaklarını doldurdu. Flamanından Vaionuna^ yerlisinden yabancısına kadar herkes. "Beyaz yü- rüyüş"te bir araya geldi. Kızı öldürülen Melissa Russo'dan, Faslı işçi Ne-s bile Benayşe'ye kadar herkes oradaydı... 20 ekim günü gerçekleştırilen bu yürüyüşü, öte- kiler izledi. Bu toplumsal eylemın ardından, Belçi- ka hükümetinin soruşturmayı "meclisaltı" etmesi olanaksızlaştı... Soruşturmalar-yargılamalar serisi devam ediyor.v Belçika'da yaşananlar, toplumsal baskının yöneL ' timi yönlendirme gücü açısından yakın-somut bij örnek. • Türkiye nasıl? 4 iddialar yıllardır yıneleniyor, belgeleniyor. AncaK Susurluk'ta 3 kasım pazar günü meydana gelen ka' za. yeni bir kilometre taşı oldu. ': Aradan, 40 gün geçtı. Hâlâ. 18 yıldır aranan ka- til zanlısının. 30 bin kışılik korucu ordusuyla övünen mılletvekilinin, polis yetiştirmekle sorumlu bir em- niyet müdürünün niçın aynı araçta olduklannı açık-' layan, "resmi bir bilgi" yok. ; '• Bir ımzanın gerçek olup olmadığı bir ay sonra "muhtemelen" saptanabiidi. P Mercedes'teki silahlann kime ait olduğu net de-/ ğil... u Çatlı'nın kimliklerinın sırrı devam ediyor... '. Bucak'ın korumalarının karıştıkları iddıa edılert olaylar zıncırı İstanbul Emnıyet Müdürü'nün başını yedi, ama karanlık noktaların aydınlatılmasına yet-- medi. 1 Adam öldürmelerden "bılgısi olanlar". devletin 1 en üst katlarında oturuyor. Demokrasinin bütün ayaklarının oturduğu bir ü\- J kede yukarıdaki olaylar, kamuoyunu bir süre işga> eder, kurumlar devreye girer, toplum rahatlar... Bizde nasıl oldu? j Kamuoyuna üçlü soruşturma başlatıldığı duyu| ruldu. Önceki gece. cumhurbaşkanından öğrendik ki soruşturma açılmamış. Daha inceleme yapılıyor-j muş. Herhalde. incelttikleri yerden koparacaklar ve, bu işi kapatmanın yolunu arayacaklar. ,t Çorap örülsün mü sökülsün mü? ', Soruşturma sağlıklı yürütülse her şey "çorap sö-l küğü" gibi ortaya çıkacak. Ama her geçen gün olay-; lar, "çorapörgûsü"gibi dahagenişalanı, "soruışa-j reti" altına sokuyor. Kimi sorumlular elde çorap dolaşıyor. Sökseni-i ze... '• Olmaz... Neden? Devlet zarar görür... Devletin tepesınde bir mektup modası başladı. Muhalefet ıktıdara yazıyor. iktıdar karşılık verıyor. 1 Araya Cumhurbaşkanı gırıyor. Mektuplan tarafları- na iletıyor. l Mafya postu sermış, sısteme posta koyuyor. So-' rumlufar, birbınne mektup postalayıp çare arıyor...f Çözüm için tıpkı Belçıka'da olduğu gibi toplumur^ da el koyması gerekli. ( Türkiye'de yolsuzlukların. haksız kazancın ayyu-, ka çıktığını herkes kabul ediyor. TÜSES'in biraraş-j tırmasında, "Haksız kazanç sağlayan var mı "soru-. suna yüzde 83 "evet" yanıtı veriliyor. * Yarın Istanbul'da ve Ankara'da ikı önemli top-' lumsal çıkış var. Istanbul'da, saat 12.00'de Şişli'de. Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı DesteklemeDerneği'nin temizsiyaset, temizyöne-' tim için "Ulusal Egemenliğin Gücü" mitingi var... * Ankara'da da Kamu Emekçileri Sendikaları Kon-' federasyonu ve 40'a yakın kitle örgütü saat; 11.30da Zafer Çarşısı önünde, "Demokratık Dev-' let, Halk için Bütçe" istemıyle buluşuyor... Sonra Kı- zılay... ; Ülkenin başına çorap örülmesinı değil... - Karanlık ilişkilerin çorap söküğü gibi ortaya'; dökülmesini istiyorsan... <• Birsesver... s Sn. SELAMİ OZTLRK Kadıköy Belediye Başkanı Acınızı paylaşıyoruz. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Kadıköy Şubesi ILA> T.c. TEFENNİIC4DASTRO MAHKEMESrNDEN Sayı: 1992 17 Davacılar tarafından davalılar aleyhine açı- lan kadastro tespitine itiraz davasının yapılan açık yargılamasında \erilen ara karar gereğin- ce: Dahili dava dilekçesi için tüm aramaiara rağ- men bulunamayan aşağıda isimleri yazılı Ha- sibe Ersoy, Kamile Can. Mahmut Mülayim, Er- doğan Mülayim. Sabri Mülayim, Yurdagül Çe- lik. Turgut Erçelik. Ayşe Ünlü. Cahit Şahin, Kâmil Şahin. İsmail Ozsoy ve Gülten Ozel'e tebliğ edilemediğinden da\a dilekçesinin ila- nen tebliğine karar verilmekle ilan tarihinden 15 gün sonra dava dilekçesinin dahili davalıla- ra tebliğ edilmiş sayılacağı. davalının bizzat duruşmaya gelmemesi veya bir vekille temsil cdilmemclori halindeyargılamayavoklufjunda devam edileceâi hususu ilanen tebliâ olunur. 27.11.1996 Basın: 124274
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle