Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5KASIM1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tuvalette
uçaksavar
mermisi
• HAVZA <AA)-
Samsun'un Havza
ilçesinde bircaminin
tu\aletinde uçaksa\ar
mermisı bulundu. Orta
Camiı tuvaletinin
temizlenmesı sırasında
bulunan merminin. ilçe
emniyet müdürlüğü
bomba uzmanlannca
kontrol altına alındığı
açıklandı. Havza
K.avmakamı Selim
Cebiroğlu. olayla ilgili
soruşturmanın
çok yönlü
sürdürüldüğünü bildirdı.
Bucak'ta oylar
yeniden sayıldı
• BLCAK(AA)-
Burdur'un Bucak
ilçesinde diin >apılan
beledive başkanlığı
seçiminde geçersiz
sayılan oylar veniden
sayıldı. DYP İlçe
Başkanlığı'nın, İlçe
Seçım Kurulu
Başkanlığı'na yaptığı
itiraz üzerine. 256
geçersiz oyda yeniden
yapılan sayım sonucunda
oylardan biri
CHP'ye. bin ANAP'a.
3'ü ise DYP'ye verildi.
İlçe Seçim Kurulu
yetkilileri. yeniden
yapılan sayımın
ardından seçim
sonuçlannın
degişmediğini ve RP
Adavı Mehmet Ali
Öztop'un Belediye
Başkanı seçildiğini
bildirdiler.
Cezaevinde
infaz
• ANKARA(AA)-
Ankara Merkez Kapalı
Cezaevi'nde yatmakta
olan Ramiz Şişman adlı
TİKK.O nıilitanının.
arkadaşlan tarafından
şişlenerek öldürüldüğü
bildirildi. Dün kapalı
görüşte meydana gelen
olayla ilgili
soruşturmanın sürdüğünü
belirten yetkililer
Ramiz Şışman'ı
öldürenlerin kimliginin
belirlenmeve çahşıldığını
kaydettiler.
ANAP'tan RP'ye
transfer
• ERZURUM(AA)-
Erzurum'da 3 ll Genel
Meclisı Üyesi.
partilerinden istifa ederek
RP'ye geçti. ANAP'ın
Uıca ilçesi İl Genel
Meclisi Üyesi Zakir
Kartal ile Karayazı ll
Genel Meclis Üyesi Latif
Mazkan ve Tekman
Bağımsız 11 Genel Meclis
Üyesi Yusuf Ziya
Taşkesenligil'in RP"ye
geçiş töreninde konuşan
Erzurum Büyükşehir
Belediye Başkanı Ersan
Gemalmaz, ANAP'ın
sağın solunda bir parti
olduğunu öne sürerek.
"Kendıni solun dışında
kabul edenler, RP'ye
geçiyor" diye konuştu.
Sinop ilçe olmak
istiyor
• SİNOP (Cumhuriyet)-
Sinopta yerel yayın
yapan Gözde FM. "tlçe
olmak istiyorum" adında
kampanya başlattı.
Kampanyanın
başlamasıyla radyonun
telefonlan kilitlenirken
arayanlann ortak noktası
da "5? numaralı plakayı
satışa çıkartmak" oldu.
Sinop'un en çok göç
veren illerin başında
geldiğini vmgulayan
Gözde FM Genel Yayın
Y'önetmeni Zuhal
Konukçu, "Sinop'u ilin
daha ötesinde bir şey
yapamayacaklanna göre
bize ilçe olmak kalıyor.
Vali yerine
kaymakamımız olsun
ama. insanlarımız işsiz.
aç kalmasınlar" diye
konuştu.
Çiller'den itiraf
• ANKARA (ANKA) -
Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller. koalisyon ortağı
RP'den bir heyetin
Suriye'ye gitmesinden
haberleri olmadığını
söyledi. Heyetin
kimlerden oluştugu
konusunda da bir bilgisi
olmadığını kaydeden
Çiller. "Görüşmelerde
neler konuşulduğu"
sorusuna "'Ankara'da yeni
bir hükümet kurulmuş
olmasının ve bunun
Türki\e'nin genel
olarak' tslam \e Arap
dünyası. özel olarak da
Suriye'yle ilişkilerine
etkilerinin ele alındığı
kaydedilmiştir" şeklinde
cevap \erdi.
Çiller, Suudi Arabistan hükümetinden Türkiye'ye tanman kotanın arttınlmasmı istedi
Kral FahcPa hac ricasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP
Genel Başkanı \ e Başbakan Yardımcısı Tan-
su Çiller. Başbakan Necmettin Erbakan'ın.
karayoluyla hacca izin verileceği yönündeki
çıkışı üzerine. muhafazakâr tabana seslen-
mek amacıyla koalisyon ortağıyla yanşa gir-
di. Başbakan Erbakan'm. güvenlik birimle-
rinın olumsuz görüş bildirmesine karşın. 15
trılyon iiralık pazardan pay almak isteven RP
yandaşı şirketlere mesaj vermek amacı\ la
gündeme getirdiği "karayoluyla hac" uvgu-
lamasının. bu \ ıl için olanaksız olduğuna dlk-
kat çekildi.
DYP lideri ve Dışişleri Bakanı Çiller. Su-
udi Arabistan Prensı Abdullah Abdülaziz'den
Türkiye'ye tanınan Hac kotasını arttırmasını
yazılı olarak rica etti. Hac konusunda görüş-
melerde bulunmak üzere önceki gün Suudi
Arabıstan'a hareket eden
Devlet Bakanı Ne>zat Er-
can. görüşmeler sırasında
Çiller'in rica mektubunu
Prens Abdülaziz'e iletecek.
Konuyla ilgili çe\reler.
"1995 yılında Cumhurbaş-
kanı Süle\man Demirel ile
dönemin başbakanı Tansu
Çiller, devlet adına baş\ u-
ruda bulunarak kotanın ar-
tınlmasını istediler. Kral
Fahd olumsuz >anıt \ermiş-
ti. Çiller'in başanlı olması
güç görünüAor" yorumunu
yaptılar. Erbakan'ın kara-
yolu>la hac gezismi serbet
bırakma çabasr da bu > ıl so-
nuç vermeyecek.
1997 yılı mart ayı ortala-
rında gerçekleştirecek hac
gezılen konusunda 6 ayön-
ceden tartışma açan "hac
tobisP. hac gezilerinın ka-
rayoluyla da gerçekleştiril-
mesi için çalışmalar >apı-
yor. PKK'ye destek verdigı
bilinen Suriye ile iç karışık-
lık içınde bulunan Irak üze-
rinden Suudi Arabistan'a
gidecek hacı adaylarının
güvenliğinin sağlanamaya-
cağı yönündeki güvenlık
raporlan. RP'nin önünde
engel oiuşturuyor.
Hac lobısinin suçlamala-
nyla. yetkilılerın bu konu-
dakı yanıtları şöyle:
- Laik devlet az sayıda ki-
şinin hacı olması için çaba
gösteriyor:
- De\ letın böyle bir ama-
cı yok. Türkiye'de her yıl
yaklaşık 100 bin kışı hacca
gitmek istiyor. Ancak, Su-
udi Arabistan hükümeti.
özellikle 1990 yılında mey-
dana gelen \e 1000 Türk
hacı adayının da yaşamını
C6Çen yil reddedİldİ Hükümetin karayoluyla hac gezisini
serbest bırakması bu yıl olanaksız bir karar olarak
değerlendirilırken. Suudi hükümetinin Çiller'in benzer isteğini 1995
yılında olumlu karşılamadığı öğrenildi.
dı. 1995 şılında Cumhurbaşkanı Sülevnıan
Demirel ve dönemin başbakanı Tansu Çiller
tarafından Kral Fahdagönderilenmektuplar
olumlu sonuç vermedı.
- Karavolu> la hac gezisi \ asaklanarak iba-
det \e stvahat özgüriüğü kisıtlanıyor.
- Hac gezısı Körfez Krizi'nin ardından I-
rak'ta beliren durum nedenivle kara>olu>la
vapılamıyor. Gü\enîık birimlerı Suri>e ve I-
rak güzergâhında hacı ada> lannın can güven-
liğinden endişe ediyorlar. Çan güvenliğinin
tehlıkede olduâu bir durumda naMİ karavolu
yitirdiği oiaydan sonra kargaşalıkları önle-
mek için kota uvgulamasını sıklaştırdı. Tür-
kiye've diğer ülkelerde olduğu gibi nüfusun
binde biri oranında kota uygulaması Suudi
hükümeti tarafından başlatıidı.
- De\ let kotanın artırılması için çaba gös-
termiyor.
-De\ let kotanın artırılması için Suudi Ara-
bistan hükümetine hery ıl başv uruda bulunu-
>or. 1991 \e 1992 \ıllarında Suudi hüküme-
ti kota uvgulamasını baş\ urular üzerine gev -
şetti. 1993 yılında itıbaren yeniden sıkılaştır-
ÇİZMEDEIN YLKARI MUSA KART
Bir milletvekili, bir polis nıüdürü ve cinayetten aranan bir ülkiicü avnı arabada kaza geçirdi.
serbest bırakılır? Karayolunu savunanlar. ıki
güzergâhtagüvenliği nasıl sağlacaklarını ızah
etsinler.
- Kota uygulaması Türki>e'nin niifusunun
60 mihon olduğu varsayılarak u>gulanı>or.
Bu eski bir rakamdır. Dcv let bunun aksini sa-
vunmuyor.
- Suudi hükümeti. hacı kontanjanını belır-
lerken. Birleşmış Milletler verilerinı göz ö-
nünde bulunduruyor. Bu konuda devletin \a-
pacağı bırşe) yok. Bu uygulama bütün de\-
letlerıçıngerekli. Buyıl verilerneyi gösteri-
\orsa o oranda hesap vapılacak.
- Hac gezileri sadece A tipi şirketlere yapn-
nlarak haksız kazanç sağlannor.
- Yurtdışına hangı şırketlerin gezı düzen-
leyebileceği 1618 savılı \asayla düzenlen-
miştir. A tipı şirketlerin nasıl çalışacakları \ e
nasıl seçıklikleri bu \asada be-
lirtilmiştir. Şırketlerin seçımı
şasayla ilgili bir durumdur.
- De\ lef. Di>anet İşleri Baş-
kanlığı aracılığnla hac gezile-
rine kanşmasın. Serbest pi\a-
sa oluşsun. Dhanet haksız re-
kabet>aratı\or.
- Bu eleştimi vöneltenler.
1980'li \ıllarınortasınakadar
\aşanan durumu göz ardı edı-
\or. Bazı şirketlerhacı ada>la-
nnı paralarını alıp yüzüstü bı-
rakıyordu. bazıları Suudi Ara-
bistan'a bırakıp geldi. bazısı
da 1 a>a varan »üreyle güm-
rüklerde hacılan süründürdü.
Hacıların bu durumu de\ letı
zor durumda bırakı\ordu. Dı-
yanet bu tür olumsuzluklan gi-
dermek amacıyla etkin hale
geldi. Diyanet, hac gezilerin-
de fiyat indirimi yaparak hacı
adayları lehine durum yarat-
maktadır.
- Ha\a yolu karayoluna gö-
re daha pahalı.
- Havayolukarayolunagöre
çok az pahalı. Kilometrelerce
uzunluğunda bir haftalık bir
gezı yerine. 10 günlük yolcu-
luk yerine kısa sürelı daha iyi
birgezi fırsatı yaratılıyor. Ha-
cıların otobüsİeri bozuldugu
için Suriye ve Irak'ta günlerce
kalma riski var ve eskiden bu
tür olaylar çok oluvordu. Bu
ortadan kalkmıştır. Suriye ve
Irak'ın ve sonra Ürdün'ün 50
dolara yakın \ ıze parası aldığı
gözönünde bulundurulursa
fazla bir fivat farkı ortaya çık-
mıyor. Genelde yaşlı kişilerce
gerçekleştirilen hac gezisi ra-
hat hafe gelmiştir. Hacı olmak
ısteyenlerin diledigi gibi git-
me hakkı olduğu göz ardı edi-
lemez. Ancak. güvenlık gerek-
çesi ortadan kalkmamıştır.
Ulucak, türbanın anayasaya aykın olmadığını savunarak konuya çözüm getireceklerini söyledi
RP türban konusunda ısrarhANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hükümetin
RP kanadının, hazırlana-
cak demokratikleşme pa-
ketine üniversitelerde tür-
banı serbest bırakan dü-
zenlemeleri de dahil etme
girişimine. Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demi-
rel'in, "anayasaya aykın
olduğu" gerekçesiyle kar-
şı çıktıgı bildirilirken RP
Genel Başkan Yardımcısı
Rıza Ulucak. konunun
anayasaya aykın olmadı-
ğını savunarak Meclis'in
kısa sürede konuya çözüm
getireceğini bildirdi.
Ulucak. Demirel'in gö-
rüşlerini içeren haberlerle ilgili
olarak Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lamada. "Anayasanın hangi hük-
müne aykınysa onu da söyleseler
de biz de bilsek. Önüne gelen bir
şey söylüyor bu konuda" dedı.
Türban konusunda Türkiye'de çif-
te standart yaşandığını sa\unan
Ulucak, "Anneniz T>aşım örtse.
Hac konusu ortaklar arasında bunalımyarattı
HÜLYA IC\RABAĞLI
ANKARA - Başbakan Necmettin
Erbakan'ın hac konusunda tabanına
yönelik mesajlan. hükümette,
türban konusundaki yaklaşımın
tersine görüşaynlığı yarattı. DYP
Grup Başkanvekili Saffet Ankan
Bedük. karayoluyla hac
yapılmasmın can güvenliği
yönünden olanaksız oldugunu
vurgularken RP Grup Başkanvekili
Temel Karamollaoğiu, "*se>ahat
özgörlüğü" olarak nitelendirdiği hac
için hükümetin gerekirse
karayolunda güvenliği sağlayıcı
önlemleralacağını kaydetti.
DYP Grup Başkanvekili Saffet
Ankan Bedük. koalisyon ortağı
RP'nin karayoluyîa hac yapılması
konusunda ısrarlı tutumuna karşı
güvenlik sorununa dikkat çekerek
"CManaksız" yamtını verdi.
PKK'nin Suriye'de odaklandığını
kaydeden Bedük. "Serbest
bırakdması durumunda yurtiçinde
yurttaşlanmızın can güvenliğini
sağlanz, ancak smırlar ötesinde aynı
güwnceyi vermek zor" diye
konuştu. Bedük, "Ortağmız türban
ve hac konusundaki açıklamaJan
hükümet uzlaşması diye sunuyor.
Nasıl degerkndiriyorsuniH'*
sorusuna, "Onu bilmivorum. Böyle
bir konu yok" karşılığını verdi.
RP Grup Başkanvekili Temel
Karamollaoğiu, dün Meclis'te
düzenlediği basın topiantısinda,
haccın ibadetle birlikte seyahat
anlamına geldiğini belirterek "Biz
insanlann serbfstçc seyahat
etmekrinden yanayu" dedi.
odacı kadın başını örtse bir şe>
yok. Daire>e 0derken başını ör-
ten gerici oluyor. Dümanın nere-
sinde \ar bö>le bir şe>? Türki-
ye'nin sanki başka sorunu yok"
dı\e konuştu.
Hükümetin kısa sürede "soru-
na çare bulacağını" \e bu vönde-
ki çalışmalann sürdüğünü anlatan
Ulucak. şö\Ie konuştu: "Konuya
çare bulunması zorunluluktur.
Çünkü eğitim dönemi başladı.
Birçok hanım evladımız okula gi-
demi\or. Manevi yanı bir >ana.
madden de bir suç işleni\or. Tür-
ban taktı diye okula alınmayan
kızlanmızın ögrenme hakkına te-
caviiz edilivor. Bu. anavasal bir
suçtur."
Ulucak. türbanla ilgili olarak
Atatürk'ün "istismar edildiğini"
de öne sürerek "Atatürk'ün an-
nesininde.eşiLatife Hanım'ında
başı kapah) dı. Bunlara ne oluyor
yani? Llkenin büyük sorunları
var. Bunlarla uğraşmakdururken
nelerle uğraşnorlar. Milleti ve ken-
dilerini oyalıyorlar. Ama
inşallah bunlann çaresine
bakacağız" görüşünü dile
getırdı. DYP Grup Baş-
kanvekili Saffet Ankan
Bedük ise hükümetin ha-
zırladığı demokratikleşme
paketinde ana\ asa değişik-
liğinin söz konusu olmadı-
ğını söyledi. DYP olarak
pakette öncelikli olarak
düşünce ifade özgürlüğü-
nün önündeki engellerin
kaldınlmasını. memur ve
ışçi sendikalarının faali-
yetlerindeki kısıtlamalara
son verilmesinin esas alın-
dığını kavdeden Bedük,
"Türban tartışmaları şekil
ve formalitedir. Ana mesele yapıl-
mamalıdır"dive konuştu. Anava-
sada din ve vicdan özgürlüğünü
düzenleyen hükümler olduğuna
işaret eden Bedük. "İnancıgereği
kişinin türban takması hiçbir su-
rette yadırganamaz. Ancak, ide-
olojik ve örgütsel anlamda örtün-
meve sıcak bakmavız" dedı.
SIFIR NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
Susurluk yakınlarındaki ka-
zada üç ismin bir aracın içinde
bulunması birçok soruyu gün-
deme getiriyor. Bu isimler, Ül-
kü Ocakları Eski Genel Başka-
nı Abdullah Çatlı, Mehmet
Ağar'ın yakın adamı olarak bi-
linen polis müdürü Hüseyin
Kocadağ, DYP'Iİ aşiret reisi
Kürt milletvekili Sedat Bucak.
Abdullah Çatlı sahte kimlik-
le dolaşıyor. Abdullah Çatlı'nın
Mehmet Özbay sahte kimli-
ğiyle dolaştığını herkes biliyor.
Çeşitli raporlarda da bu konu
gündeme getirilmiş, bu rapor-
lar basına sızmıştı. Abdullah
Çatlı'nın, Mehmet Ağar'ın kur-
durduğu söylenen Ozel Hare-
kât Timi'nin perde arkasındaki
lideri olduğu da iddialar ara-
sındaydı.
Hatta bu konudaki tezler da-
ha da ileri götürülüyor ve suç-
lamalar Mehmet Ağar'a yönel-
tiliyordu:
Abdullah Çatlı, polis tarafın-
dan aranmasına, birçok cina-
yetin sorumlusu olmasına rağ-
men Mehmet Ağar tarafından
korunuyordu. Mehmet Ağar,
Çatiı'yı, kurdurduğu söylenen
Abdullah Çatlı Neyin Görevlisiydi?
Özel Harekât Timi'nin önemli
isimlerinden birisi haline getir-
mişti. Behçet Cantürk. Savaş
Buldan ve arkadaşlarının kaçı-
rılıp öldürülmesi olaylarının ar-
kasında da Çatlı'nın yönettiği
Özel Harekât Timi olduğu söy-
leniyordu.
Behçet Cantürk. Savaş Bul-
dan gibi Kürt mafya liderlerinin
ortadan kaldırılması. yukarıdan
onay alınarak ve eroin ticareti-
ne el koymak gerekçesiyle
gerçekleştirilmişti.
Bu yolla eroin. üikücülerin
etkili olduğu Özel Harekât Ti-
mi'nin denetimine geçecekti.
Buradan sağlanan gelirin de
PKK'ye karşı mücadefede kul-
lanılacağı söyleniyordu. Böy-
lece eroin işı el değiştirmiş olu-
yordu.
Bu gelişmeler olurken, Tür-
kiye'nin eroin transferinin de
merkezi haline geldiği dünya
basınında önemli haber olarak
yer alıyordu. Türkiye'nin eroin
ticaretinin ve transferinin odak
noktası olması, Batılı devletle-
ri de harekete geçirmişti.
Uyuşturucu konusunda Türki-
ye'deki uzmanlarının sayısını
hızla arttırdılar. Kendi ülkeleri-
ne yönelik uyuşturucu trafiğini
denetim altına aldılar. Bu ise
Türkiye'nin içindeki uyuşturu-
cunun bihkmesine ve bunun
sonucu olarak iç piyasaya yö-
nelen eroinin artmasma neden
olmuştu. iddiaya göre son dö-
nemde Türkiye'deki eroin pat-
lamasının asıl nedeni bu şiş-
meydi.
Şimdi bu iddialar, aynı oto-
mobilde çok sayıda silahla yol-
culuk eden bu üçlü arasındaki
ilişkiyle yeni bir boyut kazan-
mıştı. Kafalardaki sorular arka-
sı arkasına geliyordu.
Birinci soru: Türkiye bir ero-
in patlamasının merkezi olma-
sına rağmen ve bu işin Güney-
doğu'da yoğunlaştığı bilindiği
halde neden son yıllarda.
önemli bir uyuşturucu kaçak-
çılığı ortaya çıkarılamamıştı?
Binlerce askerin, on binlerce
korucunun, özel tim görevlisi-
nin her gün adım adım taradı-
ğı bu bölgede neden uyuştu-
rucuya yönelik ciddi bir ope-
rasyon yapılmamıştı?
Ikinci soru: Sedat.Bucak,
bölgede 5 bin silahlı korucu or-
dusuna kumanda ediyordu. 5
bin silahlı korucu, şimdiye ka-
dar hiç uyuşturucuyla karşılaş-
mamış mıydı? Sedat Bucak'ın
Abdullah Çath'yla ilişkisi nere-
den geliyordu? Özel Harekât
Timi ile Sedat Bucak arasında-
ki ilişkinin derinliği nereye ka-
dar uzanıyordu?
Üçüncü soru: Hüseyin Ko-
cadağ, Mehmet Ağar'a yakın-
lığıyla bilinen bir polis müdü-
rüydü. Abdullah Çatlı'nın aran-
dığını bilmemesi mümkün de-
ğildi? Buna rağmen. onun sev-
gilisiyle aynı arabada yolculuk
edecek kadaryakınlaşmasının
altında nasıl bir işbırliği yatıyor-
du? Abdullah Çatlı, hangi fonk-
siyonu nedeniyle üst düzey
güvenlik görevlileriyle bir ara-
da bulunuyordu?
Bütün bu soruları öncelikle
cevaplandırması gereken Içiş-
leri Bakanı Mehmet Ağar. Meh-
met Ağar bu soruları cevapla-
mak göreviyle yüz yüze. Daha
da önemlisi Mehmet Ağar Içiş-
leri Bakanı olduğu sürece bu
soruşturma nasıl sağlıklı bir şe-
kilde yürütülebilir?
Susurluk'taki kaza, bir kaza
mı, yoksa bir temizleme ope-
rasyonu mu? Bunu şu anda bi-
lemiyoruz.
Eğer bir temizleme operas-
yonu ise. kim kimle neyin he-
saplaşmasını gerçekleştirmek
istiyor?
Ortalığı pis kokular sarmış
durumda. Cinayetler işleniyor,
failleri bulunamıyor. uyuşturu-
cu ticareti ayyuka çıktı. sorum-
luları ortaya çıkarılamıyor. Dev-
let görevlileri. cinayetten ara-
nanlarla iç içe.
Türkiye'nin siyasi yaşamı,
sürdürülen savaşla, şiddette
ısrarla iyice bataklığın içine gö-
müldü.
Bütün bunlar nasıl temiz-
lenecek? Hükümet, Parlamen-
to, siyasi partiler bu durumda
ne yapacaklar? Merakla bek-
liyoruz.
POLtltKA GUTNLUGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İlişki
1 Kasım 1996 Cuma, akşam saatleri...
Kuşadası'ndaki beş yıldızlı Onur Oteli'nin önü-
ne 06 AC 600 nolu Mercedes marka özel otomo-
bil gelip duruyor. içinden üç erkek bir genç kadın
çıkıyor...
Bu kişiler önceki gün Susurluk'u geçtikten son-
ra üç şeritli İzmir-Bursa otoyolunda Çatalceviz ke-
siminde yine akşam saatlerinde bir benzinciye ge-
liyor. Bir süre orada kalan dört kişi, Mercedes oto-
mobille otoyola çıktıktan hemen sonra 20 RC 721
plakalı kamyonun altına giriyor...
Sonuç: Üç ölü, bir ağır yaralı...
Ölenlerden biri emniyet müdürü Hüseyin Koca-
dağ. diğeri, ününü Ankara Bahçelievler'de Türki-
ye işçı Partisi üyesi 7 kişiyi öldürmekleduyuran In-
terpol'ün kırmızı bültenlearadığıterörist Abdullah
Çatlı ile üzerinde Gonca Us kimliği çıkan bir ka-
dın. Ağır yaralı olan kişi ise yine ünlü 'Bucak aşi-
ref/'nin lideri DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bu-
cak...
Dün sabah, bize ulaşan bilgilerde Mehmet Öz-
bay kimliği kullanan Abdullah Çatlı'nın üzerinden
birinci derece devlet memurlarına verilen 'yeşilpa-
saport' çıktığının açıklanması da devletin kimler ta-
rafından kuşatıldığının bir kanıtıdır. Ayrıca Abdul-
lah Çatlı'nın bir süre önce 'Kerkük- Yumurtalık' pet-
rol boru hattını temizleme ihalesini aldığı öğrenil-
miştir.
Bu olay insanı ister istemez düşündürüyor...
Bir polis yetkilisi, bir milletvekili bir de 16 yıldır
yakalanamayan bir terörist....
Acaba genç kadın dışındaki üç kişinin birlikte ol-
malarının gerekçesi ne olabilir? Bir emniyet müdü-
rünün eski ülkücü, adı 'eroin kaçakçılığına' karış-
mış Fransa ve Isviçre'de tutuklanmış Abdullah
Çath'yla ne gibi ilişkileri olabüir? Adı önce 'korucu
başı' olmakla, daha sonra Söylemez çetesiyle he-
saplaşması yüzünden ünlenen milletvekili Sedat
Bucak, Kocadağ ve Çath'yla hangi amaçla dost-
luk kurabilir?
• • •
DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın otomobilinde
Hüseyin Kocadağ'ı, Gonca Us'la birlikte yaşamı-
nı yiteren Abdullah Çatlı'nın kim olduğu sevgili
Uğur Mumcu'nun 24. 3. 1990'da Cumhuriyet'te
yayımlanan 'Gözlem' köşesine başvurarak öğre-
nelim:
"Abdullah Çatlı, Isviçre'de Zug Cezaevi'nden
kaçmış.
Kimdi bu Çatlı?
Çatlı, 12 Eylul öncesinde ktsa adıyla ÜGD ola-
nan tanınan 'Ülkücü Gençlik Derneği' genel baş-
kan yardımcısıydı.
Çatlı, 9 Ekim 1978günü Ankara'nın Bahçeliev-
ler mahallesinde, TİP'lı 7 gencin kaçınlıp öldürül-
meleri olayından aranmaktaydı.
ÜGD Genel Başkan yardımcısının Isviçre 'de ce-
zaevinde bulunmasının nedeni 'uyuşturucu mad-
de kaçakçılığı' suçuydu!
Jsviçre 'nin Basel kentindekidavada Çatlı ile bir- •
likte Mehmet Şener de yargılanmış, Basel'de 25
Ekim 1984 günü beş yıl ağır hapis cezasına çarp-
tınlan Şener'in bu cezası, üst mahkeme tarafından
bozulmuştu.
Şener, o gün bugün serbest!
Kimdi Şener?
Mehmet Şener, Ipekçi cinayetini planlayan ül-
kücüdür.
Şener ve Çatlı, bu cinayetlerden sonra izlerini
kaybettirip yurtdışına kaçmışlardı.
Çatlı ve Şener, 22 Şubat 1982 günü Zürih 'te ya-
kalandılar. Abdullah Çatlı'nın hemen Türkiye'ye
'iade' edilmesi gerekiyordu. Ancak ne olduysa ol-
du Çatlı, 24 şubat günü serbest bırakıld:.
Mehmet Şener'in Türkiye'ye 'iadesi' Isviçre Fe-
deral Mahkemesi'nin 23 Mart 1983 gün ve
455/82/KL sayılı kararı ile önlendi.
Gerekçe neydi?
Gerekçe, Şener'in 'Kürt kökenli' oluşuydu!
M. Ali Ağca... Oral Çelik... Çatlı ve Mehmet Şe-
ner...
Bu dört teröristin ardında 12 Eylül öncesinin te-
rör bilmecesi saklıdır"
Uğur Mumcu, yazısının bir bölümünde şöyle di-
yordu:
"Bugün Çatlı kaçırıldı yarın bakarsınız Ağca ka-
çınlır!..
Çatlı, hiçkuşkuyok, isviçre'dekıcezaevindenyi-
ne bir örgüt tarafından kaçınlmıştır. Bu örgüt, bu-
günlerde Avrupa'da ve Türkiye'de büyükyankılar
yapacak yeni cinayetler işleyebilir..."
Başta belirttiğim gibi Uğur bu yazısını 24 Mart
1990'da Cumhuriyet'te yayımladı...
Aradan tam altı yıl geçti. Altı yıl içinde Türkiye'de
ve yurtdışında kaç kişi öldürüldü?
Mafya-siyaset ilişkilerini sık sık yazan sevgili
Uğur Mumcu da 24 Ocak 1993'te alçakça katle-
dilmedi mi?
• • •
Hüseyin Kocadağ, uzun süre Terörle Mücade-
leden Sorumlu istanbul Emniyet Müdür Yardımcı-
lığı yaptı. Alevi kökenli olan Kocadağ, o dönemin
Emniyet Müdürü Necdet Menzir'le nedeni belli ol-
mayan bir sürtüşmeden dolayı 1995 yılında göre-
vinden alındı. Üsküdar Kemalettin Eröge Polis
Okulu'na müdür olarak atandı.
istanbul'da Terörle Mücadeleden sorumlu istan-
bul Emniyet Müdür Yardımcısı görevinde bulunan
Hüseyin Kocadağ'ın adı, pek çok kanlı olaya ve
uyuşturucu kaçakçılığına karışmış Abdullah Çat-
lı'yla ilişkisi olması gerçekten üzerinde durulması
gereken bir konudur...
Devlet, bu olayın üzerine gidebilir mi, faili meç-
hul cinayetlerin uyuşturucu kaçakçılığının üzerin-
deki 'giz perdesi'ni aralayabilir mi?
Uyuşturucu kaçakçılığının temel noktası üzerin-
de durulmadığı sürece ne cinayetlerin ne de böy-
le ilişkilerin ipuçlarını bulmak olanaksızdır...
Bakın, Mehmet Ali Ağca, Nevşehir Emniyet Mü-
dürlüğü'nce 'Faruk Özgün' adına düzenlenen pa-
saportu Abdullah Çatlı'nın kardeşi Zeki Çatlı'dan
almıştı. Ülkücü Ömer Ay. Mehmet Şener ve Ab-
dullah Çatlı'ya ait pasaportlar da Nevşehir Emni-
yet Müdürlüğü'nden verilmişti...
Acaba Çatlı'nın üzerinden çıkan polis kimliğini
ve yeşil pasaportunu kim verdi?
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek kimin verdi-
ğini üç-dört kez açıkladı ama Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel dahil kimse umursamadı...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya uı Planet.com. TR