Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 1996 SALI
12 DIZIYAZI
YABANCI BASIN GOZÜYLE
LAIK
CUMHURİYET
DOĞUYOR
HAZIRLAYAN: CÜNEYT A İ
Lozan
Banş Antlaşması imzalanıyorokuz aralik tarihli sayımızda yayımlanan
bir gravür. sultanı 20 kasımda yanında
oğlu Ertuğrul oldugu halde ingiliz
adasına ayak basarken gösteriyordu.
Eski sultan Malta'da ikâmet etmedi.
Mekkeye çekilme karannı aldı. Hidiviyal şirketinin
buharlı gemisi Mansurah, sultanı Hicaz'a doğru yola
çıkardı ve sultanın bulunduğu gemı 15 ocakta
Mekke'nin Kızıideniz üzerindeki limanı Cidde'ye
yanaştı Bir muhabırimiz. yayımladığımız iki
fotoğrafın yanı sıra. bu vanşın öyküsiinü de yazdı:
"Eski sultanı taşıyan, 800 tontuk küçiik Mansurah
gemisi sakin \e mavi sulan yararak, bu sabah yani 15
ocakta Cidde linıanına demir attı Gemi demir atar
atmaz. Haşitni bay raklan ile donatılnuş, çevrede
bulunabilen. Hicaz Kralı 1. Hüseyin'L veliaht prensi ve
bun/ann kalabalık çevrelerini taşıyan büriin ince uzun
kavıklar. eski-halife sultanı karşılayabilmek için
buharlı gemiye yöneidi. Sabık sultan. >anında on iki
yaşındaki ogfu prens Ertuğrul olduğu halde. olay lann
gelişmesini beklemek üzere işte bu kıyıda köşede
kalmış ülkeye geldi. Pek çok hevecan \erici ola>dan ve
değişikfikten sonra. çok ihtiyaç duyduğu teselliyi ve
istirahatı kasbah'ın himayesinde. Mekke'de
bulacağını umuyor. İki hükümdar geminin
merdiveninin tepesinde kucaklaştı. KraJ
merdivenlerden konuğu ile btrlikte indi ve onu
Mekke'vevola çıkmayı beklerken kalacağı
tebaasından birinin e\inc götürdü. "Resmi
karşılamalann her türlii unsuru do re>e sokulmuştu.
Sultanın karaya ayak basışı sırasuıda 21 pare top
atıldı. \i)lu boy unca hicazlı sü\ ariler >e piyadeler
sıralanmıştı. Süvariler. geleneksel kırmızı ceket yerine.
Pey «amber rengi pariak yeşil cekef gij mişlerdi.
Halkın güzergâh boyunca ayakta dikilmesi
yasaklanmıştı; ö/el konutlann caınlan kapalı
turulacakfı. Bedevi deveci birttğı araJarda dolaşıyor ve
dü/eni sağlıyordu.
"Sarayından sıradan bir konuta, İstanbul
bahçelerinden Hicaz çöllerine. halife sultan tahtından
eski tebaasından birinin koruması altında basit bir
koltuğa alınıp götürülen eski sultan ne gibi duygular
içinde olabilir? Vakından tanınması ilginç olabilecek
bir ruh hali: anıa umutsuzluklanıu. yanılsamalannu
hayal kınklıklannı Allah böyle istedı. alın yazısı
bu> muş" dinsel örtiisünün altında gizJemeye devam
eden Doğulu bir müminin ruh haleti!".
10.2 1923 tarihlı L'lttustration'dan alınmıştır.
Lozan görüsmeleri
Doğu'da banş Lozan Konferansf ndan çıkacak mı?
Lozan'da Türkiye'yi temsil eden ekselanslan lsmet
Paşa bu inancı ve umudu taşıyor. İsmet Paşa
kendisine eşlik eden Ferit Bey ve kalabalık bir
delegasyonla birlikte dün Paris'e vardı ve Poincare
tarafindan kabul edildi. lsmet Paşa bu görüşmeden
memnun olduğunu belırttı; umudunu Fransa'nın
içten ve karşılık beklemeyen arabuluculuğuna
bağlamış görünüyor. Hakkında imzalanan
antlaşmalann ve sözleşmelerin hep kutsal sayıldığı
Türkiye'nin. tarihi boyunca kendisine hiç ihanet
etmeyen Fransa'ya güvenebilecegini, haklı olarak,
düşünüyor. Fransa'nın aynı ilkeleri savunan yeni
Türkiye için iyi yürekli bir a|abey gibi davranmasını
istıyor ve nihayet doğası itibanyla banşçı
ulusumuzun. savaştan kaçınmak için ve fiilen
kaçmılmaz hale gelince de savaşı kısaltmak için
Ankara hükümetince gösterilen çabalan anımsamayı
bileceğini umuyor. Güven içinde Lozan'a gidivor
Türkiye. Clkesinin görüşmelere banşı sağlama
kararlılığıyla başiayacağını sözlerine ekliyor lsmet
Paşa. Bu tür umutlar \e amaçlar açısından
bakıldığında. \ahim Doğu sorununun bir kez daha,
bütün gerekleri ile birlikte önlerine konacagı öteki
uluslar açısından, Poincare'den daha uygun bir
görüşmeci, daha güven verici bir aracı
bulunamayacağı konusunda kimse herhangi bir
kuşku duymuyor. lsmet Paşa. biraz da heyecanlı bir
bıçimde, Ankara'da beraberinde getirdiği bütün
umutları bize anlattı. "Haksızyere yalahp yıkılmış"
ülkesının barışa duyduğu özlemı \e topraklarının
sa\unulmasında olduğu kadar ilk ateşkes
görüşmelerinde de ortaya koymaktan geri
kalmadığını bütün iyi niyetiyle dilegerirdi. Savaş
amacının tam bağımsızlık gibi iki sözcükle
özetlendiğı Türk kozunun kutsallığını anımsartı. Bir
son anlamına gelmeyen. yalnızca "Türk uygarüğmın
bir evresi" olan son aylardaki askeri başanlardan.
alçakgönüllülükle söz etmeyi bildi.
Kapirülasyon sorununun ve Türkiye'de yaşayan
yabancılar rejiminin kaygılandırdığı kişilere iyilik
ister (hayırhah) bir havada güvence verdi, İstanbul'da
müttefik generallerle Refet Paşa arasında çıktığı öne
sürülen olayları yalanladı \e büyük bir kararhlıkla
banş konferansını toplanmaya çagırdı.
- Ekselans Paris'e resmi bir davet üzerine mi geldiniz?
- Bir amaçla geldim. dedi gülümseyerek.
16.11.1922 tarihli Le Figaro 'dan (Paris 'te
yayımlanan liberal-sağ eğilimli gazete) alınmıştır.
ismet Paşa'yla bir görüşme
LOZAN. 1 aralık - Türk delegasyonu başkanı aşırı
kerum bir rurum izlemekle birlikte, dün özel bir
söyleşide bulunmak istediğini bana bildirdi. Önüme
gelen fırsata dört elle sarıldım. Sırlan bilen
diplomatlarla ve ince propaganda işleriyle
uğraşanlarla tartışarak geçen birkaç günden sonra.
İsmet Paşa'yla görüşmek bir gevşeme ve dinlenme
vesilesidir. Bunun. iyi niyeti ve yahnlığı nedeniyle
nerdeyse rahatlatıcı olduğu bile söylenebilir.
- Konferans hangi noktaya geldi?
Kaygılarını ve umutlannı biraz kaderci bir dinginlik
içinde. apaçık bana anlattı.
- Size. ne yazık ki. son zamanlarda Balkan devletleri
arasında akdedilen dörtlii e\ lilik hakkında herhangi
bir göriiş belirtemem. çiinkü sıradan bir tanık
sıfatıv la bile olsa. törene davet edilmedim. Rusya ile
yaptığımız anlaşmalı evliliğe gelince. sizi temin ederim
ki. hiçbir gizli madde içermiyor. İlişkilerimiz kusursuz
veöyle kalacağını umuyorum. İmzaladığımız
antlaşma. karşılıklı vardun antlaşnıasıdır. Bununla
birlikte, sanılabilecek olanuı tersine. tezünizi
savunmak için hatta Boğazlar sorununun
incelenmesine gecmek için. kesinlikle Rus
delegasyonunun gelişini beklemi\oruz. Öteyandan
Rusya. Ukrayna. Gürcistan \e Karadeniz'de kıyısı
olanrtinıdevletlerin bu noktada açılacak bir
tartışmaya eşitlik temelinde katılmalarını da istiyoruz.
tsmet Paşa bir an derın düşüncelere daldı \e en yırtıcı
hasımlannın bile elını kolunu bağlayan o uzayıp
giden gülümseyişi ile şunlan ekledi:
- Ankara'da imzalanan ulusal antlaşmaya sadık kalan
Türkiye. saglam olu^muş \e Musul Mlayeti'ni içine
alan sınuiar istiyor. Batı Trakya'da plebisit
yapılmasınj istememiz. \eni toprak kazanımlan
edinme. bunun peşinde koştuğumuz suçlamalanna
yol açmamaİL Hayır! Bizim duvgulanmız. de> im
yerinde ise. topraktan çok toprakla ilgilidir.
Türkiye'nin yeni topraklara ihtiyacı yoktur. Türkiye
bağımsızkğını kurtarmak için savaşti. Felakete
uğramış halk kitlelerinin baskı ve boyunduruk altında
yaşadığinı düşünmek bize tiksinti \erir. Hal bu ise. işte
işlerin bu halde gidişine gerçekten son \ermek için. o
halk kitlelerinin iradelerini açıklama hakkına sahip
olmalannı istiyoruz.
lsmet Paşa'ya Türk delegasyonunun, konferansın
çalışmalanndan memnun olup olmadığını
sorduğumuzda. Türk delegesi. Türklerin iyimser
kaderciliğini bütün açıklığı ile ortaya döken bir
cümleyle yanıt verdi:
- Bakın. Türkiye hayatından hep memnundur.
JeanPages
2.12.1922 tarihli LeMatin'denaUnmıtfır.
Oldukça sade bir tören yapıldı. Delegeler -ılk gelen
M. Venizelos oldu- ilk dört sıra koltuğu. izleyiciler ise
geri kalan sıraları işgal ediyorlardı. Sahne basın
mensuplarına bırakılmıştı. lzle>ıcılerin karşısındaki,
somon rengi bir örtü örtülü masa ls\ içre
Konfederasyonu Başkanı M. Haab'a aynlmıştı. M.
Haab. kenarları kırmızı çizgılı beyaz bir şapka giymış
olan bir sunucunun ardından salona girdi. Tam yetkili
delegeleri birkaç kelime ile selamladı. sa\aşın
vahşetini kınadı \e Noel'e kadar barışın imzalanması
dıleğini dile getirdı. İki kısa konuşma daha yapıldı.
Lord Curzon genel protokol cümleleri çerçe\esinde
kaldı: lsmet Paşa ise Türk delegasyonunun iyi
nıyetini ve Türk ulusunun barışa sonunda onuruyla
ve özgürce ulaşma yolundaki arzusunu ifade etti.
Daha sonra oturuma son \erildi. Oturum yalnızca
>ırmi dakika sürmüştü. Tüm üyelerin hazır
bulunduğu ilk birleşım 21 kasımda Ouchy
Şatosu"nda saat 11 .()0'de Lord Curzon'un
başkanlığında toplandı. Curzon sağma Fransız
delegasyonunu. soluna ise Italyan delegasyonunu
almıştı. İlk birleşım usul sorunlarını kurallara
bağladı: özellikle başkanlığın Ingiliz. Fransız ve
Italyan delegasyonlannm başkanları tarafmdan
sıra\ la yapılması kararlaştırıldı. Daha sonra üç
komisyon belirlendi. Lord Curzon'un
başkanlığındaki Siyasal ve Askeri Işler Komısyonu.
M. Barrere'in başkanlığındaki Ekonomik \e Mali
Işler Komısjonu. Italya delegesi M. Garroni'nin
başkanlığındaki Kapıtülasyonlar \e Azınlıklan
Koruma Komisvonu.. lngili?ce. Fransızcave
İtalvanca resmi diller olacak. ama yalnızca Fransızca
tercümeedilmeyecektı. Bö\lece Fransızca geleneksel
Lozan öncesigörüşme turları
Doğu'daki banş düzeninin
içinden çıkacağı varsayilan
Lozan K.onferansı 20 kasımda
gösterişli bir tören yapılmadan
açtldı. Zaten konferansın
oturumlan Lozan'da değil. kısa
bir süre öncesine kadar otel
olarak işletilen Ouchy
Şatosu'nda toplanacak. Cenevre
gibi, tam gölün üzerinde inşa
edilmiş olmayan Ouchy. bir
bakıma Lozan"m ümanıdır.
Kentin öteki bölümlerine
buradan ulaşmak kolaydır. İyi
bir yoi. tramvay ve bir dag treni.
insanı kente götürür. Bu yüzden
konferansın toplandığı yer hem
çeşitii kanıu hizmetlerine fazla
uzak değildir hem de kentin
çalkantısımn dışındadır. Ouchy
$atosu'nun uzun bir geçmişi
var. Şato önceleri, 12. yüzyılda,
limanın koıunması içinpapazlar
tarafindan inşa edilen bir
kuleden ibarerti. Daha sonralan,
Savualılar'ın bir sefen sırasında
tahrip edilen kule. yeniden inşa
edildi ve kimi üst düzey
papazlann konut olarak
kullandıklan bir şatonun burç
kuiesi oldu. Piskoposluğun
arşivleri burada saklandı, sorun
buraya havale edildi ve giderek
Sa\-ua'nm satdırganlığı daha az
tehditkâr bir hal almca boşaltıldı
ve bir gümrük bürosu buraya
yerleştirildi. Yapılann bütünü.
kırk yıl kadar önce, Vaud
kantonu tarafindan şimdiki mal
sahibi M. JJ. Mercier'ye satıldı.
M. N^ercier eskiyen kuleyi
restore ettirdi ve onu çok şık bir
otelin yapımı ile bütünleştirdi.
Şato on yıl önce Türk-İtalyan
banşınm imzalandığı Hotel
Beaurivage'ın biraz üzerinde ve
1816'da Lord Byron'un indiği
Hotel Ancre'ın biraz altındadır.
Fransız delegasyonu Lozan'daki
Lausanne Palace'a yerleşti.
Türkler. Japonlar ve Mısırlılar
da buradalar. Burası kentin en
güzel ve en yeni otelidir. 1914
yılında açtldı. Kent merkezine
de yakmdır. Zaten isviçre
hükümeti konukiarı olan
diplomatlara en geniş maddi
kolaylıklan ve teknik aygıtları -
posta, telgraf, telefon. telsiz.
özet trenler- sağlamak için
kusursuz bir uğraş verdi.
1 no.lu Türk delegesi lsmet Pasa
konferansın gecikmesinden
yararlanarak. Paris'e gelip
burada 24 saat geçirdi ve 16
kasımda M. Poincare ile
görüştü. öte yandan Lord
Curzon, 18 kasımda Fransa
hükümet başkanı ile
danışmalarda bulunmak ve
Lozan da tartışma konulannı
oluşturacak olan sorunlar
hakkında göriiş birliğine
ulaşmak için Paris'e uğramıştı.
Ikisi. ayın 19'unda aynı trenle
Isviçre'ye hareket ettiler ve
akşam Territefde Mussoünt ile
buluştular. Ertesi sabah,
müttefiklerarası görüşmeler
İsviçre Konfederasyonu
başkanının resmen ziyaretinden
sonra, Ouchy"de Hotel
Beaurivage'da, Lord Curzon'un
dairesinde devam etti. Danışma
amacıyla askeri uzmanlar
buraya çağnldı. Konferanstn
açıliş orurumu. öğleden sonra
Ouchy'de değil. Lozan'daki
\fontbenon gazinosunun gösteri
salonunda düzenlendi.
diplomatik önceliğini yeniden kazamyordu. Teamüle
göre. çeşitii heyetler sırav la da^etlere başladılar. İlk
akşam yemegı M. Poincare tarafindan Ingiliz ve
Fransız delegelerine, ilk öğle yemeği ise Lord
Curzon tarafindan verildi.
Konferansın toplanma konusu. aralanndaki banşı
yeniden kurmak olan Türklere ve Yunanlılara
gelince, onlar herhangi bir ön-açıklamadan
kaçındılar. Argümanlarını, kuşkusuz. •
komisyonlardaki çalışmalara saklamayı tercih
edivorlardı. Bununla birlikte Türkler müttefik
uluslarla, özellikle de Ingiltere ile ilişkılerde çok
çekıngen davranıyorlar. Lord Curzon mahareti ve
nezaketı ile bu havayı dağıtmak için çaba harcıyor.
25.11.1922 tarihliParis'teyayımlanan resimlidergi
lUustration 'dan alınmıştır.
Lozan Banş Antlaşması
20 Kasım I922"de görkemlı bir törenle açılan, 4
Şubat 1923'teçalkantılı birortamda kesintiye
ugrayan, 23 nisanda yeniden başlayan Lozan
Konferansı, pazarlıgın tutkudan fazla yer kapladığı
148 fiifı tartışma gününden sonra. Doğu'da barışın
saglanması ile sonuçlandı. Konferans, ilk dönemde
yeşil masanın çevresinde de\ let adamlarını.
bakanlan. elçileri toplamıştı. Lord Curzon'un. Bay
Barrere'in. Bay Bompard'ın Marki Garroni'nin yanı
başına oturmak üzere Bay Poincare ve Bay Mussolını
bizzat gelmişlerdi. Konferansın ikinci dönemı. temsil
ve dışanya yansıma açısından daha mütevazı kaldı.
Fransa ve Ingiltere çıkarlarını koruma görevini.
İstanbul'dakı Vüksek Komıserlerı olan geneıal
Pelle'ye \e Sir Horace Rumbold'a teslim etmışlerdi:
Bu iyi bir seçım oldu. çünkü her ikisi de
görüşmecıliğın Dogulu yöntemlenne alışıktılar. Türk
delegasyonunun temkinli şefı lsmet Paşa'nın verdıği
mücadelenin bitmek-rükenmek bılmez vavaşlığına.
sabırla olduğu kadar nezaketle de katlandılar.
Heyecanlı olaylann ardından. en sonunda 24
temmuzda. üç av lık bir süre içinde v ürürlüğe girmesi
gereken bir antlaşma projesinın altına imzalar atıldı.
Bu törenin birönceli oldu*. . , , . . . ... *,.•...,.
Bir akşam önce. Poıonfa SeîegasVonunun ' * '
salonlannda. "Pok>n\a ile Türkiye arasında ihlal
edikmez banş durunıu'na ılışkın "Sürekli Samimi
Dostluk Antlaşması" ımzalanmıştı. Böylece
Moskova'da geçıci bir destek aramış olan Kemalist
rejım. Polonya ile karşılıklı çıkar üzerinde te nellenen
geleneksel siyasetini yeniliyordu. Lozan Antlaşması
adı verılen anlaşma. saat 3'te üniversitenin büyük
salonunda kapanış konuşmasını yapan İsviçre
Konfederasyonu Başkanı M. Scheurer'in
başkanlığında, görkemli bir ortamda imzalandı.
Zemin. delegasyon mensupları ve basının temsılcileri
tarafından. balkon ise isviçre makamları ve
kordiplomatik tarafindan işgal edilmişti yaklaşık beş
yüz kişi tarafindan. Formaliteleri kısaltmak amacıyla,
antlaşmaya eşlik etmesı gereken ek antlaşmalar bir
gece önce imzalanmıştı. Yine de altına imza konması
gereken on sekiz belge bulunuyordu; bu ise
organizasyonun kusursuzluğuna rağmen üç çeyrek
saati gerektirdi. Mali ve ekonomik hükümlere
katılmayan 'ı'ugoslavva antlaşmayı ımzalamadı. fakat
ek bir protokol ona. eski Osmanlı
Imparatorluğu'ndan ona düşen miras payı ile ilgili
olarak. askıda bırakılan bazı sorunlan sonuca
bağladıktan sonra üç aylık bir süre içinde antlaşma
imzalama olanağını sağlıyor. Türkiye ile hiçbir
zaman savaş hali içinde olmamış olan Amerika
Bırleşik Devletleri'ne gelince. bu devlet bu noktadan
harekeket ederek. Türkiye ile ayrı bir antlaşma
imzalama görüşmelerinde bulundu. Bu antlaşma
aslında ötekinin tıpatıp aynısıdır, ama \\'ashington
hükümeti. Türkiye'de ayrıcalıklı bir konumdan
yararlanacak olan kendi uyrukları içm ek güvenceler
talep ettiğinden, antlaşma ancak birkaç gün sonra
imzalanabilecektir. Lozan Antlaşması, bürünlüğü
içinde, işte böyle bir antlaşmadır. Antlaşmanın
Türkler'e ne büyük avantajlar sağladığını
vTirgulamak. yüzeysel bıryaklaşımdır. Antlaşma
onlar açısından yepyeni bir rejım kuruyor. Türkiye
bugüne kadar, seküler bir gelenek yoluvla. kendileri
için bu ülkede her alanda kimi ayncahklara sahip
olan Avrupalı devletler tarafindan az çok vesayet
altında tutulmuştu. Bütün bu geçmiş. bir darbede
yıkıldı. Türkiye ilk kez. öteki güçlerle tam eşitlik
ilkesi temelinde ilişki>e geçen özgür. özerk bir ulus
derecesine ulaştı. Şurası bir gerçek ki, Türkiye artık
Osmanlı imparatorluğu değildir: bu geniş amorf
bünye. kendi üzerine kapandı ve vanıltıcı alanlarda
terk ettiklerini sağlam bir biçımde gen aldı. Daha da
ilginç olanı şu: Türkiye 1918'deki yenılgisinden.
şaşırtıcı bir biçimde. saygınlığını ve bağımsızlığmı
arttırarak çıkabilmiştir.
Bunu o savaştan muzaffer çıksavdı bile elde
edemeyebilirdi. Türkiye. bunun önemli bir
bölümünü. hadı buna yanılmışlık demevelım.
müttefiklerarası politikanın kararsızlıklanna ve
tutarsızlıklanna borçludur.fAma bunu. özellikle %
Mustafa Kemal'in daha ilk andan ıtibaren
dinamizmini coşturduğu Ankara"daki milliyetçilerin
başa çıkılmaz iradesine borçludur. Lozan Antlaşması
bir tasfiye hareketi olduğu ve nihayet Doğu'da çok da
gerekli olan bir barışı sağladığı ölçüde, vardığı
noktaları kutlamak gerekir. Bunu da ancak görerek
değerlendireceğız. Antlaşma eğer Türkiye tarafindan
sadakatle ve dostça düzenlemelerle uygulanırsa.
özellikle Fransızlar'ın şirketlerine ve Fransız etkisine
varlığını koruma ve zenginleşme olanağı
bırakmaktadır. Her hal \e kârda bizim uyruklanmız
bundan böyle Türkiye'de geçmişte bir örneği
olmayan bir durumla karşı karşıyadırlar: Geçmişteki
bütün korunmalarından soyutlanmış bir halde,
yabancı bir ülkede bulunan yabancılardan başka
birileri değildirler.
Bütün sorun. bu ülkenın yabancılara karşı dostça mı.
yoksa düşmanca mı davranacağı sorusunda '
düğümleniyor.
Robert Lambel
Sürecek
ANKABA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Yargıç Güyencesinden,
Kitap Şenliğine... i
Ağabeyim Halit Ziya Ekmekçioğlu, Yargıtay üye-'
siydi, 1980'de Yüksek Yargıçlar Kurulu'ndan emekli ol-'
du; 12 Eylül gelir gelmez, ilk olarak Yüksek Yargıçlar
Kurulu'nu kapattı. Ağabeyim benden 15 yaş büyük- •
tü. Konya'da Öğüt gazetesinde yazılar yazarken De-:
mokrat Partili milletvekillerini eleştirir, onların Konya'da)
"oturak âlemlerinde" karı-kız oynattıklannı yazardım.'
Ağabeyim o sıralar, Cihanbeyli'de savcıydı. Milletve-
killeri O'na gider benden yakırnrlardı: ;
-Halitçiğim, bizseni iyi biryere göndermek için çır-;
pınıyoruz, bak kardeşin bizim için neler yazıyor?
Ağabeyim ne yapsın? Ben söz dinlemiyorum. On-;
lara, "Benim öyle kardeşim yok, ben O'nu kardeşlik- '•
ten reddettim" dermiş. Ağabeyim, benim gibi değil-
di; beş vakit namazında, inancı sağlamdı. Beni de çok
severdi yıllann geçmesiyle. 1993'ün 27 Eylülü'nde öl-
dü. Bir gün şöyle demişti:
- Bak kardeşim, ben beş vakit namazımı kılarım. A-:
ma cennete ben gitmeyeceğim, sen gideceksin! Ben ;
gülerdim, >t
- Aman abi, boşver! derdim. ' '
- Öyie deme, çünkü sen haksızlığa uğrayan herke-
sin hakkını arıyorsun. Haksızlığa uğrayanlann yanın- "•
da oluyorsun. Ş
O hiçbir zaman din sömürücülüğü yapmadı. Düz-'
mece dincilerden değildi.
Yargıç bağımsızlığı ile ilgili 8-22 ekim günleri Cum-
huriyet'te "Ankara Notlan"r\da çıkan -toplam sekiz-'.
yazıyı hazırlarken kardeşim hiç gözümün önünden git-;
medi. Şimdi sağ olsa, üçkâğıtçı dincilerin davranışla-
rına kimbilir nasıl içerlerdi?
Bir bayramda, eşimle biriikte onları bayramlamaya
gitmiştik. Yengem, bayram yemekleri hazırlamış, bak-
tım masanın ortasında, dolu bir viski şişesi. Şaşırdım:
- Abi bu ne? l
- Vıski, dedi, senin için aldım! '.
Arkadaşlarına Yargıtay'da sormuş, "Bayramda kar-
deşim bize gelecek, O 'nu çok severim. O 'nu ağırla-.
mak için ne alayım?" Arkadaşları sormuşlar: ;
- Kardeşin solcu mu sağcı mı? *
- Solcu! Biri atılmış: j
- Solcuysa, sen O 'na bir şışe viski al, solcular viski;
içmeyi sever demiş. Bayram yemeginde içmedik, a- '
ma şişeyi koltuğumuzda eve getirdik...
Ağabeyim. Cihanbeyli'den Kırkağaç'a, oradan da
Manisa'ya atanmıştı. Orada yargıçtı. Manisa'dan, Yar-
gıtay'a 1960'larda üye seçilip geldi. Üye seçilirken de
arkadaşları arasında epeyi kulis yaptığını anımsıyo-
rum. Üye seçilince Ankara'dan Manisa'ya gidip, yar-
gıç, savcı arkadaşlanna, yardımları için teşekkür etmek
istedi, gittı. Oraya varınca. yargıçlar toplanmışlar, ki-
minde inceden bir kıskançlık, kiminde yapay bir gü-
lümsemeyüzlerinden okunuyor. Konuşmalardan, hoş-
beşten sonra ağabeyim:
- Yahu, demiş, ben buradayken namazlanmı kıldı-
ğım bir küçük oda vardı, ızın verseniz de gidip bir na-
mazımı kılıversem, deyince, muzip savcı Firuz Çilin-
giroğlu -sonradan O da Yargıtay üyesi, ardından Ada-
let Bakanı oldu- kendini tutamamış, şöyle demiş:
- Halit Bey, bak Yargıtay üyesi oldun, artık o nama-
zı da şu gahplere bırak. Onu da ellennden alırsanne
yapacak garipler? -- :*?>ssf8
Bu söz üzerine kahkahalar patlamış..._
Eski Yargıtay Başkanlarından imran Öktem'in ce-
naze töreninde, ön sıralarda namaz kılmaya duımuş;
olaylar olmuş, İmran Öktem'in namazının kılınmadığı
söylentileri çıkmıştı. İmran Öktem'in cenaze namazı-
nı kıldırmayan Maitepe Camisi Imamı ismail Coşar'ın, •
"Bu adam kâfirdir, namazı kılınmaz" deyip halkı kış-
kırtarak cenazeye saldırttığı ileri sürülüyordu. Öktem'in
cenazesi 3 Mayıs 1969'da kaiktı. O yıllar Milliyet'ten '
aynlmış, Türk Haberler Ajansı'na geçmek üzereydim. l
Ağabeyim anlatıyordu: ',
- imran Bey'in cenaze namazı kılınmadı kardeşim, }
ben oradaydım! '
Başbakan da o yıllar Süleyman Bey'di. iyi mi?
Maitepe Camisi Imamı ismail Coşar, şimdi Refah •
Partisi'nin Çankın Milletvekili. Daha ilginci var, Imam >
ismail Coşar'ın oğlu, Asliye Ceza Yargıcı iken Ağır Ce- ;
za Mahkemesi Başkanlığı'na mı getirildi ne? Bu ko- •
nuda araştırmayı sürdürmekteyim. Mahkemelerin du-
vannda, "Adalet Mülkün Temelidir" diye yazar. Bura-
daki "mülk" 148 Erbakan ın attınları değil. Tansu Çil-
ler'in malvarlığı hiç değil, "ülke" anlamındadır, "dev-
letin ülkesi"...
İşte, bu çürüme noktasına gelmiştir. •
Üzerinde önemle durulması gereken budur. Ülke- j
nin temeli, yargı bağımsızlığından geçmektedir. Dura- |
cağım üzerinde daha. Şunu belirteyim, Türkiye'deyar- I
gıç güvencesi yok. \
Her şey. bir eski gezici vaizin iki dudağı arasında. '
TÜYAP Kitap Şenliği'nde bugün İsmail Gülgeç'in İ
B Salonu'nda 9. Sokak'taki yerinde olacağım. Okur- '
larla söyleşecek, "Domuzuna Yazılar"\a, "Eylül Yazıla- İ
rı"nı okurlara imzalayacağım. j
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDA.N SAĞA:
1/ Dıyarbakır ılın-
de. Anadolu'da bu-
güne değin bilinen
en eski yerleşık
köy düzenme iliş- 3
kın bulguların ele
geçtiğihöyük... Bir
nota. 2/ Güney
Anadolu'daki ko-
nar - göçer Tûrk-
menler arasında
göç kervanını yö-
neten genç kıza 8
\erilen ad. 3/ Bir g
tarikat ya da sana-
tın kurucusu... Cayın etkın
maddesi. 4/Ender. seyTek...
Hindistan'da yetişen tırma-
nıcı bir bıber aâacı. 5/
Okul. kışla aibi yerlerde 3
hastalar için aynlmış bö- 4
lüm... Bir peygamber. 6/
Bir yüzey ölçüsü bınmi...
Aşk ateşf. 7/Karşıt... Kes-
6
kin kokulu doğal madde. 8/ 7
Anamotifinyinelenmesin- 8
den ıbaretcanlıve hareket- g
li bestelere verilen ad...
Uğraş. 9/ Kadınların yüzlerine sürdükleri allık... İlk damı-
tılan ve içinde anason bulunmayan rakı.
Y'ÜKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ tçinden çıkılamayacak kadar güç olan. karışık ış. 2/ Al-
çak enlemlerdeesen düzenli rüzgâr... Karakter. 3/Vçurum...
Sırtmda büyük dikenleri olan bir balık. 4/ Yanarken güzel
koktuğu ıçın rütsü olarak kullanılan bir ağaç... Eski ^dilde
ok... Birsoru sözü. 5/Ceşıtli belge ve ışlemleregeçerlık ka-
zandırmaklayükümlükamugörev lisi... Şöhret. 6/Faiz... Bir
tuzla ürününün satıldığı bölgeler. 7/Cinsel işgüdünün belir-
tilerini gösteren. yaşanıa gücünün tümü. S'Saat. mıkroskop
gibi araçlan tozdan korumak için üzerlerine kapatılan cam
kap... Temeli taklide dayanan sözsüz oyun. 9/ Bir renk...
Yassı gümüş külçesı.