Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5KASIM1996SALI
10 DIŞ HABERLER
Başkanlık seçimini kim kazanırsa kazansın Türkiye'nin stratejik önemine göre davranmak zorunda. Oysa Kongre, lobilerin etkisinde
Türldyeiçin KongreönemK• Ankara, yeni dönemde insan
hakları ihlalleri nedeniyle Kongre
üzerinde etkili olan hükümet dışı
örgütler ve Yunan-
Rum-Ermeni lobilerinin
giderek ağırlaşan
baskılarıyla mücadele
etmek zorunda kalacak.
Bill Clinton'ın seçilmesi, yalnızca yeni
birine aynı sorunları anlatmamak
açısından Türkiye için daha iyi.
ÖZGEN ACAR
ANKARA (Cumhuriyet) - Türkiye
açısından bugün ABD'de vapılacak se-
çimlerle ilgili olarak iki soru var.
Birincisi... "ABD Başkanlık Seçimini
Demokrat Bill Clinton mı yoksa Cum-
hurnetçi Bob Dole mi kazanırsa Türki-
ye açısından daha iyi olur?"
Bu sorunun tek kelimelik bir yanıtı
\ar: "Fark etmez."
Seçim öncesinde kim ne derse desin
ister Demokrat ister Cumhurivetçi bir
başkanın Be>az Sara>'ın "oval oda-
sı"nda oluşturacağı "ABD\önetimi
r
'nin
Türkiye'ye karşı izleyecegi siyasa, kesin
hatlarla değişmeyecektir.
2. Diinya Savaşı'nda yaşamtnı kurta-
ran bir Ermeni doktoruna şükran bor-
cundan dolayı Bob Dole'ün Türkiye'ye
pek sempati beslemediği biliniyor.
Dole'ün kişisel duygulan ne olursa ol-
sun. işbaşına gelecek herhangi bir "ABD
>önetimi"nin Türkıve'nin stratejik ko-
numunun. siyasal \e ekonomik önemi-
nin bilincinde olacağı bir gerçek. Türk
hükümetleri için Dole'ün "kapalı kutu"
olmasınakarş.ılık Bill Clinton'ın "hiç ol-
mazsa Türkiye sorunJan hakkında bir
flkri olduğu" \e Ankara'nın bu sorun-
ları en baştan anlatmaya başlamak gibi
birdurumda kalmayacagı belirtilivor.
Kamuoyu araştırmalarına göre
"BilTin 5 kasım •'başkanlık" seçimleri-
ni "Bob" karşısında farklı kazanacağı
anla^ılıyor. Dolayısıyla Türkiye ile ilgi-
li olası gelişmeler Bob'un kaybedeceği
\e Bill'in kazanacağı varsayımına göre
değerlendirilebilir.
Ikinci soru ise şövle: "ABD Kongre-
si'ni oluşturan Temsilciler Meclisi ile se-
natosu için yapılacak üçte bir yenileme se-
çiminde Demokratlar mı yoksa Cumhu-
riyetçiler mi çoğıınluğu alırsa Türkiye
için daha i>iolur?"
Türk-Amenkan ilişkilerinin geleceği-
ni Bill'inbaşkanlığından daha çok şuet-
kenler belirleyecektir:
Birincisi... Türkiye ile ilişkileri. Kong-
re "deki çogunlugu ele geçiren parti be-
lirlevecektir.
Ikincisi... Kongre'deki çoğunluk kar-
şısında "Clinton yönetimi"nin izleyece-
gi siyasa \e bunu gerçekleştirmek için
göstereceği direni^ önemli olmaktadır.
Clinton bundan önceki ilk 4 yıllık baş-
kanlığı döneminde Türkiye konusunda
Kongre"de değil direnmek. pek çok ko-
nuda ısrardahi etmemıştir. Clinton. ~to-
pu taca atan bir fiıtbol oyuncusu" gibi
göründüğünden ilk döneminde Türki-
ye"den pek "parlak not" alamamıştır.
Bunun en tipik örneği. Türkiye'ye veri-
lecek 3 fırkateyn ile satın alınacak Kob-
ra helikopterlerinde görülmüştür
Üçüncüsü... İster başkanlık. ister
Kongre seçimleri öncesinde adaylar. seç-
menlerine vaatlerle borçlanmaktadırlar.
ABD'nin kendisine 'terörist' diyen Erbakan hakkmdaki kararsızlığı seçimler sonrasında giderilecek
i dönemde REFAHYOL ile ilişkiler• Gölge Dışişleri Bakanı
GüKün ABD
seçimlerinden sonra
Amerika'ya giderek
Erbakan'ın Washington
ziyaretini hazırlama
konusunda ön temaslar
yapacağı bildiriliyor.
ANKARA (Cumhuriyet) - Ankara
ile VV'ashington arasındaki ilişkileri.
Amerika'daki "başkanlık" ve
"kongre" seçim sonuçlanndan daha
çok "Türkiye'deki sivasal gelişme"
ile "ABD'deki Türki've karşıtı
lobiler" >önlendirecek.
VV'ashıngton'un Ankara'daki
diplomatlarının Türkiye'de şu
andaki siyasal gelişmeleri
değerlendirmede "henüz kararsız"
kaldıkları anlaşılıyor. Bu kararsızlık
şu noktalardan kaynaklanıyor:
ABD'nin yutamadığı lokma
Birincisi. iktidardaki "Refahyol
Koalisyonu"nun başbakanı
Necmettin Erbakan, VVashington'un
'terörist" olarak ılan ettigi ülkelerle
ilişkilerini geliştirmekte kalmıyor.
Üstelik ABD've "terörist" diy'or.
VVashington'un bu ithamı nasıl
hazmedeceği Amerikalı
diplomatlann önünde en önemli
sorun olarak duruyor.
Ikincisi. diplomatlar Iran'daki
dinsel güçlerin siyasal iktidarı ele
geçirmeleri sırasında ABD'nin
izlediği yanlış politikanın
Tiirkiye'de de > inelenmesini
istemiyorlar.
Buna karşılık bölgedeki konumu ve
ekonomik potansiyeli nedeni ile
Türkiye'deki siyasal iktidarla ıyı
ilişkilerin sürdürülmesinde de yarar
görüyorlar.
Bu çelişkili durum nedeniyle
Washington'un Türkiye'deki
ilişkilerde kararsızlığı sürüjor.
Ankara'dakı diplomatik gözlemciler
bu çelişkinin giderilmeine ilişkin şu
ipuçlannı sıralıyorlar:
Birincisi. Seçmeni önünde
meydanlarda ve parlamento
kürsüsünde Erbakan. her ne kadar
ABD'ye sert tepki göstermekteyse
de öte yandan VV'ashington ile iyi
ilişkiler sürdürmek istediginin
işaretini de veriyor. Erbakan. bir
bakıma "tavşana kaç tazıya tut"
politikası izliyor.
ıkincisi. Gölge Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül'ün. ABD seçim
sonuçları belli olur olmaz
önümüzdeki günlerde
VVashington'a giderek Erbakan'ın
Son dakika çabaları
Dış Haberler Ser\isi - ABD De\ let
Başkanlığı adayları Başkan Bill Clinton
ile rakibi Bob Dole dün de son dakika
kampanyalarım coşkuyla sürdürdü.
Kamuoyu yoklamalarının çoğu.
başkanlık vanşında Demokrat Parti
ada\ı Clinton'ın önde olduğunu
gösterirken Cumhurnetçilerin,
Temsilciler Meclisi \e Senato'da
çoğunluğu sağla\abileceği olasılığı ise
güçlenivor.
Kampamasını bütün hı/ıvla sürdüren
Dole. Los Angeles kentinde 4 bin kişilik
bir topluluğa >önelik konuşmasında.
Amerikalılar için ahlakın önemli
olduğunun ortaya çıkacağını srivk'di.
Cumhuriyetçiler kararsız seçmeni
etkileyebilmek için Clinton'ın ahlak
anla>ışına saldırmayı sürdürmor.
Kendini sağduyunun sesi ilan eden
Clinton ise bir zamanlar insan
hakları öncüsü Martin Luther King'in
\aa/ verdiği Tampa'daki Afrika
Metodist Kilisesi'nde \aptığı
konuşmada, seçmenlerine ortak bir
tabanda buluşarak ülkevi parcalavan
ırksal. dinsel \e kültürvl bölünmeleri
gidermeleri çağrısında bulundu. En son
\apılan bir araştırmava göre
seçmenlerin >üzde 45'i Dole'u, yüzde
39'u ise Clinton'ı daha dürüst ve
gmenilir olarak değerlendiriyor.
Cumhurhetçi Partili seçmenlerin >üzde
75'i Dole'u desteklerken Demokrat
Partili seçmenlerin ise _\üzde 85'i
Clinton'ı desteküvor.
Amerika'ya bir resmi ziyaret
yapması olanaklannı araştıracagı
bildiriliyor. Gül'ün 18 kasımda
VVashington'da ABD'nin eski
Ankara Büyükelçi Norton
Abramovitz'in başkanlıgını yapttgı
Carnegie Endo\vment'in ya da Nevv
York'ta dış ilişikler kurulunun
düzenleyeceği bir toplantıya
katılmasından sonra durum biraz
daha avdınlıga kavuşmuş olacak.
Üçüncüsü. veni Amerikan
yönetıminin. ABD'ye terörist"
diyen bir başbakanı, hangi kimlikle
kendi kamuoyuna ve Türkiye karşıtı
lobilere sunacagı konusundaki
kararsızlık henüz giderilmiş degü.
Bu konudaki kararda "Refahyol
koalisyonu"nun iktidarda bir yıldan
az ya da çok kalacağı konusunun
etkin olacağı söyleniyor.
Refahyol'un uzun ömürlü
olacagının anlaşılması durumunda
ise ABD'nin Refahyol ile
ilişkilerini yine de sürdürmesi
bekleniyor. Ancak, ilişkilerde
"samimi olmayan mesafeli bir
düzeyin" tutturulmasından söz
ediliyor.
Dördüncüsü, Erbakan'ın: SEIA'vi
feshetmeyerek. anlaşmay ı bir yıl
uzatması ile YV'ashington'a "ABD ile
mgeçinmek" istedığine ilişkin
olumlu \e önemli bir mesaj
gönderdigine dikkat çekiliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü
Richard Burns'un "Refahyol
koalisyonunun Türkiye'nin iç işi
oMuğu" yolundaki sözleri ile
VVashington'un Ankara'daki
hükümete çoktan "yeşil ışık yakhğı'"
yolunda bir görüşten de söz
ediliyor.
lOmilyardolarlık
paket askıda
Ancak. Türk Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri böyle bir mutabakatın
bulunmadıgını \e ABD'nin Türkiye
ile yakın ilişkileri "şimdilik askıya
aldığını" şu örnekle anlatmaya
çalışıyorlar:
"Ammsanacağı üzere ABD,
Türkiye'yi gelişen en önemli 10
ülkeden beri olarak ilan etmişti. Bu
amaçla Ticaret Bakanı Ronald
Brovvn Türkiye'ye çoğunluğu enerji
sektöriinde olrnak üzere bazı önemli
yatınm projelerini öngören 10
milyar dolariık bir paketle gelecekti.
Bnmn. Vügosla\"\a'da bir uçak
ka/asında ölmüş ve en kısa
zamanda yeni bakan Niki
Cantor'un Türkiye'ye gelebileceği
söylenmişti. Bu dönemde, refah>ol
koalis>onu iktidara gelince.
Cantor'un Türkiye zhareti çeşitli
gerekçeler gösterilerek belirsiz bir
tarihe ertelendL bir başka deyimle
askıva alındı. Çin ve öteki ülkeler ön
plana çıkanldı. Bö> lece,
Refahyol'un DYP kanadının
başındaki Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller'e de dolavlı bir mesajı
verilmiş oldu.
Seçimden sonra bu makama kimin
gelecegi henüz belli degil. Yeni
bakanın Türkiye'ye gelebilmesi için
dosyalarını birkaç ayda ögrenmesi
yetmeyecek. Bu halefi Brown gibi
candan ve gerçekten istemesine
baglı kalacak ve VVashington'un
Refahyol iktidarına karşı izleyecegi
politikanın en önemli göstergesini
oluşturacaktır. Bu projelerin
tümünün yatması durumunda
Türki>e'nin 21. yüzyıla akıl
almayacak boyutta bir enerji
bunalımı ile girmesi gibi bir sonuç
doguracaktır."
Üç firkate\Ti ve kobralar
Ankara-VVashington arasındaki
ilişkilerin ikincı işaretini ise
Türkiye'nin satın alacağı 3
fırkateyn ile Kobra helikopterlerine
uygulanan ambargonun kaldınlıp
kaldınlmaması \erecektir.
"Türkiye karşıtı lobiler"ın etkisi ile
seçim öncesinde bu silahların
tesliminı askıya alan Clinton
yönetiminin, seçimden sonra bu
konuda vereceği karar merak
konusudur.
Üçüncü gösterge ise Kerkük-
Ceyhan Petrol Boru hattinın açılıp
açılmayacagı ile ilgilidir. Konu her
ne kadar dogrudan dogruya BM
Gü\enlik Konseyi ile ilgili ise de
ambargonun sürmesinde
VVashington'un etkisi büyüktür.
ABD'de >eni yönetim Irak
politikasını belirleyinceye kadar
BM geçen hafta sonunda
ambargoyu iki ay daha uzattı.
Dördüncü gösterge ise Türkiye
karşıtı gruplann etkisi ile Kıbns
sorununun çözümünde ve Türk-
Yûnan anlaşmazlıklannda
VVashington'un ızleyecegi
tutumdur. Y
eni ABD Dışişleri Bakanının
kimliği ve Kıbns sorununda
görevlendirecegi kişinin gücü,
sorunun Türkiye'nin istedigi "BM
çatısı altında bir çözüm ara>ışı mı
yoksa buna ters düşen Davton tipi
bir görüşme süreci mi" gibi
sorulann yanıtı ise ancak yıl sonuna
doğru belirlenecektir. Bu kararda
Türkiye karşıtı lobilerin etkisi de
büvük olacaktır.
Seçimde borçlanılan Türk kökenli seç-
men sayısından daha çok Yunan. Kıbns-
lı Rum. Ermeni ve hükümet dışı örgüt-
ler (NGO) olduguna göre Türk- Ameri-
kan ilişkilerini her zamanki gibi yine bu
gruplar etkileyecektir.
Kongre've yeni gelenlerin ödemek zo-
runda olduklan borçlar. dirençsiz bir
başkanın Türkı>e siyasasını elbene
olumsuz etkileyecektir. Telefonla konuş-
tugum VVashington'daki bazı gözlemci-
ler. Türk-Amerikan ilişkilerini etkile>e-
cek borçlular konusunda şu değerlendir-
me\i yaptılar:
Binncısi... Türkiye insan haklan ko-
nusunda her geçen gün daha kötüye gi-
den gelişme sergilemekte. NGO'lan kar-
şısına almaktadır. Türki-
ye. önemli alacaklılardan
biri ve güçlü lobi desteği-
ne sahip olan NGO'larla
1997 yılbaşından sonra
Amerikan Kongresi'nde
uğraşmak zorunda kala-
caktır. Bu konuda ne Baş-
kan Clinton'ın ve ne de
ABD yönetiminin so-
rumluluğundan sözedile-
bilir.
Yazarlann mahkûm
edilmesi. özgürlüklerin
kısıtlanması \e insan hak-
lan ihlallerinin artması.
demokratikleşme sürecı-
nin askıya alınması karşı-
sında NGO'lann Kong-
re'deki etkilerini Clin-
ton'un gıdermesi de kuş-
kusuz beklenemez.
Bu arada Türkiye.
"PKKteröriTile-Kürt-
lerin insan haklan" gibi
iki değişik kavramı kanş-
tınp aynı kefeye koyan bir
Kongre karşısında zorla-
nacaktır.
Ikincisi... Kongrede
Türkiye karşıtı ikinci ala-
caklı grup ise geleneksel
Yunan-Kıbn^lı Rum-Er-
meni lobileridir. Anka-
ra'daki politikacılann da-
imagözlerinden kaçan bir
nokta. NGO'ların haklı
insan haklan eleştirileri-
nin ardına bu lobilerden
verilen destektir. Türkı-
ye'de demokratikleşme
sürecinin gerçekleşme-
mesi bu örgütlenmeyi da-
ha da güçlendirecektir.
İster Cumhuriyetçi, is-
ter Demokrat olsuri*
Kongre'deki çogunluk,
her iki alacaklı gruba
borçlarını Türkiye'nin
sırtından adı farura anla-
mınagelen Bill'eödettir-
mek için uğraş verecek-
tir. Bu nedenle. Kong-
re'deki çogunluk kimin
elinde olursa olsun Tür-
kiye açısından degişecek
bir şey olmayacaktır.
Üçüncüsü... Türkiye
jeopolitik konumu ve böl-
gedeki sıcak çatışmalar
nedeniyle önemli ölçüde
silah satın alan bir ülkedir.
Bu silahlann önemli bö-
lümünü de ABD'den al-
maktadır. Amerika'daki
silah sanayi lobisi de
Cumhuriyetçilerin dene-
timi altındadır. Bu neden-
le Kongre'de Cumhuri-
yetçi çoğunlugun. silah
lobisinin etkisi altında
Türkive'ye sınırlı bir des-
tek vermesi beklenebilir.
Türkiye açısından baş-
kanlık koltuguna otura-
cak kişiden daha çok
Kongre'deki yeni siyasal
yapılanma daha önemli
olacaktır.
AMBtİKAN YARDIMI - TÜRKİYE'NİN BORÇLANMASI
Amerikan Yardımı"nı daha iyi algılayabılmek için Tür-
kiye'nin 2016 yılına değin Amerika'ya (anapara ve faiz)
olarak ödeyeceği askeri yardım borçlarının dökümü
Ocak 1996 tarihi itibanyla (000 eklenecek) şöyledir:
YILLAR
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
Toplam
ANA PARA
230.359
237.421
252.689
244.911
212.000
198.274
212.281
203.640
193.675
236.378
176.379
176.379
154.509
132.638
134.101
132.639
125.944
113.017
97.609
68.888
30.953
3.865
3.568.549
FAİZ
281.775
266.586
249.898
232.246
216.702
202.102
185.062
169.735
156.956
141.071
122.880
106.866
90.803
76.535
63.879
51.119
38.491
26.730
16.537
7.907
1.821
210
2.705.911
TOPLAM
512.134
504.007
502.587
477.157
428.702
400.376
397.343
373.375
350.631
377.449
299.259
283.245
245.312
209.173
197.980
183.758
164.435
139.247
114.146
76.795
32.744
4.075
6.274.460
Görüldüğu üzere ABD Türkiye 'de kullandığı asken üsler
karşısında "yardım"dan daha çok "borç" vermıştir. Bu
borç yükü altında Türkiye 2016 yılına kadar, aldığı her 57
dolar borca karşılık yılda ortalama 43 dolar da faiz ödeye-
cektir. '
Erbakan, ABD ile SEIA'yı bir yıl uzattıANKARA (Cumhuriyet) -
•REFAHYOL koalisyonu" Türkiye ile
ABD arasındaki 'Savunma ve
Ekonomik İşbuiiği Anlaşması'nı
(SEİA)' bir vıl daha uzattı.
Hükümete gelmeden önce memnun
olmadıgı SEtA'yı feshedeceğini öne
süren Refah Partisi Genel Başkanı
Necmettin Erbakan da kendisinden
önceki başbakanlann yolunda gitti.
Erbakan. 18 aralıkta sona erecek
anlaşmanın öngördügü üç ay
öncesinden zorunlu "fesh-i ihbar'
hakkını kullanmayınca. anlaşma bir
yıl daha uzadı.
türkiye ile ABD arasındaki SEİA. 18
Aralık 1980'de beş yıl süreli olarak
yürürlüğe girmiş, daha sonra Ankara
ve VV'ashington arasında çetin
müzakerelere sahne olmuştu.
Anlaşma. Amerika'nın aralannda
Adana'daki İncirlik ve Diyabakır'daki
Pirinçlik gibi üslerin dışında bazı
dinleme, elektromanyetik izleme ve
ıletişim tesislerini konuşlandırmasını.
karşılığında da Türkiye">e çeşitli
askeri ve ekonomik yardımda
bulunmasını öngörüyor. Refah Partisi
de dahil Türkiye kamuoyunda,
ABD'nin yükümlüklerini tam olarak
yerine getiremediği kabul ediliyor.
Amerikan Kongresi, yardımı zaman
zaman Kıbns koşuiuna ve
Yunanistan'la 7/10 oranına baglamış,
ayrıca Ermeni soykınmı tasansı ile de
özünü ve veriliş biçimini de olumsuz
etkilemişti.
Bu gelişmeler karşısında ikinci beş
• Anlaşmayı feshedeceğini söyleyen Erbakan, verilmeyen fırkateyn ve Cobra
helikopterlerine karşın anlaşmayı uzatmakta tereddüt etmedi.
• ABD, bütçe tasarrufu nedeniyle bazı tesisleri kapatırken nükleer bombalar ile
Çekiç Güç'ün
karargâhının bulunduğu
İncirlik ve Pirinçlik
üslerindeki çalışmalannı
bir yıl daha sürdürecek.
Yardımın cinsi
Askeri htbe
Askeri kredi
Askeri eğitim h.
Ekonomik des.
Toplam (mityonS)
1990
412.2
85.6
3.4
14.3
515.5
1991
500
—
3.4
50
553.4
1992
475
25
3.4
75
578.4
1993
—
450
3.1
125
57ai
1994
—
405
1
120
526
1995
364.5
1
50
415.5
1996
320
1
33.5
354.5
1997
175
1
60
246
yıllık süreyi öngören yeni anlaşmanın
imzalanmasında «ecikme ortaya
çıkmıştı. 1987'>e"gelindiğinde. ABD
Dışişleri Bakanı GeorgeShultz ve
Türk meslekdaşı Vahit Halefoğlu.
'mutabıkolduklannı' ve anlaşmanın
18 Aralık 1985'ten geçerli olmak
üzere 5 yıllıgına uzatıldığını birer
mektupla karşilıklı olarak birbirlerine
bildirmişlerdi.
ABD Kongresi'nin yardımı yine
Kıbns koşuiuna bağlaması üzerine
Türk hükümeti mektuplann
onaylanmasını askıya almış ve
zamanın Cumhurbaşkanı Kenan
E\Ten,Washington'a yapacağı resmi
ziyareti ertelemek zorunda kalmıştı.
Taraflar arasında gelişme sağlanınca
Türkiye. Şubat 1988'de söz konusu
mektupları onaylamış, anlaşma da 18
Aralık 1985'ten geçerli olmak üzere
1990 tarihine kadar beş vıl süre ile
uygulanmak üzere vürürlüğe girmişti.
Shultz-Halcfoğlu mektuplannda
anlaşmanın feshi konusunda ise şu
cümle yer almaktadır:
"Taratİardan biri, bu 5 yıllık sürenin
bitiminden 3 ay önce bu anlaşmanın
feshini ihbar etmediği takdirde,
tarafların mütabakatı ile yahut
müteakip her yılın bitiminden 3 ay
önce taraflardan birinin fesih
ihbarında buiunması surerivle sona
erdirilinceye kadar birer yıl süreyle
v ürürlükte kalmaya devam edecektir."
1990'dan bu yana her yıl eylüide
taraflardan biri feshi ihbarda
bulunmadığı için anlaşma altı kez
birer yıllık olmak üzere uzamış oldu.
Kapatılan tesisler
Yıllardır bu anlaşmayı şiddetle
eleştiren. tepki gösteren ve
feshedileceğini söyleyen Erbakan da
eylüide ihbar hakkını kullanmadı.
Anlaşma bir yıl daha uzamış oldu.
Bu arada altı yıllık uygulamada.
Amerika. bütçe tasarruf ve aynca
savunma stratejisi açısından
gereksinim duymadığı bazı tesisleri
kapartı. Kapatılan tesisler şunlar:
1. Sinop elektromanvetik izleme.
2. Yamanlar(İzmir), Şahintepe
(Gemlik), Alemdağ (Ankara). Karataş
(Adana). Mahmurdağ (Samsun),
Alemdag (Istanbul). Kürecik
(Malarva) iletişim.
3. Belbaşı sismik bilgi toplama.
4. Kargaburun rad>o rrafiği tesisleri.
Şu andaki son duruma göre sadece iki
önemli üssün varlığı bir yıl daha
uzamış oluyor.
Bunlar. ABD Hava Kuv\etleri'ne
Ortadoğu'da ve Doğu Akdeniz'de hava
harekât olanağı desteği sağlav an.
Çekiç Güç'ün karargâhının da
bulunduğu tncirlik'teki üs ile
Pirinçlik'teki radar uyan ve uzay
izleme üssüdür.
Türkiye'deki atom bombalan
1987'de yürürlüğe giren SEİA'dan iki
v ıl önce Türkiye"de 489 nükleer silah
bulunduğu, ancak bunların
Sovyetler'le yapılan anlaşmalar
nedeniyle dünyadaki genel indirim
çerçevesinde 75"e düştüğü
açıklanmıştı.
Bu çerçevede. Incirlik'te bulunan
(B61) tipi atom bombalanndan 20
tanesi NATO planları çerçevesinde
'vurucu güç" olarak dogrudan
doğruya ABD Hava Kuvvetlen'nin
gözetim ve denetiminde bulunuyor.
Ev sahibi Türkiye'nin bu 20
bombanın kullanımında herhangi bir
denetım almadığı biliniyor.
Türkiye'nin sadece Ankara
Mürted (Akıncılar) ve Balıkesir'deki
öteki nükleer silahlar üzerinde
denetimi var. Ingiltere ve
Almanva'dan sökülen bazı nükleer
silahlann 1996yılında Türkiye'ye
taşındığı da kısa bir süre önce
açıklanmıştı.
Türkiye'nin anlaşmayı feshetmeyip
birer yıllık uzatmalara gitmesinden
cesaretlenen ABD, bu dönemde
Türkiye'ye yaptığı asken ve ekonomik
yardımlan da makasladı:
Bu tablo incelendiğinde. ABD'nin.
SEİA'nın ilkelerine ters düşen bir
dav ranışla ve tek yanlı bir kararla
1993 yılında askeri yardımı 'hibe'
durumundan çıkarıp 'kredi' konumuna
geçirdiği görülüyor.
Aynca bu kredilerin; Türkiye'ye
yardımdan çok. Amerikan silah
sanayiinin ülkemize olan ihracatını -
bir anlamda asken E\imbank kredisi
gibi- finanse etmeve yöneldiği. serbest
piyasada uygulanan yüksek faiz
oranlannı içerdiğf de kabul ediliyor.