19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 1996 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Barış Grubu Batman'da • BATMAN (Cumhuriyet) -Banş İçin Bir Arada Grubu'nun öncülennden JHD Genel Başkanı Akın Birdal. sanatçı Şanar Yurdatapan ve eski Petrol-İş Sendikası Başkanı Münir Ceylan. Batman'da "Banş için bir milyon ımza" kampanyastna destek istedi. Petrol-İş'in davetlisi olarak Batmana gelen Birdal. "-Türkiye'de adı ne olursa olsun bir savaş \ar. Kimilerine göre az. kimilerine göre yoğun. Siyasal. ekonomık. sosyal ve kültürel tahribata neden olan bu savaşın durdurulması lazım" dedi. Kantu-Sen'in eylemi • ANKARA (AA) - Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay. ınemur maaşlanna yapılması öngörülen yiizde 30'luk artışı \e sendika uyum yasasının şeciktırilmesini. 26 kasımda tiim illerde yapılacak mitinglerle protesto edecekierini bildirdi. Resul Akay. açıklamasında. "gasp edilen memur haklannı almak için meydanlara döküleceklerini ve hükümeti sert bir şekilde ııyaracaklannı" kayderti. YOP Genel Başkanı • ANKARA (AA) - Yenıden Doğuş Parrisi (YDP) Genel Başkanı Hasan Celal Giizel. partisinin genel idare kurulu toplantısının açılışında yaptığı açıklamada. son gelişmeler karşısında devleti yönetenlenn. muhalefetin şaşkın dııruma düştüğünü, en son Mesut Yılmaz'ın dinlenme iddialannı ortaya attığıni hatırlattı. Giizel. "Mesııt Yılmaz haklı. Mesut Yılmaz dinleniyor... Ama ANAP Genel Başkanı olduğundan beri dinleniyor..." diye konuştu. Demipel Edirne'de • ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel, Edirne'nin 74. kurtuluş yıldönümü törenlerine katılmak üzere bugün Edirne'ye gidiyor. Edırne'nın kurtuluş yıldönümü törenlerine cumhurbaşkanı olarak dördüncü kez katılacak olan Dcmirel. törenlerden sonra 1. Murat Mahallesi Kapalı Pazaryen'nin açılısını >apacak. Cumhurbaşkanı Demirel. vilayetı. garnizonu ve belediyey i ziyaret ettikten sonra aynı gün Ankara'ya dönecek. Sami Gürtürk toprağa verildi • SİLİFKE (Cumhuriyet Giinev İlleri Bürosu)- Hastalığı nedeniyle bir süredir tedav i görmekte olduğu Çukurova Gniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi"nde yaşamını yıtiren emekli felsefe öğretmeni ve yazar Sami Gürtürk, doğum yeri olan Silifke'de dün düzenlenen törenle toprağa verildi. Gürtürk "ün cenaze tÇrenine Sılifke Kaymakamı Mustafa Altıntas.. Cumhuriyet Savcısı Abdurrahman Gündoğdu, Sami Gürrürk'ün yeğeni Silifke Belediye Başkanı Sadık A\;ı. Milli Eğitim Müdürii Ahmet Vefik Erdem. Eğit- Sen üyeleri. İşçi Parrisi temsilcileri ve emekli öğretmenler ile ailesi katldı. RTÜK Başkanı • ANKARA (AA) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Güneş Mtftüoğlu. ulusal düzevde yayın yapan televizyon kuıuluşlanyla. daha önce erttlenen toplantısını bugün ger;ekleştirecek. Giheş Müftüoğlu. görjşmede televizyonculardan. yayınlann yasaya daha uynın hale getirilmesini isteveceklerini bildirdi. Müftüoğlu. toplantıda. televizyon kuruluşlannın terrsilcileriyle görüş alı^.erişinde bulınacaklarını söyledi. K.etdilerine gelen şjkiyetlenn büyük ;o&nluğunu şiddet içeren yaynların oluşturduğunu selrten Müftüoğlu, RTÜK Vavn Izleme Dejerlendirme Dairesi'nin İe tu konularda bazı esptleri bulunduğunu »elrttı. Çifleı^iıı gafina tepld İzmir Tabip Odası, Çiller'in Karşıyaka Devlet Hastanesi'nde bir hafta önceki hekim nöbet listesine göre 'yoklama yaparak' gaflanna bir yenisini daha eklediğini açıkladı İZMİR / ANKARA (Cumhuriyet) - Başba- kanlık döneminden itiba- ren sağlık sisteminde y a- pısal önlemlere gıtmeven Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'in. "Balyoz Hare- kâtı" adıyla başlattığı ve sağlık çafışanlannı hedef aldığı hastane denetımle- rine hekimler tepki gös- terdi. Karşıva Devlet Hastanesi'nde de bir ön- cekı haftanın nöbetçi çı- zelgesine göre "yokJa- ma" yapan ve bir dokto- run hastanede bulunma- yışı üzerıne "kovun bu- nu'' diyen Çiller'i eleşti- ren İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Suat Kaptaner. "Sayın Çiller'in Balyoz Harekâtı üzerine biz de sağlık ala- nında acil durum ilan edi- yoruz"dedi. Kamu sağlı- ğı hizmetlenne sahip çı- kılmadığına ve ödenek yetersizliğıne dikkat çe- ken Türk Tabıplen Birli- ği (TTB), gündem saptır- mava yönelik denetimle- ri protoste etmek amacıv - la Numune Hastanesi 'nde nöbetçi hekime kask ar- maöan etti. Çiller'ın cumartesi günü Iz- mir'de gerçekleştirdiğı gezı sırasında ani baskın yaptığı Karşıyaka Dev let Hastane- si "yle ılgıli açıklamalan sert tepkı gördü. Çiller. denetimi sırasında geçen haftaya ait nöbetçi çizelgesine göre hastanede yokla- ma yapmış. bu çızelgede çağrı nöbetçısi birdoktorun bulunniaması üzerine deonun işine son verilmesini istemişti. Hastane bahçesinde dün bir basin toplantısı düzen- leyen İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu. Çiller'in hastanelerde başlattığını açıkla- dığı •'Bahoz HarekâtT üzerine "acil du- Türk Tabipleri Biriiği, sağlık sistemi için >apısal ünleın aimayan \e üdenek y etersi/liğinden ka> naklanan sorun- lann faturasını hekimlere çıkaran Tansu Çilkr'e tepki göstcrdi. Çiller'in. "Bahoz Harekâtı" adıyla başlattığı hastane denetimlerini protesto amacıv la. Numune Hastanesi'nde nöbetçi hekime kask armağan edildi. Çiller'in İzmir'e gelişinde partililerin karşılama >anşı Çillerler'le bir bilek güreşine dönüştü. (Fotoğrat: AA) rum" kararı aldıklarını açıkladılar. \öne- ma>a çalışan Çiller, alışıla gelen gaflann- denıldi. yaptığı basın açıklamasında. sağlık hizmetlerine en fazla gereksinım dııyan sabit ge- lirli çalışan vedargelirlilerin gitmeve ~mahkûm oldukla- n" kamu hastanelennin. hü- kümet uvgulamaları nede- nivle hizmet veremez hale getinldiğini belirtti. Açıkla- mada. kamu hastaneierini hizmet veremez duruma ge- tıren hükümetin. gerçeklerı saptırmava çahştıöı kayde- dildi. "Kirliliğin. cerahatın kav- nağı herkesin gözünün önün- de tiim çıplaklığı ile sergileni- >or" görüşüne ver verilen açıklamada. hastanelere da- ha az kaynak aktanlmasının. niteliksız tıp fakültelen açıl- masının. hekim ve sağlık ça- lışanlannın vetıştirilmesinde nitehğın gözardı edilmesının nedenlen soruldu. Kamu sağlık hizmetlerine sahip çıkılması için hekimle- ıo çağn vapılan açıklamada. " Vncak parası olana sağlık diyenlerin eğitim ve sağlığa para yok diyenlerin \e sonra hesap sormaya kalkanların halkın canına Ivastetmiş tu- tumlanna ortak olma\alım. \e hep birlikte vukarıva çı- kıp temiz mi bir bakalım" tim kuruiu adına açıklama yapan Suat Kap- taner. "Türkhe'nin ekononıisini \e dış iliş- kilerini batırdıktan sonra ulusal şansızlığı- mızSa>ın Çiller, sağlık sistemimizi bahoz- la çökertme kararı aldı" dedı. Çiller'i Türkive'nın "ulusal şanssızlığı" olarak değerlendıren Kaptaner. suııları söv- ledi: "İçindebulunduğu çaresizliğiörtmek \egiindemi değiştirmek için balvozunu sağ- lık sistemimizi avakta tutmava çabala>an hekinılerimize vebaşhekimlereindirme ka- rannı açıkladı... Bu baskınla itibar ka/an- dan birini daha vapnıış. evde çağrılı nöbet tutan hekimlerin bir hafta önceki listesine bakarak hastanede o anda bulunnıadıkla- rı için Osmanlı sultanı edasıyla asmaktan kesmekten bahsetmiştir. Çe\resinde bulu- nan ve bu durumun farkında olan hekim, bakan \e biirokratlar da Başüstüne. evet efendım' demekten başka bir şey yapma- mışlardır. Bu ruhtaki \e anla>ıştaki insan- larla sağlık sorunlarının çözüleme\eceği açıktır." TTB. -\nkara'dd Numune Ha>tanesı'nde TTB açıklamasında. mafya-dev let-a^i- ret bağlantısındaki savlar kastedilerek "Hem sağlık hizmetlerinde hem de iilkede- ki bütiin hizmetlerde kötülüğün asıl gerek- çesi olanlar, temizliğe önce bulundukları yerden başlaması gerekenlersağlık çalışan- ları ile halkı karşı karşıva getirmek amacıv - la sahneve çıktılar" görüsü kav dedıIdı. Açıklamadan sonra TTB gündem sap- tırmaya yönelik denetimlen protoste etmek amacıv la Numune Hastanesi'nde nöbetçi hekime kask armagan etti. ANAP lideıi dün yurda döndü Mesut Yılmaz'a çîrkitı salflırı Haber Merkezi - Susur- luk kazasından sonra yaptı- ğı açıklamalar ile dıkkatle- n üzerine çeken ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yıl- maz'a. Macaristan'dayum- ruklu saldında bulunuldu. Yılmaz. daha önce "tehdit edildiğini" söv lemişti. Quantd \ akfı'nın düzen- ledıği "European Forum Berlin 96 Konferansı" için önceki gün Almanya'ya gi- den Yılmaz. dün Berlın'den Macaristan'ın başkenti Bu- dapeşte'ye geçti. Yılmaz. saat 18.00'de Hilton Ote- li'nin lobısindeyken kimli- ği belirlenemeyen bir kisj- nin ilk önce sözlü. daha sonra vumruklu saldırısına uğradı. ANAP liderine ka- faatansaldırgan. Yılmaz'ın korumaları tarafından ya- kalandı. Yılmaz lobiden hızla uzaklaşırken kaçırıldığını sanan korumalar ise saldır- ganı bıraktı. Saldırgan. so- kakta içinde 3 kışinin bu- lunduğu Mercedes marka bir otomobile binerek olay yerinden uzaklaştı. Yıl- maz'ın aldığı darbeler ile burnu kanadı. v üzünde çe- şitli şişlikler meydana gel- di. ANAP lideri. saldırının ardından özel bir uçakla Türkive've aeri döndü. Yılmaz. program deği- şikliğiy le Macaristan'a git- tığini, kendisi buradagörül- dükten sonra bir plan yapıl- mış olabiieceğıni bildirdi. Yılmaz. kendisine saldıran kışiyı ıri yarı. genç ve çok ivi giyinmış biri olarak ta- rif etti. Olaya tanık olan işa- damı Osman Başak ise Yıl- maz'm, yanındaki kişilere saldırının büyütülmemesi- ni istediğini söyledi. Yapılan saldırıdan sonra \'ılmaz"ın konutunun önünde güvenlik önlemlerı arttırıldı. ANAP lideri, bu- gün konuyla ilgili olarak açıklama yapacağını belirt- ti. Öte yandan ANAP lideri \'ılmaz. kendisine gelen duv umların doğru çıktığını belirterek gündeme getırdi- ği "ofis dinleme" olayının noter huzurunda tespit edil- mesi öncesinde>apılan tar- tışmaların büyümesinden rahatsız oldu. Nenehatun Caddesi'ndeki konutunun hemen yanında yer alan ofisini Almanya gezisi dö- nüşünde noter huzurunda kontrol ettirme kararı alan Yılmaz. parti kurmaylannı önceki gün arayarak "ola- vın kamuovu gündeminde daha fazla bü\iitülmemesi* ni" istedi. tP Kongresi 'nde Pehnçekyeniden Genel Başkan seçildi 'Sanıksandalyesineoturacaklar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - J>çı Partisı (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek. "Çiller'leri, Ağar'lan. Bu- cak'ları sanık sandaKesine oturtaca- ğa" dedı. "Enternasyonel Şenlik" adıyla düzenlenen. İP4. Genel Kong- resı'nin kapanı^ konıışmastnı yapan Perinçek. Türkive'nın biryol ayrımı- na geldiğini söyleyerek. "Birinci _\ol. Çiller \e ÖzaU Amerikan empervaliz- minin istasyon şeflerinin yolu. Bu yol. I.Vf F'nin, özelleştirme genel müdürie- rinin volu. ikinci cumhuri>et yolu. A- ıııa adı cumhurivet aslında bir kontge- rilla diktatörlüğü. İkinci vol Türkive halkının mafya-gladyo-tarikat' üçle- mesine karşı vükselen mücadelesinin aynı zamanda demokratik sürecin yo- Itınu açnıasıdır \e şimdi işleyen süreç budur" dıye konuştu. TlRML İP'nin4.Olağan Genel Kurulu nedenn leGenel Başkan Doğu Perinçek baş- kanlığındaki partiüler Anıtkabir'izi\aretetti. (Fotoğraf: AA) Perinçek, ileriki günlerde dev rim v e cumhuriyet yasalannın uygulanması için bir kampanya başlatacaklarını kaydetti. İP 4. Genel Kongresi'nde Genel Başkanlık seçimine tek aday olarak giren Doğu Perinçek seçıldı. Atatürk Spor Salonu'nda yapılan toplantıdan önce İP lideri Pennçek. yabancı ülkelerden gelen konuklar. delegeler v e partilılerden oluşan y ak- laşık 10 bin kişilik grup. kongreden önce Anıtkabir'e giderek Atatürk'ün mozolesine çiçek koydular. Anıtkabir özel defterinı ımzalayan Perinçek, özetle şunları yazdı: "KurtuluşSavaşı'nın ve cumhuriyet devrimûnizin büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk"e veonun büyük dev- rimci kişiliğinde Türkive halkına İP'nin rapomdur: Büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'ün önderli- ğinde Türkiye halkı olarak bu y üzy ı- lın başında devrimlekazandığımız her şe>, empervalizmin ve ortaçağ karan- (ığının saldınsı altındadır. Cumhuri- vet'in kaleleri bir bir düşürülmekte. aydınlanmanıız boğulmak istenmek- tedir. İP, büyük uygarlıklardan gelen Türkiye halkına gütenerek ve Ata- türk'ün önderlik ettiği devrimden kuvvetalarak'yenidünyadüzeni' de- nen bu empenalist saldırm göğüsle- mekte kararhdır. Büv ük Türkiye hal- kına ve Büyük Atatürk'e derinden ve yürekten minııet ve saygıy la..." İP'li grup. daha sonra yürüyerek Atatürk Spor Salonu'na geçti. Korte- jin yol boyunca attığı sloganlar arasın- da "Ağar'ı yıktık. sıra Tansu'da™. "Kahrolsun şeriat, ay dınlık Türkiye". "Sınırlar kapansın Tansu kaçmasın" da vardı. A^/AYDINENGİN e - mail: engin \« planet.com.tr Bugün gene "Susurluk ayra- nı" içeceğiz. Sakın "Aaa, yetti artık, başka konu bilmez misin sen?" filan demeye kafkmayın. Eğer Susurluk ayranını. barda- ğın dibine kadar içmezsek, yurttaş olarak kendi ipimizi ken- dimiz çekmiş, şu yaşanılası ül- keyi cehenneme dönüştürmeye çabalayanların değirmenine kendi ellerimizle su taşımış ola- cağız. Yani. sabır filan önermiyoruz, bir ödev anımsatması yapıyo- ruz. Bu kadar ciddi, bu kadar ya- şamsal... Ama o kadar "ciddi"s\ne gir- meden bir küçük heşabım var. onu görüvereyim. Ümit Kı- vanç'la hesaplaşacağım. Ümit Kıvanç Radika/'de yazıyor. Şu Susurluk işi çıktığından beri de canımı sıkıyor. Bir kere, daha kazanın dumanı tüterken tuttu o "Araştırmacı Kamyoncu" yazı- sını yazdı. O gün bugün. Susur- lukiakL _kamyüo_JLÜmit_Kz=_ Çete İzi Sürerken vanç 'ın kamyonu" diye anılır ol- du. Hasetten çatlamasam da çatırdadım. Farkındasınızdır. bir avuç ga- zeteci ve bir avuç politikacı bı- kıp usanmadan. yılıp yorulma- dan, bir trafik kazasından dev- let kavramının Türkiye'de edin- diği acayip içeriği sorgulamaya yönelen heyecanlı bir iz sürme eyleminde. Ben de iz sürmeye çabalıyo- rum ya, tam da can alıcı terimi bulmak üzereyken gene o mu- zır adam bir yazı döktürdü ve "iç devlet" deyiverdi. Daha ön- ce başkası kullandı mı bilemem, ama kabul edin ki bugünkü kar- maşık ilişkiler yumağında pek çok olguyu yerli yerine oturtan bir kavram önerisi bu. Yurttaşlık Bılgisi kitabından öğrendik. Devlet belli başlı üç bileşenden oluşuyor: Yasama, yürütme ve yargı erkleri. Kıtap- ta bir başka erk yok. Ömeğin -medya iç4rvkultar4ttafvdöreteweö erk yakıştınması, adı üstünde bir yakıştırmadan ibaret. Ama Türkiye'de gerçek. kita- ba uymuyor. Kitabına uydurul- mak istense de uymuyor. "Susurluk" gerçekle kitap arasındaki çelişkiyi bir kez da- ha ve aftını çok kalın çizerek ser- giledi. Devlet aygıtının bileşen- leri hiç de üç erk'ten ibaret de- ğil. Dört, beş hatta altı erk daha sayılabiliyor. Yedinci ve sekizin- ci erkler de çıkarsa şaşmamak gerek. Kendini erk'ten sayan medyaya da olsa olsa doku- zuncu. onuncu sıralar kalacak. Son dönemde sıkça kullanı- lan ''devletin içinde yuvalanmış güç odakları" ya da "dev/etten bağımsız güçler" ya da ''çete- ler" ya da "devlete sızmış maf- ya ilişkileri" gibi dolgun görü- nüşlü, içi boş terimler ise göz- boyama, hedef şaşırtmadan öte anlam. içerik ve işlevtaşımı- yorlar. şenine dönüşmüş, kitapta yeri oimayan erklerden söz ediyo- ruz. 0 yüzden, bilimsel içeriği tartışmalı bile olsa, Ümit Kı- vanç'ın ";çdev/ef"öneri-kavra- mını ödünç aldık. 80'li yılların sonuna doğru, bütün Avrupa gladio rezaletle- riyle sallandı. Avrupa'nın NATO şemsiyesi altındaki ülkelerinde resmen. ülke işgal edilirsegeril- la savaşı yapmak üzere, fiilen ülke içinde olası bir sol iktidara karşı sabotaj. çete savaşı, cina- yet. susturma, pıstırma. kıstır- ma. kafa koparma eylemleriyle görevli sivil silahlı örgütleroluş- turulmuştu. Patlayan rezaletin ardından her ülke kendi gla- dio'sunu açığa çıkardı ve mah- kûm etti. Türkiye hariç. Türkiye'de gladio gizli kaldı iç devlet'te yer alan bir erk. (Hem de ne erk!) Aşiretler, ortaçağın üretim iliş- kilerinin ürünü. Yani çağdışı. Türkiye'de değil. Arada bir (özellikle darbelerden sonra) iti- lip kakılsalar bile erklerini koru- dular ve bugün Bucak aşireti aynasında, iç devlet'te yer alan erklerden biri oldukları bir kez daha kanıtlandı. Istihbarat ve güvenlik birimle- ri (birim terimini tam da Sedat Bucak'tn televizyonda kullan- dığı anlam ve içerikte kullanıyo- rum) Yurttaşlık Bilgisi kitabına göre yürütme erkinin, hüküme- tin emrinde olması gerekirken iç devlet'm bağımsız birer erk'ıne dönüştü... Sayageldfğimiz iç devlet erk- leri birbirleriyle sıkı ve yoğun iş- birliği içindeler. Susurluk "kah- ramanlan"nm kimlikleri bunun kanıtj. Sorun, bu erklerin. kitaptaki erklerden (yasama, yürütme, Dtkk^-eetttrse-devtet-aygrtına—ve~üest5Sitn<rdagıîiîfr>adı. Çok sızmaktan. devlet aygıtının dı- 'Vafanseı/er"(!)ülkücükadrolar şındayadakıyısında yer almak- bu gizli örgütlenmenin çekırde- tan değil. devlet aygıunın bile- ğine yerleştirildi. Gladio bugün yargı) ne~f<adar bağımsız ve ne kadar işbirliği içinde oldukların- da... İzi buraya doğru sürmeli... POLİTtKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Kimse Kimseyi Kandırmasın... Komünizmle Mücadele Dernekleri'ni anımsarmı- sınız? 19601ı yılların sonunda 'komünizmlemücadele' adına ortaya çıkanlar. 'solgençlik'\e çatışmalara gi- hyor, anti-komünist eylemlerin öncülüğünü yapı- yorlardı... işte o yıllar, Komünizmle Mücadele Dernekle- ri'nin Genel Başkanı Fahri Tanman'dı. Yurtdışın- da öğrenim görmüş olan Tanman, Söke'de bir top- rak ağasıydı. Fahri Ağa, on binlerce dönüm toprak- ta pamuk üretirdi. Tek korkusu 'toprakreformu'yla arazilerinın elinden alınmasıydı... HBB televizyonunda aşıret reisi ve toprak ağası Sedat Bucak'ı izlerken nedense birden 19601ı yıl- lara döndüm ve Fahri Tanman'ı anımsadım. Eski, soluk fotoğraflardan yola çıkıp Söke Ovası 'na doğ- ru uzandım; Bafa Gölü kıyılarında soluklanıp Ser- çin köyüne ulaştım... Beşparmak Dağları mor rengın grıleşen yalnızlı- ğında bir masal kahramanını tanıştırdı bana. Ser- çin köyündeki balıkçılar, sömürünün kalın çizgisi içinde bılinçlenmışlerdı. Tek korku vardı o zaman. O da şuydu: "Sol bir parti iktidara gelecek ve toprak reformu yapıla- cak..." Bu ne demekti? Bafa Gölü'ne el koyanlann, binlerce dönüm ara- ziyı paylaşanların canına ot tıkamaktı... Sol gençlik örgütleri köylerde, kentlerde, fabrika- larda, tarlalardaydı... Rize'de çay üreticileri uyanıyor. Akhisar'da tütün- cüler bilinçleniyor, Çukurova'da, Ege'de üretici ke- sim meydanları dolduruyor, fabrikalarda işçilerin gözü açılıyordu... Toprak ağası Fahri Tanman, ekonomik gücünün bir bölümünü, 'komünizmle mücadele eden' genç- lere akıtıyordu. Atalan ve Göllüce'deki 'toprak iş- galleri'nöe sol gençlik örgütlerinin üzerine bu genç- ler sürülüyordu. Demokrat Parti'nin devamı Adalet Partisi iktidar- daydı ve Süleyman Demirel de başbakandı... Siyasal iktidar. 'Ülkü Ocakları 'nın ilk adımını 'Ko- münizmle Mücadele Dernekleri'yle attı... Özel harp eğitimi almış kışiler. Özel Harekât Da- ıresi'nin yardımıyla 'antı-komünıst örgütleri' des- tekledi. Bir de baktık ki 1971"de 12 Mart Muhtırası gel- di... • • • DYP Milletvekili Sedat Bucak ne diyor: "Abdullah Çatlı devleti ıçın çalıştı. O bir kahra- mandır. Çatlı gıbisi bir daha dünyaya gelmez..." Çatlı'nın eşi Meral Çatlı ise şöyle konuşuyor: "Oral Çelik, eşımin en yakın arkadaşıydı. Onun bıze olan desteğını unutamam. Sonunda kocam- la bir kez daha cezaevinde, kirli camların arkasın- dan görüştüm. Ancak bu kezgörüş süresi uzun tu- tuldu. Artık bu çılemız bıtsin istiyorduk. Eşim bu düşüncelerle 1989 yılında Türkiye ile ilişkı kurdu. Yetkililerle görüştü. Türkiye'ye dönmek istediğini bildirdi. Bu ilişkinin sonunda da cezaevinden ka- çırıldı. Ancak bana kimin kaçırdığını, nasıl kaçırıl- dığını sormayın. Zaten bunu herkes anlar." Meral Hanım, eşi Çatlı'nın cezaevinden kimlerta- rafından kaçırıldığını neden açıklamak istemiyor? Burada sorunun yanıtı açıktır. Yani Meral Hanım günlerdir yanıt arayan sorular- da 'adres' göstermektedir. Abdullah Çatlı'yı cezaevinden kaçıranlar, ona po- lis kımliği, yeşil pasaport verenler, devlet içindeki güçlerdir... Aynı sorunun yanıtını Sedat Bucak da şöyle ver- miştir: "Çatlı, ruhsatlı silahıyla dolaşıyordu. Devlet de bazı işleri ona yaptırmış olabilir. Çatlı'nın dolaşa- bilmesini garanti eden bazı kesimler var..." Acaba bu kesimler 1980 darbesinden sonra Çat- lı'ya "Sen Türkiye'den kaç" diyenler midir? Neden olmasın? • • • Eski Içışleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş bu ola- yın üzerine gitmış. işi çözmeye kalkışınca 'bir aşk oyunuyla' koltuğundan düşürülmüştü... O dönemin polis müdürlen, polis şefleri ne yapı- yorlar 1996 Türkiyesi'nde? Onlar polis örgütünden dışlandı. Çoğunluğu emekli oldu... Bugün 40 yaşındaki. 45 yaşındaki, 50 yaşındaki polis müdürleri. polis şefleri yasama savaşımı ver- mek için ya hurda kâğıtçılık ya da başka işler yapı- yorlar... Polis örgütü 1983ten başlayarak 'tarikatçı-ırkçı' bir yapılanmaya büründü. Çatlı gibi, Bucak gibi dü- şünenler polis örgütünde önemli yerlere getirildi... 19601ı yıllardan bugünleregeldik. 12Martlar, 12 Eylüller gördük. Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde bıçaklanarak öldürülen Doç. Dr. Orhan Yavuz ve diğerlerinın ka- tilleri niçin yakalanmadı bugüne dek? Devletin içindeki kimi güçler eli silahlı, eli bıçak- lı 'ülkücü komandolar't niye yakalayamadı? 12 Ey- lül darbesiyle birlikte 'akan kan' niye durdu. kim durdurdu? Bakın Hasan Fehmi Güneş ne diyor: "Şu anda karşı karşıya olduğumuz acaba bir mafya konusu mu, yoksa siyasi suç işleyen yenibir suç örgütü tıpi mi? Bunu birbirinden ayırmamız la- zım. Bir mafya olayı, yani çok yoğun, çok ürkütü- cü ve toplumu çok sarsıcı boyutta olabilir. Bu bü- rokrasideki çürümeyi, bozulmayı göstehr. Ama devlet erkini kullanan güç odakları, siyasi suç iş- letmek için tehdit altındaki, sanık dunımundaki, kaçak durumundaki illegal insanları kullanıyorsa, bu çok daha vahim bir şeydir. Orada devlet erkini ilgilendiren bir çürüme söz konusudur. Benim an- layabildiğim kadarıyla, eski kafatasçı militanları, devlet erkini kullanan bazı güç odakları, içeride ya da dışanda belli konular için tetikçi olarak görev- lendirmişlerdir. Sonra o kişiler, bu eylemleri nede- niyle sağladıkları avantajları, güç kullanma olanak- larını, mafyöz ilişkilere, eylemlere de dönüştür- müşlerdir..." Olayın özeti bu. kimse kimseyi kandırmasın!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn Email: Hikmet .Cetinkaya c Planet.com. TR Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle