Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
ErgunBalcı# Utıhbarat Cengiz
Ekonomı Bülent Kızanlık
Genel Yayın Yonetmenı OrhanErinç# Dı$ Hiberler
Genel Ya\ın Koordinatoru Hikrnet Jıld«rım • Ekonomı Biilent
Çctinkava* Yazıı-derı Mudürlerı •
1
>.
ul
'"
r
H»n««an Senkoken
Iİ>rahiınYıldU,piıi(Ta>aiK(Sorumlu) ^bdulkad.r^ ucelman • Makaleler
9 Haber Merkezi Müduriı Hakan Kara
0 Görsel \ önetmen Fikret Eser
Spor:
Sanıi
Karaönn • Duzclımo Abdullah Yazıcı
0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Belae
Edib« Suğra A Yurt Habcrlen. Mehmct Karaç
YaynKurulu İlhanS«Kuk(Ba&ınl.
Orhın Erinç, Okta> Kurtbökc.
Hikmet Çetinka> a. Şûkran Soner.
Erçun Bakt, Dinç 1 a> anç Ibrchim
Nıldu, Orhrn Bursalı, Mııstafa
BalbavHakınKara.
Ankara Temsılcısı Muslafa Balba> 9 Haber Miıdürü
Doğan Akın Atatûrk Bulvan No 125. ICat 4. Bakanlıklar-
iVnkara Tel- 4195020 (7 tıat). Faks. 4145027 • tzmır
Temsılcısı. Serdar Kızık, H. Zıva BK 1352 S 2 3 Tel
4411220.Falc-4419117»AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğju.
lnönuCd U9S.NolKat I.Tel. 3522550. Fafc, 3522570
MüesseseMüduru Eroltrkut* MEDV.AC:• Yonetını MEDYA G : •
Koordınalor Ahmet Konıban • Kuralu Ba^kanı-Genel Yonetım Kunılu
Muhasebe BülentYener#ldare Mudur Gülbin Erduran Ba^kanı - üenel
Hûse\inGürer9İ!,lelıne Önder • Koordınator Rtha Müdür Lstiin
Çelik • Bılgı-lşlem Nail İnal • I»ıtman • Genel Mûdür Akmen • Murahte
BılgısayarSıstem Mûrü\etÇUer >ardımciM MineAMağ u>e BoraGöaenç
Va)ımU>an \e Basan: Yenı üun Haber Ajansı. Basm \e Ya\ıncıhk A Ş
TurkcKajıCad İ4 4] CajŞjloŞlu 34.Î34 |s( PK 246 Isıanbul fel (0 ;|2) 512 05 05 (20hai F3U (0 212) 513 »5 «5
28OCAK 1996 lmsak:5.44 Güneş: 7 13 Ögle: 12.24 İkindi: 14.32 Akşam 17.21 Yatsı: 18.44 MEDYAC Tel 51407 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks 511S466
'Kravat
sahtekârdır'
• İstanbul Haber Servisi -
"Kravatlar doğru bir ınsan
olma imajını yitirmiştir.
Kra\ at hoş görünme
imajıdır. Yanılııcıdır.
Sahtekârdır" diyen
Ressam Ergüven Altun. bir
ay önce açtığı sergısınde
kullandığı "iktıdara
yürüyen kra\atlar"ını
öncekı gün yaktı.
Toplumsal Araştırmalar
Vakfı Kadıköy Şubesi'nin
bahçesinde yapılan eyleme
vatandaşlar da kendi
kravatlannı yakarak destek
verdi. lnsanlann. kravat
takmanın neyı temsil
ettiginı düşünmeleri
gerektiğini belırten Altun,
"Medeniyet yulan' olan
kravatlar. artık medeniyetı
değil, insan düşmanlığını
temsil etmektedır" dıye
konuştu.
Türk Kardiyoloü
Derneği
• İstanbul Haber Servisi -
Türk Kardı>oloji Derneği
başkanlığına Prof. Dr.
Altan Onat. genel
sekreterliğe ise Prof.Dr.
Muzaffer Öztürk yeniden
seçıldıler. Genel kurulu
tstanbul'da yapılan
derneğin. eriskin ve çocuk
kalp hastalıklan uzmanı ile
kalp cerrahı olan 500"e
yakın üyesi bulunduğu
belirtıldi.
da
hava kirliliği
• İstanbul Haber Servisi -
lstanbul'da dün yapılan
hava kirliliği ölçümleri
sonunda Bayrampaşa'da
duman sının değerinin
aşıldığı görüldü.
Kükürtdıoksit
konsantrasyonu için
beiirlenen kısa vadede 400
mikrogram değeri ise
hiçbir bölgede aşılmadı.
İstanbul Bölge Hıfzissihha
Enstitüsü'nden yapılan
acıklamada, duman (asılı
partiküler madde)
konsantrasyonu ıçin kısa
vadeli sırur değer olan
metreküpte 300
mikrogram değer.
Bayrampaşa'da 361
mikroğram ile aşıldı.
"Anne vahşeti'
• FORTHOOD-
ABD'nin Teksas
eyaletınde. iki oğlundan
birini boğarak öldüren,
diğennın de penisıni
ısırarak kopartan "cani
anne" yakalandı. ABD
Federal Soruşturma
Bürosu FB1 yetkilileri. 29
yaşındaki Michelle
Green'in tutuklandığını
bıldirdiler.
Atatürk Amerika Cemiyeti, YOK ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan önlem alınmasmı istedi
ABD'de de\let bursuyla şeriatçıhk
EMİNE KAPLAN
• Milyarlarca lira harcanarak ABD'ye gönderilen çoğu torpilli
öğrencilerin şeriatçı eylemlerinden bazılan: • İntemet yoluyla
Atatürk'e 'Atadönme. Yahudi köpeği ve fahişe çocuğu' gibi
hakaretlerde bulunmak # Cuma günlerini tatil ilan etmek
# 'Şeriatın mükemmelliği' başlıkh konferanslar düzenlemek
# Sankla dolaşmak # Doktora tezlerinde 'Atatürk ilkelerinin ve
devrimlerinin yanhşlığı, Türk toplumuna kaybettirdikleri'
iddialannı işlemek # Derneklere ideolojik baskı yapmak.
hişe çocuğu" gibı hakaretlerde bulun-
duklannı büdırdi. ABD'de eğitimini
sürdüren Louisiana Devlet Üniversite-
si Türk Amerikan Öğrenci Demeğı Yö-
netim Kurulu üyesi Ercüment Özer.
burslu öğrencilerin denetlenmesi ıçin
Türkiye'nin Washington'daki Eğitim
Ataşel ıği' ne baş\ urdu
Mılli Eğittm Bakanhğı \e YÖK'ün.
öğrenim görrnelen \e yenı açılan üni-
\erMtelenn öğretım üyesi açığının ka-
patılması ıçin milyarlarca lira harcadı-
ği burslu yüksek lısans öğrencilerinin
önemlı bır bölümünün şenat yanlıst ör-
gütlenme içinde olduklan bildirildi.
ANKAR\ - Yurtdışınaöğretim ü>e-
sı yetıştirilmek üzere gönderilen öğ-
rencilerin "laikiik ve Atatürk karşıtı"
propaganda yapmalanndan du> ulan ra-
hatsızlık ciddı bov'Utlara ulaştı. Atatürk
Amerika Cemiyeti, Yükseköğretim Ku-
rulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'na gönderdiği mektupta. ABD'de
devlet bursuyla yüksek lısans yapan
öğrencilerin şeriat yanlısı örgütîenme
içinde olduğunadikkatçektı.Cemiyet,
öğrencilerin Internet aracılıSıyla Ata-
türk'e "Atadönme, Yahudi köpeği ve fa-
Atatürk Amerika Cemiyeti'nce YÖK
ve Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderi-
len mektupta, "Türk gençüğini eğiten
wbe>inlerişekillcndiren" bu iki kuru-
mun zaman zaman gericilik çarkına ka-
pıldığı kaydedildi. Mektupta. ABD'de
Milli Eği'tirn Bakanlıgı ve YÖK bursuy-
la yüksek lisans ve doktora eğitimi gö-
ren öğrencilerin durumlanna ilışkin
gözlemler şöyle sıralandr.
- ABD'ye doktora yapmak amacıyia
yottanmışburslu öğrenciler arasında ne
yazık ki şeriat >anlısı öğrenci sa> ısı \ üz-
de 50'nin üzerindedir. Bu şeriat \ anlısı
öğrenciler, Internet \e kendi içlerindeyo-
ğun bir örgütîenme i^indedirler. Öğ-
renciler, genellikle kendi içlerine kapa-
lı gruplarda yaşamakta, şeriatçı Arap
öğrencilerleyoğun temasetmekte, laik-
iik ve Atatürk karşıtı propaganda yap-
makta,Türk öğrenci derneklerini ete ge-
çirmeye çalışmakta ve diğer öğrencile-
ri kendi ideolojileri doğrultusunda şe-
killendirmeye çalışmaktadıriar.
- Internet ve dığer ıletişım kanalla-
nnda Atatürk'e, laik Türkiye Cumhu-
riyeti'ne hakaret etmek. günlük Inter-
net literatürünün bir parçası durumuna
gelmiştir. Atatürk için "Atadönme, Ya-
hudi köpeği ve fahişe çocuğu" gibi ha-
karetlere sürekli rastlanmakta ve Ata-
türk, laik Türkiye sürekli aşağılanmak-
tadır. Bunu yapanlar, laik Türkiye'nin
üniversitelerinde öğretim görevlisi ola-
cak burslu öğrencilerdir.
'Oğrendler torpilli'
- Gönderilen öğrencilerin çoğunluğu
torpillidir ve ümvcrsiteierin kabul et-
mediği düşük yabana dil seviyesine ve
İngilizce bilmemelerine karşın, bulun-
duklane>aletteki konsorsiyumİa devle-
tin v'apttğı anlaşmalara u\gun olarak.
ekstra para ödenerek eğitimlerini sür-
dürmektedirler. Türki\'e'de tngilizce öğ-
retebilecek onca okul olduğu halde,> ıl-
da 3 bin dolar \ererek ^ÖK ve bakan-
hğm, öğrencilere ABD'de İngili/ce öğ-
retmeye girişmesi de sorgulanması ge-
reken bir konudur.
- Öğrencilerin çoğu gerek topluma
uyum sağlayamamaktan. gerekse İn-
gilizce yetersizliğinden başansız ol-
makta. normalde 1 yıldabitirilmesi ge-
reken doktora öncesi master program-
lannı 2.5 yılda bitırebilmektedir. Tür-
kiye'de kolaylıkla yetişebilecek mate-
matik, tarih. folklor ve eğitim gibı dal-
larda doktora yapan pek çok kişi mev-
cuttur. Sosyal bilimlerde doktora yapan
bazı öğrenciler, doktoratezlennde "•Ata-
türk ilkelerinin vedevrimlerinin yanhş-
bğını, Türk toplumuna kaybettirdikte-
rini
1
" ışleyebilmektedır.
- Bazı ej'aletkrde birçok öğrencinin,
sanklar ve Türkiye'deki yerel kıyafet-
leriyle dolaşma>ı sürdürdüğü, cuma
günlerini resmitatil ilan ettikleri,' Müs-
lümanlık ve şeriatın mükemmelliği' ile
ilgili paneller düzenlevip Atatürk dev-
rimlerini sürekli aşağıladıklan gözlen-
mektedir.
Amerikan Atatürk Cemiyeti, şeriat
yanlısı burslu öğrencilerin yakın gele-
cekte büyüktehlike oluşturacaklannı bil-
direrek, gerekli önlemlerin alınması
için YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığfnı
uyardı.
Ataşeüğe başvnnı
ABD'de eğitimini sürdüren Louisi-
ana Devlet Üniversitesi Türk Amerikan
Öğrenci Derneği Yönetim Kurulu üye-
si Ercüment Özer. YÖK ve Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın bursuyla yüksek li-
sans yapan öğrencilerin denetlenmesi
için Türkiye'ninVvashington'daki Eği-
tim Ataseliği'ne başvurdu. Özer, ba$-
vuru dilekçesinde, Türkiye'de şeriat dü-
zeni istediğini açıkça söyleyen Aydın
Çetin adlı bır öğrencinın. derneğin top-
lantısında kavga çıkardığını ve öğren-
ciler arasında ideolojik grupjaşma ya-
ratmaya çahştığını bildirdi. Özer, Tür-
kiye'den milyarlarca liralık burs alma-
stna karşın, birçok ögrencinin eğitim-
lerinde basanlı olmak gibi bir çaba için-
de olmadıklannı vurgulayarak, müfet-
tiş gönderilerek öğrencilerin denetlen-
mesini istedi.
Once moda
başkaldırdı
Split'te, limanın hemen >anındaki me>dan İstanbul'un Ortakövü'nü andınyor.Gençler gruptar halinde sohbet edivor, kav-kavını avağına takan mevdanda tur atıyor. Binkrce
yıllıktarihi günümüze taşı\an eserieriyle de ünlü savaş vorgunu kentte, herkes, eski günlerin özlemiyle gelecekyeni ruristleri bekliyor. (Fotoğraflar. HATİCE TL'NCER)
Acıh SjJît'in umudu, turîsderHATİCE TUNCER
SPL1T- Kış ortasındabirbahar
günü yaşanıyor Split'te. Splıtliler,
iki yanına paimiyeler sıralanmış li-
man meydanında bahar havasını
değerlendiriyor. Uroş Kuzmaniç.
Split'e yanm saat uzakhktan oto-
büsle yeni gelmiş, meydana doğ-
ru bastonuna dayanarak ya\ aş ya-
vaş ilerliyor. Hem güneşten yarar-
lanacak hem de teknelerin sıralan-
dığı. martılann uçuştuğu Adriya-
tik'in eşsiz manzarasını seyrede-
rekanılannıtazeleyecek. Boynun-
da fotoğraf makinesi, tunste ben-
zeyen bir yabancı görünce sevini-
yor.
Dört yıl öncesine kadar yerli
halktan çok rastlanan turistler, Hır-
vatistan'ın Dalmaçya kıyılannda-
ki bu kente pek uğrarruyor artık.
Yüzyılın en kanlı savaşlarından
birine sahne olan eski Yugoslav-
ya topraklannda turistlere değil;
Bosna-Hersek'e geçmek üzere ge-
len Birleşmiş Milletler \e NATO
Uygulama Gücü'nün (İFOR) çe-
Beş dil bilmek ve gençliginde
sporun her dalıyla ilgilenmiş
olmakJa övünen Uroş
Kuzmaniç sevahat etmevi
çok se>i>or. Pek çok ülke
•^ezmiş, eğer ucuz bir tur
bulabilirse İstanburu da
görmek istivor.
şitli uluslardan askerlerine rastla-
nıyor.
Yfirûyttşeçağn
Kuzmaniç yabancıya doğru yak-
laşıp soruyor: "Sinyorina İtaKan
nusBiB?" Sinyorinanın Türkiye'den
geldiğini öğreniyor. Kuzmaniç ev-
sahipliği duygusuyla konuksever-
lik yapmak istiyor. Meydanda yü-
rüyüşe davet ediyor. "Genç güzel
bayan^diye ö\gülerle seslendiği
konuğunacentilmence kolunu uza-
tıyor. Ya\aş yavaş yürüyorlar.
Ekonomisi neredeyse tamamen
turizme dayalı kente, savaşm mer-
misi düşmese de yoksulluk yaşa-
mın temeli olmuş. Konuğu. güç
koşullarda yaşadığını bildiğı bu
centilmen ihtiyara yük olmamak
için kahve ve kek davetini kabul
etmiyor. Birpalmiye ağacınm al-
tındaki banka oturup sohbete baş-
lıyorlar.
Uroş Kuzmaniç, beş dil bilmek-
le. gençliginde sporun her dalıyla
ilgilenmiş olmakla övünüyor. 1979
Akdeniz Oyunlan'nın Split'te dü-
zenlenmişolması Kuzmaniç'i hâ-
lâ heyecanlandınyor. Seyahati de
çok seviyor. Pek çok ülke gezmiş.
eğer ucuz bir tur bulabilirse İstan-
bul'u görmeyi çok istiyor. "Sizi
biraz >l
alnızbırakacağun,bana beş
dakika izin verir misiniz'" deyip
a>nlıyor. Elinde küçük kâğıt po-
Csküplü boyacı Kadri Asan
kırk senedir Split'te yaşıvor.
Altı çocuklu Kadri Bey'in
umutlan savaşın
bombardımanlannda
kavbolup grtmiş gibi: "Savaş
bitti. olacak güzel diyorlar.
Savaştan önce iyi idi, bozdular."
şetlerle döndüğünde bisküvi \e
bonbon şekeri ikram ediyor. Kuz-
maniç, bunlann ünlü Kraş firma-
sının Zagreb'deki fabrikalannda
üretildiğini anlatıp "Her gelişim-
dekanma bunlardan götürürüm,
çoksever. Lütfen ahru benim ülkem-
desiniz, sizi rahat ettirmemiz la-
zım" diyor. Sohbet uzayıp gidi-
yor. Centilmen ihtiyar saatine ba-
kıp otobüs saatinin geldiğini, üA-
lerek gitmesi gerektiğini söyleyip
otobüs durağına doğru yavaş ya-
vaş yürüyor.
Acı ve umut
Yolun karşısındaki bir palmiye
ağacınm altında bir boyacı tezgâ-
hı kurulmuş. Üsküplü Kadri Asan
(Belki de Hasan) boya tezgâhının
yanında ayakkabı bağı ve balon
satıyor. Kadri Bey kırk senedir
Split'te yaşıyor. Geçim için Split'e
gelmiş, ama işler iyi gitmiyor. Al-
tı çocuklu Kadri Bey, umutlan sa-
vaşın bombardımanlannda kay-
bolup gitmiş gibi konuşuyor: "Sa-
vaş bitti,olacak güzel diyorlar. Ge-
lecek çok turist. Savaştan önce iyi
idL Ne yaptılar. bozdular"
Liman Meydanı'nın arkasında-
ki pazar yeri hareketli. Tezgâhla-
nn gerisinde kadınlar elma, man-
dalina. limon satıyor. Kimisi bidon-
lannın başında lahana turşulannı
ellerine almış müşteri çagınyor.
İhtiyar bir kadın elindeki bir kalıp
kaşar peynirini ısrarla uzatıyor.
Split'in birarabanın bile gireme-
yeceği koridoru andıran daracık
sokaklannasavaşgelmemış. Bos-
na-Hersek kentlerine göre şansh sa-
yılabilecek olan Splitliler savaş
korkusunu yüreklerine gizlemiş,
şimdi yeniden konuklarını bek-
liyor.
• '96 yaz
modasında sunulah
her bir elbise, sanki
yaşanan acılann,
savaşlann
kumaşlarla,
renklerle
protestosu.
Giyilmek için değil
de düşünülmesi ve
nerede olduğumuzu
anlamamız için
yaratılmışlar gibi.
• Artık moda
özgürlük değil,
çağtn
olumsuzluklanna
karşı bir başkaldın
mesajı veriyor
adeta. Topluma
sorulmadan
alınan kararlara,
topluma çektirilen
acılara karşı renkli
bir kınama
yürüyüşü sanki
'96 modası.
CEMİLİPEKÇİ
Merhaba,
Içım dışım politika oldu
desem yalan söylememiş
olurum bugünlerde inanın.
Nereye baksam, kimi gör-
sem daha nasılsın demeye
fırsat kalmadan kurulacak
hükümetin veya olabile-
ceklerin varsayımlannı du-
yuyorum. Ne kadar bütün
bu çözümsüzlük savaşm-
dan kaçmaya çalışsam da.
Ne depolitikaya meraklı ki-
şilermişıztoplumca. Yüz-
lerce idare formülleri, geç-
mişteki yanlışlar hakkın-
da hesaplar aldı başını gi-
diyor.
Tüm bu sıradışı yaşa-
mın matematiksel hesapla-
rının yapıldığı şu zaman
diliminde moda bir umur-
samazlık içinde gene ken-
dini yaşıyor.
Doksan altı yaz modası
podyumlarda sergilenme-) çe- mın temeh olmuş. Konuğu. güç a>nlıyor. Elinde küçük kâğıt po- ağacınm altında bir boyacı tezgâ- lıyor. ^vnjjuıuıoııu.av.ıgutı
Uzmanlara göre özel televizyonlar gerçeği aramak yerine görüntü peşinde koşuyor
Canh yaynı, habercitiğî unutturdu
• Son günlerde yoğunlaşan "canlı yayınlar', özel
televizyonlann 'çocukluk hastahğı' olarak nitelendirilirken
gazetecilerin 'gerçeği arayan insanlar' olmaktan çıkarak
'daha çok mal satmayı arzu eder hale geldiği' belirtıldi.
ZAFERAKNAR
Kamuoyunun Körfezkriziyleta-
nıştığı. Sabancı Center. Onno
Tunç'un kullandığı uçağın düşüşü
ve Avrasya feribotunun kaçınlma-
sıyla yoğunlaşan "canlı yayinlan".
özelTVIenn "çocuklukhastalığr
olarak nitelendıren kitle ıletişim uz-
manlan. gazetecilenn "gerçeğiara-
mayideğjL dahaçokmal satmayı ar-
zu eder hale geUüğini
1
" belırttıjer.
Kitle iletişim uzmanı Prof. Dr. Ün-
salOskay. feribot kaçırma eylemi-
nin sunuluş biçimine dikkat çeke-
rek "Türkiye'nin dengeleriiç vedış
politikalan dikkate alınsaydı, Tür-
kiye'nin en tecrübeligazetecileri bi-
le bu dolmayı y utmazdrdedı.
"Evet sevgili dinleyiciler. Av-
rasya feribotunun burnu şu anda
yanm metre sağa döndü. Burada
heyecanlı dakikalar yaşanıyor..."
Otomobilini Riva sırtlanna ya-
naştırmış; gözünde dürbün, kula-
ğında ceptelefonu. Gençten bir mu-
habir, radyosuna canlı yayın yapı-
yor. Ses tonlaması, heyecanîı bır
filmanlatırgibi...
t
Gerçek gizleniyor'
Kitle iletişim uzmanları, Özel
TV'lerin buçabalarını gerçeğin bi-
lınçli bir şekilde gizlenmesi olarak
yorumluyor. Prof. Dr. CnsalOska>.
insanlann günlük hayatın rutini ıçın-
de hayatın bazı bölümlerini gör-
düklerinı belirterek şöyle devam et-
"Toplumsal sistem, bizim olayla-
n nasıl görmemizi isri> orsa, >ani yü-
zeydeki anlamıvla bi/ ı>la>lan öyle
görürüz. O\sa gördüğümüz şeyle-
rin hiçbirigerçeğin kendisi değüdir.
Bizgerçeğin toplumsal sistem açısın-
dan gösterilme biçimini görürüz.
Yaşamdaki birçokçarpıklığı öğren-
mek yerine ve bunlan öğreneme-
menin sıkıntısını aşmak için bize
düzmece olaylaryaşatılır. Bunlann
pekçoğu önemli değîdir. Ama önenv
İi ola\lar gibi gösterilir. Bu olaylar
daha oluşurken > ani sev ir halindev-
ken oraşa bütün kameralar, bütiin
muhabirler gönderilir. Feribot ka-
çıntır, kaçırma e\lemine başından
beri tanık oluruz, Olay olduktan
sonra bile olsa sanki orada başka
olaylar varmış. gibi bize aktanlır.
Bunlan heyecanla trieriz."
Söz konusu canlı yayınlarla hem
hayatın dışında yaşayıp hem de san-
ki hayatın içindeymişiz gibi bir sa-
nıya kapıldığımızı hatırlatan Prof.
Oskay. "Dünyaya böyle bir bakışı
ben, röntgencilik olarak adlandın-
yorum. Cînselliği yaşavamayan in-
san ne yapar? Röntgencilik yapar.
Türkive de bunu yaşnor. Dergiler-
de, televizyonda, günlük yaşamda
gördüğü her şe>i röntgeniiyor" de-
dı.
Özel TV'lerde mesleki etiğin ger-
çeği aramayı değil. bir an evvel
mümkünolduğu kadarçok mal ı sat-
mayı arzu ettiğine dikkat çeken Os-
kay. şunlan söyledi: "Feribot ka-
çırmaeyleminiyapanlan. kimi'va-
tan evlatlan" olarak nitelendirdi.
Halbuki oturup yanm saat düşün-
selerdi; Türkiye'nin dengelerini, iç
\e dış politikâlannı. dikkate alsa-
lardı bu dolmayı yutmazlardı. Tür-
kiye'nin en tecrübeligazetecikri bi-
le bu dolmayı yuttu."
Prof. Dr. Fanık Kalkan ise son
yıllarda ülkemiz televizyonlarımn
"çocukluk hastabğına" tutulduğu-
nu vurguladı. Eline küçük kamera-
lan, şemsiye büyüklüğündeki uydu
vericisi alanlann, dağ. taş, nehır,
deniz demeden her yere ulaştığım
veCNN'in lOyıldırgeliştirdiğiye-
nnde habercilik peşinde koştuğunu
anımsatan Kalkan, şunlan söyledi:
" Buraya kadar bakıncaolay sem-
patik ve anlaşılır görünmektedir.
Acaba önemli olan her ne pahasına
olursa olsun habere ulaşmak mı yok-
sa haberin kay nağı olan \e çoğu za-
man da güç durumda olan insana
yardımcı olmak mı? Örneğin ünlü
besteci Onno Tunç' un kaza yapb-
ğıyereulaşmak içinyolaçıkan 16 ki-
şilik T\ ekibL neredeyse donmak
üzereyken zor kurtanldüar. Hemen
hepsi 20-30yaş arası bu genç insan-
lan böylesine maceraya iten sebep-
ler ne olabilir? Eğer sevgüi Onno
Tunç ve arkadaşına ağır yaralı ola-
rak ulaşmış olsalanü. öçlerinde bir
tekdoktor ve sağlıkekibi bulunma-
yan bu genç tekvizyoncular ne ya-
pacakn? Amaç "naklen ölümü' ger-
çekleştirmek mi olacaktı? Bir baş-
ka olay da, özel TV'lerin deyimiyk
'Çeçen direnişçiler', hukulisal açı-
dan ise bir grup terörist tarafından
kaçınlan A\ rasy a feribotuna hava-
dan inme ve naklen yayın yapabil-
me gayretkeşliğidir. Hukuk, her ne
pahasına olursa olsun 'masum in-
sanlann hayatına kasteden' butür
eylemleri terörolarakyoru miarken
tam bir çifte standart ile bu grubun
eylemlerini meşrulaştırmak pahası-
na ölümü göze alarak gemiye
havadan inme gayretkeşliğini,
gazeteciler yorumlamakta güçlük
çekecektir."
ye başladı bile.
Sunulan gıysıler bınler-
ce yılda insanlığın nereye
geldiğini vurguluyor ade-
ta. Sanki her bir elbise ya-
şanan acılann, savaşlann
kumaşlarla, renklerle pro-
testosu. Giyilmek için de-
ğil de düşünülmesi ve ne-
rede olduğumuzu anlama-
mız için yaratılmışlar.
Çağın olumsuzluklan-
na karşı bır başkaldın gös-
terisi gibi.
Renklerin hiçbirine ön-
celik tanınmamış. tüm
renkler bir arada eşit hak-
larla sunulmuş, biçimlerde
tutuculukla çılgınlık kar-
deş olmuşlar. Takılarda,
makyajda Doğu ile Batı
aynlmaz bir bütün olmuş.
Artık moda özgürlük de-
ğil bir başkaldın mesajı ve-
riyor adeta.
Topluma sorulmadan alı-
nan kararların, topluma
çektirilen acılann renkli
bir protesto yürüyüşü san-
ki doksanaltı modası.
Her zaman her fırsatta
söylediğim gibi giysiler in-
sanlann, toplumlann ken-
dilerini. düşüncelerini ifa-
de ediş şeklidir, sözler ka-
dar önemlidir nelerin dü-
şünüldüğünü. nelerin yan-
lış gittiğini anlamak iste-
yenler için. Belki politika-
nınen masum en renkli bi-
çimi moda.
Moda özgtirdtir
Hükümdarlıktan. emir-
den, bencillikfen hoşlan-
maz moda. Kırmızıyı mo-
da yapar, ama kırmızı ken-
dini diğer renklerden ayı-
nrcasına yer etmeye kal-
karsa onu bir anda siler,
yerine pembeyi. yeşili ge-
tirir korkusuzca, ya da bu-
gün olduğu gibi tüm renk-
leri bir arada sunar hepsı-
ni cezalandırmak adına.
Renkler bu yaz birbirleriy-
le iyi geçinmek zorundalar
bence.. yoksa tümünün si-
linıp yerini siyahın alması
olasılık içinde gelecek yıl-
larda.
Gelecek günlerin gön-
lümüze ve yaşamımıza par-
lak renkler getireceği ümidi
ile iyi pazarlar.