19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 KİM KİME Dlî>I DOIA BEMÇ AK Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Atatürk yaşasaydı bugiin ne yapardı?on günlerde, Atatürk yaşa- saydı bugün ne derdi, nasıl davranırdı sorusuna yanıt ara- makyinemodaoldu... Birara Refah Partısi Genel Başkanı Necmet- tin Erbakan bile bu modaya katılmış. "Yaşasaydı Atatürk de Refahlı olurdu" demişti. Çıkmaz sokağa gırdiklerinde uzlaş- mak için Atatürk'e sarılmaktan başka çareleri yok böylelerinın... Acaba Atatürk ne kadar uzlaşmacıy- dı? Hangi konularda ödün venrdi? Yaşasaydı, örneğın Sıvas katlıamı üzerine hoşgörülü mü davranırdı, yok- sa Menemen'deki tavrını mı yinelerdi? Evet Atatürk, yurttaşlar arasında ulu- sal birlık, iyi geçinme ve çalışkanlık duygu ve kabiliyetlerinin, bir yurdun en değerli vartığı olduğunu söylemişti. Ama hangi "yurttaş"lar arasında... Birileri kendini "kul" kabul ediyorsa, Atatürk onlara "iyi, aferin. Bildiğinizyol- da devam edin" mi derdi? Hocalar, her zaman vardı ve Atatürk onlara karşı tavrını şöyle koymuştu: "Sayın Baylar, bu denli çok bilisiz, dünya durumundan ve dünya gerçek- lerinden bu denli habersiz olan Şükrü Hoca ve benzerlerınin, ulusumuzu al- datmak için 'Müslümanlık kuralları' di- ye yayımladıklan uydurmaların, gele- cekte yeniden anlatılacak bır değeri yoktur. Ama, bunca yüzyıllarda olduğu gibi, bugün de, ulusların bilisizliğinden ve bağnazlığından yararlanarak, bınbir türlü siyasal ve kişisel amaç ve çıkar sağlamak için diniqqqq araç olarak kullanmaya kalkışanlann yurt ıçinde ve dışında bulunuşu bizi bu konuda söz söylemekten, ne yazık ki, şimdilik alı- koyamıyor. Insanlıkta dın duygu ve bilgisi, her türlü boş inançlardan sıyrılarak gerçek bilim ve teknık ışığıyla arınıp olgunla- şıncaya değın, din oyunu oyuncuları- na, her yerde rastlanacaktır. Şükrü Hocalann ne denli anlamsız, mantiksız ve uygulama niteliğinden yoksun düşünce ve kuramlar savur- duklarını anlamamak için gerçekten hoca efendi gıbi 'Allahlık' denilen ya- ratıklardan olmak gerekır." Bundan daha açık bir söylem olabi- lirmi? 0 "hoca"lar bugün de ortalıkta do- laşıyor. Hacca gittiklerinde kendilerini bir dua ile sıvrisıneklerin sokmadığjnı söy- leyecek denli safsatanın içine gömülü- yorlar. Ulusal birlik adına Atatürk'ün bun- larla uzlaşabileceğini düşünebiliyor musunuz? Bırakın uzlaşmayı, Büyük Nutuk'ta söylediği gibi Atatürk bunları adam ye- rine bile koymazdı. Bu yaratıkları tepeler geçerdi. SESSIZ SEDASIZ Geveze E ski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'in ölümünden sonra anlatılan öyküye küçük bir açıklama geldi... 50'li yıllarda Demokrat Partililerce çıkartılan "camiye gitmez ve sünnetsizdir" dedikodulan üzerine Kasım Gülek'in "Hadi camiye gidip iki rekat namaz kılayım. Ama sünnetli olduğumu ispatlamak için kürsüden millete ne göstereyim" dediğini yazmıştık. Gösteri dergisinin yayın yönetmeni Hami Çağdaş, yıllar önce duyduğu bu öyküde, sünnetsiz olduğu dedikodulan çıkartılınca Kasım Gülek'in, bu iddiayı ortaya atan DP'nin milletvekili adayına şu yanıtı verdiğini anlattı: "Yahu bunun anası amma da gevezeymiş!" Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Düşüncenin madalyalan ünıformaya sığmaz. Baharatçı şarlatan, hem yargılanıyor hem reçete yazıyor s ağlık Bakanlığı Ilaç ve Eczacı- lık Genel Müdürü Kemalet- tin Akalın Ankara'nın göbe- ği Sıhhiye'de kurulan baha- ratçı dükkânından başta kanser olmak üzere bırçok hastalığa "şifa" bulan Atabay Güveloğlu ile yıllardır müca- dele ettiklerini ve mahkemeye verdik- lerini söyledi. L Ciltan Demirci clen n A F O R İ Z M A L A K Cinayetleri bilmece haline getiren insanlara bakacak olursanız bunlann hayatlannda hıç bilmece çözemiş msanlar olduklannı görürsünüz! Akalın, "şarlatan" olarak nitelediği Atabay Güveloğlu'nun Adana, Mersin, Izmir ve Istanbul'dan sonra Ankara'da ortaya çıktığını belirterek şöyle dedi: "Mersin'de mahkemeye verdik. Da- va geçen yıl beraatle sonuçlandı. Bu- nun üzerine hâkimı Adalet Bakanlığı'na şikâyet ettik. Mersin'dekı dava yeni- den görülüyor. Bu şahıs Ankara'da ortaya çıkınca müfettişlerce gerekli soruşturma yapıl- dı. Kabarık bir dosyası var. Ankara'da da dava açıldı. Bu dava da devam edi- yor." Bakanlıktan yapılan açıklamada da, Atabay Güveloğlu'nun yazdığı "reçe- te"lere göre ot satan Şifa Doğal Ürün- ler Galerisi sahıbi Nedim Ulutaş hak- kında da yasal işlem başlatıldığı bildi- rildi. Davalar devam ediyor ama "şarla- tan" da davul tozuyla minare gölgesı- nı karıştırıp hasta tedavisine devam ediyor. Insan sağlığını doğrudan ilgilendıren böylesi bir durumda, yargının çarkları ağır ağır dönerken, şarlatanlar fırdön- dü gibi paraları topluyor... Sıradan baharatçıda 3 milyon lıra tu- tan otlan 38 milyon lıraya satıyor. Ve bu pis tezgâha ne yazık ki med- ya da alet oluyor. Atabay Güveloğlu gibılerinin gazete ve televizyonlarda "şifa dağıtan" ha- berleri çıktıkça, insanlar son bir umut diye şariatanların kapısına dayanıyor... Bol kuponlu gazetelerin okurları da toplanıyor S öz, Cumhuriyet okurlarının toplantılarından açıldığında bol kupofllu "büyük" gazete- lerden birinde çalışan dostu- muz, "Bizim gazetenin okurları da top- lanıyor" dedi. "Ne güzel" demeye fırsat vermeden gazeteci dostumuz kahkahayı patlat- tı: "Bizim okurlarhediyelerini alabilmek için ellerinde kuponlarla bayilerin önünde toplanıyort" Dostumuzun anlattığına göre, gaze- teler bayilerin önünde toplanan okur- larıyla anket bile yapıyormuş, "Ne he- diye istersiniz?" diye. Herkes aklına geleni yazıyormuş... En çok ne isteniyorsa onun kuponu yayımlanıyormuş artık... Ne ki, bazı ıstekler karşılanamıyor- muş. Örneğın, "30 kuponaNataşa" gibi... Şaka değil, gerçek... Bu arada Istanbul'daki Cumhuriyet okurlarından bir süredir ses çıkmıyor- du. Erol Geyran, hizmet komitesinin yo- ğun bir tempoda çalıştığını söyledi ve çeşitli etkınliklerde bulunmak üzere ça- lışma kümelerinin oluşturulduğunu bil- dirdi. Çalışma kümelerinde gönüllü olarak ve aktif biçimde faaliyet göstermek is- teyen okurlar aşağıdaki telefonlardan gerekli iletişimi kurabilecek aynca ye- nı çalışma kümeleri önerebilecek... Kü- çük bır not, bütün telefonların alan ko- du 0.216. Tepki etkinlikleri için: Süheyla Taşçıer 348 78 08, Fügen Kıvılcımer 334 98 64, Zeynep Ulu- er387 00 17, Sibel Sevinç 310 96 54 (saat 17.00'den sonra) Iç etkinlikler için: Gülgün Etker 357 25 67, Türkan Erkin 337 57 97. Gülfem Güngör359 89 13. Dış etkinlikler için: Şehim Haşimoğlu 358 48 24, Er- doğan Uludağ 355 40 97, Ergün Ör- men418 66 96. Bir de "kooperatif kümesi" var. Ör- gütlenme biçimi olarak kooperatif mo- deli üzerinde çalışan grubun telefonla- rı şöyle: Mine Emek, Bülent Talay 349 89 88 (faks), Hulusi Metin 380 78 82 (faks), Ahmet Altıparmak, Nursel Al- tıparmak 445 02 58. Kooperatif denince aklınıza yapı ko- operatifi gelmesin. Eğitim ağırlıklı bir kooperatif düşünüyorlar ve "Birlikteli- ğimiz için 'yaratıcı yurttaş' oluşumuna katkıda bulunmak amaçlı bır koopera- tif kurulması konusunda iletişim kur- mak istiyoruz" diyorlar. Zavallı İngiliz kızı gibileri K üçük İngiliz kızı belli ki şiş- manlığı yüzünden aşağılık kompleksine kapılmış. 13 ya- şında karşısına çıkan oğlana gönlünü kaptırmış... Anlaşıldığı kada- rıyla anası ve babası da "anı"larını bü- yük paralara satma hesabı yapıp, Kah- ramanmaraşlı garsonun koynuna so- kuvermiş zavallı kızı. Bizim "terbiyesiz" gazeteci Savaş Ay fırsatı kaçırır mı, bu "lav sıtori"yi te- levizyon programına konu etmış... Reyting alacak ya, yine yüzüne gözü- ne bulaştırmış. Dr. Tümer Ulus. soruyor: "Akdenız ve Ege sahıllerindeki turis- tik beldelerde çalışan 16-17 yaşındaki garson çocuklar, turistlerin 12-13 ya- şındaki kızlarını kendilerine aşık etme çabasına girer ve kandırdıklarını kasa- balarına götürüp ımam nikâhıyla ığfal ederlerse, doğacak çocuklann isim ba- balığını Savaş Ay yapar mı?" 63. gün Sabah gazetesinin kaçak binasına ilişkin belge görmek isteyen Hıncal Uluç'tan 63 gündür ses yok. "Dut yemiş bülbül gibi" deneceğine "Belge görmüş Hıncal gibi" dense yeridır. lansu Çiller ile Mesut Yılmaz birbiriyle bu kadar didiştiğine göre acaba ikisi de sosyal demokrat mı? Zcki Akda.ş, Giresnn İZMİR 8. SULH HUKUK HÂKLMLİĞİ'NDEN Sayı: Ya Iş. 1996 66 Davacı Buca Belediye Başkanhgı tarafından davalılar Necatı Dursun. Ramazan Dursun ve Selım Dursun aleyhıne açılan ızaley ı şüyu davasında: Aşağıda açık kimlikleri ve adreslerı yazılı da\alıların davetıye teblığıne ve zabıta tahkikatına ragrnen adreslerı tespıt edılemedığınden. 23.11 .Î995 tanhlı ılamın gazete ile ılanen teblığine karar verilmiştır. Da\aya konu edılen \e paydaşları arasında taksimı mümkün bulunmayan tapunun Izmır. Buca ılçesı Dumlupınar mahalleM ada 4022^. pafta 2ÖM-1 lc. parsel I3'te kayıtlı 137 m2 miktarh taşınmazın genel arasında açık armrma suretıyle \arsa (tapıı \e ıntıfa gıbı) rüm yü- kümlülüklen ile bırlıkte satılmak ve satış bedelının pay \e haklan oranında paydaş ve hak sahıplenne paylaştınlmak suretıyle ortaklığın bu şekılde eıderilmesıne. satış bedelı üzerınden bınde altı harç alınmasına. Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verılmış olup. ışbu karar 895 bokak no: 14 Buca-lzmir adrestnde mukım Necatı Dursun. Ramazan Dursun ve M. Selım Dursun'a ılam \e teblıgat yenne kaım ol- mak üzere ılanen teblıö olunur. Basın: 6"609 ÇİZGİLİK HİMtL MASARACI HARBİ SEMtH POROY GADDAR DAVUT \UR1 KURTCEBE NEB/?O ZAAAAKJ HEA^CN «ıRAKAAA AZ t>AHA »IRAK VUKABPA . Git>fp YAHP1AA KTCEAA / ALIKI BAKALIAA »U SENIN. BU DA SENÎM, SİIİ BACİUVAAAK i İ VUKARI ÇIKARSAN KESER 3ACAK./ ll..ıllJı,.l//ııiıllll.;i l!ü.ııl.iii:! , B( MKKA VANLIS A BILUT BEBEK MRiYçtFTÇt MIRMIRLAR IĞVRDI'RAK / / / / i/n I\AKS /SEY k A CARf 6SREN &A'?.'.. ıllrf CAPAVl" MAt)AN LEMEX />' / m II !ı • ^ — -r-a m 1 \ k /} '/' TARİHTE BUGÜN miinz ARIKAK 2ft Oeaf. EN BUYUK UZAY KAZASH. 1986'PA SCASUH, MlÇTf f PB.O6&1Mtr>J ÇoK fi&UMASIU- 2S UÇUS MlCHAEL SM/rH, MC AUL/FF £LL/so« outzuKA. : OICK scogee; p eu gteı PArc
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle