26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28OCAK1996PAZAR 14 KULTUR 6 Pamuk Tmialanıını Yı • "Pamuk Tarlalannın Yalnıziığında"yı seyrederken, tiyatro sanatının özünü oluşturan iki ana unsuru, uzun bir süreden sonra yeniden yakaladım ve biiyük coşku duydum: Oyuncu, kendini ortaya koyduğunda, sahnede kendi özvarlığını öne sürebildiğinde yaratabiliyor ancak; başanlı bir tiyatro oyunu. metin ile sahnenin buluştuğu, metnin sahne, sahnenin de metin olduğu oyundur. Tiyatroya inanıyorum. ESENÇAMIRDAN Pek de kısa sürmeyen Pans gezımde gerek yönetmenlerıni. gerekse yazarlannı titizlikle seçerek gittiğim her oy unda öyle düşkırıklığına uğradım ki. "Thatro bir duraklama döneminde nıi. \oksa ben mi soğudum bu sanattan" diye düşünür oldum. Parriee Chereau'nun yönetip Pascal Greggon ile birlıkte oynadıgı. Bernard-.Marie Koltes'in yazdığı "Pamuk Tarlalannın >alnı/lığında"> ı (Dans la Solıtude des Champs de Coton) görünceve dek. Bemard-Marie Kolies v azmay a başlamış ama. tanınıp kabul szörmesi ancak Î980"lerden sonra gerçekleşe- bilmış. Tıyatro alanındaki iinünü de. dört oy ununu sahnelemiş olan. Patnce Chereau "ya borçlu. "Pamuk Tarialannın Valnızlığında" yı ünlü yönetmen ıkinci kez koyuyor sahneye; ilkinde(l987) yalnızca yönetmış. İ995 Venedik Bienalı'ne hazırladığı bu oyunda hem yönetiyor hem de oy nuyor. "Eğer dışanda \ ürüyorsamz, bu yerde ve bu saatte. sizde olmayan bir şe\i arzu ediyorsunuz demektir: bu se>i ben size sağlayabilirinı.. çünkü si/dcn daha uzun süredir buradayım uj sizden daha uzun süre burada kalacağım..." replıkleriyle ba^laroyun. Satıcı'dır (*) konuşan. Se\irci onun kını olduğunu söyleminden anlar. daha doğruMi. oyun kışıst kcndıni satıcı olarak bclırler; karşı.sindakıyse. ister ıstemez. müşteri konunıuna girmiştir. Ve tüm oyun satıcıyla müşterınin arasında geçen bir ahş\eriş. daha doğrusu bir pazarlık üstüne kurulur Ötckıneginenmeyen müiteri korkar. önce onu soyacak bir serseri olarak görür satıcıy ı. ardından karşısında suçluluk duvduğu bir yargıç. Kendini sa\unmaya yönelık birtakım \arsay ımlar dolaşir ortahkta. bir ara öldürüleceğinı bıle düşünür müşteri. Önceleri aralarında bir çatışma yokgibi görünse de giderek yoğun bır güç ilişkisine tanık olunur: Kimi zaman korku. kimi zaman sinnıe. tetikte bekleme. saldın... Her karşılaşma birdüellodur. ölümüne düellodur sanki V'e'hötün çaba umarsız ve aşksız bir gerçeMNğı zorlayrp arzuyu uyandırma. arzunun belki de -maddi ya da mane\ i- ölümle bitecek dünvasına geçebılme uğraşidır. Herkes kendi alanındn sa\aşmayı yeğler bu düelloda, her kişi varlıgının uzamında savunur kendini \e rakibinin sınırlarıııa gırdığmde dırenç \e pü.skürtnıey le karşılaşır. Aslında >ö> konusıı kişiler birbırlerıy le vardırlar ancak. "Her kişi ötekinin bakışıyla \arolur~. der Chreau program dergısınde. "\eonun gönderdiği imge\ le (anımlanır. Kiııı oldukları hiçbir zaman bilinnıcz, belki de, birbirlerine karşılıklı olarak mal ettikleri rollerden başka bir şe> değillerdir." \dı tanı olarak jfî^l konmamişsa da. : t oy una egenien . , 4 olan tema arzudur: Arzunun doğurulması. dogurulan arzunun doyurulması. Her türîü gizlı. yasadışı alı.s.veriyn yapıldığı bu beîirsiz. kim:>esız \e kimliksiz yerde arzunun lakasıdır vapılmak istenen. Ne kı. ıçınde şıddetı de barındıran arzu ilişkiyı sertleştirırken dı\aloızlara da erotik anlamiar Patrice Chereau'nun yönetip Pascal Greggoryile birlikte Ü\ nadığı, Bernard- .Marie Koltes'in ya/dığı "Pamuk larlalannın Yalnızlığında" yı (Dans la Solitude des Champs de Coton) ünlü yönetnıen ikinci kez ko> uyor sahne\e; ilkinde(I987) \alnı/ca >önetmiş. 1995 Venedik Bienalfne hazırladığı bu munda hem yönetivor hem deo\nmor. yüklemektedır. (ierçekten de oyundaki her şey (alışveriş. düello. değışen güç ilişkı>i ..) dıle yansımakta ve veya dılde \arolmaktadır. Karşıhklı çekişme dıl düzlcminde de sürmekte. ^öylem daha çok yanliş anlama ve yaian ü>tüne kurulmaktadır. İlk bakışta iletişıniM/lık gibi görünen durum aslında birbırını anlamamaktan kaynaklanmaz. asıl sorun kendini ele \ermemektir. Yine aynı bağlamda, arzunun bir türlü adlandırılmaması söylemleri birerşıırsel "di>aJt^ oyunlarına" dönüştürür. Bu da yazarın dediğı gıbı. kışılerin "zaman kazanmasınT sağlar: "Sözcük değiştokuşu. darbe değiştokuşundan önce zaman ka/unnıaya >arar yalnızca. çünkü kimse darbe \emekten hoşlanmaz \e herkes zaman kazanmayıse\er" Üyunun sonunda kışıleryeterince zaman kazanmışlardır artık. dö\üş başlar. "Pamuk Tarlalannın Valnıztığında** buyük bır hangarda sahnelenıyor. Patrice Chereau satıcL I müşteri rolünde. Seyirci oyun alanrnıh ikı yanına (uzunlamasına) yerleştirilmekıe \e tüm oy un geriye kalan boş uzamda. iki oyuncu tarafından aksesuarsız. dekorsuz. giydiklcri dışımla kostüniiiiz oynanmakta. Sahnede yalnızca Jean- LucChanonat'ın. tiyatroda ı^ığın dneminı kanıtlarcaiina \etkin. neredeyse üçüncü rolü üstlenmi^. olan ışığıyla ikı olağanüstü oyuncu \ardir. Patrice Chereau"vla Pascal Greggory kendi özbenliklerini. \arlıklarını ortava ko> u> orlar ov un ları nda. Öy le bir güçîe canlandırıyorlar ki rollerini. .seyirciye sunduklan imgelerde ne dekora gereksinme duyuvorsunuz, ne de aksesuara. kostiime. Her $ey sanatçılann içlerinde oluşuyor \e sej'irciye yansıyor. gerisi gözboyamaca gibi geliyor insana Yaratıcılık da bu galiba. \oktan \ar etmek. hiçbir "katkı maddesine" gerek duymadan. Üstelık ovun arasını da oyuncular veriyor. biz onlara. büyıilcnmıv öylece bakıyoruz. Aslında ara da maçtakı aralargıbı hanı: Taraflarlbu kez seyircılenn arasına) oturup -hep birbırlennı kollayarak- su içıyor, akılları birbirlerinde. soluklanıvorlar. Ardından bırsava^ dansı (rap çızgısindei \e maca devam... "Pamuk Tarlalannın \alnızlığında~> ı seyrederken. tıvatro Ninatmın öziinü oluşturan ikı ana unsuru. uzun bir süreden sonra yeniden vakaladım \e bü>ük co^ku duydum: O>uncu. ancak kendini ortaya koyduğunda. sahnede kendi öz\arlığını öne sürebildiğinde yaratabilivor ancak; baijanlı bir tişatro oyunu. metin ile sahnenin buluştuğu. metnin sahne. sahnenin de metin olduğu oyundur. Tiyatroya inanıyorum. * Metinde "Dealer" nkımk gı\nh'krec/ir. U\v$tuniıv. esrurya da kac/ı/ı ticaıvıi gibiyasak fflcr vapan bir ki$i olanık bitinen Dealer, \azurin da bt'linıijfi gibi. oyıımla n g i ş ve daha egıvtilemeli anlamıyla ete alınnııştıı: ÖzdemirAsaf'ı ölümünün 15. yılında anarken OGECE O gece ben olmayacağım. Utancımdan bakamadığım aynalarda Güldüğünüzü görecek Anlayacaksınız. Her gece binnin olmadıgı gecedir. Gecelennızi karı^tıracak gıtgide Olmayanlannızın çoğalması. Benım olmadığımı duyduğunuz bir gece Korkacaksınız. Şimdiden düşünüyorum son kalanımı- z\ Son gidenımızin bu gecesinde. Ama bir gece olacak. ortalarda bir ge- ce.. İçinde siz de olmavacaksınız. Ayrıca. (Diinyu Koçn Gözüme) Kiiltür^Senisi- Özdemir Asaf'ınşiirun- layifinı betimleyen birdenemesi: En başta. "Sanki asılacakmışım.. öle- cekmişim.. son sözünü söyle" demişler gibicesine.. Ben hep bö\le yazmaya çalıştım. irilı ufaklı. ne \azdımsa. - En çok hangi kitabınızı. hangi şiiri- nizi se\ersiniz ? dıye sormayorlar mı ! En eok hangi asıiı^ımı sevdiğimı söy- leyemem kı.. Açıkçası: bütün asılışlan- mı. ölümlerimı seviyorum demek geli- yor içimden. (Özdemir Ascıf ÇA) sayfa 12 "Yazarken, yazdıkça. yazınca yorulu- rum. Vbrgun düşerim. Aklımdan geçen- lerigeçerken toplamak işim değil Aklım- dan durmamaeasına birşeyler geçer. Onları gidip biriktikleri yerde dar- madağın üstüste yığılmış. durumların- da gider bulurum. Giderken de kendimle götürdükle- rimi onlara katınca.. Daha karışır du- rum. Orada yazarım. O zaman yalnız ben yokıımdur artık. Olabildiğince insan dene> i oradadır. Çoğalmıştır insan za- manları orada. Beni aşmış. bizleşir bir yoğunluğa varmıştır birikenler. Yapmacıklığa yol kalmamıştır. Kiınse kimsevevutturamaz artık. \ut- turama\acaktır duygularının sıcaklı- ğındakilere duygularının sıcaklığın- dakileri. Çünkü soğuturzaman. \ea\- rılır sıcaklık dereceleri duyanların \e du\ulanların. \e >eni olmak hırçınlı- ğı \ardır o \olda ne de eski sayılmak korkusu. Zamanlar tekleşmiştir gibi. "Gelmiş" geleceğe dayanmış, "geç- miş"" geleceği aşmışdır. BirinciHk hâlâ beyazm... B enım aşk konusundaki şiırle- rım aşk şiirleri değil, aşka şi- irlerdır. Insanlarolayların için- de onların akışıyla gidebilirler. Olay- ların içinde durumlar vardır. insan- lardan bazıiarı bu durumlara takılır veya bu durumlarda kalabılırler. O zaman olay devam eder, insan ka- lır. O zaman yaşantı ve yaşantılar durur ya da değişir; düşünce baş- lar ya da çoğalır. Ya da hızlanır. Iş- te bu örgü insanların olaylarla ılişki- sınde önemli değişmeler çıkarır or- taya... Ben çalışmam, yaşanm. Çalış- mak bence yaşamanın bir koludur da onun içın. Ama düşünmek, o zaman dok- torlarca yaşanm ama bana kalırsa ben ona başka şey derim, yaşamak demem. Olaylar ınsanlara bağlıdır, durum- lar düşüncelere. Aşk bir olay mıdır, bir durum mudur ? Bazılanna gore olaydır, ben onlar- la beraber değilim. Bazılanna göre bir durumdur, ben onlarla berabe- rim. Olayın süresı mı kalır. durumun izahı mı ? Olay. herkesin havası, su- yu. oksıjenidir. Durum herkesin de- ğildır. ona yetışkin olanlarındır. Ortak duv ular dene\ lerini \aşamın. > aşamların enine bo> una açmış a> dııı- latmıştır. Sevginin kokusu kine, >aşa- mın rengi ölüme karşıhklı bulaşmış- tır." ..." O sözcükJer ka\ ranılann ve anlaın- ların tüm gelmiş-geleceğini >ansıtmakta- dır. Voğunluğu sağla\acak bir bi- rikim alanı vardır karşımda. Ki budur işte secmede valınlığı \e- ren.r ... IÖzdemir AsufÇA)^ fa 13-14 Özdemir Ascıf'm OTOBİYOG- RAFİ. Nasıl Ölmedim Ölmelerim >aşamımın romanı adlı denenıe- sinden: " Yaşadığınıı şiirlerinıde en yo- ğun yönlerh le. en kesin sandığim biçjmlerde.en kısaolduğunainan- dığım ölçülerde \erdim. verijo- rum.\ereceğim.Şiirim nasıl>aşa- malarıııı eşit ölmelerimin şiiri ise.. Romanım da ölmelerim eşit \ aşa- mımın romanı. ÖlmeJerim derken çoğulu kullandım. v aşamım derken de- ğil. Ö\lc de ondan. Yaşamımı çoğul ile ne bü> ütebilir ne de ço- ğaltabilirdim. O ne ise o idi. Ama onun içindeki parçacıkla- rın hepsi biraz ölmekti benim için." (Özdemir -i.suf ÇA) sayfa 81 "Özdemir Asuj. .-.anat(,ının bir ıdeolnjinin. bır ızm'iıı ^özcüHığünüyup- mü.sııuı karşıydı uımı nılııız saııat^ılarm degil toplumıın ıı'im birevleriniıı lopluınun vanlif olduğunu göııliikleri \anlunnı dii- zeltmek için çaha gö.srerme'leri gerektigi- ne inunınlı." VıldızMoran Arun ( Şubat 1995 ) "Bana dokunma\ an \ ılan bin \ ıl yaşa- sın.." Bu yılan doğadaki yılandır. toplum- dakı değil. Yanlıijanlaîjilıyor. ()u\urlağın Kii^ele- rı ı üav fj 29 İnanmadıklarını \azan vazardan aşa- ğı kimse voktur. \'ardır. İnandıklannı yazmayan. ( )u\wlagm Köfeleıi f sayfa 90' Yazarlann kalemlerini ellerinden almava \a da kalemlerine sınır çız- meye ka!kı>anlar. bır kalemde sili- ııirler. Yalın bır söz. çünkü konu güçlü. ( YuYıiıiağın Köşeleri) sayfa 78 Topun sözü ucundadır.. Kalemin sözü başında. ( Yuvaıiağın Koşeleri) sayfa 122 K.ağn kalemin du\andır. Dikiatörlüklerde : kus.atır. Özgüriüklerde : korur. ( Yuvurla- itııı K'öylen > sa> fa 122 ÖSSÖZLER. ARA BAŞLIK- LAR. ŞİİRLER: Her in.saııın bir övkübü \ardır. Ama her ınsanın bır, şıirı yoktur. (Çi(,ehleri )eme\ iıı) Önsöz \e kayığına bındi. >unına biran- lam aldı. açıldı. ı Çı\ekleri Yemeyin) Sözün bıtını verini ola\ >a da koııu seçmez. söz seçer, Bas.langıcını da olduğu gibi. f Yalnızhk Puyla^lııuız ) Ön.sdz Uzağa değil. usta Öteye hep öteve gitti; Yalnızlığı ondandır. ( Yalnızhk Paylaşdmaz) Yaşam ö\ küİeri. sanıldığınca karisim- sız değil. karıijimlıdır. Herbirya^anı öyküiü. öbüryaşamla- rın parçacıklanyla tamamlanır. < Yulnız- lık Puyluylmaz ) Bir şey olmasaydı yazmak olmayacak- tı.. Başka bir şey de olmasaydı Sılmek olmayacaktı. ()alnızlık Pavla- şılmaz y Her şeyı süpürebılirsıniz: Sonbaharı süpüremezsiniz. ( )alnızlık Paylaşdmaz) Yalnızlık pav laşıimaz. Paylaşıba valnızlık olmaz. ( Yalnızlık Pavlaşdmaz) Damla. kendini tamamlayincadamlar. ( Jahuzhk Puyiaşılmaz) Herleke kendisivle çıkar. ( Yalnızlık Ptıylaşıl- ımtz j Sözün bitim yerini Olay \a da konu seçmez. Söz seçer. Başlangıcını da olduğu gibi./' Yalnızlık Pavlaşılnıaz) TELAŞ Yaşamak değil. Beni bu telaş öldürecek. ( Dünya Kaçtı Gözüme) JÜRİ Bütün renkleraynı hızla kirleniyordu. Bırinciliğı beyaza \erdiler. < Diinyu k'açrı Gözüme ı TOHLM Öyle bir kelime söylesem ki deyorum. Dışanda birbaşkası kalmasa. (Dünva Kaçtı Gözüme J MESAJ Ölebilirim genç yaşımda. En güzel şiirlerimi söylemeden götü- rebilirim. Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda. Sevgilım. Seni birakşam-ü.stü düşündürebilirim. (SE\ Sen Seıı / ILTRA Bir kelimeye Bin anlam yüklediğinı zaman Sana sesleneceğım (SE\ Seıı Sen/ KOŞEBENT ENİS BATLR Bumerang Yıllar geçıyor ve hayatımızı sarıp sarmalayan şid- det azalmak, hafiflemek nedır bılmiyor. Kıtle iletışım araçlannın açtığı pencerelerden yerkürenın dört bir yanına bakabiliyoruz ya nıcedir, orada ateş ve duman, kan ve çığlık okunuyor hep. insan yorgun düşüyor, gazete sayfalarından ve ekrandan parçalanarak da- ğılan. sonra dazıhnimizdetoplanan, belleğimızdebı- riken, bizı uykumuzda bile kovalamay;ı sürdüren bir yıldırı tablosundan. Yorgun düşen gövdemız ve zihnimiz mi, yoksa umutlarımız. beklentilerimiz mi, içimizdeki enerji kay- nağını besleyen değerler sistemı mi, bunu anlamak anlamlandırmak da zoriaşıyor, Bütün bildığimiz: Hem kendımize. hem de ötekine karşı gitgide sertleştıği- miz. Tarihe dönüp baktığımızda. hangi şayfayı açsak benzeri bir görünüm çıkıyor karşımıza: insan. yeryü- zünün ıblısi mı acaba? Hayatın hastalığı mı? Hiçbir canlı, dostuna duşmanına bu ölçüde amansız, bun- ca ısrarlı bir yok etme stratejısiyle yaklaşmamış kı. Nietzsche, "iyınin vekotunünötesıne"geçmemi- zı sağlayabılecek bır felsefı projenın peşıne takılmış- tı 1885'lerde. Marx ve onun açtığı yolu izleyen dü- şünürler toplumsal ılışkıler ağını yeniden, ınsanın le- hine düzenleyecek bir başka felsefı proje ile onümü- ze ufuk açmışlardı. Yüz yıi sonra, hâlâ belki her za- mankinden daha koyu bir sisın ıçındeyiz oysa: lyinın ve kötünün bırakın ötesine geçmeyı, onların içinde sağlıklı bır denge kurma çabasının altından bile kal- kamaz oldu âdemoğlu. Toplumsal kontrata gelince: Ondan neredeyse vazgeçıimek üzere, ınsantn üzeri- ne basarak yükselmesinı öngören bakış açısı bizi, soyumuzun ılk ömeklerinden uzaklaşmamaya götü- rüyor bugün de. İnsanların, ülkelerın. toplumların tek çıkış yolu pro- je üretmekten, ortaya yenı hedefler. yontemler. değer ölçüleri koymaktan geçiyor dıye düşünüyorum. Lich- tenberg'in dediğı gıbı; Ya da "Eskı anahtar delıkle- rinden yenı bakışlar" gerekıyor. Gelgelelım. şıddetı, ıçımızdekı şıddetı dayanılmaz boyutlara yükselten, bakışımızın eskidiğıni kabullen- mememızde yatıyor aslında; Herkes kendi doğrusu- nu bir mutlak terazisinde bekletiyor. Ötekine soguk- luğumuz, körlüğümüz artıyor ve damarlarımızda öf- ke yuvarları dolaşıyor. Korkuyoruz. Öylesine korku- yoruz ki, korkutmak bıze tek dügümü çözme yolu gi- bi görünüyor. Haklıhğımızı öylesine gözü kapalı be- nimsiyoruz ki, yaptığımız haksızlıkların tırmanış do- zunu ölçemez oluyoruz. Huzursuz topluluklar, doğaldır, huzuru kaçmış, hat- ta kaybolmuş bireyler tarafından yaratılıp yönlendiri- liyor. Hiç kimse anlaşmanın mümkün sınırlannı ara- maya gerçekten ayarlayamıyor kendini. Bıçaklar bi- leniyor bır köşede. Tabancalar temizleniyor. Zehır şi- şeleri gözden geçıriliyor. Hazırladığımız hediyelere bir cınayet tasası bulaştyor. Sevgimiz, kahrolmak ve kah- retmek mantığında kilitleniyor. Asal projemiz berta- raf etmek olmuş. İçimizde bizi olsa olsa Robinson Crusoe kılabilecek tasfiye dürtülerı kol geziyor. Yıllargeçiyor ve şiddet, hayatımızın her köşesinı ele geçirip yerleşıyor. Eşimizi, çocuğumuzu, dostumuzu, komşumuzu, ış arkadaşımızı aşağılamanın, ezme- nin, sindirmenin daha nice, daha kaba yo\lannı bul- mak için ciddi çaba harcıyoruz. Yapayalnız, kem. kö- relmiş, ışıksız bireylerden oluşan kalabalıklaroradan oraya, gerçekte hiçbir yere gıdemeksizın, hareket ediyoriar. Kaçımız anlıyoruz kı, o kalabalığın ıçinden . bir türlü çıkamayışımızın öyküsüdür, yazılan. Bize yeni işaretler gerekiyor. Yeni bır dil öğrenme- lı. yenı kavramlar içın yeni ölçütler geliştirmelı, yeni ölçütler için eskı değerlerin küllerinden yeni değerler doğurmalıyız. Yepyeni kıvılcımların, yepyeni tasala- rın ve tasarıların vaktı gelmiş, erışmıştır. Yıllar, yılları- mız geçiyor. Hayatımızı yalnızca doğmuş olduğumuz için yaşamak zorunda değılsek eğer; Bıze yenı pu- sulalar. yenı pusulalar ıçın yeni yönler, yenı yönler ıçın yenı isimler. cıns isimler ve özel isimler gerekiyor. Yoksa, bızden doğan her şiddet kapısı. tıpkı bume- rang gıbı dönüp gene bıze çarpacaktır. Hâmiş: Erdal inönü'nün yenı çıkan "Anılar" kita- bını (idea Yayınları) bütün televizyon kanalları tanıtı- yor. Kitabın kapağı görüntüye girdiğinde ne yapıp edıp yayınevının adı gızlenıyor. Ben bu davramşı dü- pedüz "ayıp" sayıyorum. Yayınevının reklamını yap- mak istemeyenler neden kıtaptan söz ediyorlar kı? Özdemir Asaft anma toplantısı BEKSAV'da Küllür Serv isi - Saır Özdemir Asaf. ölümünün 15. vıldönümünde BERSA\"da anılı^or. PEN Yazarlar Derneği'nın bugün saat 15.(X)"te gerçekleştıreceği toplantışa PEN Yazarlar Derneği Başkanı vazanmız Şükran Kıırdakul. şaır Melisa Gürpınar. A\dın Hatipoölu. Arife Kalender ve \ ural Süzer katılacaklar. (3499F55l Özdemir Asaf'm Anısına Kültür Ser\isi - 19)>l yılında >ıtırdığımız. şair Özdemir Asaf'ın şiirleri Adam >'a\ınları tarafından yayımlaıııvor. Ardından bir çok şir kjtabı \e özdeyişler bırakarak ölen. bugün ölümünün 15. yılında anılacak olan Özdemir Asafın "Bır K.apı Öniınde". '""»alnızlık Pjylaşilmaz" \e "Benden Sonra Mutluluk" adlı kıtaplan. Adam Yavınlan tarafından \a>ımlanıvor. Asafın 1940-1960 arasında vazdığı." 1961 'de vayımladığı etika türünden özdeyişlerini \e daha sonra yazdığı \azilar ara.sından seçilip derlenenler ile 1960- 1980 arasında vazdığı özde\işleri de aynı _\ayıne\ i tarafından ılk \a\ımlandığı adışla. "'Yu\arlağın Köşeleri" adıyla ya\ ımlanıjor Şairin bir sohbetı sıra^ında \apılmış ka\ıtlardan olıışturuian bir şiir kaseti de geçtiğimiz aylarda yayımlandı. Yeni Dünya Plak tarafından '"Yalnızlık Paylaşılmaz" adıy la yayımlanan bu şiir ka-setinın müzıkleri İlhan Iremtarafından yapıldı. Daha öncelen Özdemir Asafın çeşitli şiirlenni besteleyen sanatçı. bu ka>ette daha önceki bestelerını fon müziğı olarak kullanırken. "\'alnızlık Penceresi" IDeğil) adlı bestesini de seslendınyor. 'Kunduz Deltasından Sözler, Sesler, Yüzler' KültürServisi- Pıya Kültürevi. bugün saat 17.00'de Yüz Çıçek Aç.sin Kültür Merkczi'nde dostlarıyla buluşacak. Pıya Kültüre\i"nın "Kunduz Deltasından Sözler. Sesler. Yüzler" adlı etkinliğine şiirleriyle Mansur Balcı. A.suman Susam. Mehmet Cetiıi. Leyla Onomay. \e\zatÇelik. Öııder Kızılkaya. Ahnıed Müfid Fadıl Öztürk. müziıiıyle Bumerana. fotoğraflarıyla Yiicel Tunca İcatılıyor. (245 28 03). Festivalin afişi beiirlendi Kültür Senisi - 8. Ankara L'luslararası Fılm Festivali bünyesınde '9. Ankara Uluslararası Fılm Festivali Afişi" ile ılgıli yarı^ma sonuçlandı. Prof. Dr. Mürşide tçmelı. Hasan Saltık. Murat Dorkip \e Mırd. Doç. Ibrahinı Demirel'den oluşan seçıcı kurul. yanşmaya katılan 58 afışten bırınci olarak Mimar Sinan Üniversitcsi Grafik Bölümü öğreneisı Fe\zi Yazıcı'nın afişinı seçti. Mansiyon ödülleri iseözgür Alican. Pınar Ercan. Selin Gönıüç. Eşref Metnı Uzun uruMnda paylaştırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle