Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 1996 RAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bugün, Dünya Cüzzam Günü...
Prof. D r . TÜRKAJN SAYLAIV Çagdaş laşamı DesteUeme Der-
neğı Genel Başkanı
2
1 yuzyıla yalnız dort yılın
kaldığı şu gunlerde dunvanın
ozellıkle gen kalmış yorele-
nnde hâlâ arslan v uzlu hasta-
lann varolduğunu ve hertur-
lu olanağın bulunmasına kar-
şın korluk \e sakatlığın onlan bekledıgı-
nj duşunmek bıle zor, oysa acı gerçek
boyle
Başta Dunya Sağlık Örgutu ve onlar-
ca gonullu kuruluş bu çağdışı hastalığı
yok etmeye çalışıyor. ancak nasıl kı yer-
yuzunden açlığı. voksulluğu. v ıtamınsız-
lığı, parazıtlen, bırçok salgın >apan mık-
robık hastalığı. fuhuşu, uyuşturucu>u. sı-
lah tıcaretını vb belaları yok edemı>or-
sak a>nı şekılde gen kalmış ulkelerde
cuzzam hastalığmın da kokunu kazımak
olanaksız
Butun bu ınsanlık duşmanı belalann
tek ve kesın bır çozumu \ar oysa bızler,
kafamtzda ve eylemımızde bu bağlantı-
yı kurup gereken onlemlen alana dek ye-
nı bıryuzyıla tum bu ozurlerle gıreceğiH
Yer>uzunden vukanda savdığımız \e
de savmadığımız tum sorunlan yok et-
menın tek çozumu insanlanndengeliure-
mesinin sağlanmasıdır; bır baska deyış-
le, ınsanlann bakıp besleyebıleceklerı.
tedavı edılebılır >a da onlenebılır hasta-
lıklardan koru>abıleceklen eğıtıp mes-
lek sahıbı yapabıleceklen savıda çocuk
yapmalannı gerçekleştırmektır Insan de-
ğerının bılınıp korunacagi toplumlar
oluşmadıkça aıleler. "Olen ölur, kalan
sağiar bi/imdir" anla> ışı ıçınde rastgele
doğurmavı. sonra da **alınvazısı'"na tut-
sak olmayı surdurdukçe ınsanlığın bu
gerçek kurtuluşunun olmayacağı da açık-
tır
Bugun Guney Asya ve bırçok Afhka
ulkesınde Guney Amenka'da hâlâ cuz-
zam hastalığı sorun olmaktaysa bu, sag-
lık hızmetlennın ınsanlann ureme hızı-
na yetışememesınden kaynaklanmakta-
dır Bu da utanç ve umutsuzluk veren acı
bırgerçektır
Llkemızde 1963'lerde değerlı hekım
Etem Utku'nun coşkusuyla ve bılımsel
yaklaşımıv la başlayan cuzzam savaşı bu
dava ınsanının Van'da bırtarama sırasın-
da canını y ıtırmesıy le duraklamıştı 1976
yılında bu>azıyı yazanın gınşimıyle ve-
nı bır adım atıldıgını TurR toplumu çok
lyı anımsar Urkerek, korkarak. bınbır
hevecanla \e ulkemız ıçın kalıcı bır şey-
ler vapmak gudusuvle başladığımız ça-
lışmanınuzenndentam20>ılgeçtı doğ-
rusu bu kadar uzun sürenın geçtığıne
ınanmak zor
Nereden nere>e geldıgımızı duşünme-
nın v e toplumumuza hesap vermenın za-
manı geldı Tek başına başladığımız sa-
vaştabızı destekleven, elını çabasını. vu-
reğını veren pek çok dostumuz oldu
Kendısınevenlen ıçtenlıklı vedoğrubıJ-
gılen kolayca alabılen halkımız. kısa su-
rede cuzzamın korkulacak tehlıkelı bır
hastalık olmadığını. tanısının kolay ve
tedav ısının kesın olduğunu kav radı Has-
talanmız, saklanıp tedavıden uzak kal-
maktan vazgeçerek bızlere ulaştılar, on-
lann gelemedığı durumlarda bızler, dağ
taş demeyıp yurdumuzun en uzak koşe-
Ienndekı hastalanmıza ulaştık, onlann
yaşam koşuIJannı tanımak, onumüzde
yenı çalışma alanlannın açılmasına yol
oldu Gencecık hemşıre ve hekımlerden
çalışma grubumuzu oluşturduk Onlann
onvargılardan annıp bılımsel gerçeklerın
ışığı\lakendılennı yurtıçı vevurtdışı dı-
şında eğıtıp konu> a dort elle sanlmalan.
çağdaş olçutlere tam anlamıvla uyan bır
sağlık kuruluşunu oluşturmalan \e tum
dunvada ornek gostenlen bır çalışma ser-
gılemelen ulkemızde ıstenınce nelerın
gerçekJeşebılecegını kanıtlayan guzel bır
ovku olmuştur
20 yılın sonunda donup gerıve baktı-
ğımızda başarınıngızının (sırrının) sev-
gıve davalı ılışkıler ve sorunlan çozme ve
engellen aşmada kararlılık olduğunu
so>le>ebılırız Evet tek olarak yola çık-
tığımız bu seruvende hıç yalnız kalma-
dık Bır kere elını uzatan da. ıçınde bır
şeylen başarma durtusu ve coşkusu var-
sa, yan yoldan gen donmedı, takımdakı
yennı aldı. bundan mutlu oldu ve sonun-
da zıncınn halkalan tamamlandı. herke-
sın kendıne duşen duşmeven gorevlerı
severek ve ozel bır karşılık beklemeden
yaptıgı bır ekıp çalışmasını gercekleştı-
rebıldık
1976'da beş bıne > aklaşan hasta kav ıt-
ları vardı elımızde Geçen yıllar ıçınde
bunlan tek tek elden geçırdık. olenler
bırkackezkavdolanlar, vanlış tanılarso-
nunda bugun 2000 cıvarında hastamız
var. onlann hemen tumuneyakını da mo-
dern cuzzam tedavısını aldılar ne kendı-
lenne ne de yakınlanna hıçbır zarar ver-
melen soz konusudeğıl Ancak varolan
hastalanmızın çoğu cuzzam hastalıgın-
dan değıl. onun yarattığı sınır hasarı ve
du> u kusuru nedenıyle sakat ve de 20 y ıl
sonra çok yaşlı ve yoksul durumdalar.
her bınnın cuzzamla ılgılı sorunu olma-
sa da vaşlı ınsanlan bekle>en pek çok
başka hastalık onlara da musallat olu>or
ve kuşkusuz başvuracaklan yer de vıne
onlar ıçın kurdugumıız hastane oluyor
Bugun bıryandan aynı hastalann cuz-
zam dışı tıbbı sorunlarına çozumlerbul-
ma çabasını surdururken bır yandan da
ıyıleşmışhastalanmızın, kendıkoylenn-
dekı yaşam koşullannı gelıştırmek ıçın
çaba gosterıyoruz ve bu bızım en buvuk
ama en guzel v e vararlı uğraşımız oluyor
Genç ve coşkulu sos\al bınmımızın
(unıtemızın) ozvenlı çalışanları vurtıçı
ve yurtdışı pek çok kuruma ornek oluş-
turacak duzeve geldı Hastalan bır butun
olarak gormek, onlan herkes gıbı çeşıtlı
sorunlan olan bırer ınsan olarak algıla-
mak ve kendı sorunlanmızın çozumun-
de gosterebıleceğımız bır duyarlılık ve
kararlılıkla onlan değerlendırıp sonuç-
landırmak son vıllardakı en onemlı ve
zaman alan uğraşımız
Bugun Anadolumuzun her koşesınde
anne ve va da babası hastamız olan ço-
cuklarımız sosyal bınmımızce kendıle-
nnegondenlenburslarlaokuyorlar Içle-
rınde unıversitelerı bıtınp oğretmen.
hemşıre muhendıs, doktor olanlar var
Ana-babaları arada şov le dıyorlar "Abo
bu çocuk çoban olacaktı, bak şimdi oğret-
men oldu, muhendis oldu, ben şaştım doğ-
rusu..." Bır ınsan ıçın bu çorbada tuzu
olan bırgonul ınsanı ıçın bundan guzel
odul olur mu'
Hepımızın bıldıgı gıbı, ekonomık du-
rumu ıyı olan bır ınsan kor de sakat da
olsa saygı gorur, oysa hem sakat hem de
yoksulsa halı bıtıktır Işte sosyal bınmı-
mız bubıhnçle tedav IM bıten hastaları-
mıza, bulup bulusturup yaşadıklan ko>-
Ierde uretken kılacak projelergerçekleş-
tınyor Yuzlerce zıyaret yazışma. tele-
fonlaşma sonunda, yerel kurumlarla ış-
bırlığıne geçerek hastalanmıza en uygun
gelecek ış alanını varatmak son yıllan-
mızm en olumlu uğraşlanndan bın On-
lara koyun ınek. kılım-halı tezgâhı an
kovanı, seyyar satış arabası v b alarak ya
da e\ lennı onararak. sıgorta pnmlennı
odevıp emeklılık haklannı gerçekleştı-
rerek kendı avaklan uzennde durmalan-
nı sağlamak. bovlece kırsal kalkınmaya
katkıda bulunmak bızı mutlu kılan, guç
veren. daha çok çalışma gudüsu varatan
bır uğraşımız
kuşkusuz butun bu projelen gerçek-
leştirmemız ıçın bıze yıllardır, sessızce,
tam bır alçakgonullulukle maddı destek
olan "cüzzam dostlan^na da teşekkür
borçluyuz Onlar olmasaydı hıçbır şe>
yapamazdık ve bundan bovle de bu ça-
bamızı surdurmek ıçın onlann desteğıne
herzamandan fazla gereksınımımız var
20 > ıldır verdığımız bu guzel v e olum-
lu uğraş, bızlere, kendı toplumumuzu,
toplumu oluşturan mozaığı, her bınnın
obıırunden farklı sorunlannı anlamamı-
zı sağladı Bırkaç unıversıte bıtırmışçe-
sıne bılgı donanımı kazandık ve ınlı
ufaklı sorunlan çozmeyı, burokrasıyı.
parasızlığı bencıllıklen, hoşgorusuzlük-
ierı aşma>ı. sabırla, kararlılıkla ve de
hırsla onumuze koyduğumuz sorunlan
sonuçlandırmavı oğrendık Bır sorunu
çozerken çok zorlandık belkı ama ıkın-
cı kez avnı zorluğu yaşamamak ıçın \a-
pılması gerekenlen de oğrendık bu ara
Sonuç olarak elde ettığımız yaşam de-
neyımlen onumuze yenı yenı ufuklaraç-
tı Bu ulkenın >urttaşı olduğumuzu ve
odev lerımızın ne olduğunu deneye >anı-
la oğrendık Ulkemızın her taşını, her
av uç toprağını, çeşıt çeşıt ınsanını yurek-
ten sevdık ve en onemlısı de verdıkçe al-
dık, sevgı aldık saygı aldık, ınsan oldu-
ğumuzu duyumsadık Bugun hepımız
hâlâ 20 yıl oncesındekı coşkuyla çalış-
malanmızı surdüruyor, yazgımızın onu-
muze çıkardığı bu konuya teşekkür borç-
lu olduğumuzu bılıyoruz
PENCERE
ARADA BİR
GÜNDUZ BERKER oz,ı««/«
sı, Edebnat Ogtetmenı
Türkiye'de ŞHP
Sanıyorum Peyami Safa'nın yazılanndan bınydı,
yazar, kıtabın ayaklara duştuğunden soz edıyor ve
uzuiuyordu
Geleneğımıze gore kıtabın yerı başımi7in ustü;
ama gel gor kı okunabılmesı ıçın ayağa da duşme-
sıne razıyım Ayağa duşuyor da okunuyor mu'' Ne
gezer
1
Kışın yağmuru, çamuaı yazın guneşı, tozuy-
la baş ettıkten sonra yıne de umudunu kesmez, pa-
rasını sayıp, kendını bır an once alacak kışıyı bek-
ler
(
Bu bekleyışte şıır kıtaplannın yennın en gen-
lerde olduğunu soylemekte herhalde ona haksızlık
etmış olmam
1
Gerçek acıdır, şıır de çoğu kez acı
soyler Belkı de gerçekten olduğu kadar şıırden de
kaçışımız bundandır
Gerçekten yanı şıırden kaçarken gozyaşımızı sıle-
ceğımız çevremızı, sırtımızı dayıyacağımız dağlanmı-
zı ve de ozguriuğumuzu kaybedeceğımızın farkında
mıyız^
Şıırokunmuyorbılıyorum; ben detahtanın sağ ust
koşesıne dersımden once bır şıır yazmalannı önen-
yorum oğrencılenme, hıçbır derse zarar vermeden,
butun gun koşesınde kalsın ıstıyorum Ne tarıhe za-
rar versın, ne matematığe Şıırın neye zararı olur kı
1
Tahtayı susledığı gıbı tanhı de susler, matematığı
de
1
Aslında bılmenın, öğrenmenın, yaşamanın gızlı
anahtandır şıır Sozcuklenn boyutlandığı, dalgalan-
dığı satırlardır dızeler (mısralar)
1
Matematığın eksı-
sı, artısı, toplaması, çıkarması, denklemı sozcukler-
fe yapılmıştır şıırde
1
Şıırın mantığı, matematığın
mantığından farklı bır şey değıldır Şıın bılen, mate-
matığı de bılır Şıırdekı sozcuklenn gızını çozen, ma-
tematığı de çozer
Şıınn dost elı, her bılıme her nesneye, her kavra-
ma uzanır Doşeğını zamanlar ustune kurar. Bır go-
zu açık mı uyur ne! Sıradan bır hıçkınğı bıle kay-
deder defterıne Hesabını sorar olan bıtenın' Za-
mana, zamanlara, zamanlardakı olaylaratanıktır Ta-
nhın çocuğuduro, kımı zaman başı onunde, kımı za-
man guleç, bazen de sorgulayan ve yargılayan!
Insan şıırsız nasıl durur? Dede Korkut, Oğuz'un
bılicısıymış
1
Şıır tum zamanların bılıcısı dıyorum
ben' Atımızın ayaklarının tokezledığı zamanları ne-
den-sonuç ılışkısıyle anlattığı gıbı şahlanışını da nal
seslerını duyururcasına yıne aynı mantıkla dıle getı-
nn
Baskının, acının, ezıyetın gerdığı toplum daman-
nın patlama noktalannda karşımızda yıne şıın goru-
ruz
Zamanın uyanık çocuğudur o Gafletı. mısralannın
ucunda oynata oynata duşurur1
Şıırın yer çekımı
de boyledır, yoksa fizığın yer çekımı, başka mı?
Geceler boyu zamanın tozunu, kırını, çamurunu
emer yapraklarıyla, bıraztatarararalarda Buldumu
katar aşına, bulmadı mı acılı kalkar sabahlara
1
Şıırdırbu, ışı kımyadır Fotosentezının karbondıok-
sıtı "acı"dtr "Acı"y\ ıçınde antana değın çok acı çe-
ker'
Zamanı kavramasıyla, fotosentezıyle hucre yenı-
lemesıyle, yerçekımıyle, ezgısıyle renklerıyle butun
bılımlerle ıç ıçedır şıır'
OLAĞAN GENEL KURUL İLANI
Derneğımızın Olağan Genel Kurul Toplantısı 4 Şubat
1996 Pazar gunu saat 13 00'te yapılacaktır Çoğunluk ol-
madığı takdırde 11 Şubat 1996 Pazar gunu aynı adreste
toplanacaktır
ÖDEMİŞ
Kultur Tanıtma veDayanışma
Derrveğı
GÜNDEM
1 - Açılış
2- Genel Kurul Dıvanı Seçımı
3- Yonetım Kurulu Raporunun OKunması
4- Denetleme Kurulu Raporunun Okunması
5- Yonetım Kurulu Faalıyetlerının Tenkıdı
6- Yonetım Kurufu ve Denetleme Kurulunun Ibrası
7- Dılekler
8- Yenı Yonetım ve Denetleme Kurulunun Seçımı
9- Yenı Yıl Butçesının Goruşulmesı ve Kabulu
10- Kapanış
YER:
Çırağan Caddesı No 102
BEŞIKTAŞ - İSTANBUL
İNŞAAT MÜHENDİSİ
ELEKTRO 2000 K San Kooperatıfı
Hadımkoy projesı ıçın asgan 3 yıl deneyımlı
Tel 0212. 252 28 81 - 251 86 62
Demokrasinin Liderlerden Çektiği!..
Prof. Dr. BEDIIV. FEYZİOGLU
T
urk Cumhurıyetı. kuruluşundakı
ana hedefıne. >anı çok partılı de-
mokratık sısteme 1946 "dan ıtıbaren
ulaşmava çalışmıştırAtatürk'un.
cumhurı>etın kuruluş vıllannda ıkı
kezfTerakkıperverCumhunvet Fır-
kası ve Serbest Fıkrai denedığı çok partılı sıstem
yurumemıştır Devnmlenn henuz yerleşme done-
mınde bu sonuç doğal gorulmustur Vakta kı Ikın-
cı Dunya Savaşı sona ennce otonter, totalıter >o-
netımlenn yennı çok partılı, çoğulcu yonetımler
almaya başlayınca. Türkiye'de de. "EbediŞePın.
Atanjrk'uıı ardından "Milli Şef" sanı ıle sekız
> ıldır ulkeyı otonter bır duzenle yoneten buyuk
devlet adamı Jsmet İnönü çoğulcu bır sısteme
geçme karanna vannca 1946"da ılk kez çok par-
tılı seçım denemesı vapılrnıştır
1950 seçımlen. "gizli o> açık tasnif* usulii ile
vapılan ve Turki\e'dt iktidann genel seçimle de-
ğiştigi ilk seçim oîmuştur. İnonu, "Milli ŞeP sıfa-
tı ıle 1938-1946 donemınde ulkeyı Ikıncı Dun>a
Savaşı'na sokmadan nasıl başarı ıle vonetmış ıse
1950 Mayıs seçımlen sonunda ıktıdan muhale-
feteaynı olgunlukladevırveteslımetmesını bıl-
mıştırNe var kı, Cumhunvet Halk Partısı'nden
ıktıdan devralan Demokrat Partı (DP) kurucula-
n. 1960'ta aynı basıretı gosterememışlerdır
1950"lerden sonra 1954 seçımlennı de kazanan
Demokrat Partı, 1957 seçımierınde zayıfladığını
anlayınca 1960 Mart ve Nısan aylannda belıren
yenı bır seçım gereksınımını ongorememıştır İs-
met İnonü'nün Nısan !960"ta başlatmak ıstedığı
genel seçım havasından urken DP yonetımı. Tah-
kıkat Komısyonu kurarak Meclıs elı>le bırdıkta
yolunu tutunca, ulke>ı 27 Mavıs'ta bırasken mu-
dahaleye gıtmek zorunluluğunda bırakmıştır
Iste, Turk demokrasısı, ılk darbeyı, DP lıder-
lerının budargoruşlerı. seçımle kazandıklan ık-
tıdan yıne seçımle devretmek gerektığı anlayışı-
nı gosterememelerı sonucu >emıştır
2
7
Mayıs mudahalesı. herne kadar, ulkeye kor-
poratıfusulleseçılen Kurucu Meclıs elıyle. 1961
Anayasası gıbı. ılencı lıberal, çağdaş bırana>a-
sa kazandırmışsa da, 1961-80 arasında kurulan
hükümetlcr bu anayasayı gereğınce uygulamak
yenne, once 1971 mudahalesı ıle "fazlageniş"sa-
nısı altında daraltmalara gıtmış, 1980"de ıse tum-
den yok etmışlerdır
1982'deoluşanyenı bıranayasaıle 1983'tegı-
dılen seçımler, 1995'te yapılan bazı duzeltmele-
re karşın, ulkeyı 1961 Anayasası ıle kazanılan
duzevde çağdaş bır demokrast>e ulaştıramamış-
tır Turk demokrasinin lıderlenn hatalanndan çek-
tıklenne somut orneklerle değınelım
Demokrat Partı lıderlerı 1960 Nısanı'nda *^en-
kil"yenne erken seçım karanna varabılselerdı el-
bette ne 27 Mayıs mudahalesı olur, ne de başba-
kan ıle ıkı bakanın ıdamına kadar gıden uzucu bır
durum hasıl olurdu
1971 ve 1980mudahalelennınyolununaçılma-
sı dahı 1960'ta iktidann seçımle değışememış ol-
ması, kısaca o tanhte. asken bır mudahale zorun-
luluğunun ortaya çıkmış bulunmasındandır He-
le 1980'de, suresı doldugu ıçın boşalan bır cum-
hurbaşkanlığına beş ay bovunca yenı bır cum-
hurbaşkanı seçılememış olması sonucunda, 12
Eylul mudahalesını yapan askerlere mı. yoksa bır
rurlu anlaşamayan ıkı buvuk partının lıderlenne
mı kdbahat bulmak gerektığı duşundurucudur
Gelelım gunumuze "Anayasadaki beş yıllık
sure dolmadan asla erken seçime gitmem" dıyen
bır başbakanın, bırofke> le daha doğrusu, koalıs-
von ortağından kurtulmak ıçın. "azınlık hükü-
meti" kurup guvenoyu alama> ınca ıktıdardan çe-
kılme basıretını gostermek >enne "Var mısınız
derhal seçime" dıyerek ulkeyı alelacele genel se-
çıme goturen bır lıdenn. seçım sonuçlannın be-
lırlenmesınden sonrakı tutumuna bakalım
"Ben, girdığim hiçbir mıicadele>i kaybetme-
dim
1
" dıyerek ulkede otonte boşluğu varatacak
derecede BakanlarKurulu'nutoplamadan huku-
met etmeye çalışan çekılık (mustafı) bır başba-
kan ıle. "başbakanhktan başka" bır gorev ı kabul
etmedığı ıçın. halkın normal gorduğu bır koalıs-
yona yumuşamayan bır muhalefet lıdennın du-
rum \e tutumları, ıbretle seyredılmeye değer
Nıhayet.yuzde21 3'lukbırov ıle seçımlerden
bmncıçıkhğı ıçın
u
adildüzen"vs ıle Islamcı bif
devlet yonetımı kurmaya hak kazandıgını sanan
ve obur partıler aralarında anlaşarnadıklan ıçın,
"hukümeti kurma gorevi" kendısıne venlen bır
partı lıdennın (kı kurama>ıpgorevı gen vermış-
tır). "Bizimpartiprogramımız..adilduzeninıizvs.
artık geride kalnııştır: bugunden sonra onemü
olan, .vapabilecegimiz bir koalisvon protokolü-
dür" dıvebılen bır lıdenn durumu ıse daha dık-
kate şavandır
Kısaca, eğer Jsmet Inonu gıbı. kesın otonte sa-
hıbı ıken "iktidarT kendı ıradesı ıle devredebı-
len bır lıdenn Turk demokrasısıne kazandırdığı
ıtıbar ıle 19^0-1995 arasındakı obur lıderlenn
Turk devlet yonetımınde aldıklan notlann takdı-
nnı. çok şukur, Turk halkı çok ısabetle vapmak-
tadır
Ülkemizde Fransızcanın Dünü ve Bugünü
^f^*^^ ndokuzuncu
M ^ k yuzyıiın
m M ıkıncı
• • yansında,
^k W Notre Dame
^^^^^r de Sıon
Fransız Kız ve Galatasaray
Erkek lıselennın
onculuğunde. eğıtımcıler,
Osmanlı
Imparatorlugu'nun son ellı
yılında veTurkıye
Cumhunyetınde
Fransızcayı coşkuyla
>aydılar Fransız
edebı>atından yuzlerce
değerlı yapıt Turkçeye
çevnldı ve bunlar, tanzımat
edebıyatı ve Turk yazınına
ornek oluşturdular Işte
böv le bır ortamda
Fransızca, 1960'lıyıllara
değın. Turk
ortaoğretımındekı yennı
başarı ıle korudu. ama
1950'lerden başlayan, ABD
desteklı anglo-sakson
guçlenn ve dolav ısıyla
fngılızcenın butun
, Turkıye'ye yerleşmesı olayı
artık kaçınılmaz bır
gerçektı Son otuz, kırk yıl
ıçınde Fransızca.
Ingılızcenın tek dıl
egemenlığıne boyun eğmış
ve adım adım genlemıştır
Fransızcanın ulkemızdekı
eskı parlak gunlenne
venıden kavuşması
dıleğıvle onenmız. Fransa
ve Turkı>e Mıllı Eğıtım
Bakanlığı uzmanlannın
ıvedılıkle toplanarak bu
konuda bır araştırma ve
ınceleme komısyonu
kurmalandır Turkıye'de
resmı dev let polıtıkasından
ayn bır dıl polıtıkası
oluşacak mıdır' Fransızlar,
ulkemızdekı Fransızca
oğretımını daha çekıcı
duruma getırmek ıçın
verdıklen burs sayısını
arttıımav ı duşunuyorlar
mı17
Galatasaray
Unıversıtesı'ne bır seçenek
oluşturmak amacıyla,
Ankara'da bır yuksek
teknık okul açarsak burada.
yurdumuzun değışık
yorelennde Fransızca
oğrenmış basanlı
oğrencılen yetıştırmek, çok
pahalı bıryatınm mıdır'
Fransızcanın butun
dunyayayavılması ıçın
yıllardır uğraşan değerlı
dıplomat Fransız dostumuz
M. Rouillon'un bıze
yazdığı mektubunda, kırk
dort ulkenın bu guzel dılı
kullandığını, bu topluluğa
Turkı>e'yı de katmayı
umduğunu ve bız Turklenn
yabancı dıleyeteneklı bır
ulus olduğumuzu ıçtenlıkle
vurguladığını soylemeden
geçemeyeceğız Bız de
kendısıne verdığımız
vanıtta, Turkıyecle devlet
ve özel eğıtım
kurumlanndakı başanlı
ama ne yazık kı az sayıda
okul ve öğrencıyle sınırlı
Fransızca öğretımının,
ülkemizde gıderek bır ıvme
kazanmasını bekledığımızı,
bunun, Fransız ve Turk
yonetıcılennın sıkı bır
ışbırlığı ıçınde ozvenyle
çalışmasıyla
gerçekleşebıleceğını
ıçtenlıkle anımsattık
Fransızca oğretmenlennın
oluşumunu kullanılan
oğretım yontemlen.
araç ve gereçlenyle
oğrencının nıtelık ve
veteneklerını ıncelemek bır
başka vazının konusu olsa
gerek
Yurdahan TULLN
Hacettepe Unıversıtesı
Okutmanı
*Tbazdarı lımonla Şımdı sofralarda
* yenı bır zevtın var
Eze Sağlıklı modern
ambalajlarında'
Eze venılezzet
alışkanlığınız Ister lımonla
ıster kekıkle' Naneyle pul
bıberle fesleğenle
dereotuvla
Bunlar sadece bırkaç onen
Emınız sızın de zeytınle
yaratacağınız lezzetler vardır
EZE
Ea Znytlnelll* Oıda San » Tlc A Ş b(r Etmaflu ftrUttor Onrtnı kuruluıudur ad Mo 15' BURSA
r
el (0 J2J) 23^ 00 00 Faks 10 224 234 0
Insan, Umut Demek...
Şerefeye tırmanmış muezzın gıbı cuce şubatın
elı kulağında, ocak ha bıttı, ha bıtecek.
Ama PTT'nın cılvesınden mıdır, nedır, yılbaşı
kutlamalarının ardı arkası kesılmedı, ustelık masa-
mın ustunde bırıken mektupları ve kartları ıncele^
mesını çok sevıyorum, yakın ya da uzak dostların
gelecege bakışlan renk renk.
•
_ 'Mega Dış Tıcaret'ten gelen kutlamada Baykal
Özbek'ın yenı yıla yaklaşımı şoyle'
"7996 yılında enflasyonun yuzde 50, ışsızlığın
yuzde 5, tero/vn yuzde 0, erozyona ve çevreye ıl-
gının yuzde 30 olacağı TC ozlemıyle mutlu ve ba-
şanlı bır yıl dıler, eskı ve yenı değehen sıralayarak:
Iş gorme llışkı kurma
Muşten pazarlama Muşterıyı elde tutma
Mıkro pazarlamaMakro pazarlama
Fıyat .
Urun kalıtesı
Domestık
Kendıne yeterlılik ..
Malıyet ındınmı ..
Emır ve kontrol ..
Sevgılenmı sunanm
Muşten değerı
Toplam kalıte yonetımı
Global
Stratejık ortaklık
Gelır arttınmı
Işbıriığı ve guçlendırme
DlSK'ın Oleyıs Sendıkası Istanbul Bolge Şube1
Başkanı Muharrem Yılmaz'ın yenı yıl kutlamasr
da şoyle.
"fnsanlar yakılmasın,
Demokrası luks sayılmasın,
Çalışanlann haklan gaspedılmesın.. v
Kadın erkek eşıtlığı sağlansın '•
Gençlenn umudu kınlmasın
Gelecege olan ınancımız kararmasın
Bu hasret bızım
Hasretlenmızm gerçeğe donuşmesı dıleğıyle
yenı yılınızı kutlar, esenlıkler dılenm."
•
ikı kutlama, ıkı ayn dunyanın ruzgârlannı yansrtı-
yor, ama, aralannda çelışkı var mı?
Eğer bu ıkı kutlama arasında uzlaşmaz bır çelış-
kı varsa, ınsanlığın geleceğı karanlıktır Oysa boy-
le bır şey yok1
. Mega şırketının 'ozlem 'ıyle, Ole-
yıs'ın hasret'\ arasında uzlaşmaz çelışkı gorulmu-
yor.
'Mekanık' ıle 'elektronık' sozcuklerı bırbınne
ters değıldır, bırbınnı tumler, sanayı devrımı donu-
şerek suruyor, yenı ıçerıkler kazanıyor, son do-
nemde ılgı çeken "sanal (vırtual) gerçek" kavramı,
ınsanlığın on bın yılda enştığı moral değerlere ters
bır dunya duzenmın savunmasına gerekçe oluştu-
ramaz
Bılımde ve teknolojıde her gelışme, ınsan ıçın-
dir; ınsanlann bırbınnı yemesı. ofdurmesı, kazıkla-
ması, somurup soyması ıçın değıl
•
Yenı çağın emekçısı, katılımcı demokrasinin en
gırgın, onder, donuşumcu ınsanı olmak zorunda-
dır. Bugun Turkıye'de yaşanan dramı aşmak zo-
rundayız Bır ulkede sermaye kesımı, ozelleştırme
adı altında, devlet fabrıkalarını yağma ederek,
fabrıkaların arsalarını satarak, ışçılerını sokağa
atarak kendısını kurtaramaz Emekçı kıtlelerı de
salt dırenış ve grevle geleceğını guvenceye ala-
maz
Ulke bır yangın yenne donmuştur, karanlık, ka-
pının eşığınde, parçalarnna tehlıkesı, bastınyor;
1996'da enflasyonun yuzde 50 duzeyınde dızgın-
lenmesı bıle başarı mı sayılacak?
•
1996'ya bakış, bunca karamsarlığa sarmışken,
yılbaşı kutlamalan, aradan uç hafta geçse bıle se-
vınçten çok huznu yansıtan kurumuş çıçekler gıbı
masamın ustune yayılıyor
Oysa cuce şubatın elı kulağında
1
Marta ne kal-
dı? Yaşamın ozsuyu ağaç dallarına yurumeye
hazırlanıyor, ılkbaharın kokusu duyumsanmaya
başladı
insan, bıtmez tukenmez umutla ozdeştır.
nnnı
HlilÜ
ANMA
MüAMMER U6UR
AKSOY MUMCU
BIRLİKTE 4NMA
HAFTASI
MUĞLAİLİ
Kalpaksız Kuvva-i Milliciler Etkinliği
Konuşmacılar
Ce\han MUMCU
Cnal TÜRKEŞ
4»ukERE\BERK
Yer: Beledn e Kcmakaltı Küllıır Kierkezı
Gun: 291 1996 saat: 14 00
bırlıkteanalım
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
MUĞLA ŞUBESİ
AHMET ERDOĞDU
18.1.1982 MAMAK
Vapurdan inerken,
Ya da karşılaştığımızda herhangi bir sofcakta
Bil kd, söyteşecek çok şeyimlz var.
Senden dlnleyeceWerimİ2, ONUR ûzerine
AJLESJVE
KKO.TMN ARKADAŞLARI
Fakultemız Kurucu Dekanı, Sevgılı Hocamız
TARIK ZAFER
TUNAYA'yı
Aşıyan'dakı kabn başında anıvoruz
Tüm sevenler davetlıdır
Tanh 29 0I 1W6 (P tesı» Saat 10 30
Ver Aşı>an Mezarlıgı Bebek
tSTANBUL StYAS4L BtLGtLER
F4KÜLTESÎ
MEZOÎL4R DERNEĞÎ