Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
ImfiyazSahİbi: Berin"Nadi
Çetinkava 0 Yazıışlerı Mudurlen
Ibrahim S ıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu)
• Haber Merkezı Muduriı Hakan Kara
0 Göoel Yonetmen Fikret Eser
Vıldırım •
• K u l t u r
Genel Yayın Ydnetmenı Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Balcı 9 (stıhbarat Ceneiz Yayın KumlaİlhanSdçukiBaşkan).
Genel Yayın Koordınatoru Hikmet Yıldırım 0 Ekonomı Bülent Kızanlık orhan Erinç, Okta> Kurtbdke,
- - - — -- • "••''••' Handan Şenkoken 9 Spor
Yücelman 9 Makaleler Sami
9 Duzdrme Abdullah Yazıcı
9 Fotoeraf Erdoğan Köscoğlu 9 Bılgı-Belge
Edibe Suğra 9 Yurt Haberlerı Mehmet Faraç
Hikmet Çetioka) a, Şükran Soner,
Ergun Bafct. Dinç Tayanç. İbralüıı
V ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balba», Hakan Kara.
Ajıkara Temsılcısı Mustafa Balbay 9 Haber Müdürti
Doğan Akın Atatürk Bulvan \'o 125, Kaı 4, Bakanlıklar-
Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks. 4195027 • izmır
Temsılcısı. S«rdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel
4411220.Faks.+419117«AdanaTema!cısı ÇeJmYigenogtu.
InönûCd. H9S.No 1 Kat-l.Tel: 3522550, Faks 3522570
Mûessesc Mudürij. ErolErfcut9 MEDYA C: • Yonelım MEDYA G : •
Koonjınatör Ahmet Konıban 9 Kurulu Ba$kanı-Genel Yönetım Kurulu
Muha&ebe BükntYenCT 91dan: Müdür Gâlbin Erduran Başkanı - Genel
tlüseyioCürer91şietmeÖnder • Koordınalör Reha Muaûr Üıtûn
Çeiik 9 Bılgl-lşlcm Nail İnal 9 Mrtman • Genel Müdur Akmen • Murahhas
Bılgısayar Sıstenv Mürüvet Çikr Yarduncısı Mine Mtdağ üye Bora Gönenf
y y n ve BasaD: Yenı Gun Haber Atansı. Basın \e \a>ıncıhk A Ş
Turkotajı Cad 39 41 Cagaloglu 14134 Isl PK. 24* Islanhul Tel (0 212) *» 12 05 05 (20 hall Faks |O'2I2) 513 85 95 15OCAK 1996 Imsak:5.50 Güneş:7.21 Ögle: 12.20 İkındi: 14.44 Aksam 17.06 Yatsı: 18.31 MEDYACTel 51407 53-513 95 80-513 8460-61, Faks 5118466
Atatürk konulu
şiir yarışması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Atatürkçü
Düşünce Derneği (ADD),
Atatürk konulu bir şiir
yanşması düzenledi.
Bınnciye 5 mılyon lira ödül
verilecek yanşmaya
katılmak ısteyenler
yapıtlannı, daktilo ile
yazılmış 5 nüsha halinde ve
engeç 15Mart 1996
tarihine kadar ADD'ye
ulaştınlmak üzere,
yanşmacının adı, soyadı,
adresi ve kısa özgeçmişi ile
birlikte taahhütlü olarak
ADD Genel Başkanhğı,
Gazi Mustafa Kemal
Bulvan No: 7/3 Kızılay -
Ankara adresine
postalayabilirler.
ADD'den örnek
kampanya
• GEBZE (AA)-
Atatürkçü Düşünce
Derneği Gebze Şubesi,
Türkjye Bilimsel ve
Teknik Araştirma
Kurumu'nun (TÜBfTAK)
Gebze'deki tesislerinin
bulunduğu alana 2 bin 500
çam fıdanı dikti. Şube
Başkanı Şendoğan
Tezyüksel, fıdan dikimi
dolayısıyla dün
düzenlenen törende yaptığı
konuşmada, Atatürkçü
Düşünce Derneği 'ni
ebedileştırmek amacıyla
kampanya başlatıldığını
vurguladı.
Doğal yaşamm
onemi'
• İstanbul Haber Servisi-
Doğal Hayatı Koruma
Derneği, "Doğal Yaşamın
Korunmasının Önemi"
konulu bir panel düzenledi.
Tank Zafer Tunaya Kültür
Merkezi'nde bugün saat
18.30'da başlayacak
toplantıya eskj Milli
Parklar ve Av-Yaban Hayatı
Genel Müdürü Nezat
Ceylan konuşmacı olarak
katılacak.
40 milyar linalık
kaçak eşya
• tstanbul Haber Servbi-
Emnıyet Müdürlüğü
İstanbul Malı Şube
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre Kadıköy
Acıbadem'deki bir depoda
ele geçirilen yaklaşık 40
milyar lira değerindeki
kaçak eşyalarla ilgili olarak
Murat Kavrak ile Mehmet
Öğütçü gözaltına alındı.
Açıklamada, elektronik
eşyalann yurda girişine
yardım eden eski gümrük
memuru Sebahattin
Yiğit'ın de yakalanmasına
çalışıldığı belirtildi.
Kongar'a liyakat
haçı nişanı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Federal Almanya
Cumhurbaşkanlığı Türk-
Alman kültür ilışkiienne
katkılan nedenıyle Kültür
Bakanliğı eski Müsteşan
Prof. Dr. Emre Kongar'ı
büyük liyakat haçı nişanı
ile ödüllendirdi. Almanya
Büyükelçisi Dr. Hans
Joachim Vergau tarafından
verilecek nişan için bugün
saat 11.00'de Almanya
Büyükelçiliği'nde bir tören
düzenlenecek.
Define arayan
çok, bulan yok
• İZMİR(AA)- Kültür
Bakanlığı yetkililerinden
alınanı bilgiye göre,
ülkemizde yüz binden fazla
insanın define arama
ruhsatı bulunuyor. Sadece
son 3 yılda 570 define
kazısı gerçekleştirilmesine
karşılık bugüne kadar
'Define buldum' diyen
olmadı. Define aramak
ısteyenler r.rayacaklan
yerin bağlı olduğu mülki
aminne başvuruda
bulunmak zorundalar.
Arama maksadınm ve
defîn-; aranacak yeri tam
olarak ve kime ait
olduğunun belirtilmesi,
fotoğraflann da çekilmesi
gerekiyor.
Chagalhn
tablosu çalmdı
• KUDÜS(AA)-Ünlü
ressam Marc Chagall'ın
'Jacob'un Merdiveni' adlı
tablosu Tel Aviv'deki bir
galeriden çalındı. Polis
yetkililerinin verdikleri
bilgiye göre tablo, Gordon
Gaîeri'den geçen cuma
günü çalındı. Sanatçının
1950'lerin sonlannda
yaptığı tablonun değerinin
140-150 bin dolar olduğu
hilrfirilivor
Yasayı, çokuluslu ilaç şirketleri olumlu karşılarken eczacı örgütleri ve SSK sert dille eleştiriyor
Patent, ilaç seklörünü îldye böldü• Eleştirilerin odak noktası
Patent Yasası'yla birlikte ilaç
fiyatlannda göriilecek
astronomik artışın yanı sıra yerli
ilaç sanayiinin çökrnesi
endişesine dayanıyor.
GÜ1VDÜZ tMŞtR
Son yılllarda süreklı olarak gündemde
tutulan, ekonomik, sosyal ve hukuksal bo-
yutlan ile yoğun tartışmalara konu edilen
'Patent Yasası"nın sessiz sedasız yasalaşma-
sıyla birlıkte ilaç sektöründe ilginç bir cep-
heleşme yaşanmaya başladı. Yasanın getı-
rip götüreceklen konusunda taraflar ara-
sında büyük birçelişki yaşanıyor. Yasa, ço-
kuluslu ilaç şirketlerince olumlu karşıla-
nırken başta yerli sanayiciler olmak üzere
eczacı örgütlen, SSK ve diğer sağlık mes-
lek kuruluşlan tarafından sert bir dille eleş-
tiriliyor.
Eleştirilerin odak noktası ise başta Patent
Yasası'yla birlikte ilaç fiyatlannda göriile-
cek astronomik artışın yanı sıra yerli ilaç
sanayiinin çökmesi endişesine dayanıyor. Bu
da beraberinde Türkiye'nin Patent Yasasf-
nın uygulamaya konulacağı I Ocak 1999 ta-
rihinden itibaren ilaçtatamamen dışa bağam-
lı hale gelip gelmeyeceği sorusunu günde-
me getiriyor.
Yıllardır Patent Yasası'nın çıkması için
her türlü yolu deneyen çokuluslu ilaç şir-
ketlerine göre 'Patent YasasT globalleşme-
nin önemli bir adımı. İlaç işverenleri ser-
best ticaretanlaşmalannın önkoşulu olan pa-
tentin en önemli özelhklerinden birisi ola-
rak ülkedekı araştırmayı geliştirmesinı gös-
teriyor. Türk Eczacılar Birlıği ıse ilaçta pa-
tenfi kabul eden ülkelerde dahı patentin ül-
keye getirdiği yararlann tartışıldığına dik-
kat çekerek, eleştirilerinı şöyle özetliyor
Yûksek fiyath ilaç
"Ülkemize bu alanda >eni teknolojilerin
gjrmesi olanaksız bir dunıma gdecek. l lus-
lararası tekeller, ilacın patent kapsamına
ahnmasıyla birlikte,vüksekfi>-atlanailaç pi-
yasasına girecek, böylece ilaç fiyatlan ast-
ronomik miktariarda artacaktır. Aynca ilaç
hammaddeleri halk sagltğını doğrudan ii-
gilcndiren stratcjik hammaddelerdir. Dola-
yısıyla bu alanda dışa bağımlı olmak, savaş,
ambargo gibi kririk durumlarda sağbğm
tehlikcve girmesini doğuracaktır. Son yıl-
larda büyük getişme gösteren gen müben-
disüği, mikmbi\uloji gibi teknolojilerin ül-
kemize girmesi olanakstz dunıma gelecek-
tir. Yeıii sanayii,gdişmenin aksine,önce du-
raklav^cak Ueride ise ya fason ilaç yapar
dunıma geiecek ya da fabrikalannı kapa-
T Ü k ı y e ' d e t e n t i n ö y k ü
1950'lerden beri tartışılıyorPatent konusu ülkemizde 1950'li yıllardan
ben tartışılıyor. Aslında Türk hukukunda
patent dıye bir sözcük yok. Bunun
karşılığı olarak kullanılan deyim 'thtira
beraü.' Ihtira, buluş veya yeni bir şey
türetme, icat etme; berat ise kişiye verilen
resmi belge, imtiyaz hakkı, rütbe
anlamına geliyor.
Uzmanlar, patenti somutlanmamış
yaratıcı düşünceyi, yenı bir hakkı
devletçe belirli bir süre güvence altına
aJan resmi bir belge olarak tanımlıyor.
Patent aynı zamanda ticaret ve üretım
ilişkilen açısından buluşu yapanın
haklannı korurken ona bir tekel de
sağlıyor. Ihtira Beratı Nizamnamesi'nin
konusunu işte bu haklar oluşturuyor.
Işin en önemli yanı buradaki kamu yaran.
Çünkü kamunun yaran her yeni buloştan
yararlanmak yönündedır. Burada da
ikilem şu: Biryandan yaratıcı düşünceyi,
emeğı koruyacak, özendirecek ve maddi
yönden yararlanmasını güvence altına
alacaksınız, diğer yandan kamu
çıkarlannı gözeteceksiniz. İşte patent
hukuku, bu karşılıklı çıkarlann dengeii
bir şekilde uzlaştmlması gereksiniminden
doğuyor. Ülkemizde "İhtira Beratı
Nizamnamesi"nın yayın tarihi ise 1879.
Şu anda ülkemizde geçerli en eski
yasalardan bınni oluşturuyor.Bu
nızamname 1844 Fransız Patent
Kanunu'ndan alınmış olup ilaçlar için
patent verilemeyeceği son derece açık
şekilde dıle getirilmiş.
l950')ı yıllarda ıse Yabancı Sanayii
Teşvik Kanunu ile ülkemıze gelen
yabancı şirketler, yasanın boşluklanndan
yararlanarak patent alma girişimlerinde
bulunuyor. Ancak 1961 yıiında Kurucu
Meclis bunu engelliyor.
Her şeye karşın patent almak için yabancı
şirketler 196O'lı yıllardan bugüne kadar
dış baskılar kurup, ikili anlaşmalarla bu
hedeflerini zorluyor Yabancı ilaç
şirketleri "gizfi" de olsa patent
uygulamasına 1984 yıiında İlaç Fiyat
Kararname'siyle ilk adımı atıyor. Böylece
son 11 yıldır tartışılan eşdeğer ilaçlar
arasındaki fiyat farklılıklan uygulamaya
konuluyor.
yacakür. Arastırma gelistinne>'e imkânlan
olma\acağı gibi patentli ilaçlar bugün üret-
tikleri Uaçlann yerini alacakûr. •'
Riskler ortadan kalkacak
Çokuluslu ilaç şirketleri ise Patent Yasa-
sı'nı çok farldı özetliyor. Örneğin ilaçta pa-
tentin kabülüyle patentsizliğin getirdiği ba-
zı risklerin ortadan kalkacağı, ülkede bü-
yük ölçüde teknolojik gelişme ve yatınm-
lann gerçekleştirileceğini ileri sürüyor. Bu-
nun yanı sıra patentin uygulamaya konul-
masıyla bırlıkte ilaç fiyatlannda en çok
yüzde 2'lik bir artış olacağı vurgulanıyor.
İlaç şirketlen patentin getireceğı diğer ya-
rarlan ise şöyle sıralıyor:
Piyasa hisseleri arttı
- Patentin kabulünde yerli ilaç sanayii çö-
ker şeklindeki yorumlan kabul etmek yan-
hşbr. Yurtdışında patenti kabul eden hiçbir
ülkede bu gelişme ölmarnıştır. Aksine paten-
tin kabulünde örneğin İtalya ve İspanyaYla
yerB şirketler gelişmiş ve piyasa hisseleri art-
mıştır.
A> nca patente itiraz eden şirketlerin ço-
ğu bugün aynj zamanda çokuluslu Uaç şir-
ketleriyle lisansflişkileriiçindedir. Bu neden-
le patentten doiayı yerli şirketlerin iflas ede-
cekleri tddiası sa\unulamaz. İlaçta patentin
tekel yaratfjgı iddialan tamamen yannştır.
Patentli olsun olmasın her yeni ilaç pryasa-
da mevcut veya piyasaya girecek birçok ilaç
ve buluşla rekabet etmek zorundadır. Bu-
gün Türkiye'de, antibiyotikler konusunda
rekabet eden uluslararası patentli Uaç sayı-
sı 20nin üzerindedir. Kalp ilaçlannda da
bu sayı IS'in ahında değüdir."
tlaçta patentin yasalaşmasıyla birlikte gö-
rülen en büyük değişım 1970-80'li yıllarda
ülkemizı terk etmiş çokuluslu ilaç şirketle-
ri ile dünya ilaç devlerinin yeniden Türki-
ye'ye dönüp, milyonlarca dolar yatınma gi-
rişmeleri olarak özetlenıyor. Bristol-Me-
yers Squibb, Servier, Merck Sharp Dohme,
Eli Lily ve Glaxo Wellcome da ülkemıze ya-
pılan dev yatınmın öncülerinden sayılıyor.
Roche, Hoechest, Bayer, Pfizer ve benzeri
ilaç devleri de daha şımdıden yeni yatınm-
lar için hazırlık yapıyor.
Halen ülkemizde 70 trilyon liralık bir ilaç
pazan mevcut. Bu pazarda 5 bini as,kın ilaç
satılıyor. Satılan her dört ilaçtan biri antı-
bıyotik. 100'ü aşkın ilaç şirketi ülkemizde
son 10 yıldır lisans anlasmalanyla ürün pa-
zarlıyor.
Bugün ülkemizde var olan 105 firmadan
ilk 5'i iç pazann yüzde 45'ini kontrol edi-
yor. Bu ilk 5 firmaıun 3'ü ise yabancı. Yi-
ne, ilk 10 firma ise pazann yüzde 65' ini kont-
rol ediyor. Bunun yüzde 6'sı da yabancı. İlk
30 firma ise pazann yüzde 94'ünü kontrol
ediyor. Bunun da yüzde 14'ü yabancı şırket-
lere ait.
D r . C e n g i z Y u r t o ğ l u
Kabul için tanınan
4 yıllık süre az
İstanbul Haber Servisi-
Çokuiuslu ilaç şirketleri-
ne karşı başlattığı ucuz ilaç
kampanyası ile tanınan
Yurtoğlu Farma İlaç. San.
ve Tic. AŞ'nin Yönetrm
Kurulu Başkanı Dr. Cen-
giz Yurtoğlu, ülkemizde
1984 yılından bu yana uy-
gulanan 'gizii patent' uy-
gulamasının dünya ilaç
devlerinin ekmeğine yağ
sürdüğünü ıleri sürdü. 'Pa-
tentin kabulü'nün ahlaki
bir anlayış gereği olduğu-
nadikkat çeken Yurtoğlu,
"Ancak patentin ülkemiz-
deki kabulû için tanınan 4
jıllık süreçok azdır. Bbden
daha gelişmiş ülkeier için
tanınan 8-9 yıllık süre ül-
kemizde neden uygulan-
madu bu araşünlması ge-
reken önemli bir sonı-
dur"dedı.
TBMM'den sessiz se-
dasız çıkanlan Patent Ya-
sası'na yönelik eleştiriler
yoğunlaşarak sürüyor.
Türk Eczacılar Birligi'nce
sert bir şekilde eleştirilen
Patent Yasası'na ilışkin di-
ğer ilginç bir yorum da Dr.
Cengiz Yurtoğlu'ndan gel-
di. Dr. Cengiz Yurtoğlu'na
göre ülkemizde 1984 yı-
lından bu yana uygulanan
gizli patent uygulaması
sonucu eşdeğer ilaçlann
fiyatlan arasında yüzde
250-300'e varan farklılık-
laroluştu. Dr. Cengiz Yur-
toğlu, bu uygulama ve
özelliklenni şöyle sıralı-
yor: "28.12JŞ94 w 18619
sayılı Resmi Gazete'nin
84/8845 sayıb karan ile ül-
kemizin ithal ettiği ilaç
hammaddeJcrineadeta bir
patent uygulaması olana-
ğı getirilmiştir. Bunun so-
nucunda da aynı eşdeğer
ilaçlannfiyatlan îld iiç kat
artmıştır. Bunun anlamı
aynı ilaç hammaddesini,
A firması kilosunu 100 do-
lara ithal ederken aynı
hammaddeyi bulan B fir-
nıasının kilosunu 300-350
dolara ithal etmesine ola-
nak sağlanmışür. Bu uy-
gulama halen bütün htny-
bsürmüktedir. Bubakım-
dan çokulusiu ilaç şirket-
leri ve onlarla işbirliği ya-
pan diğer Uaç şirketleri bu
tür bir uygulama Ue Uaç-
ta hakn gizli patenti de-
vam ettirmektedirler ve
bunun sonucunda ülke-
mizde, dünyanuı herhan-
gi bir başka ülkesinde gö-
riilmeyen şekilde eşdeğer
Uaçlarîda fiyat farkİılıkla-
n görülmektedir.''
Kendi ülkelennde satış-
lan üzerinden yüzde 25-30
arasında kâr sağlayan ço-
kuluslu ilaç şirketlennin
ülkemizde uygulanan sa-
tış üzerinden yüzde 15'den
faizla kâr elde edememe
zorunluluguna karşın mil-
yonlarca dolarlık yatınm
yapmalannın şaşırtıcı ol-
duğunu vurgulayan Dr.
Yurtoğlu, yapılması gere-
kenleri şöyle sıralıyor:
-BuçelişkiyiSağlıkBa-
kanlığı ve TBMM mutla-
ka araştırmalıdır. Sağlık
Bakanhğı'nın dünyada bu-
lunan her yeni patentli ila-
cın ruhsatına müsaade et-
mesi ve ö/ellikk 1999 yılın-
dan sonra bu tür üaçlara
derhal izin vermesi bahis
konusu olmamalıdır. Bu-
gün ABD Sağlık Bakanb-
ğı ilaç bölümü (FDA), Av-
nıpa'da kullanılan birçok
patentli ilacı yıllar sonra
çok ckldi bir seleksryon-
dan gecirerek kabul etmek-
tedir. Bu bakımdan T.C.
Sağlık Bakanlığı da her
patent almtş ilaca ruhsat
vermemelklir."
Hindistan'da kız çocuklar bir yükolarak goruluyor. Çünkü kı/larım e\ lendiren aileler geleneklere göre oldukça yüJksek başhk parası ödemek zorunda kabyor.
Hindistan'da erkek doğmayan, ölüme mahkûm
Çeviri Servisi - Hindistan'm bazı bölgelerinde, anneler yok-
sulîuk yüzünden yeni doğan kız çocukJannı boğarak ya da dil-
lerine zehirli zakkum sürerek öldürüyor.
1 ocağa kadar, gebe kadınlar doğurmak istemedikleri kız ço-
cuklannı yasal olarak kürtajla aldırabiliyorlardı. Ama hükümet
yenı bir yasayla gebe kadınlann cinsiyet testi yaptırmasını ya-
sakladı. Hint otoriteleri artık ceninin cinsıyetinı belirleyen am-
nıosentez ve ultrason gibi yöntemlerin uygulanmasına izın ver-
miyor. Bu karann alınmasında rol oynayan en büyük etkenler-
den biri Hindistan kadın nüfusundaki büyük düşüş. Dünya ge-
nelinde 100 erkeğe 105 kadın düşerken, bu ortalama Hindis-
tan'da 100 erkeğe 95 kadına düştü. Bazı bölgelerde ise bu oran
100 erkeğe 85 kadına kadar düşmüş.
Hindistan'da 1 erkek cenine karşılık 1000 kız cenin kürtajla
alınıyor. Kız çocuklann öldürülmesi 1870 yıiında îngilizler ta-
rafından yasaklanmıştı ama bu gelenek hâlâ varlığını sürdürii-
yor. Kız çocuklar bir yük olarak görülüyor çünkü kızlannı ev-
lendiren aileler geleneklere göre oldukça yüksek baslık parası
ödemek zorunda kalıyor. Kızlannı öldürenler yalnızca yoksul
aileler değil. Unicef'e göre Haryana ve Pencap gibi iki zengin
bölgede 100 erkeğe 87 kadın düşüyor. Hindistan'a gelen turist-
leri en çok şaşırtan şeylerden biri de kadınlann azlığı.
Köylüler, geleneksel olarak kız çocuklara sahip olmayı para
ve yiyecek kaybı olarak görüyor. Çünkü kızlar büyüyor, evlenip
gidiyor ve kendi ailelerine hıçbır katkıda bulunmuyor. Bir ata-
sözü şöyle dıyor: "Kız çocuğu büyütmek komşunun bahçesini
sulamak gibidir.** Ama orta sınıf aileler bile erkek çocuklan kız
çocuklara tercih ediyor. Bir araştırmaya göre hastanelere getiri-
len çocuklann yüzde 84'ü erkek. Aileler kız çocuklannı ancak
ölmek üzereyken hastanaye getiriyor.
Amerika'da çahşan 'kalp sihirbazı' 35 yaşındaki Türk doktorun başansı
Dr.Oz9 uısana ıııekaııik kalp takma izni aldı
ÖZGENACAR
ANKARA-Amerika'da
''kalp sihirbazı'' denilen
35 yaşındaki Dr. Mehmet
C. Öz, kalp nakli yapma-
dan insanlara 45 gram ağır-
lığında bir mekanik kalp
takma iznini alarak yeni
bir başanya daha imzası-
nıattı.
New York'taki "Colom-
bia Presbyterian Hastahanesi"nde çahşan ve ge-
çen hafta boyunca hastaneden çıkmadan sürekli
olarak çeşitli ameliyatlar gerçekleştiren Dr. Öz'ü
bir boş anında bulduk ve son başansı hakkında şu
bılgilen aldık:
"Amerikan Gıda ve tlaç Yönetimi (FDA) daha ön-
cehayvanlarda başan iledenedigimi/,'Jarvik 2000'
adlı kalp pompası niteliğindcki mekanik kalbi in-
sanlarda da denenmesi volundaki önerimizi kabul
etti. Bu aygıtı önce biz kalp nakli yapüamayacak 120
insanda deneyeceğiz. Sağiayacağımız başan orant-
nın yüksekliğine göre FDA öteki insanlarda da kul-
lanılmasına izin verecek.''
Daha önce Ne\v York'ta kendisi ile yapüğımız bır
konuşmada Dr. Öz, kalp nakli yapılamayan hasta-
larda u
Jarvik7" adlı biraygıtın kullanıldığını, bu-
nun ağır ve kısa ömürlü olduğunu, aynca felce yol
açtığını söylemişti.
Dr. Öz zamanla oluşturulan ve sadece 800 gram
ağırlığındaki u
Thermo Cardiosystems Heartma-
te" adlı bir başka kalp pompasının devreye sokul-
duğunu da anlatmıştı. Bu aracın ıç yüzeyi paslan-
maz ve dümdüz olduğu için kan hücreleri metalin
yüzeyine yapışıyor ve üst üste tutuşuyorlardı. Da-
ha sonra bu pıhtılar kopup hastanın beynine ulaş-
tığında felce neden oluyordu. Bu olumsuzluğu gi-
dermek amacıyla aracın iç yüzü zımpara yüzeyi gi-
bi pütürlü hale geririlmişti. Aynca güçlü kalp pil-
lerinin hasta vücudunun dışında koltuk altında ta-
şınması gerekiyordu. Aygrt takıldığında hastanın ken-
di kalbı vücutta bırakılıyor, bu pompa hastalıkJı
kalbin yanında ek bir supap görevi yapıyordu.
Dr. Öz, çeşitli denemelerden sonra oluşturulan
ve sadece 45 gram ağırlığında "Janik 2000" adıy-
la tanınan bir pompa üzerinde uzun bır süre çalış-
tı. Bir insanın işaret parmağı büyüklüğünde ve bir
duş hortumu görünümündeki bu pompa ile ilgili ça-
lışmalan hakkında Dr. Öz şu bilgiyi verdi:
"Bu pompayı önce inekte denedik. Öteki aygrt-
lar büyük olduğu için çocuklarda vegençlerde önem-
li sorunlar yaratıyordu. Inekten sonra bu pompayı
koyunda ve en son olarak da geçtiğimiz yaz köpek-
te denedik. Başarüı sonuçlar ahnca bu konuda tam
yetkili olan FDA'ya, bu mekanik kalbin insanJarda
da kullanümasma izin vermesi için başvurduk. TCI
Heartmate denilen bu aracı FDA inceledL FDA, bu
aygıtı tıbbi müdahale ile kalp nakli yapılamayacak
120 hastada denememize 'olur' verdi. 120 hastada
alacağunız başan oraıunın > üksekliğine göre öteki
hastalardada kullanımınayine FDA karar \erecek."
Dr. Öz, "Böylece bu arastırma, insanlann kalp
nakli olmakstzın sadece mekanik kalple yaşayıp ya-
şamayacaklannı da ilk kez ortaya koymuş olacak-
ür" dedi.
Dr. MehmetÖz, ilk mekanik kalbin subat ayı için-
de adını vermediği bir gence takılacağını açıkladı.
Siyanürle
altın
çıkanmı
kitap oldu
İZMtR (Cumhuriyet
Ege Bürosu)-
Bergama'nın Ovacık ve
Edremit'in Havran
yöresinde siyanürle altın
çıkanmıyla ilgili
gelişmeler kıtap oldu.
'İzmir Çevre Hareketi
Avukatları'ndan Senih
Ozay, uluslararası altın
firması Eurogold'a karşı
verilen hukuk
savaşımını tüm
aynntılanyla gözler
önüne serdiği kitabına
Shakespeare'ın 400 yıl
önceki yaklaşımından
esinlenerek, 'İnsanhğuı
Ortak Orospusu Altın'
adını koydu.
Mudzesanşın
Türkiye'nin çevre
gündeminde önemli yer
tutan, başta Bergama,
Artvin olmak üzere
çeşitli yörelerde siyanür
kullanılarak altın
çıkanlması
tartışmalanna yazdığı
kitapla açıklık getiren
Senih Özay, kamuoyunu
uyanyor. Aİtını "Ona
dokunanı eriten,
kraUann başuıa taç,
kiminin de Idozetinin bir
parçası olan mucize
sanşuu." dıye
tanımlayan Ozay, "Altm
kraDığı IJdya'nın
krallanalün
kadehleriyle
zehirlenmedi mi?
Amerika'nm ilk
sahipleri altın yüzünden
bu hale gelmedi mi"
sorulannı yönlendirdiği
okuruna şöyle
sesleniyor:
"Bırakın şu sanyla hava
afmayT, kendiniz,
kendiniz gibi olun.
Dünyanın, hepimizin
hammaddesi toprak
bizim kalsuı. AJünı
gösterişe değil, tedaviye
bu-akın, bambaşka bir
değer yaratuı"
SOS Âkdeniz Derneği
Yayınlan arasında çıkan
kitap çevrecı örgütler
tarafından ilgiyle
karşılandı.