28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK 1996 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Bütçe Uygulaması, Enflasyonu Hızlandınyor Günümıizde Güney Amenka ulkelennde demokrasıyı boğan hızh enflasyonlann çok sayıda orneğı vardır Tum bu enflasyonlann, hesapsız kamu harcamalannın sonucu olduğu, şımdı kesınlıkle bılınmektedır. Prof.Dr.MUSTAFAAYSAN/ V Işletme Fakultesı 1 995 bütçe uygulaması, tüm tahmınlen aşarak enflasyon yangmının bır numaralı kö- rüğu durumuna donmuştur Yıl sonu gerçekleşme rakam- lan henuzelımızegeçmemış- se de kasım sonu rakatnlanndan anlaşıl- dığınagore, 1995 butçesı harcamalan yıl Msnuödeneklen vılbaşı odeneklertopla- mının(l 3katnl>onTL)yuzde 125'ı(l 7 katnlyon TL) oranına yukselmış olacak- tır 1995 malı yılı butçesının başlangıç açığıda(198tnlyonTL)fazlaydı Ancak yıl ıçınde açık vukselmış ve 300 tnl>on TL'ye yaklaşmıştır Bu harcama hızına göre çok duşuk du- zeyde kalan butçe odeneklennı harca- mayla uyumlu hale getırmek ıçın huku- metçe hazırlanan ek odenek kanunu. TBMM'ye sevk edılmış ve 6 Kasım 1995'te kanunlaşmıştır TBMM'ye 384 tnlyon TL tutannda onenlmış bulunan ek odenek tasansında 276 tnlyon TL gelır artışı ongorülmuş ıse de bu gelır artışı- nın sağlanacağıbeklenmemektedır Boy- lece "1995 mali \ılı devlet butçesi"nın başlangıç odeneğının yuzde ^0 undan fazla bır açık verecegı anlaşılmaktadır Bu olçüdekı bütçe açığı son 12 ayda yuz- de 90'ın üzenne yukselmış olan yıllık enflasyon hızının artmasını kaçınılmaz duruma getırmıştır Fıyat artışlanndakı hızlanma, yaz aylanndan ben sunnekte, ekımde aylık artış hızı yuzde 8'e yaklaş- mış bulunmaktadır Kasımdayüzdeö'ya \e aralıkta yuzde 4'e ınmış olan aylık ar- tışın, KİT urünlenne yapılacak zamlann seçım sonuna ertelenmesınden kaynak- landığı bellıdır ve ^on aylarda enflasyo- nun yıllık yuzde 100 oranındadalgalan- dığı gorulmektedır Erken seçım karan, 1996 malı yılı büt- çesının TBMM'den geçmesını de onle- mıştır 400 tnl>on TL açıkla TBMM'ye sunulmuş olan 1996 mal ı y111 butçesı ya- sa tasansının yasalaşabılmesı ıçın TBMM'degereklıçalışmalannyapılma- sı olanağı kalmamış, bunun yenne, 1996 yılının ılk dort ayı ıçın geçıcı bır bütçe ya- sa tasansı Meclıs'e sunulmuş ve kanun- laşmıştır Kanunda ongorulduğu bıçım- de 1996 yılının ılk4 aymda 1995 yılı but- çe odeneklenne gore harcama yapılacak- tır Halkavcısı(populıst)polıtıkacılanmı- zın. uzun enflasyon dönemı (1974'ten ben yılda en az yuzde 20 oranmda) ıçın- de bu buyuk ekonomık ve sosyal huzur- suzluk kaynağına karşı duyarlılıklannı yıtırdıklen gorulmektedır Artık Anka- ra'da enflasyonu duşurmek sozu edılmı- yor enflasyonu kotuleyenlere, "Arûk halk da alıştı, siz ne diye telaş ediyorsu- nuz" gıbı tehlıkelı teslım oluş sozlen soy- lenıyor Arasıra "enflasyon düşmanlan" eskımışhk, tutuculuk gıbı sozlerle de suç- lanmaktadırlar Bu duyarsızhk ve geçmışten ders al- maya dırenme duygusu, enflasyonu dur dunnanınenbüyukengelıdır Oysa,eko- nomı tanhı uzun enflasyon donemlen- nın, dünyanın tum huzursuzluklar, daha sonra rejım tartışmalan ve en sonunda toplumlann dağılması sonucuna vardı- ğını göstermektedır Bu alanda pek çok ornek venlebılır Osmanlı Imparatorlu- ğu, 19 yüzyılakadar dünyanın en buyuk ımparatorluğu olduğu halde 1918'de son bulan Bınncı Dunya Savaşı sonunda par- çalanmıştır Bu parçalanmada bırçok et- menın etkısı vardır En onemlı etmenler- den bın, 18'ıncı yuzyılın ıkıncı yansın- da madenı paranın *tağşişi"dır (altin pa- ra ıçıne, bakır ve gumuş gıbı daha az de- ğerlı madenlenn kanştınlması) Bınncı Dunya Savaşı oncesınde yaratılan kâğıt para (kaıme altının yenne geçen) ıle or- taya çıkan enflas>>onun da bu parçalan- mada rol aldığı söylenebılır Tanh. "Os- manlı parasının tağşişi"nde yabancı uy- ruklu danışmanlann da rolunun olduğu- nu yazmaktadır Bu alandakı ıkıncı çarpıcı ornek, 1920'lerın Almanyası'ndan venlebılır 19 yuzyıl sonunda dünyanın en guçlu devletlennden bın olan Almanya, bu sı ralarda ortaya çıkan savurganlık ve savaş- lar sonucunda 1920'lerde o zamana ka- dar dunyada görulmemış hızda bır enf- lasyonun pençesıne duşmuştur 1920'le- nn populıst polıtıkacılan, oldukça Iıbe- ral "AVeimer Anayasası"nın yarattığı oz- gurluk havası ıçınde ortaya çıkan savur- ganlıkla 1923 yılı ıçınde Reıch Mark'ın (o zamankı Alman parası) değennı kat- nlyonda bır oranmda çökertmışlerdır Ul- keyı bu enflasyondan kurtarmak, uzun emek ve zaman almış. ancak sonunda Hitier, seçımlerle ıktıdan ele geçırmış, 1945 'te ölunceye kadar ıktıdan elden bı- rakmamış ve dunyayı kana bulamıştır Gunumuzde Güney Amenka ulkele- nnde demokrasıyı boğan hızlı enflasyon- lann çok sayıda örneğı vardır Tum bu enflasyonlann, hesapsız kamu harcamalannın sonucu olduğu şımdı ke- sınlıkle bılınmektedır Ekonomık açıdan da zararlı olan enflasyonun, sıyasal ve sosyal sonuçlan, oyle küçumsenecek ve duyarsızlık gostenlecek gıbı değıldır 1995 butçesı ve 1996 butçesıne yaklaşım bıçımı üikcmızde enflasyonıst gıdışın kuçümsendığını ve bu konudakı duyar- sızlığın çok arttığını göstermektedır Er- ken seçım karannın arttırdığı harcama- lann, bu durumu daha da kötuleştırece- ğı kuşkusuzdur Oysa enflasyonun büyük sıkıntılannı ve facıalı sonuçlannı yaşamış olan Batı toplumlannda yaratılan enflasyon baskı- lanna karşı kamuoyu çok duyarlıdır Ör- nek olarak Almanya, bu duyarlıhk yu- zunden hukumetlenn yılda basabıleceğı banknot hacmını kanunla yuzde 2 oranı ıle smırlamıştır Bu yüzden 1994'te yıl- lık enflasyon hızı yuzde 2 5'e yaklaşın- ca yıl ortasından bugune kadar Alman- ya, hep bunun onlenmesı çarelennı ko- nuşur, tartışır olmuştur fjlkemızde hukumetler, yıllık hızı yuz- de 100'u bulmuş enflasyona karşı duyar- sız ve tepkısız kalmış olduklan gıbı, bu gıdışı davTanışlanyla koriikler hale gel- mışlerdır lşın uzulecek yonü, bu konu- da halkın ve kamuoyunun duyarlılığı da kalmamıştır Devlet bötçesinin başlangıç ödeneklerinin vüzde 30'unu aşmış bir butçe açığı ile seçıme gıderken Uçelerin ü yapılmasu yeni unrversiteler kunılmasL, toplumun bazı kesimlcnnc paralar 'hedı- ye' edilmesi, KİT fiyatlan artışlannın er- telenmesi, destekleme alım fivatlannın gereğinden yüksek tutulma.su işçi ve me- muriara seçim zamlannın \enlmesi, se- çim vatınmlannın hızlandırılması gibi yollaria dev let harcamalannın arttınlma- sı, enflasjonu y ukseltmekten başka jşe ya- ramayacaktır. Ç unku bu vollardan gelır len artanlar, bu gelır artışının yararlan- nı gormeden fıyatlaro kadar hızlı artrruş olacak kı, sonunda reel gelırlennın duş- mesı ıle yetınmek zorunda kalacaklardır Aralık sonu ıle ocak başında yapılan yuk- sek oranlı zamlar, bu surecın ılk belırtı- lendır Çunku harcamayı arttıran yukandakı hukumet davranışlan, devletın gelırlen- nın o oranda arttınlamayacağı bılınerek yapılmaktadır Enflasvonu onlemenin tek volu vardır: Harcamalarda kısıntı \apmak ve buvuk bir tasarruf hamlesinı başlatmak. Kurulucak hukümetın bu zor ışı başa- rabıleceğını umuyoruz ARADABIR MUHSİNE HELİMOĞLU YAVUZ Halkbılımcı- Yazar Bir Rektör!Wlr Nedim Gürsel'ın "Boğazkesen "ını buyuk bır ılgıy- le neredeyse bır solukta okurken karşıma çıkan bır sayfa, benı ırkılterek durdurdu, hanı neredeyse yolu- mu kestı O bolumu bır kez, bır kez daha okudum ve gunumuzle karşılaştırarak beş yuz yıl sonra ne du- rumlara duştuğumuzu gorup "tanfsız kederler" ıçın- de kaldım Sıze once olayı anlatmak ıstıyorum, son- ra da kedenmın nedenınt Hesabın tutkudan, aklın hırstan, becerının (hune- nn) cesaretten onde geldığı donemlerde, Fatih Sul- tan Mehmet, kendı yaptırdığı kullıyesının medrese- sınde, zaman zaman okuyup yazabılmek ıçın bır oda ıster Ne var bunda dıyeceksınız, koskoca padışah, ıster ve alır, sorgu sual olunacak değıl ya Şımdı sı- kı durun Sultanım" dedı muderrıslenn başı, "kelle- mı ıste, ama bır oda ısteme benden Sana şukran borçluyuz Bu bılım yuvasını armağan ettın bıze Ama ne mudernssın ne de molla 1 Sana burada oda ve- remeyız " Bre aman 1 O donemın rektorune bakın 1 Olsa da şımdı elını opsek Çok şaşırdınız değıl mı? Fatıh de çok şaşırmış elbette, bu hıç beklemedığı tavır karşı- sında, ama hıç bozuntuya vermemış "Ne yapmam gere>c"dıyesormuşyalnızca "Bır oda ıstıyorum Na- sıl olursa olsun, ama benım olsun, ben Sultan Meh- met'ın " Bu belırtılen ıkıncı ıstekten sonra, padışahı daha çok zorlamaktan korkarak 'rektor' un ona ıstedığı odayı vereceğını sanıyorsunuz değıl mı? Yıne yanıl- dınız Işte sıze yanıt "Sultan Mehmet'e değıl de Molla Mehmet'e bır oda vennz dılersen, ama sınav- dan geçmen gerek " Işte şımdı kelle gıttı dıyorsunuz değıl mı? Hayır, ha- yır yıne yanıldınız, bakın ne olmuş "Ve geçtı sınav- dan (Fatıh) " Deviet gucuyle de kılıç gucuyle de değıl, bılgısıyle hak ettı bu sade, bu sevımlı odayı Şımdı pencereden vuran ılkyaz guneşınde, sedef bır rahlenın karşısına bağdaş kurmuş kıtabını okuyor Ama ne kıtap Mehmet "Mesnevı"ye dalmış "Hey dostlar, yuzyıllar oncesının ortamına ve bu yureklı yonetıcıye bakın'"'demekten kendını alamı- yor Şımdı bulsak da elını opsek 1 Sız de en az be- nım kadar şaşırdınız değıl mı' Gunumuzdekı kımı unıversıtelerde değıl bır yazı (makale), bır kıtap yazmak, doğru-durust bır kıtap bı- le okumayan "kustah cahıller "ın oğretım gorevlısı ya- pıldığı yukseklısansvedoktoradıplomalarının "ulû- fe" dağıtıhr gıbı dağrtıldığı duşunuiurse, yazımın ba- şında soz ettığım "tanfsızkedenmın" nedenı de an- laşılır sanıyorum Yine gunumuzde akademık unvanlarla boylesıne "gonlunce" oynayanlan, unıversrtedekı eğıtımın-oğ- retımın, dolayısıyla da bılımın nıtelığını boylesıne du- şurenlen, tanh gelecekte nasıl yazacak dıye de ayn- ca merak edıyorum Ilk kez Bellini'nın portresınde gorup elınde kılıç yenne bır gul tuttuğun ıçın sevdı- ğım Fatıh, bu okuduklanmdan sonra, senı bır kez da- ha sevdım, ama ah bır de başvezınn Çandarlı Ha- lil'ın kellesını vurdurup mımar Yusuf Sinan'ın ellerı- nı kestırmeseydın1 Muzaffer Sencer'in Ardmdan PEN YAZARLAR DERNEĞİ ONAT KLTLAR'I ANMA TOPLANTISI ONAT KUTLAR ANL4TI ÖDÜLÜ TÖRENl Konuşmacılar: CENGIZ BEKTAŞ, AHMET CEMAL, ATİLLA DORSAY. ORHAN DURU, ŞUKRAN KURDAKUL, SABRİ KUŞKONMAZ, GAZAL KUTLAR, ONER YAĞCI, HILMİ YAVUZ Sunuş-Şiirler: GÜLSEN TUNCER - AYDIN HATlPOĞLU Belgesel Film Gösterimi Ödiil löreni KÜÇÜKSAHNE (Istıklal Caddesı, Beyoğlu) 16 Ocak 1996, Saat19 00 GİRİŞ SERBESTTtR NAZIM BAYATA Felsefe Öğretmeni T oplumbılımcı-yöntembılımcı Dr Muzaffer Sencer, 30 Kasım 1995 gunü Ankara'da genç denılecek bır yaştaoldü Ülkemızınenparlak bı- lım adamlanndan bın olan Scncer, oğretım uyesı olarak çalıştığı TO- DAılE'den (Türkıye ve Örta Doğu Amme ldaresı Enstıtüsü) emeklı olmuştu Emeklı olmasının ne- denı yazma>a bır turlu fırsat bulamadığı çok onemlı ona yakın kıtabı yazmak bır bılımsel araştırma ekıbı oluşturmak, daha önce yayımla- nan yapıtlannın yenı baskılannı yapmaktı Mu- zaffer, dınlenmek, bır kıyıya çekılmek ıçın değıi, ya^amının son donemını daha venmlı geçırmek ıçın emeklıye aynlmıştı Erken emeklıye aynl- ması kdrşısında kımı dostlan uzulmuşler, gen do- nup çalışması ıçın daha sonralan çok çaba gos- termışlerdı Bunlardan değerlı bılım adamımız Prof Dr Cahitl'alas Muzaffer e emeklı olmama- sı ıçın ncada bulunmuş ve hatta "Sen erken emek- li olmakla yazık edi\wr, hatta Turkiye'de bilime ihanet «üvorsun" demek zorunda kalmıştı An- cak Muzaffer emekhhğının ılk yıllannda bır grup eskı oğrencısmın katılımıyla oluşturduğu bır ekıp- le ve Türkıye Zıraat Muhendıslen Odası'nın kat- kı»ıyla GAP ldaresı adına büvük bır araştırmaya gınşti "CAPBotgesi'ndeloplumsalDegişmcEği- limleri Araşürması" adını taşıyan, yaklaşık bın beş yuz sayfayı bulan dev bır yapıt yayımladı Bu yapıt, nedendırbılınmez henuz yayın, bılım ve ka- muovunun dıkkahne ve yararlanmasına sunulma- dı' Muzaffer, yıne emeklılığınm ılk yıllannda, TO- DAlE'nınheryılyayımladığı "tnsan Haklan Yıl- lığı"nda "tnsan Haklan \-e Savaş" -Birieşmiş Mil- letlcr Bağlamında İnsan Haklan'" "tnsan Hakla- nndakı Geüşmeler''adlı her bın özgun bılımsel yazılannı yayımlamayı surdürdü Guvenılır bır çev ın ve akıcı bır Türkçeyle Pans Şartı'nı bıze ka- zandırdı Onun en son yazısı -hastalığının son aşamasında yazdığı- Cumhunyet gazetesının 15 Eylul 1995 gunlu sayısında çıkan ve ıkı gun su- ren "Doğu Raponı'nun Eleştirisi" adlı yazıdır TOBB adına Prof Doğu Ergü'ın hazırladığı ve o günlerde cıddı tartışmalara neden olan raporu, bu yazısında Muzaffer Sencer, tam bır bılım adım (toplumbılımcı-yöntembılımcı) kımlığı ve yak- laşımı ıle eleştırdı Soz konusu raporun bılımsel bakımdan eksıklıklennı, hatalannı, yanlışlannı ve taraflılığını tam bır bılım adamı cıddıyetı ve so- rumluluğu ıle ortaya koydu Muzaffer Sencer, 1940 Istanbul dogumluydu Kendısıyle otuz beş yıllık bır dostluğum vardı Is- tanbul Unıversıtesı Edebıyat Fakultesı Sosyolojı ve Felsefe bolumlennde aynı yıllarda( 1959-1%3) oğrenım görmuştum O, Istanbul'un o zamankı seçkın lıselennden Pertevnıyal Lısesı'nı bıtırmış- tı Bu lısede ünlu felsefe öğretmenı Ihsan Kon- gar'ın(Prof Dr EmreKongar'mbabası)oğren- cısı olmuştu Kongar'ın oğrencısı olması felsefe- sosyolojı bölumunu bılınçlı seçmesınde de etkılı olmuştu 27 Mayıs Devnmı oncesınde ve sonrasında su- ren oğrencılığımız sırasında tum sıyasal-toplum- sal olaylardan gelışmelerden etkılenmış bır ku- şaktık Muzaffer, felsefe-sosyolojı bolumunün en çalışkan, en zekı, ışı en sıkı tutan oğrencılennın başındavdı Ustelık genışlığıne ve dennlıgıne bıl- gısı, bılıncı, yakışıklılığıvla bolumun en dıkkate deger bır oğrencısıydı Mezun olur olmaz Prof Dr Nurettin Şa/i Kosemihaltarafından sosyolojı kursusüne asıstan olarak alındı Muzaffer, bıryan- dan Osmanlıca, bır yandan bırkaç yabancı dılı kı- sa zamanda Öğrendı Ozgün bılımsel koy araştır- malan yaparken bolume bır hareket getırdı Oğ- rencılennen ıyı bıçımdeyehşebılmelen ıçın uzun uzun okunacak kıtap lıstelen hazırladı Sosyolo- jı kürsüsünu, 1964 yılında evlendığı Oya Ba>dar (Sencer) ıle bırlıkte Edebıyat Fakultesı'nı ve hat- ta tüm Istanbul Unıversıtesı'nı Türkıye'nın temel sorunlannın ele alınıp tartışıldığı bır odak duru- muna getırdı Ve 1967 vılında hazırladığı "Sos- yal Sınıf Kriterieri Üzerine Eteştirmeü Bir Dene- me" tezıyle "Dr."unvanını elde ettı Muzaffer, daha genç bır bılım adamıyken 1970'lerden önce yaptığı özgun bılımsel araştır- malarla une kavuştu ve onemlı oduller kazandı Orneğın, Turkiye'de Toprak Mülkıyetı Sorunu (Oya Baydar'la bırlıkte, Mıllıyet gazetesı, Kara- can Armağanı), Dının Turk Toplumuna Etkılen (Mıllıyet gazetesı, Karacan Armağanı) Muzaffer, bılım adamı nıtelığını hep koruyarak Türkıye'nın 1960'lardan sonra gundeme gelen tum toplumsal-sıyasal-güncel-ıdeolojık tartışma- lanna koşut temel konularda değerlı bılımsel araş- tırmalar yaptı, yapıtlar verdı Yukanda anılanlar dişında ışte başlıca yapıtlan • Vakıflı Köyü Monografisı (Ortak çalışma), • Turkıye'de Kövluluğün Maddı Temellen, • Sosyal Sınıflar-ICnterler ve Gostergeler, • Turkiye'de Sınıfsal Yapı ve Sıyasal Davranış- lar (May Yayınlan, 1974, Alan Araştırması) • Yontembılım Soziuğü (TDK Yayını, 1981), • Toplumbılımlerde Yontem (3 Bası, Beta Ya- yınlan, 1989 622 büyuk boy sayfa), • Belgelerle İnsan Haklan (Beta Yayınlan, 1988. 512 buyuk boy sayfa) • İnsan Haklan ve Savaş (TODAtE Yayını, 1990), • Bırleşmış Mılletler Bağlamında İnsan Hak- lan (TODAİE Yayını, 1991) • İnsan Haklanndakı Gelışmeler(TODAlE Ya- yını, 1990 ve 91) Yaşamı boyunca Istanbul Unıversıtesı Sosyolo- jı Kursusu'nde yırmı yıla yakın sure TODAIE'de yuzlerce oğretmen, yonetıcı yetıştıren Muzaffer çok değerlı, tıtız bır öğrehnendı de Doğrudan ve kıtaplan yoluyla genış bır kıtlenın eğıtıcısı- oğretıcısı olmayı başarmışhr Dahası onun etkısı ve onemı her bın bugun de değerlennı koruyan yapıtlanyla ılenkı yı1larda da sürecektır Muzaffer, bır bılım adamı olma yanında yaşa- mı boyunca hep ılenden, aydınlıktan, demokra- sıden, însan haklanndan yana oldu Bılımın, eğı- tımın kalıcılığına ınanıyordu Toplumsal ve sıya- sal tüm sorunlara, gelışmelere denn ılgısı vardı Ülkesmın ve halkının mutluluğu ıçm üstun yete- neklenyle hep çalıştı Daha venmlı olmak ıçın hep huzuranyordu Uç evlılık yapmıştı Son yıllannda Ankara'da üç ev değıştırmıştı Son oturduğu evı, babasından kalan mıras payı ıle almıştı Sobalı bır evdı, yenı bır semtte, gelışmemış bır çevredeydı Oraya kıtap- lanyla, dostlanyla daha ıç ıçe olabılmek ıçın, ye- nı yenı araştırmalar yapabılmek ıçın taşınmıştı Yazamadığı, uretemedığı ıçın once huzuru kaçtı, sonra da sağlığı bozuldu Çok sıgara ıçıyordu Tek avuntusu akşamlan ıçtığı bır ıkı kadeh rakı olmuştu son gunlennde Sonra onu ıçemez oldu Akcığer kansen, onu en venmlı, en huzurlu v e en mutlu olabıleceğı bır zamanda ehmızden aldı lnanıyorum kı Muzaf- fer'ınulkemızbılımıneveözellıkletoplumbılımı- ne, yöntembılımıne, insan haklan savaşımına kat- kılan yapıtlanyla, yazılanyla bundan boyle de sürecek' PENCERE TARTIŞMA Medya ve Sosyalistler S eçımler oncesı günlerde ortahğın nasıl bır toz duman ıçınde olduğunu, bır mılletvekıllığı koituğunu kapabılmek ıçın nasıl duzeysız ılkesız, hatta çırkın bır savaşımın surdurulduğunu bırlıkte gozlemektev ız Basında ve TV ekranlannda bu düzeysızlığın sayısız orneİclennı ızledık Bırçoğu buyük sermayenın gudumunde ve denetımındekı ozel TV kanallannda çeşıtlı partı temsılcılen boy gosterdıler Bu ulkede bır kultür devnmının gerçekleştınldığıne, ulkenm bır büyuk devnmcının onderlığınde aydınlanmayı yaşadığına ınanmak guç Karşı devnmın bu denlı yaygınlaşarak medyayı bu denlı egemenlığı altına alabılmesı şaşırtıcı Nurcular, cumhunyetın ve devnmlenn açtığı yoldan ulaşılan demokrasıden yararlanarak cumhunyete ve onun kurucusuna en ağır dılle saldınyor ve onu yıkmak, yok etmek kararlılıklannı dıle getınyorlardı Kadınlarla bır arada oturmayı reddeden tanımlamakta guçluk çekeceğımız ınsanlara, ratıngı yuksek bır TV kanalında ozel stüdyo açılıyor ve halka laık cumhunyet temellennı nasıl dınamıtleyeceklen dınletılıyordu Şovenıst, bağnaz, şenatçı güçlere ekranlar açık, onlar uygarlığa, hümanızmaya, çağdaşlığa, akla, bılıme karşı saldınlannı sınırsız bır ozgurlük ıçınde surduruyorlar Ama uygarlıktan halktan, emekten yana somuruye, sermaye egemenlığıne karşı olanlara ekranda pek yer yok Uç hafta once pazar gunu bın kadar ınançlı insan, ınançlı sosyalıst, gorkemlı bır toplantı yapıyorlar Toplumu karanlığa değıl, aydınlığa, bağnazlığa değıl, hoşgöruye, çoğulculuğa, çeşıtlılığe, tutsaklığa değıl özgurlüğe, sömurüye değıl, eşıtlığe, kırlenmeye değıl, annmaya, savaşa değıl, banşa taşımak ısteyen sağduyuyu, aklı çağdaşlığı, bılımı dıle getıren bır toplulukbu Toplumu ılkellığe, ortaçağ karanlığına çekmeye çalışanlara karşı durmaya, halkın, emeğın yanında yer almaya kararlı, globalleşme yutturmacasına yenı dunya duzenıne teslım olmayacak bırtopluluk Ama Cumhunyet, Evrensel gazetelen gıbı bır ıkı ıstısnası dışında elı kolu bellı odaklara bağlı medyada çık yok 1000 kadar aydın ınsanm katıldığı bu toplantıda her bın gerçekten dıkkate değer, her bın zengın ıçenklı konuşmalar yapıyor Beynınm ışığını satılığa çıkarmamış çıle çekmış, acı çekmış ama ağır bedeller ödeyerek tutarlı kalmayı, ayakta kalmayı başarmış bu msanlann haykınşlanna medyada yer yok TV kanallan soz etmıyor bu gorkemlı toplantıdan Nıçın sıyaset meydanında halka hıtap edemıyor bu ınsanlar, nıçın sadece ıçlennden bır ya da ıkısı toz duman ıçındekı bır ortamda guçlukle bırkaç soz soyleyebılıyoriar Nasıl duymazhktan gelır bunca TV kanalı bu sesı manılır gıbı değıl Türkıye'nın ılencılen, sosyahstlen, sahte değıl gerçek Ataturkçulen seslennı duyuracaklan bır TV kanahna sahıp olmalıdırlar tez elden dıyorum Prof. Dr. Coşkun Özdemir NÂZEVIHİKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKH SÖYLEŞİ Açılım Yaymları'run davetlısı olarak ulkemızde bulunan Nâzım Hıkmet'ın yakın arkadaşt, ttalyan- ca çevırmenı, yazar, femmıst, polıtıkacı JOYCE LUSSU'nun Atatûrk ICiıltur Merkezı OdaTıyatro- su'nda bugun saat 18 OO'de "Joyce Lussu ve Nâ- zım Hıkmet" konulu soyleşısı (Gmş serbesttır) l BAKIRKOV2.SULH HLKLIK HÂKtMLİĞl'lNDEN 1994/1148 Davacı Makbule Şahm tarafından açılan vası tayı- nı davası sebebıvle Mahkememızce venlen 994 1148-99S43sayılrka- rar ıle Karaman Başvavla KiilakovuC083 01 S 57 K 19 da nufusa kayıtlı Mustafa Nurettin Senn'ın vesavet altına alınarak kendisıne ablası Makbule Şahın vası olarak tayın edılmıştir Itırazı olanlann >ukanda numarası >azılı dosyaya muracaat ehnele- n akbi lakdırde kesınleşe- ccgı hususu ılan olunur 6 2 1995 Basm 65801 ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo 1995/585 Davacı Malıye Hazmesı vekılı tarafından davalı Alı Kurt aleyhıne açılan Antalya merkez Güzeloba koyu 5996 ada, 2 parselın davalılar adına olan tapu kaydının ıptalı Hazıne adına tescılme karar venlmesını talep eden ışbu davadılekçesı davalı adına teblığe venlmış. olup, bu adresınde teblığ edılemedığı gıbı zabıta araştırmasında da adresı tespıt edılemedığınden ılanen teblığıne karar venlmış olmakla, Davalı Alı Kur'a ışbu dava dılekçesı yenne kaım ol- mak üzere ılanen teblığıne, duruşmanın bırakıldığı 27 3 1996 gunu saat 11 lO'dakıduruşmayabızzatgelme- sı veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmedıgı takdırde yargilamaya yokluğunda devam olunup karar venleceğı (HUMK'nun 509 Md ) hususu ılanen teblığ olunur 22 12 1995 Basın 65795 Bu Kaçıncı Terör Yazısı?.. Tespıh yıne moda oldu, herkesın elınde goruyo- rum, şakır şakır çekıyoriar Tespıhın tanelerını bırbırıne bağlayan başlığa ıma- me denır, 99'luk ya da 33'luk olur tespıh, "ya sabır" çekmek ıçın bıre bırdır Otuz yıldan ben ya sabır çekıyoaız / Teror Cınayet.. Faılı meçhul Gozyaşı . öfke Tepkı Bır koşe yazarı, otuz yıldan ben teror ustune ya- zarsa anlamı nedır? • Otuz yıldan sonra done dolaşa nereye geldık7 ? Işadamı Ozdemır Sabancı gokdelende, gazetecı Metın Göktepe gozaltında olduruluyor; ertesı gun gazetelerde otuz yıldan ben yıneledığımız başlıkları okuyoruz: "Yeter artık!." "Bu acılar son olsun' " "Kahrolsun devlet teroru1 ." "Terorun her turiusune karşıyız1 " , "Terore laneV " Otuz yıldan ben yınelene yınelene yıpranan, tırfil- lenen, havı dokulen sozlerı 2000'e 4 kala bır kez da- ha yınelemek zorunda kalışımız, ıçınde yaşadığımız kanlı tragedyanın tuyler urperten ıçenğını gozler onu- ne senyor, teror, hayatımızın bır parçası oldu. Teror kurumsallaştı. Kokleştı Yapısallaştı. Dokusallaştı • Terorun onune geçılebılır mft ! Bu gıdışle hayır1 ; Sabancı gokdelenınde cınayet ışleyenler, 197O'lı yıllarda doğmuşlar Teror, onlar doğmadan once de bu toplumun gun- demınde bırıncıl sorundu Evrensel gazetest muhabın Metın Göktepe'nın go- zaltına alındığına ılışkın kuşku mu var? Zıverbey ışkence koşkune ben 1972 yılında gır- dım Eve gelen gorevlı uç polıs Bınncı Şube'dendı; ama, gozaltına alındıktan sonra nereye goturuldu- ğumu kımse bılmıyordu, ne Istanbul Valısı nede An- kara'dakı Başbakan Aradan kaç yıl geçtı? . Metın Goktepe'yı polıs almış, ne yapmış? Ne et- mış? Nereye goturmuş? Dovmuş mu? öldurmuş mu?. Kım bılebılır? . • 2000'e 4 kala Turkiye'de 150 bın polıs var, Avru- pa'da çoğu devletın ordusundan buyuk 1 Ne var kı 250 bın polıs olsa terorun onune geçemez Teror, toplumsal ve ekonomık yapıdan kaynaklanıyor, sos- yal dokudan turuyon ışsız mılyonlar, servet-sefalet uçurumları, vahşı kapıtalızmın kışkırtıcı goruntulen, devlet duzenı dışında yaşayan kıtleler, goç dalgala- nyla kentlen kuşatan tapusuz, kutuksuz, numarasız kondutar eylemcı turetıyor Otuz yıldan ben bu ulkede, bılınçlı ya da bılınçsız^ terore yatınm yapılıyor ' Bılmem kı yazdığım bu kaçıncı teror yazısı?.. KIRMIZIBALIK ÇOCUKEVLERl VE KULÜP AÎLETOPLANTILAR1 V "ÇOCUKLAR, YALAN SÖYLER Ml? KÜFÜR EDER Mİ'' ÇALAR M P " Konu Sunuşu Danışman Dr. ERDAL ATABEK Kıımızı Balık aılesı davetlıdır Dışandan katılacaklann telefon etmesı nca olunur Tanh 21 Ocak 1996 Saat 12 00 Yer Kalamış Fener Caddesı Gazı Mehmetçık Sk No 7 Fenerbahçe (Nurettin Teksan Okulu Karşısı) ŞEBİNKARAHtSAR KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN 1993/35 Davacı ılçenm Kınık koyunden Huseyın oğlu Tev - fik Koçyığıt vekılı Av Bulent Aydın tarafından da- valılar ılçenın Kınık koyunden Huseyın oğlu Dursun Ulutaş, Surun Ulutaş, kızı Gülhanım Kılıç, Cemıl oğ- lu Necatı Kuru, Ramıs Kuno, Hıcabı Kuru, Hulusı Ku- ru ve llhan Dıren aleyhıne açılan kadastro tespıtıne ıtıraz davasmın mahkememızde yapılan duruşması sı- rasında venlen ara karan gereğınce, Davacı vekılı tarafından mahkememıze venlen 7 12 1993 tanhlı dava dılekçesıyle, kadastro çalış- malanna sahne olan Kınık koyu, Susuz mevkıınde bulunan 130 ada 85 No'lu parsel ıle Gürluk mevkı- ınde bulunan 113 ada 32 No'lu taşınmazlann dava- lılar adına tespıt edıldığını. ışbu taşınmazlardan 113 ada32 parsel No'lu taşınmaz Sefer 1281 tanh, cılt 31, sayfa 246/66, sıra 137'de, 130 ada 85 No'lu taşınmaz- da Sefer 1281 tanh, cılt 31. sayfa 246 66, sıra 135'te müvekkılının munsı Dıyarbekırlıoğullan Mehmet ve tbrahım adına tapuya kayıtlı bulunduğunu, 130 ada 85 No'lu parsel ıle 113 ada 32 No'lu parselın davah- lar adına yapılan tespıtın ıptalı ıle taşınmazlann Se- fer 1281 tanh, 137, 135 tapular gereğınce müvekkı- lının munslennın mırasçılannın adlanna tapuya tes- cıl edılmesıne karar venlmesmı talep etmıştır llgılı dava dılekçesı davahlardan, Şebınkarahısarıl- çesı, Kınık koyunden Sadullah oğlu llhan Dıren adı- na dava dılekçesı ıle bırlıkte duruşma gununu bıldı- nr davetıyenın teblığ edılmedığı, yapılan adres araş- tırmasında da açık adresının tespıt edılemedığınden, mahkememızın 1993/35 esas sayılı dava dosyasının duruşması 13 03 1996 gunu saat 9 00'a bırakılmış olup, yukanda ısmı yazılı şahsın bızzat kendısının ha- zır bulunması veya kendısını bır vekıl ıle temsıl et- tırmesı, temsıl ettırmedıgı veya duruşmada da hazır bulunmadığı takdurde duruşmalann yokluğunda ya- pılacağı ve karar venleceğı hususu HUMK'nın 313/2 md 'sı uyannca teblıgat yenne kaım olmak üzere ılan olunur Basm 65767
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle