27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 1996 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Org. Karadayı: Kalplerden geçeni söyledim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Başkanı Orgenera) İsmail Hakkı Karadayı. 24 aralık erken genel seçimleri önce- si ve sonrasında yaptıği de- ğerlendirme/ere ılişkin ola- rak "Kalplerden geçeni söy- tedim" dedi. Orgeneral Karadayı. Cumhurbaşkanı Süle\man Demirerin Çankaya Köş- kü'nde verdiği yeni yıl re- sepsiyonunda, gazetecilerin koaJisyon çalışmalanna iliş- kin sorusuna. "Siz gelişme- leri bizdcn daha iyi izlıjorsu- ntız" karşılığını verdi. Orgeneral Karadayı. se- -çimden önce Bolu'da, sonra da Kayseri "de \ aptığı konuş- maların anımsatılması üze- rine, "Kalplerden geçeni "söyledim" diye konuşru. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı. Bo- lu'daki 2. Komando Tuea- yı'nda22 Aralık 1995 tari- hinde yaptığı konuşmada. özetle şu görüşlere yer \er- Tnişti: "Türk Silahlı Kımetieri (TSK), Atatürk milliyetçili- ğine bağlı, O'nun ilke ve in- kılaplarının \orulmaz bek- çisidir. TSK,eesaretiyle,atıl- ganlığıvla, inanenla. itika- dıyla büyüktür. TSK. çağ- daş. demokratik. laik düma görüşünü benimsediği, her türlü bağnaziık legericiliğin karştsında bulunduğu ve ile- rici olduğu için büyiiktür." Org. Karadayı. Kayserı I. Komando Tugayı'nda 28 Aralık 1995 tarihindeyaptı- ğı konuşmada da şu değer- lendirmeyi yapmıştı: "TSK, içeriden ve dışan- dan gelebilecek her fürfü tehdit te tehlikeye karşı de- mokratik. laik \e sos\al bir hukuk de\leti olan Türkiye Cumhurheti devletinin gü- venliğinin de teminatıdır. Önce de sövlediğim gibi TSK, çağdaş,laik vedemok- ratik bir diinyagörüşünü be- nimseyen, her türiü bağna/- lık ve gericiliğin karşısında bufunan. ilerici karaktere sa- hip sarsılmaz bir güçtür." Kemalizm tartısıldı Karakaş: 6 okun 3 'ü işlevsizleşti İstanbul Haber Senisi - Sosyal Demokrası Vakfı'nın (SODEV) düzenledıgı top- iantıda "Kemalizm" tartışıl- dı. Doç. Dr. Taha Parla'nın Kemalızmı "orta boy biride- oloji, statik bir yapı \t yasak- çı" olarak nitelendırmesı tar- tışma yarattı. Bu savı doğYu bulmayan SODEV üyelerı. •'Kemalizm statik değildir. Büriin ideolojiler degisen ko- şullara göre »enileşip dönü- şürken Kemalizmin değiş- mezJiği düşünülemez" görü- şünü dile getirdıler. SODEVin penyodik ola- rak üyeleriv le sürdürdügü tar- tışma topİantılannın pazar günkü bolümünde "Kema- lizm >e sosyaldemokrasi" tar- tışıldı. Selımpaşa Famıli Mo- tefde \apılan toplantıya ko- nuk konuşmacı olarak katılan Doç. Dr. Taha Paria, Kema- Panel lırm ıle sosyal demokrasi ara- sında bir benzerlik olmadıgı- nı savundu. SODEV üyelen ıse bu ıddı- aya karşı çıkarak Kemalizm <le sosyal demokrasi arasında temel bir çelişkı olmadığını vurguladı. Toplantıvakatılan SODEV Gcnel Başkanı \e CHP İstan- bul Mılletvekili Ercan Kara- kaş da yaptıgı konuşmada, şunlan sö\ledı: "Kemalizm ve 6 ok, CHP'nin tarihidir. Bütün sos- yal demokrat parriler kendi tarihlerine sahipçıkmıştır. Biz de çıknonız. Ancak değisen dümaveyurtkoşullanndabu ilkeleri gözden geçirhor. sos- yal demokrashle bağlaşıkiığı ya da benzeşikliğini irdelno- ruz. 6okun üçünün arbkişie>- sizieşriğineilişkin birgöriiş de oluşmaktadır."" "''' '" Üniversitelîler örgütlenınek îstîyor İstanbul Haber Senisi - Cnıversite ögrencileri, örgüt çatısı altında toplannıak \e üniversite yönetiminde söz sahıbı olmak istiyor. Geçmış yılların öğrencı liderleri de gençlerin örgütlenmeleri. üni- versite yönetimıne katılm'ala- n ve polıtıkaya gırmelen ge- rektıgını belirttıler. "Türkiye'de L niversite Öğ- renci Hareketjeri Den«imi". dün İstanbul Lnnersıtesı Tıp Fakültesi Öğreneı Birlığı Sos- yal Eğitım Komısyonu"nca düzenlenen panelde tartısıldı. Panelekatılan, 1955-56 vılla- rında J.C. Tıp Fakültesi Tale- beCemiyeti başkanlığmı yaf>- mış olan ünı\ersite rektörü Prof. Dr. BülentBerkarda. es- ki Türkiye \filli Talebe Fede- rasyonu Başkanı Prof. Dr. Nu- rettin Sözen. eski Türkive Milli Talebe Federasyonu Ge- nel Sekreten Prof. Dr. Kayı- han .Aydoğmuş. eski Milli Türk talebe Birliği Genel Başkanı Rasim Cinişli. eski Ankara C'nıversitesi Öğreneı Birlığı Genel Sekreteri vega- zetemiz yazan Oral Çalışlar ve Istanbul Tıp Fakültesi öğ- rencisi Gökhan Teker. dene- v imlerini \e anılannı aktardı- lar. Berkarda. bugün ünhersı- tede örgütlenme diye bir du- rumun söz konusu olrnadığı- na dikkat çekerek "Üniversi- te gençligi örgiitJeıımeli. ög- renciler yönetime kanJmalı <e gençlersKaseteginneli" ded ı. Çalışlar. gençlerin her za- man "tehlikeli unsurlar" ola- rak görüldüğünü. onları mümkün olduğu kadar dü- şündürtmemenin yollarının arandıgını \e gençligi sustur- ma önlemlerinin vahirn so- nuçlarının yaşandığını söyle- di. Çalışlar. şunlan söyledı: "Siyasal Bilgiler yönerim kurulunda dörtprofesör. dört doçent. dörtasistan ı e dört ög- renci \ardı. Fakülte>i birlikte \öneti>orduk. Hiç de kötü so- nuçlar almadık. 'Yaşlı' kafa- lar hep önlem ve \asak üzeri- ne va/ıştık/an için Tiirkive po- lis de\feti haline geldi. fürki- >e değişim, demokrasi ve öz- gürlük isti\or. Türki\e biriki- mivle demokrasi>izoıiu\or. a- ma küflenmiş, paslanmış bir yapı Türkiye'nin değişen di- namiğinin önünde dikilhor. Bunun önünü açacak olanlar yine gençlerdir." Sözen de başkanlığını yap- tığı federasvonun gerçekleş- tirdiği etkınlikleri anlamktan sonra şunlan söyledı: "Bugünöğrencilerinörgüt- leriyok. ünhersitetönetimin- de temsil edilmhoriar. si>a$al partilere üve degiUer. Bti bü- vük bireksiku'ktir. 1980'ierde başlafılan depolitizasyon \e antidemokratjk donemle bir- likte bütün >apılar ortadan kaidınidı. İ niversite gençliği shasetie uğraşmalı. ülkenin kaderineağıriığını koymalıdır. Öğrencilerin ve asistanların üniversite \önetimindesöz sa- hibi oiacağina inanı\orum." Teker ise engellere rağmen örgütlennıeye çalıştıklarını belirterek "Gerici ve ülkücü olmadan örgütlenmeye çalışı- >oruz arna bunun yotlan tı- kanmış durumda" diye ko- nu^tu. Zorunlu tasarruf Odemeler şubat aymda yapılacak G Ü N D E M MLSTAFA BALBAY ANKARA (,\A) - Kamu- yunda "zorunlu tasarruf larak bilinen. kaldırılması önünde \asa tasansı da ha- ırlanan "Çalışanlann Tasar- ııflannı Teşvik Hesabı^nda riken paranın aitıncı nema- nın şubat ayında ödenmesi in hazırlık yapıldıgı öğre- Idi. Nema ödemesi için Yük- k Planlama Kurulu (YPK) ran gerekiyor. Yasal olarak nemanın en ; nisan ayına kadar öden- •si gerektiğini belirtenyet- iler. nema ödemelerinin ıdiye kadar şubat ayında yapıldığını ve bunun gele- neksel hale geldigini \ urgula- dılar. Aitıncı nemanın da bu yıl şubat ayında ödenebileceğini belirten yetkililer. şubat ayı- nın, 1 ocakta mali yılbaşın/n başlaması \e hesaplann daha kolay izlenmesi nedeniyle tercih edildigini söylediler. Verilen bilgivegöre. en son uygulanan nema oranı ise yüzde 211.81 olarak belirlen- di. ' Ancak, şubat aymda öde- melerin yapılması durumun- da nema oranı yeniden belir- lenecek. • Baftarafı 1. Sayfada Cezayir'de son üç yılda öldürülen ga- zeteci sayısı 30. Türkiye'de ise 1990 yılı başından bu yana öldürülen gazeteci/erin sayı- sı 25'i buldu. Önceki gün terörün başkenti istan- bul'da iki olay meydana geldi. Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel ta- rafından görkemli bir törenle açılan Sabancı Center, Batı'nın ve ABD'nin büyük kentlerindeki holdinglerin mer- kezlerini aratmayacak bir görüntüye sahip. Aynalı ve havalı iki bina. Çevresin- de kuş uçurtulmuypr. Birkaç derece- li güvenlik sistemi. Özel katlar aynca korumalı. Verilen bilgilere göre, ancak aile çevresinde ve üst düzey yöneticiler- debulunan manyetik kartla girilebilen 25. kata çıkan teröristler, altı karde- şin en küçüğü Özdemir Sabancı yı, Toyota-Sa'nın Genel Müdürü Haluk Görgün'ü ve sekreter Nilgün Hase- fe'yi öldürdüler. Aynı gün, Evrensel gazetesinin mu- habirlerinden Metin Göktepe birçay bahçesinde ölü bulundu. Göktepe, Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen tutuklulann cenaze töreni sırasında gözaltına alınıp Eyüp Spor Salonu'na götürülmüştü. Gazete yö- neticilerinin tüm çabalarına karşın serbest bırakılmadı. Göktepe, önce- ki gece "ölü" olarak serbest bırakıl- dı. Eğer polis kayıtları doğruysa Gök- tepe, spor salonunda atılan dayak Terör, Gazeteci ve Işadamı sonucu fenalaştı. Ancak Göktepe, "Gözaltmdayken ölmeyeyim, ayıp o/ür"diyedüşündü. Polis, akşam du- rup dururken serbest bırakma karan aldı. Dışarı çıktı. Eyüp Çay Bahçe- si'nde bir sanda/yeye oturdu ve.. öl- dü... Sabancı Center ve Eyüp'teki terör olayı arasındaki tek fark, ikincisinin çok "acemice" işlenmiş olmasıdır. Türkiye'yi gözaltında ölümlere alış- tırdılar. Görünen o ki, yöntem değişik- liğine gidiliyor; gözaltına alınıp ser- best bırakıldıktan hemen sonra "ken- diliğinden" ölüm. Biz "acemice" di- yoruz, ama belki bu daha "temiz". Polis kayıtlarına göre Göktepe, çay bahçesinde otururken durup durur- ken öldü. Bakanlar Kurulu, iki ay sonra ilk kez, istanbul'da meydana gelen te- rör olaylan nedeniyle toplandı. Eko- nomik depreme, cezaevi olaylanna tınmayan Bakanlar Kurulu, Sabancı ailesine yapılan bu saldından çok et- kilendi ve hemen bir araya geldi. Bize, "Bu memleketin başına, Ba- kanlarKurulu'nu toplamakdurumun- da bırakacak bir bela gelmesin" di- leginde bulunmak kalıyor. Iş âlemine ve basına yönelik bu sal- dından alınması gereken birdizi ders var. - Eğer demokrasinin tüm kurumla- nyla yerleşmesini istiyorsak terörün hertürlüsüne, ama hertürlüsüne kar- şı çıkmak durumundayız. "Şunlarya- pılırsa ders o/ur, bunlar yapılırsa ters olur" diyemeyiz, dememeliyiz. Zira terörün ne zaman kimin canını yaka- cağı belli degil. - Terörün tek bir kaynağı yok. Bu bağlamda, "Devletten yana mısın, değil misin" sorusu çok yanlış. Tüm duyarlı insanların, bunun yerine, "7e- rörden yana mısın, demokrasiden yana mı" sorusunu sorması gereki- yor. - Kimse, "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" diyemez, dememeli. 25. kata kadar tırmanabilen terör, bu yüzünü bir kez daha gösterdi. - Bugünkü siyasal yapı içinde han- gi görüş iktidara gelirse gelsin bir po- lis örgütü kuracaktır. Insanlık, henüz her şeyi özdenetimiyle çözebilecek bir aşamaya gelmedi. Bu, on yıllar belki yüzyıllar alacak bir olgu. Ancak bugün ülkemizde polis örgütü ne ya- zık ki, kamu düzenini sağlama işlevin- den çok, kanlı olaylarda taraf olma işleviyle tanınıyor. Akla ilk bu geliyor. 'Kelle koparmaya geldim' Emniyet Genel Müdürlüğü de bu imajından rahatsız olmuş olmalı ki, bu konuda birçalışma başlattı. Polis, gergin ortamlann tarafı degil, yumu- şatıcısı, çözücüsü olması gerekirken bugünkü konumu ne yazık ki, sanık sandalyesidir. İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlargörevegeldiğindeilk şu de- meci vermişti: - Kelle koparmaya geldim. Hoş geldin, önden buyur... Bir polis müdürü göreve nasıl böy- le başlayabilir? Eski Emniyet Müdürü Necdet Menzir, birpolisin şehitolmasının ar- dından, koalisyonun CHP kanadını açıkça suçlamış ve kahraman olmuş- tu. Taşanlar da cezaevi olaylan sıra- sında aynı yönteme başvurdu: - Olaylarda (CHP'nin elinde bulu- nan) Adalet Bakanlığı'nın ihmali ve hatta katkısı var... Acaba son olaylara CHP nasıl bir katkı yaptı? Taşanlar henüz açıkla- madı. Bu gidişle Taşanlar'ın da geleceği parlak. Biryılda milletvekilliğini, göre- vi uzarsa bakanlığı hak etti demektir. Hiç tanımadıyınız bir ülke düşünün. Bir dostunuza sordunuz; size şu kar- şılığı verdi: "Haaa o ülke mi? Geçenlerde ül- kenin en tanınmışzenginlerinden bi- risinin özel korumalı binasına terö- ristler girmiş. Üç kişiyi öldürüp çık- mış. Katiller kayıpmış. Aynı gün bir gazetecigözaltmday- ken öldürülmüş. Sonra cesedibirçay bahçesinde bulunmuş." Ne düşünürsünüz? Tüyleriniz ür- permez mi? Biz bunlara alıştık mı? Yüreğimiz nasır mı bağladı? Sanmam. Buna na- sır bile dayanmazdı... Yoksa, "kalbimizi", "yüreğimizi", "gönlümüzü" mü yitirdik?.. MEDENI HALLER Anlayışlı babaA tinerci kılığında. Bu aksam 2 2 : 0 0 Uyumsuz çift, uyuşturucu kullandığından şüphelendiklerı oğullarına ulaşmak için her yolu deniyor! Istemesi sizden, söylemesi benden! OLAYLARIN ARDINDÂKT GERÇEK • Baştarufı I. Sayfada luşlarından Sabancrların en üst düzey yöneticileri, İstanbul'un göbeğinde yükselen gökdelende sal- dınya uğrayıp öldürülmüş- lerdir; zam dalgaları da te- rör dalgalanyla birlikte toplumu kötümserliğe sü- rüklemektedir. Hiç kuşkusuz bu nokta- ya birdenbire gelinmedi; ekilen biçiliyor. Ülkede bir genel seçim- den sonra gerçekler bu- harlaşıp uçmazlar; bir hü- kümet ortaklığı seçimi kaybetti, yerine yenisi ku- rulacak diye güvenlik al- tüst olamaz, ekonomide zam dalgaları köpürmez, geleceğe bakış bulanık- laşmaz; bir hükümetin se- çim aşamasında geldiği ve ülkeyi getirdiği yer olumluysa, yeni hüküme- tin kuruluşuna değin ge- çecek kısa sürede olumlu tabloyu altüst edecek olaylar birbiri ardına ya- şanmaz. Türkiye'de ülkeyi yönet- mek iddiasıyla ortaya çı- kanlann, her şeyden önce olaylan gerçekçi bir göz- lükle değerlendirebilmele- rinde saymakla bitmez ya- r arlar bulunmaktadır. Bu- gün emanetçi olarak baş- ta bulunan /lükümet, ya- şanan olaylann ağırlığının ya farkında değildir ya da olan bitenleri giderayak görmezlikten gelmektedir. Ekonomi zam fırtınasıy- la günlerini sayarken ve cezaevlerinden iş dünya- sının gökdelenlerine degin terör rüzgân eserken, kim- dir bunun sorumlusu?.. Sayın Çiller'in dediği gi- bi "devlet boşluğu" yok- sa, hükümet degil mi?.. Ne yazık ki giden hükü- met, çok ağır bir miras bı- rakıyor; ne fiyatartışları ne de teröreytemleri, yeni hü- kümet kuruluncaya kadar beklemek niyetinde değil- dir. • • • >!•)!'. Abdi îpekçi suikastı Zeki Peker 17 yıl sonra yakalandı İSTANBL1L (AA) - Ga- zeteci-yazar Abdi İpekçi'ye 17 yıl önce silahlı saldın dü- zenleyen Mehmef Ali Ağ- ca'yı polise ihbar ettiği ge- rekçesiyle Ramazan Gün- düz'ü 1979 yılında öldiir- mekten aranan Zeki Peker. sahte kimlikle İstanbul'da yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince Kurtuluş Bile- zikçi Sokak Demircı Aparî- manı'na düzenlenen bir operasyonda, 17yıJdıraran- makta olan Zeki Peker. "HalilÇakar"adına ditzen- lenmiş sahte kimlikle ele geçirildi. 12 yıl infazı bulunan Ze- ki Peker. hakkındaki işlem- lerin tamamlanmasmdan sonra önceki gün çıkarıldı- ğı İstanbul Adliyesi nöbet- çi İnfazSavcılığfncatutuk- lanarak Bayrampaşa Ceza- evi'ne gönderildi. Ramazan Gündüz. Milli- yet Gazetesi Başyazarı ve Genel Yayın Yönetmeni Abdi Ipekçi'yi öldüren ve halen Papa"ya suikast girişi- minden /talya'da cezaevin- de bulunan Mehmet Ali Ağ- ca'yı ihbar ettiği gerekçe- siyle 29 Haziran 1979 tari- hinde tstanbul'da tabancay- la öldürülmüştü. Gün- düz"ün öldürülmesi olayına karıştığı belirlenen Zeki Pe- ker. 17 y ıldır aranıyordu. Onat Kutlar'ı anıyoruz • Baftarafı 1. Sayfada daha sonra çok sevdiği Aşi- yan Mezarlığı'nda toprağa verilmişti. Geçen yılbaşı öncesi pat- layan bomba bütün yurtta nefretle karşılanmıştı. Şeri- atçı terör örgütü İBDA-C ta- rafından üstlenilen eylemde, sanatçılann ugrak yeri olan Opera Pastanesı'nin seçil- mesine dikkat çekilmişti. Patlamada yaşamını yitiren Onat Kutlar \ e arkeolog Ya- semin Cebenoyan'ın ölüm- lerine yol açan bombalama olayıyla ilgili açılan iki ' i - dam' cezası istemli dava. bir yıldırsürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle