26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 1996 PERŞEMBE 12 D1ZÎYAZ1 Sınır Asan Sular Sorunu ve Türkiye Türk insanı için büyük önem taşıyan ve dış oasında GAP ile özdeşleştirilen Ortadoğu su sorunu konusunda Türkiye, ağırlığını yeterince ortaya koyamamaktadır. Ortadoğu vesusorunuProf. Dr. ILHAN AVCF İTU Inşaat Faküllesi HiJrolik Anabilim Dcı/ı SUNUŞ Tüm canlılar için vaşamsal bir mcıdde olan su, yerine dogal ya da vapay hiçbir başka maddenin konamayacagı bir degerdir Yeıyiizü kahugunda en bol bıdunan molekiİler madde de sudıır. Su, aynı zamamla en çok kııllanılan dogal kaynaktır. tnsanlurm dogadan alarak kıtllandıgı degişik hammaddelerin miktarı yılda yaklaşık 100 milyar ton iken tatlı su miktarı bunun 50 katıdır. Yeniizünde cunhlann vaşanıası için sııyıı kullanmak ve kontrol altına almak gerektiğınden, in.ranlar tarihin başlangıcından beri sııyla ılgilenmişler, suyun özelliğini tanımaya. hareketini vöneten kanunlan belirlemeve ve ondan hem konmmaya hem de en ivi şekilde vararlanmaya çalışmışlardır. Bunıı daha kolay gerçekleştirebilmek için de daha ilk çaglardan haşlayarak yerleşim bihmlerini suyun bol oldugıı nehiı; göl ve deniz kenarlanna yukın yerlere kurmuşlardır. Yenilenebilir bir doğal kuyıuık olan su, küresel ölçekte tükenmeyen doğal kaynaklar grubu içinde savüabilirse de bölgesel olarak veya kalite (kullanılabilir olma) yönünden sonlu bir kaynak durunnındadtr. Dünya agırlığının yaklaşık S00 de birini. yüzölçümünün de dörtte üçünii oluşturan suyun, insan ve bitki yaşamı için önemli olan kullanılabilir tatlı su miktarı çok sınııiıdır. L'stelik, cografik ve iklim koşullanna baglt olarak tatlı su kaynaklarımn yeryüzündeki dağıiımı da dengeli degildir. Yinninci yüzyıl başlarına kadar yaklaşık 1 milyar insan tarafmdan kııllanılan ya da paylaşılan miktarı sabit bu tatlı su kaynakları, gerek dünya nüfusunduki ve su talebindeki hızlı artış. gerekse aşırı kirlenmeler sonucu ihtiyaca cevap veremez hale gelmiştir. Bıına bir de doğal su kaynaklarımn bölgesel dagılım ve kalite farkldıklan eklenince. bu yaşamsal maddenin kullanımı (paylaşımı) konusunda hem ülkelerin kendi içinde hem de ülkeler anısında ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Çıkan bu sonmİarı her ülke kendi koyduğu iç kurallar ve düzenlemelerle çözerken. özellikle yinninci ı üzyılın başlanndan itibaren uluslararası nitelikteki su kaynaklarımn paylaşımı kullanımı konusunda ihtilaflar ortaya çıkmıştır. Konuyla ilgili olarak "hidropolitika " diye uluslararası yeni birpolitika kavramı ve disiplini doğmuş, ancak çözüm için bugiine kadar kalıcı bir kurul geliştirilememiştir. tşte günümiizdeki hızlı m'ifus artışı, kentlesme, sulıı tarımm yaygınlaşması ve endüstrileşme, biryandan daha çok su talebi yaratırken bir vandan da çevre kirlenmesi sonucu var olan tatlı su kaynaklarımn bir böliimünü kııllandamaz hale getirmiştir. Yüzyılımızın somında gelinen bu nokta, sııyıı uluslararası bir stratejik madde huline getirmiş, hatta, birden fazla bölge veya iilkeyi ilgilendiren ve "uluslararası su " ya da "sınır asan su " olarak tammlanan su kaynaklarımn kullammındaki anlaşmazlıklarm bir savaş nedeni ulabileceği şeklinde kavram ve değerlendirmeleri gündeme getirmiştir. Son vıllarda dünya kamuoyunda sıkça adı geçen Ortadoğu ülkeleri ve su sorunl'arı. bunun en tipik örneğini teşkil etmektedir. Uluslararası basında ve platformlarda kısaca "Ortadoğu 'da su sorunu " olarak yer alan bu konıı. 1960 lı vıtlardan başlayarak özellikle son vıllarda türkiye yi de iyice içine almış bıdunmaktadır. Dolayısıyla, diplomatik veya teknik diizeyde sürdünilen çahşmalarda ve karşüıklı görüşmelerde belli bir diizeye gelindiğinde, basın açıklamalarıyla ya da bilimsel topiantılarla kamuoyunun konuyla yakından ilgilenen kesimlerine bilgi aktarılması yaygın bir uygulamadır. Türkive de de geçerli olan bu yöntem, Türk insanı için çok büyük önem taşıyan ve dış basında GAPgibi hirpmjeyle adeta özdeşleştirilen "Ortadoğu su sorunu " ve Türkiye nin bu komıdaki yakiaşımı konusunda maalesef yeterince kullanılmamıştır. Su konusıı, günümüzde artık bir dünya surunudur: bumınla ilgili ihtilaflar. yarın bugünden çok daha büyük hovııtlarda insanlığm gündeminde olacaktır. • Yüzyılımızın sonunda birden fazla bölge ya da ülkeyi ilgilendiren ve 'uluslararası su' ya da 'sınır aşan su' olarak tammlanan su kaynaklarımn kullammındaki anlaşmazlıklarm, 'su savaşları'na yol açabileceği tartışılmaktadır. Artık bir dünya sorunu olan su konusuyla ilgili anlaşmazlıklar, yarın bugünkünden daha büyük boyutlarda gündeme gelecektir. YERKURESİNİN SU KAYNAKLARI YERKÜRESİNDE TATLI SUYUN DAClLIMI Denizler Buzullar Göller, akarsular Atmosfer Toplam Harim (10 6 km 3 ) 1348 27.82 8.062 0.225 0.0133 1348.12 % 9739 2.01 058 0.02 0.001 100 Buzullar Yüzeye yaiun yeraltı suyu Derin yeraltı suyu Zemin nemi GöUer 0 Akarsular Canlılar Atmosfer % 77.23 9.86 12.35 0.17 0.35 O.OO3 O.OO3 0.04 Toprak Kaynakları Fürkiye yüzölçümü (izdüşüm alanı) rarım arazileri sulanabilir arazi Ekonomik olarak sulanabüecek alan Sulamaya açüan alanlar (1994 yüı başı) DSl'ce inşa edüerek sulamaya aç.alanl.(1994 yüı başı) 77.95 milyon ha 28.05 milyon ha 25.85 milyon ha 8.5 milyon ha 4.274 mliyon ha(brüt) 1.857 milyon ha(net) Su Kaynakları lürkiye yıllık yağış ortalaması (aritmetik) Iurkiye'ye düşen yıllık ortalama yağış miktarı 642.6 mm 501.0 km3 (») Yerüstü Suiarı Yıllık akış Yıllık akış/yağış oranı rüketilebilecek yıllık su miktan Fiili yıllık tüketim 186.05 km3 0.37 95.00 km3 26.4 km3 Yeraltı Suiarı fcekilebilir yıllık su potansiyeli [Tahsis edilen miktar (Fiili yıllık tüketim 12.2 km3 7.6 km3 6.0 km3 1 km -1 milyar m TÜRKİYE DRENAJ SAHALARI BAKIMINDAN HAVZALARA GÖRE YILLIK ORTALAMA SU POTANSÎYELt Havza Adı Fırat Havzası(*) Dicle Havzası(**) Doğu Karadeniz Havzası Doğu Akdeniz Havzası Antalya Havzası Batı Karadeniz Havzası Batı Akdeniz Havzası Marmara Havzası Seyhan Havzası Ceyhan Havzası Kızılırmak Havzası Sakarya Havzası Çoruh Havzası Yeşilırmak Havzası Susurluk Havzası Aras Havzası Konya Kapalı Havzası Büyük Menderes Havzası Van Gölü Havzası Kuzey Ege Havzası Gediz Havzası Meriç-Ergene Havzası Küçük Menderes Havzası Asi Havzası Burdur GöUer Havzası Akarçay Havzası Toplam Ortalama Yıllık Akıs (milyar m ) 31.61 21.33 14-90 11.07 11.06 9.93 8.93 8.33 8.01 7.18 6.48 6.40 6.30 5.80 5.43 4.63 4.52 3.03 2.39 2.09 1.95 1.33 1.19 1.17 0.50 0.49 186.05 Potansiyel Iştirak Oranı (%) 17.0 11.5 8.0 6.0 5.9 5.3 4.8 4.5 4.3 3.9 3.5 3.4 3.4 3.1 2.9 2.5 2.4 1.6 1.3 1.1 1.1 0.7 0.6 0.6 0.3 0.3 100.0 (••*) Ortalam;- Yıllık Verin (1/s/kın2 ) 8.3 13.1 19.5 15.6 24.2 10.6 12.4 11.0 12.3 10.7 2.6 3.6 10.1 5.1 7.2 5.3 2.5 3.9 5.0 7.4 3.6 2.9 5.3 3.4 1.8 1.9 (*) Fırat Nehrt ana kol (**) Oıcle Nehri ana kol yıilık akış (***) Bu deSerler havzaların en mansabındak edi ltnışti r. yıTık akışi 30.25 milyar m 'tur. yıllık akışı 16.24 milyar m 'tür. sınıra yakın baz ıstasyon akışlanndan elde S u. doğada çeşitlı yerlerde ve çeşitli hallerde (sı\ı, katı. gaz) bulunmakta ve yerkiirenin çeşitli kısımlan arasında durmadan dönüp durmaktadır. Suyun doğada dönüp durduğu bu vollann tümüne birden "hidrolojik çe>rim" adı venlmektedir. Güneş, bulut, buharlaşma. >ağış. tutına, terleme. yüzeysel akış, sızma. yeraltı akışı \e deniz-göller bu çevrimin temel elemanlandır. Bu doğal elemanlardan biri \eya birkaçı. bazı mühendislik sistemleri yardımıyla insanlar tarafmdan değişikliğe uğratılabilir. Ancak çevrim genelindekı süreklilik (denge) bozulamaz. Yerkiirenin su dengesi Doğa. su miktan bakımından dinamik denge halindedir. Diğer bir ifadeyle, su tükenmez (yenilenebilir) bir doğal kaynak olup, yerküredeki toplam su miktan zamanla değişmez. Ancak bu miktann içindeki. canlılar tarafmdan kullanılabilir tatlı su kaynaklannın hem miktar hem de kalite yönünden değiştiği \e azalmakta olduğu bir gerçek.Yeryüzündeki su kaynaklannın dağılımına baktığımızda yüzde 97"lik bölümünün denizlerde tuzlu su olarak, yüzde 2'lik bölümünün buzullarda ve geriye kalan çok az bir bölümünün de yeraltında. göllerde, akarsularda \e atmosferde bulunduğunu görürüz. Bu toplam su potansiyelinin içindeki 36 milyon km3"lük tatlı su miktannın kendi içindeki dagıhmında ilk sırayi yüzde 77"hk oranla buzullar. yüzde 22"lik oranla yeraltı suyu (bunun yüzde 10'luk bölümü yüzeye yakın ve kullanımı kolay yeraltı suyu. yüzde 12"lik bölümü ıse kullanımı zor olan derin yeraltı suyudur) ve yüzde 35'lik oranla da insanlar için öncelikli ve bol kaynaklar gibi görünen göller \e akarsular almaktadır. Bölgesel su kaynakları ve Türltiye Bölgesel değerlendirnıede. Türkiye"nin dışında. su konusunda ağirlıkh olarak gündemi işgal eden sadece Ortadoğu ülkelerine ait su kaynaklan ele alınacak ve diğer komşu ülkeler konu dışında bırakılacaktır. Kaldı ki bu ülkelerde şu aşamada önemli bir su sorunu olmadığı gibi Türkiye ile bu konuda önemli bir ihtilaflan da bulunmamaktadır. DS! ve diğer ilgili kuruluşlar tarafmdan yapılan ölçme ve degerlendirmelere göre Türkiye'deİci mevcut toprak ve su kaynaklan aşağıda tablolar halinde \erilmiştir. Türkiye'deki su kaynaklannın dağılımına bakıldığında. yüzde 28'lik payla Fırat ve Dicle. yüzde 8'lik payla da Doğu Karadeniz Havzası'nın önemli yere sahip olduğunu görtiyoruz. Burada önemli olan bir husus. Türkiye*de su talebinin en yogun olduğu ve su sıkıntısının çekildiği yer Batı ve Orta Anadolu iken su kaynaklannın önemli bölümünün bu bölgelerin dışında yer almakta oluşudur. Bu husus, ait bölümlerde ayrıca ele alınacaktır. Türkiyenin yüzeysel ve yeraltı su kaynaklanndan ekonomik olarak kullanabileceği su miktan. yıllık ortalama olarak 110 milyar m3 düzeyindedir. Bu değer, bugünkü 60 milyon nüfusa oranlandığında. kişi başına düşen su miktannın 1700 m3 düzeyinde olduğu ve mevcut nüfus artışına göre 2020 yıllannda bu değerin 980 m3 düzeyine ineceği görülmektedir. Günümüzde uluslararası normlara göre bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına kullanılabilir su miktarının 10.000 m3"ten daha fazla olması gerekir. Bu ölçü esas alındığmda. Türkiye'nin hiç de su zengini bir ülke olmadığı anlaşılmaktadır. Bugün var gibi görünen su fazlası ise esasında heniiz tüm su kaynaklannı tam olarak geliştirip ihtiyacı ölçüsünde kullanamamakta olınasındandır. Yoksa bugün sulanabilir topraklann yansı sulanamaz. ülke nüfusunun çok büyük bir bölümü ihtiyacı olan suvun bir çeyreği ile yetinirken Türkiye gcnelinde bir su fazlasının olduğundan söz etmek inandıncı olmaktan çok uzaktır. Yarın: Ortadoğu ve Arap ülkeleri ANKARA NOTLARI MÜSTAFA EKMEKÇİ Yağla Bal... Binali Seferoğlu benim arkadaşım. Anası Hanım, 1987'de öldu. Bilge bir Anadolu kadınıydı. Binali'ye anası, çocukluğunda anlatmış öyküyü. şöyle: Köyün birinde. camiden sık sık halı, kilim çalınırmış. Halk bu durumdan bezmiş; camiye bir bekçi tutmaya karar vermişler. Köyden bir istekli çıkmış. tutmuşlar bekçiyi. Ne var ki bekçi akşamları camiye gidip. kilim- leri, halıları bekleyecek yerde. evde oturuyormuş. Ka- rısı bir gün: - Sen camiye bekçi durmadın mı niye evde otunı- yorsun diye sormuş. Adam karşılık vermiş: - Camiden o kilimleri, halıları kaldıran bendim. Ben olmayınca kim ne yapacak? Hanım ananın öyküsü yorumsuz! Salı günkü "Ankara Notları"n\n başlığı, "Süleyman Bey, Ektiğini mi S/ç/yor"du. Bir yerde şöyle bir bölüm vardı: "Şimdi, soracaklar biliyorum, 'Bugünlere gelinme- sinin sorumlusu kimdir' diye. Elbette, başta Süley- man Bey sorumlu. O, cami avlusunda takke giyen ilk Başbakan olmasaydı, bir Necmettin Erbakan, 'din sömürüsü' yaparak bugünlere gelebilir miydi? Süley- man Bey, zamanında uyanlmadı mı? Çoook! Ismet Paşa'nın 'Bir ayağı Konya müftüsünde...' dedığı Sü- leyman Bey'den başkası mıydı? Sonradan çıkan boy- nuz kulağı geçti işte!" Süleyman Bey'in Çankaya Köşkü'nde verdiği yeni yıl toplantısına giderken eşim: - Süleyman Bey. sana "Bu yazıyı niye yazdın" diye sorarsa, ne yanıt vereceksin diye sordu. Bu, usuma gelmiyor degildi, ama Süleyman Bey'i otuz yıldır -iyi kötü- tanıyordum. Pişkinliği buna elvermez gibime ge- liyor. Gerçekten, Süleyman Bey'le el sıkışırken arka- mızda Mehmet Dülger vardı, onun yanında bir şey di- yemez diye duşunmedim değil. Mehmet Dülger'e: - Sız yammızdan aynlmayın dedim. - Nasılsın Ekmekçi? - Teşekkur ederım! Nazmiye Hanım'ın da elini sıkıp geçtik. Oh. bitti! Süleyman Bey ile eşı konuklarını karşıladtktan son- ra ayrılıp dinlenmeye mı çekilmişlerdi ne? Bir daha görmedim. Orada. pek politikacı yoktu; yüksek yargıçlar, Yük- sek Seçım Kurulu Başkanı Nihat Yavuz. Danıştay Da- ire Başkanlarından Feridun Taşkın ile eşi Yüksel Taş- kın. Prof. Sadun Aren ile eşı Munise Aren, Cüneyt Arcayürek ile eşi Esin Arcayürek ayaküstü söyleşe- bildiğimız dostlar arasındaydılar. Oysa, Çankaya'ya giderken usumda neler vardı? Içişleri Bakanı'nı bula- bilseydım, Teoman Ünüsan'a, Istanbul'da gözaltına alındıktan sonra ölen Evrensel Gazetesi muhabiri Me- tin Göktepe'yi soracaktım. Olmadı. Bakanlar, politi- kacılar, bir sonraki akşamın konukları olacaklarmış. llgınç, Refah ile ANAP'ın ortaklaşa hükumeti kura- cakları haberi bu arada kulağıma çalındı. Biri şöyle de- di: - Su konuda yukarıdan onay bile çıktı! Yukarısı dedıği ABD miydı? Bağımsızlık kâğıt üze- rinde bir şey mıdir? Necmettin Bey, Süleyman Bey'in yanında biraz uzunca kalmıştı Çankaya'da. Demek, sonunda Sü- leyman Bey'i kafa kola getirmiş. Hoş, getirmesıne de gerek yok muydu ne? Bizim Binali Seferoğlu araştır- mış. Süleyman Bey'in başbakanlığa geldiği 1965 yı- lından 1971 yılına dek altı yıl içinde, imam-hatip okul- ları yüzde 623 oranında artmış. Uslara durgunluk ve- recek bir gelışme! Necmettin Bey'in suçu ne ola ki? Adarrnn derdi, yagla bal. Ekmeğine sürüp yiyecek işte. Ne çok kullandı, yağla balı... 1980'lerin ortalarına yakın bir yıl. çoluk-çocuk Silif- ke'nin Taşucu'na gitmiştik. Biraz deniz havası alaca- ğız. Bir ara, Korkut Özalın Taşucu yakınlarında Or- han Ağaçlı'nın çıftliğinde dinlenmekte olduğunu öğ- renmiştim. Kalkıp oraya gidip, konuşmak ıstedim. Es- ki CHP Içel Milletvekili Çetin Yılmaz, bir de Hacerte- pe Üniversitesi'nde öğretim üyesi Temel Pamir bır- likte çiftlige gittik. Arabayı Temel kullanıyor. Çetin Yıl- maz, Hafize Özal'ın ilkokuldan öğretmeni olduğunu söylüyor. "Gitmişken, hocamın elını de öperim" diyor- du. Korkut Özal, ağabeyi başbakan olmasına karşın, eski MSP'li olduğundan yasaklıydı. Politikadan pek konuşmuyordu. Korkut Özal'a orada sordum: - ANAP'ın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Korkut Özal, biraz düşündükten sonra şu karşılığı verdi: - ANAR ağabeyimle kaimdir (ayakîa durur). Agabe- yim ayrılırsa ANAP diye bir şey kalmaz! Bu yanıt, bana çok ilginç gelmişti. Korkut Bey, ANAP'a girince, bu sözlerini düşündüm. O zaman za- man Necmettin Erbakan'a pek sıcak bakmaz gibıydi. Bir eski MSP'li de şöyle dedi: - Ona bir bakanlık vehlirse, her şey çözülür. Mehmet Keçeciler'i ne yapacağız? O da Türgut Özal'ın bir tanesi değil miydi? Denebiiirkı: Canım, Ha- cı TÖ de 1980 öncesinde MSP'nin Izmir adayı değil miydi? Bin oy eksik aldığı için Meclis'e giremedı... Ankara'da oyun çok. Hangisine katılırsanız. Hasan Ekinci. o Orman Bakanı, günlerdir Aydın Menderes le tenhalarda buluşup "halvet" mi oluyormuş? DYP de mi Refah'a yaklaşmak istiyormuş? Elin ağzı torba değil ki büzesin. Ne demek, ABD'den onay çıkması, Refah iktidarına? Nasıl olur bu? Sözde, Amerika, israil üzerinden ağız yoklamış; Refah hükü- metı kurarsa, Iran'a konan ambargoyu nasıl karşıla- yacak? Aman efendim,tfunasıl soru? Karşılaması ko- lay, yağla bal! Çift katlı ekmek kadayıfı... Dün basın bayramıydı sözde. Kutlamadık bayramı. B L T M A C A SEDATYAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Çok ince çekil- mış kahveden su buharı geçınlerek vapılan sen içımlı Italyan kahvesi. 2/ 3 Kuşkanadınm bü- yük tüyü... Mak- sim Gorki'nın bir romanı. 3/ "Aşıka ettığın başka fen 6 gibi Hıç görme- dim kalbı — sen gibi" (Âşık Omer)... Rütbesız askeri. 4/ Yok et- me... Parçalann bırleştınlme- siyle çeşitli şekillerin elde edildığı bir oyuncak. 5/ Ya- rık. çailak... Şöhret. 6/ Bırbi- rine çok benzeyen ıkı şeym karışması. 7/ Yenı Zelan- da'nın yerli haikı. 8/ Datça Yarımadasrndakı ünlü antik kent. 9/ Lzaklık işaretı... Baş- kalarının düşünce \e inanç- larına katı ve hoşgörüsüz da\ranan. YÜKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dıyalektik. 2/ Ta\ lada bir sa\ 1... Ahraet Rasim'ın çocuk- luk \eokul anılannı ıçeren _vapıtı.3/Sularda bıılunan ve an- cak mıkroskopla görülebilen yaratiklar topluluğu. 4/ Kurtu- luş... \'unan mıtoloıısınde tanrıların habercisı olan kız. 5/ Tecrübeli. usta... Anıt. 6/ Hollandanın plaka işaretı... "Er- sm—': Ünlü fotoğraf sanatçımız. 7/Nazi partisının hücum kıtasını simgeleyen harfler... Aralanndaevlıliğeengelbırkan bağı bulunan bir erkekle bir kadın arasındakı cınsel ilışkı. 8/ Ladoga'dan sonra Avrupa'nın ikincı büyük gölü. 9/ Kes- kin kokulıı dosal madde... Tümör.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle