Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 1996 PERŞEMBE
12 D1ZÎYAZ1
Sınır Asan Sular Sorunu ve Türkiye
Türk insanı için büyük önem taşıyan ve dış oasında GAP ile özdeşleştirilen Ortadoğu su sorunu konusunda Türkiye, ağırlığını yeterince ortaya koyamamaktadır.
Ortadoğu vesusorunuProf. Dr. ILHAN AVCF
İTU Inşaat Faküllesi
HiJrolik Anabilim Dcı/ı
SUNUŞ
Tüm canlılar için
vaşamsal bir
mcıdde olan su,
yerine dogal ya da
vapay hiçbir başka maddenin konamayacagı
bir degerdir Yeıyiizü kahugunda en bol
bıdunan molekiİler madde de sudıır. Su, aynı
zamamla en çok kııllanılan dogal kaynaktır.
tnsanlurm dogadan alarak kıtllandıgı degişik
hammaddelerin miktarı yılda yaklaşık 100
milyar ton iken tatlı su miktarı bunun 50
katıdır.
Yeniizünde cunhlann vaşanıası için sııyıı
kullanmak ve kontrol altına almak
gerektiğınden, in.ranlar tarihin başlangıcından
beri sııyla ılgilenmişler, suyun özelliğini
tanımaya. hareketini vöneten kanunlan
belirlemeve ve ondan hem konmmaya hem de
en ivi şekilde vararlanmaya çalışmışlardır.
Bunıı daha kolay gerçekleştirebilmek için de
daha ilk çaglardan haşlayarak yerleşim
bihmlerini suyun bol oldugıı nehiı; göl ve
deniz kenarlanna yukın yerlere kurmuşlardır.
Yenilenebilir bir doğal kuyıuık olan su, küresel
ölçekte tükenmeyen doğal kaynaklar grubu
içinde savüabilirse de bölgesel olarak veya
kalite (kullanılabilir olma) yönünden sonlu bir
kaynak durunnındadtr. Dünya agırlığının
yaklaşık S00 de birini. yüzölçümünün de dörtte
üçünii oluşturan suyun, insan ve bitki yaşamı
için önemli olan kullanılabilir tatlı su miktarı
çok sınııiıdır. L'stelik, cografik ve iklim
koşullanna baglt olarak tatlı su kaynaklarımn
yeryüzündeki dağıiımı da dengeli degildir.
Yinninci yüzyıl başlarına kadar yaklaşık 1
milyar insan tarafmdan kııllanılan ya da
paylaşılan miktarı sabit bu tatlı su kaynakları,
gerek dünya nüfusunduki ve su talebindeki
hızlı artış. gerekse aşırı kirlenmeler sonucu
ihtiyaca cevap veremez hale gelmiştir. Bıına
bir de doğal su kaynaklarımn bölgesel dagılım
ve kalite farkldıklan eklenince. bu yaşamsal
maddenin kullanımı (paylaşımı) konusunda
hem ülkelerin kendi içinde hem de ülkeler
anısında ciddi sorunlar ortaya çıkmaya
başlamıştır. Çıkan bu sonmİarı her ülke kendi
koyduğu iç kurallar ve düzenlemelerle
çözerken. özellikle yinninci ı üzyılın
başlanndan itibaren uluslararası nitelikteki su
kaynaklarımn paylaşımı kullanımı konusunda
ihtilaflar ortaya çıkmıştır. Konuyla ilgili
olarak "hidropolitika " diye uluslararası yeni
birpolitika kavramı ve disiplini doğmuş,
ancak çözüm için bugiine kadar kalıcı bir
kurul geliştirilememiştir.
tşte günümiizdeki hızlı m'ifus artışı, kentlesme,
sulıı tarımm yaygınlaşması ve endüstrileşme,
biryandan daha çok su talebi yaratırken bir
vandan da çevre kirlenmesi sonucu var olan
tatlı su kaynaklarımn bir böliimünü
kııllandamaz hale getirmiştir. Yüzyılımızın
somında gelinen bu nokta, sııyıı uluslararası
bir stratejik madde huline getirmiş, hatta,
birden fazla bölge veya iilkeyi ilgilendiren ve
"uluslararası su " ya da "sınır asan su "
olarak tammlanan su kaynaklarımn
kullammındaki anlaşmazlıklarm bir savaş
nedeni ulabileceği şeklinde kavram ve
değerlendirmeleri gündeme getirmiştir.
Son vıllarda dünya kamuoyunda sıkça adı
geçen Ortadoğu ülkeleri ve su sorunl'arı.
bunun en tipik örneğini teşkil etmektedir.
Uluslararası basında ve platformlarda kısaca
"Ortadoğu 'da su sorunu " olarak yer alan bu
konıı. 1960 lı vıtlardan başlayarak özellikle
son vıllarda türkiye yi de iyice içine almış
bıdunmaktadır. Dolayısıyla, diplomatik veya
teknik diizeyde sürdünilen çahşmalarda ve
karşüıklı görüşmelerde belli bir diizeye
gelindiğinde, basın açıklamalarıyla ya da
bilimsel topiantılarla kamuoyunun konuyla
yakından ilgilenen kesimlerine bilgi
aktarılması yaygın bir uygulamadır.
Türkive de de geçerli olan bu yöntem, Türk
insanı için çok büyük önem taşıyan ve dış
basında GAPgibi hirpmjeyle adeta
özdeşleştirilen "Ortadoğu su sorunu " ve
Türkiye nin bu komıdaki yakiaşımı konusunda
maalesef yeterince kullanılmamıştır.
Su konusıı, günümüzde artık bir dünya
surunudur: bumınla ilgili ihtilaflar. yarın
bugünden çok daha büyük hovııtlarda
insanlığm gündeminde olacaktır.
• Yüzyılımızın sonunda birden fazla bölge ya da ülkeyi ilgilendiren ve 'uluslararası su' ya da
'sınır aşan su' olarak tammlanan su kaynaklarımn kullammındaki anlaşmazlıklarm, 'su
savaşları'na yol açabileceği tartışılmaktadır. Artık bir dünya sorunu olan su konusuyla ilgili
anlaşmazlıklar, yarın bugünkünden daha büyük boyutlarda gündeme gelecektir.
YERKURESİNİN SU KAYNAKLARI YERKÜRESİNDE TATLI SUYUN DAClLIMI
Denizler
Buzullar
Göller, akarsular
Atmosfer
Toplam
Harim (10
6
km
3
)
1348
27.82
8.062
0.225
0.0133
1348.12
%
9739
2.01
058
0.02
0.001
100
Buzullar
Yüzeye yaiun yeraltı suyu
Derin yeraltı suyu
Zemin nemi
GöUer 0
Akarsular
Canlılar
Atmosfer
%
77.23
9.86
12.35
0.17
0.35
O.OO3
O.OO3
0.04
Toprak Kaynakları
Fürkiye yüzölçümü (izdüşüm alanı)
rarım arazileri
sulanabilir arazi
Ekonomik olarak sulanabüecek alan
Sulamaya açüan alanlar (1994 yüı başı)
DSl'ce inşa edüerek sulamaya aç.alanl.(1994 yüı başı)
77.95 milyon ha
28.05 milyon ha
25.85 milyon ha
8.5 milyon ha
4.274 mliyon ha(brüt)
1.857 milyon ha(net)
Su Kaynakları
lürkiye yıllık yağış ortalaması (aritmetik)
Iurkiye'ye düşen yıllık ortalama yağış miktarı
642.6 mm
501.0 km3
(»)
Yerüstü Suiarı
Yıllık akış
Yıllık akış/yağış oranı
rüketilebilecek yıllık su miktan
Fiili yıllık tüketim
186.05 km3
0.37
95.00 km3
26.4 km3
Yeraltı Suiarı
fcekilebilir yıllık su potansiyeli
[Tahsis edilen miktar
(Fiili yıllık tüketim
12.2 km3
7.6 km3
6.0 km3
1 km -1 milyar m
TÜRKİYE DRENAJ SAHALARI BAKIMINDAN HAVZALARA GÖRE
YILLIK ORTALAMA SU POTANSÎYELt
Havza Adı
Fırat Havzası(*)
Dicle Havzası(**)
Doğu Karadeniz Havzası
Doğu Akdeniz Havzası
Antalya Havzası
Batı Karadeniz Havzası
Batı Akdeniz Havzası
Marmara Havzası
Seyhan Havzası
Ceyhan Havzası
Kızılırmak Havzası
Sakarya Havzası
Çoruh Havzası
Yeşilırmak Havzası
Susurluk Havzası
Aras Havzası
Konya Kapalı Havzası
Büyük Menderes Havzası
Van Gölü Havzası
Kuzey Ege Havzası
Gediz Havzası
Meriç-Ergene Havzası
Küçük Menderes Havzası
Asi Havzası
Burdur GöUer Havzası
Akarçay Havzası
Toplam
Ortalama
Yıllık Akıs
(milyar m )
31.61
21.33
14-90
11.07
11.06
9.93
8.93
8.33
8.01
7.18
6.48
6.40
6.30
5.80
5.43
4.63
4.52
3.03
2.39
2.09
1.95
1.33
1.19
1.17
0.50
0.49
186.05
Potansiyel
Iştirak Oranı
(%)
17.0
11.5
8.0
6.0
5.9
5.3
4.8
4.5
4.3
3.9
3.5
3.4
3.4
3.1
2.9
2.5
2.4
1.6
1.3
1.1
1.1
0.7
0.6
0.6
0.3
0.3
100.0
(••*) Ortalam;-
Yıllık Verin
(1/s/kın2
)
8.3
13.1
19.5
15.6
24.2
10.6
12.4
11.0
12.3
10.7
2.6
3.6
10.1
5.1
7.2
5.3
2.5
3.9
5.0
7.4
3.6
2.9
5.3
3.4
1.8
1.9
(*) Fırat Nehrt ana kol
(**) Oıcle Nehri ana kol yıilık akış
(***) Bu deSerler havzaların en mansabındak
edi ltnışti r.
yıTık akışi 30.25 milyar m 'tur.
yıllık akışı 16.24 milyar m 'tür.
sınıra yakın baz ıstasyon akışlanndan elde
S
u. doğada çeşitlı yerlerde ve çeşitli hallerde
(sı\ı, katı. gaz) bulunmakta ve yerkiirenin
çeşitli kısımlan arasında durmadan dönüp
durmaktadır. Suyun doğada dönüp durduğu
bu vollann tümüne birden "hidrolojik
çe>rim" adı venlmektedir. Güneş, bulut,
buharlaşma. >ağış. tutına, terleme. yüzeysel akış, sızma.
yeraltı akışı \e deniz-göller bu çevrimin temel
elemanlandır. Bu doğal elemanlardan biri \eya birkaçı.
bazı mühendislik sistemleri yardımıyla insanlar
tarafmdan değişikliğe uğratılabilir. Ancak çevrim
genelindekı süreklilik (denge) bozulamaz.
Yerkiirenin su dengesi
Doğa. su miktan bakımından dinamik denge halindedir.
Diğer bir ifadeyle, su tükenmez (yenilenebilir) bir doğal
kaynak olup, yerküredeki toplam su miktan zamanla
değişmez. Ancak bu miktann içindeki. canlılar
tarafmdan kullanılabilir tatlı su kaynaklannın hem miktar
hem de kalite yönünden değiştiği \e azalmakta olduğu
bir gerçek.Yeryüzündeki su kaynaklannın dağılımına
baktığımızda yüzde 97"lik bölümünün denizlerde tuzlu
su olarak, yüzde 2'lik bölümünün buzullarda ve geriye
kalan çok az bir bölümünün de yeraltında. göllerde,
akarsularda \e atmosferde bulunduğunu görürüz. Bu
toplam su potansiyelinin içindeki 36 milyon km3"lük tatlı
su miktannın kendi içindeki dagıhmında ilk sırayi yüzde
77"hk oranla buzullar. yüzde 22"lik oranla yeraltı suyu
(bunun yüzde 10'luk bölümü yüzeye yakın ve kullanımı
kolay yeraltı suyu. yüzde 12"lik bölümü ıse kullanımı zor
olan derin yeraltı suyudur) ve yüzde 35'lik oranla da
insanlar için öncelikli ve bol kaynaklar gibi görünen
göller \e akarsular almaktadır.
Bölgesel su kaynakları ve Türltiye
Bölgesel değerlendirnıede. Türkiye"nin dışında. su
konusunda ağirlıkh olarak gündemi işgal eden sadece
Ortadoğu ülkelerine ait su kaynaklan ele alınacak ve
diğer komşu ülkeler konu dışında bırakılacaktır. Kaldı ki
bu ülkelerde şu aşamada önemli bir su sorunu olmadığı
gibi Türkiye ile bu konuda önemli bir ihtilaflan da
bulunmamaktadır. DS! ve diğer ilgili kuruluşlar
tarafmdan yapılan ölçme ve degerlendirmelere göre
Türkiye'deİci mevcut toprak ve su kaynaklan aşağıda
tablolar halinde \erilmiştir. Türkiye'deki su kaynaklannın
dağılımına bakıldığında. yüzde 28'lik payla Fırat ve
Dicle. yüzde 8'lik payla da Doğu Karadeniz Havzası'nın
önemli yere sahip olduğunu görtiyoruz. Burada önemli
olan bir husus. Türkiye*de su talebinin en yogun olduğu
ve su sıkıntısının çekildiği yer Batı ve Orta Anadolu iken
su kaynaklannın önemli bölümünün bu bölgelerin
dışında yer almakta oluşudur. Bu husus, ait bölümlerde
ayrıca ele alınacaktır.
Türkiyenin yüzeysel ve yeraltı su kaynaklanndan
ekonomik olarak kullanabileceği su miktan. yıllık
ortalama olarak 110 milyar m3 düzeyindedir. Bu değer,
bugünkü 60 milyon nüfusa oranlandığında. kişi başına
düşen su miktannın 1700 m3 düzeyinde olduğu ve
mevcut nüfus artışına göre 2020 yıllannda bu değerin
980 m3 düzeyine ineceği görülmektedir.
Günümüzde uluslararası normlara göre bir ülkenin su
zengini sayılabilmesi için kişi başına kullanılabilir su
miktarının 10.000 m3"ten daha fazla olması gerekir. Bu
ölçü esas alındığmda. Türkiye'nin hiç de su zengini bir
ülke olmadığı anlaşılmaktadır. Bugün var gibi görünen
su fazlası ise esasında heniiz tüm su kaynaklannı tam
olarak geliştirip ihtiyacı ölçüsünde kullanamamakta
olınasındandır. Yoksa bugün sulanabilir topraklann yansı
sulanamaz. ülke nüfusunun çok büyük bir bölümü
ihtiyacı olan suvun bir çeyreği ile yetinirken Türkiye
gcnelinde bir su fazlasının olduğundan söz etmek
inandıncı olmaktan çok uzaktır.
Yarın: Ortadoğu ve Arap ülkeleri
ANKARA NOTLARI
MÜSTAFA EKMEKÇİ
Yağla Bal...
Binali Seferoğlu benim arkadaşım. Anası Hanım,
1987'de öldu. Bilge bir Anadolu kadınıydı. Binali'ye
anası, çocukluğunda anlatmış öyküyü. şöyle:
Köyün birinde. camiden sık sık halı, kilim çalınırmış.
Halk bu durumdan bezmiş; camiye bir bekçi tutmaya
karar vermişler. Köyden bir istekli çıkmış. tutmuşlar
bekçiyi. Ne var ki bekçi akşamları camiye gidip. kilim-
leri, halıları bekleyecek yerde. evde oturuyormuş. Ka-
rısı bir gün:
- Sen camiye bekçi durmadın mı niye evde otunı-
yorsun diye sormuş. Adam karşılık vermiş:
- Camiden o kilimleri, halıları kaldıran bendim. Ben
olmayınca kim ne yapacak?
Hanım ananın öyküsü yorumsuz!
Salı günkü "Ankara Notları"n\n başlığı, "Süleyman
Bey, Ektiğini mi S/ç/yor"du. Bir yerde şöyle bir bölüm
vardı:
"Şimdi, soracaklar biliyorum, 'Bugünlere gelinme-
sinin sorumlusu kimdir' diye. Elbette, başta Süley-
man Bey sorumlu. O, cami avlusunda takke giyen ilk
Başbakan olmasaydı, bir Necmettin Erbakan, 'din
sömürüsü' yaparak bugünlere gelebilir miydi? Süley-
man Bey, zamanında uyanlmadı mı? Çoook! Ismet
Paşa'nın 'Bir ayağı Konya müftüsünde...' dedığı Sü-
leyman Bey'den başkası mıydı? Sonradan çıkan boy-
nuz kulağı geçti işte!"
Süleyman Bey'in Çankaya Köşkü'nde verdiği yeni
yıl toplantısına giderken eşim:
- Süleyman Bey. sana "Bu yazıyı niye yazdın" diye
sorarsa, ne yanıt vereceksin diye sordu. Bu, usuma
gelmiyor degildi, ama Süleyman Bey'i otuz yıldır -iyi
kötü- tanıyordum. Pişkinliği buna elvermez gibime ge-
liyor. Gerçekten, Süleyman Bey'le el sıkışırken arka-
mızda Mehmet Dülger vardı, onun yanında bir şey di-
yemez diye duşunmedim değil. Mehmet Dülger'e:
- Sız yammızdan aynlmayın dedim.
- Nasılsın Ekmekçi?
- Teşekkur ederım!
Nazmiye Hanım'ın da elini sıkıp geçtik. Oh. bitti!
Süleyman Bey ile eşı konuklarını karşıladtktan son-
ra ayrılıp dinlenmeye mı çekilmişlerdi ne? Bir daha
görmedim.
Orada. pek politikacı yoktu; yüksek yargıçlar, Yük-
sek Seçım Kurulu Başkanı Nihat Yavuz. Danıştay Da-
ire Başkanlarından Feridun Taşkın ile eşi Yüksel Taş-
kın. Prof. Sadun Aren ile eşı Munise Aren, Cüneyt
Arcayürek ile eşi Esin Arcayürek ayaküstü söyleşe-
bildiğimız dostlar arasındaydılar. Oysa, Çankaya'ya
giderken usumda neler vardı? Içişleri Bakanı'nı bula-
bilseydım, Teoman Ünüsan'a, Istanbul'da gözaltına
alındıktan sonra ölen Evrensel Gazetesi muhabiri Me-
tin Göktepe'yi soracaktım. Olmadı. Bakanlar, politi-
kacılar, bir sonraki akşamın konukları olacaklarmış.
llgınç, Refah ile ANAP'ın ortaklaşa hükumeti kura-
cakları haberi bu arada kulağıma çalındı. Biri şöyle de-
di:
- Su konuda yukarıdan onay bile çıktı!
Yukarısı dedıği ABD miydı? Bağımsızlık kâğıt üze-
rinde bir şey mıdir?
Necmettin Bey, Süleyman Bey'in yanında biraz
uzunca kalmıştı Çankaya'da. Demek, sonunda Sü-
leyman Bey'i kafa kola getirmiş. Hoş, getirmesıne de
gerek yok muydu ne? Bizim Binali Seferoğlu araştır-
mış. Süleyman Bey'in başbakanlığa geldiği 1965 yı-
lından 1971 yılına dek altı yıl içinde, imam-hatip okul-
ları yüzde 623 oranında artmış. Uslara durgunluk ve-
recek bir gelışme! Necmettin Bey'in suçu ne ola ki?
Adarrnn derdi, yagla bal. Ekmeğine sürüp yiyecek
işte. Ne çok kullandı, yağla balı...
1980'lerin ortalarına yakın bir yıl. çoluk-çocuk Silif-
ke'nin Taşucu'na gitmiştik. Biraz deniz havası alaca-
ğız. Bir ara, Korkut Özalın Taşucu yakınlarında Or-
han Ağaçlı'nın çıftliğinde dinlenmekte olduğunu öğ-
renmiştim. Kalkıp oraya gidip, konuşmak ıstedim. Es-
ki CHP Içel Milletvekili Çetin Yılmaz, bir de Hacerte-
pe Üniversitesi'nde öğretim üyesi Temel Pamir bır-
likte çiftlige gittik. Arabayı Temel kullanıyor. Çetin Yıl-
maz, Hafize Özal'ın ilkokuldan öğretmeni olduğunu
söylüyor. "Gitmişken, hocamın elını de öperim" diyor-
du. Korkut Özal, ağabeyi başbakan olmasına karşın,
eski MSP'li olduğundan yasaklıydı. Politikadan pek
konuşmuyordu. Korkut Özal'a orada sordum:
- ANAP'ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Korkut Özal, biraz düşündükten sonra şu karşılığı
verdi:
- ANAR ağabeyimle kaimdir (ayakîa durur). Agabe-
yim ayrılırsa ANAP diye bir şey kalmaz!
Bu yanıt, bana çok ilginç gelmişti. Korkut Bey,
ANAP'a girince, bu sözlerini düşündüm. O zaman za-
man Necmettin Erbakan'a pek sıcak bakmaz gibıydi.
Bir eski MSP'li de şöyle dedi:
- Ona bir bakanlık vehlirse, her şey çözülür.
Mehmet Keçeciler'i ne yapacağız? O da Türgut
Özal'ın bir tanesi değil miydi? Denebiiirkı: Canım, Ha-
cı TÖ de 1980 öncesinde MSP'nin Izmir adayı değil
miydi? Bin oy eksik aldığı için Meclis'e giremedı...
Ankara'da oyun çok. Hangisine katılırsanız. Hasan
Ekinci. o Orman Bakanı, günlerdir Aydın Menderes le
tenhalarda buluşup "halvet" mi oluyormuş? DYP de
mi Refah'a yaklaşmak istiyormuş?
Elin ağzı torba değil ki büzesin. Ne demek, ABD'den
onay çıkması, Refah iktidarına? Nasıl olur bu? Sözde,
Amerika, israil üzerinden ağız yoklamış; Refah hükü-
metı kurarsa, Iran'a konan ambargoyu nasıl karşıla-
yacak? Aman efendim,tfunasıl soru? Karşılaması ko-
lay, yağla bal! Çift katlı ekmek kadayıfı...
Dün basın bayramıydı sözde. Kutlamadık bayramı.
B L T M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Çok ince çekil-
mış kahveden su
buharı geçınlerek
vapılan sen içımlı
Italyan kahvesi. 2/ 3
Kuşkanadınm bü-
yük tüyü... Mak-
sim Gorki'nın bir
romanı. 3/ "Aşıka
ettığın başka fen 6
gibi Hıç görme-
dim kalbı — sen
gibi" (Âşık
Omer)... Rütbesız
askeri. 4/ Yok et-
me... Parçalann bırleştınlme-
siyle çeşitli şekillerin elde
edildığı bir oyuncak. 5/ Ya-
rık. çailak... Şöhret. 6/ Bırbi-
rine çok benzeyen ıkı şeym
karışması. 7/ Yenı Zelan-
da'nın yerli haikı. 8/ Datça
Yarımadasrndakı ünlü antik
kent. 9/ Lzaklık işaretı... Baş-
kalarının düşünce \e inanç-
larına katı ve hoşgörüsüz
da\ranan.
YÜKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Dıyalektik. 2/ Ta\ lada bir sa\ 1... Ahraet Rasim'ın çocuk-
luk \eokul anılannı ıçeren _vapıtı.3/Sularda bıılunan ve an-
cak mıkroskopla görülebilen yaratiklar topluluğu. 4/ Kurtu-
luş... \'unan mıtoloıısınde tanrıların habercisı olan kız. 5/
Tecrübeli. usta... Anıt. 6/ Hollandanın plaka işaretı... "Er-
sm—': Ünlü fotoğraf sanatçımız. 7/Nazi partisının hücum
kıtasını simgeleyen harfler... Aralanndaevlıliğeengelbırkan
bağı bulunan bir erkekle bir kadın arasındakı cınsel ilışkı.
8/ Ladoga'dan sonra Avrupa'nın ikincı büyük gölü. 9/ Kes-
kin kokulıı dosal madde... Tümör.