22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ANAP'tan CHP'ye ağır eleştiri - • Istanbul Haber Servisi - ANAP Genel Başkan Yardımcısı Giresun Milletvekı Burhan Kara. dün Istanbul il bınasında düzenlediği basın toplantısında çalışana en büyük ıhanetin CHP'den f geldiğini öne sürdü ve hükümetin ABD'yebağlı 1 'bir manda hükümetı' ' olduğunu söyledı. Ülkenin yasa! bır hükümetle değil . 'yalı çetesı" tarafından yönetildigını ıddia eden , Kara, "CHP. DYP'nin Truva Atı görevını üstlenmiştır. EğerCHP • hükümet ortaği olmasaydı bugünkü ıktidar DYP ışçi , haklannı bu kadar gasp : etmeye cesaret edemezdi Ülke yasal bir hükümetle * değil 'yalı çetesi' tarafından yönetilmektedir" dedi. 'Fahişeler işçi olamaz'a tepki • İstanbul Haber Servisi - Genel-lş Sendıkası Konut ' Işçileri Şubesı Başkanı Muzaffer Ünlü. Türk-lş'in Kadın Dairesi Başkanı Seyhan Erdoğan'ın Günaydın gazetesinde - yayımlanan 'Fahişeler işçi olamaz' şeklindeki açıklamasım yanıtladı ve "Fahişeler kafası ve beynı orospu olanlardır. Bedenıyle çalışan bu kadınlanmız. namus edebiyatı yapanlardan daha namuslu ve onurludur" dedı. De\let tarafından vesika verilerek çalıştınlan bu kadınlann nasıl işçi değil de fahişe sayılabileceklennı soran Ünlü. Seyhan Erdoğan'ın istıfa etmeşini ıstedi. Muzaffer Ünlü. Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacaklannı da açıkladı. RP'den seçim seferberligi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - RPGenel Başkanı Necmettin Erbakan. partısının MK.YK toplantısında yaptığı konuşmada. "Milletimiz RP'ye dönmekle aslına dönmektedir" dedi. Erbakan konuşmasında şu görüşlere yer verdi: "Elbette, bütün haksızlıklara karşı bu halk bir yanardağ gıbı patlayacak. En geç bir yıl sonra bu zulümlerin hesabını soracağız. Bu böyle gitmez. Allah - kimseyı gelecek senekı Çiller Hanım ve hesap soracağımız insanlann durumuna düşürmesın." Aydın Güven Gürkan, Soysal'ı da Livaneli'yi de destekleyebileceğini söyledi Soysal adaybğa soğuk TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Ankara Mil- letvekilı Mümtaz SoysaTın aday olup olmayacağı konusunda henüz karar vermemesi nedeniyle sol ka- nat bölünürken istanbul Milletve- kilı Ercan Karakaş ıle bazı arka- daşlan Zülfü Livaneli'yı aday çı- karma hazırlığına gırdi. Mümtaz CHP Içel Milletvekilı Aydın Gü- ven Gürkan. "Adaylık için adlan geçen Soysal'ı da Livaneli'yi de se- vinçle desteklemeye hazır olduğu- nu" açıkladı CHP'nın bütünleş- me öncesi liden Deniz Baykal ile kendinı feshederek CHP'ye katı- lan SHP'nin Genel Başkanı Murat karayalçının bır ıki gün içınde adaylıklarını resmen açıklamalan beklenıyor. Mümtaz Soysal'ın Ankara'da yandaşlanyla bir toplantı yapma- ya yanaşmaması rahatsızlık yarat- tı. Soysal'ın telefonla görüştüğü partilılere de "Resmen bir kişi bi- le aday çıktı mı? Madem bana gü- veniyorsunuz, zamanlamayı bana bırakın. Değerlendiriyorum" kar- şılığını vermekle yetindiğı bıldi- nldı. Soysal'ınyandaşlanndan ba- zı partilıler DSP'ye yönelirken ba- zılan da Soy sal' ı bir süre daha bek- leyeceklerinı bıldirdiler. İstanbul Milletvekilı Ercan K.a- rakaş. Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ıle bazı partı yö- neticilen dün Livaneli ıle görüş- meler yaptı. Taşdelen ile Livaneli. Soysal'ı İLLERDE KURULTAY KUIİSLERİ Delegeler kararsız görünüyor MERtH AK /CEMtL CİĞERtM İZMİR/SAMSUN -CHP'nin olağan kurultaymın yaklaşmasıyla delegelerin kulis çalışmalan da hızlandı. Nevşehır'in Derinkuyu ilçesınde yapılan "CHPİç Anadohı İlleri Bölge Toplantısı"na katılan 10 i! başkanı, hazırladıklan deklarasyonda -Deniz Baykal'ın CHP Kurultayı'nda genel başkanlığa aday olması gerektiğini'* belirttiler. CHPde lıderlık arayışında yükselen tansiyon, Ege'de de kendisinı hissettirmeye başladı. Izmir İl Meclis Başkanı Osman Özgüven'in kunıltay delegelerinin büyük bir çoğunlukla Mümtaz SoysaJ'a destek verdiğini açıkJamasının ardından. CHP Karşıyaka Ilçe Başkanı Cevat Durak bir grup kunıltay delegesinin Deniz Baykal'a aday olması durumunda destek vereceğini bildırdi. CHP Samsun II örgütü de "BaykaT derken, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Muzaffer Önder de "BaykaL Karayalçın ve Çetin gibi Çiller'in etkisine girmez, peşinde de çantacı otanaz" dedi. CHP'nin olağan kurultaymın yaklaşmasıyla birlikte başlayan kulis çalışmalan henüz aday ^ çıkmamasına karşın hızlandı. Kurultay delegeleri kendi bölgelerinde yaptıklan çalışmalarla eğilimleri belirlerken parti içinde de aday arayışlan sürüyor. Basın toplantısı düzenleyerek Mümtaz Soysal'a açık destek veren Izmir II Meclisi Başkanı Osman Ozgüven, net tavnnı sürdürüyor. Sendika temsilcileriyle bir araya gelen Özgüven. parti ve demokratik kitle örgütleri arasındaki ilişkiler konusunda görüş alışverişinde bulundu. Izmir'de Baykalcıların çalışmalan yoğunlaştı. Karşıyaka Ilçe Başkanı Cevat Durak, Özgüven'in yaptığı açıklamalara katılmadığını söyledi. Durak, durum değerlendirmesi yaptıklannı dile getirdi. Gözler bu hafta sonu yapılan "eğjlim yoldamalanna" çevrildi. Ege'dekı tüm ıllerde yapılacak yoklamalann ardmdan ı) başkanlannın Izmir'de bir araya gelmesi bekleniyor. Samsun Hörgütü de delegelerle yaptığı toplantı sonrasında "BaykaT dediler. CHP Samsun İl Başkanı avukat Cemil Deved başkanlığında yapılan toplantıya delegelerin yanı sıra ilçe başkanlan da katıldı. 18 kurultay delegesinden i l'inin katıldığı toplantı sonrasında Baykal'a destek verileceği açıklandı. Ahmet Güryüz Ketenci, Esenyurt Belediye Başkanı'nı suçladı: 'Çapan'ı parüden atacağnır İstanbul Haber Servisi- CHP'nin İstanbul 11 Başkanlığı'na yenı seçi- len Ahmet Güryüz Ketenci. Esen- yurt Belediye Başkanı GürbüzÇa- pan'ı partiden atmaya kesin karar- lı olduğunu söyledi. Ketenci. "Gür- büz Çapan'ı partiden atacağım. Hem de hırsızlıktan atacağım'" de- di. Yenı yönetim kurulu üyeleriyle gazetemizı ziyaret eden CHP İstan- bul İl Başkanı Ahmet Güryüz Ke- tenci. partinin oy kaybetmesinin ör- gütsel yapıdaki bozukluktan kay- naklandığını söyledi. Kendilerinin işbaşına gelmesin- den sonra partinin bır hafta içınde görüntüsünün değişmeye başladı- ğını öne süren Ketenci. "Yani in- sanlar partkleki temel eksikliğin ya- pısal bozukluktan, kadrolardan kaynaklandığını görmeye başladı" dedi. Deniz Baykal' ın genel başkan ol- ması gerektiği görüşünü açıkça sa- vıınan Ketenci, partiyle ilgili şude- ğerlendırmeyı yaptı: "Partinin sol çizgisi aşınmış ola- bilir. Neden aşınmış olabilir? Bu- datelefonlaaradılar Sovsal'ın. Lı- vaneli'ye yönelen yandaşlarına, "Çıkacaksa çıksın, ne istiyorsanız yapın" dediği öğrenildı. Edınılen bilgiye göre Soysal. kendisıni tele- fonla arayan Lıvaneli'yede "kara- nnı açıklama zonınluluğu hisset- mediğini'* söyledi. CHP Ankara Mılletvekili Müm- taz Soysal dün Cumhuriyet'ın so- rulannı yanıtlarken adaylı- ğıyla ilgili olarak "Değerlen- diriyorum. Karar verme- dim" dedı. Yandaşlarının he- men karar vermesı konusun- dakı baskılan anımsatıldığın- da Soysal, "Kendimi öyle bir zorunluluk altında hissetnıi- yorum. Bir zaman sınırı gör- müyorum. Benim zaman sı- nınmyok" görüşünü dıle ge- tirdi. Soysal. "Ekibiniz dağı- byor, bazılan Livaneli've yö- neldi. Bunu nasıl değeıiendi- riyorsunuz** sorusuna da 'Benim ekibim yok. partim var. Herkes kendi karannı ve- rir. Arkadaşlar istediklerini vaparlar" karşılığını verdı. Bugüne dek kurultay tar- tışmalarınm dışında kalmaya özen gösteren Gürkan, dün yazılı bir açıklama yaparak "Kimi somut sonınlar karşı- sında farklı görüşlere sahip olsalardaSayın Soysal daSa- yuı Livaneli de sol dünyamı- zın temel ilke ve değerlerini en iyi bicimde temsil etmek- tediıier. Ben her iki arkadaşt- mızı da sevinçle destekleme- ye hazınm. Çünkü her ikisi de partimi/in değerlendir- mek zonında olduğu ciddi sol tezlere sahiptir" dedı. Murat Karayalçın'ın da bugün partıde düzenleyeceğı lunduğumuz demokratik mevzmin gerisine düşmüşüş. Emek kavgası veren bir partiy iz, 680 bin kamu iş- çisi sokaklarda yürüyor. bizim par- tinin gündeminde yok. Biz parti politikalannı. hükümet politikalannı eleştirdik. Eleştire eleştire insanlar bîze güvendi. De- mek ki partide hastalık belli. 4 yıl içinde 600 bin işcinin iş akri fesh edil- di bu ülkede. İşsiz ve aç bırakıidılar sokaklarda. Ama partiden kimse- nin böyle bir sorunu olmadı." t Sıfirdan başlamalT Hükümetten çekilme konusuna da değinen Ketenci. bunun kolay birişolmadığınıbelirtti 65 millet- vekilinden belki 15 tanesının çekil- me iddiasında bulunabıleceğinı. geri kalanlannın hükümette kal- makta çeşitli beklentilen olabılece- ğini anlatan Ketenci. "Bir önder ben hükümetten çekiliyorum dedi- ğinde arkasında bir tane milletv eki- li kalmay abilir. Ben ona da razıyım. Önümüzdeki beş yıl CHP hiçbir he- sap yapmamalıdır, sıfırdan başla- nıabdır." dedı. Kurultayda ciddi bir ağırlıklan ofacağını düşündüğünü, partinin. daha önce bulunduğu mevzılerın gerisine düşmesine neden olan po- litikalann uygulayıcılannın olayın dışında kalması gerektığini belirten Ketenci. tasfıye etmeyi düşündük- leri önder kadrolarla ilgili şöyleko- nuştu: "Bu geldiğimi/ noktamn be- delini kim ödeyecek? Halka ne di- yeceğiz biz? Diyeceğiz ki; bak kar- deşim şunlar sorumludur. biz onla- n geri plana aldık" yahut "Arka oda- ya kapattık. Bunlar artık partinin önder kad- rosu değildir' dememiz gerektiğini düşünüyorum. Bu sorgulamayı yapmak zorundayız." Partinin. Deniz Baykal'ın önder- lığinde, tutarlı, ciddi, pislığe bulaş- mamış. siyaseti tıcarileştirmemiş ne kadar kadrosu varsa hepsınden yararlanacağını ama bedelinı öde- yecek olanlann kenarda kalması gerektığini savunan Ketenci. "baş- ta Karayalçın'' dedi. İstanbul il örgütünde "ünhershe Masası" kurmayı düşündüklerini. burada üretılecek şeyleri genel merkeze taşıyacaklannı açıklayan Ketenci, hem üretılenlerı hem de kadrolan taşıyacaklannı, Istan- bul'un Türkiye'deki toplumsal çe- lışkilerin merkezi olduğuna ınan- dığını söyledi. Ahmet Güryüz Ketenci daha sonra şunlan söyledi " Biz Baykal'ın önderiiğinda bu yola baş koyduk. Şimdi başı verme- nin zamanıdır. Ben öv le adamcı fa- lan değUim. Ben öyle insanlann eteklerinden. paçalanndan tutuna- raksiyasetyapmıyorum.'Herdedi- ği doğrudur, ne derse doğnıdur, en iyisini o bilir' anlayışında değilim. Ölayı birazda şöy le değerlendirmek lazım: Veliefendi'nin çayınnda atlar yanşıyor. Bizim tercihimizyanşı kazanma şansı olan iyi atlardan bir tanesidir. Başkası yok işte. Mümtaz hocanın düşünceleriv ledüşüncek'rim çakışı- yor. Ama siyaset bövle yapılmaz. Ege sahillerinde dinlenerek siyaset yapılmaz. Onu desteldeyecek olur- sam ben 30 sene sonra il başkanı olurum. Yani herkes kazanacağına ovnar." bir basın toplantısıyla aday lı- ğını açıklaması beklenıyor. Livaneli yandaşlannın Ka- rayalçın' ınçekılmesı ve Bay- kal'ın karşına tek adayla çı- kılması kulıslerı >oğunlaştı. Ancak Karayalçın kanadın- da. "Kimsenin lehine çekil- memiz söz konusu değil" go- rüşüdıle getırildı. Toplantılar sürdü 11 başkanlannın Baykal'ı göreve çağırma toplantıları dün Nevşehir'de sürdü. Yoz- gat, Niğde. Kınkkale. Kon- ya, Kayserı. Cankırı, Kara- man. Aksaray. Sıvas ve Ne\- şehir il başkanlan. bölge top- lantısının ardmdan bir bildı- ri yayımladı. Bildiride. "CHP'nin özü- ne. tabanın istemlerinc u>- gun, partimizi iktidarda etkin kdacak ve yeni iktidaıiara ha- zırlayacak bir üst yapı oluş- turulması ve bu volda gere- ken çalışnıalara başlaması için Sayın Baykal'ı göreve ça- ğınyoruz" dendı Sokaktaki üç gençten biri koltuk değnekli sovyetler'in kurduğu savaş- tan önce 25 bin kişinin ça- lıştığı (bugün ölü durumda- ki) demir-çelik kompleksle- rinin yakınmdan geçerek Bosna Türk Birliğı garnızo- nuna geldik. Burada, birlik komutanı kı- demli kurmay albay Ahmet Berberoğ- lu'dan. birlik hastanesınde bugüne kadar 80 ameliyat yapıldığını. 80 bin kişinin muayene edildiğıni ve kendilerine ilaç venldiğini. 7 binden fazla diş tedavisı yapıldığını öğreniyoruz... Bizgarnizon- dan aynlırken kaza geçirmiş Bosnalı bır çocuk revire getirilıyordu... Zenica'ya bu ilk uğrayışımızda çok kalmadık Garnizonda heyetimize göste- rilen konukseverlığin. sade fakat içten ağırlanışın sıcak duyulanyla saat 16.00*da kuzeydoğudaki Tuzla'ya, sava- şın acdannın daha yoğun yaşandığı böl- gelere doğru yola koyulduk... Breza'da. bugün toplu mezarlık olan bir parkın yanından geçiyoruz.. Henüz tazeliğini koruyantoprakyığınlan... Du- varlan delikdeşıkolmuşevler.. Az son- ra Hırvatlarla Müslümanlann birlikte ya- şadıklan bir köyden geçiyoruz... Bu kez Hırvat evleri tahrip edilmış... Acıya doğru yolculuk Bırbaşkayerleşim merkezi: Buhareş Mostar'dan sonrakı en şiddetli Hırvat- Müslüman çatışması burada yaşanmış. Otobüstekı mıkrofondan bilgı veren ar- kadaşın sözlenyle, bugün kent •hamdol- sun Hırvarlardan temizienmiş-.' Oy sa sa- vaştan önce burada Hırvatlar küçük bir farkla çoğunluktaymış... Yörenin en büyük turistik oteli 'Po- nikve'nin (bugün içler acısı bir harabe yı- ğını olan) kahntılannın yakınmdan ge- çerek Yıldız Dağlan'na tırmanıyonız. Dağ yamaçlan arasında sislerle örtülmüş narin ve yüce çam ağaçlan... Hafıften bır yağmur başladı.. Bu olağanüstü gü- zellikteki doğanın koynunda. aynı köy- de, aynı yörede, aynı ülkede yaşayan in- sanlann birbirlerini boğazlamış oldukla- nna inanmak çok güç. Iki katlı ahşap bir evin bacasından ince bir duman tütüyor... Ve bu duman. bu gün bu atmosferde. ne yazık ki bir gaz odasından yükselen du- mandan başka hiçbir şey çağnştıramı- yorbana... Çev irmenlerimizden Hüseyin GüL Iz- zet Begoviç'in Boşnak radyosundan bu sabah açıklanan banş planını özetlıyor: Bosna'nın toprak bütünlüğünün korun- ması. Saraye\'o'nun statüsünün belirlen- • Mezar yazıtlanndaki doğum tarihlerini rastgele okuyorum: 1975, 1967. 1969. 1981, 1980, 1978... Bir de minik Kalesic Sandro var, öldüğünde 3 yaşmda. Mezar taşına yapıştınlmış fotoğrafında. dağınık sarı saçlan ve mavi gözleriyle, üzerinde bir eşofman. ayaklannda spor pabuçlar ve çizgili-spor çoraplar, bahçe gibi bir yerde oturmuş dünyayı merakla seyrediyor. mesı. Karadzıç rejımmın yenilgıye uğra- tılması ya da etkisız kılınması. BM ola- naklanyla insan haklan güvencesinin sağlanması. Bosna'dan sürülen herkesin (Müslüman-Sırp-Hırvat) geri dönmesi vemallannıngeri verilmesi. Bosna-Her- sek'in yeniden kuruluşu için uluslarara- sı bir fon sağlanması.. Daha önce görüştüğümüz ve daha son- ra görüşeceğimiz bütün Bosnalı yetkıli- ler aynı şeyi söylediler ve söyleyecekler- dı: Bosna-Hersek'teki Sırp ve Hırvat aha- liden aynlarak kurulacak bir Müslüman Boşnak cumhuriyetinin yaşama şansı yoktur; böyle bir şey sonun başlangıcı olacaktır... 19.00 haberlerınden. Sarayevo'yagit- mekte olan bir Amerikan konvoyunun kazaya uğradığını ve üst düzey görev li üç Amerikalının öldüğünü: havan mermile- n patlayan Tuzla'da alarm venldiğini; H- VO'nun (Hırvat Asken Cephesi) Bihaç bölgesinde Dırvar'ı kuşattığını öğreni- yoruz. Gruptaki Boşnak arkadaşlarımızdan Zahit Gürdal'ın sözleriyle. "cephesi en büyük. problemleri, mültecisi ve yarahsı en fazla şehir" olan Tuzla'ya gece yan- sına doğru girdik. Tuzla, çevresı ve sığınmacılarla bir- likte bugün 800 bine ulaşan nüfusuyla Bosna-Hersek'in en kalabalık şehri (Sa- rayevo nüflısunun iki katı). Bazen uzun menzilli toplarla rahatsız edilışi dışında savaştan çok fazla yara almış değil. Sül- fürik asit üreten bir ağır sanayi kenti. Sa- vaşa rağmen sanayısı çalışır durumda. Tuzla düşman elıne geçecek olursa Sa- rayevo'nun da dırenemeyeceğı söyleni- yor. Mostar ve Zenıca belediye başkan- lan iktidardakı Demokratik Eylem Par- tisi'ndendi. Tuzla Belediye Başkanı Se- lim Beşnagiç ve belediye yönetimi ıse sosyal demokrat.. Sabahleyin haber yazımı gazeteye fakslamak ya da telefonda okumak için postaneye doğru yürüyorum. Sosyal ko- nutlann aralanndaki boş alanlara. doma- tes. ayçiçeği. mısır vb. ekilmiş (Saraye- vo çevresındeki bazı evlerin balkonla- nnda da domates yetıştirildığini görece- ğim). Otelın yanından bırdere geçıyor. Köp- rüde, on-on ıki yaşlarında. ko>u yeşil gözlü. yüzünde çocukluğun tertemiz ay- dınlığı. Bosnalı birçocuktan fotoğrafımı çekmesini rica ediyorum. Şaşılacak ka- dar düzgün bir aksanla Ingı 1 izce konuşu- yor. Özel bır okulda öğrenim görüyor- muş. Buralardayaygın biradı var: Eden. "Eden. başka bir yabancı dil öğrenecek misin?" "Evet" "Hangisini?'' "Arapça." "Neden?" "Çünkü Arap ülkeleri bize yardım ediyor..." Gerçeğe inanmak zor Sokaktan geçen üç delıkanlıdan bin mutlaka koltuk değnekli. Eden'e savaş- ta mı sakatlandıklarını soruyorum; "evet" diyor. Akşamüstü otele döndü- ğümde Eden bu kez yanında mahalle ar- kadaşlany la yıne orada. Bir kâğıda düz- gün bir yazıyla adresini yazmış. "Ha- berleşelim'" sözûnü veriyoruz birbirimi- ze... "Gençlik Meydanı", Tuzla'nın ortala- nnda. bır kafe (Caffe Kapıja) ve birkaç dükkânla (modna kuca vb.) çevrelenmiş bır küçük alan Tuzlalı gençlenn akşa- müstleri pıyasa (korzo) yaptıklan yer... 25 Mayıs 1995 akşamı saat 20.55'te bu- raya isabet eden bir şarapnel bu gençler- den 60'ını oracıkta, 11 'ini de daha son- ra olmak üzere 71'ini bu dünyadan alıp gö- türmüş... Ve 67'si ağır olmak üzere 200den fazlayaralı. Bunlardan kimıleri halen yurtdı- şında tedavi görmek- te... Alanda saygı du- ruşundan sonra. farklı dinlerden ve etnık kö- kenlerden bu genç ölü- lenn bir arada gömül- dükleri mezarlığa gidı- yoruz. Daha doğrusıt onların bir arada gö- mülmeleri için mezar- lık haline getirilmış, ağaçlarla çevrıli bır dağ yamacına... Ger- çek mı bütün bunlar. yoksa bır fılmde mı izlıyoruz. C'Çeklerle kaplı taze toprak yığınlannın önünde diz çökmüş gözy;a- şı döken anneler, babalar, kardeşler... Üç ay böylesine bir acının küllenmesi için yeterli değil... Müslüman Bosnalı Mirza. Sırp köken- lı nışanlısı Nınıc Dıjana'nın mezannın başından belkı hıç aynlıp gitmek istemi- yor... Mezar yazıtlanndakı doğum tarih- lennı rastsele okuyorum. 1975. 1967. 1969. 198*1, 1980. 1978... Bır de mınik Kalesic Sandro var, öldüğünde 3 yaşın- da. Mezar taşına yapıştınlmış fotoğrafın- da, dağınık san saçlan vemavi gözleriy- le. üzerinde bir eşofman. ayaklannda s- por pabuçlar ve çizgili-spor çoraplar. bahçe gibi bir yerde oturmuş dünyayı merakla seyrediyor. Tuzla'dakı bu mezarlık, Bosna-Her- sek'te bozulan kardeşliğin simgesi gi- bi... Hırvat, Sırp ve Boşnak delikanlılar burada sonsuz uykulannda bır aradalar. Zenica-Tuzla yoiu nda bir Boşnak köyünde srvil milisler- le.Geride. köpriinün ötesinde. tepelerde Sırp mevzileri. Ailelerinın gönülleri onlan ayırmaya ra- zı olmamış. Arif Arslan'ın gerçekten duygulu bir sesle. içten bir seslenişle okuduğu dualar. herhangi birdınin, her- hangi birdılin bildirisi değil artık; bütün insanlığın ortak ağıdı gibi yüreklere ış- liyor... Bosnalı Müslümanlar. Sırplarve Hır- vatlar. bu güzel topraklarda kardeşçe bir arada yaşıyorlardı. Bu kardeşlik neden bozuldu? Dökülen bunca kan kimın ya- rarına? Bugün Bosna-Hersek ordusu ge- nelkurmay ıkinci başkanı. Sırp kökenli birgeneral... tuzla'ya gelırken geçtığimız bir Hır- vat köyünün askerlik çağındakı bütün delikanlılan Bosna-Hersek ordusunda ortakyurt için savaşıyorlar... Bosna-Her- sek yönetimi. bu topraklarda Müslüman. Sırp ve Hırvatlann bır arada yaşamaları gerektiğini açıkça söylüyor... Oyleyse. bu kirli, kanlı savaşın sorumlularının kimler olduğu açıkça ortada değil mı? POLTTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ü ü üUzun Yürüyüş... Üç-dört gün süren 'Livaneli' rüzgân dindi... Dün sabah, Zülfü Livaneli'nin Milliyet'teki köşesi- nı okuyunca kendi kendime şöyle dedim: "Hırçınlaşarak, küserek polıtika yapılmaz. Livane- li adaylığını koymamah..." Livaneli'nin yazısının başlığı şuydu: "Çakailarittifakı..." Çakallar dediği kurnazlardı... Sabah gazetesinden Fatih Çekirge Livaneli'nin 'CHPGenelBaşkanlığı'ru gündeme getırmişti. Iki-üç gün bir Livaneli fırtınası 'medya'nın Sabah grubunda estirıldı. Ama. sonra ne olduysa oldu başta Sabah ol- mak üzere -Güneri Cıvaoğlu harıç- Milliyet ve Hür- riyet pek sıcak bakmadı Livaneli'nin adayhğına. Özel- likle Milliyet yazarlan 'Livaneli olayı'ru görmemezlik- ten geldi. Hurriyet yazarlarının bir bölümü de 'para- şütçü' öyküsü anlatmakla yetindi... Şimdi Livaneli oldukça öfkelı. Hem kimi yazarlan hem de politikacıları suçluyor. Daha birkaç gün önceye dek "Ben, CHP'yi iktida- ra taşınm" diyen Livaneli'nin bu öfkesi neden kaynak- lanıyoracaba?.. Şundan: "Kımı polıtıkacılarm ve gazetecılerin desteğini ala- madığı için..." Oysa Livaneli, dünkü yazısında Erdal Inönü'den destek aldığını yazıp şöyle diyor: "...Dün de Erdal Bey'iarayıp hatınnı sordum ve 'Si- zınle bu konuda görüşmediğım ıddiasını yayıyoriar' dedim. 'Aldırma bunlara' dedı. 'Siyaset böyle işte, dedikoduyla başa çıkılmaz. Sorarlarsa anlatırım ama şimdi kalkıp bu konuda açıklama yapmaya değmez. Sen yolunda yürümeye devam et. En önemlisi bu.' Doğruydu. Ve ben yolumda yürümeye devam ediyorum." • • • izledığımız kadarıyla Sevinç ve Erdal Inönü'yle Biş- kek'te konuşuyor Zülfü Livaneli. Konu yemek masa- sında açılıyor ve Erdal Bey. Zülfü'ye şöyle diyor: "İyi olur, ben de yardım edenm. Insanlarta ben se- nın için konuşurum ama kendi sıyasal gelecekleri ol- duğu için beni dinleyip dinlemeyeceklerıni bıle- mem..." Acaba Inönü'nün bu sözlerinden ne anladı Zülfü Li- vaneli? Şunu: "Inönü'nün desteğini aldım, bu iş tamam..." Yok öyle şey!.. Polrtika, yüz metre koşusu değildir. Polıtika, uzun biryürüyüştür... Erdal Bey nazık bir kışidır. Aday olmaya niyetli ki- şiyi gözlerinden okur ve o 'klasik' yanıtı verır: Çok sevtndım, haydi hayırlısı olsun! Erdal Inönü'nün 'yakın çevresı' ya da 'arkadaşla- nm' dediği kesim kimlerdir? Hikmet Çetin, Onur Kumbaracıbaşı, Tahir Kö- se, Abdülkadir Ateş ve Rıza Yılmaz'dır... Çetin ve Kumbaracıbaşı (Onur Bey ve Deniz Bey birlikte Izmit'e sünnet düğününe bile gittiler) Bay- kal'la 'banş çubuğu 'nu yakıyor; Ateş. Köse ve Yılmaz da DSP lideri Bülent Ecevit'le 'dirsek teması'nt sür- dürüyor.... İşte 'politikanın gerçeklen 'ni bır başka deyişle 'ayak oyunları'r» Livaneli bilmiyor, Inönü'nün CHP içinde 'varolmayan' gücünü 'varmış' gibi görüyor... Elbet Livaneli, polıtika arenasındayalnızdeğildir.Er- can Karakaş, Kenan Coşar, Doğan Taşdelen gi- bi isimler Livaneli'yi desteklemektedir. Bu destek nasıl çoğalacaktı?.. Kolektıf model yöntemiyle... Bu, Murat Karayalçın'ın formülüydü. Eğer Hik- met Çetin 'Evet' deseydi şöyle oluşacaktı: 'Çetin, Karayalçın, Livaneli...' Hikmet Çetin önce 'Evet' dedı, sonra caydı. Çün- kü 'Hikmet Abı' Erol Çevikçe'yi çok severdi. Deniz Baykal'la da arası hiçbir zaman bozulmamıştı. Bay- kal, kurultayı kazanıp genel başkan olacaktı. Görü- nen köy kılavuz istemezdı. 1083 delegeden en az 650-700'ü 'Baykal' diyordu. Herhalde Dışişlerı Ba- kanlığı'na da Hikmet Çetin'den başkası yakışmazdı. Kolektıf model ya da Güneri Cıvaoğlu'nun deyişiy- le 'Mercedes modeli' güme gıttı. Murat Karayalçın, Livaneli'ye mi teslim edecektı politik mücadelesını? Belki Livaneli, şunu bekliyordu Karayalçın'dan: "Sayın Livaneli, sizın adınıza genel başkan adaylı- ğından çekiliyorum..." • • • Zülfü Livaneli, CHP İstanbul il Başkanı Ahmet Gür- yüz Ketenci'yi birlikte öğlen yemeği yemek için ara- dı. Ketenci, "Ankara'ya gıdiyorum" yanıtını verdi. 30 yıllık politikacı Ketenci, Livaneli'ye, yemeğe gitseler- di şöyle diyecekti: "30 yılda il başkanı oldum. Sen hemen genel baş- kan olmak ıstıyorsun, önce gömleğin bir terlesin ba- kalım..." CHP izmir İl Başkanı Osman Özgüven, politikacı kimlığıyle birlikte aydın kışıliğiyle de tanınır. Özgüvene sordum: "Livaneli için ne diyorsun?" Yanıtı şu oldu: "Mümtaz Soysal aday olmazsa, kurultayda boş oy veririz..." "Ya Zülfü Livaneli aday olursa?.." "Iki-üç oy alır bizden..." Unutmadan yazalım: izmır'den Deniz Baykal'a 12- 13 oy çıkacak... Zülfü Livaneli'nin yanıldığı bir başka nokta da şu: Tansu Çiller nasıl genel başkan seçildiyse ben de se- çilirim... Tansu Hanım'ın yanında Necmettin Cevheri'den Esat Kıratlıoğlu'na dek 'örgütçü' pek çok isim var- dı... Eğer Livaneli, CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını koyarsa en fazla 60-70 oy alır. Eğer 100 oya çıkarsa da bu büyük bir başarı sayılır... Zülfü Livaneli, bize de, gerçeklen söyledığımiz için kırılabılir, ama ben eski dostuma şunu anımsatmak isterim: Yıllar önce bır eylül akşamında Izmir'de Cafe Pla- za'da ne denli içtensem, bugün de aynı içtenliğimle seslenmek istedim sevgili Livaneli!... ISeredeyse her yıl bir ülke oluşturacak kadar toprağın kaybolup gitmesini seyredemeyiz. Bu sebeple ero^yonla mücadele edelinu T.E.MA. Türkiye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle