28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 5 2 . U L U S L A R A R A S I V E N E D İ K F İ L M F E S T t V A L İ v_^aı'annes ve . Berlirflekıyasıya rekabete girmiş Venedik, eski görkemine ve önemine kavuşmak için gösterişli, cilalı, 'action'la. 5-6 Amerikan üstünyapımına davetiye çıkanp Hollyvvood'un gücünü ister istemez kabullenmekte bulmuş çareyi bu yıl. Film seçimini uzmanlara bırakmamakla itham edilerek eleştiri bombardımanma tutulmuş, Venedik'in patronluğunu devralmış olan 'eski tüfek' yönetmen. sempatik ve diplomatik Gillo Pontecorvo'nun seneye görevinde kalıp kalmayacağı tartışmalı! ve sonrasıyla anlatan bu ilginç fılm. Mız- rahi'nin kuaförlerinden. makyajcılann- dan, modelenne ve biraz tombulca. şa- balak bır çocuk olan oğlunun mahrem ta- raflanni kameraya anlatan, yaşh ve ton- ton Yahudi annesine kadar bıitün dünya- sını perdeye taşıyordu, akicı bir röportaj havasında. Aynca filmlenn 'Top mo- delleri arasında, "Unapped"in festiva- lı 'Finestra sulle immagini' bölümünde göstenlmesi nedeniyle Venedik'ı şeref- lendiren Kate Moss'la NaomiCampbell. Cindy'le Linda ve daha tanıyamadığım yığınla ûnlü boy gösteriyor, tümü birer- ikişer bütün podyum becerilerini ve ca- zibelerini ortaya seriyorlardı. Asıl en matrağıysa, filmde rol alan, hâlâ yıllara meydan okuyan, 'çukulata renkli, sem- patik şarkKi' Eartfaa Kitt'in, seyırcıye belkı Eskimoca gibi gelen çarpık-çur- puk bır Türkçeyle, 1950'li yıllarda zıya- ret ettıği ülkemizde öğrenip, hâlâ unut- mamış olduğu 'Çadınmın üstûne şıp de- di damladryı söylediği sahneydi. Festivalin açılış fılmi "Crimson Ti- de"la, KevinCostner'm Lido'nun ünlü. tarihi Excelsior Otelinin kral dairesınde 5 gece konaklamasına yol açan. sınema tanhinin en pahalı fılmi "Waterworid"ü, nasilsa bu yakınlarda tstanbul'da göste- rilecekleri için es geçtım bile bile. Ama kapısından dönmek zorunda kaldığım. \ anşma bölümünün iddialı fîlmlerinden. Irlandayapımı "NothingPersonaJT 'ı sey- redemediğım için epeyı hayıflandım Sinema mabedindeıı izleııiııılerSUNGÜ ÇAPAN VENEDİK- Ünlü gondolları (gerçi şimdı motor-sandallan daha çok varya). kanallan (bazılan bızim Halıç gıbı kok- sa da), bahçe içınde, biblo gıbı ışlenmiş. nefıs evlen, büyük tanhsel mimari zen- ginlikleriyle gerçekten soluk kesicı nıte- likte bir güzellıkler beldesi, cıvıl cıvıl. çok renkli bir kültür- sanat metropolü olan Venedik'in kendıne özgü atmosfe- rinden etkilenmemek ımkânsız. Bu ken- ti anlatabilmek. betımleyebılmek harcı- mız değil, zaten bu eşsiz kentle yanm asırdırözdeşleşmış uluslararası film fes- tivalı nedeniyle Venedik'teyiz bırkez da- ha. Yeni yetme döneminden beri îtalyan sınemasına beslediğimiz sevgi ya da Ak- deniz'ı birOsmanlı gölüne çevirdiğımiz çağlardan bu yana îstanbuii'la Venedik arasında ekşı-tatlı süregelen ılişkilerden olsa gerek. kendımizı pek yabancı hısset- mediğimiz bu harikalar başkentinde, göz alabıldığine Adnyatık Denizi'ne bakan, Lido Adası'nın ünlü piyasa bulvan Lun- gomare Marconı'deki Palazzo del Cine- ma'yla Casino'da, 30 Ağustos'tan ben sürüyor52. Mostra Intemazıonale D" Ar- te Cinematografica (hep Venedik Film Festivalı diye geçerse de, aslında ulusla- rarası sınema sanatı yanşması demek bu). Bılindiğı gıbi. öylesine hayatımıza gır- dı kı festıvaller aynca açıklamaya gerek yok. yedınci sanatın en gözalıcı vitrini. Taze kana gereksinen sinemaya vazge- çilmez bır candaman ışlevı kazandıran \e yenı filmlerin, öncü eğilımlenn ser- gilendiği. görücüye-alıcıya çıktığı, ta- nınmış oyunculann. yönetmenlenn, sı- nema adamlannın boy gösterdıği festı- valler, dünyanın dört bucagına. yerden mantar bıtercesine yayıldı son yıllarda ama en önemlilen. (sanat açısından), Ve- nedik, (pazar-market açısından) Cannes ve (bu ıkı özelliği de banndırarak gıttık- çe gelişen) Berlin. Cannes ve Berlin'le kıyasıya rekabe- te girmiş Venedik. eski görkemine ve önemine kavuşmak için göstenşli, cila- lı. 'action'la, 5-6 Amerikan üstünyapımı- na davetiye çıkanp Hollyvvood'un gücü- nü ister istemez kabullenmekte bulmuş çareyi bu yıl. Yine bılındıği gibi. film seçimini uz- manlara bırakmamakla itham edildıği meslek erbabınca ve "solcu" Îtalyan ba- sını tarafından eleştiri bombardımanma tutulmuştu, vaktiyle "Cezayir Savaşı". "Oueimada" gibi unutulmaz filmleny- le gönüllerde taht kurmuş, Guglielmo Biraghrden bırkaç yıl önce Venedık"ın patronluğunu devralmış olan "eski tüfek' yönetmen, sempatik ve diplomatik Gil- lo Pontecorvo. Seneye görevinde kalıp kalmayacağı tartışmalı! Altın Aslan ödülünün verileceği ya- nşma ve yanşma dışı. yan bölümlerle (Italiano. Nottı Veneziani- Venedik Ge- celeri, Finestra sulle immagını-Görün- rülere açılan pencere, Inıziative specialı- Özel eğilımler. Corsıa di sorpasso ve ret- rospektif gösteriler), gele- neksel basın toplantılan, ser- giler, konferanslar ve ünlüle- rin katılımıyla süregelen 52.Venedik Fılm Festiva- lı'nde. şenliğın kalbınin attı- ğı küçüklü-büyüklü 5 salo- nun yeraldığı şık ve modern Palazzo del Cınema- Sinema Sarayı'nın önünde dalgala- nan 30 ülke bayrağının ara- sında bızim ay y ıldız yine yok artık alışıldığı üzere. ABD, Almanva, Arjantin, Avustral- ya, Belçıka, Bolivya. Brezil- ya. Danımarka. Fransa, Hol- landa, Hong Kong. Italya, In- gıltere, Irlanda. tran, Ispanya, Isveç. Ivıçre. Israıl, Kanada, Kazakıstan, Macaristan, Meksıka, Norveç. Polonya, Portekiz. Rusya, Romanya, Tayvan ve Yunanistan filmle- rinin katıldığı festival gitgide ısınarak iyice şenleniyor. lş- te ilk üç günden izlenımler. Kübalı usta TomasGutier- rez AJea. yanşma bölümünde göstenlen ve ünlü. efsaneleş- mış şarkıyla ılgısiz. "Guan- tanamera" adlı yeni komedı- sinde. yoksul ülkesindekı 36 yıllıksosyalızm uygulaması- \ 'übalı usta Tomas Gutierrez Alea, "Guantanamera" adlı yeni komedisinde, yoksul ülkesindeki 36 yıllık sosyalizm uygulamasmın sonuçlannı yine ınce ince hicvediyor.12 yıl moda fotoğrafçılığı yapmış Douglas Keeve'nin yönettiği "Unzipped", doğrusu pek beklenmedik bir sürprizdi bizim için. EşcinsL haklan çığlığı olarak özetlenebilecek "Stonewair\ bu yıhn şubatında Londra'da AIDS'ten ölmüş olan Ingiliz yönetmen Nigel Finch'e adanmış. '**\ Jenniter Jason-1 ,ck>h nın sonuçlannı yıne ince ince hicvediyor, oldukça duygusal. komik ve sevimli ta- rafından. Alea ustayla çırağı Juan-Car- los Tabio Re> 'in imzasını taşıyan bu ke- yıflı taşlama. artık Castro yönetimının muhalıf seslere pek ses çıkarmadığını örnekliyordu. Bizım İstanbul Festiva- lı'ne de yakışacak cinsten bir Küba gül- dürüsü "Guantanamera" 'Natoral Born Kiflers" jenerasyonundan, ıki erkek bır kız. üç gencin (adlan da Kiesknvskıye nazire, f8'lik fıstık, speed prensesı Amy Blue. naif sevgilisi Jordan Whıte ve son- radan çifte katılan yakışıklı serseri Xa- vier Red!) Arkalannda kafası uçurul- muş, kolu kopanlmış cesetler bırakarak, hayvanlar gibi sevişerek. domuzlar gıbi yiyip-içerek. arabayla, bir meçhule doğ- ru sürekli yol aldığı, Heavv Metal tarzı, iç kaldıran kan. şiddet. seks sahneleriy- \\<x»dv Allen le bezelı, 'psıkedelık' bir yol fılmı'ydi "Görünrülere açılan pencere" bölümün- de seyrertiğımız "The Doom Generati- on". Sinema eğitiminden. homo-lezbı- yen filmlennden yetişen, eleştırmenlenn dıkkatıni çeken, ödüller kazanan. Calı- fornialı genç yönetmen GreggArald'nın adı sanınz 1990'larda çok duyulacak. Haylı stılize. çarpıcı görsellıkte ve abar- tılı bir anlatımın öne çıktığı "Doom Ge- neration", Greeg Arakının ılk büyük bütçelı, uzun fılmıymış. tlk günlerden akılda kalıcı bir başka fılm de. moda dünyasma bakan, siyah beyazdan renkliye. belgeselden bir mo- da yaratıcısıyla yapılmış bir röportaj fil- mıne gıdip gelen, civelek. yerinde dura- mayan, sürekli dönenen: hareketli bir ka- meranın saptadığı görünrülerle Cınema Verite tarzı bır üslup yakalamış. olduk- ça parlak, sürükleyıcı ve etkıleyıcı "Un- zipped-Fermuarsız*' oldu. şımdıye dek seyredebıldıklenm arasında. En son. mo- da dünyasını çalkalandıran, bazı ünlü "designer'lan fılmi yasaklatmaya gıde- cek denli öfkelendırerek allak bullak eden, Robert Altman ustanın keskin eleştirel >orumuyla. modanın ve moda- cılann ıcığını-cıcığını çıkaran, geçen mev sım sey rertığımız "Pret a Porter"dan sonra. 12 yıl moda fotoğrafçılığı yapmış, bu âlemı ıçinden tanımış Douglas Ke- e\e'nın yönettiği "Lnzipped'*. doğrusu pek beklenmedik bir sürprizdi bizim için. Konuşması,jestlen, esprilen ve genel hali tavnyla yakın birarkadaşı hatırlatan. Nevv Yofklu modacı Isaac Mızrahi'nin kolleksiyonunu sergıleyen bir moda shovv'unu, hazırlıklan. podyum öncesi Mia Farnw-\W»dv Allen oody Allen'ın büyük ölçüde özyaşamından kaynaklanan son romantik komedisi "Mighty Aphrodite", iki yıl kadar önce rezalet boyutunda, dünyanın diline düşerek sona eren Woody Allen- Mia Farrow beraberliğini andınyordu. Mia'yı Venedik'e gelen yıldızlardan Helen Bonham- Carter oynuyor. doğrusu. Hele geçmiş dene>imlerin doğ- rultusunda, IRA olgusunu irdeleyen ThaddeusO'Sullivan^ın yönettiği, 1994 Berlın Festivali galıbı "In the Name of the Father" çizgısindekı "Nothing Per- sonal", bır de ödül alırsa, üzüntüm ıkıye katlanacak herhalde. Alışılmış festival bürokrasisinin (serbest giriş kartı edin- me. bannacak bir yer sağlama, ortama uyma, vb gibi) çarklannda heba edilen ılk günden sonra ikınci günün 'keşfi' de, kısaca- çarpıcı bir eşcinsel haklan çığlı- ğı olarak özetlenebilecek "Stonewall" fılmi oldu. BBC'den yetişme, Dire Stra- ıts. The Rolling Stones, Kurt Vonnegut. Graham Greene, Kenneth Anger gibi rock gruplan ve yazarlar hakkında ilginç belgeseller çekmiş ve bu yılın şubatında Londra'da AIDS'ten ölmüş olan tngiliz yönetmen Nigel Finch'ın. eşcinselliğin henüz yasadışı ve çok ayıp bir şey oldu- ğu, insanoğlunun ayda yürüdüğü, Viet- nam Savaşı'nın sürdüğü 1969'da New York'ta geçen bu iticı ama duyarlıklı. in- sancıl filmi, eşcinsel hareketinin kurulu düzenin yerleşik değerlerine, tutuculuğa. ırkçılığa, hoşgörüsüzlüğe karşı sesini yükselttiği, giderek 'eşcinsellerin guru- ru ve onuru' olacak birdönemı. insanoğ- lunun arasına 'taştan duvarlar' ören zih- niyetlen alabildığine yererek hikâye edı- yordu. Nigel Finch'e adanmış "Stone- wall" festivalin 'Finestra sulla immagi- nf bölümünün önemlı filmlennden ola- cağa benzer! Uçüncü gün, sabahın köründe. herke- si Lido'nun büyük salonuna çekmişti VVoody Allen adı; üstadın büyük ölçüde özyaşamından kaynaklanan son roman- tik komedisi "Mighty Aphrodite"ı tıklım tıkış. kahkahalar ıçinde seyrettık. Saçı arkadan ıyice dökülmüş, gıdısı sarkmış. pımpınk. yaşh bır Yahudi bezırgâna dön- müş Woody, bayağı foımundaydı bu son filminde.eviilikyaşamınaılışkin keskin gözlemler, aldatmalar. çocuk edınmeler, vs. ıçeren öykü, tıpkısının aynısı olmasa da. iki yıl kadar önce rezalet boyutunda. dünyanın diline düşerek sona eren VVo- ody Allen-Mia F a n w beraberliğini an- dınyordu aynen, film gereği kaçınılmaz "mutlu son'un dışında. Mia'yı Venedik'e gelen yıldızlardan Heten Bonham-C'ar- ter'ın oynadığı ve yıllar öncesinın Yunan fılmi "kiiçük Afroditler''den adını alan (Nikos Konduros'un bu sıyah beyaz ero- tizm klasığıni otuz yıl evvelinin Sınema- tek seyırcisi anımsayacaktır. meraklısı Sami Altuıdağ'ın Yeni Sınema dergisin- de yayımlanan ilginç yazısını da...) "Mighty Aphrodite''' de, öyküyü antik bır Yunan korosuna anlattırarak, Brecht'vari yabancılaştınna efektiyle ka- nşık, incelikli ve eğlenceli buluş, gön- deıme ve dokundurmalarla süregelen, espnli, ironik bır anlatım tutturmuş Al- len. Yer yer, anlatıcı koronun şefi, tannlar tannsı yüce Zeus'un "...Bip sesinden sonra mesajınızı bırakın!' dedıği ya da spor yazarı, çelimsız, buruşuk Wo- ody 'imizin, tıpik Mia davranışlan göste- ren kansınm ısranyla edindiklen çocu- ğun, güzel, çekicı ama biraz gerzek olan porno yıldızı. gerçek annesine doğru dü- riist koca bulmaya çabaladığı (!) gibısın- den bazı dayanılmaz sahneleriyle seyir- ciyi kmp geçirdiği bu film. ustadın Mia'dan kendi yöntemlerince öcünü al- dığı, gırgır, hoş ve entelektüelce kotanl- mış, gıcır gıcır yeni bir Woody Allen gül- dürüsüydü. Özetle; festivalin ılk üç gü- nünden geriye kalan fılmler arasında baş sıraya yerleşenlerdendı kanımızca. ya- nşma dışı Venedik'e katılan bu "Mighty Aphrodite''. Uzaktan da olsa görmek şansma eriş- tiğimiz (!) Kevin Costner. Denzel VVas- hington, Tom Hanks,Jennifer Jason-Le- igh, vb. gıbi Hollvvvood yıldızlanndan çok, bugün-yann S\Tm VVendersın tak- dim edeceği son fılmi, "Par-dela les Nu- ages- Bulutlardan'"ı sabırsizlıkla bekle- diğimiz, 81 yaşındaki usta Michelange- loAntoruoni'yi görmek. basbayağı heye- canlandırdı bizi Excelsior'da... Bir sütunun üstündeki ünlü kanatlı Ve- nedik aslanı olduğunu neden sonra çöze- bildiğim, yeşıl, beyaz( kırmızı îtalyan renkleriyle bezeli, flu bir modern fotoğ- raf havasındaki, Tapiro imzalı bu yılın festival afışini hiç turmadıgımı da belir- teyım bu arada. eski bır grafıker olarak. Ama her gösteride, filmin önüne takılan Venedik Festivali'nin tanıtımjenenğine ve müziğıne diyecek yok! BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Barış Hattası Çağrışımları... Falih Rrfkı Atay'ın "Zeytinyağı"nda okumuştum: Ittihatçıların Bahnye Nazınna sormuşlar: "- Paşam, söyter misinız, bu harbe neden girdik?" "- Maaş vermek için!" buyurmuş devletli. "Hazine tamtakırdı. Para bulmak için ya bir tarafa boyun eğ- meli ya öbür tarafla biheşmeliydik." • Ben de yaşadım, baba'nem de yaşadı Seferberlik, mütareke, savaş.. Nasıl evden ocaktan olduk, Çocuklar nıçın yetım kaldı. Ben de gördüm, baba'nem de gördü Açlığı, kınmı, arkadan vurmayı... Okuyup yazmadan önce öğrendim, Onlar nasıl yaşadı, Bunlar niçin öldü? • Atatürk, "Yurtta banş, dünyada banş..." diyordu. Yavrutürkler, Kore'den bu yana, ne demeye çalışıyor- lar?! • Sevkiyat düdüğü çalar gibi Geliyor tren, geçiyor tren. Galiçya'da mı, Kore'de mi. Yemen'de mi, Haber yok benimkinden. • Birleşmiş Milletler. diplomasi-miplomasi diyoaım, melek... Silah tacirlerı, hele sılaha bağlı ABD ekono- mısi diyecek oluyorum: ŞeytanL • Sensın bölen bu geceyı Kendi şafağına doğru gıderken Utanmaz bır borsanın tetiğini çekerek Doğayı kırtettığın parmaklarınla Insan seslerinın kanına giren. • Görmüyor musunuz: Kan gölünde eylül mehtabı seyretmek isteyenlerimiz var. • Silahlar doğaın yüreğini anyor durmadan. Bu kan kokusunun ürettiği sorulan benden sor. • Analar her ülkede ana. Babasız bırakılan çocuklar her ülkede yetım. • Ölüler sorarsa Silahlann kazdığı çukuriardan Gözleri açık giden ölüler sorarsa bır gün "- Nerde benim yaşamıml, Nerde sen.." Yanıtla bakalım kendini. • Uygar ınsanların dirençleri önlenemiyor ama! "Biryandan bizim adımıza, bize rağmen sürdürü- len bir savaş Türklenn ve Kürtlerin kardeşçe, eşit ko~ şullar altında bihikte yaşamasının önüne daha fazla engel yığıyor. Insanlar ölüyor, kaynaklar heba edili- yor, doğa tahrip edıliyor, düşmanlık tohumlan serpi- liyor, yaşadığımız topraklar kan gölüne dönüyor. öte yandan Turkiye savaş kışkırtıcılannın politika- lan doğnıltusunda komşulanyla, özellıkle de Yuna- nistan'la ciddı gerginlikler yaşıyor. Üstelik sorun sadece Turkiye ıle de sınıriı değil, Bosna-Hersek'te ırkçı-yayılmacı bir savaş, onbinler- ce ınsanı yerinden yurdundan, canından ediyor. Or- tadoğu'da, Kafkasya'da, Afrika'da, dünyanın çeşit- li bölgelerinde irili ufaklı savaşlarmazlum halklan bir- binne düşürüyor. Savaşlan, katlıamları, sürgün ve ışgallen durdurmanın yolu hep bırlıkte 'banş için mü- cadele etmektir." • Kadınlar ana olurken henüz Silahınız varsa sızin Masalınız varsa sizin Masal silahları yapın kendinize Yaşamı ateşe vermeyin. Galeri Nev'in 5. Sanat Fuarı'ndaki sanatçısı Komet Kültür Servisi - Galeri Nev, 5. Sanat Fuan'nda Ko- met'in son çalışmalanna yer verecek. lyi Şeyler Yayınlan ve- Galeri Nev işbirlıği ile baş- layan sanat yayınlan dizi- sinın ılk kıtabı olarak ya- yımlanacak Komet kıtabi- nın çıkışı ve ilk sunumu ne- deniyle Galen Nev bu yıl fuar standında Komet'ın çalışmalanna yer verecek. Metninı AhmetOkta> 'ın yazdığı ve ıkı cıltten oluşan kıtabın, ılk cildı "Komet" ıkinci cildi ise "Öteki Ko- met" adını taşıyor. Ilk cilt- te sanatseverlerin yakından tanıdığı ve sanatçının 30 yıllık üretiminın seçilmiş 84 örneğı yer alırken ıkinci cıltte, sanatçının sürdüre- geldiğı deneysel çalışmala- nna yer veriliyor Ahmet Oktavın "Bir Döş Gezgini: Komet" adlı metnınde ise sanatçının öğ- rencıliğinden bu yana sür- dürdüğü sanat yaşamının analitik bir açılımı yapılı- yor. 5 gün sürecek fuar süre- since Komet, kitabını sa- natseverler için imzalaya- cak. Öte yandan. Galeri Nev'ın 1995,96 sezonu programı açıklandı. Galeri Nev. 1995-96 se- zonunu5 Sanat Fuan'ndan sonra 29 eylülde açıyor. Ankara'da 12. Istanbul'da ise 8. sezonunu açacak olan Galen Nev'in tstanbul Maçka Salonu'nda açacağı sergiler sırasıyla şöyle. Tıraje Dikmen, Mithat Şen, Burhan Doğançay, Alev Ebüzziya.Ömer L luç, EUf Ayiter, Melek Mazıcı. Nejad Devrim, Cengiz Ka- baoğlu. Unesco'nun Isfahan Semineri • TAHRAN (AA) - Unesco, "Iran kültürünün tpek Yolu üzenndekı tarihi etkılen" konulu uluslararası semınen 4-8 eylül tarıhJen arasında Isfahan kentınde yapacak. Seminer. tran kültürünün Ona Asya üzerindeki etkısıni ve Ipek Yolu ile ilgilı boyutlannı tartışmayı amaçlıyor. 40 dolayında akademisyenın katılacağı seminenn somut sonuçlanndan bin de Orta Asya Çalışmalan Enstitüsü'nün açılması olacak. Matmazel Julie • Kühür Servisi -•'Matmazel Julie TOBAV tstanbul sanat etkınlikleri çerçevesınde, Zeliha Berksoy tarafından sahnelenecek. 7 Ekımde tstanbul Devlet Tıyatrolan Birim Sahne'de sergilen_meye başlayacak olan oyunu Mana Fridh yönetiyor. Oyunda, başrolleri Zeliha Berksoy dışında, Seval Gökçe ve Ragıp Savaş üstlenıvor. Matmazel Julie. çökmekte olan bır sınıfa aıt çelişkiİeri üzenne kurulu. Avare ama tutkulu Matmazel Julie'nın uşağını baştan çıkarmasını ve ertesi gün intıhar etmesıni anlatan oyun, Efes Pılsen'in desteğıyle sahnelenıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle