Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4EYLÜL 1995 PAZARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
ANKARA PAZARI GUNDEM MUSTAFA BALBAY
YAKUP KEPENEK
I Baştarafı 9. Sayfada
yapılan çok büyük yanlışlara, zarariı işbiriiklerine, ye-
tersizliklere ve çok daha önemlisi "öndersizliğine" kar-
şn CHP'de yılların aşındıramadığı bir sol yapılanma
vardır. Partide, başta Izmir olmak üzere kimi ilierin yö-
retimlerini kazanan ve gücünü genel merkez yönetim-
lerinden değil tümüyle toplumun emekçi kesimlerine
yakınlığından alan yepyeni bir sol filizlenme yaşanıyor.
Hükümet ortaklığından kesinlikle aynlınması gerek-
tığini özenle vurgulayan ve "dürüstlük, demokratlık ve
solculuk" üçlüsüne dayalı bir yeniden yapılanmayı gün-
oeme getiren bir oluşumun kurultayda varlığını duyur-
ması da kaçınılmazdır.
Gerçekte, parti ya da "örgüt emeği" yetersiz olma-
sma karşılık genel kamuoyu, yani "örgüt dışı desteği"
yüksek genel başkan adaylan, doğal olarak bu sol fi-
lızlenmeye yaslanmak istiyorsa da somırt önerileriyle
örgütü ve ülkeyi dalgalandıracak bir siyasal önderlik yo-
luna giremiyorlar. Dağınıklığı sonucu sol kesim kendi
içinde yeniden parçalanıyor, milletvekilleri de bir yerie-
re kaçmanın, birilerine tutunmanın yollarını arıyor.
• • •
CHP'nin devingenliğini yeniden kazanması ve bir di-
riliş sürecine girmesinde sol kanadın önemli katkılan
olabilir. Partinin dirilişi, başta hükümet ortaklığının ge-
tirisi-götürüsünün dökümü olmak üzere geçmişiyle he-
saplaşmasına ve düşünsel silkinişe geçerek sosyal de-
mokrasinin yerel ve evrensel öğelerine "yeniden ve
yalpalamadan" sahip çıkmasma bağlıdır. Ve bu bir
"siyasal önderlik" işidır. Bu yapılmazsa seçmenlerin
arttırarak verdiğı ceza gelecekte çok daha ağır olacak-
jtır
Izzetbegoviç
Ankara'daANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanı Aliya İzzet-
begoviç, Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirelın da-
vetlisı olarak bugün Anka-
ra'ya gelerek. resmi zıyaret-
lerde bulunacak. Dıploma-
tik çevreler. NATO saldınla-
nyla eşzamanlı gerçekleşen
ziyaretin, Cenevre toplantı-
sı öncesinde düzenlenmesi-
nindikkatçektiğinı vurgula-
dılar.
Dışişleri Bakanlığı'ndan
dün yapılan yazılı açıklama-
da, Bosna-Hersek Cumhur-
başkanı Izzetbegoviç'ın
Cumhurbaşkanı Demi-
rel'in davetlisi olarak An-
kara'ya geleceği belirtildi.
Açıklamada. Izzetbego-
viç'in, Demirel ile görüştük-
ten sonra, Başbakan Tansu
Çiller ve diger hükümet yet-
kilıleriyle iki ülke arasında-
ki mevcut yakın dostluk ve
işbirligini her alanda daha
da gelıştirmek için temaslar-
da bulunacagı bildirildi.
Cumhurbaşkanı lzzetbego-
viç'e, Bosna-Hersek Fede-
rasyonu Başkanı Kresimir
Zubak ile Dışişleri Bakanı
Muhammed Şakirbey'in de
dahıl oldugu bir heyetın eş-
lik edeceği kaydedildi. Dip-
lomatik çevreler, tzzetbego-
viç'in ziyaretinin, gelecek
hafta sonu yapılacak Cenev-
re toplantısı öncesinde dü-
zenlenmesinin önemini vur-
guladılar. Cenevre toplantı-
sının Bosna-Hersek, Hırva-
tistan ve yeni Yugoslavya
dışişleri bakanlannın katılı-
mıyla gerçekleşeceğinı bil-
diren çevreler. toplantının.
ABD'nin hazırladıgı yeni
banş planının Dışişleri Ba-
kanı Rkhard Holbrooke ta-
rafından taraflara benimse-
tilmesi amacıyla düzenlen-
diğini kaydettiler.
Imam, 'faüi
meçhuP kurbanı
Haber Merkezi - Diyarba-
kır'ın Şehitlik semtınde bir
imam. üç kişinın satırlı sal-
dınsı sonucu öldürüldü. Ay-
dın"ın Çeştepe beldesinde
bir alacak sorunu nedeniyle
kahvehaneye yapılan silahlı
saldında 2 kişi öldü, 3 kişi
yaralandı.
Diyarbakır Cumhuriyet
Bürosu'nun haberine göre,
Şehitlik Camii'nde kız ço-
cuklarına Kuran kursunda
ders veren Ahmet Peken (62)
adlı imam, dün saat 16.00
sulannda camiden çıkarken
18-20 yaşlannda olduklan
öne sürülen kimligi belirsiz
üç kişinin satırlı saldırısına
uğradı. saldında ağıryarala-
nan Peken, kaldınldığı has-
tanede yaşamını yitirdi.
Aydın Merkez ilçeye bağ-
lı Çeştepe beldesinde kahve-
hanede oruran bir grup yurt-
taşm üzerine tabanca ile ateş
açıldı. Olayda 2 kişi öldü. 3
kişi yaralandı. AA'nın habe-
rine göre, saat 17.00 sırala-
nnda kimliği henüz belirle-
nemeyen bir kişi, Çeştepe
beldesinde kaihvehanede
oturanlann üzerine ateş açtı.
Ayfer Adalı (56) ve Şükrü
KJvrak (50) adlı kişiler olay
yerinde öldü.
Feridun Yangın (23),
Mehmet Emek (27) ve Ser-
darGûler(20) ile kimliği he-
nüz belirlenemeyen bir kişi
ise yaralandı. Olayın. alacak
meselesınden meydana gel-
diği bildirildi. Olayı Sultan-
hisar ilçesinde öğrenen lçiş-
leri Bakanı Nahit Menteşe,
Çeştepe'ye hareket etti. Jan-
darma alay komutanlığı yet-
kililerinden alınan bilgiye
göre, olayın görgü tanıklan,
saldırganın önce kahvehane-
de oturan, eski sabıftalı ve
çek-senet işleriyle uğraşan
Ayfer Adalı ile tartıştığını ve
daha sonra tabancasıyla ras-
gele ateş açtığını söylediler.
Aydın'da bulunan Mente-
şe de gazetecilere yaptığı
açıklamada. olayın siyasibır
yönünün bulunmadığını
söyledi.
PKK Zaho'ya saldırdı
I Baştarafı 1. Sayfada
tışmada öldügü bildirildi.
Kuzey Irak'ta PKK-KDP
çatışması giderek yayılıyor.
Yaklaşık 3 bın kişilik bir gü-
cünü Kuzey Irak'takı dağhk
bölgeye yığan PKK'nin,
yer yer *vur-kaç" taktiği uy-
gulayarak KDP'li peşmer-
gelere kayıplar verdirdikle-
ri kaydedildi. 20 gün önce
başlayan çatışmalarda bu-
güne kadar her iki taraftan
yakJaşık 50 kişinin öldürül-
dügü bildirilirken KDP"li
yetkililer, PKKnın saldın-
lanna sert yanıt verebilmek
amacıyla Erbil ve Selahat-
tin bölgelerinden dağhk
bölgelere sürekli takviye
kuvvet kaydınyor.
Genelde saldınlannı ge-
ce düzenleyen PKK militan-
lan önceki gün de gece ya-
nsından sonra Zaho kent
merkezine 3 ayn noktadan
ağır silahlarla saldında bu-
lundu. Abbasiye Mahalle-
si'ndeki KDP karakoluna
roketlerle düzenlenen saldı-
nda 8 peşmerge ağır yarala-
nırken KDP'lilerin anında
karşılık vermesi üzerine bü-
yük bir çatışma başladı.
Yaklaşık yanm saat süren
çatışma sonucu 3 PKK'linin
öldürüldüğü bildirildi. Yine
aynı saatlerde bir grup PKK
militanı da Siraniş Daglan
eteğinde bulunan Darkara-
can Köyü'ne saldırdı. Yak-
laşık 45 dakika süren çatış-
mada ölü ve yaralı olmadı-
ğı, KDP'lilerin ağır silahlar-
la PKK'lileri püskürttükleri
bildirildi.
Zaho'daki KDP'li yetkili-
ler, çatışmalann yer yer sür-
düğünü belirterek şunlan
söylediler:
"Kontrol elimizde. Yer
yer dağlık kesimlerde çatış-
malar sürüyor. Yoilann
kontrolü peşmergelerimizin
elinde. PKK'nin ağırtığı ge-
nellikle Kanimasi, Batufa,
Sersink kırsal kesimlerinde-
dir. Münferit sakiınlar olu-
yor. Ancak anında müdaha-
leediyoruz.*
1
Zaho kent mer-
kezinde gündüz yaşam nor-
mal şekilde sürdürülürken
geceleri peşmergelerin kent
girişi ve çıkışlannda olağa-
nüstü güvenlik önlemleri al-
dıklan gözlendi. Peşmerge-
lerin, şüpheli gördükleri ki-
şileri kontrol ettikleri. özel-
lıkle PKKye sempati du-
yanlann evlerihi de sürekli
gözetim altında tuttuklan
belirtildi.
I Baştarafı 1. Sayfada
ğıne göre, konuyla bu kadar yakından
ilgilenen ilk bakanmış.
Konu Everest'in zirvesiydi ama, tabii
ki bizim kafamızda CHP'nin zirvesi var-
dı. Kapıda, Fikret Ünlü ile birlikte ko-
nukları karşılayan Sevinç Inönü'yle bir
süre sohbet ettik. Konuşmamızın bir
bölümü şöyle geçti:
- Bugün ünlü oldunuz. Sayın Zürfü
Livaneli sizden söz ediyor. Kendisine
adaylık konusunda destek vermişsıniz.
- Yaaa, yaniii, olacak şey değil.
- Nasıl yani.. destek vermediniz mi?
Açık açık öyle yazıyor.
- Ne desteği. Tesadüfen karşılaştık.
Sonra oturduk. Konuyu açtı. Ne diye-
yim, 'Yaa hayırlı olsun' gibilerden bir
şey söyledim. Ardından da, 'Ama bu
işler örgüt desteği ister' dedim.
- O zaman ne dedi?
- Birkaç kişiyle görüştüğünü söyledi.
Ben, 'Örgüt desteği şart' diye devam
ettim. Bu işin belediye başkan adaylı-
ğına benzemeyeceğini söyledim...
Erdal Bey de yemek sırasında konu-
ya dolaylı bir "açıklık" getirdi.
Dağcılanmız sordular:
- Siz de bu sporia yakından ilgilisiniz.
Devam ediyor mu?
Inönü gülümseyerek karşılık verdi:
- Evet, arkadaşlara söyledim. 1953
Inönüler'den Livaneli'ye.
yılında Kayserı Erciyes e tırmandık. Zir-
veye bir defter koymuşlardı. Bundan
sonraki hedefımiz Everest diye yazmış-
tık.
Araya girdim:
- Hiç Everest'e tırmanma planı yap-
tınız mı? "Hayır" deyip devam etti:
- Insan sıradan bir zirveye tırmanın-
ca, ondan sonra hemen en üst zirveye
gözünü diker. Bizim sıyasette de böy-
Iedir. Belediye başkan adayı olan arka-
daşlanmız, ardından genel başkan ol-
mak ister.
Bu, Inönü'ce tümceyi Türkçeye çevi-
rirsek, Zülfü Livaneli'nin, "ErdalBeyba-
na destek sözü verdi" açıklamasının
doğrulanmadığını ortaya koyuyor.
CHP'de kongre için son haftaya giri-
lirken, genel başkanlık kulislerinde, her
türlü yöntemin kullanılmaya başlandığı
dikkat çekiyor. Livaneli dünkü yazısın-
da, kendi aleyhine kampanya açıldığı-
nı, Erdal Inönü ile görüşmesınin yalan-
lanmaya çalışıldığını yazıp bu kesimi,
"Çakallar ittifakı" olarak nitelemişti.
Konuyla ilgıli yorum yapmak yerine,
Sevinç ve Erdal Inönü'nün söyledikleri-
ni dikkatle okumak yeter.
Pek çok partide yaşıyoruz, ama
CHP'de daha çok ön plana çıkan şöy-
le bir durum var:
Kendisıni biraz tehlıkede hisseden
yöneticinin, liderin veonu destekleyen-
lerin ilk suçladığı kesim basın oluyor.
Hainler-dürüstler...
Önceki gün, "CHP'Iİ taban" imzasıy-
la altında 20 kadar ismin yazılı olduğu
bir faks aldım. Başlığı şu:
"Denız Baykal karşıtlığı halk düşman-
lanndan destek alıyor."
Altında bazı köşe yazarlarının Bay-
kal'ı önlemek için yalanlar ürettiği yazı-
lı. Halk, CHP ve Baykal karşıtı ilan edi-
len yazarlan şöyle sıralamış:
Hasan Pulur, Mustafa Balbay, Is-
met Solak, Fikret Bila, Kurthan Fi-
şek.
"Dürüst yazarlara teşekkür ederiz"
deyip, altına şu isimleri koymuşlar:
Derya Sazak, Altan Öymen, Tufan
Türenç, Rauf Tamer, Hıncal Uluç, Fa-
tihÇekirge.
Özetle verilmek istenen mesaj şu:
Baykal'dan yana yazıyorsanız dürüst-
sünüz, yazmıyorsanız hain.
Deniz Bey ve yakın çevresi sık sık,
"hizipçi bir mantık izlemeyeceklerini,
herkesi kucaklamayı hedeftediklerini"
vurguluyorlar ama, öyle anlaşılıyor ki,
"Baykal ruhu" partiyi uzun süre terk et-
meyecek.
Daha önceki yazılanmda da vurgula-
mıştım ama, bir kez daha yinelemekte
yarargörüyorum.
CHP'nin sorunu, genel başkanın kim
olacağı değil. Partinin nasıl bir zemine
oturacağı. Oysa bugün, sadece genel
başkanlık konuşuluyor. Bizim de eleş-
tirdiğimiz bu. Zaman zaman Baykal'ı da
bu yönde eleştırince, onu destekleyen-
ler hemen damgayı basıyorlar:
- Tamam, bu Baykal karşıtı.
Bu hafta sonuna dek CHP'yi konuşa-
cağız. Önümüzdeki hafta da konu de-
ğişmeyecek. Çünkü bu kez, hükümetin
oluşumu tartışılacak.
SHP'nin ve ardından CHP'nin son yıl-
lardaki kongreleri hep, "Bu son şans"
yaklaşımıyla yorumlanıyor. Bu kongre
için de benzer şeyler söyleniyor.
Ama ben inanmıyorum. Öyle görünü-
yor ki, bu kongrede CHP yeni bir zemi-
ne oturacak. Yeni genel başkan önü-
müzdeki yıl yapılacak seçımlere kadar
görevde kalacak. Ardından yeni birolu-
şum yaşanacak.
CHP'nin yükselmesi için dıbe vurma-
sı gerekiyor.
Sanryorum, dibe daha birkaç puan
var...
Bu gıdişle oraya da önümüzdeki ilk
seçimde ulaşılır...
6
Barış luııudu tükenmemeK'
I Baştarafı 1. Sayfada
fotoğraflan taşındı. Aslı
Öngören ve Orhan Ay-
dın'ın sunduğu. 8 Mart Ka-
dın Platformu. Ateş Hırsı-
zı. Bank-Sen, İHD, BSP.
Eşcinseller Platformu, A-
ziz Nesin Vakfı. Express
Dergisı. Dünya Dostlan,
Evrensel Kültür Merkezi,
Karikatürcüler Derneği'nin
de stand açtığı şenlikte Ko-
ma Amed, Muammer Ke-
tencoğlu. Metin Kahraman
ile Zuğaşı ve Berepe grup-
lan müzik dinletisı sundu.
Şenlikte yapılan konuşma-
larda Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde "kir-
lisavaş"ın devam ettığı öne
sürülerek "Banşın olması
için askeri yöntemler son
bulmalıdır"denildı Şenlik-
te sık sık "Susma, susrukça
sıra sana gelecek", "Kürt
Türk kardeştir", "'Naşasın
halkların kardeşliği" slo-
ganlan atıldı.
Güney tlleri Büromuzun
habenne göre Mersin'de
Dünya Banş Günü nede-
niyle HADEP ve BSP or-
taİclaşa "Haydi Banşa" mi-
tingi düzenledi. Çok sayı-
da kadın ve çocuğun katıl-
dığı miting, lstasyon Ala-
nı'ndan yürüyüşle başladı.
Yürüyüş, Cumhuriyet Ala-
nı'nda son buldu.
Stoganlar aüldı
Çok sıkı güvenlik ön-
lemleri altında yaklaşık 4
bin kişinin katıhmıyla ger-
çekleştirilen miting sırasın-
da "Anadilimle eğitim yap-
mak istiyorum", "Anayız,
bacıy ız, İdrii savaşa karşı-
yız", "Babam öldü. karde-
şimölmesin". "Silahlar sus-
sun. kalemler konuşsun",
"Akan kan dursun"slogan-
lan atıldı.
Ankara'da da Tuzluçayır
Feyzullah Çınar Parkı'nda
"Banş ŞenBği'' düzenlen-
dı. Mamak Belediyesi ile
Mamak Halkevi tarafından
ortaklaşa düzenlenen şen-
ligin açılışında Halkevleri
Genel Sekreteri Rıza IIH
man bir konuşma yaptı.
Şenliğe halkoyunlan ekip-
leri ve bazı sanatçılar katıl-
dı.
Şenlikte "'Banş, hemtıı
şimdi" yazılı pankartl.it
yerler alırken genç ve çı
cuklann dileklerini yazd -
ğı bir "banş duvan" olı^-
turuldu.
İHD'den imza
kampanyası
Insan Hakları Dernegı
Genel Başkanı Akın Bir-
dal ve tstanbul Şube Baş-
kanı Ercan Kanar, dün
Cumhuriyet gazetesinı zi-
yaret ettiler.
Gazetemiz yöneticilenv -
le. ınsan haklan ve banş ko-
nusunda görüşen İHD yö-
netıcilen, barış sürecinin
TBMM'nin girişimiyle
başlatılması gerektiğini be-
lırterek, "Bu süreci hız-
landırmak için bir imza
kampanyası başlatıyo-
ruz" dedıler
KUCAKLAŞTILAR - Dünya Banş Günü nedeniyle İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende en
hüzünlü an,şehit Albay Rıd\an Özden'in eşi TomrisÖzden ikgüvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen PKK'li
Hebat Duman'ın aMası Fmine Duman'ın kucaklaşması sırasında yaşandı. Emine Duman, Kürtçe yaptığı konuşma-
da banş çağnsında bulunurken. Tomris Özden "Herkesi banş içinde yaşamaya, uğraşmaya çağınyorum. Taptaze acı-
nıa karşın yine de banş dilhorum" dedi.
Yurdun çeşitü yerierinde kutianan Dünya Banş Cününde banş güvercinleri uçuruldu. (Fotoğraflar: KUBİLAY TÜNTÜL / HÜLYA TOPCU)
CHP ve Keıııalizııı
ORAL ÇALIŞLAR
CHP Kurultayı bu kez ilginç geçeceğe
benziyor. İlk kez Deniz Baykal yüksek bir
kazanma şansıyla kurultaya katılacak.
Ancak neredeyse 10 yıla yakın bir
süredir devam eden liderlık mücadelesi.
partı içinde bazı kesımlerde Baykal'a
karşı ciddi bir alerjı yaratmış durumda.
Bu nedenle Baykal'ın genel başkan
seçilmesi, CHP'nin bir kesimi tarafından
kabul edilemez bir gelişme olarak
algılanıyor. Ciddi endişeler dile
getiriliyor.
CHP Kurultayrnda kimin başkan olacağı
gerçekten önemli mi? Şimdiye kadar 5
başkan değiştirmiş CHP'nin sorunu
acaba genel başkanın kim olacağında mı
düğümleniyor? Erdal İnönü'nün,
ardından Murat Karayalçın ve Hikmet
Çetin genel başkanlık yaptılar. Ne oldu?
CHP'nin gücü her geçen gün eriyerek
tükenme noktasına geldi.
Deniz Baykal da birleşmeden önceki
CHP'nin genel başkanlığını yaparak bir
deney yaşadı. Onun genel başkanlığı
altında CHP'nin oy yüzdesi SHP'nin de
çok altındaydı. Şimdi birleşmiş CHP'ye
genel başkan olsa daha büyük bir başan
mı getirir? Kimse bu konuda umutlu
konuşmuyor.
Sosyal demokrasınin derdinin genel
başkan olmadığını kabul etmek gerek.
Türkiye'de en çok genel başkan eskiten
bu parti, yine de başan gösteremiyor.
Eskısi gidiyor. yenisi geliyor, degışen bir
şey yok. Kan kaybı sürüyor.
Nedir sosyal demokratlann sorunu?
Neden başarısız ve kötü durumdalar?
CHP'ye bazı kesimlerden yöneltilen
eleştirilere göre bu parti Kemalist
köklerinden kopmadığı ve devletçilikte
ısrar ettiği için eriyor ve çağdışı kalıyor.
Acaba?
Örneğin sosyal demokrasinin bir başka
temsilcisi Bütent Ecevit daha az mı
devletçi, yoksa daha az mı Kemalist ki
tek başına CHP'den daha fazla taraftar
toplayacak noktaya geldı? Türkıye'de
yıldızı parlayan sıyası partılere bakalım.
bunlar hangi nedenlerle başanlı
oluyorlar?
Örneğin MHP Bu parti, Türkiye'nin
devletçi ve milliyetçi partisi. Aynca, son
dönemde Atatürkçülüğü, Misak-ı
Milli'yi CHP'den daha kararlı
savunduğuna ilişkin mesajlar veriyor.
.Ama zayıflamak bir yana güç topluyor.
Diğer örnek RP. Necmettin Erbakan'ın
RP'si de her konuda devletçi \e merkezci
bir çizgi tutturuyor. Kürt sorunundan
özelleştirmeye kadar tam anlamıyla
devletçi. Ve güçleniyor.
Tansu Çiller de merkezi.deviet
otoritesinın ve bürokrasinin
güçlendirilmesi konusunda kararlı bir
çizgi izledi. Mesut Yılmaz da öyle. Hatta
son dönemde yıldızı parlayan Fethullah
Hocabile devletçi çizgisiyle puan
topluyor. Yani sonuçta devletçilik
Türkiye'de güç kaybına neden olan bir
etken değil. Tam tersine bugünkü gerilim
ortamında devletçilıgın prim yaptığını
görüyoruz.
Devletçi çizgi ızlemeyen ve liberal bir
sıyaset sav unan yalnızca Cem Boyner'in
YDH'si. Ikinci bir örnek yok. Bunlara
bakınca, CHP'nin erimesinin
Kemalizmle ve devletçilikle açıklanması
pek de doğru gibi görünmüyor.
CHP neden kaybediyor sorusunun
cevabının Kemalizm ve devletçilik
olduğunu söylemek bana pek yerine
oturan bir tahlil gibi gelmiyor. Öncelikle
CHP'nin devletçiliği çok tartışma
götürür. CHP'de sıkı devletçiliğı savunan
bir çizginın son yıllarda izlerine
rastlamak pek mümkün değil. Partı
içinde bu eğilimin en açık temsilcisi
Mümtaz Soysal, ama onun da parti içinde
ciddi bir güce sahip olduğu söylenemez.
CHP, Kürt sorunu nedeniyle açmaza
girdi. asıl sıkıntısı buradan
kaynaklanıyor. Bir yanda devlet, öte
yanda PKK güce ve şiddete dayalı bir
siyasi kavga yürütüyor. Kutuplara
çekilen şiddet ortamı ara güçlere hareket
alanı bırakmıyor. Banş ve demokrasi
yanlısı güçler, silahlann hâkim olduğu
noktada yeterince seslerini
duyuramıyorlar. Sesini çıkaranlar da eli
silahlı güçler tarafından bir şekilde
susturuluyor.
CHP işie bu şiddet ve terör ortamında
iktidar ortaklığı yapıyor. Ne Kürt
sorununda barışçı çizgiyı kararlılıkla
savunabiliyor ne de devlet içındekı şiddet
eğılimıne İcarşı koyabiliyor. Çünkü bu
konuda tam anlamıyla arada kalmış
durumda. DYP ve özellikle MHP, şiddet
ortamının rantını toplayan partiler olarak
ön plana çıkıyorlar. CHP ise ne şiddetten
pay alacak bir noktada ne de barışı
savunmak konusunda cesur ve kararlı.
Şaşkın şaşkın iki tarafa bakıyor ve
elinden bir şey gelmediğinin şıkâyetini
dile getiriyor.
CHP bu pozisyonu nedenivle tamamen
işlevsiz bir görünüm çiziyor. Burada
sorunu Kemalist olmak veya devletçi
olup olmamak değil. Burada sorunu,
radikal bir şekilde banş ve demokrasi
saflannda yeralmak ve iktidardan
koparak ciddi bir demokrasi platformu
yaratmak. Bunu yapamadığı için parti
giderek asıl işlevinden uzaklaşıyor \e
yozlaşıyor. Bu nedenle parti içi liderlık
yanşması da ilkesel olmak yerine kişisel
oluyor. Ben şu ana kadar Karayalçın,
Çetin ve Baykal arasında ne gibi bir
siyasi farklılık var kav rayabilmiş
değilim. Bunu kendilerinin de
açıklayabileceklerini sanmıyorum.
CHP'nin temelindeki Kemalist geleneğin
ise bugün hıçbir ızinin kalmamış
olduğunu sanıyorum. Çünkü Kemalizm
bir ulus-dev let ıdeolojısıydı. Bunun
yaratılması ve yukandan aşağıya
kapitalizm öncesi kurumlann tasfıvesi
dönemi büyük ölçüde sona erdi. Bugün
cumhuriyet, demokratıkleşme sancılan
yaşıyor. Çoğunlukta olan mezhep ve
etnik yapılann azınlıklann varlığını
kabul ederek yeni bir uzlaşmaya
zorlandığı dönemdeyiz. Kürtler ve
Aleviler. Türklere ve Sünnilere, bizimle
birlikte ve bizim haklanmızı kabul
ederek yaşamayı öğrenmelisiniz diyorlar.
Cumhuriyetın sorunu bu.
CHP ise bu kavgada tam anlamıyla arada
kalmış durumda. Ciddi olarak safını
belirleyemediği sürece erimeye devam
etmeye mahkûmdur. Deniz Baykal genel
başkan olursa da görecegiz. eğer bu
tutum değiştirilmezse degışen bir şey
olmavacak
OLAYLARIN
ARDEVDAKI
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
karıdaki tablo gösteriyor ki
9-10 eylülde parti içinde
"ıdeolojik" ya da "kimlı-
ğe "yönelik bir tartışma ya-
şanmayacak. Genel baş-
kan adayları yoğun bir bi-
çımde delege kazanma
savaşımına girecek.
Bu süreçte gazete ve te-
levizyonlann parti içi kuli-
se "olabildiğince aynntılı"
ineceği gözleniyor.
CHP yönetıcilerinden ve
aday adaylarından bekle-
nen, parti içi yorumlar kar-
şısında tartışmalan daha
karmaşık hale getirici yak-
laşımlar yerine, CHP'ye
yönelik bu ilgiyi yönlendir-
mek olmalıdır.
CHP Genel Başkanı'nı
1083 delege seçecek.
Sandıkta onlar oy kullana-
cak. Ancak, kamuoyunun
kongreye yönelik ilgisi de
tümüyle gözardı edilemez.
Genel başkanı belırleye-
cek oylan delegeler vere-
cek, ama partinin gücünü
ortaya koyacak oylan da
seçmen verecek. Bu da
potansiyel olarak 35 mil-
yon dolayındaki seçmeni
ilgilendiren bir konudur.
CHP yöneticileri, genel
kurula salt parti delegele-
rıne yönelik bir çalışma
gözüyle bakamazlar.
Mesajları, 1083 de-
legenin yani sıra milyon-
larca seçmene yönelik ol-
malıdır.
• • •
Çöpte
€İepozito
ASUIVIAN ABAC1OĞLU
İZMİR- Ambalaj olarak
kullanılan plastik ve metal
maddeler ile sıvı ürunlerin
içıne konduğu kaplan üre-
ten firmalara. bu maddelerin
belırli bir oranını gen topla-
ma ve dönüştüıme zorunlu-
luğu getiren kota uygulama-
sı tıkanma noktasına geldi.
Sorumlu firmalann kurdu-
ğu ÇEVKO Vakfı yönetici-
leri. çöpleri kaynakta ayır-
ma sistemi kuruimadığı sü-
rece kota oranlannın arttınl-
masının bir ışe yaramayaca-
ğını söylüyorlar. Kota yerine
depozito uygulamasının ge-
tirilmesini savunan bılim
adamlan ise. karşılığını al-
madan hiçbir yurttaşın.
"bunca sorunu arasında"
çöplerını ayırmaya zaman
ayırmayacagını öne sürüyor-
lar.
1991 yılında çıkanlan bir
yönetmelıkle doğada aynş-
ması uzun süren plastik ve
metal esaslı ambalaj »capla-
nnı piyasaya sürenler boş
kaplan. her yıl artan oran-
larda toplayarak geri dön-
dürmek zorundalar. Kota
olarak bilınen bu uygulama-
da yönetmelik plastik kap-
lann I992'deyüzde25'inin,
1993'te yüzde 35'inin,
I994"te yüzde 45'inin,
1995'te ise yüzde 65'inin
geri toplanmasını öngörü-
yordu. Metal ve alüminyum
kaplardaki oranlar ise. yüz-
de 15-20-30 ve 45 olarak be-
lirlenmişti.
Firmalann bu kotalan
doldurabilmeleri için kul-
landıklan yöntem. genellık-
le toplayıcı kişılerden satın
alınması oldu. Bu arada. fir-
malann sorumluluklannı
yerine getirip getirmedigi
kendi beyanlanna dayandı-
gından, her yıl bir önceki yıl
toplanan kaplann üzerine bir
miktar daha kap ekleyerek
Çevre Bakanlığı'ndan gelen
denetçilen yanılttıklan söy-
lentileri kafalarda kuşku ya-
rattı. Sorumlu firmalann
oluşturduğu ÇEVKO (Çev-
re Koruma ve Ambalaj Atık-
lan Değerlendırme Vakfı)
yöneticileri bu söylentileri
yalanladı.
Karagümrük
Birahaneye
saldırı: 1 ölü
İstanbul Haber Servisi -
Fatıh Karagümrük'teki Kü-
çüğüm Birahanesi'ne dün
akşam saat 22.00 sıralannda
kimliği belirlenemeyen kişi-
lerce düzenlenen silahlı sal-
dın sonucu bir kişi öldü, 5
kişi yaralandı.
Silahlı saldında yaralanan
Kayhan tleri (32). kaldınl-
dığı Vakıf Guraba Hastane-
si'nde yapılan tüm müdaha-
lelere rağmen kurtarılama-
yarak yaşamını yitirdi. Beş
yaralı. Vakıf Guraba Hasta-
nesi, İÜ Cerrahpaşa ve Ça-
pa Tıp Fakültesi'nde tedavi
altına alındı. Emniyetyetki-
lılen. olayın siyasi boyut ta-
şımadığını belirttiler.