25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 1995 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Sıvas Kongresi'nin Çökerttiği Mandacılık OKTAY GÖKDEMtR Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü S ıvas'ta 2 Temmuz 1993'te, Madımak Oteli'nde 37 ay- dın, sanatçı ve şairleri yakan şeriat karanlığının yobazla- n, laik cumhuriyetimize düşmanlık ve kin dolu küf- lü ağızlanyla şöyle bağınyorlardı. "Cumhuriyet burada kuruklu! Burada yıkılacak!" Ulusal duygudan yoksun yobazın ka- fasıbu!. Kurtuluş Savaşımızın en önemli kilo- metre taşlanndan biri olan ve laik Türki- ye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı Sıvas Kongresi: 76 yıl önce bugûn Sıvas Lisesi'nde toplanan delegelerle açılmış- tı. 19 Mayıs 1919'da tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak amacıyla Ana- dolu'ya geçen Mustafa Kemaİ, bu dü- şüncesini Amasya Genelgesi ile eylem planına çıkanyor, Erzurum Kongresi ile de Kurtuluş Savaşı'nın kongreler asama- sı başlamış oluyordu. Bölgesel amaçlı olarak toplanan Erzurum Kongresi'nden sonra Sıvas Kongresi; o ana kadar Ana- dolu'da dağınık olarak savaşım veren Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'ni. Ana- dolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemi- yeti adı altında bir araya toplayarak em- peryalizme karşı topyekûn savaşı belli bir düzene koyarken tam bağımsızlığın önündeki engellerin en büyüğü olan Amerikan Mandası (Güdümü) sorununu da tarihin derinliklerine gömüyordu. Mondros Silah Bırakışmasf ndan (Mütarekesi'nden) sonra ülkeyi kurtara- bilme çareleri içerisinde Amerikan Man- dasını kabul etmek önemli yandaşlar top- lamıştı. Özellikle Istanbul'da bazı Os- manlı aydınlan bu düşünceyi uygulama alanına koymak için Mustafa Kemal'e ve Kongre üyelerine baskı yapıyörlardı. Onlara göre; XX. yüzyılda 500 milyon li- ra borcu, pek verimli olmayan bir topra- ğı bulunan üstelik elinden ordusu ve cep- hanesi alınmış bir millet; istese de ba- ğımsızlığını elde edemezdi. Yapılacak tek şey, dünya siyaset sah- nesine yeni çıkmış, lngiltere ve Fran- sa'dan farklı olarak uluslann vicdanlan- na daha saygılı. Filipinler gibi yabanıl (vahşi) bir ülkeyi bile kısa sürede uygar- laştınveren Amerika'nın ekonomik ve siyasal desteği alınarak Manda (Güdüm) altına girmekti. Bu düşüncelerini Kong- re'de egemen kılmak isteyen Manda yan- da$lan, bu düşüncenin karşısında tek en- gel olarak gördükleri Mustafa Kemal'i tasfiye etmek amacıyla önce kongreye başkan seçtirmek istemiyorlar, bunu ba- şaramayınca da kongrenin gündemini sü- rekli bu sorunla meşgul ediyorlardı. Uzun tartışmalardan sonra Kongre. Amerikan Mandası'na karşılık Mustafa Kemal'in tam bağımsızhk tezini benim- seyerek Manda sorununu Kurtuluş Sa- vaşı'nın gündeminden uzaklaştınyordu. 76 yıl sonra bugün. moda deyişle "NCTV VVorld Order" ya da "Yeni Dünya Düzeni" Mandacılığın yeni bir türü ola- rak yine karşımızda! Medyanın yoğun bombardımanıyla dünya insanlarına se- çeneksiz (altematifsiz) bir yaşam biçimi sunarak muhalefet alanını adeta daral- tan. konuşma biçiminden, giyim-kuşa- mına varıncaya kadar tek tip bir ınsan ve birey yaratma uğîaşı içinde olan. 'ser- bestpiyasaekonomisi'nin dünya insanlı- ğının ulaştığı en son aşama olduğunu vurgulayarak tarihteki îlerleme düşünce- sini ortadan kaldıran ve •tarihinsonu'nun geldiğini söyleyen. ekonomik anlamda dünyadabütünleşmeyi sağlarken üretmiş olduklan silahlan satabilecekpazaralan- lan yaratabilmek düşüncesi ile siyasal açıdan mikro mılliyetçilik hareketİenni destekleyerek Balkanlardan, Ortado- ğu'ya oradan Afrika'ya vanncaya kadar dünya halklannı birbirine kırdıran "Yeni Dünya Düzeni" anlayışı, ülkemizde de kısa sürede yandaşlar bulmada aecikme- di. Sevr'in Lozan'dan daha iyi bir antlaş- ma olduğunu, 1. Cumhuriyet'in askerler tarafından kurulduğu için anti-demok- ratik olduğunu. gerçek demokrasi için II. Cumhuriyet'in ilan edilmesi gerekti- ğini, serbest piyasa ekonomisinin Türki- ye için vazgeçilmez ve seçeneksiz tek ekonomik sistem olduğunu. Yeni-Os- manlılık düşüncesi çerçevesinde Adri- yatik'ten Çin Denizi'ne kadar Türkçe konuşan topluluklarla yeni bir yapılan- maya gidilmesi gerektiğini vurgulaya- rak sözde Türkiye'nin yakın tarihini ye- niden inşa ederek geleceğı yönlendirme- ye çalışan - Tanzimat romanındaki Batı- lı tiplerden farksız- tatlı su entelleri; medyanın da yoğun desteğini arkalanna alarak tarih bilincinden yoksun eleştiri- lerle kuram (teori) üstüne kuram üreti- yorlar. Önce şu düşmanlık ya da bilinçsizlik içindeki değerlendırmeyebakalım: Türk ulusuna Anadolu'da küçücük bir toprak parçasını yaşam alanı olarak sunan Sevr'i, bugünkü ulusal sınırlanmızı borçlu olduğumuz ve I. Dünya Savaşı sonunda imzalanan antlaşmalar içinde bugün de varlığını sürdüren tek antlaş- ma olan Lozan'la kıyaslamak hangi mantığın ürünüdür? I. Cumhuriyet'in askerler tarafından kurulduğunu ve anti-demokratik oldu- ğunu söyleyenler unutmasınlar kı. M. Kemal Atatürk "Önce Meclis, sonra or- du" diyebilen kişilikte bir önderdi. Dün- ya üzerindeki hangi devrim bir ulusal Meclis kanalıyla yürütülmüştür? Cum- huriyetimizi demokratikleştirmek için. onun başındaki numara'lan değiştirmek yerine, sivil toplum örgütlenmelerine alabildiğine yer veren çağdaş .bir anaya- sa değişikliği gerekmektedir. Yapılan ya- nm yamalak değişiklik yeterli değildir. Gelir dağılımındakı eşitsizliklerin büyük boyutlara eriştiği serbest piyasaya eko- nomisi ile sağlıklı bir demokrasi nasıl kurulabilır? Adriyatik'ten Çin Denizi'ne kadar Türkçe konuşan topluluklarla yeni bir yapılanmaya gitme masalı ise mikro mil- liyetçilik düşüncesinin hız kazandığı bir dünya çoğrafyasında gerçekleşmeyecek bir hayal olarak görülüyor. Türk insanı bu hayalin bütün acılannı 1915 Sanka- mış faciasında yaşıyarak Enver Paşa ma- ceracılığından Ulusal Ant(Misak-ı Mil- li) sınırları içinde Mustafa Kemal Ata- türk gerçeğine dönmüştür. Sonuç olarak. Sıvas Kongresı'nin bu anlamlı yıldönümünde sahip olunan bü- tün ulusal değerlerin yadsındığı. insanın insana ve her şeyden önemlısi kendisine yabancılaştınlmaya çalışıldığı 90'lar Türkiyesi'nde bugün her şeyden çok 76 yıl önceki Kuvayı Milliye ruhuna, inan- cına ve kararlılığına yeni bir bilinçle sa- hip çıkmamız gerektiği düşüncesi. dile- rim. "Yeni Mandacriann vicdanında yer alır. Yurtseverlik bunu gerektirir. ARADABIR Prof. Dr. İL HAN ÖZAY /. Ü. Huk.Fak. tdare Hukuku öğretim ûyesi Tupistlik Çöplük! Havadan bakıldığında görülür ki, yefyüzünde coğ- rafi konumu Istanbul kadar güzel başka bir kent yok- tur. Ama gündüz içinde iseniz yine görürsünüz ki in- san elinin bu kadar çirkinleştirebildiği bir başka kent de olamaz. Dolayısıyla, hem güzelliğinin tadına var- mak hem de çirkinliğini görmemek için, şairin dedi- ği gibi belli "Mevsimde gurup vakti Cihangir'den" bakmak gerekir. Bu imar sefaletine şimdi bir de çevre rezaleti ek- lendi: adeta Batı'nın bize yakıştırdığı "barbar" tanı- mını haklı çıkarırcasına... Görkemli mimari eserleri- mizle temizlik timsali "hamam "larımızı her gittiğimiz yere götürdüğümüzde bu "barbar" yakıştırması ne kadar sırıtıyorsa, şimdi de o kadar gerçektir denebi- lir. Istanbul gibi bir kentin yeşil kalabilmiş ormanlık alanında, Karadeniz kıyılarının incilerinden biri Şile yakınındaki Kirazlıköy'e, "hijyenik depo alanı" yut- turmacasıyla resmen bir "çöplük" yapılması girişi- minden söz ediyoruz. Hem de merkezden yönetimin kanatları altında, Büyükşehir Belediyesi'nin marifeti olarak jandarma dayağı gücü ile!.. Canını dişine takmış köylü kadınlannın şişmiş ve morarmış görüntüleri, özel televizyonlardan günler- dir yayımlanıyor. Haberin başını dinlemediyseniz Bosna görüntüleri veriliyor sanırsınız. Yolunuz ora- lardan geçiyorsa ve yine ne olduğunu önceden duy- mamışsanız, bu sefer de asker-millet el ele ormanı koruyorlar zannedip gözleriniz yaşarabilir. Nerde... Gerçek olan idarenin bu akıl almaz işine, eskisi gibi "Büyüklerimiz ne yaparsa haklıdır" demeyen "mil- letin efendileri"n\n umutsuz başkaldırısıdır. Böyle sokaklara, daha doğrusu dağa taşa dökül- meden ne yapmışlar oranın insanlan? Yemeyip iç- meyip soluğu Idare Mahkemeleri'nde almışlar. Her seferinde yürütmenin durdurulması ve iptal kararla- n elde etmişler. Ama 'hukukun üstünlüğü" sadece anayasanın bir fantezisi! O üstün hukuk, "idare "yi bağlamıyoryada bağlayamıyor. Nitekim belli birala- nın "hijyenik depo" ya da herkesin anlayacağı dille "çöplük" olarak aynlmasını iptal ettiriyorsunuz. Ida- re o alanı küçülten, fakat aynı yer için tıpkısının ay- nısı bir karar daha alıyor. Bununla başa çıkmaya ola- nak yok ki! Kaymakamın yokluğunda ona vekâlet eden jan- darma komutanı marifetiyle "cennetten çıkma"yön- temleri özellikle kadınlara uygulanan idare, şimdi de on günlük bir süre istemiş. Yani, bırakın on gün bu- raya çöp dökelim sonrası Allah kerim demiş!.. Ben de Allah'tan niyaz ediyorum; bize bir gecelik olsun Istanbul'un çöp sorununa 10 gün içinde çare bulma- yı düşünenlerin aklını ihsan et de rahat bir uyku uyu- yalım. KADIKÖY 4. İGRA MÜDÜRLÜĞÜ ÎLANENTEBLİGAT 19951878 Alacaklı: Necmettin Koçakoğlu Vekili: Av. Cenk Türker: Osmancık Sok. Emin Han Ka- dıköy Borçlu: Irfan Yürük: Kurtçelebi Sokak 8/1 zemin kat Üs- küdar Selami Ali Mah. Gazı Cad. N 147 Üsküdar Borç miktan: 27.750.000.- TL masrafsız ve feizsiz. Müstenidatı: 163örnek. Alacaklı vekili tarafından yukarıda yazılı alacagın tahsili için hakkınızda yapılan icra takibmde yazılı adreslerinıze gönderilen 163 ömek ödeme emri bila tebliğ iade edilmiş, zabıtaca da yaptınlan adres tahkikatında adres tespit edile- mediğinden ödeme emrinin ve 103 varakasının ilanen tebli- gine karar verilmiştir. 1 - Yukanda borç ve masraflan i^bu ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren kanunı siireye 10 gün ilavesi ile 20 gün içinde ödemeniz. takip dayanağı senet kambiyo senedi nite- ligini haiz değilse. keza taİdp dayanağı senet altındaki ımza- nın da size aıt olmadığı iddiasmda iseniz 15 gün içinde açık- ça bir dilekçe ile Tetkik Merciı Hâkimliği'ne bildimıeniz, ak- sı takdirde kambiyo senedındekı imzanın sizden sadır olmuş sayılacağı, imzanızı haksız yere inkâr ederseniz senede da- yanan takip konusu alacağın %10"u oranında para cezasına mahkûm edileceğinız. borcun ödendiğini veya ibra olundu- ğunu. alacağın zaman aşımma uğradıgını iddia ediyorsanız veya itiraz varsa bunu sebeplerf ile birlikte 15 gün içinde İc- ra Tetkik Mercii Hâkımliği'ne bir dilekçe ile bildirerek Tet- kik Mercıi Hâkimliği'nden irirazınızın kabulüne dair bir ka- rar getirmenız. getirmedığiniz takdirde 20 gün içinde 74. madde gereğince mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykın beyanda bulunursanız hapisle cezalandtnİacağınız. 2- 28.3.1995 tarihinde gıyabınızda haciz yapılmış ve 333 57 60 nolu telefon. profılo marka televizyon, elektrik süpür- gesi vs. haciz edilmiş olduğundan işbu haciz tutanağında llK'nin 103. maddesine kaim olmak üzere ve ödeme emrı de ilan olunur. 12.7.1995 Basın: 40200 ZÜHAL KIVILCIMResim Sergisi 4 Eyfül - 19EyiGİ 1995 Mahepe Belediyesi Dr. Füsun Kanveci Sanal Galerisi Tel: (0216) 383 09 53 Aydınlık Türkiye'nin son şanşı 9-10 eylülde yapılacak CHP Kurultayı"nda oy kullanacak kimi delegelerin meşruluğuna gölge düşürülmüştür. Av. M. METİN SEZGİN Eski CHP Bursa Osmangazi îlçe Başkam B ir yıla yakın bir süre ile Bursa Mer- kez Osmangazi ilçesinde ilçe baş- kanlığında bulundum. CHP ilçe başkanlığı, partinin tüm özlük işle- rinin ve tabanın tüm sorumluluğu- nun yüklenildiği bir birim olduğu için çok özverili ve o ölçüde onurlu bir görev oldu benim için. Özellikle 18 Şubat Kurultayı'ndan son- ra sancılarla dolu. SHP ile birleşme ve bütünleşme süreci içinde çok önemli saydığım kimi olaylara ta- nık oldum. Yine bu görev süresi içinde Bursa. Uludağ Kiraz- lı beldesinde yapılan 4 Haziran yerel ara seçim so- rumluluğunu üstlendim. Bu seçim nedeniyie unu- tamayacağım anılanm oldu. CHP'nin neden öbür partilerden çok farklı olduğunu bir kez daha yakın- dan gördüm. Seçim nedeniyie Bursa'ya gelen CHP G«nel Baskanı Sayin Hikmct Çetin ı. kimi CHP'li bakanlan ve parti üst düzey yöneticilerini daha ya- kından tanıma fırsatını buldum. Hepsi ayrı ayn olumlu etkiler bıraktılar. Son günlerde kimi tutucu çevreleri ve mılliyetci- liği sadece kendi imtiyazlannda sanan çıkarcılann tepkılennı çeken. tnsan Haklanndan Sorumlu De\- let Bakanı Algan Hacaloğlu'nu Bursa. Kirazlı bel- desinde konuk ettik. CHP'nin insan haklan gibi çok önemli bir konunun bakanı olarak kendisinı yakın- dan tanımaya çalıştım. Kirazlı seçimleri seçmeniyle küçûk, ama. Türki- ye'nin beyaz cenneti Uludag'ı kucaklayan bir yöre olması nedeniyie siyasal ve ekonomik ağırhgı olan bir seçimdi. Bizim parti olarak bu seçimlerde ama- cımız, orada belde örgütümüzü kurmak ve 6 Oklu bayrağımızı Uludağ'dadalgalandırmaktı. Bımdada başanlı olduk. Kendi içimizden kimi yöneticileri- mizin ve dışarıdan öteki partilerce yapılan iğrenç provokasyonlar nedeniyie benim için büyük iizün- tülerle geçen unutamayacağım o gecede. sağ parti- lerin siyaseti ne hallere düşürdüklerini yakından gördüğümde tüm olumsuzluklara karşın. CHP'li ol- maktan onur ve kıvanç duyuyordum. Sayın Haca- k)ğhı o gece, CHP'nin öbür partilerden farkını or- taya koydu. Seçim gecesi bir ihbar almıştık. Ertesi gün erken- den Kirazlıya gittiğimde, oraya ellerimizle astıgı- mız 6 Oklu Mustafa Kemal posterlerinin yobazlar- ca yerlerinden kopanlıp atıldıgını söylediler. O ge- ce olaya tanık olan CHP kökenli bir aileden gelen şimdi ise bir sağ partinin kadın komisyonunda gö- rev alan bir bayan bana olayı üzülerek aktarıyor ve "...Atarürkümü yerlerde görünce yüreğini parça- landı. Aldım ve ellerimle O'nun asil yüzünü se\- dim..." diyordu. Sizin partiniz Mustafa Kemal'ın posterlerini niye Kirazlı sokaklarına asmadı diye kendisine sordugumda kem küm ediyor, bana sağ- lıklı bir yanıt veremiyordu. İstese de veremezdi çün- kü onlann ve onlar gibi aynı çızgide olan sağ par- tilerin Kirazlfda seçımi kazanabilmeleri için Ata- türk ve Cumhuriyet Düşmanı yobazlann da oyları- na gereksinmeleri vardı. Şimdilerde Suudi Arabis- tan'da kelleler ucunca birdenbire başımıza Laikli- ğin savunucusu kesilen bu partileri, laikliğin ana- yasaya ilke olarak konuluşunun yıldönümü olan 5 Şubat'ta CHP olarak Bursa"daki tüm çağdaş demok- ratik kitle örgütleriyle birlikte kutladığımız günde de ne yazık ki. görememiştim. Yine CHP'nin ya- rattığı kültür devriminın önemli dönemeçleri olan 19 Şubat ve 17 Nisan'da da onlann. hiçbiri Bursa'da- ki Atatürk heykelinde yoktu. Aynı korkuyla bir de- met çıçekle bile anmaya cesaret edememişlerdi bu şanlı yıldönümlerini... Hçe Başkanlığım SHP ile birleşme ve bütünleş- me sürecinde zor bir dönemde oldu. Partimde ya- şadığım hukuk ve yasadışı olaylar kötü bir anı ola- rak kaldı. Genel merkezdeki kimi yöneticilerce de yürek- lendirilen Bursa il yönetiminde etkili CHP köken- li bir grup bana ve benden sonra görev alan arka- daşlanma hukuk dışı inanılmaz baskılar yaptılar. 270.000'i aşan seçmenıyle dev bir ilçe olan Osman- gazi'de SHP kanadından gelen 2327 ve CHP kana- dından gelen 944 üyeyi binlerce sandık seçmen lis- tesinden tarayıp bu üyeleri bulduktan ve yüzlerce sandık bazında derledikten. bunlann askı ve ilan sü- bir portre: Turan Dursun Yayımlanmamış şiirleri, yazıları ve fotoğraflarıyla TURAN DURSUN Abid Dursun, babasının bilinmeyen yönlerini anlatıyor. Soner Yalçın'ın röportajı Pazartesi günü SiyahBeyaz 'da Türkiye'de bir gazete var... reçlerini gerçekleştirdikten sonra bu üyeler arasın- da adil ve eşit koşullarda bir delege seçiminin ve da- ha sonra da ilçe kongresınin gerçekleştirilmesini fi- ilen ve hukuken olanaksız gördüğüm ve yapılacak olası hııkuksuzluğun sorumluluğunu üzerimde ta- şıyamayacağıma inandığım için ilçe başkanlığı gö- revimden aynlmak zorunda kaldım ve bunu bir ya- zıyla. CHP genel başkanlığı'na bildirdim. Daha sonra söz konusu grupça yapılan hukuk ve tüzükihlalleriyle yeni bir yönetim oluşturuldu. As- la meşru olmayan hukuk ve tüzük dışı yöntemlerle gerçekleştirilen delege saçimlerini ve Osmangazi tl- çe Kongresi'nı bu yeni yönetim (sözde) yapmış ol- du. Ne yazık ki, Bursa'nın öteki pek çok ilçesinde de ve basından öğrendigimiz kadarıyla ülkenin pek çok yöresinde de aynı hukuksuzluklar yaşandı. Işin ilginç yönü ben CHP kökenli ve düşüncele- rimle Deniz Baykal'a daha yakın bir ilçe başkanıy- dım. Oysa Bursa'da bu hukuk ve vasadışı olaylan yaratanlar kendilerinin Sa\ın Deniz Baykal adına hareket ettiklerini sövlüyorlardı. Kişisel kanım o ki: II ve Dçelerde Sayın Baykal adı- na hareket ettiklerini iddia eden CHP kökenli yöne- tidlerin yarattıklan hukuksuzluklar ve tüzük ihlal- leriyle, SHP kanadından gelen üyelerin çok önemli bir kısmına kurultay delegeliği yolu tıkanmış. 9-10 e>lüldeyapılacak CHP KuruttayTndao) kullanacak kimi delegelerin meşruluğuna gölgedüşürülmüştür. Olaylan çok yakından takip etmış ve tanığı olmuş bir partili olarak iddia edebilirim ki: önemli bir bö- lümü hukuk ve yasadışı bir şekilde oluşan bu dele- gasyon tablosu "karşısında genel başkanbk yanşın- da Sayın Baykal kanımca şimdiden haksız bir üstün- lük sağlamıştır. Bütün bu olumsuzluklardan sonra. Sayın Bay- kal'ın, kurultayda genel başkannğa adaylığını koy- ması durumunda, hem kendi adına yapıldığı iddia edilen ve tümüyle hukuk dışı ve tüzüğe aykın olan eylem ve işlemler bir anlamda Sayın Baykal tara- fından da onaylanmış olacak, hem de elde edeceği başan kanımca bir Pirus zaferi olacaktır. Bu sonuç- tan hem CHP ve hem de Sayın Baykal zararlı çıka- caktır. Hukuka saygılı, gerçek bir AtatürkDevrimcisiol- duğuna inandığım. Sayın Baykal ın CHP genel baş- kanuğının ve üst yönetiminin geniş tabanlı bir uz- laşmayla belirlenmesi yöntemini benimsemesi CHP'yede Sayın Baykal'a da çokşeyler kazandıra- caktır. Çünkü CHP'nin ve CHP'ye umut baglamış yurt- taşlanmızın artık yeni bÖlün- melere tahamnıüllcri yoktur. Çünkü CHP. aydınİık Tür- Idye'nin son şansıdır. Çünkü CHP, tüm haksız it- ham ve saldınlara karşın. Ale- visi,Sünnisi. Türkmen'L Lazı. Kürdü veÇerkeziyte, üst kim- liği Türk" olan bir ulus de\- letin, Türkiye Cumhuriye- ti'nin bölünmez bütünlüğü- nün güvencesidir. Çünkü CHP. ulusal gelirin hakça bölüşümünü, ekono- mik kalkınmayı. sosyal de- mokrat programıyia sağlaya- bilecek, sosyal güvenliği yay- gınlaştirabilecek. çağdaş uy- garlığın gereği olan, insan hak- lanna ve hukukun üstünlüğü- ne davanan çağdaş, kahlıma ve çoğulcu bir demokrasiyi yerîeştirip kökleştirebilecek, Türk ulusunun sağlık ve eği- tim somnlanna kökten çö- zümler getirebilecek bir siya- sal partidir. Çünkü CHP. şehit kanıileyazılan birtarihin için- den, Kuvay-i Milliye'den ge- len, tüzüğünün birinci mad- desinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiye- ti'nin devamı olduğu yanİan Empervalizme Karşı Ulusal Direnişi örgüHeyen bir parti- dir. Çünkü CHP, yobazlann, Cumhuriyet ve demokrasi düşmanı tarikatçılann partisi değil. ülkemize laik bir cum- huriyet armağan etmiş. laik bir hukuk devrimini gerçek- leştirmiş Gazi Mustafa Ke- malin kurduğu \e ilk genel başkam olduğu, bu nedenle gerçek anlamıyla laikltği ülke- mizde tüm kurum ve kuralla- nyla gerçekleşrirebilecek ve O'nu yürekten savunabilecek biricik partidir. Gelin bu partiye yazık et- meyelim. Geçenlerde, Sayın Genel Başkan Hikmet Çe- tin'in dediği gibi "Bir olalım, iri olalım, diri olalım". 10.000 ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi. değerli meslektaşımız, basın şeref kartı sahibi HIFZIOĞUZ BEKATA 1 Eylül 1995 günü vefat etmiştir. Vefatı, camiamızda büyük üzüntü yaratan Hıfzı Oğuz Bekata'nın cenazesi 5 Eylül 1995 Salı günü. öğle namazından sonra Teşvıkiye Camii'nden alınarak Zincırlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. Hıfzı Oğuz Bekata'ya Tann'dan mağfiret, kederli ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMÎYETİ BAŞSAĞLIĞI Vakfimızın Kurucu Başkam. Istanbul Teknık Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Reşat BAYKAL'ın kıyfnetli babası IBRAHİM BAYKAL 26.08. \-995 günü vefat etmiştir. Merhuma Tann'dan rahmet, ailesi, dost ve yakınlanna başsağlığı dileriz. İTÜ GELİŞTİRME VAKFI Aramızdcm ayrılışımn l. yılında sevgili ERİM GÖZEN'i özlemle arıyor ve amyoruz. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ SATIŞ ELEMANI Gazete pazarlamasında part-time çalışmak üzere genç, dinamik, insan ilişkilerinde başanlı elemanlar aranmaktadır. llgilenenlerin aşağıda belirtilen adrese bir resim ve özgeçmişleri ile birlikte saat 10.00-17.00 arasında şahsen başvurmalan rica olunur. Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/tST DURSUN OZDEN YENİ ZAMANLAR DERVİŞİ ONATKLTLAR (Sür) Ederi: 150.000.-TL Yeni çıktu '•'• »•'!'• GÖKKUŞAGI TARLASI ır. •'••"•••'•'•' (Şiır) - - - r - •'»- 2. Baskı 1 - Ederi: 160.000 - TL ŞENDİKAL KRİZ VE ENDÜSTRİYEL DEMOKRASİ (Araştırma) Ederi: 190.000 - TL Bütün Kitapçüarda Jsteme Adresi: PK: 32 Silivri ISTANBUL Tel: (0212) 727 01 08 4.Sayı Bayilerde Soluı GGndemi ve Birlik Kûrt Sorvnu v» lorış TOBB Rapom vs Dublin Ulomcı Hareket ve Sol Tecavüz Insonlık Suçudur Sendikada MNP Gölgesi Kitiesal Sol Parti tartnınalon Kurultaylor Port'rsi TükenirkM Barış ve Özgürlük İstiyoruz Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. NEVİN BENLİ GÖLGE ASLİYE HUKUK HAKtMlİĞİ'NE BEŞtKDÜZÜ Davacı: Asiye Birinci. Kemal kızı 1956 doğumlu. Nefsi- şarlı Mahallesı-Beşikdüzü Vekili: Av. Semra Sayal, eski Sümerbank Cad. No: 14 Vakfıkebir Davalı: Cemal Birinci. Hüsreriye Sokak. Biberoğlu tş Mer- kezi, Seçkm Erkek Kuaförü, Bakırköy Istanbul Dava: Evlilik birliğınin temelınden sarsılması nedeniyie boşanma Olaylar: 1. Müvekkile ile eşi 17 yıllık evli olup, bu evliliklen Vak- fıkebir ilçesi. Koprücek kovü nuftısunda. hane 47'de kayıtlı bulunmaktadır. Taraflann 6u evliliklerinden 16 yaşında Ha- kan adında bir erkek çocuklan bulunmaktadır 2. Müvekkile ile davalı eşi evlendiklerinde. davalı Alman- ya'da ikâmet ediyordu. Müvekkıleyi de Almanya'ya götüren tavalının. bu ülk'ede eşe ve babaya yakışmayan davranışları yüzünden aralannda anlaşmazhk' çıkmıştır. Iki yıla vakın bir zaman bir arada kalan taraflar daha sonra müvekkifenin Be- şikdüzü'nde kalması, da\ alının da yalnız başına Almanya'da yaşaması üzerine aynlmışlardır. 3. Davahnın evlilik birlıği içerisindeki uyumsuz tavırlann- dan hoşnut olmavan müvekkile. Beşikdüzü'ne ailesinın ya- runa izın amacı ile geldıği bir sırada. pasaportu davalı eşinin annesı tarafından alınmış ve müvekkile bir daha kadın başı- na becerip Almanya'ya eşinin yanına gidememiştir. Zaten aralannda da geçimsizlik oldugündan. davalı da kendisini o tarihten bu yana aramamıştır. Aradan yaklaşık 14 yıl gibi bir zaman geçtıği halde taraflar bir daha birbırlerini aramamış- lar ve bir araya gelmemişlerdir. 4- Davalı daha sonra zonınlu nedenlerle Almanya'dan Tür- kıye'ye dönmüş ve tstanbul'da yasamaya başlamıştır. Bura- da gaynresmi olarak bir aile yaşantısı kûrmuştur. Bu evlilik- tenniçbır beklentisi olmayan müvekkile de artık kendisinden boşanmayı istemektedir. 5. Müvekkilenin ve davalı eşinin müşterek çocukları Ha- kan 16 yaşındadır ve tarafların ayn olduklan bu süre zarfın- da Almanya'da babaannesivle birlikte kalmıştır Halen de Almanya'da vaşamaktadır. Bu nedenle müvekkile, Hakan'ın velayetının davalıya bırakılmasını talep etmektedir. 6.'Müvekkilenin dayalıdan nafaka ve tazminatgibi herhan- gi bir ekonomik talebi bulunmamaktadır. Yukanda sunulan nedenlerle işbu boşanma davası açıla- rak, kâgıt üzerınde var olan. ancak 14 yıl önce fıilen sona er- miş bulunan evüliğin hukuken de sona ermesini sağlamak zo- runluluihı do&muştur. Hukûkı neclenler: MY. HUMY ve ilgılı yasalar. Deliller. Küfiıs kaydı. tanık ve her tur yasal delil Sonuç ve istem: Tensiple: 1 Dava dilekçesinin bir ömeSinın duruşma gününü bıldi- ren meşruhatlı davetiye ile davalıya tebliğıne ve 10 gün içe- risinde yanıt vermesine, 2. Jaraflara ait nüfiıs aile tablosunun Vakfıkebir ilçesi, Köprücek köyü. hane no: 47 olarak Vakfıkebir Nüfus Mü- dürlüğünden istenmesine. 3. Müvekkile ile eşinin yukanda sunulan ve dunışmalar sı- rasında belirlenecek nedenlerle evlilik birliğinin temelınden sarsılması nedeniyie boşanmalarına, 4. Müşterek çocuklan Hakan'ın velayetinin davalı baba- ya bırakılmasına. Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükle- tilmesme karar verilmesini vekil eden adına saygı ile dılerim. 23 3.1995 Davacı vekili: Av. Semra Sayal Basın: 33144
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle