29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17EYLUL1995PAZAR HABERLERIN DEVAMI Carlos Carnero Conzales: Türkiye, 3 ayda sorunları çözmelî İstanbul Haber Servisi - Avrupa Parlamentosu'nun IAP) Ispanyol dönem rapor- törü Carlos Canıero Conza- les. Türkiye'nin insan hakla- n ihlalleri konusundasorun- lannı çözümlemesi duru- munda Avrupa Birliği ve gümrük birliğine gireceğini söyledi. Carlos Carnero Gonzales. Ankara'dan sonra geldiği ts- tanbul'da Swıssotel'de bir basın toplantısı düzenledi. Gonzales. AP'nin Türki- ye'de gelişen olaylar konu- sunda kaygılı olduğuna dik- katçekerek. Türkiye'nin de- mokratikleşmesürecini lıız- landırması gerektiğini söy- ledi. Anayasada yapılan de- ğişikliklerin olumlu, ancak yeterli olmadığını vurgula- yan Gonzales. grev ve sen- dika hakkını sınırlayan mad- delerin anayasada yer alma- ması gerektiğini belirtti. Tiirkiye'de demokratikleş- me sürecinin derinleştiril- mesi ve genışletilmesi ge- rektiğine işaret eden Gonza- les, bunlann gerçekleşmesi- nin Avrupa Parlamentosu ile Türkiye'yi birleştıreceğini söyledi. Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesınin çok sayıda insan haklan ıh- lalini gündeme getirdiğini anlatan Gonzales, "Avrupa, dünyanın hiçbir yerinde in- san haklan ihlallerini hoş gö- remez" diye konuştu. Gonzales. kapatılan DEP üyesi 6 eski milletvekilının hâlâ cezae\ inde bulunmasi- nın "kabul edilemez bir du- rum*' olduğunu belirterek. "Onlann serbest bırakılma- sını istemekle birlikte. onla- nn gözaltına alınma süreci. bir hukuk dev letinde bulun- ması gereken demokratik hakkı onlara sağlamamış- tır" dedi. Gonzales. bu ko- nuda Türk hükümetinden af beklediğini söyledi. Avrupa Parlamentosu'- nun I ocakta Türkıye"nın gümrük birliğıne üyehğı için kararvereceğini hatırla- tan İspanyol raportör. Tür- kiye'nin. insan haklan ihlal- leri konusunda 3 ay zamanı olduğunu ve sorunlarını bir an önce çözümlemesi gerek- tiğini belirtti. Peşmergeler 600 PKK'liyi kısürdı ZAHO (AA) - Kuzey I- rak'ta, Irak Kürdistan De- mokrat Partisi (IK.DP) peş- mergeleri. Zaho yakınlann- da bulunan Beyazdağ'da yu- valanan 600 teröristi çembe- re aldı. Peşmergeleri taşıyan ara- cın mayına çarpması sonucu 2 peşmerge öldü, 4 peşmer- gede yaralandı. Zaho'daki peşmergelere takviye olarak Duhok ve Se- lahaddin kentinden gelen peşmergelerle birlikte yak- İaşık 3 bin peşmerge önceki gece saat 02.00 sıralarında Zaho yakınlanndaki ve Ha- bur sınır kapısına yaklaşık 3 kilometre mesafede bulunan Beyazdağ'da yuvalanan 600 terörıste karşı bir operasyon başlattı. 80 kilometrekarelik alanda başlatılan operasyon- da yer yer çatışmalar devam ediyor. IKDP yetkililen. aldıkla- n duyumlara göre Beyaz- dağ'da yaklaşık 600 terörib- tin bulunduğunu ve bu terö- ristleri etkisiz hale getirmek için büyük bir operasyon başlattıklannı belirterek. operasyonda ağır silahlann kullanıldığını ve bu bölgede bulunan tüm teröristler vok edilinceye kadar operasyo- nun de\am edeceöini söyle- di ler. IKDP yetkililen. operas- yon bölgesınde y er yer sıcak çatışmaların olduğunu \e çok sayıda teröristin öldü- rüldüğünü bildirdiler. Bölücü terör örgütü PKK'ye karşı Beyazdağ'da başlatılan operasyona tak\ i- ye olarak giden peşmergele- ri taşıyan araç. Halil Ibrahim Karakolu'ndan 5 kilometre uzaklıktaki Dereburun köyü karayolunda daha önce terö- ristler tarafından döşenen mayına çarptı. Mayının pat- laması sonucu araçta bulu- nan 2 peşmerge öldü. 4 peş- merge de ağır yaralandı. IKDP yetkililen. Beyaz- dağ'daki operasyonda, peş- mergeler tarafından yapılan arazi arama-taramasında, te- röristlere ait çok sayıda silah ve erzakın ele geçirildiğini söylediler. IKDP Radyosu da önceki gece geç saatlerde yaptığı yayında. önceki gün Atruş Kampı'nda rehin alınan bi- ri BM görevlisi. diğer ikısi ise yardım kuruluşlannda görevli üç kişinin serbest bırakıldığını duyurdu. Zaho'nun orta yeri silah pazarı ERGLNAKSOY ZAHO - Sokağın girişin- de su satıcısı iki çocuk. C'o- cuklann biraz ötesinde genç biradam. Esmer. uzun boy- lu genç adamın yanında or- ta yaşlı iki Kürt. Diğerine oranla daha yaşlı olanı fiya- tın yüksekliğinden yakını- yor. Genç adam kararlı. Vanı- başında duran beyaz bir un çuvalına yönelerek. pazar- lık konusu nesneyi özenle eline aliyor ve özelliklerini saymaya başlıyor: "Otomatiktir, kısa mesa- fede oldukça etkilidir." Yaş- lı Kürtler ikna olmuşa ben- ziyor. ama paralan çıkışmı- yor. Kürtlerden biri, genç adamın elini sıkarak verebi- lecekleri son fiyatı söylü- yor: "6 bin 400 dinardan fazla vermeyiz." Israil yapımı Uzi marka silaha 10 bin dinar fiyat bi- çen genç adam. bu öneri karşısında. "7 bin dinardan aşağı olmaz. (Türk parasıy- la yaklaşık 8.5 milyon lira j " diyor. Sıkı pazarhktan bu- nalan iki Kürt. istemeyerek de olsa fiyatı kabul ediyor. Taraflann yüzlerı gülüyor. Genç adam. elindeki ü'zi'yı özenle un çuvalına yerleşti- rip yeni sahiplerine teslim ediyor. Zaho'da çarşının or- ta yerinde gerçekleşen bu alışveriş. Kuzey Irak'ta gün- lükyaşamınbirparçası. Bu- rası, Zaho'da silah pazarı olarak anılıyor. Bu sokakta yok yok. Gerilla savaşında kullanılan hafif silahlann tümünü bulmak olası. Kalaşnikoflann bulundu- ğu tezgâhın yanındayız. Tezgâhın üzerinde 4 adet Kalaşnikof. Ikisi seyyardip- çikli. diğerleri sabit. Kulla- nım ve taşıma rahatlığı ne- deniyle. seyyardipçikli mo- deller biraz daha pahalı. Si- lah satıcısı Kürt. adını söy- lemekten kaçınıyor ve fo- toğraf çekmemizi istemiyor. Nedenini soruyoruz, "Türk hükümeti bu silah pazann- dan rahatsızlık duyuyor. Eğer fotoğraflanmız çıkârsa sıkınhyagireriz~yamtını ve- riyor. El bombası yüz bin lira Kalaşnikoflann ~ milyon liraya satıldığı pazarda. en u- cuz ürün el bombası. Türk parasıyla yakla^ık 100 bin li- ra ödediğiniz zaman, savun- ma veya saldırı amaçlı bir adet el bombasına sahip ola- bilirsiniz. El bombalarının büyük bölümü Rus yapımı. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Aylardır Saraybosna'da. Bu süre için- de önce annesi, ardından kardeşi yaşa- mını yıtırdi. O hep görevinin başında kal- dı. Saraybosna'ya gidişinin üçüncü gü- nünde gazetesine manşet olan muha- birler. Saraybosna'ya girince kenti de- ğil. kendisini haber yapan gazeteciler- le Ali'nin gazetecilik maratonu karşılaş- tırılamaz. Sırplann ağır silahlarını geri çekmeyi kabul etmelennin ardından, Ali'nin Sa- raybosna'dan AA'ya geçtiği haberi ara- dım. Alı, resmi haber akışının dişlıleri arasına yaşam renkleri sıkıştırmış: "... Savaş sırasında çekilen acıların ve yaşanan katlıamların bir anlamda sembolü durumuna gelen Saraybos- na'da halkın kuşkuyla beklediği güven- liğin sağlandığı şu günlerde, kent so- kaklannda, eski güzel günler geri gel- mediyse bile ızlerine rastlamak müm- kün... Dondurmadan espresso kahve- ye kadar her şey bulunabiliyor... Tito Caddesi üzerındeki kafeler insanlarla dolmaya başladı... Bir Saraybosnalının deyişiyle banş zamanında bebeklere ninniler söyleyen Miljacka Nehri'nde halk, eski günlerde olduğu gibi balık avlıyor..." Ali'yle zaman zaman telefonla görii- şüyoruz. Ahizenin öbür ucunda ses bi- raz boğuklaşırsa, sanki "Sokaktan bir araba geçiyor"öerm\ş gibi durumu an- latır: "Bir bomba patladı..." Saraybosna... Saraybosna..Ali'ye bazen takılıyorum: "Büyük gazetelerden birinin muha- biri ol, bu yaptıklarmın onda biriyle se- nideğilyılın, asnn gazetecisi yaparlar..." Ali'ye göre Saraybosna'da her şey anlaşmış. özüne dönmüş durumda. Bunlann başında gazetecilik geliyor. Saraybosna'da hâlâ yayın yaşamını sürdürmekte olan Oslobodenje gazete- si, gazeteciliği "gazetecilik" için yapan- larla ayakta duruyor. Bir zamanlar tirajı milyonu aşan gazete şimdi 3-4 bin sa- tıyor. Sayfa sayısı düzensiz. Bazen 2, bazen 12... Fiyatı 50 Bosna Dinarı. Yak- laşık 15 bin lıra. Oslobodenje, özgürlük demek. Ga- zeteyi çıkaranlar aylarca maaş almadı- lar. Son zamanlarda ayda 20-25 mark veriliyormuş. Türkiye'den birkaç gazete yöneticisi götürürlerse sanıyorum tiraj sorununu çözerler. 50 kupona 5 mermi, alın size 500 bin tiraj... Saraybosna'da dün saat 13.00'te Sa- vaş Fotoğrafları Sergısi'nin açılışı vardı. Akşam da Saraybosna Filarmoni Or- kestrası'nın, Ulusal Tiyatro'da konseri. Filarmoni Orkestrası yöneticisi Emir Nuhanoviç'in bir isteği var: "Türkiye'den bir orkestra ile kardeş olmak istiyoruz." Bu "kardeşlik"ten sonra Türkiye'de konser vermek istiyoriar. Dün sabah, Balkanlar'la ilgili gezi ki- taplarını karıştırdım. Ortak konu; doğal güzellikler ve halklar mozaiği. Varlık Yayınları, Yaşar Nabi Nayır'ın "Bütün Eserleri"ni yayımlıyor. Ikınci kı- tap, "Değişen Dünyamız" adlı gezi not- lan. Kitapta Nayır'ın 22-27 Eylül 1967'de Cumhuriyet'te yayımlanan "Balkanlar Bugün " başlıklı dizi yazısı da yer alıyor. Nayır diziyi şöyle noktalamış: 'Sosyalıst cephede görülen ve Yu- goslavya'nın öncülüğünü yaptığı bu sosyalizmin sivri taraflarını yontmak ve kitaptan hayata indirmek akımı yanın- da, kapitalist ülkelerde ve özellikle az gelişmiş liberal ülkelerde görülen libe- ralliğin zararlı yanlannı törpüleme çaba- ları, günün birinde dünyamızı iki düş- man cepheye ayıran tehlikeli bölünme- yi, birnoktada buluşup anlaşarak orta- dan kaldırabilecek mi? Atom korkusu içinde titreyen milyar- larca insanın geleceği hesabına uma- lım ve bekleyelim." Değişimin iki yüzü Ne yazık ki Nayır'ın dileği gerçekleş- medi, "tehlikeli bölünme" ortadan kalk- tı gibi ama Yugoslavya da ortadan kalk- tı. Bugün, eski Yugoslavya'da tarafları barıştırmak için sınırlaroluşturmaya ça- lışan ülkeler, kendi aralarındaki sınırlan kaldırıyorlar. Avrupa Birliği ve NAFTA, ülkeler ara- sırıdaki sınırlan coğrafi bir çizgiye indir- mek istıyor. Niçin? Dünya değiştiği için. Başta Balkanlar, Ortadoğu ve Kaf- kaslar olmak üzere gelişmemiş ülkeler- de coğrafi sınırlar kaz ıziyle yenileniyor ve değiştiriliyor. Niçin? Dünya değiştiği için. Çağımızın bu en büyük yalanını ve ikı- yüzlülüğünü, ezilen insanların görmesi ve teşhir etmesı gerekiyor. Saraybosna'dan dün gelen haberler. barış umutlarını filizlendirmeye devam etti. Ama önemli bir adım da yoktu. Ni- san ayından bu yana ilk insani yardım uçağı indi. Sırp mevzilerinde bir hare- ketlenme göruldü, o kadar. Bugün Saraybosna'da olmak ıster- dim. "Herşeye/naf'yaşayan insanlar- la kol kola dolaşmayı, Miljacka Nehri kı- yısında yürümeyi, rasgele bir bodrum katına girip kapıyı açanlara selam verip çıkmayı... Üç yılda 200 bin insanını kaybedip ayakta kalmayı başarabilen Boşnaklar, salt direnişin değil, yaşam sevincinin destanını da yazıyor. Saraybosnalılar dün akşam Filarmo- ni Orkestrası'nın konserindeydi... Yaşıyor olmak her şeyin başı değil mi? Yaşam zaten kısa olduğu için güzel değil mi? Yaşamın ve ölümün anlamını bir Saraybosnalıdan daha lyi kim bilebilır? Bugün Saraybosna'da olmak ister- dim... Elbistan olayı Sorumlu tutulan polis öldürüldü İstanbul Haber Senisi - Elbistan'da 4 Haziran 1995 tarihindeevli kadınlan kaçır- dıkları söylentisi üzerine meydana gelen olaylardan soruml u tutulan polis memu- ru Hüseyin Eren (35) ile Makbule ^'ücel. birlikte ya- şadıkları Sefaköy Kemalpa- şa Mahallesi Bağlar Caddesi SakırSokak2 lOnumarada- ki evde. Makbule Yücel'ın erkek kardeşi Mete Öksüz (23) tarafından öldürüldü. Elbistan'daki olaylardan sonra bir süre açığa alınan ve daha sonra Kırşehir'e tayini çıkan polis memuru Hüseyin Eren'in 15 günlük rapor ala- rak tstanbul'a geldiği, eşin- den boşandıktan sonra yine Istanbul'a gelen Makbule Yücel'i Sefaköy'deki evine yerleştirdiğı ve birlikte yaşa- nıaya başladıkları öğrenildi. Bu arada. halen eşinın so- yadını kullanan Makbule Yücel'ın erkek kardeşi Mete Öksüz. aile tarafından Istan- bul'a gönderildi. Önceki ak- şam ablasının kaldığı eve ge- len Öksüz. polis memuru Eren'den bu dumma son ve- rip ablasıvla evlenmesini is- tedi. Abla Makbule Yücel ise kardeşıne "Bugün \at, vann sabah konuşuruz" dedi. Sabaha karşı uyanan Ök- süz. polis memuru Eren'in beylik tabancasını alarak. birlikte yatan ablasıvla polis memurunu kurşun yağmuru- na tuttu. Polis memuru Eren olay yennde ölürken. aldığı 3 kurşun yarasıyla ağır yarala- nan Makbule Yücel. önce Özel Doğan Hastanesi'ne .buradan da Ha:>ekı Hastane- sine kaldınldı. Ancak yapı- lan tüm müdahalelere karşın kurtanlamadı. Polis yetkili- leri. olaydan sonra teslim olan Öksüz ile ilgili soruştur- ınaya başlandığını bildir- diler. CHP'li yöneticilerden Göktürk halkını ve Aras Kargo çalışanlarını ziyaret 6 Göktürklüler direnişte haldı' İstanbul Haber Servisi - CHP tstanbul ll Başkanı Ah- metGüryüzKetencL mahke- me karanna u>Tnayarak Gök- türk beldesine çöp döken is- tanbul Büyükşehir Belediye- si'ne karşı eylem yapan hal- kı ziyaret etti. Göktürk halkı- na İstanbul Büyükşehir Bele- diyesi'nin giysisini giymiş Milli Gençlik Vakfı militan- lannın saldırdığını öne süren Ketenci. "Bu e>lem adil ol- ma>an düzene başkaldındır. Halkın \anında\ım~ dedi. CHP"İstanbul ll Başkanı AhmetGüryüz Ketenci CHP İstanbul tl Yönetim Kurulu ve Eyüp ilçe örgütü üyeleri ile birlikte büyükşehir bele- diyesinin çöp arabalarının gi- rişini engellemek amacıyla Kemerburgaz'a bağ- lı Göktürk beldesi girişine çadır kuran vatandaş- lan ve 95 gündür grev yapan Aras Kargo çalışan- larını ziyaret etti. Göktürk halkının direnişinin haklı olduğunu CHP İstanbul İl Başkanı Ahmet Güryüz Ketenci, CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyeleriyle beraber Göktürk halkını ve Aras Kargo iscilerini ziyaret etti. Ketenci. Gök- rürklüferin haklı davalannda yanlannda olduklannı söyledi. (KUBlL AY TÜNTÜL) öne süren Ketenci, olay m birden fazla boyutu ol- duğunu vurguladı. istanbul Büyükşehir Belediye- si'nın, mahkeme karanna uymamakla Türk Ce- za Kanıınu'nun 235-240'ıncı (Görevi kötüye ku!- lanmatmaddelerinıihlalettiğıni söyleyen Keten- ci. "Büyükşehir belediyesi hak arama mücadelesi yapan insanlara saldırmıştır. Bu sal- dırı bü>ükşehir belediyesi ghsisini gjymiş Milli Gençlik Vakfı militanlan tarafından \apılmıştır" diye konuştu. Ketenci. bir aazetecinin "Bu çöplük 1992~vıhnda SHP'li belediyedöneminde kullanıl- nıas-a başladı. Bugün olanlar- da sizin de payınız >ok mu" şeklindeki sorusuna "*Geç- mişte > < apılan >anltşlar bugün sürdürülmemeüdir" yanıtını \erdi. Ketenci, yetkililerin •'Baş- ka çöp alanı göstersinler ora- >adökelim*'şeklindekı açık- lamalarının anımsatılması üzerine "Bu konuyu \alicoz- mck zonındadır. Beni belediye başkanı secin çö- zeyim" diye konuştu. Daha sonra 94 gündür di- reniş yapan Aras Kargo çalışanlannı ziyaret eden Ketenci. partisinin il örgütünün Aras Kargo çalı- şanlanyla dayanışma içinde olacağını söyledi. 6 Tekelci sermaye başında 9 • Baştarafı I. Sayfada nel Kurulu. dün istanbul Gazeteci- ler Cemiyeti Burhan Felek Salo- nu'ndabaşladı. Genel Kurul'unDi- van Başkanlığı'nı Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi Denizer yaparken Divan'da Demiryol-lş Sendikası Genel Başkanı Enver Toçoğlu \e Türk-lş 1. Bölge Başkanı FarukBü- yükkucak da görev aldı. Genel kurulun açılış konuşması- nı yapan TGS Genel Başkanı Ziya Sona>\ basın yasalan ve medyadaki tekelleşmenin bu kesimin kendi içinde bir takım kısıtlamalar yarat- tığını belirtti. Türkiye'de uygulanan yanlış ekonomik politikalann basın sektörünü olumsuz yönde etkiledi- ğini dile getiren Ziya Sonay, işko- lunda emek sömürüsünü yoğunlaş- tıran taşeron uygulamasını. sendi- kasızlaştırmayı. promosyon ve lo- taryakampanyalannı eleştirdi. TGS Genel Başkanı. konuşmasında şu is- temleri de dile getirdi: "Basın sektöründeki tekelleşme ve taşeronlaştırmayı önle>ecek yasal tedbirler alınsın. Basın kumluşlan- na teşvik adı alrında \erilen trihon- larca liralık yatınm kredilerinin baş- ta istihdam konusu olmak üzere ne- relerde. hangi amaçlarla kullanıldı- ğının devletin yetkili organlarınca denetlenmesi yapılsın." "Çalışanlar mağdur'1 Açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen ANAP Genel Başkan Yardımcısı İmren Aykut. çalışanla- nn hiçbir dönemde son dört yılda olduğu kadar mağdur olmadığını söyledi. Genel kurula, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Ekrem Karaîsma- iloğlu, TRT İstanbul Bölge Müdürü OrhanTaşan. Sağlık-lş Genel Baş- kanı Mustafa Başoğlu. BASİSEN Genel Başkanı Metin Tir\akioğlu. Selüloz-tş Genel Başkanı Mithat Sankonuk olarak katılırlarken Tür- kiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı NailGüreli. Ankara Gazeteciler Ce- miyeti Başkanı Nazmi Bilgin \e Türk-tş Genel Sekreteri Şemsi De- nizer de birer konuşma yaptı. Kongrede, TGS delegeleri. Türk- Iş'ın daha önce genel kurullannı toplayan 14sendikasında kabul edi- len 'genel kurullann üç değil dört yılda bir yapılması" önerisını. "an- tidemokratik" bulduklannı belirte- rek reddettiler. Halis Genel Kurul'un öğleden sonraki oturumuna katıldı. Bakan yaptığı konuşmasında, basın patron- lannı "çifte standart uygulamayı" bırakmaya çağırdı ve "Çalışanların özgürce sendikalaşmasının önünü açın" dedi. Halis. tıkanan ve grev aşamasına gelen kamu sözleşmelerinin özveri- li bir çalışmayla. ülke gerçeklerini göz önünde bulunduran. ancak işçi- lere de azami ücret zammının \eri- leceği bir ortak anlayışla çözüme kavuşturulabileceğini söyledi. Grevlerin ertelenmesinin çalışma barışını olumsuz etkileyeceğini vur- gulayan Halis. "Bu sonuca yol aça- cak bir davranışta bulunmayacağı- mı bilmenizi isterim" diye konuştu. Halis. gazetecilerin sorulannı ya- nıtlarken, İmren Aykut'un "Basuu hükümetin basını" görüşlerine tü- müyle katılmadığını. "Basının, ser- maycnin ve patronlann basını oldu- ğunu" sövledi. Denizer ise Cal ı s . m a Bakanı'nın konuşmasının ardından kendisine söz verdi. Başbakan Tansu ÇiDer'i ağır bir dille eleştirdi. Denizer. DYP'nın. hükümet ortağı CHP'vi çok uygun taktiklerle etkisiz hale getirdiğini belirtti ve "Kamu sözleş- meleri bilinçli biçimde bitirilmiyor. Başbakan greve çıkalım diye Deniz Baykal ile görüşmesini greve çıkaca- ğımız tarih olan 20 eylül olarak be- lirledi'" dedi Kamu ışyerlerinin özelleştinlmesi hedefiyle işçilerin gre\e zorlandığını vurgulayan Deni- zer, "Başbakan, greve gitmeden çö- züm istemiyor. Bundan sonrası Baş- bakan'ın bileceği iş" dedi. Bugün Sonay'ın Genel Başkan. \usuf Duyar'ın da Genel Sekreter adayt olduğu tek yönetim listesi oy- lamava sunulacak. OLAYLARIN ARDHVDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada boşluğu giderilmelidir. Uluslararası toplantılar- da ise görünen gündem ne olursa olsun, konu şu tartışmaya dönüşüyor: - Saddam nasıl devrilir? - Kürtlerin durumu ne olacak? Türkiye'nin sorunu, ne Saddam'ın devrilmesi ne de Kuzey Irak Kürtlerinin durumudur. Ancak ülke içinde PKK terörünü önleyememiş ol- mamız ve bu örgütün Ku- zey Irak'ta elverişli ortam bulması, isteristemez Tür- kiye'yi de bu sorunlann içi- ne itiyor. Türkiye'nin dış politika- sına tarihsel bir derinlik içinde baktığımızda görü- yoruz ki neredeyse tüm komşularımızla "sorunlu" hale gelmişiz. Bunun so- rumluluğu salt bir ya da i- ki hükümete yüklenemez. "Komşu komşunun kü- lüne muhtaç" atasözü- müzden hareketle, ulusla- rarası sorunlarda saf tutar- ken, dengeli ve komşula- rımızı da gözeterek adım atmak durumundayız. iki noktayı daha anım- satalım: - Kuzey Irak'taki bu boşluk Çekiç Güç'ün kontrolü altında doğmuş- tur. - Saddam'a ambargo uygulayan ülkelerin pek çoğu, bazen açık açık, ba- zen gizlice, Saddam yö- netimiyle "ambargo son- rasının" pazarlığını yap- maktadır. • • • Kuveyt'ten Irak kaygısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kuveyt Başbakan Bırincı Yardımcısı ve Dışiş- lerı Bakanı Şeyh Sabah. I- rak'ın toprak bütünlüğünün korunmasına verdikleri öne- mi dile getiren mesajı, Cum- hurbaşkanı Sülcvman Demi- rd"e verdi. Sabah. Demirel ile görüşmesi öncesınde yaptığı açıklamada, zıyaretmin nede- ninm Kırveyi Emiri Şe\h Ca- bir el-Ahmed el-Sabah'ın, "bölgedeki yeni gündeme ge- len güncel konularla ilgili~ ya- zılı mesajını Demırel'e ilet- mek olduğunu söyledi. Ku- veytli bakan, bölgede cözül- mesi gereken sorunlar oldu- ğunu ve bu konularda Türki- ye'de görüş alışverışınde bu- İunduğunuda belirtti. Şeyh Sabah. Kuveyt Emi- n'nin benzer mesajlannı. Körfez işbirliğı Konseyi üye- sı 5 ülke ile birlikte Mısır. Iran \e Sunye cumhurbaşkanlan- na da ılettı. Şeyh Sabah, An- kara da, ülkesınin Irak'ın top- rak bütünlüğünün korunma- sına verdıği önemin altıru çi- zerken. Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünün korun- ması polıtıkasının değişmedi- ği güvencesını de aldı. Şeyh Sabah'ı Esenboğa Havaalamndakarşılayan Dı- şı>len Bakanı Erdal Inönü. Kuveyt'ın yaşadığı zor gün- lerden kurtulmasından ve uluslararası alanda eski yeri- nı almış olmasından büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Başbakan Yardımcısı Hik- met Çetin ile de görüşen Ku- vevtli bakan. bugün Tür- kıve'den avrılacak. Yatağan'in yaşaim rÜZgâra bagh Beyoğlu^nda eylemli gün Türkiye K. Irak'ta I Baştarafı 1. Sayfada pattılar. ardından durumu yetkililere bildirdiler. Bunun üzerine ölçüm ci- hazlanna bakıldı. Cihazlar Yatağan'da havadakı kükürtdıoksit oranının 5 bin mikrogramın üzerinde olduğunu gös- teriyordu. Acil olarak İlçe Hıfzıssıhha Kurulu toplandı \e okullar tatil edıldi. beledi- ye hoparlöründen sık sık anonslar ya- pılarak yaşlılarla çocukların sokağa çıkrnamalan yönünde uyanlaryapıldı. İlçede tam bir panik durumu yaşanır- ken. duruından haberdar edilen Muğ- la Valisi Dr.Lale Aytamanın talimatı ile önceki gün saat 12.15'te santralda üretim durduruldu. Buolay nedeniyle iki gündür Muğla'da elekrrik kesintısi sürerken santralın uzun zamandır te- mizlenmediği ileri sürülen üç bacasın- daki elektrofiltrelerin temizliğine baş- landı. Muğla'da yetkılilerle birlikte çevre- cıler de alarma geçtiler. Cevreciler ilk tepkiyı santralın çalıştırılmaması ile birlikte elektriklerin kesilmesine gös- terdiler. Şu anda tam bir can pazarında yaşa- nıldığına dikkat çeken Batı Akdeniz Çevre Platformu (BACEP) Muğla Söz- cüsü Ga>e Cön, "Bunu hep yapıyoıiar. Ne zaman santral üretim dışı kalsa. he- men ilkyaptıkları iş Muğla'yı elektrik- siz bırakmak oluyor. Vluğla elektriği Yatağan'dan değil. ulusal sistemden alı- yor. Muğla'da elektriği keserek halkın santrala dönük muhalefetini kırmak is- tiyoriar" dedi. Yatağan'daki kirlilik alarmı ile bir- likte Muğla'da Vali Dr. Lale Aytaman başkanlığında kriz masası oluşturuldu. Yatağan'da tam anlamıyla "öksürük 1013" yaşanırken. genzi yanan. solu- num güçlüğü çeken vatandaşlar hasta- nelere başvuruyor. Ancak yetkıliler sağlıksorunlanyla ilgili açıklamayap- maktan kaçınıyorlar. İzmir Çevre Avukatlan'nın "yürüt- meji durdunma" istemiyle yaptıklan başvuru sonunda Aydın Bölge İdare Mahkemesi'nin Yatağan Termik Sant- ralı'nın kapatılması yönündeki karan- nın ardından büyük eylemler yapan Tes-lş Sendikası Yatağan Şube Başka- nı Erol Soğancı. bütün aramalara rağ- men telefonlara çıkmazken eski Ma- den-İş Sendikası Yatağan Şubesi Baş- kanı Ali Akalp. santralın ömrünü dol- durmak üzere olduğuna dikkat çekerek "Santral eskidikçe bu tür sorunlar ya- şanacaktır" dedi. Yatağan Belediye Başkanı Sadi Özcan ise desülfürizas- yon sisteminın hemen kurulmasını is- teyerek şunlan söyledi: "Göz göre gö- re Yatağanlılan öldürüvorlar. Desülfü- ri/asyon sistemi ihalesi yapıldı. Başba- kan Tansu Çiller gelip temcl atacaktı. Hâlâ inşaat başlamadı. Sanıyorum ka- nıuoyunu oyalıyorlar. Bizi daha fazla kandırmasınlar. Desülfürizasyon siste- mini hemen kursunlar. Sistem kuru- luncaya kadar da santralı çalıştırma- sınlar." Saynur Gelendost ise şu anda alarm nedeniyle kapalı olan santralın bir da- ha açılmamasını istedi. Gelendost. Ba- kanlar Kurulu'nu cinayet işlemekle suçlayarak şunları söyledi: "Bizim haklı olduğumuzun anlaşılması için it- le de birkaç y üz kişinin ölmesi mi gere- kiyor? Bunu ıııu bekliyoriar? Vatağan Termik Santralı ile ilgili Aydın Bölge İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu kapatma karan var. Bu karar Bakan- lar Kurulu karan ile askıya aiındı ve santral "deneme üretimi" adı altında çalıştınlmaya devam edildi. Şu anda Bakanlar Kurulu karanyla cinayet iş- leniyor. Eğer santralı bu olay dan sonra da çahştınrlarsa hiç beklenmedik tep- kj ortava koyacağız. Dünyayı başlanna yıkacağız" dedi. Bu arada TEAŞ'tan yapılan açıkla- ma ile Muğla'da her gün saat 10.00- 12.00 arası ve gece de 19.30-22.00 ara- sı elektriklerin kesileceği bildirildi. Santralın ne zaman çalışacağı ya da ça- lışıp çalışmayacağı konusunda ise açıklamayapılmadı. Gazetemiz yayına hazırlandığı sırada Aytaman başİcanlığındaki kriz masası çalışmalannı sürdürüvordu. Açıklama yapılmazken toplantıya Cevre Müdürü ve Sağlık Müdürü yanında eski Bayın- dırhk"Bakanı Muğla MilletvekiliEr- man Şahin'in de katıldığı öğrenildi. 4 \aiilik değil, biz kapattık' TEAŞ Genel Müdürü ile dün beş sa- at süren toplantıdan çıkan Aytaman bir açıklama yapmak istemediğini belirte- rek gazetecilerin sorulannı TEAŞ Ge- nel Müdürü'ne yöneltmelerinı istedi. TEAŞ Genel Müdürü Mustafa Turan ise daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, santralı valinin değil ken- dilerinin kapattığını vurguladı. İstanbul Haber Servisi - Galatasaray 'da dün art arda yapılan protesto gösterileri ile eylemli bir gün yaşandı. İranlı mültecilerin ülkeleri- ne geri gönderilme isteğinı protesto eyleminİTi ardın- dan. kayıp aıleleri her hafta olduğu gibi oturma eylemı yaptı. Daha sonra Ankara Terörle Mücadele Şube- si 'nde tecavüze uğradığı öne sürülen Leman Çelikars- lan'a dayanışma mektubu postalandı. Galatasaray Lisesı önün- de toplanan kadın gruplan yaptıklan ortak açıklamada Ankara "da, İran'a iade edil- meyi bekleyen 31 kadın ol- duğunu belirterek "Suçlan şeriatın acımasız koşullan al- tında yaşamayı istememek. Biz de istemezdik yerlerinde olsak. Şeriatın kadına biçti- «i esaretin farkındayız çün- kü" dediler. Galatasaray Lisesi önün- de toplanarak oturma eylemi gerçekleştiren kayıp aileleri ile demokratik kitle örgütü temsilcıleri adına yapılan açıklamada ikinci Dünya Savaşf ndan bu yana pek _ - , » . . . . „ . . . çok ülkede binlerce ınsan.n &*"&* ' s t I Wal Caddesı dun, çeşıdı kaybedildıeı vuraulandı Ga- ^ d m gruplarının protesto eylemle- latasaray Postanesi önünde nne sahne oldu. Emekçi Kadınlar Birliği ve çok sayıda demokratik kitle örgütü adına yapılan açıklamada da Leman Ceükarslan adlı kadına Ankara Emni- yeti'nde üç özel tirn elemanı tarafından tecavüz edıldiği öne sürüldü. I Baştarafı 1. Sayfada yenler tarafından çıkanldığını savundu. Talabani adına konuştuğunu belirten Saib, son zamanlarda başında kendilerine yönelik olarak çıkan haberler nedeniyle Talabani'nin iki yıl aradan sonra Ankara'ya gelme planı- nın gerçekleşmeyebileceğini söyledi. Kay- naklar. Dışişleri Bakanlığı'nda, Talabani'nin Türkiye'yi ziyaret edeceği konusunda birbil- gi bulunmadığını kaydettiler. İki hafta önce Şam'a gitmeden önce Nusaybin'e gelmesi için Talabani'yehelikoptertahsis eden Türki- ye'nin. KYB'nin Dublin'deki uzlaşmaz tutu- mu, PKK'yı siyasi bir örgüt olarak nitelendir- mesi ve 10 eylülde Şamya birtoplantı yapıl- dığına ilişkin alınan güçlü duyumlar ışığında KYB Iidennin Ankara'ya gelmesine sıcak bakmadığı yorumlan yapıldı. KDP'nin Anka- ra'daki Temsilcisi Sefin Dizayi de Kuzey I- rak'taki KDP mevzilerine yönelik PKK sal- dınlan karşısında Türkiye'nin kendilerine destek vermediğini savunarak "Hayal kınkb- ğı içindeyiz'" dedi. Türkiye'nin. iki yıl aradan sonra KYB liderini Ankara "da kabul edeceği yolundaki haberlerden rahatsızlık duyduğu belirtilen KDP'nin. "kendisi PKKsaldirdan- nın bedelini öderken Talabani'nin Ankara'ya gelmesine karşı olduğuna" da işaret edildi. Ankara'da rahatsızlık Dublin toplantılanna Ingıltere'nın ardın- dan Fransa'nın da katılmak istemesi Anka- ra'yı rahatsızetti. Diplomatik kaynaklar. bu toplantılann bölgede barış ve istikrann sağ- lanmasını hedeflediğini. Fransa'nın da bu sürece dahil olması durumunda bunun arka- sının gelebileceğine dikkat çekerek, sorunun uluslararası boyutlara taşınacağını söyledi- ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle