27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17EYLUL1995PAZAR 14 KULTUR Yıldız Ibrahimova, yann akşam Aya İrini'de yoksul çocuklann eğitimine katkı için bir konser verecek , bir yaşam tarzı beniın için' DUYGL PURGUN Kendine özgü doğaçlama >orumları ve folklordan caza uzanan genış bir yelpazeyi kapsayan çalışmalarıyla caza gcnül vermiş bir sanatçı Yıldız Ibrahimova. 25 Eylül'de Aya İrini'de, Çağdaş Yasamı Destekleme Derneği'nın >oksul çocuklann eğitim giderlerine katkıda bulunmak amacıyla düzenledıği konsere katilacak sanatçının son çalışması. "Işığın Sesi" Aşık Veysel'den. Gerslmin'e, Azeri türkülerinden Mozaıt'a genış bir repertuvan içeriyor. Sanatçı. bu çalışmayı aslında sahnede gerçekleştırmek ıstediğinı belırtiyor. Aibümde. Bach'tan sonra bir Ege ha\ası duyunca ıster istemez. neden bu denlı farklı renkten ezgılenn bir araya geldıği sorusu düşüyor aklımıza. "Evet, belki insanı şaşırtabilir. Ama bence önemli olan, yüzyıllar önce farklı coğrafyalarda belki de a>nı zamanlarda ortava çıkan bu yapıtlann, günümüzde veniden buluşması" dıyor Yıldız Ibrahımova. Sanatçıya Bulgaristan'da 15 yılı aşkın bir süre bırlikte çalıştığı müzısyenler eşlik ediyor. "Ekip çalışması benim için çok önemli" diyen sanatçı. bu ekipte yer alanlann. çok sağlam bır klasık eğitimin yanı sıra, çok da ıyi emprov ize çalan. çağdaş müzığe son derece yatkın müzisyenler olduğunu söylüyor. Fakat Ibrahımova'nın tüm isteğı Turk müzısyenlerle de çalışmak. Geleceğe dönük projelerinden bırinin de Türk- Bulgar müzisyenlerle birlıkte ıkı ulusun folklorlerinden yola çıkarak bir albiim gerçekleştirmek olduğunu belırtiyor. Sanatçının Türk folkloruna olan ılgısı çocukluğuna dek uzanıyor. "Annem de anneannem de çok güzel Rumeli türküleri söylerdi. Küçüklüğiimden beri bu ezgilere yakınlık duymanı bu yiizden.. Türküleri caza uyaıiamak ise tamamen kijiliğimden kaynaklanıyor. "Ozgürlüğüne düşkün bir insan olarak, daha konservatmar yıllarında,ca/ın bana en uygun nıü/ik türü olduğunu anladım. Caz,özgürlüğü de barındıran bir yaşam tarzı benim için". Yurtdışında sayisiz konserler \eren. pek çok mÜ7isyenle çalışan lbrahımo\a. Türkiyenın külturel anlamda kendısını yeterınce tanıtamadığından yakınıyor. "Yurtdışında Türk folkloruna ait neredeysehrçbirşey bilinmiyor. Fransızlara, Rumeİi türküleri söy lediğimde ağızlan açık kalıyor. Onlara, işte bu Türk nıü/iğidir diyorum. Fakat bu benim tek başına üstesinden gelebileceğim bir iş değil" dcrken Türk kiiltürünün son derece içıııe kapalı olduğunu \e bugüne dek dişanya yeterınce açılamadığını söylüyor. Viedyanın ılgısızlığı \e kapsamh bır kültür politıkasının eksiklığinden dem vııran sanatçı. geçen sene CSCO'nun Ankara Hıpodrom'da \erdiği konserin buyü>ünunden hâlâ kurtulamamış "40 bin kişi geldi dinleme>e...Düşünehiliyor musunu/.'. \ / tbrahimova, ¥ yann akşam -X. Aya İrini'de, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği"nin yoksul çocuklann eğitim giderlerine katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği bir konser verecek. Sanatçının son çalışması, "Işığın Sesi" Aşık Veysel'den, Gersh\vin"e. Azeri türkülerinden Mozart'a geniş bir repertuvan içeriyor. Sanatçı. bu çalışmayı aslında sahnede gerçekleştirmek istediöini belirtivor. Böy le bir şe> herhangi bir Batı ülkesinde olay olabilecekken Türkiye'de hiçolmamış sayılıyor." İbrahınıo\a"yı asıl şaşırtan şey. ertesı günku gazetelerde bu konserden tek satır bıle soz edılmemesı. "Medya destek vermeli ki insanlar da ' Boyle de bir şey varmış' desin. Bir daha sefere herhangi bir konser olduğunda (klasik, caz..)şaşırmasın. bilgisiz kalmasın." Ibrahımova'ııın. geçen gunlerde Antalya'da verdıği kon.sere daır unutamadıgı biranısı \ar: "Konserde söyledtğim her parçayı tanrttım, bakın hu dogaçlamadır başka bir y erde dinlediğini/de farklı gelebilir diye. Çok hoş bir konser oldu. Yaşamları boyunca belki de cazla ilk defa karşılaşan insanlar da çok etkilendiler. Sonra o küçücük çocuklar.. "Hanı sen Tarkan'ı sevıyordun' diyenlere bir 'Hayııır' demeieri vardı ki görmeliydiniz". Peki Türk popunda mantar gıbı türeyen yeni şarkıcılar için ne düşünüyor îbrahımova'.' "Pop müziği, adı üstünde bugün var yann yok. Tamamen ticari kaygılar ön planda. Bir gecede star obnak iş değil.. O kadar ciddiye alnııyorum zaten pop müziğinL" Türk popunun kendi içınde bir eleme yaşadığını söyleyen sanatçıya göre se\ iye zamanla yükselecek. Türkiye'de caz yapan pek çok sanatçıyla tanıştığını söyleyen lbrahimo\a'nın bu konudaki gözlemlerı ıse şöyle- "Müzisyenler daha atak olmaİL Kimilcri klasik caz yorumunda çok başanlı. Fakat kendine özgü olmaktan uzak... Klasik caz dışında daha farklı kaynaklara ömeğin folklora yönelmeli. Caz, belli sınuiar içinde yapılan bir mü/ikdegildir çünkü". Kendıni süreklı gelıştiren, yenileyen sanatçı, insanın (hele de o insan bir müzısyen ıse) kendı kışıliğını bulmaktan korkmaması gerektığını düşünüyor Sanalçı. "Du>ann arkasını görmek" taraftarı Bu. her ne kadar "l'zun ince bir yol" olsa da. "Ben Ella Fıtzgerald değilim, olmak da istemem. Çünkü benim doğup büyüdüğüm toprağın kültürü farklı.. Ben de o farklıhğı >ansıtmalıyım"dıyen sanatçı ıçın caz söyledığı her dakıİcanın ayn bıranlamı var Çünkü ancak o dakikalarda "neel dünya"dan bıraz daha uzaklaşıp. kendı sulannda özgurce yuzebilıyor Boris Pastemak'nı Lara'sı öldü Kültür Senisi - Ünlü yazar Boris Pas- ternak'ın unutulmaz romanı ~ Doktor Ji- vago"nun ölümsüz Lara'sı.Olga Ivinska- ya 82 yaşında yaşama \eda etti. Paster- nak la yıllarca süren tutkulu bir ılişki ya- şayan Ivinskaya. ünlü yazarla ilk kez 1946"da Moskova"da karşılaşmıştı. O dö- nemlerde"NoviMir'" (Yeni Dünya) adıy- la çıkan bir edebiyat dergisinin editörlü- ğünüyapanlvinskaya. 34yaşIn1nolgun- luğunuyaşayangençbırkadındı. Paster- nak ise iki kere evlenip boşanmış. ikı ço- cuğu olan 57 yaşında bir adam. Puşkın Meydanı'ndaki Puşkin heykelınin altın- da günlerce düzenli bir şekilde buluşan çiftin ilişkisı giderek tutkulu bir aşka dö- nüştü 4 Nisan 1947 tarihli mektubunda Pasternak.-Hayatım, meleğim! Seni tüm içtenliğimle sevm>rum'"diye seslenıyor- du Ivınskaya'ya.. 1953'tekı mektubun- da ıse "Bu ilişki sonsuza dek sürecek \e güngeçtikçegüçlenecek'dıyordu. İlişki- len, Olga'nın dergıdeki pozısyonunu ka- çınılmaz olarak etkıliyordu. Sonunda Pasternak ona. sekreterliğini yapmasını önerdi. Ivınskaya'nın ailesi. Alman- Polonez kökenliydi I915'te Moskova'ya taşın- malanyla birlıkte Olga, geleceğe dönük planlannı gerçekleştırme şansı buldu. 1936"da Moskova Editörlük Enstitü- sü'den mezun olan Olga, bir süre çeşitlı edebiyat dergilerinde editör olarak ça- lıştı. Pasternak'ın edebi kişilığine. öte- den ben hayranlık duy an genç kadın. ün- iü yazann katıldıgı lîiçbir söyleşıyi ka- çırmazdı. 1940"lar. SovyetlerBırliğı'ndemüthiş baskılann yaşandığı yıllardı. O dönem- de, yurtdışından herhangi biriy le herhan- gi bir şekilde ilişki kurmak (bu kişi ak- rabanız bile olsa) yasaktı. Pasternak'ın Boris Pasternak'ın ünlü roma- nı 'Doktor Jhago'nun Lara'sı Olga l\ inskay a(üsrtc) 82 yaşın- da yaşama \eda etti. David Le- an'in sincmaya uyarladıği •Doktor Jivago" (yanda)adlı filmde Ömer Şerif ve Julie Christie(Lara) ovnuyorlardı. kız kardeşleri ise Londra'da idiler ve ağa- beylerı ıle sürekli iletişim halindeydiler. Pasternak. Stalinin de yakından tanıdı- ğı bir isimdi. Gürcü kökenli olan Stalin. bu ünlü edebiyat adamının Gürcüceden yaptığı şıirçe\mlenni yakından izliyor- du. Ivinskaya'nın da söylediğıne göre Stalin. 1924 yada 1925 yılında ünlü şa- ır Sergei Yesenin \ e Madimir Ma> akms- ki ile bırlikte Pasternak'ı da zıyaret et- mışti. Hatta bır akşam ünlü yazarı tele- fonla arayarak. genç bır şair olan Osip Mandelstam hakkında ne düşündüğünü sormuştu. MGB (Oyıllarda KGB'ninadı buydu) Pa.sternak'ı tutuklamaya lııçbır zaman cesaret edemedi. ama Olga'nın peşıni bı- rakmadı. Genç kadın. 1950 Haziranında "casusluk" suçundan tutuklandı. Kar- ninda Pasternak'ın çocuğunu taşıyan Ol- ga. hapishanenın kötü koşullanna daya- namadı \ e çocuğu düşürdü. Fakat y ine de KGB'nın vcrdığı emırle 5 yıl boy unca iş- çi kanıpında çalışmaya niahkûm edildi. Bu arada Pasternak. "Doktor Jiva- go"yu bitırmek uzereydı. Roman,rejiını tehditederniteliktebıryapıtolnıadığı gı- bi Rusya'nın devrım tanhı ve iç sa\aş günlerı doneminde bır doklorun aşkını anlatan son derece yalın \e başanlı bir edöbiyatyapıtıydı. Kumanuayeralan 10 şıırın yayımlannıasına. ancak 1954'te izın \erıldı. Ancak. kitabın basılmasıyla ilgılı hıçbır umııt yoktu. Olga. Pasternak adına yüriittüğü t:in- şımlersaycsındekitabı 1956 yılında Ttal- ya'da yayımlama olanağı elde etti. Bun- dan ıkı yıl sonra Pasternak. \obel Ede- biy M Ödülü'neaday gösterildı. Romanı. "Çağdaş lirik şiirde %e Rus epik gelene- ğindc çığ^r açan bir yapıt" olarak değer- lendiren Nobel Komıtesi. Doktor Jıva- go'yıı. Tolsto>"utı "Savaş ve Banş'ı ıle kıyaslıyorse Pa.stemak"a"politikbirçiz- giden uzak, tümüyle insan doğasını anla- tan bağımsızözelliğindenötürii" bu ödü- lüvermeninkendileri için bıronur oldu- ğunu söylüyordu. Sovyet hükümetinın baskılan nedeniyle Pasternak, Nobel'i geri çevirmek zorunda kaldı. Fakat. hü- kümeti bu tutumundan dolayı eleştiren kampanyalar. yazann 1960'taki ölümü- ne dek sürdü. Pasternak'ın ölümünden sonra Olga budefa LyudmiUa Yemelianov ıle birlık- te (1939'da evlendıği kocası Ivan'dan olan kızı) tutuklandı. Bu defa, Paster- nakın yabancı basın ile bağlantılarını kurduğu için suçlanıyordu. 1961 "de Moskova radyosu Ingilizce, Italyanca ve Almanca yaptığı yay ınlarla Olga'yı, Pas- ternak'ın telif haklanndan gelen parayı çalmak ve "dolarzengini'"olmakla suç- ladı. Olea. ancak 1964 yılında salıveril- di. Bu arada KGB. Olga'nın Moskova'da- ki dairesine girerek. Pasternak'ın ona yazmış olduğıı bütün mektuplan. roman eskızlerını. kısacası ünlü yazara ait ne varsa hepsinı yok etmışti. Pasternak'ın sevdiği kadına. hak ettı- ğı değer. ancak 1988 yılında Gorbaçov iktıdan sırasında verildi. KGB'nın elin- de bulunan bütün dokümanlar Ivinska- ya'ya geri verildi Fakat, Pasternak'ın kendisine yazdığı mektuplara, Natalya Pasternak'ın (Ünlü yazann göriimcesi) itirazlan karşısında bır türlü ulaşamadı. Boris Yeltsin'e başvurusu. "mektuplar üzerinde sahiplik hakkı bulunmadığı" gerekçesiyle hiçbir sonuç getirmedi. Ya- şamının son yıllannı tek odalı birapart- man daıresınde geçıren Olga Ivinska- ya'nın anılan, 1978'de Paris'te Rusça olarak yayımlandı. kıtap, başta tngıliz- ce olmak iizere {'\ Capti\e of Time') bütün Avrupa dıllerine çevnldı. Uluslararası Eskişehir Festivali 7-15 ekim tarihleri arasında gerçekleşecek Esldşehir'in de artık bir festivaH var Kültür Senisi- Bu yıl ilk kez düzen- lenen Uluslararası Eskişehir Festivali, 7- 15 ekim tanhleri arasında eerçekleştiri- lecek. Festivale Isviçre, Almanya. lngiltere. Bulgaristan, Azerbaycan, Fransa. Avus- turya, İspany a ve Türkiye'den ünlü sanat- çı ve topluluklar katılıyor. Dokuz gün sürecek festivalde klasik müzik. klasik Türk müzıği, Türk hafif müzığı, caz, blu- es ve flamenko gitar konserlenyle dans. tiyatro. sergi ve Fransız Fılm Haftası ola- rak 28 etkınlik yeralıyor. Festival 7 ekimde piyanist Hüseyin Sermefin vereceği konserle açılacak. Tek CD ile 3 uluslararası ödül alan sa- natçıya. şef Karl Rickenbacher yoneti- mindeki Bilkent Uluslararası Akademik SenfoniOrkestrasıeşlik edecek. Bukon- serde Ravel'ın Sol Majör Piyano Sona- tı'nı seslendırecek olan Hüseyin Sermet. 8 ekimdeki resitalinde ise. •Hındemith Yılı' nedeniyle tümüyle bestecinın yapıt- lanndan oluşan bir program sunacak. Festivalin ikincı ünlü ismi bu yıl Istan- bul Caz Festivali'nde çalan AzizaMous- taphazade ve Kronos Quartet'le de ça- lışmalaryapmışolan BurhanÖçal. Öçal. 8-9 ekimde iki konser verecek. Vurmalı çalgılar ustası Öçal, kemancı Betül So>r - kan ve piyanist Kriszrina Waysza ile Bartok. George Enescu, Manueİ de Fal- la. Adnan Saygun'un yapıtlanndan olu- şan klasik batı müziği yapıtlannı seslen- direcek. Sevilen sanatçı Bülent Ortaçgil de yi- F. İdil Biret ne 8 ekimde Eskişehirli hay ranlany la bu- luşacak. Maurice Bejart Balesi"nin 1985'ten 1992'>c dek başdansçısı olan Katarzy na Gdaniec. grubu Linga Dans Projet ile 9 ve 10 ekimde iki gösterı su- nacak. Alman Petersen Quartet ıse 10 ekim- de Beethoven, Haydn ve Bartok'un ya- pıtlanndan oluşan bir konser verecek. Ülkemızde 1994 yılında İstanbul CRR'de verdığı konserle sevilen ve In- estivale İsviçre. Almanya. İngiltere. Bulgaristan. Azerbaycan. Fransa, Avusturya, îspanya ve Türkiye'den ünlü sanatçı ve topluluklar katılıyor. Dokuz gün sürecek festivalde klasik müzik, klasik Türk müziği, Türk hafif müziği. caz, blues \ e flamenko gitar konserleriyle dans. tiyatro, sergi ve Fransız Film Haftası olarak 28 etkinlik yer alıyor. giltere'de an arda 5 kez "Yılın En İyi Blues Gitaristi"ödülünü alan blues devı Otis Grand ve topluluğu Big Band. 11 ekim günü sahne alacak. Ru.s \e çıngene romanslanndan folk- lor ve caza uzanan repertuarıyla caz yo- rumcusu Yıldız İbrahimova. Bulgar gi- tarist Ognian Videv ıle 12 ekimde bir konser verecek. Dev let Sanatçusı piyanist İdil Biret. 14 ekimde Bach, Beethoven, Schu- Otis Grand bert/Liszt ve Chopin'ın yapıtlanndan oluşan bir program sunacak. Festivalin kapanış konserinde ise İdil Biret, Cum- hurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşlı- ğınde Beethoven'ın4.\enfonisini seslen- dırecek. §ef Ruhi Vyangilyönetimındeki Ayan- gil Türk Müzığı Orkestra ve Korosu. "Yunus Emre"yı. İhsanÖzgen-Anatoüa grubu da İngilız kemancı Elizabeth Cow- derv ık birlıkte 11 ekimde klasik batı müziği ağırlıklı bir program sunacak. Anadolu Cniversitesı Dev let Konserva- tuvarı Yaylı Çalgılar Oda Orkestrasf nın şef Prof.Koral Çalgan yönetıminde ger- çekleştireceğı konsere solist olarak piya- nist Prof. Zöhrab Adıgüzelzade katıla- cak. Konserde. Grieg, J.A.Benda, E.F'dall Abaco ve L'lvi Cemal Erkin'ın yanıtlan yer alacak. İspanyol gitarist Manola Sanhıcar. bu kez quartet olarak bir konser verecek. Festivalde tiyatro «österileri de yerala- cak. Son yıllar'da "Se\dalı Bulut". "Ga- lilei Galileo". gıbi başanlı oyunlara ım- zasını atan. DostlarTiyatrosu Sanat \'ö- netmenı Genco Erkal. "Bir Delinin Ha- tıra Defteri"ni. Ankara Sanat Tiyatrosu Rutkay Aziz'ın yönettiği u Jan Dark Da- vası'*nı. yıne AST Çocuk Tiyatrosu da "Rüzgarla Varışan Tay" adlı oyunlan sahneleyecek. Eskışehır'den de iki tiyatro katılacak: Anadolu Üniversıtesi Devlet Konserva- tuvarı Tiyatro Topluluğu "Tiyatro Ana- dolu" ve "Ben Anadolu"oyununu, Eskı- şehır'in tek özel tiyatro topluluğu olan Eskişehir Tiyatora Kumpanyası (ETK) ise "RumuzGoncagül"*ü 12 ekimde sah- neleyecekler. 1 Uluslararası Eskişehir Festıvali'nde konserlerin. tiyatro ve dans gösterileri- nin yanı sıra. "Sinemanın 100. Yılı-Ori- jinal Fransız Film Afışleri" sergısi. "Frig- ya'dan Eskişehir'e..." fotoğraf sergisı. Fransız Filmleri Haftası gibi etkinlikler de yer alacak. KOŞEBENT ENİS BATUR Kültür Çoğulluğu Bir ülkenin külturel yaşamını geniş ölçüde o ülke- nin siyasal yaşamı belirler: Bireylerden topluma, sa- nattan gündelik yaşama biçimine uzanan bir belirle- yiciliktir bu. "Eski kültürümüz"ü monarşik-teokratik bir siyasal alaşım biçimlendırmişti; örfler, âdetler. kı- sacası bugün gelenek başlığı altında topladığımız değerlerı ondan soyutlamamız güçtür. "Yeni Kültür"ümüze gelince, yepyeni bır kültür de- ğildir bu. olması da beklenemezdi: Geçmişin değer- leriyle günümüzün değerlerinin bir bireşimidir orta- ya çıkan ve geniş ölçüde Cumhuriyet rejiminin çal- kantılı siyasal evriminin mührünü taşır. Yetmişüç yıl- lık Cumhuriyet dönemi sağlıklı bir demokrasi yöne- timine kavuşturamadı bızi. Ona biryaklaşır, bir uzak- laşıyoruz. Kültürümüz, söz konusu yalpalanmayı yansıtıyor. Muhafaza, yenılenme. çöküş ve topar- lanma eğrıleri arasında yol alıyoruz. Yeni kültürümüz ımrenilesı değil. Gelgelelim, eski kültürümüz de öyle degıldi. insanoğlu, geleceğinin kültürü şimdikı zamana bır an önce gelsın uğraşını vermelıdir. Ütopyamız, umudumuz kalmayınca sığı- nacağımız geçmiş bır sanılar bütünü olarak belirir karşımızda, o sanılara yakından bakmak gerekir. Eski kültürümüze karşı yaptığım çıkış, eski kültü- rü yadsıma dürtüsünden, düşüncesinden kaynak- lanmıyordu. Tarih'in belli dönemlerinde, bireyler için bu tür yadsıma gereksınmelerı doğduğunu da unut- mamak gerekir. Devrim, bireylerin toplumlarına be- nımsettikleri yadsıma, bellekten silip atma ılkeierinin buluştuğu noktadır. Lenin'ın, Atatürk'ün, Mao'nun, Humeyni'nin eski kültürü yürürlükten •kaldırmaya yöneldıklerını biliyoruz. Bugün Rusya'nın, Türki- ye'nin, Çin'in, Iran'ın halıne bakıp devrimlerin büs- bütün yanlış, başansız. anlamsız olduğunu düşü- nenler bence yanılıyorlar. Devrimlerin sonu gelir, et- kilerı genış ölçüde kalıcılık taşır gene de. Ama, dedım ya, benim eski kültüre karçı çıkış yap- mamın böyle bir gerekçesi yoktu. Karınca karann- ca, olanaklarım elverdiği ölçüde eski kültürümüzün değerlendirilmesi için elimden geleni yapmaya çalı- şıyorum tam tersine. Onu, küitürel çoğulluğumuzun önemli, vazgeçilmez bir parçası sayıyorum. Ne kı, es- ki kültürümüzü bir hedef olarak görmek aklımdan geçmiyor doğrusu; onu yitırilmış cennet'ın aynası saymıyorum kesinkes. Onunlailgileniyor, ilgilenilme- si gerektiğini düşünüyorum; Bugünkü kültürümüzün içindeki payı. yarınki kültürümüze uzanabilecek yan- lan nedeniyle. Kültür alanında asıl sorunumuz, öteden beri, de- min sözünü ettiğim çoğulluk kavramıyla bağlantılı olarak gelişıyor bana kalırsa. Geçmişe bakarken; Hatti-Hitit bağlantıları, lyonya, hatta Bizans rahatsız ediyor kimilenni: Selçuklu'yla başlayıp Osmanlı'yla ışi bitırmek. hatta onun ötesini -elden gelse- silmek istiyorlar. Dış külturel ılişkileri sınırlamaya geliyor son- ra sıra: Batıyla, Kuzeyle etkileşım/iletişim köprüleri- ni kaldırıp atmak, bız bize kalmak en sağlam çözüm yolu sayılıyor. Sahıci bır demokratık düzen, kültür sıyaseti bağ- lamında kendi tercihlerinı dayatmaz. dayatma ola- nağı bulamaz. Dileyen Budizm'le, dileyen elektronik müzikle, dileyen Ermitaj'ın ikona koleksiyonuyla, di- leyen de iran sınemasıyla ilgilenebilir. Kültürün yayıl- ma ve benimsenme halkalarını azaltmayayönelen bir anlayış yalnızca kültür alanında tekıllığin savunusu- nu üstlenmez, siyasal tercihleri ve toplumsal yaşa- ma seçenekleri açısından da tekılci bir perspektifin hazırlanmasına katkıda bulunur. Sorun, yeni kültürün doğurduğu yozluklardan mı kaynaklanıyor? Her kültür kendi yozluklannı, çalıla- rını, dikenlerıni doğurmuş, beslemiş. büyütmüştür. Bugünlerde, keyifle ve ibretle Naimâ Tarihi'ni okuyo- rum: Eski kültürümüzden müthiş birkaç parıltı dev- şırmek mümkün oradan, ama daha çok itkı, korku, soğukluk duyarak geçiliyor kan sızan sayfalardan. Eskı-Yeni kültür çatışması, Fatih-Harbiye hattından bugüne hepimızi sarıp sarmalamıştır. Dahasöyleye- ceklerimiz bıtmedı sanıyorum. Hamiş: Adnan Adıvar, 7950 seçımlerinde DP ta- rafından CHP'ye karşı aday gösterilmek istendiğin- de, milletvekilliğine adaylığını her iki partınin de lıs- tesınde yer alması koşuluyla koyacağını söylemişti. Adıvar'ı, ölümunün 40. yıldönümünde anacak mıyız? Pen'den Yaşar Kemal'e destek tSTANBUL(A.A)-Pen Yazarlar Derneği Baskanı Şükran Kurdakul ile Genel Sekreteri Alpay Kabacalı. DGM tarafından yazar Yaşar Kemal hakkında bır Italyan gazetesınde çıkan yazısında Kürt halkından söz ettiği gerekçesiyle soruşturma açılmasını eleştirdi. Kurdakul ve Kabacalı yaptıklan açıklamada Kemal'in söz konusu yazısında halklar arasında banş isteğini açıkça belırrtiğini ifade ederek, Yaşar Kemal'in ya da başka herhangi bir yurttaşın Türkıye'dekı Kürt realitesinden söz ettiği için soruşturmaya uğraması, Ortaçağ hukukunda bile rastlanmayan bir uygulamadır" dediler. Türk Sanatlan Kongresî İsviçre'de toplanıyor Kültür Servisi- Kültür Bakanlığfnın düzenlediği 10. Türk Sanatlan Kongresi'ne bu yıl 30 ülkeden 200 bilımadamı katılıyor. Isvıçre'nin Cenevre kentinde rekor sayıda bılim adamının katılımıy la gerçekleşecek olan kongre 18 eylül pazartesi günü Kültür Bakanı lsmail Cem'ın konuşmasıyla açılıyor. Dünyanın her köşesınden bilım adamlannın . Türkıye'nin yüzlerce y ıllık sanat bınkimı üzenne bıldiriler sunup. tartıştıklan kongre 4 yılda bir toplanıyor. Bu toplantıda. toplam 108 bildiri sunulacak. Kjibi yapılacak şnrler ye yönetmenler belirlendi İSTANBL'L(AA)- Kültür Bakanlığı ile İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın ortak projeleri çerçevesinde, klibi yapılması planlanan şıirler ve klip yönetmenleri belirlendi. Kültür Bakanı İsmaıl Cem ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetım Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı'nın da katıldıgı toplantıda yapılan açıklamaya göre, şaırler. şiirler \e klıplerı çekecek yönetmenler şöyle sıralandı: Tevfik Fikret (Sıs. Balıkçılar ve Yağmur. Yön: Oğuzhan Tercan). Ahmet Haşım (Merdhen. BirGünün Sonunda. Arzu. Y'ön: Cemal Karman). Yahya Kemal Beyatlı (Erenköy'de Bahar. Itri. Üsküdar'ın Dost Işıklan. Bir Başka Tepeden. Sıste Söylenmiş ve Hayal Şehir şiirlennden oluşan tek bir klip. Yön: Reha Erdem). Nâzım Hikmet (Salkımsoğüt. Memleketımi Sevıyorum. Saat 21-22. Yön: Levent Tuna). Necip Fazıl (Kaldınmlar. Yağmur, Tabut. Yön: Orhan Oğuz). Orhan Veli (Istanbul'u Dinliyorum. Denızi Ozleyenler İçin, Anlatamıyorum. Yön: Umur Turagay). Kültür Bakanlığı Prestij Kitapları İSTANBUL(A.A)-' Şehir Prestij Kitaplan" dizısinı sürdüren. Kültür Bakanlığı. İstanbul. İzmır ve Edırne'den sonra bu yıl Van'ı seçti Kitabı hazırlayan "Renk Ajans', Van'ın tarihı gelişimıni konu alan kitabın görsel ağırlıklı olacağını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle