Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17EYLUL1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
îstanbul'dagösteriler sunan 253yıllık topluluk, 'bir koreografi müzesi'
^^""V nce
m \ profesyonellik
• m gelir. Balede
\ ^ ^ ^ gençlik ve
kadın güzelliği çok
önemlidir. Sanatçılar
16-20 yaşlannda
mesleğe başlarlar ve 20
yıldan daha fazla dans
edemezler. Ancak özel
yeteneklerine göre
eğitim görebilir, pedagog
olabilirler. Emeklilikten
sonra ekonomik
sorunlannı nasıl
çözeceği konusunda
herkes kendi başının
çaresine bakar.
Topluluğumuzun yaş
ortalaması 25'dir, yüzde
60'126 yaşın altında.
JOmv'uncSktatöriiOteg VuumadovRA>A E\ CİM
Opera ve balelerimizin yeni sezon ha-
zırlıklan içınde olduğu şu günlerde. ban-
kalanmız da kuruluş yıldönümlennı çe-
şitlı dans ve bale gösterileriyle kutlaya-
rak sonyaz gecelenne renkli bır esintı
katıyorlar. Bunlann arasında Kıro\ Ba-
lesi'nin Esbank'ın 68. kuruluş yıldönü-
mü kutlamalan kapsamında Istanbul'a
ilk ziyaretini yapması, uzun zaman dil-
lerden düşmeyecek bir sanat olayıdır.
Toplulugun sanat yönetmenı Oleg Vinog-
radov'un da vurguladığı gibi, 253 yıllık
bir kültür tarihini simgeleyen Kırov Ba-
lesi 'bir koreografi müzesidir' Bu özel-
liğinin yanı sıra, son yillarda Rusya'da
yaşanan büyük değişimlere \e ekono-
mik sarsıntilara rağmen ayakta kalması
dikkat çekicidir. çünkü bale en masraflı
sanat dalı olarak kabul edilir Sanat hak-
kında -özellikle bale ile ilgili- çeşit çeşit
yorumlann yapıldiğı bir dönemde, bale
sanatının çağdaş dünya içın ne anlam ta-
şidığını irdelemek ve Kirov'Ia ilgili ay-
nntılı bilgi edinmek amacıyla Oleg Vi-
nogradov'la bir söyleşi yaptık. Bu söy-
leşinin gerçekleşmesinde çevirmen ola-
rak yardımci olan orkestra şefi ve MSÜ
Devlet Konservatuvarı Öğretım Üyesı
Fahrettin Kerimov'a \e Vinogradov'u
bulmamı sağlayan Esbank Reklam ve
Halkla Ilışkiler Müdürü Nalan Örki'ye
teşekkür edenm.
- Sayın Mnogradov, bu Kirov Balesi'nin
Türki'\e'>e ilk gelişi mi?
YİNOĞRADOV - Evet, Türkıye'ye
Kirov adı altında ilk kez geliyoruz. Da-
ha önce. sanınnı 1977 yılında. Lenıng-
rad'dakı ıkınci, daha küçük toplulukla
gelmıştık. Bu olaydan kısa bir süre son-
ra ben Kirov Balesi'nin sanat yönetme-
ni oldum.
-Topluluğunuzu hâlâ Kirov olarak ad-
iandınyorsunuz-.
YİNÖGRADOV-E\et.benceadımız-
la ilgilı olarak yaşadıklanmız çok ılginç-
ti. Üç yıl önce bütün komünist sembol-
lerden (orak-çekiç gibi) geri çekildik;
adımızı da Mariinsky Balesı olarak du-
yurduk. Bir ay sonra bizi Amenka'dan
aradılar. Yenı keşfettikleri birgezegenın
adını 'Kirm Balesi" koymuşlar! Toplulu-
ğumuzun Kıro\ Balesi adıyla yaşaması-
nı diledıklerini söylediler. Amenka'dan
bu konuyla ilgili birçok mektup aldık.
Kirov "un. toplulugun müdürü olduğunu
sanıyorlardı, mektuplan ona hitaben ya-
zıyorlardı! Oyleçok ısrarettilerki... Is-
mimizin Kirov olarak kalmasını Ameri-
kalılaraborçluyuz.
- Topluluğunuzdakj en eski sanatçılar
kimlerdir?
VİNOGRADOV - Bız gelenekselleş-
miş aileleri olan bır topluluğuz. Onlar
balenin hanedanlan gibidırler ve bütün
aile bireyleri baleyle ilgılenir. Kuşaktan
kuşağa bilgileri aktanrlar. Topluluğumu-
zun 78 yaşındakı üvesi Tahir Baltaçaev
işte böyle bir aıledendir. Kendisi uç yıl
önce Istanbul'a gelmiş, 'Fındıkkıran'
balesinı sahneye koymuştu. Baltaçaev.
Tatarasıllıdır. Bende Dağıstanlıyım. Da-
ğıstan Devlet Sanatçısıyım Dağıstan'da
balenin kurulmasını ben sağlamıştım.
Halk kültürlerine aıt eserlerin baleleştı-
rilmesi bana ılginç geliyor. Örneğin Mn-
rat Kajlayev'in besteledığı 'DağJı Kız"
adlı koreografimi ResulHamzatov'un şı-
irleriüzerinekurmuştum(1968) Bolşoy
• y ^ ansçılanmı
m B yalnızca kendim
m M seçerim. Balede
* -^ kesinlikle
diktatör olmalısın! Onlan
önce Amerika'daki
okuluma davet ediyorum.
Kırov Bale Akademisi'nde
eğitim görmek için para
veriyorlar! Kirov öyle bir
topluluktur ki kendisi
stardır. starlara gereksinim
duymaz. Kirov'da dans
etmek caziptir. sanatcıların
daha ünlü olmasını sağlar;
alacaklan para ikinci
planda kahr.
(Fotoğraflar: DEVRİM BARAN)
Tıyatrosu içın de Cengiz Aytmato\'un
eserlen üzerine bır koreografi gerçek-
leştırdim. Grigoroviç de Kıro\ 'da Nâzun
Hikmet'ın 'Ferhat ile ŞiriıTini baleleş-
tirmiş. Bir gün mutlaka bu eseri Türki-
ye'de sahneye koymayı düşünüyonım.
(Burada Kerimo\ söze kanşarak Nâzım
Hikmet'ın \atandaşlığa kabul edilmesi
konusundakı sorunlan açıkladı.) Bence
parlamentolar değişir, ama Nâzım Hik-
met her zaman varolacaktır
- Bu kadar köklü tarihi olan bir ku-
rumda vaşlanan sanatcıların dunımu ne-
dir?
VİNOGRADOV - Bu konuya asla
duygusal janaşmıvoruz. Önce profesyo-
nellik gelir Balede gençlik \e kadın gü-
zelliği çok önemlidir Sanatçılar 16-20
yaşlannda mesleğe başlarlar \ e 20 yıIdan
daha fazla dansedemezler. Ancak. özel
yeteneklerine göre eğitim görebilir. pe-
dagog olabilirler Emeklilikten sonra
ekonomik sorunlannı nasıl çözeceği ko-
nusunda herkes kendi başının.çaresine
bakar. Topluluğumuzun yaş ortalaması
25'dir. yüzde 6O'ı 26 vaşın altında.
- Şu anda Kirm'a sponsorluk yapan
birkurumvarmı?
VİNOGRADOV - Hayır. Kendi geli-
rimizi kendimız elde etmek zorundayız.
Toplam bütçemiz hakkında bır rakam ve-
remem, ama her yeni eser 300 bin dolar.
400 bın dolar civannda bir sermaye ge-
rektiriyor. Bale pahalı bir keyiftır. dün-
yanın hiçbir yerinde gelir getirmez. Ne
imparator, ne de komünıstler baleyi ge-
lir ıçin desteklediler. amaç prestıjdır.
- O> leyse dansçılannı/ı nasıl seçiyorsu-
nuz ye nasıl finanse edivorsunuz?
VİNOGRADOV - Dansçılarımı \al-
nizca kendim seçerim. Balede kesinlik-
le diktatör olmalısın! Onlan önce Ame-
rika'daki okuluma davet ediyorum. Ki-
rov Bale Akademisi'nde eğitim görmek
içın para veriyorlar! Kiro\ öyle bir top-
luluktur ki. kendisi stardır. starlara gerek-
sinim duymaz. Kırov'da dans etmek ca-
ziptir. sanatçılann daha ünlü olmasını
sağlar: alacaklan para ikıncı planda ka-
lır.
- Topluluğunuzda hangi ülkelerden sa-
natçılar var?
VİNOGR\DOV - Koreh. Italyan. Ja-
pon. Amerikalı. Türkmen (Faruk Ru-
zimtov), Tatar. Kazakistanlı. Latvıalı.
Osetialı sanatçılanmız var.
- Demokrasiye geçtiğinizi soylüyorsu-
nuz, bir sendikanız var ını?
VİNOGRADOV - Böyle bir şey yok.
bunlar ancak baleye engel olurlar. Nere-
de birlıkler varsa orada bale \oktur: ör-
neğın İtalya'da... Sabahtan akşama ka-
dar bale çalışacaklanna ya toplantı ya-
parlar ya da grev.
- Ö\ le> se. sanatçılann giinde, haftada
kaç saat çalışacağına dair kural yok mu?
VİNOGRADOV - Her şeye ben karar
\eririm. Dünyanın neresinde olursam
olayım. kimin ne kadar çalıştığını. geç
kalıpkalmadığınıbilirim.Öncedisiplin!
Ülkemiz dağılıyor. çünkü artık disiplin
yok. Komünizm kötüydü. ama disiplin-
İiydi. Uzaya birinci gittiysek bundandır
- Pekiyi ama demokratik kurumlann
bir işlevi de sanatçılann sağlık sorunlan-
nı çözmektir. Sizin sanatçılannız için ko-
şullar nasıl?
VİNOGRADOV - Gercekten nassas
bir konuya değindinız; özellikle cıddi
ameliyatlar gerektığınde çok sıkıntı çe-
kiyoruz. Ama bugünlerde çok güzel bir
dayanışma gerçekleştirdik ve aramızda
40 bin dolar topladık. Omurgası zedelen-
mış bir arkadaşımızın ameliyatı için ge-
rekıyordu. Bu gibi sorunlan aileler ken-
di aralannda nasıl çözmeye çalışırlarsa.
bız de öyle yapıyoruz; biz bir aıleyiz.
Benım ıçin bu konu gercekten çok önem-
li. Düşünün.buçocuklarelime löyaşın-
dageliyorlar. yıllarcabanabağımlı kalı-
yorlar. Onlann hayatlan bana bağlıdır,
ben bir babayımt Burada Nalan Örki Vi-
nogradov'un kızını sordu.) Kızimı bu
esere benden habersiz hazırlamışlar; mü-
zikal bir çocuktur. ama istediğini hıç bil-
miyordum. Bu akşam ilk kez dans ede-
cek. Benım içın bir sürpriz! Şimdı bütün
çocuklanmın sağlığına dönelım; 4 ma-
sajcımız var. Turnelere de en az 2-3 ma-
sajcı götürüyoruz. Aynca fizyoterapıst-
ler ve dansçılan sürekli ve düzenli kont-
rol altında tutan doktorlar var. Örneğın,
gerekse de gerekmese de belli tahlillen
yapıyorlar, tansiyonlannı ölçüyorlar.
-Kirov Balesi'nin çalıştğı binada koşul-
larnasü?
VtNOGRADOV - Stüdyolar, öğret-
menler... St. Petersburg'da 5 stüdyomuz
var. Kirov Tiyatrosu'nda.. Olanaklan-
mız gercekten mükemmel. Bizim prova
stüdyomuz sahnemizle aynı büyüklükte-
dir. Zaten bütün sahnelerin kapısı bize
her zaman açıktır; St. Petersburg'un sa-
hibi biziz sanki! Sahnelerini kullanma-
mızı istekle beklerler. On dört pedagog
ve repetitörümüz var. Ben başkoreogra-
ftrn. asistanım Faruk Ruzimatov "dur. Ye-
di kişilik bir yönetıci kurul vardır. Bun-
lar, ben dünyanın neresinde olursam ola-
yım, her gün beni arar ve rapor verirler.
Birazdan sezon açılacak: 25 dakika ön-
ce St. Petersburg'dan beni aradılar ve ora-
daki gelişmeleri Öğrendim.
- Bolşoy'un zor durumda olduğunu
duyduk. Ne düşünüyorsunuz?
VtNOGRADOV 1 Ben Bolşoy da çok
senelerçalıştım;çokıyıbılıyorum. 1994
Aralık'ta knzin doruğunda olduklan sı-
rada. Bounıonville'nin 'LaSylphide'ba-
lesinı onlar için sahneye koydum. Bu-
gün maalesef felç halindeler. Kopuk ko-
puk gruplardan oluşuyorlar. Eskı meka-
nizma ışlemez hale geldiğine göre yenı
prensipler keşfetmek gerekiyor. Eskiden
onlar bızden daha çok rahata alıştınlmış-
lardı. Şımanktılar, çünkü en yüksek
maaşlan alır, en güçlü desteği bulurlar-
dı.Kremlın'e çok yakındılar.güneşe faz-
la yakın olmanın zarannı gördüler: faz-
la yandılar. korunamadılar. Ikarus'un
kanatları endı ve düştü. Şu anda Bol-
şoy'un başına geçen Vladimir Vasiliev
çok büyük sorumluluk aldı. Allah'tan
ona yardımcı olmasını diliyorum. Her
şeye rağmen ben oranın adamıyım; bunu
aşacaklanna inanıyorum. Düşüncelerini
değiştırmeleri ve zamanı iyi kullan-
malan gerekiyor.
- Değeıii zamanınızı bize ayırdığınız
için çok teşekkür ederim. Türkiye'deki
bale sanatçılanna ve baleseverlere ilet-
mek istediğiniz bir şey %ar mı?
VİNOGR\DOV-Ben bütün kalbim-
le Türkiye'deki bale dünyasına yardım
etmek istiyorum. Baleyi yalnız sevenler
yapsın diyorum. Maalesef Türkiye'ye
gelen arkadaşlanmın çoğunlukla mutsuz
olduğuna tanık oldum. Mesleğine çok
düşkün, çok yararlı insanlar olmalarına
rağmen, sankı Türkıye'de kalmamalan
için her şey yapılıyor. Örneğin bizim
Tahir'imiz neredeyse kalp krizi
geçiriyormuş. O bizim için çok değer-
lidir. Bence bu işi profesyonelce yapan
yapsın; amatörlere düşmanım. Benım
düşmanlanm milliyetlerıne göre değil.
sanata karşı tavırlanna göre belli olur.
NALAN ÖRKİ - Evet, örneğin ben
Çeçen asıllıyım, siz Russunuz, ama bir-
likte hiçbir düşmanca tavnmızolmadı.
VİNOGR.4DOV - Sanatta milliyet-
çilik olmaz, sadece iletişim olur. Sanatı
müstehcen bulanlara da şunu söylemek
isterim. Bütün dünya, kadın güzelliği üz-
erine kuruludur, doğa kadındır. Ben var-
lığımı anama ve kadınıma borçluyum.
PENALTI
SİNEMALAR... SİNEMALAR... SİNEMALAR... SINEMALAR... SINEMALAR... SINEMALAR .. SİNEMALAR.
•Casper ^'önermenliğini Brad Silberling
yaptığı fılmde başrolleri Christina Riccı. Bill
Pullman \e Eric Jdle paylaşıyorlar. (Osmanbey
Gazi 24 7 96 65, PendikGüney 354 13 88,
Altunizade Capitol 310 06 16, Beyoğlu Atlas 252
85 76, Etiler Hillside Parliament 263 18 38,
Ortaköy Prenses 227 91 47, Bakırköy Renk 572
18 63, Kadıköy Süreyya Cep 336 06 82, Aksaray
Yıldız 586 61 39, Etiler Akmerkez 282 05 05,
Teşvikive AFM 224 05 05, Maslak Prenses 285
06 95, Karagümrük Stad 521 04 08)
•Sürgün Paui Cox'un yönettiğı filmde
başrolleri Aden Young ve Beth Champion
Baylaşıyorlar. (Beyoğlu Pera 251 32 40)
IDuygu Geçidi. Filmin yönetmeni Robert
Allan Ackerman. başrollen ise Susan Sarandon.
Sam Shepard paylaşıyorlar (Bakırköv Avsar 583
14 97 Etiler Akmerkez 228 05 05, Beyoğlu Fitaş
249 01 66, Maslak Prenses 285 06 95 / • Salak
ile Avanak adlı fılmde başrolde Jim Carrey ve
JeffDanıels ovnuyor. Filmin yönetmeni Peter
Farelly. (Kadıköy Bahariye 414 34 05, Bakırköv
tncirli 572 64 39, Aksaray Yıldız 589 61 39,
Beyoğlu Fitaş 249 01 66)
• Ah Paris Billy Crystal'ın yönettıği filmde
başrolleri Billy Crystal ve Debra Winger
paylaşıvorlar . (Kadıköy Reks 336 0112Şişli Site
247 69 47. Ç. Taş Şafak 516 26 60, Beyoğlu Lale
249 25 24, Bakırköy İncirli 572 64 39, Ataköy
Prestij 560 72 66)
•Andre. George Mıller'ın yönettigi fılmde
başrollen Keith Carradine ve Tina Majorino
paylaşıyorlar (Şişli Site 247 69 47, Btıkırkoy
İncirli 572 64 39, Kadıköv Hakan 337 96 i>,
Florya Prestij 663 28 86.Ç. Taj Şafak 516 26 60,
Beyoğlu Sinepop 25111 ~"6, İ'sküdar Odeon 310
9869)
• Congo Başrollerini Dylan Walsh. Laura
Lınney. Ernie Hudson ve Grant Heslov paylaştığı
filmin yönetmeni. Frank Marshall (Altunizade
Capitol 310 06 16, Bakırkör İncirli 572 64 39,
Aksaray Yıldız 589 61 39, Etiler Akmerkez 282
05 05, Bevoğlu Fitaş 249 01 66, Maslak Prenses
285 06 95, Kartal Kartal 389 06 16, Kadıkiiv
Moda337 0128)
• Nostradamus RogerChnstian'ın yönettigi
fılmde Nostradamus'u Tcheky Karyo
canlandınyor. Filmde Amanda Plummer, Julıa
Ormond ve Murray Abraham başrolleri
paylaşnor (ŞişliSite2476947)
• Evliîik Rüyası PJ Hogan'ın yönettıği filmde
başrollen Tonı Coiette ve Bill Hunter paylaşıyor.
(Kadıköv Ocak 336 37 71 Altunizade Capitol310
06 16, Teşvikive AFM 224 05 05, Harbiye As 247
63 15, Beyoğlu Fitaş 249 01 66. Erenköy
Apollon 362 51 00, Bakırköy Avşar 583 14 97)
•Johnny MnemonicRobert Longo'nun
yönettıği fılmde başrollen Keanu Reeves, Dolph
Lundgren \e Takeshi paylaşiyorlar. (Şişli Kent
241 62 03. Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40, Bakırköy
Avşar 583 14 97, Avcılar Standart 695 36 45,
Ç. Taş Şafak 516 26 60, Kadıköv Broadway 346
14
• Bizi Ayıran Nehir Başrollenni Brad Pirt,
Craig Scheffer'ın paylaştığı filmin yönetmeni,
Robert Redford (ŞişliSite 24769 47, Kadıköy
KSM338 90 76, Beyoğlu Sinepop 25111 76)
•Batman Daima Yönetmenliğıni Joel
Schumacher yaptığı filmde. başrolleri Val
Kilmer, Tommy Lee Jones, Jim Carrey ve Nıcole
Kıdman paylaşıyorlar. (Beyoğlu Emek 293 84 39,
Şişli Kent 241 62 03, Etiler Akmerkez 282 05 05,
Maslak Prenses 285 06 95, Ortaköv Prenses 227
91 48, Bakırköy-74 572 04 44, Ataköy Prestij 560
72 66, Avcılar Standart 695 36 45, Ç. Taş Şafak
516 26 60, Altunizade Capitol 310 06 16,
Fenerbahçe Pyramid 348 01 50, Kadıköy
Broadtvay 346 14 81, Kadıköy Kadıköy 337 74
00, Erenköy Apollon 362 51 00, Pendik Oscar
390 09 69, Etiler Parliament 263 18 38)
MEMET BAYDUR
Zaman Zaman...
Yeryüzünün önemli bilim okullarından biri olan
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü fizik profesörie-
rinden Alan Lightman'ın bır kitabı geçti elime. Bir ilk
roman: 'Einstein'ın Düşleri'. Birçok yazar. çeşitli ne-
denlerden ötürü "zaman" kavramı üstüne yazmıştır.
Yaşam üstüne, ölüm üstüne kafa yoruyorsak, zaman
kavramı üstünedüşünüp yazmamak mümkün değil-
dir sanki. Zaman; bir anahtar olarak, bir kilit olarak,
bir düzlem olarak, bir spiral olarak, bir mızrak olarak,
bir düş olarak, bir karanlık oda olarak da birçok sa-
natçının aklını kurcalamıştır, zaman içinde. Bu dere-
ce yönü ve derinliği olan bir konu işte.
Alan Lightman'ın romanı küçük, degerti bir yapıt.
Yapaylıktan uzak, dmgin bir sesle yazılmış, inci ve
granitten ibaret bir kitap. Kısa, yoğun bölümlerden
oluşan kitapta, okurken aklınızın kurgusunda çıkanp
atacağınız bir tek sayfa bulamıyorsunuz. Kitabın ta-
sanmı, dizgisi, kapağı, kâğıdı da yardımcı oluyoroku-
ra.
Birlikte yüzlerce sayfa yazıp çizdiğim sevgili dos-
tum Ömer Kırşan, (197O'lı yıllarda 'Dünya Argosu'
adında çılgın bir ışi kaleme almıştık) aylarca önce
uluslararası birtelefon konuşmasında, aklında geliş-
tirdiği bir öyküden söz etti. Ömer, her zamanki gibi,
sinirli bir insanı deli edecek kadar sakin sesi ve an-
latımıyla olağanüstü bır meseleden söz edıyordu:
'Zamanın Tersine Dönmüş Halı'.
"Mezartaraçılıyor ve gömdüklerimiz ayaklanıyorbir
gün. Sonra... Yürümeyebaşlıyorlarbastonlannada-
yanıp. Ete kemiğe bürünüyorlar yavaş yavaş. Yüzle-
rindeki kınşıklıklar azalıyor durmadan. Gözleri daha
iyi görmeye başlıyor hepsinın. Derken yanaklanna
renk geliyor, daha çabuk hareket etmeye başlıyor-
lar. Perhiz yemeklerinden vazgeçip pancar turşu-
suyla rakı içmeye, gecenın geç vaktıne kadar uzun
sohbetlere dalıyohar. Daha çok gülmeye, daha çok
çalışmaya başlıyorlar. Çocuklanna uzun zamanlar
ayınyortar ve sevişmeye başlıyorlarbirbirleriyle. Son-
ra okul yıllan geliyor. Üniversite, lıse, ortaokul, ilko-
kul, anaokulu. Derken.. oyuncaklanyla oynamaya
başlıyorlar. Büyüklerin neden bağıra çağıra konuş-
tuklannı anlamaya çalışıyohar. Lapa, meyve ezme-
si, muhallebi, süt günlerı geliyor ardından. Emekle-
meye başlıyorlar, kundağa giriyorlar, sonra yavaşça
ana rahmıne."
Ömer Kırşan'ın telefonda, aylarca önce son dere-
ce keskin bir mizahla anlattıgını geçen hafta Alan
Lightman'ın romanındaokudum. 'Einstein'ın Düşle-
ri'nde bir bölüm, zamanın bu anlamda tersine dön-
mesini anlatıyor. Lightman, Kırşan dostum gibi güç-
lü bir mizahı, sağlam bir ironiyi değil, daha lirik bir yak-
laşımı yeğliyor. Bir kadının hayatını sondan başa doğ-
ru anlatıyor şiirsel üç beş güzelim sayfada. Bu kü-
çük kitap, her bölümünde bıkıp yorulmadan zaman
üstüne bilmeceler sunuyor okuruna.
•
Bu satırlan yazarken birCumhuriyet gazetesi geç-
ti elıme. Sayın Atilla Birkiye, yayımcı bir dostunun
ölümü üstüne yazdığı güzel yazıda Alan Lightman'ın
kitabının yurdumuzda da yayımlandığını bildiriyor!
Kendi hesabıma üzülüp utandım. Özgür Yayın ve
Dağıtım'ın kurucusu Refik UJu'yu tanımak /sterdim
doğrusu. Bu önemli roman hakkında bır tanıtım ya
da eleştin yayımlandı mı, yayımlanmadı mı, onu da
bilmiyorum, ama hıç tanımadığım Refik Ulu'yu sev-
dim Sayın Birkiye'nin yazısını okurken. Belki bu yü-
rekli yayımcıyı yaşatmanın yolu, yayımladığı kitapla-
rı alıp okumaktan geçiyor. Einstein "m Düşlen 'ni ara-
yıp bulun, hem iyi yazarla hem de değerlı bir yayım-
cıyla tanışacaksınız.
•
Zamanı algılamanın belki en sakat yolu, onun yal-
nızca kendimize ait olduğunu düşünmektir. Istesek
de. istemesek de sürekli paylaşılan bır olgudur za-
man. Hem kendi geçmişimizle hem de başkalannın
bugünü ile birleşir, parçalanır, birleşir, yeni bilmece-
ler yaratır istesek de, istemesek de. Soruna bu açı-
dan bakarsak, geçmiş zamanlara ait kimi zaman di-
lımlerinin bugünümüzü belirlediklerini görürüz. Tıpkı
şimdiki zamanın kimi bölümlennin yarını belırleyece-
ği gerçeği gibi. Işi lyice kanştıran ıse bu dilimlerin han-
gisinin belirleyici, hangisinin önemsiz olduğunun, pek
kolay kestirebilinememesidir! Güç iştir bu. Üstelik bu
satırlann yazarı gibi dinsiz, tanrıtanımaz bır insansa-
nız daha da güçtür işiniz. inanmıyorum ama varım
gibi, ilkel toplum dayanışmalannın kolay sindireme-
yeceği bir düşünce kırıntısıyla, bir kıyma makinesi-
nin içine balıklama atlamaya benzer. Oradaysa "ya-
şandığı" varsayılan zamanın dışında, hiçbir zaman
yoktur artık.
Zamansız da olsa yararlıdır zaman zaman, zaman
üstüne kafa yormak.
İDOPMüdÜPİÜğü'ne Aytül
Büyüksaraç atandı
tZMİR(A.A>- Izmir Devlet Opera ve Balesi
Müdürlüğü'ne soprano Aytül Büyüksaraç atandı. 1984
yılında Izmir Devlet Konservatuan'ndan mezun olan
Büyüksaraç. aynı yıl ÎDOP'ta göreve başladı. Izmir
sahnelerinde 15 eserde başrol oynayan ve İstanbul ile
Ankara Devlet Opera ve Bale'sinde de konuk sanatçı
olarak temsıllere katılan sanatçı, Selmin Günöz'ün
istifası ile bu göreve getirildi.
İHV'den Sandalcı anısma kitap
ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri bürosu) -Türkiye'de
insan haklan alanında yaptığı çalışmalarnedeniyle
uluslararası bir saygınlığı olan ve 13 Mart 1993 günü
ölen Emil Galip Sandalcı anısına bir kitap yayınlandı.
IHV tarafından yayınlanan ve Adalet Ağaoğlu . Akın
Birdal, Mesut Gülmez. Sadun Eren. Murat Belge,
Halit Çelenk, Neyzat Helvacı. Turgut Inal, Alparslan
Berktay, Hüsnü Öndül ve Haldun Ozen gibi yazarlann
yeraldığı kitabın sunuşunu Yavuz Önen yapıyor.
Murat Belge kitapta yeralan. "Dünyada insan hakian
diye bırkavTam icat edilmemiş olsa. Sandalcı'nın
kendine bir uğraş bulabilmesi için icat etmek
gerekirdi" sözleriyle Sandalcı'nın ne denli güçlü bir
insan haklan savunucusu olduğunu belirtiyor. 165
sayfalık kitabın dağıtımı tHV tarafından yapılıyor.
Bir Yolculuğun Öyküsü
ANKARA(A. A)-Kadın, Aıle ve Sosyal Hizmetlerden
Sorumlu Devlet Bakanlığı ve özel bir TV kuruluşu
tarafından Türkiye'ye getinlen. Bosnalı kadın \e
çocuklann yolculuk öyküsünü anlatan fotoğraf sergisi
açıldı. Söleyman Demire! Huzurevi'nde kalan Bosna-
Hersekli 30 kadın ve 167 çocuğun Bosna'daki
yaşamlan, yolculuklan ve Türkiye'deki
yaşantılanndan görüntüler içeren sergide, Sosyal
Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu îarafından
çocuklara eşlık etmeleri için tayin edilen uzmanlarca
çekilen 83 fotoğraf yer alıyor. SHÇEK salonundaki
sergı, Eylül ayı sonuna kadar açık kalacak. Fotoğraflar
daha sonra 8 ay süreyle çocuklann kaldiğı
huzurevinde görülebilecek.