Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBE
HABERLER
'Çîller'e suikasf
davası
• İSTANBUL (AA)-
DHKP Ç adma Başbakan
Tansu Çitler'e Yeniköy'dekı
yalısında suikast
düzenlemek amacıyla
istihbarat çalışması
yaptıklan öne sürülen IO'u
tutuklu 19 sanığın
yargılanmasına başlandı.
îstabul 5 No'lu DGM'deki
duruşmaya katılan 13 sanık
DHKP C örgütüne üye
olmadıkJannı, yardım ve
yataklık etmedikJerinı öne
sürerek tahliyelerini
istediler. Mahkeme, tutuklu
sanıklardan Ercan Özülkü
ve Mehmet Arslan'ın
tahliyesine karar \erdı.
DYP İstanbul il
kongpesi
ertelendi
• İstanbul Haber Servisi -
DYP İstanbul İl Kongresi.
Başbakan ve Genel Başkan
Tansu Çiller'in yoğun
programı nedeniyle 5
ağustos tarihinden 9
ağustos tarihine ertelendi.
Ilk il kongresini İstanbul'da
yapacak olan DYP, Türkiye
çapında 5. kongre
dönemine giriyor.
Bosna için kan
İstanbul Haber Servisi -
Bosna-Hersek\e
Çeçenya'ya gönderilmek
üzere. Kızılay Sanyer
Şubesi ıle Sanyer
Belediyesi kan bağışı
kampanyası başlattı. Dün
açılan Kızılay Sanyer
Şubesi'nin kan alma
istasyonunda başlayan kan
bağışı kampanyasına tüm
vatandaşlann katılması
çağnsında bulunuldu.
Aksaray'da
eroin
operasyonu
• İstanbul Haber Senisi -
Aksaray'da düzenlenen bır
operasyonda 3 kişi, 4 kilo
eroin ile yakalandı. istanbul
Emniyet Müdürlüğü Basm
Sözcülüğü'nün >aptığı
açıklamada, bir ıhban
değerlendıren güvenlık
güçlennin, alıcı gibi
davranarak Aksaray Vatan
Çaddesı'nde Salih llış.
thsan Ispir ve Abuzer
Ağar'ı yakaladılannı
bildınldi.
Avukatlap
tutuksuz
yargılanacak
• İSTANBUL (AA)-
Izmir'de öldürülen Ali Rıza
Kurt'un cenazesı sırasında
gözaltına alınan avukat
Zeynep Börtecine Fırat ile
Halkın Hukuk Bürosu
öniinde alikonan avukat
Mustafa Çoban'ın da
aralannda bulunduğu 5
sanık, dün tDGM
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
sevk edildi. Nöbetçi savcı
tarafından sorgulanan
Zeynep Börtecine Fırat ile
Mustafa Çoban, tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakıldı.
Sevigen, Aras
Kargo işçilerini
ziyaret etti
• İSTANBUL (AA)-ÇHP
Genel Sekreter Yardımcısı
Mehmet Sevigen. son
günlerde Türkiye'de bir işçi
kıyımı yaşandığını. hakkını
arayan çalışanlann. işveren
ve devletin yöneticilen
karşısında suçlu duruma
düşürülmeye çalışıldığını
söyledi. Sevigen. dün
öğleden sonra
Alibeyköy'deki Aras Kargo
Toplama ve Dağıtım
Merkezi'nde. 49 gündür
grevde bulunan DİSK
NakJiyat-iş Sendikası üyesi
işçileri ziyaret etti. Sevigen,
burada yaptığı konuşmada,
CHP olarak emekten ve
banştan yana olduklannı
ifadeettı.
KULTUR * SANAT
Aytemur, sosyalizmin öldüğü düşüncesini uluslararası sermayenin pompaladığını söylüyor
Sol, insani değerlerin temeli
B
irleşik Sosyalist Parti Genel
Başkan Yardımcısı \e parti
sözcüsü Atilla Aytemur, 1970-
80 yıllan arasın'da İstanbul'da
gençlik hareketleri içinde yer
alıp bazı gençlik dernekleri ıle federasyon-
larda yöneticilık yapmış. 12 Eylül'den son-
ra Aydınlık hareketınin oluşturduğu Sosya-
list Partı'den "görüş ajnlığı" nedeniyle
Necmi-İlka> Demir, Haül Berkta>. Oral Ça-
lışlar.Gün Zileli. Hürriyet Karadeniz'le bir-
likte aynlmış. Bu aynlıştan sonra Sosyalist
Birlık dergisi çıkaran Âytemur. daha son-
ra Sosyalist Birlik Partisi'nin kuruculan
arasında yer almış. Genel Başkan Yardım-
cılığı görevinde bulunmuş. Birleşik Sos-
yalist Parti'nin de kuruculanndan olan
Atilla Aytemur. aynı zamanda DlSK'e bağ-
lı Bank-Sen'in Eğitim Dairesi Müdürü.
Solun geçmışte teonyi siyasetın yerine
koyduğunu ve büyük hatalar yaptığını sa-
vunan Atilla Aytemur. "Düroada ve Tür-
kiye'de sosyalizmin geleceği" konusundakı
sorulanmıza şu yanıtlan verdı:
- Sosyalizm çöktii savlanyla ilgili ne dü-
şünüyorsunuz?
Aytemur - Sosyalizmin 1980'li yılların
sonunda geldiği nokta: sadece kapitalizm
yanlılan değil. geniş voksul ve emekçile-
rin gözünde de çok büyük değişiklikler ol-
duğu anlamına geliyor. 20. yüzyılda dün-
yanın önemli bir bölümünde başka bir ya-
şam, umudun modeli olarak ortaya çıkan
sosyalizmin ilk deneyleri, yaklaşık 70 yıl-
lık yaşamdan sonra yıkıhyordu. tnsanla-
rın. bu yıkılışın devam ettiğı günlerde "Sos-
yalizm öldü" duygu \e düşüncelerine ka-
pılmalan anlaşılırbirşey. Ancakolayınbu
kadarbasitolmadığı düşünülmelıdir. Çün-
kü sosyalizmin öldüğü düşüncesini devam-
lı pompalayan uluslararası sermaye. yanı
kapitalizm yanhlanydı Onlar böyle gör-
mek ıstıyorlardı, çünkü sosyalizmin ilk boy
verdiği günlerden itibaren pompalıyorlar-
dı. Sovyetler Bırliği \e Doğu Avnıpa'da
birbirini ızleyen yıkılmalar meydana ge-
lınce. kapitalizmin ölümsüzlüğünü ılan et-
mek gibi bir çabaya gınştiler. Aslında olan
esasen şuydu: Sosyalizm dünyada aşağı
yukarı ilk sayılabilecek deneyini ortaya
koymuş. 20. yüzyılda bunu vaşamış \e bu
deney gerek kendi içindeki çeşitlı tıkan-
malan ve gerekse kendisini kuşatan dış fak-
törlerle. yani emperyalizmin yıllar süren
kuşatmasıvla yıkıhyordu. Burada dikkat
çekıci olan \ e üzerinde durmamız gereken,
emperyalist dünyanın sosyalizmin bu mo-
dellenne yönelttığı saldınlardan çok, özel-
hkle Sovyetler Bırliği \e Doğu Avrupa'da
görülen sosyalizm modelinin halk kıtlele-
ri açısından taş\dığı anlamdır. Bu 20. yüz-
yıl modeli, kendi içinde cıddı sorunlan da
olan, emekçılerin gözüyle. halkın gözüyle
eleştırel bır şekilde incelenmesi gereken
modeldır. Modelin değerlendirmesini bir
yana bırakırsak sosyalist de\ letlerin yıkıl-
ması, sosyalizm ıdealinin emekçi sınıflar
ve ezılenler açısından ortadan kalktığı an-
lamına gelmez. Çünkü bu idealde insanlı-
ğın eşitlik. özgürlük. adalet, dayanışma.
banş ve kurtuluş gıbı özlemleri yatar. Her
sömürü. her yağmacı savaş, haksızlık ve
zorbahk karşısında sosyalizm ideali. dün-
yanın her köşesinde ezilen ve emekçi sınıf-
lann bılıncinde filizlenmektedir. Yani hiç-
bir emperyalist saldın. baskı. demagoji.
sözde zaferler emekçi sınıflann ve çalışan
insanlığın elinden bu idealleri alamaz.
Çünkü sosyalizm ideali insan toplumlan-
nın her türlü insani değerlerinin temelidir.
- İyi, ama dünyada son yıllarda sosyaliz-
min alternatifı olarak mülhetçüik ile kök-
tendincilik gelişip güçlenivor. Bu durumu
nasıl değerlendirhorsunuz?
Aytemur- Köktendincılık ve milliyetçı
akımlar, büyük ölçüde sosyalizmin bir mo-
delinin yıkılışını takip eden dönemde uç
vermiştir. Bu dönemde özellikle kent yok-
sullannın. emekçi sınıflann büyük biride-
olojik bombardıman altına alındığı. gele-
cek umudu kararan emekçi sınıflann bu
nedenle Islamcı ve faşist akımlar için po-
tansiyel güç haline geldiği bir gerçektir.
Eğer güçlü bir sosyalist hareket olsaydı Is-
lamcı akımlann ve faşist hareketin, ülke-
nın emekçi insanlan, kent yoksullan ara-
sında bu ölçekte gelişmesi mümkün olma-
yacaktı. Kenarlara itilen kitleler, varoşlara
Dünyada veTürkiye'de sosyalizmin geleceği
SOSYALİSTLER
TARTIŞIYOR
SEVİM ERTFMLJ
• Kent yoksullarının,
emekçi sınıflann
büyük bir ideolojik
bombardıman
altına alındığı,
gelecek umudu
kararan emekçi
sınıfların bu
nedenle Islamcı ve
faşist akımlar için
potansiyel güç
haline geldiği bir
gerçektir.
Aytemur. Türldye sosyalist hareketınin kısa bir gelecekte birliği sağlayacağına inanıyor.
sürülen yoksul köylüler. toplumsal kurtu-
luş ve kimliklerini milliyetçilıkte ya da ra-
dikal tslamda bulduklannı zannederek ora-
larda çıkış aramaktadırlar. Bu siyasi akım-
lann demagojilerinin açığa çıkanlmasını
ise dığer düzen partilerinin yapması müm-
kün değildir. O nedenle güçlü bir sosyalist
hareketin olmadığı koşullarda laik rejim-
den v ana olan birçok ınsan "Ortaçağ reji-
mine karşı çıkıyorum" diyerek otoriter re-
jim vanlısı asker ve sivıl güçlerin saflanna
kayabiliyor ya da mezhep kavgasının bir
kutbu olmaya doğru sürüklenıyor. Önü-
müzdeki yıllarda özellikle Türkiye"de güç-
lü bir sosyalist hareketin kendi birliğini
sağlayarak yeniden Türkiye'nin sıyasal
>elpazesınde yerini alacağını ve bu olum-
suz geltşmeleri tersine çev irmede toplum-
sal birrol oynayacağını söyleyebiliriz. Bu-
na ilave olarak bu güçlerin, yani faşist ha-
reketin ve şeriat rejimı yanhlannın dema-
gojisinin bu sıyasal kriz sürecinde bile ile-
ri sürüldüğü kadar derin bir etkisı olama-
yacaktır. Çünkü emekçi sınıfların sınıfsal
içgüdüsü ve demokrasi özlemleri. her top-
lumsal olay karşısında onlan bu siyasal
güçlerden biraz daha koparmaktadır.
- Sürekli güçlü bir sosyalist hareketten
söz ediyorsunuz. Bu güçlülük, bugün mev-
cut değilse geçmişte demek ki önemli hata-
lar yapılmış bulunuvor. Solun geçmişteki
hataları nelerdir?
Aytemur - TtP'in Meclıs'te olduğu dö-
nemde bütün dünvada bir özgürlük rüzgâ-
n esıyordu. Türkive'de de "60 sonrasının
getirdigi bir özgürlük rüzgân yaşanıyordu.
Kö>lerde, kahvelerde sosyalizm tartışılı-
yor. konuşuluyordu. 1970"li yıllarda bu. bir
yanı ıle yaygınlaştı, çeşitlendi. ama aynı
zamanda da bir parçalanma dönemi de ya-
şanıyordu. Dünya üzerindeki sosyalist
odaklar olarak sıralamak icap ederse Çin.
Küba, Sov yetler Birliği v e Arnavutluk çiz-
gileri Türkiye'de de yansımalarını buluyor-
du. Tabii bu. sosvalistlerin güçlü bir odak
olmalannı önleyen gelişmeye yol açtı. De-
nilebilir kı bu bölünmeler. Türkiye'de ha-
yatın ve emekçi sınıflann ıhtiyacından çok,
teoriye ilişkin toplumsal karşılığı olmayan
meseleler etrafında oluyordu. 701i yıllar
boyunca çok esaslı mücadele verdiği söy-
lenebılen binlerce ınsan. sosyalizm safla-
nnda mücadele ediyorlardı. Ama bugün
baktığımızda hemen tümüne yakınının
esinlenmiş olduklan uluslararası odağın
Türkiye tekran olduklannı söylemek yan-
lış olmayacaktır. Örgütlenme > apılan. par-
ti modelleri. siyaset yapma tarzlan. emek-
Mihri Belli'den Kemal Nebioğlunayanıt
C
umhuriyet'te 26 temmuzda
> a> ımlanan Kemal Nebioğlu
ıle röportajda benim şahsım-
dan da söz ediliyor. Söyle-
nen özetle, gazetenin aynı
sayfasında daha önce yayımlanan aynı se-
rideki demecinde Mehmet Afi Aybar'ın il-
legal hareket ile dirsek temasını sürdürdü-
ğü ve onun TtP Genel BaşkanlığYna ge-
tirilmesiyle bu partının sosyalist hareket-
le bağlannın kopukluğuna bir bakıma son
verildiği yolundaki bevanımın inandıncı
olmadığıdır ve "Aybar sağ olsaydı buna
gereken cavabı kendisi verirdi" diyor.
Sayın Nebioğlu. zamanında ızlememiş
yahut da unutmuş olabihr. ben 1977'de
Aybar ile polemikte aynı konuya çok da-
ha aynntılı olarak değinmiştim ve söyle-
diklerimi Aybar cevaplandırmıştı. "Ba-
ğımsız Türkiye" haftalıkdergisinin 58'in-
ci sayısında yav ımlanan "Antikomünizm
BayTağı Yeni EDerde** başlıklı uzun yazı-
dan konuya ilişkin birkaç paragrafı aşağı-
da sunuyorum. Aynı yazı 1986"da Stock-
holm'de yayımlanan "Türk Solu-Dünü
Bugünü1
" adlı kitaba da ahnmıştır.
Aybar, burada yazılanlan yalanlamamış
ve cevap olarak söylediği. "Ben Sovyet
halkının Anayurt Savaşı'nda gösterdiği öz-
\«ri ve cesarete hayranlık duydum. O ka-
dar" olmuştur
Biranı
Bız burada yazann bağnaz Stalin'cı ge-
çindiği dönemi anımsamadan edemıvo-
ruz. O. bu konuda. kraldan fazla kralcıy-
dı. Burada bir anıyı nakletmenin gereği
var. IN'âzun Hiknıet, 1951 yazında yurtdı-
şına çıkmış. Romany a'da kısa bir süre kal-
dıktan sonra Moskova'yagitmışti.Mosko-
293 89 78 (3HAT
Sahici bir nıiizik evrenine \olculuklSahici bir müzik evrenine yolculuk
Metin-Kemal
KAHRAMAN
"Renklerde yaşamak seninle
Diyelim ki mavide
Diyelim ki mavide
gökyüzünün denizle buluştuğu çizgide"
Yapım: ADA Yayıncılık ve Müzik
Dagıüm: Şahin Plak, IMÇ 5. Blok 5171 Unkapam-İSTANBUL
Tel:0212 513 98 24-519 08 58 Fax: 0212 520 84 42
1) değil misin
2) MV beni
3)sayyah
4) yavaf yavaş
5) tstanbulhım
1) tersnam»
2) gittin gideli
3) dilber
4) afkolsun
5) ekmok, fsrap,
s«n ve ben/felsafe
6) kalanların •rdtndan
mazlum çimen
ADA Y.Tiocıü n Müak
^ Ş.l.o Pbk. DfÇ 5 BUı M71
I nl.p^u İSTA.VB11
Trl 0212 513 <H 24 519 0115a
Fu 0212 52OM42
va istas}onunda bmuk şairi, Sovyet yazar-
lan karşılamıştı. Stalin sağdı. Şahısputlaş-
tırma. doruğundavdı. Karşılama törenini
Moskova radyosu Türkçe yayınında gün-
lerce verdı. tlk önce Sov yet Yazarlan Birli-
ği adına Fadeyev konuştu. Nâzım'a "Hoş-
getdin" dedi. Nazım. Türkçe karşılık verdi.
Heyecanlıydı. Ve kuşkusuz içtenlikle Sta-
lın'ı en aşın biçimde övdü. "Odur gözleri-
min nuru" dedi. İki kez "Babam Stalin"
dedi Bır duygu adamı olan Nâzım'ın o ko-
şullarda kendini içinde bulduğuhavaya uya-
rak böyle konuşması bır ölçüde hoşgörü ile
kaşılanabilir. Stalin'in ölümünde yazdığı
ağıt da aynı hava içinde kaleme ahnmıştır.
Ancak politik bakımdan bu konuşma yan-
lıştı. Nâzım bır bayraktı. İlk kez kendi sesiy-
le Türkiye halkına hitap etme olanağına ka-
vuşmuştu. Emekçi halkımızın anlayacağı
dilde ona hitap etmekle yükümlüydü. halkı-
mız "Babam Stalin" sözünü anlamazdt.
Değil sıradan bir radyo dinleyicisi. Nâ-
zım'ın şıırlen belleğınde olan, ona hayran-
lık duyanlar bıle bu konuşmayı yadırgadı.
O günlerde (1951 Ekimi) bir tanıdığı
Mehmet Ali Aybar ile karşılaşıyor. Ve Nâ-
zım ı bu konuşmasından ötürü eleştiriyor.
Aybar. "Hazret ne yaptığını bilir" diye Nâ-
zım'ı savunuvor. Muhatabı örgütlü eylem
içinde sorumlu bır proleter devrimcisidir.
"Stalin'in büyük değerini takdir etmek baş-
ka şey, ama Türkiye emekçisine hitap eder-
ken denk getirip onun mücadelesini \ önlen-
dirici sözler söylenmetiydi. Burada övgüsöz-
lerininyeriyoktu"diyor. Aybar, karşılık ola-
rak uzun uzun Stalin "in erdemlerını sıralı-
yorveNâzım"ınnıçın "BabamStalin","O-
dur gözlerimin nuru~demekle doğru hare-
ket ettiğını kanıtlamaya uğraşıyor.
Konuşma. Sovyet insanının nitelikleri
üzerinde tartışmaya dönüşüyor ve bu arada
Lenın'in "Ne^'apmalı" adlı yapıtından söz
ediliyor. Aybar'ın muhatabı kısa bır süre ön-
ce "Literatüre Nouvelle"de yayımlanmış
çi sınıflarla ilişkileri, politik dilleri ve bir-
bırlenyle ilişkileri -açık söylemek gerekir-
se- giderek güçlenrnelerine yol açan geliş-
meye degil. zayıflamalanna, dağılmalan-
na, emekçi sınıflannın gözünde çekici bir
siyasal odak olma şanslannı büyük ölçüde
kaybetmelerine yol açmıştır. Özellikle par-
çalanmışlık, politika yapma tarzı ve dili,
emekçi sınıflar açısından onlann görüşala-
nı içerisine ginnenin asgan düzey ve ölçü-
lerini tutturamama en dikkat çekıci zaaflar
olmuştur. 12 Eylül darbesı, işte bu zaafla-
nn üst düzeyde >aşandığı bir noktada gel-
miş ve bilinen sonucun doğmasına yol aç-
mıştır. Sol o gün, Türkiye ve düny a bılgı ve
gerçekliğine ulaşma konusunda yetersiz-
di, eksiktı. Bugün de henüz bu aşılabilmiş
değildir. Siyasi mücadele ve örgütsel haya-
tını Türkiye'nin ve dünyanın bilgi ve ger-
çekliği üzerine kuramayanlann emekçi sı-
nıflar açısından ciddi bir siyasal odak ha-
line gelme olanaklan pek yoktur.
- Dünvada sosyalizmin geleceğini, 200fl'li
>iflardaki durumunu nasıl göriiyorsunuz?
Aytemur- Dünyada sosyalizmin gelece-
ğı 20. yüzyıl deneyıminin ya^anmış olma-
sı nedeniyle geçmişe oranla bugün çok da-
ha istikbal vaat edici. Çünkü olay, birkaç
yönüyle ıncelenebilir. 20. yüzyıl sosyaliz-
minin kapitalizmle yanşma. kalkınmacı-
Iık. parti-devlet ilişkisi. partı-toplum ilişki-
sı, toplumsal demokrasi, insan haklan ve
benzeri alanlarda yaşanan deneylerin esas-
lı bir laboratuvanna sahip durumdayız. Za-
ten her toplumsal sistem. kendi tarihinde
bir laboratuvar olarak değerlendireceği de-
neylen ıçeren biremekleme dönemini ya-
şamıştır. 20. yüzyıl sosyalizmi. böyle bir
dönemdir. Biz bunu her türlü kompleksten
uzak ve serin kanlılık içerisinde alıp değer-
lendiriyor. hatalanmızi bir bir saptıyor ve
sosyalizmin geleceğine olan güvenimizi,
bılimsel bir perspektifte bir kez daha teyit
ediyoruz. Çünkü "Sosyalizm \Tkıldı" de-
nilmesine rağmen dünya tablosu. emperya-
list kapitalizmin insanlıgı nerelere sürük-
leyeceğini çok açık bir şekilde ortaya koy-
muştur. Dünya nüfusunun beşte biri açlık-
la karşı karşıyadır. Yine dünya çalışabilir
nüfusunun beşte biri (gizli istihdam dahil)
işsiz durumdadır. Dünyada 50'nin üzerin-
deki ülkede ve bölgede her gün binlerce in-
sanın ölümüne yol açan savaşlar hüküm
sürmektedir. Kıtasal yoksullaşmalar dün-
yayı tehdit etmektedir. Kadınlar ve çocuk-
lar tüm dünyada terörün, şiddetin, baskının
ve sömürünün önde gelen hedefı durumun-
dadırlar. Büyük uluslararası tekellerin ve
emperyalist devletlerin kârhırsı dünya eko-
lojik dengelerini bozmuş, yeşil alanlan tah-
rip etmiş, bütün dünyada kımyasal ve nük-
leer kirlenmeye yol açmıştır. Buna karşılık
insanlığın eşitlik. özgürlük, dayanışma,
adalet ve banş özlemleri günbegün emek-
çi sınıflann ve tüm çalışanlann yüreğinde
kendini hissettirmekte, bilincinde kapladı-
ğı yer giderek büyümektedir. Eskı sosya-
list ülkelerde yaşayan insanlar, kapitalizm-
de yaşadıklan balayınm sona erdiğini. tüm
kazanılmış sosyal hak ve güvencelerinin
gasp edildiğini görerek bugün yeniden sos-
yalizme, sosyalizm arayışlanna yönelmiş-
lerdir. Kapitalizmin yarattığı kriz ve kaosa
karşı ancak hiç şüphesiz geleceğin sosya-
lizmi 20. yüzyıl deneylerinden süzülen
derslerle onu aşacak ve 21. yüzyılın ger-
çekliğine emekçilerin istem ve yönelimle-
rine daha denk düşen bir sosyalizm ola-
caktır.
Bu çerçevede geleceğin sosyalizmi da-
ha feminist. daha özgürlükçü, yurttaşlann
rolünün daha fazla ve her düzeyde hisse-
dildiği bır sosyalizm olacaktır. Böyle bir
sosyalizm. toplumun inşasında ekolojisiy-
1e çevTesiyle, tarihsel mirasıyla tüm dünya-
yı gözeten ve kitlelerin elinde formüle edı-
lerek yükselen bir şekilde inşa edilecektir.
Çünkü tüm dünyada sosyalistler ve sosya-
list hareket. kendini devrimci tarzda yeni-
leyen, kapsamlı ve derin bİT Rönesans ya-
şamaya aday bir yola girmiştir. Bunun ör-
gütlenmede, mücadele tarzında. kitlelerle
ilişkısinde, uluslararası ilişkilerde yetenn-
ce ıpucu vardır. Bugün insanlığa umut ve-
ren sosyalizmdir, yoksa insanlıgı kaosa sü-
rükleyen kapitalizm değildir.
SÜRECEK
olan "Sovyet insani" konusundaki yazıyı
okumuştur. Yazıda savunulan bazı görüşle-
ri benımsememiştir. O Sovyet insanının da
senin benim gibi bir ben-i adem oldugu
inancındadır. Ancak kapitalist sömürü düze-
nı. ınsanın en kötü yanlannın gelişmesine
yardımcı olmaktadır. Sosyalist toplumda du-
rum bunun tersidir. Aybar, bu görüşe katıl-
mamaktadır. Ona göre Sovyet insani. tüm er-
demlen kendisinde birleştirmiş. neredeyse
doğaüstü bir yaratıktır. "Ne Yapmalı" kita-
bı ise siyasal örgütlenme konusunda son sö-
zü sö> lemiştir. Elbette ki insan görüş değış-
tirebilir. Bir gün ak dediğinin sonralan pek
o kadar ak olmadığını görebılir. Ama Meh-
met Ali Aybar, sıradan bir kımse değildı.
1940'lardan beri kamuoyıınun önündedir.
Böylesıne 180 derecelik bir dönüşün neden-
lerini halkın önünde uzun uzun açıklamalı-
dır. Açıklamalıdır ki kendisini ciddıye ala-
bilelim. Biz kendi hesabımıza Aybar'ın o
zamanki bağnaz Stalin'cıliğinı de bağnaz
Lenin'ciliğinı de pek ciddiye almıyorduk.
Kendisi bir hayli geç de olsa Türkiye solu-
nun geniş cephesınde yerini almış bir ay-
dındı, antiemperyalist ve antifaşist tutumu-
nu koruduğu sürece kendisine karşı tutumu-
muz olumlu olmalıydı. Ve öyle oldu. Onun
için 1960'lann başlannda TtP başına geti-
nlmesi söz konusu olunca, öteki adaylara kı-
yasla kendisi yeğ sayıldı.
Arada söyleyelim ki, şu TtP'in kötü bir
kaderi olduğu açık. Bu partinin yedi yıl ge-
nel başkanlığını yapmış olan kışi. gün geli-
yor antı-Sovyetızmin ve antıkomünızmin
bayraktarlığını yapmaya kalkıyor.
Evet, burada Batı'dan esen rüzgârlara yel-
ken açarak tam bir Tanzimatçı zihniyetle an-
ti-Leninizmin bayraktarhğı söz konusudur.
Düne kadar bu bayrağı kurulu sömürü dü-
zeninin resmi savunucuJantaşıdı. Bugün ar-
tık onlar pek etkıli olamıyorlar. Bayrağı baş-
ka ellere teslim etmenin gereği var. Evet.
antikomünizm bayrağı yenı ellerde.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Kandırılmışlığa İsyan
6 /Ağustos çok önemli bir tarih. İlk kez bir atom
bombasının yüz binlerce insanın üzerine atıldığı; in-
sanlığın 50 yıldır "Yeni Hiroşimalar Olmasın!" die ya-
karmasına neden olan bir tarih.
Şimdi belleklerinizi lütfen şöyle bir yoklayın ve
atom bombasının niçin ve hangi amaçla Japon hal-
kının üzerine atıldığını düşünün!
Hepimize öğretılen gerçek şu değil miydi? ABD,
Japonları teslim olmaya zorlamak ve insanlığa bü-
yük acı veren Ikınci Dünya Savaşı'nı sonlandırmak
amacıyla 1945'te, 6 Ağustos'ta Hiroşima ve 9 Ağus-
tos'ta Nagasakı kentleri üzerine iki atom bombası at-
mak zorunda kalmıştı!..
Atom bombası gibi muazzam bir kitle imha silahı-
nın kullanılması zaten başlı başına birsorumluluk ve
hatta bir ınsanlık suçuydu. Ancak, Japonya'nın sal-
dırganlığı: Hitler'ın 6 milyon Yahudiye, 2 milyon Çin-
geneye uyguladığı soykınm; toplam 30 milyona ya-
kın insanın ölmesi; dünyadaki yıkım, açlık ve sefa-
let; bu savaşın bir an önce bitmesini gerektiriyordu.
ABD'nin atom bombasını kullanması bu yüzden vic-
danları dengeliyordu.
Ancak tarihin yeniden didiklenmesi ile ortaya çı-
kan gerçek, gelişmenin hiç de bize belletildiği gibi
olmladığını gösteriyor.
ABD'nin atom bombasını kullanmaktaki amacı,
savaşı sonlandırmak ve Japonları teslim almak de-
ğildi.
Esas istediği, sadece Ruslara gözdağı vermek ve
Avrupa'yı kendi nüfuz bölgesi altında tutmaktı...
Şimdi bu yeni gerçeğin ayrıntılanna inelim...
• • •
ABD'nin resmi Atom Kontrol Komisyonu üyesi ve
önemli tarih bilimci J. Samuel VValker'ın bilimsel
Diplomatic H/storydergisinde yayımladığı yazısı or-
talığı karıştırdı. VValker'ın, üzerindeki gizlılik damga-
ları yeni kaldırılan 1945 yıllarına ilişkin belgeler üze-
rinde yaptığı araştırmalann sonucunda "Savaşı kısa
süre içinde bitirmek için atom bombası atmak ge-
rekli değildi" diye yazdığı açıklandı. Buna göre, atom
bombalarının atılmasını emreden ABD BaşkanıTru-
man.ve uzmanları, savaşı atom bombası dışındaki
başka araçlarla da hemen sona erdirebilecek du-
rumda olduklannın bilincindeydiler. Beyaz Saray'ın
o zamanki Genelkurmay Başkanı Leahys de "Ja-
ponlar, yenilmiş durumdaydılar ve teslim olmaya
hazırdılar" diyor. Hatta şu acı sözler de Beyaz Sa-
ray'ın Genelkurmay Başkanına ait:
"Bu barbar silahın Hiroşima ve Nagasaki'ye atıl-
ması, Japonlara karşı savaşımızda bize hiç katkısı
olmadı. Bu silahı tarihte ilk kullandığımız için, ahla-
ki bakımdan aşağılara, tıpkı barbarlar zamanına ge-
rı düştük. Kadınlan ve çocuklan öldürerek savaş ka-
zanılmaz..."
Tarihçilere göre, atom bombasından önceki bütün
gelişmeler, Japonya'nın teslim olabileceğini göste-
riyordu. Almanya çökmüştü. Sovyetler Birliği'nin de
Japonya'ya karşı savaşa girmesi durumunda, savaş
hemen sona erecekti.
16 temmuzda ABD, atom bombasını New Mexi-
co'da başarıyla patlatmış, 17 temmuzda Truman,
Potsdam'da Stalinıle buluşmuş, «avaşı ve Avru-
pa'nın geleceğini görüşmüşlerdi. Stalin, bu toplan-
tıda Truman'a ağustos içinde Japonya'ya karşı sa-
vaşa girme sözü vermişti.
Truman, ABD'ye döndükten sonra, ne oldu da bir-
den Japonya'ya atom bombası atmaya karar ver-
di?
Tarihçilere göre Amerikahlan şu olasılık korkuttu:
Ruslar savaşa girerse, "Mançurya ve Kuzey Çin üze-
rindeki etkileri artacaktı; aynca savaşı kendilerinin
sona erdirdiklerini söyleyeceklerdi" (Die Welt, 14
Temmuz 95; Gar Alperovitz'in Foreign Policy'deki
yazısından naklen).
Tarihçilere göre, atom bombası testinin çok başa-
rılı geçrnesi ve silahın kullanılmaya hazır hale gelme-
si, Amerikalılara büyük bir üstünlük kazandinyordu.
Savaş sonrası kurulacaka dünya düzeninde,
ABD'nin kesin üstünlüğü olmalıydı. Özellikle Avru-
pa üzerinde Ruslarla yapılacak diplomatik görüş-
melerde ve pazarlıklarda, atom silahı büyük bir koz-
du...
• • •
Özetle Hiroşimalılar ve Nagasakililer, ABD'nin dün-
yada üstünlük kazanma savaşının kurbanı oldular.
ABD, aslında atom bombasının gücünü, bu bom-
bayı kullanmakta ne kadar gözü kara olduğunu gös-
termek için, Japonya'yı kurban seçmişti!
CEZAE\XERİ\DE GERGİNLtK SÜRLTOR
Jandarma dayağma;
suç duyurusu
Haber Merkezi - Anka-
ra. Aydın, Buca cezaevle-
rinde gerginlik sürüyor.
Buca Cezaevi'nde görevli
jandarmalar hakkında suç
duyurusunda bulunurken.
erkek tutuklulann dövül-
düğü. kadın tutuklulara ise
cinsel tacizde bulunulduğu
belirtildi.
Basm toplantısı düzen-
leyen Ankara ve Aydın ce-
zaevlerindeki tutuklulann
yakınları sorunlannı konu-
şacak yetkili bulamadıkla-
nnı belirttiler.
Buca Cezaevi'nden
DGM'ye getirilirken jan-
darmalar tarafından dövü-
len Rızgari davası sanıkla-
nnın Avukatı Kemal Ku--
langıç. tutuklulan döven
jandarmaların saptanarak
haklarında yasal işlem ya-
pılması için Adalet ve tçiş-
leri Bakanlığı'na suç duyu-
rusunda bulundu. Izmir
Büromuzdan Necati Ay-
gın'ın haberine göre Kır-
langıç. İzmir Savcılığı'na
yaptıklan başvurulanna ta-
kipsizlik karan verildiğini
hatırlatarak "Tüm başvıı-
rulanmıza raporlar ekli-
yorduk. .Ancak her defasm-
da takipsizlik karan veril-
di. Bu kez mahkemenin ve
bizim huzurumuzda kor-
kunçolaylarvaşandrdcdi
Avukat Kemal Kırlangıç
suç duyurusu dilekçesinde
jandarmanın siyasi tutuk-
lulara yönelik baskıcı tutu-
munu 17 temmuz günü
Dev-Sol davasından 4 tu-
tuklunun cezaevinden kaç-
masının ardından daha da
yoğulaştırdığını, fırar ola-
yınınTaturasının" ilk ola-
rak 20 temmuz günü Rız-
gari davasından yargılanan
22 tutukluya çıkanldığını
vurgutadı. Suç duyurusu
dilekçesinde şu görüşlere
yer verdi:
"Uzun süredir Izmir
DGM'je dunışmalara ge-
tirilen sanıklar. koğuşlann-
dan çıkarılırken. cezaevi
aracından indirilirken, yol-
da döviildüklerini ağır ha-
karetlere uğradıklannı, ka-
dın tutuklulara cinsel taciz-
de bulunulduğunu belirtti-
ler.
Bu uygulamayı protesto
amacıv İa tutuklular duruş-
malara gebnemektedir. Bu
kez mahkemenin ve avu-
katların gözleri önünde
korkunç görünüm ve göz-
lemler v'aşandL"
'\etloli yok'
Ankara Büromuzun ha-
berine göre tnsan Haklan
Derneği Ankara Şube-
si 'nde dün bir basın toplan-
tısı düzenleyen Ankara ve
Aydın cezaevierinde yatan
tutuklulann yakınlan, ce-
zaevierinde yaşanan sorun-
lann giderek derinleştiği-
nı, ancak sorunlan konuşa-
cak yetkili bulamadıktannı
söylediler.