04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI Zerdüşt'ün yolunu saşırtnamiş'çocuklan Zerdüşt dininin en beiirgin simgesi beyaz kemer takmaktır. Yukanda bir kemer takma töreni sı rasında iki mube (din adamı). iran'ın Yazd kentinde bulunan en önemli ateşgâh, 1400yıldır hiç söndü- rülmemiştir. 60 yıl önce Ardekan kentinden taşınırken bile. 'Biz, tüm dinlerin atasıyız'"Ateşe Tapanlar" olarak bilinen Zora- astnanlar ıle ılgılı bır yazının başlığının. "Ateşe Tapmavanlar" olması. birçok ın- sanaganpgelebılir. tki yıl önce. buaraş- tırmaya başladığım zamana kadar bu ın- sanlar. benim ıçin de "Ateşe Tapanlar" ya da u Mecusiler"di. Ikı vıl önce öyle- sine kanştırdığını bir felsefe ansiklope- disinde, Zarathushtra başlığı altında okuduğum bir alıntı. beni bu konuda araştırma yapmaya. hatta belgesel fîlm hazırlamaya kadar getirdi. Bu. 1750-1820 yıllan arasında yaşa- mış olan bir Fransız araştırmacının. Kont de François Volney'in "Les Ruines" ad- lı kitabından alınmış çok ıddıalı bir söz- dü. Volney: Les Ruines'de bütün dın adamlannı biraraya getirip tartıştınrken. Zoraastrian din adamına şu sözleri söy- letmiştir: " Ey Yahudilerle onlann çocuklan olan Hıristivanlar, Musa'nın sandığınız kitap. Musa'dan altı yüzyıl sonra vazılmıştır. Bunu yirmi gerçek belgeye davanarak kanıtlavabiliriz. O kitapta. Musa'va va- kıştınlan düşiincelerin hiçbirini Musa bilmezdi. O kitabı kaleme alanlar (ki bu kaleme alınışın büvük bir papa/la bir kralın anlaşması sonunda vapıldığı su gö- tflrmez bir gerçektir). ruhun ölümsüzlü- ğiinii. ölümden sonraki yaşamı, cennet ve cehennemi. insanların çektiği acılann en büyük nedeni olan körülüğün başkal- dırmasını. bizim peygamberimiz Zarat- hushtra"dan öğrennıişlerdir. Hem de bu düşünceler, ilk krallannızın \aşadjğı \ üz- yıldan sonra, sizin yazılarını/da görülür. Zarathushtra, o yazılardan > üz\ ıllarca önce bütün bunlan söyiemişti. Babil ve İNinova krallan tarafından yenilen atala- nnızın. krahmız Serhas tarafından kur- tarıldığını ne çabuk unuttunuz? Atalan- nız, o zamanlar bizi ömek edinmişler \e bizden ders almışlardı. Sonra Kudüs'e yeni düşüncelerie döndüler. Siz gücünü- zü yeniden yüceltecek bir kral bekliyor- dunuz. biz ise onancı ve kurtancı bir ev- rensel iyilik tannsınm gelecegini miijde- liyorduk. İşte Hıristh anlığı bu iki düşün- cenin birieşmesinden varartınız. Vahudi- ler. Hıristiyanlar. Müslümanlar: iddiala- nnızın anlamı ne olursa olsun. sizler ken- di manevi varhk âleminiz içinde Zarat- hushtra'nın yolunu şaşırmış çocuklann- dan başka bir şev değilsiniz." Yanlış aniaşılmış bir din Zarathushtra dıni. ı\ı \e sağlıklı bt- çimde ıncelendıgınde bunun böyle ol- duğu görülecektır. Zarathushtra dini: di- ğer dinler tarafından batıl ve çoktanncı bir din olarak görülmüştür (Hatta bazı- ları tarafından din olarak bıle kabul edil- memektedir). Günümüzde bıle hâlâ Za- rathushtra dininin monalist bir din mı yoksa düalist bir dın mi olduğu tartışma- İan sürmektedır. Bu. Zarathushtra diniy- le ılgıli çok fazla şey bılınmemesinden kaynaklanmaktadır Zarathushtra dinı: yalnızca bir din de- ğil. aynı zamanda bır felsefedir. Bunun içındir ki diğer dinlerin aksine. insanı edilgen değil, etken yapar Diğer tektan- nlı dinler gibi. insana korku veren ya da ATEŞE TAPMAYANLAR Yazı: SAMİ SOLMAZ Fotoğraflar: SAMİYE GÜÇER M.AKİF SOLMAZ zerdüşt dini; diğer dinler tarafından batıl ve çoktanrıcı bir din olarak görülmüştür. Hatta bazıları din olarak bile kabul etmemektedir. Zerdüştilik, yalnızca bir din değil, aynı zamanda bir felsefedir. İnsanı edilgen değil, etken bir varlık kabul eder. Zerdüştilik, diğer tektanrılı dinler gibi insana korku veren ya da duygu sömürüsü yapan bir söylemde bulunmadığı için, çok fazla yayılamamıştır. Yayılmaya başladığı dönemlerde ise önce Büyük Iskender, sonra da Hz. Omer'in saldırılarına uğramışlardı. Zerdüşt dinine bağlı olanlar, günde beş vakit ibadet ederler. Ibadethanelerinde mube ön- de, cemaat arkada, elleri açık ve havada, yüzleri ateşe dönüktür (solda). ibadethanede bulunan ateş kapalı bir cam bölme içindedir ve buraya sadece mube girebilir (sağda). duyeu sömürüsü yapan bir söylemde bu- lunmadığı ıçin. çok fazla yayılamamış- tır. Yayılma>a başladığı dönemlerde ise önce Büyük İskender, sonra da Hz. Ömer'in saldın \ e talanlanna maruz kal- mış vesinmek zorundakalmışlardı. Öy- le ki Ömer'in lran"ı işgali sırasında bü- tün Zoraastrıanlar öldürülmeye başlan- dığı için. birçok ınsan İran'ı terk edip Hindistan'a göç etmışlerdır. Göç etme- yıp Iran'da kalanlar ise çeşitli şekilsel değışıkliklere grtmişlerdir. Kemer takma geleneği Zarathushtra dinine bağlı ınsanlar. ka- lın beyaz kemer takarlarmış. Hz. Ömerin istilası sırasında beyaz kemer takan herkes öldürüldüğü için kemer. in- ce bir ip haline getirilip gıysinın altından takılırolmuş. "Bu en büyük sözlere kulak veriniz. Onlan avdın bir düşünce iie değerlendi- riniz. Bu iki ayin (yalan ve doğruIuk) ara- sındaki farkı düşününüz. Ondan evvelki son gün gelir ve herkes kendi dinini ka- bul eder ve sonra muradımıza ere- riz."(Yasna 30/2) Gusti-Besten denılen kemeri, bütün Zoraastrianlar takmak zorundadırlar. 7- 15 yaş arasındaki çocuklar. kendi istek ve iradeleriyle dine girmek istediklerini söylediklerinde, dine kabul töreni dü- zenlenir ve ona kemer takılır. Diğer dinlerde bir çocuk. doğduğun- da Müslüman. Yahudi ya da Hıristiyan doğar. Ama Zarathushtra dininde çocuk. Zoraastrian doğmaz. Büyüdüğünde ken- di isteğıy le Zoraastrian olur. Zarathusht- ra dininin en beiirgin simgesi kemer tak- mak olduğu için dine kabul edilecek ço- cuk. gelin ya da damat gibi özenle bugü- ne hazırianır. Anne ve babanın. çocuk- lanndan dolayı en mutlu günleridir. Ke- mer takma töreni için günler öncesinden hazırlıklaryapılır. evtemizlenir. çeşitçe- şıt yıyecekler hazırlanır ve o gün bütün tanıdıklar çağnlır. Çocuğa kemer takıl- dıktan sonra evde şölen ve eelence baş- lar. ~K> doğnıluk; Mazda'nın mukaddes aklını hamd için. ellerinıi yardım isteye- rek kaldırır ve her şeyden evrel dilerim ki Vahu-Menahi ve yaradılışın ruhunu hoşnut edey inı."( Yasna 302) Zarathushtra dininde ibadet. aynı Isla- miyetteki gibi günde 5 kezdirve ibadet- hanede yapılır. Ibadethanenın ortasında camlı ve kapalı bir bölmede sürekli ateş yanar. O bölmeye sadece dın adamı gi- rebilir. Bembeyaz gıysıleri içındekı "mube" denılen din adamları. bölmeye gırip ate- şi alevlendınr Aynı Hırıstıyanlıkta ol- duğu gıbı ibadet zamanını bıîdirmek ıçın 3 kez çan çalar. İbadetlerinde ise yüzle- ri yanan ateşe dönük. mube önde. insan- lar kadın erkek kanşık olarak arkada. el- lerı havaya doğru açık (aynı Müslüman- lıktaki gibi) kutsal kıtaplan Avesta'dan dua okurlar. İbadet sırasında okudukla- n dualar, genelde tann Ahura-Mazda'ya. doğruluğa ve iyıliğe bağlılıklarını bil- dıren dualardır. Yarın: Zerdüştilerin kökeni ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sosyal güvenlik sözleşıııeleri, gelir ve aylıklar SOR V: 35 yıldırsigortahyım. Bunun 17\ılı Tür- kiye'de öğrencilikte geçen kısa dönemler. 18 yılı da Almanya'da fıilen çalıştığım > ıllar. Almanya'da felç oldum. Beni > üzde yüz sa- katlıktan dolayı malulen emeklive avırdılar. Maaşınu veriyorlar ve sigortablığım devam edivor. Bana Alman sigortasından gelen va- zıda Türkiye'den deemekli olacağım bildiril- di. Ekinı I994"te bana Türkiye'den 258 bin lira gibi çok küçük bir aylık bağlandı. Durumda bir yanlışlık olduğunu düşündüğümüzden SSK ^urtdışı tlişkiler Servisi'ne başvnrduk. tlgili birimden bir ilgili. durumu takip eden eşime, "Ben 30 senedir çalışıvorunı ve sizin Almanya'dan aldığınızın varısını bile alamı- yorum. Daha ne istiyonjsunuz" demiş. Ben 1939 doğumluyum. Sorum: Maaşım neye göre ve nasıl hesaplanmıştır? YAN1T: Tüm kamu kesımindekı memurlar gi- bi, Sosyal Sigortalar Kurumu çalışanları da çok dü- şük aylık almaktadır. Bunun nedeni sigortalılar değildir. Kaldı ki ku- rumun varlık nedeni sigortalılardır. Uygulanan yanlış personel politikalannın acısını sigortalıdan çıkarmaya hiç kimsenın hakkı da yoktur. Gerçek anlanıda kurumun sahipleri sigortalılar ve sigorta emeklileridir. Ancak. sigortanın sahibi olan sigortalılar ve emeklileri zaman zanıan horlanmakta, itilip ka- kılmaktadır. Bu konudaki yakınmalar oldukça faz- ladır. Sorunuzun yanıtına gelince, 8.10.1965 günlü Resmı Gazete'de yayımlanan "TürkiyeCumhuri- veti ile Federal Almanya Arasında Sosyal Güven- lik HakkındaSözleşme'"nın 29. maddesı uyarınca. Sosyal Sigortalar Kurumu. her iki ülkede de sigor- talı süresi bulunan sıgortalılann gelir ya da aylık- larını "ay lık veya gelirin. kendi me\"zuatına göre ge- çen prim ödeme sürelerinin her iki akit taraf mev- zuahna göre geçen prim ödeme sürelerinin topla- mına olan oranına uyan kısmını hesaplar. Bu şekil- de hesaplanan aylık veya gelir meblağı. gereği ha- linde Türk mevzuatinda öngöriilen en düşük aylık veya gelir düzey ine çıkanlır". Almanya ve Türkiye'de sıgortalı geçen çalışma süreleriniz toplamı 6.560 gündür. Bu toplam prim gün sayısının 490 günü Türkiye'de. 6.070 günü de Federal Almanya'da geçmıştır. Sözleşmenin 29. maddesı uyannca Türkiye'de size 490 esas alına- rak Sosyal Sigortalar Kummu'ncakısmimalullük aylığı bağlanmıştır. Sözleşmenin 29. maddesinde bulunan gelir ya daa\lıklann "Türkmev/uatındaöngörülenendü- şük aylık veya gelir düzev ine" çı karı Iması öngörül- müştür. Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlanan en dü- şük aylık düzeyı 506 sayılı Sosyal Sıgortalar Ya- sası'nın "Aylıklann AltSının"başlıklı 96. madde- sine göre. alt sınır aylığı 1 Ekım-31 Aralık 1994 dönemı ıçin ise 3 milyon454 bin 720 liraydı. 1995 dönemı ıçin 5 milyon 664 bin 120 liradır. 9 Temmuz 1987 günlü Resmi Gazete'de yay ım- lanan ve aynı gün yürürlüğe giren 3395 sayılı ya- sa ıle Sosval Sigortalar YasaM'nın alt •.ınır aylık- lanna ilışkin 96. maddesine bır fıkra eklenmıştir. Bu fıkraya göre en düşük aylık ya da yasal deyim ile alt sınır a\ lığı "sosyal güvenlik sözleşmeleri ge- reğince bağlanan kısmi aylıklar için nazara alın- maz". Böv lece. alt sınıra> lığı, 3395 sayılı yasanın yü- rürlüğe girdiği 9 Temmuz 1987'den sonra sosyal güvenlik sözleşmesı uyannca her iki ülkenin ken- di mev zuatlanna göre bağladığı kısmı aylıklar için uygulama dışı bırakıimıştır. Türkiye'de ödedığınız 490 günlük prımin her ı- kı ülkede ödenen toplam prim günü olan 6.560'a göre oranı yüzde 7.47'dır. Kısmi malullük aylığı da bu orandan ve yüzde 7.47'den hesaplanmıştır. I Ekim - 31 Aralık 1994 dönemi için aylığını- zm hesabı Alt Sınır Aylığı= 874.720 x %7.47= 65.342 TL Kısmı Aylık S Yardım Zammı= 2.580.000 x %7.47= 192.726 TLS. Y. Zammı Toplam Ayhk= 3.454.720 x %7.47= 258.068 TL Toplam Aylık Aylığınız. toplam süreniz 6.520 günün. yüzde 7 47 oranındaki bölümü olan 490 güne göre bağ- lanmıştır. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kefir Günleri... "Ankara Notları"nda kefir yazılarına başlayalı bir yıl olmak üzere. Buna okurlar büyük ılgi gösterdıler. Cey- han'dan savunman Ali Kuyucuoğlu benim "kefirpro- fesörü" diye takıldığım, Ankara Üniversıtesi Zıraat Fa- kültesi Süt Teknotojisi Bölumü'nden Prof. Celalettin Koçak a yazdığı bir mektupta şöyle demiş: "Sayın Hocam, Hiç Mustafa Ekmekçi'ye sır verilir mi? Hemen köşe- sine alır. Kefirkonusundaki uğraşınızı Ekmekçi'den öğrendim. Banayeterli oranda kefir ve tarifiniödemeligöndermez- seniz, Ekmekçi'ye şikâyet ederim. Üstün saygı ve başan dileklerimle Sayın Kefir Profe- sörü!" Ali Kuyucuoğlu'nun ikinci mektubu daha kısa, şöyle: "Sayın C. Koçak, Hazır kefir taneierinden adresime ödemeli göndehr- seniz sevinirim. Selamlar, saygılar." Mersin'den Ziraat Mühendısi E. Nergiz Buğdaycı da Prof. Celalettin Koçak'a şunlan yazmış: "Değerli Hocalanm, Gazetedeki kefir/e ilgiliyazıyı okuduktan sonra aynn- tılı bilgi almak ıçin sizlere yazmaya karar verdim. Pek çok eş dostlanmız, sizden gelecek yanıta göre birtaleptebulunacaklar. Öğrenmek istediğım, evdeya- pılacak kefir için almamız gereken (en az ve en çok gr. olarak) kefir tanelerınin, eğer hazır kefir alabilirsek, bu- nun yine miktarlarına göre maliyetinın nasıl olacağı du- rumlarıdır. Elınizde bu konu ile ilgili broşüheriniz varsa, çevre- me yeterli bilgiyi aktarabilmek için nca ediyoaım. Ad- resime gönderebılirseniz çok sevinirim. Şimdıden te- şekkür ederim. Saygılarımla." Prof. Celalettin Koçak, gelen mektuplara yanıtlarını vermiş. Celalettin Bey. öyle çalıştı ki, Ankara dışından mektup yazan, sayrı (hasta) bir bayana kefir mayasını "Varan" otobüsüyle gönderdi... Istanbul'da "/cefirgün/er/"düzenlendiğini, Serpil Kir- pikçi adında bir okurumun mektubundan öğrendim. Okur, "Her cumartesi kefirgünleriniyineleyeceğiz" di- yor, beni de kefir günlerıne çağırıyordu. Serpil Kirpikçi, mektubunda özetle şöyle diyordu: ; "Sayın Mustafa Ekmekçi, 1994 kasım ayında sizin yazılarınızdan sonra, kefir üretimi yapmak üzere araştırmalara başladım. Kefih, babamın düzenli olarak kullanmasından tanıyordum. Ancak, kendısı de bıze önemi üzerinde yeterince vur- gu yapmamış ki biz kullanmıyorduk. Kendisi 1992'de 80 yaşındaçok sağlıklı olarak yaşamını tamamladı. Ankara Ün. Süt Teknolojısi Bölumü'nden Sn. Prof. Dr. Celalettin Koçak ile haberleşıp maya aldım. Üretim için beni yüreklendiren arkadaşlann katkılanyla, bu işi çözemeyeceğımi anladım. Evde kendimız ıçın kullan- dık. Geçenlerde sevgili dostum Sn. Ayten Ünlüer'/n de bu işle ilgilendiğinı duyunca kefiri tanıtmak, kullanım ahşkanlığını sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere kefir gunlerı yapmaya karar verdık. Yenmiz: Kadıköy, Yelde- ğirmeni, Unlüer Eczanesi, Karakolhane Cd. Duatepe Sk. 29/A Istanbul. Telefonlanmız: 345 00 33 (Serpil Kir- pikçi), 336 12 11 (Ayten Ünlüer) Sevgiler. Kefir günle- rimizde Istanbul'da olursanız mutlaka bekleriz. , Serpil Kirpikçi" ; Türkiye'nin heryanında, kefir dostları var: Ankara'da, emekli öğretmen Rânâ Okur. bunlardan. Ben gıdeme- dim ama, Celalettin Bey, gırti görüştü; kefirle ilgili her şeyı anlattı. Daha önceleri de "Ankara Notlan"r\da ya- zıldığı gibi, kefir bır ilaç degıl; ancak sağlıklı yaşamayı sağlayan, zararsız bır ıçit. Prof. Nesrin Kaptan'ın be- lırttiğine göre, araştırmacıların kefirin kimi saynlıklarda kullanılması ıle ilgili önerileri şöyle: " Sinirsel depresyon, bronşit. astım, çıbanlar. kabız- lık ve kan bozukluğunda her gün bir litre.. Egzama (sayrılı yerlere de sürülmeli), yüksek tansi- yon, tansiyon. enfeksiyonlar, safra bozukluklan, sanlık ve ishalde, her gün yarım lıtre kefir içilmelidir. Fazla ki- lolardan kurtulmak isteyenler de yağsız sütten yapacak- ları kefırı, yemeklerden önce içmelen halınde, hem az yemek yıyecekler hem de dengeli beslenmiş olacak- lardır." Daha önceleri Prof. Nesrin Kaptan'ın da adresini ver- miştim. Onun Cumhuriyet'te çıkan kefirle ilgili yazısı uzerine, okur mektupları yağmur gıbı yağmış. Mektup- ların sayısı 2080 dolayında. Antalya'da oturan Prof. Nesrin Kaptan'ın telefonu şöyle: 0.242/323 39 65. Ad- resini de veriyorum: Lara Cad. Bannak Evler, 2048 Sk. No:3 / Antalya. Ancak, Nesrin Kaptan'ın, mektup ya- zacaklardan bir ricası var: "Bunca mektuba yanıt ver- memgüç "diyor, "Onun için yanıt isteyenlerın, mektup- lanna posta pulu da koymalannı rica edıyorum." Prof. Nesrin Kaptan, emekli. Antalya'da, Akdeniz Üniversi- tesi'nde halen çalışan bir de Prof. Hasan Yaygın var: Hasan Yaygın'ın ev telefonu: 0.242 / 334 30 54, Fakul- te telefonu : 227 45 60. Izmir'de de Ege Üniversitesı Sütçülük Bölümü'nde, kefir mayası veriliyor, ancak randevu alınıp sıraya gir- mek gerekiyor. Ankara'da Sıhhiye pazannın yanında, çok katlı oto ga- rajının altında, Ziraat Fakültesi ürünleri arasında, kefir de satılıyor. Ancak, kefir mayası verilmiyor. Bir ara sa- tılıyordu, mayanın bittiği gerekçesıyle, vazgeçildi. Bu- ranın telefonu: 435 28 10. Ankara'da Ziraat Fakülte- si'nden kefir mayası alacakların, 317 05 50 /1355 nu- maralı telefonda Yardımcı Doçent Abdi Karacabey'e başvurmaları gerekiyor. Istanbul'da - çok yazık - bu, üniversıtede üretılmıyor. Kefir mayaları dostlardan sağlanıyor. (Kefir yapımı ile il- gili olarak, Müheyya Izer'in "Bitkısel Protein ıle Den- geli Beslenme" adlı yapıtına başvurulabilir. "Redhouse Yayınlan"ndan çıktı.) Bol kefirli günler! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDAJN SAĞA: 1/AzizNesin'ınbır romanı. 2/Oyunda cezalı çocuk... Ye- nı bır taşıtı ya da makıneyı. moto- run açılması ıçın düşük rejımle ça- lıştırmava venlen ad. 3/ Meyvelerı- nın ınsan şeklınde 6 olduğuna ınanılan j efsane ağacı... Lzaklık ışaretı.4/ 8 Bır akademık un- g vanın kısa yazılı- şı... Kazı verı. 5/ Yükselme. yücelme... Tanmda kullanı- İan azotlu gübre. 6/ Doğu Anadolu'da ve Azen edebı- yatında halk şaırlerinin cı- nasaverdiklen.ad... Yiyecek bulamayan, yoksul kimse. II Hollandanın hükümet mer- kezi. 8/ Kendi adını taşıyan tarihiyle ünlü XVII. yüzvıl Osmanlı tarıhçisı... tngıltere ve ABD'de kullanılan arazı ölçüsü birimı 9/Basıt bır çubuktan oluşmuş ılkel güneş sa- ati. YU1C\RIDAN AŞAĞIYA: 1/Nezihe Meriç'ın bır oyunu. 2/Mübalaga... Gümöşün sim- gesi. 3/Avrupa'da bır ülke... Bozuk vumurta. 4/Yüce. yük- sek... Molıbden elementinın simgesi. 5/Karakter... Mikros- kop camı. 6/Yapraklan salata gibi yenen kokulu bır bıtkı... Bır haber ajansmın simgesi. 7/Dılbilgisindeki sözcük tür- lennden biri... Üstünlük. yeğlık. 8/ Kadınlar hamamında hızmet eden ve müşterileri yıkayan kadın... llave. 9/Char- lotte Bronte'nın tanınmış bır romanı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle