Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dışişleri Bakanlığı, Başbakan Tansu Çiller'in "diplomasi fiyaskosnnu" onarmaya çalışıyor
Riyad'ı yumuşalma çabasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dış-
işleri Bakanlığı, Suudi Arabistan'da ida-
ma mahkûm edılen Tûrk yurttaşlannın
kurtanlması konusunda Riyad yönetimi-
ni rahatsız eden ve ters etki yaratan Baş-
bakan Tansu Çiller'in girişimlen ve di-
ğer açıklamalar üzerine gerginleşen ıliş-
kilen yumuşatmak ıçın yoğun çaba içı-
ne girdi. Dışışleri'nin, Suudı Arabistan
rejimine karşı Türkiye'de dile getirilen
olumsuz görüşleri Tûrk hükümetinin
paylaşmadığıııı vurgulaması dikkat çek-
ti.
Türkiye'nin, infazlann durdurulması-
na ilişkin girişimlerine. "Hiç kimsenin
hatın. AHah'ın hannndan yüksek değfl-
dir, klamlar sûrecek" yanıtını veren Su-
udi Arabistan'ın sergilediği tutuma ve
Dışişleri Bakanlığı'nın "sessiz diploma-
si" ısranna karşın Başbakan Çiller, dün
de "Meraklanacak bir şey yok. Bu işi biz-
• Dışişleri Bakanlığı, özel temsilciyle yapılan temaslarda somut sonuç ahnamadığı
yorumlanna karşı yaptığı açıklamada, Ankara'ya karşı sert mesajlar veren Riyad yönetiminin
dostluk ortamını zedeleyecek bir tutum içinde olmadığını bildirdi. Dışişleri açıklamasında,
S. Arabistan rejimine yönelik olarak Türkiye'de dile getirilen olumsuz görüşlerin hükümet tarafindan
paylaşılmadığmın vurgulanması dikkat çekti.
zat ben takip ediyorum" açıklamasını
yaptı. Daha öncekı açıklamalan da "er-
ken"bulunarak eleştirilen Çiller, "Deği-
şen bir şey yok. Umuyonım ki Suudi Ara-
bistan K ^ i k d o s d u k iliskileriıniz zede-
lenmesin"dedı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükel-
çı Ömer Akbel, dün düzenlediği hafta-
lık basın toplannsında, konuya ilişkin so-
rular ûzerine, "özel temsilci" sıfatıyla
Cidde'ye gönderilen Prof.Dr. Nevzat
Yalçıntaş'ın, Suudi Arabistan Veliaht
Prensı AbduUah Bin Abdülaziz ile yap-
tığı görüşmenin olumlu bir havada geç-
tiğini vurguladı. Bu temasın ardından tu-
tuklu bulunan Türkler arasında bir infaz
daha yapılmamasmı "umut verid" ola-
rak niteleyen Akbel, şu görüşleri bildir-
di:
"Suudi Arabistan Krallığı'nın, Türki-
yeve Suudi Arabistan arasındaki dostiuk
ve isbirliği ortamını zedeleyecek bir yak-
laşım içerisindeolmadığını görmekten de
memnunlukduyuyoruz. Bu yaklaşım hü-
kümetimizce de paylaşdmaktadır. Hiikü-
metimiz, böigenin ve Islam âleminin Ud
bûyük ve önemli ülkesi olan Türkiye fle
Suudi Arabistan arasındaki dostiuk ve
işbirtigi ortamının idamesine ve güçlen-
dirilmesine önem vermektedir. Dört va-
tandaşunız hakkında verilen idam ceza-
lannın infazı ile ortaya çıkan dunun üze-
rine yapılan ve sürdürülen gjrişimkrde,
insani miilahazalann egemen olduğunu
vurgulamak isterim."
"Sessizdiplomasi yönteminin bu konu-
nun tatminkâr bir çözüme bağtanmasuı-
da daha etkin bir yol olacağuıa inanıyo-
ruz" dıyen Akbel. basın-yayın organla-
nnda idamlar konusunda Suudi Arabis-
tan devleti ve kralını incitici nitelikte çı-
kan yorumlann hükümet tarafindan pay-
Bolu'da Hizbullah operasyonu
Hizbullah
camileri
soyuyov• Dini esaslara dayah devlet kurmak amacıyla
îstanbul ve Bolu yöresinde eylemlerde bulunan
Hizbullahçılann, örgüte gelir sağlamak amacıyla
camileri soyduklan ortaya çıktı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Din esaslanna da-
yah devlet kurmak amacıy-
la yasadışı faalıyetlerde bu-
lunan ve güvenlik güçlenn-
ce Bolu'da silahlanyla bır-
likte ele geçirilen Hizbullah-
çılann, Îstanbul ve Bolu yö-
resındekı camilerden 'çal-
dridan' değerli eşyalan sa-
tarak örgüte gelir sağladıkla-
n ortaya çıktı.
Bolu'da güvenlik güçlerin-
ce yakalanan 15 Hizbullah
militanı ile ilgili soruşturma
sürerken Bolu Terörle Müca-
dele Şubesi ekiplerince yü-
(xütülen operasyonun Ankara
Pevlet Güvenlik Mahkeme-
Si'nin (DGM) bılgısîdahilin-
de yapıldığı bildirildi.
Yakalanan Hizbullah üye-
lerinin Bolu'nun Düzce ilçe-
sindeki bir mescidı üs olarak
kullandıklan kaydedildi. Ha-
len firarda olan Hizbullah
örgütünün üst düzey yöneti-
cilennden Recep Güler tara-
findan 1990 yılında Düz-
oe'deyaptınlan "HicretMes-
ddT"nde, Hizbullah'a sem-
patı duyanlara teorik ve pra-
tık eğitım verildığı belirtıl-
di. Recep Güler'ın, Bolu yö-
resinde örgüte maddi gelir
sağlamak amacıyla çeşitli
faadiyetler içinde olduğu, bu
amaçla Düzce ilçesinde
"tM"adında bir kitabevi aç-
üğı, yine aynı ilçede bulunan
ve cemaat arasında 'Iranh
Müslümanlar'ın radyosu'
olarak bilınen İM-FM aracı-
hğıyla da örgütün propagan-
dasmı yaptırdjğı saptandı.
Getir kaynağı hırsrzlık
• Islami esaslara dayah bir
llevlet düzeni kurmak için
Türkiye genelinde silahlı ey-
femlerde bulunan Hizbullah-
{ılann, örgüte maddi gelir
sağlamak amacıyla camileri
iedef seçukleri ortaya çıktı.
.Hizbullah'ın Bolukanadının
îstanbul, Bolu, Sakarya ve
yalova'dakı 15 ayn camıden
-Çaldıklan değerii eşyalan sa-
•îarak örgüte maddi gelir sağ-
ladıklan bildirildi. Camıler-
jjlen çalınan değerli eşyalar
yrasmda halı, kılim, seccade
İle lstanbul'un Beşiktaş ilçe-
^i Yahya Efendı Camisi ile
•Şışli Camisi'ne Suttan Ab-
'dülhamit tarafindan hedıye
jfcdilen bir halı ile Kâbe örtü-
jünün de yer aldığı belirtil-
jii. Yetkililer, halı ve Kâbe
dj>rtüsünün paha biçilmez de-
*ğerde olduklannı, Hizbul-
lahçılann bu ikı parçayı yurt-
dışına satmaya çalıştıklanm
söylediler.
Yakalanan sanıklar arasın-
da. Uğur Mumcu, Turan
Dursun cinayetlenne adı ka-
nşan ve Îstanbul'da güven-
lik güçlerince Islami Hare-
ket Orgütü'ne yönelik sür-
dürülen bir operasyon sıra-
sında yakalanan Gutbettin
Gök'ün kardeşı Güngör
Gök'ün de bulunduğu bildi-
rildi.
tçişleri Bakanı Nahit
Menteşe, dün konuyla ilgili
yaptığı açıklamada, bu tür
örgütlenn arkasında yaban-
cı odaklann bulunduğunu
kaydettı.
Nahit Menteşe, "Din adı-
na ortayaçıkan birtakun ka-
ranhk güçler, çevrelerindeki
saf ve bilgisiz insanlan sözde
dinin kurtuluşu için maşa
olarak kullanmaktalar.
PKK ile nasü mücadele edi-
yorsak İBDA-C, Hizbullah
ile de aynı şekilde mücadele
ediyoruz" dedi.
Ankara DGM Başsavcısı
Nusret Demiral da operas-
yonun başından ben kendi
talımatıyla sürdürüldüğünü
ve bu konuda görevlendırdı-
ği bir savcının Bolu'ya gıt-
tiğinı belirterek, sanıklann
gelecek günlerde Ankara'ya
getirileceğini bildirdi. De-
miral, aranan iki kişinin de
yakalanmasına çalışıldığını
kaydetti.
tdamlar cinayettir Haklan
Derneği, Suudi
Arabistan Konsotoslu'ğu öniine "idamlar cinayettir"
yazılı siyah çelenk bırakarak, idam infazlannı protes-
to etti. "İdam Cinayettir, Yasam Hakkını Alır" yazdı
tişöıüerle Suudi Arabistan Konsotosluğu'na gelen İHD
üyeleri, Suudi yetkililerinin idam infazlanna devam
etmesjnin. insanın en temel hakkı olan yaşani hakkını
gasbetmek olduğunu açıkladılar. Çağdaş demokrasi-
ye geçtiğini iddia eden tüm filkekrde. kafa kesme, asıl-
ma, kursuna dizme veva başka biçimlerde yapüan ida-
mın kaldınünası gerektiğini kaydeden İHD üyeleri,
Türkiye'deki idam cezalannın da hâlâ kaldınlmadıgı-
nı vurguladılar. İHD üyeleri Suudi Arabistan'da ya-
pılan tüm idamlara karşı olunması gerekirken, Türk
hükümetinin yahuz Türİüerin idamlanna karşı hare-
kete geçmesini doğnı bulmadıklanm açıkladılar. (Fo-
toğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
'öinton aracı olsun'ANAP milletvekili Seven, ABD'nin, Kral Fahd'ın efendisi olduğunu belirterek
idam edilmeyi bekleyen Türkleri kurtarmak için aracı olmasını istedi
laşılmadığını bildirdi. Akbel, "Genşme-
lerm, bu perspektif içerisinde değerlendi-
rilmesi ve konulann isbirliği ve karşıhklı
saygı ortamı içerisinde çözümlenmesini
güçleştirecek yaklaşunlardan kaçınılma-
sıgereldyor''dedi.
Sözcü Ömer Akbel, iki ülke arasında
suçlulann iadesi ve uyuşturucuyla mü-
cadele konulannı kapsayan "adli yar-
dımlaşma"1
anlaşmalan imzalanması için
gırişımlenn 1988 yılında başlatıldığını,
önerilen anlaşma taslaklannın Riyad yö-
netimınce reddedildığini açıkladı.
Başbakan Çillerde dün Istanbul'da ga-
zetecilerin sorulan üzerine yaptığı açık-
lamada, değişen hiçbir seyin olmadığını
öne sürerek Türk yurttaşı olan herkesin
malı ve canına sahip çıkacağmı belırtti.
Riyad yönetimi, "idamlar sürecek"şek-
linde açıklamalar yaparken, Çiller'in,
"BuaşamadamerakedflecekbirşeyyDk-
tur" demesi, dikkat çekti.
Çiller, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Bütün dostlanmız nez-
dinde bu konuyu ele aldık ve
takip ediyoruz. İlk söyledi-
ğhnide tekrar ediyonun; bu
geüşmeter umut \ericidir ve
Suudi Arabistan'daki huku-
ki süreç bitmiş değildir. Ve
bu aşamada merak edikcek
bir şey yoktur. Suudi Arabis-
tan'da bu durumda olan va-
tandaşlann durumunu ve
bu isi bizzat ben takip ediyo-
nun. Hem Yurtdışındaki bü-
tün geUşmeleri takip ediyo-
nun hem de temaslanmız
devam etmektedir. l'mutlu-
yum, ilk söylediğim gibi ve
tekrar ediyorum, değişen bir
şey yoktur."
Bûyükeiçi gönderüdi
Suudi Arabistan'daki
idamlann hemen ardından
özel temsilci sıfatıyla Prof.
Dr. Nevzat Yalçıntaş Cid-
de'ye gönderilirken, Türki-
ye'de tatilini sürdüren Riyad
Büyükelçisı Türkekul
Kıırttekin, dün aksam saat-
lerinde görev yerine gönde-
rildi. Suudi Arabistan yasa-
lanna göre tutuklu bulunan
ve Riyad Büyükelçiliği'nce
daha önce 40 olarak bildiri-
len Türk yurttaşlannın sayı-
sının da 70 civannda oldu-
ğu belirtildi. Suud yöneti-
minin yargı aşamalan konu-
sunda büyükelçihği yeterin-
ce bilgilendirmediğini vur-
gulayan kaynaklar, idam cet-
zası kesinleşen ve infazı
bekleyen yurttaşlann sayı-
sının da 20 olduğunu kay-
dettiler.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kılıçla baş kesilerek infaz
uygulanan Suudi Arabistan'da
idam cezasma çarpünlan Türk
yurttaşlannın kurtanlması için
yapılan gırişimlerin ıç politıka
malzemesi olarak kullanıldığı
savlan, tartışma yarattı. Suudi
Arabistan'daki idamlarla Faisal
Finans Kurumu'nda gerçekleştiği
iddia edilen 3 trilyon liralık kara
para aklama olayı arasındaki
bağlantı iddialan da TBMM
gündemine getirildı.CHP Genel
Sekreten Adnan Keskin, Suudi
Arabistan'da yaşanan son olaylann
üzüntü verici olduğunu
vurgulayarak "Haklarmda idam
karan verflen 40 kadar
yurttaşımtzın. idam edümelerinin
engellenmesi konusundaki çabalar
devlet tarafindan yürütühnelidir.
Bu olaylann iç polmka malzemesi
olarak kullanıhnasını sakıncah
buluyorum'' dıye konuştu. DYP
Grup Başkanvekılı Nevzat Ercan,
ANAP lideri Mesut Ydmaz'a çattı.
Suudi Arabistan'da 4 Türk
yurttaşınra kafalan kesilerek idam
edilmesınden büyük üzüntü
duydukJannı ve gerek devlet,
gerekse hükümet düzeyınde yoğun
temaslann sürdüğünü belirten
Ercan, Yılmazın bu konuyu "iç
poütika malzemesi" yapüğını öne
sürdü. ANAP Bilecik Milletvekili
Mehmet Seven. dün yaptığı yazılı
açıklamada, Körfez Savaşı'nda
ABD'nin Kral Fahd'a verdiği
desteğı anımsatarak "Kral
Fahd'm, CMnton'm bir dediğini Ud
edeceğini zannetmiyorum. Hiç
duydunuz mu. bir tek ABD'linin
mahkûm edilip kellesinin
vurulduğunu?"dedı Seven, Suudı
Arabistan'da idam cezası alan
Türk yurttaşlannın kurtulması için
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ve Başbakan Tansu
ÇiBer'e seslenerek. "Telefonlaını
olur, yoksa özel kuryeyle mi olur,
ABD Başkanı Bill Clinton'm bu
hususta özel gayretleri istirhanı
edilebilir" önerismde bulundu.
CHP Sıvas Milletvekili Azimet
Köylüoğlu, Başbakan Tansu
Çiller'in yanıtlaması istemiyle dün
TBMM Başkanlığı'na verdiği
yazıh soru önergesinde,
Türkiye'nin Faisal Finans
Kurumu'nda 3 trilyon liralık kara
para aklama olayını ortaya
çıkardığına ilişkin haberlere
değindı.
Mahkûmlara hukuki
yardım gfindemde
Yalçıntaş'ın, Suudi Ara-
bistan'da tutuklu bulunan
Türkler için hukuki yardım
yapılabileceği önerisiyle
Türkiye'ye döndüğü belir-
tildi. Edinilen bilgiye göre,
Yalçıntaş, baro sisteminin
olmadığı ve her isteyen sa-
nığın avukat tutamadığı Su-
udi Arabistan'daki Türk tu-
tuklular için, tanınmış avu-
katlar ile bazı hukuk bürola-
nnın listesini yetkililere ilet-
ti. Türkiye'nin, Türk yurt-
taşlannın savunmalan için
bu kişi ve kunıluşlarla da
ilişkiye geçmesinin gün-
demde olduğu bildirildi.
Dikkatsizlik nedeniyle ölüme neden olan bir kişi 20-150 bin lira para cezası ödüyor
Cezalar caychrıcı obnaktan vızaktstanbul Haber Servisi -Her yıl binlerce insa-
nın ölümüyle sonuçlanan trafik kazalannm suç-
lulanna verilen cezalar caydıncılıktan uzak ol-
duğu gibi, komik de. Trafik kazası sonucu bir
veya birkaç insanın ölümüne sebep olanlara en
fazla 10 yıl hapis cezası verilirken bu cezalann
tümü de günlüğü 5 veya 10 bin lira karşılığında
paraya çevTİlebiliyor.
Türkiye'de ulaşım kazalan (kara, deniz, hava
ve tren) ile ilgili bir ceza yasası yok. Bu kaza-
larla ilgili cezalar, 1926 yılında kabul edilen
Türk Ceza Yasası'mn yalnız 2 maddesine göre
değerlendiriliyor. Bu maddeler akla gelebilecek
tüm kusurlu suçlan kapsadığı için trafik kaza-
lan konusunda çok yetersiz kalıyor. Bunlara gö-
re "tedbirsizlik >« dikkatsizlik sebebrvle"bir ki-
şinin ölümüne sebep olan birinin "20 bin Kra ile
150 bin Kra arasında" para cezası ödemesi ön-
görülüyor.
Ash 1889 tarihli Italyan Ceza Yasası olan
Türk Ceza Kanunu, kabul edildiği yılda reform
sayılsa da bugünün koşullanna cevap veremiyor.
Bunun en çarpıcı örneği trafik kazalan ile ilgi-
li kanun maddelerinin yetersizliğinde yaşanı-
yor. Trafik kazalannda verilen bütün cezalar,
tüm mesleklerdeki kusurlu suçlan da kapsayan
Ceza Yasası'mn yalnız 455. ve 459. maddele-
rinden kaynaklanıyor.
Bu maddelere göre verilen hapıs cezalan ise
üst sınır olmaksızın Ceza İnfaz Yasası'nın 4.
maddesi gereğince, günlüğü 5 bin ile 10 bin li-
ra arasında "ağır para cezası"na çevrilebiliyor.
Buna göre bir yıl hapis cezası alan bir kımse 1
milyon 825 bin lira veya 3 milyon 650 bin lira
para ödeyerek hapisten kurtulabiliyor. Bu du-
rumda bir veya daha fazla kişinin ölümüne se-
bep olmaktan en fazla "10 yıl" hapis cezası alan
bir kimsenin, cezasının tümü paraya çevrildiğin-
de yalnız 18 milyon 250 bin lira ya da 36.5 mil-
yon lira ödemesi gerekiyor. Trafik kazası sonu-
cu açılan tazminat davalan da mağdurlan tatmın
etmiyor. Bu davalar da Borçlar Yasası"nın 47.,
49., 55. ve 100. maddelerine göre açılıyor. Yi-
ne çok genel konulan kapsayan bu maddeler de
trafik kazalan konulannda açıklık getırmiyor.
Avukat Cengiz Hortoğlu, verilen bu cezalann
caydıncılıktan uzak olduğunu, bunun için de
yapılabılecek en iyi çözümün kişilerin ekono-
mik durumuna uygun, yani "nispi" olarak hâ-
kim yetkisince tespit edilen para cezalan olaca-
ğını söylüyor.
Vakıfbank'tan
Surucuye
ihtiyaç
kredısi
• 3 aydan 24 aya kadar
vadelerde kullandınlacak
krediyfe uygulanacak
faizler, 3 ay vadede aylık
yüzde 5.20, altı ay vadede
aylık yüzde 5.45, 12 ay
vadede aylık yüzde 5.85
olarak belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Vakıfbank,
Ankara Ticari Araç
sahipleri ve Şofbrleri
Eğıtim Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışma Vakfı (Ataş
Vakfı) üyelerine, uygun
faizli "otomobil ve işletme
ihtiyaç kredisi" verecek.
Vakıfbank' tan yapılan
açıklamaya göre, 3 aydan
24 aya kadar vadelerde
kullandınlacak krediye
uygulanacak faizler. 3 ay
vadede aylık yüzde 5.20,
altı ay vadede aylık yüzde
5.45,12 ay vadede aylık
yüzde 5.85,18 ay vadede
aylık yüzde 6.15,24 ay
vadede ise, aylık yüzde
6.50 olarak belirlendi.
Vakıfbank'ın
kullandıracağı kredilerin
limitleri de belirlendi.
Öte yandan, vakfa üye
ticari araç sürücüleri için, 2
ticari araç sahibinin
kefaletiyle 50 milyon lira
taksitli ihtiyaç kredisi
kullandınlacak.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Prof. Bozer'in Yeni
Mektubu
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr.
Yüksel Bozer'den yeni bir mektup aldım. Yanıtını 26
Ağustos 1995 Cumartesi günü yayımlayacağım. A-
ma şimdiden şu kadarını söyleyeyim ki, eski mektu-
buyla ilgili olarak, bizim yazıişlerindeki arkadaşlara
"saçını başını yolduracak" olan şey, eski yazımın
"içeriği"değ\\, "uzunluğu" idi.
Sayın Toktamış Ateş,
10 Ağustos 1995 tarihli Cumhuriyet gazetesinde-
ki sütununuzda mektubumu yayınlamışsınız. Cum-
huriyet'i yönetenler ile kendi farkınızı ortaya koydu-
nuz, belki de cesaretle. Çünkü yazı işlerinizdeki ar-
kadaşlannız farklı görüştekiler için saç-baş yoluyor-
larsa buna denecek bir şey kalmaz, ama doğrusu siz
tebrik ve teşekküre layıksınız.
önce şunu belirtmeliyim ki "cevap vermeye değer
mfderken kesinlikle kişiliğinizi kastetmemiştim. Ya-
nmı, her zamanki küçümseme alışkanlığınız içinde
"eğer yanıt ve eleştiri denilebilirse" diyerek bekleme-
diğiniz kadar sert bulmuşsunuz. Başkalannı ifadele-
rinden dolayı kınayıp kendi ifadelerine hoşgörülü ola-
bilmek sizin için bir farkiılık.
1- Öncelikle yazınızın başlığında yine konuyu çar-
pıttığınızı bildinmek isterim. Konumuzun, "Siyaset
Yasağı" olmadığını, "siyasal partilere üyeük" olduğu-
nu tekrar vurguluyorum.
2- Bugüne kadar laik Cumhuriyetimize bağlılığım-
la ve Atatürk ilke ve ınkılaplanna inancımla çok övün-
düm ve bu konuda tabiı "tarafiVy/n1
da; ama uluor-
ta "taraflı"y7/n diye övünen bir öğretim üyesine hay-
reümi gizteyemiyorum. Demek ki hiçbir şeyde objek-
tif olamıyorsunuz. Bu yapıntz gereği, hayatının çok
önemli bir kısmını geçirdiği makamlarla övünen ve
bundan şerefduyan birkişiye, bana "farklı esen her
rüzgârla yelkenini doldurmak isteyen ve bunun için
'her devrin adamı' olmaya çalışan"d/yecefc kadar işi
kışiliğe dökmüş ve hakarete varacak ifadeler kullan-
mışsınız. Bu yorum gazetenızde bir başka kalemden
daha önce de yayınlandı. Bu da herhalde onun fo-
tokopisi. Beni kendimden bahsetmekzorunda bırak-
tınız. O halde sabrediniz: Daha tıpta okurken mezun
olduğum lisenin (Ankara Koleji) Bitirenler Derneği
Başkanlığı'nı üç yıl sürdürdüm. Yurtdışından dönü-
şûmde iki dönem (dört yıl) Ankara Tabip Odası Baş-
kanlığı, aynca iki yıl Haysiyet Divanı Başkanlığı yap-
tım. Akabinde bir dönem daha seçildim, ama aynl-
dım. Üç yıl ODTÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığı, bun~
dan önceki YÖK'te iki yıl üyelik, yıllarca Üniversite-
lerarası Kurul Üyeliği, üç yıl Hacettepe Üniversite-
si'nde Rektör Yardımcılığı, 13yıl(üç dönem) Rektör-
lük, 11 yıl Yûksek Sağlık Şûrası Üyeliği yaptım, yapı-
yonım. Daha diğerierini, bilim alanındaki yerimi, yurt-
dışındaki konumumu bir kenara bırakıyorum. Bura-
lara beni seçenlerin veya atayanlann tümü, yıllarbo-
yu aldanmış olamazlar. Benim yelkenlerim de o rüz-
gâriara o denli dayanıklı değıl. Bu düşünce ve de-
ğeriendirmenizde ve küçümsemenizde insani dü-
şündüren biryanlışlık var. Kaldı ki hiçbir devrin ada-
mı olmamayı da tabiiben değeriendirebiliyonjm. En-
dişe etmeyin "sizı anlıyorum".
3- Hacettepe Üniversitesi Senatosu "bir grup öğ-
retim üyesi" diye ifade edilemez. Ûniversite idariya-
pısı ve makamlann onuru hususunda bilgili değilsi-
niz. Nasıl ki 450 kişilik pariamento için, 60 milyonluk
nüfusa bakarak "bir grup" diyemezseniz, Senato için
de bu deyimi kulalanamazsınız.
Hacettepe Üniversitesi Senatosu'nun bağlayıcı
konum ve yetkisi vardır. 45 kişilik Senato üyeleri için-
de sadece dört kişi farklı düşündüler dersem çok
üzülür müsünüz? Hangi tarafın "küçük bir grup" ol-
duğunu gördünüz mü? Hacettepeliler'i tanımadan
varsayımlar ileri sürmeyin.
4- "Demokratik birtoplumda, tüm vatandaşlann ör-
gütlenmelerini ve siyasetle ilgilenmelerinı ve bunu
demokrasinin temel koşullan arasında sayanm" der-
ken ifadelerinizi yine hayretle okudum. Demek ki,
Bati dünyasında hiçbir demokratik toplum yok. Çün-
kü o "anti-demokratik" toplumlaıf) tüm vatandaşlar
olarak "örgütlü" değiller ve çoğu da sizin anladığınız
manada siyasetle ilgilenmiyoriar, yani topluca birpar-
tiye kayıtlı değiller. Sadece sizin ve pek çoğumuzun
yaptığı gibi tartışıyor, konuşuyor, yazıyoriar. Belki pek
azı bağnaz taraflılık yapıyor. Doğu Bloku'nda ise ku-
rum içi elemanlar ülkelerindeki tek partiye girme ça-
basında olmuşlardır. Bir partiye üye olmanın onun
görûşlerini savunmak, dolayısı ile taraHı olmak, ona
hizmet etmek, taraftar toplamak demek olduğunu yi-
neliyorum. Amaç bu değilse neden üye olunuyor?
Birpartinin görüşlerinin "sempatizanı" olmak ayn bir
konudur, "üyesi olmak" ayn. Tabiidir kiparti üyesi ol-
madan da taraf olunabilir, ama parti üyesi olmanın
vecibelerini bilmek ve yerine getirmek gerekir.
5- Çok takıldığınız, önemsediğiniz ve beğendiği-
nizi anladığım birnokta: "Eski mevzuata göre bir öğ-
retim üyesinin seçimlere girmek için geçici olarak is-
tifa edip, seçimi kaybedince girdiği partiden istifa
ederek geri dönmesi halinde tarafsız mı oluyordu?
Bunu hangi mantık kabul edebilir?" sualinizdir. Bu-
nun cevabını aslında 3. paragrafta verdim. Ama, tek-
raredeyim "tarafsızlık", "siyaset yapmak", "taraflı ol-
mak", "bir felsefenin sempatizanı olmak" ayn, "bir
partinin üyesi olmak"/se tamamen ayndır. Gözünüz-
den bilerek veya bilmeyerek kaçırdığınız en önemli
nokta ise seçimi kaybeden oğretım üyesinin "parti-
sinden istifa ederek"ürHVers/'teye geri dönebilmesi-
dir. Yasadaki bu hükmü görmemiş olamazsınız. Bu
noktanın inceliğini herhalde anlıyorsunuz. "İfade oyu-
nu'nu kim yapıyor?
6- "Taraflı" olmanın daha başında genelde "şart-
lanmış" olmak gelir. Bunu da hatıriatayım.
Yeni anayasa değişikliği sırasında pariamento, ne-
dense bu konuda üniversitelerin hiç fikrini almadı.
Hatta basında yazı da çıkmadı, televizyonlar bile ola-
yı takip edemediler. Iş oldubittiye getırildi. Anayasa
değişikliğinde her zaman referandum şart olmasa
bile toplum önünde, basında, televizyonlarda tartış-
mak, halkın tepkisini almak, eski tabirie "nabız yok-
lamak*'yasa>7 çıkaranlara bu yolla görüş vermek ben-
ce zaruridir. Bunun gibi önemli bir konuda bunlann
hiçbiri yapılmadı. Tek bir amaç dikkati çekiyordu:
Derinliğ/ne gitmeden "Bu Meclis biriikte hareket ede-
bilir, Anayasayı bile değiştirebilir"ded/rtme/c. Bunun
ispab yapıldı. Ama hiç kimse, "öğretim üyeleri bir si-
yasal partinin üyesi olamazsa Türkiye de demokrasi
yoktur fıkri tamamen yanlıştır. Batı'da bunu zaten
beklemiyor, çünkü orada da böyle bir şey yok" de-
medi. Bu dikkat çekicidir.
Bu konuda ülkemizin geleceği için bütün kalbim-
le sizin haklı çıkmanızı diliyorum. Evet, zaman herşe-
yi gösterecektir. Bu yazımı yayınlamak ikinci bir ce-
sareti ve tartısmalara saygıyı gerektirecek. Size
güveniyorum. Ifadeleriniz ile çokzoriamazsanız baş-
ka da cevap yazmayacağım.
Saygılanmla
Prof. Dr. A. Yüksel Bozer
Rektör