Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS1995 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
u
Islamlâr(3an Islam Beğen"!
Öyle görünüyor ki, dinsel alanın kural 4Q J^ırumlaAile dünyasal
yaşam alanını düzenleyecek işlemleri birbıriı>den ayıran ve
ikincüeri akla dayanan ilkelere bağlayan 3 Mart 1924 tarihli
devrim yasasının yazgısı da, aynı tarihli Öğretim Birliği
Yasası'nınkine benzemek üzeredir...
MERİÇVELİDEDEOĞLU
S
on aylarda özel televizyon- kâm
lardaki açıkoturumlarda.
tûrlü yerlerde yapılan top-
lantılarda, söyleşilerde kimi
gazetelerin köşe yazılannda
iki konunun sık sık ele alın-
dığı gözleniyor. Bıri, Atatürk'ü ve dola-
yısıyla 1923 Devrimî'ni yerden yere vur-
mak, ötekı de laik Cumhuriyetimizi,
"Şer'i Cumhuriyet"e dönüştürnıe çaba-
lannın hızla sonuca ulaşması içın toplu-
mun her kesimine bu dönüşmeyi onay-
latmak!
lşte bu ikinci konuda yürütülen bitim-
siz- çabalarla oluşturulan ortamda,
ABD'nin Türkiye içın uygun gördüğü
"Dunh Islam" model yetmedi, sözümo-
na yenılen türetıldi ve eskiler yenilendi:
"Liberal Islam", "Ilımlıca Islam", "Ka-
n tslam"," Yumuşak tslam ", "Molla ts-
lamı", "Yumuşakça Islam", "Şeriatma-
deri Islam", v.ö. gıbi.
Böylece türlü nitemlerle sulandınlmış
ya da koyulaştınlmış Islam, baska bir de-
yişle. "Boyacı küpüne babnhp çıkarü-
mış bir Islam" görsel yayın ve basın ara-
cıhğı ile pazarlanıp topluma sunuluyor:
Seç, seç al!... Bir kamyon dolusu karpu-
zu satar gibı tstam'ı pazarlayanlar, bunu
gerçekleri saptınp yaratılan kavram kar-
gaşasına dayanarak yürütüyorlarelbet!..
Yıllarboyu özenle yetiştirilen bu pazar-
lamacılar, şeriatla dini çakıştınp özleştir-
meyı, istenilen çıkarlar doğrultusunda
büyûk bir ustalıkla kullanıyorlar
Oysa -onlann da pekiyı bıldiği gibi-
daha Islamın oluşum sürecınde Dini Ah-
ile "Dünyevi AljkânVın yeri belir-
lenir. Her ıki alanın, yani dinsel alanla
dünyasal alanın yapılanndaki, özlerin-
deki aynm, bu belirlenmenin temelini
oluşturur. Dünyasal alanı düzenleyen
*vahy hükümleri'' gerektiğinde, yaşamın
özû olan "öe&şim"e uygun olarak, ya
Vahy Kaynagı'nca ya da Peygamberce
değiştirilmişlerdir. Dahası kimi dünya-
sal hükümlerin bir değil ikinci kez düzen-
lendiği de bilinen bir gerçektir.
öte yanda yine bilinir ki "Dini Ah-
kâm" dinin özü olan "ttikat" ile ibadet-
leri içeren "tbadat" bölümlerinden olu-
şur. "Itikat" alanının hûkûmleri 23yıllık
vahy sürecinin daha ilk dönemlerinde be-
lirlenip inananlara duyurulmuştu ve bu
süreç içinde inanç hükümlerinde herhan-
gi bir degişiklik olmamıştı. olamazdı
da... "Itikat" dinin kendisi demekti.
Bu bakımdan Islam kaynaklan, "lti-
kat" ile ilgili yargılara "Asü Hükümler''
diyerek bunlann dinin temelı olduklan-
nı dolayısıyla değişmezliklerini belirtır-
ken, "tbadat"' ile "Dünyevi AhkâırTın,
"Fer-i Hükümler'' yani "tkincı Derece-
den Hükümler"den sayüdığını da açıkça
ortaya koymuşlardır.
tşte bu saptamalardan yola çıkan kimi
Islam bilginleri, dünyasal olanla dinsel
olanın "Şeriat" adıyla ortak bir çatı altı-
na alınmasını uygun bulmazlar; Şeriat'ın
yalnızca "Dünyevi Ahkâm"ı kapsadığı-
nı kabul ederler. Bu görüşlerinde ne den-
li haklı olduklan son birkaç yüzyılhk ta-
rihimizde yer alan. "Din elden gidiyor,
şeriat isteriz" çığlıklany la patlayan onca
başkaldında görülebilir. "Dünyevi Ah-
kâm" alanrada yapılan yenilenmenın
(çağdaşlaşmanın) yolu, çıkarlan sarsı-
lanlarca kışkırtılan halk tarafından hep
bu istekle kesüiyordu.
Gerçekten, dünyasal şeriattaki herhan-
gi bir düzenleme yenileme, dinsel olan-
la dünyasal olanın bir şemsiye altında ol-
masından yararlanarak hemen dinsel ala-
na çekilebiliyor, böylece "Din elden gi-
dıyor!" çığlıklanna dönüştürülerek en-
gelleniyordu.
Bu oyunun en belirgin bir biçimde ilk
kez sahneye konuluşunun, 29 Mayıs 1807
ayaklanmasıyla gerçekleştiği belirtilir.
Bilindığı gibı. Osmanlı askeri örgütünde
bir "çağdaşlaşma"atılım olan Nizann
Cedit Ordusu'nun 1794'te kuruluşu ile,
geleneksel örgüt Yeniçeri Ocağı'nda kı-
pırdanışlar başlar. Ne var ki bu "Yeni Dü-
zen'e karşı oluş. varlıklan söz konusu
olan Yeniçerilere özgü olarak kalmaz; iş-
levini iyice yitirmiş olan bu Ocağın ara-
cılığı ile bireysel büyük çıkarlar saglayan
devletin kimi üst düzey yöneticilerinden,
ülkenin yönetim birimlerinin başındaki-
lere dek uzanan bir kesim de, harekete
geçer.
Bu çıkar birliğinin renkli bir halkasını
"Ulufe Mafyasırnın oluşturduğunu dö-
neme ait tarîh kitaplannda yer alan şaşı-
lası açıklamalarda görürüz. Başkent ls-
tanbul'da, Yeniçerilerin "UlufeTezkirete-
ri"ni (maaş alındılannı) ederinden daha
düşük bir değerle satın alan bu açıkgöz-
ler, sonra bunlan, akar sahibi olmak is-
tcyenlere ûstün bir fiyatla satarak büyük
kazançlar elde ediyorlardı.
Gerek bu Ulufeciler, gerekse bu çıkar
birliginin öteki halkaları Nizam-ı Ce-
dit'in oluşumunu büyük bir kaygıyla iz-
lerlerken önlemlerini de alırlar. Yeniçe-
riler kazan kaldıracak sınıra getirilir; pat-
lama için gerekli "Şer'i neden" de bulu-
nur; bu, Nizam-ı Cedit erlerinin gıydiği
giysidir. Yeni birliğe, Fransız ordusunda
kullanılan mavi bere ile kırmızı ceketten
oluşan bir eşgiysi (üniforma) uygun gö-
rülmüştür.
1807 bahannda, Bogaz tabyalannda
görev alan K.aradenizli yaraaklara da bu
eşgiysinin (üniformanın) giydirileceği
sözü ortaya atılınca, bunlar başkaldınr;
bu kıvılcım yeterlidir. Başta Yenıçeriler
olmak üzere her türlü kesımden halk:
"Askere setre pantalon grvdirip imanına
halel getiren Padişah'a, AHah tevfîkatını
(yardımını) çok görür" dıyerek Saray'ı
basar...
Demek ki, dünyasal olan giyim-kusam
işi şimdi dinsel alana çekilerek kutsallaş-
tınlıyor, dünyasal gelenek bir "iman"işi
oluyordu. Elbette kısa bir süre sonra as-
kerin giysisi değişecekti; ne var ki, 1807
bahannda "Memaliki Osmaniyc"de çark
böyle döndürülüyordu.
Reaya (halk) da elbet bu çarkın dön-
dürülmesinde kullanılacakrı; oysabu ke-
sim, Nizam-ı Cedit'in giderlerini karşı-
lamak için oluşturulan lradn Cedit'in en
ağıryükünüçekiyor. geçim sıkıntısı için-
de boğuluyordu. Ama şımdi onun da so-
runu: u
Elden gitmekte olan dindi, şeriat-
tt"'....
Genelde Osmanlı toplumunda cagdaş-
lığa dönük atılımlann yolunun kabaca,
hep bu şablona uygun bir biçimde kesil-
diği görülür. Bunun temelinde de yuka-
ndabelirtildiği gibi, dinsel olanla dünya-
sal olanın, "Dünyevi Ahkâm" ile "Dini
Ahkâm"m bir şemsiye altında, "Şeriat"
adı altında toplanmasının yattığı ortada-
dır. Böylece dinin bu konumda tutulma-
sının, toplumu sömürenlerin elinde araç
olarak kûllanılmasını kolaylaştırdığı apa-
çık bir gerçektır.
Öte yanda bu durumun sürdürülmesi
dinin aşın dünyasallaşması konusunu da
gündeme getırir ki, bu tür bir yapılanma-
nın dini özünden uzaklaştınp kendine ya-
bancılaştıracağı kaçınılmaz bir olgudur.
Tüm bu sakıncalar artık çok iyi bilin-
se de. dini şeriatla özleştirme aynı yo-
ğunlukta günümüzde de sürmekte, onca
şenat türü ile çakıştınlan Islamın, "ya-
malı bir bohçaya" dönüştürülmesi rahat-
hkla kabul edilmekte, dahası bundan da
yararlanılmaktadır. •
Gerçekten de tarikat kökenli bu tür
dinci odaklann her biri, kendi çıkarlan-
na uygun bir "şeriat" olusturduklan için,
piyasayatürlütürlü "Şer'i düzenler" sü-
rülmüştür. Ne var kı bunlann alıcı bula-
bilmeleri için güvenli bir ambalaja kon-
malan gerektiğınden, adlan: u
Dmıh Şe-
riat" değil de "Ihmlı Islam"; «libenü
Şeriat" değil de "Liberal Islam"; "Yfo-
muşak Şeriat" değil de "Yumuşak ts-
lam" v.ö. olarak saptanmıştır.
Görünen o ki aralannda yanşma da
(rekabet) başlamış; "Ihmlı tslam" ya da
"Liberal Islarn" alıcılara, kendilerim seç-
melerini yoksa "Katı tslamT
"a boyun eğ-
mck zorunda kalacaklannı söyleyip, söz-
lerinin doğruluğuna kanıt olarak da
lran'ı göstererek: "Şah>r
anhlanegerŞe-
riatmaderryi seçseydi, Humeyni gelmez-
di"diyorlarmış...
Tarikat Şeriatçdan'nın saldığı bu göz-
dağı, hükümetin her iki kanadının da
kendileriyle ilişki kurmalannı sağladığı
gibi, devletin bütün birimlerine yerleş-
melerine ve böylece laik Türkiye Cum-
huriyeti'ni, "Tarikat Cumhuriyeti"ne
dönüştürme çabalannın hızlandınlması-
na da yarayacaktır.
Öyle görünüyor ki, dinsel alanın kural
ve kuTumlan ile dünyasal yaşam alanını
düzenleyecek işlemleri birbirinden ayı-
ran ve ikincüeri akla dayanan ilkelere
bağlayan 3 Mart 1924 tarihli devrim ya-
sasının yazgısı da, aynı tarihli Öğretim
Birliği Yasası'nınkine benzemek üzere-
dir...
Oysabu devrim yasası ile yalnızca top-
lum çağdaşlaşmakla kalmıyor, Islam di-
ni de özünden uzaklaşıp yabancılaşma-
sından korunuyordu.
ARADABIR
SAADETTtN MALKOÇ
Beş Olmaz, Altı Otsun!
Gazetenın birınde manşet: CHP 5 parça.
Amipler de parçalanarak çoğalmıyorlar mı? CHP
de çoğalıyor! Çoğaldıkça da büyüyor (!)
Maçlarda bağınyor taraftar: Bir yetmez, iki olsun.
İki olunca üç, üç olunca dört, beş istiyor.. Isterier ya.
Amaçlan, taraftan olduklan kulübün daha çok atma-
sı.
Ben de tarafım ya CHP'ye: 'Beş olmaz, altı olsun'
djyorum. Altı olsun ki, her grubun eline bir ok düş-
sün.
Biliyorsunuz, CHP'nin logosunda altı ok var. Uzun-
ca bir süredir anlamını yitıren attı ok... O altıok ki, bir
zamanlar "anayasa" gibiydi. Sıraladığı ilketerin dışı-
na çıkmaya kimse nıyetlenemezdi. Bunu akhndan bi-
le geçirenler, soluğu kapı dışında alırdı.
Çünkü altıokun altı ilkesi vardı.
O ilkelerın bir onuru vardı.
Politikayı siyasiler yapardı CHP'de. Şimdilerde
ayağa düştü. Once ılkesıni, ardından amacını yitirdı.
Bir koltuk kavgaadır sürüp gidiyor. Kime, kimile-
rine ne yararı oldu o koltuğun?
Son yedi-sekiz yıldır uğruna savaş verilen, kimile-
rinin rüyalanna giren o kottuk hiç doldurabildi mi? Ya
da olanak tanındı mı doldurmak isteyenlere?
Kunjltayiar, kunjltaylar, kurultaylar. Bitmeyen hizip-
çibaşılık hırsı; hizıp. hızip, hizip... Ayakoyunlan, Kırk-
pınar başpehlıvanlannı kıskandıracak duruma geldi.
Yaklaşan kurultay öncesinde trafik öyle bir hızlan-
dı ki, yeşili bekleyen yok. Tümü kırmızıda geçiyor.
Partinin serpilip büyümesi yerine, parçalanıp ufa-
lanmasına hız verildi. Bir tas su döken yok ağacın
dibine. Gelen işıyor, giden işiyor ki bir an önce kuru-
sun. Gülünçtür ki, hatta acıdır ki ağacın dibine işi-
yenler suladıklannı sanıyorlar.
Bu denli "gaflet" hatta "hıyanet" nerede görül-
müş.
Bir koltuk uğruna Yarab, ne oyunlar oynanıyoıi
Bu ayakoyunlan ile siyaset yapacaklanna Kırkpı-
nar*a çıksalar altın kemer takarlar boyunlarına.
Bölünün, parçalanın; beş olmaz, altı olsun.
Bir ok artmasın.
Amacınız bu değil mi?
TOKAT SULH HUKUK
H A K İ M L İ Ğ İ ' N D E N
Esasno: 1990'633
Kararno: 199M082 -
Davacı Ayse Güneş tarafindan davahlar Halit Arslan,
Mithat Arslan ve Abdurrahman Arslan aleyhine açılan
paydaşlığın giderilmesi davasuıın yapılan açık yargıla-
ması sonunda:
Davahlar Halıt Arslan ve Abdurrahman Arslan adla-
rvna duruşma günü bıldiriı davetiye çıkanlmış olup teb-
ligat bila ıkmal iade edilmiş, Tokat C. Başsavcılığı
vasıtasıyla adres araştınlması yapünlmış, tebligata yarar
adresleri tespit edüememış olduğundan;
Davanın kabulü ile dava konusu Tokat Kervansaray
Köyü Köyönü mevkiinde parsel 712 numaralı 7800 m2
miktarlı taşınmazın umum arasında saölmak suretiyle or-
taklığın giderilmesine, satış sonucu eldeedılecek paranın
tapu kaydındaki hısse dxırumuna göre, 9O2'88OO hıs-
senin Hacı Bekiroğlu Abdurrahman Arslan'a, 902/8800
hissenin Hacı Bekir oğlu Halıt Arslan'a, 682'8800 his-
senin Hacı Bekir oğlu Mithat Arslan'a, 5314/8800 his-
senin Recep kızı Ayşe Güneş"e verilmesine, satış sonu-
cu elde edılecek paradan yüzde 05 harç ile davacı taraf-
ça yapılan toplam 262.100.- TL mahkeme masrafi ile
davacı vekili için 120.000.- TL ücreti vekaletin taraflara
hisseleri nıspetınde aıdıyetıne karar venldığınden, teb-
liğ yapılamayan Halit Arslan ve Abdurrahman Arslan'a
karar tebhği yenne ılanen tebliğ olunur.
Basın: 37823
SEFERİHİSAR AŞLÎYE
HUKUK HÂKİMLİĞÎ'NDEN
19<>3'288Esas
Davacı, Sefenhisar Doğanbey Köyü'nden Mehmet So-
ner, Mustafa Soner ve Ali Behçet Soner ve Izmir'de mu-
kım Gülsüm Gümüşay tarafından davalılar Maliye Hazi-
nesı ve Doğanbey Köy Muhtarhğı aleyhlerine açılan gay-
rimenkul tescil davasında:
Dava konusu Seferihisar'ın Doğanbey Köyü Yazlıca-
ağaç mevkiinde vaki ve Doğusu: Dere, Batısı: Cami Vak-
fı, Kuzeyi: Davacılann mahkemelik yeri ve Güneyı: De-
re ve çamhk ile çevnh taşınmazın davacılar adına tapu-
ya tescili yapılacağından hak ıddia edenlerin mahkeme-
mizın 1993/288 sayılı dosyalanna muracaatlan ilan olu-
nur.
Basın: 38083
Milas, kaymakamını istiyor^ lçemıze bundan üç yıl
• önce tayin olan
I kaymakamımız, bu
I süre içinde Milas için,
I Mılaslılar için önemlı
* ışler yaptı. Iki yıl
daha Milas'ta kalması
gerekırken,
kaymakamımızm
Samsun'un Bafra ilçesine
ataması yapıldı. Bizler
kaymakamımız Havati
Soylu'nun Milas'tan
aynlmasmı istemiyonız.
Neden mi? tşte Kaymakam
Soylu'nun Milas için
yaptıkları.
1 - Milas'ta 40 üretıcı köyün
oluşturduğu "Süt Birliği'',
Kaymakam Soylu'nun
önemlı çalışmalanndan
bıridir. Yıllardır örgütsüz
olan köylülenn sütlen yok
değerine toplanıyor, köylûler
emeklennin karşılığını
alamıyorlardı. Birlik
sayesmde köylünün sütü
değer kazandı. Aynca Süt
Bırlığı içın Koru Köyü'nde
350 miryon liraya yer satın
ahnmıştı, süt toplama
merkezi ve mandıranın
temeli atılacaktı.
2- Dünya Sağlık Örgütû
(W'HO) tarafından fınanse
edılen 150 yataklı tam
teşekküllü, a>Tiı zamanda
Bodrum'dan Dıdım'e kadar
tunzme de hızmet verecek
olan hastane, yine
Kaymakam Soylu'nun öncü
çahşmalan ile gerçekleşti.
Bugün hastanenın kaba
inşaatı bitmiş durumdadır.
3- Muğla Ünıversıtesı'ne
bağlı olarak açılan Milas
Meslek Yüksekokulu'nun
gerek açılma karannın
alınmasında, gerekse
yüksekokulun her tûrlü
donanımının sağlanmasında,
Milas esnafını ve kuruluşlan
da harekete geçıren oydu.
4- Yennden yönetımın bir
uygulaması olan tüm
muhtarlann. esnaf ve meslek
kuruluşlannın katıldığı "llçe
MecHsi'" toplantılan onun
zamanında hıç aksamadan
sürdü. Burada, Milas'ın
özellıklc köylenn yol, su,
elektrik, telefon, okul gibi
sorunlan ele alınır,
çözümlenmesı içın
çalışmalar yapıhrdı.
lşte bu nedenlerle ve biz
muhtarlarla iyi bir diyalog
kuımasından dolayı,
kaymakamımızın başka yere
gıtmesini istemiyonız. Biz
muhtarlar ondan hep yakın
destek gördük. Milas onunla
daha çok eserler
kazanacaktır. Sayın
Başbakanımızdan ve Içişleri
Bakanımızdan,
kaymakamımızı bizden
almamalannı istiyoruz.
Tacettin Güney / Milas
Karacahisar Köyü Mnhtan
Bazıları dostlarına daha çok
. zaman ayırır
Yoksa siz, günü 28 saat yaşayan bu şanslı insanlardan
değil misiniz?.. Onlann birer cep telefonu var. Yaşamı
daha da kolaylaştıran, ödül rekortmenı bir cep
telefonu, Ericsson 337. Darbelere dayanıklı metal
çerçevesi, sesi tüm doğallığıyla ileten mikrofonu.
kullanımı kolay menüsü, Ericsson'a özel anteni ile
Ericsson VetkBI Khatotçılan:
21. yûzyılın cep telefonu Ericsson 337, kendinize ve
dostlannıza daha çok zaman ayırmanızı sağhyor.
Biliyorsunuz, şimdi zaman önemli; ınsan ise her
zaman...
ERİCSSON
K.V.K. Mobll Telefon A.Ş. Tel: (0216) 410 85 00 (6 hat) • GEN-PA Genel Puarlama Sanayl ve Ticaret A.Ş. Tel: (0212) 287 17 17 (10 hat)
PENCERE
Yazanmız llhan Selçuk dinlenceye çıktığından
yazılanna bir süre ara vermiştir.
ATATÜRK VE BARIŞ KONSERİ - 2
HARBİYE
AÇIKHAVA
HYATIOSU
SAAT 20 00
• A_D.D KADÖY*UI0nCOŞU(es
« VM0COAMA OS&Sri (INOIU. SUAOVt
• FHA} SINEMA GİŞtSI
hlofiyotı h « ı > 200 000Tl.'d»
jMTAZ
DUSUNCELER GUNLUGÜ
1.İDEOLOJİÖLDÜMÜ?
2. AKLJNI KIBRIS'LA BOZMAK
3. İÇGÜVEYSİNİN ENCAMI
4. BALİNANIN BÖCEKLERİ
5. ÖPÜLESİ GEMİLER
6. ANAYASANIN PÜF NOKTASI
IITBTII
II111 • âJ 1
IHIInlI I I İ T İ B
Uasncmc
KİMKVİ
MGmı
T M a
•HdK » «« »
(0-312) «31 7T M
l«S.No 8/»
wtao««i«-«ı
(0-Î12ISEK01-52I
11271-434 »-4344S99
KoHt-OfrUO'IMttlU
4107 f«4)1775t
ra^tnji.. - 34360' STMBJL
S7097 F*l 9741 19
ÇATI
*
RESTAURANT - BAR
Yeşillikler arasından
" ' Boğaz'ı -
seyrediyorum, ;
Beyoğlu'nda dans ederken...
' ^ 25100 00
(Özel Tekne Gezileri...)
GENÇ AVUKATLAR ARANIYOR
Kadıköy'deki Hukuk Bürosu'nda çalışacak
genç avukatlar aranıyor.
TEü (0216) 349 06 48
(0216)33714 49
TEŞEKKUR
Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde
By-pass ameliyatımı başanyla gerçekleştiren
Doç.Dr. Sait Aşlamacı
ile
As.Dr. Afşin Yaveri'ye
Prof.Dr. Nasıh Nazh
ve
Dr. Leyla (Uysal) Alkaş'a
Ilgisiyle gücümü yenileyen
Prof.Dr. Hüsnü Göksel'e
Kalp Damar Doktorlanna ve Hemşirelere
teşekknr ederim.
RANAERDOST
ÇAY İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKUL KIYMET TAKDtRİ VE
103 DAVET KÂĞIDITEBIİĞİ
DosyaNo: 1994/221
Alacaklı: M. Yılmaz Kandemir Vek. Av. Mustafa öz-
kal-Afyon
Borçlu: Ramazan Akyel, Ahmet oğlu, aslen Çay ılce-
si Maltepe köyünden olup, adresi meçhul.
Alacaklı ile 24.3.1994 tarihli ipotek akit tablosu ile
Maltepe köyü, Oburcak mevkıi, pafta 2, sahife 546, par-
sel 552 sayıh 20.000 m2 alanlı tarlaya, 28.7.1994 tari-
hinde mahallinde yapılan fıili haciz ve kıymet takdirin-
de 40. 000.000 TL kıymet takdir edılmiştir.
Yapılan işlem,borçlunun adresine tebliğ edılemedıgin-
den iîanen tebliğine karar verilmıştir.
Icra Iflas Kanunu'nun 102. maddesine tevkifan yapı-
lan haciz sırasında hazır bulunmadıgınızdan işbu ilanın
tebliğ tarihinden itibaren adı geçen kanunun 103. mad-
desi gereğince (3) günlük süreye (10) gün ilavesıyle 13
gün içinde kıymet takdir tutanağını tetkik ve bir
diyeceginiz varsa bildirmeniz içın ıcra dairesine başvur-
manızüanen tebliğ olunur. 7.7.1995 Basın:33196